Kategori: Uncategorized

Prezervatif Sattığım Müşteriye Prezervatifsiz

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Prezervatif Sattığım Müşteriye Prezervatifsiz

ALINTI

Merhabalar. Bundan 3 yıl kadar önce idi, o zaman Ankara Kavaklıdere semtinde bir süpermarkette çalışıyordum, kasiyerlik yapıyordum. Bizim markette prezervatifler kasada satılıyordu. Koray’la tanışmamız bu sayede oldu zaten, çalıştığım bir gün geldi, sadece OK marka 10’luk kutulardan 1 tane aldı gitti. İki gün sonra yine… Bu böyle devam etti, her iki güne bir geliyor, bir 10’luk OK alıyor ve gidiyordu. Hoş görünümlü, atletik yapılı, top sakalı ve güler yüzü ile etkileyici bir tipti gerçekten. Bir haftadan sonra artık o hiç marketin içine girmiyor, direkt benim kasama geliyor, ben de istediğini uzatıyordum, parasını ödeyip gidiyordu. İkinci haftadan itibaren merhabalaşmaya başlamıştık. Ancak sekse olan ilgimden olsa gerek, bu kadar prezervatifi ne yaptığını çok merak etmeye başlamıştım.

Yine gelmişti, kasamın yakınlarında kimseler yoktu. Merakımı gidermeliydim, “Sana bir şey sormak istiyorum…” dedim. “Tabi ki, sor!” dedi. “Bu kadar prezervatifi ne yapıyorsun?” dedim. O da tek kelime ile cevapladı, “Kullanıyorum!” dedi. “Oha!” demişim farkında olmadan, zira o güne kadar birlikte olduğum hiçbir erkek bir iki gecede 10 kez yapmamıştı. Aklımdan bunları geçirirken, o çoktan gitmişti. Ama iki gün sonra yine gelecekti biliyordum. Ve geldi de, herzamanki gibi alacağını aldı. Giderken bana, “Akşam kaçta çıkıyorsun?” diye sordu. “18:00’de.” dedim. “Peki!” dedi ve gitti. Akşam çıkış saatinde marketin karşısındaki yolda idi. Merhabalaştık. İzin verirsem benimle konuşmak istediğini söyledi, kabul ettim. O sıra erkek arkadaşımdan yeni ayrılmıştım zaten. Benden hoşlandığını ve haftalık tatilimde onunla bir akşam yemeğine çıkıp çıkamayacağımı sordu. Tereddütsüz kabul ettim.

Cuma akşamı 19:00 gibi buluştuk. Beni Çankaya’da bir restorana götürdü. Oldukça lüx bir restorandı, sonradan öğrendim Ankara’nın en lüks mekanlarından biriymiş (rezervasyonsuz kimseyi almıyorlarmış). Güzel bir yemek yedik. Yemek sırasında sohbet ediyorduk. Öylesine tatlı dili vardı ki, bir yemek süresince benim hakkımda her şeyi öğrenmişti. Bense sadece onun adını ve özel bir hastanede çalıştığını biliyordum, hepsi o kadar. Bir yemek sohbetinde nasıl bu kadar kendimi anlattığımı bilmiyorum, ki çok konuşan biri de değilimdir aslında. Neyse yemek bitti, “Biraz eğlenmeye ne dersin?” dedi. Ne diyebilirdim ki? Beni acayip derecede etkilemişti. Hemen kabul ettim ve “Nereye gideceğiz?” dedim. “Tabiki senin gibi güzel biriyle gidebileceğim yer de güzel olmalı!” dedi. “Yani?” dedim. “Elbette ki klüp S…!” dedi. Dediği yere daha önce gitmiştim, çok güzel bir mekandı, girmek için araya arkadaş filan koymuştuk, her gelenin girebildiği bir yer değildi orası. “Tamam!” dedim, çıktık…

Bir taksiye bindik ve doğru klübe gittik. Kapıdaki Bodyguard karşıladı bizi ve “Ağbi hoş geldin, ne zamandır yoksun!” dedi. “İşlerim vardı…” dedi, içeri geçtik. Barmene bir şeyler söyledi. Barmen de, “Her zamankinden mi?” dedi. “Evet!” dedi. İçkilerimizi aldık. O güne kadar içtiğim en tatlı içki idi diyebilirim, Malibu idi sanırım, ananas suyu ile. İlk içk**en sonra dans etmeye başladık. Kendimi ona öyle bastırıyordum ki, onu tahrik etmek ve okadar prezervatifi gerçekten kullanıp kullanmayacağını görmek istiyordum artık. Epeyce bir süre orda kaldık. Sonra beni evime getirdi. Ben acayip derece sarhoştum. İçeri geçtim, üzerimi değiştirdim, askılı bordo saten geceliğimi giydim ve onun yanına geçtim, “Seni istiyorum!” dedim. Salonda dans ettiğimizi hatırlıyorum en son ve öpüşüyorduk, sonra ben sızmışım.

Sabah yatağımda uyandım. Yanımda değildi. Gitti diye üzülmüştüm, onunla sevişemediğime yanıyordum. Ama salona geçtiğimde bütün neşem yerine geldi, kanepede uyuyordu. Üzerindeki pikeyi çektim ve yere serdim. Sonra bokserini indirdim, yarağı sönük vaziyette yatıyordu. Yarağını ağzıma aldım ve emmeye başladım. Kısa sürede gözlerini açtı ve beni yukarı çekerek sevişmeye başladık. Dudakları dudaklarımı yakıyor, elleri bütün vücudumda geziyordu. Göğüslerimi, kalçalarımı, her yerimi okşuyor ve seviyordu. Sonra beni yere uzattı, kulak memelerimden başlayarak yarım saat boyunca her yerimi yaladı, emdi. Beni çıldırtıyordu resmen. Sonra 69 olduk, ben onu emiyordum, o da beni emiyor ve bir parmağı ile arka deliğime masaj yapıyordu. Çok güzel bir histi. Onu içime almak için kuduruyordum, “Hadi gir artık içime!” dedim. “Peki!” dedi, ayağa kalktı ve ceketinin cebinden prezervatif çıkardı, bana uzattı takmam için. Ben de prezervatifi fırlatıp attım, “Tenini hissetmek istiyorum!” dedim. “Peki!” dedi ve üzerime doğru geldi…

Öylesine sakin, yumuşak hareketlerle girdi içime ve ileri geri hareket etmeye başladı. Ben, “Daha hızlı!” dedikçe hızlanıyordu. Gittikçe hızlandığında, ben artık zevkten uçuyordum resmen ve kasılarak boşaldım. Ben boşalmama rağmen o hızla gidip gelmeye devam ediyordu. Ben tekrar orgazm olmaya başladım, ilkkez üst üste boşalıyordum. Hissettiğim rahatlama dayanılmazdı. Sonra beni dört ayak pozisyonuna getirdi ve arkama geçip bu şekilde tekrar girdi amıma. Hızla girip çıkıyor amıma, aynı anda parmağıyla göt deliğime masaj yapıyordu. Ne istediğini anlamıştım, götümü sikmek istiyordu, ama sonra diye düşünerek anlamazlıktan geldim, çünkü o anda amımın sikilmesinden aldığım zevk dayanılmazdı. Bu şeklide devam ederken iyice hızlandı ve “Geliyorum!” diye haykırdı. Ben de, “Korunuyorum, içime boşal!” dedim. Gerçekten de öyle idi, korunuyordum. Ve içimde patladı. Döllerinin sıcaklığını içimde hissettiğimde ben de tekrar boşalmıştım. Çok güzeldi.

Yan yana uzandık, birer sigara yaktık. Sigaralarımız bitince kalkıp duşa girdik. Duş aldıktan sonra kahvaltıya oturduk. Kahvaltımız biter bitmez beni kucağına aldı ve yatağıma götürdü. Beni yatağa yüz üstü yatırıp, ensemden başlayarak, dili ile bütün vücudumu gezmeye başladı. Çılgın birşeydi, dilini öyle kullanıyordu ki, sanki değmekle değmemek arasında idi. Tüylerim diken diken olmuştu. Ensem, sırtım, kalçalarım, baldırlarım ve diz çukurlarım, oradan ayak bileklerim… Beni uçuruyordu. Heleki diz çukurlarıma geri çıktığında, belimde hissettiğim kasılmayı hiç unutmayacağım. Oradan götümün deliğine geldi, göt deliğimi yalıyor, dili ile baskı yapıyor ve aynı anda klitorisimi parmakları ile uyarıyordu. Çılgınca zevk alıyordum. Götüme parmağını hafifçe sokup, “Burdan izin var mı?” dedi. “Evet, ama ilk sen olacaksın!” dedim. “Peki!” dedi kalktı…

Komodinin üzerinden vücut kremlerimden birini aldı, karnımın altına iki yastık koydu. Önce dili ile göt deliğimi iyice uyardıktan sonra, bir parmağına krem sürüp, göt deliğimin içini ve etrafını güzelce yağladı. Sonra ikinci parmağını da götüme sokmaya başladı. Kremi devamlı takviye ediyor ve götümü alıştırıyordu. Yarağına bir prezervatif alıp taktı ve iyice kremledi. Sonra yarağının başını götüme dayadı. Götten ilk kez yapacaktım, arkadaşlarım acıdığını söylemişlerdi, korkuyordum, ama istiyordum da. Ve yüklenmeye başladı. Giremeyince, “Kendini sıkma, eğer istemiyorsan yapmayacağım!” dedi. “Devam et, istiyorum!” dedim. “Kendini sıkarsan canın acır, serbest bırakırsan ilk başta hafif bir acı hissedip sonra acımaz!” dedi. “Tamam!” dedim ve kendimi tamamen ona teslim ettim. Tekrar yüklendi. Evet başı girmişti. Öyle çok büyük bir yarağı yoktu, fazla kalın da değildi, ölçüleri idealdi yani. İlk anda hafif bir acı hissetim. “Çok acıyorsa bırakabilirim?” dedi. Ben de, “Hayır, devam et!” dedim.

Sakin ve yavaş hareketlerle götümde ilerliyordu, bir yandan da devamlı olarak klitorisimle oynuyor, beni iyice azdırıyordu. Sonunda köküne kadar sokmuştu. Bir süre bekledi ve ileri geri hareket etmeye başladı. Evet, korktuğum kadar acımadığı gibi, üstelik bana da zevk veriyordu. Uzunca bir süre götümü sikmeye devam etti, sonra yarağından prezervatifi çıkartıp, çıplak yarağını tekrar amıma soktu ve hızla gidip gelmeye başladı. Amıma hızla pompalarken, başparmağını götüme sokmuştu. Çok güzel bir histi, aynı anda iki deliğim de doluydu. Hızla pompalıyordu, kısa sürede ben yine boşalmıştım ve o yine amımı sikmeye devam ediyordu. Gittikçe hızlandı, hızlandı, hızlandı ve çok sert bir yüklenişle içimde patladı yine. Muhteşemdi. Sonra amımdan çıkıp yanıma uzandı.

Biraz dinlendik, bu arada yine birer sigara içtik. Sonra ben yarağını ağzıma alıp tekrar kalkana kadar emdim. Yarağı kazık gibi olunca üzerine çıkıp oturdum, amıma aldım. Yarağının üzerinde çılgınlar gibi zıplıyordum. Beni omuzlarımdan itti, tam dik olacak şekilde üzerinde oturuyordum. Belimden kavrayarak beni ileri geri sarsmaya başladı. Bu muhteşemdi ve hayatımda en kısa sürede ulaştığım orgazmımı, daha doğrusu orgazmlarımı yaşattı bana. 4 kez üst üste boşaldım bu şekilde ve bu toplam 10 dakika bile sürmemişti. Üzerinden indim ve “Hadi, şimdi sen istediğini yap!” dedim. “Emin misin?” dedi. “Evet!” dedim. Daha önceleri benden anal seks isteyenleri direk reddeden ben, şimdi ondan beni götümden sikmesini istiyordum. Hemen domaltıp geçti arkama, yine prezervatif taktı ve girdi götüme. Hem götümde gidip geliyor, hemde bana iltifatlar yağdırıyordu. Gittikçe hızlanan bir tempo ile götümü bir güzel siktikten sonra gelmek üzere olduğunu, göğüslerime boşalmak istediğin söyledi. Ben, “Tamam!” deyince, götümden çıktı, yarağından prezervatifi çıkarttı. Bu arada ben döndüm ve sırtüstü yattım, o da üzerime gelip göğüslerimin üzerine boşalttı döllerini.

Sıcak döllerini göğüslerimde hissetmek çok ayrı bir zevkti, bütün vücuduma sürdüm döllerini ve dinlenmeye başladık. Sonra beni kucakladı ve duşa götürdü. Önce her yerimi bir güzel yıkadıktan sonra, amımı yalayarak beni çıldırttı. Bu arada yarağı yine kalkmıştı. Beni sikmesini istiyordum, ellerimi duvara yasladım arkam ona dönük vaziyette. Yarağını amıma geçirdi ve gidip gelmeye başladı. Götümün deliğini de yine parmağı ile beceriyordu. Bitmek tükenmek bilemez bir enerjisi vardı. Beni orgazm ettikten sonra yarağını amımdan çıkarıp, yine götüme soktu. Ama bu sefer prezervatif takmadı. Götümde gidip gelmeleri çok hızlanmıştı. Götümü sikerken, “Uzun zamandır böyle bakire bir göt sikmemiştim!” diye inliyordu, “Çok güzel, çok dar, muhteşem!” diyordu. Ben de onu iyice tahrik etmek istiyordum, “Sik erkeğim, istediğin kadar sik, istediğin zaman sik!” diye inliyordum. Artık dayanacak halim kalmamıştı, onun 4. seferi idi, ama benim 10 çoktan geçmişti. Götümün içine boşaltmıştı lavlarını…

Beni banyoda biraz yalnız bırakmasını istedim, çişim gelmişti çünkü. Yarağını yıkayıp çıktı. Ben de rahat rahat çişimi yapıp, tekrar duş aldım ve banyodan çıktım, yanına gittim. Hiç halim kalmamıştı, “Biraz dinlenmem lazım!” dedim ve göğsüne başımı koyup yattım. İki saat kadar uyumuşum. Onun dudaklarını amımın dudaklarında hissedince uyandım. Amımı uzunca yaladıktan sonra, yine amımı sikmeye başladı. Hızla gidip geliyor, beni yine uçuruyordu. Ben tekrar orgazm olmuştum. O da gelmek üzere iken amımdan çıkıp, yarağını ağzıma getirdi, emmemi söyledi. Emmeye başladım. Biraz sonra ağzıma boşalmaya başladı. İlk kez bir erkek ağzıma boşalıyordu. Porno filmlerde bana iğrenç gelen şey, şimdi çok hoşuma gitmişti. Sonrasında biraz daha dinlendik, kalkıp birşeyler yedik ve tekrar yatağa geldik. O gün akşama kadar bu şekilde defalarca beni sikti. Eğer prezervatif taktırsaydım, bir kutuyu bitirdiği gibi, üstüne de 2 kez de prezervatifsiz sikmiş olacaktı. Akşam o gittiğinde ben pelte gibiydim, öylesine rahatlamıştım ve hafiflemiştim. Çılgın bir gündü.

İlişkimiz bir ay kadar sürdü. Bizim markette çalışan ve benim en samimi olduğum Necla’ya her şeyi anlatmıştım. Necla’nın Koray’a yavşadığını gördüm. Bu duruma Koray da pek ses etmiyordu. Bunun yüzünden Koray’la kavga ettim ve gitti. Gidiş o gidiş, birdaha da gelmedi.

Şu anda başka birisiyle evliyim. Kocamla birbirimizi seviyoruz, ama seks konusunda onun gibi değil. Bir şey daha itiraf edeyim, kocama bile götten vermiyorum, ilk Koray sikti götümü ve eğer bir gün onu görürsem, resmen yalvaracağım beni götümden sikmesi için.

[Nilgün]

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Komşum Aynur

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Komşum Aynur

Sizlere gerçekten yaşanmış bir olayı yazıyorum. Sizlere karşı komşumla yaşadıklarımı onu nasıl siktiğimi en ince ayrıntısına kadar yazacağım. Beni bu sürece dahil eden olayın başlangıcı eşimin beni telefonda arayıp karşı komşumuz hakkında çok garip şeyler gördüğünü söylemesiyle başladı. Telefonda bana galiba komşumuz kocasını aldatıyor deyince çok şaşırdım. Karşı komşumuz yüzü pek güzel olmayan ama vücudu harika olan biriydi. Evden çıkarken bazen onunla karşılaşırdık. Bana çaktırmadan baktığının farkındaydım. Komşum kapalı bir bayandı. Adı Aynurdu. Aynur genelde Dar etekler, göğüslerini ortaya çıkaran bluzlar ve yüksek topuklu ayakkabı giyerdi. Yürüdüğünde ise kalçasını bir sağa bir sola sallardı. Komşum 55 kilo ve 1.65 civarında boyu vardı. Esmer bir bombaydı diyebilirim. Erken evlenmiş şu anda 28 yaşında olan biriydi. Kocası ise çok pısırık birine benziyordu. Hiç sevmezdim arada mecbur kalınca selamlaşırdık. Eşim onu evden bir sokak ötede birisinin arabasından inerken görmüş Aynur arabadan inerken arabadakine el sallamış eşim bu hareketini görmüştü. Bu olaydan bir hafta sonra komşumuzun kocası zeki babasının rahatsızlığından dolayı 2-3 günlüğüne Eskişehire gitti.

Bir akşam eşim geçen gün o arabanın sokağın başında park ettiğini ve içinde birinin olduğunu söyleyince Aynurun bu gece kendini siktireceğini anlamıştım. Ben ve eşim balkonda oturup olayları izlemeye başladık. Gece 11 gibi adam binadan içeri girdi. Dış kapının açıldığını anlayınca ben ve eşim kapı deliğinden aynura bakmaya çalıştık. Adam çok sessiz adımlarla ilerliyordu. Aynur kapıyı aralamış bekliyordu. Belikli çocuklarını uyutmuş kendini ona hazırlamıştı. Ben aynuru hep kapalı elbiseler içinde görmüştüm. Aynur gecelikle kapıyı araladığında şok olmuştum. Ben ve eşim az kalsın birbirimize girecektik. O ben bakıcam diyordu ben ise ben diyordum. Aynura bakınca sikim kalkmış eşime göstermemeye çalışıyordum. Kapılar kapandıktan sonrasını tahmin edebiliyordunuz. Eşim aynurdan nefret ettiğini söylemeye başladı. Benim içimde ise bir an önce aynuru nasıl sikebilirim diye hayal kurmaya başladım. Sanırım eşimde bu durumdan tahrik olmuştu. Biraz oturup konuştuktan sonra yatağa girdik yatakta aynurun durumunu konuştuk. Ben eşimi öpmeye başladığımda eşim elini kendi amcığında gezdirmeye başlamıştı. Bu durum eşimi tahrik etmişti.

Eşimin memelerini emdiğinde eşim parmaklarıyla kendini beceriyordu. Bu arada eşim çok seksi biri müthiş kalçaları var eşimi becerirken çok zevk alırım. Yatakta müthiştir. Kalçalarına bayılırım. Eşimi arkadan becermek istemişimdir ama eşimden izin alamadığım için bu hayalime kavuşamadım. Neyse o akşam ben eşimin amcığını yalamaya başladığımda eşim hemen boşaldı. Eşim kudurmuştu. O gece Eşimi sikerken o gece Aynuru düşünüyordum. O geceki sikişimiz harikaydı. Gece 1 gibi dış kapıdan ses geldiğinde anladımki Aynur işini bitirmiş adamı postalamıştı. O gece ve tüm gün boyunca Aynur aklımdan çıkmıyordu. Aynuru sikme isteğim artıyor. Neler yapabilirim diye düşünüyordum. Eşim alış veriş için üsküdara gittiğinde evde yalnız kaldım. Yerimde duramıyordum. Aynurun çocukları binasın yanındaki parkta oynuyorlardı. Ben dayanamayıp Aynurun kapısına dikildim. Zili çaldığımda çok heyecanlıydım. Aynur kapıyı açtığında başında yazma üzerinde bir tişört ve altında dar bir pijama vardı. Selam verdikten sonra ona sizinle özel bir konu hakkında konuşmak istediğimi belirttim. Buyurun deyince içeri davet etmeyecekmisin dedim. İstemeyerekte olsa içeri davet etti. İçeri girdim. Salona geçtik kanepede oturdum. Oda karşıma geçti. Aynura nereden söze başlayacağımı bilemediğimi söyledim. Buyur deyince . sizi çok beğendiğimi öyleyi verdim. Bir an gülümsedi .sonra olmaz böyle bir şey deyiverdi. Hemen onun yanına geçtim ayağa kalkıyordu. Onu elinden tutup oturttum. İyice yanına yanaştım. Onunla konuşmaya başladım. Onu sevdiğimi deliler gibi arzuladığımı belirttim. Aynur oruspusu ise namuslu ayağına yatıyordu. Onun kulağına eğilip dün gece kiminle sikiştiğini biliyorum. Kocana söylememi istemiyorsan beni dinle dedim. Aynur oruspusu şok olmuştu. İlkinde inkar etti sonrasında kabul etti. Bir defalık bir kaçamak olduğunu söylüyor. Kimseye söylememem için yalvarıyor aynı zamanda ağlıyordu. Aynura iyice sokuldum önce göz yaşlarını sildim. Sonrasında kimseye söylemeyeceğimi söyledim. Aynur gülümsemeye başlamıştı. Aynurun yüzünü öpmeye başladım. Aynuru sikecektim artık elimden kaçamazdı. Bir anda kapı zili çalınca irkildik. Aynurun oğlu aşağıdan anne diye bağırıyordu. Ben hemen toparlandım aynurdan telefon numarasını aldım arayacağımı söyledim. 1 saat sonra Aynuru cepten aradım epey bir sohbet ettik onu çok beğendiğimi onsuz yapamayacağımı söyledim. Sonraki günlerde saatlerce telefonda sohbet ettik ban sevgilisinden ayrılacağına dair sözler verdi. Arada onu markete giderken gördüğümde bende peşinden gidiyordum markette sokaklarda epey sohbet ettik yavaş yavaş birbirimize alışmaya başlamıştık.

Yine bir Pazar günü onu markette yakaladım onu çok sevdiğimi onu arzuladığımı söyledim. Bana yarın sabah eşim ve çocuğuma yolladıktan sonra seni bekliyecem dediğinde sikim taş gibi olmuştu Aynur önümdeki kabarıklığın farkındaydı. Arada Aynur?u belinde sıkıca kavrayıp kendime çekiyordum. O gün iş yerini arayıp öğleden sonra işe geleceğimi söyledim. Pazartesi sabahı 8.30 gibi işe gidiyordum aynurun eşi ve cocuğu ise 8 gibi gidiyorlardı. Ben her zamanki gibi evden çıktım. Çıktığımda karşı komşum aynurun dış kapısının aralıklı olduğunun farkına vardım. Meğer kapı deliğinden beni gözetliyormuş. Ben hemen içeri girdim. Girdiğimde şok olmuştum. Aynur?un üzerinde bir gecelik vardı. Muhteşem bir şeydi. Kırmızı bir gecelikti göğüslerinin büyük kısmı dışarıdaydı. Kalçasını örten bir uzunluğa sahipti. Gerçekten müthiş bir vücudu vardı. Ben hemen onu kapıya dayadım dudaklarından öpmeye başladım. Bir elim kalçasında geziyor diğeri ise kalçasında. Bana dur dedi beraber bir kahvaltı yapalım deyince tamam dedim. Önümden yürüyerek mutfağa geçti öyle yürüyorduki kalçalarından gözümü alamıyordum. Çay koymaya başladığında ben arkasına geçip kalçalarını okşamaya başladım. Dur acele etme demeye başladı. Aynur oruspusu işi biliyordu. Benden önce kaç kişiye siktirdiğini merak ediyordum. Deneyimli bir oruspuydu. Nutfakta bulunan yemek masasına geçtim. Sandalyeye oturdum ve aynuru izlemeye başladım. Aynur buzdolabından bir şeyler çıkardığında eğiliyordu. Eğildiğinde kalçalar kabak gibi ortaya çıkıyordu. Aynur altına siyah bir tanga giymişti. Tanga sadece arkadan göt deliğini kapatıyordu. İp gidiydi. Yerimde duramıyordum. Ayağa kalkıp yardım etmeye başladım. Elimi bazen kalçasına atıyor buynunu öpüyordum. Kahvaltıyı hazırladık karşılıklı oturmaya başladık karşıma geçtiğinde memelerinden gözlerimi alamıyordum. Aynurda rahat durmuyordu. Ayaklarıyla beni tahrik ediyordu. Ben bir an önce kahvaltıyı bitirip onu sikmek istiyordum.

Aynur o gün hafif bir makyaj yapmıştı. Dudaklarına kırmızı parlak bir ruj sürmüştü. Harika görünüyordu. Kahvaltıyı yaptıktan sonra yatak odasına geçelim dediğinde artık aynuru sikebilecektim. Aynur önümde yürüyor ben ise arkasından kalçasına bakarak yürüyordum. Çok seksi bir şekilde kıvırıyordu. Yakat odasına geçtik Aynur hemen yatağa sırt üstü uzandı. Ben üstümdekileri çıkarıp çırılcıplak halde yanına uzandım o güzel dudakları öpmeye başladım. bir elimle ise memelerini okşamaya başladım. Aynur gözlerini kapamış okşanmanın tadını çıkarmaya başlamıştı. Yavaşa yavaş memelerini emmeye başladığımda Aynur inlemeye başlamıştı. Sağ elimi aynurun tangasından içeri amcığına götürdüğümde bu kadar sulanmış bir amcıkla karşılaşacağım aklıma gelmemişti. Resmen sıvısı kendiliğinden akıyordu elim ıslanmıştı. Önce amcığının dudaklarını okşamaya başladın. Elimi ammında gezdiriyordum. Aynur kalçasını aşağı yukarı doğru oynatmaya başlamıştı. Ben memelerini bırakıp göbek deliğini öpüp amcığına inmeye başladım. Tangasını kenara çekip Ammına dilimi değdirdiğimde Aynur haydi erkeğim sik beni demeye başladı. Bir çırpıda tangasını çıkardım zaten avuç içi kadardı. Karşımda yeni temizlenmiş tertemiz bir amvardı tek bir tüy bile yoktu. oruspu Aynur amcığını bana hazırlamıştı. Hemen amcığına yumuldum. Dilimi aynurun ammına sokup çıkardığımda Aynur kalçasını havaya kaldırıyordu. Bazen baş parmağımı aynurun ammına soktum aynı zamanda amcığını emmeye başladım. Bu arada serçe parmağımı aynurun arka deliğine sürtmeye başladım aynı anda üç işi yapıyordum. Bu şekilde 4-5 dk devam ettim.

