cinci hoca

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

cinci hoca

25 yaşında bir yıllık evli,uzun boylu,esmer güzel bir bayanım.Eşim muhasebeci olup evliliğimiz gayet iyi gitmektedir.tek eksiğimiz çok istememize,denememize rağmen çocuğumuzun olmaması idi.Doktorlara da gidip testler yaptırıyorduk. bir akşam eşim işten döndüğünde,heyecanla, bir arkadaşından duymuş,komşu ülke göçmeni çok meşhur bir cinci hocanın ilaç tedavisiyle insanları çocuk sahibi yaptığı ve bizim de gitmemizi istemesiydi.pek böyle şeylere inanmazdım ama onu kırmamak için peki dedim.Randevu almış bile, ve hemen hazırlanmamı istedi.
O gün banyo yapmıştım ve temiz iç çamaşır giymiştim, alel acele çıktık,taksiyle hocanın evine vardık, müstakil bir evdi ve bizi orta yaşlı bir bayan karşılayıp bir odaya aldı,biraz beklememizi ve benim muayene olacağımı öğrenince,biraz sonra, bir bardakta renkli bir sıvı getirdi,zehir gibi bir şeydi zorla içtim.az sonra da, hocanın bizi beklediğini söyledi,Eşarbımı takıp, içeri girdik,
her taraf kapalı kalın perdelerle çevrilmiş,tütsü dumanlı esrarengiz geniş bir salondu.çok etkilendim.zaten bu arada içim garip bir şekilde kavrulmaya ve sevişmek ister gibi bir havaya girmeye başlamıştım.bundan tedirgin oldum ve eşime söyleyemedim ve yanlızca vazgeçelim dedim ama olmaz geldik artık dedi.
hoca 55/60 yaşlarında, başı sarıklı,cübbeli, sakallı heybetli biriydi,divan gibi geniş bir yatakta oturuyordu. elini öptürdü,derdimizi eşim anlattı.birden başını sallayarak,hırıltılarla,dua gibi bir şeyler mırıldanmaya başladı,cinlerinle konuştuğunu söyledi.
birden durdu ve eşime, gitmesini,3/4 saat sonra gelmesini,kusurun bende olduğunu ve tedavi edeceğini söyledi.ben, hayır olmaz yalnız kalamam dedim,Çok kızdı,bağırarak, hemen defolup gitmemizi ve cinlerimin başımıza belalar açacağını söyledi.Eşim, bana, sakin olmamı, sabretmemi,sonunda muradımıza ereceğimizi söyledi ve hocadan özür ve af dileyerek çıkıp gitti.

Artık yanlızdık,Beni yanına çağırdı,korkudan titriyordum,elini öptürdü,yanına oturmamı istedi.Eşarbımı çıkardı,rahat olmamı,kendimi ona bırakmamı,beni tedavi edeceğini fısıldadı,hırıltılarla bir şeyler mırıldanarak,nefesini yüzüme doğru üfürmeye başladı,garip bir şekilde sanki esiri olmuştum ve her tarafım uyuşmaya başladı.elleri ile yüzümü sevmeye,saçlarımı ellemeye başladı,yavaşça beni yanına divana yatırdı.gömleğimin düğmelerini açarken karşı koymak istedim ama yapamadım ve çıkardı,boynumu, omuzlarımı ve göğüslerimi ellemeye sıkmaya başladı.Hiçbir şey yapmıyor,ruh gibi seyrediyordum.bu arada, içim bir hoş olmuştu sanki aşırı sevişmek istiyordum.
kot pantolonumun düğmelerini açarak çıkardı,iç çamaşırımla kalmıştım.bir müddet dualarla beni seyretti, yan çevirerek sütyenimi açtı ve çıkardı,üzerime çıkarak,dudaklarımı öpmeye,emmmeye başladı,dilini de kullanıyordu,nazikçe yapıyordu,aşağılara inerek, memelerimi avuçlamaya,ellemeye, uçlarını emmeye başladı,tahrik olmaya,inlemeye ve altında kıvranmaya başladım.beni adeta sarmalayıp,vücudumun her yanını elleyip okşayıp,sıkıyordu, çok güzel sevişiyordu,
Doğruldu, Kilodumu çıkardı, kendi de soyunmaya başladı, kıllı bir vücudu vardı ama şalvarını indirdiğinde, kocaman,patlıcan gibi, penisini görünce çok korktum.sıvazlayarak hemen ağzıma verdi,hiç bilmediğim için,almak istemedim ama zorla ağzıma soktu,emmemi yalamamı ve altındaki
yuvarlaklarını okşamamı istedi,dediğini yaptım,biraz sonra,ağzımdayken inleyerek ve sarsılarak boşalmaya başladı,yutmak zorunda kaldım,içim bulandı,bunların vitamin olduğunu ve faydasını göreceğimi söyledi,
Ama durmuyordu,beni ters çevirerek, sırtımı,öpmeye,yalamaya başladı,aşağılara inerek, popomu öpmeye,iki yana açarak arka deliğimi emmeye başladı,parmağını deliğime soktu,ilk defa böyle bir şey tattığım için çok hoşuma gidiyordu.Bu arad boşalmıştım bile, tekrar çevirdi.
iki bacağımın arasında, şeftalimin dudaklarını açarak,öpmeye, emmeye ve parmağını sokup çıkarmaya başladı, müthiş zevk alıyordum, bu arada g noktama da dil atıp beni çıldırtmaya başladı.çok tahrik olmuştum.artık girmesi için yalvarmaya başladım.
Doğruldu ve bcakaltımı omuzun alıp, penisini sürtmeye başladı,ben ise girmesi için yalvarıyordum,aniden içime girdi,acıdan içim yanmıştı ve çığlıklarım odada yankı yapıyordu.İçimde gidip geldikçe acım hafifledi ve müthiş zevk almaya başladım.çıkmasın istiyordum,bu arada meme uçlarımı elleyip hafifçe sıkıyordu,ne müthiş bir duyguydu bu, daha fazla dayanamayıp,ona sımsıkı sarılarak ve sarsılarak, boşalmaya başladım.biraz sonra o da,içimden çıkıp, homurtularla boşalmaya başladı.
Çok yorulmuştum.yanıma uzandı ve sarılarak çılgınca öpüşmeye başladık.
Bu arada,yaşlı kadının içeri girdiğini ve biz öpüşürken, yanıma gelerek,hiç konuşmadan,kadınlık organımın içine bir sıvı döktüğünü gördüm,irkildim ama mani olacak gücüm yoktu.sadece seyrettim.daha sonra arka deliğimde da bir krem sürdü ve kadın çıktı gitti.
Hoca, bana,o sıvı,Çocuk olmasında yardımcı olacak diye söyledi.
bir müddet daha seviştik,Hoca, biraz sonra arkadan da,yapacağını söyleyerek, parmağını önce sokarak,deliğimi genişletti ve yavaş yavaş penisini sokarak girdi çok canım yanmıştı,çıkması için yalvardım ama sokup çıkardıkça,sanki acım dindi ve zevk te aldım.Memelerimi de sıkıp elleyince bu arada üçüncü defa boşaldım.arkamdan çıktı, yanıma uzandı. harika bir gece ve kadınlığımı tam olarak yaşamıştım.beni ve vücudumu harika bulduğunu,çok zevk aldığını söyledi bende öyle dedim.
Ama olumu kaldıracak halim yoktu.
Bu arada kadınlık organıma bir şeyler sürdü,bazı ilaçlar verdi ve bunları düzenli kullanmamı istedi.her ay gelmemi istedi.yaşlı kadın içeri geldi beni adeta çocuk gibi temizledi ve onun yardımıyla giyindim,eşimi beklemeye başladım.gelip beni aldığında, çok yorgundum ama çok mutluydum,dualar ettiğini ve ilaçlar verdiğini söyledim,tabi ki beni harika becerdiğini asla söyleyemezdim,bir sır olarak bende kaldı.Üç ay daha gidip hoca beni ayni şekilde becerdikten(istememe rağmen,içime hiç boşalmadı) sonra,verdiği ilaçlarla hamile kaldım ve bir oğlumuz oldu.Bazı arkadaşlara da tavsiye ettim.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Genç İri Kıyım Gay

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Genç İri Kıyım Gay
Hikayeseverler merhaba tekrardan karşınızdayım.Yaklaşık 6 yıl önce fatih isimli üniversiteli arkadaşla yaşadığım deneyimimi paylaşacağım.Fatih ıspartaya okumak için manisadan gelmiş 19 yaşında 185 boyunda 95 kilo iri yarı bir pasiflikten zevk alan gaydı.İnternette chat yaparken tanışıp kısa sürede sohbeti ilerletmiştikki o devamlı buluşmak isterken bende hem gizlilikten deneyimsizliğinden ve cüssesinden dolayı çekingen davranıyordum.Fatihte asla pişman olmayacağımı sexte sınırının olmadığını zevkten 2 mizde coşacağız deyince bende sonunda razı oldum buluşmaya.

Kendisi yurtta kaldığı için yer ayarlama işi bana kalmıştı.Genelde yakın çevreye gittiğim için burda uygun bi yerim yoktu.Şansımın yardımıyla acilen memlekete giden işyerinde stajyer elemanın ev anahtarını alıp fatihe haber ettim.Akşam kendini ayarlamasını temizlenmesini söyleyince çok mutlu oldu.Eve gidip bende duşumu alıp temizliğimi yapıp fatihle buluşmaya hazırdım.Aradığımda çarşıda beni beklediğini öğrendim hemen olduğu yere gidip araçla yanına durup içeri davet ettim. Sohbette yazdığından daha iri görünüyordu fatih.Eve doğru giderken tanışma faslını bitirmiştik neredeyse.

Aracı park edip sessizce daireye girdik.Tekli koltuğa oturup sohbete başladık.10 dk dan fazla konuşmuş bir türlü olaya başlayamamıştık.Normalde çekingen olmazdım ama fatihin iriliği ve içimdeki düşüncelerden dolayı sex kısmına geçemeyince fatih hani çekingen değildin biriyle buluşurken ilk adımı atardın deyince bozuntuya vermeden ben çekinmiyorum sadece sende alış diye konuşuyorum deyince ben sana yazışırken alıştım çok etkilendim sohbetinden demesiyle bendede ipler kopuverdi.Ayağa kalktığım gibi fatihin önüne geldim ve madem alıştın başlayalım deyip elini aletime götürüverdim.Fatihte bunu beklermişçesine hemen önümde diz çöküp pantolonun üstünden elleriyle okşamaya başladı.Bir süre eli ve ağzıyla okşadıktan sonra kotun düğmelerini çözüp boxerla beraber aşağı indiriverdi.Penisim tüm sertliği ve ihtişamıyla karşısında dururken bir süre bakıp yazdığından daha kalınmış deyince bizde yalan yok dediğim gibi 15 cm kalın 😀 aynen dedim..

Bir süre yavaş yavaş hissederek yaladıktan sonra elini aşağı çekip başını tuttuğum gibi kendim öne arkaya hareketler yaparak ağzını sikmeye başladım.Arada dibine kadar sokup fatihi öğürtsemde hiç ses etmedi zevk aldığımı bildiği için.Yeteri kadar bunu sürdürdükten sonra fatihe kalk dedim.Koltuğa oturup soyunmasını izlerken bir yandanda aletimi 31 çeker gibi sıvazlamam onu dahada delirtmiş hızlı hızlı giysilerini çıkartıp tekrardan yere çömelip inanılmaz şekilde oral yapmaya devam etti.Sohbettede zaten kilosu yüzünden sevişmekten hoşlanmadığını oral yapmaktan çok zevk aldığını çoğu zaman ilk boşalmayı oralla yaptırdığını eğer partnerinin penisini severse sabahlara kadar yalayabileceğini söylemesi yetmişti bana.Anlaştığımız gibi ilk seferi oralla boşaltacaktı boşaldıktan sonra bende deliğini hazırlayacak o sürede tekrar sertleşip içine girecektim.

Oral yapmaya başlayalı 15 dk olmuş fatih yılmadan o güzel saxosunu sürdürüyorduki taşşaklarımı yalamaya ağzına alıp içine çekiyor bazende deliğime odaklanıp diliyle içine girmeye üstünden dil darbeleri atıp tekrardan yukarılara çıkmasıyla iyice tavan yaptım. Boşalacağımı anlayınca hemen penisimi ağzına alıp hızlıca sadece başını hareket ettirince resmen titreyerek bir anda ağzına döllerimi bırakmaya başladım.1 damlasını bile ağzından taşırmadan yutup tadı harikaymış ben buna bu akşam doymam deyip yerinden kalkıp yan taraftaki 3 lü koltuğa yatıp bacaklarını ayırınca zevk verdirme sırasının bende olduğunu anladım.

Hemen fatihin arkasında yerimi almış muhteşem deliği karşımda duruyordu.Önce dil darbeleri atmaya başladım yavaş ve içine girer şekilde.Bir süre bunu yaptıktan sonra ellerimle kalçasını 2 yanından ayırıp tamamen kendimi kaptırmış halde dil darbeleri atmaya başlayınca fatih çok güzel devam et durma asla diyerek arada başımı tutup deliğine bastırmaya başlamıştı.Dilimle genişletemeyeceğim kadar dar olduğu için parmaklarımıda kullanmaya başladım.İşaret parmağımdan başlayarak yavaşça sayıyı arttırarak 4-5 dk içinde deliğin genişlemesini sağladım.Artık hazır hale gelmişti ve hemen prezervatifi geçirip arkasındaki yerimi almıştım bile.

Penisimi deliğe hafifçe ittirmemle başını sokmam bir oldu.İlk anda hafifçe bi irkilme yaşadıktan sonra fatih kasmadan hepsinin milim milim içinde ilerlemesini bekliyorken bende acıtmamak için gayet yavaş hareket ediyor çok abanmadan hafif ileri geri şekilde sokmaya çalışıyordum. Bu şekilde yapa dururken artık tamamen içine girmiş kökünü hissettiği anda fatihten koca bir ohhh sesi gelmişti.Vucudunun iri olması omuzundan kolayca kavrayabilmeme olanak sağladığı için hemen ordan güç alarak ileri geri hareketlerle sokup çıkarmaya başladım.Aletimi tam çıkartıp bakmadan doğruca ileri hareket ettiriryor her nasıl oluyorsa fatihin deliğine 1 seferde girip çıkmamdan dolayı inanılmaz gaza geliyordum.Normalde bunu bakmadan arka arkaya pek yapan olmaz çünkü.Bu şekilde tümünü çıkarıp bir hamlede sokar şekilde bu pozisyonda en az 6-7 dk kaldık.Ben yüklendikçe o ohh çekiyor onun rahatlaması beni daha da gaza getirip makina gibi ardı ardına sertçe sikmenin keyfini çıkarttırıyordu banada.

Yorulduğunu anlayınca koltuğa uzanmasını istedim.Hemen üzerine yatıp aletimin yolunu kendi kendine bulmasıyla tombul kalçalarının arasında şap şap sesleri eşliğinde ritim tutturup arada da deliğin içinde aletimi hareket ettirip dinlenerek baya bir süre siktim.Fatih tamamen zevke odaklanmış har darbemde daha derine sok daha hızlı ol sik beni kocacım gibi şeyler söylemesi dahada cezbedici hal aldırdı bana.Hafifçe doğrulup kalçasına oturduğumdada kalçasına tokatlar atarak bende ona kelimelerle karşılık vermeye başladım.Bir yandan aletimi deliğin derinlerine itip çekiyor bir yandanda kalçalarına sırayla tokatlar atmam 2 mizide değişik duygulara çıkarmaya yetmişti.Olayın etkisiyle dahada devam edemeyeceğimi anlayınca boşalacağım dememle fatih ağzıma boşal deyip tam ters şekilde döndüğü an hemen öne doğru hareket edip olanca şiddetle 2. kez döllerimi ağzına yüzüne boca etmeye başladım.

Önce ağzındakileri tutup sonrada yüzüne taşanları itinayla parmağıyla toplaması ve onlarıda yutmasıyla rahatlamış göbeğine doğru oturduğum an anlık bi irkilme oldu.Arkama doğru dönünce fatihin sikilmenin verdiği zevkten dolayı sert ve kocaman penisini görüp inanın şok oldum.En az 18-19 cm civarı muz şeklinde mantar başlı eğri penis resmen sırtıma değiyordu.Sohbet sırasında o benimkini sorduğunda bende ona sormuştum kaç cm diye ama ben p yim benim penis ebadım önemli değil ayrıca sertleşmez kolay kolay demesi o an küçük olduğunu bu yüzden söylemek istemediğini anlatmıştı ama gerçek öyle değilmiş.Tekrardan fatihe dönüp hayırdır ne bunun hali deyince valla bilmiyorum normalde sertleşmezdi ama bugün 2-3 kez sertleşti.İlk sertleşmem deliğini yaladığım an oldu ben yaladıkça penisim aşağıda inanılmaz hale gelince hemen bıraktım.Diğer sertleşmelerimde sen sikerken gerçekleşti deyince demek gerçektende zevk aldın o yüzden olmuştur demem fatihinde onaylamasıyla son buldu.

Seni rahatlatmamı istermisin diye sorunca gerek yok 3. boşalmanı beraber yaparız bende o sırada penisim sertleşirse boşalayım deyince ses etmedim.Bir süre dinlenip sohbet ettik.O konuşmalar içinde ilginç şeyler söyledi bana.Aktiflikten konu açıldığında önceden benim gibi a olabildiğini ama yanlış partner seçimleri yapıp psikolojisinin bozulduğunu ve 1 yıldan fazla süredir de hiç anal olarak aktif olmadığını penisinin çoğu zaman sex boyunca inik halde kaldığını falan anlattı.Nadiren kalktığını söyleyince partnerle alakalıdır beğendiğin biri yada bir şey olunca o eski kalkmalar oluyor deyince aynen sende onu hissettim deliğini yalarken gerçi sende ters etki oldu deliğinin yalanması hızlıca boşalmana neden oldu deyince 2 mizinde ummadığımız yönlerini ortaya çıkarıp içimizdeki şeylerin başlangıcı olmuştu.

Sohbet esnasında benimki tekrardan hareketlenmeye başlayınca fatih tebessüm ederek bırakalım benimkini ya burda görevini şahane yapan bir penis var deyip tekrar aynı döngüye girmiş ve olanca güzellikteki oral sexine yeniden başlamıştı.Artık uyumu tamamen yakalamış sanki bir çok kez görüşmüş partner gibiydik fatihle.2 tarafta ne istediğini olayın işleyişini bilince zaten sex keyif verir hale geliyor.Beni geriye doğru iterek yatırıp 69 yapmak istedi.Ben fatihin ebadından çekindiğim için yapmak istemedim ama fatih dirseklerini kenarlara koyup ağırlığını bana hiç hissettirmeyince sesimi çıkarmadım.Kalçasını tam ağzıma denk getirip kendide aletimi ayarlayıp pozisyonu alınca 2 mizde birbirimizi rahatlatmaya başladık tekrardan.Deliği iyice genişlemiş halde karşımda duruyorken dilimi yuvarak yapıp içine sokmaya başlayınca fatih tekrardan zevklenmeye başladı.Bir yandan dilimle masaj yapmam bir yandanda kalçalarına aynı anda vurmam acayip gaza getirmiş olmalıki fatihin penisinin inanılmaz şekilde kalktığını görmem zor olmadı.Hafifçe elimle tutup geri çekerek ağzıma girecek şekle getirince fatih bir an yapma dedi ama ben dinlemedim.Bu şekilde yüzüne boşalmayayım desede ben sorun değil yapmadığım bişey değil sonuçta sorun etme dedim.Kalkınca yapacağını söylemiştin ve kalktı işte deyince ya kusura bakma inan nasıl oluyor anlamadım senden kaynaklı galiba deyip mahçup hale gelmesi beni dahada etkilemişti.

Özür dilemene gerek yok erkeksin tabik**e kalkacak ayrıca benden etkilenmenden dolayı ben teşekkür ederim canın ne istiyorsa o şekilde davran demem fatihin içindeki ateşi körüklemişti. Aletime öyle bir yumulduki kıtlıktan çıkmışçasına yalıyor köküne kadar alıp elleriyle hızlıca sıvazlayarak beni benden alıyordu.Arada taşşaklarıma iniyor var gücüyle içine çekip deliğimde dilini gezdirip kalçalarımı kenara ayırıp deliğimin nefes alacak şekilde açılmasını sağlaması iyice kudurtmuştu.Bende bazen aletini bazen deliğini yalar halde zevkten kuçuyordumki akıl almaz şekilde yaptığı oral ve masaja daha fazla dayanamayıp boşalmaya başladım.İliğimi sömürdü fatih o boşalma anında resmen.Boşalmam bitmesine rağmen dizlerimin titirediğini görmem ne kadar zevk aldığımı belli ediyordu.

Erken oldu dayanamadım inan normalde bu şekilde gelmem ama sen mükemmel yapıyorsun boşalmayı tutmam gerekirken olanca şekilde bunu hızlandırmak istiyorum yaptığın saxodan dolayı diyordumki fatih teşekkür ederim saxo yu seviyorum aletine bayıldım o yüzden oral yaparken kendimi kaybedip senide hızlıca gaza getirdim sanırım dedi.Ben boşaldım sıra sende dediğim gibi inmeye yüz tutmuş aletini ağzıma alıp aynı fatihin yaptığı gibi yalamaya başladım. Kısa sürede ağzımda olmayacak derinlere ulaşan penisinin sertliğine hayran kalmıştım. Üstümden bir çırpıda inen fatih yere diz çöküp beni döndürüp koltuğun önüne doğru getirdi ve deliğimle ilgilenmeye masaj ve dil darbeleri atarak gevşetmeye başladı.İçimden aktif olmak istediğini o an geçirdim ve aletinin ebadından dolayı biraz çekindim açıkçası ama fatihte o yönde bir işaret yoktu.

Deliğime öyle yavaş davranıyorduki ben kısa sürede yaptığı yüzünden zevk almaya başlayıp inlemeler çıkarınca fatih hoşuna gitmiyor sanıyordum ama sende dayanamıyorsun ben gibi deyince inan çok sevmem önceden de yalayanlar oldu ama hiç birinde bu derece kendimden geçtiğimi hatırlamıyorum dediğim an fatih o soruyu sordu.Aktif olmama izin veririmisin diyerek.Aslında korkuyordum o an ama fatihi kırmamak ve gerçektende en azından ruh halini yola koymak adına ve sanırım zevk alacağımı bilmemden dolayı sen istedikten sonra bende isterim sadece yavaş ol demem inanılmaz şekilde hoşuna gitmiş sen merak etme hissetmeyeceksin bile deyip dahada iştahla deliğime yumulmaya başlamıştı.

