Yazar: admin

Annemi Keşfedişim

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Annemi Keşfedişim

selam arkadaşlar önce kendimden bahsedeyim içine kapanık bir cocuktum oturdugumuz yerde arkadaşlık yapabilecegim çok az kişivardı cogunlukla yanlız olurdum evde annem ve babam çalışıyordu okuldan eve geldigimde kimseolmazdı bende ya bilgisayarda yad kapnın önünde top oynardım ogün yine tekbaşıma top oynuyordum yanlızbaşıma çok sıkılıyordum annem geldi bana gülümseyerek nasılsın dedi sıkıldıgımı söledim yiyecek bişeyler hazırlayacagını çagırdıgında gelmemi söleyledi tamam dedim bi süre sonra annem seslendi yukarı eveçıktım mutfaga gittim masaya oturdum annemde ter ve çamur içinde sofraya oturdum diye sert birşekildegidip yıkanmamı istedi ben banyoya gittim yıkanmya başladım annem geldi halla neden bitmedigini oyunmu oynadıgımı söledi havluyu alıp beni kurulamay başladı sonra havluyu yerine astı neden bukadar gergin oldugumu bildigini söyledi seni rahatlatıcam dedi ve pipimle oynamaya başladı annemin üzerinde etek ceket gıri bir takım vardı ceketin önünüaçtı ve elimi tutp memelerine koydu siyah südyenini aşagıya çekip memelrini sıktırdı bu arada bir eliyle pipimle oynyordu etegini sıyırdı kilotlu çorabını sıyırdı ve kilodunu kenara çektielimi araya koydu ve ben bu anları yaşarken şoktaydım kitlenmiştim dizlerinin üzerineçöktü gögüslerine sürtmeye başladı pipimi iyicene dimdik olmuştum agzına almasıyla öyle bir boşaldımki elim ayagım titriyodu beni alıp yatak odasına götürdü öpüp okşadı amını agzıma getirdi yalamamı söyledi annemde benimpipimi emiyordu önümdedomaldı ve altan elinealıp pipimi amına soktu gidip gelmemi ve neolursa olsun durmamamı söyledi gidip gelirken kalçalarına vurmamı söyledi ben vurdukça daha sert vurmamı söylüyordu fazla geçmeden yine boşaldım amma busefer annamın amına boşaldım ve annembana döndü ve mutlumusun dedi evet dedim sen istedigin sürece seni mutlu edicem oglum dedi kimseye bahsetme sakın dedi tamam annecim dedim şu annakadar kimseye yakalanmadım ve ilişkimiz sürüyor

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Şeyma’nın yedikleri büyüyor 2

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Şeyma’nın yedikleri büyüyor 2

Ayşen benden önce uyanmış. Kahvaltıya geliyor musun diye seslendi. Tamam dedim, yataktan doğrulunca ise önce içtiğim bir sürü içkinin baş ağrısı saplandı, sonra çantama orospu gibi bırakılan iki yüz poundun ve basit bir kadın gibi sikilmenin iç sıkıntısı. Otele gidip aynı herif ile yüz yüze gelemem. Ben biraz çarşıda takılacağım diye gönderdim Ayşen’i. Bir İngilizin altına yatıp 26 yıldır leke sürdürmediğim namusumu kirletmiş üstüne orospu sanılıp ücretim ödenmişti. Bu adamdan bir damga da hafif morarmış boynumda. Durmadan temizlik yapıp arada durduk yere ağlayarak geçirdim günü. Kendimi ve evi temizlemek ile her şey düzelecek sanki. Evden sadece ertesi günün akşamı Ayşen’i yolcu etmek için çıktım. Ayşen ağzı kulaklarında iki gece de sabaha kadar durmadı kaç kere kendimden geçtim bilmiyorum, herif tam bir aygır, cümlesini on kere kurdu. Dönüşte bir döviz büfesi görünce para bozdurup kredi kartı borcuna yatırdım. Eniştem yeğenlerimi getirmiş onlar ile akşam yemeği yemek için otele gidip kuytu bir masada oturdum. İngiliz yoktu ortalarda.

Eski eniştem bir iki kere geldi gitti masaya. Çocukları ile oyalandı. Konuşmadı benimle hiç. Ben de laf atmadım. Yemekten kalkarken telefon çaldı, bilmediğim bir Türkiye numarası, açmadım. Dün de aramıştı. On dakika sonra tekrar çaldı. İngilize numara vermediğim aklıma gelince açtım. Borç aldığım eski patronum. Başımdan aşağı kaynar su döküldü. Bir sürü laf saydırdı, onun da ödemeleri olduğunu, bana güvendiğini, telefonlara çıkmadığımı falan filan.

– Olur mu dedim Muzaffer Bey. Çıktı tamamen aklımdan Kuşadasına ablama gelmiştim, en kısa sürede yatıracağım.

– Kısa süresi olur mu borç borçtur zamanında yatırılır. Borç alınıp tatile gidilir mi ne kadar yanlış tanımışım seni, çalışır ne yapar eder öder insan.

– Özür dilerim Muzaffer Bey elim çok darda.

– Yazık ettin kendine, bu güzelliğinle senin elini sıcak sudan soğuk suya sokturmaz kendine erkek diyen. Başın dara girince bana gel çözeriz demedim mi?

Acele ile kapattım. İyice dibe vurmuştum geçen iki haftada, şerefsiz herif de her fırsatta sözlü tacize devam ediyordu. Keşke dün poundu bozdurup kredi kartına yatırmasaydım ama onu da yatırmasam maaşıma haciz gelecekti. Tekrar otele döndüm, evde yalnız kalıp yine ağlama krizlerine girmek istemiyordum. Bara diskoya baktım kimse yok. Barda oturunca bir kadeh şarap getirdi barmen, eski eniştem yüzünden ikramlar sürüyordu. O sormadan ben iki kadeh daha içtim. Muzaffer şerefsizinin tacizkar bakışları pis sözleri geldi aklıma. Bunca yıl çalış tek sermayen vücudun olsun adamın gözünde. Yıllarca babamın dostu dediğim adam, gözleri ile soymuştu. Kredi kartım kadar parayı yarım saatte kazanmıştım, bir o kadar daha kazansam kapardım Muzafferin çenesini. Son kadehten sonra cesaretlendim. Çantamdaki numarayı arasam İngilizcem yok. I’m Şeyma Tonight? yazıp mesaj gönderdim. Şarabımı bitirip eve dönerken cevap geldi. Google translate ile çevirdim. “Ben otelden ayrıldım ama kardeşim hala orada telefon numaranı verdim seni arayacak” Yine içim sıkıldı, resmen orospu gibi numaram elden ele dolaşıyordu. İyi de ben dürttüm adamı. Kardeşi kim ki hem, sapık mıdır, serseri midir ne bileceğim? Telefonum anında çaldı. Karşımda İngilizce konuşan başka biri. İngilizcem iyi değil dedim. Çat pat bir Türkçe ile ben İzmir’de yaşıyor biliyor biraz dedi. Sonra duraksadı bar mı oda mı dedi. Oda dedim sanki çok tecrübeliymişim gibi ama barda gözükmek istemiyordum. İyi dedi saat 11 oda numaram 212.

Yarım saat var eve değil otele döndüm. Barmen bir şarap daha verdi onu da diktim hemen. Fazla içmeyim yeğenlere uğrayacağım açıklaması ile kalktım bardan. Sanki beni takip edecekler zaten başım dönüyor alkolden. Lobi tarafına gitmeyip tuvaletlerin oradan ikinci kata çıktım. Kalbim küt küt çarpıyordu. Katın çıkışındaki aynada kendime baktım bir kot etek üzerinde V yaka ince bir penye vardı üzerimde, orospudan çok ailesi ile çay bahçesinde oturan yazlıkçı bir genç kız gibiydi görüntüm. Uzun kestane saçlarımı biraz düzelttim. Dizimin çok az üstündeki eteğimin belini çektim biraz kısaldı.

Kapıyı kısa sarı saçlı, fiziği geçen akşamkine benzeyen bir İngiliz açtı. Bu daha gençti. Elinde bir bira vardı, bana da uzattı. Şarap dedim kırk yıllık orospu gibi. Dolaptaki küçük şişelerden açıp bardağıma koydu karşılıklı içerken, geçen akşamkinin abisi olduğunu, kendisinin üç yıldır İzmirde çalıştığını anlattı yarı Türkçe yarı İngilizce. Birası bitince ben duş aldı, sen banyo istersen dedi. Ne dediği alkolun etkisi ile bir süre aklıma girmedi. Hazırlanmak çıkarmak dedi, banyoyu kıyafetlerimi gösterdi. Banyoya girdim çantamda sadece bir ruj ve allık var. İkisini de sürdüm. Demek orospular kıyafetlerini böyle değiştiriyor dedim içimden. Bende yedek kıyafet yok ki. İç çamaşırlarım ile kaldım. Onlar da birbirinden ayrı renk onları da çıkarıp üstüme askıdaki bornozu giydim. Aynada kendime baktım, ellerim titriyor. Çıktığımda odanın ışıkları kapanmış üzerinde sadece bir don ile yatağın üzerinde sırtını yastıklara dayamış oturuyordu. Abisinden sportif vücudu sarı kıllar ile kaplı idi. Kadehte kalan son yudumu da diktim.

Yanına doğru yaklaşınca bornozumun iplerini çözdü. Çıplak göğüslerimi görünce vowww diye bağırdı. Çok güzel. Boksırını çıkardı yarı dikilmiş siki kıpırdadı. Ben ayakta o yatağa oturur haldeydik. Elimi tutup sikini tutturdu. Daha hacimli güzel bir sik. Suck it ( Em) dedi. Bu sefer kaçış yok galiba ben de istiyorum. Kocam alkollü iken ikinci defada boşalamaz o zaman emdirirdi sikini. Evlenmeden önce de araba içinde kuytu köşelerde az emmemiştim sikini. Ne bekliyordum ki orospu olarak, em dedi emeceğim. Yatağın kenarında eğilerek sikini sıvazladım. Abisininkinden kalın ve etrafı sarı kıllar ile kaplı sike doğru eğildim. Beni iyice yatağa çekti. Sünnetsiz garip görünen sikin başını ağzıma aldım.Ucunda bir deri parçası var onu dilimle dolaştım. Kocamdan alışkınım bir elimi de taşaklarına attım. Etrafı uzun sarı kıllarla ile kaplı ama hiç kokusuz. Bir eli ile sallanan göğüs ucumu kavradı. Parmakları ile ezmeye başladı. Ohh işte bu göğüs uçlarım bunu özlemiş. Sadece başını emerek kalanını elimle sıvazladıkça sünnet derisinin altında açık mor renkli mantar bir baş ortaya çıktı. Siki gitgide şişti, abisininkinden kalın güzel bir sik çıktım ortaya. Kadife gibi başı ağzımın içini doldurdu. Dudaklarımla kavradım çevresini sıkıştırdım. Çok iyi diye onayladı. Ağzımda o özlediğim sik kayganlığı, damarlarını dudaklarımda hissederek dilimi dolaştırdım üstünde. Sevdim bu görüntüsünü. Başını tekrar emdim. Sert gövdesinden bir iki santimini ağzıma sokarak sertliğini dilledim. Kocamınkinden kesin daha kalın ve biraz uzun. O ise gövdesinden ucuna doğru göğüslerimi sıkıyor uçlarını iyice ortaya çıkarıyordu.

Gel buraya diyerek beni alta alıp kafasını göğüslerime sertçe gömdü.

– Yavaş lütfen dedim.

– Biliyorum dedi sen yeni ayrıldı kocadan, sen böyle çalışmıyor. Sen ev kadını?

– Evet dedim.

Taze orospuluğumu abisi anlatmış demek ki. Göğüs ucumu emince dağıldı aklımdaki diğer düşünceler. İki eli ile aynı anda göğüslerimi ortasından sıkıp uçlarını sıra sıra dillemeye başladı. Bir onun ucuna bir diğerinin ucuna dolaştı dili. Çok güzel diye fısıldadı İngilizce. Dudakları arasında uzadı göğüs uçlarım. Göğüs uçlarım zayıf noktam ve çok güzel dilliyor ikisini de. Offf çok becerikli bu konuda iki göğüs ucum da bızırım gibi olacak biraz daha dillerse. Kendi dudaklarımı emdim, sikinin kokusu tadı ile kendi dudaklarım bile hoşuma gitti. İki eli ili birden iki göğsümü sıktı. Dili göbek deliğime kadar indi. Kadınlığım aylardır yalanmadı. Yalayacak mı yoksa? İnmedi oraya kadar. Göbek altımdan kadınlığımın başladığı yere kadar dilledi. Kadınlığımın başladığı yerleri öptü. Elektrik çarptı vücudumu. Tekrar göğüslerimde gezindi bu sefer uçlarını dudakları ile ezdi. Yukarı çıkıp dudaklarıma değdiğinde ben de onu bekliyordum. Ensesinden tutarak kendime yapıştırdım. Açtım evet erkeğe açtım. Bu tepkime sevindi bir şeyler söyledi. Siki bacak arama batıyor ben altında kıvranıyordum. You are so hot dedi. Evet yanıyorum. O prezervatif takmak için doğrulmasa ben içime kendim tutup sokacaktım giriş arayan sıcak sertliğini. Abisinin geçen günkü yarım yamalak sikişi daha da azdırmıştı beni. Prezervatif takıp yanıma uzandı. Dudakları dudaklarımı emerken bir eli kadınlığıma ulaştı. Yapmasın parmağa dayanamam. Parmağı bızırımı ezdi biraz sonra içime kaydı usulca. Jinekolojik muayenelerde bile gülerdi kadın doktorum dokundum ıslandın diye.

– You are so wet ( Çok ıslaksın)

Gerçek bir sevişme yaşamayalı aylar oldu. Her yerim yanıyordu. Bir parmağı daha girse boşalabilirim. Dudak dudağa parmağı içimde bir müddet kıvrandım. Dilini emdirdi uzun uzun. Türkçe anlasa veya sevgilim olsa, durma diyeceğim parmakların ile sikmeye devam et beni. İleri geri yavaşça sürdü parmağı ile sikmesi ve dilini emzirmesi. Üzerime çıktı ve beni biraz yan çevirdi. Bir bacağımı kaldırıp üzerine oturduğu diğer bacağımın arasından içime yavaşça kaydı. Bu pozisyon benim için ilk. Zaten kavgasız gürültüsüz geçen ve seviştiğimiz günler dört beş aylık bir dönemdi. Pozisyon bilgim çok yok. Acı değil ama genişleme hissi uzun bir off çekmeme neden oldu. Ağzım ile zor kavradığım siki kadınlığım hayır demeden kavramıştı. Karnıma bir alev saplanıyor ve yaka yaka ilerliyordu. Bir eli kalçamda biri göğsümde yavaş yavaş dibime kadar girip çıkmaya başladı. Güzel bir giriş açısı ile gezindi içimde,kadınlığımın iç duvarları değişik dokunuşlar ile kavruldu, elleri dolaştı vücudumda.

– Dar bu, sen ev kadını dedi tekrar

Arada hızlanan yavaşlayan, göğüslerimi ihmal etmeyen bir erkek. Çok sıcak ve kalın bir sertlik sikilmeye aç kadınlığım için fazla geldi. Kalçamdaki el çok nazik. İki deliğimin arasını okşuyor sonra güzelce sıvazlıyor kalçalarımı. Bu kadar fazla noktadan uyarılmak çok benim için, alışkın değilim. Ağzım sonuna kadar açıldı. Gözlerimde kararmalar başladı. Kendimi kaybedeceğimi anlayıp hızlandı. Kalçalarımdaki eli tokatlamaya başladı. Çarşafları çekiştirerek diğer bacağımı gererek nefesim patladı. Ohhhhhh. Kocam ile kavgalarımız seksi bitirdiğinden bu yana, neredeyse altı yedi aydır ilk defa mastürbasyon dışında gelen orgazmım vücudumu ele geçirdi. Bu kadar çabuk olmasını beklemiyordum. Kocamın dediği gibi boşalırken seni zapt etmek zor, çırpınmaya başladım adamın altında. Üzerime iyice abanarak omuzlarımdan bastırdı. İngilizce bir şeyler bağırarak daha da hızlandı. Orgazmın ilk dalgası vücudumu titretirken teslim oldum üzerimdeki sikiciye. Bitmiş vücudumu ters çevirip arkadan yerleşti amıma. Bu halde iyice daralmış deliğime daha sert girmeye başladı. Bir yandan sırtımı boynumu ısırıyor. Götünü sikeceğim diye İngilizce bağırıyordu. Sert sert sonuna kadar sokarken sırtımı yatağa bastırıyordu. Sağa sola savrulan kollarımı başımın üstünde hapsetti ve üzerimde zıplar gibi sikmeye devam etti. Ezilen karnım, ezilmekten yayılan göğüslerim yeni orgazm ile titrerken, sikicimin ağır vücudu ve kalın siki altında kalan vücudum kaçacak yer arıyordu. İlk defa bu kadar sert acımasız bir seksin nesnesiydim ve bitmesini istemiyordum. Bızırım yatağa sürtüyordu. Kendi çığlığım ve zor nefes almam kulaklarımı ağrıttı. Hala wet hot diye bağırıyordu. Hareketsiz yığılmamdan beş on saniye sonra iyice bastırdı sikini. Bağırdım ağrıdan. Titreyen içimde şişen sikinden döller akmaya başladı. İyice daralan kalçalarımın arasından zorlukla çıktı. Kendini yanıma attı.

