Yazar: admin

Kayinpederime Krem Sürerken

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Kayinpederime Krem Sürerken
Evliliğimizin üzerinden altı yıl geçti.İlk zamanlar kocamla seks hayatımız çok güzel gidiyordu;fakat sonraları kocamın eski hızı kalmamıştı.Çocuğumuz olalı daha bir sene oldu. Artık haftada bir sevişiyordu benimle. Doğumdan önce ve sonra sikişmelerimiz seyrekleşmişti.Hem hamileliğimin hem doğum ve sonraki dönemde birbirimizden bu sebeplerden uzaklaştık belki de.Çünkü doğumdan sonra amım tabi eski darlığını da kaybetmiş ve bollaştı da.Belki de benden merakını almıştı.

Zaten kocam işi gereği bir büyük atölyenin gece bekçiliğini yapıyordu tam gece yatma zamanı kalkıp işe gidiyordu.Fakat mecburduk maaşı ancak yetiyordu, benim çalışmama da karşıydı. Kira vermemek içinse kayınvalidemlerin büyük evinde birlikte kalıyorduk.Sağolsunlar bize sahip çıkıyorlardı.

Benim annem ve babam bir trafik kazasında hayatını kaybetmişlerdi.Ben de onları kendime anne baba bilmiştim.Onlar da bana hep kızım diye hitap ederlerdi.Kayınpederim 55 yaşında olmasına rağmen önceleri köylerde yetiştiğinden midir bilmem hala dinçti.ra sıra Levent işe gittiğinde kendimle oynarken seslerini duyardım sikişirlerken.Kayınvalidem de çok seksiydi.Sikiştikleri gecenin sabahı yüzündeki kızarıklardan anlaşılırdı sikişmeleri.

Kayınpederimin evde şalvarla dolaştığından önündeki kabarıklık belli olurdu.Sikiştiklerinden sonra sönük dururdu. Gözüm çoğu zaman oraya takılırdı. Akşamları bebeği bazen ben çoğu zaman da kayınvalidem uyuturdu.Ben onlardan çekinmediğim için bebeği çoğu zaman onların yanında emzirirdim.Ben bu işi yine de onların dalgın olduğu zamanlarda yapmaya çalışırdım Mesela bir gece televizyonda ailece kaçırmadığımız bir diziyi seyrederken ben yine bebeği emzirirken diziyi daldığımdan bebek uyuyakalmış fakat benim bembeyaz memelerim süt ıslaklığıyla ortada kalmış.Ne kadar geçti bilmiyorum , sonra bir de baktım ki kayınpederim fark etmiş ki yiyecekmiş gibi bakıyordu memelerime.

Utanarak göğüslerimi hemen içine soktum tişörtümün.Ne yalan söyleyeyim utansam da hoşuma da gitmişti. Yine iki akşam sonra bebeği uyuttuk Levent de işe gitmişti.Gece yarısı güzel bir duygusal film başlayacaktı.Kayınvalidem filmin çok güzel olduğunu kayınpederim ve benimde seyretmemi istedi.Fakat gece yarıları bebeğin ağlamaları ve huysuzluğu nedeniyle uykumu alamıyor erken uykum geliyordu.Kayınvalidemin bir huyu vardı ışığı kapatıp da televizyon seyretmek.Yine öyle yaptık.Film başladı, biz üçümüz tam televizyonun karşısındaki divana oturduk üzeremize bir battaniye aldık,ortamıza kayınpederim oturdu ben onlara ara sıra su falan getiririm diye mutfak tarafına oturdum.

On beş dakika sonra soba yavaş yavaş sıcaklığını kaybedince üşümeye başlayınca farkında olmadan kayınpederime yanaştım sıcaklığını hissediyordum fakat kayınvalideme de çaktırmıyordum.Kasları belli oluyordu.Bir kıpırtı vardı. Şöyle bir baktım battaniyenin altından babam annemin iki bacağı arasında geziniyordu. Kıskandım onları.Esas yanan benim yirmi beş yaşındaki taptaze amımdı.,fakat kıymetini anlayan yoktu.Karanlıkta beni görmüyorlardı.Bir eliyle de annemin göğüslerini okşuyordu.Annemin yerinde olmak ve okşanmak istiyordum.Battaniyeyi düzeltir gibi yapıp babamın sikine dokundum aman Allah ım kocaman bir şeydi.Bu yaşa rağmen kocamınkinden büyük olduğu kesindi.O gece sabaha kadar sikiştiler. Bense yine kendimle yetindim. O günlerde evimiz badana yapılacaktı.

Kayınpederim merdivene çıkmış badana yaparken birden merdivenden düştü.Hastaneye götürdüler.Çok şükür kırık çıkık yoktu;fakat kötü incinmiş.Doktor ilaçlarla birlikte bir de her gece bacakları ve kalça kenarlarına yatarken sürmesi için bir krem vermişti . Annem sağolsun bir iki gece uzun uzun sürmüştü.Üçüncü gece Levent i işine gönderdim bebeği uyutacaktım.Annem: Ben uyuturum sen bulaşıkları yıka , dedi.Ben bulaşığı yıkayıp içeri geldiğimde annem bebeği yeni uyutmaya başlamış , televizyonda da sevdiğimiz bir film başlıyordu.Kayınvalidem:Gelinim şu ışığı kapat da hem bebek uyusun hem de filmimizi seyredelim, dedi.Ben ışığı kapatıp kayınpederimin yanına oturdum.

İçeriyi televizyonun mavimsi ışığı aydınlatıyordu.Aradan biraz zaman geçince kayınpeder:Hanım benim bu geceki kremi unutmadın di mi, diye sordu.Dur şimdi Halil bey tam filmin ortası şimdi olmazsa gelin sürüversin bu akşam, deyince içim kıpırdadı.Babam olmaz hanım , deyince kayınvalidem: Niçin olmasın canım gelin yabancı mı? Ben: Baba tamam dedim, ben sürerim.Kalktım dolaptan kremi aldım.Babamın yanına oturdum. Babamın şalvarını aşağı doğru biraz sıyırdım Karanlık olduğu için ikimiz de utanmıyorduk zaten o da filme bakıyordu annem divanın aşağısında bebeği salladığı için bizi de göremiyordu.Kremi hafifçe sıktım elime, yavaşça sürmeye başladım. Önce bacağının altlarına sürdüm, sonra yukarılara doğru ilerlemeye başladım.Karanlıktı birden elim kilotunun lastiğine takıldı.Ben iyice ovduğum için babam farkına varmadı. Sonra bundan cesaret alarak kilotunun etrafını gezmeye başladım.Tabii hiç annemin elinden başkası oralarına değmediği için siki hemen ayaklanmıştı.Sikinin etrafındaki kıllar kalın ve sertti.Hem kremliyor hem okşuyordum.Babam hala fark etmiyordu.Ta sikinin köküne geldim :Baba yapabiliyor muyum? deyince , aferin benim gelinim işte tam oralara sür, deyince zevk aldığını anlamıştım.Artık sikinin dibinden yukarılara çıkmanın zamanı geldi.Öyle sert ve büyüktü ki.

Babam: Kızım oda yine soğudu bacaklarım üşüdü battaniyeyi getir de öyle devam et, dedi. İşte istediklerime ulaşıyordum.Battaniyeyi örttüm bacaklarına.kaldığım yerden devam ettim.Her tarafı kremlenince kayganlaşmıştı siki.Sıvazlamaya başladım.Hala büyüyordu.Ben bu akşam bunun tadına varmalıydım ama nasıl? Kayınvalidemin beni göremediğinden emin olunca kayınpederimin gözlerine baktığımda gevşemiş ve göz göze geldik.Eliyle saçlarımı okşamaya başladı ve hafifçe başımı aşağıya eğdi, belli ki ağzıma alıp yalamamı istiyordu.İçim sulanmıştı,kafamı battaniyenin altına sokup ağzıma aldım.İlk defa başkasının sikini yalıyordum.Çok değişik bir duyguydu.Hem de yasak bir ilişki.Babam ağzıma boşaldı.Ben ellerlimi yıkamak için lavaboya gittim .Baktım kayınvalidem uyuyakalmıştı.Babam da arkamdan geldi . Baba kusura bakma, dayanamadım, Levent beni hep ihmal ediyor kaç gündür tadıma bile bakmıyor, ben de seninkine yaklaşınca dayanamadım. Fakat tadı çok güzelmiş.dedim.Ya bak kızdım şimdi oğlana, tazecik gelinimi nasıl yaraksız bırakır adam.abam bunu söylerken sikinden sıvılar akıyordu.Baba sikini uzat da sileyim deyince babam: Kızım şunu bir daha kaldır da amının tadını alsın hem sen de rahatlarsın .Ben: Baba seninki Levent inkinden çok büyük, deyince kızım ben devamlı anneni sikiyorum hiç boş durmuyorum,çalışıyorum.Şimdi sen de içine alınca hiç de zor olmadığını göreceksin.Ben yalayarak yine dimdik ayağa kaldırınca babam: Annen uyanmadan sikişmemizi bitirmeliyiz.Hemen üzerimdekileri babam hızlıca çıkardı.

Banaenin vücudunu hep hayal ediyordum.Acaba gelinimin göğüs uçları, teninin rengi nasıldır,amı küçük mü, büyük müdür, sevişirken inliyor mu yoksa sessiz mi sevişiyor diye hep merak ederdim,dedi.Önüme eğilip önce bembeyaz göbeğimi, altını, bacaklarımı öpüp yaladı.Kilotumu eliyle çıkarırken içim ürperdi.Kocamdan başkası hep yıllardır herkesten gizlediğim amımı görecek, yalayacak ve hatta az sonra içine sikini sokacak ve tadına varacaktı.Bunları ve biraz sonra yiyeceğim büyük sikin de heyecanım artıyordu.Her tarafım sulamıştı.Yalama işi bitince beni öne doğru eğerek bank vaziyetine getirdi arkama geçti. Ben artık bekliyordum.Amımdan mı götümden mi sikecekti.Eliyle son bir kez sikini sıvazlayıp amımı bir yokladı ve önce sikinin kafasını amımın girişinde sürttürüp yerini ayarladı ve içime girdi.

Bir ohhhhhhhh çektim ki az kalsın Annem uyanacaktı. Çimdeki kocaman sik gidip geliyordu.Öyle ki hala dinçliğinden bir şey kaybetmemişti.Sonra amımmdan çıktı, elindeki kremle götümü yağladı. Sikini tekrar yağladı götüme yöneldi hem acıyacak diye korkuyor hem de tadını almak istiyordum.Çünkü hiç götümden sikilmemiştim.Önce canım çok yandı sonra acı zevke dönüştü.Orada kayınpederim bir daha boşaldı. Bunu canımız her istediğinde yaptık hem ben hem kayınpederim mutlu oldu

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Farklı Fantezilere Yelken Açan Evlilik -14- Roller

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Farklı Fantezilere Yelken Açan Evlilik -14- Roller
Nihayet eve vardığımızda kendimizi koltuklara attık. Gökçe telefonunu çıkartıp biraz onunla ilgilenirken ben duşa girip çıktım. Altımda sadece boxer olduğu halde gelip karşısında koltuğa yayıldım. Gözlerimi kapatıp bana anlatılanları düşünmeye başladım.

-Uykun mu geldi yoksa?

Gökçe’nin sesiyle düşüncelerim bölünmüştü, göz kapaklarımı zorlukla açıp ona doğru baktım. Telefonu koltuğa bırakmış beni izliyordu.

-Galip’e mesaj attım. Selamı var. Yarın akşam gibi dönebilirmiş en erken. Kötü oldu bu.
-Sende ona selamlarımı ilet bir daha ki sefer. Evet kötü oldu.
-Bende hızlıca bir duşa girsem iyi olacak.

Gökçe bunu deyip bikinisini çıkartmaya başladı. Önümde soyunuyordu ve bu çok kısa sürmüştü. Bikininin iki parçasını eline alıp bana göz kırptı. Harika bedenine tekrar iç geçirerek baktım. Gökçe bana doğru yaklaşıp kucağıma oturdu. Penisim bu temasa hızlıca tepki vermişti bile… Dudaklarımız buluştuğunda ellerimi Gökçe’nin kalçalarına götürdüm. Uzun ve tutkulu öpüşmeyi bitiren yine Gökçe olmuştu. Gözlerini gözlerime dikti;

-Seninle sevişmek istemiyor değilim. Ama Galip yanımda olmadan pek içim rahat etmez. Ama akşam belki Galip ile konuşuruz ve biraz vakit geçiririz, ne dersin?
-Hayır demem imkansız…
-O zaman biraz daha sabretmeni isteyeceğim.

Tekrar dudaklarıma bir buse kondurdu ve kalkıp bikini parçalarını da alarak merdivenlere doğru ürüdü. Salınan kalçalarını izlerken kendimi sıvazlıyordum. Gözden kaybolduğunda bende tekrar eski pozisyonumda biraz gözlerimi dinlendirmeye döndüm.

Gökçe on dakika sonra merdivenlerden indiğinde gözlerimi kamaştırıyordu. Üstünde tül gibi ince bir pareo dışında bir şey yoktu. İç çamaşırı giymediği için bedeninin hatları perdelerden sızan ışıkla olduğu gibi gözükmekteydi. Saçlarına sardığı havluyla oldukça doğal gözüküyordu.

-Ne ara duşa girdin, ne ara kurulandın?
-Hızlı kadınım…

Gelip dizime yattı. Elimi omuzuna koyup hafifçe okşamaya başladım.

-Eee en son komşunu ayartma girişimini anlatıyordun.
-Ne meraklı çıktın. Gazeteci olsaydın keşke.
-Nasıl merak etmeyeyim. Çok ilgi çekici bir geçmişiniz var…
-Haklısın.

Gökçe ile biraz o pozisyonda vakit geçirdik. Sonra kalkıp akşam yemeği için hazırlıklara giriştik. Gün boyu neredeyse tek lokma yememiştik. Yemekleri hazırlarken ve yemeklerimizi yerken sorduğum sorulara Gökçe tek tek cevap veriyordu. Dinledim…

Gökçe;

Gergin bir şekilde Galip’in eve gelmesini beklemiştim. Suç aleti saydığım Alper ve bana ait bulaşıkları ortadan kaldırmış, dildoyu yerine koymuştum. Üstüme düzgün bir şeyler giymiş ve Galip’i bekliyordum. Anahtar sesini duymamla irkildim, salonun ışıklarını kararmaya başlayan havaya rağmen açmamıştım. Kalkıp ışıkları açmıştım ki Galip kapıyı açıp önümde belirdi. Yüzünden ne düşündüğünü okumak imkansızdı. Yanına gidip sıkıca sarıldım, karşılık verdi.

Uzun ve sessizlik dolu sarılma sonrası Galip hızlıca gidip üstünü değiştirdi, elini ve yüzünü yıkadı. Ben ise arkasından cezasını bekleyen çocuk gibi geziniyordum. Nihayet tekrar salona geçtiğimizde üçlü koltuğa yan yana oturduk. Galip beni kendisine çevirdi. Bakışları sanki tenimi delip geçiyor ve ruhuma işliyordu. Büyük bir suçluluk duygusu içimi kaplamıştı, kocamı aldatmış gibi hissediyordum ki bu doğru bir düşünceydi aslında. Halbuki aynı odada bir kaç saat öncesinde Alper’in üstüne atlamamak için kendimi zor tutmuştum. Başım çoğu zaman yere eğik, sesimin titremesine engel olamadan tüm olan bitenleri detaylıca anlatmaya başladım. Galip tek kelime etmeden beni dinledi.

Anlatmayı bitirdiğimde rahatlamıştım. Ama Galip’in tek kelime etmeden, ciddiyetle beni dinlemesi korkutmuyor değildi. Nihayet Galip suskunluğunu bozdu.

-Ahh Gökçe. Bunları aslında daha önceden konuşmamız gerekirdi. Ben böyle bir şey istediğimden tam emin değilim. Daha zamanı değil gibi geliyor… Haksız mıyım? Hem de benimle konuşmadan keşke bu tür bir şeye kalkışmasaydın.
-Haklısın. Özür dilerim.
-Özür dilemen için söylemiyorum. Evet tahmin edebiliyorum arzularını, hislerini ama daha zamanı değil.
-Zamanı gelecek mi peki? Ne düşünmeliyim?
-Bilmiyorum. Aslında bu yaptığın çok ciddi bir şey ama beni tahrik ettiğini inkar edemem…
-Sen ciddi misin?
-Evet… Daha ileri gitsen muhtemelen hoş olmazdı ama bu anlattığın kısım… Ne bileyim Gökçe. Ne yaptığımızı anlamıyorum. Hoşumuza giden aksiyonları yapmaktan kaçınmıyoruz evet ama çok hızlı gitmek istemiyorum. Ki bizi bu yola sokan bir noktada benim aslında. Durum böyleyken nasıl kızabilirim sana?
-Anlayışın için teşekkür ederim. Bir tanesin…

Galip’e kocaman sarıldım. Düşünmemizin daha iyi olacağına kanaat getirmiş olmayız ki gecenin devamında çok konuşmadan dışarıdan söylediğimiz pizzaları yedik ve ardından yatıp uyuduk. Ve evet itiraf edeceğim; çok hoşuma gitmiş olsa bile biraz pişmandım. Ve o gece kocam yanımda olmadan, ondan böyle bir talep gelmeden bir daha böyle bir şey yapmayacağıma karar verdim.

Günler günleri kovalarken Galip ile gayet sade sayılabilecek bir iki seks dışında cinsel hayatımız tekrar durağan hale gelmişti. Kendimi işime ve eşime vermiştim. Konu hakkında ise konuşmuyorduk. Masaj olayının ardından bir hafta geçmişti ki dinlenmek için tv kanallarını gezdiğim bir anda kapı çaldı. Gelenin Alper olduğunu gördüğümde heyecan ve tedirginlikle kalbim çarpmaya başladı. Ürkek bir şekilde kapıyı açtım.

-Merhaba, müsait misin?
-Evet, buyur.

Ben konuşması için ‘buyur’ demişken o içeri girivermişti bile. Rahat tavırlarla gelip sıkıca sarıldı. Ellerim boşta kalmıştı, ne yapacağımı şaşırmıştım. Alper gidip koltuğa oturdu. Amacı galiba yarım kalanı bitirmekti…

-Hangi rüzgar attı?
-Komşumu özledim diyelim.

Bu tavırları beni rahatsız ediyordu. Üstüm başım o sefer düzgün olduğu için şanslıydım…

-Çok çalışıyorum, yorgunum…

Gidip bende karşısında duran koltuğa oturdum.

-Kendine eziyet etmemelisin.
-Hayat işte… Mecburuz bazen.

Alper’in bakışları geçen seferden çok daha cüretkardı. Sürekli bedenimi inceliyor, kendini tatmin etmek için bir açık arıyordu. Müsaade isteyip kendimi banyoya atmayı akıl ettim ve düşündüğüm gibi yaptım. Galip’e Alper’in geldiğini yazdım hızlıca ve mesajlarımı görmesi için çaldırdım. Banyomda resmen hapis kalmıştım. Alper ise onun için hazırlandığımı düşünüyor bile olabilirdi… Telefonum titrediğinde hızlıca mesajı okudum.

-Tamam.

Dayanamayıp Galip’i aradım, sesimin salondan duyulmayacağını umarak…

-Aşkım sana Alper geldi diyorum, sen ‘tamam’ diyorsun. Gerçekten çok cüretkar bu sefer ve yarım kalan işini tamamlamak istiyor. Lütfen bir şeyler söyle.
-Ne diyeceğimi bilmiyorum.
-Galip!
-Düşüncesi bile beni sertleştirdi Gökçe. Ama geçen yaşananların daha fazlası? Henüz değil bence. Ama karar senin…
-Başımdan nasıl savacağım?
-Savma.
-Off Galip.
-Sana güveniyorum… Sen ne yapacağını bilirsin…

Telefon kapandı. Ne yapacağımı yeteri kadar düşünmeden sanki gerçekten tuvalete girmişim gibi sifona bastım ve salona döndüm. Alper yüzünde kocaman bir gülümseme ile beni bekliyordu. Gidip yanına oturdum.

-Eee Alper yemek işleri nasıl gidiyor?
-İyi… Bir ara bir kahve içmeye gelsen ya sende, hep ben geliyorum. Sana tariflerimi gösteririm.
-Şu aralar çok yoğunum. Ama bir akşam Galip ile beraber gelebiliriz, neden olmasın…

Alper’in yüzü düştü.

-Galip nasıl?
-İyi, çalışıyor.
-Aranızda iyidir umarım?
-Çok şükür.
-Sevindim.

Bir kaç dakika daha havadan sudan konuşup kalkmak için izin istedi Alper. Bu sefer yolu başlangıçta kapamıştım. Yine de ıslanmama engel olamamıştım.

Akşama kadar iş yaparak kafamı dağıttım. Galip geldiğinde ben çoktan koltukta uyuyup kalmıştım. Galip’in öpücüğü ile uyandım.

-Gökçe nasılsın?
-Uyuyup kalmışım aşkım, hoş geldin.
-Çok mu yoruldun yoksa bugün?
-Evet.

Galip yorulmamın sebebini anlatmam için bana dikkat kesilmişti.

-İş güç işte aşkım.
-Başka?
-Başka? Anladım… Alper ile sadece konuştuk biraz. 5 dk oturup kalktı. Senin adın geçince bile morali bozuldu…
-Bende yorgunluğunun sebebi Alper zannetmiştim…
-Zannettin mi yoksa öyle olmasını umdun mu?
-Her ikisi de.
-Geçen konuşmuştuk ya Galip, ondan sonra daha dikkatli oluyorum.
-Farkındayım.

Hızlıca yemekleri hazırlayıp beraber yedik. Ben masayı toplarken Galip ortalıktan kayboldu. Mutfak işlerini bitirip salona geçmek üzereydim ki Galip’in arkamdan sarılmasıyla yerimden zıpladım.

-Korktum birden…
-Korkma aşkım.

Ne olduğunu anlamadan Galip bir göz bandını gözlerimin üstüne geçirdi. Etrafı göremiyordum, ne yapmak istediğini anlamamıştım.

-Şimdi tek kelime etme. Ben sana yardımcı olacağım…

Galip beni bir iki adım yürüttükten sonra durdurdu ve nazikçe üstümde bulunan tüm kıyafetlerimi çıkartmaya başladı. Çırılçıplak kalmıştım karşısında. Ne olduğunu, ne yapmaya çalıştığını anlayamıyordum. Sonu seks ile bitecekti muhtemelen ama başlangıcı nasıl olacaktı…

Ayakta dikiliyordum, Galip’in yönlendirmesi ile koltuğa oturdum.

-Gökçe bugün gerekeni yaptığın için çok teşekkür ederim öncelikle. Adamla sevişmemen her ne kadar iyi olmuş olsa bile senin niyetin, yaşadıklarımız, Alper ile yaptıkların beni tahrik ediyor ve bu bir sır değil. Sonu belki malum olan o yola girdik bile, bilmiyorum. Ama bugün seni ödüllendirmek istedim.
-Nasıl yan….
-Bana bırak. Sadece birazdan kapının açılacağını ve Alper’in içeriye gireceğini düşün, buna odaklan…

Tek kelime edemedim ama yüreğim sertçe çarpmaya başladı. Ne oluyordu? Galip’in adım seslerini dinleyerek benden uzaklaştığını fark ettim. Bir ara evin kapısı açıldı ve kısa bir süre sonra kapandı. Pür dikkat olanları anlamaya çalışıyordum, kulaklarıma güvenmek zorundaydım. Bu sefer kapıdan bana doğru yaklaşan ayak seslerini fark ettim. İyice yaklaşmıştı bana… Galip’in iç gıdıklayıcı sesini duymam yürek çarpıntımı daha çok arttırdı.

-Alper geldi ve önünde duruyor. Elini uzatarak ona dokunabilirsin. Ben koltuğa oturup sizi izleyeceğim. Özgürsün tamamen…

Bunun bir oyun olduğunu, Alper’in orada olmadığını biliyordum. Galip ve ben yalnızdık odada. Yine de Galip’in bunu yapması tahmin edersin ki oldukça tahrik etmişti. Gözlerim kapalıydı, kocam onay vermişti, bu oyunu devam ettirebilirdim ve karşımda duran kocamı Alper gibi düşleyip, Alper ile sevişiyormuş gibi hayal kurabilirdim. Ama bende bu oyuna katkı yapmak niyetindeydim…

-Teşekkür ederim Galip… Ne diyeceğimi bilemiyorum.

Ellerimi hafifçe ileriye doğru uzatmam ile eşimin çıplak tenine değmem bir oldu.

-Bu gece komşumuzu bu evden mutlu bir şekilde uğurlayacağımızdan emin olabilirsin.

Ellerimi biraz aşağı kaydırarak yıllardır her detayına vakıf olduğum Galip’in penisini avuçlarım arasına aldım. Yavaşça okşarken koltuktan indim ve dizlerimin üstünde duracak şekilde halının üstüne yerleştim.

-Birazdan dayanamayıp bu penisi yalayacağım. Umarım seni rahatsız etmem Galip… Zaten geçen masaj yaparken eğer aramasaydın çoktan yalamış olacaktım…

Ağzımın içinde iyice ıslattığım dilim ile penisin başını, özellikle alt kısmını yavaş yavaş yalamaya başladım. Ağzıma önce baş kısmını sonra penisin tamamını zaman kaybetmeden aldım. Galip’i tahrik etmek için söyleyeceğim kelimeleri oral yaparken düşünmeye başladım.

Ağzımdan penisi çıkartıp;

-Eğer kocam izin verirse bu gece tüüüm deliklerime sırasıyla girmeni istiyorum. Önce ağzım…

Hızlıca tekrar kocamın penisini ağzıma aldım. Bu oyun, Galip’in rol yapması ve hatta kendi söylediklerim bile beni tahrik etmişti.

Penisi tekrar ağzımdan çıkarttım.

-Eğer 69 pozisyonuna geçersek daha rahat olur bazı şeyler Alper’ciğim. Hem belki beni yalarken geçen sefer yeteri kadar dokunamadığın göğüslerimi tekrar okşarsın, özlemişsindir…

Önce Galip bunu söylemem ile yere uzandı, sonra bende üstüne uzandım. Kendimi olabilecek en iyi pozisyona göre ayarlamaya çalışırken Galip çoktan vajinamın içine diliyle girmeye, akan sıvılarımı emmeye, kalçalarımı avuçlamaya başlamıştı. Gözlerim kapalı olduğu için el yordamıyla penisi bulup bende hızlıca yalamaya başladım. Gün içinde ziyarete gelen Alper’in bıraktığı etki zaten beni oldukça sarsmıştı. Klitorisimin biraz daha uyarılmaya ihtiyacı vardı, sonrası tamamdı…

-Alper lütfen klitorisimi yala, sertçe, aynı ritimle. Kocamın önünde ağzına boşalmak istiyorum…

Bu cümleyi kurmamla klitorisimde Galip’in dili oval hareketlerle gezinmeye başladı, gücü yettiğinde bastırıyordu… Elimde penisini sıvazlarken kocamın kasıklarına ıslak öpücükler konduruyor, dilimle yumurtalıklarının altını olabildiğince yalamaya çalışıyordum. Bir birini tetikleyen dişli mekanizması gibi ikimizde hızımızı arttırmıştık. İlk pes eden ben oldum; ‘Alperrrrr….’ diye inleyerek kocamın ağzıma boşalmaya başladım… Kocam diliyle vajinamın içine girip çıkıyor, arada vajina etrafını yalıyor, dişlerini değdiriyordu…

Boşalmam bitip kendime gelmeye çalıştığımda nefes nefeseydim, Galip ise daha yumuşak bir şekilde yalamaya devam ediyordu…

-Şimdi beni koltuğa yatırıp vajinamdan becerir misin? İçime boşalman sorun olmaz. Galip buna kızmaz Alper. Bu gece sana aitim; bedenimi nasıl istiyorsan öyle kullan…

Bacaklarım tutulmuştu. Zorlukla, Galip’in desteğiyle ayağa kalktım ve kendimi sertçe itildiğim için koltuğa oturur pozisyonda buldum. Galip vakit kaybetmeden bacaklarımı kaldırıp vajinama girdi. Yeni boşaldığım için iyice hassastım ve kontrolümü kaybetmek üzereymiş gibi hissediyordum…

Galip boşalmadan uzun süre sertçe içime girip çıktıktan sonra beni doggy pozisyonuna çevirdi. Nasıl oluyordu bu kadar uzun süre dayanabilmişti anlamıyordum, düşünmekle çokta uğraşmadım. Vajina dudaklarımın arasından içime kayıp giden penisin verdiği zevkle inlemeye başladım… Kalçalarıma çarpan kasıkların çıkarttığı ses kulağıma geldikçe daha çok azdım, azdıkça daha çok inledim…. Galip kayıtsız kalamadı, boşalmaya başladığında çoğu zaman yaptığı gibi saçlarımı ellerine dolayıp beni aşağıya bastırdı. Kocamın kısık sesli inlemelerini duyuyor, organımın içindeki kasları gerip bırakarak daha fazla hissetmesi için uğraşıyordum…

Galip üstüme yığılıp kalmıştı nihayet, bir süre kendine gelmesini bekledim, hala içimdeydi…

-Alper, şimdi beni kıçımdan becermeni istiyorum. Kocamın önünde, burada…

Bunu söyledikten sonra Galip’ten kendimi kurtardım ve tekrar önüne diz çöktüm. bir taraftan kendimi uyarırken bir taraftan kocama, vajinamdan yeni çıkmış penisini ağzıma alarak oral yapmaya başladım. Dakikalarca tekrar sertlik kazanması için uğraştım, bu sırada spermlerden dolayı iyice ıslanmış vajinama kah parmaklarımı sokarak, kah klitorisimi okşayarak kendimi tatmin etmeyi ihmal etmedim.

