Ay: Ocak 2024

Gloryhole Deneyimi 2

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Gloryhole Deneyimi 2

Daha once ilk kez gloryhole ortamina gidip oral seks ile tatmin olusumu Ilk Gloryhole Deneyimim hikayesinde anlatmistim. Bu kez isler bir adim daha ileriye gitti.

Bahar aylarinda tatil icin Avrupa’da bir sehirdeydim. Yeni bir gloryhole heyecani icin sabirsizlaniyordum. Dogru mekani sectikten sonra emin adimlarla iceri girdim. Dolaplara tum esyalarimi birakip cebime sadece iki tane prezervatif biraktim. Her seye hazirlikliydim. Aletim de popom da tamamen tirasliydi.

Iceri girip koridorlarda yurumeye basladim. Gozumun icerideki karanliga alismasi icin birkac dakika acele etmeden etrafta sadece turladim. Gozum koridorda gezen diger kisileri, odaciklarin basinda ve koselerde bekleyen kisileri secmeye basladiginda herkesi tartmaya basladim. Mekandaki en genc ve en citir bendim, bu yuzden herkesin gozu uzerimdeydi.

Bir iki kisi pesime takildi ve bir odaya girmemi beklediler, onlarin tersine yuruyerek ilgilenmedigimi belli ettim. Koridorun bir kosesinden donerken orada bekleyen yasca benden buyuk bir adam popomu avucladi. Orali olmadan yurumeye devam ettim. Iceride yaklasik bir 10 kisi vardi ama henuz kimse ilgimi cekmemisti. Ne aletinin iri oldugunu dusundugum biri vardi iceride, ne de agzini kullanmak isteyecegim bir citir. Ara ara kapisi kapali odacikler goruyor, yan odaya girip aradaki pencereleri acik mi diye kontrol ediyordum.

Turlamaktan yorulmustum, ben de odalardan birinin onunde kapiya yaslanip sortumun uzerinden aletimi sivazlamaya basladim. Cok gecmeden genc bir adam gelip onumde turdu, onumdeki sisikligi fark etti ve elini sortumun uzerinden aletimin uzerine koyarak tepkimi olctu. Ben ellerimi cekip dokunmasina izin verince bana iyice yanasip avuclamaya basladi. Ben de bunu tutup hemen onunde durdugumuz odaya soktum.

Heyecanliydim. Normalde bu tip mekanda iki taraf yan yana odalara girer ve her sey duvar arkasindan yapilir. Adamla birlikte ayni kabindeydik ve kapiyi kitledik. Ben kabinin icindeki basamaklardan yukari ciktim ve tek hamlede altimdakilari indirdim. Aletim sertlesmeye baslamisti bile. Hic vakit kaybetmeden aletimi kokunden tuttu ve agzina aldi. Agziyla git-gellere basladi, resmen agzini sikiyordum. O sirada girdigimiz kabinin duvarlarinin bir bolumunun renkli yari saydam plastik oldugunu ve oradan birinin avcuyla yuzunu yapistirip biri izledigini fark ettim. Tabi bu beni daha da heyecanlandirdi. Agzini daha da hizli sikmeye basladim ama bosalmaya yakin bile degildim.

Adam bu durumu fark etti. En alt basamakta bana arkasını dondu ve arkasi donuk bir bicimde benim bulundugum iki ust basamaga dogru cikti. Ne yapmaya calistigini anlarken fark ettim ki alti tamamen ciplakti. Ben o karanlikta agzini sikerken o altindakileri indirmis ve hatta parmaklayarak kendini hazirlamisti. Yuvarlak poposunu biraz avucladip ve parmaklarimi deligine dogru kaydirdim. Inanilmazdi. Sicak ve ipislak. Amcik gibiydi ve onu bana sunmaya hazirdi.

Aletim dimdik poposunun arkasinda duruyordu ama korunmasiz boyle bir seye kalkisamazdim. Hemen cebimdeki prezervatiflerden birini cikardim ve o karanlikta zor olsa da takmayi basardim. Kalin aletimle poposu birkac kez tokatladiktan sonra girmeye hazirlaniyordum ki bacaklarinin arasindan elini uzatarak aletimi yakaladi ve onu deligine kendi yonlendirdi. Yarim saniyede tamamen dibindeydim. Pompalama fasli basladi. Olanlara saskindim. Yan kabindeki biriyle oral beklentisiyle girdigim mekanda ayni kabinde birini sikiyordum, ustelik deligi mukemmeldi. Harika hissediyordum. Ben iki kolumu yana acmis yan duvarlardan destek alarak pompalarken o da onundeki kapali olan kapidan destek alarak kendini ritmik bir sekilde bana itiyordu. Birkac dakika pompaladiktan sonra icindeyken bosalmaya basladim. Tamamen bosalip pompalamayi durdurdugumda hemen tekrar onumde diz coktu, prezervatifi dikkatli bir bicimde kendi cikardi ve aletimi agziyla temizlemeye basladi. İyice temizledikten sonra don ve sortumu bir kerede yukari cekip kendimi toparladim.

Bana kendi dilinde tesekkur etti. Ben de tesekkur ederek kabinden ciktim. Tabi kabinin onu seslerimizden oturu doluydu. Kimseye pas vermeden emin adimlarla yuruyerek mekani terk ettim. Harika bir seksti.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Mükemmel bir anne (ALINTI)

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Mükemmel bir anne (ALINTI)
Mükemmel Bir Anne
Odanın içine gün ışığı henüz dolmuş, sarı perdelerden süzülen ışık odayı sonbahardaki ağaçların rengini anımsatan sarımtrak bir renge bürümüştü, açık pencereden içeri dolan rüzgar tülü oynatıyor ; sephanın, kitaplığın, halının üzerinde geziniyordu.

Bu yaz sabahının diğer sabahlardan hiçbir farkı yoktu. Her sabah aynı vakitte kapının önünden geçen kapıcı, araba sesleri, işe yetişmeye çalışan insanlar, bir hengame…

Belki gün aynıydı ama benim için aynı şeyi söylemek pek mümkün değildi yıllık iznime çıkmıştım, babam arazi işleri için memlekete gitmiş, bunu fırsat bilen, ayrı olduğu, annem akrabaların yanından gelip geçici bir süre tekrar bizim evde kalmaya başlamıştı.

Bu da benim için birbirinin aynı geçen günlere bir farklılık katmış, monoton hayatımı biraz olsun hareketli kılmıştı. İşte böyle hisler içinde güzel bir yaz günü dinlenmiş bir zihinle uyanmıştım.

Gözlerimi ovuşturdum, şöyle bir gerindim ; odadan çıkıp salona geçtim. Perdeleri açtıktan sonra kapıya yöneldim gazeteyi ve ekmeği aldım. Mutfakta bir bardak su içip, ekmeği ekmekliğe yerleştirdikten sonra odama geçtim. Yine tüm gece sıcaktan terlemiş, sırılsıklam olmuştum. Şortumu elleyince sıkılmış bir ifade ile yüzümü buruşturdum annem henüz kalkmamıştı yeni bir şort almak için kaldığı yatak odasına girdim.

Annem uyuyordu. Hava sıcak olduğundan üzerindeki ince pikeyi atmıştı. Şortu alıp döndüğümde yatağa doğru şöyle bir baktım. Annemin geceliği sağ bacağından neredeyse kalçasına kadar sıyrılmıştı. Hafif yan vaziyette yüzü koyun yatıyordu. Sağ bacağını hafif karnına doğru çekmişti. Sıyrılan gecelikten dolgun, beyaz baldırı meydana çıkmıştı. Etli ve biçimliydi, hiçbir pürüz yoktu.

Annemin sıkı kalçalarını gördüm…
Doğal olarak bakmaktan rahatsız olmuştum. İçimi bir sıkıntı kapladı. Ama nedense belk**e sabah sabah böyle bir görüntüyle karşılaşmış olmaktan kendimi alamadım ve göz ucuyla tekrar baktım. Sanki başka biri annemi böyle açık saçık bir pozisyonda görebilecekmiş gibi bu geceliği düzeltme ihtiyacı hissettim. Sanırım birazda kendimden utanmıştım. Elimle geceliğin kenarından tuttum, aşağı doğru çekerken eteklik kalçasına o kadar yakındı ki hafifçe havalandı. O anda annemin küçük yuvarlak ve sıkı kalçalarını gördüm. Yuvarlak bir karpuzu andıran götü kavisli ve biçimliydi, içine kırmızı dantelli string bir külot gitmişti. Bu yüzden tüm hatlarını görmüştüm. İki yuvarlağın arasında kaybolan külotun bacak arasına doğru belirginleşen kısmındaki ortası yarık kabarıklığın amcığı olduğu rahatlıkla anlaşılıyordu. Kenarlarından kısa süre önce kestiği kıllar taşmıştı.

Tüm bu anlattıklarım birkaç saniye içinde oldu. Öyle büyük bir rahatsızlık hissettim ki geceliğin etekliğini hızla çektim. Annem o anda. Sırt üstü döndü. Gözlerini bile açmadan :

– Oğlum… ?
– Üzerin açılmış da anne, onu örttüm.
– Hımmm saol, bende kalkacağım az sonra.

Odadan çıktığımda o ana kadar hiçbir hareketlenme olmamasına rağmen hemen ereksiyon oldum. Moralim bozulmuş, yaptığım hiç hoşuma gitmemişti.

Salona geçip gazeteyi okumaya başladım. Gündemdeki transfer haberlerini veriyor. Ülke ekonomisinin kötüye gittiğinden bahsediyordu. Dolar yine fırlamış, hisse senetleri değer kaybetmişti. Eskisine nazaran daha çok çalışıyor ama daha az kazanıyorduk. Bütün toplumda bir sinir harbi, asabiyet başgöstermişti. Toplum olarak hasta bir güruh haline gelmiştik.

Yinede gelen yaz her yanı şenlendirmiş, insanlar somurtmak yerine daha çok gülmeyi, gezip tozmayı tercih eder olmuştu. aradan ne kadar süre geçti bilmiyorum.

Annemin mutfaktaki gürültüsüyle irkildim. Çayı ocağa koymuştu. Kafasını uzatıp günaydın dedi. Banyoya geçti.

Bir süre sonra mutfaktan kahvaltının hazır olduğu konusunda seslendi. Banyoya girip elllerimi yıkamaya başladım. Elimi yüzümü kuruladıktan sonra yeşil çamaşır sepetinin içinde annemin kırmızı külodu gözüme ilişti. Demek çıkarmıştı. Ellerimi yıkayıp çıktım.

Kahvaltı boyu aileden, gideceği yerlerden, işyerinden konuştuk. Önce alışverişe çıkacağından bahsetti, ardından akşam için yemeklik bir şeyler bakacakmış, belki eski işyerinden bir kızla buluşabilirmiş… Oysa ki benim aklım tuvalete takılı kalmıştı. Gözümün önüne bir annemin kalçaları birde altındaki o kırmızı külodun çamaşır sepetinin içine fırlatılmış hali geliyordu. Aniden bir şimşek gibi gözümün önüne gidip gelen bu görüntüler iştahımı kapamıştı. Bir yandan gazete okuyup sordum :

– Duş yapacakmısın ?
– Hayır dün yaptım…
– O zaman ben gireyim her gün yıkanmassam bu sıcakta yapış yapış oluyorum…
– Beni iki günde bir idare ediyor ama günlük çamaşır değiştiriyorum bende rahat etmek için.

Öğlene doğru annem ütüye başlamıştı. Bilgisayar oynarken, bakkala gidip geldiğimde, dergileri okurken üzerimde sürekli bir rahatsızlık hali vardı ve aklım hep banyodaki çamaşır sepetindeydi.

Külodu avucuma aldım…
Yüzümü buruşturup, elimi şöyle bir salladıktan sonra tuvalete girdim. Acele etmeden yüzüme baktım, gıdıma bakıp sakalları kontrol ettim. Elimi yıkadım. Sonra arkamı dönüp çamaşır sepetinde duran külodu alıp çamaşır makinesinin üzerine yapılmış üzerinde diş macunu, tarak benzeri banyo malzemelerinin bulunduğu komidine koydum. İpten olan kısımlarını iki yandan tutup çektim. Kıvrılmış olan külot yine kıvrıla kıvrıla açıldı. Kenarları sateni andıran ipti. Kenardaki iplerden daha kalın ve düz bir kısmı kalçaların arasına giren kısmıydı. Önünü kapatan kısmın üst kısmında bir kurdela vardı. Dantel işlemeleri sıkı bir şekilde örülmüştü. Elimi yüzeyinde gezdirdim. Tam amın üzerine gelen kısıma bir kaç tane kıl takılmıştı. Bunlar annemin amının kıllarıydı. Fakat ben o an için bunun başka bir kadının külodu olduğunu hayal ediyordum.

Elim pütürlü yüzeyde gezindikça yarağım kalınlaşmış, kalkmıştı. Külodu avucuma aldım. Diğer elimle pijamamı sıyırdım bir elimle sikimi sıvalarken diğer elimle külodu burnuma doğru götürdüm. Dantelleri yüzüme değiyordu. Gözümün önüne annemin altındaki hali geldi gitti. Sıvazlama hareketim hızlanmıştı. Kokladığımda parfüm gibi kokuyordu. İnsanın başını döndüren bir kokusu vardı. İç kısmını çevirdim. Dudaklarıma değdirirken birden dilimi iç kısmına sürttüm. Tatlıyla ekşi arası hoş bir tat ağzıma dolarken şiddetle kasılarak boşalmaya başladım. O beş on saniye içinde hayatımın en müthiş orgazmını yaşamıştım. Boşalırken neredeyse tüm dilimi hafif nemli yüzeye bastırmıştım. Annemin amının tadı ağzıma yayılırken gözkapaklarım kapanıp açılıyor kendimden geçiyordum. Ne yaptığımın farkına anca iki dakika sonra kendime geldiğimde vardım.

Aslında bu bir iç hesaplaşmaydı. Bir yandan kendime kızıyor diğer bir yandan aklıma geldikçe heyecanlanıyordum. Hemen karara bağlanacak bir konu değildi bu, üzerinde uzun süre düşünüp içimi rahatlatmam gerekiyordu. Ama yapamıyordum. Aklım bunalmıştı.

Bilgisayara bir porno taktım…
Düşündüğümde beni asıl rahatsız edenin annemin bacaklarına ve kalçalarına bakmış olmamdı. Yoksa neticede o külot başka birininde külodu olabilirdi. Annemle bir alakası yoktu. Esk**en beri iç çamaşırlarını severdim. Bu açıdan baktığımda kendimle barışıyor ama bir süre sonra zihnimde annemin külodundan aldığım tad, dilimden çekip çıkarttığım iki üç tane kıl dağılıyordu. Çok tecrübeli değildim ama kadınların oralarının farklı farklı koktuğunu ve tadının değişik olduğunu duymuştum. Bu seferde yine kızıyor, bir daha yapmayacağıma kendi kendime söz veriyordum.

Annem 45 yaşındaydı, minyon, kısa boylu zayıf, siyah saçları, kahve rengi gözleriyle kumral denilebilecek bir kadındı. Küçük tavuk her zaman piliç misali diriydi. Yaşını çok göstermezdi. Babamla bir süre önce ayrılmış ve bir daha görüşmemişlerdi. İkisiyle farklı zamanlarda bir araya geliyordum.

İki gün geçmişti bu iki gün boyunca önemsiz günlük işler, akşam yürüyüşleri yaptık. Akşam vakti annem çarşıya çıkacağını söyledi evde tek kalmıştım. Bir süre televizyon izledim. Sonra sıkılınca odama geçip bilgisayara bir porno taktım, filmde iri yarı bir zenci en fazla yirmi iki yaşındaki bir kızı götten sikiyordu. Masturbasyon yapmaya başladım çok heyecanlanmıştım. Birkaç gündür içimi ürperten arzular tekrar meydana çıkmıştı. arzular ve zevk insanı ele geçirdiğinde uğranan o bilinç kaybı beni sarmış o ana kadar utandığım duygularım bana mantıklı ve açıklanabilir gelmeye başlamıştı. Aklıma annemin çantası geldi diğer iç çamaşırları onun içinde olmalıydı, onları görmeliydim.

Her yanımı ateş bastı. İçimden kopup gelen bir heyecan fırtınası, kalp atışlarımı hızlandırmıştı. Sikim irileşmiş, taşaklarım şişmişti. Biraz istemeyerek de olsa annemin kaldığı odaya girdim. Önce küçük spor çantayı karıştırdım. İçinde tişörtler ve çoraplar vardı… birde makyaj malzemeleri ; büyük bavula yöneldim, açtığımda içinde annemin günlük kıyafetleri, şortları, pijaması ve geceliği vardı kenardaki fermuarlı gözü açtığımda gözüme kahverengi kumaş bir torba ilişti, bağcığını çözdüm ; ilk gördüğüm beyaz dantelli bir külottu o anda kalbim duracak gibiydi… bu nasıl bir heyecan nasıl bir zevkti böyle bir şey yaşamamıştım… elimi göze sokup ne var ne yoksa çıkarmaya başladım.

Önce ön kısmı dantelli ve işlemeli tam amın üzerine gelen kısımından geri kalan kısmı da kumaş olan beyaz bir külot çıkarttım, onu yatağın üzerine bıraktım ; yanında kırmızı tanga dantelli ve işlemeli, kenarları ipten külodu koydum. Şimdide elime siyah kadife bir tanga gelmişti. Parmaklarımı sürttürdüm. İnsanın içini gıcıklıyordu. Simsiyah ve düzdü sadece tam orta kısmına bir siyah fiyonk iliştirilmişti. Ardından ten rengi şortu andıran bir külot çıkarttım, bir iki tane de düz pamuklu.

Gelen annemdi…
Ter boşanmıştım. Anlımdan süzülen terler çeneme akıyordu. Tülden leopar desenli giyildiğinde am, göt ne varsa gösterecek bir külot vardı. Kenarlarına yan yana iki lastik ip atılmıştı. En altta sütyenler vardı. Her birinin tek tek sütyenlerini çıkarttım. Sikimi çıkarmış sıvazlıyordum. Külotların üzerinde gezinmeye başladım. Çok dayanamayarak şiddetle fışkırtmaya başladım. İç çamaşırlarına gelmesin diye halıya dönmüştüm. Çok müthiş bir boşalma yaşadım. Sarsılmıştım resmen, yığılıp kaldığımda midem ağzıma geldi. Ya annem anlarsa, sırası neydi külotların. Panik olmuştum. Ne kadar katlarsam katlayayım. Aynı halini bulamıyordum, yarım yamalakta olsa torbayı doldurdum. Beş dakika geçmiştiki kapı çalındı…

Gelen annemdi, yüzüm kızarmış bir halde kapıyı açtım. Elinde alışveriş torbaları vardı. Nasıl olduğumu sordu. Geçiştirdim. Akşam olmak üzereydi. Güneş uzaktaki apartmanların arkasında kaybolurken. Anneleri dışarıda oynayan çocukları yemeğe çağırıyordu.

Aradan bir iki saat henüz geçmişti. Telefon çaldı… Annem arayanın abim olduğunu ve bizi çağırdığını söyledi. Başım çok kötü ağrıyor dedim. Sen git. Oğlum ben bu vakitte nasıl gideceğim dedi. Atlarsın bir taksiye gidersin dedim. Annem odaya geçip hazırlanmaya başladı. Onbeş dakika sonra hazırdı. Yola kadar geçirdim.

Evde tek kaldığımda üzerimde sarhoşluk benzeri bir hal vardı. Olaylar çok hızlı gelişmişti. Tuhaf fikirler tekrar aklıma gelmeye başladı. İlk seferde yakalanmadığım içimi bir ürpeti kapladı. Evet tekrar istiyordum. bir an ne olduğunu anlamadan kendimi yine o bağcığı çözerken buldum. Fakat açtığımda siyah kadife tangası yerinde yoktu. Evet annem az önce hazırlanırken onu giymişti. Annemin altında hangi külodun olduğunu bilmek beni bilinmez duygulara sürüklemişti.

Diğer çamaşırlarla biraz oyalandıktan sonra, hepsini yerine koydum. Yatağa geçtim. Bir yandan masturbasyon yapıyor diğer taraftan düşünüyordum. Annemin şu an benim birkaç saat önce her yerini yaladığım, sikimi sürttüğüm külodu giyiyordu. Benim dilimin değdiği yerlere annemin amcığı, göt deliği değiyordu. İrkildim derin bir vicdan azabıyla birlikte iyice sertleşmiştim. Aklımdan geçirdiğim söz bende güçlü bir arzu uyandırmıştı. Annemin göt deliği… amcığı, evet o benim annemdi ama aynı zamanda bir kadındı. Birden şimdiye kadar anneme hiç kadın gözüyle bakmadığım aklıma geldi. Şimdiye kadar akrabalarımızın kızlarını, arkadaşlarımın kız kardeşlerini, okuldaki hocalarımı, en akla gelmeyecek kişileri bile düşünüp otuzbir çekmiştim. Ama annem, belk**e bu yasaklı vucudu düşünmek bu yüzden bana büyük zevk vermişti. Fakat birden bire hiç kimse kendi öz be öz annesine ilgi duymazdı. Mutlaka sebepleri olmalıydı. Geçmişi düşündüğümde bu yap boz’un parçaları yerli yerine oturuyordu.

Annem çok küçükken bizi kadınlar hamamına götürürdü, tüm kadınlar çırılçıplak olurdu. Tabi annemde o zamana ait hiçbir şey hatırlamıyordum ama mutlaka bir şeyler bilinç altıma yer etmişti.

Ne zamanlarda annemin memelerini, götünü gördüğümü düşündüm. Şu yaşıma kadar annemin bir çok kez vucudunu görmüştüm. Neden şimdiye kadar dikkatimi çekmemişti ? Hep kafamı çevirmiştim. Ama o anlık görüntülerde kahve rengi dut gibi bir meme ucu, kavun gibi diri bir kalça, baldırlar. Annemin vucudunun kesitleri gözümün önüne gidip geliyordu.

Tabi ya annemle babamın birlikte olduğu zamanlardaki doyumsuz seks hayatları. Babam benim yanımda annemin göğüslerini sıkar, götünü okşardı.

Mesela kahvaltıda olduğumuz bazı zamanlarda elini annemin bluzunun içine sokar annemin memelerini sıkıştırırdı. Annemin göğüsleri sütyeninden fırlar. Eliyle bluzunun üstünden düzeltirdi. Hatta bir kere tam düzeltirken bluzu göğsüne yapışmış, dik ve dutu andıran göğüs ucu tamamen ortaya çıkmıştı.

Yemekler yapılırken annemin arkasına geçer sürtünürdü. Düşündükçe aklıma geliyordu. gece odada sikişirken yatağın çıkarttığı düzenli gıcırtı annemin derinden gelen inlemeleri, ara sıra duyduğum küfürler.

Bir kere yanlışlıkla odalarına dalmıştım. Babamın aleti annemin tam avucundaydı… evet tam avucunda.

Babamla oturur saatlerce porno film izlerlerdi. Sonrada seks yaparlardı.

Fantezilerimi süsleyecek olan annemi…
Ya annemin mor renk tül sabahlığı, normalde vucuduna oturan, biçimli göğüslerinin kavislerini meydana çıkaran bu sabahlık. Işık altında yada gün ışığında içini olduğu gibi gösterirdi. Annem bir gün ütü yapıyordu. Odanın ışığı açıktı. Diri ve dik memeleri kahve rengi halesi ve dut gibi dikik meme ucu mor renk tülün altında olduğu gibi ortadaydı. Bana dönüp “şu ışığı kapasana her tarafım meydanda demişti”. Evet anne her yerin meydandaydı.

Annemde iyi sikilir dedim. Amcığını yalardım, sonra da memelerini. İçine yarağımı sokardım, köküne kadar, domaltır öz annemi götten sikerdim. Ohhhhh sikimi yalatırdım. Yala anne hadi yalaa… taşaklarımıda yala… ohhh anneciğim ne biçim bir orospuymuşsun sen… o külotlar ne öyle… bizde seni namuslu bilirdik… fahişe gibi iç çamaşırların var… ahhh anne sikiş benimle… .

Dölerim yatağın üzerine süzülmeye başlamıştı. Çok uzun bir süre fantezilerimi süsleyecek olan annemi ilk defa düşünüp bu şekilde masturbasyon yapmıştım.

Sakinleştiğimde… ne yapıyorsun yaa o senin annen diyerek kendi kendime kızdım. Oysaki az önce kurduğum argo cümleler kaç gündür kafamın içinde yer alan soruların cevabını da veriyordu :

Annemi o sabah gördüğüm tahrik edici durum karşısında, iç çamaşırlarıyla haşır neşir olarak ve onun vucudunu düşünerek annemin kadınlığının kabullenmem içimde yatan lavların taşmasına, yıllardır içimde biriktirdiğim, kendimden bile sakladığım arzular ve tutkuların açığa çıkmasına yol açmıştı. Belk**e yıllardır annem gibi minyon kızların ve kadınların beni tahrik etmesi bundandı.

Aradan geçen birkaç günde suçluluk duygusuyla ne annemle doğru düzgün konuştum ne de onu düşünerek kendime zevk verdim. Anneme esk**en olduğu gibi davranıyor, birkaç gün önce aklıma gelenleri yok varsayıyordum.

Öğlene doğru annem temizliğe girişmişti, altında mavi bol şortu vardı yerleri siliyordu. Kapının önüne geldiğimde annemi domalmış bir vaziyette gördüm. Küçük götünün yuvarlakları meydana çıkmış, külodunun izi belli oluyordu. Bacakları iki yana açıktı. Baldırları terden ıslanmış ve gerilmişti. Süt gibi beyaz ve pürüzsüzdüler. Annem yerleri sildikçe kalçası ileri geri hareket ediyordu. Benim kapının önünde durduğumu fark etmemişti. İşte belki birkaç gün önce olsa annemi umursamayacak, bu görüntüden tahrik olmayacaktım. Hafifçe geriye çekilip eşofmanımın içine elimi soktum ve sikimi okşamaya başladım. İnanamıyordum annemin götüne baka baka otuzbir çekiyordum. Annem ileri yatıyor, sonra geriliyordu kalçası oynarken götünün arasına doğru girmiş külodunun kıvrıldığını anlayabiliyordum. Kalbim hızla atmaya başladı. Annemin bana döneceğini hissedince parmak uçlarıma basıp odama girdim.

Şimdi odamda annemin o halini düşünüyordum. Hayalimde… anneme arkadan yaklaştım, şortunu ve ardından külodunu indirdim. Diz çöküp yarağımı amına yerleştirdim. Ellerimle de memelerini avuçladım. Fantezime göre annem bu sırada yerleri silmeye devam ediyordu. İleri geri hareket ettikçe sikim amına girip çıkıyordu.

Annem içeride temizlik yaparken ben onu düşünüp asılıyordum. Bir kez daha sarsılarak boşaldım. Hiçbir şeyi düşünmek beni böyle orgazm etmiyordu.

Annemin göğüsleri…
Annem seslendi, tül takılması gerekiyormuş. İçeri gittiğimde ne o terlemişsin diye sordu. Şınav çekiyordum dedim. Koltuğun üzerine basıp yükseldim. Yukarı çıktığımda annemin askılıklı beyaz tişörtünden portakalı andıran memelerini uçları haricinde olduğu gibi gördüm. Terlemiş, ıslanmışlardı. İnerken dengemi kaybetmiş gibi yalpaladım ve annemin göğsüne tutundum. Ohhh memesi yumuşacık ve dolgundu. Meme ucu bir mermi gibi elime batmıştı. Annemde refleksle belime dolanmıştı. Annemin göğüsleri benim çıplak göğsüme dayanmış bir anda sarmaş dolaş olmuştuk. İkimizde güldük. Ben hızlıca odama geri döndüm.

Çok tehlikeliydi. Annem babamla renkli bir seks hayatı olmasına rağmen bana ve abime karşı her zaman tutucu olmuş, dış çevredede hanım bir insan olarak bilinmişti. Ve sanırım bana seks açısından bir istek beslemesi imkansızdı. Kendisine baktığımı yada yaptıklarımı hissederse başım belaya girebilir, çok fazla kızabilirdi yerin dibine geçerdim. Zaten gerçek hayatta annemle ilişkiye girmek aklımın ucundan bile geçemezdi. Bu ensest düşünce benim için fantezi olarak kalacaktı. Bundan sonra annemi düşünecektim ama onu ne gözetleyecek nede dokunacaktım.

On gün böyle geçti. Annem akrabalara dönmüş babamda akşam geliyordu. Babam döndüğünde hayatım eski haline döndü. Yine gelir gelmez başımı ağrıtmaya başladı. Annen hiç eve geldimi, benim hakkımda konuştunuzmu, geri dönecekmi… .

İşe gidip gelmeye başlamıştım. Annemle ya abimlerde ya işyerinde yada akrabalarda görüşüyorduk. Aradan bir seneye yakın geçmişti. Bu süre içinde zaten annemle kısıtlı sürelerde on beş günde bir görüşür olduk. Gizli dünyamda anneme ilgim üst noktalara ulaşmıştı ensest vcd’ler alıyor, internette ensest resimler indirip sitelere giriyor, başka ensestlerle chat yapıyordum. Masturbasyon yaparken artık yanlızca annemi düşünüyordum. Onu sikmediğim pozisyon hayal etmediğim hal kalmamıştı.

Ensest ilişki yaşamak…
Babam aradan geçen onca zamana karşı hala annem hakkında kafamı ütülüyordu. Sürekli ardı arkası gelmeyen sorular… surat asmalar, bazen tartışmalar iyice canımı sıkıyor ; bunalıyordum. Artık babam ne zaman bana ne zaman annemden bahsetse ve beni kızdırsa odama çekiliyor annemi siktiğimi ben sikerken de babamın izlediğini düşünüyordum. Bu bir çeşit intikamdı. Böylece bütün sinirim geçiyordu.

Bütün bunlar olurken gerçek hayatla bu düşüncelerimi tamamen ayırmıştım. Onlar farklı dünyalardı asla bir olamazdı. Ensest ilişki yaşamak öyle hikayelerde olduğu gibi birden bire, kolayca olabilecek bir şey değildi. Çoğunlukla okuduğum hikayelere gülüyordum ne kadar basit anlatımlıydılar ve herşey ne kadar kolay gerçekleşiyordu. Oysaki gerçek hayatta bir red edilme yada fark edilme ömür boyu sürecek bir rezilliğin kapılarını sonuna kadar açabilirdi. İşte bu halde aylar geçiyordu.

Bu arada, hayatın garip bir oyunu, son zamanlarda annemde bazı gözle görülür değişiklikler başlamıştı, onu her gördüğümde üstüne başına yeni birşeyler almış oluyordu. Aldıkları genelde askılıklı bluzlar, dar kotlardı ; gittikçe dişiliğini ön plana çıkartıyordu. Artık hayata bakışı değişmiş o karamsar, yorgun kadın gitmiş yerine hayat dolu, gezen, dolaşan, özgür bir kadın gelmişti ; yıllarca babamın baskısı altında yaşayan annem sanırım özgür geçen aylardan sonra kendini bulmuş, rahatlamıştı.

Annemle ilişkimiz ise nasıl olduğunu anlayamadan yeni bir boyuta girmişti. Bana iltifatlar ediyor ne kadar yakışıklı olduğumu söylüyordu. Birlikte bir yerlere gitmekten bahsediyordu. Beni öpüşü bile değişmişti sanki daha ıslak ve sanki şehvetli öpüyordu.

Birlikte kaldığımız zamanlarda aynı yatakta yatmak istiyor ve geneldede yatıyordu. Bu da beni çok zor durumda bırakıyordu.

Neden böyle olmuştu birkaç sebebi olabilir diye düşünüyordum. belki kafamı bu düşünceye fazlaca taktığımdan her hareketini öyle yorumluyordum. Yada annem kendine laf etmeyeyeyim diye bana daha yakın ve ilgili davranmaya başlamıştı. Samimi olması gibi bir ihtimalde vardı tabiki.

Annem işyerime gidip geldikçe istem dışı mahrem yerlerine bakıyordum. Bir gün pembe askılıklı bir t-şört giymişti. Gögüslerinin kenarları görünüyordu. Annem telefon açmak için eğilmişti. Aramızda masa vardı. Fazla olmasada göğüslerinin bir kısmı daha ortaya çıkmıştı. aletim hareketlenmişti. Annem aniden başını kaldırınca beni görür gibi oldu ama tam emin değildim.

Görüşmelerimiz seyrekti, bazen üç haftayı bulduğu oluyordu. Bir iki hafta sonra tekrar geldiğinde üzerinde siyah bir gömlek, altında mavi dar bir kot vardı. Gömleğinin üç düğmesi açıktı. Memelerinin kenarları ve siyah sütyeni görünüyordu. Yine telefon etmek istedi eğildi, Ben sütyenini ve portakalı andıran beyaz memelerinin sütyeninden taşan kısımlarını olduğu gibi görmüştüm. Aklıma bir an geçen hafta benim ona baktığımı anladığını ve bu hafta daha açık giyip bana baktırmak niyetinde olabileceği geldi. Ürperdim.
Yemeğe çıktık.

Sürekli konuşuyor neyi neden yaptığını anlatıyordu. Bir ara kafamı kaldırıp yüzüne baktım.

– Anne bana açıklama yapmana gerek yok, ben zaten herşeyi biliyorum.
– Olsun oğlum yinede daha iyi anlaman için anlatıyorum.
– Anlamıyorsun anne yaa ilgilenmiyorum istediğini yap, yani rahatsın işte istediğini yapabilirsin yani ne bileyim hayatında başka bir erkekde olabilir bu beni ilgilendirmiyor.
– Yok canım daha neler yok oğlum öyle bir şey.
– Dedimya fark etmez neticede 45 yaşındasın ihtiyaçların olabilir, karşılamak zorundasın.
– … …

Herhangi bir cevap vermedi. başka bir konuya geçtik bu benim ona cinsel konularda ilk yaklaşma çabamdı, olumsuz bir tepki almamıştım. Fakat olumluda değildi. Yinde üstü kapalıda olsa annemin seks hayatından bahsetmek beni heyecanlandırmıştı.
İçimdeki ensest arzular bazen köreliyor bazen hiç kalmıyor kimi zamanda doruğa çıkıyordu. Ama tercihim her zaman üst düzeyde olması yönündeydi çünkü annemi düşünmekten çok ayrı bir keyf ve zevk alıyordum. Çoğu zaman bir yada iki hafta masturbasyon yapmıyordum. Böylece azgınlaşıyor. Annemle ilgili farklı fanteziler kuruyordum. Özellikle böyle zamanlarda annemle görüşürsek onu görmek bile beni ereksiyon ediyor. Memelerini görsem yada yanlışlıkla ! hafifçe dokunursam boşalacak hale geliyordum. Yine bir haftadır hiçbirşey yapmamıştım. Annem akşam abimlerde kalacaktı. Benide çağırdılar.

Abimlerde yemek yendi, tv izlendi ve yatma vakti geldi.

Annemle yine birlikte yatacağımız için bir plan yaptım. Gece yarısı o uyurken sanki uyku sersemi atmışım gibi elimi kalçasına atacak ve elleyecektim.
Yatağa girdim. Annemin altında krem rengi ayak bileğine kadar bir dar tayd vardı. Küçük götünün yuvarlakları yine meydana çıkmıştı. Giydiği klasik külodun çizgileri kalçalarının kenarlarında belirginleşmişti. Işığı söndürdü ve oda yatağa girdi. Vaktin iyice geçmesini bekliyordum. Bu sırada annemi karım gibi hayal ediyor fantezi kuruyordum.

Annem yanımda yatıyordu…
Gece yarısı olduğunda uygulamaya geçtim ve soldan sağa dönerken elimi tam kalçasının üzerine koydum. Oohhhhhh yumuşacıktı. Sıkmamaya özen göstedim. Yarağım gemici direği gibi olmuştu. Uzun zamandır bakmakla yetindiğim göt şimdi elimin altındaydı. Hiç kıpırdatmadım. Biraz ucuz bir tabir ama sevgili annemde de tam sikilecek göt vardı. Bir süre sonra korkarak elimi çektim ama tam yanına yere koydum. Beş on dakika geçmeden annem döndü ve tam elimin üzerine kalçası geldi. Ohhhhhh ölüyorum sandım… bir an kalp atışlarımı duyacak diye korktum. Annemin götünün ağırlığı elimin üzerindeydi. Dayanamadım sol elimle sikimi çıkarıp 31 çekmeye başladım. Annem yanımda yatıyordu. götü elimin üzerindeydi. Ve ben yarağımı okşuyordum. O an üzerine attırmak istedim. Boşalmaya başlamıştım. Kenara doğru çekilip küloduma attırdım. Gelişmeler ardı ardına geliyor ben baştan çıkıyordum. Basit bir cinsel açlık ve ilgiden başlayan olaylar ne boyutlara ulaşmıştı.

Ertesi gün annem çok normal davrandı. Annemin rahat ve yakın tavırları sayesinde onunla ilişkiye girebileceğimi düşünmüştüm. Fakat bir aile faciasına yol açmak ise çok kolaydı. Dikkatli ve temkinli olmak durumundaydım. Annemin ilgisini ortaya çıkaracak yada bana karşı ilgisini arttıracak bir takım planlar düşünmeye başlamıştım.

Bir hafta sonu yine abimlerde kalacaktık. sabahtan başlayarak sürekli sırtımın ağrıdığını söylüyordum. Akşam üstü tahmin ettiğim gibi abimler alışverişe çıktılar annem ve ben kalmıştık. Daha önceden hazırladığım kremi alıp annemin yanına gittim. Anneme sırtımın ağrısının geçmediğini biraz sırtımı ovup ovamıyacağını sordum. Doğal olarak kabul etti. T-şörtümü çıkardım sadece boxerımla kalmıştım annem elini sırtımda gezdirmeye başladı. Bense seviştiğimizi hayal etmeye başladım. Elleri vucuduma değdikçe sertleşmiştim onu tahrik etmek için hafif hafif sanki ağrıdanmış gibi inliyordum. Oflamaya başlamıştım :

– Offf offf evet anne çok iyi orası biraz yukarı uhmmm çok iyi.
– Nasıl daha iyimi.
– Evet anneciğim bastır biraz ahhhh işte bu iyi geldi, ohhhhh harikasın!!!

Harikasın diye inleyince. Annem birden hadi bakalım yeter diye çekildi. Doğruldum. Şakayla karışık istersen bende sana süreyim dedim. Aldığım cevap kısa ve netti. Hayır. Fakat bunu söylerken gözü boxerimden rahatlıkla belli olan iyice kalınlaşmış ve irileşmiş yarağıma takılmış. Ama bakışlarını hemen kaçırmıştı.