Aynur o anda orgazmın doruklarına ulaşmıştı. Sıra sende deyip yatağa uzandım aynur hemen 69 pazisyonuna geçti. sikimin kafasını ağzına almaya başladı. Oruspu bu işi biliyordu. 3 yıllık evliydim eşim sikimi ağzına almamıştı. Bu çok hoşuma gidiyordu. Aynu sikimin tamamını ağzına alıyordu. Bu arada sikim 15 cm ve normal kalınlıkta insanların yazdığı gibi yalan yazmak istemiyorum. Ben aynurun ammını yalıyordum o ise sikimi sonuna kadar ağzına alıyordu. Parmağımla aynurun göt deliğini okşadığımda aynurdan herhangi bir tepki almadım. Oruspunun arkadan yarrak yediği belliydi. Parmağımı göt deliğinden yavaşça soktuğumda ohh diye inlemeye başladı o şekilde ben aynurun ağzına boşaldım aynurda orgazm olmuştu. Daha sonra yan yana uzandık. Bana dönüp harika bir sikicisin keşke seninle daha önce sikişseydim dedi. Bende seni sikmek harika dedim dudağına bir öpücük kondurdum. Aynur lavaboya geçti yüzündeki menileri temizleyip geri geldi. Yanıma uzanıp beni sike doyursana deyince sikimi Yalamasını istedim. Sikim hemen sertleşmeye başlamıştı. Aynuru domaltıp arkasına geçtim ammı kabak gibi karşımdaydı. Aynur amına parmağını sokup çıkarmaya başladı haydi sik beni deyince sikimi yavaşça ammına sokmaya başladım. Aynur harikasın erkeğim devam et diyordu. Ben aynurun ammını pompalıyordum bazende kalçasına tokat atıyordum. Ammına sikimi sokup çıkarınca işeret parmağımı aynurun göt deliğine yerleştirdim Aynur kalçasını oynatmaya başlamıştı oruspunun hoşuna gidiyordu. Bu şekilde yaklaşık on dakika devam ettim. Sonrasında imiz beraber boşaldık. Yarım saat dinlendikten sonra o beni sırt üstü yatırım sikimin üstüne oturdu. Kulağıma eğilip..ben atımın üstüne oturdum.. şu anda gezintiye çıkıyorum dedi.. o şekilde ikimizde orgazm olduk.. 1-2 saat dinlenip beraber yemek yedik. Ben aynura beni amma doyurdun ama ben senin kalçalarına hayranım seni göt deliğinden sikmek istiyorum deyince..aynur bana dönüp hiç teklif etmeyeceksin sanıyordum..dedi Dolabı açıp hemen bir krem getirdi.

Hemen domaldı bana dönerek önce dilini sokup gevşetmen lazım sonra kremleyip sikersin dedi. Ben hemen aynurun götünü öpmeye yalamaya başladım artık dayanacak halim kalmamıştı sikimi ve deliğini kremleyip okşamaya başladım sikimi yavaşça aynurun arka deliğine soktum. İlk defa bir kadını arkadan becerecektim. Aynur oruspusu bu duruma alışıktı. Hiç zorlanmadan içine aldı.. ben 4-5 dakika gidip geldim. Sonrasında göt deliğinin derinliklerine patladım.. gerçekten harikaydı.. Beraber duşa girdik yıkandık. Sonrasında giyinip apartmanda kimseye görünmden işe doğru gittim. O gün patrondan fırçamıda yedim ama aynura değerdi. Şu anda aynurla ayda 1 veya 2 defa sikişiyoruz işi sıkı tutuyoruz yakalanmamaya çalışıyoruz. Ha bu arada eşim aynurdan nefret ediyor.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Bodrum Macerası Bölüm1

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Bodrum Macerası Bölüm1
5 Temmuz 2016
Kapıyı açtığımda üzerinde pareosu ve altında görünen bikinisiyle bir tanrıça gibi karşımda duruyordu. Göz göze geldiğimiz anda bile elim ayağım kesilmiş, kekelemeye başlamıştım. Bu-buyurun diyebilmiştim sadece. “Havuza gidecektik, Seda evde mi acaba?” diye sordu, gözlerini hiç kaçırmadan. Eşime seslendim “Funda Hanım geldi!!”

29 Mayıs 2016
Üç dört ay önce xhamster da tanışmıştık Funda ile. Ben İstanbul’da, o ise Almanya’da yaşadığı yetmezmiş gibi ikimizde evliydik. İmkânsızlıklar üzerine kurulmuş gibi görünüyordu her şey. Sırf bu yüzden, bana gönderdiği seksi resim ve videolarının hıncını bazen eşimden bazen ise elime aldığım sikimden çıkarıyordum. Funda, seksi bir esmer güzeliydi, öpmeye doyamayacağım ateşli dudaklara sahipti. Kalçaları aklımı başımdan alıyordu, ancak rüyalarımda domaltıp sikebildiğim o harika ve dolgun kalçaları içimden bir şeyleri koparıyordu resmen. Onu, yakından görebilme fikri bile beni heyecanlandırmaya yetiyordu. Bir gün bir araya gelirsek yapacaklarımızdan konuşuyorduk ama o bu konuya daha realist yaklaşıyor bunun mümkün olmayacağını söylüyordu. Muhabbetini seviyordum, espri anlayışının yanında, aynı zamanda süpürgesi olmayan bir cadılığı da yok değildi. Hayalimi gerçeğe dönüştürecek kıvılcımını ateşleyen ise bana verdiği, Temmuz da Bodrum’a geliyoruz haberiydi. Öğrendiğim bu haberden sonra bütün dengem alt üst olmuş ve o tarihte Bodrumda olabilmek için önceden ayarladığım tatil planlarını değiştirmem gerekecekti. Güzel bir sitede triplex bir villa kiralamışlardı. Bir gün yine yazışırken kalacağı sitenin adını bana yazmış ama olabilecekleri hiç hesaplamamıştı. Ne pahasına olursa olsun, o tarihlerde orada olmayı planlıyordum. Geçen yıl yine Bodrum’da tatil yapmış olmamız eşimi ikna etmekte sorun olabilirdi. Neyse ki onun da çözümünü bulmuştum. O sitede bir arkadaşımın yazlığı olduğunu ve bu yıl gidemeyeceğini söyleyecek, Almanya’da ki ablası ve eşini de çağırıp, terasında mangal, rakı eşliğinde keyif yapabileceğimizi söyleyecektim. Bu zaten hayalini kurduğumuz bir tatil modeliydi ve ablasına düşkünlüğü yüzünden Sedayı ikna etmem kolay olmuştu. Sonrasında internet üzerinden yazlığı ayarlamış, tarihi denk getirmiştim ama en büyük sorun Fundanın henüz bundan haberi olmamasıydı. Bitmek bilmeyen uzun bir Haziran ayından sonra tatil zamanı gelip çatmıştı. Bodrum’a gittikten bir gün sonra da Almanya’da ki misafirlerimiz gelecek, 4 gün kaldıktan sonra daha önceden planladıkları ve benim yüzümden erteledikleri Antalya ya geçeceklerdi. Tatile çıkmadan bir gece önce Funda ile yazıştığımda ise tatil heyecanından bahsedip durmuştu ama ben ona, bizimde orada olacağımızı söylememiştim.
Ertesi gün motoru çalıştırıp yola koyulduğumuzda, Bodrum tabelasını hiç göremeyeceğimi düşünmüştüm. Nihayet sitenin kapısına gelip eve valizleri taşıdığımızda ilk iş olarak terasa çıkıp bir umut havuzu yoklamaya başlamıştım bile. Henüz Funda görünürde yoktu. Ben zamanımı boşa harcamayacak evde yol yorgunluğunu atmaktansa havuz başında dinlenmeyi tercih edecektim. Seda ise tam tersi klimanın serinliğinde dinlenmek için evde kalmıştı. Hesaplarıma göre bizden önce gelmiş olmaları gerekiyordu. Belki de Bodrumun eşsiz koylarından birine gitmişlerdi ama ben her ihtimale karşı yorgunluktan uzandığım şezlongda uyumamak için direniyordum. O gün Fundayı görme şansım, eşimden gelen telefonla bozulmuştu. Karnı acıktığı için dışarıya çıkıp yemek yemiş, ertesi gün gelecek misafirler için alışveriş yaptıktan sonra yorgun bir şekilde eve dönmüştük. Ben ise terasta bira açıp gelen geçeni gözlemeye başlamıştım. Sigara üstüne sigara içtim ama saat iyice geç olmuştu, biraz da yıldızları izleyip, yatağa geçip uzandım. Tam uyumak üzereyken bitişikten gelen karyola ve sevişme sesiyle yerimden fırladım. Hatta, kadının attığı çığlıklara, Sedanın bile uyanıp “Yuh, karıya bak ne azgın ha” deyince İkimizde gülerek birbirimize baktık, daha sonra gelen seslerden azmış ama yorgun bir şekilde yatıp uyuduk. Ben ara ara heyecandan uyanıyordum. Sonunda sigara içme bahanesiyle kalktım ve telefondan xhamster da on line olup olmadığını kontrol ettim ama nafile. Muhtemelen siteye girme fırsatı henüz olmamıştı.O gün erkenden uyanıp havaalanına gidecek, Sedanın ablası Defne ve bacanağım Barış abiyi karşılayacaktım. Uyumak için tekrar yatağa dönüp 3 saat deliksiz bir uykudan sonra sabahın ilk ışıklarıyla teras’a çıktım. Yeni doğmakta olan güneşin, Egenin eşsiz denizine düşen yansımalarını izlerken, bitişikteki villanın terasından bir çift gözün bana doğru baktığını hissettim. Üzerinde transparan geceliği, şaşkın ve tedirgin gözlerle korkuluklardan başını uzatmış bana bakıyordu. Gecelikle yakalanmış olmanın verdiği bir telaş değildi bakışlarında ki tedirginlik. Bizi uykumuzdan uyandıran çığlıkların sahibi kadını görünce, kısa süreli bir şoka girmiştim. O çığlıklar Funda’ya ya aitti. O beni görmeyi ummuyordu elbette ama ben de koca sitede onu yan terasta görmeyi hiç ummamıştım. Villalar ikiz ve bitişikti, bu sitede belki de 100 adet villa vardı ve ben %1 olan şansımı tam 12 den vurmuştum. Funda ise donuk bir ifade ile 5-10 saniye yüzüme baktıktan sonra hiç tepki vermeden içeriye yöneldi. Sanırım kırmızı çizgilerini ihlal etmiştim. Benim için ok yaydan çıkmıştı ve onunla birlikte olmak için her yolu deneyecektim. Eşlerimiz bu kadar yakınımızdayken nasıl olacaktı, bu konuda ise hiçbir fikrim yoktu. Su akar yolunu bulur deyip üzerime bir şeyler giydikten sonra arabaya indim ve tekrar telefonu açıp xhamster’a girdim. O ise çoktan “Sen manyak mısın ne yapmaya çalışıyorsun?” Diye yazmıştı. Hızlı bir şekilde “merak etme istemediğin bir şeyi asla yapmam ama dün gece o seslerin senden geldiğini anlayamamam seni yeterince tanımadığımın da bir göstergesi olsa gerek ki böyle bir hata yapmışım. Hem benimde eşim yanımda, hatta şu an arabadayım, havaalanına gidip 2 misafir daha alacağım, bu gün havuzda mı olacaksınız?” Diye sorduğumda ise “evet” cevabını aldım. Bu cevap bana çok da kızmadığını gösteriyordu. İnşallah Seda denize gitmek istemez diye de geçirdim içimden. Misafirleri alıp geldikten sonra onların yorgunluğunu bahane edip havuza inmeyi teklif ettim ve kabul ettiler. Güzel bir kahvaltıdan sonra havuza indiğimizde Funda ve eşi şezlongda yüz üstü uzanmış güneşleniyorlardı. Üzerindeki kırmızı bikini vücut hatlarını öyle bir ortaya çıkarmıştı ki çıplak olsa bu kadar tahrik olmazdım. Eşinin kıskanç olduğunu bildiğim için güneş gözlüklerimi takmıştım, onu seyrettiğimi Seda da fark etmemeliydi. Öyle çarpıcı bir fiziğe ve kalçalara sahipti ki dikkat çekmemesi mümkün değildi. Biraz Barış abi ile muhabbet ettikten sonra kendimi havuzun serin sularına bıraktım. Sonra, Seda, Barış abi ve Defne de havuza girdi, tabiki 10 dakika sonra Funda ve eşi de. Daha sonra Funda ve eşinin aralarında Almanca konuşmaları Barış abinin dikkatini çekmiş olmalı ki hemen yanlarına yaklaştı ve selam verdi. Benim duyamadığım mesafedeydiler ve yüzme bahanesiyle biraz daha yaklaşınca boşuna çaba sarf ettiğimi anladım. Çünkü Türkçe konuşmuyorlardı. Daha sonra Defne yanlarına gitti sonra da bizi çağırdılar ve tanıştırdılar. İlginç olduğu kadar aşırı heyecanlanmıştım. 5 aydır muhabbet ettiğim kadın ile Barış abi sayesinde resmi olarak tanışmıştım. Bu tanışma faslı iyi mi olmuştu, kötü mü zamanla anlayacaktım. Sorulması gerekeni hemen sordum. “ siz Almanya’dan tanışıyor musunuz yoksa?” Fundanın kocası Necatiden aldığım “Hayır“ cevabı beni rahatlatmıştı. Kendisi ile çok da yüz göz olmak istemiyordum, çünkü aklımdan karısı ile sevişmek geçerken samimi olmamız pek işime gelmemişti. En iyisi biraz muhabbet ettikten sonra oradan ayrılmak olacaktı ki öylede yaptım. 10 dakika sonra Seda yanıma geldi ve “sana bir haberim var şok olacaksın, o tanıştığımız çift var ya bizim yan komşuymuş.” Ben ise bildiğim bu detay için çok şaşırmış gibi yaparak “hadi canım bak sen şu tesadüfe” diye tepki verdim. “He bitmedi sana sormadan bir şey yaptık” diye de ekledi. Akşam mangal için Fundaları bize davet etmişlerdi. Bu coğrafyanın ikliminden midir nedir bilmem ama hangi ara bu kadar samimi oldular anlayamadım. Biraz sahte tripler atıp “yapacak bir şey yok” diye de eklemeyi ihmal etmedim. Hemen yine kafamda planlar yapmaya başladım ama 6 kişinin içinde 2 kişinin ortadan kaybolması hiç kolay bir durum değildi. Akşam denizden batmakta olan güneşe karşı mangalı yakıp etleri atmaya başlayınca Funda ve eşi de çoktan aramıza katılmıştı. Rakılar açılmış muhabbetin dibine vurulmuştu ama ben adeta sessizliğe bürünmüştüm. Hep kafamda birlikte olma planları yaptığım kadının karşımda oturması beni daha çok çıldırtıyordu. Arada hafiften ısırdığı alt dudağını izledikçe şortumun içinde sürekli hareketlenmeler oluyordu. Bazen göz göze geliyor hemen gözlerimizi kaçırıyorduk ki, Barış abi “Rakımız bitti” diye bağırdı. Bacanağım sağ olsun arada bir beni Fundanın eşine övüyor,” bu bacanak var ya böyle sakin durduğuna bakma çok fırlamadır” diye eklemeyi de ihmal etmiyordu. Gülsem mi ağlasam mı? Adam niyetimi öğrense beni terastan aşağıya kesin atardı.
İlgi odağı olmamak ve rakıyı almak için mutfağa geçtiğimde sıkıştığımı anlayıp tuvalete uğramak için bir alt kata indim. Sikim iyice sertleşmişti ve taşaklarım resmen ağrımaya başlamıştı, elime alıp boşalıp rahatlasam mı acaba diye düşünmeden edemiyordum. Tam o anda merdivenden gelen ayak sesleri ile toparlandım, belli ki biri tuvalete geliyordu. Hızlıca ellerimi yıkayıp kapıyı açtığımda Funda karşımda duruyordu.Tuvalete girecekti ve ben yolunu kapatıyordum. Geçmek ister gibi yaptı ama kapının önünde hareketsiz durup geçmesini engelledim. Hafif kaşlarını çatıp gözlerime bakmaya başladı. Öyle seksi bakıyordu ki beni ayakta boşaltabilirdi. Ahşap merdivenden inen biri olursa ayak seslerini duyabilirdim. Bu benim için küçük görünen ama belki de bir daha bulamayacağım kadar büyük bir fırsattı, 5-6 saniye bakıştıktan sonra, Funda’nın son olarak alt dudağını ısırmasıyla……………..

to be continued

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Ben, Karım ve Diğerleri – 3

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ben, Karım ve Diğerleri – 3
Uzun gecenin ardından yorgun düşmüş ve öğlene kadar uyumuştuk. Kalkıp kahvaltı yaptık ve ardından kahvelerimizi yudumlarken kızlar yarı çıplak önümde dolaşıp gecenin yorgunluğunu atmaya çalışıyorlardı. Karım birazdan teyzesinin kızı Filiz’in geleceğini söyledi. Filiz’i beklerken sohbet edip, gecenin ne kadar süper geçtiğini konuşuyorduk. Karım Filiz gelecek dediğinde, aklıma düğün gecesi gelmişti. Filiz’in o gece giydiği kıyafet epeyi konuşulmuştu. Kimi kadınlar, altında külot olmadığını, kadının amını götünü herkesin gördüğünü, kimi de, külotunun olduğunu, ama avuç içi kadar birşey olduğunu söyleyerek epeyi dedikodu yapmıştı. Filiz 30 yaşlarında, evlenip ayrılmış, bir 5 yıldızlı otelin genel müdürlüğünü yapıyordu. Balık etli, harika vücutlu, bakımlı bir kadındı. Karımın dediğine göre, otelin 70 yaşlarındaki sahibinin de uğruna herşeyi feda edebileceği bir afetti.

Derken Filiz gelmiş ve kahvesini içerken koyu bir muhabbete dalmıştık. Turizm benim de yakından bildiğim bir konu olduğu için, epeyi muhabbet ettik. Filiz gitmek için kalkarken, “Bu gece benim oteldesiniz, size iyi bir masaj yaptırayım, dün geceden sonra hepinizin buna ihtiyacı var!” dediğinde, dün geceden haberi olduğunu anlamıştım. Karımın hem akrabalarının, hem de arkadaşlarının üzerindeki bu etkisi tuhafıma gitmişti. Karım adeta bir prenses gibi, herşey onun istediği şekilde oluyor ve çevresindekiler onu mutlu etmek için adeta koşuşturuyorlardı.

Akşam Filiz’in oteline gittiğimizde, oteldeki hakimiyeti açıkça belli oluyor, her kelimesi emir gibi anında yerine getiriliyordu. Birer çay içtikten sonra bizi sauna kısmına almışlardı. Ben soyunup bir şort giymiştim. Karım ve Serpil de birer beyaz bikini giymişlerdi. Saunaya girmeden birer duş almış, terleme odasına girmiştik. Karımın ve Serpil’in ıslak olan bikini altlarından amları olduğu gibi ortaya çıkmış ve benim sikim yavaşça hareketlenmeye başlamıştı. Hatta bir ara Serpil, “Ne o enişte, amlarımızı görünce ağzının suyu aktı!” deyip kahkahayı basmıştı.

Saunadan çıkıp birer duş almış ve kurulanarak, masaj bölümüne geçmiştik. Bir bayan ve bir erkek masör bizi bekliyordu. Kız, kaslı kolları ve fit vucuduyla güzeldi. Erkek ise benim fiziğimde, geniş omuzlu, yakışıklı bir çocuktu (daha sonra öğrendim, Filiz’in tokmakçısıymış). Karım ve Filiz geceyi ayarlamıştı, kız bana, erkekte hatunlara masaj yapacaktı. Karım önceliği almış ve masajını yaptırıp, dinlenmeye geçmiş, bizi izliyordu. Serpil masajını yaptırıken üzerindekileri tamamen çıkarmış, çırılçıplak vücudunu masöre emanet etmişti. Bu esnada kız da bana masaja başlamış, vücudumu boydan boya kremleyerek, her tarafımı yoğurmaya başlamıştı.

Kafamı çevirdiğimde, Serpil masör çocuğun şortunu indirmiş, yarağını eline almıştı. İyice sıvazladıktan sonra da yavaş yavaş ağzına alıyordu şimdi. Demek ki herife verecekti. Kapı dışardan açılmış ve Filiz gelmişti. Hiç konuşmadan gözleriyle emirler veriyordu. Masör çocuk Serpil’i iyice kıvama getirip, bacaklarını açarak, yarağını sokmuş ve Serpil’i kucağına alarak ayakta sikiyordu. Orospu, herifin kucağında zıplıyor ve adeta dibine kadar alarak amını siktiriyordu. Masör kucağından indirip, domaltarak Serpil’e arkadan girdikten sonra, ikisi de boşalmıştı. Ama benim de yarak dimdik olmuştu.

Filiz kıza, “Masaja ben devam edeceğim!” deyip, hem kızı, hemde oğlanı dışarı göndermiş ve “Kimseyi içeri almayın!” emrini vermişti. Filiz’in üzerinde siyah tül gibi bir külot ve südyen vardı, her tarafı görünüyordu. Yanıma gelip ellerini kremlemiş, bir çırpıda şortumu çıkararak yarağımı eline alıp sıvazlamaya başlamıştı. “Enişte harika bir aletin var, Berna çok şanslıymış!” deyip yarağımı ağzına almış, biraz emdikten sonra yanıma uzanıp yarağımı amının üzerine koymamı ve fırça badana çekmemi istemişti. Ben de ekstra olarak o incecik külodun içine sokarak altıma almıştım, göt deliğine kadar inip çıkıyordum. “Hadi enişte, şimdi sok bakalım!” deyip külodunu aralayarak amını açmıştı. Yarağımın kafasını sokup dibine kadar girmiş ve harika vucudu olan bu kadını sert bir şekilde sikiyordum. Filiz kendinden geçmiş bacaklarını açabildiği kadar açarak dibine kadar vurmamı sağlıyordu. Harika ve dar bir amcığı vardı.

Filiz’in boşaldığını, sikimi bir vantuz gibi sıkmasından anlamıştım ve bir süre ara verip, içinden çıkararak bundan sonrasını ona bırakmıştım. Filiz yarağımı ağzına almış, adeta çikolata yalar gibi emiyordu. Sonra yan taraftaki yataklardan birine geçmiş ve domalmasıyla o harika am önümde kalmıştı. Bekletmeden amına sokmuş ve o sert kalçaların arasından Filiz’e girip çıkıyordum. Bu esnada Serpil’ın eli yarağımın dibinden tutmuş, benim her giriş çıkışımda parmakları Filiz’in kara üzümünü seviyordu. Filiz bu takviyeden sonra adeta çıldırmış gibi götünü kasıklarıma vurarak amını siktiyordu.

Bir ara Serpil alttan kafasını sokmuş, hem benim yarağımı, hemde Filiz’in am dudaklarını ve bızırını yalıyordu. Bu hareket Filiz’i uçurmuş ve sarsılarak bir kez daha boşalmıştı. “Enişte harikasın, sana şimdi de götten vermek istiyorum!” deyip, herkesin aksine divanda oturup amını yukarı kaldırarak, göt deliğini açmıştı. Ben kulak memelerinden göğüslerine indiğimde, Serpil Filiz’in göt deliğine dil atarak kara üzümü hazırlıyordu. Doğrusu asistanım işini çok iyi yapıyordu. Serpil masaj yağlarından eline alarak Filiz’in göt deliğini parmaklayıp, bir miktar da benim yarağıma sürerek, Filiz’i kucağına almış ve Filizin göt deliğiyle kendi amını hizalamıştı…

Daha fazla beklemeden Filiz’in götüne yarağımı dayayarak kafasını sokmuş ve dibine kadar basmıştım. Filiz’in gözleri kaymış, ağzını şapırtarak, “Harikasın enişte, benim de amım götüm sana kurban olsun!” demişti. Bir müddet Filiz’in götünde gidip geldikten sonra yarağımı çıkarıp, Serpil’ın amına sokmuş, bir ona bir, ötekine girip çıkarak, adeta am üstünde göt sikiyordum. Filiz Serpil’e, “Kız orospu, sen dün gece iyice siktirmişsin, bırak benim götüme boşalsın!” deyip yarağımı tekrar götüne sokarak siktirmiş ve ikimiz de altımızda Serpil varken sarsılarak gelmiştik. Bütün döllerimi Filiz’in götüne fışkırtıp içinden çıkmıştım.

Filiz pelte gibi olmuş, “Amına koyduğumun çocuğu, beni bitirdin!” deyip yataklardan birine uzanmıştı. Serpil yarım kalmış olacak ki, finali yapmak için yarağımı deli gibi yalayarak tekrar kaldırmış ve üzerime oturarak, o harika amını siktiriyordu. Bir ara yarağımı çıkarıp ucunu yağladığında, o da götten istiyor dedim, canıma minnet. Kendimi Serpil’e bırakmıştım. Yarağımın kafasını kara üzümüne sokup, yavaş yavaş içine almış, üzerimde oturup kalkarak, memelerini ağzıma vermiş, bir eliyle de bızırını okşayarak çığlık çığlığa boşalmıştı. Yana kayıp uzanmıştı. Filiz de yanımıza gelip, beni aralarına almışlar, iki kadının harika vucutları arasında cennette gibiydim.

Filiz, “Enişte, senin de finalin herhalde karınla olacak?” dediğinde, karım yanımıza gelmiş, “Kalkın bakayım orospular, kocamı bana bırakın!” demişti. Gördüklerinden sonra karım, amı ıpıslak bir şekilde sırtüstü uzanıp, bacaklarını omuzuma atmıştı. Karım amının dibine vurdurarak kendini siktirmiş ve beni boşaltmak için am kaslarıyla yarağımı sıkıp bırakarak, birlikte boşalmıştık.

Cennet dedikleri bu olsa gerek. Yorgun, ama mutluydum. Bir müddet gözlerimi kapayıp derin düşüncelere dalmıştım. Karımın benim için ayarladığı bu güzel am ve götleri sikerken, ilk günlerimizdeki sözleri aklıma gelmiş ve adeta cenneti yaşıyordum.

Filiz, “İyi bir yemeği hakettik, hadi kalkın da yemeğe geçelim!” dedi. Duşlarımızı alıp giyinerek yemeğe geçtik. Harika bir masa hazırlatmıştı. Yemeğimizi yerken bana kendinden bahsetmişti. İhtiyar otel sahibinin kendisini deli gibi sevdiğini, ayda bir kez herifle beraber olduğunu, onda da adamın bir ayak fetişisti olduğunu ve bir ay biriktirdiği döllerini ince ipek çoraplara boşalttığını anlatmıştı. Filiz harbi bir kadındı, adama başka birine de siktirdiğini anlatmış ve mutlu mesut bir şekilde yaşayıp gidiyordu. Otelin adeta patroniçesi olmuş bu harika kadın da karımın etrafında ve anlamadığım bir şekilde adeta karıma tapıyordu.