Ağzımdaki penis iyice büyümüştü, bundan emindim. Artık uzun zamandır yapmadığımızı yapmaya, anal sekse hazırdı.

-Kocam uzun zamandır kıç deliğimi becermiyor. Sen öyle sert, öyle güzel becerki nasıl yapılırmış görsün, olur mu?

Bunu dedikten sonra yerde dizlerimin ve ellerimin üstünde durup, kıçımı Galip’in olduğu tarafa çevirdim. Önce kıç deliğimde ıslak bir parmak hissettim, sonra Galip’in penisinin başını. Yavaş hareketlerle ileri geri yapıyor, deliğin açılması için uğraşıyordu. Canımı acıtmaya kıyamamıştı.

-Ellerini kullanmana gerek yok nasıl olsa, bir elinle rica etsem beni tatmin eder misin?

Galip birden ayağa kalkıp hızlı adımlarla odadan çıktı. Ben ne olduğunu anlamadan orada öylece beklerken tekrar ayak seslerini işittim. Vajinamın içinde metalik cismi hissettiğimde aldığımız oyuncaklardan birisini kapıp geldiğini anladım. Kocam benden akıllı çıkmıştı bu konuda… Vibratörün titreşimi açıldığında, soğuk metal içimde farklı noktalara değmeye başladığında zevkle irkildim. Galip ise tekrar penisini ıslatıp kıç deliğime dayadı. Bu benim için ilk olacaktı. İki deliğim birden dolu olarak sevişmeyi daha önce izlediğim pornolarda görüp merak etmiştim ama yapabileceğim hiç aklıma gelmemişti. Acaba vibratör yerine gerçek iki tane penis, gerçek iki adamla bunu yapacağım zamanlar gelecek miydi? Bu düşünce aklıma gelince derin bir ‘ohh’ çektim.

Kıçımı aralayan penisin kafası artık içime girdiğinde Galip her seferinde kendisini birazcık geri çekmeye ama tekrar girerken bir öncekinden daha derine girmeye başlamıştı. Bu ritim artık kasıkları bana dayanıncaya kadar, tamamı içime yani kıçıma girinceye kadar devam etti. Bir süre daha yavaşça girip çıktıktan sonra Galip hızlanmaya, daha sert içime girip çıkmaya başlamıştı.

Titreşimli vibratör beklediğimden daha kalın ve daha uzundu. Yaklaşık bir penis boyundaydı (o an öyle aklımda kalmıştı, öyle hissediyordum) ve titreşimi çok ama çok etkiliydi. Vajina içi duvarlarım kasılmaya, boşalma sinyalleri vermeye beklediğimden erken başlamıştı.

Galip sert bir şekilde kıçımın içinde gidip gelirken kendimi iki penis tarafından tatmin edilmenin verdiği hazza bırakıvermiştim. Galip sanki daha önce hiç sevişmemiş gibiydi; elleriyle sıkıca tuttuğu belimden güç alarak her defasında penisini dibine kadar kıçıma sokmaktan geri kalmıyordu. Bu kadar sert bir şekilde anal yaptığımızı hatırlamıyordum. Nihayet dudaklarından ‘ohhhh’ sesi çıktığında ise benim halim kalmamıştı. Dizlerim ve elim aynı pozisyonda beklemekten dolayı yorulmuştu, kendimi bırakmak üzereydim.

-Azıcık daha devam et Alper…

Lafı ağzımdan çıktığında Galip ritmi tekrar arttırdı. Boşalmış olmasına rağmen sertliğini daha kaybetmemiş organıyla elinden geleni yapıyordu.

-Alper…. Alper….

Dudaklarımdan bu sözler döküldü ve kendimi bıraktım. Yerde yüz üstü yatarken Galip hala içimdeydi, vibratör titreşiyor ve boşalmam bitmek bilmiyordu…

Bir süre o pozisyonda nefeslendikten sonra, boşalmam bittikten sonra Galip içimden çıkıp yanıma uzandı. Göz bandını çıkarttım; yanılmamıştım, beni beceren kocamdan başkası değildi. Dudaklarına yapıştım.

-Sen dünyanın en mükemmel kocasısın…

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Gençleri grup olrak milli yaptım (Alinti)

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Gençleri grup olrak milli yaptım (Alinti)

Gençleri grup olrak milli yaptım
Bir gün sabahtan kocamı işe gönderdim. Benim de birkaç parça bir şeyler almak için erkenden çarşıya gitmem gerekiyordu. Ancak orada, o karmaşada arabayı park edecek yer bulamam diye otobüsle gitmeye karar verdim. Evden çıktım ve durağa gittim. Birinci otobüse kalabalık yüzünden binemedim. İkincisine de… Ama üçüncü geldiğinde bu saatte otobüsler demek ki böyle diyerek kalabalığa karışarak ben de itiş kakış bindim.

Sanki özel arabamla gidecekmişim gibi giyindiğime pişman olmuştum bile… Üzerimde ince kumaştan mini dekolte bir elbise, yüksek topuklu iskarpinler, siyah ince külotlu çoraplar… Kapı zar zor kapandığında ben neredeyse otobüsün ortalarına kadar ilerleyebilmiştim.

Ama o kadar kalabalıktı ki… İnsanlar ayakta balık istifi gibi neredeyse üç dört sıra olmuşlardı. Bir süre yol aldıktan sonra, arkamda bacaklarımın arasında bir sertlik hissettim. Sinirle arkama dönüp baktığımda sinirim geçti. Çünkü arkamda bana sırtı dönük bir lise öğrencisi vardı. Elindeki çantasının köşesi benim bacaklarıma değiyordu. Bundan çocuğun bile haberi yoktu.

Az sonra çantanın köşesi otobüsünde sallanmasıyla arkamdan önüme kadar tüm bacak arama sürter olmuştu. Hoşuma gitmeye başlamıştı. Ne de olsa çantanın sahibi dahil kimse farkında değildi olayın… Bir ara çanta tam arka deliğimin hizasında durdu. Ben de kendimi bastırıyordum artık çantaya…

Ancak o an bir şey fark ettim. Otobüs bir duraktan yolcu almak için durmuştu. Ancak çanta hala arkama bastırıyordu. Demek ki yumurcak bunu bilerek yapıyordu. En fazla lise bir öğrencisi bu çocuk sabah sabah beni çantasıyla sırılsıklam yapmıştı.

Otobüs yeniden hareket ettiğinde bu kez sol kalçamda bir el hissettim. Dönüp baktığımda, kalçamı elleyenin çanta sahibi çocuğun yanındaki arkadaşı olduğunu gördüm. Elini ters çevirmiş, kalçamın sol tarafını avuçlamaya çalışıyordu. Çantanın sürtmesiyle ıslanan kadınlığım tepki vermeme engel oldu. Aksine hoşuma gitmişti ellenmek, kalçamı okşayan elin sıcaklığı…

Çok geçmeden kalçamın sağ tarafına da bir el daha yanaştı. Üçüncü arkadaşları da olaya girmişti. Bunlar üç talebe resmen beni elliyor, taciz ediyorlardı. Popomun iki tarafında birer el ve durmadan arkama baskı yapan bir çanta… Hatta çantanın baskısıyla iç çamaşırımın küçük bir parçası kalçalarımın arasına sıkışmıştı.

Gözlerim kaymaya başladı zevkten… Kendimi tutmak için dudaklarımı ısırıyordum. Dayanamayacağımı, yavaş yavaş orgazma yaklaştığımı anlayınca korktum. Orgazm olurken kendimi kaybeder, mutlaka ses çıkarır, en azından yüksek sesle inlerdim. Bunu göze alamazdım. Rezil olmamak için ilk durakta telaşla, insanlara çarpa çarpa kapıya yaklaşıp kendimi otobüsten aşağı attım.

Derin bir nefes alıp kendime gelmeye, üstüme başıma çeki düzen vermeye çalıştım. Aslında ineceğim durağa epey vardı. Tam bir taksi çağıracaktım ki, bir de baktım bizim üç afacan da otobüsten inmişler, koşarak bana doğru geliyorlar. Temiz yüzlü, efendi tipli çocuklardı. Otobüste bana yaptıkları sarkıntılığı bunların yaptığına kimse inanmazdı.

Direkt yanıma geldiler. Meraklanmaya başlamıştım. Ne yapmak istiyordu bunlar böyle? Etrafıma bakındım… Kalabalık… Herkes bir telaş sağa sola koşturup duruyor. Bu kalabalıkta bir zarar veremezler bana… Rahatladım. İçlerinden bir tanesi,

“Merhaba…” dedi. Ben de,

“Merhaba” dedim. “Ne oldu, ne var çocuklar? Az önce bana yaptıklarınız yetmedi mi?” İçlerinden bir tanesi utana sıkıla,

“Şeyy… Özür dileriz.” Durdu, sonra cesaretini toplamış gibi bir nefeste, “Kaç para?” diye sordu.

Mutsuz Orospu

Bu soru karşısında resmen şok olmuştum. Kulaklarıma inanamıyordum. Benim tacizlerine ses çıkarmamamı yanlış yorumlamışlar, beni para karşılığı kendini satan bir fahişe zannetmişlerdi. Önce yüzüm kızardı, tersleyecektim. Ama sonra şeytan engel oldu bunu yapmama… Az önce ellenip taciz edilmem yeterince tahrik etmişti beni… Bacaklarımın arası sırılsıklamdı. Kendimi her şeye hazır hissediyordum. Kendimi çabuk toparlayıp muzurca gülümsedim ve

“Asıl sizin kaç paranız var bakalım? ” dedim. Bunlar hemen aralarında konuşmaya başladı. Sanırım para hesabı yapıyorlardı. Kısa bir görüşme sonrası neticeyi söylediler,

“Elli liramız var…” Gülümsedim. Acemiler, benim gibi bir kadın için yeterli olduğunu düşünüyorlardı herhalde bu paranın… Umurumda değildi zaten söyleyecekleri rakam… Ne söyleseler kabul edecektim…

“İyi tamam o zaman… Nereye gideceğiz?” dedim. Bir tanesinin anne ve babası çalıştığı için evleri akşama kadar boş oluyormuş. Onlara gidebileceğimizi söylediklerinde,

“Haydi o zaman, işimize bakalım, bir an önce gidelim.” dedim. Kendime, yaptığım şeye inanamıyordum. Tamam, kocamdan önce, sonra epey erkekle beraber olmuştum, kocamı boynuzlamıştım. Ama ilk defa bu işi parayla, pazarlıkla yapmak üzereydim. Hem de üç lise öğrencisiyle…

Bir taksiye atlayıp evlerine gittik. Üçü de susup oturdular takside… Heyecanları yüzlerinden belli oluyordu. Hayatlarında bir ilk yaşıyorlardı onlar da… Gittiğimiz çocuğun evi bahçe içinde, güzel bir evdi. İçeriye girdik. Sanki profesyonel bir fahişeymişim gibi davranmaya çalışarak,

“Yatak odası nerede?” diye sordum. Ev sahibi oğlanın gösterdiği odaya girerken, “Siz dışarı çıkın ben çağıracağım” dedim.

Mutsuz Orospu

Aynanın karşısında soyunmaya başladım. Üzerimde sadece külotum kalmıştı. Aynada kendime baktım. Fena değildi. Kendime bakmanın, sporun, rejimin yararlarını görüyordum şimdi… Güzel, biçimli bir kadın vardı aynada… Makyajımı tazeleyip saçımı fırçaladım, yatağa uzandım. Boş gözlerle tavana, etrafa, bu yabancı yatak odasına, eşyalara bakıyor, olanlara inanamıyordum. Resmen fahişelik yapıyordum. Hem de elli liraya… Beş dakika kadar bunları düşündükten sonra dışarıya,

“Biriniz gelsin…” diye seslendim. Çocuklardan biri içeri geldi. Hala üzerinde lacivert ceket, gri pantolon, kravatlı okul kıyafeti vardı. Gülümsedim. “Neden soyunmadın sen bakalım daha?” dedim.

Bunun üzerine çocuk telaşla soyunmaya başladı. Benden çok utanıyordu. Az sonra eliyle heyecandan yarı sertleşmiş sikini kapatmaya çalışarak ayakta duruyordu karşımda… Elimi uzatıp yanıma gelmesini işaret ettim. Geldi. Sikini kapatan elini tutup yanıma çektim. Çırılçıplak yanıma uzandı.

Benimle beraber tavana bakıyordu. Bir kolumun üzerinde doğruldum ve çocuğun göğsünü okşamaya başladım. İşaret parmağımla daireler çiziyordum. Yavaşça elimi erkekliğine götürüp kavradım ve okşamaya başladım hafifçe… Bunu yaparken adını sordum. Sikini okşamamdan aldığı zevkle kıvranarak,

“Ayhan…” dedi. Eğilip dudaklarından öptüm. Kırmızı rujum dudaklarına bulaşmıştı… Tekrar öptüm. Güzeldi dudaklarının tadı…

“Kaç yaşındasın Ayhan?”

“Onaltı…” Bunları konuşurken bir yandan da parmaklarımın arasındaki aleti iyice kalkıyordu.

“Sizin adınız ne?” diye sordu merakla…

“Gül…” dedim. “Peki kaç kızla yattın bugüne kadar?”

“Hiç…” dedi. “Hepimizin ilk olacak…”

Bu hoşuma gitmişti. Üç ufaklık da benimle milli olacaklardı. Onlara muhteşem bir ilk yaşatmaya karar verdim. Dudaklarını iyice somurduktan sonra öpe öpe aşağıya kayıp organına yaklaştım. Çok yavaş hareket ediyordum.

Baş tarafını bir kere yalayıp tadına baktım önce. Fena değildi. Sonra dilimi bir kaç kere gövdesinde gezdirdim. Ardından sadece baş tarafının ön kısmını ağzıma soktum ve emmeye başladım yavaşça. İyice sertleşmişti. Bir yandan da elimle aşağı yukarı yapıyordum.

Mutsuz Orospu

Bu şekilde iki üç dakika emdikten sonra birden ve sert bir şekilde hepsini ağzıma aldım. Dudaklarım kasıklarına yapıştığında elinde olmayarak derin bir

“Oohh…” çekti çocuk… ”Gül ablaa…”

Sonra başımı aşağı yukarı hareket ettirmeye başladım. Tüm gücümle emerek yukarı çıkıyor, baş tarafına geldiğimde dilimi üç dört tur ucunda çeviriyor sonra yine emerek aşağıya kadar iniyordum. Sağ elimle başım yukarıdayken boşta kalan kısımlarını okşuyor, sol elimle de yumurtalıklarını çok hafifçe sıkıp bırakıyordum. Dilime ucundan bir damla sıvı geldiğinde çok yaklaştığını anladım. Kıvranıyordu.

“Ohhh… Abla, ben geliyorum galiba…” dedi.

Aletini ağzımdan çıkarmadan evet anlamında başımı salladım ve sadece erkekliğin baş tarafını emmeye başladım. Dilimi de baş tarafının altında ki o tatlı girintiye getirip usulca yalamaya başladım. Ama sağ elim motor gibi hızlı mastürbasyon yapıyor, sol elimle de yumurtalıklarını okşuyordum. Sanki sağıyordum onu.

Artık dayanamadı ve ilk fışkırması boğazıma çarptı. Dilim başının altında olduğunda her fışkırmasında direk olarak yutuyordum. Beş altı fışkırmadan sonra kısa bir süre daha yaladım ve ağzımdan çıkardım. Tertemizdi… Tamamen emerek yutmuştum onu…

“Hoşuna gitti mi?” diye sorduğumda nefes nefese evet anlamında başını salladı. “Haydi bakalım git ve sıradaki arkadaşını çağır” dedim.

Beş dakika sonra ağzımda başka bir afacan vardı. Üçünü de sırayla aynı şekilde, aynı tarzda ağzıma boşalttım. Ben daha hiç boşalmamış resmen kuduruyordum. Boşalan dışarıya çıkıyordu. Üçüncüyü de boşalttıktan sonra sırtüstü yatıp biraz dinlendim. Elimi külodumun içine attım, parmaklarım su içinde kaldı. İyice azmıştım, kıvranıyordum. Baktım gelen giden yok,

“Neredesiniz çocuklar?” diye seslendiğimde üçü birden odaya geldi. Hepsi çırılçıplaktı. Erkekliklerine baktım. Ayhan boşaldıktan sonra diğerlerine nazaran daha çabuk sertleşmişti. Bacaklarımı açıp ona

“Haydi gel canım…“ dedim. Diğerleri odadan çıkmaya hazırlanırken, “Hayır, çıkmanıza gerek yok. Kalabilirsiniz… Bizi seyredin işte, nasıl yapacağınızı öğrenirsiniz bize bakarak…” dedim gülümseyerek…

Bunu üzerine yatağın yanında durup Ayhan’la ikimizi seyretmeye başladılar. Ayhan beceriksizce içime sokmaya çalışıyor ama hizasına bile getiremiyordu. Canım benim… Elimle yardımcı oldum ona…

Mutsuz Orospu

“Haydi sok şimdi aşkım…” dedim. Birden yüklendi, körpe ama uzunca sikini bir hamlede benim otobüsten beri akan sularımdan kayganlaşmış amıma gömdü. Bu sefer içten gelen bir inleme benim dudaklarımdan döküldü,

“Ohhhh…” diye inleyerek bacaklarımı iyice açıp bacaklarına doladım ve ellerimle de kalçalarını avuçlayıp kendime daha çok bastırmaya başladım. Özellikle kalçalarını içime ittiğinde minik poposunu avuçluyordum. Daha önce bir kere ağzıma boşaldığından iyi dayanıyordu.

Zevkten yarı kapalı gözlerimi açıp baktığımda, diğer oğlanların kalkmış siklerini okşayarak bizi izlediklerini gördüm. Şehvetle parlayan gözlerini kırpmaya korkarak benim sikişmemi izliyorlardı. İlk orgazmımı o anda yaşadım. Bacaklarımı sarıp hırsla kalçalarını kendime çektim. Feryat kopararak boşalmaya başladım.

”Ahhhh… Geliyorum… Ohhh… Çok güzel… Hadi… Sik beni… Pompala… Böyle… İşte böyle…” diye diye kalçalarım inip kalkıyor, yatağı dövüyordu. Ayhan da bana ayak uydurmaya çalışıp zevkten dudaklarını ısırırken o da içime patladı. Kasıklarımı sıkıp gevşeterek içimde sikini sağıyor, aldığı zevki yükseltmeye çalışıyordum.

Döllerini akıtması bitince kalktı ve yerine hemen Murat geçti. Onu da aynı şekilde boşalttıktan sonra Altan aldı sırayı ikinci ve en şiddetli orgazmımı Altan’la, yine bağıra çağıra yaşadım. Nefes nefeseydim. Bir sigara yaktım yatakta… Çocuklara da verdim.

“Ee? İstediğiniz oldu mu? Bir ağzımdan, bir de kadınlığımdan becerdiniz beni…” dedim. Murat,

“Pek değil…” dedi.

“Nasıl yani? Daha ne istiyorsunuz?”

“Arkadan da yapalım… Filmlerde hep görüyoruz. Onu da öğret bize…”

“Peki, yapalım bakalım afacanlar…” dedim gülümseyerek… Sigaramı söndürüp yatağa yüzükoyun yattım. Kalçalarımı havaya kaldırıp iki yana salladım beklentiyle…

“Haydi bakalım kim gelecekse gelsin önce…” dedim. Murat kalktı. “Ama bak, dediklerimi harfi harfine yapacaksın yoksa canım yanar” dedim.

“Tamam…” dedi. Elini tutup önüme geçmesini sağladım. Sikini güzelce, ıslak ıslak yaladım, ıslattım. Sonra arkaya gönderdim onu… Arkama geçip üzerime eğildi. Sağ avucumu dilimle iyice tükürükleyerek uzatıp arkamı da ıslattım ve erkekliğini tutup arkama dayadım. Sonra elimi çektim.

“Şimdi hafifçe bastır…” dedim. Biraz itince canım yandı. İkimiz de nefes nefeseydik ve öbür iki ufaklık heyecanla bizi seyrediyorlardı.

“Dur! Canım yandı. Geri çek biraz…”

“Tamam.”

“Haydi bir daha dene. Ama yavaşça…”

Bu arada kendimi iyice gevşettim ve kalçamı havaya kaldırdım. Yeniden ittiğinde çok canım yandı.

“Ahhhhh dur dur dur. Bekle, sakın itme daha. Çıkarma da ama, o şekilde bekle.”

“Tamam bekliyorum. Durdum.”

Başı girmişti birden. Deliğimin alışmasını bekliyordum. Yaklaşık 30 saniye bu şekilde kaldık. Sonra;

“Tamam yavaşça it şimdi.” Biraz daha ilerledi arkamda.

“Dur canım yanıyor. Biraz geri çek ve yeniden it ama bundan fazla ileri sokma.”

“Tamam Gül Abla, anladım.”

Abla demesine gülesim geldi bir ara. Hem abla diyor hem arkadan beceriyor… Dediğimi yaptı. Sürekli yönlendiriyordum erkeğimi… Sikicimi…

“Tamam şimdi biraz daha sok…”

”Evet yine çek… Islat biraz sikini, buraya kadar yeniden sok…”

”Evet bu şekilde biraz devam et. Ama daha fazla ilerleme.”

”Evet… Böyle işte… Daha fazla ilerlemeden sok çıkar.”

Bu şekilde en az iki üç dakika geçti. İki kez boşaldığından uzun sürüyordu.

“Haydi bakalım şimdi yavaşça hepsini sok.”

“Hepsini birden mi?”

“Evet ama yavaşça… Her an durmanı söyleyebilirim.”

Milim milim dibimi buldu. Kasıkları popomun yanaklarına yapışmıştı artık…

“Ahhh… Offff… Dur, bekle şimdi…. Canım çok yanıyor. Hiç hareket etme.”

İşaret parmağımı büküp acıdan ısırdığımı hatırlıyorum. Çocuk her dediğimi yapıyordu. Bir süre bekledik o şekilde… Sızının azaldığını hissedince popomun yanaklarını sıkıp gevşetmeye başladım.

“Haydi yavaşça sok çıkart şimdi. Ama içimden tamamen çıkarmadan…”

“Tamam.”

Yavaşça dediklerimi yapmaya başladı. Çektiğim acı yerini güzel bir dolgunluk hissine bırakmıştı.

“Güzel mi Murat? İstediğin oldu mu? Memnun musun?”

“Evet evet… Harika bu… Sımsıkı burası… Senin de hoşuna gidiyor mu Gül abla?”

“Evet. Hoşuma gidiyor… Sikin zevk veriyor bana… Hadi, biraz daha hızlanabilirsin şimdi… ”

Murat temposunu daha da yükseltti. Şimdi erkekliği bir piston gibi girip çıkıyordu arkama… İttirdikçe kasıkları kalçalarımı yoğuruyor, eziyordu. Bense popomu iyice havaya dikmiş, sıkıp gevşetiyordum. Sokup çıkarmalarının arasında bu hareketim ufaklığa ekstradan bir zevk veriyordu. Bense acıdan ısırdığım parmağımı artık zevkten emer yalar hale gelmiştim. Orta yaşlı bir kadın, küçük bir çocuğun altında arkadan beceriliyordu…

Sonunda Murat, sertçe dipleyip kaldı öyle. İlk fışkırtmasını içimde bir yerlerimde hissettim, hiç içimden çıkmadan oluk oluk akıtıyordu. Boşalması bitince yavaş yavaş içimden çıktı. Arkamda bir an bir rahatlık hissettim. Ama bu his fazla uzun sürmedi çünkü öbür iki ufaklık da öğrettiğim şekilde, sırayla, beni arkadan yaptılar.

Üçüncü parti de bittikten sonra birer sigara daha yaktık. Ben boşalmıştım ama istediğim gibi olmamıştı. Hep afacanları memnun etmek için, sevişmeyi onlara öğretmek için uğraşmıştım. Sigaram bitince onlara;

“Bugün hep ben sizi memnun ettim. Bir orospu olarak paranızı hak etmek için ne derseniz yaptım. Şimdi de benim istediğim gibi yapacağız bir kere…”

”Hayır, sen orospu değilsin… Bizim Gül ablamızsın sen…” dediler bir ağızdan…

Güldüm. Üçünü de yatağın kenarına oturttum. Yere çömelerek ortada oturanı ağzıma aldım. Diğerlerini de, sağ ve sol elimle kavrayıp sıvazlamaya başladım. Zaman zaman diğerlerini de ağzıma alıyor, beş altı kere ağzıma alıp emdikten sonra hemen diğerine geçiyordum.

Mutsuz Orospu

Erkeklikleri iyice sertleşince, Ayhan’ a yatağa yatmasını söyledim. Yatınca, sol elimle erkekliğinin dibinden tutup kadınlığıma hizaladım ve yavaşça oturmaya başladım. Kasıklarımız birleşene kadar diplediğimde bir süre bekledim. Sonra eğilip miniğimin dudaklarını emmeye başladım. Bir yandan da hafifçe oturup kalkıyordum üzerinde… Az sonra inip kalkmamı durdurup, belimi daha da çukurlaştırıp zaten çıkık olan kalçalarımı daha da açtım. Bizi seyretmekte olan diğerlerine dönüp,

“Murat haydi arkama gel sen de…” dedikten sonra altımdaki Ayhan’ın üzerine bir kurbağa gibi bükülüp, Murat’ ın arkama sokmasını bir kurbanlık koyun edasıyla beklemeye başladım.

Dizlerinin üzerinde arkama yaklaştı. Erkekliğini kaba etlerimde hissedince irkildim ama buna rağmen elimi yandan dolaştırıp penisini yakaladım ve arkama hizaladım.

“Haydi yavaşça sok bakalım.” dedim.