Ne zamandır kolladığım fırsat birkaç gün sonra geldi. Babam tekrar memlekete gidecekti. Anneme telefon açıp üç günlük iznini o günlere alması için sözleştik. Annemin sorun çıkarmaması hoşuma gitmişti.

Birkaç gün sonra evde yine yalnız kalmıştım. Akşamüstü annem geldi. Elinde alışveriş torbaları vardı.

Akşam güzel bir sofra hazırladık. Annem kendine votka bana bira almıştı. Annemin üzerinde kırmızı bir bluz altında beyaz bir şort vardı. Kırmızı bluzundan içine giydiği siyah sütyen belli oluyordu. Sütyenin omuzlarındaki lastikleri bluzun omzu genişledikçe ortaya çıkıyor içimi gıcıklıyordu. Beyaz şortundan hiçbir külot izi belli olmamasından içine yine tanga türü bir şey giydiğini anlayabiliyordum. Hafta sonu denize gittiğinden hafifçe esmerleşen baldırları etli ve pürüzsüzdü.

İçtikçe daha çok konuşuyor şakalaşıyorduk. İyice sarhoş olunca onu sikebilirim diye düşündüm. Konuyu yavaş yavaş erotizme getiriyordum. Televizyondaki mankenlerden konu açıldı :

– Ne kadar uzun bacakları var.
– Bırak anne yaa hepsi pörsümüş…
– Olurmu canım şuna baksana…
– Bu yaşta vucutlarına bak televizyondan göründüğü gibi değil hepsi hayat kadını gibi… tabi mesleğini namusuyla yapanlar çoğunluktadır belki ama parayla çalışanları da varmış.

Annem gülerek :

– Sen hayat kadınlarıyla çok haşır neşir oluyorsun galiba aman dikkat et hastalık kapma
– Aman açtırma ağzımı… sanki veren varda yapmıyoruz.
– Neyi veren ?
– Nınını
– Neyi ?
– Önündekini…
– Terbiyesiz çocuk… kime çektinki sen böyle…
– Bilmem ki…
– Valla oğlum yaşın genç önlemini aldıktan sonra hayatını yaşayacaksın, bunu bilir bunu söylerim.
– Aynı şey senin için de geçerli anne bu hayat zevk almak için, rahat etmek için var.
– Nerde oğlum baksana bizim dere çağlıyor, suları akıyor boşa… derede kuruyacak bu gidişle.
– Ne deresi anne yaaa.
– Hiiiç bizim köydeki dere diyorum.
– Haa, bizim ağaçtaki dalında kabuğu soyuldu artık asılmaktan.
– Hangi ağacın ?
– Bizim köydeki ağacın ; hani onun kalın uzun bir dalı vardı ya asılıp sallanırdım ona onu diyorum.
– Öylemiii… .
Televizyona dönerek :
– Offf kızdaki vucuda bak.
– Benden meraklısın anne yaa kaçırmıyorsun hiçbirini.
– Bende böyle vucut olacak… .
– Amann ne güzel bak yaşını göstermiyorsun. Piliç gibisin işte. Vucudunda diri.
– Yok be oğlum yaşlandık artık.
– Bırak şimdi taş gibisin be anne.
– Beğeniyormusun beni ? Ciddi ciddi bir kadın olarak yani…
Güldüm :
– Tabi canım hastayım sana… annem olmasan.
– Annen olmasam neremi beğenirdin en çok ?
– Hımm bir düşüneyim memelerini sanırım bir de kalçalarını…
– Yok be küçücük onlar.
– Ben küçük severim.

Bu konuşmaları iyice sarhoş olmuş bir halde yapıyorduk. Neredeyse sarhoşluktan kendimizden geçmiştik. Arsızlaşmış azmıştık. Annemin meme uçları belirginleşmiş, bacaklarını birbirine kenetlemişti. Kimbilir belk**e zevk sularının bacaklarından süzülmesini engellemeye çalışıyordu. Benimse kasıklarım ağrımaya başlamış. Dokunsam boşalacak bir hale gelmiştim.

– Görsen beğenmessin.
– Göster o zaman.
– Sen benim oğlumsun ayıp…
– Peki sen benim hakkımda ne düşünüyorsun.
– Humm bence sen çok seksi bir erkeksin. kızlar eminim sana deli oluyorlardır. Bizim işyerinde beraber çalıştığım kız resmini gördü çok beğendi seni. Bir görsen daracık giyiniyor. İçine don sütyen bile giymiyor bazen ama bebek gibi kız.
– Aman anne beni deli mi etmek istiyorsun… zaten zor durumdayım.
– Oğlum zor durumdaysan gidip göreceksin işini. şiiişşt yanlız bak söyledim… hastalık kaparsın kılıfını tak…
– Amann o da en sevmediğim şey… bütün zevkini yok ediyor işin…
– Niye oğlum hassası var binbir çeşidi var… renklisi bile var neler yaptılar yahu, ne işe yararki renklisi…
– Fantezi herhalde… Tatlı olanlarıda varmış…
– Iyyy hayatta ağzıma almam plastiği ne iğrenç…

Annem bacak bacak üstüne atıp şortunun iyice kasıklarına doğru sıvadı, baldırlarının üst kısmı tamamen meydana çıkmıştı. Bir peçete alıp “ooff amma sıcak” oldu diyerek boynunu memelerinin kenarlarını silmeye başladı. Elini kenarlara doğru soktukça ortaya çıkan memeleri titriyor, içe doğru gömülüyordu. İçkisinden bir yudum aldı derin bir iç çekti.
– Ooo konu nerelereden nerelere geldi. Ne diyeceğim sana yarın tavernaya gidelimmi ?
– Aman anne ne yapacağız orda…
– Ne yapacağızı varmı eğleniriz…
– Tamam bakarız…
– Ben bir işyeyim…

Annem tuvalete geçti. Bende parmaklarımın ucuna basarak tuvalet deliğine gözümü dayadım. Annem o sırada klozete oturmuştu. Tıssssssssssssssssssss diye bir ses geldi. Ooooohhh işiyordu. Kalçalarının kenarlarını ve bacaklarının tamamını görüyordum. O an sertleşmiş sikime dokunsam. Boşalabilirdim. Ama yapmadım çünkü bu akşam annemi sikecektim. O da istiyordu biliyordum. Alkolün verdiği bir cesaret vardı. Annem kalktı o an ilk defa amcığını görecektim. Fakat annemin amı orman gibi kıllıydı. Bir tuvalet kağıdı koparıp kılların üzerinden amcığına doğru bastırdı. Annemin altını çıplak ilk defa görüyordum. Kasıklarına kadar dağılan kıllar her yanı kaplamıştı, baldırları hafif kırmızıydı. Mayo izi olan yer bembeyazdı. Altına kadife tangasını giymişti önce onu çekti arkasını döndü. Şortunu çekmek için hafifçe eğilince dolgun götünün arasından yarılmış bir sulu şeftaliye benzeyen amcığını gördüm. Tanganın ipi tamamen içine girmişti. Amının dudakları iki yana açılmış yaprağı andırıyordu. Hızla şortunu çekti.

Annem odama girdiğinde…
O gece işi neden bitirmedik bilmiyorum. İkimizde sarhoştuk, azgındık. Annem tuvaletten çıkar çıkmaz odasına gitmiş üzerini bile değişmeden yatıp uyumuştu. Belk**e çok sarhoş olduğundan sızıp kalmıştı ya da annelik içgüdüleri ağır basmıştı… toplumun en büyük tabusunu, dini sorumlulukları, ahlaki değerleri bir kalemde silip atmak kolaymıydı, peki ya oğlunun koynuna giren kadın olmak, ucuzlamak, basitleşmek ne kadar kolaydı. İlk adımı benim atmam gerekiyordu ama bende bu cesaret yoktu. Ama artık annemden emindim ve onu baştan çıkarmak için bir kaç düşüncem daha vardı.

Sabah olduğunda akşamki cesaretimden eser kalmamış bir vaziyette uyandım, vakit daha erkendi. Altımda boxerim vardı. Dün geceki konuşmalar ve annemin tuvaleyeki hali aklıma gelince yarağım kalınlaştı. Annem sabahları genelde perdeleri açmadan odam havalansın diye camları açardı. Yine geleceğini düşünerek sikimi boxerin düğmeli yerinden çıkarttım. Amacım annem odama girdiğinde rüyamda ereksiyon olmuşum ve sikim boxerimdan fırlamış sanmasıydı. Çok beklemeden yaklaşık bir on dakika sonra yarağım dimdikken annem içeri girdi. Tek bacağımı yana doğru atmış iyice meydana çıkartmıştım. Gözümü iyice kısmıştım ama ortamı görebiliyordum. Annem daha odaya girer girmez benim aleti fark etti. Başını iki yana sallayıp camları açtı. Sonra gereksiz yere masanın üzerini toplamaya başladı. Odada oyalanıyor dönüp dönüp sikime bakıyordu. Yanıma kadar geldi. Annem gözlerini yarağıma dikmişti. Yanımdaki pikeyi alıp üzerimi örttü. Pikeyi örterken elini sikimin o kadar yakınından geçirmiştiki, kalbim duracak sandım.

Annem çıktıktan sonra on onbeş dakika sonra bende altımdan boxerimi sıyırdım. Duşa girecektim ve evin içinde çırılçıplak geziyordum. Tam tahmin ettiğim gibi annemle koridorda karşılaştık. Annemin gözleri açıldı. Elimle yarağımı kapadım ama başını bilerek açıkta bırakmıştım.

– Oğlum bu ne hal.
– Sen uyandınmı yaa anne bende duşa girecektim, bakmasana.
– Bir bornoz giysene yavrum üstüne.
– Ne bileyim ya kusuruma bakma.

Elimi sikimden çekip arkamı döndüm. Annem arkamıda görmüştü. Banyoya girdiğimde zevkten dört köşeydim, anneme her yerimi göstermiştim, bundan daha büyük bir keyf olabilirmiydi.

Akşam olduğunda tavernaya gitmek için hazırlanıyorduk. Annem kırmızı bir gömlek giymişti. Altında ise baldırlarını ve kalçalarını sımsıkı saran beyaz kumaş bir pantolon vardı.

Mavi, kırmızı neon ışıklar ; basık bir tavan. Beyaz üzerine sarı masa örtüleri, takım elbise giymiş papyonlu gül satan bir kız, sıra sıra duran garsonlar, bol aynalı geniş pist, kabartma işlemeli bir sahne, eski Türk Filmlerinden fırlamış gibi duran kırmızı bir halı bu küçük tavernayı tipik hale getiriyordu.

Fiks menü alıp oturduk. Yemekler gelirken annem rakı ben votka içiyordum. Bir süre sonra şarkıcı sahneye çıktı. Hiç sevmediğim ama oynak parçalar çalıyordu. Aradan geçen saatlerde yine annemle yine çakır keyf olmuştuk. Bir ara annem kalkıp oynamaya başladı. Gördüğüm görüntü karşısında dehşete düştüm. Pistin ortasında onlarca insan dans ediyordu. Annem kıvırttıkça sahnede dolaşan parlak ışık vucudunda geziniyordu. Ama o ışığın etkisiyle annemin ince kumaş pantolonundan götü ve kıçına geçirdiği kırmızı tanga külotu olduğu gibi görünüyordu. Slow bir müzik başlayınca tekrar yanıma gelip oturdu. Yüzümde muzip bir gülümseme vardı:

– Anneciğim…
– Ne var ?
– Hani dün senle konuşmuştuk ben sana bana şakayla poponu gösterirmisin demiştim ya…
– Öyle mi dedim ?
– Hıı ama gerek kalmadı…
– Neden…
– Çünkü sen dans ederken sahnede ışık vurdukça her tarafın olduğu gibi göründü zaten…
– İnanmıyorum ciddimisin lan ! Şaka yapma bak… .
– Cidden külotun kırmızı değilmi tanga tipi.
– Evet… desene rezil oldum… ayyy kalkmam ben yerimden artık.
– Bırak canım kimse fark etmez hem etse ne olur millet neler giyiyor. Kimse bakmaz kıçına.
– Beğenmedin yani…
– Yok canım dikkat atmez dedim taş gibi yoksa taşş maşşallah.
Gülüştük.
– Dans edelimmi anne…
Ağır bir müziğin eşliğinde dans etmeye başladık.
– Her tarafım görünüyor yaa sende dansa kaldırdın.
– Aman… baksana millet donsuz geziyor.
Kafasını çevirdiğinde orta yaşlı mini etek giymiş sarışın kadını gördü. kadın derin dekolteli bir bluz giymişt.
– Off çok seksiymiş be. Gidip konuşsana yanına.
– Hadi yaa sonrada yanındakiler oysun dimi beni. Hem bakmaz o bana
– Neden bakmasın aslan gibi çocuksun… senden iyisinimi bulacak. Off off olamadık şöyle kısrak gibi bir hatun…
– Niye öyle diyorsun anneciğim bazıları tay sever!!!
Annemin vucudu elimin altındaydı. Çok fena olmuştum. İstem dışı kasılmış, gerilmiştim.
– Ama sende çok kötü bakıyorsun bu kadına, baksana kasıldın, gözlerin falan kayıyor, dur bakiimm kaldırdınmı yoksa sen!!!

Daha annemin ne dediğini anlamadan annem dibime kadar sokulup göbeğinin alt kısmına doğru sikime bastırdı.

– Hımmmm… tam tahmin ettiğim gibiAyıp bee.
– Oh anne evettt…
Müziğin ritmiyle sağa sola hareket ediyorduk. Bu hareket sırasında annem göbeğini bana doğru bastırıp kasığına doğru sürttürüyordu. Sonrada kasığında tekrar göbeğine…
– Uhhh anne işte böyle.
– Ne olduki oğlum dans ediyoruz işte
– Pufhhh evett anne dans ediyoruz.

Terlemiştim ve neredeyse kendimden geçiyordum. Pist çok kalabalık olduğundan birde sürtünmemiz sanki dansın kendi ritmindenmiş gibi göründüğünden kimse ne yaptığımızı anlayamazdı. Artık ok yaydan çıktı diye düşündüm. bu nedenle dudaklarımı annemin dudaklarına doğru götürdüm. Fakat annem kendini geriye doğru çekti.

– Şişşşş ne yapıyorsun. Ben senin annenim. Hadi yeter bu kadar dans oturalım.
– Az önceki sadece dansmıydı sence anne.
– Evet oğlum dans
– Danstı yani.
– Evett ne olabilirki başka.

Annemin ne dersem diyeyim analamamazlıktan geleceğini anlamıştım. Sesimi çıkarmadım. Yarım saat kadar sonra program bitti eve döndük.
Evde annem üzerini değişmek için odaya girdi. Su almak için odasının önünden geçerken kapısını ardına kadar açık bıraktığını gördüm. Sırtı dönüktü. Altında pantolonu vardı üstünü ise çıkartmıştı. Siyah sütyeninin sırt lastiğini ve pürüzsüz sırtını görünce kapının önünde hareketsiz kaldım. Annem yüzünü hiç bu tarafa dönmüyor. Sırtı kapıya dönük soyunuyordu. Ve eminimki bunu bilerek yapıyordu. Pantolonun indirdi. Bir kez daha iri kavunu andıran kalçalarını ve o iki topaçın arasında kaybolup giden külodunu görmüştüm. Annem külot sütyen önümdeydi. Dantelli siyah sütyen yine dantelli kırmızı küloduyla karşımda duruyordu.

O yüzünü bana dönmeden kendimi odama zor attım. Duavara yaslanıp sayıkladım :
“Offf sik işte orospuyu… fahişe, fahişe, fahişe!!!! istiyor işte orospu git sik!!! domalt gir götüne oooff!!!

Annem başını göğsüme yasladı…
Biraz sakinleşince içeri geçtim. Dolaptan sabah aldığımız buz gibi beyaz şarabı çıkarttım. Yanına armut, elma, muz, ve üzümden oluşan bir meyva tabağı hazırlamıştım. Romantik bir müzik açtım. Işıkları söndürüp mum ve tütsü yaktım. Odanın içi iyice loşlaşmıştı, mum alevinden çıkan ışık esen hafif rüzgarla dalgalanırken, tütsünün egzotik kokusu odaya yayılıyordu.

Annem odaya girdi. Elini yüzünü yıkamış, üstüne beyaz uzun geceliğini giymişti. İçinde sütyen olmadığı yuvarlak memelerinin serbestliğinden ve hafifçe çıkık olan göğüs uçlarından anlaşılıyordu. Kanepeye oturdu. Bacak bacak üstüne atınca yırtmacı sıyrılıp baldırlarının üst tarafı meydana çıktı, vucudunu geri doğru atmıştı. Bir kadeh ona bir kadehte kendime doldurdum. Bir süre sonra müzik ve alkolün etkisiyle anneme dans edelim mi ? diye sordum. Önce biraz tedirgin, ürkek sallanmaya başladık. Sonra biraz daha yaklaştık. O ellerini boynuma dolamıştı, benim bir elim sırtında diğer elim ise belindeydi. Bir süre sonra vucutlarımız birbirine kenetlenmişti. Annem başını göğsüme yasladı. Ellerimi vucudunda gezdirmeye başladım.
– Oğlum…
– Efendim
– Aletin kalktı.

Gözlerimin içine baktı :
– Bana da mı ?
– Evet anne…

Başını iki yana sallayıp parmak uçlarını dudaklarıma götürdü.

– Olmaz…

Biraz daha yaklaşmaya çalıştım. Ama beni ittirdi. Başımı öne eğdim, suratımı astım. Elimi anlıma götürüp, saçımı düzelttim. Amacım kendime acındırmaktı. Odama geçtim. Emindimki annemin yüreği parçalanmıştı.
Bilgisayarı açıp daha önce hazırladığım. Taboo 3 ‘ ü başlattım. Filmi izlerken annem içeri girdi. Bana baktı :

– İçeri gelmeyecekmisin ?
– Burada oturalım.
Mavi ekrana doğru baktı :
– Bunlarımı izliyorsun ?
– ….
Arkasını dönüp gidiyordu.
– Anne.
– ???
– Otursana birlikte izleyelim.
– Dul bir kadın olduğumu unutuyorsun ?
– Otur bak bu film konulu senin durumundaki bir kadının bulduğu çözüm var.
– Oğlum, benim durumumun tek bir çözümü var neyse konuşturma beni şimdi. Bunları izletip günaha sokacaksın beni.

Yanıma ilişti. Filmi baştan başlattım. Taboo 3 de annem yaşlarındaki dul bir kadının hikayesi vardı. kadın cinsel açlık çekiyordu. Bir oğlu vardı. Oğlunun en yakın arkadaşının annesi bu kadının yakın bir arkadaşıydı ve kendi oğluyla ilişkiye giriyordu. kadın bir gün yakın arkadaşını oğlunun arkadaşı yani diğer kadının kendi oğluyla sevişirken yakaladı. Ve sonra önce arkadaşının oğluyla gelişen olaylar neticesindede kendi oğluyla ilişkiye girdi.
Annemin lise düzeyinde ingilizcesi vardı. kadının kendi oğluyla ilişkiye girmesinin bitiminde elini boynuna götürüp terini sildi. Biraz hırıltılı bir sesle:
– Oğlum sapık bunlar… günahkar…
– Neden anne başka adamlarla ilişkiye girmek de öyle değilmi ? Anne ve oğul herşeyi paylaşırken bunu neden paylaşmasın. Birbirlerinin ihtiyaçlarını karşılıyorlar.
Yutkundu :
– Sendemi böyle şeyler hissediyorsun ?
– Anne dayanamıyorum seni istiyorum ben. Hemde çok uzun zamandan beri, biliyorum sende beni istiyorsun.
– Hayır. Nasıl böyle bir şey düşünürsün. Sen çekicisin, seksisin, yakışıklısın ; bana bakman, seni tahrik etmek hoşuma gidiyor ama sen benim oğlumsun. Beni düzmene izin veremem.
Bak anne oğlun olarak sana karşı vazifelerim var. İhtiyaçlarını karşılamalıyım. Anne olarakda senin bana karşı vazifelerin var sen her zaman çok iyi bir anne oldun, ihtiyaçlarımın büyük bir kısmını her zaman karşıladın sana minnettarım ama benim için yaptığın onca şeyden sonra ancak bana kendini verirsen harika bir anne olacaksın, ancak o zaman mükemmel anne olabilirsin.
– Allah aşkına sen bu söylediğine inanıyormusun ?
– Anne anlamıyormusun ihtiyacım var. Sana bir kere girmezsem kafayı üşüteceğim. Bunu mu istiyorsun.

Elinden tutup kaldırdım. ”Hadi dans edelim anneciğim”. Müzik açtım. Bedenlerimiz yine kenetlenmişti. Ellerimi vucudunda gezdirneye başladım. Annemin yüzü ağlamaklı bir hal almış. Başını kimi zaman iki yana sallıyor kimi zamansa geriye atıyordu. Meme başları iyice irileşmişti. Sol elimle memesini sıkıp ucunu iyice belirginleştirdim.

– Lütfen şu meme uçlarına bir bak neredeyse geceliğini parçalayacak…

Bu sırada sağ elimi etekliğinin içine sokup amına attım. Annemin amı köpürmüş. Klasik düz beyaz külodu sırılsıklam olmuştu. Annem ıhhh la ohh orası bir ses çıkarttı. O anda gergin vucudu gevşedi ve kendini bana bıraktı.
– Ohhh şu haline bir bak.
– Oğlummm günaha gireceğiz.
– Oh anne bütün günahı bana.
– Bak bir kere sadece bir kere başka hiç bir zaman istemeyeceksin. Sonra abdest alıp tövbe deceğiz!!!
– Anneciğim bir kere tamam bir kere…

Anneminle dudaklarımız birleşmişti. Dilini emiyordum oda dudaklarımı ısırıyordu. Çenesini boynunu öptüm. Geceliğini bir çırpıda çıkarttım. Oda altımdan şortumu sıyırıp sikimi avuçladı. Yatağa yatırdım külodunu çıkartım tüm vucudunu emmeye başladım. Baldırlarını, göbeğini, memelerini, meme uclarını, boynunu ; dilim tüm vucudunda geziniyordu. ”Cehennemde yanacağız” diye inledi. ”Cehennem alev gibi yakıcı ve sıcaktır tıpkı senin amın gibi cayır cayır yanıyordur anneciğim” diye cevap verdim ve yarağımı kıllı amına tek hamlede soktum.

– Ohhhhhhhh yarakkkkkkkkkkkkkk!!!!!!

Anneme saydırmaya başlamıştım yarağım amcığına girip çıkıyordu annem kollarını iki yana açmış yatağı çekiştiriyordu. Yarağım girip çıktıkça el şaklatması gibi bir ses odanın içine yayılıyordu. Annem bacaklarını belime dolayıp, hafifçe havalandı. Bu ufak tefek kadın ben geçirdikçe yataktaki maharetini ortaya koymaya başlamıştı. Şimdi oda kalçalarını ileri geri sallamaya başlamıştı. Memeleri sağa sola pervasızca sallanıyor, birbirine çarpıyordu. Annemin tırnaklarını sırtımda hissettim “arrrrggggghhhhhhhh geliyorummmm!!!!!!”Kafasını iki üç kere yastığa gerisin geri vurdu ve yığıldı kaldı. Gelmek üzereydimki eliyle sikimi tutup iki kere sıvazladı. Şiddetle göbeğinden memelerine kadar fışkırttım. Üzerine yığılıp kaldım.

Uyuyup kalmışız, vakit ne olduğunu anlamadan öğlen olmuştu. Göz kapaklarımı araladım. Annemle aynı yatakta çırılçıplak yatıyorduk. Sarhoşluğun verdiği derin baş dönmesi ve kendinden geçme kalmamıştı. Ben istediğimi almıştım. Ama bu kadarıyla yetinebileceğimi hiç sanmıyordum. Acaba annem ne tepki verecekti. Bir ara kalkıp giyinmeyi bile düşündüm. O sırada annemde göz kapaklarını araladı. Üzerimizde bir pike sırt üstü yan yana yatıyorduk.

Günaydın dedim. Günaydın dedi :
– Nasılsın anne.
– Nasıl olayım oğlu tarafından sikilmiş gibi.
– Yani ?
– Yani zevkten gebermiş ama kirli, ahlaksız.
– … .
– Babana sapık derken başıma gelene bak.
– Nasıl yani ?
Kolunu üzerime ayağınıda ayağımın üzerine attı. Sessiz ve sakin bir tonda konuşmaya başladı :

– Baban onunla yaparken bana hep seni hiç abilerin siktimi yok şu abin siktimi bu abin arkadan girdimi diye konuşur zevk alırdı.
– Nasıl yani dayılarımın seni düzdüğünü mü düşünürdü ?
– Evet. Hatırlarmısın esk**en bir adam vardı bize gidip gelirdi.
– Evet.
– Bir kerede beni sarhoş edip onun koynuna soktu.
– Siktimi adam seni.
– Hayır ama her yanımı elledi. Amımı yaladı.
– Ya babam.
– Sandalyede oturup bizi izledi.
– Sen git bu sebeplerden adamdan boşan sonrada oğlunun koynuna gir iş mi ?
– Ama anne…
– Boşverr hadi bakalım bin bana gece bir bok anlamadım birde gündüz gözüyle görelim senin aleti. Bende kaşınıyordum. Sende kaşıdın işte. Artık kocam da oğlumda sensin.

Zaten kalkmış olan yarağımı annemin amına sürtmeye başladım. Annem “ off hadi memelerimi em” dedi. Göğüslerini yalamaya başladım. Bir süre sonra annemin amı sulandı. Meme uçlarını emerken yavaşça içine kaydırdım. ”Evladım!!!” diye inledi annem. Geceki kadar ateşli değildik ama iyi sikişiyorduk. Yaklaşık yirmi dakika bu pozisyonda girip çıktım. Kimi zaman yavaşlıyor kimi zaman hızlanıyordum. Annemin götünü avuçladım. Sırtını iyice yere bastırıp ittirdim. ”Ahh anne attıracağım”. ”dur oğlum içime değil ayyyyyyyyyyyy patlat içime bende geliyorum!!!!!!”.

Annem bana zaten güvenli günlerinde olduğunu hamile kalmasının zor olduğunu anlattı. Zaten hiç gelmeye niyeti yokken amcığına fışkırtmam öyle bir zevke getirmişki onu o anda anında onunda beli gelmiş.

Bir insan annesiyle yattığında bundan sonraki seks yaşamı tek düze geçecek her seferinde annesinin üzerine çıkacak on beş dakikada işi bitirip uyuyacağını sanıyor. Bende öyle sanmıştım. Ama annemin buna hiçde niyeti olmadığını az sonra öğrenecektim.

Bana döndü :
– Amım çok kıllı değilmi ?
– Evet anne orman gibi kaç aydır kesmiyorsun… ?
– Çokk üşeniyorum… bana yardım edermisin ?
– Kesmeyemi tabi neden olmasın…

Annem klozete oturup bacaklarını iki yana doğru genişçe açtı. Traş köpüğüyle kıllarını iyice köpürttüm. Tüm kılların üstü bembeyaz köpük olmuştu. Annem traş bıçağını yaklaştırdığım sırada gülerek”amımı kesme lan sakın”dedi. Yukarıdan aşağı doğru tek hamlede indirdim. Yukarıdan aşağı bir jilet boyu kadar alan tertemiz olmuştu. Kıllar çok uzun olduğu için bıçağı sık sık yıkıyordum. Ben kestikçe annemin amı gün gibi ortaya çıkıyordu. Annemin amı nasıl ?Annemin amı bir kere genişti, dudakları hafif sarkmış, yaprak gibi kıvrılmıştı. Klitorisi iri ve biçimliydi.

Annemin kasıklarına kadar başımı kokmuş itinayla ince detaylarıda traşlıyordum. Annemin amı hoş bir ter kokusuyla birlikte sabun kokuyordu. Bir süre sonra işim bitmişti. Ilık su döküp duruladım, yıkadım. Ama sikimde dikilmişti. Annem bunu görünce eline alıp biraz okşadı. Ayaktaydım. Sikimi ağzına soktu. ”ohh anne” diyebildim. Köküne kadar yalıyordu. Annemi azğından sikeceğimi hiç ummamıştım. Annemse aşağılarda taşaklarımı sıvazlamakla meşguldü. Sonra taşaklarımıda yalamaya başladı. Daha sonra sikimin kafasını hafifçe ısırıp, vakumlamaya başladı. Çok dayanamayıp ağzına boşalmaya başladım. Ufalan sikimi ağzından çıkarttı. tıpkı porno filmlerde olduğu gibi dilini çıkartıp bana gösterdi. Dilinin üzeri ağzı döl doluydu. Suratını ekşitip hepsini yuttu.

Aradan neredeyse iki ay geçmişti. O iki ay boyunca annemle yanlızca telefonda görüşmüştük. O günden ve ertesinden hiç bahsetmemiştik.

Annemin altında…
Annem sabah telefon etti ve öğlen işyerimde olacağını söyledi. Öğlen geldiğinde annemde odamın kapısında öründü yemek yedik. Daha sonra kahvelerimizi alıp odama geçtik. Annemin altında klasik kesim keten kahve rengi bir etek. Üzerinde yine keten daha açık kahve bir gömlek vardı. ”Neler yapıyorsun bakalım” dedi. ”Ne olsun anne işte bildiğin gibi, sana hasretim bir tek” diye cevap verdim. ”Özledin mi beni ?”. ”Evet çok özledim anneciğim””Tabii, benim gibi annesi olsa herkes özler, anasını satayım önceden haftada bir aradın şimdi iki günde bir arıyorsun”. Annem kahvesinden bir yudum daha aldı. ”Nasıl idare ediyorsun 31 ‘ mi çekiyorsun”. ”Valla anne iki aydır elimi bile sürmedim, en son seninle işte, ya sen ne yapıyorsun”dedim. ”Bende öyle”. ”Azgınsın o zaman””Evet tıpkı senin gibi. ”Ya anne ne yapacağız otele falanmı gitsek ne yapsak””Bilmiyorum, olmassa gideriz ama bu gece abinlerdeyim sende gel görüşelim, o işi haftaya yaparız””offff dayanamam ben”.

O anda aklıma azgınlıktan işi odamda bile bitirebileceğimiz aklıma geldi. İşyeri öğlen olduğu için tenhaydı. Ama her an biri gelebilirdi. Bu çok riskli oldurdu. Sordum :
– Ne giydin içine ?
– Beyaz dantellileri…
– Ohhh…

Anneme gelsene diyerek odanın kenarına çektim. İkimizde ayaktaydık. Eteğinin havalandırıp ellerimi kalçalarına attım, okşamaya başladım. Sıkıyordum. Pürüzsüz, yumuşak, etli kalçaları avuçlarımdaydı. Külodunun dantellerini hissediyordum. Hastayım senin şu kalçalarına dedim. götçü’sün yani dedi. Ohh evet götçüyüm. Birazda amını okşadım. Hemen sulanmış ıslanmıştı. Kimse gelmeden yerimize oturduk.

Akşam abimlerde her zamanki gibi yemek yenildi. biraz sohbet edildi ve tv izlendi. Tam sevdiğimiz bir dizi başlamıştıki. Kapı çalındı. Abim camdan baktığında bize döndü.
– Babam.
Annem panik oldu :
– Amannn hayatta görmek istemiyorum.

Babam benide bu gece mesaide sanıyordu. İkimizde abimlerin yatak odasına geçtik. Buzlu camlı kapıyı sıkı sıkıya kapatıp, anahtarını çevirdimArdından otomatın, bir süre sonra da babamın sesi duyuldu. Oturma odasına geçtiler. Sohbet sesleri az da olsa duyuluyordu.

Annem:
– 2 saatte gitmez şimdi bu dedi.

Karanlıktaydık. Babamların evden çıkmak için bu kapının önünden geçmeleri gerekiyordu. Benim yüzüm kapıya dönüktü. Karaltılarını görebilirdim.

Elimi annemin amına attım. Ne yapıyorsun diyecek oldu. Ama sesini çıkartamadı. Yatağın kenarındaydık. Yat diye fısıldadım. Sırt üstü uzandı, ayakları yere değiyordu. Bacaklarının arasına geçip. Dizlerimin üstüne çöktüm. Karanlıkta parlayan beyaz külodunu kalçalarını hafifçe havalandırıp çıkardım. Çıkardığım külodu annemin eline tutuşturdum. Eteğini yukarı doğru sıyırdım. Amcığı karşımdaydı. İştahla yalamaya başladım. Hoş bir tadı vardı. güzel kokuyordu. Bir süre sonra vıcık vıcık oldu. Dilimi bir organ gibi kullanıp. İçine sokup çıkartıyor, klitorisini emiyor ; ısırıyordum. Annem bir eliyle kafamı kasıklarına bastırıyor. Diğer eliylede çığlık atmamak için kendi külodunu ağzına tutuyordu. Ellerimi iki yanına koyup yükseldim. Annemin genişlemiş amcığına soktum, girip çıkmaya başladım. Annem altımda kıvranıyordu.

Salonda babam, abim ve yengem otururken ben abimlerin yatak odasında annemi düzüyordum. Bir ara sesler salona gidecek diye yavaşladım. Neyse ki yatak kaliteliydi ki tek ses çıkmıyordu. Hızlanmaya başladım. Bir yandan annemin memelerini emiyor öte yandan göt deliğini okşuyordum. Annem zevkten çarşafları çekiştiriyordu.

Bir süre sobra salondan sesler gelmeye başladı. Babam kalkıyordu. Annemin içinden çıkmak için hamle yaptım. Annem ise bacaklarını bacaklarıma doladı ve amcığını sikime doğru ittirdi. Diğer bir yandan elleriyle kalçalarımı kendine bastırdı. Derin bir kasılma ve titremeyle boynuma dolandı.

Annemin kulağına eğilip…
Abimler ve babam tam kapının önündeydi. Karaltılarını görüyor, seslerini duyuyordum. Annemin bastırmasına dayanamayıp bende içine boşalmaya başladım. Annem sırt üstü yığılıp kaldı, kolları iki yana düştü, işi bitmişti. Bir kaç saniye sonra bende bitirdim. Hızlıca kalktım. Şortumu çektim. Annem eteğini çekiştirip, külodunu elime tutuşturdu. O an ki panikle külodu cebime soktum. Kapı tıklatıldı, yengemin sesini duyduk. Gitti dedi. Soluğumuz yerine gelmişti. Ama az kalsın yakalanıyorduk. Annem kıpkırmızıydı.

Bir kaç espri, konuşma geçistirmiştik. Annemin kulağına eğilip :”Yine içine boşaldım, başımıza bir iş gelecek” dedim. O ise : “Yok be oğlum ilişkiye girdiğimiz günden sonra doğum kontrol hapı kullanmaya başladım. ” dedi. Derin bir nefes almıştım.

Gece oldu ve yatma vakti geldi. Bize yine aynı odada yatak ayarlamışlardı. Ben önce yattım annem pijamasını giyip gelmişti. Yanıma yatınca elimi baldırlarına attım. Elimi ittirdi. Sikişmeyecekmiyiz diye sordum. Herkesin uyumasını beklememi söyledi. Yorgunluktan uyuya kalmışım. Ne kadar uyudum bilmiyorum. Sikimin okşanması hissiyle gözlerimi araladım. Annem yarağımı eline almış sıvazlıyordu. Uzun uzun öpüştük. Dudaklarını dilini emdim. Elimi bacak arasına attığımda pijamasını ve külodunu çıkardığını fark ettim. Kayısı gibi amcığı elime gelmişti. Saate baktım dördü geçiyordu. Aşağı kaydı, şortumu çıkarıp sikimi ağzına aldı.

İnsan annesini hiç o halde düşünmediğindenmidir nedir ? Ağzının mahareti karşısında hayrete düşüyor, annemin yalamak konusunda bir orospudan aşağı kalır hiçbir tarafı yoktu. vucudmu emerek ykarıya çıktı. yarağımı amına sokacaktıki kulağına fısıldadım :
“Götten girmek istiyorum”, “ Olmaz!!!”, “ Neden ? “, “Hem abinlerdeyiz hemde ne zamandır almadım arkadan”, “Ne farkeder sana girmemi istemiyormusun”, “ Ohhh evet oğlum ama önden yap hadi”, “Anneciğim yarağımı köküne kadar göt deliğine sokmak istiyorum” “ Ohhhhh çıldırtma beni”. Usulca kıçını bana döndü. ama önce parmağınla alıştır dedi. göt deliği küçücük ve pütürlüydü. Parmak uçlarımla alıştırmaya başladım. İşaret parmağımın birazını sokunca kasıldı.

Biraz daha ittirdim. Yatağı parçalayacakmış gibi sıktı : “arrggghhh oğlum!!!! yapamayacağım çok acıyor”, “ Hadi anneciğim alırsın, gevşe biraz rahat bırak kendini”. Kasılması hafifçe geçti, kalçalarını okşayıp, gevşe diye fısıldadım. Sikimi deliğine dayamıştım. Kafası girince gerisi ağır ağır içine kaydı. Annem “ohhhhh girdin götüme “ diye inledi. Annemin topaç gibi götüne saydırmaya başladım. Daracık göt deliği sikimi sarmıştı. Kısa sürede gelecek duruma gelmiştim. ”Ohhh anne harika bir götün var, ohhhh ohhhh aahhımmmm geleceğim ben sende gelebilirmisin”, “ ahhhh götten gelemem ben oğlum sen gel çok acıyor… ”, “Ohhh anamın götünü sikiyorum, oaahhıhhh anacığım ne güzel götün var ohhh siktim götünü ahhhh ohhh geliyoooooooorumm… ne göt varmış sende orospu!!!!”. Döllerimin tamamını arka deliğe akıttıktan sonra. Annemin amcığını yarım saat kadar yaladım, o da boşaldı.

Annemle görüşemediğimiz dönemde sık sık Erotik telefon görüşmeleri yapıyorduk. Yatağıma uzanmış annemle sohbet ediyordum. Konuşmamızın geneli bizim karı koca olmadığımız bu sebeple bir karı ve kocanın arasında asgari ölçüde bulunması gereken kıskanma, evlilik ahlakı gibi olayların bizim aramızda olmadığı istediğimiz fanteziyi gerçekleştirebileceğimiz yönündeydi. Anneme bana fantezilerini anlatmasını ve bunları uygulayabileceğimizi söylemiştim. Annem :

– Tabi oğlum yaa her kadın gibi benimde fantezilerim var ama zaten seninle bir ilişkim var ve bu bile bana fazla aslında. Yani ne bileyim bu zevk, seks deryası içinde kaybolup gitmek, iyice ahlaki değerlerden kopmak istemiyorum açıkçası.