Nasıl bir kadınla evlendiğimi anlamaya çalışıyordum. Karım kendini bana adamış, beni mutlu etmek için herşeyi yapıyordu. Doğrusu halimden memnundum ve karımın bu sevgisinin bir gün öfkeye ve nefrete dönüşmemesi için çok dikkatli davaranıyordum. Herşeyi ona bırakmıştım…

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Alıntı – Çarşaflı Hanife Bölüm – 5

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Alıntı – Çarşaflı Hanife Bölüm – 5

Uyandığımda saat 19:00 olmuştu. Birkaç saat boyunca uyumuştum. İçerisi zifiri karanlıktı. Işıkları açmak istemedim, zaten evde elektrik olup olmadığını bile bilmiyordum. Cep telefonumun ekran ışığı ile zar zor giyindim. Hanife anahtarı yatağın kenarına bırakmıştı. Dışarı çıkıp kilitledim kapıyı. Sokağa çıktım, akşam çökmüştü ve kimseler yoktu sokakta.

İşyerine gittim. Hanife’nin dükkân kepenkleri çekilmişti. Yapmam gereken birkaç iş vardı, onları yapıp çıktığımda saat 22:00’ye geliyordu. Geç saatte eve gidince karımla aramda bir tartışma koptu. Mümkün olduğunca alttan alıp gönlünü almak istedim. Gece oluncaysa son zamanlarda kendisini boşladığımı söyledi. Karım doğru söylüyordu. Hanife hayatıma girdiğinden beri karımla sadece bir kez sikişmiştim. O gece Hanife’yi hayal ederek karımı iki posta siktim, yarağa doyurdum. Eve geldiğimde benimle kavga eden kadın sikişten sonra bana sarılarak uyudu.

Ertesi gün Cumaydı ve Hanife görünmedi hiç. Birkaç kez aradım ama telefonu kapalıydı. Ancak akşamüzeri kapım açıldı, kızı Ayşe karşımdaydı. “Koray abi merhaba, kolay gelsin!” diyerek içeri girdi. “Ooo, Ayşe Hanım, yoktunuz kaç zamandır?” dedim gülerek. Karşıma geçip oturdu, havadan sudan konuştuk bir süre. Çay ikram ettim.

Ayak bileklerine gelen siyah bir kumaş pantolonla, beyaz gömlek ve buz mavisi uzun yelek giymişti. Başını ise parlak mavi bir türbanla bağlamıştı. Ayağında ise krem renkli topuklu ayakkabılar vardı. Çok zarif ve olgun bir görünüşü vardı bu kıyafetiyle.

Yeni bir cep telefonu almak istediğini ve benim fikrimi öğrenmek için geldiğini söyledi. “Senin fikirlerin benim için önemli, teknoloji konusunda sen çok iyisin!” dedi gülümseyerek. Ona ne kadarlık bir telefon almak istediğini sordum. “1000-1500 lira arası bir şey…” dedi. O fiyat aralığında iyi olan birkaç telefon söyledim. “Eğer istersen ara sıra elime temiz ikinci eller düşüyor, sıfırı 2-3 bin liralık telefonlar…” dedim. Sonra da daha yeni elime geçen bir telefonu çıkarıp gösterdim. Kullanıcısı arkadaşımdı ve telefonu çok düzgün, güzel kullanmıştı, daha üst modeli çıkınca onu almış bunu da bana satmıştı. Ayşe’nin sıfır almak istediği telefonlardan daha kaliteliydi.

Fiyatını sordu. “Başkası olsa 1800 lira ama sana 1500’e bırakırım…” dedim. Ayşe telefonu çok beğendi ama bir mesele olduğunu söyledi. “Nedir?” dedim. “Şey, bende şu an bu kadar para yok, hem annemle babamdan gizli alacağım zaten telefonu…” deyince, “Canın sağ olsun, ne zaman paran olursa getirirsin!” dedim. Sözlerime inanamadı, ciddi olup olmadığımı sordu. “Şaka yapmıyorum, al kullan!” dedim.

Çok sevindi. Mutluluktan gözleri parlıyordu. “Borcumu en kısa zamanda ödeyeceğim, söz veriyorum!” dedi. Sonra da, “Koray abi, bu aramızda kalacak, annemle babam sakın duymasın!” diye küçük bir uyarıda bulundu. “Tamam, bu bizim sırrımız olacak!” dedim gülümseyerek.

Çıkarken ona, “Şey, annen bugün gelmedi, hayırdır rahatsız falan mı?” diye sordum. “Ha, yok, bugün Cuma ya, onun için. Bizim komşularda mukabele vardı, oraya gitti!” dedi. Hanife’nin gelmemesinin sebebi belli olmuştu böylece. Akşam eve gidince karımın güler yüzü ve güzel yemekleri karşıladı beni.

Televizyon izlerken Whatsapp’tan bir mesaj geldi. Ayşe göndermişti. Daha önceden almıştı numaramı. Telefonu çok beğendiğini ve yeniden teşekkür etmek istediğini yazmıştı. Sonra da telefonla ilgili bazı anlayamadığı şeyler olduğunu, bunları sormasında sakınca olup olmadığını söyledi. “Ne demek, ne istersen sor!” dedim. Karım tepkiyle, “Kim o bu saatte?” deyince, “Bir müşteri, telefon aldı bugün, onunla ilgili soru soruyor!” dedim. Sonra da rahat mesajlaşabilmek için yatak odasına geçtim.

Ayşe telefonla ilgili anlayamadığı, çözemediği şeyleri sordu, daha doğrusu yazdı, ben de elimden geldiğince yanıtladım. Yazılarının sonuna gülücükler, utanma şekilleri vs. koyuyordu. Telefonun kamerasının nasıl ayarlandığını, nasıl daha kaliteli resim çekebileceğini sordu, ben de anlattım. Sonra da, “Birkaç resim çekip gönder bakalım!” dedim.

Biraz sonra çektiği resimleri gönderdi. Masasının üzerini, yatağını çektiği birkaç resimden sonraysa kendisinin başı açık halde bir resmini gönderdi. Sağ eliyle telefonu tutup resim çekerken sol elini saçlarına atmıştı. Üzerinde siyah bir atlet vardı ve memeleri altında tüm haşmetiyle belliydi. Bembeyaz koynu ve kolları üzerindeki siyah atletiyle tezat oluşturuyordu. Atletin askılarının kenarından sutyeninin şeffaf askıları da görünüyordu.

“Ay pardon, yanlış oldu!” diye yazdı sonuna bir sürü utanma şekilleri ekleyerek. “Önemli değil, sen de benim bir kardeşimsin!” diye yazdım. Ama aslında yanlışlıkla değil de bilerek gönderdiğine emindim. 10 dakikanın sonunda mesajlaşmamız kişisel bir hal almaya başlamıştı. Ayşe’nin bana yazıldığını anlamayacak kadar tecrübesiz değildim. O akşamki yazışmamız annesinin odaya girmesiyle kesildi. “Annem geldi, sonra görüşürüz!” diye yazdıktan sonra çıktı.

O gece bir taraftan Hanife’yi bir taraftansa Ayşe’yi düşünüp durdum, doğru düzgün uyuyamadım. O yüzden sabah biraz geç gittim işe. Hanife benden önce gelmiş, dükkânı açmıştı. Ben içeri girdikten birkaç dakika sonra geldi. Üzerinde çarşaf yoktu bugün. Onun yerine yine siyah renkli, yere kadar inen bol bir pardesü vardı. Başını ise omuzlarını kapatacak şekilde siyah, büyük bir türbanla bağlamıştı.

Bir torbanın içinde birkaç poğaça ile börek dilimi vardı. “Dün yapmıştım, fazlasını da sana getirdim!” dedi torbayı masamın üzerine bırakırken. Börek filan umurumda değildi o anda, aklım ondaydı. “Bugün buluşuyor muyuz?” diye sordum. “Ben haber veririm!” diyerek çıktı. Getirdiklerini afiyetle yedim. Bir ara çalışırken Ayşe yine Whatsapp’tan telefonla ilgili bir şeyler sordu, ben de yanıtladım. Gene sorularının, yazdıklarının sonuna çeşitli şekiller ekliyordu. Bir tarafta Hanife, diğer tarafta kızı Ayşe… Annesini sikerken bir de kızı oyuna girmeye çalışıyordu…

Konuşmamız yine kişiselleşmeye başlarken, “Dün geceki resmin çok güzeldi!” diye yazdım. Bir sürü gülücük ve utanma şekliyle yanıt verdi. “Kime gönderecektin o resmi, erkek arkadaşına mı?” diye yazınca, “Benim erkek arkadaşım yok!” diyerek yanıtladı. Daha sonraysa, “Şey, yani ayrıldık!” diye bir ek yaptı. “Neden?” diye sorduğumda yanıt vermek istemedi, ama sonra erkek arkadaşının onu aldattığını, onu başka bir kızla konuşurken gördüğünü söyledi. O da bunun üzerine çocuğu terk etmişti.

Ayşe bana yazılırken ben de ona yazılmaya başladım. Tecrübesiz, henüz gözü açılmamış bir kızdı. Birkaç hoşuna gidecek sözün sonunda bana yeni bir resmini gönderdi. Dün akşamkine benzeyen bir resimdi bu da. Gene aynı siyah atleti vardı üzerinde. Telefonu iki eliyle tutarken gülümseyerek poz veriyordu. Ama ikinci gönderdiği resim müthişti. Telefonu biraz yukardan tutarak çekmişti ve yaşından daha olgun ve şişkin memelerinin çatalı tam karşımdaydı. Sutyen takmamıştı. “Süpersin!” diye yazdım. Bir sürü utanma şekli gönderdi ve çıktı, konuşmamız sona erdi.

Sikim kalkmıştı. Ayşe’nin taze, koklanmamış bedenini düşünüyordum. Çalışacak halim kalmamıştı. Bir sigara içtikten sonra yan tarafa geçtim. Hanife dikiş makinesinin başına oturmuş dikiş dikiyordu.

“Ne zaman buluşacağız, eve ne zaman gidiyoruz?” diye sordum. Olumlu bir söz beklerken, “Bugün Cumartesi, sokak kalabalık olur, gören olabilir!” dedi. “Nasıl olacak peki?” diye sordum bu sefer. “Ben ne bileyim, sen düşün!” dedi yeniden dikiş dikmeye başlarken.

Yatakta sikişmenin tadını almışken yeniden dükkânda ayaküstü yapmak istemiyordum. Bacanağımın Gazlıgöl taraflarında termal villası vardı. Kendisi İstanbul’da oturduğundan ancak yazın gelip kalıyordu. Anahtarın bir eşini bana vermiş, ne zaman istersek kalabileceğimizi söylemişti. Biz de yazın, bazen de hafta sonları ailecek gidip kalıyorduk. Aklıma hemen orası geldi. Bunu söyleyince, Hanife, “Delirdin mi, orası çok uzak!” diyerek tepki gösterdi. “Ne uzağı, yarım saat bile sürmez!” dedim.

Saat 11:00 olmuştu. “Ben arabayı alayım, sen 10 dakika sonra arka taraftaki marketin oraya gel!” dedim ve çıktım. Dükkânı kapattım. Arabayı anca hafta sonları kullanıyordum, o nedenle işyerinin yakınında bir otoparka koyuyordum. Arabayı alıp sözünü ettiğim marketin oraya gittim. 2-3 dakika sonra Hanife göründü, işaret edince bindi arabaya. “Benim başımı derde sokacaksın, birisi görecek diye ödüm kopuyor!” dedi telaşla. “Korkma, kimse tanımaz seni!” dedim ve yola koyuldum.

25-30 dakika sonra bacanağın villasına gelmiştik. Yakınlarda onunki gibi birkaç villa daha vardı ama kimsenin kimseyi göreceği yoktu. Garaj kapısını açıp park ettim. Garajdan evin içine kapı açılıyordu, oradan içeri geçtik.

Ev bir aydır boştu, en son bir haftasonu gelip kalmıştık. Bütün perdeler çekiliydi, eşyalar bıraktığımız gibi duruyordu. Hanife, evden ve içindeki eşyalardan etkilenmişe benziyordu. Sikişmek için gelmiştik ama o sağa sola bakıyordu durmadan. “Ne o, buraya etrafa bakmaya mı geldin?” diye sordum. “Senin bacanağının ensesi kalın herhalde?” dedi yanıt olarak. “Bırak şimdi bacanağı, hadi gel, yatak odası yukarda!” dedim ve üst kata çıkan ahşap merdivenleri gösterdim.

Hanife pardesünün eteklerinden tutarak merdivenleri çıktı, ben de peşinden. “Sağdaki kapı!” deyince kapıyı açıp odaya girdi. Yatağa, dolaplara ve ebeveyn banyosuna bakarken ben de açık duran perdeyi çektim sıkıca.

Soyunmaya başlarken, Hanife, “Çok zamanımız yok, hemen gitmemiz lazım!” deyince, “Sen buraya ateş almaya mı geldin?” dedim tepkiyle. Bir şey diyecek gibi oldu ama sonra çantasından telefonunu çıkardı. Birini arayınca, “Kimi arıyorsun?” dedim, bana sessiz olmamı işaret etti. Ayşe’yi aradı, “Kızım ben Halime ablalara geldim, beni merak etmeyin, sen kardeşlerinin yemeğini verirsin…” dedi. Bir süre daha konuştuktan sonra kapattı telefonu. “Yaman kadınsın!” dedim kahkahayla.

Hanife üzerindekileri çıkarttı tek tek. En son kenarları dantelli açık sarı bir külot ve beyaz sutyeni ile kalınca, “Bugün tanga yok mu?” dedim gülerek. Ben de sikimi sıvazlıyordum karşısında. “Senin karın tanga giymiyor mu?” dedi sutyenin kopçasını açarken. “Arada bazen giyiyor, ama senin kadar yakışmıyor ona!” dedim. “Bu külotu nerden aldın?” diye sordum külotunu indirirken. “Pazardan!” dedi yanıma uzanırken.

Sikim şaha kalkmıştı artık, Hanife sol elini sikime attı, gülümseyerek “Özledin mi beni?” diye sordu. “Hem de çok, dün yoktun, fena azdım!” dedim ve elimi memelerine attım. “Mübarek Cuma günü yapacak halimiz yok ya!” dedi sikimi sıvazlarken. “Bırak şimdi yorum yapmayı, 69 biliyor musun?” diye sordum. Gözlerime bakıp, “Ben 20 yıllık evliyim aslanım, sen elin sikinde 31 çekerken ben o işleri yapıyordum!” dedi ciddi bir sesle. “Helal olsun sana!” dedim kahkahayla.

Ablasının evindeki kirli yatak yerine şimdi tertemiz ve büyük bir yatağın üzerindeydik. Tatile geldiğimiz zamanlarda karımla sikiştiğimiz yataktı bu, yani bir yerde karımın yatağında sikecektim Hanife’yi. En son kaldığımız zaman da güzel bir sikişe imza atmıştık karımla.

Hanife üzerime ters şekilde çıktı ve hemen sonra deneyimini konuşturarak bir çırpıda sikimi ağzına alacak konuma geldi. Tabii kaymak gibi amcığı da tam yüzümün ve ağzımın ucundaydı. Hanife iştahlı saksosuna başlarken ellerimle göt yanaklarını ayırıp amını çıkardım ortaya ve dilimi uzattım, amını dondurma gibi yalamaya başladım. Hanife sikimi emmeyi bıraktı ve “Ihhh…” diye derin bir inilti çıkardı. Dolgun göt yanakları taş gibi sertleşti birden. Amının üzerinde, kasıklarında gezinen dilim onu adeta delirtiyordu.

Bir amına bir göt deliğine dil darbeleri atarken o da yeniden sikimi ağzına aldı. Amı ve göt deliği tertemizdi, rahatsız edici bir koku yoktu. Göt deliğinin ağzındaki kısa siyah kılları dilime batıyor ama umursamıyordum. Kasıklarında tek bir kıl tanesi bile yoktu, yeni tıraş ettiği belliydi.

Sikimi boğazına kadar alıyor, iştahla somuruyordu. Bense dilimi sıcak ve pembe amının içine olabildiğince sokuyordum. Amı kısa sürede ıslanıp kayganlaşırken sol işaret parmağımı soktum göt deliğine. Parmağımı içine sokup çıkartıyordum sürekli. Patlayacak hale geldim kısa sürede. Aynı şekilde Hanife de daha fazla devam etmek istemedi, sikimi emmeyi bırakıp, “Hadi, sik artık, çok fena azdım!” dedi yüksek perdeden.

Parmağımı çıkardım göt deliğinden. Hanife doğruldu ve bu sefer yüzü bana gelecek şekilde döndü. İşer vaziyette eğildi, sikimi tutup amına hizaladı ve benim bir şey yapmama gerek kalmadan oturdu. Sikim amına girmişti. Ellerini arkadan kalçalarıma attı ve o halde yaylanmaya, ileri geri sallanmaya başladı. Bense sallanan memelerini avuçladım. Hanife benden daha azgın ve istekliydi. Derin iniltiler çıkartıyor, gözlerini kapatıp dudaklarını emiyordu.

Ellerini göğsüme dayadı bu kez. Kıvrak bel hareketleriyle bir yılan gibi oynuyordu. Sikimi amında hapsetmişti Hanife. Ellerim memelerinde, belinde ve kalçalarında geziniyordu. Kadife gibi yumuşaktı teni. Öne doğru biraz daha eğildiğinde alttan pompalamaya başladım. Dudaklarımız kenetlendi bu arada. Ateşli bir halde öpüşüyorduk. Ara ara dudaklarımı emerken ısırıyordu da. Hanife’nin azgınlığı doruk noktasına çıkmıştı.

Onu kendime çektim ve var gücümle pompalamaya başladım. Sikim yağlanmış gibi kaygan amında gidip gelirken çıkan şiddetli ‘Şlap şlap şlap!’ sesleri yatak odasını çınlatıyordu. Hanife’nin sallanan memelerini emiyor, uçlarını dişliyordum bir taraftan da. O ara telefonum çalmaya başladı, ama o haldeyken telefona bakacak halde değildim elbette. Hanife’nin çıkardığı seslere, iniltilere karışıyordu telefonun sesi. Telefonun sesi kesilirken, “Kim bu?” diye sordu Hanife. Sikişin ortasında çalan telefon ikimizin de dikkatini dağıtmıştı. “Kimse kim, siktir et!” dedim, ama Hanife, “Baksana, kim bu?” dedi telaşla.

Durdum, odanın serinliğine karşın terlemiştim. Hanife üzerimden kalkarken montun cebindeki telefona baktım. Ayşe’ydi arayan, tam annesini sikerken aramıştı. “Müsait değilim, sonra ararım!” diyerek mesaj yazıp gönderirken, Hanife, “Kim o, karın mı?” diye sordu. “Hı hı, o!” dedim telefonu sessize alıp yeniden montun cebine koyarken. Ucuz atlatmıştım. Kazara telefonu Hanife alıp da ekranda kızının aradığını görse kim bilir neler olurdu?

Hanife, “Gidelim Allah aşkına, korkuyorum!” deyince, “Ne korkuyorsun, korkacak ne var?” dedim. Yatağın önünde ayakta duruyordu. Sikim kazık gibi önümde sallanmaya devam ederken, “Daha yeni başladık güzelim, nereye hemen?” dedim ve sikimi tutup, “Gel hadi, al şunu ağzına da devam edelim!” dedim gülümseyerek. Hanife yeniden itiraz edecek gibi olunca, “Bana bak sikerim belanı senin, al şunu ağzına, hadi!” dedim sesimi yükselterek.

Hanife bu kez itiraz etmedi, sessizce yatağa oturdu, önüne geçtim hemen. Sikimi tuttu dibinden ve ağzına aldı. Biraz önce amına giren sikimi önce yavaş yavaş sonra da iştahla emmeye, somurmaya başladı. Telefonun verdiği korkuyu hemen atlatmıştı Hanife. Sikimi boğazına kadar sokup çıkarıyor, kafasını dilliyor, dondurma gibi emiyordu. Saçlarını okşuyor, çekiyordum aldığım zevkle. Yeniden amına girmek için sabırsızlanıyordum. Hanife de benim gibi sabredecek durumda değildi, sikimi çıkardı ağzından, “Hadi, akşama kadar böyle mi yapacağız?” dedi tepkiyle. Hemen ardından da yatağa sırtüstü uzandı.

Bacaklarını dizlerinden bükerek iki yana açarken yatağın üzerine çıktım, ayrık duran bacaklarının arasında yerimi aldım. Sikimi tutup amının üzerine sürttüm biraz. “Hadi, sok artık şunu!” dedi Hanife sert bir tonda. “Tamam, sakin ol biraz!” dedim gülerek ve yavaşça amına soktum sikimi. Sikim dibine kadar amına girerken Hanife’den derin bir inilti çıktı. Dudaklarını emerken gözlerini kapadı.

Ağır bir tempoyla sikmeye başladım. Bir taraftan da memelerini avuçlayıp sıkıyor, emiyordum. Hanife’nin elleri sırtımda ve belimde geziniyordu bu sırada. Gittikçe hızlanmaya başlarken altımızdaki yataktan da sesler gelmeye başladı. Terli kasıklarımızın çarpışmasından çıkan ‘Şlap, şlap, şlap!’ sesleri gene odayı çınlatıyordu.

Kendimi biraz geri çektim, ellerimi dizlerinin arkasına attım ve kaldırdım bacaklarını. Bu halde daha hızlı ve güçlü şekilde pompalamaya başladım. Hanife bu şekilde sikilmekten büyük keyif almaya başlamış ve hırıltılı sesler çıkarır olmuştu. “Ihhh, sikkk, ohhh, sikkk, ımmm, sikkk…” deyip duruyordu. İki elini arkaya atıp, yatağın başlığını tutmuştu bu sırada.

Bir süre sonra ellerimi çektim, bacaklarını omuzlarıma attım. Bu halde sikmeye başladım. Daha büyük bir güçle pompalıyordum. Hanife’nin iniltileri en üst seviyeye çıkmıştı artık. Dolgun, iri memeleri yarak darbelerimle birlikte sallanıp duruyordu. Karnının, kalçalarının etleri löpürdüyordu. Omzumdaki bacakları da yarak darbelerimle birlikte göğsüme, omzuma çarpıp duruyordu. Bunun üzerine ayak bileklerinden kavradım. Son sürat boşalmaya doğru yaklaşıyordum artık. Yatağın gıcırtıları da sikişin şiddetiyle çoğalmıştı. Birden elektrik akımına tutulmuş gibi titremeye, sarsılmaya başladım. Döllerim sikimden amına akarken her bir kasım yay gibi gergindi. Son döl damlası akana kadar kaldım, amında gidip gelmeye devam ettim.

Sonunda çıktım amından. Hanife havada duran bacaklarını ağır ağır indirdi. Sikimin kafasında kalan dölleri amının dudaklarına sürttüm. Biraz doğruldu, sırtını yatağın başlığına yasladı. Bakışları üzerimde geziniyordu. “Hayırdır, niye öyle bakıyorsun?” diye sordum yanına uzanıp başımı memelerine yaslarken.

Saçlarımı okşadı bir süre. Sonra da, “Faruk Pazartesi geliyor!” dedi. Başımı kaldırıp, “Pazartesi mi, hani bir hafta kalacaktı?” diye sordum. Bunu duymak hiç hoşuma gitmedi. “Öyle dedi geçen gün, ama dün akşam arayıp Pazartesi geleceğini söyledi. Yarın cenaze evinde yemek verecekler, gece de binecek otobüse. Yani anlayacağın bu son sikişmemizdi!” dedi.

Az önce yaşadığım keyif ve zevk yerini derin bir hüzne bıraktı. “Ben seni bırakmam, kocan gelmiş gelmemiş umurumda değil. Bırakmam ben seni bu saatten sonra!” dedim ve büyük bir istekle dudaklarına yumuldum. İnce, pembe dudaklarını emerken Hanife omzumdan tutup geriye itti beni.

“Koray, konuşmuştuk bunu seninle. Ne yapmaya çalışıyorsun sen Allah aşkına? Kocam gelecek diyorum sana. O geldikten sonra bu şekilde devam edemeyiz, unutacaksın beni, anladın mı, unutacaksın!” dedi. Oysa onu unutmam mümkün değildi bu saatten sonra. Kollarından tuttum sıkıca, “Bu saatten sonra bizi ancak ölüm ayırır!” dedim. Hanife sözlerim karşısında sinirlendi, beni var gücüyle itti ve bir hışımla kalktı yataktan.

“Manyak, ne dediğinin farkında mısın sen? Sana güvenmekle hata yaptım, adam sanmıştım seni!” dedi söylenerek ve yerde duran külotunu aldı. Giyinirken, “Neden anlamıyorsun, seviyorum seni, bırakmak istemiyorum, niye anlamıyorsun?” dedim adeta yalvarırcasına.

Öfkeyle, “Asıl sen anlamıyorsun, benim başımı belaya sokacaksın. Zaten biri öğrenecek diye ölüp ölüp diriliyorum, nedir senin derdin. Eğer beni gerçekten seviyorsan beni bırakırsın, zarar görmemi istemezsin. Tamam, ben de seni istedim, ben de hoşlandım senden ama hepsinin bir sınırı var!” dedi sutyenini bağlamaya çalışırken.

Karşımda öylece giyinip gitmesine seyirci kalamazdım. Fırladım yataktan, kolunu tutup, “Hanife, lütfen, konuşalım, böyle bırakıp gitme beni, bu şekilde kesip atma!” dedim, ancak Hanife hiç oralı olmadı.

Üzerini giyinmeye devam ederken, ona, “Eğer beni böyle bırakıp gidersen o görüntüleri internete koyarım!” dedim. Beyaz yüzü birden kıpkırmızı oldu, “Sen onları silmedin mi?” dedi dişlerini sıkarak. “Tabii ki silmedim!” dedim. “Bana sildim demiştin!” deyince, “Ben sana hiçbir zaman sildim demedim, silerim dedim ama silmedim!” dedim yanıt olarak.

Az önce öfkeyle konuşuyorken şimdi yalvarmaya başladı. “Koray, ne olur, kulun kölen olayım, böyle şeyler yapma, beni seviyorsan yapma bunu, ne olur kurban olayım yapma!” dedi gözlerinden yaşlar süzülürken.

Hanife’yi üzmek yapacağım en son şeydi, ama beni birdenbire böyle bırakmasını da kabullenemiyordum. Kocası gelince onu bırakabileceğimi sanmıştım, ama iş gerçeğe binince yapamayacağım ortaya çıkmıştı.

Hanife gözyaşları içinde hem konuşuyor hem de giyinmesine devam ediyordu. Kendisini bırakmam için yalvarıyordu. Bense öylece çırılçıplak duruyordum. Sonunda tamamen giyindi, elleriyle gözyaşlarını sildi.

“Eğer öyle bir şey yaparsan seni de kendimi de öldürürüm!” dedi sert bir sesle. Kolundan tuttum yine, ama alttan alarak, “Bu lafları bırak, böyle hemen kesme, yok etme bu ilişkiyi. Beni yüzüstü bırakıp gitme, senden sadece bir şans istiyorum, sen de hoşlandın benden, kendin söyledin. Arada fırsat buldukça beraber olalım, başka bir şey istemiyorum!” dedim. Ancak Hanife cevap yerine aynı sözleri tekrarlamakla yetindi.