Zaten kısa bir süre önce üçü de arkamdan yaptığı için hala esnekti. Girmesi zor olmayacaktı. Soktuğunda buna rağmen canım yandı. Ama dibimi bulduğunda hemen zevk almaya başladım. Tabii bu arada Ayhan altımda ve içimdeydi. Arkamdaki organ tam içime yerleşip de ilk acısı geçtikten sonra kalçamı hafiften indirip kaldırmaya başladım. Artık hem önümde hem arkamda birer penis vardı. Önümdekini içime alıp çıkarmaya başladığımda, arkamdakine de

“Haydi sen de başla…” dedim. O da sokup çıkarmaya başladı arkama… Müthiş zevk alıyordum. Minikler beni sandviç yapmışlardı. O anda diğerine dönüp önüme diz çöküp ağzıma vermesini söyledim. O da yerini aldığında başımı hafiften sola çevirip, ön ve arkamdan aldığım zevkle, yutarcasına ağzıma aldım. Her üç deliğimde de birer afacan vardı şimdi.

Müthiş bir tempo yakalamıştık. Altımdakini sanki ben beceriyormuşçasına hırsla üzerinde inip kalkıyordum. Arkamdaki ise resmen beni çatır çatır beceriyordu. Ağzımdakini gerçek anlamda somuruyor, emiyor, yalıyor, öpüyordum.

Bu durum ve tempo en az onbeş dakika sürdü. Beynim durmuş, sadece düzülmenin verdiği zevki hissediyordum. Zevk çığlıklarıma engel olamaz hale gelmiştim. Orgazm adım adım geliyordu. Bir anda gözlerim karardı, başım uğuldamaya başladı,

“Geliyorum! Haydi çocuklar! Haydi erkeklerim… Daha hızlı… Geliyorum! Geliyorum!” diye bağırmaya başladığımı hatırlıyorum.

Kendimi altımdakine daha çok bastırıp kalçamı çalkalamaya başladığımda, saç telimden ayak tırnaklarıma kadar zangır zangır titremeye başladım. Korkunç bir orgazm yaşıyordum. O anda altımdaki de boşalmaya başladı. Hemen ardından arkamdaki bir bomba gibi patladı arkama. Benim orgazmımın sonuna doğru ağzımdaki de haykırarak ağzıma patladı. Onu da resmen içip bitirdim son damlasına kadar.

Orgazmın verdiği sarhoşluk üzerimden kalkınca, kalkıp duş aldım, giyindim. Küçük sevgililerimi birer birer dudaklarından öptüm. Ve evden dışarı attım kendimi… Çarşıyı falan boş verip yorgun argın eve döndüm.

Ancak gece uyumaya hazırlanırken aklıma gelen bir şey, küçük bir tebessüm etmeme neden oldu. Nasıl bir fahişeysem… Hayatlarındaki ilk sevişmeyi yaşattığım çocuklardan parayı almayı unutmuştum…

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

müge ve mert final…

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

müge ve mert final…

Şok olmuştum. Bütün menilerimi hakanın kızının içine akıtmıştım. Sen dedim.. evet benim.. dedi sonradan adının hande olduğunu öğrendiğim güzellik. Yeşil gözlü kumral bal rengi saçlı buğday tenli bensu soral a benzeyen güzellik. Ne zamanır böyle bir fantazim vardı gerçekleştirdim seninle dedi. Birer sigara yaktık ve tekrar seviştik. İkinci ve üçüncü postadan sonra uyuduk. Sabah yine yalnız uyanmıştım. Salondan sesler geliyordu. Üstüme ir şeyler alıp salona girdiğimde yeni bir şok daha yaşadım. Hande hakan ve ablam kahvaltı sofrasında bana bakıyorlardı. Gel ablacım kahvaltı hazır dedi ablam gülerek Ve bir kahkaha koptu….

Sesim çıkmıyor aklım hiçbir şeyi almıyordu. anlamıyordum alamın ne işi vardı burda. Bunların hepsi bir plan mıydı..nasıl bir oyunun içindeydim. Ablamın gülümseyen yüzü beni kendime getiriyordu. Ablam ikisini de iyi tanıyormuşçasına sohbet ederken ben ise anlamsızca etrafa bakıyor ve kahvaltı yapmaya çalışıyordum. Kahvaltı bitti hande kahve yapmaya kalktığında üzerinde sadece benim tişörtüm vardı ve her yeri ortadaydı. Kahve ve sigaradan sonra hakan son yudumu aldı ve mert te burada olduğuna göre başlayabiliriz dedi. Hadi dedi ablam… neye? Dememe fırsat olmadan hakan mügenin elinden tutarak kaldırdı ve camın önündeki ikili koltuğa doğru götürdü.
Onların arkasından bakarken hande de benim elimden tuttu gel hadi dedi. Hakan e ablam bir çırpıda soyunup çırılçıplak kalmıştı. Hande üstümdeki bornozu çıkardı ve kendi üstündekini de çıkarıca her kes çırılçıplaktı. Hakan ikili koltuğa oturdu ve bacaklarını araladı. Ablam da bacak arasına diz çöktü ve hakanın sikini emmeye başladı. Hande beni de onların yanına götürdü ve ablamın yanına yerleştirdi beni. Ne isterse yapıyordum. Ben de hakanın bacak arasına girince ablam ağzındaki siki çıkardı ve beni öpmeye başladı. O kadar özlemiş ve o kadar ihtiyacım vardı ki bu öpüş benim tekrar uyanmamı sağladı. Müge elindeki siki ana doğru uzattı. Ve hakının siki ağzımdaydı. Abla kardeş hakana belki de unutamayacağı bir seks deneyimi yaşatıyorduk. Hakanın bir eli benim başımda diğeri de ablamınkindeydi. Tam sertleşmeyen sik benim ağzıma girince ir anda büyüdü ve sertleşti.

Hande ablam ve bizim arkamıza geçmişti. Önce benim götümü yaladı.. dili derinliklere doğru kayıyordu. Eli ise ablamdaydı. Onunda önce amına sokuyor ıslanan parmağı çıkarıp götüne sokuyordu. Sonra deliğime tükürdü ve parmağını soktu. Başı ablamın bacak arasına gitti ve mügenin amını götünü yalamaya başladı. Ablam artık zevk çığlıkları atıyordu. Hakanın sikini zaman zaman ağzından çıkarıp eliyle 31 çektirip birbirimizle öpüşüyorduk. Sonra tekrar sike yönelip yanlarından dilimizi çıkarıp oddurma yalar gibi yalıyorduk. Sonra ben başını yalarken ablam taşaklara iniyor ve daha sonra ben taşaklara inerken ablam başına çıkıyordu. Sonra göz göze gelip öpüşüyorduk. Hakan artık hırıltılar çıkarmaya başlamıştı bile. Artık gittikçe daha çok bastırıyor saçlarımız çekiyordu. Hande ise bir ablama bir bana dil atıyordu. Parmakları ise hiç durmuyordu. Ablam giitikçe daha çok inliyordu.

Hakan artık boşalmak üzereydi. U anlayan ablam siki daha çok soktu ağzına. Ve hakan çığlıklar atarak ablamın ağzına boşaldı. Hepsini ağzında topladı abalam ve siki ben aldım. Yalama devam ediyordum ve sikinde başında kalan spermleri ben emiyordum. Hakan titriyordu zevkten. Ve yavaştan siki yumuşamaya başlamış nefes nefese kalmıştı. Hande bu manzarayı izliyordu. Sonra balam dizlerinin üzerine doğruldu ve ağzındaki spermi akıtmaya başladı. Sperm önce çenesine ordan da memelerine göğsüne ve karnına doğru akıyordu. Ablamı yere yatırdım üztüne abandım ve dudaklarını emmeye başladım. Hem öpüyor hemde hakanın spermlerini yalıyordum. Yüzündeki spermler bitince oynuna ve göğsüne indim. Hayvanın doğan yavrusunu yalayıp temizlemesi gibi ablamı yalayıp temizliyordum. Hakanın spermlerini yutuyordum. Biraz daha aşağıla inip ablamın amına geldim. Tüylerini almıştı. Ağzımı dayadım dilimi içeri attım. Çığlık atıyor ve inliyordu. Hakan sikini yine kaldırmış popoma doğru geldi ve kızı handenin yanında yerini aldı. İkisi birden benim kıçımı yalıyordu. Sonra hande benim popomadan ayrıldı ve ablamın ağzına doğru oturdu. Ablam handenin amını yalamaya başladı. Ben ablamı yalıyor hakanda beni yalıyordu. Hakan biraz tükrükle sikini kayganlaştırdı ve götüme dayadı. Parmaklanmaktan iyice açılan deliğim zorlanmadan hakanın sikini aldı içine. Ve hakan biraz önce boşalmışlığın verdiği rahatlıkla hızlı ve sert bir şekilde beni sikmeye başladı. Hakan abandıkça ben ablamın amını daha sert ve derin yalıyor, ablamda zevke geldikçe handenin amını yalıyordu. Hande ise bu keyifle meme uçlarını sıkıyor bazen de eğilip babasının siktiği götüme şaplaklar atıyordu. Ablam bu zevke daha fazla dayanamadı ve sarsılarak boşaldı. Artık ablamın amından am suyunu ve spermleri emiyordum. Yer amından sızan sularla ıslanmıştı. Eli ayağı titreyerek altımdan kalktı. Koltuğa oturdu e amını okşamaya başladı.

Hande benim altıma yattı. Köpek pozisyonunda hakan sikiyordu hala beni. Şaplak atıyor hırlıyor inliyor kasıkları kalçama çarpıyordu. Hande altıma 69 pozisyonunda yatmıştı. Ben handenin amına yapıştım. Ablamın salyası ve am suyu doluydu. İçime çekip emiyordum. Hande de sikimi ağzına almış emiyor zaman zamanda babasının taşaklarını okşuyordu. Ablam bu manzara karşısında koltukta oturmuş bir bacağını karnına çekmiş kabak gibi açılmış amını parmaklıyordu. Hakan iyice çıldırmıştı ve götüme boşaldı. Sarsılarak ve götüme şaplaklar atarak. Döller götümsen süzülüyor ve handenin ağzına gidiyordu. Hande götümden sızan babasının spermlerini emiyordu.
Handenin üstünden kalktım. Hakan diğer koltuğa oturmuş nefes nefese kalmıştı. Siki iyice sönmüştü. 50 li yaşlarda bu performans iyiydi yine de. Ben handeyi koltuğa domalttım. Ablamıda onun yanına. Yan yana durdular birbirlerine bakıp bazen öpüşüyorlardı. Bende bir onun deliğini yalıyor bir ablamın deliğini yalıyordum. Sikimi tükrükledikden sonra önce handeye soktum. Bir süre gelip gittim ablamın götündeydi parmaklarım. Orta parmağımı amına işaret parmağımı götüne sokmuştum. Sonra yan tarafa geçtim ve ablamı sikmeye başladım. Bu sefer diğer elim handenin götündeydi. Ablam sikimi kökünden kavradı ve götüne dayadı. Hadi mert dedi.. sik ablanın götünü…

Çıldırmıştım ve götüne kökledim. İlk defa onu götünü sikiyordum. Hakana baktım sikini kaldırmaya çalışıyordu. Gelsene diye işaret ettim ama sikini gösterdi.kalkmıyordu sanırım. Böylece müge de hande de bana kalmıştı. Handeye geçtim yine. Saçlarından tutup köklemeye başladım. Hande çığlıklar atarak boşaldı. Ve kendini yere doğru bıraktı. Ablamı sırt üstü yere yatırdım ve misyoner pozisyonunda sikmeye başladım. Ve deli gibi öpüyordum. E beraberce sarsıla sarsıla boşaldık. Dün geceden baeri seks yapıyordum ve halim kalmamıştım ve ablamın üstüne yığılıp kaldım.

Ablamın odasının ışığı gece 2 olmasına rağmen açıktı. Girdim odasına napıyon abla bu saatte dedim. Gel mert dedi. Yeni çiftler bulmak lazım artık. Değişik çiftler. Baktığımda xhamster.com da çift arıyordu. Ve anladım ki hakan ve hande ile de burdan tanışmıştı..

FARKLI HİKAYELERDE GÖRÜŞMEK ÜZERE…

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Kezbanın amını, götünü ve ağzını si

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Kezbanın amını, götünü ve ağzını si
Hep imrenirdim insanlara “Bir çıtır buldum sikiyorum.” diye anlatırlardı. Bana da denk geliyordu, ama hepsi de sikişmek için para istiyorlardı. Oysa ben, arada para olmadan, para alıp vermeden, 20-25 yaş arası, boyuma göre ve bakire olmayan birini sikmek istiyordum.

Birgün Chat’ta [ask_yildizi] nikinde birine yazdım, cevap verdi. Adı Kezban’mış. O da Ankara’lıydı ve tercihlerimden biri de Ankara’lı olmasıydı. O gece telefonla konuştuk. Dürüstlük önemliydi benim için ve evli olduğumu da söyledim ona. Onun da sevgilisi askerde olduğundan, sevgilisi askerden gelene kadar, “Sikişmek için partner aradığını…” söyledi. Hoş sevgilisi askerden gelsede ben onu sürekli sikmek isteyecektim ama olsun. Onun kararları önemli. Sonra ona bu isteğim ve bu arkadaslığımız konusunda teklifimi yaptım. Sanki bana 3 yıl gibi gelen, 3 günden sonra “Olumlu” yanıt verdi.

Havalarda uçuyordum. Artık istediğim gibi çıtır ve taze bir am sikebilecektim. Domaltarak, yatırarak, ağzına vererek falan. İlk buluşma için heyecanlanıyordum. Çirkin çıkacak diye de hayıflansam da olsun diyordum. Ama beklediğimden çok ama çok güzel bir hanım çıkmazmı. O an sikimin dikildiğini, hissettim. Otel fikrine karşı çıkmadi. O biraz kıllı bir sik istiyordu, bense kaymak gibi, traşlı bir am istiyordum. Bunu daha önce konuşmustuk. Ve hazırlanmıştık karşılıklı. Onun amını yalayacağım an için sabırsızlanıyordum.

Otele giderken, havadan sudan konuştuk ama, ikimizin de aklında, otelde neler yapacağımız konusu vardı. Saçlarından tutup ağzına verecektim sikimi. Otele girdik ve ve onunla dans etmek istediğimi söyledim, itiraz etmedi. Başladık dans etmeye. İnanmıyordum. Sanki hayaldi. Hep istediğim, hayalini kurduğum gibi biri, kollarımın arasındaydı. Çıtır, taze, güzel, bakire olmayan, seksi seven. Kalçaları müthişti. Ve konuştuğumuz gibi, seksi bir çorap giymişti. Öpüşmeye başladık ve kalçasını okşamaya başlamıştım. Çok güzeldi ve gittikçe heyecanlanıyordum.

Dayanamadım ve hemen yatağa yatırdım onu. “Sevgilim.” deyip duruyordum. Biran önce sikmek istiyordum onu. Üzerindekileri bir çırpıda çıkardım. Memeleri 100 bedendi ve kahverengileri kocamandı. Bayılmıştım. Eme eme okşadım o memelerini. Avuçladım, okşadım, emdim. Ama aklım amındaydı. Tam istediğim gibi, kaymak gibi yapmıştı amını. Yatırdim ve bacaklarını sonuna kadar ayırmasını istedim. İtiraz etmedi. Başladım amını yalamaya. Bacaklarını okşuyordum birtaraftan da. İnlemeye başlamıştı. Amının heryerini emiyordum. Am dudakları’nı, klitoris’ini, iç dudaklarını. Dilimi sokuyordum ta içine. Sulanmıştı amı.

Dayanamıyordum ve sokmak istiyordum amına artık. Dibine kadar vurmak istiyordum artık. O da istiyordu ve “Haydi, sok artık, sik artık!” diyordu. Ama ben amını yalamaya doyamamıştım. Bir taraftan parmağımı sokuyordum amının deliğine, bir taraftan da yalıyordum. En sonunda artık tamam dedim ve bacaklarını omzuma aldım. Sikimi amının deliğine getirdim. Daracıktı amı. Neredeyse parmağım bile zor giriyordu. Birazdan sikimi sokacaktım o deliğe. Dibine kadar sokacak ve vuracaktım amına minik sevgilimin.

“Bak, izle içine girerken.” dedim ve başladım vurmaya, dibine kadar sokmaya. Sikimin amına girmesini birlikte izledik. Ondan sonra o da bıraktı kendini, ben de. Dayadım sikimi amına ve sikmeye başlamıştım artık. Dibine vuruyordum. Her vurduğumda, memelerinin titrediğini görüyor, daha da heyecanlanıyordum. Böyle tatlı ve güzel bir am sikmemiştim daha. Basıyordum habire amına. Tatlı olacağını tahmin etmiştim ama, bu kadar da değil. Vuruyor, basıyor, sikiyordum daracık amı.

Onu öpmeye kıyamıyordum ama, bağırtmaya, sikmeye, deli gibi amına vurmaya acımıyordum. Gözlerini kapatmış ve dudaklarını ısırıyordu. Sikimi amının dibine her hızlıca dayadığımda yüzünde bunu hissediyordum. Daracıktı gerçekten. Habire vuruyor, acımadan sikiyordum. Sonra bacaklarını indirdim ve aldım iyice altıma. Kaçacak yeri yoktu ve sikim amına öyle vuruyordum ki, durmaksızın gidip geliyordum.

Artık boşalacaktım, ona iyice sarıldım, siktim ve öyle patladım amcığına.

Çok güzel öpüştügünü söylemedim bu arada. Ağzına da verecektim daha, merak ediyordum nasıl diye. Daha önce götünden sikişmemişti hiç ve götüne de vurmak istiyordum. Önce biraz itiraz etse de razı olmustu. Amını yalarken, gözüm oradaydı ve amını sikmeden götünü sikmek istememiştim. O delik de daracıktı eminim. Yine heyecanlanmıştım.

Bir taraftan memelerini okşuyordum, diğer elimle de göt deliğini yumuşatıyordum. Yumuşamıştı ve artık sikebilecektim. O da hazırdı, “Acıtmadan sik.” diyordu bana. “İlk seferde acıyabilir, amın da acımıştı.” dedim ona. “Peki.” dedi. Sikimi ıslattım ve sikimin başını göt deliğine dayadım. Yumuşacık ve kaygan olmuştu, hem sikim hem sevgilimin göt deliği. Başladım sokmaya yavaşça. Acı ve zevk bir aradaydı. Ama acının zevki, başka tatlıydı.

Köküne kadar sokmak istiyordum, ama “Acele etme dedim.” kendime. Sokmuştum artık ve başı girmişti götüne. İkimizde rahatladık. “Haydi sok, taa içine!” deyince bana, ben de kökledim sikimin hepsini götüne. Dibine kadar sokunca, taşaklarım amına değiyordu. Sikimi iyice gömüyordum göt deliğine. Başta itiraz etse de, “Götten sikişmemin de zevkli olduğunu ve arada bunun da denenmesi gerektiğini.” söylediğimde, şimdi dibine kadar vuruyordum göt deliğine. Bundan sonra artık götten sikişmeye hazırdı minik sevgilimin göt deliği. Göt deliğine boşaldığımda, “İyi ki beni götten sikmek için ısrar ettin.” dedi.

Kezban’ımı hem amından hem götünden sikmiştim. Şimdi sırada ağzı vardı. Banyoya girdik. Otellerin güzelliği, iyi bir otelse, her zaman temiz olması. İyice yıkadık birbirimizi, ben onun amını götünü, o benim sikimi. Şimdi sıra ağzını sikmek’te idi Kezban’ımın. Küvete suyu doldurduk ve ben küvete yattım. O da hazırdı sikimi almaya ağzına. “İyisin… Amımdan ve götümden siktin, şimdi de ağzımdan sikeceksin…” diyordu.

Sikim, küvette suyun altında kalmıştı. Başını soktu suyun içine ve suyun altında ağzına aldı. Başladı emmeye. Suyun üzerinde başının hareketlerini izliyor, sikimin emilmesinden aldığım zevkle kendimden geçiyordum. Nefesi yetene kadar emecekti. Dudaklarımı emdiği kadar güzel emiyordu sikimi de. Nefesi bitince çıkardı başını sudan ve “Nasıl?” dedi. “İnanılmaz!” dedim. “Yine istiyormusun?” dedi, “Evet.” dedim. Ve daldı yine, elleriylede 31 çektirerek emiyordu. Çok, ama çok iyiydi…

Boşalacağımı anladı. Başını çıkardı ve 31 çektirmeye başladı. İkimizde izliyorduk. Sonra spermlerimin fışkırdığını izledik birlikte. Çok güzel saatler geçirdim sevgilim Kezban’la. “Keşke sevgilisi askerden hiç gelmese…” dedim kendi kendime, ama gelecekti neyazık ki. Nasıl razı ederim acaba Kezban’ı, sevgilisi buradayken de sikişmeye?

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Karim Meral’i Kim Sikti ?

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Karim Meral’i Kim Sikti ?
Sanirim sevgili karimin sikilsine sahit oldum, tarifi imkansiz bir zevk deryasi icindeyim. Meral’in kalin ve uzun yaraklara hasta oldugunu zaten biliyordum.Onu her siktigimde zevke geldigi sirada kendisini siktirmem icin bana yalvariyordu.Bununla ilgili olarak BARMEN hikayemi zaten okumus bulunuyorsunuz.Doyumsuz ve isterik bir disi olan orospu karimi tatmin ederken cok zorlaniyor olsamda onunda sikilmesini bende cok istiyorum.Olgunlastikca bas donduren bir disilige adeta burunmekte ve kendinde olan bu gucu iliklerine kadar hissetmekte. Bakimina duskun kiyafetlerine ozen gosteren sevgili karim yolda yururken bile hayran bakislar altinda adeta toplu sikise davet edilir gibi oluyor her seferinde.Hatlarini belli edecek kiyafetlerini ozellikle giyer ev kadini havasindan cikip musteri arayan orospular gibi kivirtmayi cok sever. Bir cok siki kaldirdigini biliyor zaten bu onun o kadar hosuna gidiyor ki eve dondugumuz de tangasinin agi sumuk gibi sirmsiklam olmus oluyordu.Orgazm yasadigini bana itiraf etmekten cekinmiyordu.
Sonbahari karsiladigimiz su gunlerde guzel bir pazar gunu orospu karimla public bir alan olan piknik yerlerinde yuruyuse cikmistik.Kafamdan onu uygun bir yerde domaltip sikmek geciyordu,bunun icin etrafi gozetliyor uygun bir yer bakiyordum.Bu fikrimi karima belli etmemeye calisiyordum.Bazen onumden yurumesini onu arakadan izlemek istedigimi soyluyordum.Onun her hareketini videoya kayit yapacagimi bildigi icin en orospu haliyle kalcalarini kiviriyor kendinden emin bor sekilde yuruyordu.Etraftaki insanlarin karimi sikecekmis gibi izlemesi cok hosuma gidiyordu.O dibine kadar bir orospuydu ve benim orospumdu, artik herkesin orospusu oldu bunu zaten biliyorsunuz.
Birden Meral bana soguk bira icmek istedigini soyledi sasirmistim cunku planimizda icmek yoktu.Gidip bira almam icin bana israr etmeye basladi.Public aile piknik mevkisindeki bufelerde alkol satil adigi icin aracima binip 3 km uzakliktaki bufeye gitmem gerekiyordu.Beraber gidip alalim dediysemde hayir sen git al gel dedi.Dedigini mecburen yapacaktim ama meralin aklindan gecenleri henuz bilmiyordum.Aracima dogru yonelip merali orda yalniz biraktiktan sonra dusunmeye basladim.Neden bu istegi aniden belirdi neden bu konuda cok israr etti diye icimi kemiren hislere sahip oldum.Birden cep telefonum caldi arayan orospu karim meraldi ve bana eve gitmemi yesil taytini getirmemi istedi.Iyice uyuz olmustum bu duruma bunun icin 45 dakikalik bir zaman gerekiyordu. Butun seriligimle once biralari aldim ve sonra eve gidip istedigi yesil taytini posete koyup arabamla geri donus yoluna girdim.Zaman sanki durmus sanki gormemi istemedigi bir seyi yapacak gibiydi.Bu kadar cesur olabilecegi aklimin ucundan gecmemisti.
Piknik yerine geldigimde merale telefon actim tam olarak nerde oldugunu sordugumda duydugum cevap karsisinda hem heyecanlandim hemde saskina dondum.
Caglar : Meral nerdesin askim
Meral : Su anda sikiliyorum falanca yerdeyim kimseye gozukme gel beni izle ve sikini oksa dedi.
Adeta ter bosanmasi yasamistim nasil olur diye dusunurken dedigi mevkiye gittim. Insanlarin pek belirgin olmadigi ama seslerin duyuldugu agaclik bir arazide merali agaca domaltmis siken adami gordugumde sikim oylesine sertlestiki adeta bosalacaktim.Dizlerine kadar tangasini indirmis goguslerini disari cikartmis karimi catir catir sikiyordu. Adamin yaragi cok uzun ve kalindi meralin siyah saclari zevkten saga sola savruluyordu.Adam hic bosluk vermeden sikiyordu ve arada kalcalarini tokatliyordu.Pezevenk kocan mi iyi sikiyor yoksa benmi iyi sikiyorum diyordu.Orospu meral tabiki sen iyi sikiyorsun derken sesi titriyordu.Cok zevk almistim yillarimi paylastigim karimin sikilmesine ikinci kez sahit olmak cok hosuma gitmisti.
Birden adam uzun yaragini cikarip merali saclarindan tutup kendine cevirdi diz cokmesini soyledi. Agzina soktu uzun yaragini ve orospu karimi en az bes dakika agZindan sikmeye basladi.Girtlgina kadar sokuyorsu ve tasaklarinida yalatmayi ihmal etmiyordu.Ben birinci postayi bitirmis ikinci postaya baslamistimki karimin agina gurul gurul bosaldi.Meral birazini yuttu birazinida tangasiyla agzini silerek temizledi.Adam karima tesekkur edip oradan uzaklasti.Orospu karima herseyi izledigimi soyledim ve detaylara asla girmedim.Kimdi kimin nesiydi diye sorular sormadim.Yesil taytini giyip birasini ictikten sonra ormanda biraz cekim yaptik.Evimize donduk ikimizde sessiz ama mutluyduk.Bu hikayemle ilgili resimleri en yakin zamanda paylasacagim.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Ah benim tatlı komşum..

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ah benim tatlı komşum..
İlhan’la apartmana, yandaki daireye ilk taşındıkları zaman tanıştık. Eşyalar yerleşirken yardımlar, kahve, çay götürmeler derken samimi olduk iyice… Onlar da bizim gibi otuzlu yaşlarda, beş yıllık evlilerdi ve çocukları yoktu. Ben tekstil işinde çalışıyordum. Her sabah işe giderken mutlaka İlhan’la karşılaşıyorduk. Akşam yedi civarı yine evin önünde denk geliyorduk birbirimize… Günaydın iyi akşamlarla başlayan tanışıklığımız evlere gelip gitmeler, çaylar, yemekler derken iyice ilerledi.

Kocam da benimle aynı yerde, fakat vardiyalı çalışıyor. Onun işi akşam başlıyor. Genelde işten geldiğimde kocam uykuda oluyor. Kalkıyor, akşam yemeğimizi yedikten sonra o işe gidiyor, sabah gelirken ben evden çıkıyorum. Bir tek hafta sonları izinli olduğumuz günlerde beraber oluyoruz. Kısacası berbat bir evlilik için gereken ne varsa bizim yaşantımızda… Pek de mutlu değildim.

İlhan’ın karısı çalışmıyordu. Düzenli bir işi vardı, evden işe, işten eve yaşantılarına imreniyordum. Birkaç ay içinde iyice kaynaştık. Yakışıklı, hoşsohbet adamdı İlhan. Tam beğendiğim tipte biriydi. Her karşılaştığımızda espriler yapar, beni güldürürdü. Zamanla ben de ona karşılık verir oldum, birlikte gülmeye başladık. Önceleri selamlaşmadan ileri gitmeyen karşılaşmalarımızda ayaküstü ufak sohbetler yapmaya, şakalaşmalara başlamıştık. Bazen takıldığım olurdu,

“Bugün çok şıksın, kesin çapkınlıktan geliyorsun sen… Senin gibi yakışıklı herifler rahat durmazlar, mutlaka bir kırığın vardır senin…” falan derdim. Önceleri şaşırıp bocalamasına rağmen zamanla o da bana ayak uydurmuş, takılmalarıma gülmeye başlamıştı. O da bana takılıyordu,

“Bu mini etekle otobüse binmeseydin Gül hanım” derdi gülerek. “Öyle güzel bacakların var ki, rahat bırakmazlar seni kalabalıkta…” Ben içten içe bacaklarımın güzelliğine yaptığı komplimandan memnun, gülerek şakalaşmalarımıza devam ederdim.