Artık sadece dili değil parmaklarıda çalışıyordu.Ellerimi tutup kalçalarımdan 2 yana çektirdiği an deliğimin nefes aldığını hissettim resmen.Parmak sayısının arttığını görüyordum ama kaç parmağını soktuğunu bilmiyordum.Sanırım istediği kıvama getirmişti bana ayırmaya devam et deyip prezervatif geçirdi penisine ve hemen yerden kalkıp ağzıma doğru gelerek soktu o haldeyken.Olanca tükürüğe boğduktan sonra tekrardan deliğimin karşısında yerini alıp başını dayayınca kalbim dahada hareketle atmaya başladı.Girişini hissetmiştim çok da zorlamadan yolunu bulmuştu.Sanırım yarısına kadarı içimdeydi artık.Hafifçe geri çekilip aynı benim yaptığım şekilde ilerleyerek yarıdan fazlasını soktuğu an hafif bir acı hissettim.

Fatih hareket etmeden çok az bekleyip bir anda yüklenince vücudunun tenime değdiğini hissettim.Hepside artık içimdeydi.Şuan inanılmaz haldeydim.O devasa penis tamamen derinliklerimde geziyordu resmen.Yavaşça geri çekilip hızlıca sokmaya başlayınca ellerimi kalçamdan çekip ayaklarımı kendime çektirmeye başladı.Ardı ardına sertçe sokmaya başladığında o utangaç pasif gitmiş yerine devasa cüssede ve güçte sert aktif gelmişti.Bir süre bu pozisyonda siktikten sonra öne eğilip belimden kavradığı gibi sanki bebek kaldırıyormuşçasına beni kucağına alıp ayağa kalktı.Boynuna ellerini dolamamlada alttan sokmalarına başladı.Sikerken en sevdiğim pozisyonda sikilmek benimde çok hoşuma gitmişti.Bir yandan dudaklarımı hunharca öpüyor bir yandanda avuçlarının içinde kaybolan kalçalarımdan tutmuş beni kendine çekip aşağı yukarı hareket ettirerek dibine kadar geçiriyordu.

Ne kadar bu şekilde yaptık bilmiyorum ama inanılmaz zevk alıyordum orası kesindi.Bir hamlede ben yere indirip koltuğa doğru ellerimi dayadı ve tekrardan içime sokup sertçe yüklenmeye başladı.Elleri ise arada belimde arada omuzlarımda duruyor bir ordan bir omuzumdan güç alarak kendine olabildiğince hızlı çekerek hepsini içimde kökleyerek hızlandıkça hızlandı.Sanırım uzun aradan sonra aktif olmanın zevkini sonuna kadar çıkarmaktı amacı bunuda bende yapma şşansı doğmuştu fatihe.Arkamdan iyice kavramış her yüklenmesinde koltuğun sırt kısmına ağzım geliyor sonra beni kendine çekerek dibine kadar vurduruyorduki bir anda itip uzanmamı sağladı. Yavaşça üstüme uzanıp elleriyle koltuğun baş kısmından destek alarak ağırlığını bana vermeden sadece içime girip çıkmaya başlayınca tekrardan zevkten 2 mizde homurdanmaya başladık.O aktifken zevk alması normalken ben neredeyse uzun zamandır p iken bu denli zevk almamıştım bunun şaşkınlığını yaşıyordum.

Fatih giderek hızlanmış artık kalçamda hafiften ağırlığını hissetmeye başlamıştım ki bir anda üstümden kalkıp prezervatifi çıkardığı gibi elleriyle başımı tuttu ve ağzımda gidip gelmeye başladı.Benim ona yaptığımı yapmak istediği bariz bir şekilde belli oluyordu.Penisi uzun olduğundan gırtlağıma kadar değiyordu neredeyse zaten hepsi girmiyordu o ittirmelerine karşın.En son tamamen sokmaya çalıştığı an bir anda kendini geri çekerek ağzıma yüzüme doğru bağırtılar eşliğinde şiddetle hortumdan su fışkırıyormuşçasına boşalmaya başladı.Ağzıma girenler bile benimkinin 2 katıyken yüzümde döl içerisindeydi.Heryeri zevkten titriyordu sanırım onunda bir süre o şekilde kaldıktan sonra yüzüme doğru eğilip diliyle kendi döllerini temizleyip ağzında tuttu.2miz aynı anda yutkunarak döllerinin tadına varmıştık. 2mizde yorgun düşmüştük resmen.Fatih ardı ardına yaşattıklarım için teşekkür ederken bende gerçekten umduğumdan kat kat daha fazla zevk aldığımı yaşamadığım şeyleri yaşattığı için ona teşekkürlerimi bildirdim.O akşamdan sonra fatihle fırsat buldukça görüşmeye başladık.Ispartada kaldığı 2 yıl boyuncada seximizi sürdürdük.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

arkadasimin annesi

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

arkadasimin annesi
ben 28 yasinda istanbulda ozel bir hastahanede anestezi teknikeriyim olayim bir okul arkadasimin annesiyle gecti bir gun aksamustu isten ciktiktan sonra arkadasimi ziyaret etmek istedim surekli gorustugumuz biri aradim acmadi evine gideyim dedim sonra aracima binip evlerine gittim kapiyi caldim ve annesi acti hosgeldin dedi buyur etti bizimki nerde dedim hollandaya gitti dun dedi arkadasi ucuz tur ayarlamis kiz arkadasiyla gitmis neyse derya abla kahve yapti ictik sohbet filan derken aksam beni bakirkoye birakirmisin dedi evde kimse yok arkadasimda kalirim dedi bu arada esi 7-8 yil once vefat etti olur dedim bu aksam nobetim yok dedim bennde sikildim hayirsiz oglan gitti filan dedi o arada bikac hafta once ameliyat olan restorantci bi abim canli muzik varmis yemege cagirdi davetlimsin misafirim ol dedi bizde yalan yok yakisikli filan degilim biraz gobek var kizlar bize bakmiyor bile yalnizbasima gitmek istemedim yok abi filan dedim neyse kapattik derya abla niye gitmiyosun dedi bilmem yalniz nappicam dedim ben geliyim ablam zaten sikildim dedi olur dedim eglenceli kadindi cok eglenecegimizden emindim aksam 8 de alirim seni dedim anlastik ve ciktim aksam 8 de ciktim kapisini caldim bikac dakika sonra actim ben daha hazir degilim dedi ama kendine cok yakisan dizinin altinda mavi bir elbise giymis beklerken arada gecti salonun ordan bacaklari dikkatimi cekti balik etli 1.75 boylarinda hafif kalcali irice goguslu kumral hos oturakli bir ablamizdir kendisi bbacaklari cok guzel gorunuyordu neyse giyindi geldi bendede bacak ve ayak hayranligi vardir abazayizda arada eskort filan cagiriyorduk eve ama araba alinca onun taksidini odemekten pek para kalmiyordu neyse restorana gitttik cok guzel bir masa sahnenin yaninda oturduk mezeler filan geldi 1 duble sarap istedi bende viski o yudum yudum iciyordu 9 da ordaydik saat 10 da sarabin yarisini yeni bitirmisti neyse 10 bucuk gibi telefonu caldi kalkti lavoboya dogru gitti biraz bekledim gelen yok garson geldi abi bakarmisin dedi bi gittim baktim derya abla hickira hickira agliyor neoluyor dedik babasi kaza yapmis ankarada annesi olmus babasi yogun bakimdaymis derya abla fenalasmaya basladi hemen arabaya bindirip benim hastahaneye goturdum nefes alamiyorum filan diyor arabada deli gibi agliyordu hemsireler sakinlestirici verdiler damar yolu actirdim birde serum taktirdim saat 12 gibi birdaha telefonu caldi ablasi ariyor babasida olmus aldikmi basimiza belayi sakinlestiricide fayda etmedi birda verdik acil eve gitmemiz lazim oglumu ariycam dediulasmaliyiz dedi nobetci doktora soyledim cikmamiz lazi diye sabah gondeririz dedi ama bizimki lutfen gidelim diyor bende doktora zaten yakinda kaaliyor bise olursa getiririm dedim tamam yanina sakinlestirici al damar yolunu cikarma fenalasirsa verirsin dedi ben sakinlestirici arti narkoz aldim eve gideerken uyuya kaldi onceden verdigimiz ilaclarin etkisiyla arabadan kucaklayip eve cikarmam gerekiyordu kucaklayinca sol elim baldirlarina dokundu tuglerim diken gibi oldu cok degisik bir histi asansore bindirdim ayklarini yere indirip sarildim dusmesin diye konusamiyordu kollarim arasindayken gogus dekoltesi gozukuyordu aklim gitmisti bir taraftan kendime kiziyor diger taraftan cok farkli duygular vardi tekrar kucakladim 4. katta dairenin kapisina geldik cantasindan anahtarla kapiyi actim salona koltuga koydum derya ablayi etegi yukari dogru cekilmisti bacaklari dahada acilmisti kendimi tutuyordum

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

efendimiz….bl 1

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

efendimiz….bl 1
ilk tanıştığımız zamana döndüm bir anda… Kocamla yeni evli olduğumuz, çocuk olmuyor diye baskıyla ezildiğim, sonunda elimizde kocamın sperm sayısının yetersizliği yazılı bir raporla çaresiz kalakaldığımız zamana…

Tüp bebek, doktor tedavisi gibi şeyler bizim çevremizde asla kabul görmeyen konulardı. Hele elindeki laboratuar mühürlü tahlil sonucuna bile inanmıyordu kocam… Sık sık çocuk yapmayı denediğimiz, her türlü baharatı, bitki ilacını, karışımları denediğimiz halde bir türlü olmuyor, olmuyordu.

Neredeyse her gece diyebileceğim sıklıkta gittiği ve bana pek bahsetmediği toplantılardan birinden dönmüştü konuyu bana ilk açtığında… Gecenin bir yarısı beni karşısına aldı, önce tutuk tutuk, sonra ateşli bir şekilde uzun uzun anlattı.

Bir dergaha mürit olmuş. Efendi hazretleri diye bahsettiği şeyhin mucizelerinden, ne kadar nurlu bir zat olduğundan, en cahilinden en okumuşuna, en fakirinden en zenginine kadar bir sürü müridi olduğundan bahsetti.

“Ben derdimizi Efendi hazretlerine açtım Gül…” dedi sonunda… “Yarın seninle dergaha gidiyoruz. Seni yanına kabul etmeyi uygun gördü. O’nun şefaatiyle çocuk derdimiz kalmayacak.”

Şaşırdım önce… İtiraz ettim, olmaz dedim, kabul etmedim. Tahlil sonucunu çıkarıp gösterdim,

“Nasıl olur böyle bir şey? Tıp bu kağıtta senin çocuğun olmayacak diyor. Senin efendinin duasıyla olacak şey midir?” dedim.

Ne yaptıysam kar etmedi. İtiraz ettikçe öfkelenmeye, kırıcı olmaya başladı. Ben de dirliğimiz bozulmasın, gidelim de görsün hanyayı konyayı diye düşünerek zorlamayla kabul ettim.

“Yalnız hazırlanman lazım Gül… Tertemiz, misler gibi aklanıp paklanman lazım… Ev haliyle koskoca Efendimizin huzuruna çıkamazsın. Yıkanıp kokulanacaksın, allığını rujunu süreceksin, en yeni giysilerini giyeceksin, bayramdır bizim için…”

Ben de bütün dediklerini yaptım içimden kıza kıza… Alt tarafı iki dua okuyacak adam, benim vücut temizliğimle ne alakası var diye düşünsem de, üstümde kıl tüy bırakmadım, kokular kremler sürdüm, makyajımı hafifçe yaptım. Düğünümde giymem için nişan tepsisiyle gelen dantel iç çamaşırlarımı geçirdim. Biraz diz altı, belimin inceliğini, göğüslerimin kabarıklığını ortaya çıkaran parlak bir elbise giydim.

“Çok güzel oldun Gül” dedi kocam gözleri parlayarak, beni baştan aşağıya süzerek… “Efendi hazretleri bu halinle seni mutlaka kabul eder. Hadi gidelim, dergahta bizi bekliyorlar.”

Arabaya binip kocamın Dergah dediği çiftlik evine gittik, kapısından içeriye girdik. Yüksek duvarlarla çevrili bir arazinin ortasında kocaman bir villa… Kapısı açıldı, kocam açanlarla selamlaşıp önde, ben arkasında içeriye girdik.

Üst katta, önünde iki adamın beklediği bir kapı açıldı. Kocam temennalarla, elleri göbeğinde kavuşturulmuş, saygıdan titreyerek, ben merakla etrafıma bakınarak daldık.

İlk gördüğüm şey, Efendinin simsiyah, yakıcı gözleri oldu. Az öncesine kadar bitse de bir an önce, kaçsak diye düşünürken bir anda her şey gidiverdi aklımdan…. Sanki büyülenmiş gibi, o siyah gözlerin cazibesine kapılmış gibiydim.

Neden sonra oturduğu taht benzeri koltukta bağdaş kurduğunu, üzerindeki cübbeyi, bembeyaz sarığını, elindeki kocaman tesbihini görebildim.

Ve siyah gözleri kadar kara kıvırcık sakallarını, kemerli burnunu, dua ile kıpırdanan dudaklarını, tesbihi kavrayan güçlü ellerini… Ve illa o içime işleyen, delen, okşayan bakışları…

Bir zaman derin bir sessizlik oldu ortamda… Sadece Efendi hazretlerinin dua ettiği aşikar, ne dediği belli olmayan mırıldanma sesi vardı.

“Kapıları kapatın” diyen gür sesi yankılandı sonra bir anda… “Bu katta kimse kalmasın.” Adamlarına söylüyordu bunu, kocama da işaret etti, “Sen de bizi aşağıda bekle… Duamız bitene kadar… Tesiri olması için huzur olmak gerek, yoksa hükmü kalmaz ettiğimiz duanın…”

Herkes, kocam dahil, hürmetle geri geri giderek çıktı, kapı arkamızdan kapandı, ben Efendi ile başbaşa kalıverdim bir anda… Loş bir ışık yayılan salonda sadece bizim olduğumuz bölüm biraz aydınlık kalıyordu, diğer her köşe karanlıktı.

Bir kibrit yandı Efendinin elinde, uzun bir çubuğu ateşlediğini gördüm. Önündeki sehpada duran ayaklı kadehi gösterdi tesbihli eliyle…

“Diz çök yavrum. Bu kadehteki okunmuş sudur. Bir nefeste içmen gerekir. Senin derdini biliriz amma, çaresini dermanını bu suyu içince göreceğiz.”

Şaşkın, etkilenmiş, robotumsu adımlarla yaklaştım, koltuğunun önünde diz çöküp sehpadan kadehi aldım, bir dikişte hepsini içtim. Bildiğimiz su gibiydi tadı, biraz garipti.

Efendi bu kez daha yakından bakıyordu bana… İçime işliyordu sanki bakışları, içimde bir şeyler eriyordu sanki… Az önce yaktığı çubuktan kıvrılarak dumanlar çıkıyor, ara sıra nefeslenerek dumanını bana doğru üflüyordu. Yüzüme kadar gelen duman bildiğim sigara dumanı değildi, bambaşka, değişik bir kokusu vardı.

Başımın hafifçe dönmeye başladığını hissediyordum. Sonra da içtiğim su midemi yakmaya başladı sanki… Karnımda minik bir ateşle başladı, sonra kasıklarıma yayıldı o sıcaklık, oralarım kavruluyordu adeta… Elimi apış arama atıp avuçlamamak için kendimi zor tutuyordum. Zonklamaya başlamıştı çünkü…

“Örtünü mantonu çıkar yavrum…” dedi sonunda… “İçtiğin su derdini gösterir oldu bize… İfritler musallat olmuş sana… Okunmuş su içinde yayıldıkça telaşa düştüler şimdi… Ayağa kalk da mantonu çıkar. Yamacıma gel. Okuyup üflemem lazım…”

Öyle derin, öyle buyurgan bir sesi vardı ki… O konuştukça titriyor, sürekli ürperiyordum. İçim alaz alaz yandığı halde tenimin bunca ürpermesinin nedenini çözemiyordum bir türlü… Kocama itiraz ederken burnuna dayadığım tahlil raporu aklıma bile gelmedi bu yüzden…

İtiraz etmeden, büyülenmiş gibi yavaşça kalktım. Başımdaki örtüyü titreyen parmaklarımla çözdüm. Yere bıraktım öylece… Sırtımdaki uzun mantoyu da… Efendinin huzurunda kocamın giydirdiği parlak dar elbiseyle, belime kadar uzanan kumral saçlarımla kalakaldım. Keşke biraz daha kapalı giyinseydim, adama ayıp oldu böyle diye geçirdim içimden…

Parmağının işaretiyle yanına iyice yaklaştım. Ateşi sönmeye yüz tutmuş çubuğundan son bir nefes çekip dumanını bıraktı yine… Onun ağzından çıkan duman benim ciğerlerime doldu.

Offf… Başım öyle bir dönüyordu ki… Utanmasam, çekinmesem Efendi hazretlerinin omuzlarına tutunabilirdim. Onun yerine dizlerim titreyerek, yere yığılmamaya çalışarak hemen önünde dikildim. O koltuğunda oturuyor, bense önünde ayakta bir süre durduk. Yine o dudaklarındaki mırıltıyla durmaksızın bir şeyler okuyordu.

Mırıldanmayı kesti sonra, iki eliyle hafifçe belimi tuttu. Başını iki yana sallayarak nefesini üfledi. Ellerinin temasını hissedince ben de nefesimi koyuverdim. Dudaklarımdan bir inilti çıkıverdi istemsizce…

“Ohhhh…” Ne oluyordu bana böyle, anlayamıyordum. Adamın parmakları ince kumaşlı elbisemin üzerinden tenimi ateş gibi yakıyordu. Gözlerim yarı kapalı, içimde bir ateş, onun parmaklarında bir ateş, kavrularak olacakları bekliyordum sadece…

“Biraz rahatladın değil mi yavrum?” dedi mırıldanmaya ara verip…

Dudaklarımı ısırarak başımı evet anlamında sallayabildim sadece… Rahatlamak sayılmazdı ki bu, karnımdaki ateş daha da artmıştı sanki…

“Rahatladın ama sadece biraz, değil mi? Şimdi üstündeki esvabı çıkaracaksın. Üstünde entari olunca tesiri olmuyor, ifritlere tam ulaşamıyorum. Şu köşedeki divana uzan sonra da… Utanmana gerek yok. Bizim işimiz dua ile… Karanlıkta fani bedeni görmeyiz bile, bizim işimiz sadece içindeki kötülükle… Haydi yavrum…”

Gösterdiği divana doğru yürüdüm yine robot gibi… İçimi kavuran ateşin söneceği umuduyla, rahatlama kaygısıyla… Elbiseyi bir hamlede sıyırıverdim üstümden, üzerimde sadece dantel sütyen ve külot kaldı. Tam uzanırken seslendi yine,

“Ne varsa dedim kadın… Esvap derken ne varsa dedim, hiç bir şey kalmayacak.”

Kocam geldi gözümün önüne, alt katta bekliyordu beni… Evliydim ben… Nikahlı kocam aşağıdaydı. Bense burada yabancı bir erkeğin önünde çırılçıplak kalıyordum. Utanarak, sıkılarak da olsa bir iki kelime mırıldanmaya, sıkıntımı anlatmaya çalıştım,

“Efendim… Kocam…” Elini şöyle bir sallayıverdi havaya, gülümsedi. O tok, buyurgan, içime işleyen sesiyle kısa bir vaaz verdi oracıkta,

“Sakın kocanı aklına bile getirme yavrum… Bugünden sonra sen de katıldığın bu dergahta öğreneceksin ki, kocan da, sen de, diğer herkes de kadın erkek benim talebelerimsiniz. Ben ne dersem o olur. Bu dünyada bana koşulsuz itaat edeceksin ki, diğer dünyada sana şefaat edecek biri olsun. Şimdi… İlk defa geldiğin için bu defalık seni hoş gördük. Dediklerimizi hemen, aynen yapacaksın. Yoksa cehennem seni bekliyor, haberin ola…”

Çaresiz, itiraz etmeden dediğini yaptım. Başım döne döne, edilen dualara, beni gözlerden saklayan karanlığa güvenerek üstümde giysi olarak tek kalan çamaşırlarımı da çıkardım ürpererek… Külodumun ıslaklığını o anda fark ettim. İçimdeki ateşten midir bilmem, kadınlığımdan sular akmış, külodum sırılsıklam olmuştu.

İlk defa kocamdan başka bir erkeğin yanında çırılçıplak kalıyordum. Utanarak, büzülerek divana uzandım emrettiği gibi… Bir elimle göğüslerimi, diğeriyle avret yerimi kapamaya çalışıyordum.

Taht misali koltuğundan kalktı, ağır adımlarla, mırıldanarak yanıma geldi. Ürkerek karanlığın içinde beni göremeyecek olan Efendinin hareketlerini izliyordum. Birden ellerini kaldırıp iki kez çırptı, yankılanan alkış sesiyle başucumda bir lamba yanıverdi.

“Ellerini çek, kollarını iki yana uzat yavrum… Rahmini üflemem lazım, engel olmaması lazım…”

Öyle utanıyordum ki… Koruyuculuğuna güvendiğim karanlık kaybolmuş, lambanın ışığında tamamen gözlerinin önündeydim. Adamın delen bakışları çıplak bedenimde baştan aşağıya dolaşırken tenim ürpererek öylece yatıyordum önünde… Anadan üryan…

Uzun uzun okudu, üfledi, mırıldandı. Tüm bedenimi sıcak nefesiyle üfleyerek dolandı. Her yerim titremeye başladı. Kendime bir türlü hakim olamıyordum. Beynimden her şey silinmiş gibiydi sanki… Sadece içimdeki ateşi duyumsuyordum. Kasıklarımı yakan ateşi…

“Titriyorsun. İfritler telaşa düştü. Çıkmak üzereler… Az kaldı yavrum…” diye beni teskin edercesine mırıldanıyordu arada…

Fakat o davudi sesi titremelerimi arttırmaktan başka bir işe yaramıyordu. Elinin birini karnıma koydu hafifçe… Sıcaklığı deldi geçti sanki… İnleyiverdim.