Sonra da, “Hadi giyin artık, beni evin yakınlarında bir yerde indirirsin!” diyerek yerde duran kıyafetlerimi gösterdi. “Madem bu kadar kararlısın, bari bugünü bu kadar kısa kesmeyelim!” dediğimde yüzüme baktı anlamamış gibi ama anladığı belliydi. “Koray, bak uzatma artık, gidelim hadi, zaten buraya gelmemiz bile hataydı!” deyince dayanamayıp kolundan tuttum sıkıca ve “Nedir ulan senin derdin, adam gibi konuşmaktan anlamıyor musun?” dedim.

“Kolumu bırak, kendine gel!” deyince, kolunu daha da sıkıp, “Öyle hemen çekip gidemezsin, ne zaman gelip ne zaman gideceğine ben karar veririm, anladın mı!” dedim biraz da bağırarak. Elimden kurtulmaya çalışırken, “Orospu çocuğu bırak kolumu!” dedi öfkeyle. Küfretmesine aldırmadım ama kolunu da bırakmadım.

“Geç şöyle, domal, götten sikecem seni, geçen günkünden bir bok anlamadım!” dedim onu yatağa doğru iterek. Yeniden itiraz edecek olduğundaysa suratına sağlam bir tokat attım. Tokadın çıkardığı ses yatak odasını çınlatırken yatağa yüz üstü düştü. Az sonra doğrulurken bir eliyle yanağını tutuyordu. Burnunun ucundansa hafif bir kan geliyordu.

Hanife bir şey diyecek gibi oldu ama söyleyecek gücü bulamadı kendinde. Bir travma yaşıyordu. Ona görüntülerden bahsedip benimle olmasını söylediğim zamanki gibi bir şoktu bu. Sadece tokadı yiyen sol yanağı değil tüm yüzü kızarmıştı.

“Kalk hadi ayağa, ben ne dersem onu yapacaksın!” dediğimde önce sessiz kaldı ama sonra kalktı ayağa. Kızaran gözlerinde nefret vardı ama karşı koyacak halde değildi. Kendini kapana kısılmış gibi hissettiğinden emindim.

Yeniden soyunmaya başlarken sikişimizin ikinci perdesi de açılıyordu…

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Hilal ve Dressing 3

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Hilal ve Dressing 3
Sabah uyandım..

Heyecanla telefonuma baktım.. Mesajım hala görülmemişti.. Nasıl yani dedim içimden.. Bu kadar hediyeye çok seksi bir fotoğrafla teşekkür etmiştim ve hala bakmamış cevap vermemişti..
Yataktan çıkmak istemiyordum. Gardrop aynasından izlediğim bacaklarım, ojeli ayaklarım şımarmak için yeterliydi. Yumuşacık yatağımda yumuşacık bedenim, kalçalarım güneş gibi parlıyordu.
Kalktım, parmak uçlarımda yürüyerek mutfakta kendime bi kahve hazırladım. Parmak uçlarımda yürümek bana farklı bi seksilik katıyordu.
Daha fazla bekleyemedim ve Günaydın yazdım kargocuya, 🙂

– “Kusura bakma” dedi.
+ Neden ?
– “Ben görüşmek istemiyorum.”

Ne demekti şimdi bu ? Hevesli olan ben değil kendisiydi.

-” Ciddi bir ilişkim var ve ben hata yapmak istemiyorum. Kendine iyi bak.”
Çok saçmaydı ama pek umrumda değildi zaten,
+ Peki o halde hediyeler için teşekkür ederim.

Uzatmanın pek anlamı yoktu. Haklı bir sebebi vardı.

Uzun zamandır düşündüğüm epilasyon için internette araştırma yapmaya başladım. Çok tüylü biri olmasam da yorucu uğraşlar yerine kolay yöntemi vardı. Bir kaç güzellik merkeziyle görüştüm, en son lüx bir salondaki kampanya ilgimi çekti.
Epilasyon, masaj ve solaryum paketi aylık fiyatı çok uygundu. Hemen öğleden sonraya randevu aldım.

Hazırlanmak için duşa girdim. Uzattığım saçlarım artık daha kadınsı hissettiriyordu.
Ne giymeliydim. Hilal olarak mı gitmeliydim. Sıkıntı yaşayabilir miydim ?
Bi cesaretle karar verip fazla davetkar olmayacak şekilde tatlı kız kombini yapacaktım.
Dantelli pembe string’imi giydim.
Balensiz bralet sütyenim büyüyen göğüslerimde çok tatlı durdu. Sütyensiz olmazdı.
Yeni aldığım ancak dışarıda hiç giymediğim skinny jean artık giyilmeliydi. Bacaklarımı ve kalçamı sımsıkı saran bu jean gerçekten fiziğimi harika gösteriyordu.
Pembe çiçek desenli mavi bluzumla kombin tamam sayılırdı.
Pembe spor ayakkablarımda oldukça yakıştı.
Biraz fondoten biraz dudak parlatıcısı çok tatlı olmuştum.
Montumu üzerime alıp arabaya atladım.
Arabayla gidecek olmamdan dolayı biraz rahat davranıp Hilal’i dışarıya çıkarabilmiştim.

Güzellik salonunun önüne arabamı park ettim. Biraz tedirgin olsam da hızlı adımlarla içeri girdim.
Güler yüzlü sevecen tavırlarıyla içimi rahatlatan sekreter beni epilasyon odasına aldı.
Aklımda deli sorular; acaba erkek mi kadın mı olacaktı epilasyonu yapacak kişi..

– “Sinem hanım biraz sonra burada olacak” dedi sekreter sıcak ses tonuyla..
Biraz rahatlamıştım erkek olması sıkıntı olabilirdi sonuçta..
– “Üzerinizdekileri çıkarabilirsiniz” dedi sekreter.
Montumu askıya astıktan sonra göz göze geldik. Vücudumu süzmüştü belli ki.
– Gergin olmayın sakın, çok güzel bir fiziğiniz var ve bütün kimlikler bizim için eşit mesafede dedi sekreter yine aynı sıcak ses tonuyla.
+ Pek sesim çıkmadan teşekkür ederim diyebildim.
-Siz rahatça hazırlanın diyerek çıktı odadan.
Bluzumu ve kotumu çıkarıp kenara koyduktan sonra. Aynada kendime baktım. String’im ve sütyenim üstümde kalacaktı.
Ancak file soket çoraplarımı çıkarttım.

Biraz utangaç bir o kadar seksi bir kız olarak bekliyordum. Sedyenin üzerine hafifçe oturmuştum.
Sinem hanım ;
+ Merhaba hoşgeldiniz diyerek içeri girdi. Çok güzel bir kadındı. Sekreter benimle ilgili bilgi vermiş olacak ki hiç şaşırma ifadesi olmadan aynı sıcak yaklaşımıyla beni rahatlattı.

Önce yüzüstü uzanmamı söyledi. Bacaklarımdan başladı kalçalarıma geldiğinde durdu.
– String’ine bayıldım çok güzel sanada çok yakışmış kıskandım dedi 🙂
Yüzüne bakıp gülümsedim sadece.
String’imi yana çekip rahatsız olma diyerek kalçalarımın arasına müdahele edebildiği kadar epilasyona devam etti.

Sırtüstü uzanmamı istedi.
Sanırım önümde bi kabarıklık olacağını düşünüyordu.
Biraz şaşkın bir ifadeyle külotumun önüne gözü takıldı. Yok denecek kadar minik pipim kendini hiç belli etmiyordu. Ve bu beni daha tatlı bi kız yapmak için güzel bir olaydı.
Göğüslerimde, belimin kıvrımlarında zaten çok az olan tüylerimi yakmaya devam ediyordu.

Son dokunuşlarını tamamladıktan sonra geçmiş olsun diyerek , masaj odasınının müsait olduğunu istersem çok iyi bir masöre sahip olduklarını belirtti.

İyi bir masaj az da olsa gerilen vücuduma çok iyi gelecekti. Tamam diyerek yan odaya, masaj bölümüne geçtim.

Ayakta bekliyordum. Ve içeriye çok yakışıklı uzun boylu 27-28 yaşlarında bir genç girdi. Hoşgeldin dedi sıcacık gülümsemesiyle.
Bana bakarken gözlerinin içi parlıyordu. Hilal artık tüm seksiliğini gösterip kendini ispatlamıştı bu hayatta.

Yüz üstü uzanmamı söylediğinde, sedyeye uzanırken nazikçe kolumdan omzumdan elleriyle tutması içimi gıdıklamıştı.
Elindeki havluyu katlayıp kalçalarımın üzerine örttü. Kibarlığı içimdeki yaramaz kızı çıldırtıyordu.

Avucuna doldurduğu yağ ile bacaklarımın arkasına masaj yapmaya başladı.
Elleri çok nazik ve işini gerçekten iyi biliyordu. Ayak bileklerime kadar inip tekrar yukarı çıkıyordu elleri.
Ayak tabanımı parmaklarıyla şımartmayı ihmal etmiyordu.
Ayağımı tutup kendine doğru kaldırdığında ojeli ayak tırnaklarımın, ayaklarımın güzelliğini seyrederek parmaklarıma masaj yapmaya devam ediyordu.
30 dakika sadece ayaklarımla ilgilenen yakışıklı masör içimdeki yaramaz kızı kudurtmaya başlamıştı.

Yine avucundan taşar vaziyette doldurduğu masaj yağı ile baldırlarıma güzel dokunuşlarını yapıyordu. Parmakları ne yapması gerektiğini çok iyi biliyordu.

Havluyu çekinerek biraz yukarı belime doğru çekti. Masaj yaparken artık elleri bacak arama temas etmeye başlamıştı. İçim çok fena olmuştu.

Bende bir şeyler yapmalıydım.

Bir elimle havlunun ucundan tutup yere bıraktım.
Elleri durdu.

-Böyle daha iyi dedim kısık ses tonumla.

Aldığı cesaretle masaj yağını kalçalarımın üzerine şişesinden dökmeye başladı. Bir eliyle kalçalarıma yaydığı yağ deliğime kadar ıslatmıştı beni.

Başımı yana çevirdiğimde aynadaki muhteşem görüntüm ona hak vermeme neden oldu. Dolgun kalçalarıma masaj yapıyordu. Ve minik pembe stringim sırılsıklam olmuştu.

Yüzüstü dönebileceğimi söyledi. Bir bacağım hafifçe kendime çekik vaziyette; bacaklarıma kıvrımlarıma bakıyordu.
-Vücudun çok seksi. dedi gülümseyerek.

Sütyenimi çıkarırken ona yardım ettim. Minik göğüslerimi izliyordu gözlerinin içine utangaç bi şekilde bakarken. Yağlı elleriyle göğüslerimi yoğururken dudaklarımı ısırıyordum artık.

Gözü stringimin önüne kaydığında en ufak bi hareket olmaması şaşırtmıştı kendisini. Belli olmayan pipim kızlığımın gölgesinde yok olmuştu.

Ellerimle stringimi aşağı kaydırdığımı görünce, çıkarmak istediğimi fark ederek bana yardımcı oldu.
Külotumu bacaklarımdan ayaklarımdan sıyırması bile çok seksiydi.
Zaten kendini belli etmeyen pipimi elimle geriye alıp kalçama sıkıştırıp bacaklarımı sımsıkı kapatarak ona istediği görüntüyü verebilmiştim.
İştahla vücudumun dokunmadığı yeri kalmadan yağlamaya masaj yapmaya devam ediyordu.

Tekrar yüzüstü döndüm.
Raftan aldığı sayıca fazla havluyu belimin altına koyarak kalçalarımın ortaya çıkmasını sağladı.

Aynadan izlediğim vücudum her türlü şımartılmayı hakediyordu. Yağ şişesini kalçalarımın üzerine fütursuzca dökmeye başladı.

Akan yağların bir kısmı deliğime süzülüp müthiş kayganlığını hissettiriyordu.
Bir kısmıda belimin kıvrımına doğru akıp seksiliğimi parlatıyordu.

İki eliyle kalçalarımı arsız bir şekilde ovmaya başlamıştı.
Ellerim yanda nefes alışverişim hızlanmış bir şekilde kısık gözlerimle aynadan olanları izliyordum.

Artık avucu kalçalarımın arasına belimden doğru bir girip bir çıkıyor, her defasında parmağı deliğimin üstüne temas ediyordu.
Tepki vermeyişim onu daha da cesaretlendiriyordu.

Artık bir parmağı sürekli deliğimin üstünde küçük hareketler, minik baskılar yapıyordu.
Yaramaz kız durmuyordu o bu baskıya devam ederken kalçalarımı biraz daha havaya kaldırarak ona mesaj vermeye çalışıyordum.

Parmağı sıcak deliğimle buluştuğunda zevkten dudaklarımı koparabilirdim.

Yağ ile kolayca giren parmağı derinliğime doğru girip çıktıkça benim nefesim artık daha net duyuluyordu.

Parmağı deliğimde ilerlerken bir eliyle minik göğüslerimi kavrıyor uçlarına dokunarak içimi müthiş zevk kaplıyordu.

Aynadan belli olan kabarıklığı bir an önce istiyor, Ne olacaksa olmasını bekliyordum. Sedyeyle temas eden bedenine sol elimi yaklaştırdım. Şortunun üzerinden penisine temas ediyordum. Ancak bunu çok net yapmıyor, ondan bir hareket bekliyordum.

Şortunu indirmesiyle şok ile mutluluk arası bir ifade belirdi yüzümde.
En az 25 cm olan penisi tertemiz ve çok düzgündü. Ve şu anda parmak uçlarımda sıcaklığını hissediyordum.

Eliyle elimi tutup sikinin üzerini kavramamı sağladı. Artık elimle ona mastürbasyon yapıyor nefesinin hızlandığını duyabiliyordum.

Ok yaydan çıkmıştı ve dönülebilecek bir noktada değildik.

Başımı aynadan diğer tarafa çevirdi elleriyle ve o muhteşem sikini dudaklarımın ucuna kadar getirdi. Öylece karşımda dururken sırtımı okşamaya devam ediyordu.

Bunu yapacaktım,

dirseklerimin üzerine doğrulup, sikini avucumun içinde ileri geri yapmaya başladım.
Islak dudaklarımı sikinin yanlarında gezdiriyor, dilimle daireler çiziyordum.
Sikinin başını iştahla emerken gözlerinin içine bakıyor, yüzündeki mutlululuğun sebebi olmaktan gurur duyuyordum.

Sedyeden inip, önünde dizlerimin üstünde ağzıma almaya devam ettim.
Sikinden akan zevk suları ağzımı doldurmaya yetmişti. Pürüzsüz muhteşem yarrağı ağzımın her yerini dolduruyordu.
Eliyle başımı destekliyor ama nazikliğinden ödün vermeden zorlama yapmıyordu.

Sedyeye çıkıp önünde domaldım. Hiç tereddüt etmeden dili deliğimle buluştu.
Ne muhteşem bir adamdı. İçimde kopan fırtınayı daha da hareketlendiriyordu.

Artık hazırdım, o sikin sıcaklığını en derinimde hissetmeliydim.
Arkamda belirdiğinde sikini elimle yönlendirerek deliğimle buluşturdum.
Çok az bir zorlanmaya başı içimdeydi. Bu his ona aşık olmama sebep bile olabilirdi.

Masaj yağından umursamadan dökmeye başladı.
Sikine kalçalarıma deliğime; her yerimizden yağ akıyordu artık.

O muhteşem kayganlıkla siki içime doğru kayarken gözlerim kararıyor, bacaklarım titriyordu.
Sonuna kadar girmişti. Nazik ama azgın bir boğa arkamda ve içimdeydi.
Nazik elleriyle ellerimden tutup beni geriye kendine doğru çekerken, o ihtişamlı yarrağı içimde gidip geliyordu.

Kalçama attığı tokatlar canımı yakmaktan çok beni ona bağlıyor. Kendimi ona daha çok bastırıyordum.
Kızaran kalçalarımla, o sikinin altında minik kızlığım eziliyordu.

Yüz üstü yatırdı beni hızlıca.

Bacaklarımı omzunda birleştirip, iyice sertleşen sikini deliğimi bulmak için yumuşacık popomda gezdirdi biraz. Yuvasını bulunca sert ama kaygan bir şekilde içimi doldurdu. Her giriş çıkışında sikinin iriliği, beynimde elektrik çarpıntısı yaratıyordu.

Misyoner pozisyonunda sikmeye devam ederken, ayaklarımı parmaklarımı yalamaya başladı. Aman tanrım çok iyiydi. Pamuk ayaklarıma hakettiği ilgiyi gösteriyordu. Sikini içimden çıkarıp ıslak ayaklarımın arasına koydu. Ve yapmam gereken footjob’u yapmaya başladım. Sikinin ucu siyah ojeleri parmaklarımın yanına çok yakışmıştı. Ayaklarımın mükemmel olduğunu mırıldanıyordu.

Artık gelmek üzereydi. Önünde diz çöküp sikini yalamaya başladım. Ucunu emdikçe kendinden geçiyor saçlarımdan kendine doğru bastırıyordu. Hızlanan elime destek veriyor, ağzımdan çıkarmadan ileri geri yaparak dilimle onu uçurmaya devam ediyordum.

Birden azgın döllerini ağzımın içine bırakmaya başladı. Küçük dilime çarpan sıcacık dölleri genzime akıyor ve ağzımdan çıkarmıyordum.

Dolu dolu boşaldıktan sonra sertliği azalan sikini ağzımdan çıkardım. Bana verdiği en büyük hediyeydi sıcacık döllleri.
İkimizde rahatlamış ve yorgun görünüyorduk.

Ellerimden tutup beni ayağa kaldırdı. Dudağıma bi öpücük kondurup. Teşekkür etti. Ve sahiplenici koruyucu kollarıyla minik bedenime sarıldı.

-“Yine gel” dedi. Boynumdan öperken.

-Başka şansım yok dedim güzel gözlerine bakarak.

Hızlıca stringimi, sütyenimi giydim.
Üstümü giyinirken beni izliyordu. Sen muhteşem bir detaysın. İyiki geldin dedi.

Aynada üstümü düzeltip, saçlarımı topladım.
Elimi yüzümü sildikten sonra artık gitmeliydim.

Kapıdan çıktım yüzümün kızardığını hissediyordum ama önemli değildi. Çünkü az önce hayatımın en güzel dakikalarını yaşamıştım.

Sekreter nasıl memnun kaldınız mı dedi gülümseyerek. Masaj çok güzeldi. Çok rahatladım dedim. İmalı bir şekilde gözlerime bakarak evet masörümüz çok iyidir dedi. 🙂

İlk taksit ödemesini yaptım ve arabama atlayıp yola çıktım.

Sanırım artık bu güzellik merkezinin en seksi üyesi ben olacaktım. 🙂

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Kak Kiah

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Kak Kiah
Sebentar kemudian kak Kiah keluar dan duduk di sebelah ku. Bau harum tubuh nya membuat aku makin terangsang. Aku cuba menumpukan tontonan ku ke T.V. Setelah agak lama kami tidak bersuara kak Kiah memulakan bicara, “Yusuf bila hendak kahwin?” “Belum ada jodoh” balas ku dan menyambung, “kak Kiah mengandung sudah berapa bulan?” “Masuk tiga” balas nya pendek.

Aku kurang pasti bila tangan ku meraba perut kak Kiah semasa mengajukan soalan itu dan perbuatan ku itu tidak di bantah oleh kak Kiah.

Kini tangan ku sudah berada di peha kak Kiah sambil mengosok gosok. Kak Kiah melintok kan kepala nya ke bahu ku dan aku cium kepala nya. Kini aku sudah agak berani dengan meletakkan tangan ku yang sebelah kiri ke atas bahu nya dengan tangan kanan ku masih lagi mengosok gosok peha kak Kiah.

Lama kelamaan kak Kiah merabahkan kepala nya ke atas peha ku. Aku gosok gosok perut kak Kiah sambil melepaskan simpulan kain nya.Kak Kiah membiarkan saja tanpa membantah. Sambil mengosok gosok perut kak Kiah tangan ku terus menghala ke bawah pusat nya dan terhenti apabila tersentuh dengan bulu yang tumbuh lebat di celah kelengkang nya. Aku tidak meneruskan pergerakan tangan ku arah ke bawah tetapi menujukan pergerakan nya ke arah dua benjolan yang terdapat di dada kak Kiah. Tangan ku gaggal untuk memegang nya kerana di baluti coli.

Memahami niat ku kak Kiah duduk semula membelakangi ku sambil menyuruh aku melepaskan kancing coli nya. Setelah coli nya terlepas aku terus menjilat jilat belakang kak Kiah yang sudah agak berpeluh sebelum dia baring semula di atas peha ku.

Aku mengentel gentel putting tetek nya silih berganti. Puas mengentel aku membongkok kan badan untuk menghisap nya pula. Kini aku dapat rasakan yang kak Kiah sudah mula bernafas dengan agak kencang. Aku membuka baju “T” ku kerana aku sendiri sudah merasa agak panas. Puas dengan kedua benjolan yang terdapat di dada kak Kiah aku mengerakkan tangan ku ke arah kelengkangnya. Kerana licin jari terlunjuk ku terbabas hingga termasuk ke dalam lubang faraj kak Kiah yang sudah begitu basah. Kak Kiah sudah tidak dapat mengawal diri dengan mengerakkan ponggong nya ke kiri dan ke kanan dan sesekali mengepit peha nya. Kak Kiah memberi isyarat agar kami meneruskan kerja kami di dalam bilik. Sebelum melangkah kak Kiah menyuruh aku menanggalkan seluar ku kerana dia sendiri sudah bogel. Aku meramas ramas ponggong kak Kiah sambil berjalan. Ada kala-nya langkah ku terhenti kerana kak Kiah memegang bendaalah ku yang sudah begitu keras dengan kepala nya kembang berkilat.

Sampai di-bilik kak Kiah terus baring terkangkang dan menyuruh ku memasukkan bendaalah ku ke dalam lubang faraj nya. Kerana kasihan aku akur. Bendaalah ku masuk dengan senang kerana air pelincir yang di hasil kan oleh lubang faraj kak Kiah agak berlebihan.

Kak Kiah agak terasa menyesal kerana bendaalah ku muntah dengan agak pantas. Aku juga merasa demikian. Setelah mengetahui yang aku baru pertama kali kak Kiah senyum sambil merangkul tubuh ku dan kami bercumbuan. Belum lama aku menyonyot benjolan yang terdapat di dada kak Kiah bendaalah ku sudah segar semula. Kak Kiah mengurut urut manja bendaalah ku sebelum dia menyuruh aku duduk sambil bersandar dengan beralaskan bantal di dinding katil.

Kak Kiah bangun dan duduk mengangkang di celah kelengkang ku sambil menghalakan bendaalah ku ke arah lubang faraj nya . Sekali lagi bendaalah ku selamat bertahta di dalam lubang faraj kak Kiah. Kali ini aku dapat merasakan betapa enaknya. Kak Kiah membuat pergerakan turun naik ponggong nya. Semakin lama kak Kiah berkelakuan demikian aku semakin enak aku rasakan. Pergerakan turun naik ponggong kak Kiah terhenti buat seketika sebelum dia menyuruh aku menyambung pergerakan nya dengan dia merangkul tengkok ku begitu kuat berserta dengan nafas nya yang kian kencang. Kini aku sudah sama sama berpeluh. Di dorong oleh satu perasaan yang tak dapat di kawal aku melajukan pergerakan ponggong ku sebelum bendaalah ku memuntahkan cecair pekat yang suam suam panas yang dia sambut mesra dengan kemutan yang berterusan oleh lubang faraj kak Kiah. Setelah pancutan reda kak Kiah melepaskan pelukan nya dan kami berpandangan dengan satu senyuman banga kerana telah berjaya di dalam misi kami.

“Mengapa sebelum ini Yusuf buat tak kisah saja” kak Kiah bersuara sambil mengosok gosok dada ku.

“Saya takut kak Kiah mengandung” balas ku sambil mencium pipi nya. “kalau kak tak mengandung, Yusuf tak buat lah” kak Kiah bersuara lagi sambil baring menelentang.

“Begitu lah kak” balas ku sambil mengusap usap faraj nya yang dari dalam nya cecaair pekat masih lagi meleleh.

Aku beralih ke celah kelengkang kak Kiah sambil melibarkan kangkang nya kerana aku hendak melihat dengan lebih dekat rahsia yang terdapat di-dalam lubang faraj nya yang membuat ramai jejaki menjadi sasau kerana nya. Apa yang aku perhatikan tiada apa yang istemewa selain dari biji sebesar biji saga dengan lubang yang tidak teratur. Sambil membelik belik dan sesekali aku memasukkan jari telunjuk ku setelah mendapat izin dari kak Kiah.

Sambil berbuat demikian tidak semena-mena bendaalah ku terjaga dengan berkeadaan seolah olah hendak menganjikan jari telunjuk ku masuk ke dalam lubang faraj kak Kiah. Aku membetulkan kedudukan ku sambil mengarit-arit mendaalah ku di alur faraj kak Kiah sambil menyentuh biji kelentit nya yang juga sudah agak keras.

Aku belum mengizinkan bendalah ku masuk hanya membiarkan nya di luar semasa aku merapatkan muka ku kearah muka kak Kiah. Kami berganti berkoloman lidah buat seketika sebelum aku menyonyot benjolan yang tumbuh subur di dada kak Kiah. Aku menguli tubuh kak Kiah semahu nya dan dia tidak membantah.

Setelah agak lama aku dapat rasakan yang kak Kiah agak resah dengan mengerak kan tubuh nya tidak tentu arah. Sekejap dia mengentel putting yang terdapat di kedua benjolan di dada nya. Sekejap lagi dia mengepit peha nya. Aku faham dan terus melipat ke dua belah kaki nya. Sebelum memasukkan bendalah aku yang sudah tidak begitu sabar aku topok topok kawasan faraj kak Kiah.

Kali ini aku dapat rasa kan yang bendalah ku sudah agak intim dengan lubang faraj kak Kiah. Begitu juga dengan kemesraan lubang faraj kak Kiah yang tidak henti henti mengemut bendalah ku menandakan yang mereka bakal menjadi sepasang kawan yang mesra. Sambil membuat aksi sorong tarik aku renung tajam muka kak Kiah yang aku lihat semakin ayu. Bila aku merenung lama kak Kiah akn memejamkan mata seolah olah malu.

Aku melepas kan topangan tangan ku dari ke dua belah kaki kak Kiah kerana aku hendak memeluk erat tubuh nya. Setidak tidak nya dapat juga kami bercumbuan dan menyonyot putting di benjolan dada kak Kiah. Aku merangkul belakang kak Kiah yang sudah mula mengerak kan ponggong nya ke atas ke bawah bersamaan dengan pergerakan ponggong ku. Peluh di dahi ku sudah mula menitik memasahi pipi kak Kiah. Pergerakan ponggong kami semakin kencang, pelokan kak Kiah di belakang ku semakin erat, begitu juga dengan ke dua belah kaki nya bertaup rapat di belakang peha ku. Pergerakan ponggong kami masih berterusan kerana kami benar benar sedang mencari satu kepuasan yang tersemunyi di celah kelengkang kami. Kemutan lubang faraj kak Kiah ke atas bendalah ku semakin terasa. Kini tubuh kami sudah di basahi peluh dengan pergerakan nafas kami yang begitu kencang. Akhir nya kami sama sama dapat merasakan satu kepuasan yang di cari. Aku begitu bangga dengan kelincahan lubang faraj kak Kiah yang setia mengemut dan ketangkasan bendalah ku menerima kemutan nya.