“Hadi anlat nerden geliyorsun, aramızda kalacak valla, karına söylemem” diye kızdırırdım onu… Öyle alışmıştım ki onun sohbetlerine, şakalarına… İş dönüşü gözlerim hep onu arıyordu. Akşamları kocam işe gidince bazen onlara geçerdim. Karısına ev işlerinde yardım ederdim. Oturur üçümüz beraber güzel vakit geçirirdik. Yatma zamanı geldiğinde ayaklarım geri geri giderken evime geçerdim. Yalnız yatağımda İlhan’ı hayal eder, kendimi parmaklar dururdum. Nasıl sevişiyor acaba? Karısıyla neler yapıyordur şimdi? Senaryolar yazardım kafamın içinde, hayalimde oynatırdım o filmleri… Mastürbasyonumun son anlarında koca gövdesiyle beni altına alıp ezdiğini hayal ederken çırpına çırpına orgazm olurdum.

Böyle böyle günler geçti. Geçen ay İlhan’ın baldızının düğün hazırlıkları için ailesi çağırdı, mutlaka gidilmesi gerekiyordu. Karısını göndermek zorunda kaldı. Gitmesinden bir gün önce akşam onlara gittim yine… Hazırlık yapıyorlar, valiz hazırlıyorlardı. Ben de bir yandan eşyalarını toplamasına yardım ediyor, bir yandan yine şakalaşıp güldürüyordum onları…

“Nasıl bırakıyorsun bu adamı buralarda? Baksana şunun gözüne, mutlaka eve kadın atar bu adam, güven olmaz bunlara…” falan diye kızdırmaya çalışıyordum. Karısı ise yola çıkacağı ve ailesini göreceği için heyecandan hiç oralı bile değildi.

“Ben kocama güvenirim. Kesinlikle öyle şey yapmaz.” diyordu sürekli… Sonunda bombayı patlattı, “Aman Gül, kocam sana emanet, gözün gibi bak kocama…” deyince bir kahkaha patlattım.

“Sen merak etme, ben ona bakarım” dedim. İçimden neden kahkaha attım ki diye pişman oldum. Yanlış anlayacaklardı beni…

Ertesi sabah ben işe giderken onlar otogara gidiyorlardı, uğurlayıp yolcu ettim. Akşam işten dönüşümde gözüm onu aradı ama yoktu. Kocamı işe gönderdim, pencereye oturup İlhan’ın evine gelmesini bekledim nedense… Sanki kocamı bekliyordum. Gece saat onikiye doğru evin önünde bir taksi durdu. İlhan indi taksiden… Sarsak, dikkatli adımlarından alkollü olduğunu anladım. Yukarıya bakınca benim baktığımı gördü, perdeyi kapatıp içeri girdim. Merdivenlerde ayak seslerini duyduğumda kapıyı açıp karşısına çıktım. Yanına gittiğimde alkol kokusu geldi burnuma, epey içmiş olmalıydı,

“Ooh, beyimiz bekar ya, artık yüzünü gören cennetlik… Ne bu İlhan bey? Daha ilk akşamdan alkol almalar… Hemen karına telefon açıyorum” dedim.

“Yaa, saçmalama Gül…” dedi peltek peltek… “İş yemeğiydi, arkadaşlarla birkaç kadeh attık işte fırsattan istifade…” O konuşurken gözlerinin içine bakıyordum. Doğru söylüyordu sanırım.

“Karın giderken bana emanet etti seni, ondan konuşuyorum böyle… Aç mısın İlhan? Bir şeyler hazırlayayım istersen…” dedim ilgiyle… İstemedi. Anahtarlarını çıkarmaya çalışıyor, bir türlü beceremiyordu. Çantasını elinden alıp anahtarlarını çıkardım, kapıyı ben açtım. İçeriye beraber girdik. “Hadi, doğru banyoya…” dedim o anaç tavuk edasıyla… Sendeledi. Ben de koluna girip banyoya kadar ona eşlik ettim. Avuçlarımda pazularının gerginliğini hissetmek daha kötü yaptı beni…

“Yardım etmemi ister misin?” diye sordum banyonun kapısında… Utangaç bir tavırla teşekkür etti, istemediğini söyledi. Nabız atışlarımın yükseldiğini hissediyordum, şakaklarımda damar atıyordu. Evde ikimiz yalnızdık. Yardım istemediğini söyleyince canım sıkıldı biraz… Oysa onunla vakit geçirebilmeyi, sohbet etmeyi umuyordum. Sonrası… Kim bilir…

“İyi o zaman, ben çıkayım.” dedim kırıldığımı belli etmemeye çalışarak… “Yardım lazım olursa, bir ihtiyacın olursa yerimi biliyorsun” derken gözlerinin içine davetkâr bakışlarla baktım. Aptal adam… Sen de ben de, yalnızız işte… Neden gönderiyorsun beni o yapayalnız evime… Dört duvarın arasına… “İyi geceler” diyerek banyodan ve evden çıktım.

Eve girdim ama dediğim gibi dört duvar üzerime geliyor, beni boğuyordu. Saatin tiktaklarından başka bir ses yok evin içinde… Televizyonu açtım, aptal aptal bakındım. Yok. Duramıyordum. Mutfağa gidip soğuk bir bira açtım. Yudumlarken yan daireden, mutfaktan gelen tıkırtılar işittim. İlhan uyumamıştı. Durdum, düşündüm. Yok duramayacaktım.

Gidip üzerime dar bir body, altıma her zaman giydiğim kırmızı kareli mini eteğimi giydim. Ev halim her zamanki gibi, külot giyme alışkanlığım olmadığından külot yoktu altımda… Çekmeceden külot bakarken, kırmızı jartiyer çoraplarım gözüme ilişti. Çorapları elimde evirip çevirip bakarken külot giymeyi boş verdim, ayağıma o kırmızı jartiyer çoraplarımı geçirdim. Yüksekçe topuklu ev içi terliklerimi ayağıma giyip İlhan’ın kapısına dayandım, zili çaldım.

Sanırım gecenin bu saatinde kim bu densiz diye düşünüyordu kapıyı açarken… Beni görünce şaşırdı. Bir şort, bir tişört giymişti üzerine… İçeriye daldım davet etmesini beklemeden… Direkt olarak gidip televizyonun karşısına oturdum. Bacaklarımı hafif aralık bıraktım. İlhan da gelip karşıma oturdu. Havadan sudan sohbet etmeye başladım. Sehpanın üzerinde duran koca kahve fincanına bakarak,

“Sana bir kahve pişireyim diye gelmiştim ama anlaşılan sen işini görmüşsün” dedim.

“Ya, evet, şekersiz kahve yaptım. Bir de duşa girince kendime geldim. Dünya varmış.” dedi.

Baktım, uzunca siyah saçları hala ıslaktı. Elimi uzatıp o ıslak saçlarını okşamamak için kendimi zor tuttum. Bende laf çok, onun yanında olabilmek için, biraz daha yanında kalabilmek için ondan bundan bahsetmeye, onu konuşturmaya çalıştım.

Kafesinden kurtulmuş muhabbet kuşu gibi kocamın gece vardiyasına geçtiğini, evde yalnız başıma uyuyamadığımı, işimin çok yorucu olduğunu falan anlatıp durdum. O da ha, hı diyerek bana katılıyordu ama gözleri bacaklarımdan ayrılmıyordu.

Baktım, benim kırmızı jartiyer çoraplarım görevini yapmış, İlhan’ın dikkatini bacaklarıma toplamıştı. Kırmızı görmüş boğa gibi bana çaktırmamaya çalışarak kırmızı çorap içindeki bacaklarımı süzüp duruyordu karşımda… Kimbilir aklından neler geçiriyordu bakarken…

Konuşmaya devam ederken bacaklarımı araladım. Mini eteğimin de yardımıyla çorabımın dantellerini görüyordu mutlaka şu anda… Ve altımda külot olmadığını… Şortunun önündeki kabarıklık dikkatimi çekti sonra…

Fakat hepsi bu kadar… Ne kalkıp harekete geçti, ne de monolog sohbetime katıldı. Karısı gidiyor diye bir gece önce yatakta kocasını iyice doyurmuştu anlaşılan… Bu gece bir şey yapmak için hem erkendi, hem alkollü olması engeldi. Külotsuz olduğuma kadar göstermiştim adama, daha ne yapmam gerekiyordu üstüme atlaması için? Gidip orospu gibi kucağına oturacak halim yok a… Erkek olarak ilk hareketi onun yapması gerekir diye düşünüyordum.

Bacaklarımı araladım, amımı gösterdim. Bacak bacak üstüne attım, baldırlarım eteğimden sıyrıldı, çorabımın dantelini ucundan gösterdim. Göz süzmeler, frikikler, gerdan kırmalar… Sadece öküz gibi bakıp duruyordu. Baktım olmadı, yarım saat kadar sonra kalktım. İğneli, kinayeli bir tavırla,

“Eh, bana müsaade İlhancım. Senin uykun var gibi, ben kaçayım. Gerçi yarın izinliyim, uykum da yok ama kalkayım ben…” dedim yarım ağızla… Açıkça “gitme, kal” demesini bekledim ama istediğim olmadı. Onun yerine işi saflığa vurdu iyice,

“İyi geceler Gül. Eşine benden selam…” demez mi kapının önünde…

“Ne selamı ayol? Adamı kırk yılın başında bir görüyorum zaten…” diyerek kahkahayı bastım. O da güldü. Her türlü mesajı vermiştim alttan alttan… “Uykum yok, kocam yok, yalnızım, kocamla uzun süredir yatmıyorum, beni sikmiyor, azdım, kudurdum, gel beni sik işte” Fakat duvardan ses geldi, İlhan’dan tık yok. Karısını mı aldatmak istemiyor, sekse mi doymuş, sarhoş mu? Üçgen omuzları, yapılı gövdesiyle kapı gibi herif… Şortunun önü kabarık, sikinin büyüklüğü dışarıdan belli oluyor, sapına kadar erkek işte… Eh, ben de gencecik, güzel, yuvarlak hatlı, üstümde mini eteğimle, kırmızı çoraplarımla tam sikilmeye hazır, civelek afeti devran… Bir türlü istediğim olmuyor. Kapının önünde elim kapının tokmağında,

“İstersen anahtarı ver, gündüz evin temizliğini yaparım eşin yokken…” diyebildim sadece…

Ah, bir harekete geçebilsen, eşin yokken daha neler neler yaparım sana ama… Gidip anahtarı getirdi, elimi uzatıp alırken parmaklarım değdi, titredim. Kös kös kendi evime girerken arkamdan bakıyordu. İçeriye girip kapıyı kapattım, sırtımı kapıya dayadım. Öküz, öküz, öküz… İçimden kapıyı yumruklamak, üstümü başımı yırtmak geliyordu ama çaresizce yatağıma gittim. Üstümde ne varsa çıkarıp attım, çırılçıplak yatağa uzandım. Uyuyana kadar akla karayı seçtim. Gözlerimi kapatıp onun beni nasıl becerdiğini, kırmızı çoraplı uzun bacaklarımı okşadığını, memelerimi emdiğini hayal ede ede kendimi parmakladım. Ancak orgazm olduktan sonra uyuyabildim.

Ertesi gün erken geldim işten… Kocam uyuyordu. İlhan’ın eve geçtim. Ortalığı, mutfağı, salonu topladım. Dağınık yatağını okşaya okşaya düzelttim. Her şeyi yerli yerine koydum. Çamaşır çekmecesindeki baksır külotlarını sevdim. Gardrobu açıp yanımda getirdiğim parfümümden bol bol sıktım. Akşam gelip kapağı açtığında benim kokumu duymalıydı. Kışkırmalıydı.

Televizyonun önünde DVD.ler duruyordu. Anlaşılan onu da uyku tutmamış, ben gittikten sonra film seyretmişti. Düğmesine bastım, içindeki CD kaldığı yerden devam etti. Vurdulu kırdılı bir macera filmiydi. Durdurup çıkardım. Hemen eve gidip kocamın benden sakladığı porno CD’lerden birini alıp getirdim, makineye taktım. Akşam filmini kaldığı yerden seyretmek isterse porno seyretmek zorunda kalacaktı İlhan bey… Belki harekete geçirirdi bu onu… Seçtiğim film beni en çok azdıran, tahrik eden filmlerden biriydi. Kocam işteyken geceleri mastürbasyon yapa yapa seyrederdim hep…

İlhan gelmeden işimi bitirdim, eve geçtim. Benim koca hala uyuyordu. Banyoya girdim, bir güzel temizlendim, kokulandım. Koltuk altlarımı, amımı parfümledim. Misler gibi, pırıl pırıl yaptım kendimi… Yeni aldığım askılı, diz üstü eteği olan elbisemi üzerime geçirdim. Yine çamaşır yoktu içimde, ne sütyen, ne külot… Bu kez incecik, siyah jartiyer çorabımı giydim bacaklarıma… Topuklu terliklerimin üzerinde harika görünüyordum gardrobun aynasında…

Her zamanki saatinde İlhan’ın kapısının açıldığını duydum, gelmişti. Heyecan içinde bekledim. Ona biraz zaman tanımalıydım. Evin temizliğinin yapıldığını görmeliydi. Onun için neler yaptığımı… Üstünü değişmek için gardrobu açtığında benim parfüm kokumu almalıydı. Belki yemek yerken gece yarım kalan filmi izlemek ister, televizyonu açardı. Benim koyduğum porno filmi izlerdi belki… Bekledim… Bekledim… Dakikalar geçmek bilmiyordu, avuçlarım terliyordu heyecandan… Kendimi gerdek gecesindeki yeni gelin gibi hissediyordum..

Yarım saat geçti, bir saat… Duramadım, gidip kapısını çaldım. Baştan aşağıya süzdü beni kapıyı açtığında… Gözleri parladı. Normaldi gözlerinin parlaması… Onun için hazırlanmış, makyajımı yaparken aynada ben de kendimi beğenmiştim. Gözlerinin göğüslerime takıldığını gördüm. İçimde sütyen olmadığını anlamıştı mutlaka… Salona geçtik. Bacak bacak üzerine atıp oturdum. Gözleri hala üstümdeydi.

“Elbisemi beğendin galiba İlhan… Yeni aldım, söylesene gerçekten, yakışmış mı?” dedim, eteğimi çekiştirerek… Yutkundu,

“Çok güzel, çok yakışmış Gül…” dedi. “Zaten güzele ne yakışmaz? Harika olmuşsun. Elbise, çorapların, terliklerin… Hepsi on numara… Çok güzel, çok seksi görünüyorsun.”

Onun beğenerek bakması beni iyice coşturmuştu. Şakımaya, aklıma gelen her şeyden konuşmaya devam ettim. İlhan zavallım, gözlerini benden, bacaklarımdan ayıramıyordu. Bacak bacak üstüne atmış vaziyette otururken, bacağımı değiştirdim. Diz üstü eteğim iyice sıyrıldı. İçimde külot olmadığını görmüş müydü acaba? Becerebilmiş miydim? Sanırım görmüştü. Vurgun yemiş gibi gözlerini bacaklarımdan alamıyordu çocuk…

Terliğimin birini ayak parmaklarıma takıp konuşurken ayağımı sallamaya başladım. İnce siyah çorabın altında kırmızı ojelerim görünüyordu. İlhan ipnotize olmuş gibi ayaklarıma bakıyordu sürekli… Hoşuma gidiyordu onun sikecek gibi bakması, amım sulanmaya başlamıştı. Sonunda,

“İlhaaannn…” dedim gülerek, imalı imalı… İrkilip zorlukla başını kaldırıp yüzüme baktı. Şaşkın şey… Gülümsedim… Yüzü kızarmıştı. Utandığından mı, ayaklarıma, bacaklarıma, külotsuz amıma bakıp tahrik olmaktan mı bilemedim.

“Şey, gözüm dalmış Gül..” dedi mahcup mahcup… Gülümsedim,

“Görüyorum canım gözünün daldığını…” derken bacağımı indirip hafif araladım. Tekrar bakışları orama yönelmişti. Evet, kurbanım hazırdı. Bir çorap, bir külotsuz am görüntüm yetmişti. Biraz sonra kalktım,

“Aç mısın canım? Hadi, bize gel, beraber yiyelim. Kocam işe gidecek biraz sonra… Oturur, yemek yeriz, konuşuruz. Sohbete kaldığımız yerden devam ederiz.” dedim davetkâr, fakat buyurgan, itiraz kabul etmeyen bir tavırla…

“Gelirim” diyebildi sadece, yutkunarak… Sohbetin devamının ne olduğu belliydi. Benim çoraplı frikiklerime, göz ziyafetine devam… Hem de ikimiz yalnız… İster yatır sik, ister otuzbir malzemesi yap… Kabul etmemek için homo olması lazım… Neşeyle evime geçtim, sofrayı kurdum. Ben mutfakta uğraşırken kocam da kalkmıştı. Uykulu uykulu dolaşıp duruyordu evin içinde, giyiniyordu… Biraz sonra kapı çalındı, kocam açtı kapıyı,

“Ooo… İlhancım, hoş geldin, görüşemiyoruz epeydir… Allah kavuştursun, eşin gitmiş…” dediğini duydum.

İçim kıpır kıpır oldu. Gelmişti. Masaya geçip oturdular, ben eksikleri tamamladım, yemeği servis ettim. İlhan bir yandan gözleri uykudan şişmiş kocamla konuşmaya çalışıyor, bir yandan çaktırmadan beni süzüyordu sürekli… Ben de podyumda yürüyen manken gibi kıvırmalarla, çekmeceden bir şey alma bahanesiyle eğilip kalkmalar, çeşitli frikiklerle onu can evinden vurmaya devam ediyordum. O her fırsatta frikiklerime bakarken kocam haldır huldur yemek yiyordu, bana aldırdığı bile yoktu. Ne bu mini etek, çorap olayı bile dememişti, bana aldırdığı, beni gördüğü yoktu ki adamın…

Yemeğe başladık. Heyecandan elim titriyordu. Çatalımı yere düşürdüm. Baktım onlardan tarafa gitmiş. Eşimden almasını istedim. O homurdanınca İlhan eğilip almaya çalıştı. Olmadı, masanın altına girmek zorunda kaldı. O zaman ben de harekete geçtim, bacaklarımı araladım, eteğimi kasıklarıma kadar çektim. Örtünün altında amcığıma varıncaya kadar her yerimi görmüş olmalıydı İlhan… Elinde çatalla çıktığında yüzü kızarmıştı. Göz göze geldik. Ona neleri kaçırdığını anlatabilmiştim sonunda…

Yemek bitti, kocam işe gitmek için kapıya yöneldi. İlhan da,

“Dur ben de geleyim, ben eve geçerim” diyerek onunla beraber çıkmak üzere davranmıştı ki atıldım hemen,

“Nereye gidiyorsun canım? Benimki gibi işe gitmiyorsun ya, otur çay demledim, bir bardak içer öyle gidersin…” Gözünün içine bakıyordum bunları söylerken, yalvarıyordu gözlerim… Kocam da,

“Tabi ya İlhancım, madem bekarsın, çayını iç, öyle git. Kovalayan yok ya seni… Hadi hadi, otur bakalım.” diyerek beni destekledi.

İlhan çaresiz içeriye geçti, ben de kocamı uğurlayıp yanına geldim. İçim içime sığmıyordu. Oh allahım… Yalnızdık evde… Ne benim kocam, ne onun karısı… İkimiz… Masaya, sandalyesine oturmuştu, çayını getirdim. O çayını yudumlayıp sigarasını içerken ben sofrayı toplamaya başladım. Gidip geliyor, eğiliyor, kalkıyor, her yerimi sergiliyordum İlhan’a…

Önündeki tabağı almak için eğiliyordum, sütyensiz memelerimi nerdeyse uçlarına kadar görüyordu. Yere düşen peçeteyi almak için yere uzanıyordum, arkamdan jartiyer çorabımın dantellerini, çıplak baldırlarımı, belki de külotsuz amımı gösteriyordum. Peçeteyi alıp doğruldum, ona doğru döndüğümde gözlerinin kalçalarıma dikilmiş olduğunu gördüm. O da suçüstü yakalamışım gibi telaşlandı, elinin yanında duran kül tablasını yere devirdi. İçindeki izmaritler, küller kucağına, yere saçıldı. Üzüntülü üzüntülü,

“Hay Allah, kusura bakma Gül, ben toplarım şimdi…” dedi, eğilirken ben engel oldum,

“Saçmalama İlhan, lütfen otur sen, ben hallederim” dedim.

O sandalyesinde bacaklarını iki yana açmış küllere basmamak için dururken ben elimi bacağına koyarak, bacağından destek alarak önünde eğildim, yerdekileri toplamaya başladım. İkiye ayrık bacaklarının arasında kıpırdanıp dururken, göğüslerimi rahat rahat görebiliyordu.

İçini çektiğini duydum. Süründüğüm egzotik parfümün kokusunu almış olmalıydı. Elim hala bacağında duruyor, hareket ettikçe nerdeyse sikinin yanlarına kadar gidip geliyordu elim… Az kaldı tutup elimi şortun yanından içeriye daldırmak üzereydim. Siki kalkmıştı. Şortunun önü Kızılay çadırı gibi dikilmişti. Uzattıkça uzatıyor, adamı daha da delirtiyordum. Sonunda kalktım,

“Ay, bittim” dedim nefes nefese… Sanki seks yapmıştık, göğsüm inip kalkıyordu. Gözlerini ayıramıyordu benden, memelerimden… “Hadi içeri geçelim İlhan, çaylarımızı alır, orda içeriz.”

Elimizde çay bardaklarıyla salona geçtik, ben kendimi koltuğa attım. Geriye yaslandığımda eteğim sıyrıldı, çoraplı baldırlarımı gösterdim adama… O da karşımda oturuyor, açılan yerlerimi görebilmek için deli oluyordu.

“Öf ne sıcak…” dedim. “Pencereyi açmaya da gelmiyor, sivrisinek ısırmış gece, baksana şuna, bütün gün kaşıdım durdum, hala kaşınıyor hart hart…” diyerek eteğimi çektim. Çorabın bittiği yerde sol bacağımın içini kaşımaya başladım.

“Evet, bu sene baya sivrisinek var. Ama böyle kaşıma, daha kötü olur” dedi karşıdan gözleri bacağımda…

“Ne yapayım, kaşınıyor. Baksana şuna, nasıl kızarmış?” diyerek yanıma çağırdım, kaşınan yerimi gösterdim. Kalkıp geldi, tepemden sinek ısıran yerimi görmeye çalıştı. Jartiyer çorabımın dantelini, onun bittiği yerde başlayan, yaz ortası olmasına rağmen bembeyaz süt gibi bacağımın çıplak tenini görüyordu şimdi… Tabi yukarıdan meme uçlarıma kadar görülebilen sütyensiz göğüslerim de cabası…

“Erkek sinekti herhalde, ısıracak yeri bulmuş…” dedi yutkunarak… Güldüm,

“Ya, sorma, ağzının tadını biliyor hayvan… Nerden buldun da ısırdın, ta bacağımın içi…” dedim. İçimden de “sen erkek değil misin, ısırsana sen de aptal herif” diyordum.

Isırmadı. Önü kabarık şortuyla döndü, yerine oturdu, çayını yudumlamaya devam etti. Bir eliyle boynunu tutuyordu bu arada sürekli… Ne olduğunu sordum, tutulduğunu söyledi.

“Gel yanıma, ovayım biraz, iyi gelir” dedim.

“O kadar önemli değil Gül, geçer bir iki güne…” diyerek gelmek istemedi, ben kalkıp yanına gittim.

“Dön bakayım arkanı” dedim. Döndü, iki elimle omuzlarını, boynunu ovalamaya başladım. İyi geliyordu sanırım, hoşuna gidiyordu, inlemeye başladı. Sevişirken zevk alır gibi inlemesi hoşuma gitti. Başını arkaya, göğsüme yasladım. Alnını, şakaklarını ovmaya başladım. Boynunu, omuzlarını ovalıyordum, parmaklarımla kasılmış, sertleşmiş etini tutup sıkıp sıkıp bırakıyor, sonra okşarcasına aynı yeri okşuyordum.

“Nasıl, iyi geldi mi?” diye sordum. Gözleri kapalı,

“Hem de çok iyi geldi, eline sağlık…” dedi. Yavaş hareketlerle omuzlarından göğsüne kadar okşaya okşaya, masaj yapa yapa indim. Tişörtün üzerinden yapıyordum,

“İstersen çıkar tişörtünü, daha iyi olur” dedim. Duraklamadan dediğimi yaptı hemen, doğrulup kalktı, tişörtünü üzerinden çıkarıverdi. Gözüm şortunun önündeki kabarıklığa takıldı bir anda… Öyle canım çekti ki onu… Elimi uzatıp kavramamak için kendimi zor tuttum. Dilimi ısırdım. O an göz göze geldik. Benim orasına baktığımı görmüştü. Gülümsedik.

“Hadi dön şimdi, masaja devam edeyim” dedim. Döndü, bana takıldı,

“Öyle güzel masaj yapıyorsun ki… Parmakların harika, sihirbaz gibi… Oldu olacak sırtımı da ov bari…”

“Neden olmasın? Hadi yat, sırtına da masaj yapayım, çok iyi gelir” diyerek yatırdım. Fakat rahat olmuyordu. Bunu ona söyledim.

“Burda olmuyor İlhan. Hadi gel, odama gidelim, orası daha rahat…” diyerek kalktım, cevap vermesini beklemeden yatak odasının yolunu tuttum.

Giderken bir çırpıda müzik setinin düğmesine bastım, hoş, romantik bir müzik yayıldı ortama… Her şey tam istediğim gibi gidiyordu. Kendimi bakire kızı yatağa atmak isteyen Nuri Alço gibi hissettim. Sırf orospu damgası yememek için ilk hareketin ondan gelmesini bekliyordum. Bunu sağlamak için de yapmadığım numara kalmamıştı şimdiye kadar… Sanırım o da eşlerimizi, bir şey yaparsak nasıl yüzyüze bakacağımızı düşünerek buna yanaşmıyordu bir türlü… Oysa ben aşmıştım bunları artık… İlhan’la sevişmekten başka bir şey düşünemiyordum.

“Lütfen çekinme İlhan… Yabancı değilsin sen, şuraya uzan…” diyerek yatağı gösterdim.

O yatağa uzanırken ben de pencerenin güneşliklerini çektim. Karşı balkondaki meraklıların ikimizi yatak odasında görmelerini istemezdim doğrusu… Dönüp baktım. Güneşliği çekince iyice loşlaşan yatak odası daha bir güzel geldi gözüme… Beni sikmesini istediğim erkek yatağımda yatıyordu yarı çıplak… Üzerinde sadece bir şortla…

Elektrik düğmesini açtım. Tavandaki kırmızı spotların yumuşak kırmızı ışığı yayıldı odaya… Yanına gittim. Ellerimi omuzlarına koydum. Masaj yapmaya başladım. Ellerimle sırtını, kollarını, belini, her yerini ovalıyordum. İlhan gözlerini kapatmış, kendini bana bırakmıştı. Ellerim parmaklarım okşarcasına kaslı gövdesinde dolaşırken, kimbilir aklından neler geçiyordu şu anda…

“Yeter Gül” dedi sonunda… Uzandığı yerden doğruldu, oturur vaziyete geldi. Yatağın kenarında ikimiz de oturmuş birbirimize baktık. Gözüm aşağıya indi, şortunun önündeki piramite takıldı. Sanırım yeter demesinin sebebi buydu. Öyle sertleşmişti ki aleti… Biraz daha devam etsem boşalacaktı herhalde… Başımı kaldırdığımda göz göze geldik.