Saatlerce bunun hakkında konuştuk neticede sınırlamaya karar verdik. Sadece bir kereye mahsus üç fantezi gerçekleştirecek, bunu sadece ilerki sevişmelerimizde hatırlayıp zevk almak için yapacaktık. Konuşmaya başladık. Anlat bakalım dedi :
– Hayır yaa, sen söyle önce anne.
– Olmaz sen söyle…
– Lütfen sen başla…
– Oğlum utanırım sen aklındakini söyle ben olur olmaz diyeyim.
– Off peki ne bileyim yani… işte başka birisiyle, yani başka bir erkekle yapman.
– Nasıl sen ve başka bir erkek mi.
– Hayır sadece o yapacak ben izleyeceğim.
– Gizlice ?
– Hayır açık açık. Sandalyede oturarak.
– Hımmmm hatta beni nasıl düzeceğini sen söylersin şöyle yap böyle yap diye.
– Gittimi hoşuna ?
– Ohh evet, ıslandım. Peki bu beni düzecek adam zenci olsa ?
– Evet… olur.
– Bulabilirmiyiz zenci ?
– Sanırım. Elde var bir sende sıra.
– Evet ben birde hep şeyi düşünürdüm. Sen aslında özellikle o yüzden tahrik ederdim. Bana tecavüz ettiğini.
– Seni zorla siktiğimi mi?
– Evet. Buda iki olsun.
– Gelelim üçe.
– Üçde benim sırrım olsun.
– Tamam anne sen bilirsin.

Bir hafta sonu kararlaştırdığımız ilk fantezi için buluştuk. Oturduğumuz yerden çok uzak semtteki barlara gidecek ve bir adam bulacaktık. İş otelde bitecekti. Anneme baktım akşam çıktığımızda bu kot ve tişörtle olmaz dedim. Sana seksi iç çamaşırları ve kıyafetler almalıyız dedim. Annem buna sevindi : “Evet oğlum bana iç çamaşırı beğen, zaten açık saçık giyinmek hep hayalimdi biliyorsun baban hiç izin vermezdi”

Zaten kalçaların küçük…
Çok büyük ve yine bizi kimsenin tanımayacağı bir alışveriş merkezine gittik. Bir biri ardına dizilmiş mağazalardan oldukça iyi bir iç çamaşı mağazasına girdik. İçeride biri yaşlı üçü genç kız dört kadın vardı. Bize doğru yakşalana annem iç çamaşırı bakacaktık dedi. kız ne tür bir şey bakmıştınız diye sordu. Modellerinizi görebilirmiyim diye sordu. kız annemi dükyanın öteki tarafına doğru götürdü. Ben mayaolara bakıyordum. Annem yüksek sesle seslendi : “ Oğlum baksana”. Bende yine dördünün duyacağı bir şekilde : “Efendim anne” “ Gel bak şu modellere”. Bizim anne oğul olduğumuzu anlamalarını istiyorduk. Bu bize ayrı bir zevk ve heyecan veriyordu. Satıcı kızın suratı bir tuhaf olmuştu. Annem ne dersin şu güzelmi diye kırmızı dantelli bir külot gösterdi. Burun kıvırdım.

– Ya anne bunlar iyi değil. String olsun. Dantelli olursa aa birde mor renk bence mükemmel olur.

Satıcı kız mor üzeri dantelli yer yer trasparan bir külot getirdi. Satıcı kıza baktım. Yanlız en küçük boy olsun lütfen dedim. Annem:”oğlum öyle sıkar dedi”, “ zaten kalçaların küçük külotta kalçalarından biraz küçük olursa daha dolgun ve iri durur”

Diğer kadınlarda kulak kabartmışlardı. Biz neydik anne oğul gibi gezinen olgun kadın ve onun jigolosumu, rahat modern bir ailemi, geniş meşrepli arsız iki kişimi ; sanırım en son akıllarına gelecek şey benim annemi siktiğim di. Evet onlar bilmiyordu ama şu gördüğünüz ufak tefek kadın benim annem, ve ben onu amından, götünden, ağzından defalarca siktim. Artık o kadar çok sikiştik ki fantezi arıyoruz. Ve siz sevgili satıcı bayanlar istemeyerek de olsa bu fanteziye hizmet ediyorsunuz.

Sarışın satıcı kıza baktım. Uzun boylu ve güzeldi. Altında dar bir tayt vardı. İçindeki kıçına kaçan külot belli belirsizdi. İri, dolgun çıkık kalçalarına baktım. İnsanın böyke bir afetle seks yapmak istememesine imkan yoktu. Acaba abisi yada erkek kardeşi varmıydı. Onlarda her gün gördükleri şu kalçalar, diri göğüslere benim baktığım gibi, kendilerine itiraf edemeselerde, bakıyorlarmıydı. Yada babası annesine binerken, hala bir seks hayatları varsa, bir an bile kızının götü gözünün önüne gelmiyormuydu. Bence kim olursa olsun bu kıza baktığında kaldırırdı. Aileden biri olsa bile.

Annemin sesiyle irkildim.
– Oğlum bakarmısın ?
– Efendim Anne ? Tamam geliyorum.

Annem kabinin perdesinden kafasını uzatmış beni çağırıyordu. Kabinin perdesinden kafamı içeri uzattım. Annem kabinde çırılçıplak soyunmuştu. Altına avuç kadar külodu giymişti. Külot amına iyice yapışmış yarığını meydana çıkarmıştı. Annemin çıplak meme uçlarına baktım dut gibi irileşmişti. Arkasını döndü. İnce ip götünün içinde kaybolmuştu. Kalçalarını ikiye aralayıp neredeyse göt deliğine girmiş mor dantelli ipi gösterdi.

Eğer zevkin ne olduğunu öğrenmek istiyorsanız bir iç çamaşırı dükkanına gidip annenizi çırılçıplak bir kabine sokun el kadar bir külot giydirip seyredin. ”ohhh orospu” diye fısıldadım.

Beş dakika sonra annem kabinden çıktı. Külodu masaya koydu. ”Bunu alalım”. Satıcı kız sütyen düşünürmüsünüz diye sordu, annem kafa sallayıp hayır dedi. O küçücük şeye dünyanın parasını ödedik.

Oradan çıkıp kıyafet reyonlarına baktık. Girdiğimiz bir mağazdan anneme dizinin neredeyse bir karış üstünde pileli bir etek aldık, annem oturduğunda baldırlarının üst kısmı meydana çıkıyor, bacaklarını hafifçe araladığında apış arası görünüyordu. Annem kabinde altına daracık mor külodunu giydi. Birde askılıklı hafif bol bir body aldık. Kabinin içinde anneme baktığımda altında eteği, sütyensiz bol body’siyle seks filminden fırlamış gibi görünüyordu. Pahalı kıyafetlerle ucuz bir orospu gibi görünüyordu. Hepsini paket yaptırdık.

Bu gece anname kayacak…
Gece barlar sokağına girdiğimizde bakan dönüp bir daha bakıyordu. Annem bana nereye gideceğimizi sordu. Bende reggy müzik çalınan zencilerin çokça olduğu bir bara gideceğimizi söyledim. Barın kapısından geçtik. İçerisi her zamanki gibi afrikalı kaynıyordu. Çalan benim pek hoşuma gitmeyen reggy müziği konuşmayı nerdeyse imkansız hale getirirken, insanlar yinede sohbet etmeye çalışıyordu. İçerisi oldukça karanlıktı. Ortalıkta gezinen kırmızı, mavi, sarı ışıklar sürekli yer değiştiriyordu. Annem bara oturup bacak bacak üstüne attı. Bir kaç göz hemen üzerinde toplanmıştı. Bu gece anneme kayacak birini bulmak hiç de zor olmayacak gibi görünüyordu.

Vakit ilerleyip biz içkileri peşi sıra içerken, ortam iyice ısınmış, kalabalıklaşmıştı. Hızlanan müzikle birlikte annem kalkıp kalabalığın arasında dans etmeye başladı. Annem sallandıkça birbirine değen göğüsleri hafifçe eğildiğinde meydana çıkıyordu. Önce çekine çekine ona yaklaşanlar pervasız tavırları nedeniyle cesaret almıştı. Bir süre sonra annem iki üç tane zencinin arasında kaldı. Zencilerden biri anneme iyice sokuldu. İri yapılı ve kaslıydı. Annem ellerini adamın beline doladı. Zenci hemen tepki verdi. Elini annemin kalçasının biraz üstüme attı. Annem kasıklarını adamın bacağına yasladı. Zenci bundan cesaret alıp annemin götünü avuçladı. Annem memelerini adama sürtüyordu. Müziğin ritmi eşliğinde ileri geri hareket ederken. Resmen sikişiyor gibiydiler. Zaten az sonra öpüşmeye başladılar. Annem adamın dudaklarını emiyor dilini yalıyordu. Adam annemi elinden tutup kuytu bir köşeye götürdü.

Annem zenciyle barın karanlık bir köşesine oturmuştu. Zenci elini annemin bacaklarına attı. Siyah iri elleri annemin süt gibi beyaz baldırlarını yoğuruyordu. Annem ise pantolonunun üzerinden adamın organını sıkmakla meşguldü. Zenci etrafına şöyle bir bakındı. Bu underground ortamda kimse kimseyle ilgilenmiyordu. Ve elini annemin eteğinin içine attı. Annem zevk içinde kasıldı. Annem benim rahatça görmem için bacaklarını aralayınca eteği iyice sıyrıldı. Adam annemin külodunu kenara çekiştirmiş üç parmağını birden annemin amına sokup sokup çıkarıyordu.

Zamanı gelmişti. Yanlarına yaklaştım. Adam git başımızdan der gibi baktı. Annem ingilizce o benim oğlum dedi. Adamın surat ifadesi birden değişti. Adama annemi sikmek isteyip istemeyeceğini sordum. İsterim dedi. otele gitmeyi teklif ettik. Zenci ise önce ıslak parmaklarına dilini değdirdi annemin amının çok tatlı olduğunu söyledi. Adam ona gitmemizi istiyordu.
Ne kadar süre konuştuk bilmiyorum. Adam nedense çekinmişti. Bilmediği bir yere gitmek istemiyor hatta korkuyordu. Razı edemeyeceğimizi anlayınca. Başka adam mı yok diyerek kalkıp gitti..

Annem başka bir zenciyle daha yakınlaştı ama ardından hemen uzaklaştı. Ne oldu diye sordum. Adam ter kokuyordu dedi. Bu arada diğer zenci arkadaşlarına bizi gösterip bir şeyler anlatıyordu. Üç dört zencinin bakışları üzerimizde toplanınca tedirgin olduk. Ortam tehlikeli bir hale bürünmüştü. Bu zencilerin içinde çeşit çeşit adam vardı uyuşturucu satan, kadın satan esrarkeş eroinman. Böyle birine çatmaya ve başımızın belaya girmesine imkan vermeden oradan hızla çıktık.

Taksiye atlayıp başka bir semtteki. Dinleti müziği yapan, kırmızı loş ışıklı bir bara girdik. Burası daha çok sohbet etmek isteyenlerin seçtiği bir bardı. İçeri birlikte girdik ama ben bara annem tek başına bir masaya oturdu.

İçeride genelde çiftler vardı. Birkaç tane bayan bir ik**e adam. Tabi ki yabancı ve zenci hiç yoktu. Annemin karşısına sarışına çalan uzun boylu bir adam oturdu. Annem bara benim yanıma doğru yürüdü. Boyu kısa olduğundan hafifçe yükselip barmene seslendi. Kalçaları dışa doğru çıkmış, eteği havalanmış neredeyse kalçalarının hizasına gelmişti. Eğildiği için memeleri olduğu gibi görünüyordu. Barmen geldi içkiyi doldurdu. Annemin memelerini süzdükten sonra arkasından götüne doğru baktı. Annem masaya döndükten sonra kendine bakan adama doğru bacaklarını araladı. Adam annemin amına yapışmış külodunu olduğu gibi görüyordu. Adam gereksiz bir cesaretsizlikle anneme yaklaşamıyordu. Annem bir sigara yakınca. Anneme doğru eğilip sigarasını yaktı. Bir süre konuştular. Annem bir ara beni işaret etti.

Adam biraz ürkek tavırlarla yanıma yaklaştı : ”Afedersiniz”, “Ne vardı”, “Şuradaki bayanla konuştum, bu geceyi onunla geçirebilmek için sizinle konuşmam gerektiğini söyledi”. Adama “nasıl iyi sikebilirmisin ? “ diye sormayı düşünürken adam şok olacağım bir cümle sarf etti. ”Saati ne kadar ?”. Adam annemi orospu benide pezevengi sanmıştı. Bozuntuya vermedim : ”Yaparız sana birşeyler, standart fiyat 100 dolar”, “Saati mi ?”, “Geceliği artı otel masrafı”, ”Peki nasıl muameleli mi ?, iyimidir yatakta”, “İstediğin gibi kullan önden, ağzından ; arkadan bin, baksana ufak tefek hatun evir çevir geçir”, “Tamam uygundur”. Adamın fiyatı çok ucuz bulduğunu sezmiştim.

“Yalnız fiyatın bu kadar uygun olmasının şartı var”, “ Nedir ? “, “İşi yaparken bende odada olacağım”. Bir süre düşünüp peki dedi. Dışarı çıkıp taksi çağırmasını istedim. Annemle çıkarken merakla fısıldadı : “Ne konuştunuz ?”. Cevap verdim”Seni o adama bu geceliğine sattım”. Annem ise bana amının sulandığını söyledi.

Oldukça lüks olan otel odasında. Ben, annem ve adam vardık. Çift kişilik yatağın yanına bir sandalye çekip oturdum. Annem yatağa oturdu. Adam bana dönüp “Buradamı oturacaksın”, “… ”.

Annem adamı yatağa yatırıp…
Annem adamın elinden tuttu memelerini okşatmaya başladı diğer yandan eteğinin altından külodunu çıkarıp adama koklattı. Baştan çıkan adam gerildi. Annem adamı yatağa yatırıp pantolonunu ve külodunu çıkardı. Adam yarım sertleşmişti. Bu haliyle bile siki hayvan siki gibiydi. Annem ağzına aldı. Yukarı aşağı emerken diğer yandan adamın taşaklarını sıkıyordu.

Bir süre sonra adamın devasa yarağı annemin küçük ağzına sığmayacak hale geldi. Annem yarağı ısırmaya başladı. Kafasını emiyor gövdesinde dilini gezidiyordu.

Ben ise diplerindeki sandalyeye oturmuş adamın annemi sikişini izliyor pantolonumun üstünden sikimi sıkıyordum. Annem adamın taşaklarını emmeye başladı. Sarı tüylü taşakların kıllarını emiyor çekiştiriyordu. Bir ara adam annemin ağzına neredeyse tamamen soktu.

Annem “arggghhhhhhh” diye inledi. Ağzından çıkınca ”oohh boğazıma girdi ”. Adamla annem çırılçıplak kalmış çılgın gibi sevişiyorlardı. Annemin bacaklarını aralayıp yarağını tek hamlede sırılsıklam olmuş amcığına köküne kadar yerleştirdi.

Annem çığlığı bastı. ”oooooohhhhhhhhhhh harika!!!!!!!!!!”. Bende fermuarımı çözmüş sikimi okşamaya başlamıştım. Damarlı, uzun ve kalın yarağı annemin amında bir görünüyor. Sonrada yarığın içinde kayboluyordu. Adamın sadece hızlı ve keskin soluğu duyuluyordu.

Annem ise :
– ohhhh, hımmmm…
– evetttt geçirr işte böyle ohhh evevvtt ııııhhh ıhhhhhhh ahhh daha hızlı…
– sağa kay biraz ahhh canım yanıyor eve şimdi iyi geçirrrr
– ohhh uuhhhhhhmmmmmm hayvannn ohhh hayvan gibisinn,
– sik beniii ohhh offffffff.

Küçük kalçaları yarağın üzerinde yukarı aşağı inip kalkıyor, arasıra sağa sola çeviriyordu. ”Geliyorummmmm, geliyorummm” diye inledi. Annem sarsılarak boşalmaya başladı. Adamda bir hareket yoktu anamı hayvan gibi sikmeye devam ediyordu. Annem “durma sakın durma sik beni diye inledi”.

Annemin am sularına bulanmış yarağını amdan çıkarıp ağzına verdi. Annem şimdi tekrar yalıyordu. Evet zenciye niyet etmiştik ama bu adam çok daha iyidi. Annem yarağı kavradığı gibi memelerinin arasına sıkıştırdı.

Şimdi göğüslerinin arasında gidip geliyordu. İri yarak annemin yuvarlak memelerini sıkıltırdıkça dışarı taşıyor, sağa sola çarpıyordu. Adam annemi yan çevirip iki bacak arasına girdi. O pozisyonda yerleştirdi.

Annem “oooohhhhhhhh”. Herif geçirdikçe lap lap diye diye ses çıkıyor annemin başta kalçaları tüm vucudu titriyordu. Annemin her yanı uyuşmuş gözleri kapanmıştı. Adam saydırmaya başladı. Annem bağırdı “ohhhhhhhh geçir erkeğimmmmmm”.

Adam bu kez annemi domalttı annemin saat gibi atan göt deliğine kafasını dayadı. Annem inledi “çok iri alamam”. Adam “Orospulukta alamam varmı fahişe” diye inleyip. Köküne kadar geçirdi. ”Ahhhhrrrrgggggggggg”. Ben kasılmış ve kendimden geçmiş bir halde annemin düzülüşünü izliyordum. Adam annemi kelimenin tam anlamıyla sikiyordu.

Annem çığlık atarak…
Annemin acı çığlıkları ohhlara harikalara geçirlere dönmüştü. Annem domalmaktan yorulmuş olacakki Adamın yarağı götünden çıkmadan yüz üstü uzandı. Adam yine hızlandı. Tam bir azgın boğa gibiydi.

Yatağa sırt üstü uzandı, annemin sırtını kendine doğru çevirdi. Annemin arkası adamın yüzüne dönüktü, o vaziyette sikinin üzerine oturdu. Adamın siki annemin amına tersten girmişti. Adam bir yandan annemin kalçalarını tokatlıyor diğer yandan annemin göt deliğini parmaklıyordu. Annem çığlık atarak bir kez daha geldi. Adamında dayanacak takati kalmamıştı. Sikini çekti ve annemin suratına boşaldı. Tazzikli fışkırtıyordu.

Bende dayanamayıp annemin suratına attırmaya başladım. Annemin yüzü döl içinde kalmıştı. Gülmeye başladı dilini dudaklarında şöyle bir gezdirip yalayabildiği kadar döl yuttu.

Annemin ilk ve son kez yabancı bir erkekle sikiştiği o gün ilerki sevişmelerimizde bize derin bir fantezi dünyasının kapılarını açmıştı. Aradan bir kaç hafta geçmişti. Annemle karşı tarafta oturan bir akrabamızın çocuğunun sünnet düğününe gitmek için buluşmuştuk.

Siyah rugan ayakkabıları, süper ince siyah naylon çorabı, diz hizasında siyah düz kesim eteği, beyaz gömleği, boynundaki sade gümüş kolyesi, düz taranmış saçları ve hafif makyajıyla annem bir memur edasıyla düğüne gitmeye hazırdı. Pek vaktimiz kalmamıştı. Acilen çıkmamız gerekiyordu. Bende takım giymiştim. Annem ayakkabısınının ilmeğini takmak için eğildiğinde elimi kalçasına attım. Elimi tutup çekti. ”Şişşt yaramazlık yok, biliyorsun çok az vaktimiz kaldı acele etmeliyiz, kuzeninin sünnetine geç kalırsak çok ayıp ederiz, kaç gün önceden haber verdiler.”

Annem fantezi yapmak istediğimi…
Elimi bacağına attım. Elimi yine hafifçe çekti. Onu kızdırmak istiyordum. Bilerek hoşuna gitmeyecek şeyler söylemeye başladım. ”Biliyormusun anne dayımın karısının götüne hastayım, dibine kadar geçirmek isterdim ona”, “Oğlum !”, “Ne var anne asıl ya kızı ohh aynı annesi gibi küçücük ama ne koyulur ona biliyormusun”, “Terbiyesizlik etmede yürü”, elimi annemin memelerine attıp sıktım “Ne dersin anne amı kıllımıdır daha bu yaşta”, annemin sinir kafasına çıkmıştı önce elbisemi buruşturuyorsun diye çıkıştı, susmadım kulağına fısıldadım “ohhh üçünüzü aynı yatakta sikmek isterdim”, “Oğlum!!! bunları baştan konuşmuştuk, sen sapıklığı ele almak istiyorsun anlaşılan sesini kes yürü!!!”.

Hırsla elini kapının koluna attı. Elini sıkıca kavrayıp geri çektim. Bana doğru hışımla döndü. O anda anneme bir tokat yapıştırdım. Savruldu, çamaşırlığın dibine geçti. Eteği bacaklarından sıyrılmış baldırları meydana çıkmıştı. ”Ne yapıyorsun” diye haykırdı. ”Orospu altımda inlerken böyle demiyordun ama“ ”Ne yapıyorsun sen ya delirdinmi” ”Ne mi yapıyorum o dar amına geçireceğim, sikeceğim seni kancık!!!”. Annem fantezi yapmak istediğimi anlamıştı. ”Oğlumm şimdi fantezinin sırası değil geç kalacağız ayıp olacak”. ”Siktir orospu fanteziymiş oğlunum ulan ben senin insan hiç öz oğluna siktirirmi kendini, yarrak hastası fahişe, senin gibi annenin götüne koyayım ben”. Annemi saçından ve kolundan sürekleyip, hafif hafif tekmeleyerek yatağa yatırdım. Çırpınıyordu ağzının üstüne bir iki tokat daha geçirdim. Ellerimle gömleğini iki yakasından tutup, ikiye ayırdım bütün düğmeleri kopmuştu.

Memelerinden biri kırmızı sütyeninden dışarı fırladı. Sağ dizimi omuzuna bastırıp sütyenini çekip kopardım. Sırtını çevirdim annemin gücü tükenmişti sağ bileğinden sütyeniyle yatağa bağladım. Kravatımı çıkartıp diğer elinide kravatımla bağladım. Üst kısmı tamamen çıplaktı. Altında eteği, çorapları ve ayakkabıları duruyordu.

Eteğini beline sıyırdım. Altında g-strig dantelli kırmızı külodu vardı. Çekip çıkarrtım. İki yana çektiğimde kolayca koptu. Annemin sırtına çıkıp dantelli amına ve götüne gelen kısımları ağzına gelecek şekilde annemin ağzını bağladım kenarlarını birbirine düğümledim. Süt beyazı kalçaları ve kıllı amı karşımdaydı. Kıllarını okşamaya başladım :

– Oropu neden kesmiyorsun bu kılları, ohhh çok uzamışlar ama.

Birşeyler mırıldandı ama ağzı bağlı olduğundan bir şey anlaşılmıyordu. Sikimi göt deliğine sürtmeye başladı. Kafasını istemiyormuş gibi iki yana salladı. Kuru kuruya götüne soktum. Çok zorlanmıştım. Zor giriyordu götüne. Annem çığlığı bastı.

Annemi saatlerce bağlı tuttum o yatakta bağlıyken ben televiyon izliyor yemek yiyordum. Sikim kalkınca tekrar sikiyordum. sabaha kadar defalarca tecavüz ettim.
Sabaha karşı annemi çözdüm. Annem bitkin bir halde bana baktı ve sarıldı. Dudaklarıma bir öpücük kondurup canım oğlumm harikaydın diye fısıldadı.

Sonbahar gelmişti. Kısalan sadece günler değil yaşamımız içinde kendimize ayırdığımız paydı da aynı zamanda. Kış yaklaştığında kendimizi daha çok işimize veriyor. arzularımızdan ve tutkularımızdan uzaklaşıyorduk. Oysa ki farkedenler için sonbaharın daha yakıcı, tuzlu, bir tadı vardır.

Daha küçük bir çocukken resim kağıdına yarım yamalak çizdiğim, özensizce boyadığım resimler, ünlü bir yazarın oldukça kalın kitabında tasvirlediği, bir şarkıda ; şiirde anlatılanlar gibi değildi sonbahar.

Belki sonbaharda ağaçların yaprakları dökülür, çöpçüler onları süpürür diye anlatıldığı için o dikdörtgen resim kağıdına hiç görmediğim birşeyleri çiziktiriyordum, yazar kendini çok derinden etkileyen bir aşk yaşadığı için ve bu aşk sonbahara denk geldiği için öyle tasvirlemişti, yazılan o şarkı ve şiirler kafiye olsun diye yazılmıştı.

Bence sonbahar üzerine yapılan hiçbir anlatım, tasvir, yazın sonbaharın kendisinden daha gerçek olamaz.

İşte benim sonbaharım böyleydi.

Annem hava soğudu diye hayıflandı. Kafamı salladım. Ayağa kalktım. Bana dönüp çayını bitirmedin nereye gidiyorsun diye sordu. Bitireceğim dedim, sıkıştım sadece ; Aynanın karşısına geçip kirli sakalıma baktım. Üzerimde pijamam vardı. Daha henüz girmiştim ki annem peşimden geldi. Ne var dedim. Güldü bende sıkıştım dedi.

Ağzı çişimle dolmuş…
Yanıma doğru geçip elini pijamamın içine sokup henüz küçük olan sikimi eline aldı. Biraz sıktı. Ellerini taşşaklarıma kaydırdı. aletim hemen hareketlenmiş. Yarım kalkık hale gelmişti. Kolzetin yanına diz çöktü. Ağzına alacağını düşündüm, yapma çişim var dedim. İyi ya dedi. ”Hadi ağzıma işe!!!”. Sikim kalkmıştı. Çok hoşuma giderdi ama kalkıkken yapamam dedim. Bir süre bekledik. Tekrar yumşamıştı. Annem bir eliyle taşaklarımı sıvazlıyor diğer eliyle sikimi aşağı yukarı çekiştiriyordu. Bir taraftanda küçükken yaptığı gibi çişimi yapabilmem için “çişşşşşş, çişşşşşşş” diye bir ses çıkartıyordu.

Çok sıkışmış olduğumdan önce birkaç damla ardından tazzikle işemeye başladım. Annem önce bir kahkaha attı. Ardından : “ohhhhh evetttt işe hadi” diye fısıldadı. Ağzını sonuna kadar açmıştı. Ağzı sarı ve sıcak çimle dolmuş taşıyordu. Taşan çiş dudaklarından süzülüp giyinik olduğundan pembe trikosunun üzerine boşalıyordu. Kafasını eğip ağzındaki tüm çişi üzerine boşalttı. Sikimi yüzüne tuttu. Suratına işiyordum. Boynuna, yanaklarına, çenesine ; altındaki taytı bir çırpıda çıkarttı. Benide soymuştu. Banyo halısının üzerine uzandım amını tam göğsümün hizasına getirdi. Tısssss diye bir ses duydum.

Tazzikler göğsümden başlayıp, yarağıma kadar işedi. O ekşi sıcaklık karşısında ürpermiştim. Yarağımın üzerine işiyordu. Çişi bitince çişli sikimi amcığına soktu. Her tarfımız çiş içindeydi ve sikişiyorduk. Ohhh anneciğim diye inledim. Yarağım amına girip çıktıkça. Çişlerimiz birbirine karışıyordu. Hiç umursamadan öpüşmeye başladık. Çişli ağzını emiyordum. Diğer bir taraftanda götünü parmaklamaya başlamıştım. Hırıltıyla karışık inliyordu. Memelerini ısırdım. Ayağa kalktık annemi kucağıma almış. Kucağımda geçiriyordum. Boynuma asılmıştı. Yarağımın üzerinde zıplatıyordum. Annemin yarığına girip çıkan yarağım köküne kadar giriyordu. Annemi tam küvetin kenarına domalttım.

Amından çekip çıkarttığım sikimi küçük deliğine yaslayıp ittirdim. Annemin kolları küvetin içindeydi zeminden destek alıyordu. götü havalanmıştı. Ellerimle kalçalarını sıkı sıkıya yakalamış ata biner gibi biniyordum anneme. göt deliği dar ve sıkıydı. Çok fazla götten yemediğinden taze kalmıştı. Ohh anne götün harika diye inledim. Vur vur daha sert vur diye çığlık attı. Dibine kadar geçirip fışkırtmaya başladım. Annem benim işim bitmedi diye fısıldadı klozete oturup bacaklarını aralayarak küvete dayadı Yalamaya başladım ekşi ama güzel bir tadı vardı. Yalıyordum yalıyordum bir türlü gelmiyordu. Uzun süre yaladım nihayet annem titreyerek geldi.

Güzel bir banyo yaptık. İyice temizlendik. Sonrada yatağa geçip sikişmedik ama bir süre seviştik. Uykuyla uyanıklık arasında gidip geliyordum. Açık pencereden içeri dolan rüzgar tenimizde geziniyordu. İçeriye kış güneşi dolmuştu.

Annem ayağa kalktı. Mor tülden geceliğinden tüm vucudu ortaya çıkmıştı. Vucuduna güneş ışığı vurmuştu. Kafamı kaldırıp şöyle bir baktım. O benim annemdi. Yıllarca saçını süpürge etmiş beni bakmış büyütmüştü. Bana verebileceği herşeyi vermişti. Fakat artık dört dörtlük bir anneydi. Karşılayabileceği tüm ihtiyaçlarımı karşılayan mükemmel bir anneydi. O benim annemdi. Mükemmel bir anne

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Berdel (1) Anneme Karşılık Zeynep Teyze!

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Berdel (1) Anneme Karşılık Zeynep Teyze!
Köyümüz bir sabah bir haberle çalkalandı. Haberin kaynağı bizim evdi. 35 yaşındaki annem komşumuzun 25 yaşındaki oğluyla kaçmıştı. Birlikte kaçtıklarını onları arabaya binerken gören bir köylümüz sayesinde öğrendik. Babam peşlerine düşüp ikisini de bulup öldürmek istedi ama amcalarım araya girip onu bu kararından zor da olsa vazgeçirdiler. Ancak hep birlikte annemin beraber kaçtığı Faruk Abinin evini basıp annesiyle babasına meydan dayağı çektiler. Babası Hamit Amca ve annesi Zeynep Teyzenin suratları tanınmaz hale gelmiş, evlerinin bütün camı çerçevesi aşağı inmişti.

Babam bu haberle perişan olmuştu. 20 yıllık karısının, oğlunun annesinin, bunu yapması onu insan içine çıkamaz hale getirmişti. Köyde herkesin çekindiği sert bir adamdı ama karısının davranışı ona ‘Boynuzlu’ lakabının takılmasına yetmişti. Kimseyle konuşmuyor, ağzını bıçak açmıyordu. Ben de öyleydim. Her yerde utanç içinde başım eğik halde yürüyor, insanlarla konuşmaya utanıyordum.

Sonraki günlerde annemle Faruk Abi arasında uzun zamandır bir şeylerin olduğunu öğrendik. Yeni, birdenbire olan bir ilişki değilmiş bu. Meğer köyde bazılarının bundan haberi bile varmış. Hatta iki yengemin bile bunu bildiğini kendi aralarında yaptığı bir konuşmada duydum. Annemle Faruk Abinin gizli gizli buluştuklarını şahit olduğum konuşmalarında söylediler. Ama annem ilişkisini gizlemeyi başarmıştı bizden. Başkaları öğrenmiş ama babamla ben kör ve sağır kalmıştık. Bunu öğrenmek babamın öfkesini ve nefretini büsbütün artırmıştı.

Dedikodunun, insanların arkasından konuşmanın ve iş çevirmenin gırla gittiği bir köydü bizimkisi. Şimdi de insanların tek konusu biz olmuştuk. Köyde daha önce de çarpık ilişkiler yaşanmıştı. Evli adamların ve kadınların aşk yaşamalarına yabancı sayılmazdık. Hatta en yakın örnek olarak büyük yengemle küçük amcamın bir zamanlar aşk yaşadıklarını biliyordum. Aile arasında sorunlara neden olan bu olayı dışarıya yansıtmadan çözmeye çalışmıştı dedemle babaannem.

Bazı adamların aralarında karılarını değiş tokuş yaptığını da işitmiştim. Birbirlerinin karılarını sikiyorlardı ve hepsi bilinen şeylerdi, ama su yüzüne çıkmadan gizli kapaklı yapılıyordu. Herkes işine gelmediği durumlarda üç maymunu oynuyordu.

Annem köyün en güzel kadınıydı, bütün köylü kadınların ortak düşüncesiydi bu. Babam onu daha çocuk yaşta komşu köyden kaçırmıştı. Beyaz tenli, ela gözlü, uzun boyluydu. Geçirdiği bir hastalık nedeniyle benden başka çocuğu olmamıştı. Bu nedenle diğer çok çocuklu köy kadınları gibi erken yaşta çökmemiş, güzelliğini korumuştu. Ama bu durum deyim yerindeyse babamın ondan nefret etmesine sebep olmuştu. Tek çocuklu olmak yaşadığımız köyde küçük düşürücü bir durummuş gibi algılanıyordu. Annemin akrabalarımız içindeki lakabı dölsüzdü.

Kendimi bildim bileli annemin babamdan dayak ya da hakaret yemediği bir gün yok gibiydi. Ancak buna rağmen babam ikinci bir kadın almayı istememişti hiç. Dedem ve babaannemin tavsiyelerine karşın, “Onun gibi güzelini alamadıktan sonra yeni karı almışım ne faydası var?” diyordu hep…

Birkaç hafta sonraydı. Babam bir köşede sessiz sessiz otururken aniden kalktı, duvardaki av tüfeği ve fişekliği alıp hızla evden çıktı. Nereye gittiğini tahmin ettiğim için hemen amcamları aradım. Babam Faruk Abinin evini basarken amcamlar da geldi. Evden sesler, feryatlar geliyordu. Faruk Abinin annesinin çığlıkları yükseliyordu göğe. Bütün köy halkı evin önünde toplanmıştı.

Derken babam bir elinde tüfek diğer elinde Faruk Abinin annesi Zeynep Teyze olduğu halde evden çıktı. “Madem senin oğlun benim karımı kaçırdı, sen de karını bana vereceksin!” diye bağırıyordu. Kadının elinden sıkı sıkı tutmuş onu peşi sıra sürüklüyordu. Zeynep Teyze salya sümük ağlıyor, babamın elinden kurtulmaya çalışıyor, ama bir şey yapamıyordu. Hamit Amca ise amcalarımın kolları arasında çırpınıp duruyordu. Kızları da feryat figan ağlıyordu.

Köylülerin bakışları arasında babam kadını bizim eve götürdü ve evin alt katındaki ahırda ellerinden kalın direğe bağladı. O akşam dedem ve amcamlar bize gelip uzun uzun konuştular. Babamın kadını eve getirmesinden rahatsız olmuştu dedem. “Senin kadınla ne işin var, o kadınla ne yapacaksın, bizi iyice rezil kepaze edeceksin!” diye çıkıştı babama. Ancak babam çok öfkeliydi. “O benim karımı kaçırdı, ben de onun anasını sikecem!” deyip duruyordu.

Amcalarım ilk başta babama hak veriyordu, ama sonra dedemin tarafını tuttular. “Başımıza iş alırız abi, gönder gitsin bunu. Hem bu karıyla ne işin olacak senin, ahı gitmiş vahı kalmış, gencecik kızları var, alacaksan onlardan birini al!” dediler ağız birliği etmişçesine. Babamsa, “Öyle olacak zaten, berdel yapacam, ama önce bu karının tadına bakacam!” dedi onlara. Çıkarken dedem, “Sinirin yatışacaksa sik bunu, ama burada tutma fazla, gönder gitsin!” dedi babama alçak sesle. Duymayacağımı sanmışlardı ama duymuştum kapı eşiğinden.

Zeynep Teyzeyi çocukluğumdan beri tanıyordum. Bana karşı hep sevecen biri olmuştu. Ancak şimdi aşağıda ellerinden bağlı halde ağlıyor, inliyordu. Kocası Hamit Amcanın ikinci karısıydı. Hamit Amcanın ilk karısı Faruk Abi henüz küçükken ölmüş, o da Zeynep Teyze ile evlenmişti. Ondan da dört kızı olmuştu. Karı koca kendi hallerinde sessiz sakin yaşayan bir aileydiler. Küçük bir tarlaları birkaç da inekleri vardı, durumları iyi sayılmazdı. Babam karısını kaçırmıştı ama Hamit Amca buna karşı bir şeyler yapabilecek cesarette birisi değildi…

Babam da amcamlarım ve dedemle birlikte çıkınca aşağı indim. Zeynep Teyze ellerinden tavandaki kalın kütüğe bağlıydı. Yüzü gözü yediği dayağın etkisiyle morarmış ve şişmişti. İpler bileklerini sıkmış ve kanatmıştı. Beni görünce, “Reşit evladım, Allah rızası için su getir, ne olur yavrum, yandım susuzluktan!” deyince koşarak eve çıktım. Bir sürahi su ve bardakla indim aşağı.

“Ellerimi çöz yavrum, Allahını seviyorsan ellerimi çöz!” dedi gözleri yaşlı halde. “Olmaz Zeynep Teyze. Babamdan izinsiz yapamam. Öldürür beni. Sen suyunu iç, açsan bir şeyler de getireyim ama ellerini çözemem!” dediğimde bir şey demedi. Üç bardak suyunu ellerimle içirdim. Aç olduğunu söyleyince yeniden eve çıkıp büyükçe bir lavaş ekmeğin arasına peynir koyup yanına indim. Dürüm yaptığım ekmeği de ellerimle yedirdim. “Allah razı olsun yavrum, Allah ne muradın varsa versin!” dedi titreyen sesiyle.

En fazla 39-40 yaşında, uzun boylu, yapılı güzel bir kadındı Zeynep Teyze. Beyaz tenli, yeşil gözlüydü, köy kadınlarına pek benzemeyen tipte biriydi. Babamdan yediği dayaktan dolayı başındaki büyük türbanı açılmış, siyah uzun saçları açığa çıkmıştı. Çiçekli basma şalvarla gömlek vardı üstünde. Gömleğinin üst düğmeleri kopmuştu, beyaz koynu ve altındaki beyaz atleti görünüyordu. Şişkin memelerinin çatalı da görünüyordu, ama o anda kadının bunu düşünecek, anlayacak hali yoktu. Eski yeşil lastik ayakkabılar vardı ayağında.

Babamın bana seslendiğini duyunca yukarı çıktım. Ne yaptığımı anlayınca suratıma sert bir tokat attı. “Bir daha o karının yanına inersen seni gebertirim!” diye parmağını sallayarak üzerime gelince, “Tövbe baba, bir daha gitmem, tövbe valla!” dedim geri kaçarak. Annem senelerce babamdan dayak yemişti, arada benim de yediğim olmuştu. Baba dayağının ne olduğunu bildiğim için odama girdim.