Dengan bende alah ku masih lagi terendam di dalam lubang faraj kak Kiah aku meniarap di atas tubuh nya dalam kaedaan berhati hati kerana takut memudaratkn benih yang sedang bercambah di-dalam rahim kak Kiah.

Dengan perasaan bangga dik pujian kak Kiah kami mengatur langkah menuju ke bilik air. Sebelum kak Kiah membersihkan bendalah ku, aku mencuci faraj kak Kiah dan mencium nya sambil berkata, “faraj pertama buat bendalah saya kak”. Kak Kiah hanya senyum sebelum bersuara, “kalau Yusuf berhajat lain kali akak sedia memberi” sambilmembesih kan bendalah ku.

Kerana esok cuti aku mengambil keputusan untuk tidur bersama kak Kiah. Kami sedang membetulkan gebar sebagai selimut buat kami berdua yang sudah bogel Sofia menangis. Dengan bingkas kak Kiah bangun mencari kain sarong. Aku sedang menghayalkan apa yang telah aku lakukan semebtar tadi bila kak Kiah masuk semula. Sebelum merebahkan badan nya di sebelah ku dia menanggalkan kain sarong nya. Kami tidur dalam kaedaan bogel under one blangket. Kerana kepenatan kami tidur dengan nyenyak nya hingga di kejutkan oleh suara Sofia.

Semasa kak Kiah pergi mendapatkan Sofia aku terasa malas untuk bangun. Dalam kaedaan sedang mengingatkan peristewa malam tadi bendalah ku terjaga tanpa di suruh dengan satu harapan agar Sofia tidur semula dan kak Kiah sudi mengizin kan bendalah ku masuk ke dalam lubang faraj nya.

Kak Kiah memang setia pada jangi. Melihatkan hal kaedaan bendalahku dia terus melepaskan simpulan kain batik nya dan baring di sebelah ku sambil mengusap usap manja bendalah ku. Sebelum memasuk kan bendalah ku , kami bercumbuan sepuas nya. Akhir nya apa yang di hajat dan harap kan tercapai dengan sempurna.

Melihat kan yang Sofia masih nyenyak kami mandi berdua. Selesai mandi aku pulang dulu menantikan kak Kiah menyiap kan sarapan. Selesai sarapan aku ke pekan membeli lauk. Kali ini yang aku beli ada lah bahan bahan yang boleh memulih kan tenaga kami sebagai persiapan untuk hari hari yang mendatang.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Boynuza Alışmak

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Boynuza Alışmak

Melek sıcak, cana yakın kişiliğiyle hep bize iyi bir arkadaş çevresi yaratmıştı. Yeni siteye daha taşındığımız ilk gün karım arkadaş yapmaya başlamıştı bile… Burada da öyle olacak gibiydi.

Bizim bloktan Belgin isminde biriyle çok iyi anlaşmıştı. Bir kaç gün sonra eşini de benimle tanıştırdı. Biz erkekler de uyuştuk. Metin de benim gibi bir şirkette yöneticiydi. Ardından onların arkadaşları iki çiftle daha tanıştık. Hasan ile Ceyda ve Mehmet ile Leyla…

Hasan büyük projeler yapan bir müteahhitti, diğerlerine göre oldukça varlıklıydı. Mehmet’in de bir araba galerisi vardı. Eşlerimizin hepsi ev kadınıydı. Sadece bizim çocuğumuz yoktu. Melek bazen çalışmak istediğini söylerdi ama rahat hayata alıştığı için bir girişimde de bulunmazdı.

“Neredeyse 30 oluyorum. Artık bu yaştan sonra iş hayatına falan alışamam” derdi. Zaten kıyamazdım ki onu kırmaya, zorlamaya… Seviyordum karımı, üzerine titrerdim hep… Benim çalıştığım zaten bize yetiyordu, güzel, seksi karıcığımı yoramazdım.

Kısa zamanda birlikte gezip eğlenen bir gurup olduk. Çift olarak bir şey yapmadığımız zamanlarda da erkekler toplanıp maç seyrediyor ya da poker oynuyorduk. Kadınlar da kendi aralarında yapacak şeyler bulmakta zorlanmıyorlardı.

Çift olarak Belgin ve Metin’le daha yakınlaşmıştık. Metin bana Hasan ve Mehmet’in başka kadınlarla beraber olduklarını, hatta rus kadınlarla yaptıklarını ve ballandıra ballandıra anlattıklarını söyledi. Kendisinin de bir kere denediğini ama suçlu hissettiği için bir daha yapmadığını ekledi.

“Ben de karıma yapamam böyle bir şey dedim. Benim karım o rus kadınlarından daha güzel zaten… Ama onlara da karışmam. Kendi hayatları tabii” dedim. Güldük.

“Merak etme, yakında sana da anlatmaya başlarlar…” dedi.

Dediği gibi de oldu. Samimiyetimiz arttıkça poker partilerimizde, evde eşlerimiz yokken belden aşağı hikayeler gırla gitmeye başladı. Becerdikleri kadınlardan orospu gibi bahsediyorlardı.

Özellikle Hasan, sitede kimisi evli bir sürü kadını becermiş olmakla övünüyordu. Çok güzel olanlarını, özellikle bana da hava atmak için tanıyıp tanımadığımı soruyor, tanımıyorsam ötekilere kadının ne kadar güzel olduğunu tasdiklettiriyordu.

Zenginliğinden de kaynaklanan abartılı bir kendine güveni vardı. Hatta karısı bir keresinde başka bir kadınla bastığında bile karısını sakinleştirmeyi, hatta zeytinyağı gibi üste çıkmayı bile becermişti. Karısı Ceyda yaşadığı güzel hayatı kaybetmektense, azgın kocasının çapkınlıklarına göz yummayı kabullenmişti.

Hasan’ın yakışıklı olduğu söylenemezdi ama kadınlara karşı, hele özellikle evli kadınlara karşı bir şeytan tüyü olduğu belliydi. Hikayeleri ve tavrı eğlenceli olduğu için zevkle dinliyorduk. Kadınları neresinden, nasıl siktiğini detaylarıyla anlattıkça, biz de hem gülüyor hem de tahrik oluyorduk.

Karımla aramızda gizli bir şey olmazdı. Bunları karıma söylediğimde Melek Belgin’in de Hasan hakkında benzeri şeyleri ona anlattığını söyledi. Kocası bahsetmişti ona da… Karısını düşünüp üzüldük, ama kendi seçimiyse hak ediyor dedik. Hasan da eğlenceli biri olduğu için ona da kızamadık.

Taşınalı bir kaç ay olmuştu. Yazın kendini hissettirmesiyle birlikte hafta sonu plaja gitme fikri atıldı. Bir araya gelip toplandığımızda, eşlerimiz birbirleriyle yarışacak kadar güzel ve seksi giyiniyorlardı. Bunun plajda kendini daha da belli edeceği düşüncesi beni heyecanlandırmıştı. Hepsi güzel kadınlardı. Melek’in en çekicileri, en seksileri olması bana gurur hep verirdi.

Hafta sonu gerçekten kadınlar için gövde gösterisi gibi olmuştu. Kadınlar bir birine iltifatlar ediyordu ama biz erkekler de kaçamak bakışlarımızla diğer eşleri süzüyorduk. Minicik bikinilerle ortada dolaşırlarken en çok karımın ilgi çektiği hissine kapıldım.

Hele Hasan, karımı öyle bir süzüyordu ki… Sikici bakışlarını gizlemeye bile çalışmıyordu. Karım da böyle çapkınlıkları dillere destan ve varlıklı, güçlü bir erkeğin ilgisini çekmekten hoşlanmış görünüyordu. Aldırmadım.

Sonuç olarak ailece arkadaştık, bana veya karıma bir kötülük yapacağını düşünemezdim. Güzel karıma ilgiyle bakmasında bir mahzur olamazdı. Zaten diğerleri de bakıyorlardı karıma… Benim onların eşlerine baktığım gibi…

Hep birlikte keyifli bir gün geçirmiştik. O gece, gündüz plajdaki psikolojimizin de etkisiyle azmış bir şekilde yatağa girdik. Melek de benden farksızdı. Daha ben istemeden sarıldı bana… Banyodan çırılçıplak gelmişti zaten…

“Beğendin mi karını bugün?” diye sordu dudaklarımı kemirirken…

“Evet aşkım…” dedim. “Hepsinin gözü senin üstündeydi. Harikaydın. Çok seksi bir görüntün vardı. Minicik bikiniyle bitirdin herifleri…”

“Bitirdim değil mi? Hepsi sikecek gibi baktılar bana kocacığım…” derken eliyle külodumun içinde sertleşen sikimi dışarıya çıkarmaya çalışıyordu sabırsız hareketlerle… Onun ahlaksız konuşması daha da azdırdı beni…

“Deme öyle kız… Sikecek gibi falan… Ya Hasan’a ne dersin? Nasıl da iştahla bakıyordu sana… Ah, şu senin seksiliğin yok mu karıcığım… O tecrübeli adamı bile kendine hayran bıraktın.”

“Öyle mi diyorsun?” dedi karım, şeytanca gülümseyerek öpüştü benimle… “Sikecek gibi bakıyordu değil mi?” Çılgınca seviştik karımla…

Hafta sonları plaja gitmezsek, biz erkekler maç seyrediyor, hafta arasında da poker için bir gece buluşuyorduk. O gecelerde yine Hasan bize çapkınlık maceralarını anlatıyor eğlendiriyordu.

Yeni takıldığı evli bir kadın vardı son zamanlarda… En çok onu anlatıyordu. Anlaşılan tam bir maldı kadın…

“Her istediğimi yapıyor azgın orospu…” diyordu. Kocası işe gidince kadın arıyormuş. Hasan da daha kadın yataktan kalkmamışken kendi anahtarıyla giriyormuş yatak odalarına… Kadını öyle terbiye etmiş ki, yatağın ortasında domalıp bekliyormuş Hasan’ı…

“Vayy… Şanslı köpek…!” diyerek tebrik ettik. Sanki biz yapıyormuşuz gibi heyecanlandık.

“Öyle güzel bir götü var ki arkadaşlar… Zaten kendisi de güzel ya… Fakat amından çok götünü sikiyorum kaltağın…” diyordu.

Kadının götüne alırken acıdan kıvranmasını, inleyip bağırmasını öyle güzel anlattı ki kendimizden geçtik. Bir dahaki sefere bize göt deliğinin resmini getirecekti. Pokerde kazanana göstereceğini söyledi.

“Çok adisin Hasan” dedi Mehmet. Hepimiz Güldük.

Bir sonraki hafta gerçekten telefonunda kadının resminin olduğunu söyledi. Oyunda para yerine resmin olduğu telefonu koydu. Hepimiz itiraz etmeden kabul ettik sürdüğü peyi, heyecanlanmıştık.

Pezevenk o eli kazandı. Hevesimiz kursağımızda kaldı. Ondan sonraki ellerde de para yerine resmi yatırdı. Kendisi de göstermek istiyordu belli ki… Mehmet bir eli kazanınca, Hasan telefonu eline aldı. Resimleri açtı.

“Bak, şu ilk resim kadının sikilmeden önceki hali…“ dedi. Mehmet,

“Offf… Nefis… Daracık lan bu göt deliği… Sadece bu mu? Yüzünü çekmedin mi?” dedi.

“Yok artık sen de… İfşa edecek halim yok ya siktiğim karıyı… Evli kadın, kocası var. Bak, bu da yarım saat sikildikten sonraki hali…” diye gülerek tekrar uzattı. Mehmet bu kez,

“Ohhaa…! Naapmışsın karıyı sen böyle ya?“ dedi şaşkınlıkla. Metinle ben meraktan ölüyorduk ama bize göstermiyorlardı. “Tünel olmuş bu ulan” dedi Mehmet yine… Hasan gururla gülümsüyordu.

“Bunu bana göndersene Hasan… N’olur lan, otuzbir çekmek isterim buna…” diye itiraf etti Mehmet. Hasan,

“Olmaz” dedi “Değeri düşer. Kazandıkça bakabilirsiniz sadece…”.

“Çok adisin abi yaa…” dedik ama gecenin sonuna doğru Hasan hepimizin resmi görmesini sağladı. Bu çok yakın çekimler çıldırtıcıydı. Gerçekten de deliğin geçirdiği değişiklik inanılmazdı.

Bu daracık şey nasıl böyle kocaman bir delik olabilirdi? Kadına acımak mı lazım, sevinmek mi bilemedim. Benim pek tecrübem yoktu bu konuda… Melek hoşlanmadığı için biz yapmazdık. Çok ısrar etmeme rağmen ucunu bile sokturtmamıştı bana…

“Acıyor, asla yaptırmam…” deyip kestirip atardı. Tabii bunu poker arkadaşlarımla paylaşacak değildim.

İşler ve arkadaşlıklar arasında yaz güzel geçiyordu. İşyerinde terfi etmem söz konusuydu… Daha çok çalışıyordum. Bir sabah tabletime bir mesaj geldi. Hasan’dan geliyordu mesaj…

“Sabah işim var. Öğleden sonra saat 2 de gelebilirim. Hazır ol” diyordu. Şaşırdım. Bunu beklemiyordum. Tam gelen mesaja “Anlamadım?” diye cevap yazmak üzereydim ki sabah aceleden yanlışlıkla Melek’in tabletini aldığımı fark ettim.

Çarpılmış gibi kalakaldım o anda… Gelen mesaj bana değildi, karım içindi.

Birden kafamda bir şimşek çaktı. Hasan Melek’le buluşuyordu. Ne için gelecek olabilirdi? Benim biricik karım, tek aşkım, herkesten çok güvendiğim insan… Karım beni aldatıyor muydu yoksa?

Hem de Hasan’la… Aman allahım… Yoksa… O nasıl becerdiğini ballandıra ballandıra anlatıp durduğu, bize göt deliğinin resimlerini gösterdiği evli kadın benim karım mıydı?

Resmi hatırlamaya çalıştım. Karımın olabilir miydi o sikilmekten açılmış göt deliği…? Resmen iptal olmuş, aptallaşmıştım. Ne düşüneceğimi şaşırmış vaziyetteydim. Çalışabilecek durumda değildim. Hemen eve gidip karımla konuşmam lazımdı.

Eve zamansız geldiğimde kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Melek mutfaktaydı. Neşe içinde cıvıldayarak yemekle uğraşıyordu. Aşığına bir şeyler hazırlıyordu sanırım. Sikicisini seviştikten sonra besleyecekti sanırım kahpe…

Beni görünce şaşırdı şöyle bir… Hatta bozuldu diyebilirim. Aldırmadım. Çantamdan çıkarttığım tableti titreyen ellerimle ona doğru uzattım. Ekrandaki Hasan’dan gelen mesajı gösterdim.

Bakar bakmaz anladı, başını çevirdi, yüzü kıpkırmızı oldu. Bu her şeyi itiraf etmek demekti. Gözleri doldu. Konuşamıyordum. Melek benden önce kendini toparladı. Başını kaldırıp normal bir sesle,

“Evet” dedi. “İnkar etmenin alemi yok, iki aydır Hasan’la beraberim.” Sesim titreyerek,

“Peki ne yapacağız Melek?” diye sordum. Sanki suçlu olan benmişim gibi… Aldatırken kocasına yakalanmış bir kadının ezik psikolojisi yoktu karımda… Umurunda bile değildi benim durumum… Bir an bile korkmamıştı.

“Hasan’dan ayrılmak istemiyorum. Ona çok bağlandım. Seni seviyorum. Kocamsın. Ama onsuz da olamam sevgilim….”

“Ama… Ama onunki bağlanmak değil Melek… Poker partilerinde seni nasıl siktiğini anlatıp duruyor bize, arkanın ne hale geldiğinin fotoğraflarını gösteriyor. Arka diyorum kibarca, ama bütün erkekler senin götünün deliğine bakıyor aşkım…”

Bir an durakladı. Sonra omuzlarını silkti. Dünya yansa umurunda değidi karımın… Dediği gibi körü körüne, büyülenmiş gibi bir vaziyeti vardı.

“Ne olursa olsun… Durum bu… Bunu böyle kabul etmen lazım… Yoksa… Bilmiyorum…”

Bir şey diyemedim. Donup kaldım. Halbuki karıma Hasan’ın ne adi bir ibne olduğunu, onu sadece cinsel bir mal gibi kullandığını söylemek istiyordum. Söyleyemedim. Zaten söylesem de bir faydası olmayacaktı. Her şeyi göze almış bir kadın vardı karşımda…

Evden çıktım. Sokaklarda avare avare dolaştım. Konuşacak birine ihtiyacım vardı. Aklıma ilk gelen Metin’i aradım. Utanıyordum ama konuşmam lazımdı biriyle… Metin de iyi bir dinleyiciydi, görüşlerine güvenirdim.

Metin’le bir kafede oturduk. Merakla konuşmamı bekliyordu. Yıkılmış halimden önemli bir şeyler olduğunu anlamıştı. Olan bitenin hepsini anlattım. Mesajı, karımın verdiği ültimatomu, pervasız hareketlerini… Sonunda,

“Ne bileyim dostum…” dedi. “Normal şartlarda, normal bir erkek cinayet işler bu durumda ama… Sen modern görüşlü bir insansın. Ayrılmak istiyor musun peki?” diye sordu.

“Hayır, asla ayrılamam. Seviyorum Melek’i…” dedim

”O zaman… Melek de ondan ayrılamayacağına göre… Zamana bırakacaksın, her şeye katlanacaksın dostum…“ dedi.

Benim de eğilimim o yöndeydi aslında. Kimseye söylememesi için uzun uzun rica edip ayrıldım. Biraz daha sokaklarda dolaşıp eve döndüm. Öğleden sonra olmuştu bile, saat bir gibiydi.

Melek beni bekliyordu. Sessiz ve sakin halimden bir şeyler anlamıştı her halde… Yüzüne baktım, utançtan kısılan bir sesle,

“Senden ayrılmak istemiyorum Melek…” dedim. “Boşanmak istemiyorum.”

“Peki… Hasan olayı ne olacak?” diye sordu. Biraz rahatlamış gibiydi.

“Lanet olsun. Duruma razıyım. Ne yaparsan yap… Dedim ya, senden ayrılamam ben…” Karımın yüzü gülmeye başladı.

“Bunun çok gizli kalması gerektiğini söylememe gerek yok herhalde…” Bu kez yüzü daha bir aydınlandı. Utanmasa kahkaha atacaktı sevgili karım,

“Hasan’a söylemem gerek ama…” dedi. Sonra ekledi “Daha çok zevk alır Hasan… Boynuz takmak hoşuna gidiyor.” dedi utanmazca sırıtarak, üstüne basa basa… Ardından “Saat iki gibi gelecekti biliyorsun. Biraz sonra burada olur.” dedi.

Buna hazır değildim. Bu kadar büyük bir sorunumuz varken telefon edip “Bugün gelme Hasan, kocam öğrendi” demiştir, bu inceliği göstermiştir diye düşünmüştüm. Oysa bunun yerine bana,

“İstersen Hasan gelmeden sen çık dolaş bir süre…” dedi. “Sanırım onun evde olmasını ve yapacaklarımızı bugün pek kaldıramazsın. Benim de Hasan için hazırlık yapmam lazım. İşimiz bitip o gidince ben seni çağırırım.” dedi.

Bu duyarsızlığına inanamadım. Çok kızdım, sinirlendim, ama başka da çarem yoktu galiba… Kös kös çıktım evden… Sevgili karımın sevgilisine hazırlanması için onu yalnız bıraktım.

Nasıl bir hazırlık yapacaksa artık… Hasan anal seks meraklısı olduğundan mutlaka anal yapacaklardı. Önceden lavman mı yapacak, temizlenecek mi, jartiyer filan mı giyecek, bilmiyordum ki…

İşe gittim bir kaç saat orada kendimi oyamaya çalıştım. Zaman geçmek bilmiyordu bir türlü… Ben çalışmaya çalışırken, Hasan evimde, benim yatağımda karımı sikiyordu. Mesai bitimine yakın Melek aradı.

“Gelebilirsin aşkım” dedi. Kendi evime gitmek için izin gelmişti. Moralim yerlerde, bozuk bir halde geç saatte eve gittim. Melek de yorgun, bitkin bir haldeydi. Sevgilisini uğurlamış, kocası geldiğinde başını bile kaldıracak durumu yoktu.

Hasan epeyce hırpalamış olmalıydı karımı… Durum onu gösteriyordu. Dudakları örselenmiş, öpülüp emilmekten şişmiş, saç baş dağılmış durumdaydı. Orasında burasında etinde morluklar, üzerine geçirdiği sabahlıkta yer yer ıslak lekeler görünüyordu. Sperm olmalıydı bu lekeler, ortağımın dölleri… Dayanamadım,

“Çok yorgun görünüyorsun.” dedim yüzüne bakarak…

“Evet aşkım, çok ama çok yorgunum… Bittim…” dedi kısaca… Orospu çocuğu Hasan… Benim güzel, narin karımı, öpmelere kıyamadığım sevgili karımı mahvetmişti sike sike, darmadağın yapmıştı…

O gece ev pek sessizdi, neredeyse hiç konuşmadık. Melek yatak takımlarını bile değiştirme gereğini duymamıştı. Yanıbaşımda, kendinden geçmiş kırık bir kukla gibi yatağa serildi, uykuya daldı hemen…

Bense buram buram yabancı bir erkek teninin kokusunun sindiği, Hasan’ın terinin koktuğu, akıttığı spermlerinin ıslak ıslak üstüme bulaştığı yatakta sesimi çıkartmadan uyumaya çalıştım.

İki gece sonra poker gecemizdi. Hasan’ın yüzüne nasıl bakacağımı düşünüyordum. O resimleri yine para yerine sürecekti. Nasıl katlanacaktım bu sefil duruma?

Poker gecesine ayaklarım geri geri giderek ayrıldım evden. Zaten artık Metin de biliyordu o kadının karım olduğunu… Belki Mehmet de biliyordu. Belki değil, mutlaka biliyordu. Oyun başladı. Görünüşte herkes normal davranıyordu. Fakat kaçamak bakışlardan, mimiklerden herkesin olayı bildiğini anladım.

İçine düştüğüm durumu Metin’e anlatırken aramızda sır olarak kalmasını istemiştim ondan… Fakat anlaşılan böyle matrak bir konuyu anlatmadan duramamıştı Metin… Rezil olmuştum. Tam bir rezaletti.

Hasan ise kaçamak filan değil, direkt gözlerimin içine alay edercesine, istihzayla bakıyordu bana… Her zamanki gibi oyun kızışıp sikiş hikayelerini anlatmaya başladığında ben rahatsızlığımı gizlemeye çalışıyordum. Anlattığı sikiş olayının kahramanı elbette karımdı.

Ballandıra ballandıra ismini vermeden kocasının yatağında kadını nasıl becerdiğini, isterik kadının götünü sikmesi için nasıl yalvardığını anlatıyordu. Bana ara sıra bakışlar atıp, benim kızarıp bozulmamdan keyif çıkartmaya çalışıyordu sanki…

Karımın resmine tekrar bakma fırsatı olduğunda Metin’in de heyecanlandığını ama bana belli etmemeye çalıştığını hissettim. Telefonda karımın resimlerine bakarken heyecanlanmıştı. Karımın sikilmiş götünün resimlerine bakıyordu herkes… Offf… Ne büyük utanç…

O gece Hasan sırf bana karımın sikilmiş resmini göstermek için bir el de bana özellikle yenildi.

Ben de diğerleri gibi titreyen ellerimle Hasan’ın telefonundaki resimlere baktım. Zor bir duyguydu karımın arka deliğinin öyle bollaşmış halini görmek. Özellikle sanki başka bir kadının resimleriymiş gibi Hasan’a yaptığından dolayı iltifat etmek çok ağırdı. Olayın ne olduğunu odadaki herkes biliyordu oysa…

Hasan o anların her saniyesinin zevkini çıkardı. O gece eve döndüğümde Melek beni gülerek karşıladı. Hasan ben daha eve varmadan ona telefon ederek olayı anlatmış. Çok keyif almış yaptığından… Karımın da hoşuna gitmişti yaşadıklarım… Gülümseyerek karşımda kalçalarını okşarken,

“Gerçeğini görmek ister misin hayatım? “ dedi şımarık bir şekilde… Kendime engel olamadım. Heyecanla,

“Evet! “ dedim. “İsterim. Çok isterim hem de…”

Soyunup bana da domalacağı, götünün son halini gösterip o genişlemiş deliğini bana da siktireceği beklentisiyle sikim sertleşmeye başlamıştı bile… Önümdeki kabarıklığı ve aşırı istekli halimi görünce bir kahkaha attı karım,

“O zaman Hasan’dan rica et canım… Bir dahaki sefere senin yanında siksin beni… Sen de gerçeğini görmüş olursun. Hahahaha! “ diye gülüp yatak odasına, uyumaya gitti.

Adeta beynimden vuruldum o anda… Orospu benim zayıflığımla alay ediyor, beni aşağılıyordu. Fakat yapacak bir şeyim yoktu. Çaresizdim. Ben de gidip yanına yattım. Uyuduk.

Gündüzleri ben işte çalışırken, Hasan’ın gelip karımı becerdiğini düşünmek artık normal bir rutin halini almıştı benim için… Karım akşamları bana onunla birlikteyken yaptıklarını anlatmaktan özel bir zevk alıyordu. Bu belliydi. Detaylarına kadar anlatıyordu orospu…

Hasan nasıl sikmiş, evin nerelerinde sevişmişler, kaç posta sikilmiş, herif onu hangi pozisyonlarda sikmiş… Bazen, çok seyrek ama, teselli ikramiyesi verir gibi bacaklarını açıp yatıyordu altımda… Ben onu sikmeye çalışırken, o durmadan anlatıyor, anlatıyordu. Üstünde debelenirken, çaresizce karımın kulağımın dibinde anlattıklarını dinlemek zorunda kalıyordum.

İşlerim yoğunlaşmıştı. Yetiştirmemiz gereken bir iş dolayısıyla hafta sonu da dahil geç saatlere kadar çalışmam gerekiyordu. Pazar akşamı derbi maçını kaçıracağım için canım sıkkındı. Eve gidip karımla maçı seyredemeyeceğim için üzgündüm.

Fakat önemli bir evrak eksikliği yüzünden o gece çalışmayacağım ortaya çıktı. Kimse neden eve gidiyorsun diyemezdi. Çok sevinmiştim. Maç başlamadan eve yetişebilecektim. Hemen fırladım. Melek’e de güzel bir sürpriz olacaktı.

Kapıyı açıp içeri girdiğimde bir gariplik hissettim. Salona girdiğimde şaşkınlıktan dona kaldım. Hasan kanepede televizyonun karşısına kurulmuş ayaklarını ortadaki sehpaya dayamıştı. Yarı çıplaktı. Üzerinde baksırından başka bir şey yoktu. Beni görünce,

“Hoş geldin Tarık… Seni beklemiyorduk?” dedi şen bir sesle. Ben hala şaşkın şaşkın bakınırken yatak odasından karım çıktı.