Hayatımdaki en şiddetli orgazmı yaşatan adama dönüp baktım kendime gelince. Hatta birbirine karışan iki orgazm. Bu gece burada kalsana, daha çok veririm dedi. Evet diye kafa salladım. Banyoya gidip geldi. Bana da bir kadeh şarap uzattı. Doğrulduğumda başım döndü.

– Ben seni sık sık görmek istiyor. Bilet göndersem gelir İzmire dedi yarım Türkçesi ile

– Tamam dedim.

Şarabım bitince yine uzandı yatağa ve ben tam sikinin hizasında oturur halde kaldım. Sikine doğru eğilirken, bana dönsün göt dedi. Az evvel yıkadığı sikte bu sefer daha tecrübeli idim. Alttan kavrayıp derisini çekince baş kısmı yarıya kadar çıktı, biraz emince de dikildi elimde iyice. Sabun kokusuna karışan döl kokusu daha hızlı saldırmama neden oldu sike. O ise kalçalarımı okşuyor. Aralık duran kadınlığımda parmak uçlarını gezdiriyordu. Biraz gıdıklanıyor ama daha çok tahrik oluyordum. Amımdaki ıslaklığı kalçalarıma yayıyor sonra tekrar avuçlayıp ıslak parmaklarımı arka deliğim üzerinde gezdiriyordu. Çok güzel göt dedi. Islak parmağı arka deliğimde daireler çiziyor tekrar az az kadınlığıma giriyordu. Sikin derisinin dilimde gezinmesini altındaki sertliği çok özlemişim. Uzun kıllarla ile kaplı taşaklarını okşadım. Parmağı yeni boşalmış hassas kadınlığımda sakin sakin gezindi. Her değdiği yerde kalçalarımı oynatarak tepki verdim. Bızırıma dokunuşları titretti. Çok küçük demesini anladım. Ağzımdaki sik iyice sertleşince otur üstüne dedi. Bir prezervatif uzattı. Açmama ve takmama yardım etti gülerek. Hiç açmadığın belli diyerek yırttı kenarını. Kırmızı prezervatif ile ten rengi kalın siki daha heybetli gözüktü bir anda. Parmakları ile hazırladığı ıslattığı amımı hedefleyip yavaşça oturdum üstüne. Dibine gelince canım yanarak oh diye doğruldum. Belime uzanıp beni kendine çekti ve dudaklarımız buluştu. Siki de yarıya kadar çıkınca rahatladım. İçimi dolduran mantar başının her hareketini kadınlığım boyunca takip ettim.

Yarıya kadar giren çıkan siki ile gidip gelmeye başladı. Kalın ve sert sike ben de uyum sağlamak istiyordum. Yavaş yavaş kalçalarımı oynatarak onun temposuna eşlik ettim. Çok güzel diyerek kalçama gömdü parmaklarını. Batırdı iyice. Dudakları sallanan göğüslerime ulaşmaya çalıştı. Her ileri gelişimde birinin ucunu dillemeye, kapabilirse uçlarını emmeye başladı. Off sikilmek bu olmalı. Siki kadınlığımın tek hakimi hep içimde kalsın istiyorum. Belimden itekleyerek üstüne tam oturmamı sağladı. Kalçalarımı ileri geri oynatmam için elleri ile yardım etti. Dibime değen bu kalın boru içimde gezdikçe ateşim daha da arttı. Kocam da severdi bu pozisyonu. Göğüslerimin zıplamasına bayılır acıtarak sıkardı. İki eli ile iki göğüs ucumu sıkması ve alttan hızlı kalça hareketleri ile vurması aynı ana denk geldi. Alttan vurdukça göğüslerim savruluyor her yeniden yerleşmemde siki farklı noktalarıma değiyordu. Kendimi hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim. Kalın bir İngiliz sikinin hizmetçisiydim. Korkunç bir hızla kalçalarıma vuruyordu kalçaları, sikinin kalın kökü yarıyordu girişimi. Sıcak erkek tenine değen girişim bızırım kavruluyordu adeta. Kadınlığım beni dinlemiyor, içindeki siki ezmek istermiş gibi kasılıyordu. Göğüs ucum elinde uzuyor, kalçama vuran diğer elinin şap şap sesleri ile eş zamanlı ah ahh ahh diye bağırıyordum. Ne kadardır bu halde sikiyordu beni dizlerimde bir ağrı var artık. O da ter içinde kalıp yavaşladı.

Kendimi daha fazla tutamayıp üzerine yığıldım. Karnımdaki titreme ellerime de bulaştı. Bu sefer ben boynunu emerek hareketsiz kaldım üstünde.Sırtıma sarılarak sakinleştirdi beni. Daha fazlasına dayanacak tekrar hareketlenecek halim yoktu. Altına çevirdi beni bacaklarımı omzuna toplayıp hızlı hızlı girmeye, İngilizce bir şeyler söylemeye başladı. Orgazmın gevşettiği girişimden gelen su sesleri artmayı sürdürdü. Yeni biten orgazm dalgaları başka bir orgazmın eşiğinde bir sarhoşluğa dönüştü. Götünü sikeceğim diye bağırdı. Daha da girebilirmiş gibi sikini kökleyerek boşalmaya başlayınca ben de dibime saplanan ağrıdan bağırdım. Ter içinde üzerimde kaldı biraz. Terin çoğu da bana ait.

İçimden çıkıp dudaklarımı emdi nefes nefese. Arka deliğimi elleyip “Virgin” diye sordu, anlamayınca telefondan çevirip gösterdi. Bakire anlamına geliyormuş, utanarak evet dedim. Ben sikmek isterim bir gün dedi. Prezervatifi yere atıp duşa girdi. Onu beklerken ben de sızmışım. Odaya dolan gün ışığı ile uyandım, darmadağınık halimi toparlamak için duşa girdim. Çıktığımda o da kalkmıştı. Çantamın yanına bir tomar para koydu. Kalçamı sıkarak, öptü. Utanarak çantama attım çıktım. Sabahın körü bomboş otel koridorlarından geçerek eve ulaştım. Üzerimdeki tüm kıyafetleri kirliliğe atıp yatağa oturdum, bir anda başlayan ağlama krizi içinde uyuyakalmışım.

Deliksiz uykum öğleden sonra bitti. Kalkınca ilk iş duş, ılık su bile kadınlığım sızlattı. Sonra çantamdaki paraya baktım. 400 USD ve 200 TL. Bozdurup Muzaffer hıyarına gönderdim. Bin liradan biraz fazla borcum kaldı öküze. Sonraki iki günü sadece öğle yemekleri için otele uğrayıp sahile inmeden geçirdim. Bunda boynumdaki emme ve kalçalarımdaki tokat izinin etkisi de vardı. Akşamüstü annem aradı, ayrılıp çıktığım kocamın evine haciz gelmiş tüm eşyaları götürmeye kalkmışlar, babası yalvar yakar bir hafta süre almış. Bana ait pek bir şey kalmamıştı orada ama bu yeni bir ağlama krizine engel olmadı.

İki gündür ortada olmayan eski eniştem geldi çat kapı. Gözlerimi silip açtım kapıyı.

– Ne o hasta mısın yoksa?

– Evet biraz soğuk almışım.

– Bulaşmıştır birisinden İngilizler arasında grip salgını varmış, bastı yine çirkin kahkahasını.

Kalbim deli gibi çarptı, ayağa fırladım.

– Kimseye bir şey deme lütfen bir hataydı çok içmiştim gibi saçmalıklar ile bir gecelik ilişki filan gibi bir sürü lafı peş peşe sıraladım.

İlgilenmeden dinledi. Telefonu ile oynadı.

– Bak otelime gelen giden tüm orospulardan haberim olur benim. Heriflerde memnun kalmış hizmetinden

– Enişte sus lütfen bildiğin gibi değil, terbiyesizleşme.

– Ne değil lan! Alırken poundları iyiydi. Otelimde orospuluk yapacaksan haberim olacak. Adını çıkarma otelimin.

– Enişte lütfen dinle beni.

– Ooo enişte mi olduk yine. Bak küçük orospu kime ne kadara siktiriyorsun otelime laf gelmediği sürece beni ilgilendirmez. Ben sana birileri ile takıl dedim, sen ticarete dökmüşsün işi. Sana tek kıyağım fazla abartmadan otelde takılmana izin olur.

– Kimseye deme lütfen, biliyorsun çok borcumuz var, kötü bir ayrılık dönemi yaşadım. Bir anda aklımı kaybettim galiba. Salakça idi yaptıklarım çok içmiştim yalvarırım.

– İlk işin miydi bu herifler?

– Enişte yapma lütfen. Çok içmiştim. Kocamdan başkası yoktu hayatımda.

Mutfağa yürüdü elinde su ile döndü. O sırada benim, abi, enişte bin pişmanım yalvarışlarıma ağlamalarıma cevap vermedi.

– Ne kadar acil ödemen gereken para?

– Haciz gelmiş, oraya üç dört yatırsam kendi eşyalarımı kurtarırım bari, beş bine yakın da kartlara var. On sekiz yirmi bin de krediye esnaflara var ama onlar taksitli.

– İyi gönder bana banka bilgilerini, dönüp çıktı gitti.

Tekrar bir ağlama krizi, dün gece yaşadığım hayatımın en güzel orgazmlarından sonra şimdi de hayatımın en dip anlarından birindeydim. Enişte ablama söylerse mahvoldum demektir. Dolapta Ayşen’in bıraktığı yarım şişe şarap vardı. TV karşısında oturup şarabı bitirdim. Telefona gelen mesajda sabah altı bin geliyor yazmış eniştem. Muzaffer mesaj atmış, eksik göndermişsin diye. Orospu çocuğu. Sabah gönderiyorum dedim. Haciz gelen evde değerli bir şeyim kalmadı, kocam olan salak düşünsün. Muzaffer’e parasını öder, kalanı ile de kartları kapattım mı sadece bireysel kredi ile esnaf borcu kalır o da taksit taksit ödenir zaten. Büyük bir kararlılıkla çantamı aldım, gece son otobüse atlayıp eve döndüm. Ertesi sabah Kuşadasında kimse ile özellikle eniştem ile yüz yüze gelmek istemiyordum.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Komşumun 16 Yaşındaki Oğluna Siktirdim!

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Komşumun 16 Yaşındaki Oğluna Siktirdim!
Ben şu an 28 yaşında ve evli bir kadınım. Eşimle aramız gayet iyidir, cinsel yönden de bir sorunumuz yok. Güzel birisi olduğumu çocukluğumdan beri etrafımdaki herkesten duyarım. Daha o zamanlar etrafımdaki birçok kişiden, “Çok canlar yakacak bu kız!” dendiğini duyardım ve çok hoşuma giderdi. Ama erkeklerin benden daha bu kadar erken hoşlanmaya başlayacağı aklıma gelmezdi.