Yarım saat kadar geçmişti. Kapıyı açıp baktım içeri. Büyük odanın ışığı yanıyordu ama babam yoktu. Ahırdan sesler geliyordu. İneklerin sesinin arasında babamın bağırışlarını ve Zeynep Teyzenin şiddetli iniltilerini işitince ahıra inen merdivene yöneldim. Basamakları sessizce indim. Ahırın ışığı yanıyordu. Babam Zeynep Teyzenin karşısına geçmiş, ona hakaretler ediyor, yüzüne tokatlar atıp tükürüyordu. Zeynep Teyze ise ağlayarak babama kendisini bırakması için yalvarıyordu. Onların seslerinden rahatsız olan inekler de ses çıkarıp duruyordu.

Babamdan çok korktuğum için ses etmemeye dikkat ederek saman balyalarının arkasında bir yere saklandım. 5 metre ya var ya yoktu aramızda, net olarak görüyordum onları. Babam zavallı kadına işkence ediyor, yüzünü sıkıp saçlarını çekiyor, tokatlar atıyordu ha bire. Bu durum böyle devam edecek sanırken babam birden Zeynep Teyzenin üstündeki çiçekli gömleği yakasından tutarak çekince gömleğin kalan bütün düğmeleri koptu ve cart diye yırtıldı, altındaki beyaz atleti çıktı açığa. Zeynep Teyze yalvarıyor, babama durmasını söylüyor ama babam onu dinlemiyordu.

Babam güçlü elleriyle beyaz atletini de kolayca yırttı Zeynep Teyzenin. Şişkin ve sarkık büyük memeleri birden açığa çıkınca babamın yüzünün şekli değişiverdi. Zeynep Teyze ise yaşadığı utançla yerinde debelenip kurtulmaya çalışıyor, ayaklarını sağa sola savuruyordu. Elleri hayvanları bağladığımız iplerle sıkı sıkıya bağlı olduğundan çözülmesi mümkün değildi. Zeynep Teyzenin debelenip durması yuvarlak ve büyük beyaz memelerinin löpür löpür sallanmasına sebep oluyordu. Memelerinin erik gibi kara ve büyük uçları, koyu pembe kocaman başları vardı.

Babam, “Vay amına koyduğumun orospusu, bunlar ne böyle?” diyerek Zeynep Teyzenin memelerini koca, nasırlı elleriyle vahşice sıktı. Zeynep Teyze delirmiş gibi çırpınırken babam suratına çok sert bir tokat attı. Tokadın sesi bütün ahırı çınlatırken Zeynep Teyze kum torbası gibi sallandı havada. Bayılır gibi olup sesi kısıldı. Derken babam başındaki eski büyük türbanını aldı, rulo haline getirdiği türbanla ağzını sıkıca bağladı. Sonra da Zeynep Teyzenin beli lastikli şalvarını ayaklarından çıkardı. Zeynep Teyze sert tokadın etkisinden çıkamamıştı halen.

Bembeyaz ve kalın bacakları, kalçaları açığa çıkarken gözlerimi kırpmadan karşımdaki manzaraya bakıyordum. Üzerinde kalçalarını ve götünü sıkan paçalı beyaz külotu ve dizlerine gelen kalın siyah çorapları kalmıştı. Babam paçalı külotunu da sıyırdığında kalbim deli gibi atmaya başladı. Zeynep Teyzenin amı karşımdaydı. Hafiften koyulaşmış, ama temiz ve tıraşlıydı amı. Baygın gibiydi ama ara ara kendine gelir gibi olup sallanıyordu yine. Babam ise karşısındaki manzaradan dolayı çok keyifliydi.

Heyecanla Zeynep Teyzenin vücudunu izlerken o da soyunmaya başladı. Saniyeler sonra çıplak kaldı. Kocaman yarağı sertleşmiş, kalkmıştı. Ahırda banyo yapmasına ve annemle sikişmelerine pek çok kez şahit olmuştum, o yüzden babamın yarağı benim için yabancı değildi, ama bugün başka bir durum söz konusuydu.

Koca nasırlı sağ eline tükürüp yarağını sıvazladı Zeynep Teyzenin karşısında. Zavallı kadın başına geleceklerden habersiz öylece duruyordu. Ağzından ara ara anlamsız sözler çıkıyor ve sayıklıyordu. Babam önüne geldi ve Zeynep Teyzenin bacaklarını kavradı, ardından da havaya kaldırdı. Zeynep Teyzenin ayakları yerden kesilmişti şimdi, bağlı olduğu ip ve babamın elleri onu havada tutuyordu. Babamın sallanan yarağının Zeynep Teyzenin kalçalarının arasında gözden kayboluşunu izlerken babamdan yoğun bir inilti ve hırıltı çıktı. Zevke gelmişti. Bu sırada Zeynep Teyzenin iç çeker gibi bir sesle kendine geldiğini gördüm, ama artık çok geçti onun için.

Babamın götü ve kalçaları kasılıp gevşemeye başladı. Olduğu yerde belini ve götünü oynatarak Zeynep Teyzeyi ayakta sikiyordu. Zeynep Teyze ağzında türbanı olduğundan ancak anlamsız sesler çıkartabiliyordu. O sesler de rahatsız olan ineklerin sesleri tarafından bastırılıyordu. Babam sert ve güçlü şekilde abanıyor, Zeynep Teyzenin amına sokup çıkarıyordu yarağını. Her bir köklemesiyle Zeynep Teyze havada sallanıyor, arkaya doğru zıplıyordu, ama babam sıkıca tutmuştu onu bacaklarından ve geriye gitmesine engel oluyordu.

Saniyeler ilerlerken babam ellerini Zeynep Teyzenin dizlerinin arkasından kalçalarına doğru kaydırdı, sonra da götünü avuçladı. Daha net görebilmek için biraz daha sağa doğru kaydım ben de. Babamın kaba ellerinin Zeynep Teyzenin güneş görmemiş, büyük ve yağlı göt yanaklarını sıkmasını nefes almadan izliyordum. Serbest kalan bacakları babam kökledikçe havada sallanıp duruyordu. Aynı şekilde iri memeleri de sallanıyordu. Kadının canhıraş çığlıkları ağzındaki türbanı tarafından engelleniyordu. Gözlerinden sicim gibi yaşlar boşanıyordu bu sırada.

Babamsa halinden çok memnun gibiydi. Annemi de bu şekilde siktiğini görmüştüm yıllar önce. Ama o zaman annemin elleri bağlı değildi. Tavana asılı büyük kancaları sıkı sıkı tutmuştu annem. Kurban keserken hayvanı astığımız kancalardı. Babam kökledikçe annem havada hoplayıp zıplıyor, kancalar gacır gucur sesler çıkarıyordu.

Ancak Zeynep Teyze anneme nazaran daha yapılı ve ağır bir kadın olduğundan babam bir müddet sonra yoruldu. Kendini geri çekerken yarağı da Zeynep Teyzenin amından çıktı. Sonra da ellerini götünden çekip onu yere bıraktı. Zeynep Teyzenin ayakları yerle temas etti ama bu onu sakinleştirmedi elbette. Yine debelenmeye, bağlı olduğu iplerden kurtulmaya çalıştı ama nafile bir çabaydı hepsi.

Babam birkaç saniye sağa sola bakındı, bir şey arıyor gibiydi. Beni görmesinden çekindiğim için başımı eğdim iyice. Yerdeki ot çuvalının üzerinde duran bağ bıçağını gözüne kestirdi. Onunla Zeynep Teyzenin ellerini bağladığı ipleri kesti ancak elleri çözülmüş değildi. Yukarıdan, kütüğe yakın yerden kesmişti ipleri. Zeynep Teyzenin kolundan tuttu ve onu çuvallara doğru itti. Zeynep Teyze kıç üstü yere düşerken benden tarafa döndü yüzü. Gözleri kan çanağına dönmüştü. Salya sümük bir halde ağlıyordu.

Bu sırada babam hemen çaprazımda duran iki saman balyasını üst üste koydu. Sanki onlarla bir yatak yapmaya çalışıyordu. Kendi kendine sesli bir şekilde, “Tamam, böyle daha iyi!” dediğinde gerçekten de bir yatak yaptığını anladım. Ama küçük bir yataktı bu. Yerde duran Zeynep Teyzeyi kolundan tutarak kaldırdı. Kadının çıplak vücudu saman, ot ve hayvan pisliğine bulanmıştı. Ancak bunlar babamı durdurmaya yetmiyordu. Zeynep Teyzeyi omzundan bastırarak saman balyasının üstüne yatırdı. Zeynep Teyze serbest haldeki ayaklarını sağa sola savurup duruyor, babamdan kurtulmaya çalışıyordu, ama babamın elinden kurtuluşu imkansızdı.

Babam, “Dur ulan orospu!” diyerek kadının sol kalçasına şiddetli bir yumruk indirdi. Zeynep Teyzeden derin bir inilti çıktı ağzındaki türbana rağmen. Hareketleri yavaşlarken ayakları da hareketsiz kaldı. Babam her iki ayağını da kaldırdı ve Zeynep Teyzeyi kendine doğru çekti. Halen bağlı olan elleri ise başının yukarısında kalmıştı. Babamın kıllı yarağı büyük ve kalın bir sopa gibi sallanmaya devam ediyordu. Zeynep Teyzenin kaldırdığı bacaklarını geriye attı ve iki yana açtı. Kadının kızarmış amı net şekilde karşımdaydı. Amının kalın ve büyük kahverengi dudakları vardı. Amından çişe benzer bir sıvı akmış ve kasıklarını, kalçalarını ıslatmıştı. Belki de korkudan altına işemişti Zeynep Teyze.

Babam sallanan yarağının kafasına tükürdü başını eğerek. Ağız dolusu tükürük yarağının kafasına denk geldiğinde öne doğru bir iki adım attı. Yarağını Zeynep Teyzenin amına bastırdı. Çaprazımda kaldıklarından yarağının girişini göremedim ama Zeynep Teyzenin debelenmeye başlamasından belki de dibine kadar girdiğini anladım. Ayaktayken tamamen girmeyen babamın yarağı şimdi en dibine kadar Zeynep Teyzenin amındaydı. Babam başını geriye atıp yabani bir hayvan gibi böğürdü. Bu sese inekler de kayıtsız kalmadı. Babamın sesine onlar da karşılık verdiğinde ahırın içi konser salonuna dönüştü kısa bir süre için.

Babam ağır ama kendinden emin hareketlerle Zeynep Teyzenin amına sokup çıkartmaya başladı yarağını. Kadının bacakları havada bir pergel gibi açılmıştı ve babam ayak bileklerinden sıkı sıkı tutuyordu. Dizlerine gelen kalın çorapları debelenmeleri sonucu bileklerine kaymıştı Zeynep Teyzenin. Ayağındaki lastik ayakkabılar ise çoktan düşmüştü yere.

Babamın yavaş hareketleri giderek hızlanmaya başladı. Beli ve götü ileri geri gidip geliyordu durmadan. Zeynep Teyzenin amı balyalar sayesinde tam yarağının hizasına gelmiş, bu da babamın hareketlerini seri bir şekilde hızlandırmasına olanak vermişti. Zeynep Teyze başını sürekli dik tutmaya çalışıp babama bakmaya çalışıyordu. Belki de bakışlarıyla babamı durdurmaya çalışıyordu ama olacak iş değildi bu. İniltileri ise devam ediyordu.

Babamın yarak darbeleri Zeynep Teyzenin geniş kalçalarını ve karnının etlerini titretiyordu sürekli. Memeleri de sağa sola, yukarı aşağı hiç durmadan sallanıp duruyordu. Uzun, beline inen siyah saçları saman balyalarının kenarından sarkmış, sikişin şiddetinden rüzgarlı havadaymış gibi sallanıyordu. Babam kimi zaman hızlanıp kimi zaman yavaşlıyordu, Zeynep Teyzenin kalın bileklerini tutuyor ve havadaki bacaklarını ileri geri oynatıyordu.

Babamın sikiş konusunda deneyimli bir erkek olduğu her halinden belliydi. Daha milli bile olmamıştım ve babamın Zeynep Teyzeyi sikmesini gözlerimi kırpmadan, nefes almadan izliyordum. O güne dek sadece 31 çekmiştim, anneminkini saymazsak am gördüğüm olmamıştı. Bu yüzden yarağım demir gibi olmuştu çoktan. Sağ elimi yarağıma atıp okşamaya başladım, babam gibi ben de zevke gelmiştim çünkü.

Babam bir zaman sonra yavaşladı, yarağını Zeynep Teyzenin amına iyice bastırdı. Boşaldığını sandım ama yanılmıştım. Zeynep Teyzenin ayak bileklerini bırakıp kalçalarını kavradı ve kendine doğru biraz daha çekti. Zeynep Teyze saman balyasının üstünde kaydı, saman balyası ile sadece sırtı temas ediyordu şimdi, beli boştaydı. Havadaki bacaklarını omuzlarına dayadı babam ve bu şekilde sikmeye başladı. Babamın kasıklarının Zeynep Teyzenin amına ve kasıklarına çarpmasından çıkan sesler ahırın içinde çınlıyordu.

Babam gittikçe hızlanıyordu, yarağına motor takılmış gibi yükleniyordu kadının amına. Zeynep Teyze yine başını dik tutmaya çalışıp babama yalvaran gözlerle bakıyor, inliyordu ama bunların tesiri olmuyordu. Koca memelerinin sallanışları daha da hızlanmıştı. Dik tutmaya çalıştığı başı da ileri geri sallanıyordu. Babam kalçalarından sıkıca tutmasa Zeynep Teyze saman balyasının üstünden yere düşecekti.

Sıcak yaz gecesinde ahır hayvanların sıcaklığıyla beraber hamama dönmüştü resmen. Babamın çıplak, kıllı vücudunda ter damlacıkları oluşmuştu. Aynı şekilde Zeynep Teyze de terlemişti. Terli beyaz vücudu parlıyordu arkadan vuran ışığın altında.

Saniyeler birbirini kovalarken babamın boşalmaya yaklaştığını anladım. Kaslı ve kıllı götü, kalçaları durmadan kasılıp gevşiyordu. İnekler yaşananlardan rahatsız olmuş gibi sesler çıkartırken babam da onlar gibi böğürtülü sesler çıkartmaya başladı. Her bir yarak darbesi Zeynep Teyzenin kasıklarında patlıyor, bir davulun sesleri gibi sürekli ‘Şop şop şop şop!’ sesleri kulağıma geliyordu. Zeynep Teyzenin havadaki bacakları durmadan babamın omuzlarına çarpıyordu.

Sonunda babam bir öküz gibi böğürerek Zeynep Teyzenin amına boşaldı. Kendinden geçmiş gibi inliyordu, başını arkaya atmıştı. Birkaç kez yüklendi amına, sanki tek bir döl damlasını bile ziyan etmek istemiyordu. Birkaç saniye o şekilde kaldıktan sonra çıktı Zeynep Teyzenin amından. Kendini geri çekerken tuttuğu bacaklarını da bıraktı. O halde Zeynep Teyze saman balyasının üstünde duramadı, elleri de bağlı olduğundan sol yanı üstüne düştü. Allahtan yerde samanlar vardı, kadının bir yeri kırılabilirdi yoksa. Yine de Zeynep Teyzeden acı bir inilti çıktı.

Babamın döllerle kaplı yarağı yavaş yavaş sertliğini kaybetmeye başlarken yerdeki Zeynep Teyzenin yırtık gömleğiyle sildi. Gömleği kadının üstüne attıktan sonra kendi gömleğinin cebinden sigara paketini aldı ve bir sigara çıkarıp yaktı. Babam sigarasını içerken yere düşen Zeynep Teyze de doğruldu ve kalktı ayağa. Bir şeyler söylemeye çalışıyor ama ağzı bağlı olduğundan ne dediği anlaşılmıyordu.

Babam sigarasını söndürüp Zeynep Teyzenin ağzına bağladığı türbanı çözdü. Kadın o an bir çığlık atacak gibi olunca babam hemen ağzını sıktı. “Sesini çıkartırsan seni de çocuklarını da gebertirim!” diye tehditte bulundu. Babamın yüzü korkunç bir hal almıştı o anda. Sanki dediğini yapacak gibi bir ruh hali vardı üstünde. Birkaç defa tekrarladı aynı sözü ve Zeynep Teyzeden başıyla onay aldıktan sonra da çekti elini ağzından.

Az önce çığlık atacak gibi olan Zeynep Teyze şimdi süt dökmüş kedi gibiydi. Bağlı ellerini kaldırıp, “Ağam, kurban olam bırak gideyim, ben ne ettim sana da beni kirlettin, ne ettim ben sana?” dedi gözleri yaşlı yalvaran bir halde. “Sen etmediysen bile oğlun etti. Ben de intikamımı alıyorum senden!” dedi babam sinirle. Sonra da onu geriye itti.

Ot çuvallarının üstüne attığı kıyafetlerini giyinirken Zeynep Teyze ağlıyordu. Çırılçıplak vücudundan gözlerimi alamıyordum. Dört çocuk doğurmasına, köy hayatının onca ağır iş yüküne rağmen vücudu çok deforme olmamıştı. Temiz ve tıraşlı amının etrafı epey ıslaktı, babamın döl damlaları kasıklarına bulaşmıştı. Beyaz, büyük memeleri kızarmıştı babamın hoyratça sıkmaları sonucu. Kasıklarında ve kalçalarında da kızarıklıklar oluşmuştu. Sırtında saman balyasının izi çıkmıştı çizgi çizgi.

Babam giyindikten sonra yeniden Zeynep Teyzenin ağzını sıktı ve “Bir zaman misafirim olacaksın, senin tadını iyice aldıktan sonra sıra kızlarına gelecek!” deyince Zeynep Teyze başını sallamaya başladı, ancak babama direnecek kuvveti yoktu. Babam elini çektiğinde ağzından derin ama yorgun bir hırıltı çıktı, ağlamaya çalışıyor ama yapamıyordu. “Yapma Ağam, kızlarımdan ne istiyon, onların ne günahı var?” diyordu, ama babam onu dinlemiyordu bile. Zeynep Teyzeyi kalın direğe bağladı önceki gibi.

Ancak Zeynep Teyzenin ağzı açılmıştı ve susacak gibi değildi. Babama yalvarıp duruyordu. Babam yeniden ağzını bağladı bunun üzerine. Sonra da ahırın yanan lambasını söndürüp arka kapıdan dışarı çıktı, kapıyı kapattı. Lamba sönünce içerisi zifiri karanlığa gömüldü. Duvarlardaki tek tük deliklerden ve ahşap kapının aralığından ince çizgiler halinde ışık vuruyordu sadece.

Yerimden kalktım, dizlerim ağrımıştı. Bir müddet gözlerim karanlığa alışana kadar bekledim. Zeynep Teyzeyi seçebiliyordum şimdi o karanlıkta. Çırılçıplak halde, dolgun beyaz vücuduyla deniz feneri gibi aydınlatıyordu içeriyi. Aynı zamanda iniltileri de devam ediyordu. Yarağımın sertliği geçmişti ama boşalacak noktaya gelmiştim. Eve çıkıp 31 çekmekti amacım. Sessiz olmaya çalışarak birkaç adım atmıştım ki ayağım yerdeki bir şeye takılınca düşecek gibi oldum. Çıkan ses sonucu Zeynep Teyzenin iniltileri çoğaldı.

Beni fark etmişti. Geriye dönüp bakınca başıyla beni takip ettiğini fark ettim. Cebimdeki telefonu çıkarıp fenerini açtım. Ona doğru birkaç adım attım. Yaşlı gözleriyle benden yardım istiyordu. Önüne gidince gözleriyle ağzındaki türbanını ve ellerini çözmem için işarette bulundu. Babamdan korktuğum için bunu yapamazdım. “Kusura bakma Zeynep Teyze, babam öldürür beni, yapamam!” dedim onun her işaretine karşılık. Bu sırada çırılçıplak vücuduyla aramda yarım metrelik mesafe vardı. Kadıncağız benden yardım istiyordu, o andaki halini, çıplaklığını unutmuş gibiydi. Telefonun feneri altında hareket ettikçe sallanan memelerini, beyaz karnını, kasıklarını, kalçalarını izliyordum.

Ahırda sadece ikimiz vardık. Babam büyük ihtimalle amcalarımdan birinin evine gitmişti, ne zaman döneceği belli değildi. Milli olma fırsatı ayağıma gelmişti. Beni milli edecek olan da Zeynep Teyzeydi. Kadının bu hali ne kadar üzüntü verici olsa da, ayağıma gelen şansı değerlendirmekten başka yapabileceğim bir şey yoktu…

[Reşit]

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Hem Beni, Hem De Sevgilimi (alıntı)

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Hem Beni, Hem De Sevgilimi (alıntı)

Bir dönem kız arkadaşım beni çok kıskanıyor ve sıkıyordu. Gerçi bende onu çok kıskanıyordum ama o kadar çok sıkmıyordum çünkü hep fantezilerimde onun beni başkasıyla boynuzlaması, başka biriyle yakalamayı ve onlara katılmayı düşünüyordum. Ne var ki başka bir şey isteseymişim keşke çünkü başıma gelen olay fantezimden bile iyiydi… Kız arkadaşımı takip edip böyle bir fırsat kollamaya karar vermiştim. Her şeyde umduğum gibi oldu.

Okula gittiğini sandığım ve böyle söylediği bi gün onu başkasının hem de oldukça yakışıklı herkes tarafından arzulanan tam bir delikanlının arabasına binerken gördüm ve kıskançlık duygusu beni daha da azdırıyordu. Artık ne olursa olsun arzularıma ulaşmayı hedefliyordum. Bende bir taksiye atlayıp arkalarından takibe koyuldum.

Onların durduklarını gördüm ve biraz gerilerinde bende indim. İyi muhitte lüks bir apartmandı burası. Hemen arkalarından takip ettim ve kapıya dayandım ve kapıyı kız arkadaşım açmıştı ve belki de hayatının şokunu yaşıyordu ne diyecek bir şeyi vardı ne de ne desem bana itiraz edecek cesareti. Artık bu durumdan faydalanmalıydım ve öylede yaptım. Ne çocuk ne de benimki itiraz edemezlerdi ve etmediler de.

Bende uzatmadan ondan intikam almam gerektiğini ve bunu da hemen yapacağımı söyledim. Mecbur kabullendiler. Ben de şimdi yatak odasına gidiceğiz ve benim gözümün önünde sevişeceksiniz dedim. Zaten bunu ben olmasam da yapacaktınız ve yinede ben yokmuşum gibi davranın dedim ve çocuk benden korkmuştu. Aynı zamanda da hoşuna gidiyordu. Hangi erkeğin hoşuna gitmez ki sevgilisinin önünde kızı evire çevire sikmek. Hem de bakire olduğunu iddia eden bir kızı.

Yarı korku ve yarı kabullenmişlikle ikisi de yavaş yavaş soyunmaya başladılar ve artık içlerinden geldiği gibi davranmaya başlamışlardı ve bu beni çıldırtıyordu. Daha işin başında ölmek üzereydim. Buse’nin üzerinde benim aldığım kırmızı badisi vardı ve altında yazın etkisi ve sevmediğinden de südyeni yoktu. Zaten pek de giymeyi sevmezdi. Badisini kemal çıkartıyodu. Buse`nin altındada dar bi tayt vardı. Bütün hatalarını ortaya çıkarıyordu. Ilk önce badisini çıkardı ve bembeyaz daha güneş yüzü görmemiş diri hafif de terlemiş göğüsleri çıktı. .

Sadece tangası kalmıştı Arkasından kemal sapıtmışçasına taytını çıkarmaya çalışıyordu. Taytını da çıkarmıştı ve altında sadece siyah bir tangayla kalmıştı. Buse ve ben delirmek üzereydim. Bu arada hızlı bir şekilde Kemal’de soyunmuştu. Buse’nin de sadece tangası kalmıştı. Ben onu da çıkarmasını istedim ve hemen çıkardı. Bu arada ben de patlamak üzere olan yarrağımı çıkarmış 31 çekmeye hazırlanıyordum. Birden bire arlarına girip onları ürkütmek istemiyordum.

Şimdi ikiside çırılçıplaktı ve kemal buseyi yatağa domaltmış sikini götüne sürtüyor bir yandan da diri ve bembeyaz göğüsleri sıkıyor buseyi çıldırtıyordu, tabi beni de. Herifin yarrağı neredeyse benimkinin iki katıydı ve busede sanki o büyüklüğe çok alışık davranıyordu. Belli ki bu ilk değildi. Kemal yavaş yavaş buseyi kıvama getiriyordu. Buse uzanmış Kemal’de onun üstünde o koca yarağını Buse’nin pembe amının üstünde gezdiriyor yavaş yavaş tam sertleşmemiş sikini bir kol büyüklüğüne getiriyordu. Artık ikisinde de dayanacak güç kalmamıştı ve tam benim sıramdı. Bende soyundum ve yavaşça yanlarına iliştim. Bu sefer buseyi o koca kıçını önüme domalttım sikimi çıkarttım ve hafif hafif itelemeye başladım.

Sonra kemal de Buse’nin altına uzandı ve göğüslerini yalamaya başladı. Hepimiz patlamak üzereydik. Buse deli gibi inliyordu ve ben Buse’nin arkasından daha önce hiç yarak girmemiş göt deliğini öfkemle ve bu fırsatla patlatmayı düşünüyordum. Biraz sikimi ıslattım ve Buse’nin götünü de yaladım.

Yutarcasına köklemiş. Her yer ıpıslak olmuştu. Sonra kazık gibi olmuş sikimi götüne birden bire iteledim ve buse avazı çıktığı kadar bağırmaya yeltendi ki kemal koca yarağını Buse’nin boğazına kadar sokuverdi. İlk başta zorlanan Buse bir süre sonra alışıverdi ve ikimizi birden idare edebiliyordu. Ağzında koca bir yarrağı yutarcasına köklemiş ve bir yandan da götü sikiliyordu. Deli gibi sikiyorduk Buse’yi. Ben götünü ve Kemal ağzını hatta boğazını.

Ben tam boşalmak üzereydim ki birden kemalin performansı ve çekiciliği dikkatimi çekti ve bugün benim günümdü hemen durdurdum ve soluksuz kemalin o patlamaya yüz tutmuş yarağını ağzıma alıverdim ve deli gibi emiyordum. Kemal şaşırmıştı ama baştan beri susuyor korkuyor ve hoşlanıyordu da. Buse de şaşırmıştı bu duruma. Biraz kemali delirttikten sonra bu sefer önüne ben domaldım ve sporla uğraşma bahanesiyle aldığım kıllarım sayesinde bembeyaz ve biraz da dolgun olan kıçımla buseden daha cilveliydim.

Kemal`in sırılsıklam olan siki ve benim gençliğimden alışık olan kıçım koca yarağın hepsini alıverdi ve zevkten çıldırmak üzereydim. Kemal bana acı bir zevk veriyordu ve deli gibi sıcacık siki içimde eritiyordum. Kemal boşalmak üzereydi ki bu sefer kemal beni ben buseyi deli gibi sikiyordum.

Artık zevkten ölmek ve çıkardığımız sesten bir kat daha delirmek üzereydik. Ben daracık Buse’nin götüne kemal de zaten alışık olan benim götümü sikiyorduk ve ben boşalmıştım Buse’nin yanan götüne. Sıra kemaldeydi ve kemal sikini çıkardı ve kendi isteğiyle sikini ağzıma götürdü. Biraz daha kemali muameleden çıldırttım. Nihayet kemal buseyle benim yüzüme fışkırtıyordu ve biz deli gibi hiç birini telef etmemeye çalışıyorduk. Hepsini yuttuk ve kemal de sonuna kadar boşalmıştı. Bu değişik versiyonlarıyla gece boyunca ve daha nice geceler Kemal beni ben buseyi durmaksızın sikiyorduk. Hem sikilip hem de sikiliyordum daha ne isteyebilirdim ki…

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

cocuğu Olmuyor diye Karısını bana Hediye Etti

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

cocuğu Olmuyor diye Karısını bana Hediye Etti
selamlar ben ilker umarım hayatınız her zamankinden daha güzel ve daha renkli olur. benim hikayem geçen ocak ayında internette sohpet kanallarının birinde sohpet ettiğim yaşça benden biraz büyük adı ahmet(tabi ismi takma burada yazmıyorum) ile sohpet ediyor dertleşiyorduk Ahmetle hiç yüz yüze görüşmemiş sadece sohpet kanallarından arkadaşımdı kendisi 43 yaşında bir şirkette çalışan biriydi sohpetin ilerleyen zamanlarında söz döndü dolaştı kendisinin aile yaşantısına gelmiş idi kendisi ve eşi mutaassıp bir aileden geldiklerini çocukları olmadığı için durmadan aile tarafıdan baskı yediğini anlattı. Bunun her ailenin başına gelebileceğini söyledim. Ahmet benle yazarken benle dışarıda buluşup yüz yüze görüşmek istediğini söyledi aynı kentte olduğumuzdan bende kabul ettim teklifini ve Ak Merkezin kafesinde buluşmayı teklif etti ve akşam verdiği saatte orada buluşmamızı rica ettiğinde bende kabul ettim ve konuşmayı bitirdik mesai bitip eve döndüğümde duşumu alıp kıyafetlerimi değiştirip buluşma yerine oğru arabamla gittiğimde önceden aldığım telefon numarasını çaldırdığımda kafenin diyer ucunda 40 45 yaşlarında oldukça düzgün giyimli bir adam telefonunu açıp ayağa kalktığında ellerimizi sallayıp onun oturduğu masaya yönelim ve tokalaşarak masasına oturdum ve birer coca cola isteyerek sohpete başladık bana bakıp yaşıma göre oldukça atletik ve genç göründüğümü söyledi teşekkür edip kendisinde fena olmadığını söylediğimde iç çekerek ,yıllarca eşiyle monoton yaşantıdan bıktığını artık Çocuk istediğini söyledi ve tedavilerin işe yaramadığını kendisini kısır olduğunu bu yüzden cocuğu olmadığını anlattı. Karısının Başka bir erkekle yatıp ondan cocuk sahibi olmasını bunu tek çare olduğunu söyleince şaşırdım. Karın bu duruma ne diyor diye sorunca onca senelik evliliklerinde ne kendisinin nede eşinin sıradan bir sexs hayatı bile yaşamadıklarını eşi ile fantazi olsun diye bazen yatakta başka isimler söyleyerek fantazi yapmayı istediğini eşinin bu ufacık fantaziye bile büyük tepki verdiğini Böyle bir şeyi hayatta kabul edemeyeceğini söyledi. kendisine eşinin alkol alıp almadığını sorduğumda eşinin kapalı bi bayan olduğunu değil alkol almayı ben hafiften üstüme alkol koksa evde çıngar çıktığını anlatıyordu ve artık tak dediğini ne yapıp edip cocuk istediğini anlattı. Karısıyla benim yatabileceğimi söyleyice sevindi ve o gece evine davet etti. Birkaç saat sonra gelmemi söyledi. Evine gidince kapıyı Ahmet açmış içeri girip ayakkabılarımı çıkarmış Ahmetle beraber oturma odasına geçtiğimizde eşi züleyha hanımda diğer odadan gelmiş idi aman allahım karşımda uzun boylu başı kapalı beyaz tenli ve gözleri kahvereng 20lı yaşlarda bir güzeli görünce biraz afallasamda elimi uzatıp ben kenan dediğimde hiçbişeyden haberi olmayan kadın elini uzatmayıp sadece hoşgeldiniz deyip bişeyler hazırlamak için mutfağa gittiğiğinde tarığa çokgüzel bi karın var eminmisin paylaşmak istediğine deyince bugece istediğini yap dedi ,,,ben nasıl yapacağımı bilmeme rağmen bu güzelliği sikmin üzerinde inlerken duymak istiyordum ve heyecan kulaklarıma vurmuş idi türbanlı kadıncağız hiçbişeyden haberi olmadan hoşgeldiniz deyip beni içeri girmiş ve mutfakta bize yemek hazırlarken ben tarığa eşini nasıl ve nerede sikmemi istediğini sorduğumda istediğim yerde sikebileceğimi ama ilk sikişin başka odada olmasını istediğini söyledi ilerleyen saatlerde yanımıza geleceğinisöyledi bende tamam demiş havadan sudan konuşmaya devam ederken kapalı hatun yemeği masaya getirmiş bizi buyur etmişidi Ahmet ve züleyha yan yana oturmuş bende karşılarında oturmuş yemeğe başlamıştık ama ne benim nede tarığın aklı yemekte değil züleyhada idi önce ayağımı uzatıp hafifçe uzatıp sanki değmişçesine züleyhanın ayaklarına dokunmuş sonra bikaçkere daha ayaklarımı masanın altından züleyhanın ayaklarına değdirdiğimde züleyhanın yüzü kızarmış idi ve ayağa kalkıp mutfağa gidip çayı koyacağını söylemişti benle Ahmet göz göze geldiğimizde Ahmet kısık sesle gördüm ayaklarına dokundun devam et dedi sonra züleyha çaylarla gelmiş yüzünün kızarıklığı geçmiş halde ama yüzüme hiç bakmadan elindeki tepsiyle çayı bana uzatmışidi çayları alıp karşılıklı beraber sohpete devam etmişken söz döndü dolştı aile hayatına gelmişti ve ben hayatın monoton güzel olmayacağını falan bahsederken züleyha sıkılmış olmalıki afedersiniz biraz uykum var rahatsızım galiba diyerek yatak odasına giderken Ahmet canım sen istersen uyu biz kemalle biraz sohpet edeceğiz belki sohpetimiz uzar senide rahatsız etmeyelim demiş züleyhada uyumaya yatak odasına gitmişti ve biz Ahmetle oturma odasında kalmıştık Ahmet biraz bekleyelim istersen züleyha biraz dalsın sonra başlarsın tamam deyip Ahmetle sohpete devam ettik. Ahmet züleyhanın yanına gitmemi uykusunun ağır olduğunu ve gelenin kendisi olduğunu sanacağını ve orada benim işi bitirmemi istedi bende tamam deyip usulca yatak dasına züleyhanın yattığı odaya yöneldim kapıyı hafifçe aralayıp içeri girdim ve kıyafetlerimi çıkarıp gecelikle yatakta uyuyan züleyhanın yanına sokulduğumda kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu tamam kocası izin vermişti ama nihayetinde kadının haberi yoktu ..züleyha geceliği içerisinden görünen beyaz teni ile beni mest etmiş teninin kokusu beni dahada heyecanlandırmışken hafif hafif ellerimle bacaklarını okşamaya başlamıştım enson elimi amına attığımda kilotunu yana sıyırıp elimle amını okşamaya başlamış züleyha yarı uykulu halde yanındakinin kocası olduğunu sanarak hafifçe kalçalarını bana dahada yasladığında kazık gibi olmuş sikim züleyhanın kilotunu yırtarcasına basınç yapmışken elimle kilotunu yana çekip kadının amının dudaklarına sürmeye başlamış ve hafif hafif deliğine doğru sokarken oldukça dar olan amına giren yarrağım birkaç gidip geldikten sonra zorlanarakta olsa alışan amın içinde ritmik halde giderken züleyha yarı uykulu halde mırıldanarak kocacığım nekadar şişmiş senin yarrağın diyerek arkasını dönüp dudaklarıma iştahla sarılıp tiz bir çığlık atarak ayrılması birolmuş yataktan kendini atarak odanın bi köşesine koşup heyecanla bana baktığında bende ne yapacağımı şaşırmış halde sessiz ve utangaçça ona baktım bi süre öyle durduktan sonra Kocan cocuk yapmak icin beni cağırdı dedim. Yapcağını biliyordumda hiç bu kadar ileri gideceğini düşünmemiştim dedi züleyha. artık olan oldu bari bu gecemize bakalım diyerek yanıma yaklaştı ve dudaklarıma yapışarak hadi sik beni erkeğim kocamın senelerdir sikemediği kadar güzel sik beni dyerek sikimi emmeye başladı ben şaşırmış kapalı kadının bukadar rahat sikimi emmesine hayret emişssemde işime geldiğinden hiç sesimi çıkarmadım ve yalamasını seyrederken oda bana bakıyordu sonra bana dönerek beni öyle bi sikki kocam am nasıl sikilir görsün. Sonra yanımda getirdiğim içk**en birkaç bardak verdim ilk başta isteme ama israr edince dayanamadı ve içti 2 bardaktan sonra sızdı. Ben ise kocasını cağırdım ve kameraya cekmek icin izin istedi oda taibki dedi. Züleyha sızmışken ben durmadan devam ettim züleyha bir yadan sayıklıyor bir yandan uyuyordu ve birkaç kere içine boşaldım. Bu sırada züleyha uyanmaya başlaıp kocasını görünce cok şaşırdı ve boynzlusun artık dedi. Ben ise 4 posta urmuştum ama o kıza daha vuracaktım. Ama gücüm kalmadı sızdığındna hiç hiçbir şey histmediğini biraz daha yapamı söyledi bende devam ettim. İçine boladığım esnana züleyha titremeye başladı ben ilk korktum kocasıda yanında gögsüleri okuyordu. Züleyha boşalıyormuş meğer boşalması tazikiyle benim sikim dışarı cıktı ve amına ağzımı getiridim cok tatlı bir am suyu vardı. Hayatımda ilkkez boşaldım dedi. Züleyhala arada görüşüyoz apartmanı beni Kardeşi sanıyor. Bu hikayede 2sini izniyle paylaştım. Hamile olup olmadığı şuan bilmiyorum

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

dayımın karısı

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

dayımın karısı
Benim hiç sevmediğim bir dayım var. Annemin en orta düzey kardeşi. Hatta bizim ailede hiç kimse onu pek sevmez. Bu dayım bile kendine bir kadın bulmuş ve evlenmişti. Dayım öyle güzel bir kadınla evlenmişti ki gerçekten herkes buna şaşırmıştı. Yengenin muhteşem bir vücudu vardı. Hele o götü sike sike bitmezdi. Ben de onun götüne dokunabilmek için fırsat kollardım. 31 çekerken falan hep onun götünü hayal ederdim. Hatta dayımın o götü siktiğini düşündükçe kafayı yiyecek duruma geliyordum. Yengem ile aram daima çok aşırı iyi olmuştu. Onunla devamlı konuşup dertleşirdim fakat onu sikmekten yanaydım tabi. Onun benimle muhabbet ederken ki konuşma çeşidi beni azdırıp mahvederdi ve kendimden geçen mastürbasyonlarıma sebep olmuştu. Onun o türbanını fırlatıp koca memelerine saldırmak çok aşırı istemiştim gerçekten. Dayım ile evliliklerinin 3 . yıllarına girmişlerdi ve hala güzelliğini koruyordu yengecim benim. Yengemin bu vücudunu bu adamın kullanmak beni üzüyordu açıkçası lakin elden bir şey gelmiyordu işte. Bir süre sonra dayımın işleri boka sarmış ve köt gitmeye başlamıştı. Dayımın işlerinin kötüye gitmesi aile içi travmalara sebep olmuş ve benim güzel götlü yengemin çalışmaya karar vermesiyle nihai bir karara sebep olmuştu. Bu karar ile benim yengemi sikme hayallerim bir kat daha da artmıştı tabiki.