Üstünde bir Fenerbahçe forması vardı sadece… Uçları belirgin bir şekilde görünen göğüslerinde sütyen olmadığı gibi, külot izi de yoktu. Formanın içinde yılan gibi çırılçıplaktı karım… Poposunun altı açıktaydı. Güzel, uzun bacakları ojeli ayakları ile muhteşem görünüyordu. Oturduğunda her tarafının ortaya çıkacağı besbelliydi.

“Aaaa! Kocacığım nerden çıktın sen? Hiç beklemiyordum.” dedi tutuk bir şekilde, formanın eteğini çekiştirerek… Utanmıştı nedense… Daha önceki rahat ve meydan okuyan tavırlarının tersine, benim birlikteliklerine şahit olmamdan sanki biraz rahatsız olmuştu. Gereksiz… Hasan,

“Yahu adam evine gelmiş. Bir hoş geldin demez mi insan kocasına?” diye karıma takıldı. Karım,

“İşim çok deyip duruyordu da… Biraz şaşırdım o yüzden…” diye kendini açıkladı. Bana da zoraki bir gülümsemeyle ”Hoş geldin canım…” dedi. Hasan,

“Aramızda teklif mi var canım? Arkadaşız şunun şurasında… Gel Tarık, gel. Otur! Çok heyecanlı olacak bu maç…” dedi. Sanki çok normalmiş gibi oturmak için kanepeye doğru yürüdüm. Hasan karıma dönüp,

“Hadi güzelim bana ve kocana soğuk birer bira getir” dedi. Ben karımdan böyle bir şey istesem “Kendin alsana!” der, terslerdi. Ama Hasan’a,

“Tamam canım… Hemen…” diyerek muhteşem kalçalarını çalkalaya çalkalaya mutfağa gitti. Biz iki erkek arkasından baktık. Poposunun formadan açıkta kalan çıplak kısmı çok güzel görünüyordu. Yuvarlak, taş gibi, sikilesi…

Dikkatimi çekti yalnız, yürüyüşü biraz garipti. Küçük küçük adımlar atıyordu. Sanki çişi gelmiş de tutmaya çalışıyor gibi… Yanına oturduğumda Hasan kulağıma yaklaşıp.

“Yürüyüşünü görüyor musun?” diye sordu. “Öğlenden beri üç posta dostum… Üç posta, sadece götten siktim… Onun için kaportası kaydı.”

Nasıl bir adamdı bu ya? Bana nasıl söylerdi bunları? Karıma nasıl yapardı bunları? Karım bu adamdan nasıl hoşlanırdı? İyice bozuluyordum duruma. Ama allah beni kahretsin, müthiş bir şekilde, alabildiğine tahrik olduğumu da fark ettim. Sikim kalkıyordu.

Karım elinde biralarla geldi. Bize iki şişeyi uzatırken,

“Kötü haber çocuklar…” dedi. “Başka bira yok…” Hasan

“Aaaa olmaz öyle! Tarık şimdi gidip bize alıp gelir. Değil mi Tarık’cığım? Sen hala giyiniksin. Biz ayıp söylemesi, öğlenden beri soyunmuş vaziyetteyiz de… Daha sen gelmeden hemen önce formayı giydirdim Melek’e… Maç başlıyor diye…” Kendisi de koltuğun üstündeki fener formasını geçirmişti üstüne,

“Tabii canım, lafı mı olur?” deyip kalktım. Karıma döndü Hasan,

”Yanındaki ceketimin cebimden cüzdanımı veriver bakim yavrum…” Karım bir hayli kalın ve şişkin cüzdanı Hasan’a getirdi. Hasan da içinden çıkardığı bir tutam parayı saymadan, salkım saçak, çocuğa uzatır gibi bana uzattı.

“Ama lütfen buz gibi olsun. Ilık biradan nefret ederim dostum…” Bir şey demeden alıp çıktım.

Elimde biralarla döndüğümde Hasan beni bir kahraman gibi karşıladı. Biraları buzdolabına koyup geldim. Karım Hasan’ın bir yanında oturuyordu. Ben de öteki yanına yerleştim. Maç başlamak üzereydi. Hasan,

“Bu gece size fena geçireceğiz” dedi. Karım bana dönüp,

“Hasan koyu Fenerli kocacığım…” deyince ne demek istediğini anladım. Ben ve karım diğer takımı tutuyorduk. “Hadi kocacığım sen de çıkart iş kıyafetini…” dedi sonra…

Hala tam olarak olup bitenin şaşkınlığını atamadığım için söylenenleri yapmakla durumu kurtarmaya çalışıyordum. Değişmek için içeri giderken, Hasan karıma saldırırmış numarası yapıp.

“Attığımız her gol için o güzel götüne bi kere daha koyacağın senin” diyordu.

“Sen bir hayvansın biliyor musun? Otururken bile zonkluyor arkam” dedi. “Yok bu akşam, sana başka göt veremem.”

“Ben azarsam yok mok dinlemem biliyorsun. O delik sikilir. Bi daha istersem bir daha sikilir. Sen istesen de sikilir istemesen de…”

“Ay, Hasan lütfen şu maçın keyfini kaçırma n’olur…”

Üstümde şort ve formayla salona döndüm. Birazdan maç başladı. Gittikçe heyecanlanıyordu. Biz de bağırıp duruyorduk. Odada gerilim artıyordu. Hele takımının aleyhine faul çalındığında Hasan çok sinirlendi. Bas bas bağırıyordu.

“Pezevenk hakem…!” diye kükredi.

Maç istediği gibi bitmeyince Hasan çok çok kızmıştı. Öfkesini karımdan alacağı besbelliydi. Kazansa da kaybetse de sikeceği belliydi ama şimdi karım adına korkuyordum.

Hasan yerinden kalktı karıma döndü kolundan yakalayıp divana yatırmaya çalıştı. Melek elinden kurtulmak için bir hareket yaptı.

“İstemiyorum Hasan!” diye öfkeli ve kararlı bir sesle bağırdı. “Acıyor artık yaa… Yeter valla!”

“Kocandan mı utanıyorsun kaltak? Gel buraya. Azdım yine. Dön arkanı. Domal!”

Karım direniyordu. Melek’in yakaladığı kolunu bükerek domaltmaya çalışıyordu. Bunu yaparken de,

”Resmen senden çekiniyor şıllık…” dedi bana, “Kendisi yalvarır ha normalde, sik beni diye…” dedi. Dayanamadım,

“Hasan zorlama istersen. Kolunu kıracaksın” dedim, “Zevk almayacak baksana”

“Eee! Benim zevkim nolacak ulan? Bu siki nereye sokacağım ben? Bak bir sokayım, orospu iki dakika sonra eşek gibi anırmaya başlamazsa bana da Hasan demesinler”

Nasıl konuşuyordu karım hakkında bu adam benim yanımda… Ne sesinden bahsettiğini de anlamamıştım. Melek hiç öyle sesler çıkartmazdı.

Bütün direnmelerine rağmen Hasan karımı yüzükoyun yatırmayı başardı kanepeye… Üstüne çıktı. Kendi formasını çıkarmıştı zaten, karımınki de yukarı kadar sıyrılmıştı. Dolgun yuvarlacık kalçaları her zamanki gibi çok davetkar görünüyordu.

Hasan karımın bacaklarını bacaklarının arasında sıkıştırıp Melek’in ellerini arkada birleştirdi, sıkıca tuttu. Diğer eliyle yarağını tutup ustaca tükürükledi. Karımın kalçalarının arasına dayadı. Tek kasık hareketiyle soktu karıma anladığım kadarıyla… Karımdan kesik bir,

“Ahhh!” sesi çıktı. Bir hareket daha yapıp iyice geçirdi. “Hasan yavaş!” dedi.

Biraz kızgınlık vardı sesinde. Hasan karımın üstünde ileri geri oynamaya başladığında ben de kendimden geçmeye başlamıştım. Elim şortumun üstünden sikime gitti. O sırada Hasan bana,

”Kocası… Şuradan benim telefonumu al da videomuzu çek bakim…” dedi. Dediğini yapıp çekmeye başladım. Karıma da,

“Tanınmak istemiyorsan başını öteki tarafa çevir yavrum… Bunu bizim çocuklara göstereceğim. Yüzünü görmesinler… Gördün mü Tarık, ne kadar düşünceli adamım ben…” dedi. Bir elimde Hasan’ın telefonu, öteki elim sikimde onları seyrediyordum şimdi.

Hasan hızlandıkça karım inlemeye, ahlayıp oylamaya başladı. Biraz daha sert sokmaya başladığında ise sesi iyice garipleşti. “Ayy… İyy.. Ayy… İyy…” diye bağırıyordu. Resmen Hasan’ın dediği gibi adeta anırıyordu karım.

“Çekiyorsun değil mi amına koduğum dümbüğü? Anırması çıkıyor değil mi?“

Hiç olmazsa benim sesim tanınmasın diye evet anlamında başımı salladım. Yaklaştım. Üstten Hasan’ın sikinin karımın götüne girip çıkışını çekmeye başladım. Gerçekten genişlemişti karımın götü. Ne kadar rahat girip çıkıyordu. Am gibi olmuştu.

Dakikalar geçmiş, karım çırpınıyordu şimdi… Hasan çok seri sokup çıkarıyordu artık… Bu sırada karım o tipik, kendine has anırmayı andıran zevk feryatlarıyla boşalmaya başladı.

Pençelerini karımın kalçalarına geçirmiş, kendine çekip çekip duruyor, kasıkları karımın götüne vurdukça şap şap ses çıkarıyordu. İkisi de o kadar çok yüksek sesli sevişiyordu ki komşular ne olduğunu merak etmişlerdir kesin…

Hasan’ın boşalması da hemen arkasından geldi. O da kalın kalın, boğa gibi böğürerek karımın götüne boşalttı spermlerini… İkisi de nefes nefeseydi. Ama karım hiç görmediğim halde soluyordu. Birazdan video çekmeyi bırakmayı akıl edebildim. Hala onlara bakıyordum şaşkınlıkla… Ben bunu hiç yaşatamamıştım karıma…

Hasan doğruldu. Kanepede Melek’in ayaklarını itip oturur duruma geçti. Sigaraya uzandı ama yetişemeyince bana seslendi,

“Versene lan şunu” diye çıkıştı. “Misafir gelmişiz evine amına kodumun… “

Çok bozuldum ama yine de bir şey söylemeden sigarasını verdim. Çakmak için de tekrar laf işitmek istemediğimden hemen bulup yaktım sigarasını…. Kaba herif, ne olacak…

“Hasan, aslında biz evde sigara içmiyoruz ev sigara kokmasın diye… Bunu iç de başka içme lütfen…” dedim. O cesareti nereden bulduğuma da şaşırdım cümlem bittiğinde… Bana öyle bir baktı ki o an fark ettim hatamı…

“Ulan göt…! Sana mı soracağım nerde sigara içeceğimi? Karını sikmek için sana mı sordum gavat? Amından mı sikeyim, götünden mi sikeyim diye senden izin mi aldım ulan?”

Hiç bir şey diyemedim. Karımın yanında daha fazla rezil olmaktan korktum. Karım tamamen ayılmadan, kendine gelmeden Hasan’ın gönlünü almalıydım. Kül tablası getirdim. Önüne koydum. Özür diler bir sesle,

“Kusura bakma Hasan. Vallahi aklım başımdan gitti sizi seyrederken de… Ne dediğimi bilemedim. Gerçekten çok iyiydin. Neydi o çıkarttığın sesler karımdan yaaa? “ Biraz pohpohlarsam kızgınlığı geçer diye düşünmüştüm.

“Senin karı çok iyi, amına koduğumun… Sitede siktiğim en iyi kancık senin karın valla… İnan bana…” dedi sigaranın dumanını suratıma üflerken…

İşe yaramıştı yaptığım yağcılık… Kızgınlığı geçmiş, hatta biraz gülümsemişti bile…

“Gel bak gel!” dedi sigarayı tutmayan eliyle karımın kalçasını araladı. “Görüyor musun deliği? Nasıl açıldı. Resimlerdekinin gerçeğini gör işte. Karınla ne kadar iftihar etsen yeridir.”

Gerçekten öyleydi. Hasan’ın kalın yarağını defalarca yemekten iyice açılmış, kıpkırmızı olmuştu zavallı karıcığımın göt deliği… Beyaz spermler sızıyordu hala o kırmızı delikten… Elim farkında olmadan sikime gitti. Sonra utanıp çektim.

“Kalktı mı lan senin yarak?” dedi gülerek. Ben de Hasan’ın pervasız sertliğinden ürkerek, çarpılmış ağzımla gülmeye çalışarak,

“E… Evet…” dedim.

“Asılmak ister misin pezevenk? Ha? Karının sikilmiş götüne baka baka otuzbir çekmek ister misin?”

“İsterim.”

“Öyleyse dışarı çıkartmadan asıl orda… Sikini görmeyeyim sakın, midem bulanmasın.“

Elimi tükürükleyip şortumun içine soktum. Otuzbir çekmeye başladım. Gözlerimi karımın genişlemiş göt deliğine dikip kendimden geçiyordum. Biraz kapanır gibi oldukça beyaz beyaz döl çıkıyordu dışarı. O kadar çok azmıştım ki kısa zamanda hemen geliverdim. Hasan bana bakıp gülerek,

“Ne gavatsın lan oğlum sen… Ben senin önünde karını sikiyorum, sen karının sikilmiş götüne bakıp otuzbir çekiyorsun, yavşak ibne…” dedi.

Boşalıp cinsel dürtülerim tatmin olduğu için aklım başıma gelmişti. Ağır bir utanç duygusu sarmaya başladı benliğimi…

Yüzükoyun, baygın gibi yatan karımın hala döl sızan göt deliğine son bir bakış atıp,

“Temizleneyim ben…” dedim.

Karım ve sikicisini salonda baş başa bırakıp hızlı adımlarla banyoya doğru resmen kaçtım.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

The Sand Dollar

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Shay felt the morning sun touching her face, wrapped in her terry cloth robe on the deck facing the beautiful blue waters. She loved getting away to the condo at Ft. Walton Beach Florida with guest, but this time she wanted her time alone.

The condo was a two story unit. Four bedrooms and three full baths downstairs, a laundry room as well. Upstairs was a Chefs kitchen with all the kitchen necessities one needed. A huge living area with an entire wall of glass facing the ocean. Sliding doors opened onto a large balcony over looking the beautiful Gulf, known as the Emerald Seas, trimmed with white sand. There was a hot tub on the balcony. A bathroom on the top floor as well. A stocked bar and wood burning fireplace. The decor upstairs was heavy white wicker and nautical touches everywhere. The sleeping area was all pastels, wood and shells. Lots of silk trees and plants throughout the condo. There was a deck outside French doors on the ocean side of the condo downstairs, this being the master suite. a hot tub was there.

Her flight was a late one so she had hopped into a rental car at the airport and drove to the condo on Okaloosa Island. A little tired from her flight, she slept on the sofa. Today she would stock her little hideaway on the beach with the things she needed. A weeks supply of food and drink. She would also stop by her favorite Boutique. It was a ritual, when she arrived at the beach, she always went purchased a new swimsuit from the same “Boutique by the Sea,” a different suit for each day she would be there.

Shay was startled by a fairly loud crashing sound from the neighboring condo and looked to see what was the cause of it. A strong Gulf breeze had caught the umbrella on the patio next door. She got up and slipped on her beach shoes and headed over there. As she reached for the umbrella, a man came through the sliding doors with his cell phone to his ear. He was a nice looking man. Light hair, real clean cut. He had on a bright pair of black beach shorts with colors of blue, yellow and green that went to his knees. No shirt allowing Shay to see every detail of his tanned, toned chest and stomach. She couldn’t help but notice that patch of dark hair starting on his lower stomach and disappeared into his shorts.

“Later!”, the man said quickly as he closed his cell phone and reached for the almost airborne umbrella. He caught a glimpse of Shay as he secured the umbrella and never looked away from her. He glanced at the hem of her short terry cloth robe flapping open just above her knees due to the strong breeze. He could not help but notice her short, tanned, curvy legs. Her hot pink toenails made her tan look even darker.

“You got it?” Shay asked as she grabbed the front of her robe securing it smiling that killer smile she had.

“Yes,” the man replied as he turned to his neighbor, ” I believe I have.” He offered his hand and replied, ” Hello, my name is Scott.”

Shay offered her free hand and told him,” Well nice to meet you Scott, I am Shay, never can trust the ocean breezes huh?” Scott took her hand and they exchanged a warm handshake.

“Thought the place was empty,” Scott stated as he glanced over at Shay’s condo.

“Just got in last night late. How long you been here?” Shay asked, as she pulled her hand away to hold her hair from blowing in her face.

Scott smiled at her as her hands were so busy, “Two days. My friend and I came for a week of R & R.”

“Well, I am happy to know I have a neighbor. Maybe the three of us can have dinner one night. I will get with her as to when would be good for you two. I am alone for the week and would love the company.”

Scott smiled as he informed Shay that it was he and a buddy there for a week. Then he replied,” I hope the invitation is still there.”

Feeling a little embarrassed by her assumption, she assured Scott that they would get together maybe for drinks at the ‘Beach Hut,’ the night spot in walking distance. They have great food as well she added. Shay then excused herself and went back inside so she could get her day started.

Scott could not help but watch her as she strutted back to her place still holding the robe down from the strong breezes. In doing so it was giving him a great look at the shape of her butt under that robe.

Shay stopped at the Boutique first. As usual, the store owner, a happy lady in her fifties swarmed her as she walked in. “Hello Ms. Ann!” Shay shouted as she waved at the little blonde lady behind a rack of summer clothes. The two embraced and hugged like old friends.

After hellos were exchanged Shay told her, “Ms. Ann, five is the lucky number this time. I need five of your hottest swimsuits with sarongs and the sandals to go with them.” Knowing her size by memory now, Ms. Ann started removing suits and sarongs and swishing Shay away to a dressing room talking about how long it had been since she had seen her. Ms. Ann had her trying on suits and checking out within an hour ankara escort and a half. They hugged and Shay took her purchases and headed to the grocery store, liquor and florist.

As she pulled up at the condo, she noticed a man walking towards the wooden walkway that was shared between the two condos. He was a nice looking man. Dark curly hair. Nice body as well. He was wearing some floral Hawaiian beach shorts with a white tank top. He was looking at something he held in his hand very close until he heard the bell ringing as Shay opened the car door. He then looked her way as Shay opened the trunk. Scott was watching her from the lower deck. As he started walking towards her he was telling her, ” Shay, you came to my rescue this morning, let me help you get your things inside.”

“Thank you Shuggar but I can manage this,” she replied with that smile.

At that moment Scott whistled for the approaching man to come and help. “I want you to meet my buddy Bob,” he replied.

Shay offered her hand as she seen a smile spread from ear to ear on Bob’s face. Bob slipped his recent found treasure into her tiny hand and said, “Take this sand dollar, I have heard when someone finds a sand dollar that is not chipped in anyway, if he passes it along to someone else with an hour, they will have a good time in some way.” He gave her a quick wink. “Hello neighbor!” Bob teased as Scott handed him bags of groceries. ” I am Bob, friend to all,” he stated without bit of shyness.

Shay flashed him a friendly smile and began to gather her packages from the Boutique. ” Hi ya Bob…nice to meet you, I am Shay.”

All the bags were upstairs and Bob and Scott were about to leave when Shay thanked them. She asked if they had checked out the ‘Beach Hut’ yet. Scott told her he had been there and was very impressed with the band and the night life. He asked if she would be there, he would like to buy her a drink. Shay told them she was not sure of her plans yet but if she made it there, she would take him up on his offer.

The rest of the day was quiet. Shay walked the beach in one of her suits. It was a yellow top cut like a push up bra. Very revealing, a real eye opener. There were neon green swirls on the top and bikini bottoms. The sarong was a sheer neon green. The sarong was draped to one side and hanging on her hips. She didn’t need a neon color to attract attention. Her confidence in her appearance was very obvious to all. She picked up a few shells. She remembered what Bob had told her earlier about the sand dollar he passed to her. As she glanced to the condo, she seen Bob watching her from their balcony. He waved and she waved back. Shay continued to walk and watch the waves nip at her feet.

Bob continued to watch Shay as he sipped on his Bourbon and Coke. It had been awhile since Bob had held a woman. He was recently out of a 2 year relationship and was going slow about dating. This TEXAS lady had sure caught his eye. Just watching her tanned body walking along the white sand and seeing the crystal blue water foaming up around her feet. He could feel his excitement. He lifted himself up a little from the bar stool he was perched on to adjust his growing cock when he heard Scott speak from behind him, “She is a looker isn’t she?” he said as he too watched the sexy neighbor on the beach. She had stopped and was talking with a couple that was walking hand and hand.

Bob never made eye contact with Scott, he just agreed with him with a grunted,”Uh huh.”

“Hope she makes it to the ‘Beach Hut’ tonight. I think I might be able to spend a little time with her, just being neighborly of course.” Scott stated as he also felt a surge of testosterone.

At that time Bob looked at Scott and reminded him of a pretty lady by the name of Sharon he seem to be having a good time with the night before. He then added, ” I can help Shay get home safely if she shows up. That’s the least a good neighbor could do.”

A laugh was heard over his shoulder from Scott and then Bob was told, “I think Shay may require a special touch Buddy…”

Bob then laughed very loud and told Scott the days of him being the ‘Mac Daddy’ was gone. There was a time when they were roommates that Scott was the envy of most men. Always had the pick of women. “It’s a new day Scottie.” Bob teased. “Sharon will be glad to see you tonight.”

That’s all it took. Scott stepped up beside Bob with his right hand extended and palm up. “Sounds like a challenge to me my man!” Scott replied.

As Bob slapped the palm of Scott’s hand he stated, ” you’re on Scottie!”

The deal was set. The two buddies would try to take the hot neighbor Shay from the other. Both had their showers and fought back hard-ons trying to get their strategy down in their minds…if their target showed.

Shay soaked in the tub as she enjoyed another margarita. She could hear the music from the stereo and couldn’t help but move around in the water. She loved to dance. ankara escort bayan And the Tequila was making her want to dance. She reached for her loofa sponge and gently sponged across her full breast. She couldn’t help but smile at the tingle she felt between her legs. Tequila had a way of getting her in the mood. Not necessarily in the mood for sex, but to play and tease. She began to stroke herself more. Before she knew it, she had a finger up in her tight, pink pussy and was pushing her finger up as far as she could get it inside her. Her left hand was working between her legs as the right hand tugged on her hard nipples. Shay could feel her body building up to an orgasm and she knew it would be an ongoing thing throughout the night. She was in that nasty playful mood. She giggled as she tightened her legs around her hand and told herself out loud, “Shay Lyn…you can finger fuck yourself into another world tonight or you can get out and go to the ‘Beach Hut’…” she then remembered Scott saying he would be there. Shay pinched her clit and stepped out of the tub.

When Shay stepped out on the back deck to start her walk to the ‘Beach Hut,’ she was like a lady on a mission. She had her make up on flawless, her hair hung on her shoulders accenting her tanned flesh and her large breast. Shay chose a new suit she had just purchased. The colors were a pastel lavender with pink and a darker shade of lavender flowers on it. The top was like a cropped off t-shirt that hung off her right shoulder and fit tight around her breast. The sleeves were down to her elbow. The bottoms were high cut on the legs, low cut in the front and almost a thong over her ass. The sarong was lavender as well with the same type of flower print on it. She tied the sarong over her hips and made sure it was hanging just right over her pubic bone. They length of the sarong was mid calf. Shay slid a three gold bangle bracelets on her left arm and slide into some lavender beach sandals.

The sun was already down as she stepped off the deck. She could hear the music. She passed a few couples playing around on the beach as she went to the club. As she walked, she could hear the music filling the air. She really liked this place. They always had a good band and played a variety of music. The clientele was usually people from all over but many locals were regulars there as well. She knew some of the regulars by name so as she approached the thatched roof covered patio, a familiar face was spotted.

Without saying a word, a gentleman walked to her and embraced her as his wife took her hand. They exchanged welcomes and from then on it was person after person greeting and talking with her. Shay really enjoyed her friends in Florida.

As she stepped inside the club a Mai Tai was handed to her by a waitress and the waitress playfully removed the tissue umbrella from her drink and placed it in Shays hair. ” Have fun Shay!” she said with a smile as she went on about her way.

Throughout the club was black lights that filtered in light that illuminated the neon colors in Shays suit and sarong. She definitely was turning some heads.

As soon as the owners spotted her she was summoned to the bar for a greeting of hugs and kisses on the cheek.

The house band realized Shay was there and broke into a song called “God Bless Texas,” a song that the regulars always line danced to with Shay. Her drink was placed on the bar and she was on the dance floor and the group was counting out as the close to 20 dancers started there show. Shuffling, bumping, grinding, dipping and twirling all together to the fast beat. All eyes were on the dance floor. Except for two people. Scott and Bob. They were looking at one another from a good distance and gave one another a nod of ‘good luck.’

As the music ended the thirsty and revved up dancers all headed to their tables and to the bar. Shay stepped up to the place where she left her drink and before she could place her hand on it, a hand picked it up and handed it to her. She turned around to see Bob standing there smiling as he said “Hello neighbor, nice dancing.”

Shay took her drink and took a long sip of it and nodded to him and finally let out a “thank you very much!”

As the band started a slower song Bob asked if she would have that dance with him. Without saying a word, Shay placed the drink on the bar and followed Bob to the dance floor.

Bob knew the stance, he was a good dancer and she could tell that as soon as he reached for her. He placed his left hand low on her lower back and held his right hand high for her to place her left hand on. They started out thigh to thigh but somewhere in a turn he managed to get her straddling his leg. As Shay followed him all over the dance floor staying in time with every move he made, she felt his strength. He was a strong man and probably a killer in bed she thought to herself as his leg slightly caught her straddle. He knew by the look on her face escort ankara that he had just hit a spot she had been very protective of. The Tequila at the condo had already got her senses keened in. Shay felt her nipples go completely hard and as Bob brushed up against the tight swimsuit fabric, he knew it too.

Shay’s thoughts began to run wild … as to Bob in her bed and the two of them having a night of sex that would rock the house. She could feel her pussy beginning to react to her fantasizing. Bob pulled her closer and he whispered, ” you are holding me real tight Shay, would you like for me to walk you back to the condo?” he then lightly brushed her ear with his lips. That sent chills down her spine. Bob could read her body language. He cut his eyes to Scott who was cornered up with a nice looking lady, he was playing it cool.

The music stopped and it gave Shay a chance to pull herself together. She knew the look on her flushed face answered his question. Bob walked her back to the bar. At the bar she knew what she wanted, she was wanting to go to the condo and have some fun. She told Bob she was going to the ladies room and would be right back. His smile assured her that he knew what she was thinking. Bob watched her as she walked away. His cock began to really harden as he began to picture that sweet ass as he pulled it back and forth on his cock. He was thinking that the sand dollar he slipped into Shays hand earlier was going to prove the story to be true.