Çok zengin olmayan bir ailem vardı. İzmir’de ‘Kenar mahalle’ tabir edilen bir muhitte yaşıyorduk. Ben 16 yaşıma yeni girdiğimde, sokağımızda yaşıtım sayılabilecek çok kimse yoktu. Genellikle benden birkaç yaş daha büyük çocuklar vardı. Zamanla onlarla oynamaya ve arkadaşlık etmeye başlamıştım.
Annem babam çalıştığı için geç saatlerde eve dönerlerdi ve ben evde yalnız kalırdım. Evde oturmaktan çok sıkıldığım için de, geç saatlere kadar sokakta oyun oynardım. O saatlerde sokaktaki diğer çocuklar genelde evlerinde olurlar, daha büyük çocuklar, genelde de ‘Abi’ dediğim erkekler kalırdı sokakta.
Yine böyle bir gün bu abilerle sokakta saklambaç oynarken, sokağımızdaki bir evin bahçesine saklandım ve beklemeye başladım. Farkında olmadığım şeyse Soner abinin de aynı bahçede saklanıyor olmasıydı. Ben onu farketmemiştim, ama o beni görmüş, sessizce bana seslendi,
“Merve! Napıyorsun orda? Yakalanacağız şimdi, gel buraya!” diye. Ben de yanına gittim. Gerçekten de Soner abi iyi bir yerde saklanıyordu… Yanına gittiğimde ikimizin anca sığabileceği bir yer olduğunu fark ettim ve yanına sıkıştım. Bana,
“Napıyorsun sen burda? Başka yer mi yok saklanacak?” dedi. Ben de,
“Nerden bileyim senin burda olacağını Soner abi?” dedim ve ikimiz de sustuk. Yan yana öyle otururken, oyundaki ebenin yanımıza yaklaşıp bizi bulmaya çalıştığını gördük ve biraz daha birbirimize yaklaşarak gizlenmeye çalıştık. Fakat bu arada Soner abinin elinin üstüne oturmuştum, birden irkildim, ama yakalanmamak için ses çıkaramadım. Aynı şekilde Soner abi de şaşırmıştı, ama ses çıkarmıyordu. O gün de altımda incecik bir şort vardı ve eli tam amımın altındaydı.
İçim bir tuhaf oldu birden ve kalkmaya çalıştım. Tam elinin üstünden kalkmıştım ki, ebe arkasını döndü bizim tarafa bakmaya başladı ve ben aynı hızla tekrar Soner abinin elinin üstüne oturdum. İstemeyerek olmuştu, ama müthiş de hoşuma gitmişti. Birbirimize baka kaldık. Çok heyecanlanmıştım, sanırım o da öyleydi. Ebe uzaklaşınca,
“Pardon Soner abi!” dedim elinden kalktım.
“Önemli değil Merveciğim!” deyip elini çekti. O gün bir daha konuşmadık Soner abiyle ve annemlerin işten gelme saatinde ben oynamayı bırakıp eve gittim. Gece yatağıma girince o andaki aldığım zevk aklma gelmişti, o anları düşünürken, elim amımda uyumuşum.
Birkaç gün sonra yine aynı ekip saklambaç oynamaya karar verdik ve ben o günü anımsayıp yine aynı yere yöneldim. Aslında Soner abinin orda saklanacağını bildiğim için oraya gitmiştim. Tahminimde yanılmamışım, yine aynı yerdeydi.
“Soner abi, sen yine mi burdasın?” dedim ve yanına yaklaştım.
“Sus otur hemen yakalanmadan!” dedi. Ama heyecanlı bir hali vardı. Oyundaki ebe yine bize yaklaşmıştı ve biz birbirimize sokulmaya başladık. İçim yine kıpır kıpır olmuştu, ama bir şey yapmaya cesaretim yoktu. Soner abi birden,
“Bu böyle olmayacak, yakalanacağız! Biraz daha yaklaş!” dedi.
Biraz daha sokuldum ona. Teninin kokusu beni heyecanlandırıyordu, ama geçen sefer eline oturmam daha heyecanlıydı. “Soner abi, istersen kucağına oturayım, o zaman göremez bizi!” dedim ve kucağına oturdum.
Bu hareketime çok şaşırmıştı, ama bir şey demedi… Soner abinin kucağında otururken popomun altında bir hareketlenme hissettim. Sanırım o da etkilenmiş ve siki sertleşmeye başlamış, popomu zorluyordu. Harika bir histi bu. Benden yaşça büyük bir erkeğin sikini popomda hissediyordum ve çok sertti. Sikini amımda da hissetmek istedim ve biraz öne eğilip popomu hafif kaldırarak kucağına iyice yerleştim. Başarmıştım, amım tamda sikinin üstündeydi. O da,
“Kıpırdama Merve, yerimiz belli olacak!” falan deyip, beni kendine doğru çekiştiriyordu. Tabi bu bahaneydi, beni hareket ettirip, sikinin üstünde gidip gelmemi sağlıyordu. Ve bu da beni delirtiyordu. Bir süre böyle devam ettikten sonra amım karıncalanmaya ve gözlerim kaymaya başladı. Soner abinin sikine sürtünerek orgazm oluyordum. Kendime geldiğimde zorda olsa kalktım kucağından. Soner abi,
“Dur kız, nereye? Yakalanıcağız!” dedi. Demek ki o halen sürtünmeye devam etmek istiyordu, ama nedense ben devam etmek istemedim ve
“Soner abi, hadi gel başka yere saklanalım!” dedim. Soner abi ise (herhalde kalkan sikini göreceğimi düşündüğü için olsa gerek),
“Yok, sen git, ben burdayım!” dedi.
“Tamam!” deyip yanından ayrıldım. O gece amım hep ıslaktı ve yine yatağımda yatarken Soner abiyle yaptıklarımı düşünüp, amımla oynayarak uyudum. Ertesi gün öğlen sıcağı olmasına rağmen sokağa çıktım. Sokakta kimsecikler yoktu. Öylesine boş boş dolanırken, Soner abinin,
“Şşşşt, napıyorsun bu sıcakta kız?” demesiyle o yöne baktım. Evlerinin balkonundan sesleniyordu bana.
“Soner abi sıkıldım, öylesine dolanıyorum!” dedim. O da,
“Gel istersen oturalım, dışarısı çok sıcak!” dedi. Ben de,
“Yok ya boşver!” dedim. Aslında gitmek istiyordum, ama annesi evdeyken gitmem yanlış olurdu.
“Gel hadi gel, hem ben de sıkılıyorum, evde kimse de yok, sıkıntıdan patlıyorum!” dedi. Evde kimsenin olmadığını duyunca, “Peki geliyorum o zaman, aç kapıyı!” dedim ve kapıya doğru gittim. Kapıyı açtığında altında ince bir şort, üstünde de bir tişört vardı. Bende ise penye bir etek ve üstümde body. Etek çok kısa değildi, sokakta oynarken açılmasın diye uzun etek giyerdim. İçeri girdim.
“Bir şey içer misin, soğuk kola var!” dedi.
“Olur!” dedim.
Kola getirip, oturup TV izlemeye başladık. TV karşısındaki 3’lü koltukta oturuyorduk, birimiz bir köşede, diğerimiz öbür köşede, aramızda bir kişilik boşluk vardı… Bana,
“İstersen uzat ayağını, rahat otur!” falan dedi. Uzattım ayağımı, ama o şekilde de sığmadık, ayaklarım uzun gelmişti. “Kucağıma uzat istersen!” dedi ve ayaklarımı alıp kucağına çekti. O anda ayağımın altında sikini hissettim. Ne çok sert, ne de yumuşaktı. Hiç bozuntuya vermemiştim, TV izlemeye devam ediyorduk. O anda içimdeki ses ayaklarınla sikine dokun diyordu. Ayaklarımı hafif hafif oynatmaya başladım. Az önce yarı sert olan siki, yavaş yavaş sertleşmeye başlamıştı. Ne yapıyordum ben böyle? Soner abinin evinde, resmen onun sikini ayağımla okşuyordum. Bunu yaptığıma inanamıyordum. Birden ayaklarımı çekip,
“Aay belim ağrıdı, oturayım biraz!” dedim.
Kalktığımda yan yana oturur vaziyete gelmiştik. Göz ucuyla baktığımda sikinin kalkık olduğu belli oluyordu. İçimde iyiden iyiye kıpırtılar başlamıştı. Ara ara gözlerimi çaktırmadan sertleşen sikine kaçırıyordum ve daha da istekleniyordum. Soner abi ise ne yapacağını bilemiyordu, sadece TV’ye bakıp duruyordu. İyice sessizleşmiştik ve az önceki o heyecan kalmamıştı… Ne yapayım diye düşünürken, ayağa kalkıp karşısına geçtim ve ayaklarına küçük bir tekme atıp, gülerek,
“Ne bu sessizlik bee?” dedim. O da gülerek,
“Yapma kız, kaldırma beni ayağa bak…” dedi. Ben de,
“Kalk, napabilceksin ki!” dedim. Amacım onu ayağa kaldırmaktı, ayaktayken sikinin şortunda nasıl göründüğünü merak ediyordum. Ama o da göreceğimi düşünerek kalkmıyordu. Yanına yaklaştım,
“Kalk hadi, erkeksen kalk!” dedim ve bir kere daha yavaşça vurup gülmeye başladım. O ise ısrarla,
“Git kızım uğraşma, bak…” falan diyordu.
Ben tekrar yanına yaklaşıp tekme atacakken, bu sefer benden hızlı davrandı ve ayağımı yakalayıp hafifçe çekti ve bıraktı. Koltuğun önüne, dizlerimin üstüne düştüm. Doğrulduğumda ise onun tam bacaklarının arasında dizüstünde oturur pozisyonda buldum kendimi. Bacakları aralıktı ve kısa şortunun önünden siki belli oluyordu… Yine bir sessizlik oldu, öylece kala kaldık. Sadece birbirimize bakıyorduk ki, ilk hamle ondan geldi, bacaklarını biraz daha açıp, beni arasına aldı ve gülerek,
“Yakaladım seni, artık kurtulamazsın!” dedi. Ben de,
“Bırak beni!” falan deyip, hem yalandan kurtulmaya çalışıyor, hemde çaktırmadan sikine bakmaya devam ediyordum. O ise,
“Hadi kurtul, hadi kurtul, kurtulamazsın ki!” falan diyordu. Böyle oynaşırken, bacaklarıyla beni biraz daha kendine çekti. Artık sikine çok yakın duruyordum ve yine birbirimize bakıyorduk. Ben iyice ateşlenmiştim artık, içim çok tuhaftı, çok erkeksi bakıyordu bana, kendimden geçmeye başladım. Ve birden olan oldu, elimi aniden sikine uzattım ve avuçlayarak,
“Soner abiii, bu ne kadar sert olmuş böyle!” dedim ve sıkmaya başladım. O ise gözlerime bakarak,
“Hoşuna gitmedi mi? Hem geçen gün saklanırken ne kadar sert olduğunu anlamamışmıydın?” dedi.
“Evet farketmiştim!” dedim ve güldüm. Elim halen sikini avuçluyordu…
“Görmek istermisin? Hiç gördün mü?” dedi. Hayatımda hiç görmemiştim (ufak çocuklarınki hariç) ve bu soru beni iyice azdırmıştı.
“Ne yani, bana şeyini mi göstermek istiyorsun?” dedim.
“Neyimi?” diye sordu gülerek. Ben de gözlerinin içine bakarak,
“Sikini!” dedim.
“Sen de bana gösterceksen olur!” dedi. Gülerek,
“Neyi?” dedim. O da aynı gülümsemeyle,
“Amını!” diye cevap verdi. Birden ayağa kalktım, eteğimi yukarı kaldırdım ve külodumu yana sıyırıp,
“Çok istiyorsan al bak!” dedim ve amımı net bir şekilde ona yaklaştırdım. Heyecandan gözleri parlıyordu.
“Dokunabilirmiyim?” diyerek elini amıma uzattı. Ben de,
“Sadece dokunabilirsin, başka birşey yapmak yok!” dedim. Kabul edercesine başını salladı ve usul usul amıma dokunmaya başladı. Kendimden geçmiştim, bir erkeğin amıma dokunması beni delirtmişti. Parmakları klitorisimi okşarken, dayanamadım,
“Ohhhh Soner abi, çok güzel dokunuyorsun!!!” dedim. O da,
“Harika bir amın var Merve! Süpersin!” diye karşılık verdi.
Kalbim sanki amımda atıyordu, artık dayanamıyordum dokunuşlarına, ona belli etmemeye çalışarak orgazm oldum. Artık buna bir dur demem gerekiyordu, yoksa kötü şeyler olacaktı… Birden kendimi çektim ve
“Sıra sende, hadi aç bakalım sikini!” dedim.
Yine dizlerimin üstüne çöktüm bacaklarının arasına ve onu izlemeye başladım. Yavaş yavaş sikini dışarı çıkardığında neredeyse aklım da çıkıyordu. Bir sikin bu kadar kalın olacağını hiç düşünmemiştim. İlk kez görüyordum ve hayalimde canlandırdığım şeyler bundan daha kısa ve inceydi. Dilim tutulmuş şekilde sikine bakarken, “İstersen dokunabilirsin Merveciğim!” dedi. Ben de sanki bunu bekliyormuşum gibi, yavaşça elimi sikine götürdüm ve avuçlamaya başladım. Soner abi delirmişti sanki,
“Off Merve, süpersin, ohhhhh!” falan gibisinden sesler çıkarıyordu ve bu beni dahada azdırıyordu.
“Gel üstüme ters uzan da, aynı anda ben de senin amına dokunayım!” dediğinde, korkumdan olmaz deyiverdim. Aslında çok istiyordum, ama beni oracıkta sikmesinden korkuyordum.
“O zaman devam et nolursun, 31 çektir bana!” dedi. Hayatımda ilkkez duymuştum 31 çektirmeyi,
“O ne Soner abi?” dedim. O da sikini sıkıca kavramamı sağlayarak,
“İşte böyle aşağı yukarı elinle okşayacaksın!” dedi ve birazcık gösterip ellerini çekti. Ben devam ediyordum. “Harikasın Merveciğim, süpersin!” deyip duruyordu…
Seksle alakalı hiçbir deneyimi olmayan 16 yaşında bir kız olarak yaptığım şey hakkında hiç bir fikrim yoktu. O sırada sadece sikine ve altında sarkan taşaklarına bakıyordum. Öbür elimle de onları okşamaya başlamıştım ki, Soner abi birden,
“Ohhhh Merve devam et, süpersin canım, daha hızlı yap!” demeye ve inlemeye başladı. Dediklerini aynen uyguluyordum. Hızlı hızlı okşamaya ve Soner abiyi inletmeye devam ederken, Soner abi benden, (Sik beni Soner!) dememi istedi. Ben de onun zevk aldığını görerek,
“Sik beni Soner abiciğim, hadi sik beni!” demeye başladım ki, birden sikinden beyaz şampuana benzeyen bir sıvı fışkırmaya başladığında, hem korktum, hemde çok şaşırdım. Çünkü o ana kadar o fışkıran sıvının Sperm olduğundan haberim bile yoktu. Soner abi delirmiş gibi,
“Oohhhhh canım, tatlım, amını yerim senin!” gibi şeyler söylerken, ben şaşkın şaşkın 31 çektirmeye devam ediyordum. Az sonra sikinden gelen sıvılar bitmiş, artık Soner abi de kendine gelmişti. Bana,
“Harikaydın canım!” dediğinde, ben elime bulaşmış spermlere bakıyordum,
“Bu ne?” dedim.
“Onlar döl canım, erkekler boşaldığında siklerinden bu akar, kadının amına akarsa da çocuk olur!” dedi. Çok utanmıştım ve şaşkındım, hemen kalkıp lavaboya gittim, ellerimi yıkadım ve salonun kapısından Soner abiye,
“Benim gitmem lazım!” deyip, evden çıkıp, koşa koşa evime gittim.
İlerleyen günlerde bu olayları düşünürken içimde tahrik olma ve utanma duyguları herzaman birbirine karıştığı için, birdaha Soner abiye yaklaşamadım. Zaten birkaç ay sonrada o mahalleden taşındık ve onu birdaha hiç görmedim…

Ben evlenene kadar bundan başka hiç cinsel bir deneyimim olmadı, ama yıllarca masturbasyon malzemem hep Soner abiyle yaşadığım anlar oldu… Anlattıklarım yıllarca o anları düşünerek mastürbasyon yapmamı sağlamıştı. Aradan yıllar geçmesine rağmen o anları unutamıyor ve inanılmaz zevkler alıyordum. Geçen bu zaman sürecinde aklıma takılan bir başka konu da, Soner abinin benimle ilgili hisleriydi. O kendisinden 5 yaş küçük ve cinsel deneyimi olmayan bir kıza mastürbasyon yaptırırken ne kadar zevk almıştı acaba? Yıllarca hep bunu merak ederek yaşadım.
Artık evli bir kadındım ve hayatımda bazı sorumluluklar vardı. Kocamla çok mutluydum, her ne kadar bazı geceler yataktaki erkeğin Soner abi olduğunu düşlesem de, kocamla evli olmak harika bir şeydi.Evliliğimizin ilk 2 senesi maddi zorluklarla geçti. Kirada geçen zorlu 2 yılın ardından, kocamın ailesinin de desteğiyle bir ev aldık ve taşındık. Güzel bir evdi. Çocukluğumun ve evliliğimin ilk 2 yılının geçtiği yoksul semtlerden kurtulmuş, daha lüx bir semte, İzmir’in denizle iç içe güzel semti Küçükyalı’ya taşınmıştık. Evimizin balkonundan görünen güzel körfez manzarası ve sabahları içimizi açan deniz kokusuyla, kocamla günlerimiz mutluluk içinde geçiyordu.

Komşuluğun olmadığı bir yerde yaşamak, benim gibi insanların iç içe olduğu kenar semtlerde büyümüş bir kadın için biraz garipti belki, ama yine de hayatımdan memnundum. Komşusuzluktan sıkılmışken, apartmana giriş çıkışlarda selamlaştığım Eda hanım adındaki, benden 10 yaş büyük bir bayan içimi ısıtıyor, beni yaşadığım eve daha da bağlıyordu.
Güler yüzlü, sevecen bir hanımdı ve onla sohbet etmek hoşuma gidiyordu. Defalarca birbirimizi davet etmemize rağmen, bir türlü gelip gitmek kısmet olmamıştı. Bu durum benim evde yumurtanın kalmadığı bir gün, Eda hanımdan ödünç yumurta almaya gitmemle son buldu. Bir kat altımızdaki evlerinin kapısına giderek kapıyı çaldım. Sanırım evde kimse yoktu, çünkü kapı açılmamıştı. Tam tekrar eve çıkıyordum ki, kapının tıkırtısıyla arkamı döndüm…
Kapı açıldığında biraz şaşkındım, çünkü kapıyı (sonradan 16 yaşına yeni girdiğini öğrendiğim) Serhat açtı ve
“Buyrun?” dedi tebessümle.
“Merhaba, Eda hanıma bakmıştım ben ama…” dedim.
“Annem evde yok abla, markete kadar gitti, birazdan gelir!” dedi. Ben de,
“Tamam canım, ben üst komşunuzum, yeni taşındık, adım Merve, daha sonra uğrarım, tekrar teşekkürler!” dedim.
“Oldu abla, söylerim anneme!” dedi ve kapıyı kapattı.
Güler yüzlü, kendince yakışıklı bir çocuktu Serhat, ilk görüşte kanım kaynamış, sevmiştim keratayı. Eve geldiğimde aklımda markete gidip yumurta ve diğer ihtiyaçlarımı almak vardı. Üstüme bir şeyler giyip gideyim diye düşünürken, kapım çaldı. Kapıya koşup baktığımda, kapıdaki Eda hanımdı. Dışarı çıkmak için hazırlandığımdan altım giyinik olmasına rağmen üstümde sütyenimle geziyordum,
“Bir saniye!” diye seslenip, kapıdan göğüslerim görünmeyecek şekilde sadece başımı çıkararak, “Pardon Eda hanım, giyiniyordum da, üstüm çıplak… Gelin siz, buyurun!” dedim. Eda hanım gülümseyerek,
“Önemli değil… Bana gelmişsiniz, Serhat söyledi.” dedi.
“Evet evde yumurtam bitmişti de, o yüzden rahatsız etmiştim. Ama şimdi ben de markete çıkmak için giyiniyordum.” dedim.
“Aaa, lafı mı olur canım, komşuyuz şurda, ben getireyim hemen, hem market kapanmıştır artık, boşuna gidersin!” dedi. Aslında gerçekten de saat geç olmuştu, market akşamları saat 8.30 – 9 gibi kapanıyordu.
“Peki o zaman, sağolun, ama olmadı böyle…” dedim. “Önemli değil, ben getiririm birazdan!” deyip aşağı kata yöneldi. Ben de kapıyı tam kapatmadan, üstüme birşey geçirmek için odama geçiyordum ki, odama girer girmez, Eda hanım koşar adım kapıya gelmişti bile, kapıyı tıklattı. Ben de,
“Buyur buyur, kapı açık!” diyerek yine sütyenimle odamdan çıktım. Ama birden şok geçirmiştim. Çünkü gelen Serhat idi ve beni sütyenimle göğüsler fora bir şekilde görmüştü. Birden, “Ayy pardon!” diyerek, ikimiz de özür diledik ve ben odama kaçtım. Serhat da kafasını öbür tarafa çevirerek beklemeye başladı… Hemen elime ilk geçen Body’yi üstüme geçirip dışarı çıktım. Serhat hemen,
“Özür dilerim abla, sen gel içeri deyince ben de girmiş bulundum, annem yumurta yolladı!” deyip yumurtaları uzattı.
“Asıl ben özür dilerim ablacığım, annen sandım seni!” dedim. Serhat ta tekrar,
“Pardon abla!” deyip, geldiği gibi yine koşar adım evine gitti. O yaştaki çocuğa resmen göğüs şovu yapmıştım elimde olmadan. Ama benim üzüldüğüm konu o değil, çocuğu utandırmış olmamın verdiği burukluktu. Aradan geçen zamanla, Eda hanımla samimiyetimiz ilerlemiş, artık ona abla diye hitap etmeye başlamıştım. Eda ablanın kocası genç yaşta vefat etmişti ve oğlu Serhatla yaşıyorlardı. Eda abla bir muhasebecinin yanında çalışıyordu. Serhat ise Liseye gidiyordu.
Okul tatil olduğu için Serhat evde yalnız kalıyor ve babasının erken vefatı sebebiyle, insanlarla fazla konuşmayan, içine kapalı bir genç olarak zamanını geçiriyordu. Anlayacağınız çok az arkadaşı vardı ve tek başına bilgisayar başında zaman geçiriyordu.
Eda ablayla artık samimiyetimiz ilerlediği için, bana, bazı günler o yokken evine gidip Serhat’a yiyecek bir şeyler hazırlayabilir miyim diye sormuştu. Ben de,
“Olur abla, ne olacak elime mi yapışacak!” diye kabul etmiştim. Ertesi gün öğlen alt kata inip Serhat’a birşeyler hazırlamak kapıyı çaldım. Serhat açtı kapıyı,
“Merhaba Merve abla, gel buyur, yemek işi sana kaldı ha, annem söyledi, zahmet olacak!” dedi. Ben de,
“Yok canım olur mu öyle şey!” deyip içeri girdim.
“Ne istersin? Ne hazırlayım sana?” dedim. Kıymalı makarnaya bayılırmış, yapmak için mutfağa girdim ve
“Sen bak işine, ben hazırlarım!” dedim. Serhat teşekkür edip odasına gitti. Yemeği hazırlamıştım. Serhat’a seslendim,
“Serhatçığım makarna hazır, istediğinde yiyebilirsin, ben çıkıyorum eve!” dedim. Ama içerden cevap gelmedi.
“Serhat?” diye ikinci seslenmem de karşılıksız kalınca, usulca yarım açık olan kapısından içeri baktım.
Serhat yatağına uzanmış, gözleri kapalı, kulağında kulaklıkla müzik dinliyordu. Üstündeki kolsuz tişörtten, yaşına göre kaslı kolları ve altındaki şorttan belli olan önündeki kabarıklık, yıllar önce Soner abiyle yaşadığım günleri aklıma getirmişti ve içim bir hoş olmuştu birden. Ses çıkarmadan bir süre izledim ve sonra kapıdan içeri bir adım girip, biraz daha yüksek bir sesle, “Serhattt!!!” diye seslendim. Bu kez duydu ve
“Merve abla kusura bakma müzik dinliyordum!” deyip ayağa kalktı. Kalkmaz olaydı, ayağa kalkmasıyla birlikte, önünde, şortundan dışarı çıkmak istercesine duran o kabarık yarağı gözüme çarptı ve beni mahvetti.
Gerçekten de Serhat’ın yarağı çok büyük görünüyordu. Yıllardır kocamla çok mutluydum, seks hayatımız da harikaydı, ama Serhatın yarağı aklıma Soner abinin yarağını getirmişti ve çok tahrik olmuştum…