Yengem temizlik işlerine başlamıştı ve her gün bir eve gidip geliyordu. Yengemin bu güzel götü aklımdan çıkmıyor daha da etkisini arttırarak benim rüyalarıma girmesine sebep oluyordu. Annemin ufak bir kaza geçirmesiyle ev işleri aksamıştı ve temizlik yapan yengemde bulmuştuk benimde gayretlerimle çareyi. Yengem tamam hafta sonu evi bırakın bana hallederim demişti. Yengem hafta sonu geldiğinde evde bir tek ben vardım. Yengem türbanını taraf bağlamış sexi bir şekilde temizlik işlerini yapıyordu. Onun bu sexi hali beni delirtmişti.yengem o güzel götünü tezgaın altını silerken meydana çıkarmıştı ve benim kendimden geçmeme sebep olmuştu. Arakdan onun koca götüne yasladığım yarrağımla yengem ayağa kalkıp ne yapıyorsun demişti. Ben de pardon yenge dayanamadım dendiğinde bu ne diyerek kalkan yarrağımı sıvazlayarak çıkarmıştı pantlonumu. Sonra gözlerini daha da açarak bu ne biçim iri bir yarrak diyerek sen bununla beni öldürmeyi mmi olmadan sikmeye mi planlıyordun diyerek gülünce ben de sadece sikecektim yenge dedim.
Yengem zaten orta düzey tıfıl dayından hayır yoktur madem istiyorsun sen sik amcığımı diyerek beni yatak odasına götürüp yarrağımı eliyle okşamaya ve emmeye başlanıyor. Biraz sonra sırılsıklam öpücüklerle ıslanmış olan yarrağım tüm dölleri dışarıya boşalmıştı. Yengem dölleri temizleyip yine kafasına tükürük atıp yarrağımı sıvazladıktan sonra çırılçıplak kalarak karşımda amcığını yarrağıma getirerek hazır mısın şimdi yengeni çatır çatır sikeceksin tamam mı diyerek üstüne oturdu ve deliler bunun gibi yarrağımın üstünde zıplıyordu. Yengemin bu deli hareketleri ve sıcacık amcığı içinde terliyen yarrağımın verdiği zonklama ile bende kendimden geçip yengemin amcığına katı bir şekilde yarrağımı sokup çıkarmaya başlamıştım. Yengem ahhh ahhh ohh diye kucağımda zıplarken bir anda onu çevirip altıma alarak bacaklarını iyice açan yengemin amcığından çıkan yarrağımı yine doğrultarak yine sıcacık amcığına bir hamlede girmiştim. şap şpaş paşpap p şap diye amcığını sikiyrodum yengemin ve altımda inliyordu yengem. Dudaklarımız kavuşmuş ve kendimizi deliler bu gibi bırakmıştık. Yengemin sıcacık amcığının verdiği haz beni bitirmişti ve çok fazla geç olmadan (yaklaşık 15 dakika ) sonra sıcacık amcığını dölleri ile doldurmuştum ve yengem ohhh ne güzel siktin yengeni aferim diyerek dudaklarımı yine öperek beni sevmişti. O gün birkaç defa daha sağda solda sikerek yengemi iyi benzetmiştim

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Hacı Amcaya Göt Verdim-2

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Hacı Amcaya Göt Verdim-2
…Göğsüne başımı dayamıştım. “Şimdi bu ilk diye erken oldu. Biraz dinleneyim normalde uzun sikerim seni de bağırta bağırta sikecem” dedi…
Biraz dinlendikten sonra Hacı amca bana “hadi geç bakalım yatağa” dedi. İyice azıtmıştım işi. hiç yapmadığım şeyler yapıyordum. Dudaklarımı büzüp “Bononöö önce sen geeç” dedim. Böyle davranmam hoşuna gitmişti. Ayağa kalktım. Kendimi okşamaya ve hafif hafif salınmaya başladım. Dans eder gibi. Siki saniyesinde kazık gibi olmuştu. Tamamen soyununca da aslında bir gorile göt vereceğimi anladım 🙂 göğüs uçlarından hafif hafif emerek başladım bu kez. göbeğine doğru küçük öpüşlerle indim. Kafamı tuttuğu gibi löp diye ağzıma verdi. “Ay bu adam sakso çektirmekten başka birşey bilmiyor galiba” derken “geç yatağa” diye tekrar emretti. Ve ekledi: “Domal.” Bu emirler o kadar çok içimi gıcıklamıştı ki “mmmmm” diyebildim sadece domalırken. Arkada birşeyler yapıyorken içime girecek zannedip elimden gelebilen tek şeyi yaptım: “nolur yavaş gir, yalvarıyorum aşkım..” Dudaklarımı büzmüş, ellerimle yatağın çarşafını kavramıştım ki külotlu çorabımı indiriverdi..Birdenbire o çember sakallı suratını göt deliğime dayadığında zevkin en üst noktasında uçmaya başlamıştım. İştahla, hem de çok büyük bir iştahla deliğimi şapır şupur yalıyor, dilini içeri sokup kıvırıyor ve tabii beni de kıvrandırıyordu…Yaklaşık 5 dakika sadece elledi, yaladı parmakladı ve dilledi. Göt lalem açık olmadığı için korkuyordum ama adam işi biliyordu resmen. Doğrulunca anladım, artık girecekti.. Önce sürtündü. Daha sonra da o kocaman kafayı deliğime dayayıp zorlamaya başladı. İnliyordum. Canım çok yanmıştı. “Dur” diye bağırıyordum. “Ahh çok acıdı dur nolur”.. Sadece kafasını soktuktan sonra geri çıktı. ben tam nefes almaya hazırlanırken deliğime tükürdü ve 20 cm civarındaki o hayvan gibi yarrağını hart diye soktu içime. Gözümde şimşekler çakmıştı. Saniyeye 2 vuruş denk getirerek ve her seferinde köküne kadar girip çıkarak götümü sikmeye başladı.Kuzenimle küçük utangaç bir sikişme haricinde tecrübem yoktu. Doruklardaydım.. Beni sikerken bir yandan “sana hanımım diyeyim mi” “ohh sen benim dostum ol seni hep sikeyim olur mu” diye şeyler söylüyordu… Öyle bir halde ne cevap verilebilirdim ki 🙂 sürekli: “ohh de kocacım, hanımın yap beni sik ahh” gibi şeyler hatırlıyorum.
bir süre doggy siktikten sonra içimden çıkıp beni sırt üstü yatırdı ve misyonere geçtik. Buna da bayılmıştım. Çünkü hem içime girerken resmen bam güm sesler çıkartıyor, hem memelerimi yalıyor, boynumu emiyor ve kulağıma “sen benim hanımım ol” diye inliyordu. “Olurum aşkım, kocacım” diye karşılık verirken; “yalnız ben gıskanırım gısıtlarım yasah da goyarım” dediğinde teklifinin ciddi olduğunu ve şehvetle söylenmediğini anladım. Hem çatır çatır sikiliyo oluşum hem de sersemlemem sebebiyle birşey diyemedim. bunun üzerine hacı amca “ben sana kadınlığını yaşatırım, hediyeni eksik etmem kira da vermezsin evin işlerini yaparsın her gece sikerim paradan yana seni mağdur etmem” diye ara vermeden saydırmaya başladı. Ancak kimse bilmeyecekti. Şartı buydu. Üzerimdeydi, bacaklarımla vücudunu kavrayıp kendime çektim, ellerim sırtındaydı… bastırıyordum. “peki” dedim… “olur..”
Kulak mememe yapışıp emmeye başladı ve hızlandı. artık göt deliğim uyuştuğu için sadece zevk duyuyordum acı değil… Öpüşmeye (pardon bademcik ameliyatına 🙂 ) başladığımız anda içime boşalıverdi. Sadece inleyebiliyordum… Yanıma uzandığında zorlukla ayağa kalkıp titreyen bacaklarıma o gün aldığım bir başka külodu ve daracık ince siyah taytımı giyip koynuna girdim.eli götümdeydi. ” Of ne süper götün var sikmeye doyamam ben bunu” dedi… Uzun uzun konuştuk o gece uyumadan. Artık başka bir hayatım oluyordu. Ben onun memleketinden gelen yeğeni gibi davranacaktım. Herkes bizi böyle bilecekti. Ama yalnız kaldığımızda karı-kocaydık artık. Ev işleri, temizlik, yemek…Kira vermeyecektim. Ayrıca büyük bir alışveriş, iç çamaşırları vs vs. alacaktık. Bir kadın gardrobu düzecektik. Tek bir sorun vardı, okula devam etmeme karşıydı. Bırakmak istemiyordum ama artık vazgeçmek mümkün değildi. Ona ilk yalanımı orada söyledim. gidip 2 yıllığına kayıt dondurdum ve evimin kadını olmak üzere hazırlanmaya başladım… Elbette yaşayacaklarımı tahmin bile edemezdim…
(devamı gelecek)

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

%100 Gerçek Ensest Anilarım Bolum: 26 Ozge Yengem

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

%100 Gerçek Ensest Anilarım Bolum: 26 Ozge Yengem
Yanıma cennet geldi. Özge’ye dönüp baktığımda düşünceli gözlerle beni izliyordu.

Cennet;

– Sorun ne tatlım?
– Bir şey yok canım sıkıldı sadece.
– Dolu dolu bir hafta geçirdik. Neden sıkılıyor canın?
– Özge
– Yine mi yeter artık ama Özge Özge bizde varız burada, kendimi değersiz hissediyorum.

Gülümsedim dudaklarından öptüm. Beline sarıldım. Oda bana sımsıkı sarılarak, şefkatli ses tonuyla;

– Bundan sonra seninim.

Yüzüne bakakalmıştım.

– Bakma öyle ciddiyim, seninim. Artık dul bir genç kadın olduğuma göre, istediğin zaman evime gelip, istersen ömrünün geri kalanını orada geçirebilirsin.
– Teşekkür ederim Cennet. Hayatımda gördüğüm en iyi niyetli orospusun.

Kalçalarını sıktırıp boynunu emerek, dudaklarını öptüm. Gülüyor, kendinden geçiyordu. Özge yanımıza geldi tekrar girdi aramıza. Kolumdan çekti kenarı.

Cennet;

– İyi alıştın ha kara kedi gibi araya girip durmaya.

Özge sert ses tonuyla;

– Kes sesini sen!
– İyi ayol, ne bağırıyorsun.

Aysel’in yanına gidiyordu Cennet, Zeki Aysel yengemin dizine yatmış uyuyor, Aysel yengem yorulmuş, etrafı izliyordu.

Özge;

– Ne demek istedin sen?
– Ne konuda?
– Kuzey çıldırtma beni yurt dışına gitme konusunda.

Kolundan tutup sıktırdım;

– Ya ne yapacaktım? Beni bağlayan bir şey mi kaldı amına koyduğumun yerinde?
– Ama hani sana danışacaktım birisiyle olurken?
– Ya ister danış, ister danışmadan boynuzu tak, ama boynuz takamazsın artık siktiğim sıradan kadınlardan birisin. Canım istedikçe sikeceğim bir kadınsın. İşte sırf bu yüzden gitmek istiyorum buralardan.

Özge’nin gözleri dolmuş ağlamaya başlamıştı. Sandalyeye oturup ağlamaya başladı. Yanına gittim oturdum.

Özge;

– Keşke diyorum, keşke yapmasaydım. O gün aldatmasaydım seni, güvenini, aşkını sarsmasaydım. Seninle evlenip kadının olsaydım.
– Namuslu bir kadın olamazsın sen. İçinde her zaman o istek olacaktı. Rüyanda sayıklıyordun.
– Neyi?
– Mehmet’i neyi olacak. Nereden öğrendiğimi sormadın mı hiç kendine.
– Fırsatım bile olmadı ki Kuzey gerçekten seviyorum seni.
– O yüzden mi memelerini emerken, “Mehmet dur yapma burada olmaz” dedin.

Sandalyeyi tutup fırlattım ayağa kalktım. Özge hıçkırarak ağlıyordu;

– Ömrümün sonuna kadar unutmayacağım bir kazık attın bana, aslında o Mehmet’in siktiği, yaladığı amın yüzüne bakmak bile istemiyorum ama…

Özge ağlayarak;

– Ama?…
– Amına koyayım senin Özge! Senin ben ta amına koyayım!

Masaya tekme atmıştım. Bizimkiler tüm gözleri üstümüze çevirmiş, izliyorlardı. Yanından uzaklaştım uzak bir yere gittim. Sigaramı yaktım içiyordum o ara Esma yanıma geldi;

– Ne o burnundan soluyorsun yine?
– Özgeyle ne konuştunuz?
– Ne zaman?
– İlk gün.
– Hiç canım sakinleşmesi için birkaç şey söyledim.
– Sence Özge söylediklerinde gerçek mi?
– Tatlım ben seninle konuştuğumda sana söylemiştim. Zevklerin sınırı, çizgisi yoktur. Zirvesi vardır. Özge bile bu zirveyi zorda olsa kaldırdı. Bu saatten sonra namuslu bir kadın olmasını beklemen yanlış olur.
– Nasıl yani?
– Şöyle yani, burada yaşadıklarını hiçbir zaman unutamayacak,, belki de buradan bazı kişilerle yine görüşecek. Yani ona olan aşkını kıskançlıkla korumaya çalışma. Bugün senin yarrağını yer, yarın başkasının, ondan sonra ki gün başkasının. Artık Özge’yi durdurmaya çalışma gözü açıldı, bu zevki tattı bir kez. Ayrıca çok bencilsin. Sikmediğin kişi kalmadı, Özge siktirince mi tüm bu sorun?
– Ama o evli genç kızı var, bir gün delikanlı olacak oğlu…
– Tatlım benim üniversite çağında oğlum var, onunla her gün seks yapıyorum biliyorsun.
– Ne yani Özge de sen gibi mi olacak.
– Hayır bilemem tabi kesin konuşmayayım, ama oğlu Berkant gibi olacak.
– Nasıl ya anlamadım?
– Tatlım, o çocuk ergenliğe girdiğinde annesinin hareketlerinin farkına varmayacak mı sanıyorsun? Siki annesi için o kadar çok kalkacak ki.
– Tıpkı benim zamanında ona kalktığı gibi mi?
– Daha kötüsü, sen gece onun koynunda yatma şansı bulamadın, tüm gün yanında olamadığın zamanlarda oldu. Ve şuan Özge dul.
– Anlamıyorum şuan hiçbir şey.
– Bak aşkım sana sadece şunu söylüyorum. Normal insan olmaya çalışma. Kimseden de normallik bekleme. Bu gece güzelce uyu, ve olayları analiz et. Dediğimi anlayacaksın. Fantezi dünyasında yaşıyoruz. Şu doğru bu yanlış diye düşünme. Sana tek diyeceğim budur. Kimsenin hayatına karışıp üzme. Kısaca sik ve geç, arkasını sorgulama. Görüşürüz bebeğim.

Yanaklarımdan öpüp ayrıldı yanımdan. Resmen kadın patroniçe gibiydi. Özge tekrar yanıma geldi. Ağlıyordu. Boynuna sarılıp, dudaklarından ateşli bir şekilde öptüm.

Özge;

– Geldik hadi gidiyoruz.
– Üzülme, sil göz yaşlarını. Gitmiyorum bir yere.
– Nasıl yurt dışı?
– Küçüklüğümden beri hayalini kurduğum o amı bırakıp gidemem. Ama bir şey istiyorum?

Özge’nin gözlerinin içi gülüyor. Neşeli bir şekilde göz yaşlarını silerek konuşuyordu;

– Tabi ne istiyorsun?
– Şu danışma fikrini bana da sor, yiyeceğin yarrağın bir değeri olsun ucuz insanlarla yatma.

Dudaklarımı öpüyor, boynuma sarılıyordu. Belinden sarılıp bizimkilerin yanına gittim. Zeki hala Aysel yengemin dizinde uyuyordu.

Ben;

– Zeki kalk lan geldik.
– Ya dur hacı gülle az daha uyuyim.
– Zeki dayı geldi götümü sik diyor.

Zeki fırlayarak kalktı yattığı yerden. Gözlerini ovuşturdu.

– Ya sikerim dayı sal artık sal bitti parti amına koyduğum. Ya hacı gülle aklımı aldın amına koyayım.
– Hadi lan ağlama kalk gidiyoruz.

Aysel yengemin elinden tutup kaldırdım. Dudaklarını öpüyordum yanımda Özge bize bakıyordu. İkisini de yanıma çektim.

– Bir ara sizle grup yapalım.

Kalçalarını sıktırdım ikisinin de. Cennet içeriden bavulunu sürükleyerek geliyordu.

Aysel;

– Cennette gelsin ama. Çok sevdim kızı, ayrıca özgeden daha güzel am yalıyor.

Özge Aysel’in koluna vuruyordu. Gülerek başımla onayladım. Cennet yanımıza geldi.

– Ben gidiyorum. Söylediğimi unutma kapım her zaman açık.
– Merak etme. Bir tanemsin.

Dudaklarını sıkı sıkı öptüm.

– Tek gitme bırakalım seni.
– 3 tane erkeğim var merak etme.

Ferhat, Mete arkadan bavuluyla geldi.

– Aynen, biz direk cennet’in evine gidiyoruz. Partiye biraz da orada devam edecez.

Zeki;

– Bensiz parti olmaz hacı gülle.

Ben;

– Tamam beyler görüşürüz. Bizde bir taksi çağırıp gideriz eve.

Arkadaşlarımla ve Cennetle vedalaşıp gemiden indirdim. Yanımızdan Mehmet geçiyordu. Adamın yürümeye hali kalmamış, perişan haldeydi. Yüzümüze bile bakmadan, arkasını bile dönmeden gemiden inip gitti Mehmet. Arkasından intikam dolu gözlerle bakıyor, o adamı gördükçe kan tepeme sıçrıyordu. İki yengemin de beline sarıldım ileride ki durağa kadar yürüdük. Bir taksiye binip Özge ile olduğumuz eve geçtik. Kapıyı Gülizar açmıştı. İzmir’in havasını bilen bilir. Nemi çok, boğuk, daraltıcı bir sıcakları vardır. Gülizar bundan etkilenmiş olmalı. Daracık giyinmiş, yaşına göre büyük göğüsleri meydanda uçları resmen gözümün içine bakıyordu. Annesinden almış memelerini belliydi. Ama dedim ya Gülizar’a asla o gözle bakmıyordum. Çok güzel bir kızdı. Aklımdan herhangi bir şey geçmiyor, haliyle gözüme o seksiliği, çıtırlığı çarpıyordu sadece. Eve girdik. Bavulları kenarı bıraktım. Aysel yengem duş alıp hemen uyuyacağını söyledi. Bende üst kata çıktım duş alacaktım. Özge Baran’a bakmak için Gülizar ile odaya girdi. Duşa girdim, hızlı bir şekilde yıkanıp çıktım ama havlu yoktu odamda. Kapının önünden kafamı uzatıp bağırdım

– Özge havlu verir misin ıslak kaldım?
– Aferin kuzey ya Baran’ı uyandırdın!

Ben nasılsa Özge getirecek diye kapının arkasından çekildim, üstümde hiçbir şey olmadan boy aynasından sakalıma bakıyordum. Kapı açılınca, kapıya doğru gittim;

– Kızım nerde kaldın ıslattım her yeri ya!

Kafamı kaldırdığımda karşımda Gülizar vardı. Çırılçıplak kızın karşısındaydım. Açıkçası, o duşta Özge’ye bir posta kayarım diye sikimi sıvazlayıp sertleştirmiştim de. Ama gülizar’ın geleceğini nerden bilebilirdim ki. Panik olmuş, donup kalmıştım.

– Kızım ver şu havluyu Özge niye getirmedi?

Gülizar kafasını yan tarafa çevirdi, bir eliyle gözünü kapatıp havluyu bana uzattı;

– Abi pardon birden girmemem lazımdı.
– Yok sorun değil çık hadi.
– Tamam abi.

Eliyle yüzü kapalı kapıyı arıyordu. Havluyu belime sardım;

– Aç gözünü aç sardım havluyu.

Yüzüme bakıp güldü çıktı odadan. Ellerimle saçlarımı topladım. Ulan kız her şeyimi gördü, hay amına koyayım diyordum. Bir taraftan da hoşuma gitmişti açıkçası, onun bu gülümsemesi, utanması. Ulan ne yapıyorsun kuzey kendine gel dedim kendime. Aşık olduğun kadının kızı o, hadi her şeyi siktir et, elinde büyüdü o çocuk, ne düşünüyorum ben amına koyayım!. Sırt üstü yatağa zıplayarak uzandım. Gözlerimi kapattığım gibi uyumuştum. Rüyamda Gülizar’ı görüyordum. Rüyam şöyle geçiyordu.

“Gülizar okuldan gelmiş, altında kısa eteği, üzerinde memelerini gösterecek kadar açık bir gömleği ile eve girmiş, ben duştayken beni izliyordu. Göz göze geldik. Konuşmuyorduk. Ben yıkanmaya devam ediyordum. Gülizar o ince bacaklarıyla kırıtarak yanıma geldi, duşun altına o şekilde girdi. Üzeri ıslandıkça beyaz gömleğinden yeni olgunlaşmaya başlamış, ama annesi gibi olgun, kocaman greyfurt büyüklüğünde memeleri belli oluyordu. Pespembe meme uçları sertleşmiş, gömleği zorluyordu. Eline sikimi almış sıvazlıyor, çömelmiş, suyun altında sikimi lolipop yalar gibi yalıyordu. Taşşaklarımı emiyor, kasıklarımı yalıyordu. Ayağa kaldırdım. Taş gibi sert memelerinin hepsini ağzıma alıp emiyordum. Eteğini sıyırdı attı kenarı, içinde külot yoktu, tap taze, kılsız, bembeyaz bir amı vardı. Burnumu içine sokup kokluyordum. Daha am deliği olgunlaşmamış bile, sidik deliği belirgin olan bir amı vardı, zayıf olmasına rağmen kabarık, etli amcığı vardı. Pembe dudaklara sahip, döllenmiş gibi sulanıyordu o taze amı. Dilimle o sularını yalıyor, tazecik am kokusu eşliğinde amını yalıyordum. Yüzünü bana döndü ve tekrar yalamaya başladı. Çok iştahlı yalıyor, ağzının içine sikimin kafasından başka bir şey sokamıyordu. Hayatımda hiç boşalmadığım kadar boşalmaya, böğürerek inlemeye başladım.”

Gözlerimi açtım. Sikimi hala birisi yalıyordu. Yoksa? Gülizar? Pikeyi kaldırdım Özge sikimi emiyordu. Ağzında döllerim vardı. Yan taraftan bir peçete alıp döllerimi ona tükürdü, dudaklarının kıyısından döllerim akarak konuşuyordu;

– Of kuzey seni görende yıllardır boşalmadı sanar. Doldurdun ağzımın içini.

Sitemkar tavırlar söylüyor ama hoşuna gittiği yüzünden belli oluyordu. Saçlarından tutup üstüme çektim. O memelerini ağzıma alıp emmeye başladım;

– Rüyamda da seni sikiyordum o yüzden boşaldım bu kadar.
– Nasıl sikiyordun?
– İşte böyle…

Memelerini emiyor, kalçalarından tutup suratıma oturtuyor, amını yalıyordum. Elini arkaya atmış, oluk oluk boşaldığım halde inmemiş sikimi sıvazlıyordu. Nasıl insin rüyamda Gülizar’ı sikiyordum. Özgenin kalçalarından tutup kaldırdım. Yatağa domalttım. Amına sokup çıkarttıkça sanki altımdaki Gülizar gibi hayal ediyor, rüyamı gözümde canlandırıyordum. Tüm bunları yaparken daha çok azıyor, Özge’yi her zamankinden daha güzel sikiyordum. Çok geçmeden tüm döllerimi amına akıtmıştım. Özge’nin bacakları titriyor, öküz gibi böğürüyordu. Yanına yığıldım. Dudaklarımı emiyordu;

– Dün gece ne yedin içtin aşkım sen? Uzun zamandır böyle sikmemiştin, parti hariç.
– Özledim demek ki yatağımız da seni sikmeyi. Aysel nerede Gülizar gitti mi okula?
– Aysel erkenden gitti. Abim geldi aldı. Cevat hastalanmış doktora gittiler.
– Hadi ya neyi varmış ki?
– Ateşlenmiş aşkım.
– Hmm Gülizar?
– Hazırlanıyordu kahvaltı edelim hadi kalk.
– Tamam.

Dudaklarımdan öptü ve üstünü giyinip aşağıya indi. Bende üzerimi giyinip arkasından gidiyordum. Gözüm Gülizar’ın kapısına takıldı. Özge mutfakta bir şeyler hazırlıyor, beni görmüyordu. İçim içimi kemiriyordu aralık kapıdan bakmak için. Tam kapıya yanaştım, Gülizar çıktı birden karşıma.

– Abim baran uyuyor mu?
– Uyuyor.
– Dur bir bakayım özledim keratayı.

Gülizar kahvaltı masasına gidip oturdu. Odasına girmiştim. Asıl amacım tabii ki de baranı sevmek değildi. Rüyanın etkisinden çıkamamıştım. Etrafta kirli çamaşırını arıyordum. Gülizar dağınık bir kız olduğu için bulmam zor olmadı. Yatağının üzerinde sutyeni, külotu vardı. Beyaz önü dantelli sutyen giyiyordu çıtırım. Elime alıp kokladım. Mis gibi kokuyordu. Bu koku hiçbir kadında yoktu. İlayda’da bile yoktu. Külotunu elime aldım Özge içeriden bağırdı;

– Kuzey hadi kahvaltı hazır çayın soğuyor gel!

Baran uyuduğu için karşılık veremedim. Külotunu cebime sokup çıktım odadan.

– Günaydın dünya güzelleri…

Diyerek önce Özge’nin yanaklarından, daha sonra Gülizar’ın yanaklarından öpmüştüm. Gülizar yanaklarını bana doğru getirmişti rahat öpmem için. Aynı zamanda kahvaltısını yapıyordu. Çok tatlı görünüyordu. Kucaklayıp yatırmak istiyordum masaya. Ama yapamazdım. Bunları düşündükçe içime pişmanlık düşüyordu. Özge yengeme hiç hissetmediğim Aysel yengem de hiç hissetmediğim müthiş bir pişmanlık. Gülizar’ın yanaklarını öperken gözlerimle askılının arasından memelerini süzüyordum. Pişman olup geri çekiyordum gözlerimi. Kahvaltımı yapıp babamlara gittim. Yolda sürekli içimde müthiş bir pişmanlık ve aynı zamanda tarif edilemez bir zevk vardı. Ben ne yapıyordum? Sırf sikini Mehmet gösterdi kıza diye, Mehmet’i onca erkeğe siktirmiştim. Kendime ne yapacaktım? Ya Özge duysa? Mehmet’e o kadar sert ceza vermedi aslında, ama benden imkansızdı böyle bir şey beklemesi. Her ne kadar psikopat gibi kadını grup seksin içine atsamda, yine de yanında ben vardım. Gülizar’a bu gözle bakacağımı asla düşünmezdi. Aklımı kemiriyordu bu düşünce. Babamların evine geldiğimde merdivende annemle bir adam oynaşıyordu. Kim ulan bu adam diye bakıyordum. Merdivenin altından yukarı kafamı kaldırdığımda bir adam kapının önünde annemin götünü okşuyor, annem ayakkabısını giyerken domalıyor adam anneme dayıyordu. Annem güzel bir kadın değildir bu yüzdendir hiçbir zaman ona karşı ilgim olmadı. Övünmek için yada başka bir şey için söylemiyorum ama Özge yengem, Aysel yengem gibi özellikle tazecik İlayda, ve Cennet hoca o partilerde ki annem yaşında ama anneme bin basan güzel kadınlarla olduğum için belk**e, ergenliğimde de Özge yengemle olduğum için asla bu gözle bakmadım. Bu manzara karşısında da asla o gözle bakmadım. Sadece şok oldum. Annemden bunu asla beklemezdim.

Merdivenlerden iniyorlardı. Merdivenin altına girip saklandım. Adam annemin götüne elini atmış mıncıklayarak çıktılar. Bir dobloya binip uzaklaştılar. Eve gittim kapıyı çaldığımda babam açtı kapıyı;

– Hoş geldin oğlum.
– Hoş bulduk baba kapıdan çıkan kimdi annemin yanında ki adam?
– Medikalde bir iş buldu annen sıkılmış evde, patronuydu oda. Onunla gezip ürün satıyorlar.
– Ne zaman buldu bu işi?
– Sen partiye gittikten sonra.
– İyi de çalışmasına gerek var mıydı?
– Geç paşam geç. Bundan sonra çalışması daha iyi.
– Hayırdır baba ne oldu?

Babam sırtımı sıvazladı. Balkona geçip oturduk;

– Baba sıkıntılı bir durum mu var?
– Var paşam. Kum gemisine ortak olmuştum ya
– Evet baba?
– Oradan çok güzel paralar kazandık başta o yüzden çiftliğe, Özge ile senin eve alacak para kazandım.
– Eee?
– Eee’si bir ihale vardı, bu ihayeleyi kazanmak içinde 2 milyon tl gibi bir fiyat gerekliydi. Bende borç harç buldum bir yerlerden. Borç aldığım kişi karşı ihalenin sahibinin tanıdığıymış, işin içine girdi. Ev araba herşey gitti elimizden, kaybettik ihaleyi. Elimde 2 milyon para kaldı onu geri verdim faizine ancak tüm evleri, arabaları satmam gerekti.
– Baba? Sen? Bir dakika ya şaka de ne olur. Baba yapma bak üniversitem var daha.
– Oğlum biliyorum ama elimizde hiç para kalmadı.
– Nasıl kalmadı ya? Ne zaman satılıyor evler?
– Satıldı zaten boşaltmamız için 2 haftamız var.
– 2 hafta mı? Baba sen ne diyorsun ya?
– Maalesef.
– E çiftlik?
– O elimizde ama onunda geliri çok iyi değil. Yani yaşantımız bu kadar güzel olamayacak. Üniversiteye gene gidersin paşam hallederiz sıkıntı etme sen. Sadece sizin düğün işi uzayacak. Şuan yapamayacağız.
– Tamam baba arabam da gitti mi?
– Yok onu satmadım garajda.
– Vay be elimizde kala kala benim kara mamba mı kaldı?

Babam gülüyordu.

– Aynen bir tek kara mamban kaldı benzin alacak para olmayınca su katarız artık.

Kahkaha atarak ayrıldım yanından. İçeride mektup gibi bir zarf vardı. Elime aldım inceledim askerlik belgesiydi bu.

Askere cagiriyorlardi. Celp belgesiydi bu. Peki ya universite? O ne olacaktı? Sikerim anasını avradini herşeyin dedim. İlk önce arabami satmam gerekiyordu. Babamin calisma odasina gidip arabamin ilanlarina baktim. Yaklasik 3 5 aşağıya ilana koydum. Arabami satip askerliğime gidecek. Universitemi askere gideceğimi bildirip donduracaktim. Ilani verir vermez disariya kostum. Arabama son kez binip askerlik subesine gittim. Gerekli evraklari, tüm bilgileri almistim. Artik gerekli olan tek sey şu evraklari aile hekiminde muayene olup imzalatmakti. Onlari da hallettigimde akşam olmustu. Cok yorulmustum. Telefonuma bakmamistim bile. Herkes aramıştı beni. Ani karar verdim. Pisman miydim? Hayir amina koyayim neden pisman olayim. En azindan 1 sene boyunca kafam dinc olacakti. Kendi evime gittim kapiyi caldim. Ozge yemeği hazırlamış beni bekliyormuş

– Kuzey neredeydin? Arıyorum acmiyorsun telefonlarimi?
– Kusura bakma askerlik isini halletmem gerekiyordu.
– Ne askerliği?

Iceriye gecip oturdum. Özge telaşla yanima geldi.

– Bildigin askerlik. Celp belgesi gelmiş askere çağırıyorlar. Al bak.

Evraklari ona uzattim. Inceliyordu.

– Ya sen ciddisin. Peki ya okulun, eğitimin ne olacak?
– Askerden gelince devam edeceğim. Babam battı gibi birsey. Bu ev, araba hep satildi. Elimizde sadece çiftlik kaldı. Artik tek gelirimiz orası. Onu da babam satmak istemiyor. Senin ailen de oradan geçim sağlıyor çünkü.
– Sen de çareyi kaçmakta mi buldun? Peki ben ne olacağım?
– Sana birşey olmaz.

Kulağına egilip fisildadim.

– Yiyecek yarrak bulursun nede olsa.
– Kuzey mesele o değil. Ben sensiz ne yapacağım diyorum sana?

Kolumu omzuna atip cektim kendime. Sariliyordum, Ozge ağlıyordu. Herkes icin en iyisi bu hem askerligim aradan ciksin istiyorum onumde durmasinm diyerek teselli ediyordum onu. Gülizar kapiyi anahtariyla acip girdi içeriye. Özge omzumda agliyor gördü.

– Anne iyi misin? Neden ağlıyorsun? Abi?

Özge:

– Abin askere gidiyormuş.

Gülizar ile göz göze gelmiştik. Gözleri dolmuştu resmen. Kosarak bana sarıldı.

– Abi okulun yok mu neden gidiyorsun?
– Herkes için en iyi durum bu canım.

Özge’nin elini tutuyordum bir taraftan. Yemek masasina geçtik. Kimse bir lokma yemedi.

Özge:

– Sizinkilere söyledin mi peki?
– Sonra söylerim.

Gülizar:

– Şey ben simay ablamla konusurken söyledim bilmiyorlarmis bize geliyorlar şimdi.

Gülizar telefonda kardesimle mesajlasirken söylemiş. Bizimkiler eve geliyordu konuşmak için. Kisa zaman geçti kapı çalmıştı. Gülizar koşup kapiyi acti. Annem aglayarak ustume kosuyordu. O gordugum manzaradan sonra sarilmak bile istemiyordum anneme. Boynuma sarilip ağlıyordu. Babam ayakkabilarini cikartti koydu kenariya. Simay yanima oturdu.

Annem:

– Kuzum nereden çıktı bu şimdi?
– Anne nasil olsa gidecegim. Ha bugün ha sonra ne fark eder.
– Kuzum oyle de acelesi mi vardı.

Anne bile demek gelmiyor soğuk davraniyordum. Babam arkama gecip ellerini omzuma atti.

– Ne de olsa Vatan borcu. Elbet ödenecek. Oğlan haklı hanım. Gitsin gelsin yasi geçmeden. Okulu ne yaptin paşam?
– Kazandığım universiteye gidip askere gitmek istedigimi soyleyip, şu belgeleri vereceğim. Bir yıl boyunca sure taniyacaklar. Sadece o yilin kayit ucretini odeyecegim onlara.
– Parayı nasil bulacaksin paşam hic yok bende.
– Kara mambayi sattim baba. Ilana koydum alirlar elbet.

Babam daha çok üzülmüştü. Arkasini dönüp mutfaktan balkona çıktı. Özge ile annem sanki evden cenaze çıkmış gibi ağlıyordu. Telefonum çaliyor. Mete arıyordu.

– Alo kanka neredesin?
– Evdeyim moruk.
– Cenneti aldik bara geçeceğiz. Gelmek ister misin?
– Valla cok iyi olur hem konusacaklarim var sizle.
– Hayirdir ne konuscaz?
– Gelince konuşuruz.
– Tamam 15 dakikaya sizin evdeyiz.

Evdekilere cikacagimi söyledim. Yukarıya çıkıp giyindim. Dis kapiya çıkıp sigarami yaktigimda cocuklar gelmişti. Arabanin camindan Zeki kafayi çıkarttı.

– Hist haci gülle. Bak kim var burada.
– Kim var Zeki?
– Sarışın bil bakalim kim?
– Merve mi?
– Oğlum o kızıl yapti saclarini o değil.

Gülerek arabaya yaklastim. Kapiyi zeki açtı. İçeriye girdigimde sarisin olan Ilayda idi. Gorunce şaşırmıştım.

Ilayda:

– Selam kuzey.

Şaşkın surat ifadesiyle.

– Selam İlayda? Sen yurt dışında değil miydin?
– Evet, dün döndüm. Sınav sonuçlarımız açıklanmış baktın mı?
– Hayır ne zaman açıklandı?
– Dün. Öğrenci numaranı ver bakalım hemen.
– Tabi bakalım.

Çok heyecanlanmıştım.

Ferhat;

– Kanka biz zeki ile mezuna kaldık. Seneye bir daha deneyeceğiz.

Zeki arkasına yaslanıp İlayda’nın omuzlarına attı kolunu;

– Baba taşşaklı, babanın taşşaklara el arabası lazım. Hişt kuzeyin oğlu git şurdan el arabası kap gel taşşaklarımı taşıyıver be hadi hacı gülle.
– Taşşağını siktirtme Zeki. Ne oldu amına koyayım? Nereyi kazandın?

Zeki elinde ki kağıdı gösterdi. Gözlerim yuvalarından çıktı resmen;

– Ananın amına koyayım bu ne lan? Ne yaptın piç bu sıralama ne?

Zeki ilk 2500 kişinin arasındaydı sıralaması. Puanını okuyamadım bile. Sayısalda full çekmişti.

Zeki;

– Söylüyorum oğlum size. Babanın taşşaklara beton döksen yetmez. Hey yavrum hey.
– Vay amına koyayım be!

İladya;

– Kuzey!
– Kızım ne bağırıyorsun korktum ne oldu?
– Kuzey! İnanamıyorum! Harikasın tebrik ederim!

Kucağında ki laptopu kenarı fırlattı. Kucağıma oturup boynuma sımsıkı sarılıyordu.

– Kızım ne bu sevinç nereyi kazandım? Sıralamam kaç?

Kucağımdan indi. Laptopu eline alıp ekranı gözüme sokuyordu. Çok şaşırmıştım ellerimle ağzımı kapatıp;

– Vay ananı avradını sikeyim bu ne lan! Şaka mı abi bu oha lan!