“Ohhh… Efendim…” Çıplak karnımda elinin, parmaklarının okşarcasına, tüy gibi teması bitirdi beni… Elini sımsıkı tutup kendime iyice bastırmamak, apışarama götürmemek için kendimi zor tutuyordum.

“İçindeki bütün ifritler senden çıkıyor şimdi, elimden akıyor yavrum… Buraların yanıyor değil mi şu anda?” Elini göbeğimden aşağıya indiriyordu Efendi… Tam da istediğim gibi, zevkle kıvrandım,

“Evet efendim…” diyebildim dudaklarımı ısırarak, gözlerim yarı kapalı, içimden yükselen çığlığı bastırmaya çalışarak… “Çok yanıyor hem de…”

İki eli de üstümdeydi şimdi… Biri karnımda iken diğeri kasıklarıma indi yavaş yavaş… Temizleyip pırıl pırıl yaptığım üçgenimin üzerine kapandı parmakları… Büyük bir zevkle kasıldım. Oh, çok güzeldi. Parmaklarının teması ateşimi alıyordu sanki biraz biraz… Parmakları kasıldı, avuçlarının içine aldı fındığımı…

“Şimdi nasıl? İyi geliyor mu? Çıktıklarını hissediyor musun şimdi?” Sıkıp sıkıp bırakıyor, adeta yoğuruyordu. Zevkten bayılacak gibiydim. Kekeliyordum,

“Evet… Çok… İyi geliyor…!”

İçimden çıkan tek şey, Efendimin parmakları okşadıkça akan zevk sularımdı aslında… Ve o parmaklar benim içimden akan su ile ıslanmış vaziyetteydi. Elini kaldırıp yüzüme yaklaştırdı parmaklarını…

Gördüm. Sanki sperm akmış gibi bir sıvı vardı parmaklarını kaplayan… İnanamıyordum. Kocamın altında yatıp, o çocuk olması için üstümde debelenirken içimden böyle sular aktığını bilmezdim oysa…

Kocamın altına yatmak, yapmam gereken bir görevdi o kadar… Oysa bu adam sadece parmaklarını kullanarak beni zevkten zevke sürüklüyor, delirtiyor, kıvrandırıyor, içimden sular çağlamasına sebep oluyordu.

“Görüyor musun ıslaklığı? İçindeki ifritler salıyor bu suyu… Şimdi bu suyu tekrar geldiği yere koymamız lazım… Ancak o zaman rahatlayacaksın yavrum… Benim ellerim ıslak… Sen şimdi şu şalvarın uçkurunu çöz bakalım.”

Cübbesinin yakaları ikiye açılmış, ayağındaki şalvarını bağladığı ibrişim uçkuru gösteriyordu bana… Titreyen ellerimle ipi çözdüm, şalvarın beli gevşedi. Divanın üzerinde diz çöktü, beni de bacaklarımdan tutup kendine çevirdi.

Bacaklarım ikiye ayrılmış, Efendi de arasında duruyordu. Elini tekrar apışıma uzattı, ıslaklığımdan aldı, şalvarının önüne götürdü. Gözlerini benden ayırmıyordu bunları yaparken… Dudakları durmaksızın mırıldanıyordu. İyice yaklaştı sonra… Apışımda onun sıcaklığını, sertliğini hissettim.

Erkeklik organı üçgenime dayanmış vaziyetteydi. İçimde fırtınalar kopuyordu. Hiç bir şey düşünecek halim kalmamış, başım dönüyor, bacaklarım kollarım titriyordu.

Aklımda, beynimde sadece onun kapıma dayanmış erkekliği ve benim kan dolmuş kadınlığım vardı. Onların buluşmasından başka bir şey istemiyor, düşünemiyordum. Hasretle, arzuyla, titreyerek bekledim.

“Biz biliyoruz yavrum… Bize malum oldu. Kocan maalesef çocuk yapamaz, yetersiz… Şimdi… Bunu yaparsak, hem ifritler çıkacak, hem de çocuk sahibi olacaksın. Ama senin rızanla olmalı… Ne dersin kadın? Rızan var mıdır? Yapmamı ister misin?”

Ohh… O anda aklımda ne çocuk meselesi, ne kocam vardı.Dünyayı görecek gözüm yoktu. Sadece ve sadece kapıma dayanan o sıcak sertliğin içime girmesini, yangınımı söndürmesini istiyordum.

“Evet…” diye fısıldayabildim boğukça… Sonra O’ndan bir hareket gelmeyince duymadığını düşünüp yüksek sesle, göz kenarlarımdan yaşlar süzülerek tekrarladım,

“Evet efendim… Rızam vardır. İstiyorum… Çok istiyorum… Yalvarırım…”

Ve bana doğru gelmeye başladı Efendim… Kapımı zorladı, bastırdı, birazı girdi, biraz daha… İçimden akan ifrit sularıyla biraz kayganlaşan erkekliği zor girebiliyordu içime…

Bacaklarımı açabildiğim kadar açtım, girişini kolaylaştırmaya çalıştım. Biçare vajinam kocamın iki parmak genişliğindeki sertliğine alışmıştı. Bu muhteşem büyük organı almakta zorlanıyordu.

“Rahat bırak kendini yavrum… Rahat bırak ki arzumuza nail olalım.”

Elleri kasıklarımda dolanıyordu bunları söylerken… Karnımı okşayarak yukarılara çıktı, göğüslerimi pençeleriyle kavradı. İrice memelerim onun çelik parmaklarının arasında ezilince gözlerim karardı,

“Ahhhh…” diye inledim. “Efendim… Efendim…”

Kuruyan dudaklarımla sürekli inliyor, mırıldanıyordum. Yarısına kadar girdiğinde beynimde şimşekler çaktı.

“Çok dar yavrum… Bizi zorluyor girişin… Uhh… Çok dar…” diye diye bir hamlede yüklendi üstüme…

Bir anda abanınca benim çığlığım Efendimin ıhlamasına karıştı, boynuna sarılıverdim. İçimde sanki kol gibi bir sertlik kasıklarımı delercesine, dibime kadar girmişti. Kocaman başının rahim duvarlarımı zorladığını, yumruk gibi dayandığını hissettim.

Bir an hareketsiz durdu, sonra yavaşça hareket etmeye başladı. O kolum kalınlığındaki erkeklik organı içimi yaka yaka, duvarlarımı esnete esnete gidip geliyordu.

Etimiz birbirine alışmıştı artık… Durmadan akan ifrit sularım onun mübarek aletini kayganlaştırıyor, içime girip çıkışını bir parça kolaylaştırıyordu. Fakat ben yine de altında zorlanıyordum.

“Ohhh… Efendim… Ölüyorum ben…” diyebildim gözlerim zevkten kaymış bir halde… Dayanamaz hale gelmiştim, gerçekten kendimi ölecek gibi hissediyordum.

“Evet yavrum” diye mırıldandı kulak mememde… “Yarım ölüm dedikleri bu… Şu anda sana cenneti gösteriyorum ben… Bana hep itaat edersen, böyle cenneti göreceksin. Oh benim güzel yavrum… Şimdi kocanın veremediğini vereceğim sana… Senin verimli tarlanı sürdüm, hazır hale getirdim. Şimdi senin mümbit topraklarına tohum ekmek üzereyim. Çocuk sahibi olmak üzeresin… Hazır mısın yavrum?”

Hareketleri hızlanmıştı Efendimin… Toprağımı işleyen kazması içime girip çıkıyordu sürekli… Nefesi sıcak sıcak boyunlarımda dolaşıyor, mübarek sakalı gerdanımı, elleri göğüslerimi okşuyordu. Kendimi kaybetmek üzereydim. Sorusuna zorlukla yanıt verebildim,

“Ha… Hazırım efendim… Siz nasıl isterseniz…”

Kollarım efendinin boynuna dolanmıştı. Omuzlarına sıyrılan cübbenin yakasından içeri sokmaya çalıştığım ellerimle kaslı sırtını arada okşuyordum. Üstümde ağırlığını, içimde taş gibi sertliğini hissetmekten mutluydum. Ve o sertliğin içimi, diplerimi okşayarak gidip gelmesi… O korkunç, öldürücü zevk duygusu…

Gözlerim karardı. Dediğim oluyordu galiba… Ölüyordum. Bütün vücudum kasıldı bir anda… Kollarım boynuna kilitlendi, bacaklarım beline… İrice, kocamın bir yıldır yumuşatamadığı memelerim onun geniş göğsünde eziliyordu. Efendim üstümde gidip geldikçe göğsündeki ipek kılları benim memelerimi, parmak gibi kabarmış uçlarını okşuyordu bir yandan…

“Al yavrum…” diye hırladığını duyabildim o baygın halimle… “Bu bizim badelerimiz… Tarlanın tohumları içine akacak şimdi… Ohhh… Al yavrum… Bebeğini al içine… Ohhh… All…”

Ben sara nöbeti gibi kasılmalarla feryatlarla boşalırken efendim de kasıldı bacaklarımın arasında… Haşmetli erkekliğini bir bıçak gibi, mızrak saplar gibi gömdü içime… Sıcak tohumları içimi yakarak tarlama doldu. Bunu hissettiğimde ben kendimden geçtim artık…

Neden sonra kendime gelip gözlerimi açtığımda mübarek insan yine tahtında oturuyor, beni seyrediyordu. Onun giyinikliği karşısında çıplaklığımdan utanarak doğrulmaya çalıştım, elini kaldırıp dur işareti yaptı.

“Bir kaç dakika öyle sırtüstü yat yavrum… Badelerimiz işlerini görsünler, tohumlar toprağına iyice gömülsün, kendi hallerine bırak… Bırak ki, bebeğiniz hasıl olsun.”

Neden sonra kendileri işaret edince çırılçıplak yattığım yerden kalktım. Onun beğeni dolu bakışları altında, çamaşırlarımı yerden topladım, üzerime geçirdim. Giysilerimi sarsak hareketlerle zorlukla giyindim.

El çırpmasıyla yanan lamba sönmüş, salon yine o loş ışığa bürünmüştü. Çağırmasıyla yanına gittim, elini uzattı. Sanırım öpmemi istiyordu. Önünde diz çöktüm, mübarek elini alıp öptüm, başıma götürdüm. Minnetle… Şükranla…

Kalkıp kapıya çıktı, kocama seslenip gelmesini buyurdu. Kocam biraz ürkek, biraz merak dolu bakışlarla girdi salona…

“Haydi koluna gir karının evladım… Artık senin karın da bizim talebemizdir. Bize tabi oldu o da… İfritler karına musallat olmuş, bir kısmını zor çıkardık. Yorgundur, destek ol karına… Evinize gidin, dinlenmesini sağla.”

“Emriniz olur efendim…” dedi kocam…

“Yalnız… Bir kerede olmaz bu iş… Kafi değildir. Çocuğunuz olmasını istiyorsanız yedi gün, yedi akşam bana geleceksiniz. Bu yedi günde karın bana tabi olacak. Söylemem lazım değil herhalde, siz evde ayrı olacaksınız.”

“Emredersiniz efendim… Buyurduğunuz gibi yaparız.”

“Haydi bakalım… Şu zarfı da al, evinin iaşesine kullan. Bize itaatiniz hoşumuza gitti. Bundan sonra bir mertebe daha yükseldiniz, müjde vereyim size…”

Huzurundan çıktık. Arabamıza bindik, eve doğru yola koyulduk. Konuşmuyorduk hiç… Kocama verilen zarf ortamızda, vites kolunun yanında duruyordu. Kolumu kaldıracak halim yoktu ama, açıp baktım, bir hayli yüzlük para…

Dudaklarım titreyerek yola baktım, sonra da kocama… Baş dönmelerim, içimdeki ateş geçmişti artık… Dergahtaki o esrarengiz, mistik, büyülü havanın etkisi biraz kaybolmuştu. Gerçek dünyaya dönmüştüm.

“Ne oldu karıcığım?” diye sordu kocam… Ona baktığımı görmüştü.

“Yukarıda neler olduğundan haberin var mı senin?” dedim.

“Tahmin ediyorum. Hatta biliyorum diyelim. Efendimizin iltifatlarına mazhar oldun sen… Herkese nasip olmaz yavrum. Çok seviniyorum ben, sen de sevin.”

Elimi eteğimin altına götürdüm. Efendisinin içime akıttığı spermleri hala içimden akıyordu küloduma, sıcaklığını hissediyordum. Emniyet kemerini çözüp iyice daldırdım elimi, külodumdaki ıslaklığa… Efendinin bolca, bardak dolusu içime akıttığı sperm kalıntılarını parmağımla aldım. Sonra da çıkarıp kocama o spermleri gösterdim,

“Al sana Efendinin iltifatı… Efendinin koca sikiyle oluk oluk içime akıttığı döller bunlar, Efendinin spermleri… Bundan haberim var mı diyorsun? Nasıl bir kocasın sen? Karını Efendine ikram ediyorsun. Karını yabancı bir erkeğe siktiriyorsun, üstüne bir de para alıyorsun. Pezevenk misin sen?”

Kocam hiç konuşmadan arabayı yol kenarındaki bir boşluğa çekti, durdu. Bana doğru döndü. Gözleri parlıyordu. Aniden, hiç beklemediğim bir anda yanağıma bir tokat patlattı.

“Aptal…!” diye bağırdı bana… Elim attığı tokatın şiddetiyle yanan yanağımda, şaşkın şaşkın ona bakıyordum. “Sakın… Sakın ola bir daha duymayayım o sözleri senden…!”

Hala yanağımda duran ıslak elimi tuttu. Şaşkın bakışlarımın altında dudaklarına götürdü. Islak, spermli parmaklarıma öpücükler kondurdu, hatta uçlarını emdi. Yediğim tokadın acısını unutmuştum, gözlerim fal taşı gibi açılmıştı.

“Efendimizin badeleri bunlar… Bunları bize ihsan ettikçe cennete bir adım daha yaklaşıyoruz biz… Sadece sen yoksun, senin gibi daha niceleri var.”

“Ne? Ne yani? Başka kadınlar da mı var?” Gülümsedi,

“Kadınlar var… Erkekler var… Hatta hatta… Ben de varım. Anlamıyor musun? O bizim için kutsaldır. Onun içimize bıraktıkları bizi cennete götürecek. Ne kadar çok bade alırsak, cennete o kadar yaklaşıyoruz biz..”

Kulaklarıma inanamıyordum. Dinledikçe şaşkınlığım artıyordu. Kocamsa devam ediyordu konuşmasına,

“Evet… Ben de bir kaç kere mutlu oldum sayelerinde… Üst katta gizli odası var. Layık gördüğü talebesiyle o odaya kapanırlar. Ben de bir kaç kere girdim o odaya… Efendimizin muhteşemini emerek içime aldım badelerini… Bir kaç kere de arkama bıraktı.”

“A… Arkana mı? Nasıl?”

“Arkama işte… Senin önünden girdiği gibi bana da arkamdan girdi. Erkeklerin arkasından girer. Kadınlarımızı nasıl isterse, aynı şekilde… Onu emmek anamızın memesinden süt içmek gibidir bizim için… İçimize girmesi de aynı…”

Dönüp kontağı çevirdi, tekrar yola çıkarken,

“Şimdi sesini kes, evde dinlenmene bak. Kendine de iyi bak. Sen ilk geldiğin gün Efendimiz kabul etti seni… Ben altı ay uğraştım o kademeye gelmek için… Şükret, kıymetini bil…”

Eliyle para dolu zarfı işaret etti,

“Bunlar bizim için hiç bir şey… Sadece Efendimiz bizi düşündüğü için veriliyor. Yoksa kimsenin umurunda değil. Zengin talebeleri sürekli getirir bunları… O dergahın yeri, binası bir talebesinin bağışı… Hepimiz elimizden geldiği kadar veririz. Ne kadar bağış yaparsak, o kadar badeleniyoruz. Yoksa senin dediğin kötü anlamda şeyler değil bizim yaptıklarımız… Bu bizim yolumuz… Sen de öğreneceksin, anlayacaksın bizi…”

Evimize geldik. Kocam banyoya gidip biraz sonra geldi. Elimden tutup kaldırdı, beni banyoya götürdü. Ilık su dolu küveti hazırlamış, içine yatırdı beni… Köpüklü sularla bedenimi yıkadı, duruladı, kuruladı. Yine elimden tutup yatak odasına götürdü.

“Haydi biraz uyu, dinlen sevgilim…” dedi alnımı öperken, saçlarımı okşayarak…

“Bundan sonra Efendimizin talebesi olarak yaşayacaksın. Yedi gün yasak dedi, yedi gün bacı kardeş olacağız . Emirleri böyle, hepimiz uymak zorundayız. Yarın için gücünü topla. Efendimizi mutlu etmek zordur, acı verir, biz aciz kullarını yorar. İlk seferinde ben bir hafta oturamadım sancıdan… Haydi biraz uyu…”

O günden sonra emrettiği gibi kocam kendi elleriyle götürdü beni… Yedi gün arka arkaya dergaha, Efendimizin huzuruna gittim. Kocamın bahsettiği gizli odada kabul etti beni… Yedi gün yedi kez mübarek sıvılarını içime bıraktı. Çoğu gün iki, üç defa hatta…

Hatta bazı günler fazladan ağzıma da boşaldı. Kocamın bana hiç yapmadığı bir şeydi bu… Bilmiyordum, cahildim. Muhteşemini nasıl mutlu edeceğimi kendileri gösterdi, öğretti bana…

Dilimi nasıl kullanacağımı, ağzımın içinde nasıl okşayacağımı, badelerinin akması için ağzımın içinde nasıl vantuz gibi emeceğimi, emerken aynı anda parmaklarımla nasıl her yerini okşayacağımı…

Dediklerini aynen uyguladım. Başarıya ulaştığımda Efendimin mübarek sıvılarını yuttum, içime aldım. Bunu yaparken O’nun gözlerindeki memnuniyeti görmek beni de mutlu ediyordu.

Bu arada, buyurduğu gibi bütün bu süreç boyunca kocamla beraber olmaktan men edilmiştim. Efendiden başka bir erkek olmadı hayatımda bir süre… Zaten kocamın dediği gibi, Efendimizi memnun etmek o kadar yorucuydu ki…

Evimize her dönüşümde Efendimizin çalışmalarıyla, mübareğinin darbeleriyle hırpalanan kasıklarım sızlıyordu. Yorgun, sancılı, fakat mutlu bir kadındım.

Takip eden ay adet görmeyince anladım. Misafirimiz geliyordu. Kocam adeta bayram yaptı. Efendimize gittik hemen, karı koca önünde diz çöktük. Daha biz söylemeden,

“Biliyoruz çocuklarım…” dedi. “Vereceğiniz mutlu haber yukarılardan bildirildi bize… Gözünüz aydın, yavrunuz hayırlı olsun.”

Onun hikmeti karşısında soluğumuz kesildi. Kocam atıldı, mübarek ellerini öperek, yüzünü ellerine sürerek, ağlayarak teşekkürler etti Efendimize…

Gerçi şimdi düşünüyorum da, karşıdan mutluluğumuzu görenin, derdimizi bilenin, bizim neye sevindiğimizi bilmemesi imkansızdı. Konunun anlaşılmayacak bir hali yoktu ki…

Dokuz ay sonra oğlumuzu kucağıma aldım. Aynı onu bize verene benziyordu. Siyah saçlar, kara gözler…

“Sanki Efendimizin bir kopyası karıcığım” dedi kocam, mutlulukla bebeği kucağında severken… Doğum sonrası yorgunluğumla güldüm ben de,

“Evet canım… Aynı efendimizin bir sureti… Ne mutlu bize…”

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Yalovadan Gelen Misafirler 3