Yanıma gelerek teşekkür etti ve beni kapıya kadar yolcu etti. Eve döndüğümde içimde yıllar öncesinden kalan Soner abinin yarağının görüntüsü vardı. Ve amım sırılsıklam olmuştu. Hemen odama geçip, Soner abinin yarağını düşünerek, amımı okşamaya başladım.
Hayalimde o koltuğun üstünde oturuyor, ben de yarağını yalayarak ağzıma alıyorum, emiyorum ve o da ağzıma, yüzüme, boynuma ve göğüslerime boşalıp bana sperm banyosu yaptırıyordu. Ama bu kez farklıydı, çünkü hayalimdeki yarak Soner abinindi, ama yüz Serhat’ın yüzü olmuştu birden. Ve bu beni daha da tahrik ediyordu.
Hayalimdeki Soner abi modelinin yerini Serhat aldı, artık onun sikini yaladığımı hayal etmeye başladım ve hayalimde onun yüzüme boşalmasıyla, ben de sessiz sessiz,
“Serhat sik beni! Sik beni Serhat!” diye diye boşaldım. Kendime geldiğimde bu düşündüklerimden utanmıştım, ne de olsa artık evli barklı bir kadındım ve bu tür şeyler çocukluğumda kalmıştı. Artık kocamdan başka bir erkek düşünemezdim ve bunu küçük bir kaçamak kabul ederek duşa girdim.
Aradan birkaç gün geçmişti ve ben tekrar yemek hazırlamak için Eda ablanın evine indim. Serhat açtı kapıyı ve buyur etti, sonra her zamanki gibi odasına geçti ve ben mutfakta yiyecek bir şeyler hazırladım. Bir ara Serhat’ı mutfağın kapısında gördüm. Gülümsedim ve
“Ne dikiliyorsun orda?” dedim. O da gülümseyerek,
“Hiiç… Seni izliyorum… Çok güzel kokular geliyor, ne pişiriyorsun?” dedi.
“Tavuk sote yapıyorum!” dedim. Gelip tavaya baktı ve
“Oooo gerçekten harika kokuyor!” dedi.
Ama bu sırada arkamdan bana oldukça yaklaşmıştı ve sanki benim kokumdan bahsediyor, benim kokumu içine çekiyordu. Bu beni heyecanlandırmıştı ve aklıma evde yaptığım mastürbasyon geldi. Serhat tavaya bakarken,
“Çok güzel kokuyor, nefissss!” deyip biraz daha yaklaştı ve az da olsa popoma dokundu. Ben artık iyice ıslanmıştım. Acaba bilerek mi yapıyor diye düşünürken,
“Abla ben duşa girsem ayıp olurmu?” dedi.
“Yok ablacığım, neden ayıp olsun, bak işine!” diyebildim sadece.
Banyodan su sesi gelmeye başlamıştı. Ama ben hiçte iyi değildim, içimden bir ses gidip Serhat’ı röntgenlememi söylüyordu. İçimden sanki bir orospu konuşuyordu, (Serhat’ın yarağını merak etmiyormusun? Git ve bak!) diyordu.
Daha fazla dayanamayıp banyonun kapısına gittim, anahtar deliğinden baktım ve tam karşımda, duşun altında 31 çeken Serhat’ı gördüm. Yarağı kocamandı ve hızlı bir şekilde okşuyordu. Bir anda amım sırılsıklam olmuştu, adeta şelale gibi akıyordu sularım. Dayanamadım ve delikten bakarken amımı okşamaya başladım. Altımda ince penye bir eşofman vardı. Sularımın eşofmanın önünü ıslatmasından korkuyordum ve biraz aşağı sıyırıp külodun üstünden okşamaya başladım. Serhat ta iyice hızlanmıştı. O anda içeri girip kendimi ona siktirmek için yanıyordum, ama cesaret edemiyordum buna.
Bu düşüncelerin arasında Serhat’in boşaldığını gördüm ve o anda kendime gelip hızlıca toparlandım ve mutfağa kaçtım. Serhat banyodan çıkmış ve odasına girmişti. Aklımda onla yatmak vardı sadece, kendimi zor tutuyordum. Serhat’a,
“Yemeğin hazır canım, ben çıkıyorum yukarı!” deyip, hemen kaçtım ordan. Eve geldim ve Serhat’in yarağını düşünerek matürbasyon yaptım, kendimi tatmin ettim.
Akşam üstü olmuştu, kocamın eve gelip beni sikmesi için sabırsızlanıyordum. Çünkü ancak kocamla bu azgınlığım üstümden gidecekti. Kocamı aradım ve
“Aşkım ne zaman geleceksin?” dedim. Ama aksilik bu ya,
“Hayatım bu gece biraz geç kalacağım, yetiştirmem gereken işler var!” dedi.
Umutlarım yıkılmıştı ve çaresiz geç saatte de olsa kocamın gelmesini bekleyecektim. Saat daha 6 idi ve kocam eve erken geldiğinde bile 9 da anca evde oluyordu. Yani bu gece saat 11-12’ye kadar kudurmaya devam edecektim. Ben de gece için hazırlanmaya karar verdim, bir duşa girdim ve vücudumdaki bütün kılları aldım.
Duştan çıkıp saçımı makyajımı yaptım ve kocamın sevdiği siyah şeffaf iç çamaşır takımımı giydim. Dantelli ve seksi bir takımdı, kocam beni böyle görünce deli gibi sikecekti. Üstüme de dizüstü eteğimi giydim ki, kapı çaldı. Saate baktım, 9.30 idi, kocam erken gelerek bana sürpriz yapmıştı. Üzerimde sütyenle kapıya koştum yine. Kapıyı bir santim açtım ve kocama,
“Bekle bir saniye, girme daha!” dedim. Ses gelmedi, bekliyordu. Eteğimi biraz yukarı çekerek arkam kapıya dönük koltuğun üstüne hafif domaldım. Kocamı sıyrılmış eteğimin altından görünen külotlu frikiğimle, kalçalarımla karşılıyordum. Çok seksi göründüğümden emindim ve şuh bir sesle,
“Gel tamam!” dedim… Bekledim… Bir saniye, beş saniye, on saniye… Ses yok… Hareket yok… Başımı çevirip kapıya baktığımda bir kez daha şok olmuştum, çünkü gelen yine Serhat idi. Çocuk içeri girmiş ve ne olduğunu anlamadan öylece donakalmıştı. Ben de şoktaydım. Bu Serhat’in evime ikinci gelişiydi ve beni yine yarı çıplak görüyordu. Ama bu kez farklıydı, çünkü ben de onu banyoda çıplak görmüştüm! Gözüm hemen sikine kaydı. Siki kalkmıştı ve dışarı çıkmak ister gibi şortunu zorluyordu.
“Pardon abla!” deyip kafasını öbür tarafa çevirdi.
Ben de en yakın odaya kaçtım. İyice delirmiştim, ben kendimi ona siktirmemek için zor dururken, o sürekli yarı çıplak yakalıyordu beni. Odanın kapısına yaklaştı ve
“Abla pardon yaa, yine kaza oldu! Annemden haberin varmı? Geç gelecekmiş te, yiyecek birşey var mı sende diye bakmaya gelmiştim!” dedi. Benden ses çıkmayınca, “Ama boşver abla, yemesem de olur, beklerim annemi…” dedi. Üzülmüştüm, sonuçta suç bendeydi, çocuk nerden bilsin onu kocam sandığımı.
“Bekle bekle!” dedim odadan çıktım, ellerimle göğüslerimi kapatıyordum. Onun ise siki halen sopa gibiydi. İçim iyice tuhaf oldu. O da bana bakıyordu. Güldüm ve
“Alıştın artık beni böyle görmeye haa?” dedim. Güldüğüm için o da rahatlamıştı ve gülümsedi. “Gel mutfağa bakalım!” dedim.
Artık tahrik olmamın da verdiği rahatlıkla ellerimi göğüslerimden çektim. Ama onun arkamdan popoma baktığını hissediyordum. İyice orospuluk damarlarım kabarmıştı, resmen istiyordum 16 yaşındaki çocuğu. Buz dolabının kapağını açtım ve eğildim. Önünde kısa eteğimden popomun göründüğünden emindim. Artık çok azmıştım, kafamı ona çevirip,
“Yemek istediğin özel bir şey var mı? Yoksa ben ne verirsem ona razı mısın?” dedim gülümseyerek. Heyecandan sesim boğuklaşmış, çatal çatal çıkıyordu. Bakışları çok farklıydı, bana yıllar önce benim Soner abiye baktığım gibi bakıyordu.
“Sen ne verirsen yerim Merve abla!” dedi, ama artık gülmüyordu.
“Gel beraber bakalım!” dedim. Yanıma yaklaştı. Ben halen eğilmiş bakıyordum. İyice yaklaştı ve artık tam arkamdaydı… Kendimi ona doğru götürdüm ve popomu sikine temas ettirdim ve başımı çevirip,
“Ooooo Serhat, ne değiyor bana öyle?” dedim seksi bir sesle. Birşey diyemedi çocukcağız. Popomu sikine biraz daha bastırarak, “Nekadar kalın, sopa mı?” dedim. Serhat fazla dayanamadı ve belimden kendine çekti, iyice yerleşti siki götüme ve “Hayır merve ablacığım, o benim şeyim!” dedi. İyice azmıştım ve
“Neyin Serhat? Söyle hadi!” dedim. Gözlerimde sikilmeye hazır bir bakışla ve seksi seksi söylüyordum bunu. Serhat delirmiş gibi bakıyordu ve
“Yarrağım Merve abla!” dedi. Gülümsedim,
“Ooo ne kadar sert o öyle! Peki nereye değiyor şu an farkında mısın?” dedim.
“Hayır Merve ablacığım, söyle nerene?” dedi. Sanki yıllar önce Soner abiyle yaşadığım an gibiydi her şey. Dönüp şortunu aşağıya sıyırırken aynı anda tüm vücudumla yaslandım onun genç irisi gövdesine… Aramızdan su sızmıyordu şimdi, taş gibi olmuş siki iyice baskı yapıyordu önüme… Gözlerine baktım ve
“Amcığıma değiyor canım!” dedim ve bir hamlede külodumu yana çekip, “Bak görüyor musun amcığımı? Yalamak istermisin? Hadi yala amcığımı!” dedim.
Serhat delirmişti, birden diz çöküp amıma yumuldu ve yalamaya başladı.
“Oohh Merve abla, çok tatlı amın!” diyordu ve beni delirtiyordu. Kocam için az önce hazırlayıp kaymak gibi yaptığım amımı şimdi 16 yaşında bir delikanlı yalıyor, zevkten zevke uçuruyordu…
İyice kendimden geçmiştim ve erkeğimi ayağa kaldırıp sikini okşamaya başladım. Sonra iyice kan hücum etmiş, zonklayan sikini kendime çektim, amıma sürüp başını ıslattım, artık içime girmeye hazırdı. Sırtım buzdolabına dayalı vaziyette, ayakta, bacağımın birini kaldırdım, sikinin başını amımın deliğine yerleştirip, “Hadi!” dedim. Ve Serhat içime girip çıkmaya başlamıştı. O kadar kalın ve sıcaktı ki, dayanamıyordum. Yaklaşık 4-5 dakika o şekilde amıma pompalayıp beni boşalttı. O daha boşalmadan,
“Yeter!” deyip ayağa kalktım ve “Şimdi sıra benim isteğimde!” dedim ve salona götürdüm, onu koltuğa oturttum.
Siki kocamandı ve önümdeydi. Yıllarca Soner abiye yaptığımı hayal ettiğim ve son zamanlarda aynı şeyi Serhat’a yapmak için delirdiğim şeydeydi sıra. Sikinin başını iştahla emip yalamaya başladım. Serhat delirmişti ve
“Oohhh, Merve ablamm benimm, karıcığımm benimmm!” deyip, saçımdan tutup ağzıma vermeye devam ediyordu. Ben de ona yıllar önce aynı Soner abiye dediğim gibi,
“Sik beni Serhat! Amımı, götümü, ağzımı, heryerimi sikkk erkeğimmm!” diye inliyordum….
Serhat daha fazla dayanamadı ve şiddetli bir biçimde ağzıma yüzüme fışkırtmaya başladı. Ağzımdan çenemden akan spermler göğüslerime doğru süzülüyordu ve ben halen Serhat’ın yarrağını yalamaya devam ediyordum. Serhat’i boşaltmıştım, şimdi ben de boşalmalıydım. Onu yatırdım koltuğa ve amımı ağzına dayayıp sürtünmeye başladım. Saniyeler içinde ikinci kez boşalıp orgazm oldum. Serhat’ın da ağzı yüzü amımın sularıyla yıkanmıştı… Hemen kalktım ve
“Birazdan kocam gelir, çabucak gitmen lazım aşkım!” deyip onu da kaldırdım ve dudaklarından öpüp evine yolladım…

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Kocamdan habersiz..

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Kocamdan habersiz..
Ismım gizem yaklaşık 3 yıllık evliyim.eşimide çok sevıyorum yataktada mukemmel ama ınsanın beynıne şeytan gırınce kendını tutamıyor.temmusta ailemın yanına antalyaya eşim ile gıttık eşimin yıllık ıznı bıtınce 10 gun sonra dondu banada 1 ay daha kalabıleceğimi soyledı çunku yılda 1

kez gelıyordum ıstanbulda oturuyoruz.ailem koyunde oturuyor antalyanın.ben evlenmeden once bana sureklı evlenme teklıfi eden hakan ısmınde bır genç vardı ama ben onunla yuzyuze konuşmamıştım heğ gızlı gızlı tlf açar konuşmak ısterdı. annem ve babam bahçeye gıtmışler bende evde yalnız muzık

dınlerken tlf çaldı.benım koye geldığimi gormüş otobuste eşimin gıttıği haberını alınca benımle konuşmak ıstedığini soyledi.ben kabul etmemiştim tlf sık sık

arayıp rahatsız edınce kocana benımle beraber olduğunu seviştiğimizi anlatırım dıyerek korku vermeye başladı .Kocam baya kıskanç bırısı içine şüphe düşerse bana ınanmaz benden soğur dıye düşündüm ve yarın buluşalım dedim ama sadece konuşcaz tamammı dedim kabul etti.ve evde kimse olmadığını

fırsat bılıp kapıyı kılıtledım annem ve babam akşam uzerı gelırlerdi.banyo yapacaktım.once bacaklarımı veedep yerlerımı epilasyon yaptım ve banyoya gırdım. Hakan uzun boylu hafıf emer koyun en yakışıklı erkeği koyde bazı kızlarla beraber neler yaptığını bılıyordum.Ama 3 yıldır gormuyordum.banyoda vucudumu sabunlarkenbırden aklıma geldı acaba değiştimi tanırmıyım ama hiç bırşey yaptırmıcam sadece 10 dakıka kayaların arası derız sessız ve sakın bızım evın ust tarafında konuşur bu iş olmaz der gelirim dıye dusunurken ellerım vucudumda gezınıyor amımın arasına kaçan sabunlarla kendımı tatmın edıyordum evımız koyun baya dışında sessız ve sakın bahçenın içinde havalarda sıcak olduğu için banyonun penceresını kapatmamıştım sadece renklı bır tul perde var onu çekmiştim. bırden sırtıma soğuk hava geldı.perde açılmış.ve hakan yarın beklemeden banyonun penceresınden benı dıkızlıyor gizem kocan vucuduna ıyı bakmış kız senı hiç yıpratmamiş demesınmı burdan gıt bağırırım dedim ama sen bılırsın dıyerek benı seyredıyordu.bana kapıyı

aç içerı gelıyım dedi.olmazzz.dedim bak koye adını çıkarırım rezıl ederım dedi.zaten yılda 1 kez gelıyon aramızda kalacak söz. dedi.bılemedım .

tamam dedim çırılçıplak kapıya yoneldım.hemen evın etrafını dolanmış kapıda bekleyınce içerı aldım uzerıme salona havlu bırakmıştım onu doladım ama kalçalarım

açıkta kalmış duvara yaslanmıştım.Hakanın uzerınde kot pantolon ve baddy vardı.Gozu uzerımdebenı ızlıyor adeta ayakta sevişiyorduk evlılık nasıl gıbısınden kelımeler ederken yanıma ıyıce yaklaşmıştı bende sıcaktan terledım gel beraber yıkanalım dıyerek kouma gırdı o kalın ellerı ve kaslı vucuduna karşı koyacak cesaretım kalmamştı.ama korkuyordum banyoya gırınce uzerımdeki havluyu atıp benı nasıl kendıne çektı anlamadım artık bende bu anın tadını çıkarmayı kafama takmıştım.Hemen ellerımı boynuna doladımona karşılık verırken amımın suyu bardaktan boşalır gibi gelmeye başlamıştı.bana kemerımi çoz ve yere diz çök

deyınce hiç karşılık vermeden dediğini yapıyordum. Hemen ağzıma aldım…Siki kalkmış pantolonunu zor ındırdım kılodunun uzerındense yarısı gobeğine doğru dikilmiş şaha kalkmıştı adeta ağzına al demesınmi

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

ilk 3`lüm -3-

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

ilk 3`lüm -3-
Ve odaya girdiğimizde kadir uyumaya başlamıştı. Bizde yanına uzandık. Saat 3:30 olmuştu

Sabah ilk ben uyandım. Saate baktığımda .8:30 olmuştu. Kalktım soğuk bir duş almak için banyoya gittim. Güzel büyük bir banyoydu. Güzel ve çok büyük bir küvet, banyo dolabı,büyük bir ayna, tuvalet ve lavabo vardı. Duşumu aldım. Karnım acıkmıştı. Dolabı açtım. Ne yesem diye bakınırken muz gördüm iyice olgunlaşmışlarından İki tane aldım. Balı çıkardım. Ve meyve suyu. Balla muzu ezdim. Üstüne akşam masadan kalma birkaç bademi ekledim. Artık doping tamamdı. Karnımı doyurdum. Meyve suyunu alıp tekrar içeri döndüm. Başka birinin evinde çırılçıplak dolanıyordum. Odaya girdim ayfer ve kadir hala uyuyordu. Yatağa yaklaştım. Kadirin sikini ağzıma aldım ayferin amını da okşamaya başladım.ayfer ilk uyanan oldu. Gülümsedi.
-Beklediğimden daha çabuk alıştın saksoya dedi.