Zeki;

– Ne oldu ki? Ver bakayım? Ooofofff ananı sikeyim ananı bu ne! Hişt hacı gülle hadi iyisin iyi, benim taşşaklar ezildi bak şimdi. Seninkilere el arabası da yetmez ama olsun.

İlk 1000 kişi arasına girmiştim sıralamada. Kendime hayret ediyordum. Ama sevincim fazla uzun sürmedi.

– Ferhat kanka sağa çeksene.
– Ne oldu kanka
– Çek kanka sen bir yere toslamanı istemiyorum yine.
– Tamam kanka çektim.

Ferhat arabayı kenarı çekti. Konuşmaya başladım;

– Ben bu sene gitmeyeceğim üniversiteye. Askerlik belgem gelmiş. Şubeye gidip konuştum. Okulu seçince orayla da konuşacağım. Askere gidiyorum bu yıl.

Herkes şok olmuş, dut yemiş bülbüle dönmüşleri. Aval, aval yüzüme bakıyorlardı.

Zeki;

– Mete Kuzeyin oğlunun kafasına bakıver yarıldı mı? Ne diyon hacı gülle sen?

Mete;

– Yok kanka kafası temiz, klorak mı içtin oğlum?

Ferhat;

– Rahat mı battı bilader?
– He amına koyayım rahat battı. Sorma o kadar rahatım ki. Götümden girdi ağzımdan çıktı.
– Dur kanka sinirlenme hemen. Gidince konuşuruz.

İlayda siğim, siğim ağlıyor. Konuşmuyordu. Bara gidene kadar konuşmadı hiç kimse. İlayda pencereden kafasını uzatmış, sessiz, sessiz ağlıyordu. İlayda’nın yanına gidip oturdum. Yol boyunca saçlarını okşuyordum. Bara gelmiştik. Arabadan indik, içeride ki atmosfer harikaydı. Kafayı dağıtmaya çok ihtiyacım vardı. Bir köşeye geçip oturduk, içkilerimizi söyledik. Babamın iş durumundan bahsettim arkadaşlarıma. Hepsi de çok üzülmüştü. Baya bir süre konuştuk, içkilerimizi içtik. İlayda’ya sürekli sarılıyor, öpüyordum. Ayrılmıştık sevgilim değildi ama tadı damağımda kalmıştı açıkçası. Elinden tutup piste kaldırdım. Doyasıya kadar pistte öpüşüyorduk. Artık hızımızı alamadık. Barın tuvaletine soktum İlayda’yı. Kucağıma alıp duvara yasladım. Deliler gibi öpüşüyorduk.

Üzerinde ki ince askılı bluzdan memelerini çıkarttım onları emiyordum. Çok özlemiştim bu memelerin tadını. Altındaki eteği sıyırıp yukarı çekti. Külotunu yarı yere kadar sıyırdı. Pantolonumun kemerini çözüp aşağıya sıyırdım. İlayda eğildi. Boxerın kıyısından sikimi çıkartıp yalamaya başladı. Artık ısırmıyor hatta mükemmel yalıyordu. O acemiliği atmıştı üzerinden. İlayda sikimi yalarken, saçlarını okşuyor, sikimi boğazına kadar bastırıyordum. Saçlarından tutup kaldırdım, domalttım İlayda’yı . kalçalarını ayırıp o mis gibi kokan, ıslanmış amını yalamaya başladım. Sarı sarı tüyleri vardı amında. Ben yaladıkça dudaklarımı gıdıklıyordu. Daha fazla dayanamadım çok tatlı bir amı vardı. Sikimi amına bastırdığımda ilk günkü gibi dardı amı. İnlememek için koluyla ağzını kapatıyordu. Sikimi iyice soktum o dar amına. Git gel yapmaya başladım. Baya bir süre git gel yaptıktan sonra sikimi içinden çıkardım. Amının dudaklarına volkan gibi patlamıştım. Tüm döllerim amından yere damlıyor, süzülüyordu. Eline peçete alıp amını temizledi. Pantolonumu giydim. Oda külotunu yukarı çekti ve eteğini indirdi. Memelerini tekrar içine sokup üzerini düzeltti. Dudaklarımdan öpüp, elimden tuttu. Tuvaletten çıkmıştık bizimkilerin yanına gittik hafif çakır keyif olmuşlar. Zeki barda bir kadın bulmuş onunla dans ediyordu.

Zeki;

– Hacı gülle, siktir et askerliği bak ortam şahane orda göt mü sikecen napacan amk?

Yerime geçip oturdum. İlayda kucağıma oturuyordu. Sırtını, bacaklarını okşuyor. Kollarını öpüyordum. Sabaha kadar bu şekilde eğlendik. İçmeyi bıraktık bir zaman sonra bir kafeye gidip türk kahvelerimizi, sodalarımızı içtik. Yemek yedik. Gün ağarmış sabah olmuştu resmen. Biz de ayılmış kendimizdeydik ama çok yorgunduk. Arkadaşlarıma kendim gideceğimi söyledim. Onları uğurladım ve telefonumu çıkartıp Aysel yengemi aradım.

– Alo yenge uyandın mı?
– Çoktan kahvaltı yapıyorum ne oldu kuzum?
– Müsaitsen yanına geleceğim hasret giderelim biraz.
– Ihm bir dakika. Kuzum sofradayız. Müsait değilim aslında.
– Daha iyi ya. Heyecan olur biraz.
– Deli çocuk iyi gel madem.
– Gelme desen gelmeyeceğim sanki…
– Gelirsin sen. Hadi kahvaltıya dönüyorum
– Afiyet olsun yengelerin en ateşlisi

Yengem gülerek telefonu kapattı. Bir taksi buldum ve köye doğru gitmeye başladım. Biraz uyumuştum takside. Taksicinin sesiyle uyandım;

– Kardeş köye geldik nereye bırakayım.
– Şu soldan gir tekin çiftliği var orada inecem
– Tamam.

Gözlerimi ovuşturdum. Taksicinin parasını verip indim taksiden. Çiftliğe girdim. Evin kapısını çalıyordum açan yoktu. Aysel yengemi aradım telefonla;

– Yenge neredesiniz?
– Kuzum ahırdayım. Abinler bahçede.

Telefonu kapattım önce bahçeye uğrayıp selam verdim herkes bahçeye bir şeyler ekiyor, güllü nenem tavukları güdüyordu. Hayvanlara bakacam diyerek ayrıldım yanlarından. Aysel yengen de orada dedi güllü nenem tamam hem onu görürüm dedim ahıra gidiyordum.

Ahırın kapısını açtım içeriye girdim. Aysel yengem saman balyaları ile uğraşıyor, altında incecik şalvarı kalçaları bir oyana, bir buyana sallanıyordu. Eğilip kalktıkça göt ayrımı belli oluyordu şalvar üzerinde. Arkasına gidip sikimi götüne yasladım. İrkilmişti;

– Ayy! Kuzey senmiydin korkuttun.
– Başka birini mi bekliyordun?

Elimle götünü okşuyor, beline sarılıp sikimi iyice bastırıyordum.

– Yok bu kadar sert bir sik yok bizim ailede. Dur kuzey giren oluverir.
– Bir şey olmaz gel bakayım şöyle köşeye özledim kız o ateşli amını.
Yengemi belinden tutup samanların arkasına çektim içeriye birden giren olursa toparlanacak zamanımız olurdu en azından. Gözüm dönmüştü zaten. Bağrı açık, götü meydanda, altında şalvar, kafasında yazma. Böyle daha seksi görünüyordu ateşli yengem.

Altındaki şalvarı sıyırmaya çalışıyordum. Dur yapma gelen olur diyerek izin vermiyordu. Yazmasıyla birlikte saçlarını tutup domalttım önüme. Altında ki şalvarı külotuyla birlikte dizlerine kadar sıyırdım. Burnumu amına dayadım. Aç kurt gibi götünü, amını yalıyordum. İş yapmaktan terlemiş, yapış yapış olmuştu apış araları. Ben yaladıkça saman balyalarını sıkıyor, dur yapma diyordu ama nafile. Köpek gibi yalıyordum o terli amını. Kıllanmıştı iyice amı, kesmemiş. Ağzıma kılları gelip duruyordu, kötü kokmuyor, aksine kıllı olduğu için daha çok terlemiş, tüm sularını yalayarak emiyordum amının dudaklarını, yalıyordum kasıklarını. Kalkan sikimi çıkarttım ve birden kökledim amına. “ahh dur yavaş” diye inledi. Hızlı hızlı sokup çıkartıyordum amına. Amı çok ıslanmış, terle karışık ahırda, “şap şap” kasıklarına vurma seslerim duyuluyordu. “yavaş gelen olacak off içimi oydun” diyordu. Ama dinlemiyor, o böyle dedikçe daha sert sikiyordum. Bir süre bu şekilde siktikten sonra belinden tutup çektim önüme çömelttim. Ağzına sikimi verip yalatmaya başladım. İştahlı bir şekilde yalayarak boşaltıyordu beni. Kafasını çekmek istedi ama izin vermedim. Kafasından tutup bastırıyor, tüm döllerimi ağzına akıtıyordum. Ağzına iyice boşaldıktan sonra kafasını bıraktım. Bacaklarıma vuruyordu. Ağzında ki dölleri kenarıya tükürdü. Başında ki yazmayı çıkarttı, ağzını sildi. Gözlerimin içine bakıyordu;

– Ne hayvansın kuzum sen ya
– Özledim diyorum değil mi?

Kapı açılmıştı. Apar topar sikimi içime soktum. Balyayı taşımaya çalışıyor gibi yaptım. O ara Aysel yenge şalvarını üzerine geçirip yazmayı donunun içine soktu. Balyayı sırtlandım.

– Yenge nereye koyayım bunu
– Köşeye koy kuzum.

İçeriye güllü nenem gelmişti;

– Hay maşallah kuzeyime bak. Yavaş annem incitme belini. Aysel kızım hadi çay koy da içelim. Baban çay istiyor.
– Tamam anne.
– Yenge dur bende geleyim Cevatı seveyim biraz.
– Git kuzum git, çaydanlığı getirirsin yengene.

Güllü nenem hayvanların yanına geçti. Aysel yengemle yan yana yürüyerek eve gidiyorduk. Bahçeye baktığımda hala bahçeyi belliyorlardı.

Cevat dede;

– Paşam bir şişe buz kap gel sana zahmet dolaptan.
– Tamam dede.

Aysel yengemin bacaklarını elliyordum yürürken. “yapma öküz” diye fısıldıyordu. “doymadım bir posta daha atayım mı” diye sorduğumda yüzü gülüyordu. Telefonum çalıyor Özge yengem arıyordu;

– Tatlım neredesin?
– Çiftlikte.
– Orada ne yapıyorsun?
– Sıkıldım dolaşmaya geldim.
– Öğlen oldu gelmedin merak ettim.
– Aramayı unutmuşum sarjım yoktu.
– Tamam tatlım sorun değil, Aysel yanında mı?
– Evet.
– Verir misin.
– Tabii

Aysel yengeme uzattım telefonu. Bir şeyler konuşuyorlardı. Aysel yengem yavaş yavaş geliyordu. Cevat dede su istediği için koşarak eve gittim dolaptan suyu kaptım. Bir an önce suyu verip eve tekrar dönüp Aysel yengemi sikmeyi istiyordum tekrar. Suyu alıp çıktım evden bahçeye koşuyordum. Aysel yengem hala telefonda konuşuyordu. Suyu verdiğimde geri döndüm. Aysel yenge bahçede değildi. Eve gittim, mutfağa girmiş, çay suyu koyuyordu tüpe. Arkasına geçip beline sarıldım.

– Kuzey dur bak valla gören olacak korkuyorum.
– Herkes çalışıyor sen gibi yarrak mı yiyor? Kim görecek.

Tekrar altından şalvarı sıyırdım. Arada bir pencereye kafasını uzatıp gelen giden varmı diye göz ucuyla bakıyordu. Kucakladım masaya oturttum Aysel yengemi. Bacaklarını araladım amını yalıyordum.

– Şu kılların bile tahrik ediyor beni.
– Gidemedim özgelere, Gülizar alıyordu kılları.
– Gülizar mı temizliyo senin amını?
– Evet ben alamıyom ağda ile.
– Off ağda mı yapıyorsun birde kaymak gibi oluyor mu?
– Hemde nasıl bal dök yala.
– Bala gerek mi var, bak yaladıkça bal damlıyor amından.
– Salak.

Diyerek kafama vurdu. Arada kafasını geriye atıp pencereden bakıyordu. Ben de o ara sikimi tekrar çıkardım bacaklarını belime doladım ve amına pompalamaya başladım. İnlememek için kendini zor tutuyor, sürekli pencereden dışarıyı gözetliyordu. Üstünde ki tişörtü sıyırdım. Memelerini ısırıyor emiyordum. Yengem kısık sesle “ahh offf” diyor, pencereye bakmayı ihmal etmiyordu. İyice hızlandım memelerini emerek amına pompalıyor, yengem zevkten kafamı bastırıyor, memelerini ağzıma sokuyordu.

Bu şekilde çay suyu kaynayıp taşana kadar siktim amından. Sikim patlayacaktı artık, Aysel yengem orgazm oluyor, kafasını geriye atıp kısık sesle böğürüyordu “ohh off bittim” ben hızlı hızlı amını sikmeye devam ediyordum.

Mutfağın kapısı birden açılmıştı. O anki korkuyu hiçbir şeye değişemem. Sikim amının içinde kalmış, Aysel yengem kafamı bastırıyor, kapıya bakıyor, memelerinden ağzımı çıkartıp kafamı kapıya uzattım. Yengem masasın üstünde bacaklarını belime dolamış, sikim amında, memeleri dışarıda, birine yakalanmıştık, kapıda şuanlık sadece gölge gözüküyor, bizi izliyordu…

26. BÖLÜM SONU

DEVAM EDECEK…

LÜTFEN DEĞERLİ YORUMLARINIZI ESİRMEYİNİZ!…

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

KAYIT-I Sinem-3:

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

KAYIT-I Sinem-3:

I’i buradan: http://xhamster.com/user/GloriousXXX/posts/423615.html
II’yi de buradan: http://xhamster.com/user/GloriousXXX/posts/424357.html

okuyabilirsiniz ama okumanız şart da değil 🙂 herkes öncesine link veriyor diye şeyettim..

“çok kötüsün” demişti ya hani.. İyi çocuktum aslında… o da biliyordu zaten…

Hayatımın yazını yaşıyordum, aletim elimin şeklini unutmuştu artık (yalan, günlük mast’a devam, kolay mı o yaşın libidosunu doyurmak).. Ama Allahı var her gün ya gündüz ya gece, bazen ikisi birden birlikteydik.. Sadece benim için de değil tabi bu olanlar.. Sinem hiç bilmediği sularda yüzüyordu, benim ona olduğumdan fazla o da bana açtı.. Bir gün evdeyken, aşkım sende porno film var mı?” diye sordu.. Ağzına aldığında doğru yapıp yapmadığını kontrol etmek istiyormuş.. “Yok bebeğim, olsa da zaten yazlıkta video yok, kışlıkta hepsi” dedim.. Aslında evde porno da vardı, eski tip sadece player’ı olan video oynatma cihazı da.. Sanırım komplex yaptım, porno endüstrisinin özenle seçilmiş big-dick’lerini görüp sonra bana dönüp “bunlar aletse seninki ne?” veya tam tersi “sendeki yorrack’sa bunlar ne?” tarzı bir tribe girer mi diye.. gençlik işte…

Temmuz ayı bu şekilde bitti.. Ağustos başında bir gün Sinem bana; dersane kaydı için şehre gideceğini, sınıf tespiti için deneme sınavı da olacağını, eğer istersem o günü birlikte geçirebileceğimizi söyledi.. Havalara uçtum… Zira bir sürü şey yaşadık ama benim annemler bizim siteyi, onun anneleri onların siteyi terk etmediği için hiç ev muhabbeti yaşayamamıştık daha… Anneler olmasa komşular vs.. sıkıntıydı yani hep… hayalimi süslüyordu uzun zamandır bembeyaz çarşaflar, loş oda ışığı, çırılçıplak Sinem, ben de tabi…

Ertesi gün sabahın sikinde babam yola çıkar çıkmaz anneme dağ-tepe gezme planımız olduğu yalanını sallayıp normal kıyafetlerle çıktım hemen evden… minibüsle bunların sitenin önüne gittim, sahil yolunda Sinemlerin evin terasını gören bir banka oturdum.. 2-3 dk sonra balkona çıktı beni gördü, eliyle işaret edip bir sonraki durağa gönderdi… 10dk sonra uzaktan gördüm kendisi aşağı indi, durağa gelen şehir minibüsüne bindi, 50 metre sonra da ben el ettim bindim… Baktım aşkım en arka dörtlüde cam kenarına oturmuş, zaten ondan başka 2-3 kişi var.. gittim yanına oturdum, muhtemelen Sinem tek binince askılısına şortuna bakıp iç geçiren gençten şoför ben gidip yanına şlağ diye öpünce bok gibi kaldı.. neden sonra fark ettim ki şoför köyün gençlerinden tanıdığım bir çocuk, 1-2 defa ev partilerinde bira içmişliğimiz var; selamlaştık, yanına gittim motor üstüne 1-2 dk konuştuk, “yengen olur” uyarısını da nazikçe yaptım arada ? döndüm aşkımın yanına…

Sol camdan sevgilimin üzerine güneş vuruyordu, hemen her gün güneş altında kayıkta ve sürekli taze yanık halinde olduğundan biraz rahatsız edince yer değiştirdik… şoför arkadaş önden seslendi “perde var arkanda dibinde, çeksene” diye.. onu da çekince rahatladık… Tabi rahatlar rahatlamaz eller oynamaya başladı alttan.. arka dörtlünün sağ köşesinde bir amca var ama, amca biner binmez sanki off tuşuna basmışsın gibi uykuya daldı kafayı cama koyup (gölgede tabi amk çocuğu).. bu sırada sahil şeridi bitti, başka binen olamaz şeklinde minibüs yaklaşık 40dk sürecek yola doğru hızlandı.. kaldık bizbize..

Sinem hafifçe omzuma yaslandı.. yanındaki hasırımsı çantayı olabildiğince dik şekilde amcayla aramızdaki boş koltuğa koydu, siper de aldık yani.. ben elimi dizine koydum, Sinem sol ayağını iki koltuk arasındaki boşluğa sıkıştırdı, sıkıştırınca bacaklarının arası açıldı, açılınca elim arasına düştü (veya düşürdüm) ? ufak ufak okşamaya başladım sevgilimi… ben okşadıkça o bacaklarını biraz daha aralıyor, bir an evvel kukusuna ulaşmamı sağlamaya çalışıyordu.. askılı bluzun içinde göğüsleri sıkışmış, yukarı doğru kabarmıştı. Her zamanki bikini yanığının yanında, sadece bana özel zamanlarda yanan ve artık pembeleşmiş göğüsleri de görünüyordu.. acaip tahrik ediciydi.. elimi iyice aşağı indirdim sağ bacağından kısmen şortunun paçasından içeri soktum.. baş parmağı arandı, arandı.. sonunda buldu.. yanıyordu yine.. o yanınca ben de deliriyordum tabi her zamanki gibi.. sinem de aynısını yapıp benimkinden daha küçük elini şortumun paçasından komple içeri soktu.. o da hedefine ulaştı… yüzlerimize hiç bakmadan birbirimize dokunmaya başladık… ben başparmağımı iyice ısaklığına gömmeye başladığımda artık nefes alışı değişmeye başladı Sinem’imin.. dudaklarını ısırmaya eliyle skimi koparma denemelerine başladı…

Yandaki amcanın horlamasına, minibüsün içine giren asfalt ve rüzgar sesine, ön sıranın boş olmasına güvenip bir adım ileri gideyim dedim.. Önce şortumu aşağıya sıyırıp ufaklığı komple dışarı aldım; sonra boştaki elime Sinem’in koltukaltından içeri gidip koca göğüslerini okşamaya başladım.. tabi etkisi oldu bütün bunların; Sinem önce dudağını ısırırken sesler çıkartmaya başladı; devamında da iki eliyle sickimi ve toschacklarımı avuçlamaya.. kolumu arkasına atarak hafif aşağı bastırmaya başladım, ortam net müsaitti ağzına alması için.. istekliydi de.. ama arkadaki amca ve yolculardan tırsıyordu sanırım ki ne kadar sinyal versem de kafasını indirmedi… “sen ileri gitmezsen ben giderim” dedim ve kolumu çekip bu defa belinden doktum şortunun içine.. hemen külotunu bulup onu da bypass ettim ve klitorisinden başlayıp kuyruk sokumuna kadar giden vadiye daldım istekle… sırılsıklamdı, ateş gibiydi, kaygandı.. asıl önemlisi orada yaptığım her parmak hareketi, skimi kavrayan eli kasıp gevşetiyordu.. birkaç gündür pembe arka deliğini yalamamdan, dilimi içine sokmamdan aldığı zevki bildiğim için, bir parmağımla da (baş parmağım ama) oraya baskı yapmaya başladım.. deliriyordu zevkten.. hafif aşağıya indi başı.. saçları çarpmaya başladı aletime.. işaret parmağımın ucu ile şişmiş klit’ine parmağımın baş parmağa bakan yüzü ile bütün ıslaklığına, son olarak baş parmağımla da götüne aynı anda basıyordum… bir taraftan da omzumla “al ağzına artık amk” baskısı yapıyordum.. başı indi.. indi.. önce her zamanki gibi bir öpücük kondurdu, sonra da benim o ana kadar bildiğim kadarıyla dünyanın en sıcak diliyle buluştu skim.. bu sırada kendimi kaybetmek üzereydim, başparmağımla götüne yaptığım baskı sanki daha da zevk almasını sağlıyordu, arttırdım tabi.. işaret parmağımın sivri boğumunu yarıya kadar amına gömmüş baş parmağım dikine göt deliğini zorluyor; işaret parmağımın ve orta parmağımın ucuyla da patlamak üzere olan klitorisini zorluyordum.. bu sırada Sinem de girdiğimiz ufak tefek çukurların etkisiyle bazen boğazına da değen skimi dibine kadar ağzına almış sıkı sıkı vakumlayarak emiyor, dilini de iyice küçülttüğü ağzının içinde sikimin etrafında gezdiriyordu…

Tam o an, ayarlasan denk gelmeyecek şekilde ana yol köprüsüne gelen minibüs, fazla yavaşlamadan sola doğru uzun çıkışı dönerken, Sinem de merkezkaç kuvvetinin etkisiyle sağa doğru, elimin-parmağımın üstüne basmaya başladı bütün vücuduyla… başparmağım zaten limite yakın baskı yaparken şimdi iyiden iyiye zorlamaya başlamıştı ki, girdiğimiz bir çukur kaçınılmazı ilan etti, parmağım ¼ saniye içerisinde köküne kadar gömüldü aşkımın poposunun hiç keşfedilmemiş derinliklerine.. Sinem de bu defa hiçbir orgazmında olmadığı kadar ciddi bir elektroşok yaşadı doğal olarak.. Ağzı dolu olduğu için dışarı fazlaca bir ses çıkmadı ama, dişlerinin skimin kökünde yaptığı iz de 15 gün falan geçmedi.. Ama allahı var saçma sapan hareketler yapıp ele vermedi bizi.. o böyle yapınca ben de parmağımı sabit tutup diğer parmaklarımla amına daha fazla baskı, olası acıyı azaltacak daha fazla zevk noktası arayışına girdim-ki 10 bilemedin 15 saniye sonra daha da istekli olarak yeniden başladı yalamaya ve vakuma..

Bir yandan verdiği hisle ikinci aletim konumundaki başparmağım, diğer yandan Sinem’in artık ustalaşmaya başladığı blow-job, bir yandan yasak işin hazzı… çok fazla dayandığımı sanmıyorum.. 1 dakika içinde falan kasılmaya başladım.. hemen ardından da sevgilimin boğazının derinliklerine fışkırmaya..

Gözümü açtım.. kafamı kaldırdığımda şoförün aynadan bana bakışını yakaladım.. ben bakana kadar “naapıyorlar amk acaba” bakışı vardı ama, gözünü yakalayınca önce önüne döndü, sonra bana bakıp göz kırptı “eferim ortak” gibilerden.. Ona n’ooluyorsa artık..

Toparlandık.. Amca hâla uyuyordu.. Sinem’e boşalıp boşalmadığını sordum; iki defa direkten döndüğünü, ama yine de çok güzel olduğunu söyledi.. ne kadar acıdığını sorduğumda ise, “önce kakam gelmiş gibi rahatsız etti ama aslında acıdı diyemem” dedi..

O günü komple yazacaktım aslında ama; bu bölümü bile epey uzun sürdü yine.. Siz bununla idare edin şimdilik; ben de günün kalanını yazayım.. Görüşmek Üzere

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Eski nişanlım – Part 1

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Eski nişanlım – Part 1
Merhaba xhamster.com hikaye severleri, ben İstanbul’dan mehmet (gerçek ismim değil.) Sizlere bundan 6 sene önce nişanlanıp 1.5 sene nişanlı kaldığımız nişanlımla aramda yaşananları aktaracağım. (Şuan yıl 2017)

Kendimden bahsetmem gerekirse 28 yaş, 1.82 boy, 83 kilo ve normal bir vücuda sahip, esmer ve 3 erkek kardeşin en büyüğüyüm. Sikim bazı hikayelerde uydurulduğu gibi uzun değil. Sadece 16 cm ve elimle avuçladığım zaman benim elime tam sığan bir kalınlıkta. Nişanlım Merve ise (gerçek ismi değil) benden 6 yaş küçüktü ve nişanlandığımız sıralarda 16 yaşındaydı. 1.75 boyunda, kumral, beyaz tenli ve boyuna göre  normal kilosuyla tam bir köylü kızıydı. Hafif basenli ve mandalina büyüklüğündeki göğüsleri benim azmama yeten şeylerdi. Güzelliği de benim için bir mankenden daha güzel ve doğaldı (makyaj yapmazdı). 3 erkek ve 1 kız  kardeşlerinin en küçüğüydü. Hikayeye geçmeden önce uzun olacağını belirtmek isterim. Çünkü daha iyi anlamanız için bazı yerlere de değinmek istiyorum. Bu yüzden partlara ayırdım.

Nişanlımla tanışmamız biraz tesadüfe dayalı. Memleketten akrabamın oğluyla evlenen ablasını referans alarak kız kardeşini bana alma düşüncesi oluşan ailem durumu bana söylediğinde hayırlısı diyerek geçiştirdim. Çünkü esk**en birçok kız arkadaş edinmiş ve hepsiyle bir şekilde hayal kırıklığına uğrayarak ayrıldığım için bu durum benim için olursa olsun olmazsa da zaten sikimde değil edasındaydı. 22 yaşına kadar hiçbir şekilde hiç kimseyle cinsel teması olmayan benim de cinsel arzularım vardı ama muhafazakar bir ailenin ferdi olduğum için öyle yetişmemden de olsa gerek cinselliği sadece evleneceğim kişiyle yaşamayı bekledim. Babam anneme göre biraz açık sözlü ve rahat olduğu aynı zamanda yer yer bize arkadaş gibi yaklaştığı için bazen bana;

 +Oğlum bak büyüdün ve bu yaşa geldin. Senin de cinsel isteklerinin olduğunu gizli gizli porno seyretmenden biliyorum. İstersen seni karıya göndereyim, en azından hem açlığını giderir hem de tecrübe sahibi olursun.

Ben de;

-Yok baba ben evlenmeden kimseyle birlikte olmam. Sen de biliyorsun ki bu zinaya giriyor. Çok büyük günah. O yüzden sabredeceğim.

+Sen bilirsin oğlum. Ama teklifim her zaman için geçerli kararını değiştirirsen gel ve bana söyle.

-Sağol baba değişmez ama tamam söylerim.

Annemle böyle konuları hiç konuşamazdım. Çünkü dedim ya yetişme tarzı biraz da bayanlara karşı “Ya terslerse
Ya bişey derse.” korkusuyla yaklaşamaz kılıyordu beni. Eski sevgililerimle tanışmalarımı da ya bir arkadaşım vasıtasıyla ya da mektupla yapıyordum. Çekingen tavrım yüzünden hiç birine direk ilan-ı aşk yapamadım. Ayrıca hepsine evleneğim kız gözüyle baktım.

Neyse gelelim asıl konuya…
Ailem mervenin de isteğini öğrendikten sonra bana telefon numarasını vererek nişandan önce biraz tanışmamızı istedi. Ben her ne kadar telefonla tanışmanın bir anlam ifade etmeyeceğini düşünsem de içimdeki cinsel açlık beni bunu kabullenmeye zorladı. Zaten annem önceden çektiği fotoğrafı bana gösterdikten sonra benim Merveyi istemem daha da arttı.

 Telefonla tanışmamız kısa sürdü ve bu zaman zarfında daha birbirimize canlı canlı görmeden aşkım, canım, bebeğim.. gibi sözlerle hitap etmeye başladık. Bunun bir sebebi de benim bir an önce merveyle evlenmek istememdi. O günden 3 ay sonra yani kurban bayramı tatilinde memlekete gidip nişan takma kararı aldık.  Artık ikimizde o günü iple çeker olduk. Çünkü birbirimizi canlı görmeyi herşeyden çok istiyorduk. Maddi durumumuz iyi olmadığından nişan için kredi çekmek zorunda kaldık. Neyse ki çalıştığım iş yerinin anlaşmalı olduğu banka iş yerini kefil alarak bana istediğim parayı verdi.

Sonunda o gün geldi ve bir araba kiralayarak yola çıktık. Memlekete vardığımızda direk ilçeye geçerek oradaki evimizde kaldık. Artık nişanlanacağım kız bana sadece 14 km’lik uzaklıktaki köydeydi. Bu mesafe bile bana çok geliyor bir an önce sevdiğime kavuşmanın heyecanı ile ertesi sabaha kadar uyuyamayarak sabırsızlıkla bekliyordum. Beklediğim zaman geldi ve onlara geldik. Benim heryerim zangır zangır titriyordu ta ki sevdiğimi görene kadar.
Onu görünce içimdeki kor ateş körüklenmiş, durdurulması zor bir yangına dönüşmüştü. Onu sarıp koklamak ve öpmek için tek engel ailelerimizdi ki benim ailem kadar onun da ailesi muhafazakardı. Aileler arasında tanışma faslından sonra nişanlım çekingen tavırlarıyla elindeki kahveleri dağıtmak için en sonunda içeri girdi. Zaten titreyen elleri benim kahvemi verirken daha çok titremeye başladı. Ama tahmin ettiğimden farklı olarak kahve bibersizdi. 🙂

Ben kimsenin yüzüne bakamadan kahvemi yudumlarken babasının sorusuyla irkildim;

+Damat bey oğlum (beni çoktan kabullendikleri için böyle hitab ediyor.) İşler nasıl gidiyor, ne işle meşgulsün?

-Bir fabrikada makina programcısı olarak çalışıyorum efendim. İşler bayağı yoğun.

+İyi iyi güzel. Maaş ne veriyorlar sana kızıma bakabilecek misin bakalım koca İstanbul’da?

-Emin olun kızınıza iyi bakacak kadar yüksek maaş alıyorum efendim. Bundan şüpheniz olmasın.

+Peki madem öyle olsun. Kızım Merve gel bakalım.

Merve geldi ve;

-Efendim baba. (Titrek bir sesle)

+Ne dersin evleneceğin kişi sence sana layık mı?

-Siz daha iyi bilirsiniz babacım ama ben onunla tam manasıyla tanışmış değilim.

+Nasıl yani?

-Bu zamana kadar telefonla konuştuk sadece onunla daha yüz yüze görüşmüş değiliz.

+Hmmm iyi bakalım. Hanım çocukları yan odaya al da bir konuşsunlar bakalım. Damat bey benden geçti kızım da kabul ederse nişan takabiliriz.

Zaten ikimizin de isteği tam olarak buydu.  Telefonla konuşurken bir yolunu bulup başbaşa kalmak için bir bahane bulmamız gerekiyordu ve o da büyük elden yani babasının rızasıyla oldu.
Yan odaya geçip annesi gittikten sonra kapıyı kapadım ve kapı tam çaprazımızda kalacak şekilde oturduk ki kapıya biri gelirse görelim diye. İkimiz de çekingen olduğumuz için birinin lafı açması lazımdı çünkü ilk defa başbaşa kalıyor ve birbirimizi daha iyi süzebiliyorduk. Lafa ben başladım;

+Nasıl sence telefonda gördüğün kadar iyi miyim? (Kendimi pek yakışıklı bulmam)

-Hayallerimdeki erkek tipisin aşkım. Peki sence ben nasılım?

+Ben sana kurban olurum ya gel buraya.

Birbirimize sarıldık ve iki acemi yine ürkek bir tavırla öpüşmeye başladık. Ben bir yandan kapıyı gözetliyor bir yandan da Merve ile öpüşürken vücudunun her yanını elbisesi üzerinden  (üzerinde soğuk olduğu için renkli bir kazak altında da vücudunu saran siyah bir pantolon vardı) okşuyordum göğüslerini kalçalarını ve bazen amını içimdeki cinsel açlığın verdiği heyecanla. Merve ise sadece bana sarılmış anın tadını çıkarmaya çalışıyordu. Bu şekilde 10 dakika kadar öpüştük sonra içerdekileri fazla bekletmemek için toparlanıp çıktık.
İçeri girince babası;

+Ne diyorsun kızım tamam mı?

-Evet baba ben Mehmet ile evlenmek istiyorum. Kararımı verdim.

 zaman yarın isteme faslıyla beraber nişanı da takarız, öyle değil mi dünür?

-Aynen dünür şu oğlanı bir evlendirelim ben de rahatlıcam artık.

Neyse ertesi gün oldu gündüzden yüzükler, takılar,  tatlılar vs. alındı. Yüzükleri almaya il merkezine gitmiştik. Tabi ben giderken arka koltukta mervenin annesi yanımızda olmasına rağmen boş durmamış yine sessizce öpüşmeye başlamıştık. Bu şekilde daha zevkli oluyordu. Yakalanma korkusu olmasına rağmen. Üstelik annemle babam önde oturuyor ki bizi dikiz aynasından görmemeleri mümkün değil. Neyse bu kısmı fazla uzatmaya gerek yok, o gün akşam nişan takıldıktan sonra tatlılar yendi, fotoğraflar çekildi. Çok kalabalık bir nişan olmuştu. Ertesi gün İstanbul’a gitmek için yola çıktık. Nişanlım gitmemi istemiyordu ama mecburdum, çalışmam lazımdı…

Bir sonraki partda görüşmek üzere arkadaşlar hoşçakalın.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Çikolata Yüzünden Seks Manyağı Ol

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Çikolata Yüzünden Seks Manyağı Ol

u.
Birden elimdeki yarağı kalp gibi atmaya, ucundan beyaz bir
sıvı fışkırmaya başladı. “Ohhhh,
bitirdin beni küçük kevaşeee, ohhhhhh!” diye inledi. Sonra da siki
elimin içinde yavaş yavaş küçülmeye başladı. O an korku
ile ellerimi çektim. Durmuş ağa gözleri kaymış bir
şekilde, “Aferin sana, çok memnun ettin beni!” deyince çocukça
sevindim. “Hadi üstünü başını düzelt, ellerini de derede
yıkayıp, sularını götür, annen merak etmesin!” dedi.
Ben dediklerini yaparken, o da toparlandı ve “Yarın öğleden
sonra su doldurmaya gel, bak sana neler getireceğim!” deyip
yanımdan uzaklaştı.

Sabah oldu,
herzamanki koşuşturma içinde öğleden
sonra olmasını bekliyordum. Öğleden sonra anneme,
“Anne dereden su getireceğim!” dedim. Annem de, “İyi
olur, akşam hepimiz yıkanırız, 5-6 sefer ediver
kızım!” dedi. Kovaları alıp hemen dere kenarına
koştum. Etrafa bakındım ama kimsecikler yoktu. 3 sefer eve
gittim geldim, halen Durmuş ağa gelmemişti. Dere kenarına
4. varışımda Durmuş ağa oradaydı, beni görünce
sırıtmaya başladı. Eliyle ‘Gel’ işareti yaptı.
Hemen yanına koştum. “Hele bir gel şu tarafa geçelim, bak
sana ne vereceğim!” deyip, elimden tutarak beni biraz ilerideki
çalılıkların arkasına götürdü. Bizi burada kimsenin
görmesine imkan yoktu. Sonra elini cebine atıp bir şey çıkardı,
o an gözlerim parladı. Bu Gofretli çikolatalardandı, daha önce
Hülya’nın elinde, birde muhtarın oğlu Ali yerken görmüştüm.

Çikolatayı
bana uzattı, ama ben tam alacakken çekti. Ben saf saf yüzüne bakarken,
“Hele şu entaririnin üzerini bir sıyırıver küçük
yosmam benim!” dedi. Ne dediğini tam anlamamıştım, ama
hemen yaka düğmelerimi çözüp, entarimin üstünü atletimle beraber belime
sıyırıverdim. Durmuş ağa çikolatayı elime
verirken, kendi de bana iyice sokuldu. Kısacık boyumla göğsüne
anca yetişiyordum. Ben çikolatayı yerken, o dizlerinin üzerine çöküp,
belimi sıkıca kavradı ve dünkü gibi göğüslerimi
ağzının içine alıp uçlarını emmeye
başladı. Biryandan da, “Çok tatlısın, tazeciksin,
ohhhh!” diye mırıldanıyordu. Ben halen yavaş
yavaş çikolatamı yiyordum.

Sonra elleri
entarimin eteğinden içeri süzülüp minicik kalçalarımı
sıkıp okşamaya başladı. Halen göğüslerimi öpüp
yalıyor, tamamını ağzının içine alıp
alıp çıkarıyor, bu sırada da sürekli
şapırtılı sesler çıkartıp, “Çok
güzeller, her yerin minicik orospu, deli oluyorum sana!” diye
mırıldanıp duruyordu. Bir süre göğüslerimi göbeğimi
öpüp durdu, bu arada elleri sürekli kalçalarımı,
kasıklarımı okşayıp duruyordu. Ben de o sırada,
hem çikolata yemenin verdiği mutlulukla, hem de okşanmanın ve
öpülmenin verdiği o değişik duyguyla, içimde bir şeylerin
kıpırdanmaya başladığını hissediyordum. Yine
bacak aramda değişik birşeyler oluyordu, sonra amımın
sulandığını hissettim. Bir an işedim sandım. Ama
çok değişik bir duyguydu bu.