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Yalovadan Gelen Misafirler 3
Sabah Kalktığım herkes kahvaltı yapıyordu. Bense günaydın diyerek banyoya geçtim. Başım çatlayacak gibiydi. Bir banyo yapıp çıktım. Ailem Salı olduğu icin ise 12’de gidiyordu. Bu gün müze ve camileri gezdirmemi söylediler ve evden çıktılar. Bizde ortalığı toplayıp, üstümüzü değiştirip gezmeye çıktık. Antalya, Elmalı müzelerini ve Camileri geziyorduk. Camilerde Fulya ablam, amcam ve eşi namaz kılıyor bizde dışarıda duruyorduk. En son Murat Paşa camisine girdik. Güliz ablam o gün benimle konuşmadı bende Aysun ablam ile konuştum. Birsey söylemediğine göre dün duymamıştı. Ama ben bi yerden Sonra Aysun ablamı şakayla karışık elliyordum ki Güliz ablam buna fena sinirleniyordu. Güliz ablam ile yalnız kalınca sana asla vermez babana söyler diye tehdit ediyordu. Artık çok geçti bu tehditler için. Senin tehtidin bana sökmez diyerek kalcasina şaplak attım ama bunu Aysun ablam görmüştü ve tepki vermemişti. Güliz ablamın ise gördüğünden haberi yoktu. Aracı park ettiğimiz yere giderken biz önden Güliz ablam arkadan geliyordu bende kalçalarına tokat atıyor gülüyorduk. İntikam için hiç yapmayacağim şeyler yapıyordum. Arabaya geçip eve gittik. Güliz ablam yarın bildiğim biryer var gezdireceğim sizi dedi ve çok yoruldum ben diyerek yatağına gitti. Bende arkadaşlarımla dışarı çıkıp eve geç geldim ve hemen uyudum.
   Sabah saat 7 gibi kalktım. Herkes uyuyordu. Dışarı çıkıp ekmek aldım ve kahvaltıyı hazırladım. Herkes kalktı ve kahvaltı masasına oturdu. Aysun ablam hariç. Başı ağrıdığını söyledi. Hemen Güliz ablamın söylediği sözü hatırladım ve hasta numarası çekmeye başladım. Amcamda siz burada kalın zaten bizi bu gün Güliz gezdirecek. Birkaç ısrar ettim ama olmaz değince ustelemedim. Güliz bu duruma göç bozulmuş odada tek yakaladığı zaman ona birsey yaparsan çok fena olur diye beni tehtid ediyordu. Herkes evden çıkarken tekrar yanıma geldi ve lütfen diyerek yalvarmaya başladı. Dudaklarımdan öpmeye sikimi sıvazlamaya başladı ve ona birsey yapmazsam aramızın duzelebileceğini söyledi. Sen benim Kocamın beni kadın yapan kişisin sana öyle davranmamam lazımdı. Sadece benim ol benim deliklerimi doldurmanı istedim dedi. Onunla aramı düzeltmek için son fırsatımdı. Karıcığım sen bana kendini sundun kaç yıldır koruduğun bakireliğini verdin. Ben senin üstüne gül koklamam. Bu gün arkadaşlarımla bir planım bekletme amcamı dedim. Öpüştük ve evden çıktı. Bense Aysu ablam uyuyorken yan odaya geçip Fulya ablamın çantasını karıştırmaya başladım. Eski giymiş olduğu sutyen ve mavi kilodunu buldum ve anlar diye karıştırmak istemedim. İkisini alıp kokladım ve yaladım. Sikim esortmanımı zorlar olmuştu. Aldığım yere geri koydum eşyaları hemen odama gittim. Aysu ablam yüzükoyun yatıyordu. Hemen yatağının yanına geçip masaj yapmaya başladım ama amacım farklıydı. İltifatlar ederek onu uyandırdım ama kalkmasına izin vermedim. Ablam canım ablam diyerek iltifatlarıma devam ediyor bir yandanda kalçalarına doğru iniyordum. Kalçalarına gelince şaka olsun diye iki şaplak attım ve nerenin karpuzu çok iyiymiş bunlar dedim. Gülerek geçistirdi ve masajı sefasını sürmeye devam etti. Sonra altımdan kalkmaya çalıştı ama kalkarken benim kalkmış sikimde eli çarptı. Ben ona değdirmeye çalışıyordum ama o kendisi yapmıştı. Verdiği tepki çok önemliydi. Şaşırmış bir şekilde bakıyordu. Yüzüme bakıp özür dilerim dedi. Çok güzelsin abla tutamadım kendimi diyebildim sadece. Sarıldım hemen artık sikim karnına baskı uyguluyordu. Ablam dur diyebildi sadece. Abla lütfen benim karım ol dedim. Şok olmuş bir suratla bana bakıyordu. Benim sevgilim var lütfen Mert dedi. Bosver onu kim neden bilecek dedim. Sadece bir defa istiyorum çok zevk alacaksın dedim. Tamam ama kimseye söylemek yok dedi. Elini yüzünü yıkamak için gittiğinde ben telefonun kamerasını açıp gizledim. Geldiğinde bir sutyen bir mor tanga kilodu vardı. Benim üç ablamda çok güzel değildi ama üçünde giyinmesi sayesinde çok seksi oluyor giyinmesini biliyordu. Aysilun ablam hemen gelip esortmanımı ve boxerimi çıkartıp sikimi ağzına aldı. İlk yalayan birine göre çok iyiydi. Sanki bir pornocu gibiydi. 5dk sonra sikimi ağzından çıkarıp karnımı meme uçlarımı yalayarak ağzıma geldi. öpüşmeye başladık. Sonra ben onu yatırdım ve aşşaga doğru yalamaya başladım. Memeleri iki ablasına göre büyüktü ve en sonunda o tazecik amına gelmiştim. Kilodunu ağzımla çıkarıp attım ama çıkarırken fark ettim bakire amı gibi kapalı pembe ve sıcaklığı yüzüme vuracak derecede değildi. Şaşırmıştım ama yalayınca ne olduğunu anlayacaktım. Ben yalarken saçımı tutuyor bitir beni diyordu. Ben hemen işaret parmağını deliğe getirdim ve biraz sokmaya başladım. Hala bir ses yoktu. Başımı kaldırıp bakire misin diye sordum. Hayır diyince yıllardır bakire diye hayal ettiğim ablam değildi. Zevkini çıkartalım o zaman dedim ve yarrağımı islanmıs amın deliğine getirip yavaşça sokmaya başladım. Ablam çok güzel aşkım diyerek inliyor kalçalarımdan tutuyordu. Hızlanmaya başladımki ablam içime bosalma dedi. Bosalmamak için tempomu düşürüyor bekliyordum. 2. postayıda yapardım ama beni zor duruma sokar vermeyebilirdi. Tekrar hızlandım ve meme uçlarını yalayıp isiriyordum. Azından kelimeler dökülmeye başlamıştı. Biliyormusun sen üçümüzden birini sikersin diye düşünmüştüm ve bu ben olacağımı hissetmiştim. Gelmeden önce sevgilime Anlattım. Seninle sevismek için izin aldım ama amini fazla açtırma o benim sadece bir kez dedi ve iyi sevişelim diye bana pratik yaptırdı gelmeden önceki gün üç kez sikti dedi. Laflar azından dokuluyordu. Ben şok olmuş ve bu kelimeleri duyunca fena azmıstım . Omuzlarından tutup daha sert giriyordum ve içine yavaş yavaş bosalmaya başladım. Doldur aşkım içimi yanımda ilaç var diye bağırınca patladım. Spermlerim o kadar çoktu ki dışarı dökülüyordu. Hemen lavobaya gitti. Canım hainlik istiyordu. Gelmeden önce sevgilisine vermişti ve yakın zamanda evlenecekti. Hemen lavobanin kapısına gidip ne zaman evleniyosunuz diye sordum. 2 ay sonra cevabınada çok şaşırmıştım. Hemen çantasında ki doğum kontrol hapını buldum ve bu hap benim basur ilacıma çok benziyordu. Hemen gidip aldım ve çantaya attım. O haplarıda alıp kışlık montumun cebine koydum. Lavobodan çıkınca ben girdim tanzikli bir iseyisten sonra cıktım. Aysun ablam üzerine bir tshort giymiş altında ise mor kilodunu giymişti. Çıktığım anda hapı yerine koyuyordu. arkasından sarılıp bana bu güzel mutluluğu yaşattığın için teşekkür ederim dedim. asıl ben teşekkür ederim ama bunu birdaha yapmayalım ablam dedi. tamam kimseye söyleme lütfen bunu dedim ve kahvaltı yaptıktan sonra ben dışarı çıktım. Onunsa başı hala biraz ağrıdığı için benimle gelmedi. Bende takılıp eve geri geldim. Geri geldiğimde akşam ustuydu. Herkes mutlu ve çay iciyorlardı. İki ablamıda elde etmiştim ama dediğim gibi mifte seviyordum. Hemde daha çok.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Eşim ve ben

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Eşim ve ben
Selamlar ben Kaan eşim Şermin 31 28 yaşlarında kendince bakımlı evli çiftiz . istanbulda yaşıyoruz .Eşimle 7 yıllık evliyiz.Eşim şermin 162 boyunda 60 kılo 85 göğüs ölçüsü olan beyaz tenli cok hoş ve sexi bir kadındır. bende 184 boy 78 kılo kumral normal vücuda sahib olan biriyim. Hikayemiz evlendikten bi süre sonra sex hayatımızı canlandırmak ve daha heyecanlı kılmak için face ve porno sitelerine girmekle başladı. zamanla sohbet muhabbet derken filmlerdeki olan sevişme sahnelerini yapmaya başladık.Eşim anal sex sevmez iken yavaş yavaş alışmaya ve zevk almaya başladı .

Zamanla aramızda sikici erkeğim orospu karıcım hadi beni siktir pezevengim ol fahişemsin seni satacağım gibi farklı konuşmalara sex sohbetlerimiz yöneldi. Artık karımla izlediğimiz swinger filmler olsun grup filmler olsun bizi daha cok etkilemeye ve zevk almamıza neden oluyordu. Sürekli eşimi başka erkeklerle sikişirken izlemek ve ona yardımcı olmak onun isteklerine harfiyen uymak gibi duygular içimi kemirmeye başladı. Eşimin sexi giyinmesine daha cok özen gösteriyor aldığım eteklerin boyu kısalmaya tayt body tarzı kıyafetlerin vücuduna oturmasına bel göğüs dekolteli kıyafetler giymesine çalışıyordum.

Etrafımızdaki erkeklerin eşime bakması ve ellerinden gelse sikeceklerini bilmek beni delirtiyordu.Arkadaş gezmelerimizde misafirliklerde olsun eşime daha acık giyinmesi için tesvikde bulunuyor ara ara frikik vermesini bakalım evdekilerin ne yapacağını yada kadınların eşlerine nasıl bakacağını görelim gibi laflarla eşimide bu duruma şakayla karışık alıştırmaya başladım.Eşim olanların oyun ve benim zevk aldığımı bilmesinden dolayı cok abartmamak kaydıyla uyguluyor gittiğimiz yada bize gelen misafirlerin önünde tepsiyle ikramlarda bulunurken yada getir götür yaparken göğüslerini eğerek gösteriyor bazende bacak bacak üzerine atarak eteğinden baldırlarının görünmesini belinin açılmasını sağlayarak tahrik edici hareketlerde bulunmaya calısıyordu.karşı komşularımız Selcuk ve ASlı ile cok samimiydik.

Ama bizdeki bu değişiklik Aslının dikkatini zamanla çekmiş ve eşime ne oldu sana artık daha bi havalısın farklısın daha rahatsın gibi sorular sormaya başlamış. E doğal olarak eşimde benim istediğimi giyim kuşamına karışmadığımı cok kıskanmadığımı hem samimi olduğumuz güvendiğimiz arkadaşlarımızın yanında bu şekılde olduğunu her zaman taytla yada sıfır kollu bady ile gezmediğini nadiren mini etek giydiğini falan söylemiş. Aslı evlerine gittiklerinde Selcugun kendisine sende az Şermin gibi giyinsene kadının kocası ne kadar şanslı falan demiş , tabi aslı üzülmüş eşimden birazda yardım almak için konuyu açtığını söylemiş .bunlar baya dertleşmişler anlayacağınız.

Akşam evde konuştuklarını eşim anlatmaya başladığında bende kıpırdanmalar oldu ve eşim bunu hayliyle anladı gülümseyerek yoksa Selcugun beni istemesi azdırdımı seni erkeğim falan demeye başladı. BEnde – Evet demekki seni beğenmiş fırsatını bulsa sikecek dedim. Eşim bana saxo çekmeye başlamıştı o esnada . sikim taş gibi olmuş eşime uzanmasını söyleyerek amına dogru eğilmiş taytını sıyırıp kılodu ıle kalmasını sağlamıştım kılodunu yana cekerek amını yalamaya başladığımda eşim inlemeyeee mmmhhh harıkaa dilini sokk kocacımm gibi laflar demeye başlamıştı. ben yaladıkça amı sulanıyor sulandıkça ballanıyordu

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

hayatta ne olacağı belli olmaz 3

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

hayatta ne olacağı belli olmaz 3

Münire Hanım’ın sözleri karşısında heyecanlandım ister istemez. “Sen ciddi misin?” diye sormadan edemedim. “Eğer sen de istersen olur…” dedi yine. Aklımda varsa yoksa gelini Gülsüm vardı, ama payıma Münire Hanım düşmüştü. Canımı sıktı bu durum.

“Kaç yaşındasın sen?” diye sorduğumda, “66.” dedi. Oysa daha genç gösteriyordu. Ben onu daha genç zannederken benden 13 yaş büyük çıkmıştı. Bir sigara yakıp derin birkaç nefes çektim.

Karşımda ayakta duruyordu. Üzerinde kol kısımları dantelli siyah tek parça uzun bir elbise vardı. Başını da parlak siyah bir türbanla bağlamıştı sıkıca. Elbisesinin altında koca memeleri bütün ihtişamıyla kendini belli ediyordu. Siyah elbise yapılı vücuduna dar geliyor ve memelerinden hariç kalçaları ve göbeği de beliriyordu.

“Beni memnun eder misin, kendine güveniyor musun?” diye sordum. Yüzü kızardı, kendisiyle alay ettiğimi düşünmüş olmalı ki titreyen sesiyle, “İstemezsen giderim…” dediğinde, “Az bekle!” dedim. Ayağıma gelen fırsatı kaçıracak değildim. Karımın yokluğunda benden büyük de olsa bir kadını sikme şansını geri tepecek halim yoktu.

Münire Hanım evini, barkını, yurdunu geride bırakıp gelmiş aciz bir kadındı. Bu yaşında borcuna karşılık bedenini satmayı göze alıyordu. Düşene tekme vurulmaz sözünün ne anlama geldiğini biliyordum. Ama içinde bulunduğum durumda bu söze uygun hareket edecek iradem ve nefsim yoktu.

“Seninle anlaşalım. Karım evde yok. Belki bir hafta daha gelmeyecek. O gelene kadar bana karılık edeceksin. Her akşam geleceksin, karım gelene kadar, tamam mı? Karım eve geldikten sonra da fırsat bulunca çağırırım seni. Eğer bir kere bile gelmezsen kendinizi kapının önünde bulursunuz. Anladın mı, kabul ediyor musun?” dedim.

Münire Hanım elleri yine önünde kenetli halde, yüzüme bakmadan, “İyi, tamam…” dediğinde, “Şöyle içeri geç!” diyerek yatak odasını gösterdim. Televizyonu kapattım ve yatak odasına geçtim. Münire Hanım yatağın önünde ayakta duruyordu. “Ne bekliyorsun, soyunsana!” dediğimde başındaki türbanını açtı önce. Yarıdan fazlası ağarmış saçları çıktı ortaya. Sonrasında elbisesinin önündeki birkaç düğmeyi açıp elbiseyi de başının üzerinden çıkarttı. Dizlerinin altına gelen çiçekli uzun bir don vardı altında. Üstüne ise beyaz bir tişört giymişti.

Tişörtü altındaki atleti ile başının üzerinden çıkardığında devasa memeleri çıktı piyasaya. Bir ineğin memesini andırırcasına iki koca karpuz gibiydi memeleri, sarkmıştı, meme başları sütlü çikolata renginde ve bir çay tabağı kadar vardı. Etli ve kararmış meme uçları ise iri bir zeytin tanesi kadardı. Görüntü sikimi sertleştirirken çiçekli donunu da sıyırdı aşağı. Kasıklarında ve amının üzerinde alınmamış, uzamış ve aynı saçları gibi ağarmış kıllar vardı. Epeydir tıraş olmadığı belliydi Münire Hanım’ın. Karnında ve göbeğinde de uzamış siyah tüyler vardı. Kılların ve tüylerin siyahlığına inat vücudu un gibi beyazdı.

“Ne zamandır tıraş olmadın sen?” diye sordum. “Çok oldu…” diye yanıtladı, ardından, “Sen de soyunsana…” dedi acelesi varmış gibi. Bakışları arasında soyunurken, “Gülsüm biliyor mu bu işi?” diye sordum. Önce cevap vermedi, ama sonra, “Nerden bilsin?” dedi. Sorumdan hoşlanmadığı belliydi.

Çırılçıplak kalırken ara ara bakışları sikime kayıyordu. Çoktan sertleşmiş ve kalkmış olan sikim birazdan onun kıllı, geniş amına girecekti. Yatak örtüsünü ve yorganı açtım, “Hadi gir!” dediğimde Münire Hanım yatağa uzandı. Kocaman, cüsseli vücudu yatağın yarısını kaplamış, devasa memeleri iki yanına sarkmıştı.

Yanına uzandım ve bir şey demesini, yapmasını beklemeden memelerine yumuldum. Etli uçlarını dillemeye, ısırmaya başlarken sağ elimle de alttan kıllı amını okşuyordum. Sık bir çalıyı andıran kılların ortasında amının etli dudaklarını parmak uçlarımla sıkıyor, parmaklarımı amının içine sokup çıkartıyordum.

Münire Hanım yaptıklarıma herhangi bir karşılık vermeden hareketsiz bir halde yatıyordu sadece. Uzun zamandır banyo da yapmıyordu muhtemelen, üzerinden pek de hoş olmayan bir koku geliyordu çünkü. Ancak o azgınlıkla bunu dikkate alacak halim yoktu.

Memelerini dillemeye, yalamaya, ısırmaya devam ediyordum. Kıllı amına dört parmağımı birden sokup çıkartıyor, amını ovalıyordum. Sikim kazık gibi bir haldeydi. Amına girmek için sabırsızlanıyordum, ama biraz daha sabretmek, etinin tadına varmak istiyordum.

Memelerinden sonra boynunu, göğsünü, yanaklarını ve yüzünü öptüm uzun uzun. Münire Hanım aynı bir odun gibi duruyordu yine. En sonunda dayanamayıp, “Senin hoşuna gitmiyor mu?” diye sordum. Şiveli konuşmasıyla, “Sen yapsana, ne edecen beni?” dedi. “Sen de katıl, böyle olmaz, öküz gibi durma!” dedim.

Ağarmış saçlarını okşadım. Gençliğinde güzel bir kadın olduğu belliydi. Alnını öptüm, ardından dudaklarını öpmeye başladım. Etli dudaklarını emdim, dudaklarının üzerinde aynı karımınki gibi siyah tüyler vardı ama Münire Hanımınkiler daha uzundu. Yanaklarında ve çenesinde kısa kalan tüyler bu noktada epey uzundu. Ancak yapacak bir şeyim olmadığından işime devam ettim.

Münire Hanım sözlerim karşısında tepkisiz kalmadı ve sağ elini sırtıma attı. Çıplak sırtımda nasırlı, güçlü elleri dolaşırken önce ürperdim ama sonra hoşuma gitmeye başladı. Koltuk altlarındaki kıllar da uzamıştı, oradan da ter kokuları yükseliyordu. Ancak normal bir ter kokusundan ziyade sanki baharat kokusuna benziyordu. Rahatsız etmeyen bir kokuydu.

Dudaklarını emdim uzun uzun. “Ağzını arala!” deyince bir miktar açtı, oluşan boşluğa dilimi soktum. Münire Hanım şaşırmış gibiydi. Dilim ıslak ve sıcak ağzının içinde geziniyor, dişlerine ve diline dokunuyordu. Ağzından da nahoş bir koku geliyordu. Akşam vakti soğanlı bir yemek yemişti anlaşılan ve soğan kokusunu alıyordum. Bir ara dilim dişlerinin arasında kaldı, dilimin ucunu ısırmıştı, belki heyecandan, belki şaşkınlıkla. Ama canımı yakmaya yeten bir ısırıktı.

“Dikkat et biraz!” deyince, “Az dur hele…” dedi Münire Hanım ve şaşkın bakışlarım arasında ağzını açtı. Elini soktuğu ağzından takma dişlerini çıkardı, dişleri yatağın yanındaki komodinin üzerine bırakırken bakışlarım dişlerin üzerindeydi. İnsanın içini kaldıran bir görüntüydü. İlk defa böyle bir şeyle karşılaşıyordum.

Takma dişler ağzından çıkınca Münire Hanım’ın yanakları içe geçmiş, avurtları çökmüştü. Ağzını yeniden aralarken dilimi tekrar soktum içine. Dişlerinin yerinde şimdi derin bir çukur vardı, dilim diline değiyordu. Dişler çıkınca nahoş koku da azalmıştı.

Yüzünü, yanaklarını, boynunu öptüm, yaladım. Yaşından dolayı yumuşamış, sarkmış boyun etlerini emdim memeleri gibi. Sağ elimse kıllı amını okşamaya devam ediyordu. Dört parmağımla amını deli gibi yoğuruyor, am dudaklarını sıkıyordum. Etli, dolgun kalçalarını okşadım, tüylü karnında gezindi ellerim. Tüylü karnına inat kalçaları karımınkilere benzer şekilde kaymak gibiydi.

Bunlar olurken Münire Hanım’ın eli sırtımda gezinmeye devam ediyordu. Sırtımdan sonra belime attı elini, yavaş yavaş tava geliyordu. Yeniden memelerini emmeye, yalamaya başladım. Meme başlarını, uçlarını yaladım, dilledim. Münire Hanım’ın hoşuna gitmeye başlamıştı artık. Şimdi iki elini sırtımda, belimde gezdiriyor ve güçlü elleriyle beni kendine çekmeye çalışıyordu. Omuz başlarımı öpmeye başlamıştı bu arada. 66 yaşındaki kadın zevk almaya başlamıştı. Onun bu hali, davranışları hoşuma gitti, benim de istediğim buydu.

Artık daha fazla devam edecek halde değildim. “Şu bacaklarını aç!” dediğimde, kalın, güçlü bacaklarını iki yana olabildiğince açtı. Amının etli dudakları kıl yumağının arasında bile belli oluyordu. Bacaklarının arasına girdim ve kalkık sikimi amının kıllarına sürttüm. Karımın amının kısa ve sert kıllarına karşılık Münire Hanım’ın uzun kılları yumuşak kalıyordu. O nedenle hoşuma bile gitti bu kılların içinde sikimi gezdirmem.

Bir süre daha devam ettikten sonra derin ve geniş amına yavaş yavaş sokmaya başladım sikimi. İlk anda hafif bir ürperti gibi gelen soğukluğun ardından yakıcı bir sıcaklık hissettim sikimde. Sikim koca amının içinde kısa bir sürenin sonunda taşaklarıma kadar içindeydi. Değil sikimi, kolumu soksam içine alacak bir amı vardı Münire Hanım’ın.

Bir süre bekledim içinde. Gözlerini gözlerime dikmişti. Ellerim koca memelerinin üzerindeydi. Ağır ağır sikmeye başladım. Kıllı amının içinde sikim çok rahat halde gidip geliyordu. Altımızdaki bazadan derin ve yoğun gıcırtılar gelmeye başlamıştı. Münire Hanım’ın elleri sırtımda ve belimde geziniyordu yine.

Bir süre daha ağır ağır siktikten sonra hızlanmaya başladım. Gıcırtılar artarken kasıklarım ve taşaklarım Münire Hanımın kasıklarına çarpıyor ve şiddetli sesler çıkıyordu. Sikim amının ulaşabildiği en uç noktalara kadar girip çıkıyor, gidip geliyordu. Ama o noktaların da ilerisinde daha derin yerlerin olduğunu biliyordum. Münire Hanım’ın amı derin ve karanlık bir mağara gibiydi, o en dip noktaları şimdiye kadar bir adamın yarağı keşfetmiş miydi acaba? Oraya kadar ulaşan bir yarak yemiş miydi kim bilir?

Artık onu sikmiyor üzerinde tepiniyor gibiydim. Var gücümle pompaladıkça Münire Hanım’ın etli, dolgun vücudu aynı büyüklükte bir güçle beni geri itiyordu sanki. Koca memeleri üzerindeki ellerime rağmen deli gibi sallanıp löpürdüyordu. Bazanın gıcırtıları karımla sikiştiğim zamanlarınkini çok aşan bir haldeydi artık.