Ağzım doluydu ses etmedim. Sadece onu da çekerek benimkini ağzına verdim. Şimdi ben adamın yarağını yalarken karısının da ağzına vermiş oldun. Sabah sabah güzel bir pozisyondu. Bunları düşünürken kadirde uyanmış kafamı bastırıyordu. Yattığı yerden ağzımda git gel yapmaya çalışıyordu. Ayfer ise bana sakso çekerken eliyle taşaklarımı avuçluyor göt deliğimi okşuyordu. Hafiften baskı yapıyordu. Akşam kocasının parmakladığını şimdi o yokluyordu. Kafamdan ve vücudumdan bunlar geçerken kadirin geliyorum demesiyle irkildim. Kaçamadım. Ağzıma boşalmaya başladı.. bitmek bilmiyordu . ne çok boşalmıştı. Bittiğinde ise ayferi yanıma çektim ve ağzımdaki dölleri karı koca arasında paylaştırmaya başladım. Bu arda bende ayferin arkasına geçtim. Ve o muhteşem göt deliğini yalamaya başladım. Yeterince kıvamına gelince de yavaş yavaş tadını çıkara çıkara sokmaya başladım. Bu göt deliği neden bu kadar tahrik eder insanı. Offf. Çok güzeldi ve boşalacağımı anladım çıktım içinden. Amına girdim. Am göt kadar zevkli değil. Kabul güzel ama zevkli değil. Amına gidip gelmeye bağladım pozisyonu değiştirmeden. Bu arada kadir eğildi ve karısına çakarken taşağımı yalamaya karısının amını dilemeye başladı. Boşalmaya yaklaşmıştım ve geri dönüşü yoktu. Hızlanmaya başladım ve deli gibi boşaldım. Saate baktım bu keyif tam 1 saat sürmüştü.

Ayferle kadir kalktı. Duşa gitti bende onlarla beraber gittim. Ama ben girmedim.. Sadece elimde sigara o iki güzel insanın sevgi ve ilgiyle birbirini yıkamasını, yıkarken okşamasını, okşarken cilveleşmesini izledim. O zaman anladımki birbirlerini çok seviyorlar. Birbirlerine ne kadar güzel bakıyorlar. Seks onlar için sadece araç. Amaçları ise hayatlarına ufak renkler katmak. Bu işin orospulukla yada gavatlıkla-adına ne derseniz diyin- alakası yok. Çocukken ip atlayayak top oynayarak hayatına renk katanlar şimdi bu şekilde katıyorlar.

Duşları bitti yine çırılçıplak bir şekilde espriler eşliğinde beraberce kahvaltımız hazırlamaya başladık. Birbirmize dokunmalar seksi laflar ufaktan taciz etmeler parmaklamalar sürtünmeler derken sofraya oturduk. Konuşmaya başladık. Tanışma hikayeleri filan derken ben beynimi kemiren bir soru sordum ayfere
– kocanla benimkinin boyu hemen hemen aynı 13 cm. filan siz kadınlar büyük yaraklardan hoşlanmazmısınız. Dün gece hiç bunu hissetmedim hatta zivanadan çıkmış gibiydin.
Ve o an hayatımın cevabını aldım.
– Önemli olan amı değil beyni sikmektir. Bir kadını hiç dokunmadan boşaltabilirsin
Sadece dilinle bir yaraktan alamayacağı tatları verebilirsin. Bunu söylerken çok ciddi bir tavır takınmıştı. Cinselliği keşfedememiş, sağdan soldan öğrendikleriyle kalmış kadınlar bunu bilmezler. Kocaları git gelden öte bir şey yapmaz işini bitirir yatar. Ön sevişmeyi yalanmak zanneder. Ki çoğuda ön sevişme yaşamamıştır belki de. Önemli olan büyük yarak değildir. Önemli olan renktir. Anlıyor musun dedi. Kadının beynini tatmin etmek onun sadece amını yada götünü sikmek değil beynine girmektir. Büyük yarak sadece anlık tatmin verir. Beyin ise daha seni gördüğünde sulanmasını sağlar. Kulağına öyle şeyler fısıldarsınki daha pantolon üstündeyken serçe parmağınla amına dokunman üstünde dolaştırman boşalmasına yeter. Ama siz erkekler bunu bilmiyorsunuz. Siz boya takmış hayatınızı onunla götürüyorsunuz. Dedi ve sustu. Suskunkuğu bozan kadir oldu eline aldığı reçel tabağından bir parçayı ayferin göğsüne damlattı ve yalamaya başladı. Bitirdiğinde ayferde iştahlanmıştı. Hadi dedi kahvaltıyı bitirelim. Madem bugün işe gitmiyoruz bari hakkını verelim

Kahvaltıyı bitirdik sigaralarımızı kahve eşliğinde içtik ve ben duşa gireceğimi söyledim. Kalktım banyoya gittim duşa girmeden işerken Ayfer kapıda belirdi beni izliyordu. Arkasında kadir. Gülüşüyorlardı. İşimi bitirip suyu açtım ayfer geldi yanıma. Beni sabunlamaya başladı.
Okşuyordu aslında sabunlamak denemezdi buna. Önce göğsüm peşinden sırtım. Taşaklarım bacaklarımı okşamaya/yıkamaya geldiğinde eğilmiş ve saksoya başlamıştı. Bir yandan benimkini yalıyor bir yandan bacaklarımı yıkıyordu. Sonra götüme geldi onuda sabunlamaya başladı . ve deliği. İçim bir tuhaf olmuştu. Kıvrandırmasını iyi biliyordun. Sonrasında kadir arkamda bitmişti anlamıştım. Ayferi kaldırdım ve öpüşmeye başladık. Kadir arka deliğe önce bir sonra ikinci parmağı sokmuştu. Beni eğdi ve
Hazırmısın dedi.
Birden yüklenme! Diyebildim sadece ve girmeye başladı. Off bu nasıl bir his. Aynı anda ayfer taşşaklarımı emmeye başladı. Suyun altındayım bir kadın taşaklarımı emiyor kocası içime giriyor. Bu nasıl bir zevk. Kadir hepsini köklediğinde hiç acı hissetmemiştim. Hani derler ya gözümde şimşek çaktı. Benim beynimde çaktı zevkin büyüklüğünden. Kadir git gele başladığında ben sadece duvara tutunuyordum. Sonra birden dur dedim. Ayferi yere oturttum. bacaklarını açtı bende amını yalamaya başladım. Ve götümü salladım. Kadir anlamıştı ve tekrar bir çırpıda girdi alışmış olduğundan çok hoşuma gitti.

Ve başladık. Ayfer konuşmaya başladı
Ohh SOK ONA KOCAKIM SİK ONU. AKŞAMDAN BERİ KAÇ KEZ GÖTÜMÜ SİKTİ AĞZIMA BOŞALDI SENDE ONU SİK OHHH. SENİNDE GÖTÜNÜ SİKTİ HADİ SIRA SENDE. BAĞIRT ŞU İBNEYİ
derken DURMA. DURMA YALA AMIMI PİÇ SAKIN DURMA BEN SÖYLEYENE KADAR DAHA AMIMI GÖTÜMÜ SİKECEKSİNİZ SULANDIR BENİ diyede bana söyleniyordu .

amını yalarken götüne de iki parmağımı sokmuştum biraz zor ama zevkli pozisyondu AMINI YALAMAYI BIRAKTIM DELİRİŞİNİ GÖRMEK İÇİN VE ELİNDEN ŞEKERİ ALINMIŞ ÇOCUK GİBİ Bağırmaya başladı
YALASANA GÖTVEREN. KOCAMA SÖYLERİM ŞİMDİ SENİ SİKMEYİ BIRAKIR PİÇ. Kendini kaybetmiş ne söylediğini bilmeden saçlarımdan tutup amına bastırıyordu Bu arada Kadirin içimdeki siki iyice şişmişti boşalacağını anlamıştım onu arkamdan çıkardım yanıma aldım 31 çekmeye başladım kısa süre sona boşalmaya başladığında yaladığım amın üstüne doğru olmasını sağladım ve yaladıklarımı tekrar kadirle paylaştım.
Ayfer hala tatmin olmamış bize bakıyordu kadiri yere yatırdım ve ayferi onun üstünde 69 yaptım. Biliyordum kadirin siki kalkmayacaktı. Ama ayferin amını yalamasını istiyordum. Ve istediğimide zorda olsa (yer darlığından) yaptım. Kadir şimdi ayferin amını yalıyor ve yapacağımı anladığı şeyden dolayı götünü parmaklıyordu. Bende ayferin ağzına vermiş muhteşem yalamasının tadını çıkarıyordum. Kalkınca ağzından çektim arkasına geçtim ve tekrar o siyah inciye girdim. Ve vurmaya başladım. Sikerken
– Söyle orospu bunumu istiyorsun ha söyle. Diye söyleniyordum. Ayferin hoşuna gitmişti. Belliydi.
– Bu ne ki bu kadar mı yapabiliyorsun beceriksiz ibne diyip gaza getiriyordu. Bu arada alttan da kadir hem dili hem parmaklarıyla ayfere çalışma halindeydi.

Ayfer inlemeye başladı ben hızlanmaya ayfer inliyor ben hızlanıyordum artık kendimi kaybettiğimde ayferin çığlıkları ve benim böğürmem kalmıştı sadece ve patlattım ne var ne yoksa ayfere. Yığıldık ikimizde. Kafanızda canlandırın bir banyoda, küvetin içinde üç kişi zevkin doruklarına ulaşmış yığılmış ve duş hala açık. Kendimize gelmemiz bir beş dakika filan sürdü. Sonrasında yatağa geçtik.

Ayferimin o an söylediği sözü hala kulağımdadır. GÖRDÜNMÜ HAYATIM. BEYNİNE GİRMEK DERKEN BUNU DİYORDUM.

Biraz uyumuşuz saat 14:30 olmuştu ilk uyanan yine ben oldum. Ve ayferin üzerine çıktım öpmeye başladım gözlerini açtı ve karşılık verdi. O kadar tatlı ve masum öpüşüyodu ki.

Onu kendi üzerime aldım. Sırtını, uzanabildiğim kadarıyla kalçasını okşamaya başladım. Dudaklarımız tekrar birleşmişti. Gözlerinden kadınlık fışkıran bu kadını nasıl bırakacaktım. Ve Kadir o çok şanslı bir erkekti. Dişiliği böylesine seven yaşayan ve erkekliği böylesine yaşatan bir kadına sahipti. Biz sevişmeye devam ediyorduk benimki kalkmış ve ayferinde sulanmaya başlamıştı.
Sen dedi. Seni aramıza iyiki almışız. Herkes bu kadar uyumlu olmayabiliyor. Ve sadece bizden bekliyor her şeyi ama sen beni siktin kocamı siktin ve kendini siktirdin. Boynunu yalamaya başlamıştım o arada. Ve devam etti.
Seni ilk gördüğümde umutlu değildim ama beni şaşırttın. Dilini kullanışın parmakların dokunuşun konuşman açıklığın umduğumdan çok daha iyi çıktın ve iyiki seni aramıza almışız tatlım dedi.
Sesimi çıkarmadım ve altıma altım göğüslerine indim bu sefer direk uçlarıyla ilgileniyordum. Emiyor sıkıştırıyor çekiştiriyordum. Hafif ısırıklar atmaya başladığımda ayfer bir yay gibi gerilmeye başlamıştı bile. Çok zevk aldığı alırken de vermek istediği belliydi. Tam bir sevgiliydi o. Aşağıya doğru kasık bölgesine doğru indim kusursuz vücudundaki amını üstüne. Orayı yalamaya başladım amına inmeden hani tam amının üstünde bel ile birleşen yer var ya orayı. Oradaki, sol tarafındaki sertliği kemiğinin orayı ve çevresini dişlemeye başladım. Ve yalamaya. Çok az çıkmış olan sakalımı sürttüm Ve aynısını sağ tarafınada yaptım
ve yine amının üstüne geldim o ince çizginin tam üstüne. Ve dillemeye hafifçe dişlemeye başladım ayfer çok kasılmıştı. Bir ara gözüm kadire kaydı baktım ele tutuşuyorlar ve ayfer kadirin elini kıracak gibi sıkıyor. Ben devam ettim işime bacaklarını ayırdım. Kabarmış am dudaklarıyla öpüşmeye başladım. Zevk suyunun tadını çok rahat alabiliyordum. Ayfer sadece kendini sıkabiliyor konuşamıyordu. Kilitlenmişti resmen. İkili elimle am dudaklarını ayırdım ve dilimi içeri soktum. Artık titremeye başladı.ve boşalıyordu. Öyle bir boşalma ki. Sanki işiyodu ve titriyordu. Durduramadık. 5 dakika sonra kendine geldi. Ve kocasına dönüp SENİ SEVİYORUM diyebildi. Bana ise SANA DA ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM. Sarıldık ve o uyudu.

O uyuduktan sonra biz kocasıyla içeri geçtik. Oturduk konuşmaya başladık. bize yaşattığın her şey için teşekkürler dedi. Ama bir kuralımız var. Bir kişiyi yalnızca bir seferliğine alıyoruz. Umarım yanlış anlamazsın. Ve bizden kimseye bahsetmezsin. Bir insan üzgün ama mutlu nasıl olabilir anlamıştım. Sorun değil dedim. Merak etmeyin. Burada yaşanan burada kalır.

Akşam üstü olmuştu artık. Saat dördü geçmişti. Gitmem yemek yemem ve dinlenmem gerekiyordu müsaade istedim. Kendi bırakmayı teklif etti. Kabul etmedim. Ve ayferin yanına gittim bir ufak buse aldım. Kadirle vedalaştım ve ayrıldım.

Daha sonraları ben ayrılana kadar mağazaya çok gelip gittiler beraber yemek yedik ama onlarla tekrar birlikte olmadım. Bu onların isteğiydi.

Bu çiftle yaşadıklarım bundan ibaretti. Bu hikayedeki tek yalan isimlerdi. Benim ismim gerçek onlarınki değiştirildi. Başka da ne bir yalan nede bir abartma var..Toplamda dört çiftle ilişkim oldu. Ve zamanla hepsini yazacağım. Görüşmek dileğiyle.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

sadece seviştik

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

sadece seviştik

merhaba ben henüz hiç bir erkekle sevişmemiş olan bir pasififdim düne kadar 🙂 dün kendisini çok sevdiğim ve deliler gibi aşık olduğum kişi benimle buluşabilmek için benim yaşadığım şehire geldi burda 2 gün kalacaktı rahat edebilmek için kendine bir ev kiralamış. ben de ona madem ev kiralamışsın ben oraya geliyim o zaman dedim oda kabul etti. dün onun kiraladığı eve gittim önce evi gezdim sonra salona geçtik ben onu koltuğun kenarına oturttum ve ona doğru yaslanarak uzandım başımı dizlerine koydum sohbet ettik konuştuk sonra ben kalktım ve ben burda rahat edemedim gel içerdeki çift kişilik yatağa gidelim dedim sonra o da kabul etti ardından yatağa girdik bana sarıldı ve biraz sessizce bekledik sonra sohbet etmeye ve şakalar yapmaya başladık ardından o çok sıcak oldu dedi ve tişörtünü çıkardı bende madem sıcak oldu altındaki eşofmanı da çıkar dedim o da tamam dedi çıkardı ve yeniden yattı yanıma. ben dayanamadım ve yavaşça sikini ellemeye başladım hafif hafif öpüşmeye başladık aslında o da bende nefret ediyorduk öpüşmeden ama söz konusu biz olunca her şey güzel geliyordu. daha sonra ben altımdaki eşofmanı çıkarttım oda atletini benim üstümde bir tişört ve boxer onun üzerindeyse yanlızca boxer vardı ben arkamı döndüm ve bana arkamdan sarıldı sikini kalçalarım arasında hissedebiliyordum çok sert ve sıcaktı sonra o boxerı da çıkardı bende üzerimdeki tişörtü ve boxerı çıkarttım artık ikimizde çıplaktık sonra ben onun sikini elledim okşadım o da benim göğüslerimi elledi kalçalarıma dokundu sonra ben yüz üstü uzandım ve üstüme çık dedim biz onunla daha önceden konuşmuştuk ben tam anlamıyla içime girmesini isteyene kadar asla içime girmiycekti sözündede durdu ve sadece kalçalarımın arasına sikini sokup sürttürdü. daha sonra onu üstümden ittim ve sikini yalamaya başladım çok büyük bir zevk alıyorduk ikimizde o da o sırada beni okşuyordu tabiki çok uzun bir süre yaladıktan sonra gene benim üstüme çıktı ve sürtmeye başladı geliyimmi ? diye sordu bende gel dedim sonra kalçalarımın arasına boşaldı ve bir iki dakika öylece üzerimde yattı sonra kalktı ve önce kendini sopnra beni temizledi uzıp yatakta bi iki saat felan sohbet ettik ben tekrar ellemeye başladım ve siki gene kazık gibi olmuştu bu sefer ben onun üzerine şıkmış ve sikinin üstüne oturmuştum fakat gene sikini içime sokmamıştık sadece kalcalarım arasındaydı o pozisyonda baya bir sürttükten sonra farklı pozisyonlarda denedik ama en sonunda tekrar ben onun üzeirne oturdum o sürtüyor ben onun ensesini kulak memesini ve dudağını öpüp yalıyor ve ufak ufak ısırıyordum daha sonra gelmek üzereyim dedi ve ben hemen sırtüstü yattım oda benim göbeğime oturdu se göğüslerime boşaldı sonra ikimiz birlikte banyoya girdik ve yıkandık çok eğlenceli bir gün geçirdim daha sonra beni evime bıraktı ve bana çok teşekkür etti beni çok sevdiğini söyledi ve asla bırakmayacağına dair söz verdi şimdi o tekrar istanbulda ve onu en son dün görmeme rağmen çoooooook özledim onu çooooook seviyorum o benm bir tanem başka şeyler olursa yine anlatırım 😀

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

İlk kez bir kızla beraber oluşum

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

İlk kez bir kızla beraber oluşum
Bundan yıllar evvel, Akdeniz’in sevimli bir tatil kasabasında yazlık bir evimiz vardı. Yaz aylarında oraya gider, tüm yaz tatilimizi orada geçirirdik. Ergenlik yaşlarındayken sitemizde oturmakta olan komşumuzun kızına aşık olmuştum. Aynı arkadaş grubu içinde takılıyor, grup halinde geziyorduk. Ama benim O’na karşı pek çok özel hislerim vardı. Fakat O bunların farkında değildi. Reddedilmek ve arkadaş çevresinde alay konusu olmak korkusuyla da bir türlü açılamıyordum.