Sonra
Durmuş ağa kulağıma yanaşıp, “Aferin çabuk
öğreniyorsun, kısa süre sonra çok iyi öpüşürsün sen!”
dediğinde, kendimi sanki çok önemli bir şey yapmış gibi
hissettim. O anda gözüm sikine takıldı, dünkü gibi kocaman
olmuş, başı mantar gibi şişmiş, dimdik duruyordu.
“Hadi okşa sikimi! Dün yaptığın gibi yapacaksın,
hadi mutlu et ağanın kalkmış yarağını, küçük
meleğim!” dediği anda ellerim birden sikini kavrayıp
sıvazlamaya başladı. Bir süre daha göğüslerimi öpüp
okşadı, bu sırada bacaklarımı ve
kasıklarımı da sürekli okşuyor, hafif hafif
sıkıyordu.

Dilimle önce
biraz yaladım, çikolatanın tadı ağzıma gelince çok
hoşuma gitti ve dondurma yalar gibi hızlı hızlı
yalamaya başladım. Aynı zamanda da sikinin gövdesini iyice
kavramıştım ve sürekli yukarı aşağı
okşayıp duruyordum. “Aferin küçük yosmama, ohhh yala
ağanın sikini, bak nasılda mutlu ediyorsun beni, ohhhhh!”
diye inleyip, sikinin başına biraz daha çikolata sürdü. “Hadi
şimdi ağzını kocaman açıp sikimin
başını ağzına al!” dedi. Ağzımı
kocaman açıp, sikinin kafasını ağzıma aldım, ama
çok büyüktü, bütün ağzımı doldurmuştu, burnumdan zor nefes
alıyordum. Ağzımın içi tekrar çikolata tadı ile
dolmuştu. Sonra şeker emer gibi emmeye başladım.

Durmuş
ağanın elleri sürekli her tarafımı okşuyor, nerem denk
gelirse öpüyordu. Vücudumu tekrar ateş basmıştı. Onun
sikini okşayıp yalamak bende değişik duygulara neden oluyordu,
adını koyamadığım ama hoşuma giden
duygulardı bunlar. Durmuş ağa, “Dilinle etrafını
yala, ohhhhh, ucunu ağzına sokup çıkar, em onu, em
yarağımı küçük orospu!” diye mırıldanırken,
ensemden tutmuş sikine bastırıyordu. Dediklerini pek anlamıyordum,
ama anladığım kadarıyla ne derse yapmaya
çalışıyordum. Durmuş ağa yavaş yavaş belini
oynatmaya başladığında, sikinin gövdesi elimde, ucu
ağzıma girip çıkıyor, siki ağzıma girdiğinde
ucunu emiyor, hafif çıktığında dilimle yalıyordum.

Durmuş
ağa, “Bak birazdan beni çok mutlu edeceksin, ağanın beyaz
beyaz dölleri akacak, sakın kaçırma ağzını, yut
onları, tamam mı küçük orospum benim?” dedikten sonra, belini
daha hızlı oynatmaya başladı. Artık yarak
gırtlağıma kadar girip çıkıyordu, bu biraz midemin
bulanmasına neden oluyordu. Ama ben halen sikini yalayıp, emmeye ve
okşamaya çalışıyordum. Bir süre sonra Durmuş ağa,
“Ohhhhhh, ağzını siktiğim küçük yosmaaa, al sana
ağanın dölleri, ohhhhh, amını da sikip dölleyecem senin,
ohhhhh, ağzını sikeyimmm senin, ıhhhhhhhh!” diye,
inleyip hırladı ve sikinden beyaz bir sıvı
fışkırmaya başladı. Sikini ağzıma ittirip
ensemden bastırınca, ağzım o sıvıyla
dolmuştu. Çoğunu yutmuştum o sıvının, ama
tadı değişik gelmiş, midem bulanmıştı.
Kafamı hemen çektim, öğürmeye başladım.

“Durmuş
amca midem bulandı!” dediğimde, “İlk kez
tadıyorsun ya ondan, onlar benim döllerimdi, ağzını sikip
döllerimi yutturdum sana, ohhhh, çok zevk verdin bana orospum, zamanla
aışırsın küçük fahişem benim!” dedikten sonra
beni kucağına oturtup, sağ eli ile belimi sıkıca
kavradı. Kucağında ufacık kalmıştım.
“Bak şimdi ben de seni mutlu edeceğim! Hele bir tadını
al, ondan sonra hep peşimde koşacaksın!” dedikten sonra
omuzlarımı, göğüslerimi öpmeye başladı. Sonra
diğer elini donumun içine kaydırdı. Donum
sırılsıklamdı, “Ağam donum ıslak, utanıyorum!”
dedim. “Utanma meleğim, o senin zevk suyun, amın keyiflenince
böyle ıslanır, sikilip boşalmak ister!” dedikten sonra,
elini donuma yice sokup, parmağı ile amımın deliğini
okşamaya başladı. “Bak buraya am denir, eğer sikimi
buraya sokup boşalırsam, amını sikmiş olurum!”
dedi. Sonra kafasını göğüslerime gömüp göğüslerimi
ağzının içine alıp uçlarını emmeye
başladı. Göğüslerim ağzının içinde yok olurken,
eli de amımı daha hızlı okşamaya başladı.

Durmuş
ağa, “Bu yaşadığına boşalmak denir,
işte sen de beni boşalttığında böyle hissediyorum! Nasıl,
mutlumusun?” dedi. Halen kollarım boynunda sarılı idi,
başım omuzunda duruyordu. O ise yavaş yavaş vücudumu
okşuyordu. Bu duygu bile çok güzeldi. “Durmuş amca çok güzeldi, birdaha
yap!” diye inlemeli bir sesle kafamı kaldırıp ona
baktım. Durmuş ağa bir kahkaha atıp, “Ben sana demiştim
küçük kaltak, hele bir tadını al ondan sonra vaz geçemezsin diye! Amcığının
ateşi sönmedi galiba, ama şimdilik bu kadar yeter, sonra gene
yaparız!” dedikten sonra dudaklarıma yapıştı. Bir
süre öpüştükten sonra beni kucağından indirip, üstünü giyinmeye
başladı. Ben de üzerimi giyindim.

[Nilüfer] ALINTI!

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Suriyeli Kiracılarım! (4 Bölümlü Hikaye)

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Suriyeli Kiracılarım! (4 Bölümlü Hikaye)

Merhaba, adım Mehmet. 53 yaşındayım, karım Hatice ise 50 yaşında. 30 yıllık evliyiz. İki oğlum bir de kızım var ve üçü de evli. Beş de torunum var. Karımla bazen haftada bir, bazen de iki haftada bir sikişiyorum. 30 yıllık evliliğin ardından haftada bir sikişmek nispeten iyi sayılabilirse de, benim için yeterli olmuyor. 53 yaşında olsam da kendimi ruhen ve bedenen daha genç hissediyorum.

Karımı da halen çok seviyor ve arzuluyorum, mümkün olsa onu her gün sikmek isterim. Ancak hayat bana bunu yapma imkânı vermiyor. Bazen torunlar, çocuklar ve gelinler gelip bizde kalıyorlar, yada karım onların yanına gidiyor, torunlara bakmak için kalıyor. Tabii bu durumda benim istediğim gibi her gün sikişmek de mümkün olmuyor. Ancak karım kapalı, dini bütün bir kadın ve kocası olarak onun üzerinde sahip olduğum hakları bildiğinden ben ne zaman istersem ilişkiye giriyor.

Alt katımdaki boş daireyi geçen ay Suriyeli bir aileye kiraya verdim. Aslında bunu yapmayı hiç istemiyordum. Çünkü daha önce de Suriyeli bir aile oturmuş ve evin içine etmiş, üstelik birkaç aylık kirayı da ödemeden kaçıp gitmişlerdi. Daire Türk bir ailenin oturacağı halde değildi. Epey zaman boş kaldıktan sonra mecburen yine bir Suriyeli aileye vermek zorunda kaldım. Az da olsa oradan gelecek kiraya ihtiyacım vardı.

Kiracım Selman adında kırklı yaşlarında biri, bir konfeksiyonda çalışıyor. Beş kızı ve bir de oğlu var. İki oda bir salondan ibaret dairede, karısı, annesi ve 6 çocuğuyla beraber, toplam 9 kişi oturuyorlar. Karısı ondan daha genç gösteren bir kadın. Siyah bir pardesü giymiş, başını da siyah bir türbanla sıkıca bağlamış halde görüyorum onu her zaman. Beni gördüğünde yüzünü başka tarafa çeviriyor. Kızları da aynı anneleri gibi giyiniyor, ancak kızlarının yüzü de kapalı oluyor ve sadece gözleri görünüyor.

Bir gece saat ikiye doğru işemek için kalktım. Çişimi yaparken gelen seslere bakılırsa alt katta da birilerinin ayakta olduğunu fark ettim. Banyonun penceresi küçük bir aydınlatma boşluğuna açılıyordu ve sesler oradan geliyordu. Nedendir bilmem ama durup dinlemek istedim. Maşrapaya akan suyun sesine Arapça konuşma sesleri karışıyordu. Tabii ne konuştuklarını anlayamıyordum. Ancak konuşanlardan birinin Selman olduğunu anladım, diğeri de karısıydı.

Bir dakika kadar sonra sesler azaldı, ancak daha sonra başka türlü sesler gelmeye başladı. Pencerenin mandalını çekip açtım ve kulağımı yaklaştırdım. Dikkat kesildim iyice. Yine arada sırada Arapça sesler geliyor olsa da, bunun haricinde inleme sesleri geliyordu. “Ohhh, ohhh, uhhh, ayyy…” seslerine tok bir ses eşlik ediyordu.

Kalbim heyecanla atmaya başladı. Gecenin bu saatinde Selman karısını banyoda sikiyordu. Kadının Arapça bir şeyler dediğini duyabiliyordum, yazık ki ne olduğunu anlayamıyordum. Ancak çıkardığı iniltileri anlamak için dil bilmeye gerek yoktu. Muhtemelen Selman ayakta domaltmıştı karısını ve kasıklarının karısının kasıklarında ve kalçalarında, götünde çıkardığı sesleri hemen fark ediyordum. Bu sırada sikimin sertleşip kalktığını gördüm. Bir elimle sikimi sıvazlarken kulağım aşağıdan gelecek seslere odaklanmıştı.

Kadından ve Selman’dan gelen iniltiler ve sikişmenin doğal sesleri hızlanmaya, artmaya başlamıştı. Onlar sikişirken ayakta boşalacak hale gelmiştim. Derken bir süre sonra kesildi sesler. Sikişmeleri 2-3 dakika kadar sürmüştü. Sonrasında yine maşrapaya akan suyun sesi, Arapça konuşmalar derken sesler tamamen kesildi.

Sikim kazık gibi olmuştu. Gecenin o vakti 31 çekmemek için kendimi zor tuttum. Yatağa girip hiçbir şeyden haberi olmayan karımın dolgun vücuduna sarıldım.

En son sikişmemizin üzerinden on gün kadar geçmişti. Elimi geceliğinin altından soktum ve kalçalarını okşadım. Gecenin serinliğine karşın karımın vücudu sıcacıktı. Aşağıdaki sikişmenin üzerine bir de karımın dolgun kalçası eklenince sikimin sertliği ve azgınlığım daha da arttı.

Karım az sonra uyandı. Kalçalarında gezinen elimi tuttu yorganın altından ve “Ne oldu, azdın mı gece gece?” dedi. “Çok azdım, çok azdırdın beni, on gün geçti, çok özledim seni!” dedim. Hemen geceliğinin ön kısmındaki düğmeleri açtım ve beyaz koynunu öpmeye başladım. Karım, “Çok uykum var, sabah yap!” dediyse de, “Olmaz, şimdi yapalım, çok azdım, sabahı bekleyemem!” dedim.

Geceliğinin altında beyaz atleti vardı. Atleti sıyırdım ve ortaya çıkan memelerini öpmeye, emmeye başladım. Memeleri yaşından dolayı sarkmış olsa da onları öpmeyi, emmeyi, yalamayı çok seviyordum. Sokak lambalarının ışığının aydınlattığı yatak odasında karımın etli meme uçlarını emerken, o da tava gelmiş, saçlarımı, omuzlarımı okşuyordu.

Bir elim altta kalçalarını okşarken diğeriyle memelerini avuçluyordum. Aklım Selman’ın karısındaydı. 6 çocuk doğurmasına karşın halen daha taş gibi sayılırdı. Giydiği uzun siyah pardesünün altında dolgun vücudu belli oluyordu. Arap olmasına karşın esmer tenli değildi, bembeyaz bir yüzü vardı. Selman fakirdi, ama kadın yönünden şanslı bir erkekti.

Sikimin sertliği son raddeye gelmişti, artık karımın amına girmek için sabırsızlanıyordum. “Çıkar külotunu, aç bacaklarını!” dedim emreden bir sesle. Karım hiç sesini çıkartmadan iki eliyle külotunu sıyırıp çıkardı ve yatağın yanına, yere bıraktı. Bacaklarını iki yana açarken ben de üzerimizdeki yorganı iyice açtım, eşofmanımın altını ve külotumu çıkardım. Karımın bacaklarının arasında yerimi aldım.

Sikimi sıvazladım bir süre daha ve sonrasında yavaşça üzerine eğildim. Sikimi amının üzerine sürttüm, karım bundan çok hoşlanıyordu. Ben sikimi amına sürterken o da bir eliyle sikimi tuttu. Amının üzerinde alınmamış bir miktar kıl vardı ve sikime batıyordu kıllar. O nedenle daha fazla bu şekilde devam etmek istemedim.

Sikimi çekerken karım eli sikimde olduğu halde, “Az daha yap!” dedi. “Kılların batıyor, niye tıraş olmadın?” dedim bunun üzerine. Karım, “Olurum sonra, sen yapsana!” dedi, bu sırada sikimi sıkıca kavramıştı. Gece vakti onu üzmek istemediğimden bir süre daha devam ettim. Sikimi kıllı kasıklarına, etli ve sarkık am dudaklarına sürttüm. “Tamam mı, yeter mi?” dediğimde, “Tamam tamam!” dedi çabuk olmamı isteyen bir sesle.

Az sonra sikim karımın amının dudaklarıyla buluştu önce, ardından da içinin tatlı sıcaklığıyla. İyice uzandım üzerine, sikim amının en derinlerine kadar giriverdi hemen. Hızlı hızlı sikmeye başladım. Aklım Selman’ın karısındayken altımda karımı sikiyordum. Karımın elleri sırtımda, belimde, götümün yanaklarında gezinirken dudaklarından hafif iniltiler çıkıyordu. Alt kattaki kiracıların duymaması için olabildiğince sessiz olmaya çalışıyor, aldığı zevki fısıltılı seslerle belli ediyordu.

Ama ben onun gibi değildim. Zaten alt kattaki sikişmenin sesleri beni azdırmıştı. Şimdi de karımı var gücümle sikerken zevkten inliyordum. Karımın koca memeleri sikişmenin etkisiyle göğsümün altında sallanıp duruyordu. İki elimle kavradım onları ve avuçlayıp sıkmaya başladım.

Karım bacaklarını iki yana daha da açarken amına rahatça sokup çıkarıyordum sikimi. Altımızda karımın doldurduğu yün yatak vardı, yataktan ses çıkmasa da altındaki bazadan ağır ağır gıcırdama sesleri geliyordu.

Karım bacaklarını kaldırdı havaya ve belime doladı. Belimi ve götümü oynattıkça, kaldırıp indirdikçe sikim amının en derinlerine kadar girip çıkıyordu. 30 yıldır siktiğim amından halen daha keyif alıyordum. 30 yıl sikimi içine almış, üç çocuk çıkarmıştı ama halen daha tatlıydı amı.

Pompaladıkça terli kasıklarımızdan sesler gelmeye başladı. Selman’ın karısını sikerken çıkan seslerin benzeriydi bu sesler. Karımın memelerine asılmıştım deli gibi, hamur gibi sıkıyordum. Havadaki bacakları yaylanıp duruyordu. Ellerimi memelerinden çektim ve alttan kalçalarını tutup kaldırdım, omzuma attım. Bu şekilde daha sert ve güçlü sikmeye başladım.

Ancak karım bundan hoşlanmamıştı, “Yavaş ol, millet duyacak!” dedi heyecanla. “Sikerim milleti!” dedim ve sikmeye devam ettim. Karım bu sözlerimden sonra başka bir şey demedi ve kendini sikişmenin akışına bıraktı. İki eliyle yataktan tutunmuştu. Geceliğinin açık olan ön kısmından taşan memeleri pompaladıkça deli gibi sallanıyordu.

Kasıklarımızın çarpışmasından çıkan güçlü ve tok sesler bütün odayı çınlatır hale gelmişti. Sikim amının içinde gidip gelirken omzumdaki bacaklarını, kalçalarını okşuyordum bir taraftan da. Bir süre bu pozisyonda devam ettikten sonra amından çıktım ve “Domal hadi, biraz da öyle sikeyim!” dedim.

Karım bir şey demeden doğruldu çabucak ve geceliğinin eteklerini belinde toplayarak köpek gibi domaldı. Pencereden içeri vuran sarımtırak sokak lambasının ışığında karımın bembeyaz kalçalarını, götünü görmek sikimin sertliğini kaybetmesine engel oluyordu. Sikimin üzeri amının sıvıları ile kaplanmış, ıslak ve kaygan bir haldeydi. Kısa bir süre sıvazladıktan sonra karımın halen açık duran amına arkadan girdim.

Karım belini iyice eğmiş, yüzünü yastığa yapıştırmış haldeydi. Bu pozisyonda sikilmeyi çok seviyordu. Götünün yanaklarını kavradım ve güçlü bir şekilde sikmeye, pompalamaya başladım. Karımın götünün etli, dolgun yanakları, belinin etleri löpürdüyor, titriyordu. Çıkan sesler ise daha güçlü ve yoğundu.

Karımdan da iniltiler gelmeye başlamıştı şimdi. “Ahhh, ahhh, uhhh, ıhhh…” sesleri yüzünü yapıştırdığı yastık nedeniyle boğuk da olsa anlaşılıyordu. Bir elini alttan amına atmıştı, ben sikerken o da amını ovalıyordu. Ellerim götünün yanaklarında, belinde, kalçalarında geziniyor ve sikim bu pozisyonda amının en diplerine girip çıkarken aldığım keyif daha da artıyordu.

Kıllı göt deliğine başparmağımla bastırdım. Karım 30 yıllık evliliğimizde amını bana sayısız kez sunmuş olsa da, götü konusunda cimri davranıyordu. Hele ilk yıllarımızda isteklerime büyük bir şiddetle karşı çıkmıştı. Ancak son senelerde, çocuklar da evlenip gittikten sonra (Eğer bana götten vermezsen başka kadınlara giderim, hatta seni boşarım!) deyince razı gelmiş ve bu sayede götünün tadını almaya başlamıştım. Amının genişliğine inat göt deliği bir bakirenin amı kadar dardı. Ama yine de götünü her zaman vermiyor, bunun için kendini hazır hissetmesi gerektiğini söylüyordu.

Aklım Selman’ın karısındaydı yine. Siktiğim karım olsa da sikmek istediğim o kadındı. Adının ne olduğunu bile bilmiyordum üstelik. Boşalmaya yaklaşırken yorulduğumu hissettim. Bir süre sikim amında olduğu halde bekledim. Karım, “Geldin mi?” diye sordu bu sırada. “Yok, az kaldı!” dediğimde, “Hadi be, dizlerim ağrıdı!” deyince, “Sikerim şimdi dizini!” dedim sinirle. Yeniden amında çalışmaya başladım.

Şimdi daha büyük bir güçle pompalıyordum. Bazanın gıcırtıları artmaya başlamıştı. Karımdan da boğuk iniltiler geliyordu. Kalbimin güçlü ve hızlı atışlarını boyun damarlarımda hissediyordum. Her yerim elektriğe tutulmuş gibi titrerken birden bire büyük bir güçle boşalmaya başladım. Boşalırken de amına sokup çıkardım sikimi. Döllerim oluk oluk on günlük bir aranın ardından karımın amına akıyordu.

Amında bir süre daha bekledikten sonra çıkardım sikimi. Karım da doğruldu bu sırada ve “Yavaş ol dedim sana!” dedi. “Sikerim yavaşını senin!” dedim. Kalbim halen güçlü bir halde atıyor, göğsüm şiddetle inip kalkıyordu.

Karım yataktan kalkıp banyoya geçerken, ellerimi başımın altına koyup tavana diktim gözlerimi. Daha önce de karımı sikerken, aralarında gelinlerimin de olduğu başka kadınları, kızları hayal ettiğim olmuştu. Ama şimdi bir fark vardı, Selman’ın karısını sadece hayal etmekle yetinemeyeceğimi biliyordum.

Ne yapıp edip onu sikmenin bir yolunu bulmam gerekiyordu…

Suriyeli Kiracılarım! (2. Bölüm)

Birkaç gün sonra kahvaltı sırasında karım evin temizliğine yetişemediğini, artık gelinleri çağırmak da istemediğini söyledi. “Ee, ne olacak peki?” diye sorduğumda, “Bu bizim kiracının karısını çağırırım, ucuza da gelir. Bizimkiler 100-150 liradan aşağı gelmiyor. Zaten durumları kötü, hiç olmazsa yardımımız dokunur!” deyince, “İyi, sen bilirsin!” dedim…

Ertesi gün akşamüzeri geldiğimde evin pırıl pırıl olduğunu gördüm. Karım kadından çok memnun kalmıştı. Bu arada kadının adının Gülsüm olduğunu öğrendim. Karım, “Bende para yoktu, sen aşağı inip versene kadının parasını, 50 lira!” deyince içimde bir şeyler canlandı. Heyecanla aşağı inip kapıya vurdum. İçerden Arapça sesler gelirken kapı açıldı. Selman’ın oğlu açmıştı kapıyı. 5-6 yaşlarında ya var ya yoktu.

“Annen evde mi?” diye sordum birkaç kez. Çocuk içeri geçerken az sonra kapıda annesi, yani Gülsüm belirdi. Kendisine ilk defa bu kadar yakındım. Birkaç gece önce kocasıyla banyoda sikişen kadın şimdi tam karşımdaydı. Başında yine siyah türbanı vardı, ancak pardesü yoktu. Siyah, tek parça bir elbise giymişti, eski ve biraz dar görünen elbise vücudunun kıvrımlarını belli ediyordu. Özellikle memelerinin iriliği gözümden kaçmadı. Zeytin tanesini andıran gözleri beyaz yüzünü boncuk gibi süslemişti. Gözlerinin altına sürme çekilmiş gibiydi. Parayı uzattım, “Kusura bakmayın, hanım verememiş…” dedim.

O sıra arkasında bir kadın belirdi. Selman’ın annesiydi bu, ilk defa görüyordum kendisini. Oldukça şiveli ama yine de anlaşılır bir Türkçeyle, “Gelinim anlamaz Türkçe!” dedi. Ben sadece Selman Türkçe biliyor sanıyordum, ama annesi de biliyordu demek ki. “Siz Türkçeyi nerden biliyorsunuz?” diye sorunca, kadın, “Ben zamanında Urfa’dan gelin gittim Suriye’ye.” dedi.

Selman’ın annesi en fazla 60 yaşında gösteren bir kadındı. Ben daha yaşlı zannediyordum oysa. Uzun boylu ve yapılı bir kadındı. Çiçekli uzun bir elbise vardı üzerinde. Başını ise büyük, beyaz bir yazma ile bağlamıştı. Kadının gelinininkilerden de büyük ve dolgun memeleri vardı. “Buyurun bir kahve için!” diyerek yaptığı davete, “İnşallah başka zaman!” diyerek karşılık verdim. Yukarı çıkarken sikimin sertleştiğini fark ettim.

Gece olup da yatağa girdiğimde karıma sarıldım hemen. Karım, “Ne oldu?” dedi şaşırmış gibi. “Özledim seni!” deyince, “Bu gece yapmayalım Mehmet, her yanım ağrıyor valla, akşama kadar temizlik yaptık!” dedi. “Ben senin kocanım, öyle temizlik falan anlamam!” dedim ve bir elimi geceliğin altından sokup kalçalarını okşamaya başlarken diğeriyle de memelerini avuçladım.

Boynunu, yanaklarını, dudaklarını deli gibi öpüyordum. Bakımlı sayılacak bir kadın değildi karım ve bu yüzden yanaklarında, çenesinde ve dudaklarının üzerinde tüyler olurdu her zaman. Ama buna karşın bacaklarında ve kalçalarında kıldan tüyden eser yoktu.

Sikim kazık gibi olmuştu çoktan. Etli meme uçlarını dilliyor, ısırıyor, emiyordum. Karımın memelerine kıyasla Gülsüm’ünkiler daha büyüktü. Onun memelerini emdiğimi, yaladığımı hayal ettim. İlk başta isteksiz davranan karım yorgunluğuna rağmen karşılık vermeye başlamıştı. Alttan elini sokmuş ve sikimi sıvazlıyordu.

“Ağzına alsana!” dediğimde, “Tamam, ama sen de benimkini alacaksın!” dedi heyecanla. “Tıraş oldun mu sen?” diye sorduğumda, “Oldum, hem de kaymak gibi yaptım!” dedi. “O zaman şöyle gel, şu üstündekileri de çıkart!” dedim. Az sonra ikimiz de çırılçıplak bir haldeydik. Yorganı kaldırdım iyice. Karıma, üzerime ters şekilde uzanıp sikimi ağzına almasını söyledim. Hemen dediğimi yapıp sikimi somurmaya başlarken, ben de onun gerçekten kaymak gibi görünen amını dillemeye başladım.

Karımın etli amının içine dilimi soktum. Islak ve kaygan amının içi fırın gibi yanıyordu. Bu arada kendisi de sikimi deli gibi somuruyordu. Gece vakti müthiş bir 69 deneyimi yaşıyorduk. 30 yıllık evliliğimiz boyunca cinsellik yönünden ikimiz de deneyim kazanmış, birbirimizi nasıl mutlu edeceğimizi öğrenmiştik.

Amını dilleyip yalarken, sol elimin işaret parmağını göt deliğine soktum. Karımdan herhangi bir tepki gelmedi. Kıllı göt deliğinin içinde ileri geri hareket ettirdim parmağımı. Kasıklarını öptüm, yaladım, dilledim. Amından zevk sıvıları akmaya başlamıştı, dudaklarım ve çenem ıslanmıştı iyice. Dolgun göt yanaklarını sıkıyor, yoğuruyordum bu arada. Karımın saksosu sikimi daha da sertleştirmiş, şişirmişti. Artık bir an önce amına girmek için yanıp tutuşuyordum.

“Tamam, hadi, bu kadar yeter!” deyince karım sikimi emmeyi bırakıp üzerimde doğruldu. “Ben üste çıkayım mı?” deyince, “İyi, hadi geç o zaman!” dedim. Sikim kazık gibi bir halde dikilmiş, tavana bakıyordu. Karım ayaklarını iki yanımdan yatağa koyup işer gibi çömeldi, eliyle kavradığı sikimi odanın loş karanlığında amına sokmak için hizaladı. Az sonra sikim karımın ıslak, yağlanmış gibi kayganlaşmış amına ağır ağır girdi.

Karımdan derin bir, “Ohhh…” iniltisi çıkarken, bir süre sikim amının içindeyken oturur vaziyette kaldı. Ellerini tuttum, az sonra götünü indirip kaldırarak sikimi amına sokup çıkartmaya başladı. Müthiş bir zevk alıyordum yine. Karımın kasıkları, götünün yanakları kasıklarıma ve taşaklarıma çarpıyor, ortaya çıkan sesler odada yankılanıyordu. Karımın iri, sarkık memeleri her bir hareketiyle sallanıyordu.

“Ihhh, ıhhh, ahhh, ımmm, ayyy, ohhh, ohhh…” sesleri karımın dudaklarından dökülüyor, benden de buna benzer sesler çıkıyordu. Karım bazen yavaş bazen hızlı bir şekilde oturup kalkmaya, sikimi amının en derinlerine sokup çıkartmaya devam etti bir süre. Sonrasında, “Dizlerim ağrıdı…” deyince, “Şöyle gel!” dedim ve belinden tutup bana doğru eğilmesini istedim.

Karım öne doğru eğildi dediğim gibi yaparak, dizlerini yatağa dayadı ve ellerini omuzlarıma koydu. Sikim halen amının içindeydi. Belimi kaldırdım, bacaklarımı dizlerimden bükerek iki yana açtım biraz ve bu şekilde alttan pompalamaya başladım. Kasıklarım, taşaklarım karımın dolgun göt yanaklarına çarptıkça ses patlamaları yaratıyordu. Sikim iyice kayganlaşmış amının içinde gidip geliyordu.

Sarkık memeleri pompaladıkça deli gibi sallanıyordu. Dudaklarından yine zevk iniltileri çıkmaya başlamıştı. Kalın, etli belinden tutuyordum sıkıca. Göt yanaklarının sikimin her bir darbesiyle löpürdediğini fark ediyordum. Altımızdaki bazadan gıcırdama sesleri gelmeye başlamıştı yine. Alttaki odada kimin kaldığını bilmiyordum. Selman karısıyla mı kalıyordu, yoksa çocuklar yada annesi mi kalıyordu bilmiyorum, ama eğer derin bir uykuda değillerse, yukarda karı koca bizim ne yaptığımızı bilmemeleri imkânsızdı.

Pompaladıkça boşalmaya yaklaşıyordum. Ellerimi göt yanaklarına attım ve karıma öne doğru biraz daha eğilmesini söyledim. Götü biraz daha havaya kalkarken daha büyük bir güç ve istekle sikiyordum. Odanın içinde sikişimizin sesleri yankılanıyordu resmen. Geçen sefer yavaş olmamı söyleyen karımdan bu kez hiçbir itiraz gelmiyordu. Var gücümle kendisini sikmeme sesini çıkartmıyordu.

Sonunda sarsıla sarsıla boşalmaya başladım. Boşalırken de pompalamaya devam ettim. Müthiş bir zevk dalgası her yanımı kaplarken karımdan derin ve hırıltılı iniltiler geliyordu. İkimiz de yorulmuştuk. Karım üzerime yığılmış haldeydi. Ne kadar dölüm varsa amına akıttım. Sıkıca sarıldık birbirimize.

Karım bir ayağını kaldırıp üzerimden kalktı ve yanıma uzandı. Başını göğsüme koyarken, “Çok yoruldum…” dedi. Çıplak bir halde o şekilde kaldık. Karıma, “Yıkanmayacak mısın?” diye sorunca, “Yorgunum, sabah yıkanırım…” dedi. “İyi o zaman, ben de sabah yıkanırım!” dedim, yorganı çektim üzerimize ve güzel, derin bir uykuya daldık…

Aradan geçen zamanda Gülsüm ve Selman’ın sikişmelerine kulak misafiri olmak istesem de, o ilk gecenin haricinde başka bir tanesine denk gelemedim. Karımla sikişmelerim ise son sürat devam ediyordu. Her seferinde siktiğimin karım değil de Gülsüm olduğunu düşünüyordum. Bu şekilde daha büyük zevk alıyordum…

Bu arada Selman’ın kira ödemeleri aksamaya başlamıştı. İşyerinden maaş alamadığını, geciktirdiklerini söylüyordu. Ben de her seferinde, “Tamam!” deyip bekleyeceğimi söylüyordum. Ama sonraki zamanlarda Selman önceki kiracıları aratır oldu. Üç aylık birikmiş kirası vardı, “Ne zaman vereceksin?” diye sorduğumda oyalayıcı cevaplar verdi. Benim de bir an tepem atınca küfür ettim. Selman en kısa zamanda vereceğini söyleyip giderken yaptığımdan pişman oldum.

Birkaç gün sonraydı. Karım küçük oğlumun evine gitmişti. Oğlum iş için şehir dışına gitmiş, karım da orada kalıyordu. Bu yüzden belki bir hafta daha kalacaktı orada. Akşam kapım çalınca açtım, gelen Selman’ın annesiydi. Adının Münire olduğunu öğrenmiştim, “Buyurun Münire Hanım?” deyince mahcup ve utangaç bir halde, “Beyim, az konuşalım mı senle?” dedi. İçeri davet ettim. Tek gelmesine şaşırmıştım.

Münire Hanım içeri geçti, oturmaya çekiniyordu. “Buyurun, çekinmeyin, oturun!” deyince anca oturdu. Üzgün ve titreyen bir sesle, “Beyim, kusura bakma, kaç zamandır kira veremedik. Çok borçlandık sana biliyorum. Benim oğlanı çıkarmışlar işten, içerde biriken parasını da alamadı. Eline, ocağına düştük, bu kışta kıyamette bizi kapıya koyma. Biliyorum senin için de zor, ama elimizden keşke bir şey gelse. Utandığı için kendi gelip söyleyemedi, ben geldim onun yerine. Eline, ocağına düştük…” dedi şiveli şiveli.

Biriken kiraları alacağımı düşünürken, şimdi bir bardak su içmem gerektiğini söylüyordu Münire Hanım bu dedikleriyle. “Ee, nasıl olacak peki, ne zaman alır parasını, kirayı ne zaman getirir?” dedim, kiradan gelecek para benim için önemliydi çünkü. Münire Hanım bileğinden bir bilezik çıkarıp, “Bunu al şimdilik, ne kadar eder bilmem, sen hesaplarsın…” diyerek uzattı.

Verdiği bilezik ince, teneke gibi bir şeydi. Doğru düzgün bir para etmezdi. “Bununla ne olacak ki, bir aylık kira bile değil bu, siz adam mı kandırıyorsunuz?” dedim sinirle. Münire Hanım, “Vallahi beyim, olan paramız bu, evde çocuklar iki gündür aç, azcık para vardı, onunla da ekmek, peynir aldık…” dedi. Yüzündeki ifade çok kötüydü, yalan söylemediği belliydi.

“Benim oğlan iş arıyor şimdi. Hayırlısıyla bir işe girsin, bu içerdeki parasını alsın hemen verir senin kiranı, mahcup etmez seni. Kurban olduğum, o zamana kadar idare et bizi, çoluk çocuk aç. Bir de sen bizi atma dışarı, vallahi o zaman iyice perişan oluruz…” dedi. Bu son sözlerini söylerken ağlıyordu. Kadının bu hali ve konuşması karşısında yapacak bir şeyim yoktu. Verdiği bileziği geri uzattım, cüzdanımdan da biraz para çıkarıp verdim. Almak istemeyince zorladım. Münire Hanım elimi öpmeye kalktı, benden büyük bir kadının bu şekilde davranması karşısında utandım. Dua ede ede gitti. Kira almayı beklerken üstüne para veriyordum.

Ertesi akşam işten döndüğümde kapım çalındı. Açınca karşımda Münire Hanım’ı gördüm yine. “Müsait miydin beyim?” deyince, “Tabii, buyurun!” dedim ve içeri davet ettim. Kirayı mı getirmişti, yoksa dün verdiğim paranın üzerine başka para mı isteyecekti bilmiyordum.

İçeri geçti, utana sıkıla, “Şey beyim, sana diyeceğim vardı kusura bakmazsan…” deyince cebimden yine para çıkacağını anladım. “Nedir?” dedim sıkıntıyla. “Bizim cereyan kesildi bugün, adamlar kesti. Birikmiş borcu vardı, ödeyemedik. Aşağıda karanlıkta oturuyoruz. Sen de varsa versen de ödesek…” dediğinde sinirlendim. “Ulan zaten üç kuruş paraya oturuyorsunuz, onu da veremiyorsunuz. Üstüne bir de benden utanmadan para istiyorsunuz!” dedim.

Münire Hanım’ın suratı kıpkırmızı oldu birden. “Sen de haklısın beyim…” dedi. “Seni göndereceğine o pezevenk oğlun gelsin!” dedim. Suratı bu sözüm üzerine daha da kızardı. “O yok burda, onun için ben geldim…” deyince, “O nereye gitti?” dedim. “Bilmiyorum, dün akşam çıktı, daha da gelmedi. Senin verdiğin parayı da aldı gitti, sabahtan beri aç açına oturuyoruz…” deyince daha da kızdım. Yanında oğluna epey bir küfür savurdum.

Münire Hanım tek kelime etmedi küfürlerime karşılık. “Haklısın beyim, sen de haklısın…” dedi başı öne eğik halde. Sonra da, “Sen gene de bir büyüklük yap, bir babalık yap bize. Bana değilse de bu gariplere acı. Ne olur versen para da hiç olmazsa şu cereyanı açtırsak…” dedi. Daha bir önceki kiracının sıkıntısını atamamıştım, kiradan hariç elektrik ve su parasını da üzerime yıkıp kaçmıştı. Şimdi yeniden aynısıyla karşılaşmak canımı fena halde sıkıyordu. Selman’ın elektriği üzerine almasında ısrarcı olmuştum, ama para gene benden çıkacak gibiydi.

“Ne olur beyim, elini ayağını öpeyim, kurban olduğum. Ne istersen yaparım, sen şu cereyanı açtır hele, borcunu da ben öderim. Bulur buluşturur gene veririm ben…” dedi. “Sen nasıl ödeyeceksin, neyin var senin?” dedim.

Münire Hanım ayakta duruyordu, bu sözlerimden sonra yanıma yaklaştı ve “Ne istersen yaparım beyim…” dedi. Bu sözlerinde bir şeyler vardı, ama tam emin olamıyordum. “Ne yaparsın?” diye sorduğumda, yine, “Ne istersen…” dedi. “Yani? Açık konuşsana be kadın!” deyince, “Eğer istersen sana karılık ederim…” dedi.

Ben Selman’ın karısını sikmeyi arzu ederken, birdenbire annesi ortaya çıkmıştı…

Suriyeli Kiracılarım! (3. Bölüm)

Münire Hanım’ın sözleri karşısında heyecanlandım ister istemez. “Sen ciddi misin?” diye sormadan edemedim. “Eğer sen de istersen olur…” dedi yine. Aklımda varsa yoksa gelini Gülsüm vardı, ama payıma Münire Hanım düşmüştü. Canımı sıktı bu durum.

“Kaç yaşındasın sen?” diye sorduğumda, “66.” dedi. Oysa daha genç gösteriyordu. Ben onu daha genç zannederken benden 13 yaş büyük çıkmıştı. Bir sigara yakıp derin birkaç nefes çektim.

Karşımda ayakta duruyordu. Üzerinde kol kısımları dantelli siyah tek parça uzun bir elbise vardı. Başını da parlak siyah bir türbanla bağlamıştı sıkıca. Elbisesinin altında koca memeleri bütün ihtişamıyla kendini belli ediyordu. Siyah elbise yapılı vücuduna dar geliyor ve memelerinden hariç kalçaları ve göbeği de beliriyordu.