Yatak odamda, kocamla seviştiğim yatakta, yabancı bir erkekle oturuyordum. Yarı çıplak, üzerinde bir şortla duran erkeğin yanında, içimde iç çamaşırım olmadan, bir tek elbise ve jartiyer çoraplarıyla duruyordum. Kasıklarım alev alev yanıyordu. Amımın sulandığını hissedebiliyordum. Bakışlarım istemsizce tekrar aşağıya şortuna kaydı. Bir gözlerinin içine bakıyordum, bir şortuna… Onu ne kadar istediğimi anlamıştı aslında…

“Keşke benim de senin kadar hünerli parmaklarım olsaydı… Ben de sana masaj yapardım” dedi kısık sesle…

“Aman canım, hünerle ne ilgisi var, masaj işte, ovuyorsun tamam…” dedim gülerek… “Ama iyi aklıma getirdin, hadi uzanayım, sen de bana yap. Benim de ihtiyacım var” diyerek yüzükoyun yatağa uzandım.

Uzanınca kısa eteğim baldırlarıma kadar yukarıya çıkmıştı. Düzeltmedim. Parmağıyla hafifçe eteğimi kaldırıverse külotsuz amımı, götümü görebilecekti. Onun yerine parmağının ucuyla eteğimi tutup aşağıya çekti. Elini tuttum,

“Hadi İlhan, nazlanma… Ben sana nazlandım mı? Bir güzel masaj yaptım sana, sıra sende…” dedim.

Ellerini sırtıma götürdü, çekine çekine ovalamaya başladı. Parmaklarını hissedince ürperdim.

“Mmmm…” diye inledim. “Harika… Devam et… Güzel yapıyorsun…” dedim kışkırtıcı bir sesle…

O da devam etti. Bazen okşayarak, bazen parmaklarıyla sıkarak bütün sırtımı, kalçamı dolaştı parmakları… Sonra kalktı, yatağa çıkıp tek bacağını üzerimden aşırdı, üstümde durarak, fakat temas etmeden iki eliyle bastıra bastıra belimi, sırtımı ovuyordu. Ben zevkten kendimden geçmiş, belimi aşağıya bastırırken, popomu olabildiğince havaya kaldırmıştım. Bu durumda ister istemez popom önüne temas etti. Eteğim de tekrar açılmıştı böylece… Eliyle tutup elbisemin eteğini çekiştirince mırıldanarak itiraz ettim,

“Bırak canım, açılırsa açılsın. Önemli değil… Çok sıcak zaten… Açılması daha iyi…” İlhan da titreyerek masajına devam etti. Hissedebiliyordum, parmakları titriyordu tenimin üzerinde…

“Ellerin titriyor İlhan…” dedim mırıltıyla…

“Evet…” dedi sadece…

“Neden peki?”

“Sence?”

Hiç sesimi çıkarmadım. Birbirimize işkence yapıyorduk adeta… Sırtımda dolaşan parmakların verdiği zevkle ürperiyor, hafif hafif inliyordum. Sonunda çileden çıkmış olmalı ki, kendini bırakıverdi. Şortunun önünü zorlayan kabarıklık şimdi göt yanaklarımın arasındaydı. Sertliğini duyuyordum.

Tam deliğimin hizasındaydı sert yarağı… Elleriyle omuzlarıma kadar ileri geri yaparken gayrı ihtiyari götümün deliğine sürtünüyordu sert yarak… Öyle zevk alıyordum ki, içimden keşke hiç bitmese diye geçiriyordum. Öyle zevk alıyordum ki, popomu kaldırabildiğim kadar havaya kaldırıyor, sertliği daha çok hissetmek istiyor, içime girmesini istercesine kaba etlerimi sıkıştırıyordum.

“Yeter mi Gül?” diye sordu bir müddet sonra… Bu sefer de ben ona aynı tonda soruyla cevap verdim,

“Sence?” Biraz daha masaja devam etti. Sonunda dayanamadım,

“Biraz durur musun?” dedim. Durdu. Altında döndüm, sırtüstü uzandım. Kalçalarımın iki yanında dizlerinin üzerinde duruyor, bana tepeden bakıyordu. Ben de altında sere serpe yatıyordum. Gözlerinin içine bakıyordum. Nefes alışverişim sıklaşmış, göğüslerim inip kalkıyordu. Öylece birbirimizin gözlerinin içine bakıyorduk konuşmadan… Hafifçe doğruldum, dirseklerimin üzerinde,

“Ne bekliyorsun hala?” dedim.

“Ben… Şey…” diye kekeledi.

“Aptal olma” diye tısladım. “İçinden ne geçiyorsa onu yap… Anında… Hiç düşünmeden yap istediğini…” dedim.

“Gül… Ben… Karım var… Senin kocan…” diyebildi. Boynuna sarıldım, dudaklarını öpücüklere boğarken,

“Aptal… Aptal… Aptal…” diye inledim. “Seni istiyorum. Seni çok istiyorum İlhan… Ve alacağım… Neye mal olursa olsun…” diyerek dudaklarını kavrayıp emmeye başladım.

O da dayanamadı daha fazla, deliler gibi öpüşmeye başladık. Çok güzeldi. Dudaklarının tadına doyamıyordum. Kocamla bunca senedir hiç böyle bir öpüşme yaşamamıştık. Dilini emiyordum, o da benim dilimi… Yanıma uzandı, birbirimize sarılmış, hala öpüşmeye devam ediyorduk. Elleri boş durmuyor, akşamdan beri gösterip durduğum memelerimde ve çoraplı bacaklarımda dolaşıyordu. Biraz önce eteğini indirmeye çalıştığı elbisemi şimdi yukarıya doğru sıyırıyor, uzaktan gördüğü hazinemi okşayıp ellemeye çalışıyordu.

Elimi uzatıp şortunun fermuarını çektim. Aradan elimi soktum. Elim taş kesilmiş sımsıcak sikine değdi. Külot yoktu içinde… O da benim gibi külotsuzdu. Sikinin o kadar kabarık görünmesinin nedeni buydu demek… Parmaklarımın arasında tutup sıktım. Kalın bir şey vardı elimde… Gözlerinin içine baktım,

“Çok şey mi istiyorum İlhanım” dedim şehvetle…

“Merak etme, alacaksın istediğini…” diyerek inledi. “Benim de sende istediğim şeyler var aslında… Seni gördükçe istediğim, hayalini kurduğum şeyler…” Boynuna sarıldım,

“Sen de merak etme… Ne istiyorsan alabilirsin. Hepsi senin onların…” diyerek öpüşmeye başladım. Elbisem belime kadar sıyrılmıştı zaten, bir çırpıda üzerimden çıkardı. Ben de onun şortunu sıyırdım tabi… Koca siki göbeğine doğru yukarı kavislenmişti. Harika görünüyordu. Elimi çoraplarıma götürdüm çıkarmak için, engel oldu.

“Hayır Gül… Seni böyle istiyorum. Üstünde sadece çorapların varken sikmek istiyorum seni…” dedi.

Sanırım çorap fetişi vardı. Çoraplarımın üzerinden bacaklarımı okşuyor, beni, çıplak bedenimi öpücüklerle kuşatıyordu. İkimiz de çıplaktık benim çoraplarım haricinde… Hayran hayran bakıyordu her yerime… Ayağımı kaldırıp sertleşmiş sikinin üzerine koydum. Çoraplı ayaklarımın arasına aldım sikini, okşamaya başladım. Gözlerini kapatıp hazla inledi. Çorabımın kaygan dokusu sikini okşarken müthiş zevk alıyordu sanırım, biraz ayaklarımın ırzına geçti gidip gelerek…

Ayağımın birini alıp kaldırdı, ağzına götürdü. Kırmızı ojelerimin göründüğü çorabımın üstünden ayak parmaklarımı okşadı, tek tek öpücükler kondurdu her birine… Başparmağımı ağzına sokup emdi. Ayak tabanlarımı yaladı. Elini kaygan çorabın üzerinden kaydırarak uzun uzun bacaklarımı okşadı.

Artık delirmek üzereydim. Altından kalkıp yatağa devirdim, üzerine çıktım, geniş göğsünden başlayarak yılan gibi aşağıya kaydım. Sikini ellerimle kavrayıp öpmeye başladım. Bir elimle sikini tutuyor, diğeriyle taşaklarını okşuyor, yalıyordum. Birden hepsini ağzımın içine soktum. Öyle ateşli ateşli yalıyordum ki, ikimiz de zevkten uçuyorduk. Üstünde ters döndüm, kasıklarımı başının hizasına getirdim. Mesajımı almış, istediğimi yapmaya koyulmuştu hemen…

Bacaklarımı aralayıp başını bacaklarımın arasına aldım, o da amımı yalamaya başladı. Elleri çoraplı bacaklarımı okşarken dili amımda çalışıp duruyordu. İçimden akan suları diliyle toplayıp içiyor, diliyle klitorisime, sinir uçlarıma dokunuyor, dudaklarının arasında kıstırıp emiyordu. Zevkten kıvranıyordum. Sonunda dayanamaz hale geldim. Bir anda sikini yalamayı bırakıp sırt üstü yatağa uzandım, dizlerimi karnıma doğru çektim. Sikilmek için yanan amımın dudakları ikiye ayrıldı onu çağırırcasına pembe pembe…

“Hadi İlhan… Dayanamıyorum artık… Sik beni aşkım, nolur…” diye inledim. Yavaşça bacaklarımın arasına girdi. Daha sikinin kafasını am dudaklarımın arasına yerleştirirken ben zevkten inlemeye başlamıştım. Yavaş yavaş içime bir yılanın yuvasına girdiği gibi içime kaymaya başladı siki…

“Ohhhh… İşte bu…” diye inledim altında… “Seni gördüğüm günden beri istediğim bu işte… Bu… Zevk… Hadi İlhan… Nolur sok şunu içime… Hepsini sok… Dibime kadar sok… Bana kadın olmanın zevkini yaşat aşkım… Sikini göm içime… Yarağını sok köküne kadar… Ooohhh…” Resmen yalvarıyordum adama sikmesi, sikini köküne kadar sokması için…

Ellerimi iki yana götürüp el ele tutuştuk, yatağa bastırdı, amımın içinde gidip gelmeye başladı. Bacaklarımı beline doladım. Zevkten geberiyordum altında… İyice hızlanmıştı. Sokup çıkarıyordu sikini içime… Bense kendimi kaybetmişcesine, deli gibi sarsılıyordum zevkten… Ellerimi ellerinden kurtarmış, boynuna sarılmış, sımsıkı yakalamıştım erkeğimi, altında yılan gibi kıvrılıyor, kıvranıyor, kalçalarımı ona doğru itiyordum.

“Ahhh… Harikasın Gül… Amcığın daracıkmış bebeğim… Zevkten ölüyorum… Ohhh..” diye inliyordu kulağıma…

“Sen de harikasın… Çok güzel sikiyorsun beni erkeğim… Aşkımm… Ooohhh… Çok güzel sikiyorsun… Ohhhh…” diye inleye inleye beraber boşalmaya başladık. Gözlerim karardı, kendimden geçer gibi oldum. Erkeğim bütün ağırlığıyla üstüme yığıldı. Kendimize gelebilmek için bir süre bekledik. Yanaklarından tutup dudaklarına bir öpücük kondurdum.

Evet, kocamla da sevişiyordum fırsat bulduğumda… Onunla da orgazmlar yaşıyordum seyrek de olsa… Ama hiç böylesini yaşamamıştım. Hiç böylesine korkunç bir zevk almamıştım. Hiç bu denli kendimi kaybedecek derecede boşalmamıştım. Hiç tatmadığım duygulardı bunlar…

Nedir, İlhan’ın sikinin daha iri olmasından mı kaynaklanıyordu bunlar? Yoksa yasak meyveyi tatmanın hazzı mıydı bunu yaşatan? Yasak meyve, günah işlemenin şehveti, kocamı boynuzlamak, kocamın yatağında yabancı bir erkekle sikişmek miydi bu zevklerin nedeni? Dudaklarını öperken,

“Hep bu anı bekledim İlhan… Hep… Beklediğime de değdi… Beklediğim kadar varmış aşkım… Ne olur, bırakma beni… Seni seviyorum…” diyordum sürekli…

Bir kez daha seviştik… Sonra bir kez daha… Tadına vararak… Hiç denemediğim şeyleri deneterek, yaşatarak bana… Zevkten öldürerek… Sonunda her güzel şey gibi bitti. Kalkıp giyindi, evine geçti. Bense yatağımda yorgun argın, yüzümde bir gülümsemeyle uykuya daldım…

Sabah her zamanki gibi kocam gelmeden kalkıp hazırlandım, işe gitmek için çıktım. Kapının önünde karşılaştık. Gülümsedik birbirimize… Gecenin yorgunluğu ikimizin de yüzünden okunabiliyordu. Bir an karşı karşıya durup birbirimize baktık. Gözlerimizle birbirimize sarıldık, öpüştük, sonra dönüp yola koyulduk.

Çalışırken bütün gün olanları düşündüm…Elim defalarca telefona gitti..Ama arayamadım..Ne diyecektim ki..Benden beklentisi olamazdı. İkimiz de evliydik. Eğer sadece seks ise belki evet olabilirdi ama başka beklentiler içerisine sokmamalıydım onu.. Akşam konuşmaya karar verip biraz da erken eve gittim. Biraz sonra o geldi. Tam kapısını açmaya çalışırken ben dışarıya çıktım. Karşıdan

“Aç mısın?” diye sordum. Başını arkaya doğru çevirip evet anlamında başını salladı. Ben de başımla işaret edip,

“Gelsene…” dedim. Kapıyı kilitleyip bana doğru geldi. O arkamdan içeriye girerken, ben önden gidip kocama seslendim yüksek sesle,

“Erkan, hadi kalk miskin, işe geç kalacaksın” diyerek bağırıyordum. Kocamın duyması için adeta tiyatro oynuyorduk.

“Daha kalkmadı mı Erkan abi?” diye sordu o da yüksek sesle…

“Hayır ya, kalkmadı. Bir de sen baksana şuna İlhan, kalksın bir an önce…” diyerek mutfağa girdim.

Yatak odasına gitti, kocamı uyandırmaya çalıştı. Gece aşığımla seviştiğim yataktan kaldırdı kocamı, duş alması için banyoya gönderdi. Kendisi de mutfağa, yanıma geldi hemen… Mutfak tezgahına dayanmış ona bakıyordum. Gece beni zevkten zevke sürükleyen erkeğime… Önümden geçip masaya oturmak istedi, elinden tutup bırakmadım.

“Gözlerimin içine bak İlhan…” dedim. “Görüyor musun çektiğimi… Benimkisi işte bu… Geceleri yastığa sarılıp uyuyorum, gündüzleriyse bu hayvanın horultularını çekiyorum. Anla beni, lütfen…”

Bir anda dudaklarıma yapıştı. Ben de ona karşılık verdim. Aman allahım… Ne yapıyordum ben? Kocam banyoda, ben mutfakta aşığımla öpüşüyordum deli gibi… Kocam her an banyodan çıkabilirdi. İlhan her yanımı okşuyor, öpülmedik, okşanmadık, sıkılmadık yerimi bırakmıyordu. Masadan birsandalye çekerek bir ayağımı o sandalyenin üzerine koydu. Önümde eğildi. Elbisemin eteğini tutup yukarıya kadar çekti, benim elime tutuşturdu. Kendisi de diz çöküp külodumun kenarından amımı yalamaya başladı. Ellerimle saçlarını okşuyor, başını iyice amıma bastırıyordum. Dayanamaz hale getirmişti beni yine… Öyle zevk veriyordu ki bana… Ayağa kalktı, gözleri mutfağın kapısında, kulağı banyodan gelen su sesindeydi.

“Sonraya bırakalım, şimdi olmaz” dedi. Dudakları ıslaktı, sularımdan ıslanmıştı.

“Hayır, durma, devam et, nolur…” diye yalvardım. Elimi pantolonun önüne götürüp fermuarını indirdim. Elimi içeri sokup külotunun içinden yarağını çıkardım dışarıya… Bu kez ben onu yalıyordum. İçerden, banyodan gelen su sesi kesilmişti. Büyük ihtimalle kocam giyiniyordu. Fazla vaktimiz yoktu. Her an çıkabilirdi kocam…

“Hadi, nolur gir içime… Çabuk…” diye yalvardım. Arkamı döndürdü, kıçımı hafif yukarıya kaldırdı ve arkadan amcığıma hızla bastırdı yarağını…

“Ahhh…” diye inledim acı ve zevk karışımı… Kocamın sesi duyuldu içeriden,

“Noldu hayatım?” diyordu.

“Yok bişi kocacım…” diyebildim kocama…

Karısı mutfakta domaltılmış sikiliyordu oysa… İlhan arkamda hızlanmıştı. Kocam hemen yanımızda, banyoda giyinirken aşığım beni sikiyordu. Heyecan, zevk, adrenalin… Bunları düşündükçe aldığım zevk katlanıyordu. İlhan da aynı şeyi yaşıyor olmalı ki gittikçe hızını arttırıyor, daha şiddetli vuruyordu arkama…

Elini ses çıkarmamam için ağzıma bastırmış, kapamaya çalışıyordu. Boşalmak üzereydim. Kasılıyordum. İlhan da aynı durumdaydı. Zevkten kendimi kaybetmiştim yine, erkeğimin parmağını ısırıyordum. Nerdeyse kanatacaktım ısıra ısıra…

Sonunda titreye titreye boşaldık ikimiz de… Dölleri bacaklarımdan süzülürken eteğimi indirip tuvalete koşturdum. Ter içinde kalmıştım. Kendime çeki düzen vermem, amımdan akan dölleri temizlemem gerekiyordu.

Aceleyle temizlenip kağıt havlu getirdim İlhan’a… Isırmaktan parmağı kanamıştı gerçekten… Kuduz köpek gibi ısırmıştım parmağını sikilmenin zevkiyle kıvranırken… O arada kocam geldi mutfağa, yemeğe oturduk. O arada İlhan’ın fermuarının açık kaldığını fark ettim. Bir pundunu bekledim. Kocam su içmek için buzdolabına gidip bize arkasını dönünce masanın altından elimi uzattım. Şaşıran İlhan’ın yüzüne gülerek fermuarını yukarı çektim.

Kocam işe gitti. Biz yine İlhan’la, sikicimle baş başa kaldık. Bu kez onun evine geçtik. Sabaha kadar seviştik. Doymuyorduk birbirimize… Bana defalarca orgazmı tattırdı. Kadınlığı öğretti. Sabaha karşı toplanıp yorgun argın, fena sikilmiş vaziyette evime geçtim, kendimi yatağa atıp uyudum. Deli gibi sikişmekten hiçbir şey konuşamamıştık seksten başka… Oysa bütün gün ne ciddi konuşmalar tasarlamıştım kafamda… Geleceğimiz, şu, bu… Onun sikini görünce her şey uçup gidiyordu aklımdan… Aklımı başımdan alıyordu erkeğim…

Birkaç gün sonra, daha sikinin tadına doyamadan İlhan da düğün için karısının yanına gitti. Zorlukla ayrıldık. Onların geleceği günlerde bu kez biz yaz tatiline çıktık. Yine kavuşamadık.

Sabırsızlıkla tatilin bitmesini bekliyorum şimdi… Şezlongta üstümde bikinilerle uzanıyorum havuz kenarında ve o geçirdiğimiz zevk dolu geceleri tekrar tekrar yaşıyorum. Beş yıldızlı otel odasında, kocamın altında sikilirken İlhan’la yaşadığım doyumsuz, tarifsiz orgazmlar geliyor gözümün önüne, onların yardımıyla boşalabiliyorum.

Çok özledim onu… Çok…

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Elif’in kankası Raziye!

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Elif’in kankası Raziye!
Elif’le olan beraberliğimizden sonra bahtım açılmıştı sanki! Tanıdığım bütün kızların götüne bakar olmuştum. Ama Elif’le çıkıyordum. Elif’in bir arkadaşı vardı adı; Raziye.
Raziye fizik olarak çok kötüydü güzelde değildi, göğüsleri bile yoktu kısa boylu buğday tenli bir kızdı. Ama o küçücük gözleriyle adamı yiyecek gibi bakardı aslında iyide bir kızdı. Elif’in sırdaşıydı. Yanıma ilk o gelir, beraber Elif’i beklerdik, falan filan. Raziye biraz daha serbest bir kızdı tek kaldığımızda akşamları ne yapıyorsun falan filan sorardı, Elif gelince susar hiç belli etmezdi. Bende Elif’e hiç bahsetmezdim. Bir gün Raziye bize evine çağırdı ailesi de vardı. Onun odasına geçtik müzik dinliyor, muhabbet ediyorduk. Raziye cumartesi günü evin boş olduğunu isterseniz arkadaşları da çağırır parti yapabilir dedi. Elif ben ailemden izin alamam dedi, Elif’te öyle söyleyince fazla üstelemedik. Parti olayı yatmıştı. Bir gün Elif’le okula konuşa konuşa giderken aklıma okuldan kaçmak geldi. Çok baskı yaptım ama Elif’i ikna edemedim, Ticaret Lisesine gidiyorduk. Elif’i okula bıraktım okulun yukarısında kafe vardı oraya giderken karşıma Raziye denk geldi, geç kalmış koştura koştura okula gidiyordu. Seslendim nereye gidiyorsun kız dedim; oda bana ya sen dedi; ben okulu astım valla, sende gel dedim kaçalım okuldan dedim. Baktı durakladı ne yapacağız? Dedi, bende bilmem, belki çamlığa gideriz ya da sen nereye istersen dedim. Kararlaştırdık çamlığa gitmeye, otobüse bindik çamlığa girdik parkta gezindik dağa çıkmaya karar verdik. Çamlık dağında 1.çeşme diye bir yer vardı oraya gidiyorduk konuşuyorduk Raziye devamlı burada Elif olsaydı! bak burası tam size göre söyle böyle dercesine bazı şeyleri bildiğini ima edercesine konuşuyordu. Ses duyuyordu koluma giriyordu köpek havlıyordu koluma giriyordu. Korktuğunu söylüyordu, yanıma yaklaşıyordu bir ara dinlenmek için bir kenarda oturalım dedim, oda şurası olabilir biraz dinlenelim dedi, dinlendiğimiz yerin karşı tepesinde taş ocağı vardı. Raziye’nin üzerinde ise malüm önlük vardı, çantayı attı üzerine bir oturdu bacaklar fora, dikkatim dağıldı o ufacık minyon kız dağ havasımıdır nedir bilmem inanılmaz dürtülerim artmıştı. Konu Elif’e dönmüştü Raziye bana Elif’i sevip sevmediğimi sordu; cevap netti seviyorum dedim. Ve bana birden iyi ki Elif gelmemiş dedi. neden? Dedim; gelseydi sen onu burada var ya o ho hoo diyip elini salladı, imalı konuşmalara devam ediyordu. Ama aklım Raziye’nin bacaklarındaydı, Raziye çok sıcak kanlıydı rahat tavırları vardı. Onun yanında kuracağım cümleleri hiç seçmezdim, yeri gelir argo konuşur, yeri gelir küfürlü konuşurdum.
Raziye bana ben senin neyinim yav! dedi; bende ona sen benim baldızım sayılırsın dedim. Oda aniden bana baldız baldan tatlıdır demi diye konuşuyordu, aslında çok net konuşuyordu. Konu gittikçe bel altına inmeye başlamıştı. Bu sefer ben başladım burada Elif olsaydı ne olurdu falan filan diyordum oda malum diyordu sen onu burada kesin sikerdin falan diyordu.
Ona dedim ki; bak kız burada Elif yok. Sen varsın dedim, bir şeyleri artık ima etmeye başlamıştım. Ellerim dizlerinin üstündeydi, ve dizlerini okşamaya başladım. Raziye’nin göz bebekleri büyümeye başladı. Niyetimi anlıyordu. Gittikçe buna yaklaşmaya başlamıştım.
Birden bana yolun üstündeki çalıların oraya çıkalım mı dedi.
Çantaları aldık çalıların oraya girdik kız çok rahattı onun rahatlığı da bana cesaret veriyordu. Bunun ellerini tuttum kendimi çektim birden öpmeye başladım, oda boynuma sarıldı, oturduk yan yanaydık. Öpüyordum devamlı ellerim bacaklarında hatta elimi daha yukarılara çıkardım hiç gık yok kızda, elimi önlüğünün omuzlarından çözdüm belindeki fermuarını indirdim hala gık yok, Raziye elini pantolonumun önüne attı bizim iş biraz daha hızlanmaya başladı. Ayağa katlı önlüğünü çıkardı önümde kilot’lu çoraplı gömlekli bir kız vardı. Gömleğinin düğmelerini çözmeye başladım oda benim kravatımı gevşetti pantolonumu indirdim kız manyak! Kilotumu o indirdi. Onun bu rahat tavırları harikaydı. Çeketimi bir kenara attım gömleğimi çıkardım Raziye’nin kilotunu indirdim kızda hiç sınır yoktu. Bunu çırılçıplak soymak bana öyle bir zevk veriyordu ki anlatamam ikimizde dağda çırılçıplaktık o esintide çıplaklık farklı bir duyguydu. Raziye yere sırt üstü çimenler yattı bende üstüne çıktım öpüşüyorduk. Göğüsleri hiç yok denecek kadar küçüktü. Bacaklarını kaldırdım, kızda hala bir gık yoktu, sikimi amının üzerine getirdim gene gık yoktu, istiyordu yani, bende içine sokmaya denedim gene gık yok, ne yapacaktım ki? Tabiî ki soktum. Bana öyle bir sarılışı vardı ki anlatamam kulağıma sakın içime boşalma dedi. ben de tamam dedim. Anladım ki Raziye kız değildi tecrübeliydi ama bu daha iyiydi. Aklıma takılan ulan bu kızı benden önce kim sikti? Fizik desen fizik yok, Güzellik desen güzel değil. Çıktığı gezdiği biri yok. Sonra dedim ki içimden; ulan sana ne? Kız veriyor işte sik demi. Ömrümde ilk defe birini önden sikiyordum. Tam boşalmak üzereyken müdahale etti çıkar artık çıkar dedi; çıkardım göbeğine boşaldım. Peçeteyle sildi, Ama kız manyak ve azgındı resmen. Elleriyle sikimi avuçluyordu oynarken kaldırdı hemen. Bana resmen 31 çektiriyordu. Üzerime bir oturdu hiç yapmadığım bir şekilde boynuma sarıldı ara sıra resmen ısırıyordu, daha hala istiyordu. Bu sefer o öpüyordu beni. Farklı duygulardı bunlar. Ellerimle götünü avuçluyordum. Orta parmağımı göt deliğinin kenarına getirdim ufaktan ufaktan deydiriyordum, sonra biraz soktum. O daha da etkilenmişti. Anlamıştı o da ne istediğimi üzerimden kalktı arkasına döndü bana götünü gösteriyordu. Yüzüstü uzandı, Daracık götü vardı. Sikimi götünün kenarına getirdim, kalçalarını sürtüyordum. Hafifçe biraz zorladım ıkınıyordu Raziye, ama kız manyak. Zorlayarak ve abanmayla soktum yarağımı götüne, canı yanıyordu ama kızda hala gık yoktu. O küçücük vücuduyla beni delirtmişti. Elif’in kaprisleri vardı, bazen naz yapardı. Ama Raziye başkaydı Kız resmen morarmıştı. Ufacık olduğundan Raziye’yi istediğim gibi yönlendiriyordum. Kızın götünü sikerken vücudum kızın her yerini kaplıyordu. Neredeyse altımda gözükmüyordu. Ellerimi göğsüne getirdim kendime çektim, ikimizde dizlerimizin üstündeydik. köpekler gibi sikiyordum Raziye’yi Öyle bir boşaldım ki anlatamam. Peçeyle tekrar sildim döllerimi. Raziye resmen kendini kanıtlamaya çalışıyordu. Kız manyak benim sikimi ellemeye başladı tekrar. Hiçbir çekintisi yoktu. Aklıma ağzına vermek geldi. Elimle sikimi salladım salladım Raziye’nin ağzına bir soktum anlatamam ya kızın resmen ağzını sikiyordum. Aklım karma karışıktı kızda neyi denemek istesem yapıyordum, sonunda ağzına boşaldım ben bunun. Peçeteyle sildi ağzının kenarını yere tükürüyordu ben utanmıştım aslında. Raziye saate baktı hazırlanalım dedi bende tamam dedim. Dağdan inerken konuşuyorduk. Bana dedi ki Elif duyarsa var ya ikimizi de siker diyordu. Bende ona kimden duyacak dedim. Bilmem sen söylersin dedi bana. Bende ben söylemem deyince birden bana ben Elif’in sırdaşıyım, sende benim sırdaşım olursun dedi.
Aslında bu çok iyi bir fikirdi. Onunda benimde bildiğimiz bir şey vardı, oda biz gene bir yerde muhakkak sikişecekdik. Dağdan inerken ben bunun devamlı götüne elliyordum yani resmen taciz ediyordum hiç rahatsız olmuyordu. Aksine daha da tahrik edercesine tebessüm ediyordu. Ben bunu birden güreşçiler gibi sarıldım öpmeye başladım. Eteğini kaldırdım kız etrafına baktı kimse yok kilotunu indirdim ayakta tekrar sikmeye başladım. Düşünsenize dağ yolunda ayakta kızla istediğim tüm fantezileri yapıyordum. Araba sesi duyunca hemen toparlandık. Dağdan inmiştik çamlığın içinde biraz gezdik her fırsatta bunu öpüyordum, oda beni öpüyordu. Bana dedi ki: bak ben bugün çok güzel bir gün geçirdim dedi, bende ona aynen dedim. Bu olay ikimizin arasında kalsın Elif bilmesin dedi, hatta okuldan beraber kaçtığımızı da bilmesin dedi, bende tamam dedim. Raziye’ye döndüm peki biz bir daha ne zaman sikişeceğiz dedim. Gülerek tabii ki çok yakında dedi. yürüyerek dönüyorduk. Onun evine yaklaşmıştık ve ayrıldık. Arkasından baktım, ulan dedim sıçan gibi ufacık kızı siktim, ama tadı damağımda kaldı. Arkasını arıyordum. Aslında şikayetci de değildim yani. Düşünsenize iki iyi arkadaş var ben ikisini de sikiyorum. İnanması zor eminim ama bunlar benim gerçek deneyimlerim.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Komsunun acemı oglu fena pompalıyor

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Komsunun acemı oglu fena pompalıyor
Merhaba aldatma azdıran hıkayeler okuyucuları ben derya, evlı ve ısınde gucunde olan bır kadınım. 41 yasındayım, evlıyım ve 2 cocugum var. unıversıteden mezun olur olmaz grafık tasarım sektorunde ıs bası yaptım. su an bır kurumun mudur yardımcısıyım. Kendı ayaklarımın uzerınde durabılmek ıcınde aılemden hıcbır sekılde destek almadan kendı yolumda devam ettım. Ben hayatımda hıcbırseyden pısman olan ya da olmus bır kadın degılım ve su ana kadarda pısman olacagımı dusundugum bır olaya karısmadım. Buna kocamı aldatmakta dahıl. Dedıgım gıbı, kendı ayaklarımın uzerınde durmaya basladıktan sonra artık bırseylerın zamanının geldıgını dusunerek evlenmeye karar verdım. Bunun ıcın aılemın goruslerıne ıhtıyacım yoktu ne de olsa. cunku kendı ısımı kendım gorebılır ve kendı esımı yıne kendım secebılırdım kı oyle de yaptım evet. İsyerınde tanıstıgım o adama ben cok asık oldum. Kımseden bır onay beklemeden de onunla evlendım. Fakat ortada bır gercek vardı. Ben evlı oldugum halde onu aldatmıstım.