Derken bir gece Ahmet adında bir arkadaşımızla benim aşık olduğum kız ortadan kayboldular. Meğerse iskeleye gitmişler ve öpüşmüşler. Ertesi gün Ahmet olanları arkadaş grubu içinde ballandıra ballandıra anlattı. O an içimden Ahmet’i öldürmek geçti. Tabi böyle bir vahşet hiç bir zaman yaşanmadı. Tabi aşık olduğum kız duruma çok ama çok bozulmuştu. Kız resmen yıkılmıştı. Diğer arkadaşlarımız da Ahmet’in yaşadıkları özel anları anlatmasını doğru bulmuyordu. Ama olan olmuştu bir kere.

Ne yaparsınız ki kızcağızı teselli etmek bana düşmüştü. Aslında O’na da kızgındım. Ama ne yaparsınız ki aşıktım. Hem aramızda bir ilişki yoktu. Kızdan hangi sıfatla hesap soracaktım ki? Hem yaşananlar tam anlamıyla gençlik hatasıydı.

Fakat zaman geçtikçe kız ile aramızda yakınlaşma başladı. “Beni bu dünyada en iyi sen anlıyorsun.” falan demeğe başlamıştı. Kısa bir süre içinde biz çıkmaya başlamıştık. Artık arkadaş grubu içinde beraber takılmak bizi açmıyordu. Çok zaman kalabalıklardan kaçıyor, başbaşa kalmak için fırsatlar yaratıyor, tenhalara kaçıyorduk. Aklımda hep Ahmet ile iskelenin üzerinde yaptıkları vardı. O’na hem kızıyor, hem aynı şeyleri yapmak istiyor ama bunları yaparken de hem Ahmet’in düştüğü pozisyona düşmek istemiyor, hem de O’nu incitmek istemiyordum.

Ben bu kadar ince düşünürken bir gece O bana “Yaa, sen ne biçim bir erkeksin” dedi. Bir türlü onu öpmüyormuşum. Ben de ona cinselliğin ikinci planda geldiğini, önceliğin aşk olduğunu falan anlatmaya başlamıştım. Sanırım o da bana bıyık altından güldü. tabi haklısın falan dedi. Çok sonraları fark ettim ki, aslında böyle konuşmakla yanlış yapmışım. Ama o gece ilk kes öpüştük ve hatta elbise üzerinden taze göğüslerini sıkıştırma fırsatı buldum.

O yaşlarda daha önce bir kaç kez kadınlarla beraber olmuştum, ama hepsi para karşılığı genelevlerde yapılmış, çok ucuz ve çok adi sekslerdi. Bir kızla hiç seks yapmadığımdan ne kadar ileri gidebileceğim ve nerede onu korkutacağımı tam olarak kestiremiyordum. Buyüzden üzerimde bir ürkeklik vardı. Daha sonraları itiraf ettiğine göre bu ona çok da çekici gelmiş.

Birinci ayımızı doldurduğumuz günün gecesinde kutlama yapmaya karar verdik. Ben bir şişe şampanyayla sahilde başbaşa kutlama yapmayı teklif ettim. Amacım sahilde alkol aldıktan sonra kum tepelerinden birinin arasına, gecenin de karanlığındanda istifadeyle gizlenerek sevişmekti. Zaten evlere gidemiyorduk, çünkü ailelerimizden birisi mutlaka evde oluyordu.

Şampanyamızı aldık, sahildeki şezlongların üzerinde ikişer veya üçer bardak şampanya içtik, ona biraz daha tenha bir tarafa gitmek istediğimi söyledim. Niyetimi o da anlamıştı. Çapkınca gülüşlerle başta biraz naz etti sonra aniden ayağa kalkarak elimden beni karanlığa doğru çekti. Karanlıkta kaybolmuştuk.

Kum tepelerinin arasında kendimize sota bir yer bulduk. Hemen yere oturdu. Ben de yanına. Bir iki dakika öylece oturduk. Sonra birbirimize baktık ve şehvetle dudaklarımız buluştu. Bir birimizi deliler gibi öpüyorduk. Tükrükler çoktan birbirine karışmıştı. Bir benim dilim onun ağzının içinde define arıyordu, bir onunki benim ağzımın içinde. 15 – 20 dakika deliler gibi öpüştük. Tabi bu arada ellerim memelerini tişörtünün üzerinden okşuyordu. Artık daha ileri gitmenin zamanının geldiğini anlamıştım. Çünkü nefesi iyice hızlanmıştı. dudaklarından ayrılıp, boynuna yöneldim. Boynunukah öpüyor kah yalıyordum. ellerim memelerini okşuyor, oradan beline göbeğine iniyordu. Ellerimi bacaklarının arasına koyduğumda ateş gibi yandığını fark ettim. Çok şaşırmıştım. Daha önce birlikte olduğum orospuların amları hiç böyle yanmıyordu. Hatta bazıları sikişmeye başlamadan önce amlarını tükrüklüyorlardı.

Bacaklarının arasını uzun uzun okşadım. Sürekli alev alev yandılar. Derken belini okşarken usulca ellerimi arkasından tişörtünün içine soktum ve sıyırdım. Sütyeniyle yanımda yatıyordu. Deliler gibi göğüslerini öptüm, okşadım, yaladım. Sonra ellerimi arkasına geçirip sütyenini çözmeye çalıştım. Fakat o da ne? Bir türlü sütyenini çözemiyordum. Bana güldü. Biraz doğrularak sütyenini kendisi çözdü. Tekrar kumların üzerine kendini bırakıverdi. Gencecik memelerini görünce kalp atışlarım hızlanmıştı. Direk yumuldum. Bu arada o da boş durmuyor, beni okşuyordu. Diğer yerlerim neyse de, şortun üzerinden aletimi okşaması çok hoşuma gitmişti.

Halimizi düşünebiliyor musunuz? Kumların üzerinde iki genç. Ben şort – tişört, o sadece altında bir tayt, üstü çıplak, sevişiyoruz. Aklıma filmlerde gördüğüm sahneler geliyor ve onları yaşamak istiyordum. Fakat eldeki bulgurdan da oluruz korkusuyla, gel senin ağzına vereyim falan diyemiyordum. Ama o devamlı benimkini üstten okşuyor ve beni sürekli zevkte tutuyordu. Cesaretimi topladım, memelerinin arasını ışlak ıslak yaladıktan sonra biraz doğruldum ve benimkini çıkarttım. Bir an durdu ve yaptığımı anlamaya çalıştı.

Bir hamlede göbeğinin üzerine oturdum. Benimkini memelerinin arasına koyarak, ellerini göğüslerini sıkıştıracak şekilde yerleştirdim. Gözlerini kapattı, başını arkaya doğru attı. Bende ileri doğru uzanarak göğüslerinin arasında gidip gelmeye başlamıştım. Tam tükrük kurumuştu ve hafif hafif acı vermeye başlamıştı ki, aletimin ucunda ıslaklık hissettim.

Bir de baktımki, kafasını kaldırmış gelip gittikçe benimkini yalıyor. Bu durum çok hoşuma gitmişti. Daha fazla şevk ile yapmaya devam ettim. Aklıma acaba ağzına alıp almayacağı geldi. Durdum. biraz daha ileri kaykılarak aletimin tümünü ağzına ittirdim. Hiç problem çıkarmadan tümünü aldı ve resmen somurmaya başladı. İyice başım dönmeye başlamışdı. O yerde yatarken üzerinde aletimi ağzına uzatarak daha fazla duramazdım. Fakat ağzından çıkmak da istemiyordum. Ensesinden tutarak kendimi soğuk kumların üzerine bıraktım. Şimdi ben altta yatıyordum ve üstte, o beni emiyordu. Üstü çıplaktı fakat altında hala taytı vardı.

Yavaşça uzandım, ellerimi tam taytının lastiklerinin arasına sokmuştum ki irkilerek ellerimi tuttu. “Ben de senin kini yalamak istiyorum, 69 yaparız.” dedim. Kesin bir ifadeyle reddetti. İyice gözüm dönmüştü. Artık tamamını istiyordum. Fakat bakire olduğunu düşündüğümden işimin olmayacağını tahmin ediyordum. Ama benimkini de artık bir yerlere sokmam ve boşalmam lazımdı. Hem gerçeği gibi olsun istedim, hem de belki de onu da biraz daha tava getirir, en azında bir ters ilişki yakalarım diye umarak bacaklarının arasına girdim. Şaşırmıştı. Üstünde tayt olduğu halde bacaklarının arasında gidip gelmeye başladım. Nefesi iyice hızlanmıştı. Belli belirsiz inlemelerle hırlıyordu. Fırsat bu fırsattır dedim. “Taytın benimkini acıttı, taytı çıkartalım. Nasıl olsa külotun var. Söz veriyorum sana istemediğin bir şeyi yapmayacağım. O külotu hiç çıkartmayız.” dedim. Kabul etti.

Artık incecik donunun üzerinde gidip geliyordum. Sıcaklığını aletimle hissedebiliyordum. Dudakları iyice açılmış ve ıslanmıştı. Külotu sırıl sıklamdı. Benimkini de ıslatıyordu. Şıpır şıpır sesler geliyordu. İyice kayganlaştığından şüphelenerek kafamı eğdim ve baktım, meğerse külotu gidip gelmelerimden iyice sıyrılmış, ben am dudaklarının üzerinde gidip geliyormuşum. Durumu fark edince iyice tahrik oldum. Tam boşalacaktım ki “Ufff… yeter daha fazla dayanamayacağım” dedi. Doğruldu. Yıkılmıştım. Tam da zamanında böyle şey yapılır mıydı?

Bak.” dedi, “Bana söz ver, bu tamamen aramızda kalacak. Kimseye söylemeyeceksin. Sır.” dedi. Nede olsa sütten ağzı yanmıştı. Şimdi ayranı üfleyerek içiyordu. “Tamam.” dedim. Yarın akşam daha iyilerini yaparız diye düşünürken külotunu tamamen çıkarttı ve tekrar kumların üzerine uzandı. Şok olmuştum. Benden ne istiyordu acaba? “Gelsene” dedi. “Sana hepsini vereceğim.” dedi. Derin bir şoktaydım. Kımıldıyamıyordum. Aşık olduğumu düşündüğüm kızın bakire olmadığını keşfetmiştim. O yaşımdaki aklımla şoktaydım. Elimden tuttu, beni üzerine çekti. Neredeyde kımıldıyamıyordum. “Hadi ama” dedi. Sonrada aletimi tutarak, başını dudaklarının üzerine koydu. Bana sadece ittirmek kalmıştı. Yüzünde tatlı bir gülümsemeyle gözlerimin içine derin derin baktı.

Tanrım diyordum kendi kendime. Orospu olmayan bir kadınla ilk kez beraber oluyordum. Çok heyecanlıydım. Deliler gibi üzerinde gidip geliyordum. O kah gözlerini kapatıyor, kah açıyordu. Ama belli olan bir şey vardı ki, o da onun bu işten müthiş zevk aldığıydı. Heyecanımdan bir türlü boşalamıyordum. Tam çok yoruldum artık bırakayım derken titremeye başladığını fark ettim. İlk kes bir kadın benimle sevişirken boşalıyordu. Hem sevinmiştim, hem de şaşkınlığım bir kat daha artmıştı. O boşaldıktan sonra durdum. Beni ensemden tutup kendine çekti. Dudaklarıma yapışarak beni uzun uzun öptü. Hala içindeydim. “Sen sanırım hala boşalamadın” dedi. “Ben senin için bir kez daha yaparım, devam et” Tekrar başladım. Dinlenmiştim de zaten. Uzun uzun gittim geldim. İlkinde kendini tutmuştu. Ama bu sefer daha rahat davranıyordu. Daha yüksek sesle, daha uzun uzun iniltiler geliyordu. Bacakları yoruluyor kah bacaklarını omuzuma koyuyor, kah yanlara açıyor, bir belime doluyor, bir havalara dikiyordu. Her farklı pozisyonda tahrik oluyordum. Ama ben birtürlü boşalamıyordum. Ben bunların hiçbirini orospularla yaşamamıştım. Resmen şoktaydım.

Sen pozisyonu sevmedin sanırım” dedi. Bir yılan kıvraklığıyla altımdan sıyrıldı, ne olduğunu anlamadan önümde domalıverdi. arkadan amına girmemi istiyordu. Bütün arkası kum içindeydi. Yanaştım. Fakat bir türlü denk getiremiyordum. Çok tecrübesisdim. İlk kez arkadan bir kadına yanaşıyordum. Eliyle tuttu, yolu gösterdi. Biraz becerdim, çıktı. Tekrar soktu. Bir türlü beceremiyordum, beceremedikçe de moralim bozuluyor, şevkim kaçıyordu. Halbüki filmlerde ne kadar da kolay yapıveriyorlardı.

Bana döndü “Yeter” dedi. “Uzan yere.” dedi. Uzandım. Üzerime çıktı zıplamaya başladı. Çok hoşuma gitmişti. ben de onun ritmini tutturmaya başladım. Ben hızlandıkça o da hızlandı. Derken onu biraz havaya kaldırıp, alttan sert vurmanın ne kadar zevkli bir şey olduğunu farkettim. Sanırım ağzımdan iniltilerle birlikte küfürler de çıkmaya başlamıştı. “Evet, evet. Yapabilirsin” diyordu.

İyice gözlerim kararıyor, gözlerimin üzerinde ve beynimde şimşekler çakıyordu. Boşalacaktım. Ama boşalırken üstte olmalıydım. Sert bir hareketle onu yere devirdim ve üzerine çıktım. Hızla, hırsla, durmaksızın dibine kadar sokuyordum. Hatta imkanı olsa taşaklarımı da içine sokacaktım. İyice içinde durdum, geliyordum. O da yine zangır zangır titremeye başlamıştı. Aklıma korunup korunmadığı geldi. Çıkarttım. Çıkarttığım anda da boşalmaya başladım. Hemen arkamdan o geldi. Arka arkaya boşaldık. Oluk oluk, dolu dolu, kıvamlı kıvamlı göbeğinin üzerine boşalıyordum. Bir yandan da iyice boşalayım diye elimle otuzbir çekiyordum. Sanırım o güne kadar hiç o kadar çok boşalmamıştım. “İyi oldu dışarı boşaldığın” dedi. Korunmuyormuş.

Yaz bitene kadar hemen hemen her gece beraber olduk. Ama hiç biri o ilk gecenin büyüsüne sahip olamadı. Sonradan söylediğine göre o gece defalarca boşalmış. Yaz bittiğinde farklı şehirlere dönmek zorunda kaldık.

Sonra farklı üniversitelere gittik. İkimizinde farklı sevgilileri olmuştu. Uzun yıllar pek görüşemedik. Yada eskisi gibi görüşemedik. Yaz tatillerinde karşılaşıyorduk ama hem eskisi kadar çok kalamadığımız için, hem de ikimizinde farklı sevgilileri olduğu için eskisi gibi bir türlü olamadık bir daha. Zamanla birbirimizi unuttuk. Bir tek o ilk gece unutulamadı. Yada en azından ben unutamadım. Yıllar sonra farklı insanlarla evlendik, ikimizinde akran birer oğlu var. Sanırım o geceyi o da unutamamış. Çünkü oğluna benim adımı koymuşlar.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

emlakçı fuat abi..