Bob finished his beer while he was waiting on Shay and after a few minutes, she still was not back. He began to wonder if maybe the lady had went over her limit and was sick when he caught the glimpse of an illuminated floral pattern under the black light heading out the door. He recognized the pattern and the man walking that suit out, it was Scott, and Shay. Bob exhaled slowly holding back a bit of anger because he suddenly realized, Scott had played the oldest trick from college days. Let the good guy catch the prey, then he comes in for the kill after they have been primed. He signed his tab and headed to the door and slipped out. He walked a ways behind trying not to be seen as Scott laughed and put his easy going style on Shay. Shay was just feeling her drinks enough to play right along with him.

Bob watched as Scott took her hand and placed her against a wooden Lifeguard Stand. Bob almost laughed out loud thinking Scott probably saw that move in the movie “Gidget goes to Hawaii.” Scott held her there, bent down and kissed her taking his time to pull her in. The white sand on the beach appeared to be lit up from the moon so seeing this was so clear. Bob could not hear much because of the tide but he could tell Scott was really laying his charm on her. When he saw Shay place her hands on Scott’s ass inside his shorts and pull him to her, it was all Bob could take. He rather briskly walked up to them and Shay turned and faced him as he approached. Scott never took his eyes off of Shay.

“Man that place was a mad house,” Bob stated as he winked at Shay, still holding onto Scott’s ass. ” You ready Shay? I will walk her the rest of the way.” Bob offered his hand to Shay.

Scott lightly pushed against Shay and replied, ” I think we are going to have some private time Bob. Right Shay?”, Scott said as he kissed her neck making her head swim.

Shay sensed that a line had just been drawn in the sand. A choice was going to have to be made.

Scott gently touched her face with his right hand and Bob pulled her left hand from Scott’s ass.

Bob laughed out loud and told Scott, ” you lose this one man, it’s not like it use to be.”

Shay caught a sense of sarcasm in his voice and noticed that Scott had pulled away a little. She felt she needed to say something to them just in case they were really getting upset with each other. “Hey…lets just all three walk me home …I mean you two!” she quickly corrected her slight tipsy comment. Both the men picked up on her ‘not totally sober’ state and both took a hand and began walking slowly to the condo.

Shay decided she would break the strained silence by asking some questions. She asked jokingly, ” Have you two always went after the same lady or is this something new?”

Scott quickly answered that he always had the pick and the rest was for the others. That sort of bothered Shay. She never liked showy arrogant people. Bob just laughed as he gently squeezed Shays hand. “What do you mean by that?” Shay asked sharply. Neither men answered.

As they walked up on the deck of Shays condo, both men looked at her. On Scott’s face she seen confidence to the point of cocky. On Bobs face she seen confidence as well, but with a touch of vulnerability. She thought of the sand dollar……

“I would like a drink! Come on!” she shouted as she went through the doors and up the stairs to the upper floor of the condo. Both men followed her. “What’s your poison?” she asked as she stepped behind the bar. Scott requested Crown and coke, Bob wanted Bourbon and coke, Shay wanted Tequila. She took a fifth of Crown Royal, a smooth Bourbon blend and a fifth of Jose’ Cuervo from the shelf behind the bar. She asked her guest to please join her on the balcony. They followed.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

The Poker Party Ch. 03

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

The clock radio, tuned to an oldies station, woke David to the soothing sound of Johnny Mathis. Laying on his back, he stretched out his arms and legs, arching his back, pressing his morning wood against the covers.

“Reliably hard,” he thought, feeling his wife, Lucy, stir next to him.

She rolled towards him, lifting her leg over his and brushing it against his hard cock.

“Left over from yesterday?” she asked with a slight giggle, looking at him with a smile.

“Mmmm, that was some afternoon,” David said.

Lucy slid her hand across David’s taut abdomen, wrapping her fingers around his stiff cock. Her hand was warm, gently stroking his rock hard cock. He leaned over to kiss her softly on the forehead.

“Guess I was the one that got busted yesterday,” Lucy said, feigning a look of guilt.

“Oh, yeah,” David said, “walking in on your little threesome with Jane and Kevin qualifies as busted. I think that makes us even now.”

Lucy paused for a moment, removing her hand from his cock.

“How do you figure that?” Lucy asked, somewhat perturbed.

David instantly regretted where this conversation was headed, but felt compelled to explain himself. To make matters worse, he could feel his cock start to soften.

“Well,” David stammered, “I fucked Sally at the poker party, and you fucked Kevin yesterday. That makes us even.”

“What about Jane,” Sally asked, “You fucked her —”

“But, you were there.” David interrupted.

“— In the ass,” Lucy continued, “How does that make us even?”

David was stunned. A moment ago he had been looking forward to a morning blow job. Somehow he had turned that expectation into a fight with his wife.

“Well, maybe not completely even,” David said, trying to mollify Lucy.

“Fucking right!” Lucy said in a raised voice, “That’s not remotely close to even.”

David knew that she was pissed and his blow job was looking less and less likely. She rarely dropped an F-bomb. Before David could reply, Lucy hopped out of bed.

“I’m going to take my shower,” she said, and stomped out of the bedroom.

“Fuck!” David muttered to himself.

Hearing Lucy turn on the shower, he lay back and reached to bring his cock back to life. His mind quickly drifted over the events of the last few days. Telling Lucy about the poker party had unleashed her own inhibitions, so catching her in bed with both Jane and Kevin was shocking, but not entirely surprising. Stroking his cock again, David let his mind wander back to yesterday. His eyes closed, he could visualize Lucy on top of Jane in a sixty-nine as Kevin fucked Lucy from behind.

*****

Hard as a rock from watching Jane slurp Kevin’s cum dripping from Lucy’s pussy, David was anxious to join the action. Just as he was about to make his presence known, Jane spread Lucy’s ass cheeks for her husband. Kevin dove in with his tongue, running it up and down the crack of Lucy’s open ass. Mesmerized at the sight of Kevin’s tongue toying with Lucy’s tight little asshole, David was momentarily frozen in place, envious of Kevin, then clapped his hands in delight.

The three of them interrupted the action, turning to see who was applauding. David walked over to Kevin, tapped him on the shoulder and asked to cut in. When Kevin stepped back, David immediately dropped to his knees to take a close look at his wife’s wide open ass. He could see Kevin’s wet saliva, a glistening trail the length of her ass crack. The tight little curls of blond pussy hair were wet and matted, thicker near her cunt, snaking around the tight pucker of her asshole, and disappearing as the trail ended near the top of her ass crack.

David leaned in, touching the tip of his tongue to the area between her cunt and asshole. He worked his tongue back, skirting her asshole as he followed the trail of tight curls, then retraced his path, skirting her asshole again, continuing to the entrance of her cunt. There, he slipped his tongue into her as far as he could reach, tasting the slippery juices of her pussy, mixed with the remnants of Kevin’s cum that Jane had left behind.

Withdrawing his tongue from Lucy’s cunt, he licked his way back to her asshole, stopping at that crinkled little pucker. Lucy pressed back against his tongue, and gave out a little moan of pleasure. He made a slow circular motion with his tongue, rimming her asshole, then returning to the center and giving it a little press as he felt her muscles relax.

Without warning, Jane released her hold on Lucy’s butt cheeks, closing off the target of David’s attention. David pulled back and looked down at Jane, puzzled by her sudden action.

Jane had seen enough to know that she now wanted what Lucy had just experienced.

Jane smiled up at David, “Lucy’s turn is up. It’s time to switch places.”

Kevin had been sitting quietly, admiring Lucy’s ass, envious of David’s tongue work. He slowly realized that Jane planned to offer her ass to David, something he had never had. Kevin started to protest, ankara escort but was quickly silenced when Jane pointed out that he had already had his turn.

Lucy, half expecting to take her own husband in the ass for the second time in two days, reluctantly hopped off Jane, turned around and laid back down so Jane could straddle Lucy’s face, exposing the round globes of her own ass to David’s waiting gaze.

Lucy reached up to spread Jane’s butt cheeks, exposing Jane’s smoothly waxed ass crack to David’s eager view.

He quickly moved in with his tongue, giving Jane the same treatment that he had just given Lucy. Jane moaned with the unexpected pleasure she received from David’s tongue in the crack of her ass, and buried her face into Lucy’s recently fucked cunt, finding Lucy’s clit with her tongue. David began stroking his cock, marveling at his good fortune, licking his second ass crack since arriving. To think it all started when he jumped at the chance to fuck Sally in the ass at the poker party.

The combination of Jane flicking her tongue over Lucy’s engorged clit while watching David work his tongue up and down Jane’s ass crack was enough to bring Lucy to the brink of another orgasm. Sticking her tongue out, Lucy raised her head until her tongue reached Jane’s clit, and together the girls began furiously licking each other’s clits. Lucy was close, but Jane was the first to reach orgasm, triggered by David’s rigid tongue pressing ever so slightly into her tight virgin asshole. Jane’s body went rigid, a monster orgasm coursing through her entire body. Lucy and David pressed their tongues even harder against the pleasure centers of Jane’s rigid, writhing body, extending her orgasm to the point of exhaustion. Finally, Lucy and David relented, giving Jane a chance to relax as her body went limp, pinning Lucy to the bed.

When Jane’s orgasm subsided, David stood and rubbed the head of his cock up and down the length of Jane’s ass crack still wet with his own saliva. He could see Lucy taking an interest in what he was up to, and detected an encouraging smile on her face. Placing his hands on Jane’s hips, he pulled her back up to her knees, positioning her cunt directly over Lucy’s face. He lowered the head of his cock down to the entrance of Jane’s cunt, and slowly pushed it in. He felt her warm, slippery juices coat his cock as he gently stroked it in and out. After a minute of fucking, he felt Jane come back to life, pushing back against his cock. Lucy felt her own surge of pleasure as Jane’s tongue once again found Lucy’s clit.

David pulled out of Jane’s cunt and glanced down to see the look of ecstasy on Lucy’s face as Jane quickly brought her close to an orgasm. David was content to wait, giving Jane time to finish off Lucy before he pressed on to his ultimate target, Jane’s asshole. In no time, Lucy was bucking her hips up to meet Jane’s tongue as another orgasm wracked her body.

When Lucy was done, David slipped his cock back into Jane’s cunt, then asked if she was ready for the main event. Before she could respond, Kevin interrupted to say that he was hard again and wanted back in on the action. David wasn’t about to relinquish his position behind Jane, even though Kevin should have been the first to take her virgin ass. David suggested that Kevin could have his choice of Jane’s mouth or Lucy’s cunt. Kevin positioned himself between Lucy’s spread legs and eased his cock into his wife’s waiting mouth.

David pulled his slick cock out of Jane’s wet cunt, and positioned it up against her asshole. Before he could go any further, Kevin asked if he could take Lucy’s ass. David was in no position to deny his request, and Lucy’s squeal of delight left no doubt what she wanted. Kevin pulled his cock out of his wife’s mouth, lifted Lucy’s legs up and back towards David, exposing Lucy’s asshole to his waiting boner. Jane smiled at her horny husband, watching him press his cock against Lucy’s asshole. Jane felt David press the head of cock against her asshole, pushing open the tight sphincter trying to keeping him out. Jane told him to hold back until she could get Lucy ready so they could take the cocks together.

Jane leaned forward, letting spittle drip down from her mouth into the crack of Lucy’s waiting ass. With one hand, she worked the slippery saliva down into Lucy’s ass crack, pushing some into the tight entrance to her asshole. She did that two more times, finally slipping in one finger as Kevin watched impatiently. When one finger went in easily, Jane increased it to two fingers and gently pumped in and out until she felt Lucy’s asshole relax. Sensing the guys could not be denied any longer, Jane announced that they were both were ready.

The guys quickly took over, gently working the heads of their cocks past the now relaxed sphincters. The girls tried getting their tongues on each others clits, but were unable to focus on anything but the cocks now stretching out their assholes. Together both guys eased their cocks all the way in, listening to ankara escort bayan the girls squeal in mock protest. Once the guys started pumping their slick cocks in and out of the girls’ assholes, it was clear that this was going to be over soon. The girls watched in wonder, each feeling a cock inside them at the same time they had a close up view of their husband’s cock sliding in and out of their best friend’s asshole. Jane, in a fit of lust, told Kevin she wanted to watch him blow his load on Lucy’s ass. David followed his lead, and they both began pumping furiously in and out the girls’ assholes. Kevin was the first to pull out of Lucy’s ass and stroke out a load of cum over Lucy’s blond bush. David pulled out just a few seconds behind Kevin, pumping his load into Jane’s ass crack.

When the guys had finished stroking out their loads, the girls went to work slurping up the gooey mess. When Jane was almost done, she called out for the guys to pitch in and help out. Both Kevin and David were shocked at the demand, never having tasted their own cum. Egged on by the now taunting girls, the guys reluctantly moved in to do as the girls wanted. Tentative at first, realizing that the girls had been eating cum for many years, they both attacked the task with vigor, getting a little taste of what their wives had been eating for years. It wasn’t long before the girls were clean as a whistle, and the guys were grinning from ear to ear, pretty satisfied with their performance.

Late in the afternoon, the four very satisfied people relaxed in the hot tub. Kevin and Jane were reluctant for the evening to end. They had dinner commitments with Tom and his wife, which they considered breaking. Lucy insisted that they not stand up their friends, unless of course they wanted to invite them over to join in the afternoons festivities. Jane gave it serious consideration for a moment, and Kevin was tempted, but nixed the idea for fear of embarrassing their old friends.

*****

“Hey,” Lucy shouted as she came out of the shower, catching David stroking his stiff cock.

Great, David thought to himself, first I start a fight, then I get caught jerking off.

“Did somebody declare this ‘All About David Day’?” Lucy asked mockingly.

“No, no babe, I’m really sorry about this morning. I didn’t mean to start a fight,” David said, almost begging for mercy.

“And stroking your cock?” demanded Lucy.

“I… I… just…, ahhh shit,” David stammered, “last night was so hot I just can’t stop thinking about it.”

“Yea,” Lucy said, her tone softening, “but it wasn’t quite enough to make us even.”

David wasn’t sure how to respond. This is where this morning’s fight started, and he sure didn’t want to repeat that mistake. After a pause, he said, “Anything you want babe, let’s make it even.”

“I like the sound of that,” said Lucy, “in fact, let me hear you say it.”

“Say what?”

“Declare today ‘All About Lucy Day’,” Lucy commanded.

“You got it,” David said, “today is ‘All About Lucy Day’.”

“Good,” she responded, “just remember who is calling the shots today.”

“Ok,” David said, unsure exactly what Lucy had in mind.

Lucy walked over to her dresser, opened the top drawer, and pulled out Blade, the vibrator that she had used on Jane yesterday, before Kevin arrived. She showed it to David, who was seeing it for the first time.

“Blade is my vibrator,” Lucy said, “named after a character in the book I was reading when I tried it for the first time.”

“You never told me about Blade,” David said.

“Hush, lay back on the bed, and prop your head up on the pillow,” Lucy commanded in the best authoritative tone she could muster.

“Why?” David asked.

“You are not grasping the concept of ‘All About Lucy Day’,” Lucy said, “You don’t ask why, you do, and you keep doing until I say we are even.”

“All right, all right, now I get it,” David conceded sheepishly, “Today is ‘All About Lucy Day’.”

“I am going to get myself off using Blade, and you are going to help by continuing what you started yesterday,” Lucy said, still trying to keep an authoritative edge to her voice.

David hesitated, not exactly sure what she was talking about.

“You were licking my ass.” Lucy finally reminded him.

“Exactly,” David said, trying to hide his confusion.

“You are going to lick my ass while I use Blade in my cunt,” Lucy said, “and you are going to keep at it until I tell you to stop.”

“Yes mistress, I will lick your ass until you tell me to stop,” David said, using his best impression of a subservient husband, “do you want me to press my tongue against your asshole.”

“That’s good. Today I am your mistress,” Lucy said, “I think you’re finally catching on. And yeah, my asshole is exactly where I want your tongue.

David was thrilled with the turn of events. He had no idea what Lucy’s concept of even was, but liked where she was going and was eager to get started. Lucy turned away from escort ankara David and lifted her leg up and over his torso, positioning her ass and cunt in front of his face. She reached down and slid her index finger into her slit, between the soft, wet lips of her pussy. She worked her finger up and down the slit until it was well coated with her slippery juices. She removed her hand, turned back to David, and offered the glistening finger to David.

“Tell me if I’m ready for Blade?” she asked, pushing her finger against his lips.

David opened his mouth to accept Lucy’s extended finger. He could smell a sweet musky odor as her finger passed under his nose and into his mouth. Closing his lips around her finger, he used his tongue to slurp off as much of her pussy juices as he could.

“Oh yeah baby, you’re wet and ready to go,” he answered.

“You better do one more check with your tongue,” Lucy said, “before you turn Blade on.”

David extended his tongue, and used his hands on her hips to position her cunt at the tip of his tongue. He gently pulled her to him, slipping his tongue in as far as he could reach. Lucy moaned softly, feeling his tongue slide a few inches up into her cunt.

“Mmmm,” Lucy said, “now push the button on the small end and slip it into my pussy.”

David pressed the button and Blade hummed with a gentle vibration. Lucy moved forward, giving David a little room to slip Blade into her cunt.

Lucy gasped, the gentle vibrations electrifying her pussy as David slowly pushed Blade into her cunt. When it was all the way in, Lucy reached between her legs and took over control of Blade from her husband.

“Ok, big boy, my asshole awaits,” Lucy taunted.

David, his hands now free, reached up and pulled her ass checks apart, exposing the little rosebud of her asshole. Lucy arched her back and pressed back until she could feel David’s tongue touch the crack of her ass. Starting at the top of her crack, he licked his way down, passing to one side of her asshole, then around it and up the other side. The tiny blond curls became wet and matted as he retraced his path several times. Lucy slowly stroked Blade in and out, savoring the incredible sensation Blade sent through her entire body, like tiny little electric orgasms. The pleasure she received from David’s tongue only heightened what Blade did for her.

David focused all his attention on her asshole, sensing that she was getting close. Pointing his tongue, he pushed gently against the tight sphincter of her asshole, teasing it open ever so slightly. Lucy reached down and pulled Blade about halfway out of her cunt. She pushed the button to advance Blade to the fourth position, producing a vibration cycle that paused, then pulsed a vibration that escalated from minimum to maximum, repeating every couple of seconds. She pushed Blade deep into her cunt and held it there with the tips of her fingers. The sensation was electrifying, sending a new orgasm rolling through her body with each cycle.

“Harder babe, push harder,” Lucy screamed, between orgasms, “push your tongue into my asshole.”

Feeling her sphincter relax, he pushed his tongue in as far as he could reach.

“Harder, harder, harder, yeah that’s it, more, more!” she shrieked.

Her entire body bucked wildly as orgasm after orgasm engulfed her. No longer able to control her writhing body, Lucy’s hand slipped away from her cunt, her convulsing cunt muscles expelling Blade as she lurched forward, losing contact with David’s tongue. She collapsed in a heap, her face buried between David’s outstretched legs, her weight pining David’s waist and legs against the bed.

David gazed down at Lucy’s limp body, his rock hard cock lodged between her tits. He was amazed that his tongue on her asshole could have such on erotic effect on his wife. This was a side of her that he had never seen.

Slowly, Lucy came back to life, raising up on her hands and knees, scooting back so she could lick the length of his cock.

“Ready to cum?” she asked, taunting him.

“Oh yeah, baby, I’m so ready. I almost blew a load watching you cum.”

“Umm, bet you’re ready for a sweet blow job,” she teased.

“Don’t keep me waiting,” David demanded.

“Who put you back in charge?” Lucy asked mischievously.

This again, David thought to himself, enough already.

David could feel his cock lose its edge with the prospect of another confrontation looming. He decided that it was best to head this one off before it even started.

“Sorry Mistress,” David said with as much sincerity as he could muster under the circumstances, “it’s just that you’re so fucking hot, I really need some relief.”

“That’s better, and you’re going to get relief,” she said, “I’m just trying to decide how I want it. Remember, it’s ‘All About Lucy Day’.”

“That’s right baby, anything you want, the sooner the better.”

“Ok babe, let’s switch positions,” she said.

Lucy hopped off of David, taunting him by intentionally spreading her ass and cunt lips as she changed position. She laid back against the headboard and motioned David to kneel in front of her parted legs.

“Remember last night, you pulled your cock out of Jane’s ass and stroked out a load onto her ass?” she asked.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

The Pilots Ch. 02

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

This is Part 2 of a two-part story. You should read Part 1 if you haven’t already otherwise all this will leave you with lots of questions about who, what, why, where, when and how. I hope you enjoy the story. Please vote and send me your comments.

###

Six Months Later

I still thought about Kim everyday in spite of my resolutions to the contrary. How could that beautiful young woman have touched me so deeply, so fast? Would I ever get over her? I knew I eventually would, it would just take a lot more time than I was allowing myself. My heart ached and grieved.

To yank at my heart even more, I opened the mid-April issue of Fortune magazine and there was Kim’s picture and a brief article about her and her rapidly growing business. I tore out the article and carried it with me for a while then decided it was making me feel worse not better, so I just tucked it away in a drawer.

One Saturday in May, I was sitting at my Apple computer in my condo when the phone rang. I answered and was surprised by the caller’s question, “Is this the Ron Hume that met a woman named Kim about six months ago at an energy conference in Orlando?”

“Yes,” I said suspiciously.

“Well you and I have to talk,” the woman said. “I’m Kim’s sister, June Caldwell, and I’m in DC and now I know you are too, and it’s imperative that we meet, if only for a few minutes. Can I buy you coffee or are you free for lunch?” There was no further explanation. I felt all sorts of stabs of pain and sorrow over hearing Kim’s name and thinking of my lost love. I let her question hang for a minute as my mind raced with all the unasked and unsaid things in my short relationship with Kim.

I said yes and given the time I suggested that lunch was the better option. I met her an hour later in the lobby at the downtown Marriott where she was staying. June was as beautiful as Kim but they did not look alike; I recalled Kim had said she was her stepsister not sister. June was a tall, lanky blond that turned heads; she was a bit flashy. She was dressed in a summer frock that was both functional and sexy. June looked to be a year or two older than Kim.

As we went into the hotel restaurant, June asked for a table or booth away from others because we had some serious talking to do. The maitre d’ looked suspiciously at the two of us, shrugged and led us to an unoccupied part of the restaurant. We sat in an ill lit booth.

As soon as we were seated and alone, June bluntly asked, “Do you love my sister?”

“Yes,” I said unequivocally and without hesitation. I choked on the word and tears came to my eyes in an instant. I pursed my lips to keep from breaking out with a sob.

“Well, she loves you too,” June said. “Only the two of you are acting really dumb and you need someone like me to step in and get the two of you back together again.”

“How’s that?” I asked, looking through my watery eyes.

“Well, first let me tell you that she told me all about your five days together in Florida — and I mean ALL.” June raised an eyebrow and smiled at me with a somewhat lecherous leer. “And, let me tell you that I had to pry most of the good stuff out of her to find out why she has been in such a morose mood.”

The waitress came and we ordered. My mind was not on eating.

June went on, “You think you’re too old for her. Well, you’re not! Love doesn’t care about age! You silly man. She tried to tell you but you let your own insecurity get in the way. What did you do, convince yourself that you weren’t worthy?”

“Yes,” I said as I stared at the table. I had a tear rolling down my cheek.

“Well, she thinks she’s not worthy too. She said you are so sophisticated and worldly; she thinks you see her as a precocious child even though she’s running this runaway company. She’s memorized the philosophical stuff you told her and that’s about all she wants to talk about; she and I have had long telephone conversations about it all. I’ve heard so much about unselfish and unconditional love, rewriting the rules of a relationship, the laws of the Universe, New Thought, redefining commitment, personal growth, redesigning relationships and so forth that I’m more of an expert that I already was. I buy into all you told her. I’ve been thinking along those lines for at least five years but some of what I’ve heard is new. Anyway, that’s besides the point; Kim’s been reading books about new relationships and open marriage too, but she cries a lot.”

June went on, “You forgot one thing and so did she. You both need to love yourselves so that you can love others. You know you’re responsible for your own happiness, but if you don’t see yourself as worthy then how can love thrive; you end up not letting yourself be happy.”

She looked at me to be sure I was listening. In fact, I was hanging on every word. She went on, “You can choose to allow the other person or people in a relationship to be an instrument in your happiness but you have to take action and be receptive. In ankara escort this case, you both should be helping each other to get over your insecurities. They’re temporary for both of you. Kim hasn’t had an insecure thought in her lift until she met you. You’re a successful, rich, mature adult who had a wonderful and long marriage; I can’t believe you went through life paralyzed by your insecurities. You can both get back to that space and be together as well, but both of you have to take action. Instead you’re both being dumb! That’s where I come in.”

“What should I do?” I asked leaning across the table. “After she’d left, I tried to call a couple of times but I think she’d told her secretary not to let my calls through. Her home number is unlisted.”

“You have an airplane. Go see her. Tell her you love her face to face again. Get out of your comfort zone. Take a risk!”

“You think …” I started. June interrupted, “Hell, yes! And I’ve been having this same conversation with Kim too. She’s receptive; she just doesn’t know what to do. You’re both afraid to take the first step.”

“I don’t know if I could stand being rejected,” I said.

June said, “Neither could she. That’s probably why you’ve both done numbers on yourselves.” She thought for a moment. “How long does it take to fly from her to Chapel Hill?”

“We could be there in three hours if we left right now,” I said looking at my watch. It was a little after noon.

“OK, then. I’m going with you and play cupid. I want to see her anyway. I’m going to mediate and get the two of you on track.”

Just then our lunch arrived. June looked at our lunches and said, “You eat. You need to have a full stomach and be happy when we get there. Men with empty stomachs are not happy people.” She took a bite of her salad and pulled out her cell phone; I ate and listened as she called her sister. I wanted to swim through the cellular system right then to be with Kim. June told Kim she was going to be arriving down that way later this afternoon and wanted to see her and probably stay over but she was a little unsure of flight times and such. She said she’d call later with more information about logistics if a visit were OK. It was a short call and I could imagine Kim agreeing out of habit with her older sister.

We finished our lunches, left some money on the table, and I got my car while June checked out of the hotel. I picked her up curbside and we drove to my condo. She waited in the car while I got my flight gear and tossed a few things in an overnight bag. We drove out to Washington Executive where I keep my plane; half an hour later we were wheels up headed to Chapel Hill.

June and I talked during the flight. June and Kim were stepsisters. Mom and Dad had split when Kim was young as had June’s parents. Kim’s Mom and June’s Dad married when they were both young girls. Their parents lived about an hour from Philadelphia; their Dad had his own accounting business that their Mother helped out in during the busy season. They were near retirement but active and vital people.

June told me she worked for a large company called Alperion in Camp Forge, PA. She was a little evasive about her living arrangement so I figured she might be in a lesbian relationship but then she finally referred to Jim, her husband. I figured I’d ask deeper questions about that some other time. June was running several large projects for Alperion.

Our wheels touched down ninety minutes after our takeoff at Chapel Hill Airport, a small landing strip on a plateau on the north side of the town with few amenities. I spotted Kim’s Mooney parked amongst a row of planes.