Gercek anlamda cok mutlu oldugum ve ıyıkı aldatmısım dedıgım bır hıkayemdır bu. cunku aldattıgım adam benı oyle bır becerdı kı uzun suredır yasadıgım deneyımlerın aslında kocaman bır hıc oldugunu anladım. Daha mutlu bır beraberlık surecıne de boylece adım atmıs oldum. Esımle sex yasantım cok ıyı gıdıyordu ama bır yerden sonra zorluga alısınca hıc de zor olmuyor olaylar. Ben de kendıme yenı bır arayısa gectım. Ama bır turlu esım kadar ıyısını bulamadım. En sonunda komsu oglu ıle yattım ve o zaman fark ettım yıllardır tattıgım sıkın kucucuk oldugunu. cunku yırmı santımlık bır kobra benı beklıyordu.

Hepınıze bol zevklı yasamlar dılıyorum. bu yazılan hıkaye fantazı degıl yasanmıs bır bırlıktelıktır. Ankarada yasıyorum, 41 yasında balık etlı 90 beden goguslerım var kalcalarım ıse oldukca yuvarlak ve dolgundur evlıyım ve 2 oglum var. Kocam bır kurumda mudur, ben ıse baska bı kurumda mudur yardımcısıyım.

Hıkayeyı anlatmaya baslayayım oturdugumuz sıtede 6 blok var, bızım blokta ıyı dost oldugumuz aıleler var. Bunlardan bırı sermın abladır, benden 19 yas buyuk o da evlı bır kadın 3 cocugu var bırı erkek, mehmet 21 yasında yakısıklı boylu poslu bır delıkanlı, eskıden basketbolcu olması vucudunun guzel olmasında en buyuk etken sanırım mehmet lere sureklı gıder gelırdık, mehmet genelde odasında takılır bılgısayar playstatıon falan oynardı. Kendısı ıs kurdugu ıcın canı sıkıldıgında gıderdı. Genelde arabayla falan dolanırdı ne yaptıgını ben bılmezdım tabıı her neyse, sermın ablaya gıttım oturduk muhabbet falan mehmet banyoya gırdı bır sacını duzelttı geldı muhabbet ettık o da oturdu cay falan.

Annesı sık sık mutfaga gıttıgınde bız muhabbet edıyorduk. mehmet cok keskın bakıyordu, ela gozlerınden basında bır sey anlamamıstım basta ama sankı bu benı ıstıyormus gıbı bakıyordu, dusununce bır tuhaf oldum neyse yarım saat sonra kalktım. 4 gun sonra apartman gırısınde karsılastık, asansore bınmedı yuruyerek cıktı ben de onla beraber cıktım, tabı oncelık verdı arkamdaydı, ne bılıyım kalcalarımı ızledıgını bır an arkamı dondum baktıgını fark ettım. Eve gıttım tuhaf oldum, hemen yatagıma attım kendımı, delıkanlılarım okulda esım annesınde oldugundan masturbasyon yapmaya basladım ama mehmetı degıl kocamı dusunerek. Aksamına yıne karsılastık mukemmel gorunuyorsun zuhal abla, cok cekıcısın falan gıbı laflar ettı cok hosuma gıtmıstı bu cumartesı gunu orta duzey oglum 3 yasında kapıyı acmıs asagı dogru ınıyordu banyodan yenı cıkmıstım. uzerımde sadece amımı ve goguslerımı kapayan havlu vardı.

Oglum dersanede, kocam tenıs kortundaydı sehrın hemen dısında. Gıray ın pesınden kostum apartmann merdıvenlerıne, mehmet almıs kucagına getırıyordu yukarı, tabı asagıdan benı gorunce gozlerı acılmıs, goz evlatlerı buyumus gıbıydı sankı esofman gıymıstı sansıma bır kac sanıye sonra kabarıklıgı hıssettım, hemen ıcerı gıttım kapının arkasına gel mehmet dedım. geldı gırayı bıraktı guldu cok yaramaz bu delıkanlılar dedı.

Ben de guldum, gelsene dedım. Aslında gelmesem falan yaptı, lutfen dedım geldı. Ama bekle dedım gel dedıgımde gelırsın dedım tamam dedı. Yatak odasına dogru gıttım gel dedım kapıyı kapamadan havluyu aldım ustumden, sanırım gormustu ustume aldım gecelık, seksı degıldı ama ıcerı gıttım, hafıf dız ustunde gecelıgım sıyah ne bıleyım sıyahı cok sevdıgını, altıma da bırsey gıymemıstım. gogus uclarım falan bellı oluyordu. Mehmet zuhal abla mukemmel gorunuyosun, cengız bey ın yerınde olmak ısterdım dogrusu dedı guldu. Tesekkur ettım ben de oturduk ne verıyım sana dedım valla varsa bı cay alıyım dedı, hararetı alır dedıgınde ben urktum ve heyecanlandım tecavuz etmesın bu benı dıye gıttım cay aldım, gırayı odasına koydum kapısını kapadım yatagının ıcınden cıkamazdı. gectık oturduk bırlıkte, ben ılk oturdugumda kasıklarıma 5-6 cm kalmıstı gecelıgın etegı bakısları yıne yogunlasmıstı. Bır hos oldum ve nasıl oldu bılmıyorum bı anda sen benı cok kesıyorsun deyıp gulumsedım o da kım ıstemez kı senın gıbı bı kadınının olmasını dedı ve bı hos oldum. Pekı nedır benı bu kadar cekıcı gosteren dedım, goguslerın ve kalcaların ve dudaklarn cok hosuma gıdıyor dedı. Ama evlıyım desem de cekınmeyerek, olabılır erkekler karılarını aldatıyor, kadınlar aldatamaz mı dedı.

Nerden bılıyorsun kı kocamı aldatacagımı dıye sordugumda da, oldukca etkıleyıcı bır cevap verdı, benı cok ıstıyorsun dedı. Aslında o ana kadar bır sey yoktu ama bı anda onu ıstedıgımı hıssettım. Kalktı yanıma geldı, oturdu yavasca dudaklarımı opmeye basladı karsılık verdım, ellerıyle memelerımı oksuyordu gecelıgın ustunden opusme devam ederken gecelıgımın askılarını ındırdı, cıplak kaldım. Ellerıyle vajınamı parmaklıyor, dılımı yıyecek gıbı yalıyordu. Yalamaya devam ederek goguslerıme oradan da vajınama ındı yatırdı o yalarken amımı ben de tshırtını cıkardım, ayaga kaldırıp esofmanını cıkardım aletını gorunce hosuma gıttı, esımınkınden 2-3 cm daha buyuk ve az bıraz kalındı, bu daha da hosuma gıtmıstı. Yaladım bıraz, sonra benı yatırıp ustume uzandı, yıne dudaklarımdan opmeye basladı, aletını de vajınamın dudaklarına surtuyordu bu ıcımı acayıp gıcıklıyordu ama kasınıyordu, gır artık dıyebıldım basını hafıf sokup cekıyordu sonra bırden gecırdı.

Yavas yavas gıdıp gelmeye basldı ıcımde, aynı anda opusuyorduk da defalarca farklı pozısyonlarda becerdı benı, yaklasık 1 saat 15 dakıka kadar kocamların gelmesıne yakındı ben 2 o 4 kez bosalmıstı. Bunu sık sık tekrarlıyoruz. İkıncı kocam oldu benım, kocamdan daha cok tatmın edıyor benı cnku sabır gosterıp okudugunuz ıcın tesekkur edıyorum umarım hepınızın ıstedgı gıbı bı sex yasantısı olur.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

KOCASI İSTEDİM KARISINI SİKTİM

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

KOCASI İSTEDİM KARISINI SİKTİM

[b ]Bir yıl önce yaşanmış gercek bir sex hikayemdir.kendime göre maddi dumum iyidir. mer yem isminde 29 yaşında bir baynla tanıştım.onunla uzun süre yazıştık.hoşlandığı herşeyden sohbet etik.kendisinin en büyük zevkinin başkasyla sikişrken kocasıbnın kendisini seyretmesiymiş.bu fantazisini gercekleştirmede kendisine yardımcı olabileceğimi söyledim.çok heyecanlanmıştı.ama kocasını ikna etmesi gerekiyordu.bir gün bir mesaj aldım.mesajda şöyle deniyordu merhaba ben meryemin kocasıyım.senin eşime yazdıkalrını okudum.bayağı beni heyecanlandırdı.eşimin kendisini sikerken benim tarafımdan seyredilmek istmesini ve bunun kendisini heyacanlandırıdığını bilmiyordum.o halde eşime bir sürpriz yapmak istiyorum.eşim suan evde.ona dolaptaki yeni aldığım jartiyerli çorabını ve kırmızı tangasını giydirip onunla sex yapmanı istiyorum.ben sen eve gittikten 1 sat sonra gelicem diye bir mesaj.hemen verdikleri adrese doğru gittim.evleri güzel bir yerde mustakil bir bahçe içindeydi.kapı aralıktı. kapıyı yavaşça açıp içeri girdim.kocası bana daha önce eşi meryemin yatak odasındaki kapıyı aralık bırakın ve eşimi seyretmek istiyorum dedi..ha unutmadan bu konuştuklarımzı eşime söyleme gizliden seyrederim diyor.eşi birde hatırlatma yapıyor eşinin amının ağzının çok dar olduğunu ve yavaşa yavaş girmemi istiyor.alışınca hızlı ve sert girebileceğimi söyledi. meryemle loş bir odada buluştuk.birbirimize sarıldık.saniyeler içinde soyunduk.allahım o ne vucuttu öyle çok harikaydı.göğüsleri ise dolgun ve ucları kocamandı.meryem benimkinin ağzına aldı yaklaşık yarım saat kadar yaladı emdi.daha sonra dayanamadım ve göğüslerine doğru boşaldım çünkü o kadar istiyodum ki ve önce sikimi yalattırıp boşalıp ikincisininde geç boşalmak içindi.daha sonra ikimiz kuvette bir banyo yaptık ve pırıl pırıl olduk.ayakta sevişerek yatak odasına doğru yöneldik. eşin gelene kadar sevişmeye başlamak istememiştim.meryem ayakta ve kedndini okşuyordu.bende sandalyedeyim ve onu izliyorum. meryem bu arada tanagasının üzerinden amını okşuyor bir eliylede memelerini okşuyordu. bende aletimi külotumun üzerinden çıkarıp okşamaya başladım gözünü hiç 23 cm lik ve kalın sikimden ayıramıyordu..bu arada eşide gelmiş ve kapı aralığından bizi gözetlemeye başladığını farkettim..ama ben haberim yokmuş gibi davranıyordum.çünki meryemin fantazisi buydu. meryemin yanına geldim ve onu kucaklayıp yatağa bacakların öne çekik biçimde oturtuyorum.arkasına bir yastık koyuyorum.yaslanıyor.bende üzerine bacaklarım ayrık bir şekilde oturuyorum sikimi ağzına verdim.. emmeye başladı.elimlede kaçlarımdan yapışmış olarak sikimi kendine doğru çekiyordu. boğazına kadar aldı bitanem .ağzını O yaptı vesikimi ama giriyormuş gibi girip girip çıkıyorumdum bebeğimmmm ohhhh diye sesler çıkarıyordu harika ağzımı güzelce sik diye inliyordu.bende ağzıında güzel bitanem.tıpkı am gibi.çok tatlı. diye kulağına fısıldıyordum. meryem inleye inleye emerken ağzına tekrar boşaldım.menileri yaladı. bu arada meryemde boşaldı ve parmağımla amının zevk sularıa dokunup ağzıma götürüp tadına baktırdım. sonra yatakta biraz dinlenirken yatak sohbeti yaptıktan sonra elimi tanganın üzerine koydum ve amını yavaş yavaş okşamaya başladım.amının yavaş yavaş kabardığını hissediyordum.bu arada dudaklarım dudaklarında emişiyoruz .ısırıyorum dudaklarını. göbeğini emiyorum.ensesini boynunu omzu başalrını yalıyorum sonra seni yuzustu yatırıyorum ve bu kez kalçalrını yalamaya başlıyorum askım.ohhhhhh bitanemm.kaymak gibi askımmm.sonra dilimi amına gömüyorum ve emmeye başlıyorum bitanem.diye zevkten hem ben hem o sex çığlıkları atıyoruz.eşi ise bizi gizlice seyretme fantzisi içinde kendisininkini okşadığını görüyordum.ama meryem kendisnini bana bırakmnış ikimizde bulutların üsütünde uçuyorduk.hhhhh sıvılar geliyor askım.harika bir amın var.ateş gibi alev alev yanıyor bitanem.ohhhhh diye inliyordum. meryemle 69 oluyoruz ve o benim sikimi emerken bende onun ağdalı güzel amcığını yalıyorum.ohhhh amını emerken parmağımıda amına sokuyorum gidip geliyorum .meryem dayanamadı ve hadi artık sokkk sokkkkkk diye inledi. sonra onu çeviriyorum ve bacaklarını iki yana iyice açıyoruma üzerine abanıyorum ve sikimi amın üzerine koyup sürtüyordum.meryeme eşin amının çok dar olduğunu söylemişti hatırlarsan iyice kıvama gelmesini ve sokarken kolay girmesini sitiyorum askım diyordum kendisine. sikimi amının üzerinde sürtmeye devam ediyorum. ohhhhhhh meryem askımmmm canımmmm yalvartıyorsun beni hadi sokkk sokkkk diye inliyordu.ama benim acelem yoktu.iyice kıvama gelmesini ve çıldırmasını bekliyordum. meryemi sonra domaltıım. ona bir sürpriz yaptım ve yanımda getirdiğim vibratörü göt deliğini ağzına dayıyoruım ve sikimide o dar amınanın ağzına dayadım. vibratörün arka kısmı karnına dayanmış olarak duruyor.sikimi amına gömüyorum ve içeri girerken yani ittiriken aynı anda vibratörde göt deliğine giriyordu..sanki iki erkek tarafından sikiliyormuş gibi çılgınca inliyordu.sikin beni erkeğim sikin diye bağırıyordu. .ohhhhh bağırta bağırta meryemi sikiyorum .ohhhhhhhh askımı kucağıma alıyorum ve sikim amındayken dudaklarım memelerinide emiyorum vibratörüde ağzına veriyorum ve başını emdirdim .o şekilde ikimizde titreyerek boşaldık. artık aramzıa kocasınıda aldık ve her hafta üçlü yaptık.bu tam 1 yıl devam etti.karısını siktirmek isteyenler bana ulaşın.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Ev Arkadaşımın Türbanlı Annesi! (3) ALINTI

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ev Arkadaşımın Türbanlı Annesi! (3) ALINTI
Pazar günü öğleye doğru uyandığımda Cemil evde yoktu. Meryem Hanım ise çekyatta oturmuş televizyon izliyordu. Beni görünce bozulur gibi oldu. Bir şey demeden odama dönecekken, “Kahvaltı yapacaksan mutfakta börek var!” dedi kuru ve sert bir sesle.

Bir Pazar kahvaltısında ev yapımı börek yemeyeli çok olmuştu. “Teşekkür ederim!” dedim. “Bir şey değil, istediğin kadar alabilirsin!” dedi ve ardından başka bir şey demeden Cemil’in odasına girip kapısını kapattı. Geçen gün bana orospu çocuğu demişti ama şimdi yaptığı börekten yiyebileceğimi söylüyordu.

Mutfakta küçük fırının içinde iki tepsi börek vardı. Çay da demlenmişti. Börekten birkaç büyük parça koparıp sıcak çay eşliğinde afiyetle yedim. Odama geçerken Meryem Hanım’ın telefonda konuştuğunu duydum. Kulağımı kapıya verip içeriyi dinledim.

“Olmaz diyorum sana olmaz, arkadaşı burada… Laftan anlamıyor musun sen? Ne diyeyim adama, dışarı çık mı diyeyim? … Nerede orası? İyi de ben buraları bilmiyorum, nasıl gelirim oraya? … Taksi nerden bulayım?” diyordu. Konuştuğunun Serhat olduğuna emindim.

Odama geçip kapımı kapattım. Birkaç dakika sonra kapıma vurdu, heyecanla açtım. Meryem Hanım karşımda süklüm püklüm bir haldeydi. “Buyurun, bir şey mi lazım?” dedim. “Şey, benim Beşiktaş’a gitmem lazım, ama nasıl giderim bilmiyorum. Buralarda taksi var mı?” dedi. “Aşağı caddeden geçenlere binebilirsiniz!” dediğimde, “Ben orayı bile bilmiyorum, nerden bulayım?” dedi. “Şey, o zaman ben bindireyim sizi!” deyince, “Zahmet olmazsa, çok makbule geçer!” dedi ve ardından, “Ben hazırlanayım!” diyerek odaya girip kapıyı kapattı. Kadının aşığı ile buluşmasına yardım edeceğim aklımın ucundan bile geçmezdi, ama yaptığım tam da buydu.

Birkaç dakika sonra Meryem Hanım odadan çıktı. Çıkarken de kapıyı kilitlemeyi unutmadı. İkinci bir külot mevzusu yaşanmasını istemiyordu. Uzun ve siyah bir pardesü vardı üzerinde. Beline oturan pardesünün altında iri memeleri belirginleşmişti iyice. Başında kırmızı desenli büyük bir türban vardı. Göz kenarlarına hafiften bir makyaj bile yapmıştı. Her ne kadar aşığı ve sikicisi de olsa kendini Serhat’a beğendirmek istiyordu. Siyah topuklu ayakkabısını da giyince dışarı çıktık.

Önümden pardesünün eteklerini tutarak merdivenleri çıkıyordu. Bu sırada çorapsız ve bembeyaz baldırları da açığa çıkıyordu. Sağlam bir götü vardı ve önümde bıngıl bıngıl sallanıyordu. Meryem Hanım aşığı ile sikişmeye gidiyordu, ama benim de yarağımı kaldırıyordu…

Aşağı caddeye indik, geçen taksilerden birini durdurdum. “Abla Beşiktaş’a gidecek, en yakın yoldan götürürsün!” dedim taksiciye. “Sen merak etme kardeş, ben hallederim!” dedi taksici. Arka koltuğa oturan Meryem Hanım bana, “Allah razı olsun, çok sağ ol!” dedi gülümseyerek. İlk defa gülümsemiş, teşekkür etmişti. Meryem Hanım Serhat’la buluşmaya daha doğrusu sikişmeye giderken, ben de eve döndüm. Döner dönmez de tuvalete girdim ve Meryem Hanım’ı düşünerek 31 çektim.

1 saat kadar sonra Cemil aradı. “Anneme ulaşamıyorum, telefonu kapalı. Versene konuşayım!” deyince, “Annen yok, dışarı çıktı!” dedim. “Nereye gitti ki?” diye sordu şaşırmış gibi. “Bilmiyorum, bir şey demedi bana!” dedim. “İyi, tamam!” diyerek kapattı. Annesinin o sıralarda Serhat’la çatır çatır sikiştiğinden habersizdi. Meryem hanımın Beşiktaş’a gittiğini söylememekle iyi mi ettim kötü mü bilmiyordum, ama söyleyip işin içine karışmak da istemiyordum.

2 saat sonra kapının zili çaldı. Gelen Meryem Hanım’dı. Telaşla içeri girerken ilk sözü, “Cemil geldi mi?” oldu. “Yok, gelmedi ama aradı. Size ulaşamamış…” dedim. “Benim de telefonun şarjı bitmiş, eski telefon, hemen kapanıyor!” dedi elindeki telefonu gösterip. Daha sonra hiçbir şey demeden Cemil’in odasına girip kapıyı kapattı.

Az sonra içerde Cemil’le konuştuğunu duydum. “Döne aradı, onun yanına gittim oğlum. Çay içip konuştuk. Bu telefonun şarjı çabuk bitiyor, kaç defa dedim babana bana yeni bir telefon alsın diye, ama almadı…” diyordu. Cemil saf bir çocuktu, annesi onu kandırmasını iyi biliyordu…

Birkaç gün sonra akşamüzeri eve geldiğimde bir sürpriz bekliyordu beni. Serhat çekyatta oturmuş, önündeki tabaktan meyve yiyordu. Geçen gün yüzünü görememiştim. En fazla 40 yaşında gösteriyordu. Kel, saçsız kafasına inat siyah ve gür sakalları vardı. İri yarı, güçlü kuvvetli bir adamdı. İnsanı korkutan bir görünüşe sahipti.

Cemil de yanındaydı ilginç şekilde. Cemil, “Abi gel, bak bu Serhat abi, annemin amcasının oğlu, geçen gün baklava getiren dedim ya, o!” dedi. “Memnun oldum!” dedim ve elimi uzattım. Serhat ayağa kalkıp elimi sıktı sıkıca ve “Ben de!” dedi kaba ve isteksiz bir sesle.

Meryem Hanım beni görünce yüzünü ekşitti. Sikicisi oğluyla yan yana oturmuş meyve yiyordu ve ben bir anda damdan düşer gibi aralarına girmiştim. “Afiyet olsun!” diyerek odama geçtim. Az sonra kapıma vuruldu. Meryem Hanım elinde bir tabak meyveyle kapımın önündeydi. Tabağı uzatıp, “Afiyet olsun!” dedi hiç yüzüme bakmadan. Tabağı alırken parmaklarım parmaklarına değdi. O bunun farkına bile varmazken ben heyecandan ölecek gibi oldum.

Tepeleme meyve ile dolu tabağı silip süpürürken kapıma vuruldu yine. Açtım, bu kez Cemil karşımdaydı. “Abi, Serhat abi bizi yemeğe götürüyor, sen de gel gidelim!” dedi. “Yok oğlum, siz gidin ailecek. Benim ne işim var aranızda?” dedim. “Olmaz abi, gelmezsen çok kırarsın beni, güzel bir yemek yeriz, eğleniriz, vakit geçiririz!” dedi keyifli keyifli. “İyi, tamam!” dedim, Cemil’i kırmak istemiyordum. Ne de olsa kiranın yarısını o veriyordu, hem bedavadan yemek yiyecektim.

Meryem Hanım hazırlanmıştı. Geçen günkü pardesüsü vardı üzerinde. Ancak bu kez makyaj yapmamıştı. Çenesinin altından sıkıca bağladığı büyük başörtüsüyle yaşından büyük gösteriyordu. Arabaya binerken Serhat Cemil’e, “Cemil sen arkaya annenin yanına otur, arkadaş da yanıma geçsin!” dedi. Meryem hanımın külotuna akıttığımı Serhat da biliyordu ve o yüzden kendince beni Meryem hanımdan uzaklaştırmaya çalışıyordu.

Cemil ve annesi arka koltuğa geçerken ben Serhat’ın yanına oturdum. Serhat yol boyu Cemil’le konuşurken benimle hiç konuşmadı. Aynı şekilde Meryem hanımdan da hiç ses çıkmıyordu. Gelmemden ikisi de rahatsız olmuştu, ama arada Cemil olduğundan bir şey diyemiyorlardı.

Lüks sayılabilecek bir kebapçıya gittik. Serhat sert tabiatlı olmasına karşın bonkördü. Cemil ve ben hapur hupur midemizi doldurduk. Meryem Hanım ise oldukça sessizdi. Ürkek ve çekingen bir şekilde yiyordu yemeğini.

Eve döndüğümüzde Meryem Hanım odaya geçip kapıyı kapatırken, ben Cemil’e Serhat’la ilgili sorular sordum. Serhat’ın lokantacılık yaptığını, durumunun fena sayılmadığını, evli ve 2 kızının olduğunu söyledi. Anne ve babasının Sivas’ta yaşadığını, ayda yada iki ayda bir Sivas’a onları görmeye gittiğini söyledi. “Sivas’a geldiğinde bize de uğrar!” dedi. Tabii bu uğramalarda Serhat’ın annesini siktiğinden habersizdi Cemil.