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

emlakçı fuat abi..
vet arkadaşlar karımla maceralarımız başlığı altında üç tane anımızı sizlere anlatmıştım.Şimdi bir tanesini daha anlatıcam.İlk maceramızdaki Kemal in daha sonra bizi Osman la tanıştırdığını anlatmıştım.Osmanla olan tekne turundan sonra Osman sürekli bizi arıyordu ve buluşmak istediğini söylüyordu.Karım Ebru da Osmanın kalın yarağını unutamamıştı ama fırsat bulup Osmanın tekliflerini kabul edemiyorduk.Benim çalıştığım şirket bir ekonomik krize girmişti.Ve yeni atılımlar yapılmazsa şirket batacaktı.Bu yüzden farklı alanlarda girmeye karar verildi.İçlerinde benimde bulunduğum 10 kişi çeşitli eğitimler ve kurslar almak üzere istanbula gönderilecektik ve 3 ay orda kalacaktık.Osmandan bana orda küçük ve ucuz bir ev bulmasını istedim.Hafta içi orda kalırım hafta sonuda bursaya dönerim diyordum.Osman bir ev bulduğunu orya gelmemi söyledi ama ben istanbula gittiğimde Osmanla irtibatım kesildi ulaşamıyordum bir türli sonradan öğrendiğime göre trafik kazası geçirmiş ve bir ay kadar hastanede kalmış.Neyse bende internetten ev aramaya başladım kendime.Otelde kalmaya başlamıştım ama şirket maaşımızdan başka ödeme yapmadığı için otel bana çok pahalıya geliyordu.Sonra uygun bir ev buldum kursa gittiğim yere de tek vasıtayla gidebileceğim bir yerdeydi.Müstakil bahçeli bir evdi iki katlı.Dul bir adamdı sahibi.ilk kat normal bir evdi daha sonra üst katada bir oda bir salon bir ev yapmış ama boşanınca orası eşyasıyla kullnılmaz olmuş oda eşyalı olarak kiralıyordu ve çokta uygundu.Neyse ben evi tuttum ve dediğim gibi hafta sonuna kadar kalıyordum.bu arada bir ay kadar geçmiş ev sahibi ile samimi olmuştuk.Bir gece içlim dedi.Ev sahibi Fuat abi.45 yaşlarında kendi halinde bir adamdı.Olur fuat abi dedim.neyse o gece nevaleyi alıp başladık içmeye içtikçe özel konularda konuşulmaya başladı.Ben eğer özel olmazsa neden boşandığını sormak istedim.Oda alkolun verdiği rahatlıkla bak selimcim dedi.ben sevişmeye başladımmı gercekten sabaha kadar sürer dedi.ben herkesin bahsettiği gibi düşünerek önem vermedim.Devam etti alette büyük olunca kadın dayanamadı dedi.Evlendikten 3 ay sonra doktora gitti doktor beni çağırdı istirahat ettirmemi söledi.Ben bu sefer şaşırdım nasıl yani dedim.EE dedi her akşam sabahlara kadar devam kadıncağız telef olmuş.Sonra 2 gecede bir yaptım falan ama olmadı dayanamdı dedi.Ben meraklanmıştım.Yni karın fazla ilişkiye girdiğindenmi ayrıldı senden dedim evet hemde aletin büyüklüğünden dedi. 1 Yıl evli kaldık dedi.Eee sonra ne yaptın ya dedim.Bir tane dul buldum dedi 2. ayda sepetledi beni dedi.Sonra hayat kadınlarına başladım dedi eve bir gelen bidaha gelmedi dedi.Nasıl idare ediyosun şimdi dedim.İnanmazsın dedi hergün en az 5 kere masturbasyon yapıyorum aradada yeni düşen biri olursa alıyorum dedi.Bu geceden sonra daha samimi olduk fuat abiyle.Arada takılıyodum yokmu daha sana gelecek biri falan diye.Bi gece bu akşam bayram dedi.İnternetten birini bulmuş bütün gece kadını inletti ben uyuyamadım.sabah kalktım kursa gidecem kadının ağlama sesi geliyodu yeter artık pestilimi çıkardın diye.Bu konuştuklarımızı ve olanları karıma anlattım karımın çok ilgisini çekti geleyim istersen fuat abine yardıma dedi.bende dayanabilecekmisin dedim.Sen merek etme dedi.Atladı otobüse geldi benda sabahtan fuat abiye haber verdim.Neyse öğlen karımı alıp eve bıraktım ben kursa gittim.Ben eve geldiğimde fuat abi bahçe kapısında dikiliyodu.Biraz konuştuk gözün aydın filan dedi.Abi akşam yemeğe bizdesin dedim gözleri parladı.Eve girince neden olduğunu anladım.Karımın üzerinde bir karış etek üstünde straplez bady demekki bütün gün azdırdı adamı.Dedimki eğer bu kıyafetle gezdiysen bütün gün bu adamın onünde bu gece cekeceğin var.Yemeğe çağırdım dedim.iyi yapmışsın bende sana onu sölicektim dedi.Karım yemeği hazırlamış ben duş alıp üzerimi değişeyim dedi.Duşunu alıp hazırlanınca bir geldiki.sormayın.geniş delikli file çorap giymiş siyah ayağında siyah transparan çok yüksek topuklu terlikler.üzerinde kırmızı mini bir elbise ama ne elbise.çok kısa çoraplarının bittiği yerde elbise başlıyo nerdeyse uçuca.önden göğüs çatalına kadar göğüs dekoltesi sırtı komple acık kalçalarına kadar nerdeyse kalça çatalı görünecek.of of of dedim.Bu arada kapı çaldı karım kapıyı actığında fuat abi kendinden geçti.Hep beraber yemeğe oturduk.Yemeğmizi yedik ama fuat abi pek bişi yiyemedi.Tatlılarımızı yerken abi dedim nasıl buldun karımı.Nasıl yani dedi.güzelmi dedim.utandı sıkıldı bişey demedi.Bende ona abi dedim bana anlattıklarını karıma anlattım o gece getirdiğin kadını nasıl sbaha kadar bağırttığınıda anlattım karım seni çok merak etti o yüzden geldi dedim.sen ne diyosun farkındamısın dedi.Evet abi deyip daha önce de karımın başka erkeklerle olduğunu bizim sekse bakışımız falan anlattım.Oğlum selim dedi tam yerine geldiniz o zaman dedi.Ama dedi sonra yok yeter yok bırakalım yok karımı dağıttın demek yok dedi.Bu arada biz bunları konuşmaya başlamdan önce karım kahve yapmaya gitmişti elinde kahvelerle döndü ve fuat abiye kahvesini verirken ben öle kolay kolay tamam demem dedi.Fuat abinin önü belli olmaya başlamıştı.Karım kalkıp bir müzik kanalı açtı slow bir parça vardı hadi bakalım benimle kim dans edecek dedi.Fuat abi bu andan itibaren herseyi seninle ben yapıcam yavrum dedi kalktılar dansa.ama fuat abi direk ellerini kalçalarına attı krımın ve sertçe kendine bastırarak dans etmeye başladılar.Azsonrada dudakları birleşti karım yarağın sertliğini hissettikçe inlemeye başladı.Sonra fuat abinin önüne çöküp fermuarını actı yarağı cıkarınca karımda bende afalladık.en az 23-24 cm vardı veçok kalındı.karım ağzına alamıyordu yalıyorduçbir süre yalamaya emmeye çalıştı.Fuat abi birden karımı kolundan tutup kaldırdı kapıya dayadı karımın tangasını yana cekip yarağının kafasınada bir parça tükürük sürp karımın kalçalarının arasına dayandı.sonra eliyle biraz aşağı yukarı yaptıktan sonra sertçe bir bl hareketi ile bir geçirdiki karıma karımın bağırmasını bütün mahalle duyacak diye korktum.hızlı tempoyla karımı bağırta bağırta sikti.amının içine boşaldı.o gece gercekten sabaha kadar sikti karımı.karım masayı topluyor elindekileri tezgaha bırakırken domaltıveriyor.karım lavaboya gidiyor bir bakıyorum yine içinde.ben gece bir gibi uyumuşum sabah kalktım yataktalar uyuyolar sandım.üzerimi değişmek için odaya girdim sesiz olmaya çalışıyorum.ama karımın ıhlmasıyla yanıldığımı anladım.sonra ben kursa gittim.o gün ne zaman karımı arasam ya açmadı yada acsada inlemekten konuşamadı.Tam bir buçuk ay karımda orda kaldı.Bazı geceler alt katta kaldılar.fuat abi nerde kıstırsa sikti.kurstan geliyordum bazı günler bahçeye girdiğimde karımın inlemelerini duymaya başlıyordum.Birgün karımı sikerken bi mesele için eski karısı gelmiş.karıma çekinmene gerek yok demiş ve öle cıplak kapıyı acmış.kadına otur biraz bekle işimiz bitsin konuşuruz demiş ve karımı domaltıp karısının yanında yarım saat kadar sikmiş.bi kerede futboldan konuşuyoduk karımın elinden tuttu bacak arasına çöktürtüp ağzına verdi benle konuşmaya devam etti.bir süre emdirdi sonra selimcim sen devam et diyerek karımı koltuğa domaltıp pompalamaya basladı hem benle konuşup hem karımı sikti.biz döndükten sonrada bir süre evimize geldi.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

KAYNIM KÖYDE KAYDI BANA.

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

KAYNIM KÖYDE KAYDI BANA.
“Yengecim, geçmiş olsun” dedi Erdal. Kahvaltı sofrasındaydık. Kocamı işe göndermiştim. Ben de bir yandan kahvaltı hazırlığı, bir yandan Erdal ile, kaynımla yani, ikimiz beraber yirmi günlük tatil için kayınvalidemlere, köye gideceğimizden giysi, çanta hazırlama telaşı derdindeydim. Kocam bizi almaya gelecekti son hafta… Kaynımın sözleri karşısında şaşırdım bir an,

“Ne geçmiş olsunu Erdal? Hasta değilim ki oğlum, kafayı mı yedin sabah sabah?” dedim gülerek. O da güldü. Gülüşünü görünce içim eridi yine… Yakışıklı oğlandı kerata… Uzun sarı saçlar, mavi gözler, üniversiteye başlayalı bıraktığı sakallar, geniş omuzlar, tişörtünün kolunu şişiren pazular… Manalı manalı bakıyordu yüzüme o maviş gözleriyle,

“Ne?” dedim. “Ne var oğlum, ne o bakışlar? Niye geçmiş olsun?” Omuzlarını silkti muzipçe, sırıtarak cevap verdi,

“Ne bileyim yengem… Sabaha kadar inlemelerini dinledim. Eyvah, yengem hasta, köye gidemicez diye üzülmüştüm. Onun için geçmiş olsun dileklerimi ileteyim dedim…”

Yanaklarım kızarıverdi. Hay allah… Elimi ıslak saçlarıma götürdüm. Sabah banyo yapmıştım, hala kurumamıştı saçlarım… Ah şu azgın kocam… Son gecemiz diye ille tutturmuş, sikişmek istemişti. Her gece normalde sevişirdik tabi, ama dün gece kardeşi Erdal var diye pek istememiştim sevişmeyi… Kendimi tutamıyordum çünkü, orgazm olurken ortalığı yıkıyordum.

Kocam yatakta uzanırken ben yatağını hazırlamak için girdiğim Erdal’ın odasında yarım saat kadar sohbet edip gülüştük. Yastık, örtü çıkardım, yatağını hazırladım. Eşofmanlarını çıkardım. O da bir yandan yanımda soyunup eşofman giyerken, bir yandan okuldan, kızlardan anlatıp durdu. İyi geceler diyerek çıktım, yatak odasına gittim. Kocam uyumamış, beni bekliyordu,

“Gel ulan orospu…” dedi, yatağa attı beni… “Boşalırken ağzını kapatırım ben senin… Sikmeden göndermem. Onbeş gün amsız kalıcam. Bir avans alayım” diyerek ikna etti. Bir yarım saat Erdal uyusun diye beklerken ön sevişme yaptık sessizce, sonra da hızlandı. İki posta attırmadan bırakmadı.

O kadar söylememe rağmen yine kendimi kaybettim altında… Hunharca sikti beni bacaklarımı ayırıp… Olan oldu yine… Ne kadar sürdüğünü bilmiyorum sevişmenin ama, kocam iki posta attı, ben kaç attım bilmiyorum. Sırtını tırnaklaya tırnaklaya orgazm oldum kaç kez… Kocam içimde gelip gittikçe zevkten deliye döndürdü, kalınca yarağını sokup çıkardıkça inleye inleye, dişlerimi sıka sıka boşaldım.

Kaynım da kahvaltı masasında işi şakaya vurmuş, gece sevişirken çıkardığım inleme seslerimi ima ediyordu bana… Güldüm ben de… Eve gelin geldiğimde yeni ergenliğe adım atıyordu Erdal… Elimde büyümüştü diyebilirim nerdeyse… Lise döneminde bizim yanımızda kalmıştı. Yengeyim ama, yaşım genç, yirmisekiz yaşında gencecik kadınım ben de… Onunla yaşıtı gibi arkadaş olmaya, evinden ayrı olduğunu hissettirmemeye çalıştım.

Aramızda kaç göç yok yani… Şakalaşır, gülüşür, kızlardan, üstü kapalı cinsellikten konuşuruz, dertleşiriz. Şimdi de aynı şakacı tavrını sürdürüyordu. Tam gider ayak saatlerce sevişmenin yorgunluğu göz altlarıma vurmuştu. Banyoyu sabaha bırakmıştım, ıslak saçlarım omuzlarıma yapışmış durumdaydı. Tam gece sevişmiş ev kadını halleri yani… Güldüm ben de Erdal’ın laf sokmalarına…

“Amman Erdaal… Kuduruk abini bilmiyor musun? Yaptı gene yapacağını işte…” dedim.

“Ya, tamam yenge de… İnsan biraz bize de acır… Sabaha kadar yataklar gıcırdadı, inleme seslerin durmadı. Bu oğlan sevgilisinden yeni ayrılmış, canı çeker diyen yok. Olanı var olmayanı var, di mi?”

“Hadi hadi, abartma sen de kerata… Sabaha kadarmış… O kadar canın çektiyse, evlendirelim seni oğlum. Gece karını halledersin, gündüz okulda arkandan koşan kızları… Canın çekmez hiç bizi dinleyince… Hadi dalgacı Mahmut, bitir kahvaltını da çıkalım artık. Otobüse geç kalmayalım.”

“Korkma yengem, yetişiriz.” dedi ama hiç acele etmiyor, beni suç üstü yapmanın tadını çıkarıyordu. “Fakat iyi bağırdın ama yenge… Önce porno falan seyrediyorsunuz zannettim. Sonra baktım, senin sesinmiş…”

“Aman Erdal, utandırma beni… Eee… Abin bu… Üstat… Neremden ne ses çıkaracağını biliyor namussuz… Ben de dayanamıyorum işte…”

“Eh, bari bana da öğretiversen yenge, kızların neresinden ses çıkıyor, nerenize basınca bağırıyorsunuz, bana da faydası olsun bari… Senin bağırdığının yarısı kadar inletsem bana yeter valla…” Kahkahayla güldüm,

“Hadi ordan şeytan tüyü… Aynı fabrikanın malısınız siz, öğrenecek bir şeyin kalmamıştır senin kızlara basa basa… Hadi bırak beni utandırıp durmayı da, eşyalarını topla. Benim hazırlık bitti, makyajımı yapayım, çıkalım.”

Toparlandık, çıktık. Kaynım pehlivan gibi delikanlı, valizimi, kendi çantasını yüklendi, minibüse bindik. Güle konuşa yola koyulduk. Köye geldiğimizde inerken bir el kalçalarıma sürttü. Huylandım, başımı çevirdiğimde baktım, Erdal… Güldü,

“Pardon ya, o kadar büyük kalçaların var ki, elim istemeden çarptı” dedi. Ben de güldüm,

“Delisin sen…” dedim, eve doğru yola koyulduk. Eve geldiğimizde Erdal odasına çekildi, ben de kayınvaldeme yardım ettim. Bahçede yemek yedik. Tazecik domatesler, köy ekmeği, keçi peyniri, organik meyveler… Özlemişim.

Böyle böyle aradan iki hafta geçti. Kocamın siniri, kavgalarımız, münakaşalarımız bir yana, özlemiştim pezevengi… O şikayet ettiğim inlete inlete sevişmelerini aramaya başlamıştım. İyice azmış durumdaydım. Gece yalnız başıma yattığım yatakta kendimi okşuyordum. Gündüz alık alık dolaşıyordum. Hiç aklımdan çıkmıyordu ki…

O gün de tuvalette otururken aklıma geldi yine… Vajinamın içleri kaşınıyordu. İçime sokacak yarak olsa da kaşısam diye düşünürken klitorisimi okşadım biraz… Öbür elimle sütyeni indirip mememi avuçladım, ucunu sıktım. Fakat daha kötü oldum. Amımı sulandırmaktan başka bir işe yaramadı okşamalarım… Zaten dışarıda sesler, tıkırtılar olunca bıraktım, sütyenimi külodumu toparlayıp çıktım çaresizce…

Baktım salonda Erdal vardı. Bahçeden gelmiş herhalde… Masaya eğilmiş, gazeteye bakıyordu. Muzipliğim tuttu, parmak uçlarımda sessizce yaklaşıp boynunu üfleyiverdim şakadan… Birden irkilip geri döndü, elimi tuttu. Beni duvara dayadı. Yüz yüze durduk, gözleri parlıyordu. Tepkisinden şaşırmış, ne yapacak diye beklerken eğildi, boynumla omuzumun birleştiği bölgeye, öpmekle emmek arası bir öpücük kondurdu.