Boşalmaya gittikçe yaklaşıyordum. Her yanım uyuşmaya başlamıştı. Sinirlerim çekiliyordu sanki, kalbimin şiddetli atışlarını hissediyordum. Münire Hanımınsa dudaklarındaki belli belirsiz titremeler haricinde verdiği başka bir tepki yoktu. Bir de dişsiz ağzındaki boşlukta hareket ettirdiği dilini dışarı çıkarıyordu ara ara.

Dizlerinden büktüğü kalın ve ağır bacaklarını havaya kaldırdı bir zaman sonra. Pompaladıkça bacaklarının havadaki yaylanması hoşuma gidiyordu. Memelerinden çektiğim ellerimi dizlerinin arkasına attım ve bacaklarını biraz daha kaldırdım havaya.

Bu şekilde daha güçlü bir şekilde sikmeye başladım. Ses patlamaları odanın içinde yankılanıyordu. Memelerinin sallanışlarını önlemek için elleriyle onları kavramıştı, ama buna rağmen bıngıl bıngıl oynuyordu memeleri. Sikimin her bir darbesiyle koca vücudu ileri geri yaylanıyor, kat kat kalınlaşmış yağlı etleri titriyordu.

Derken boşalmaya başladım. Kıllı ve derin amına ne kadar dölüm varsa bıraktım, bırakırken de sokup çıkarmaya devam ettim. Büyük bir enerji boşalması yaşamış gibiydim sikimi amından çıkartırken. Sikimden akan döllerimi amının kıllarına akıttım.

Kalp atışlarım normale dönerken yanına uzandım. Münire Hanım hiçbir şey demeden kalktı ve yerde duran uzun donuyla amının kıllarına bulaşan döllerimi sildi.

Karımı daha önce de aldatmıştım, ama bu gece ilk defa kendi yatağında bir kadını sikmiştim. Ve bu da kiracımın annesine nasip olmuştu. 66 yaşında da olsa bana zevk vermişti Münire Hanım. “Hoşuna gitti mi?” diye sordum. Cevap vermek yerine üzerini giyindi çabucak, komodinin üzerinde duran takma dişlerini alıp taktı.

Tam çıkacakken, “Az bekle!” dedim. Cüzdanımı çıkardım, içinden 20 lira alıp uzattım. Bir paraya bir bana baktı, sonra da parayı alıp avucunun içinde sıktı ve bir şey demeden çıkıp gitti.

Merdivenlerden inerken kapının deliğinden baktım. Selman’ın sesini duydum bu sırada. Yüzünü göremiyordum, ama aşağıda olduğuna emindim. Annesine Arapça bir şeyler söyledi, annesi de ona. Ne dediklerini bilmiyordum elbette.

Münire Hanım Selman’ın dün akşam çıkıp gittiğini ve henüz eve dönmediğini söylemişti. Yalan söylemişti, Selman bu şekilde söylemesini istemişti muhakkak. İyi ama Münire Hanım (İstersen sana karılık ederim…) derken Selman bundan haberdar mıydı? Oğlu borçlarına karşılık annesini mi siktirmişti bana?

Ertesi akşam eve geldim. Münire Hanım’ı beklemeye başladım. Saat dokuza doğru kapıya vuruldu. Açınca Münire Hanım’ı gördüm. İçeri geçti, kendiliğinden yatak odasına geçecekken, “Az dur!” dedim. “Ne oldu?” diyerek bana baktı. “Selman geldi mi?” diye sordum. Münire Hanım, “Yok, Allah onun boyunu devirsin, hangi cehenneme gitti bilmiyorum…” dedi.

“Bana bak, bana yalan söyleme. Dün akşam sen gittikten sonra o pezevengin sesini duydum. Seninle konuştu, Arapça bir şeyler konuştunuz. Seni o mu gönderdi?” dedim. Sözlerim karşısında yüzü pancar gibi kızardı. “Yok beyim, vallah evde değil, sen başkasının sesini duydun herhalde…” dedi, ama yalan söylediği çok belliydi.

“Ağzına sıçarım senin, oğlun sana pezevenklik mi yapıyor lan orospu?” dediğimdeyse, “Tövbe Bismillah, o nasıl söz beyim?” dedi bir eliyle ağzını kapatırken. “Bu gece burada kalacaksın, nasılsa karım evde yok. Seni sabaha kadar sikecem, eğer gitmeye kalkarsan ağzına sıçarım!” dedim.

Münire Hanım şaşırmış ve korku dolu gözleriyle bana bakarken onu sabaha kadar sikmenin planlarını yapmaya başlamıştım…

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Prezervatif Sattığım Müşteriye Prezervatifsiz

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Prezervatif Sattığım Müşteriye Prezervatifsiz

ALINTI

Merhabalar. Bundan 3 yıl kadar önce idi, o zaman Ankara Kavaklıdere semtinde bir süpermarkette çalışıyordum, kasiyerlik yapıyordum. Bizim markette prezervatifler kasada satılıyordu. Koray’la tanışmamız bu sayede oldu zaten, çalıştığım bir gün geldi, sadece OK marka 10’luk kutulardan 1 tane aldı gitti. İki gün sonra yine… Bu böyle devam etti, her iki güne bir geliyor, bir 10’luk OK alıyor ve gidiyordu. Hoş görünümlü, atletik yapılı, top sakalı ve güler yüzü ile etkileyici bir tipti gerçekten. Bir haftadan sonra artık o hiç marketin içine girmiyor, direkt benim kasama geliyor, ben de istediğini uzatıyordum, parasını ödeyip gidiyordu. İkinci haftadan itibaren merhabalaşmaya başlamıştık. Ancak sekse olan ilgimden olsa gerek, bu kadar prezervatifi ne yaptığını çok merak etmeye başlamıştım.

Yine gelmişti, kasamın yakınlarında kimseler yoktu. Merakımı gidermeliydim, “Sana bir şey sormak istiyorum…” dedim. “Tabi ki, sor!” dedi. “Bu kadar prezervatifi ne yapıyorsun?” dedim. O da tek kelime ile cevapladı, “Kullanıyorum!” dedi. “Oha!” demişim farkında olmadan, zira o güne kadar birlikte olduğum hiçbir erkek bir iki gecede 10 kez yapmamıştı. Aklımdan bunları geçirirken, o çoktan gitmişti. Ama iki gün sonra yine gelecekti biliyordum. Ve geldi de, herzamanki gibi alacağını aldı. Giderken bana, “Akşam kaçta çıkıyorsun?” diye sordu. “18:00’de.” dedim. “Peki!” dedi ve gitti. Akşam çıkış saatinde marketin karşısındaki yolda idi. Merhabalaştık. İzin verirsem benimle konuşmak istediğini söyledi, kabul ettim. O sıra erkek arkadaşımdan yeni ayrılmıştım zaten. Benden hoşlandığını ve haftalık tatilimde onunla bir akşam yemeğine çıkıp çıkamayacağımı sordu. Tereddütsüz kabul ettim.

Cuma akşamı 19:00 gibi buluştuk. Beni Çankaya’da bir restorana götürdü. Oldukça lüx bir restorandı, sonradan öğrendim Ankara’nın en lüks mekanlarından biriymiş (rezervasyonsuz kimseyi almıyorlarmış). Güzel bir yemek yedik. Yemek sırasında sohbet ediyorduk. Öylesine tatlı dili vardı ki, bir yemek süresince benim hakkımda her şeyi öğrenmişti. Bense sadece onun adını ve özel bir hastanede çalıştığını biliyordum, hepsi o kadar. Bir yemek sohbetinde nasıl bu kadar kendimi anlattığımı bilmiyorum, ki çok konuşan biri de değilimdir aslında. Neyse yemek bitti, “Biraz eğlenmeye ne dersin?” dedi. Ne diyebilirdim ki? Beni acayip derecede etkilemişti. Hemen kabul ettim ve “Nereye gideceğiz?” dedim. “Tabiki senin gibi güzel biriyle gidebileceğim yer de güzel olmalı!” dedi. “Yani?” dedim. “Elbette ki klüp S…!” dedi. Dediği yere daha önce gitmiştim, çok güzel bir mekandı, girmek için araya arkadaş filan koymuştuk, her gelenin girebildiği bir yer değildi orası. “Tamam!” dedim, çıktık…

Bir taksiye bindik ve doğru klübe gittik. Kapıdaki Bodyguard karşıladı bizi ve “Ağbi hoş geldin, ne zamandır yoksun!” dedi. “İşlerim vardı…” dedi, içeri geçtik. Barmene bir şeyler söyledi. Barmen de, “Her zamankinden mi?” dedi. “Evet!” dedi. İçkilerimizi aldık. O güne kadar içtiğim en tatlı içki idi diyebilirim, Malibu idi sanırım, ananas suyu ile. İlk içk**en sonra dans etmeye başladık. Kendimi ona öyle bastırıyordum ki, onu tahrik etmek ve okadar prezervatifi gerçekten kullanıp kullanmayacağını görmek istiyordum artık. Epeyce bir süre orda kaldık. Sonra beni evime getirdi. Ben acayip derece sarhoştum. İçeri geçtim, üzerimi değiştirdim, askılı bordo saten geceliğimi giydim ve onun yanına geçtim, “Seni istiyorum!” dedim. Salonda dans ettiğimizi hatırlıyorum en son ve öpüşüyorduk, sonra ben sızmışım.

Sabah yatağımda uyandım. Yanımda değildi. Gitti diye üzülmüştüm, onunla sevişemediğime yanıyordum. Ama salona geçtiğimde bütün neşem yerine geldi, kanepede uyuyordu. Üzerindeki pikeyi çektim ve yere serdim. Sonra bokserini indirdim, yarağı sönük vaziyette yatıyordu. Yarağını ağzıma aldım ve emmeye başladım. Kısa sürede gözlerini açtı ve beni yukarı çekerek sevişmeye başladık. Dudakları dudaklarımı yakıyor, elleri bütün vücudumda geziyordu. Göğüslerimi, kalçalarımı, her yerimi okşuyor ve seviyordu. Sonra beni yere uzattı, kulak memelerimden başlayarak yarım saat boyunca her yerimi yaladı, emdi. Beni çıldırtıyordu resmen. Sonra 69 olduk, ben onu emiyordum, o da beni emiyor ve bir parmağı ile arka deliğime masaj yapıyordu. Çok güzel bir histi. Onu içime almak için kuduruyordum, “Hadi gir artık içime!” dedim. “Peki!” dedi, ayağa kalktı ve ceketinin cebinden prezervatif çıkardı, bana uzattı takmam için. Ben de prezervatifi fırlatıp attım, “Tenini hissetmek istiyorum!” dedim. “Peki!” dedi ve üzerime doğru geldi…

Öylesine sakin, yumuşak hareketlerle girdi içime ve ileri geri hareket etmeye başladı. Ben, “Daha hızlı!” dedikçe hızlanıyordu. Gittikçe hızlandığında, ben artık zevkten uçuyordum resmen ve kasılarak boşaldım. Ben boşalmama rağmen o hızla gidip gelmeye devam ediyordu. Ben tekrar orgazm olmaya başladım, ilkkez üst üste boşalıyordum. Hissettiğim rahatlama dayanılmazdı. Sonra beni dört ayak pozisyonuna getirdi ve arkama geçip bu şekilde tekrar girdi amıma. Hızla girip çıkıyor amıma, aynı anda parmağıyla göt deliğime masaj yapıyordu. Ne istediğini anlamıştım, götümü sikmek istiyordu, ama sonra diye düşünerek anlamazlıktan geldim, çünkü o anda amımın sikilmesinden aldığım zevk dayanılmazdı. Bu şeklide devam ederken iyice hızlandı ve “Geliyorum!” diye haykırdı. Ben de, “Korunuyorum, içime boşal!” dedim. Gerçekten de öyle idi, korunuyordum. Ve içimde patladı. Döllerinin sıcaklığını içimde hissettiğimde ben de tekrar boşalmıştım. Çok güzeldi.

Yan yana uzandık, birer sigara yaktık. Sigaralarımız bitince kalkıp duşa girdik. Duş aldıktan sonra kahvaltıya oturduk. Kahvaltımız biter bitmez beni kucağına aldı ve yatağıma götürdü. Beni yatağa yüz üstü yatırıp, ensemden başlayarak, dili ile bütün vücudumu gezmeye başladı. Çılgın birşeydi, dilini öyle kullanıyordu ki, sanki değmekle değmemek arasında idi. Tüylerim diken diken olmuştu. Ensem, sırtım, kalçalarım, baldırlarım ve diz çukurlarım, oradan ayak bileklerim… Beni uçuruyordu. Heleki diz çukurlarıma geri çıktığında, belimde hissettiğim kasılmayı hiç unutmayacağım. Oradan götümün deliğine geldi, göt deliğimi yalıyor, dili ile baskı yapıyor ve aynı anda klitorisimi parmakları ile uyarıyordu. Çılgınca zevk alıyordum. Götüme parmağını hafifçe sokup, “Burdan izin var mı?” dedi. “Evet, ama ilk sen olacaksın!” dedim. “Peki!” dedi kalktı…

Komodinin üzerinden vücut kremlerimden birini aldı, karnımın altına iki yastık koydu. Önce dili ile göt deliğimi iyice uyardıktan sonra, bir parmağına krem sürüp, göt deliğimin içini ve etrafını güzelce yağladı. Sonra ikinci parmağını da götüme sokmaya başladı. Kremi devamlı takviye ediyor ve götümü alıştırıyordu. Yarağına bir prezervatif alıp taktı ve iyice kremledi. Sonra yarağının başını götüme dayadı. Götten ilk kez yapacaktım, arkadaşlarım acıdığını söylemişlerdi, korkuyordum, ama istiyordum da. Ve yüklenmeye başladı. Giremeyince, “Kendini sıkma, eğer istemiyorsan yapmayacağım!” dedi. “Devam et, istiyorum!” dedim. “Kendini sıkarsan canın acır, serbest bırakırsan ilk başta hafif bir acı hissedip sonra acımaz!” dedi. “Tamam!” dedim ve kendimi tamamen ona teslim ettim. Tekrar yüklendi. Evet başı girmişti. Öyle çok büyük bir yarağı yoktu, fazla kalın da değildi, ölçüleri idealdi yani. İlk anda hafif bir acı hissetim. “Çok acıyorsa bırakabilirim?” dedi. Ben de, “Hayır, devam et!” dedim.

Sakin ve yavaş hareketlerle götümde ilerliyordu, bir yandan da devamlı olarak klitorisimle oynuyor, beni iyice azdırıyordu. Sonunda köküne kadar sokmuştu. Bir süre bekledi ve ileri geri hareket etmeye başladı. Evet, korktuğum kadar acımadığı gibi, üstelik bana da zevk veriyordu. Uzunca bir süre götümü sikmeye devam etti, sonra yarağından prezervatifi çıkartıp, çıplak yarağını tekrar amıma soktu ve hızla gidip gelmeye başladı. Amıma hızla pompalarken, başparmağını götüme sokmuştu. Çok güzel bir histi, aynı anda iki deliğim de doluydu. Hızla pompalıyordu, kısa sürede ben yine boşalmıştım ve o yine amımı sikmeye devam ediyordu. Gittikçe hızlandı, hızlandı, hızlandı ve çok sert bir yüklenişle içimde patladı yine. Muhteşemdi. Sonra amımdan çıkıp yanıma uzandı.

Biraz dinlendik, bu arada yine birer sigara içtik. Sonra ben yarağını ağzıma alıp tekrar kalkana kadar emdim. Yarağı kazık gibi olunca üzerine çıkıp oturdum, amıma aldım. Yarağının üzerinde çılgınlar gibi zıplıyordum. Beni omuzlarımdan itti, tam dik olacak şekilde üzerinde oturuyordum. Belimden kavrayarak beni ileri geri sarsmaya başladı. Bu muhteşemdi ve hayatımda en kısa sürede ulaştığım orgazmımı, daha doğrusu orgazmlarımı yaşattı bana. 4 kez üst üste boşaldım bu şekilde ve bu toplam 10 dakika bile sürmemişti. Üzerinden indim ve “Hadi, şimdi sen istediğini yap!” dedim. “Emin misin?” dedi. “Evet!” dedim. Daha önceleri benden anal seks isteyenleri direk reddeden ben, şimdi ondan beni götümden sikmesini istiyordum. Hemen domaltıp geçti arkama, yine prezervatif taktı ve girdi götüme. Hem götümde gidip geliyor, hemde bana iltifatlar yağdırıyordu. Gittikçe hızlanan bir tempo ile götümü bir güzel siktikten sonra gelmek üzere olduğunu, göğüslerime boşalmak istediğin söyledi. Ben, “Tamam!” deyince, götümden çıktı, yarağından prezervatifi çıkarttı. Bu arada ben döndüm ve sırtüstü yattım, o da üzerime gelip göğüslerimin üzerine boşalttı döllerini.

Sıcak döllerini göğüslerimde hissetmek çok ayrı bir zevkti, bütün vücuduma sürdüm döllerini ve dinlenmeye başladık. Sonra beni kucakladı ve duşa götürdü. Önce her yerimi bir güzel yıkadıktan sonra, amımı yalayarak beni çıldırttı. Bu arada yarağı yine kalkmıştı. Beni sikmesini istiyordum, ellerimi duvara yasladım arkam ona dönük vaziyette. Yarağını amıma geçirdi ve gidip gelmeye başladı. Götümün deliğini de yine parmağı ile beceriyordu. Bitmek tükenmek bilemez bir enerjisi vardı. Beni orgazm ettikten sonra yarağını amımdan çıkarıp, yine götüme soktu. Ama bu sefer prezervatif takmadı. Götümde gidip gelmeleri çok hızlanmıştı. Götümü sikerken, “Uzun zamandır böyle bakire bir göt sikmemiştim!” diye inliyordu, “Çok güzel, çok dar, muhteşem!” diyordu. Ben de onu iyice tahrik etmek istiyordum, “Sik erkeğim, istediğin kadar sik, istediğin zaman sik!” diye inliyordum. Artık dayanacak halim kalmamıştı, onun 4. seferi idi, ama benim 10 çoktan geçmişti. Götümün içine boşaltmıştı lavlarını…

Beni banyoda biraz yalnız bırakmasını istedim, çişim gelmişti çünkü. Yarağını yıkayıp çıktı. Ben de rahat rahat çişimi yapıp, tekrar duş aldım ve banyodan çıktım, yanına gittim. Hiç halim kalmamıştı, “Biraz dinlenmem lazım!” dedim ve göğsüne başımı koyup yattım. İki saat kadar uyumuşum. Onun dudaklarını amımın dudaklarında hissedince uyandım. Amımı uzunca yaladıktan sonra, yine amımı sikmeye başladı. Hızla gidip geliyor, beni yine uçuruyordu. Ben tekrar orgazm olmuştum. O da gelmek üzere iken amımdan çıkıp, yarağını ağzıma getirdi, emmemi söyledi. Emmeye başladım. Biraz sonra ağzıma boşalmaya başladı. İlk kez bir erkek ağzıma boşalıyordu. Porno filmlerde bana iğrenç gelen şey, şimdi çok hoşuma gitmişti. Sonrasında biraz daha dinlendik, kalkıp birşeyler yedik ve tekrar yatağa geldik. O gün akşama kadar bu şekilde defalarca beni sikti. Eğer prezervatif taktırsaydım, bir kutuyu bitirdiği gibi, üstüne de 2 kez de prezervatifsiz sikmiş olacaktı. Akşam o gittiğinde ben pelte gibiydim, öylesine rahatlamıştım ve hafiflemiştim. Çılgın bir gündü.

İlişkimiz bir ay kadar sürdü. Bizim markette çalışan ve benim en samimi olduğum Necla’ya her şeyi anlatmıştım. Necla’nın Koray’a yavşadığını gördüm. Bu duruma Koray da pek ses etmiyordu. Bunun yüzünden Koray’la kavga ettim ve gitti. Gidiş o gidiş, birdaha da gelmedi.

Şu anda başka birisiyle evliyim. Kocamla birbirimizi seviyoruz, ama seks konusunda onun gibi değil. Bir şey daha itiraf edeyim, kocama bile götten vermiyorum, ilk Koray sikti götümü ve eğer bir gün onu görürsem, resmen yalvaracağım beni götümden sikmesi için.

[Nilgün]

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Komşum Aynur

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Komşum Aynur

Sizlere gerçekten yaşanmış bir olayı yazıyorum. Sizlere karşı komşumla yaşadıklarımı onu nasıl siktiğimi en ince ayrıntısına kadar yazacağım. Beni bu sürece dahil eden olayın başlangıcı eşimin beni telefonda arayıp karşı komşumuz hakkında çok garip şeyler gördüğünü söylemesiyle başladı. Telefonda bana galiba komşumuz kocasını aldatıyor deyince çok şaşırdım. Karşı komşumuz yüzü pek güzel olmayan ama vücudu harika olan biriydi. Evden çıkarken bazen onunla karşılaşırdık. Bana çaktırmadan baktığının farkındaydım. Komşum kapalı bir bayandı. Adı Aynurdu. Aynur genelde Dar etekler, göğüslerini ortaya çıkaran bluzlar ve yüksek topuklu ayakkabı giyerdi. Yürüdüğünde ise kalçasını bir sağa bir sola sallardı. Komşum 55 kilo ve 1.65 civarında boyu vardı. Esmer bir bombaydı diyebilirim. Erken evlenmiş şu anda 28 yaşında olan biriydi. Kocası ise çok pısırık birine benziyordu. Hiç sevmezdim arada mecbur kalınca selamlaşırdık. Eşim onu evden bir sokak ötede birisinin arabasından inerken görmüş Aynur arabadan inerken arabadakine el sallamış eşim bu hareketini görmüştü. Bu olaydan bir hafta sonra komşumuzun kocası zeki babasının rahatsızlığından dolayı 2-3 günlüğüne Eskişehire gitti.