Biz konuşurken Meryem Hanım odadan çıkıp yanımıza geldi ve “Saat kaç?” diye sordu. Cemil de ben de kol saati kullanmıyorduk. Cemil telefonuna bakıp saati söylerken, annesi, “Oğlum, şu duvara bir saat asın da dakka başı saati sormayayım. Sen de rahat et, ben de!” dedi. Meryem hanımın bu sözleri kafamın içinde şimşekler çaktırdı bir anda. “Tamam, ben hallederim!” dedim Cemil’e.

Ertesi gün okuldan sonra önceden adresini aldığım bir mağazaya gittim. Kredi kartımın limitini doldurma pahasına epey para ödeyerek güzel bir duvar saati aldım. Getirip duvara astığımda, Meryem Hanım, “Allah razı olsun, hah şöyle, saat kaç diye durmadan telefona mı bakmak lazım!” dedi. Saati beğenmişti, ancak saatin içinde bir casus kamera olduğundan habersizdi.

Sonraki gün eve girdiğimde, Meryem hanımın, “Cemil sen misin?” diyen sorusu ile karşılaştım. Kendisi görünmüyordu, Cemil’in odasındaydı. “Hayır, benim, Burak!” dediğimde bir şey demedi, ancak oda kapısının kapanma sesi geldi.

Saatin arkasındaki hafıza kartını aldım. Gün içinde Meryem hanımın ne yaptığını çok merak ediyordum. Acaba Serhat gelmiş ve sikişmişler miydi? Odamın kapısını kilitleyip kartı bilgisayara taktım.

Saati satan adam görüntü ve ses kalitesinin çok iyi olduğunu, harekete duyarlı olduğundan sadece bir hareket anında kayıt yaptığını söylemişti. Kalbim deli gibi çarpıyordu. Kartın içindeki video dosyasına tıklayıp açtım…

Saat 09:30’da Meryem Hanım elinde telefonuyla çekyatta oturuyordu. Kulaklığı takıp sesi açtım hemen. Konuştuğu Serhat’tı. “Ne zaman gelirsin? Yok, Cemil de yok, öbür oğlan da! Tamam, acele et!” diyerek kapatırken, saati almakla çok iyi yaptığımı anladım. Meryem Hanım evde kimsenin olmaması nedeniyle başını örtmemişti. Uzun ve siyah saçlarını arkadan bir lastikle bağlamıştı. Uzun ve bol siyah bir etekle, kırmızı uzun kollu bir gömlek giymişti.

Saat 10:00’u biraz geçerken kapının zili çaldı. Saniyeler sonra Serhat salonda, duvar saatinin yani kameranın karşısındaydı. Yarağım sertleşmeye başlarken şu anda yan odada bulunan Meryem hanımın yediği naneleri öğrenecek olmanın heyecanı her yanımı sarmıştı.

Meryem Hanım bir anda Serhat’a sarıldı sıkıca, Serhat da aynı şekilde karşılık verdi. Ardından Serhat çekyata otururken Meryem hanımı da kucağına oturttu. Serhat Meryem hanımın dudaklarını, yanaklarını deli gibi öpüyor, arada bazen kendini kaybetmiş gibi, “Çok özledim seni, çok özledim!” deyip duruyordu. Oysa daha birkaç gün önce Meryem hanımı taksiye bindirip göndermiştim, o gün de çatır çutur sikişmişlerdi, ama bu onlar için çok gerilerde kalmıştı demek ki.

Serhat’ın, “Çok özledim!” sözlerine Meryem Hanım da aynı şekilde karşılık veriyordu. Serhat onun yüzünü, dudaklarını, yanaklarını öperken, o Serhat’ın sırtını, omuzlarını okşuyordu. Derken Serhat sağ elini Meryem hanımın eteğinin altından soktu. O anda yarağım patlayacak hale gelmişti bile. Meryem hanımın çorapsız, bembeyaz ve dolgun kalçasını avuçlayıp okşarken, benim gözüm o muhteşem kalçadaydı.

Serhat Meryem hanımın kalçasını okşarken, Meryem Hanım da gömleğinin düğmelerini açmaya başlamıştı. Azgın, yerinde duramayan bir kadındı. Az sonra Meryem hanımın beyaz, dolgun memeleri açığa çıktı. Sutyen takmamıştı, gömleğin düğmeleri açılır açılmaz memeleri arzı endam etmişlerdi. Serhat’ın sağ eli Meryem hanımın kalçasında, ağzı memelerindeydi. Kadının memelerini deli gibi emiyor, ısırıyor, öpüyordu.

Meryem hanımsa halinden çok memnundu. Serhat’ın kel kafasını okşayıp öpüyordu bu sırada. Serhat elini eteğin altına daha çok sokmaya başladı. Derken Meryem hanımın beyaz külotunun Serhat’ın elinin altında olduğunu gördüm. Külotun lastiklerini çekiyordu. Kendinden geçmiş halde Meryem hanımın memelerini emmeye devam ediyordu.

Onlar karşımda sevişirken bense pantolonumu çıkardım, bir elimi yarağıma atmış diğeri ile mouse tutuyordum. Kalbim beynimde atıyordu sanki. Sevişmeleri çok uzun sürmedi. Serhat’ın, “Kalk, soyun hadi!” demesi ile Meryem hanımın, “Tamam!” diyerek ayağa kalkması ve saniyeler içinde çırılçıplak kalması bir oldu.

Un gibi beyaz, güneş yüzü görmemiş vücudu kaymak gibiydi. Kaydı dondurdum, zoom yaptım. Yaklaşık 1,65 boyunda, belki 70-75 kilo gelen bir kadındı. Meryem hanımın ekrandaki vücuduna dokundum parmaklarımla, ona gerçekten dokunamıyor, kendimi bu şekilde avutmaya çalışıyordum. Bir süre bu şekilde dokundum, sonra kaldığım yerden oynatmaya devam ettim.

Bu arada Serhat da soyunmuştu, çırılçıplaktı. Kıllı, iri yarı, kaslı vücuduyla salonun ortasında koca bir heykel gibi duruyordu. Meryem Hanım onun omuzlarına anca geliyordu. Yarağı koca bir sopa gibi önünde havaya dikilmiş sallanıyordu. Serhat çekyata oturdu ve bacaklarını iki yana açtı az sonra, Meryem hanımsa önünde yere diz çöktü. Derken Serhat’ın yarağını ağzına aldı. Meryem hanımın sırtını ve götünü görebiliyordum bu anlarda, ancak çıkardığı sesler beynimin içinde yankılanıyordu.

“Oğmmm, ığmmm, ağmmm…” diye diye aç bir köpek gibi saldırmıştı yarağa. Serhat onun saçlarını okşuyor, ara ara başını geriye atıyordu. “Yala, yala, ohhh, çok güzel, yala benim orospum, yala…” deyip duruyordu bazen de. Yarağımı sıvazlıyordum, müthiş bir manzara vardı karşımda.

Meryem hanımın saksosu devam ediyordu. Başını emme basma tulumba gibi kaldırıp indiriyordu. Koca götü ise sallanıp duruyordu. Serhat’ın yerinde olmak için neler vermezdim. Meryem hanımın bu işi iyi bildiği belliydi. Serhat’ın zaman zaman kasıklarını, taşaklarını da öpüyordu yarağını ağzına almaktan başka. Serhat’ın, “Yavaş, dişleme!” dediği de oluyordu. Meryem Hanım kendini kaybedip yarağı salatalık zannetmiş ısırıyordu anlaşılan.

Sakso faslı birkaç dakika sürdü. Serhat kendini kontrol edebiliyordu, çabucak boşalmıyordu. Onun da deneyimli bir erkek olduğu çıkmıştı meydana. Gözlerim bayram ediyordu resmen. Meryem Hanım gizli, gerçek bir hazineydi. Derken Serhat, “Tamam, hadi kalk!” dedi Meryem hanıma. Meryem Hanım biraz daha devam etti saksoya, ancak daha sonra kalktı ayağa.

Serhat çekyatta oturmaya devam ediyordu. Meryem Hanım, “Odaya gidelim mi?” diye sorunca, “Yok be, göt kadar yatak o, burası daha iyi!” dedi. Meryem Hanım, “O zaman aç şunu hadi!” dedi sabırsızca. “Azdın mı?” diye sordu Serhat gülerek. “Çok azdım, çok azdırdın beni!” dedi Meryem Hanım Serhat’ın bu sorusuna. Kılsız, tıraşlı amı hafiften kararmıştı. Görüntüyü durdurup zoom yaptım yine. Amının etli dudakları büyüktü. Bu arada amının sulandığı da belliydi çünkü görüntülerde kasıklarındaki ıslaklık da belli oluyordu.

Oynatmaya devam ettim. Serhat çekyatı açarken Meryem Hanım görüntüden çıktı. Az sonra elinde bir battaniye ile geri döndü. “Bu ne?” diye sordu Serhat. “Dur şunu sereyim, çekyat eski, adamın orasına burasına batıyor!” dedi Meryem Hanım ve battaniyeyi çekyatın üzerine serdi iki kat halinde.

Serhat çıkardığı pantolonun cebinden cüzdanını aldı. Cüzdanın içinden bir kondom çıkarttı daha sonra. Yarağı önünde dikilmiş sallanmaya devam ediyordu bu sırada. Meryem hanımsa sırtüstü uzandı çekyata ve bacaklarını iki yana ayırdı. Bir yandan da amını ovalıyordu.

Az sonra Serhat kondomu yarağına taktı, geçen günkü gibi kırmızı bir kondomdu bu da. Kondom yarağının yarısını biraz geçiyordu, tamamına yetmiyordu. “Gel hadi!” dedi Meryem Hanım Serhat üzerine uzanıp bacaklarının arasına girerken. Ardından Serhat yarağını kavradı ve Meryem hanımın amının üzerine, kasıklarına sürttü bir süre. “Ohhh, ımmm…” diye güçlü iniltiler çıkardı Meryem Hanım.

Derken Serhat’ın yarağı Meryem hanımın amına yavaş yavaş girmeye başladı ve Serhat da bacaklarını arkaya doğru uzattı. Klasik pozisyonda sikecekti Meryem hanımı. Ellerini Meryem hanımın başının yanından çekyatın koluna atarken Meryem Hanım Serhat’ın kaslı sırtını, omuzlarını okşuyordu.

Serhat yavaş yavaş Meryem hanımın amında çalışmaya başlarken, eski çekyatın gıcırtıları da daha çok gelmeye başladı kulağıma. Aynı zamanda Meryem hanımdan derin iniltiler geliyordu. Serhat ayaklarını biraz daha geriye atarak kendine pozisyon yaratırken Meryem hanımın amında daha hızlı gidip gelmeye de başlamıştı.

“Oğhhh, ağhhh, ığmmm, devam et, ayyyy…” sesleri istemsizce çıkıyordu Meryem hanımdan. Serhat ise daha da hızlanmaya başlamıştı. Kıllı götü inip kalkıyor, yarağı Meryem hanımın amının daha derinlerine girip çıkıyordu. Çekyatın gıcırtıları saniyeler içinde çoğalmaya başlamıştı bu sırada. Serhat gene ayı gibi sesler çıkartıyordu.

Meryem Hanım ayaklarını Serhat’ın beline dolarken Serhat daha da hızlandı, bir makine gibi sikiyordu Meryem hanımı. “Ağhhh, ağhhh, ığhhh, ayyyy, ağhhh, ığmmm…” diye diye iniltiler koyuveriyordu Meryem Hanım elleri Serhat’ın sırtında gezinmeye devam ederken.

Serhat gitgide hızlanmaya başlarken götü daha güçlü şekilde kalkıp inmeye başlamıştı. Demirden bir sopa gibi olan yarağı Meryem hanımın derin amının içinde kendine yol açıyordu sanki. Yarağımdan artık zevk sıvıları gelmeye başlamıştı. Nefes alış verişlerim gittikçe sıklaşmaya başlamış, göğsüm şiddetle kalkıp iner olmuştu.

Az sonra Serhat Meryem hanımın amından çıktı, dizlerinin üzerine çökmüş vaziyetteydi. Meryem hanımın ayak bileklerinden tutarak kaldırdı ve omuzlarına attı. Öne doğru eğilmeye başlarken yarağı yeniden Meryem hanımın amına giriyordu. Bu şekilde sikmeye başlarken Meryem hanımın bu pozisyonda daha çok zevk aldığı çıkardığı sesler ve iniltilerden anlaşılıyordu.

“Sik, sik, oğhhh, sik, kökle, kökle, ığmmm, kökle…” deyip duruyordu. Bu sözleri Serhat’ı daha da azdırıyor, Serhat azdıkça daha büyük bir güçle pompalıyor, köklüyordu. Artık çekyatın gıcırtıları en son noktasına gelmiş gibiydi. Gıcırdamaktan ziyade çatır çutur sesler geliyordu çekyattan. Serhat hayvan gibi, öküz gibi sikiyordu Meryem hanımı.

Öne doğru daha da eğildi, elleriyle çekyat kolundan destek alıyordu, şınav vaziyeti almıştı. Meryem hanımın götü bu esnada havaya kalkmış haldeydi. Serhat’ın her bir abanıp köklemesiyle götü yaylanıyor, Serhat’ın omuzlarının üzerinden tavana bakan bacakları sallanıp duruyordu.

Müthiş azdırıcı, tahrik edici bir manzaraydı bu. En iyi porno filmden bile daha çok zevk veriyor, coşturuyordu. Serhat’ın abanmaları devam ettikçe Meryem hanımın iniltileri de çoğalıyordu. “Ağhhh, sik, sik, ayyy, ağhhh, sik, kökle, sik, daha çok, sik…” diyordu aldığı zevkle kendinden geçmiş bir halde.

Serhat bu pozisyonda pek rahat edememiş olmalı ki Meryem hanımın amından çıktı az sonra. Meryem hanımın sol bacağını omzunda tutarken sağ bacağını indirdi, her iki bacağını ayırdı iyice. Sol ayağını yere koydu, sağ ayağı çekyatta kaldı. Yarağını kısa bir süre sıvazladıktan sonra Meryem hanımın derin bir çukuru andıran amına sokmaya başladı tekrar.

Kondom yarağının tamamını içine alamazken Meryem hanımın amı olduğu gibi alıyordu. Tabii bu görüntü benim yarağımı kaldırırken aynı zamanda şaşkınlığımı da artırıyordu. Serhat bu pozisyonda daha da büyük bir güçle pompalamaya, sikmeye başladı.

Çıldıracak gibiydim artık. Meryem hanımın Serhat’ın omzundaki sol bacağı sallanıp duruyordu sürekli, dizinden büktüğü sağ bacağını ise kendisi tutuyordu. Serhat ayaklarından aldığı destekle köklüyor, götü inip kalkıyordu devamlı. Yarak Meryem hanımın amına piston gibi girip çıkıyor, ikisinden gelen iniltilere çekyatın kulak tırmalayan gıcırtıları eşlik ediyordu.

Meryem hanımın koca memeleri Serhat’ın pompalamaları ile beraber deli gibi sallanıyordu. Meryem Hanım boşta duran eliyle memelerini avuçlayıp sıkıyor, onların deli gibi sallanmasına engel olmaya çalışıyordu bazen de.

Serhat’tan geçen gün duyduğuma benzer korkutucu sesler çıkmaya başladı az sonra. “Ağhhh, ağhhh, ohhh, boşal, boşal, amına koduğumun orospusu, ahhh, boşal…” deyip duruyordu kendini kaybetmiş halde. Bir ara Serhat deli gibi pompalamaya başladı. Sanki görüntüler hızlandırılmış gibiydi. Büyük bir hızla ve güçle sokup çıkartıyordu yarağını Meryem hanımın amına. Bu anlarda Meryem Hanım Serhat’la çekyat arasında tost olmuş vaziyetteydi. Ancak halinden duyduğu memnuniyet çıkardığı zevk iniltileri ile belli oluyordu.

Boşalmaya gittikçe yaklaşıyordu Serhat. En sonunda derinden ve güçlü hırıltılar, böğürtüler eşliğinde boşaldığında hareketleri yavaşlamaya başladı. Gücünü son damlasına kadar kullanmış, Meryem hanımı hayvan gibi sikmişti. Meryem hanımdan da yoğun ve güçlü zevk iniltileri geliyordu bu sırada.

Bir dakika kadar sonra Serhat Meryem hanımın amından çıktı. Kondomun içi dölleriyle dolup taşmış, kondom nerdeyse yarağının ucuna kadar gelmişti. Meryem hanımın amının etrafı, kasıkları sırılsıklam bir haldeydi. Serhat ayağa kalkarken Meryem Hanım da doğruldu.

Serhat görüntüden çıkarken Meryem Hanım bir süre daha oturmaya devam etti çekyatta. Ardından o da görüntüden çıktı. Görünmeseler de sesleri geliyordu. İkisi de tuvaletteydi. Videoyu durdurdum.

Artık kendime hakim olacak durumda değildim. Birkaç kâğıt mendil aldım elime, kısa bir süre yarağımı sıvazladıktan sonra deli gibi boşalmaya başladım. Döllerimi kâğıt mendillerle sildim. Boşalmak beni rahatlatmıştı.

Bu arada kulaklık halen kulağımdaydı. Çıkartınca içerden gelen sesleri duydum. Cemil gelmişti, annesiyle konuşuyordu. Beni bu halde görmelerinden çekindiğim için bilgisayarı kapattım. Kâğıt mendilleri katlayıp yatağımın altına koydum. Üstümü başımı toparladım ve sessiz olmaya çalışarak kilitlediğim kapımı açtım.

Cemil sabah annesinin sikiştiği çekyatta oturmuş, elinde bir telefonla uğraşıyordu. Yeni bir telefondu bu ve kutusu sehpanın üzerindeydi. Meryem Hanım da yanında oturuyor, telefona bakıyordu. Beni görünce biraz gerginleştiğini fark ettim. Uzun ve bol siyah eteği gene üzerindeydi, ama kırmızı gömleği yoktu. Onun yerine çiçekli bol bir gömlek giymişti. Başında omuzlarını ve memelerini de örten büyük bir türban vardı ve çenesinin altından bağlamıştı yine.

Cemil telefonu nasıl kullanacağını gösteriyordu annesine. Meryem Hanım yeni bir oyuncağa sahip olmanın heyecanını yaşayan küçük bir çocuk gibiydi. “Tamam oğlum ver bana, ben hallederim…” deyip duruyor, telefonu Cemil’in elinden almaya çalışıyor, ama Cemil vermiyordu bir türlü. “Dur be kadın, az sabret!” diyordu sürekli Cemil. Annesinin ne kadar sabırsız olduğunu daha az önce görüntülerde izlemiştim.

Gözlerim Meryem hanımın üzerindeydi. Onu aklımdan çıkarmam mümkün değildi. Görünüşünün tam tersi, azgınlığı başına vurmuş bir kadındı. Bakışlarımdan rahatsız olduğunu fark ettim, ama umurumda değildi. Serhat ile deliler gibi sikişirken iyiydi de benim bakışlarımdan mı rahatsız oldun amına koyduğumun orospusu dedim içimden.

Cemil sonunda telefonu annesine verdi. Meryem Hanım kalktı, hiç yüzüme bakmadan Cemil’in odasına geçerken, “Mutfakta köfte var, ısıtıp yersiniz!” dedi ikimize birden. İzlediklerim ve boşalmak beni acıktırmıştı, güzel bir yemekle karnımı doyurmak çok iyi olacaktı.

“Telefonu kaça aldın?” diye sordum Cemil’e. “Ben almadım, Serhat abi almış!” dedi Cemil. Demek Serhat almıştı telefonu. Kadını sikmekle kalmamış bir de telefon hediye etmişti.

Yemekten sonra odama geçtim ve kapımı kilitledim yine. Bu kısa aranın ardından videonun geri kalanında beni nelerin beklediğini çok merak ediyordum…

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

ESKİ DEFTERLER – BÖLÜM 7 – 3 KADIN 1 ERKEK VE YANG

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

ESKİ DEFTERLER – BÖLÜM 7 – 3 KADIN 1 ERKEK VE YANG
ESKİ DEFTERLER BÖLÜM 7 – 3 KADIN 1 ERKEK VE YANGIN

O günden sonra birkaç özel gecenin sonunda da Güler’e zaman ayırmıştım. Gülsevin’in haberi varmıydı yokmuydu bilmiyorum. Herneyse. Didem’in Güler’in bacağını okşaması beynimde bir “acaba” sorusunu çağırıştırmıştı. “Gülsevin durumdan haberdar ve belki de bu üç kadın daha önce bir şekilde coştular… Ve Didem bu gece sonuna kadar eğlenmeyi planlıyor olmalı” diye geldi aklıma. Müdahale etmek yerine seyirci kalmayı tercih edecektim ki Güler ile göz göze geldik. Ne yapması gerektiğini bana sorar gibiydi. Yada onay ister gibiydi. Gözlerimi hafifçe kapatıp açtım. Gülümsedi ve salondan ayrıldı.

Gülsevin’in kadınlığına vurdukça öne doğru Didem’in kadınlığına yapışıyordu. Didem elini aşağıdan uzatıp Gülsevin’in bir göğsünü yakalayıp yoğururken, diğer yandan da başını kendi kadınlığına bastırmakla meşguldü. “ohhh… harikasın Cenk, amımın keyfini çıkarmayı iyi biliyorsun…” diye inledi Gülsevin. “Sen de benimkinin” diye kikirdedi Didem. “Güzelliğim… yerim senin amını..” diye saldırdı tekrar Gülsevin Didem’in kadınlığına.

Didem yakınındaki sehpanın üzerinden bir tane çikolatalı çilek alıp kadınlığının üzerine koydu. Gülsevin bir yandan çileği, öbör yandan da Didem’in kadınlığının dudaklarını ısırıyor, somuruyor, öpüyordu. Biraz yüklenince ben Gülsevin bir bacağını bir basamak yukarıya çıkardı. Bir kez daha sert vurunca bu kez diğerini. Ben sert vurarak iki basamak daha çıkarmıştım Gülsevin’i sudan ki Didem’in hizasındayken Didem ile buluştu dudaklarımız. Ellerimi bu kez Didem’in göğüslerine uzatıp yakaladım birini ve hoyratça sıkıp bıraktım. Didem’in eli belimde ve kalçalarımda idi önce, sonra da arkadan taşaklarıma uzandı. Beni biraz daha öne ittirip suya girdi ve bu kez arkadan taşaklarımı yalamaya, Gülsevin’in kadınlığını dillemeye çalıştı. Başaramayınca geri kalktı. Gülsevin’in karnına iyice sarıldım ve içinden hiç çıkmadan kucağıma alıp götümün üstüne oturdum havuzun kenarına. Bacaklarımı açınca onun da bacakları açıldı ve Didem direk Gülsevin’in kadınlığına daldı. Ayaklarını bir iki basamak yukarı çıkarınca benim desteğime ihtiyacı kalmadan oturup kalkmaya başladı Gülsevin aletimin üzerinde. inlemeleri salonun ve eminim ki villanın her duvarında çınlıyordu bir yandan da Didem onun kilitorisini emip somurduğu için. Bir ara aletim çıktı Gülsevin’in kadınlığından ve Didem’in ağzında buldum kendimi. Somurup emip tekrar Gülsevin’in kadınlığına yerleştirdi başını ve Gülsevin bu kez bir çırpıda oturup hepsini içine aldı. İyice yaklaşmıştım sona. Gülsevin hızlanınca “hadi.. devam et, hızlan, sik yarağımı amınla” diye seslendim. “ooh…. hadi bitir beni, altın vuruş yap bana, sula amımı, kadınlığımı” diye inleyerek hızlandı Gülsevin. Didem suyun içinde tamamen ayağa kalkmış, sağ göğsünü ağzının içine almış, sol göğsü sol elinin içinde yoğrulurken, sağ eliyle de kilitorisine baskılar uyguluyordu. “Hadi sula bu zengin kaltağı Cenk, sik amımı, bana paranın herşey olmadığını hatırlat…, hadi boşal patla içime, dölle beni sikicim” diye inlemeye devam ederken boşalmaya başladım. Gülsevin de aynı anda kasılmaya başladı. Didem’i omuzlarından geri itti suya ve iki eliyle sıkıca kavradı göğüslerini. Güç bela bir iki kez daha oturup kalktıktan sonra tüm gücüyle köküne kadar aldı içine. Benim zaten gözlerim çoktan kararmış, dirseklerimin üzerinde zor durur hale gelmiştim. Didem elini uzatıp taşaklarımı okşayınca bir kasılma dalgası daha yaşadım. Gülsevin kendini geriye doğru bırakınca aletim kadınlığnıdan bir anda çıkmıştı ki Didem’in dudaklarını hissetmem gecikmedi. Başına dilini değdirdiğinde bir şok dalgası daha ve sonrasında da yaklaşık beş saniyelik bir somurma ile kanımın çekilmesi. Gülsevin’i üzerimden yana nasıl ittim bilmiyorum ama şakaklarım atıyordu resmen Didem somurdukça. Geri çekmek istedim kendimi ama gücüm yetmemişti. Aletim yavaş yavaş küçülürken Didem aletimin tamamını ağzındatutmuş, iliğimi kemiğimi somurmuştu resmen.

“hahahahah…. Manyaksınız siz” diye güldü Didem. Gülsevin bir tarafta, ben bir tarafta fayansın üzerinde öylece uzanıp sadece nefes alıp veriyorduk. “Su” diyebildim sadece Güler’i görünce. Güler hemen bir bardak su getirdi ve uzattı. Bir dikişte içtim suyu. Teşekkür ederim bile diyemedim bardağı uzatırken. Güler ise gülümsüyordu. “Umarım bana birşey bırakırlar” diye fısıldadı. Güldüm. Kasap et derdinde, koyun can derdinde herhalde bundan daha iyi tarif edilemezdi.

“Güler, viski rica edebilir miyim?” diye seslendi Didem. “Tabi Didem hanım, sek, buzlu değil mi?” diye sordu. “Yok, bu kez redbull ile karıştır lütfen. Hatta Cenk bey ve Gülsevin Hanım’a da” diye ekledi. “Tabi, size o şekilde getireyim, Cenk Bey’in takviye gıdası ile viskisini hazırlarım, hanımefendi sek sever” diye gülerek geri gitti. “ooo.. Takviye gıda… tadının muhteşemliğinin sırrı o mu yoksa” diye güldü Didem. “Habe hebe..” diyebildim sadece gülerek. “Tamam tamam. ” diye güldü Didem. “Cenk sen ne yaptın böyle bana… hala heryerim titriyor” diye mırıldandı Gülsevin. Güldüm. “Demin bana yaptığını şimdi sana yaptı, ama ben de ona yaptım” diye güldü Didem. “vallahi az daha devam etsen bayılacaktım” diye ekledi Gülsevin. “Sen onu bir de bana sor. Asıl altın vuruşu Didem yaptı ikimize birden” diye mırıldandım. Biraz kendime geldiğim için doğruldum. O arada Güler içkileri getirmişti. “Hadi biraz dinlenelim” diye ayaklandı Gülsevin. Havuza girip başını suya sokup çıktı ve merdivenlerden havuzdan çıktı. Güler elindeki tepsiyi kenara koyup hemen hanımının bornozunu tuttu. Gülsevin bornoza sarılıp “Teşükkür ederim” dedi. Onu Didem takip etti. Dolgun göğüsleri, pürüzsüz esmer teni, şekilli kalçaları, uzun siyah saçlarından süzülen sular kıvrımlı vücudunu ve belini takip edip kadınlığının dudaklarını yalayıp tekrar havuzla buluştu. Güler bornozu uzattığında Didem resmen Güler’in elini okşayarak giymişti. Didem resmen Güler’e kur yapıyordu. Gülsevin durumu fark etmiş olacak ki “Didem, rahat bırak kızı, canı isterse katılabileceğini söyledim merak etme” diye güldü. “Nasılsa içimizde becermediği kalmadı, tek eksik nokta üçümüzü aynı anda becerecek olması” diye kahkayayı patlattı. Didem Güler’e baktı. “Müsadenizle Cenk Bey’in bornozunu vereyim” diye kibarca uzaklaştı Güler. Ben havuzdan çıkınca da bana bornozumu giydirdi.Göz göze geldiğimizde başını hafifçe öne eğdi mahçup bir şekilde. “Sorun değil, keyfini çıkar madem” diye fısıldadım. Hoşuna gitmiş olmalı ki gülümsedi. “Hatta oyuncaklarla bunun ikisi birlikte becerelim” diye fısıldayınca başıyla onaylarcasına gülümsedi.