We parked the plane and after a couple of phone calls were actually able to get a rental car to pick us up. We finished registering for the car and then June directed me through the university and towards the town of Carrboro where Kim lived. We pulled into a very nice, heavily treed neighborhood and then into the driveway of a large contemporary home that probably sat on an acre or two of land. After we got out of the car, June took my hand and dragged me to the front door. My heart was racing; I was scared at what would happen.

We rang the bell.

Fifteen seconds later Kim burst through the front door and I had a blubbering young woman in my arms kissing me all over. Kim was sobbing and shrieking, almost unable to even find her voice she was so choked up, “Oh God, I’ve missed you so. I’m so sorry, I’m so sorry I left the way I did. Oh I’ll never leave like that again. Oh I love you, I love you so.”

I was crying too and saying the same things to her. June was standing there crying at our newfound happiness. I had steeled myself to not be emotional, but then the damn I’d built for six months burst and all my pent up emotions came flooding out. I loved this woman, deeply and without reservation. I didn’t want to face the future without her. Tears and sobs wracked my body as I clutched Kim to me and wept into her hair ankara escort bayan and shoulder. She was crying loudly against my chest holding onto my shirt.

After several minutes of our tearful reunion Kim pulled her stepsister and me inside the house and into the living room. She was still sobbing and holding on to me for dear life. I have to admit that I didn’t want to let her go either. We were wrapped around each other; we wanted to crawl inside each other.

Suddenly I was aware that the unhappiness I’d felt for six months had vanished; yes, I was crying but I couldn’t remember when I’d been so joyous. My heart sang with happiness. I still had questions, but I was happy.

Kim pushed me onto the sofa and sat in my lap. She started to rain kisses all over my face again. Sometimes she took one of my hands and kissed it too then she’d wrap herself in it. She kept blubbering her love for me. She’d get control of herself for a few seconds and then burst into an uncontrollable bout of loud weeping, sobbing that she thought she’d lost me for life and how she couldn’t have stood that. Then she’d hug me madly laying her head onto my chest and bawling uncontrollably again. My shirt was soaked with her tears — our tears. There wasn’t a dry eye in the house; Kim’s tears were contagious and we were all weeping.

June left the room and returned with a box of Kleenex that she shared with each of us. She sat next to Kim and me on the sofa. Kim turned to her and embraced June, “Oh thank you, thank you, thank you for bringing the only person I’ve ever loved back to me.” Then she shrieked and cried aloud some more on June’s shoulder. June comforted her and held her to her; she looked across Kim’s convulsing body at me with doe eyes of affection. I guess I’d done and said the right thing as far as she was concerned.

I think it took fifteen or twenty minutes for Kim to finally get herself under control; I only did a little better than that. Her eyes were red and puffy and even her blouse was wet where our tears had fallen. She kept sniffling and sighing, trying to catch her breath and swallowing hard, all the while trying to regain some semblance of self-control.

Kim came back to me and we hugged and sat with our arms wrapped around each other. June smoothed Kim’s arm in a comforting gesture as well. Finally, after several huge sighs, Kim lay down and put her head in my lap and her legs in her sister’s lap. She was suddenly exhausted. Her arms were clutching my legs; she wasn’t about to let me out of her sight. I was holding onto her very tightly too. We weren’t going to leave each other’s company very soon.

As she regained some control, she rose and looked at me through her swollen red eyes. “Oh I love you so. I kept trying to tell myself that you couldn’t love a person my age. I started to write or call a thousand times, but didn’t have the courage. Then I’d realize I wasn’t a kid and that you should love me just as I am. But then I’d cry like a kid again, and start the cycle all over again.”

She sniffled and rubbed her eyes as more tears came. She choked out “June was here last weekend holding the Kleenex then too. She worked me over pretty well and at least got me to where I could admit I loved you and wanted you back and that you could love me just the way I am.” She choked off a sob again. “When she called hours ago I had a premonition that she was doing something like bringing you here. I prayed and hoped all afternoon. If you hadn’t come I might have gotten up enough courage to have been on your doorstep tomorrow.” She hugged me then held my face in her hands and kissed me wildly.

I started, “I couldn’t believe you’d really love an older guy like me. I wanted you so much but couldn’t trust my instincts or even what you were saying. I felt like I’d scared you away telling you about my life and some of the unusual relationships that have taken place in it. I’m sort of used merchandise too having been married and all. Plus I worried I’d scared you off with my material possessions, my career and even the crazy sex we had.” I sobbed again, “Oh I want you to forgive all that and just love me forever.”

“There’s nothing to forgive,” Kim stated as she kissed me again and with a little more authority in her voice than she’d had since we arrived. “I love you just the way you are. Hear me and hear me well, your age doesn’t matter to me; in fact, I like the fact that you are older. You give me perspectives on life and stretch my thinking in ways no other human has ever done.”

Kim continued, “As for the unusual relationships you shared with me — the foursome and threesomes — to be frank they turned me on. I’ve thought a lot about them over these months and I could be in one too if the people in such a relationship loved each other. I think that’s part of your unselfish and unconditional love philosophy isn’t it? Also, your having been married doesn’t make you ‘used merchandise’! Good lord Ron, your wife died tragically escort ankara at a young age; she didn’t dump you because you were a loser. I love you because you loved Mindy; you’ve proven you have a heart and can weather the ups and downs of a long relationship.” She squeezed my hand in a tender gesture.

“And as for all your possessions,” Kim added, “in case you haven’t noticed I’m a conspicuous consumer too. I’m just starting to amass possessions as my income allows. What you don’t know is that it now allows a lot more, a lot more,” she emphasized, “than it did even six months ago. The company is soaring.” She finally smiled.

“Lastly, you mentioned your career and the crazy sex as things that might have scared me off,” Kim said. “Your career is a joy to me, especially now that you’re back in my arms. You’ve done and seen so much; I need some of that wisdom, especially at this stage in my company.” She hugged me tightly. “And, as for the crazy sex, I need a lot more of that too. I still remember our last day together and have relived those hours over and over again; that was some of the best loving anyone could ever ask for and I was the beneficiary of it. If I’d only had my head on straight that day I wouldn’t have left the next morning.”

June was still sitting beside us; she rolled her eyes towards heaven at the last comment and said, “I’m jealous as all hell. You guys are making me all horny.”

I held Kim’s face in my hands and kissed her. “Kim, I love you, I love you, I love you. You worried that see you as a kid. You are my dearest love and the woman I want to spend the rest of my life with. What you see as ignorance and naiveté I see as a fresh and untainted perspective on the world, like the speech you gave at the energy futures conference in Orlando, you saw things about the world and the industry that no one else saw. You painted an achievable vision that has been missing for the world that no one else saw. God, you were magnificent, smart, brilliant, and you’re beautiful. I think I told you those things months ago, but I want you to know that the memory lingers on.” I smiled weakly at her through my own red-rimmed eyes.

June dabbed her eyes. “You two haven’t even gotten to the best part yet. You both deeply share a philosophy about life and love that is beautiful and transcendent. The ideas you’ve talked about in terms of developing and sustaining relationships, about helping each other and your dear friends grow and develop, and the ability to act on your concept of unselfish and unconditional love are, to me, a spiritual experience. I feel closer to the power within me when I think about any of those things and you two are living this, and now you’re going to be living these things together.”

“Oh, and lest we forget,” June went on, “you two need to listen to each other about all that stuff you both just talked about. You both talked yourselves into feeling unworthy in the other’s eyes, but the other person didn’t feel that way about you — at all! Listen! Listen to each other. You have to talk when you feel down but you also have to listen to what’s really being said. Trust what you both said to each other before your insecurities took over; you both said ‘I love you’ to each other.”

Kim put her arms around both June and me and pulled us to her bosom and held us there. It wasn’t a sexual clutch; it was a warm, loving holding of the two people that loved her most.

June pulled away as an idea struck and said, “I want the two of you to go upstairs and consummate your reunion. Kim told me about your meteoric sex life and the tantric sex. I’m envious but I want you two to go do something kinky. I’m going to sublimate and take a walk and think about everything you’ve said to each other again.” With that, June rose from the sofa, snuffled, took a Kleenex from the box, and headed to the door. “Go love each other; that’s an order. I’ll give you an hour!” she said over her shoulder and with that she was out the door, shutting the door firmly behind her.

Kim and I both smiled at each other. “Come with me,” she said, pulling me up, “we have so much to make up for.” We went up the stairs to her large bedroom. She said, “We are going to have the best make up sex anyone on this side of the world has ever seen.” With that she started to peel away the layers of clothing that covered her body. I stripped too.

When we were nude, we clutched at each other and fell onto the bed. Kim said, “No foreplay, your being here is enough. I want you deep in me now.” I kissed her, rose over her magnificent body and with her help gently entered her with my rod sinking all the way to the greatest depth I could.

She was moist and ready for me. She held me tight to her wrapping her arms and legs around me. “Now you’re home, really home,” she sighed.

We toyed with each other for most of our hour, getting near the brink and then backing down in showers of kisses. We licked, fondled and smoothed all over each other, but never separated and really never stopped pumping or thrusting into each other. We talked to each other too, telling each other how important they were in our life and how we would rewrite the future to include the other person in it. After a while, Kim said, “Please make me cum. I’m close.”

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Wanna Paint Pt. 01

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

WANNA PAINT – PT: 01

Prologue

This is my 18th erotic story and Literotica submission. I am always indebted to Candy_Kane54 (CK) for her continuing commitment to helping me improve my writing style. CK has provided 100 percent of the editing and style advice for all 18 stories. I am so grateful since I would have never written these stories without CK’s enthusiastic and continuing support.

My Lesbian Romance stories focus on the trials and lives of strong and powerful women. Romance, not sex, is the driving factor in these stories, which are 100 percent Fiction; however, many are based on real-life experiences of friends or acquaintances.

Most stories are lesbian love and romance heavy with children all about. As a general rule, no overt sexual activity occurs while children are present in the home. Maintaining this rule requires that relatives and friends share active roles in the stories, allowing the little ones a fun place to visit when the sex heats up at home.

All explicit sexual activities in this story are lesbian, with young ladies aged 21 or older. Like my other stories, WANNA PAINT builds slowly with lots of personal and business details before any sexual activity occurs. Most explicit sex scenes feature a dominant but absolutely loving woman as the definite TOP controlling the action.

If this is your type of Lesbian Romance-Love-Sex Story… ENJOY!

Diane (Di) Jodie Ames, age 24, had just arrived in Beaufort, NC, where she will live for the next three years. Di’s daughter Clarisse (Risse) Monica Ames, age 5, traveled with her mom Di to Beaufort, NC. They would settle there for the next three years, the longest time Risse had lived anywhere since birth.

Autumn June (June) Mason, age 11, was also traveling with Di, who will primarily be responsible for June’s care for the next three years. June was a gifted young girl testing as a genius. Her parents were University Professors and Archeologists who had focused mainly on June’s superior intellect. So she tended to be somewhat awkward when socially interacting with the outside world.

On the other hand, Risse had basically been a gypsy during her five years on planet earth. She was born in Memphis, TN, and nearly two years later, Di moved to Nashville, TN. After two years in Nashville, Di had a two-month stay in Durham, NC, for Duke University School of Business pre-program studies, before just now arriving in Beaufort, North Carolina.

Risse’s communication skills and vocabulary were remarkable for age 5 because she often joined her mom Di at special hotel functions. Risse was supposed to remain undercover in a low-traffic area while her mom worked a special small-sized Nashville hotel executive event. However, Risse often slipped into the meeting room and talked with everyone she met, so Di usually kept a close eye on her.

Beaufort was the fourth oldest town in NC, with a population of nearly 5,000. The city was established in 1713 and is located in Carteret County, serving as the county seat. Beaufort was on the Crystal Coast in North Carolina’s Southern Outer Banks, part of the vast Atlantic Ocean coastal region along with Emerald Isle, Atlantic Beach, and Morehead City. Beaufort was known for deep sea fishing and various species/types of seafood.

The Duke University Marine Biology Campus was strategically located in Beaufort. This year-round oceanfront campus was open to any Duke student, regardless of their major. So this was partially the reason for Di, Risse, and June arriving in Beaufort today.

***

2012

Di was a High school senior in Germantown, TN, a suburb of Memphis, TN, graduating from Germantown Television HS this year. She had a strong interest in Fine Arts and business administration, maintaining a solid 3.95 GPA throughout high school. Her family’s background was solidly middle class, and she basically lived a quiet but happy life as an only child.

Di’s boyfriend of three years, a senior named Wesley, was also from Germantown, carrying a respectable 3.02 GPA. After constant pressure and the ‘if you really loved me’ line from her boyfriend, Di began having sex with Wesley during their senior year, always using protection.

Di had been awarded a full-ride five-year scholarship to study for a combined BA/MBA degree at the Duke University Fuqua School of Business. She eagerly anticipated enrolling at Duke University in Durham, NC, this fall.

Unfortunately, Di’s boyfriend’s prophylactic contraception failed, so she got pregnant midway through the second semester of her senior year in high school. Di graduated HS on schedule but was forced to turn down the Duke Scholarship. She wrote a detailed letter to the Fuqua Admissions Director explaining her accidental maternity situation. The Duke Blue Devils had always been her favorite college sports team, so Di was terribly disappointed in having to decline the scholarship. If at all possible, she would like to study for her Duke MBA degree sometime kazak escort in the future.

Di and Wesley were married in the summer of 2012, giving their baby a family name; otherwise, she would carry a lifetime scourge of illegitimacy. Their two years of marriage were simply a disaster. Di’s boyfriend/husband was a nice guy but was not emotionally nor mentally prepared for fatherhood. He continued acting as though he was still in Germantown HS, including hanging out with his sports buddies. In fact, Wesley was out of state when Di delivered their little girl, playing in a community summer league softball championship series. Hence, he was not present for Clarisse’s birth.

Di always had a comfortable relationship with her parents. So she frequently discussed Wesley’s lack of maturity issues with them, especially his not being ready for the responsibility of marriage or children. Di worked as a waitress on the dinner shift at one of the nicer Memphis preferred business hotels. She mostly cared for Risse and their rental apartment; while also taking online business classes each study semester. But her young husband just wanted to relive his HS glory days, not understanding that a child has real needs.

Di quietly packed up and moved across the state to Nashville, TN, where she had a few distant relatives. She then worked as a waitress at a FIVE STAR local luxury hotel. Di paid her elderly great-aunt, Edwina Louise Johnson, $300.00 monthly in cash to watch Risse while she worked the dinner shift. Di’s mom had assured her that Risse would be well cared for by her aunt Edwina, so Di was pleased when she said yes. After a one-year separation, with her parent’s support and promise of financial help, if needed, Di filed for divorce.

Edwina was quite pleased with the evening babysitting arrangement for Risse since her monthly SS retirement check was only $850.00. So babysitting Risse provided her elderly aunt some much-needed and welcomed extra cash every month.

Risse was now nearly five years old, and Di became increasingly frustrated with spinning her wheels and going nowhere. She desperately wanted more out of life for her and Risse. Di badly needed to chart a career life path, realizing this was just not feasible without a ‘College Degree.’ Di continually asked herself if she should follow up with the Fuqua School of Business Admissions Director on the possibility of reviving her scholarship. But she was too scared the answer would be ‘No Way,’ so she did nothing!

Out of the clear blue sky, a solid potential opportunity presented itself, so Di decided it was now or never. Nashville would host a major business services convention in the spring, with many delegates staying at Di’s hotel. She quickly searched the internet and learned there were also several University Business School Exhibit Booths at the convention center. So Di pondered on how to best use this information to her advantage.

RISSE SAVED THE DAY

Today was payday and Di’s normal evening off. Her regular pay was a direct deposit to Di’s checking account. Still, the shared tips for that pay period were paid in a cash record envelope. So Di usually stopped by collecting her tip money, bringing Risse with her. The hotel offered free ice cream and cake to all employees’ children on Tip Day, as it was called.

As she and Risse strolled through the dining room to the free ice cream stand, Risse stopped and squealed, “Mommy, look, there are some Duke Blue Devils here!”

They had happened upon a group of convention delegates who proudly wore their Duke Blue Devil logoed sport shirts. Risse pulled Di over to their table, saying, “See, Mommy, I told you the Blue Devils are here!”

Di congratulated the table on their beautiful Duke garments, mentioning that she had almost studied business at Fuqua. Unfortunately, it hadn’t worked out.

One of the attendees asked, “Are you okay with explaining the specific reasons for not attending Duke?”

Di, “May I please sit and order an ice cream sandwich for my daughter Risse while I give you the short version?”

Another person at the table offered to buy Risse’s ice cream, but Di answered, “My name is Diane Monica Ames, and most people call me Di. This is my four-year-old daughter, Clarisse, whom we call Risse. I am an executive dining room waitress here on the evening shift, but today is my day off. I stopped by to collect my shared tip money. Today is nicknamed ‘Tip Day,’ so the hotel provides free ice cream and cake for all employees’ kids.”

Risse proudly jumped in, “Mommy says that the Duke Business School is the best in the world, and I like the Blue Devil clothes. So I will attend Duke University when I am sixteen years old!”

The whole table of Duke guys laughed at Risse’s declaration, with one saying, “Wow, she is really smart for a four-year-old.”

One of the attendees looked intently at Di, asking her to fully explain her earlier comment istanbul bayan escort on why she did not attend Duke.

Di started, “I was a 3.95GPA student throughout HS and awarded a Full Ride Duke MBA Scholarship in 2012. Unfortunately, my boyfriend of several years had constantly pestered me for sex. My pregnancy happened at the most inopportune time, but this is my beautiful daughter Risse whom I love dearly.

“We tried marriage, but Wesley was just not prepared for the responsibility of marriage or parenting. He was a nice guy but just not ready for life away from HS. I worked as a waitress, mostly caring for Risse, and took business courses online as much as possible.

“After many conversations with my mom and dad, we all decided it was best for me to move on. They offered me financial support, but I said no unless there was a real emergency. I applied at this hotel, gave them my Memphis letters of REC, and started working in the executive dining room the next day.

“I actually think I am slowly working my way toward Durham. I want to ask the Fuqua School of Business for a second chance but am terrified of Shari Hubert saying no way.”

Risse again, “I want my mommy to take me to see the Duke Blue Devils, and then I will be real happy!”

“I have my resume here on my tablet and can email it to you. Maybe, one of you could offer me your thoughts regarding reapplying for my scholarship to Fuqua via Dean Shari Hubert?”

One younger man introduced himself as Andrew (Andy) Travis, an Associate Professor of Economics at Duke. He gave Di his Duke University business card, asking her to email him her resume right away and he would take a quick look. He also asked her to send him a complete admission document request package with grades, curriculum details, GPA confirmation, extracurricular activities, etc.

Andy viewed Di’s Resume with raised eyebrows, asking when he could see her full information package.

Di was comfortable talking with Andy since he proudly wore his wedding band. She would be happy to leave a package for him at the front desk mid-morning tomorrow.

2017

Three months later, Di quit her waitress job and temporarily moved to Durham, NC. She had been officially invited to participate in an eight-week experimental summer program, which Duke was beta testing. If Di qualified after the eight-week pre-program, her five-year full-ride BA/MBA scholarship would be reinstated.

Di had many online and Zoom conversations with the Duke Fuqua Admissions office, which finally morphed into the eight-week summer study offer. Her parents were in total agreement with Di, saying this was a once-in-a-lifetime opportunity. They also reminded Di that financial help was available from them if and when she needed it. So Di decided she was definitely going for it.

Di still had a few major issues, one of which was she now had a nearly five-year-old little girl to take care of. So she needed to work somewhere at least part-time while attending Duke on a five-year scholarship. Additionally, Durham, NC, had a very high cost of living, so she needed to live away from the main Duke campus.

Di was quite frugal, so she had sufficient funds on hand for the eight-week Business School pre-admission beta test program. She and Risse would live in the married student housing quarters. Free onsite daycare was provided in the building where most of their regular classes were held. Many of these minor pre-program adjustments were actually recommended by Di during her several conversations with the Dean of Admissions office. So Di was under intense scrutiny from day one.

Four other female students were in the 8-week Fuqua Business School pilot advanced study program being beta-tested. They were all single moms whose unexpected pregnancies as HS seniors had derailed their plans for going to college.

The first week of the study’s minimum required performance test results for this special program was hot and heavy. It immediately became clear that most pre-program students viewed this project as an eight-week joyride or paid vacation. So by the three-week mark, Di was the only student still standing in the program. Di and the Program were fondly labeled as The Exception.

Di’s problem-solving and study performance had been outstanding since the first day of class. Risse was also genuinely living it up as a real Duke Blue Devil, even though she was just in daycare. Di had splurged and purchased Risse a Duke Blue Devil child’s backpack. Then she fully stocked the backpack with Blue Devil logoed pens, notepads, pencils, and an introductory Blue Devil Fine Arts study pack.

With the exceptionally high pre-program attrition rate of 80%, Di was somewhat worried about whether the daycare service would be discontinued. Risse was now the lone child participating in the daycare program. Associate Professor Andy told Di not to worry. She should just bring Risse to class with her until further azeri escort notice.

Risse was now in Blue Devil Heaven because she was going to big person Duke Blue Devil classes with her mom. Di planned Risse’s daily lessons each week, telling her she needed to study like mom since she had just graduated from daycare.

Risse mimicked her mom as she shouldered her Duke backpack and strolled confidentially into the classroom as if she owned it. Di sat Risse at a small workbench, taking out her favorite art study project booklet. Di then told Risse to work on the first five pages for an hour.

While Di was sifting through her study notes, a cute little girl, maybe ten or eleven years old, peeked around the door before entering the classroom. Trailing behind her were two ladies in their mid to late thirties, who were probably Duke Professors. These two ladies must have known the young girl since they had guided her into this special classroom.

The cute girl introduced herself to Di, “I am Autumn June Mason, and the word’s out that you need some babysitting help.”

Di just couldn’t help herself as she snickered, “Pleased to meet you, Autumn June. So when did June become a part of Autumn?”

Then Risse decided to be silly like her mom, “I thought it was June-July-August, so I guess they changed August to Autumn on the calendar.”

Autumn June stood there a bit perplexed by Di and Risse’s joking comments. So Di, thinking she had hurt the little girl’s feelings, hastily ran over and gave Autumn June a sweet, warm hug. Of course, Risse was right on mom’s heels, giving Autumn June a bear hug.

Di then looked Autumn June in the eye and said, “I apologize because I shouldn’t have made fun of your name!” hugging the cute little girl again. “My name is Diane (Di) Ames, and the little one is my daughter Clarisse (Risse) Ames, who will soon be five years old. You can call us Di and Risse if you like. Okay?”

Risse had really big ears, so she asked. “Hey June-July-Autumn, are you my new babysitter?” as she gleefully grinned at her wisecrack.

Autumn June growled, “Yes, I am the new babysitter and am coming to get you right now,” as she also acted silly!

Risse took off running from Autumn June with their going around and around the room before tiring out. Then Risse suddenly stopped, flinging herself into Autumn June’s arms, “You’re a really crazy girl, and I do like you. Are you coming here to play with me every day?” asked Risse while holding on tight to Autumn June.

Di walked over to the gasping pair and said, “That’s it. We will all start running every morning because you two definitely need some daily exercise.”

A few moments later, the two nicely dressed ladies walked over and introduced themselves to Di and Risse. Autumn June was their niece, spending a month of her summer school vacation on campus. So they were looking for possible non-academic special activities to keep her entertained.

Di turned to Autumn June, smiling, “First, tell us what name we should use and how old you are. Do you want to hang out with Risse and me for the next month?”

“Please call me June. I am almost 12, and yes… yes, I really want to hang out with you and Risse for a month,” as Autumn June smiled brightly.

“Okay, Done Deal,” replied Di. “‘Babysitter’ is the wrong word for your big job during the next month. I want you to be Risse’s friend, like an elder sister. I can see that you are really smart and hope you will teach Risse many different things while we are all together.

“This special classroom, as well as other neat places, such as Museums, Libraries, and Art Galleries, are all great places for learning.”

Di followed up by asking. “June, are there any special projects you want to work on for the month?”

June answered, “I am very interested in Astronomy and plan to visit Mars by my twenty-fifth birthday. I especially like stargazing on clear nights and will teach Risse about all the stars in our galaxy. I also love reading about engineering, so I will teach Risse the basic theories of jet propulsion, which is important for my Mars trip.”

“Okaaay… what do you like to do for fun, June, like singing, drawing, coloring, or other types of artsy stuff?” asked Di, also looking at Risse.

Risse took a small box from her Blue Devil backpack and asked June, “Wanna paint?”

June replied, “Firstly, Di, I am so happy taking care of Risse and helping with her favorite stuff like art. I have never babysat before and do not have any brothers or sisters. So I have been very lonely most of my whole life while growing up.

“I am stuck in some old boarding school for GIFTED children most of the time, which I do not like. All they have there are rules for the things I cannot do. I am so happy that Aunt Maryland let me visit for a month, so I can have some real fun this summer.”

June continued, “I will love spending a lot of time with Risse, doing whatever makes her happy because I already like her! Risse is smart and funny, so I do not want her to be sad a lot like me.”

Then June asked, “Risse, let’s go sit at the work table, and you show me all of what’s in your book bag? Maybe we can work on something special today while your mom, Di, studies.”

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized
istanbul travesti istanbul travesti istanbul travesti ankara travesti Moda Melanj kuşadası escort bayan çankaya escort mecidiyeköy escort beylikdüzü escort istanbul escort ankara escort bayan Hacklink Hacklink panel Hacklink panel bursa escort ankara escort Ankara escort bayan Ankara Escort Ankara Escort Rus Escort Eryaman Escort Etlik Escort Sincan Escort Çankaya Escort hurilerim.com Escort Antalya Escort Alanya Escort Antalya Merkez Escort Antalya Otele Gelen Escort Antalya Rus Escort Belek Escort Fethiye Escort Kemer Escort Kepez Escort Konyaaltı Escort beylikdüzü escort antalya rus escort escort keçiören escort etlik escort çankaya escort mamasiki.com bucur.net hayvanca.net lazimlik.net cidden.net Escort bayan Escort bayan escortsme.com anadoluyakasikadin.com kadikoykadin.com atasehirkadin.com umraniyekadin.com bostancikadin.com maltepekadin.com pendikkadin.com kurtkoykadin.com kartalkadin.com istanbulspor.net şişli escort istanbul escort mecidiyeköy escort beşiktaş escort taksim escort fındıkzade escort çapa escort fatih escort topkapı escort escort şişli escort bayan bayrampaşa escort merter escort escort mecidiyeköy bursa escort warez forum Bonus veren siteler Bonus veren siteler ankara travesti By Casino bursa escort görükle escort bursa escort bursa escort bursa escort bursa escort ankara escort kayseri escort kuşadası escort kocaeli escort konya escort kütahya escort manisa escort mardin escort mersin escort muğla escort nevşehir escort rize escort sakarya escort samsun escort şanlıurfa escort sivas escort tekirdağ escort trabzon escort tunceli escort uşak escort van escort yalova escort çorlu escort gebze escort gümüşhane escort izmir escort kilis escort kırklareli escort karabük escort karaman escort kars escort kıbrıs escort kırşehir escort malatya escort niğde escort ordu escort osmaniye escort sinop escort tokat escort yozgat escort zonguldak escort