Bir akşam eşim geçen gün o arabanın sokağın başında park ettiğini ve içinde birinin olduğunu söyleyince Aynurun bu gece kendini siktireceğini anlamıştım. Ben ve eşim balkonda oturup olayları izlemeye başladık. Gece 11 gibi adam binadan içeri girdi. Dış kapının açıldığını anlayınca ben ve eşim kapı deliğinden aynura bakmaya çalıştık. Adam çok sessiz adımlarla ilerliyordu. Aynur kapıyı aralamış bekliyordu. Belikli çocuklarını uyutmuş kendini ona hazırlamıştı. Ben aynuru hep kapalı elbiseler içinde görmüştüm. Aynur gecelikle kapıyı araladığında şok olmuştum. Ben ve eşim az kalsın birbirimize girecektik. O ben bakıcam diyordu ben ise ben diyordum. Aynura bakınca sikim kalkmış eşime göstermemeye çalışıyordum. Kapılar kapandıktan sonrasını tahmin edebiliyordunuz. Eşim aynurdan nefret ettiğini söylemeye başladı. Benim içimde ise bir an önce aynuru nasıl sikebilirim diye hayal kurmaya başladım. Sanırım eşimde bu durumdan tahrik olmuştu. Biraz oturup konuştuktan sonra yatağa girdik yatakta aynurun durumunu konuştuk. Ben eşimi öpmeye başladığımda eşim elini kendi amcığında gezdirmeye başlamıştı. Bu durum eşimi tahrik etmişti.

Eşimin memelerini emdiğinde eşim parmaklarıyla kendini beceriyordu. Bu arada eşim çok seksi biri müthiş kalçaları var eşimi becerirken çok zevk alırım. Yatakta müthiştir. Kalçalarına bayılırım. Eşimi arkadan becermek istemişimdir ama eşimden izin alamadığım için bu hayalime kavuşamadım. Neyse o akşam ben eşimin amcığını yalamaya başladığımda eşim hemen boşaldı. Eşim kudurmuştu. O gece Eşimi sikerken o gece Aynuru düşünüyordum. O geceki sikişimiz harikaydı. Gece 1 gibi dış kapıdan ses geldiğinde anladımki Aynur işini bitirmiş adamı postalamıştı. O gece ve tüm gün boyunca Aynur aklımdan çıkmıyordu. Aynuru sikme isteğim artıyor. Neler yapabilirim diye düşünüyordum. Eşim alış veriş için üsküdara gittiğinde evde yalnız kaldım. Yerimde duramıyordum. Aynurun çocukları binasın yanındaki parkta oynuyorlardı. Ben dayanamayıp Aynurun kapısına dikildim. Zili çaldığımda çok heyecanlıydım. Aynur kapıyı açtığında başında yazma üzerinde bir tişört ve altında dar bir pijama vardı. Selam verdikten sonra ona sizinle özel bir konu hakkında konuşmak istediğimi belirttim. Buyurun deyince içeri davet etmeyecekmisin dedim. İstemeyerekte olsa içeri davet etti. İçeri girdim. Salona geçtik kanepede oturdum. Oda karşıma geçti. Aynura nereden söze başlayacağımı bilemediğimi söyledim. Buyur deyince . sizi çok beğendiğimi öyleyi verdim. Bir an gülümsedi .sonra olmaz böyle bir şey deyiverdi. Hemen onun yanına geçtim ayağa kalkıyordu. Onu elinden tutup oturttum. İyice yanına yanaştım. Onunla konuşmaya başladım. Onu sevdiğimi deliler gibi arzuladığımı belirttim. Aynur oruspusu ise namuslu ayağına yatıyordu. Onun kulağına eğilip dün gece kiminle sikiştiğini biliyorum. Kocana söylememi istemiyorsan beni dinle dedim. Aynur oruspusu şok olmuştu. İlkinde inkar etti sonrasında kabul etti. Bir defalık bir kaçamak olduğunu söylüyor. Kimseye söylememem için yalvarıyor aynı zamanda ağlıyordu. Aynura iyice sokuldum önce göz yaşlarını sildim. Sonrasında kimseye söylemeyeceğimi söyledim. Aynur gülümsemeye başlamıştı. Aynurun yüzünü öpmeye başladım. Aynuru sikecektim artık elimden kaçamazdı. Bir anda kapı zili çalınca irkildik. Aynurun oğlu aşağıdan anne diye bağırıyordu. Ben hemen toparlandım aynurdan telefon numarasını aldım arayacağımı söyledim. 1 saat sonra Aynuru cepten aradım epey bir sohbet ettik onu çok beğendiğimi onsuz yapamayacağımı söyledim. Sonraki günlerde saatlerce telefonda sohbet ettik ban sevgilisinden ayrılacağına dair sözler verdi. Arada onu markete giderken gördüğümde bende peşinden gidiyordum markette sokaklarda epey sohbet ettik yavaş yavaş birbirimize alışmaya başlamıştık.

Yine bir Pazar günü onu markette yakaladım onu çok sevdiğimi onu arzuladığımı söyledim. Bana yarın sabah eşim ve çocuğuma yolladıktan sonra seni bekliyecem dediğinde sikim taş gibi olmuştu Aynur önümdeki kabarıklığın farkındaydı. Arada Aynur?u belinde sıkıca kavrayıp kendime çekiyordum. O gün iş yerini arayıp öğleden sonra işe geleceğimi söyledim. Pazartesi sabahı 8.30 gibi işe gidiyordum aynurun eşi ve cocuğu ise 8 gibi gidiyorlardı. Ben her zamanki gibi evden çıktım. Çıktığımda karşı komşum aynurun dış kapısının aralıklı olduğunun farkına vardım. Meğer kapı deliğinden beni gözetliyormuş. Ben hemen içeri girdim. Girdiğimde şok olmuştum. Aynur?un üzerinde bir gecelik vardı. Muhteşem bir şeydi. Kırmızı bir gecelikti göğüslerinin büyük kısmı dışarıdaydı. Kalçasını örten bir uzunluğa sahipti. Gerçekten müthiş bir vücudu vardı. Ben hemen onu kapıya dayadım dudaklarından öpmeye başladım. Bir elim kalçasında geziyor diğeri ise kalçasında. Bana dur dedi beraber bir kahvaltı yapalım deyince tamam dedim. Önümden yürüyerek mutfağa geçti öyle yürüyorduki kalçalarından gözümü alamıyordum. Çay koymaya başladığında ben arkasına geçip kalçalarını okşamaya başladım. Dur acele etme demeye başladı. Aynur oruspusu işi biliyordu. Benden önce kaç kişiye siktirdiğini merak ediyordum. Deneyimli bir oruspuydu. Nutfakta bulunan yemek masasına geçtim. Sandalyeye oturdum ve aynuru izlemeye başladım. Aynur buzdolabından bir şeyler çıkardığında eğiliyordu. Eğildiğinde kalçalar kabak gibi ortaya çıkıyordu. Aynur altına siyah bir tanga giymişti. Tanga sadece arkadan göt deliğini kapatıyordu. İp gidiydi. Yerimde duramıyordum. Ayağa kalkıp yardım etmeye başladım. Elimi bazen kalçasına atıyor buynunu öpüyordum. Kahvaltıyı hazırladık karşılıklı oturmaya başladık karşıma geçtiğinde memelerinden gözlerimi alamıyordum. Aynurda rahat durmuyordu. Ayaklarıyla beni tahrik ediyordu. Ben bir an önce kahvaltıyı bitirip onu sikmek istiyordum.

Aynur o gün hafif bir makyaj yapmıştı. Dudaklarına kırmızı parlak bir ruj sürmüştü. Harika görünüyordu. Kahvaltıyı yaptıktan sonra yatak odasına geçelim dediğinde artık aynuru sikebilecektim. Aynur önümde yürüyor ben ise arkasından kalçasına bakarak yürüyordum. Çok seksi bir şekilde kıvırıyordu. Yakat odasına geçtik Aynur hemen yatağa sırt üstü uzandı. Ben üstümdekileri çıkarıp çırılcıplak halde yanına uzandım o güzel dudakları öpmeye başladım. bir elimle ise memelerini okşamaya başladım. Aynur gözlerini kapamış okşanmanın tadını çıkarmaya başlamıştı. Yavaşa yavaş memelerini emmeye başladığımda Aynur inlemeye başlamıştı. Sağ elimi aynurun tangasından içeri amcığına götürdüğümde bu kadar sulanmış bir amcıkla karşılaşacağım aklıma gelmemişti. Resmen sıvısı kendiliğinden akıyordu elim ıslanmıştı. Önce amcığının dudaklarını okşamaya başladın. Elimi ammında gezdiriyordum. Aynur kalçasını aşağı yukarı doğru oynatmaya başlamıştı. Ben memelerini bırakıp göbek deliğini öpüp amcığına inmeye başladım. Tangasını kenara çekip Ammına dilimi değdirdiğimde Aynur haydi erkeğim sik beni demeye başladı. Bir çırpıda tangasını çıkardım zaten avuç içi kadardı. Karşımda yeni temizlenmiş tertemiz bir amvardı tek bir tüy bile yoktu. oruspu Aynur amcığını bana hazırlamıştı. Hemen amcığına yumuldum. Dilimi aynurun ammına sokup çıkardığımda Aynur kalçasını havaya kaldırıyordu. Bazen baş parmağımı aynurun ammına soktum aynı zamanda amcığını emmeye başladım. Bu arada serçe parmağımı aynurun arka deliğine sürtmeye başladım aynı anda üç işi yapıyordum. Bu şekilde 4-5 dk devam ettim.

Aynur o anda orgazmın doruklarına ulaşmıştı. Sıra sende deyip yatağa uzandım aynur hemen 69 pazisyonuna geçti. sikimin kafasını ağzına almaya başladı. Oruspu bu işi biliyordu. 3 yıllık evliydim eşim sikimi ağzına almamıştı. Bu çok hoşuma gidiyordu. Aynu sikimin tamamını ağzına alıyordu. Bu arada sikim 15 cm ve normal kalınlıkta insanların yazdığı gibi yalan yazmak istemiyorum. Ben aynurun ammını yalıyordum o ise sikimi sonuna kadar ağzına alıyordu. Parmağımla aynurun göt deliğini okşadığımda aynurdan herhangi bir tepki almadım. Oruspunun arkadan yarrak yediği belliydi. Parmağımı göt deliğinden yavaşça soktuğumda ohh diye inlemeye başladı o şekilde ben aynurun ağzına boşaldım aynurda orgazm olmuştu. Daha sonra yan yana uzandık. Bana dönüp harika bir sikicisin keşke seninle daha önce sikişseydim dedi. Bende seni sikmek harika dedim dudağına bir öpücük kondurdum. Aynur lavaboya geçti yüzündeki menileri temizleyip geri geldi. Yanıma uzanıp beni sike doyursana deyince sikimi Yalamasını istedim. Sikim hemen sertleşmeye başlamıştı. Aynuru domaltıp arkasına geçtim ammı kabak gibi karşımdaydı. Aynur amına parmağını sokup çıkarmaya başladı haydi sik beni deyince sikimi yavaşça ammına sokmaya başladım. Aynur harikasın erkeğim devam et diyordu. Ben aynurun ammını pompalıyordum bazende kalçasına tokat atıyordum. Ammına sikimi sokup çıkarınca işeret parmağımı aynurun göt deliğine yerleştirdim Aynur kalçasını oynatmaya başlamıştı oruspunun hoşuna gidiyordu. Bu şekilde yaklaşık on dakika devam ettim. Sonrasında imiz beraber boşaldık. Yarım saat dinlendikten sonra o beni sırt üstü yatırım sikimin üstüne oturdu. Kulağıma eğilip..ben atımın üstüne oturdum.. şu anda gezintiye çıkıyorum dedi.. o şekilde ikimizde orgazm olduk.. 1-2 saat dinlenip beraber yemek yedik. Ben aynura beni amma doyurdun ama ben senin kalçalarına hayranım seni göt deliğinden sikmek istiyorum deyince..aynur bana dönüp hiç teklif etmeyeceksin sanıyordum..dedi Dolabı açıp hemen bir krem getirdi.

Hemen domaldı bana dönerek önce dilini sokup gevşetmen lazım sonra kremleyip sikersin dedi. Ben hemen aynurun götünü öpmeye yalamaya başladım artık dayanacak halim kalmamıştı sikimi ve deliğini kremleyip okşamaya başladım sikimi yavaşça aynurun arka deliğine soktum. İlk defa bir kadını arkadan becerecektim. Aynur oruspusu bu duruma alışıktı. Hiç zorlanmadan içine aldı.. ben 4-5 dakika gidip geldim. Sonrasında göt deliğinin derinliklerine patladım.. gerçekten harikaydı.. Beraber duşa girdik yıkandık. Sonrasında giyinip apartmanda kimseye görünmden işe doğru gittim. O gün patrondan fırçamıda yedim ama aynura değerdi. Şu anda aynurla ayda 1 veya 2 defa sikişiyoruz işi sıkı tutuyoruz yakalanmamaya çalışıyoruz. Ha bu arada eşim aynurdan nefret ediyor.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Bodrum Macerası Bölüm1

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Bodrum Macerası Bölüm1
5 Temmuz 2016
Kapıyı açtığımda üzerinde pareosu ve altında görünen bikinisiyle bir tanrıça gibi karşımda duruyordu. Göz göze geldiğimiz anda bile elim ayağım kesilmiş, kekelemeye başlamıştım. Bu-buyurun diyebilmiştim sadece. “Havuza gidecektik, Seda evde mi acaba?” diye sordu, gözlerini hiç kaçırmadan. Eşime seslendim “Funda Hanım geldi!!”

29 Mayıs 2016
Üç dört ay önce xhamster da tanışmıştık Funda ile. Ben İstanbul’da, o ise Almanya’da yaşadığı yetmezmiş gibi ikimizde evliydik. İmkânsızlıklar üzerine kurulmuş gibi görünüyordu her şey. Sırf bu yüzden, bana gönderdiği seksi resim ve videolarının hıncını bazen eşimden bazen ise elime aldığım sikimden çıkarıyordum. Funda, seksi bir esmer güzeliydi, öpmeye doyamayacağım ateşli dudaklara sahipti. Kalçaları aklımı başımdan alıyordu, ancak rüyalarımda domaltıp sikebildiğim o harika ve dolgun kalçaları içimden bir şeyleri koparıyordu resmen. Onu, yakından görebilme fikri bile beni heyecanlandırmaya yetiyordu. Bir gün bir araya gelirsek yapacaklarımızdan konuşuyorduk ama o bu konuya daha realist yaklaşıyor bunun mümkün olmayacağını söylüyordu. Muhabbetini seviyordum, espri anlayışının yanında, aynı zamanda süpürgesi olmayan bir cadılığı da yok değildi. Hayalimi gerçeğe dönüştürecek kıvılcımını ateşleyen ise bana verdiği, Temmuz da Bodrum’a geliyoruz haberiydi. Öğrendiğim bu haberden sonra bütün dengem alt üst olmuş ve o tarihte Bodrumda olabilmek için önceden ayarladığım tatil planlarını değiştirmem gerekecekti. Güzel bir sitede triplex bir villa kiralamışlardı. Bir gün yine yazışırken kalacağı sitenin adını bana yazmış ama olabilecekleri hiç hesaplamamıştı. Ne pahasına olursa olsun, o tarihlerde orada olmayı planlıyordum. Geçen yıl yine Bodrum’da tatil yapmış olmamız eşimi ikna etmekte sorun olabilirdi. Neyse ki onun da çözümünü bulmuştum. O sitede bir arkadaşımın yazlığı olduğunu ve bu yıl gidemeyeceğini söyleyecek, Almanya’da ki ablası ve eşini de çağırıp, terasında mangal, rakı eşliğinde keyif yapabileceğimizi söyleyecektim. Bu zaten hayalini kurduğumuz bir tatil modeliydi ve ablasına düşkünlüğü yüzünden Sedayı ikna etmem kolay olmuştu. Sonrasında internet üzerinden yazlığı ayarlamış, tarihi denk getirmiştim ama en büyük sorun Fundanın henüz bundan haberi olmamasıydı. Bitmek bilmeyen uzun bir Haziran ayından sonra tatil zamanı gelip çatmıştı. Bodrum’a gittikten bir gün sonra da Almanya’da ki misafirlerimiz gelecek, 4 gün kaldıktan sonra daha önceden planladıkları ve benim yüzümden erteledikleri Antalya ya geçeceklerdi. Tatile çıkmadan bir gece önce Funda ile yazıştığımda ise tatil heyecanından bahsedip durmuştu ama ben ona, bizimde orada olacağımızı söylememiştim.
Ertesi gün motoru çalıştırıp yola koyulduğumuzda, Bodrum tabelasını hiç göremeyeceğimi düşünmüştüm. Nihayet sitenin kapısına gelip eve valizleri taşıdığımızda ilk iş olarak terasa çıkıp bir umut havuzu yoklamaya başlamıştım bile. Henüz Funda görünürde yoktu. Ben zamanımı boşa harcamayacak evde yol yorgunluğunu atmaktansa havuz başında dinlenmeyi tercih edecektim. Seda ise tam tersi klimanın serinliğinde dinlenmek için evde kalmıştı. Hesaplarıma göre bizden önce gelmiş olmaları gerekiyordu. Belki de Bodrumun eşsiz koylarından birine gitmişlerdi ama ben her ihtimale karşı yorgunluktan uzandığım şezlongda uyumamak için direniyordum. O gün Fundayı görme şansım, eşimden gelen telefonla bozulmuştu. Karnı acıktığı için dışarıya çıkıp yemek yemiş, ertesi gün gelecek misafirler için alışveriş yaptıktan sonra yorgun bir şekilde eve dönmüştük. Ben ise terasta bira açıp gelen geçeni gözlemeye başlamıştım. Sigara üstüne sigara içtim ama saat iyice geç olmuştu, biraz da yıldızları izleyip, yatağa geçip uzandım. Tam uyumak üzereyken bitişikten gelen karyola ve sevişme sesiyle yerimden fırladım. Hatta, kadının attığı çığlıklara, Sedanın bile uyanıp “Yuh, karıya bak ne azgın ha” deyince İkimizde gülerek birbirimize baktık, daha sonra gelen seslerden azmış ama yorgun bir şekilde yatıp uyuduk. Ben ara ara heyecandan uyanıyordum. Sonunda sigara içme bahanesiyle kalktım ve telefondan xhamster da on line olup olmadığını kontrol ettim ama nafile. Muhtemelen siteye girme fırsatı henüz olmamıştı.O gün erkenden uyanıp havaalanına gidecek, Sedanın ablası Defne ve bacanağım Barış abiyi karşılayacaktım. Uyumak için tekrar yatağa dönüp 3 saat deliksiz bir uykudan sonra sabahın ilk ışıklarıyla teras’a çıktım. Yeni doğmakta olan güneşin, Egenin eşsiz denizine düşen yansımalarını izlerken, bitişikteki villanın terasından bir çift gözün bana doğru baktığını hissettim. Üzerinde transparan geceliği, şaşkın ve tedirgin gözlerle korkuluklardan başını uzatmış bana bakıyordu. Gecelikle yakalanmış olmanın verdiği bir telaş değildi bakışlarında ki tedirginlik. Bizi uykumuzdan uyandıran çığlıkların sahibi kadını görünce, kısa süreli bir şoka girmiştim. O çığlıklar Funda’ya ya aitti. O beni görmeyi ummuyordu elbette ama ben de koca sitede onu yan terasta görmeyi hiç ummamıştım. Villalar ikiz ve bitişikti, bu sitede belki de 100 adet villa vardı ve ben %1 olan şansımı tam 12 den vurmuştum. Funda ise donuk bir ifade ile 5-10 saniye yüzüme baktıktan sonra hiç tepki vermeden içeriye yöneldi. Sanırım kırmızı çizgilerini ihlal etmiştim. Benim için ok yaydan çıkmıştı ve onunla birlikte olmak için her yolu deneyecektim. Eşlerimiz bu kadar yakınımızdayken nasıl olacaktı, bu konuda ise hiçbir fikrim yoktu. Su akar yolunu bulur deyip üzerime bir şeyler giydikten sonra arabaya indim ve tekrar telefonu açıp xhamster’a girdim. O ise çoktan “Sen manyak mısın ne yapmaya çalışıyorsun?” Diye yazmıştı. Hızlı bir şekilde “merak etme istemediğin bir şeyi asla yapmam ama dün gece o seslerin senden geldiğini anlayamamam seni yeterince tanımadığımın da bir göstergesi olsa gerek ki böyle bir hata yapmışım. Hem benimde eşim yanımda, hatta şu an arabadayım, havaalanına gidip 2 misafir daha alacağım, bu gün havuzda mı olacaksınız?” Diye sorduğumda ise “evet” cevabını aldım. Bu cevap bana çok da kızmadığını gösteriyordu. İnşallah Seda denize gitmek istemez diye de geçirdim içimden. Misafirleri alıp geldikten sonra onların yorgunluğunu bahane edip havuza inmeyi teklif ettim ve kabul ettiler. Güzel bir kahvaltıdan sonra havuza indiğimizde Funda ve eşi şezlongda yüz üstü uzanmış güneşleniyorlardı. Üzerindeki kırmızı bikini vücut hatlarını öyle bir ortaya çıkarmıştı ki çıplak olsa bu kadar tahrik olmazdım. Eşinin kıskanç olduğunu bildiğim için güneş gözlüklerimi takmıştım, onu seyrettiğimi Seda da fark etmemeliydi. Öyle çarpıcı bir fiziğe ve kalçalara sahipti ki dikkat çekmemesi mümkün değildi. Biraz Barış abi ile muhabbet ettikten sonra kendimi havuzun serin sularına bıraktım. Sonra, Seda, Barış abi ve Defne de havuza girdi, tabiki 10 dakika sonra Funda ve eşi de. Daha sonra Funda ve eşinin aralarında Almanca konuşmaları Barış abinin dikkatini çekmiş olmalı ki hemen yanlarına yaklaştı ve selam verdi. Benim duyamadığım mesafedeydiler ve yüzme bahanesiyle biraz daha yaklaşınca boşuna çaba sarf ettiğimi anladım. Çünkü Türkçe konuşmuyorlardı. Daha sonra Defne yanlarına gitti sonra da bizi çağırdılar ve tanıştırdılar. İlginç olduğu kadar aşırı heyecanlanmıştım. 5 aydır muhabbet ettiğim kadın ile Barış abi sayesinde resmi olarak tanışmıştım. Bu tanışma faslı iyi mi olmuştu, kötü mü zamanla anlayacaktım. Sorulması gerekeni hemen sordum. “ siz Almanya’dan tanışıyor musunuz yoksa?” Fundanın kocası Necatiden aldığım “Hayır“ cevabı beni rahatlatmıştı. Kendisi ile çok da yüz göz olmak istemiyordum, çünkü aklımdan karısı ile sevişmek geçerken samimi olmamız pek işime gelmemişti. En iyisi biraz muhabbet ettikten sonra oradan ayrılmak olacaktı ki öylede yaptım. 10 dakika sonra Seda yanıma geldi ve “sana bir haberim var şok olacaksın, o tanıştığımız çift var ya bizim yan komşuymuş.” Ben ise bildiğim bu detay için çok şaşırmış gibi yaparak “hadi canım bak sen şu tesadüfe” diye tepki verdim. “He bitmedi sana sormadan bir şey yaptık” diye de ekledi. Akşam mangal için Fundaları bize davet etmişlerdi. Bu coğrafyanın ikliminden midir nedir bilmem ama hangi ara bu kadar samimi oldular anlayamadım. Biraz sahte tripler atıp “yapacak bir şey yok” diye de eklemeyi ihmal etmedim. Hemen yine kafamda planlar yapmaya başladım ama 6 kişinin içinde 2 kişinin ortadan kaybolması hiç kolay bir durum değildi. Akşam denizden batmakta olan güneşe karşı mangalı yakıp etleri atmaya başlayınca Funda ve eşi de çoktan aramıza katılmıştı. Rakılar açılmış muhabbetin dibine vurulmuştu ama ben adeta sessizliğe bürünmüştüm. Hep kafamda birlikte olma planları yaptığım kadının karşımda oturması beni daha çok çıldırtıyordu. Arada hafiften ısırdığı alt dudağını izledikçe şortumun içinde sürekli hareketlenmeler oluyordu. Bazen göz göze geliyor hemen gözlerimizi kaçırıyorduk ki, Barış abi “Rakımız bitti” diye bağırdı. Bacanağım sağ olsun arada bir beni Fundanın eşine övüyor,” bu bacanak var ya böyle sakin durduğuna bakma çok fırlamadır” diye eklemeyi de ihmal etmiyordu. Gülsem mi ağlasam mı? Adam niyetimi öğrense beni terastan aşağıya kesin atardı.
İlgi odağı olmamak ve rakıyı almak için mutfağa geçtiğimde sıkıştığımı anlayıp tuvalete uğramak için bir alt kata indim. Sikim iyice sertleşmişti ve taşaklarım resmen ağrımaya başlamıştı, elime alıp boşalıp rahatlasam mı acaba diye düşünmeden edemiyordum. Tam o anda merdivenden gelen ayak sesleri ile toparlandım, belli ki biri tuvalete geliyordu. Hızlıca ellerimi yıkayıp kapıyı açtığımda Funda karşımda duruyordu.Tuvalete girecekti ve ben yolunu kapatıyordum. Geçmek ister gibi yaptı ama kapının önünde hareketsiz durup geçmesini engelledim. Hafif kaşlarını çatıp gözlerime bakmaya başladı. Öyle seksi bakıyordu ki beni ayakta boşaltabilirdi. Ahşap merdivenden inen biri olursa ayak seslerini duyabilirdim. Bu benim için küçük görünen ama belki de bir daha bulamayacağım kadar büyük bir fırsattı, 5-6 saniye bakıştıktan sonra, Funda’nın son olarak alt dudağını ısırmasıyla……………..