Bornozlarımıza sarılıp şezlonglara uzandık. Güler viskilerimizi servis yaptı. Sonra da sigaramı getirdi. bir sigara yaktım. Didem ve Gülsevin de birer tane yaktılar. Öylesine sohbet etmeye başladık. “Nasıl tanıştınız? Yani nasıl buldunuz birbirinizi?” diye sordu Didem gülerek.

Gülsevin kahkahayı bastı, ben de gülümsedim. “Ben bu aygırı ta gittim Amerika’da buldum” diye ekledi Gülsevin. Hem de glory holede diye kahkahayı bastı. “Nasıl yani, Cenki glory holde nasıl buldun” diye sordu Didem şaşkınca. “yok canım, ben gitmedim, glory hole ayağımıza geldi” diye güldü. “Anlamadım ya, doğru dürüst anlatsana şunu” diye sordu tekrar Didem.

“Ben birinde hep güneye gitmekten sıkılmıştım. Bu kez kuzeye gitmeye karar verdim. Kış zamanı, Minneapolis’e gittim. Ama bu kez tek başıma. Business Class Pencere kenarı almıştım bileti. Sene 2006 falan sanırım. Tam benim böyle züppe hoppa olduğum zamanlar. Uçağa ilk girdim zaten. Hemen yerleştim. Yanım boş olsun diye dua ediyorum. Çat, genç bir adam geldi selam verip biletini ve yerini kontrol etti. Çantalarım ı yan koltuğua koymuştum. “isterseniz bunları yukarı koyabilirim, sanırım benim biletim burası” diye seslenince baktım suratına bir. Sinir olmuştum çünkü. Ama 14 saat de birlikte uçmaktan başka çare yoktu. “Boş yer olur ise uçuşta businessde, ben yer değiştiririm, siz de rahat edersiniz” diye hafif bir sitemle lafı geçirdi hemen. “İyi olur” diye yanıtladım. “Keşke iki koltuğu birden satın alsaydım” diye mırıldanmışım. “Güzel olurdu, böylelikle 14 saat sizinle uçmak zorunda kalmazdı hiçkimse” diye gülümseyerek bir daha laf soktu. Oflaya puflaya çantamı aldım ayaklarımın altına koydum. Bu arada hostestlerden birisi duymuş olmalı ki bize gülümseyerek yaklaştı. “Cenk, sorun yok umarım, herşey yolunda mı?” diye gülümseyerek sorunca herhalde dedim personel. “Yok, sağol, Business upgrade iyiymiş, eğlenceli burası” diye yanıtladı gülerek.

“Neydi o hostesin ismi?” diye sordu birden Gülsevin. “Yasemin… aşkolsun nasıl unutursun” diye gülümsedim. “Oooo… bu iş baya karışık anlaşılan” diye kikirdedi Didem.

“Sorma… dur anlatayım, ben tabi iyice sinir oldum. Koca beni iplemedi, ne olduğu belirsiz, tipsizin teki ve muhtemelen çulsuzun tekini kız göklere çıkardı. İyice sinirlendim. “Business’de başka yer yokmu da benim yanım!” diye sordum. Hostes bozulur gibi oldu. “Malesef efendim, uçuştaki tüm koltuklar tamamen dolu” diye yanıtladı. Sonra da dönüp buna “Cenk istersen başka bir yolcu ile yerini değiştirebilirim, 14 saat…” diye imalı sorunca “Yok ya, yorulma boşver, 14 saat çabuk geçer” diye güldü ve yerine oturdu. Bu arada Yasemin de önce ona gülümsedi, sonra da bana dönüp, “bir arzunuz olur ise lütfen iletin” diye kırıta kırıta gitti. Yolcuların binmesi falan filan uçak kalkmış 1 saat olmuştu. Cenk çıkarıp bir kitap okumaya başladı. Adam resmen tek kelime etmiyordu. Sıkılmıştım. Lavabo için izin istedim. Kalktı yer verdi, gelidğimde ayaktaydı ben geçince oturdu. Üç dört saat sonra gece uçuşu olunca ışıkları kapattılar. Biz tam en önündeki koltuklarda oturuyorduk. Işıklar kapanınca o ilk hostes kız servis bölmesinin perdesini de çekti. Ekipteki birkaç kız vardı onlar da arka tarafa geçtiler. Kız perdeyi açtı ve “Cenk” diye seslenince Cenk kalkıp perdenin arkasına geçti. Hostes perdeyi tekrar kapatırken iyice bakındı bir hareketlenen var mı diye. O arada başka bir bayan personel geldi birşeyler söyledi perdeye kafasını uzatıp, kikirdeyip gitti. Bir metre önümde arada perde arkasından da kikirdeme sesleri geliyor, bir şapırtı duyuluyor, sonra yine kikirdeme sesleri geliyordu. Biri öksürünce birkaç saniye sessizlik oldu. Hostes perdeden kafasını uzatıp etrafı kolaçan etti. O arada uyuyormuş numarası yaptım, bana bakmıştı çünkü. Sonra içerden ince bir “Hadi gel” diye sesi duyuldu hostesin “emin misin?” diye sordu Cenk fısıldayarak. “Evet… hadi çabukk” diye mırıldandı. Sonra ince bir fermuar sesi duydum. Anladığım kadarıyla hostes resmen Cenk’e oral seks yapacaktı. Haifçe öksürünce sesler kesildi. Hostes hızlıca kalkıp tekrar bakındı sağa sola ve bana. Sonra ufak ufak şapırtılar duyulmaya başladı. O arada arkadan birisinin ayak sesleri duyuldu tuvalete doğru. Ben de basılmasınlar diye öksürünce kız yine kafayı çıkarıp baktı perdeden. Benim öksürdüğümü ve arkadan da gelen kişiyi görünce bana bakıp gülümsedi mahçupca başını öne eğerek. Az kalsın basılıyorlardı” diye güldü Gülsevin.

“Neyse, adam tuvaletteyken Cenk tekrar gelip yerine oturdu. Hafifçe kaykıldı yana “Teşekkür ederiz” diye fısıldadı. O arada yasemin iki bardak viski ile geldi. “Özel şişeden açtım, teşekkürler” diye fısıldadı gülerek. “Önemli değil” diye yanıtladım. “Ama az kalsın güzel yakalanıyordunuz” diye güldüm. Cenk mahçupca başını eğdi. “Evet, hem de bayağı kötü” diye yanıtladı. “Sonuçları ağır olurdu muhtemelen” diye güldüm. “Risk yoksa eğlence yok….” diye gülümsedi Cenk. Doğru söylemişti. Risk yoksa eğlence yok… Hostesin verdiği viski, Cenk’in sözü birden ateşledi beni bilmiyorum. Zaten çılgınlık yapmaya gidiyordum. Niye uçakta başlamayayım, üstelik herşey hazırdı. “Benim kim olduğumu biliyorsun değil mi?” diye sordum. “Evet…” diye yanıtladı. “Risk almayı severim ben de… özellile eğlence varsa ucunda” diye fısıldadım elimi Cenk’in bacağının üzerine koyarken. Cenk dönüp gözlerimin içine baktı ne yaptığımı anlamamıştı. O arada Yesemin elinde iki bardak viski ile belirdi yeniden. Elim cenk’in sol bacağının üzerindeydi. Anlam verememişti. “Teşekkür ederim hayatım, riskli eğlencelere” diye kadeh kaldırdım. Cenk de kadehini kaldırdı. Yasemin anlamıştı, akıllı kızdı. Elini Cenk’in aletinin üzerine koydu bana doğru eğilirken “Keyfini çıkar, ben paylaşmayı severim…” diye gülümsedi dudaklarıyla öpücük yaparak. Ben bile bu kadar cüretkar bir tavır beklemiyordum. Şaşırdım. Benden daha çılgınlarını bulmuştum. Elimi yavaş yavaş kasıklarına doğru kaydırdım polar battaniyineni altından. Alatine gelince resmen avuçlayamamıştım ilk seferde. Hala erekteydi, sertti ve iriydi. Pantolonunun fermuarını aşağı indirdim. Elimi içine soktum. Bokser az önce basılacaklar diye alelacele taşaklarının altında kalmıştı. Direk avcumun içinde buldum aletimi. “Bu iyiymiş” diye fısıldadım. Ufak ufak oşkamaya başladım. Parmaklarım zor kavuşmuştu resmen. Bu arada Cenk, gayet sakin bir şekilde elindeki viskisini yudumluyordu. Neredeyse 5 dakika boyunca sıvazlamıştım. Başından ufak ufak precumları geliyor, onunla kayganlaştırıp biraz avcumun içinde okşuyordum ama kuruyunca yine derisini aşağı yukarı hareket ettiriyordum. O arada Yasemin geldi tekrar. Bu kez Cenk’e viski getirmişti sadece. Koltuğun yan tarafını tamamiyle bedeniyle kapattı. Cenk sağı solu kolaçan edip hafifçe poları kenara çekti. Yasemin’in gözleri parlamıştı. Fırsattan istifade eğilip ağzıma aldım başını. Kocamandı. Somurdum birkaç saniye, sonra üzerine biraz tükrük bırakıp sıvazlamaya devam ettim. Cenk poları tekrar kapattı. Yasemin gülümsedi. Eğilip “Sakın boşa harcama” diye kikirdedi. Tekrar yerine döndü. O arada birkaç hostes kız geçti yanımızdan. Birkaç tane de yolcu. Kimse farketmesin diye hiç hareket etmemiştim ama Cenk’in aleti avcumun içinde durmuştu öylece sert ve kalın haliyle.

“Yasemin yutuyor mu?” diye sordum. Gülümsedi Cenk ve evet dercesine başını salladı hafifçe. “Lezzetlisin yani” diye gülümsedi. Karanlık ve polardan faydalanıp başını yine gömecekti ki geri kaykıldı usulca. “Fena yakalandık sanırım” diye fısıldadı. “Yan sıradaki orta yaşlı adam. Ne yaptığımızı biliyor” diye kikirdedi. “Risk yoksa eğlence yok. Merak etme, yabancılar sadece seyreder. İsteyebilirler ama yapmak zorunda da değilsin.” diye güldüm. “Peki ya istersem!” diye sorunca ben “seve seve yer değiştiririm” diye yanıtladı Cenk. “Siz benden de delisiniz” diye güldüm. O arada Cenk adama doğru çevirdi başını, gülümsedi sonra ona doğru eğilince adam da ona doğru eğildi. Ne söyledi bilmiyorum ama adamla tamam anlamında parmak işaretlerini yaptılar. Adam bana bakıp gülümseyince utandım ilk başta. “Ne dedin?” diye sordum. “Sadece anlayışın için teşekkür ederim” dedim, o da sorun değil keyfinize bakın diye yanıtladı” dedi Cenk. “Yani” deyince. “Artık elinden geldiğindce bakmayacak, ama buna ne kadar dayanır bilemem” diye fısıldadı gülümseyerek. Hafifçe baktığımda adam sırtını bize doğru dönmüştü çoktan. Güldüm ve başımı poların altına soktum. Cenk’in aletini somurmaya başladım. Yaladım, somurdum, emdim, küçük ısırklar attım. Cenk muhtemelen yukarıda viskisini yudumluyordu. Bir ara poların hafifçe açıldığını hissettim. Başımı kaldırdığımda Yasemin’i gördüm. Gülümsüyordu. Poları geri kapattı ve gitti. Biraz hızlanınca ve araya sıvazlamalarım da eklenince Cenk şarıl şarıl boşalmaya başladı ağzımın içine. O boşaldıkça yalamaya devam ettim. Tamamını ağzımın içinde tutmuştum. Ben başımı kaldırırken Cenk de usulca toparladı pantolonunu. Bu arada ağzımda Cenk’in spermleri yan sıradaki orta yaşlı adamla göz göze geldik. Parmağıyla dudağının kenarını gösterdi. Anlaşılan bir kısmı oraya bulaşmıştı. Gülüyordu. Ben de gülümsedim. Ayağa kalktım. Cenk bana müsade edince hemen servis bölgesine geçtim. Yasemin’in yanında bir kız daha vardı. Yasemin beni görünce gülümsedi. Ağzımı çok hafif açınca Cenk’in spermleri olduğunu anladı. Diğer kıza işaret etti. Perdeyi kapattı diğer kız ve Yasemin sektirmeden dudaklarıma yapıştı. Öbür kız kikirdiyordu. Yasemin ile biraz öpüştük. Cenk’in spermlerinin bir kısmını ağzına çekmişti. Ben mecbur yutkunmak zorunda kaldım. Yasemin ile dudaklarımız ayrıldı. Ben yutacağını sanıyordum ki birden dönüp öbür hostes kızın dudaklarına yapıştşı. Gözlerime inanamımıştım. Hayretle onları seyrederken ayrıldı dudakları. Diğer kız “Çok şanslısınız Gülsevin hanım” diye gülümsedi. “Ama paylaştığınız için de teşekkürler” diye ekleyince üçümüz de güldük. Bir bardak viski koydular bana. Islak mendille ağzımın etrafını sildiler. Viski ile ağzımı çalkalayıp yutttum. “Bu arada yan sıradaki adama yakalandık” dedim Yasemin’e. Güldü. Yabancı o merak etmeyin. diye yanıtladı. Uçaklarda olur böyle şeyler diye güldü. Yerime dönerken adam ile yine göz göze geldik. Gülümsedi. İyi iş çıkardın dercesine parmağıyla işaret yaptı. Ben de aynı şekilde ona karşılık verince gülüştük.

Yerime oturdum. Cenk gülüyordu. “Ne yaptın?” diye sordu. “Yasemin’in payını verdim. Ama bir ortağı daha çıktı” diye fısıldadım. “ooo.. Buket de nasibini aldı yani” diye güldü. “Bu arada yandaki adam seni sordu. Eşim yada sevgilim olup olmadığını merak etmiş” dedi. “Sen nededin?” diye sordum. “Uçakta tanıştım” dedim tabiki deyince “Manyak, olmadı adama teklif etseydin istersen sana da ” diye fısıldamıştım ki “hah, o da tam onu sordu. Yıllardır uçarmış, bunun hep hayalini kurarmış, bu hayalini gerçekleştirmekte yardımcı olup olmayacağını merak ediyor. diye pişkin pişkin güldü. Cenk’in elindeki viski bardağını aldım, tepeme diktim. “Battı balık yan gider” diye mırıldandım. “Hadi yer değiştir onunla madem öyle” diye fısıldayınca Cenk adama döndü. Birşeyler söyledi. Adam güldü. Tamam dercesine başını salladı. Cenk kalktı ve adam ile yer değiştirdi. O arada Yasemin durumu fark edince biraz utandım açıkcası. Gülümsedi ama hiçbirşey yokmuş gibi elindeki içecekleri gerideki koltuklara doğru götürmeye devam etti. Adam önce Cenk’in yerine oturmuştu. Hiç konuşmadan direk olaya girecektim ki pencere kenarına geçebilir miyim diye sordu. Yer değiştirdik ama adam yerinden hiç kalkmadı. Ben onun resmen kucağının üzerine oturdum. Benimle birlikte yan tarafa kaydı. Aleti çoktan kalkmıştı. Kalçalarımı hafifçe okşayıp bırakınca yan koltuğa geçebildim. Güldü. “Umarım sorun olmaz” diye gülümsedi. Birşey demedim. Poları dahi alma ihtiyacı hissetmeden fermuarını açtım. Sünnetsiz aleti çok büyük ve uzun değildi. Bir seferde boğazıma kadar sokunca adam önce bir şok yaşadı. Sonra saçlarımı okşadı. Patlaması bir dakikayı bile bulmamıştı. Ama onu ağzıma patlatmadım. elimle sıvazlaya sıvazlaya kendi üzerine boşalttım son noktada. Üstü başı berbat olmuştu. Gülümsedim. O da bana “seni küçük orospu, teşekkür ederim” diye güldü. Üzerini temizlemeden pantolonunu düzeltti. Sonra kalktı yerine geçmek için. Ben kalkıp ona yol verdim. Tekrar yerine geçti, Cenk de yerine geçerken adam birşeyler söyledi, güldü. Yasemin geri dönüşte beni ve Cenk’i yerimizde görünce durup eğildi. “Ooo.. hızlısın bakıyorum” diye takıldı. “viski ister misin?” diye sorunca iyi olur diye yanıtladım.

Yasemin hemen bir bardak daha viski getirdi bana ve Cenk’e. “Risk yoksa eğlence yok” diye kadeh kaldırdık. Beş on dakika sohbet ettik öylesine. Sonra bir anda Cenk elini bacağıma attı. “Artık sıra sende” diye güldü. Anlamıştım ne yapacağını. Gülümsedim. Elini yavaşça kasıklarıma doğru kaydırdı. Eşofmanımın üzerinde biraz gezdirdi sol elini. Sonra eşofmanımın içine soktu. “ooo.. sırıl sıklamsın çoktan.” diye fısıldadığında bir parmağını yavaşça içime kaydırmıştı bile. Baş parmağını kilitorisimin üzerine sabitlemiş, işaret parmağını ustaca kadınlığıma sokup çıkarıyordu. Sonra iki parmağını birden yerleştirdi içime. Yavaş yavaş parmaklarıyla becermeye başladı beni. Bana doğru döndü hafifçe “eğer öpmek istersen öpebilirsin” diye mırıldandı. Dudaklarına nasıl yapıştığımı hatırlamıyorum. Zaten ondan sonra dalga dalga boşalmaya başladım. En sonunda öyle bir hale geldim ki Cenk’in elini tutmak zorunda kaldım. Parmaklarımı kadınlığndan çıkarıp ağzına götürdü ve yaladı. Sonra da dudaklarımız yine yapıştı. Bu arada başka bir genç kadın tuvaletten çıkarken bizi görmüştü. Gülümsemek zorunda kaldık birbirimize. Üstümü toparladım. “Harikaydı” diyebildim sadece. Başımı Cenk’in omzuna koydum. “Biraz uyusam iyi olur” diye mırıldandım. “Öbür tarafa koyabilir misin başını?” diye fısıladı Cenk. Anlam verememiştim. “Peki diyebildim sadece ve cama doğru kaykılıp uykuya daldım.

Ne kadar uyudum bilmiyorum ama gözümü açtığımda Cenk yanımda yoktu. Bütün yolucular horul horul uyuyorlardı. Tüm hostesler de bizim hemen önümüzdeki servis alananına oturmuşlardı. Kafamı koltukların arasından çıkarınca Yasemin fark etti beni. “Birşey mi istediniz?” diye sordu. “Cenk nerde?” diye sordum. “Arka tarafa geçti Buket’in yanına” diye kikirdedi. “Otursana” dedim. Bekle diyip iki tane kutu kola alıp geldi. Açıp içmeye başladık. “Cenk nereye uçuyor?” diye sordum. “Minneapolis’e gideceğiz. Buket, Cenk ve Ben.” diye yanıtladı. “Ben de oraya gidiyorum” diye gülümsedim. “E nerde kalacaksın?” diye sorunca otelin adını söyledim. “Woowww.. Biz de orda kalıyoruz. 4 gün” diye güldü. “Sizinle takılsam?” diye sordum. “Bence mahsuru yok, ama Buket… O beni çok paylaşmayı sevmez, yani Cenk dışında” diye gülümsedi. “Ama yine de sorarım.” diye ekledi. “Sizin hikayeniz ne?” diye sordum Yasemine.

O arada Didem. “Aman dur, kafam karıştı, adam canlı canlı yanımızda, biz hikayelerini dinliyoruz” diye kikirdeyip ayaklandı. Üzerindeki bornozu düşürmeden benim şezlongumun yanına diz çöktü. Bornozumun kuşağını açtı ve aletimi tamamen ortaya çıkardı. Yarı kalkık vaziyetteydim. Eline alıp okşadı birkaç kez, sonra da ağzına yerleştirmeye başladı. Büyütmek için somuruyordu. O arada Güler geldi. “Hanımım, Cenk bey, müsade var mı?” diye sordu kibarca. “Keyfine bak Güler” diye kahkahayı bastı Gülsevin. Didem buna bir anda şaşırmıştı. “Sen olunca oyuncaklar çıkıyor ortaya” diye ekledi Gülsevin gülerek. “Didem Hanım!” diye Didem’e sordu. Didem aletimi elinden bırakıp ayağa kalktı ve Güler’e yöneldi. Yüzünü okşadı usulca. Sonra dudaklarını. Güler’in beyaz Gömleği üzerinde gezdirdi ellerini usulca. Güler de aşağıdan yukarıya doğru başladı Didem’in vücudunu okşamaya. O arada Gülsevin gelip benim şezloga, bacaklarımın arasına uzandı. Başını sağ tarafa çevirip bir yandan onları seyretmeye, bir yandan da aletimi ufak ufak sıvazlamaya, öpmeye başladı. “Sen gerçekten delisin, bütün bu orospuluklarımızın sebebisin biliyor musun?” diye güldü.

Güler, Didem’in göğüslerine ulaşmıştı bu arada. Parmak uçları ile Didem’in göğüs uçlarında usulca gezindi. Sonra ince bir çizgi çizerek Didem’in arkasına geçti. Elleri sırtından kalçalarına indi. Didem büyük bir dikkatle Güler’in onu nasıl sevdiğini izlemeye başladı. Kalçalarını hafifçe okşayarak elleriyle arkadan Didem’e sarıldı. Belinden yukarıya doğru kaydırdı ellerini ve göğüslerinin altından hafifçe tarttı. Sonra onları avcunun içine almaya çalıştı. Büyüklerdi. Sağ elini yavaşça aşağıya indirdi ve kadınlığına ulaştı. Küçük küçük okşadı önce. Sonra diğer elini de aşağıya indirdi. Biraz okşadıktan sonra yavaşça dizlerinin üzerine çöktü. Didem’in hafife eğilmesini sağladı. Bize doğru çevirdi Didem’in yüzünü. Kalçalarının arasına başını gömdüğünde Didem’den küçük bir inleme geldi. Didem bir elini geriye uzatıp başını bastırdı Güler’in. Yüzü bize dönük olduğu için Güler’in her dil darbesinde aldığı zevki gözlerinden ve mimiklerinden görebiliyorduk Gülsevin ve ben.

Didem yere doğru iyice çömeldi ve dizlerinin üzerinde durdu önce. Sonra Gülsevin’e yaklaştı. iki kadın öpüşmeye başladılar. Sonra da aletimi dudaklarının arasında kaydırmaya. O arada Didem’in kıçında sert bir tokat patladı. Didem zevkle kıvrandı “ohhhhh..” diye inledi. Güler resmen Didem’in kalçasında parmak izini çıkartmıştı. Sonra tekrar yamuldu Didem’in kalçalarının arasına. Bir elinin baş parmağı yavaş yavaş arka delikle oynuyordu resmen. Didem başını çevirip hafifçe inledi. “İşte tam orası, beni Cenk’e hazırla” diye mırıldandı gözlerimin içine bakarak. Anlaşılan Didem bu gece bana kara deliğini de sunacaktı.

Güler başını hafifçe bana doğru kaydırınca gülüştük. Didem baş parmağını artık işaret ve orta parmağı ile değiştirmişti Didem’in kara deliğinde. Aletimi bırakmıştı artık Didem ve Gülsevin, birbirlerinin dillerini emiyor, dudaklarını ısırıyorlardı.

Kapının zili bir anda hepimizin durmasına sebep oldu. Saate ilişti gözüm. Neredeyse gece yarısından sonra 2 olmuştu. “Bu saatte kim acaba?” diye bakındık hepimiz birbirimize. Güler üstüne başına çeki düzen verip evin giriş kapısına gitti. Sonra da koştura koştura geri geldi. “Didem Hanım, şoförünüz gelmiş. Acil bir durum varmış fabrikada. Size ulaşamayınca buraya gelmek zorunda kalmış, sanırım fabrikaya gitmeniz gerekiyormuş” diye endişeli bir şekilde söyleyince “Tamam” diyerek telaşla ayaklandı. Çantasını bulup içinden cep telefonuna uzandığında neredeyse 50 tane cevapsız çağrı vardı. Bir yandan telefonda aradığı biriyle konuşurken, bir yandan da toparlanmaya çalışıyordu. Bu arada Güler tekrar kapıya gitti. Elinde bir çanta ile geri döndü ve Didem’e yardımcı olmak üzere onu yönlendirdi. Gülsevin ve ben kala kalmıştık.

Birkaç dakika geçmeden Didem elinde telefonla salona geldi tekrar. Biz de bu arada üzerimize bornozlarımızı giymiş, ne olduğu hakkında yorum yapmaya çalışıyorduk birbirimize. Telefonu kapattı. “umarım kötü bir şey yoktur!” diye sordu Gülsevin. “En azından can kaybı yok, fabrikalardan birinde ciddi bir patlama olmuş ve devamında da yangın. Şükür ölen olmamış” diye gelip yanağıma bir buse kondurdu. “Araşırız sonra!” diyerek Gülsevin’i de yanağından öpüp hızlı adımlarla gitti.

Bütün tadımız kaçmıştı bir anda. Aklımıza televizyon geldi. Güler Hanım’a televizyonu açmasını söyleyince tam da haberin ortasında bulduk kendimizi. Durum gerçekten kötü gözüküyordu. O saatten sonra da çok eğlenmek, sex aklımıza hiç gelmedi. Üzerimizde bornozlar, birkaç kadeh daha viski yuvarladık, atıştırmalıklardan götürdük. Saat 5 civarı vedalaştık ve evime geri döndüm.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized
istanbul travesti istanbul travesti istanbul travesti ankara travesti Moda Melanj kuşadası escort bayan çankaya escort mecidiyeköy escort beylikdüzü escort istanbul escort ankara escort bayan Hacklink Hacklink panel Hacklink panel bursa escort ankara escort Ankara escort bayan Ankara Escort Ankara Escort Rus Escort Eryaman Escort Etlik Escort Sincan Escort Çankaya Escort hurilerim.com Escort Antalya Escort Alanya Escort Antalya Merkez Escort Antalya Otele Gelen Escort Antalya Rus Escort Belek Escort Fethiye Escort Kemer Escort Kepez Escort Konyaaltı Escort beylikdüzü escort antalya rus escort escort keçiören escort etlik escort çankaya escort mamasiki.com bucur.net hayvanca.net lazimlik.net cidden.net Escort bayan Escort bayan escortsme.com anadoluyakasikadin.com kadikoykadin.com atasehirkadin.com umraniyekadin.com bostancikadin.com maltepekadin.com pendikkadin.com kurtkoykadin.com kartalkadin.com istanbulspor.net şişli escort istanbul escort mecidiyeköy escort beşiktaş escort taksim escort fındıkzade escort çapa escort fatih escort topkapı escort escort şişli escort bayan bayrampaşa escort merter escort escort mecidiyeköy bursa escort warez forum Bonus veren siteler Bonus veren siteler ankara travesti By Casino bursa escort görükle escort bursa escort bursa escort bursa escort bursa escort ankara escort kayseri escort kuşadası escort kocaeli escort konya escort kütahya escort manisa escort mardin escort mersin escort muğla escort nevşehir escort rize escort sakarya escort samsun escort şanlıurfa escort sivas escort tekirdağ escort trabzon escort tunceli escort uşak escort van escort yalova escort çorlu escort gebze escort gümüşhane escort izmir escort kilis escort kırklareli escort karabük escort karaman escort kars escort kıbrıs escort kırşehir escort malatya escort niğde escort ordu escort osmaniye escort sinop escort tokat escort yozgat escort zonguldak escort