“Beni memnun eder misin, kendine güveniyor musun?” diye sordum. Yüzü kızardı, kendisiyle alay ettiğimi düşünmüş olmalı ki titreyen sesiyle, “İstemezsen giderim…” dediğinde, “Az bekle!” dedim. Ayağıma gelen fırsatı kaçıracak değildim. Karımın yokluğunda benden büyük de olsa bir kadını sikme şansını geri tepecek halim yoktu.

Münire Hanım evini, barkını, yurdunu geride bırakıp gelmiş aciz bir kadındı. Bu yaşında borcuna karşılık bedenini satmayı göze alıyordu. Düşene tekme vurulmaz sözünün ne anlama geldiğini biliyordum. Ama içinde bulunduğum durumda bu söze uygun hareket edecek iradem ve nefsim yoktu.

“Seninle anlaşalım. Karım evde yok. Belki bir hafta daha gelmeyecek. O gelene kadar bana karılık edeceksin. Her akşam geleceksin, karım gelene kadar, tamam mı? Karım eve geldikten sonra da fırsat bulunca çağırırım seni. Eğer bir kere bile gelmezsen kendinizi kapının önünde bulursunuz. Anladın mı, kabul ediyor musun?” dedim.

Münire Hanım elleri yine önünde kenetli halde, yüzüme bakmadan, “İyi, tamam…” dediğinde, “Şöyle içeri geç!” diyerek yatak odasını gösterdim. Televizyonu kapattım ve yatak odasına geçtim. Münire Hanım yatağın önünde ayakta duruyordu. “Ne bekliyorsun, soyunsana!” dediğimde başındaki türbanını açtı önce. Yarıdan fazlası ağarmış saçları çıktı ortaya. Sonrasında elbisesinin önündeki birkaç düğmeyi açıp elbiseyi de başının üzerinden çıkarttı. Dizlerinin altına gelen çiçekli uzun bir don vardı altında. Üstüne ise beyaz bir tişört giymişti.

Tişörtü altındaki atleti ile başının üzerinden çıkardığında devasa memeleri çıktı piyasaya. Bir ineğin memesini andırırcasına iki koca karpuz gibiydi memeleri, sarkmıştı, meme başları sütlü çikolata renginde ve bir çay tabağı kadar vardı. Etli ve kararmış meme uçları ise iri bir zeytin tanesi kadardı. Görüntü sikimi sertleştirirken çiçekli donunu da sıyırdı aşağı. Kasıklarında ve amının üzerinde alınmamış, uzamış ve aynı saçları gibi ağarmış kıllar vardı. Epeydir tıraş olmadığı belliydi Münire Hanım’ın. Karnında ve göbeğinde de uzamış siyah tüyler vardı. Kılların ve tüylerin siyahlığına inat vücudu un gibi beyazdı.

“Ne zamandır tıraş olmadın sen?” diye sordum. “Çok oldu…” diye yanıtladı, ardından, “Sen de soyunsana…” dedi acelesi varmış gibi. Bakışları arasında soyunurken, “Gülsüm biliyor mu bu işi?” diye sordum. Önce cevap vermedi, ama sonra, “Nerden bilsin?” dedi. Sorumdan hoşlanmadığı belliydi.

Çırılçıplak kalırken ara ara bakışları sikime kayıyordu. Çoktan sertleşmiş ve kalkmış olan sikim birazdan onun kıllı, geniş amına girecekti. Yatak örtüsünü ve yorganı açtım, “Hadi gir!” dediğimde Münire Hanım yatağa uzandı. Kocaman, cüsseli vücudu yatağın yarısını kaplamış, devasa memeleri iki yanına sarkmıştı.

Yanına uzandım ve bir şey demesini, yapmasını beklemeden memelerine yumuldum. Etli uçlarını dillemeye, ısırmaya başlarken sağ elimle de alttan kıllı amını okşuyordum. Sık bir çalıyı andıran kılların ortasında amının etli dudaklarını parmak uçlarımla sıkıyor, parmaklarımı amının içine sokup çıkartıyordum.

Münire Hanım yaptıklarıma herhangi bir karşılık vermeden hareketsiz bir halde yatıyordu sadece. Uzun zamandır banyo da yapmıyordu muhtemelen, üzerinden pek de hoş olmayan bir koku geliyordu çünkü. Ancak o azgınlıkla bunu dikkate alacak halim yoktu.

Memelerini dillemeye, yalamaya, ısırmaya devam ediyordum. Kıllı amına dört parmağımı birden sokup çıkartıyor, amını ovalıyordum. Sikim kazık gibi bir haldeydi. Amına girmek için sabırsızlanıyordum, ama biraz daha sabretmek, etinin tadına varmak istiyordum.

Memelerinden sonra boynunu, göğsünü, yanaklarını ve yüzünü öptüm uzun uzun. Münire Hanım aynı bir odun gibi duruyordu yine. En sonunda dayanamayıp, “Senin hoşuna gitmiyor mu?” diye sordum. Şiveli konuşmasıyla, “Sen yapsana, ne edecen beni?” dedi. “Sen de katıl, böyle olmaz, öküz gibi durma!” dedim.

Ağarmış saçlarını okşadım. Gençliğinde güzel bir kadın olduğu belliydi. Alnını öptüm, ardından dudaklarını öpmeye başladım. Etli dudaklarını emdim, dudaklarının üzerinde aynı karımınki gibi siyah tüyler vardı ama Münire Hanımınkiler daha uzundu. Yanaklarında ve çenesinde kısa kalan tüyler bu noktada epey uzundu. Ancak yapacak bir şeyim olmadığından işime devam ettim.

Münire Hanım sözlerim karşısında tepkisiz kalmadı ve sağ elini sırtıma attı. Çıplak sırtımda nasırlı, güçlü elleri dolaşırken önce ürperdim ama sonra hoşuma gitmeye başladı. Koltuk altlarındaki kıllar da uzamıştı, oradan da ter kokuları yükseliyordu. Ancak normal bir ter kokusundan ziyade sanki baharat kokusuna benziyordu. Rahatsız etmeyen bir kokuydu.

Dudaklarını emdim uzun uzun. “Ağzını arala!” deyince bir miktar açtı, oluşan boşluğa dilimi soktum. Münire Hanım şaşırmış gibiydi. Dilim ıslak ve sıcak ağzının içinde geziniyor, dişlerine ve diline dokunuyordu. Ağzından da nahoş bir koku geliyordu. Akşam vakti soğanlı bir yemek yemişti anlaşılan ve soğan kokusunu alıyordum. Bir ara dilim dişlerinin arasında kaldı, dilimin ucunu ısırmıştı, belki heyecandan, belki şaşkınlıkla. Ama canımı yakmaya yeten bir ısırıktı.

“Dikkat et biraz!” deyince, “Az dur hele…” dedi Münire Hanım ve şaşkın bakışlarım arasında ağzını açtı. Elini soktuğu ağzından takma dişlerini çıkardı, dişleri yatağın yanındaki komodinin üzerine bırakırken bakışlarım dişlerin üzerindeydi. İnsanın içini kaldıran bir görüntüydü. İlk defa böyle bir şeyle karşılaşıyordum.

Takma dişler ağzından çıkınca Münire Hanım’ın yanakları içe geçmiş, avurtları çökmüştü. Ağzını yeniden aralarken dilimi tekrar soktum içine. Dişlerinin yerinde şimdi derin bir çukur vardı, dilim diline değiyordu. Dişler çıkınca nahoş koku da azalmıştı.

Yüzünü, yanaklarını, boynunu öptüm, yaladım. Yaşından dolayı yumuşamış, sarkmış boyun etlerini emdim memeleri gibi. Sağ elimse kıllı amını okşamaya devam ediyordu. Dört parmağımla amını deli gibi yoğuruyor, am dudaklarını sıkıyordum. Etli, dolgun kalçalarını okşadım, tüylü karnında gezindi ellerim. Tüylü karnına inat kalçaları karımınkilere benzer şekilde kaymak gibiydi.

Bunlar olurken Münire Hanım’ın eli sırtımda gezinmeye devam ediyordu. Sırtımdan sonra belime attı elini, yavaş yavaş tava geliyordu. Yeniden memelerini emmeye, yalamaya başladım. Meme başlarını, uçlarını yaladım, dilledim. Münire Hanım’ın hoşuna gitmeye başlamıştı artık. Şimdi iki elini sırtımda, belimde gezdiriyor ve güçlü elleriyle beni kendine çekmeye çalışıyordu. Omuz başlarımı öpmeye başlamıştı bu arada. 66 yaşındaki kadın zevk almaya başlamıştı. Onun bu hali, davranışları hoşuma gitti, benim de istediğim buydu.

Artık daha fazla devam edecek halde değildim. “Şu bacaklarını aç!” dediğimde, kalın, güçlü bacaklarını iki yana olabildiğince açtı. Amının etli dudakları kıl yumağının arasında bile belli oluyordu. Bacaklarının arasına girdim ve kalkık sikimi amının kıllarına sürttüm. Karımın amının kısa ve sert kıllarına karşılık Münire Hanım’ın uzun kılları yumuşak kalıyordu. O nedenle hoşuma bile gitti bu kılların içinde sikimi gezdirmem.

Bir süre daha devam ettikten sonra derin ve geniş amına yavaş yavaş sokmaya başladım sikimi. İlk anda hafif bir ürperti gibi gelen soğukluğun ardından yakıcı bir sıcaklık hissettim sikimde. Sikim koca amının içinde kısa bir sürenin sonunda taşaklarıma kadar içindeydi. Değil sikimi, kolumu soksam içine alacak bir amı vardı Münire Hanım’ın.

Bir süre bekledim içinde. Gözlerini gözlerime dikmişti. Ellerim koca memelerinin üzerindeydi. Ağır ağır sikmeye başladım. Kıllı amının içinde sikim çok rahat halde gidip geliyordu. Altımızdaki bazadan derin ve yoğun gıcırtılar gelmeye başlamıştı. Münire Hanım’ın elleri sırtımda ve belimde geziniyordu yine.

Bir süre daha ağır ağır siktikten sonra hızlanmaya başladım. Gıcırtılar artarken kasıklarım ve taşaklarım Münire Hanımın kasıklarına çarpıyor ve şiddetli sesler çıkıyordu. Sikim amının ulaşabildiği en uç noktalara kadar girip çıkıyor, gidip geliyordu. Ama o noktaların da ilerisinde daha derin yerlerin olduğunu biliyordum. Münire Hanım’ın amı derin ve karanlık bir mağara gibiydi, o en dip noktaları şimdiye kadar bir adamın yarağı keşfetmiş miydi acaba? Oraya kadar ulaşan bir yarak yemiş miydi kim bilir?

Artık onu sikmiyor üzerinde tepiniyor gibiydim. Var gücümle pompaladıkça Münire Hanım’ın etli, dolgun vücudu aynı büyüklükte bir güçle beni geri itiyordu sanki. Koca memeleri üzerindeki ellerime rağmen deli gibi sallanıp löpürdüyordu. Bazanın gıcırtıları karımla sikiştiğim zamanlarınkini çok aşan bir haldeydi artık.

Boşalmaya gittikçe yaklaşıyordum. Her yanım uyuşmaya başlamıştı. Sinirlerim çekiliyordu sanki, kalbimin şiddetli atışlarını hissediyordum. Münire Hanımınsa dudaklarındaki belli belirsiz titremeler haricinde verdiği başka bir tepki yoktu. Bir de dişsiz ağzındaki boşlukta hareket ettirdiği dilini dışarı çıkarıyordu ara ara.

Dizlerinden büktüğü kalın ve ağır bacaklarını havaya kaldırdı bir zaman sonra. Pompaladıkça bacaklarının havadaki yaylanması hoşuma gidiyordu. Memelerinden çektiğim ellerimi dizlerinin arkasına attım ve bacaklarını biraz daha kaldırdım havaya.

Bu şekilde daha güçlü bir şekilde sikmeye başladım. Ses patlamaları odanın içinde yankılanıyordu. Memelerinin sallanışlarını önlemek için elleriyle onları kavramıştı, ama buna rağmen bıngıl bıngıl oynuyordu memeleri. Sikimin her bir darbesiyle koca vücudu ileri geri yaylanıyor, kat kat kalınlaşmış yağlı etleri titriyordu.

Derken boşalmaya başladım. Kıllı ve derin amına ne kadar dölüm varsa bıraktım, bırakırken de sokup çıkarmaya devam ettim. Büyük bir enerji boşalması yaşamış gibiydim sikimi amından çıkartırken. Sikimden akan döllerimi amının kıllarına akıttım.

Kalp atışlarım normale dönerken yanına uzandım. Münire Hanım hiçbir şey demeden kalktı ve yerde duran uzun donuyla amının kıllarına bulaşan döllerimi sildi.

Karımı daha önce de aldatmıştım, ama bu gece ilk defa kendi yatağında bir kadını sikmiştim. Ve bu da kiracımın annesine nasip olmuştu. 66 yaşında da olsa bana zevk vermişti Münire Hanım. “Hoşuna gitti mi?” diye sordum. Cevap vermek yerine üzerini giyindi çabucak, komodinin üzerinde duran takma dişlerini alıp taktı.

Tam çıkacakken, “Az bekle!” dedim. Cüzdanımı çıkardım, içinden 20 lira alıp uzattım. Bir paraya bir bana baktı, sonra da parayı alıp avucunun içinde sıktı ve bir şey demeden çıkıp gitti.

Merdivenlerden inerken kapının deliğinden baktım. Selman’ın sesini duydum bu sırada. Yüzünü göremiyordum, ama aşağıda olduğuna emindim. Annesine Arapça bir şeyler söyledi, annesi de ona. Ne dediklerini bilmiyordum elbette.

Münire Hanım Selman’ın dün akşam çıkıp gittiğini ve henüz eve dönmediğini söylemişti. Yalan söylemişti, Selman bu şekilde söylemesini istemişti muhakkak. İyi ama Münire Hanım (İstersen sana karılık ederim…) derken Selman bundan haberdar mıydı? Oğlu borçlarına karşılık annesini mi siktirmişti bana?

Ertesi akşam eve geldim. Münire Hanım’ı beklemeye başladım. Saat dokuza doğru kapıya vuruldu. Açınca Münire Hanım’ı gördüm. İçeri geçti, kendiliğinden yatak odasına geçecekken, “Az dur!” dedim. “Ne oldu?” diyerek bana baktı. “Selman geldi mi?” diye sordum. Münire Hanım, “Yok, Allah onun boyunu devirsin, hangi cehenneme gitti bilmiyorum…” dedi.

“Bana bak, bana yalan söyleme. Dün akşam sen gittikten sonra o pezevengin sesini duydum. Seninle konuştu, Arapça bir şeyler konuştunuz. Seni o mu gönderdi?” dedim. Sözlerim karşısında yüzü pancar gibi kızardı. “Yok beyim, vallah evde değil, sen başkasının sesini duydun herhalde…” dedi, ama yalan söylediği çok belliydi.

“Ağzına sıçarım senin, oğlun sana pezevenklik mi yapıyor lan orospu?” dediğimdeyse, “Tövbe bismillah, o nasıl söz beyim?” dedi bir eliyle ağzını kapatırken. “Bu gece burada kalacaksın, nasılsa karım evde yok. Seni sabaha kadar sikecem, eğer gitmeye kalkarsan ağzına sıçarım!” dedim.

Münire Hanım şaşırmış ve korku dolu gözleriyle bana bakarken onu sabaha kadar sikmenin planlarını yapmaya başlamıştım…

Suriyeli Kiracılarım! (4. Bölüm)

Dairenin kapısını kilitlerken, “Vallah kalamam beyim sabaha kadar, dünkü gibi yap, bırak gideyim…” dedi yalvaran gözlerle bakarak. “Dünkü gibi olmayacak, sabaha kadar dedim sana, seni buraya oğlunun gönderdiğini biliyorum, bana numara yapma!” dedim.

Selman için, “Allah onun belasını versin, beni bu yaşta ne hale soktu!” dedi öfkeden titreyen sesiyle. Gözlerinden yaşlar süzülüyordu, “Bırak da gideyim beyim, kurban olduğum…” diyordu sürekli. Ama onu bırakacak değildim.

“Ağlayıp durma, faydası yok!” dedim sözlerine karşılık. Münire Hanım en sonunda bir işe yaramadığını fark edince ağlamayı kesti. Beni etkileyemeyeceğini anlamıştı. “Yatak odasına geç!” dedim. Bir süre şaşkın bir halde ayakta durduktan sonra yatak odasına geçti.

Bugün dünkünden farklıydı. Uzun ve bol siyah bir etek giymişti. Üzerinde ise çiçekli, uzun kollu bir gömlek vardı. Başını ise siyah büyük bir türbanla bağlamıştı. Türbanın altından parlak kırmızı bonesi görünüyordu. Gömleğin altından sutyensiz koca memelerinin oynamaları belli oluyordu. Gözlerinin altına aynı gelini Gülsüm gibi sürme çekmişti ayrıca. Kendini beğendirmek, etkilemek için yapmıştı bunları.

“Ne bekliyorsun, soyunsana!” dediğimde üzerindekileri çıkartmaya başladı. Eteğini aşağı indirdiğinde dünkü gibi uzun bir don giymediğini, onun yerine kalçalarını sıkmış ve tayt gibi görünen beyaz paçalı bir külot giydiğini gördüm. Amının izi beyaz kalçalarını, kasıklarını sıkan külotun üzerinde belirmişti. Gömleğin düğmelerini açtı tek tek ve çıkarttı. Gömleğin altında ince askılı beyaz bir atlet vardı ve memeleri içine sığmamıştı. Atlet de külotu gibi dar gelmişti üzerine. Belki de bu atlet ve külot onun değil Gülsüm’ündü, onunkileri giyip gelmişti.

Atleti başının üzerinden zorlukla çıkardığında memeleri sallanıp löpürdedi. Sonunda sıra külotuna gelmişti. Lastiklerinden tutup sıyırırken amındaki kılları aldığını gördüm. Tıraş olup da tamamen temizlememişti, muhtemelen uzamış kılları makasla kesmişti, ama dünküne göre daha güzel görünüyordu bu şekilde. Uzun kıllardan pek belli olmayan amının derin yarığı şimdi karşımdaydı. Kararmış ve etli amının dudakları da düne göre daha net görünüyordu. Külotu tamamen çıkarınca ben henüz bir şey demeden yatağa girdi.

Sikim kazık gibi olmuştu bile. Bir çırpıda soyundum ve yatağa girdim. Ellerim dolgun vücudunda gezinmeye başladığında elimin soğukluğunun onu ürperttiğini fark ettim. İri memelerini sıkıp yoğurdum, kalçalarını okşadım. Dudaklarım etli meme uçlarıyla buluştu az sonra. Onları emiyor, dilliyor ve küçük küçük ısırıyordum. Dün yatakta kazık gibi duran Münire Hanım bugünse ilk andan saçımı, sırtımı okşamaya başlamıştı.

İki devasa memesini uzun uzun elledim, yaladım, öptüm. Belki de memelerinin bu kadar büyük ve sarkık olmasının sebebi uzun seneler boyunca kocasının ellemesiydi. Kim bilir kaç çocuk doğurmuştu? Selman’ın başka kardeşinin olup olmadığını bilmiyordum, o söylememiş ben de sormamıştım hiç.

Memelerinde gezinen elimi aşağılara kaydırdım. Tüylü karnını, göbeğini okşadım. Kasıklarına ulaştı sonrasında elim. Dünkü gibi ormanı andıran kılların yerinde şimdi küçük yeşil çayırlar var gibiydi. Kıllar kısa olmasına rağmen yumuşaktı yine de.

Amını hissettim parmak uçlarımda. Kıl yumağının engel olduğu güzellikler şimdi elimin altındaydı. Amının yarığını okşadım, etli dudaklarını sıktım ufak ufak. Sonra da dünkü gibi dört parmağımı soktum içine. Bu anda Münire Hanım’ın dudaklarından, “Ihhh…” diye bir inilti çıktı. İki gündür ilk defa bir inilti çıkartmıştı. Hoşuna gittiğini anladım. Parmaklarımı amının içine yavaş yavaş sokup çıkartıyordum. Amında ıslaklık yoktu, ama içi o kadar genişti ki, ıslanmasına gerek yoktu.

Dilim ve dudaklarım ise memelerinde geziniyordu yine. Saçlarımı okşuyor, belimde, sırtımda nasırlı kalın parmaklarını hissediyordum. Bacaklarını iki yana açtı biraz, bu şekilde parmaklarımı amına daha rahat sokup çıkartabilecektim.

Memelerinden sonra yüzünü, yanaklarını, alnını öptüm. Boynunun etlerini emdim yine. Kulaklarını dilledim, içine dilimi soktum, kulak memelerini emdim tıpkı memelerini emiyormuşum gibi. Kulak memelerinde derin bir yarığı andıran küpe delikleri vardı. Kulaklarını bu şekilde dilleyip emmemden çok hoşlanmıştı. Beni kendine bastırıyor, çekiyordu Münire Hanım.

Üzerinden dünkü gibi ter veya nahoş bir koku gelmiyordu. Onun yerine beyaz kalıp sabunun kendine has kokusunu alıyordum. Koltuk altlarında da uzamış kıllar yine aynı şekilde dursa da ter kokusu yoktu.

Sıra dudaklarına geldiğinde, yine, “Ağzını arala!” dedim. Dediğimi yapınca dudaklarını emmeye başladım. Etli dudaklarını uzun uzun emdim, dudak altında ve üstünde bulunan tüyler dudaklarıma ve dilime batıyordu, ama benim için sorun değildi bu. 30 yıllık karımdan aşinaydım sonuçta. İlginç olansa Münire Hanım’ın dünkü gibi acemi davranmamasıydı. Ağzının içine soktuğum dilimi diliyle karşılamıştı, ne yapacağını biliyordu. Ağzından dün gelen hoş olmayan, soğan kokusunun yerinde şimdi ilginçtir karanfil kokusu vardı. Münire Hanım birkaç karanfil tanesini ağzına atıp çiğnemişti anlaşılan. Dünkü eksiklerini tamamlamaya çalışmış, bunda da başarılı olmuştu.

“Dilini çıkar!” dediğimdeyse çıkardı dilini ağzından. Islak, pembe dilini emdim. “Sen de yap!” deyince Münire Hanım dilimi emdi, vakumladı hatta. Sonrasında dillerimiz yeniden buluştu. Büyük bir keyif almaya başlamıştım. Benimle zorla değil, isteyerek birlikte olmasını istiyordum çünkü.

Üstte dillerimiz birbirine aşkla kenetlenmişken, altta da ilginç şeyler olmaya başlamıştı. Münire Hanım’ın nasırlı sağ elini sırtımdan çekmiş ve altta sikimi tutmuştu. Sikimi okşuyor, sıvazlıyordu. Bu andan sonra aldığım keyif katlanarak artmaya başladı. Sağ elim amında, sol elim memelerindeydi. Dudaklarım ve dilim onun etli dudaklarında, pembe dilinde gezinirken, onun sol eli sırtımda ve belimde, sağ eliyse sikimdeydi.

Okşamaları sertti, elinin kalın ve güçlü parmaklarının arasında sikimi sertçe sıkıyor, sanki bir ineğin memesini sağmaya çalışıyordu. Sikim amına girmek için geriye saymaya başlamıştı artık. İçine dolan kanla iyice şişmiş ve sertleşmişti. Yine de amına sokmadan önce yapmam gereken birkaç şeyin daha olduğunu düşünüyordum.

Bakışları arasında, “Bacaklarını arala biraz daha!” dedim. Yorganı üzerimizden çektim. Münire Hanım’ın yaşlı, etli amını ağzıma alıp emmek, yalamak istiyordum. Bacaklarının arasında yerimi aldım az sonra ve yine şaşkın bakışları arasında yavaşça eğilerek amına aynı bir dondurmaya yapar gibi dil darbeleri atmaya başladım.

Amından, aynı üzerinden olduğu gibi sabun kokusu geliyordu, üstelik koku daha yoğun bile sayılabilirdi. Amının kararmış etli dudaklarının üzerinde gidip gelen dilim onun koca gövdesini elektrik çarpmış gibi titretti. “Ayyy…” diye attığı küçük iniltinin ardından dizlerinden büktüğü bacaklarını iki yana daha da ayırdı. Saçlarımı okşamaya başlamıştı. Amının derin yarığında gezdirdim dilimi. Am dudaklarını emdim uzun uzun.

Sonrasında içine soktum dilimi. Kararmış dudaklarına inat amının içi kızıl, pembe bir renkteydi. Canlı rengine yakıcı bir sıcaklık eşlik ediyordu. Pembe kızıllığın içinden amının uzamış ve etli dili çıkıntı yapmıştı. Dudakları gibi dilini emmeye başladım bu kez. Ve bu anda Münire Hanım’ın iri gövdesinin yatak üzerinde çırpınışları başladı. Amının dilini emdikçe kadının koca vücudu sarsılıyordu. Saçlarımda gezinen eli okşamaların yerine şimdi saçlarımı çekiyordu.

Uzun uzun dilledim amının dilini, yaladım, emdim, vakumladım. Dilimi bu kez amının içlerine sokmaya başladım. Soktukça dilim amının içinde ilerliyordu. Dilimi uzatabildiğim kadar uzattım. Ben uzattıkça Münire Hanım’ın amı içine alıyordu dilimi. Amının yakıcı sıcaklığı da dilim içerilere girdikçe artıyordu. Dilim ve dudaklarım amı ile bütünleşmiş adeta bir olmuştu.

Başım iki koca kalçasının arasında sıkışmıştı. Aldığı zevkle kalçalarını kasıyor, başıma büyük bir güçle bastırıyordu. Bu şekilde devam edemeyeceğimi anlayınca kalın bacaklarını tuttum alttan ve omuzlarıma attım. Büyük bir güç binmişti omuzlarıma, ama en azından daha rahattım. Dizlerimin üzerine çökmüş haldeydim, rahat etmek için öne doğru biraz kaydım. Bu sayede Münire Hanım’ın omuzlarımdaki bacakları havaya kalkarken amını daha rahat dilleyebilecektim.

Amının üzerindeki kılları hemen hemen eşit bir seviyede makasla kesmişti, ama kasıklarında yer yer uzun kıllar vardı halen. Ancak uzun ve kıvır kıvır olmuş kıllar sanki pamuk gibi yumuşaktı. Dilime, dudaklarıma, yanaklarıma batsa da rahatsızlık vermiyordu.

Amının içindeki dilimi bir yarak gibi kullanıyordum. Karımın amına da bu şekilde sokuyordum dilimi ve bundan büyük zevk alıyordu her seferinde. Bir süre sonra Münire Hanım’ın kalın bacaklarının ağırlığını daha fazla taşıyamayacağımı fark ettim. Ayrıca amını da daha fazla dillemek istemiyordum. Onun şimdiye kadar görmediğim bir yönünü keşfetmeye gelmişti sıra.

Bacaklarını aldım omuzlarımdan ve “Dön şöyle, dizlerinin üzerinde domal!” dedim. Münire Hanım bir şey demeden kalktı ve dediğim gibi yaparak köpek gibi domaldı. Bembeyaz göt yanaklarının üzerinde de aynı karnında olduğu gibi siyah tüyler vardı ama çok değildi. Oldukça derin göt yarığında ise boydan boya siyah kılların hâkimiyeti vardı.

Göt yanaklarını tuttuğumda etleri titreyip löpürdedi hemen. Bir süre ovaladım onları, yoğurdum, öptüm. Ardından tutup ayırdım iki yana iyice. Derin göt yarığı iki yana açıldığında kıl yumağının arasında götünün derin ve karanlık bir çukuru andıran deliği çıktı meydana.

Göt deliğinin ağzı kıllarla kaplanmıştı. Amının kıllarını keserken göt deliğindekileri unutmuştu Münire Hanım. Ama o kılları tek başına alması mümkün değildi elbette. Göt yarığında terden kaynaklı bir ıslaklık vardı. Güneş görmeyen sık ağaçlarla kaplı bir ormanın tabanı gibi sürekli ıslaktı sanki. Yatak çarşafının ucuyla bu derin yarıktaki ter damlacıklarını sildim. Göt deliğinden hafiften bir osuruk kokusu geliyordu, bunun dışında aynı sabun kokusu da geliyordu burnuma. Çarşafın ucuyla göt deliğinin ağzını da sildim. Münire Hanım’ın başını yana çevirip bana bakmaya çalıştığını gördüm. Götünün çukur gibi deliğine bakılırsa daha önce götten sikildiği anlaşılıyordu. Normal haline göre oldukça genişti çünkü.

Karımı ilk kez o 45 yaşındayken, büyük oğlumun evlendiği gece götünden sikmiştim. Oğlumun gelinimi siktiği gece, karım da bana götünü sunmuştu. O günden beri yaklaşık 5 yıl geçmiş, o 5 yılda da götünü iki üç ayda bir siktirir olmuştu. Basit bir hesapla karımın götünü şimdiye kadar 15-20 kez sikmiştim, ama halen daha göt deliği dardı ve sikimi sokarken zaman zaman sabun kullandığım oluyordu.

Ama Münire Hanım’ın göt deliğine bakılırsa değil 15-20, belki 150-200 kez sikilmiş gibi görünüyordu. Göt deliğinin etrafındaki uzun, ağarmış kıllara aldırmadan dilimi değdirdim deliğin ağzına. Münire Hanım yaptığım şey karşısında şaşırmış bir halde başını geriye attı. Yoğun şivesiyle, “Ne ediyon beyim?” dedi.

“Sen dön önüne, konuşma!” dedim yanıt olarak. Münire Hanım önüne dönmek yerine merakını yenemeyip bakmaya devam etti. Göt deliğinin içine giriyordu dilim. Dilimin ucunu deliğin ağzında gezdirmeye, içine sokup çıkarmaya devam ettim bir süre daha.

Bu arada sikimin sertliği, kalınlığı son noktasına ulaşmış gibiydi. Balon gibi şişmiş nerdeyse patlayacak bir hale gelmişti. Münire Hanım domalmış bir halde dururken amına bu şekilde girecektim. Götünü dillemeyi bıraktım, sikimi sıvazladım bir süre. Göt yarığına sürttüm, kılların sikime batarken yaşattığı keyif tarifsizdi. Bundan Münire Hanım da hoşlanmıştı anlaşılan.

Aynı yoğun şivesiyle, “Büzzüğümden mi sikecen?” dedi. “Daha önce siktirmişsin belli ki!” dedim. “Hee, bizde adettir…” diye karşılık verdi. Nasıl bir adet olduğunu anlamadım, ama benim işime yarayacağı belliydi. Karımın verme konusunda cimri davrandığı götünün yerine şimdi Münire Hanımınkini sikebilecektim. “O da olacak, sabret!” dedim ve sikimi arkadan amına sokmaya başladım.

Sikim amının derinliklerine ulaşırken öne doğru kaydım dizlerimin üzerinde. Az sonra taşaklarımı bile içine alacak kadar girmişti sikim amına. Bir süre bekledim o şekilde. Ardından önce yavaş sonra hızlı tempoda sikmeye başladım. Kasıklarımın göt yanaklarına, kıllı kasıklarına çarpmasından kaynaklanan sesler gelmeye başladı hemen.

Münire Hanımın etli, dolgun ve yumuşak göt yanakları deli gibi oynuyor, bıngıl bıngıl sallanıyordu. Elleriyle yataktan destek almış başını bazen yana çevirip bakmaya çalışıyordu. Pompaladıkça sikim amının içinde sanki boşluktaymış gibi gidip geliyordu.

Bu anlarda Münire Hanım’dan, “Vığhhh, vığhhh…” diye garip sesler gelmeye başladı. Arapça bu şekilde mi inliyor acaba diye düşündüm bir an. Daha da hızlandıkça çıkardığı sesler artmaya başladı. Bu arada kendisi de ellerinden destek alarak dizleri üzerinde öne arkaya doğru yaylanmaya başlamıştı. Bu şekilde kendini bana bastırıyor, sikişmemize katkı sağlıyordu kendince. Çok hoşuma gitmişti bu davranışı.

Ellerim göt yanakları üzerinde, kalın ve etli belinde geziniyordu. Devasa, sarkık memeleri pompalamalarım ve onun sallanışları nedeniyle ileri geri, sağa sola çıldırmış gibi oynuyordu. İçi sütle dolmuş bir Hollanda ineğinin memelerinden farkı yoktu memelerinin. Eğilip alttan tuttum ikisini de. Ancak ellerim memelerini kavramaya yetmiyor, küçük kalıyordu. Her bir yarak darbemle beraber memeleri ellerimin arasında kaçıp kurtulmaya çalışıyor, sallanmaya devam ediyordu.

Sağ elimin başparmağını göt deliğine soktuğumda Münire Hanımdan bir tepki gelmedi. Fark etmemişti belki de. Kendini ileri geri sallamaya bana yaslamaya devam ediyordu sürekli. Çıkardığı garip iniltileri de son sürat devam ediyordu.

Altımızdaki baza yaşadığımız müthiş sikişme nedeniyle ağır ağır gıcırdıyordu. Münire Hanımın kasıklarına, göt yanaklarına çarpan kasıklarımın ve taşaklarımın sesi bu gıcırtıları geride bırakıyordu. Aşağıdaki Selman’ın, annesi sikilirken çıkan sesleri duymaması mümkün değildi. En çok da o pezevengin duymasını istiyordum zaten. Borcuna karşılık 66 yaşındaki annesini göndermişti pezevenk. Ama yine de bunun için ona kızmak yerine teşekkür etmem gerekliydi. 66 yaşında da olsa annesi bana müthiş bir zevk yaşatıyordu.

Zaman ilerledikçe boşalmaya yaklaşıyordum. Aynı dünkü gibi sinirlerimin gerildiğini hissettim. Aynı zamanda baldırlarıma kramp girmiş gibiydi. Son bir gayretle daha şiddetli ve hızlı halde sikmeye başladım. Münire Hanım koca gövdesine rağmen yarak darbelerimle baş edemeyeceğini anladığında dirseklerini kırdı ve kollarını dayadı yatağa. Bu halde başını iyice eğmiş, yastığa yapıştırmış gibiydi. Hırıltılı ve yoğun iniltileri çıkartmaya devam ediyordu, ama kendini bana yaslamayı bırakmıştı.

Bembeyaz göt yanaklarının löpürdemeleri sikim amının içinde olduğu halde beni daha da azdırıyordu. Sikimi amından sokup boğazından çıkarmak istiyordum. Amından osurmaya benzer sesler gelmeye başlamıştı artık. Kocaman amı sikimle beraber hava da alıyordu içine, amı adeta bir körük gibi çalışıyordu. Amının seslerine göt deliğinden gelen osuruklar karışmaya başladı. Kadın sikilirken resmen osuruyordu. Münire Hanımın hem ağzından, hem amından, hem de göt deliğinden sesler çıkıyordu.

Sonunda kendimi kaybedercesine boşalmaya başladım. Döllerim bir günlük aranın ardından yeniden Münire Hanımın amı ile buluşurken gözlerim kapanıyor, bilincim gelip gidiyordu. Boşalırken sikimin tatlı bir şekilde gıdıklandığını hissediyordum. Daha doğrusu sikimin içindeki damarlarda, döllerimin aktığı hortumlarda tatlı bir yanma yaşıyor gibiydim. Bazen işerken oluyordu böyle, ama şimdi Münire Hanımın yıllanmış amcığına akıtırken oluyordu, çok hoşuma gidiyordu.

Boşalmam bittiğinde sikimi amının içine bastırdım iyice. Kalan son birkaç dölümü de ziyan etmek istemiyordum. Sikimi çıkardığım vakit Münire Hanımın amının döllerimi bir sünger gibi emdiğini gördüm. Tek bir damla bile yoktu sikimden akan. Aynı şekilde amından dışarı akan bir döl damlası da yoktu.

Ayağa kalkarken Münire Hanım da doğruldu. Sikişme esnasında ben farkına varmadan takma dişlerini çıkarıp yastığın üzerine koymuştu. Dişler, karımın uzun, içi yün dolu yastığının üzerinde duruyordu. Ağzından tükürük akıyordu. Aynı dünkü gibi yanakları içe geçmişti. Dünküne inat yüzü gülüyordu bu kez.

“Hoşuna gitti mi?” diye sorduğumda, ellerini birleştirip, “Şükran, Şükran…” dedi birkaç kez. Arapça teşekkür ediyordu. 66 yaşındaki kadın kendisini siktiğim için bana teşekkür etmişti. Gururumu okşadı bu hareketi. Karımın yokluğunda bana güzel bir sikiş ziyafeti çektiği için ben de ona teşekkür ettim.

“Yıkanalım mı?” dediğimde başını salladı. Birlikte banyoya geçtik…
isterseniz davamı gelecek :D..

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized
istanbul travesti istanbul travesti istanbul travesti ankara travesti Moda Melanj kuşadası escort bayan çankaya escort mecidiyeköy escort beylikdüzü escort istanbul escort ankara escort bayan Hacklink Hacklink panel Hacklink panel bursa escort ankara escort Ankara escort bayan Ankara Escort Ankara Escort Rus Escort Eryaman Escort Etlik Escort Sincan Escort Çankaya Escort hurilerim.com Escort Antalya Escort Alanya Escort Antalya Merkez Escort Antalya Otele Gelen Escort Antalya Rus Escort Belek Escort Fethiye Escort Kemer Escort Kepez Escort Konyaaltı Escort beylikdüzü escort antalya rus escort escort keçiören escort etlik escort çankaya escort mamasiki.com bucur.net hayvanca.net lazimlik.net cidden.net Escort bayan Escort bayan escortsme.com anadoluyakasikadin.com kadikoykadin.com atasehirkadin.com umraniyekadin.com bostancikadin.com maltepekadin.com pendikkadin.com kurtkoykadin.com kartalkadin.com istanbulspor.net şişli escort istanbul escort mecidiyeköy escort beşiktaş escort taksim escort fındıkzade escort çapa escort fatih escort topkapı escort escort şişli escort bayan bayrampaşa escort merter escort escort mecidiyeköy bursa escort warez forum Bonus veren siteler Bonus veren siteler ankara travesti By Casino bursa escort görükle escort bursa escort bursa escort bursa escort bursa escort ankara escort kayseri escort kuşadası escort kocaeli escort konya escort kütahya escort manisa escort mardin escort mersin escort muğla escort nevşehir escort rize escort sakarya escort samsun escort şanlıurfa escort sivas escort tekirdağ escort trabzon escort tunceli escort uşak escort van escort yalova escort çorlu escort gebze escort gümüşhane escort izmir escort kilis escort kırklareli escort karabük escort karaman escort kars escort kıbrıs escort kırşehir escort malatya escort niğde escort ordu escort osmaniye escort sinop escort tokat escort yozgat escort zonguldak escort