to be continued

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Ben, Karım ve Diğerleri – 3

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ben, Karım ve Diğerleri – 3
Uzun gecenin ardından yorgun düşmüş ve öğlene kadar uyumuştuk. Kalkıp kahvaltı yaptık ve ardından kahvelerimizi yudumlarken kızlar yarı çıplak önümde dolaşıp gecenin yorgunluğunu atmaya çalışıyorlardı. Karım birazdan teyzesinin kızı Filiz’in geleceğini söyledi. Filiz’i beklerken sohbet edip, gecenin ne kadar süper geçtiğini konuşuyorduk. Karım Filiz gelecek dediğinde, aklıma düğün gecesi gelmişti. Filiz’in o gece giydiği kıyafet epeyi konuşulmuştu. Kimi kadınlar, altında külot olmadığını, kadının amını götünü herkesin gördüğünü, kimi de, külotunun olduğunu, ama avuç içi kadar birşey olduğunu söyleyerek epeyi dedikodu yapmıştı. Filiz 30 yaşlarında, evlenip ayrılmış, bir 5 yıldızlı otelin genel müdürlüğünü yapıyordu. Balık etli, harika vücutlu, bakımlı bir kadındı. Karımın dediğine göre, otelin 70 yaşlarındaki sahibinin de uğruna herşeyi feda edebileceği bir afetti.

Derken Filiz gelmiş ve kahvesini içerken koyu bir muhabbete dalmıştık. Turizm benim de yakından bildiğim bir konu olduğu için, epeyi muhabbet ettik. Filiz gitmek için kalkarken, “Bu gece benim oteldesiniz, size iyi bir masaj yaptırayım, dün geceden sonra hepinizin buna ihtiyacı var!” dediğinde, dün geceden haberi olduğunu anlamıştım. Karımın hem akrabalarının, hem de arkadaşlarının üzerindeki bu etkisi tuhafıma gitmişti. Karım adeta bir prenses gibi, herşey onun istediği şekilde oluyor ve çevresindekiler onu mutlu etmek için adeta koşuşturuyorlardı.

Akşam Filiz’in oteline gittiğimizde, oteldeki hakimiyeti açıkça belli oluyor, her kelimesi emir gibi anında yerine getiriliyordu. Birer çay içtikten sonra bizi sauna kısmına almışlardı. Ben soyunup bir şort giymiştim. Karım ve Serpil de birer beyaz bikini giymişlerdi. Saunaya girmeden birer duş almış, terleme odasına girmiştik. Karımın ve Serpil’in ıslak olan bikini altlarından amları olduğu gibi ortaya çıkmış ve benim sikim yavaşça hareketlenmeye başlamıştı. Hatta bir ara Serpil, “Ne o enişte, amlarımızı görünce ağzının suyu aktı!” deyip kahkahayı basmıştı.

Saunadan çıkıp birer duş almış ve kurulanarak, masaj bölümüne geçmiştik. Bir bayan ve bir erkek masör bizi bekliyordu. Kız, kaslı kolları ve fit vucuduyla güzeldi. Erkek ise benim fiziğimde, geniş omuzlu, yakışıklı bir çocuktu (daha sonra öğrendim, Filiz’in tokmakçısıymış). Karım ve Filiz geceyi ayarlamıştı, kız bana, erkekte hatunlara masaj yapacaktı. Karım önceliği almış ve masajını yaptırıp, dinlenmeye geçmiş, bizi izliyordu. Serpil masajını yaptırıken üzerindekileri tamamen çıkarmış, çırılçıplak vücudunu masöre emanet etmişti. Bu esnada kız da bana masaja başlamış, vücudumu boydan boya kremleyerek, her tarafımı yoğurmaya başlamıştı.

Kafamı çevirdiğimde, Serpil masör çocuğun şortunu indirmiş, yarağını eline almıştı. İyice sıvazladıktan sonra da yavaş yavaş ağzına alıyordu şimdi. Demek ki herife verecekti. Kapı dışardan açılmış ve Filiz gelmişti. Hiç konuşmadan gözleriyle emirler veriyordu. Masör çocuk Serpil’i iyice kıvama getirip, bacaklarını açarak, yarağını sokmuş ve Serpil’i kucağına alarak ayakta sikiyordu. Orospu, herifin kucağında zıplıyor ve adeta dibine kadar alarak amını siktiriyordu. Masör kucağından indirip, domaltarak Serpil’e arkadan girdikten sonra, ikisi de boşalmıştı. Ama benim de yarak dimdik olmuştu.

Filiz kıza, “Masaja ben devam edeceğim!” deyip, hem kızı, hemde oğlanı dışarı göndermiş ve “Kimseyi içeri almayın!” emrini vermişti. Filiz’in üzerinde siyah tül gibi bir külot ve südyen vardı, her tarafı görünüyordu. Yanıma gelip ellerini kremlemiş, bir çırpıda şortumu çıkararak yarağımı eline alıp sıvazlamaya başlamıştı. “Enişte harika bir aletin var, Berna çok şanslıymış!” deyip yarağımı ağzına almış, biraz emdikten sonra yanıma uzanıp yarağımı amının üzerine koymamı ve fırça badana çekmemi istemişti. Ben de ekstra olarak o incecik külodun içine sokarak altıma almıştım, göt deliğine kadar inip çıkıyordum. “Hadi enişte, şimdi sok bakalım!” deyip külodunu aralayarak amını açmıştı. Yarağımın kafasını sokup dibine kadar girmiş ve harika vucudu olan bu kadını sert bir şekilde sikiyordum. Filiz kendinden geçmiş bacaklarını açabildiği kadar açarak dibine kadar vurmamı sağlıyordu. Harika ve dar bir amcığı vardı.

Filiz’in boşaldığını, sikimi bir vantuz gibi sıkmasından anlamıştım ve bir süre ara verip, içinden çıkararak bundan sonrasını ona bırakmıştım. Filiz yarağımı ağzına almış, adeta çikolata yalar gibi emiyordu. Sonra yan taraftaki yataklardan birine geçmiş ve domalmasıyla o harika am önümde kalmıştı. Bekletmeden amına sokmuş ve o sert kalçaların arasından Filiz’e girip çıkıyordum. Bu esnada Serpil’ın eli yarağımın dibinden tutmuş, benim her giriş çıkışımda parmakları Filiz’in kara üzümünü seviyordu. Filiz bu takviyeden sonra adeta çıldırmış gibi götünü kasıklarıma vurarak amını siktiyordu.

Bir ara Serpil alttan kafasını sokmuş, hem benim yarağımı, hemde Filiz’in am dudaklarını ve bızırını yalıyordu. Bu hareket Filiz’i uçurmuş ve sarsılarak bir kez daha boşalmıştı. “Enişte harikasın, sana şimdi de götten vermek istiyorum!” deyip, herkesin aksine divanda oturup amını yukarı kaldırarak, göt deliğini açmıştı. Ben kulak memelerinden göğüslerine indiğimde, Serpil Filiz’in göt deliğine dil atarak kara üzümü hazırlıyordu. Doğrusu asistanım işini çok iyi yapıyordu. Serpil masaj yağlarından eline alarak Filiz’in göt deliğini parmaklayıp, bir miktar da benim yarağıma sürerek, Filiz’i kucağına almış ve Filizin göt deliğiyle kendi amını hizalamıştı…

Daha fazla beklemeden Filiz’in götüne yarağımı dayayarak kafasını sokmuş ve dibine kadar basmıştım. Filiz’in gözleri kaymış, ağzını şapırtarak, “Harikasın enişte, benim de amım götüm sana kurban olsun!” demişti. Bir müddet Filiz’in götünde gidip geldikten sonra yarağımı çıkarıp, Serpil’ın amına sokmuş, bir ona bir, ötekine girip çıkarak, adeta am üstünde göt sikiyordum. Filiz Serpil’e, “Kız orospu, sen dün gece iyice siktirmişsin, bırak benim götüme boşalsın!” deyip yarağımı tekrar götüne sokarak siktirmiş ve ikimiz de altımızda Serpil varken sarsılarak gelmiştik. Bütün döllerimi Filiz’in götüne fışkırtıp içinden çıkmıştım.

Filiz pelte gibi olmuş, “Amına koyduğumun çocuğu, beni bitirdin!” deyip yataklardan birine uzanmıştı. Serpil yarım kalmış olacak ki, finali yapmak için yarağımı deli gibi yalayarak tekrar kaldırmış ve üzerime oturarak, o harika amını siktiriyordu. Bir ara yarağımı çıkarıp ucunu yağladığında, o da götten istiyor dedim, canıma minnet. Kendimi Serpil’e bırakmıştım. Yarağımın kafasını kara üzümüne sokup, yavaş yavaş içine almış, üzerimde oturup kalkarak, memelerini ağzıma vermiş, bir eliyle de bızırını okşayarak çığlık çığlığa boşalmıştı. Yana kayıp uzanmıştı. Filiz de yanımıza gelip, beni aralarına almışlar, iki kadının harika vucutları arasında cennette gibiydim.

Filiz, “Enişte, senin de finalin herhalde karınla olacak?” dediğinde, karım yanımıza gelmiş, “Kalkın bakayım orospular, kocamı bana bırakın!” demişti. Gördüklerinden sonra karım, amı ıpıslak bir şekilde sırtüstü uzanıp, bacaklarını omuzuma atmıştı. Karım amının dibine vurdurarak kendini siktirmiş ve beni boşaltmak için am kaslarıyla yarağımı sıkıp bırakarak, birlikte boşalmıştık.

Cennet dedikleri bu olsa gerek. Yorgun, ama mutluydum. Bir müddet gözlerimi kapayıp derin düşüncelere dalmıştım. Karımın benim için ayarladığı bu güzel am ve götleri sikerken, ilk günlerimizdeki sözleri aklıma gelmiş ve adeta cenneti yaşıyordum.

Filiz, “İyi bir yemeği hakettik, hadi kalkın da yemeğe geçelim!” dedi. Duşlarımızı alıp giyinerek yemeğe geçtik. Harika bir masa hazırlatmıştı. Yemeğimizi yerken bana kendinden bahsetmişti. İhtiyar otel sahibinin kendisini deli gibi sevdiğini, ayda bir kez herifle beraber olduğunu, onda da adamın bir ayak fetişisti olduğunu ve bir ay biriktirdiği döllerini ince ipek çoraplara boşalttığını anlatmıştı. Filiz harbi bir kadındı, adama başka birine de siktirdiğini anlatmış ve mutlu mesut bir şekilde yaşayıp gidiyordu. Otelin adeta patroniçesi olmuş bu harika kadın da karımın etrafında ve anlamadığım bir şekilde adeta karıma tapıyordu.

Nasıl bir kadınla evlendiğimi anlamaya çalışıyordum. Karım kendini bana adamış, beni mutlu etmek için herşeyi yapıyordu. Doğrusu halimden memnundum ve karımın bu sevgisinin bir gün öfkeye ve nefrete dönüşmemesi için çok dikkatli davaranıyordum. Herşeyi ona bırakmıştım…

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Alıntı – Çarşaflı Hanife Bölüm – 5

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Alıntı – Çarşaflı Hanife Bölüm – 5

Uyandığımda saat 19:00 olmuştu. Birkaç saat boyunca uyumuştum. İçerisi zifiri karanlıktı. Işıkları açmak istemedim, zaten evde elektrik olup olmadığını bile bilmiyordum. Cep telefonumun ekran ışığı ile zar zor giyindim. Hanife anahtarı yatağın kenarına bırakmıştı. Dışarı çıkıp kilitledim kapıyı. Sokağa çıktım, akşam çökmüştü ve kimseler yoktu sokakta.

İşyerine gittim. Hanife’nin dükkân kepenkleri çekilmişti. Yapmam gereken birkaç iş vardı, onları yapıp çıktığımda saat 22:00’ye geliyordu. Geç saatte eve gidince karımla aramda bir tartışma koptu. Mümkün olduğunca alttan alıp gönlünü almak istedim. Gece oluncaysa son zamanlarda kendisini boşladığımı söyledi. Karım doğru söylüyordu. Hanife hayatıma girdiğinden beri karımla sadece bir kez sikişmiştim. O gece Hanife’yi hayal ederek karımı iki posta siktim, yarağa doyurdum. Eve geldiğimde benimle kavga eden kadın sikişten sonra bana sarılarak uyudu.

Ertesi gün Cumaydı ve Hanife görünmedi hiç. Birkaç kez aradım ama telefonu kapalıydı. Ancak akşamüzeri kapım açıldı, kızı Ayşe karşımdaydı. “Koray abi merhaba, kolay gelsin!” diyerek içeri girdi. “Ooo, Ayşe Hanım, yoktunuz kaç zamandır?” dedim gülerek. Karşıma geçip oturdu, havadan sudan konuştuk bir süre. Çay ikram ettim.

Ayak bileklerine gelen siyah bir kumaş pantolonla, beyaz gömlek ve buz mavisi uzun yelek giymişti. Başını ise parlak mavi bir türbanla bağlamıştı. Ayağında ise krem renkli topuklu ayakkabılar vardı. Çok zarif ve olgun bir görünüşü vardı bu kıyafetiyle.

Yeni bir cep telefonu almak istediğini ve benim fikrimi öğrenmek için geldiğini söyledi. “Senin fikirlerin benim için önemli, teknoloji konusunda sen çok iyisin!” dedi gülümseyerek. Ona ne kadarlık bir telefon almak istediğini sordum. “1000-1500 lira arası bir şey…” dedi. O fiyat aralığında iyi olan birkaç telefon söyledim. “Eğer istersen ara sıra elime temiz ikinci eller düşüyor, sıfırı 2-3 bin liralık telefonlar…” dedim. Sonra da daha yeni elime geçen bir telefonu çıkarıp gösterdim. Kullanıcısı arkadaşımdı ve telefonu çok düzgün, güzel kullanmıştı, daha üst modeli çıkınca onu almış bunu da bana satmıştı. Ayşe’nin sıfır almak istediği telefonlardan daha kaliteliydi.

Fiyatını sordu. “Başkası olsa 1800 lira ama sana 1500’e bırakırım…” dedim. Ayşe telefonu çok beğendi ama bir mesele olduğunu söyledi. “Nedir?” dedim. “Şey, bende şu an bu kadar para yok, hem annemle babamdan gizli alacağım zaten telefonu…” deyince, “Canın sağ olsun, ne zaman paran olursa getirirsin!” dedim. Sözlerime inanamadı, ciddi olup olmadığımı sordu. “Şaka yapmıyorum, al kullan!” dedim.

Çok sevindi. Mutluluktan gözleri parlıyordu. “Borcumu en kısa zamanda ödeyeceğim, söz veriyorum!” dedi. Sonra da, “Koray abi, bu aramızda kalacak, annemle babam sakın duymasın!” diye küçük bir uyarıda bulundu. “Tamam, bu bizim sırrımız olacak!” dedim gülümseyerek.

Çıkarken ona, “Şey, annen bugün gelmedi, hayırdır rahatsız falan mı?” diye sordum. “Ha, yok, bugün Cuma ya, onun için. Bizim komşularda mukabele vardı, oraya gitti!” dedi. Hanife’nin gelmemesinin sebebi belli olmuştu böylece. Akşam eve gidince karımın güler yüzü ve güzel yemekleri karşıladı beni.

Televizyon izlerken Whatsapp’tan bir mesaj geldi. Ayşe göndermişti. Daha önceden almıştı numaramı. Telefonu çok beğendiğini ve yeniden teşekkür etmek istediğini yazmıştı. Sonra da telefonla ilgili bazı anlayamadığı şeyler olduğunu, bunları sormasında sakınca olup olmadığını söyledi. “Ne demek, ne istersen sor!” dedim. Karım tepkiyle, “Kim o bu saatte?” deyince, “Bir müşteri, telefon aldı bugün, onunla ilgili soru soruyor!” dedim. Sonra da rahat mesajlaşabilmek için yatak odasına geçtim.

Ayşe telefonla ilgili anlayamadığı, çözemediği şeyleri sordu, daha doğrusu yazdı, ben de elimden geldiğince yanıtladım. Yazılarının sonuna gülücükler, utanma şekilleri vs. koyuyordu. Telefonun kamerasının nasıl ayarlandığını, nasıl daha kaliteli resim çekebileceğini sordu, ben de anlattım. Sonra da, “Birkaç resim çekip gönder bakalım!” dedim.

Biraz sonra çektiği resimleri gönderdi. Masasının üzerini, yatağını çektiği birkaç resimden sonraysa kendisinin başı açık halde bir resmini gönderdi. Sağ eliyle telefonu tutup resim çekerken sol elini saçlarına atmıştı. Üzerinde siyah bir atlet vardı ve memeleri altında tüm haşmetiyle belliydi. Bembeyaz koynu ve kolları üzerindeki siyah atletiyle tezat oluşturuyordu. Atletin askılarının kenarından sutyeninin şeffaf askıları da görünüyordu.

“Ay pardon, yanlış oldu!” diye yazdı sonuna bir sürü utanma şekilleri ekleyerek. “Önemli değil, sen de benim bir kardeşimsin!” diye yazdım. Ama aslında yanlışlıkla değil de bilerek gönderdiğine emindim. 10 dakikanın sonunda mesajlaşmamız kişisel bir hal almaya başlamıştı. Ayşe’nin bana yazıldığını anlamayacak kadar tecrübesiz değildim. O akşamki yazışmamız annesinin odaya girmesiyle kesildi. “Annem geldi, sonra görüşürüz!” diye yazdıktan sonra çıktı.

O gece bir taraftan Hanife’yi bir taraftansa Ayşe’yi düşünüp durdum, doğru düzgün uyuyamadım. O yüzden sabah biraz geç gittim işe. Hanife benden önce gelmiş, dükkânı açmıştı. Ben içeri girdikten birkaç dakika sonra geldi. Üzerinde çarşaf yoktu bugün. Onun yerine yine siyah renkli, yere kadar inen bol bir pardesü vardı. Başını ise omuzlarını kapatacak şekilde siyah, büyük bir türbanla bağlamıştı.

Bir torbanın içinde birkaç poğaça ile börek dilimi vardı. “Dün yapmıştım, fazlasını da sana getirdim!” dedi torbayı masamın üzerine bırakırken. Börek filan umurumda değildi o anda, aklım ondaydı. “Bugün buluşuyor muyuz?” diye sordum. “Ben haber veririm!” diyerek çıktı. Getirdiklerini afiyetle yedim. Bir ara çalışırken Ayşe yine Whatsapp’tan telefonla ilgili bir şeyler sordu, ben de yanıtladım. Gene sorularının, yazdıklarının sonuna çeşitli şekiller ekliyordu. Bir tarafta Hanife, diğer tarafta kızı Ayşe… Annesini sikerken bir de kızı oyuna girmeye çalışıyordu…

Konuşmamız yine kişiselleşmeye başlarken, “Dün geceki resmin çok güzeldi!” diye yazdım. Bir sürü gülücük ve utanma şekliyle yanıt verdi. “Kime gönderecektin o resmi, erkek arkadaşına mı?” diye yazınca, “Benim erkek arkadaşım yok!” diyerek yanıtladı. Daha sonraysa, “Şey, yani ayrıldık!” diye bir ek yaptı. “Neden?” diye sorduğumda yanıt vermek istemedi, ama sonra erkek arkadaşının onu aldattığını, onu başka bir kızla konuşurken gördüğünü söyledi. O da bunun üzerine çocuğu terk etmişti.

Ayşe bana yazılırken ben de ona yazılmaya başladım. Tecrübesiz, henüz gözü açılmamış bir kızdı. Birkaç hoşuna gidecek sözün sonunda bana yeni bir resmini gönderdi. Dün akşamkine benzeyen bir resimdi bu da. Gene aynı siyah atleti vardı üzerinde. Telefonu iki eliyle tutarken gülümseyerek poz veriyordu. Ama ikinci gönderdiği resim müthişti. Telefonu biraz yukardan tutarak çekmişti ve yaşından daha olgun ve şişkin memelerinin çatalı tam karşımdaydı. Sutyen takmamıştı. “Süpersin!” diye yazdım. Bir sürü utanma şekli gönderdi ve çıktı, konuşmamız sona erdi.

Sikim kalkmıştı. Ayşe’nin taze, koklanmamış bedenini düşünüyordum. Çalışacak halim kalmamıştı. Bir sigara içtikten sonra yan tarafa geçtim. Hanife dikiş makinesinin başına oturmuş dikiş dikiyordu.

“Ne zaman buluşacağız, eve ne zaman gidiyoruz?” diye sordum. Olumlu bir söz beklerken, “Bugün Cumartesi, sokak kalabalık olur, gören olabilir!” dedi. “Nasıl olacak peki?” diye sordum bu sefer. “Ben ne bileyim, sen düşün!” dedi yeniden dikiş dikmeye başlarken.

Yatakta sikişmenin tadını almışken yeniden dükkânda ayaküstü yapmak istemiyordum. Bacanağımın Gazlıgöl taraflarında termal villası vardı. Kendisi İstanbul’da oturduğundan ancak yazın gelip kalıyordu. Anahtarın bir eşini bana vermiş, ne zaman istersek kalabileceğimizi söylemişti. Biz de yazın, bazen de hafta sonları ailecek gidip kalıyorduk. Aklıma hemen orası geldi. Bunu söyleyince, Hanife, “Delirdin mi, orası çok uzak!” diyerek tepki gösterdi. “Ne uzağı, yarım saat bile sürmez!” dedim.

Saat 11:00 olmuştu. “Ben arabayı alayım, sen 10 dakika sonra arka taraftaki marketin oraya gel!” dedim ve çıktım. Dükkânı kapattım. Arabayı anca hafta sonları kullanıyordum, o nedenle işyerinin yakınında bir otoparka koyuyordum. Arabayı alıp sözünü ettiğim marketin oraya gittim. 2-3 dakika sonra Hanife göründü, işaret edince bindi arabaya. “Benim başımı derde sokacaksın, birisi görecek diye ödüm kopuyor!” dedi telaşla. “Korkma, kimse tanımaz seni!” dedim ve yola koyuldum.

25-30 dakika sonra bacanağın villasına gelmiştik. Yakınlarda onunki gibi birkaç villa daha vardı ama kimsenin kimseyi göreceği yoktu. Garaj kapısını açıp park ettim. Garajdan evin içine kapı açılıyordu, oradan içeri geçtik.

Ev bir aydır boştu, en son bir haftasonu gelip kalmıştık. Bütün perdeler çekiliydi, eşyalar bıraktığımız gibi duruyordu. Hanife, evden ve içindeki eşyalardan etkilenmişe benziyordu. Sikişmek için gelmiştik ama o sağa sola bakıyordu durmadan. “Ne o, buraya etrafa bakmaya mı geldin?” diye sordum. “Senin bacanağının ensesi kalın herhalde?” dedi yanıt olarak. “Bırak şimdi bacanağı, hadi gel, yatak odası yukarda!” dedim ve üst kata çıkan ahşap merdivenleri gösterdim.

Hanife pardesünün eteklerinden tutarak merdivenleri çıktı, ben de peşinden. “Sağdaki kapı!” deyince kapıyı açıp odaya girdi. Yatağa, dolaplara ve ebeveyn banyosuna bakarken ben de açık duran perdeyi çektim sıkıca.

Soyunmaya başlarken, Hanife, “Çok zamanımız yok, hemen gitmemiz lazım!” deyince, “Sen buraya ateş almaya mı geldin?” dedim tepkiyle. Bir şey diyecek gibi oldu ama sonra çantasından telefonunu çıkardı. Birini arayınca, “Kimi arıyorsun?” dedim, bana sessiz olmamı işaret etti. Ayşe’yi aradı, “Kızım ben Halime ablalara geldim, beni merak etmeyin, sen kardeşlerinin yemeğini verirsin…” dedi. Bir süre daha konuştuktan sonra kapattı telefonu. “Yaman kadınsın!” dedim kahkahayla.

Hanife üzerindekileri çıkarttı tek tek. En son kenarları dantelli açık sarı bir külot ve beyaz sutyeni ile kalınca, “Bugün tanga yok mu?” dedim gülerek. Ben de sikimi sıvazlıyordum karşısında. “Senin karın tanga giymiyor mu?” dedi sutyenin kopçasını açarken. “Arada bazen giyiyor, ama senin kadar yakışmıyor ona!” dedim. “Bu külotu nerden aldın?” diye sordum külotunu indirirken. “Pazardan!” dedi yanıma uzanırken.

Sikim şaha kalkmıştı artık, Hanife sol elini sikime attı, gülümseyerek “Özledin mi beni?” diye sordu. “Hem de çok, dün yoktun, fena azdım!” dedim ve elimi memelerine attım. “Mübarek Cuma günü yapacak halimiz yok ya!” dedi sikimi sıvazlarken. “Bırak şimdi yorum yapmayı, 69 biliyor musun?” diye sordum. Gözlerime bakıp, “Ben 20 yıllık evliyim aslanım, sen elin sikinde 31 çekerken ben o işleri yapıyordum!” dedi ciddi bir sesle. “Helal olsun sana!” dedim kahkahayla.

Ablasının evindeki kirli yatak yerine şimdi tertemiz ve büyük bir yatağın üzerindeydik. Tatile geldiğimiz zamanlarda karımla sikiştiğimiz yataktı bu, yani bir yerde karımın yatağında sikecektim Hanife’yi. En son kaldığımız zaman da güzel bir sikişe imza atmıştık karımla.

Hanife üzerime ters şekilde çıktı ve hemen sonra deneyimini konuşturarak bir çırpıda sikimi ağzına alacak konuma geldi. Tabii kaymak gibi amcığı da tam yüzümün ve ağzımın ucundaydı. Hanife iştahlı saksosuna başlarken ellerimle göt yanaklarını ayırıp amını çıkardım ortaya ve dilimi uzattım, amını dondurma gibi yalamaya başladım. Hanife sikimi emmeyi bıraktı ve “Ihhh…” diye derin bir inilti çıkardı. Dolgun göt yanakları taş gibi sertleşti birden. Amının üzerinde, kasıklarında gezinen dilim onu adeta delirtiyordu.

Bir amına bir göt deliğine dil darbeleri atarken o da yeniden sikimi ağzına aldı. Amı ve göt deliği tertemizdi, rahatsız edici bir koku yoktu. Göt deliğinin ağzındaki kısa siyah kılları dilime batıyor ama umursamıyordum. Kasıklarında tek bir kıl tanesi bile yoktu, yeni tıraş ettiği belliydi.

Sikimi boğazına kadar alıyor, iştahla somuruyordu. Bense dilimi sıcak ve pembe amının içine olabildiğince sokuyordum. Amı kısa sürede ıslanıp kayganlaşırken sol işaret parmağımı soktum göt deliğine. Parmağımı içine sokup çıkartıyordum sürekli. Patlayacak hale geldim kısa sürede. Aynı şekilde Hanife de daha fazla devam etmek istemedi, sikimi emmeyi bırakıp, “Hadi, sik artık, çok fena azdım!” dedi yüksek perdeden.

Parmağımı çıkardım göt deliğinden. Hanife doğruldu ve bu sefer yüzü bana gelecek şekilde döndü. İşer vaziyette eğildi, sikimi tutup amına hizaladı ve benim bir şey yapmama gerek kalmadan oturdu. Sikim amına girmişti. Ellerini arkadan kalçalarıma attı ve o halde yaylanmaya, ileri geri sallanmaya başladı. Bense sallanan memelerini avuçladım. Hanife benden daha azgın ve istekliydi. Derin iniltiler çıkartıyor, gözlerini kapatıp dudaklarını emiyordu.

Ellerini göğsüme dayadı bu kez. Kıvrak bel hareketleriyle bir yılan gibi oynuyordu. Sikimi amında hapsetmişti Hanife. Ellerim memelerinde, belinde ve kalçalarında geziniyordu. Kadife gibi yumuşaktı teni. Öne doğru biraz daha eğildiğinde alttan pompalamaya başladım. Dudaklarımız kenetlendi bu arada. Ateşli bir halde öpüşüyorduk. Ara ara dudaklarımı emerken ısırıyordu da. Hanife’nin azgınlığı doruk noktasına çıkmıştı.

Onu kendime çektim ve var gücümle pompalamaya başladım. Sikim yağlanmış gibi kaygan amında gidip gelirken çıkan şiddetli ‘Şlap şlap şlap!’ sesleri yatak odasını çınlatıyordu. Hanife’nin sallanan memelerini emiyor, uçlarını dişliyordum bir taraftan da. O ara telefonum çalmaya başladı, ama o haldeyken telefona bakacak halde değildim elbette. Hanife’nin çıkardığı seslere, iniltilere karışıyordu telefonun sesi. Telefonun sesi kesilirken, “Kim bu?” diye sordu Hanife. Sikişin ortasında çalan telefon ikimizin de dikkatini dağıtmıştı. “Kimse kim, siktir et!” dedim, ama Hanife, “Baksana, kim bu?” dedi telaşla.

Durdum, odanın serinliğine karşın terlemiştim. Hanife üzerimden kalkarken montun cebindeki telefona baktım. Ayşe’ydi arayan, tam annesini sikerken aramıştı. “Müsait değilim, sonra ararım!” diyerek mesaj yazıp gönderirken, Hanife, “Kim o, karın mı?” diye sordu. “Hı hı, o!” dedim telefonu sessize alıp yeniden montun cebine koyarken. Ucuz atlatmıştım. Kazara telefonu Hanife alıp da ekranda kızının aradığını görse kim bilir neler olurdu?

Hanife, “Gidelim Allah aşkına, korkuyorum!” deyince, “Ne korkuyorsun, korkacak ne var?” dedim. Yatağın önünde ayakta duruyordu. Sikim kazık gibi önümde sallanmaya devam ederken, “Daha yeni başladık güzelim, nereye hemen?” dedim ve sikimi tutup, “Gel hadi, al şunu ağzına da devam edelim!” dedim gülümseyerek. Hanife yeniden itiraz edecek gibi olunca, “Bana bak sikerim belanı senin, al şunu ağzına, hadi!” dedim sesimi yükselterek.

Hanife bu kez itiraz etmedi, sessizce yatağa oturdu, önüne geçtim hemen. Sikimi tuttu dibinden ve ağzına aldı. Biraz önce amına giren sikimi önce yavaş yavaş sonra da iştahla emmeye, somurmaya başladı. Telefonun verdiği korkuyu hemen atlatmıştı Hanife. Sikimi boğazına kadar sokup çıkarıyor, kafasını dilliyor, dondurma gibi emiyordu. Saçlarını okşuyor, çekiyordum aldığım zevkle. Yeniden amına girmek için sabırsızlanıyordum. Hanife de benim gibi sabredecek durumda değildi, sikimi çıkardı ağzından, “Hadi, akşama kadar böyle mi yapacağız?” dedi tepkiyle. Hemen ardından da yatağa sırtüstü uzandı.

Bacaklarını dizlerinden bükerek iki yana açarken yatağın üzerine çıktım, ayrık duran bacaklarının arasında yerimi aldım. Sikimi tutup amının üzerine sürttüm biraz. “Hadi, sok artık şunu!” dedi Hanife sert bir tonda. “Tamam, sakin ol biraz!” dedim gülerek ve yavaşça amına soktum sikimi. Sikim dibine kadar amına girerken Hanife’den derin bir inilti çıktı. Dudaklarını emerken gözlerini kapadı.

Ağır bir tempoyla sikmeye başladım. Bir taraftan da memelerini avuçlayıp sıkıyor, emiyordum. Hanife’nin elleri sırtımda ve belimde geziniyordu bu sırada. Gittikçe hızlanmaya başlarken altımızdaki yataktan da sesler gelmeye başladı. Terli kasıklarımızın çarpışmasından çıkan ‘Şlap, şlap, şlap!’ sesleri gene odayı çınlatıyordu.

Kendimi biraz geri çektim, ellerimi dizlerinin arkasına attım ve kaldırdım bacaklarını. Bu halde daha hızlı ve güçlü şekilde pompalamaya başladım. Hanife bu şekilde sikilmekten büyük keyif almaya başlamış ve hırıltılı sesler çıkarır olmuştu. “Ihhh, sikkk, ohhh, sikkk, ımmm, sikkk…” deyip duruyordu. İki elini arkaya atıp, yatağın başlığını tutmuştu bu sırada.

Bir süre sonra ellerimi çektim, bacaklarını omuzlarıma attım. Bu halde sikmeye başladım. Daha büyük bir güçle pompalıyordum. Hanife’nin iniltileri en üst seviyeye çıkmıştı artık. Dolgun, iri memeleri yarak darbelerimle birlikte sallanıp duruyordu. Karnının, kalçalarının etleri löpürdüyordu. Omzumdaki bacakları da yarak darbelerimle birlikte göğsüme, omzuma çarpıp duruyordu. Bunun üzerine ayak bileklerinden kavradım. Son sürat boşalmaya doğru yaklaşıyordum artık. Yatağın gıcırtıları da sikişin şiddetiyle çoğalmıştı. Birden elektrik akımına tutulmuş gibi titremeye, sarsılmaya başladım. Döllerim sikimden amına akarken her bir kasım yay gibi gergindi. Son döl damlası akana kadar kaldım, amında gidip gelmeye devam ettim.

Sonunda çıktım amından. Hanife havada duran bacaklarını ağır ağır indirdi. Sikimin kafasında kalan dölleri amının dudaklarına sürttüm. Biraz doğruldu, sırtını yatağın başlığına yasladı. Bakışları üzerimde geziniyordu. “Hayırdır, niye öyle bakıyorsun?” diye sordum yanına uzanıp başımı memelerine yaslarken.

Saçlarımı okşadı bir süre. Sonra da, “Faruk Pazartesi geliyor!” dedi. Başımı kaldırıp, “Pazartesi mi, hani bir hafta kalacaktı?” diye sordum. Bunu duymak hiç hoşuma gitmedi. “Öyle dedi geçen gün, ama dün akşam arayıp Pazartesi geleceğini söyledi. Yarın cenaze evinde yemek verecekler, gece de binecek otobüse. Yani anlayacağın bu son sikişmemizdi!” dedi.

Az önce yaşadığım keyif ve zevk yerini derin bir hüzne bıraktı. “Ben seni bırakmam, kocan gelmiş gelmemiş umurumda değil. Bırakmam ben seni bu saatten sonra!” dedim ve büyük bir istekle dudaklarına yumuldum. İnce, pembe dudaklarını emerken Hanife omzumdan tutup geriye itti beni.

“Koray, konuşmuştuk bunu seninle. Ne yapmaya çalışıyorsun sen Allah aşkına? Kocam gelecek diyorum sana. O geldikten sonra bu şekilde devam edemeyiz, unutacaksın beni, anladın mı, unutacaksın!” dedi. Oysa onu unutmam mümkün değildi bu saatten sonra. Kollarından tuttum sıkıca, “Bu saatten sonra bizi ancak ölüm ayırır!” dedim. Hanife sözlerim karşısında sinirlendi, beni var gücüyle itti ve bir hışımla kalktı yataktan.

“Manyak, ne dediğinin farkında mısın sen? Sana güvenmekle hata yaptım, adam sanmıştım seni!” dedi söylenerek ve yerde duran külotunu aldı. Giyinirken, “Neden anlamıyorsun, seviyorum seni, bırakmak istemiyorum, niye anlamıyorsun?” dedim adeta yalvarırcasına.

Öfkeyle, “Asıl sen anlamıyorsun, benim başımı belaya sokacaksın. Zaten biri öğrenecek diye ölüp ölüp diriliyorum, nedir senin derdin. Eğer beni gerçekten seviyorsan beni bırakırsın, zarar görmemi istemezsin. Tamam, ben de seni istedim, ben de hoşlandım senden ama hepsinin bir sınırı var!” dedi sutyenini bağlamaya çalışırken.

Karşımda öylece giyinip gitmesine seyirci kalamazdım. Fırladım yataktan, kolunu tutup, “Hanife, lütfen, konuşalım, böyle bırakıp gitme beni, bu şekilde kesip atma!” dedim, ancak Hanife hiç oralı olmadı.

Üzerini giyinmeye devam ederken, ona, “Eğer beni böyle bırakıp gidersen o görüntüleri internete koyarım!” dedim. Beyaz yüzü birden kıpkırmızı oldu, “Sen onları silmedin mi?” dedi dişlerini sıkarak. “Tabii ki silmedim!” dedim. “Bana sildim demiştin!” deyince, “Ben sana hiçbir zaman sildim demedim, silerim dedim ama silmedim!” dedim yanıt olarak.

Az önce öfkeyle konuşuyorken şimdi yalvarmaya başladı. “Koray, ne olur, kulun kölen olayım, böyle şeyler yapma, beni seviyorsan yapma bunu, ne olur kurban olayım yapma!” dedi gözlerinden yaşlar süzülürken.

Hanife’yi üzmek yapacağım en son şeydi, ama beni birdenbire böyle bırakmasını da kabullenemiyordum. Kocası gelince onu bırakabileceğimi sanmıştım, ama iş gerçeğe binince yapamayacağım ortaya çıkmıştı.

Hanife gözyaşları içinde hem konuşuyor hem de giyinmesine devam ediyordu. Kendisini bırakmam için yalvarıyordu. Bense öylece çırılçıplak duruyordum. Sonunda tamamen giyindi, elleriyle gözyaşlarını sildi.

“Eğer öyle bir şey yaparsan seni de kendimi de öldürürüm!” dedi sert bir sesle. Kolundan tuttum yine, ama alttan alarak, “Bu lafları bırak, böyle hemen kesme, yok etme bu ilişkiyi. Beni yüzüstü bırakıp gitme, senden sadece bir şans istiyorum, sen de hoşlandın benden, kendin söyledin. Arada fırsat buldukça beraber olalım, başka bir şey istemiyorum!” dedim. Ancak Hanife cevap yerine aynı sözleri tekrarlamakla yetindi.

Sonra da, “Hadi giyin artık, beni evin yakınlarında bir yerde indirirsin!” diyerek yerde duran kıyafetlerimi gösterdi. “Madem bu kadar kararlısın, bari bugünü bu kadar kısa kesmeyelim!” dediğimde yüzüme baktı anlamamış gibi ama anladığı belliydi. “Koray, bak uzatma artık, gidelim hadi, zaten buraya gelmemiz bile hataydı!” deyince dayanamayıp kolundan tuttum sıkıca ve “Nedir ulan senin derdin, adam gibi konuşmaktan anlamıyor musun?” dedim.

“Kolumu bırak, kendine gel!” deyince, kolunu daha da sıkıp, “Öyle hemen çekip gidemezsin, ne zaman gelip ne zaman gideceğine ben karar veririm, anladın mı!” dedim biraz da bağırarak. Elimden kurtulmaya çalışırken, “Orospu çocuğu bırak kolumu!” dedi öfkeyle. Küfretmesine aldırmadım ama kolunu da bırakmadım.

“Geç şöyle, domal, götten sikecem seni, geçen günkünden bir bok anlamadım!” dedim onu yatağa doğru iterek. Yeniden itiraz edecek olduğundaysa suratına sağlam bir tokat attım. Tokadın çıkardığı ses yatak odasını çınlatırken yatağa yüz üstü düştü. Az sonra doğrulurken bir eliyle yanağını tutuyordu. Burnunun ucundansa hafif bir kan geliyordu.

Hanife bir şey diyecek gibi oldu ama söyleyecek gücü bulamadı kendinde. Bir travma yaşıyordu. Ona görüntülerden bahsedip benimle olmasını söylediğim zamanki gibi bir şoktu bu. Sadece tokadı yiyen sol yanağı değil tüm yüzü kızarmıştı.

“Kalk hadi ayağa, ben ne dersem onu yapacaksın!” dediğimde önce sessiz kaldı ama sonra kalktı ayağa. Kızaran gözlerinde nefret vardı ama karşı koyacak halde değildi. Kendini kapana kısılmış gibi hissettiğinden emindim.

Yeniden soyunmaya başlarken sikişimizin ikinci perdesi de açılıyordu…

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized
istanbul travesti istanbul travesti istanbul travesti ankara travesti Moda Melanj kuşadası escort bayan çankaya escort mecidiyeköy escort beylikdüzü escort istanbul escort ankara escort bayan Hacklink Hacklink panel Hacklink panel bursa escort ankara escort Ankara escort bayan Ankara Escort Ankara Escort Rus Escort Eryaman Escort Etlik Escort Sincan Escort Çankaya Escort hurilerim.com Escort Antalya Escort Alanya Escort Antalya Merkez Escort Antalya Otele Gelen Escort Antalya Rus Escort Belek Escort Fethiye Escort Kemer Escort Kepez Escort Konyaaltı Escort beylikdüzü escort antalya rus escort escort keçiören escort etlik escort çankaya escort mamasiki.com bucur.net hayvanca.net lazimlik.net cidden.net Escort bayan Escort bayan escortsme.com anadoluyakasikadin.com kadikoykadin.com atasehirkadin.com umraniyekadin.com bostancikadin.com maltepekadin.com pendikkadin.com kurtkoykadin.com kartalkadin.com istanbulspor.net şişli escort istanbul escort mecidiyeköy escort beşiktaş escort taksim escort fındıkzade escort çapa escort fatih escort topkapı escort escort şişli escort bayan bayrampaşa escort merter escort escort mecidiyeköy bursa escort warez forum Bonus veren siteler Bonus veren siteler ankara travesti By Casino bursa escort görükle escort bursa escort bursa escort bursa escort bursa escort ankara escort