Öpmekle kalmadı, aynı anda bedenime de daldı. Bütün vücuduyla beni duvara yaslayıp hareketsiz bırakmış vaziyetteyken, kalçamdan tutup kendine çekti, önündeki kabarıklığı bana hissettirirken bacağımı okşadı. Bir an içinde olup bitti her şey… Tepki bile veremedim bir anda… Ellerimi bıraktı sonra, arkasını dönüp gitti. Odasına girip kapıyı vurarak kapattı.

Donup kalmıştım öylece… Kıpırdayamıyordum. Hareketsiz duruyordum. Çünkü inanılmaz ama, orgazm oluyordum. Bacaklarım, ellerim felç inmiş gibi sertleşip kalmış, kasıklarım ürpererek, titreyerek boşalıyordum. Bağırmak, inlemek istiyordum ama yapamazdım, kayınvaldemler dışarıda oturuyorlardı. Genç kaynımın bir öpücüğü, yeni yetme ergenler gibi beni kendimden geçirebilmişti, inanamıyordum kendime…

Bir beş dakika sonra toparlanabildim ancak… Sırtım duvara dayalı, duvardan destek alarak ayakta kalabilmiştim. Neden sonra bacaklarımın arasının ıslaklığını hissettim. Odama koştum. Baktım, külodum sırılsıklam olmuş, çıkarıp sularımı sildim, külot değiştirdim.

Bir kaç dakika yatağın kenarında oturup kaldım. Neler oluyordu bana böyle? Azmış, kudurmuştum. Canım yarak istiyordu, sikilmek istiyordum. Vajinam kaşınıp duruyordu. Tek ilacım da odasına çekilen Erdal’dı. Boş gözlerle kapıya baktım. Bu kapının arkasındaydı ilacım… Tek yapmam gereken bu kapıyı açıp onun odasına geçmekti.

Evet, niyeti bozmuştum artık… On yıllık evlilikten sonra bir öpücükle orgazm olacak hale geldiysem, bunun çaresini bulmam gerekiyordu. Ve çare kaynım Erdal’dan başkası değildi.

Kalktım, onun odasına yöneldim. Kapı kapalıydı. Bir iki tıklayıp cevaplamasını beklemeden kapıyı açtım, odasına daldım. Sırtüstü yatağına uzanmış, bir eli başının altında, bir eli önü kabarık şortunun üstünde, tavana bakıp duruyordu. Üstünü çıkarmış, altında bir tek şortla yatıyordu. Ellerini başının altına koyduğunda, kollarının pazuları, yuvarlacık kasları, seyrek tüylerle kaplı geniş göğsü yayla gibi görünüyordu.

Benim geldiğimi görünce şöyle bir başını kaldırıp toparlanmaya çalıştı. Dediğim gibi teklif yoktu aramızda, böyle vakitli vakitsiz dalmak, kakara kikiri yapmak normal şeylerdi.

Gidip başucuna oturdum. Elimle başını tutup kucağıma koydum, sohbet etmeye başladık. Saçlarını karıştırıyordum bir yandan, havadan sudan konuşuyordum abuk subuk… Tek istediğim onun yanında olmak, kokusunu alabilmekti. Bir de, bunca senelik yenge rolünden sonra, nasıl yapacağımı bilmiyordum ama, bir şekilde olayı sekse getirebilmek…Bir ara güldü,

“Niye gülüyorsun yaramaz?” dedim merakla…

“Sen anlatırken yüzüne bakmak istiyorum ama, memelerin o kadar büyük ki, yüzünü göremiyorum.” dedi. “Şunları kenara çek de yüzünü göreyim” diyerek memelerimi bastırır gibi yaptı elleriyle…

Beklemiyordum bu hareketini… İnlercesine içimi çektim. Fırsat bu fırsattı, deminden beri dolandırıp durduğum lafı sokuverdim,

“N’apıyorsun, İkinciye mi uğraşıyorsun yoksa fırsatçı köpek?” dedim. Eli mememde, şaşırarak yüzüme baktı,

“Ne ikincisi? Ne demek o?” diye sordu. Anlattım ben de,

“Demin salonda boynumu öptüğünde boşaldım zaten ayak üstü… Şimdi de öpmeyi bırak, memelerimi elliyorsun” dedim. Göğsümdeki elinin parmakları kasıldı, biraz daha sıktı mememi, canımı acıttı.

“Hadi ya…” dedi. “Demek öpünce orgazm oldun ha? Hadi benim yanımda boşal da, sesini duyayım, nasıl oluyormuş?”

Yakışıklı yüzüne baktım. Dik dik gözlerimin içine bakıyordu. Körpecik, etli dudakları öp diye beni çağırıyordu sanki… Parmağımı uzatıp ucuyla alt dudağına dokundum, okşadım.

“Tamam bebeğim. Nasıl boşaldığımı göstereyim sana.. Ama burası yeri değil.” Gözleri parlamıştı bunu duyunca… Başımı kapıya çevirip baktım, “Babanlar dışarda oturuyor. Biri kalkar gelir şimdi, rahat olmaz. Akşam bizimkiler uyuduğunda odama gel, bu konuyu görüşelim” dedim.

“Nasıl dayanırım bilmem ama, peki yenge, olur…” dedi. Doğruldum, o da doğruldu. Yan yana birbirimize baktık. Kollarının arasına atılmamak için kendimi zor tutuyordum. Biraz daha durursam dayanamayacaktım ben de… Eğilip o güzel dudaklara bir öpücük kondurdum, kalktım.

“Benim için de zor bebeğim. Ama mecburuz. Akşama… Bekliyorum…” diyerek çıktım.

Akşam olmak bilmedi, gece bizimkiler yatmak bilmedi. Sonunda herkes odasına çekildi, el ayak kesildi. Bir süre daha bekledim odamda…Soyunmamıştım bile… Aklıma gelmemişti. Üzerimdeki gömlek, altımdaki kaynanamın hediyesi şalvarla oturuyordum. Alt kattan kayınpederimin horlama sesi yükseldi. Heyecandan geberiyordum. Yeni gelinin damat beklediği gibi bekliyordum kaynımı…

Sonunda kapının hafifçe tıkladığını işittim. Diken üstündeydim zaten, telaşla fırlayıp kapıyı açtım. Kaynımı içeriye alıp arkasından kapıyı kapattım. Işığı yakmamıştım. Pencereler açıktı, tatlı bir esinti kenardaki tülleri savuruyor, ay ışığı odayı aydınlatıyordu.

Loş ışıkta, kapalı kapının önünde birbirimize baktık. Gerçekten heyecandan ölmek üzereydim. O da benden farksızdı. On yıllık evliliğimiz boyunca bakıp beslediğim, büyüttüğüm biricik kaynım… Erdal’ım… Canımdan çok sevdiğim… Kocamın kardeşi… Yakışıklım…

Bu gece o, evin küçük oğlu değildi. İlk aşklarını, ilk heyecanlarını, kızlarla ilk öpüşmelerini, sevişmelerini benimle paylaşan, benimle şakalaşan çocuk yoktu karşımda… Beni isteyen, arzulayan bir erkek vardı. Ergenlikten çıkmış, erkekliğe adım atmış, boyu benden uzun, yakışıklı, yapılı, üçgen vücutlu, kaslı bir erkek…

Heyecandan dudaklarım titriyordu. Aralık dudaklarım öpülmeyi beklercesine ıslak, titrek, nefes almaya çalışıyordum. Hiç konuşmuyorduk ikimiz de… Heyecanla birbirimize bakıp duruyorduk. Sonunda Erdal fısıldayarak perdeyi açtı, omuzlarımdan tutup kendine çekti. Nefesi dudaklarımın üzerindeydi,

“Yenge…” dedi duyulur duyulmaz… Parmağımı dudaklarına götürüp susturdum. Gömleğimin düğmelerini çözmeye başladı. Kollarımdan sıyırıp çıkardı. İri memelerim sütyeni zorluyordu. Nefesi kesilerek onlara baktı, sütyenin üzerinden okşadı.

Kollarımı arkama götürüp sütyenimin kopçasını açtım, omuzlarımı oynatıp aşağıya düşürdüm sütyeni… Kabarmış uçlarıyla çıplak memelerim meydana çıktı. Belden yukarım çıplak, memelerim kaynımın gözlerine meze oluyordu.

Ellerini uzattı. Ateş gibi yanan parmaklarının temasını göğüslerimde hissedince zevkle inledim. Eğilip onları öpmek istedi, yalamak, emmek… Omuzlarından tutup engel oldum.

“Benim nasıl boşaldığımı görmek istiyordun. Hadi boşalt beni şimdi… Sadece boşalt. Sonra da git bir tanem…”

Ellerini önüme götürdü. Ayağımdaki şalvarın lastiğini tuttu, santim santim açığa çıkan kalçalarımı, etimi okşaya okşaya aşağı indirmeye çalıştı. Dayanamadım. Şalvarın lastiğini tutup kalçalarımı kıvıra kıvıra aşağıya indirdim, ayaklarıma düşürdüm. Altımda bir minik külot kalmıştı şimdi… Beni kendine çekip sımsıkı sarıldı, dudaklarıma yumuldu.

Öpüştük. Hırsla, koparırcasına, dudaklarımızı yercesine… Dilimle okşadım körpe dudaklarını… Elleri memelerimdeydi. Boynumu, omuzlarımı öpüyordu durmadan… Kollarının arasında kendimden geçmiştim. Meme uçlarımı kıstırıyor, parmaklarının arasında canımı yakarak ovalıyor, beni inletiyordu.

“Duyacaklar yengem… Bağırtma beni bebeğim…” diye fısıldadım.

Meme uçlarımı, memelerimi bırakıp sarıldı, kendine çekti, külodumun üzerinden kalçalarımı avuçlayıp sıkmaya başladı. Kalçalarım parmaklarının arasında sıkışırken, iri memelerim şimdi onun göğsünde eziliyor, uçları tişörtüne sürtünüp duruyordu. Tişörtün eteğini tuttum, yukarıya çekmeye çalışırken,

“Çıkar şu üstündekini aşkım…“ diye inledim. “Çıplaklığını hissedeyim. Güçlü erkeğim benim…”

Tişörtü bir anda çıkarıp fırlattı. Tekrar sarıldı. Ohhh… İkimiz de üstümüz çıplak vaziyette birbirimize sarıldık. Öyle güzeldi ki… Kendimden geçtim sanki… Başım göğsünün hizasına geliyordu devenin… Geniş, tüylü göğsüne öpücükler yağdırdım, dudaklarımı minik meme uçlarında gezdirdim. Öptüm, öptüm… O da her yerimi okşayıp duruyordu. Elini aramıza sokup karnımı, göbeğimi okşadı. Aşağıya iniyordu. Elini tuttum.

“Ohh… Hayır yengem… Oraya dokunma… Sadece boşalt beni, ama oramı elleme sakın…” Çekti elini ama, biraz sonra yine eli oramdaydı. Külodumun üzerinden amımı avuçladı, sıktı. Yine inledim,

“Ohhh… Yapma köpek çocuk… Yapma dedim sana… Delirtme beni…”

“Yapmazsam nasıl boşalacaksın peki yengecim?” dedi işine devam ederken…

Aptal kafam işte… Doğru söylüyordu bebeğim. Amıma dokunmadan ne yapmasını bekliyordum ki… Dokundu o da… Hem de ne dokunma… Susamış amcığımı parmaklarıyla yoğurdu adeta…

Bir yandan amımı avuçluyor, bir eliyle memelerimi yoğuruyor, bir yandan da öpüyordu. Ben de dayanamadım artık, elimi uzatıp kaynımın aletine ulaşmaya çalıştım. Şortunun lastiğinden elimi sokup sertliğini parmaklarımın arasında tuttum.

Onsekiz yaşında oğlanın siki abisinden daha büyüktü. Şortunun önünü kabartan şey şimdi elimdeydi. Sıktım, kan hücum etmiş, şişmiş aletin damarlarını parmaklarımda hissettim. Öyle büyük, öyle kalın geldi ki elime, sevişmeyi falan bıraktım, geri çekilip ona baktım.

Harika görünüyordu. Zaptedilmesi zor, yerinde duramayan aygır gibi bıraksam içime dalacak, parçalayacak gibi görünüyordu. Ama kararlıydım, ne olursa olsun alacaktım onu içime…

Önünde diz çöktüm elimden bırakmadan, şortunu aşağıya sıyırarak… Ağzıma zorlukla aldım başını… Ama sadece başı sığdı ağzıma… Dilimin ucuyla ağzımın içinde yaladım. Pembecik taşaklarını okşadım alttan parmaklarımla… İnlemeye başladı o da…

Kalktım, sikinin belinden tutup çektim, yatağa doğru götürdüm erkeğimi… Köyde boğayı çiftleştirirken yaptıkları gibi yularından tutar gibi tutuyordum kalkmış sikini… Yatağa yatırdım. Külodumu çıkarıp attım, kaynımın üzerine çıktım. Tam başını amıma dayamıştım ki, alev alev yanan amımın sıcaklığını sikinin ucunda duyan oğlan titremeye başladı, kasıldı,

“Geliyorum yenge” diyebildi, spermlerini boşaltmaya başladı.

Zavallım, o da benim gibi dolmuştu herhalde… Daha içime girmeye bile fırsat bulamamıştı. Yerden eteğimi aldım hemen, ucundan döller fışkıran sikine tuttum yere akmasın diye… Sikindeki dölleri silip temizledim.

Nerdeyse bir bardak döl boşaltmıştı. Ağzımı dayadım, geri kalanları da ben emdim. Dilime kekremsi sperm tadı geldi. Spermlerin tadı, kokusu beni iyice azdırdı. Genç çocuk, boşalmasına rağmen dilimin de katkısıyla yumuşamamıştı hiç…

Tekrar doğrulup yarım kalan işimi tamamladım, bu kez elimi çabuk tutup içime aldım aletini… Yavaş yavaş içime alıyordum. Fakat biber gibi yanıyordu amımın içi… Daha yarısını alabilmiştim ki, kaynım belimden tuttu, birden beni aşağı çekip, kazığa oturtur gibi sikinin üstüne oturttu beni… Dudaklarımı ısırıp kısık bir çığlık attım ilk anda… Sonra oturup kalkmaya başladım. Acı yerini tarifsiz bir zevke bırakmıştı.

Ben daha tam olarak tadını çıkaramadan sikini içimden çıkardı ve bana domalmamı söyledi. Telaşla, heyecanla dediğini yaptım. Arkamdan yaklaşıp tekrar içime soktu aletini, pompalamaya başladı. Yaklaşık on dakika da bu şekilde sikti beni…

Bense, o arkamda sert hareketlerle gidip gelirken darbeleriyle kıvranıyor, sarsılıyordum. İri memelerim öne arkaya gidip geliyordu. Arka arkaya boşalmaktan dizlerim titriyordu. Başım yastığa gömülü, götüm havada sikilip duruyordum. Artık halim kalmamıştı. Bir süre sonra tekrar,

“Geliyorum…” dedi.

“Durma, içime boşal” dedim yastığı ısırırken… “Korunuyorum aşkım, içime boşalt hepsini…”

Daha lafım bitmeden belimi tutup kendine çekti, kalın sikini amcığımın dibine kadar kökledi, titreyerek ta derinlerime püskürtmeye başladı döllerini… Bitirdiğinde kendimi yüzü koyun yatağa bıraktım…

Erdal da yanıma uzandı. Sanki bir saattir beni siken o değildi, zımba gibiydi hala… Elini uzatıyor, saçlarımı, sırtımı, belimi, kalçalarımı okşayıp duruyordu.

“Yapma artık yaramaz… Bitirdin beni, bırak dinleneyim” dedim yorgun argın…

Bırakmadı, okşamalarına devam etti. Bıkmadan, usanmadan kedi sever gibi okşadı beni… Tekrar kalkan sikini bacaklarıma sürüyor, kalkıp arkamdan bacaklarımın arasına sokmaya çalışıyor, beni delirtiyordu. Sonunda beni de azdırdı. Canım istemeye başladı yine… Yattığım yerde döndüm, sırt üstü yatıp bacaklarımı araladım,

“Gel buraya azgın köpek… Beni de istettirdin işte… Sik bakalım bir daha yengeni… Ceza olarak bir posta daha atacaksın bana…” diyerek elinden tuttum, bacaklarımın arasına çektim oğlanı…

Benimki zevkten dört köşe oldu tabi, hemen geldi. Sikilmiş, dölleri ve sularımla ıslanmış amıma bir kez daha soktu koca sikini… Şınav çeker gibi başımın iki yanına yumruklarını koyup, üstümde gidip gelmeye başladı.

Ben altında bacaklarım ikiye ayrılmış vaziyette yatıyordum. Tek temas eden yerimiz cinsel organlarımızdı. Yılan gibi amıma girip çıkıyordu koca yarak… Öyle zevk veriyordu ki, delirtiyordu beni…

Sonunda delirdim zaten… Boynuna sımsıkı sarılıp kendime çektim. Bütün ağırlığıyla üstümde, memelerimi, beni ezerken bacaklarımı beline doladım. İkimiz de inliyerek son orgazm dalgasını yaşamaya başladık. Sıcak döllerini amımda hissederken ben de kasılıyor, sarsılıyor, deliriyordum. İçimde musluk açık kalmış gibi oluk oluk boşalıyordu içime…

Bıraksam sabaha kadar sikecekti beni namussuz… Bense bitmiştim artık. Hurdahaş olmuş, yatakta orgazm sarhoşu, bitap yatıyordum. Kaynım hala beni okşama, memelerimi emme peşindeydi. Mememi avuçlayan eline vurup güldüm,

“Yeter artık Erdal’ım… Bitirdin beni piç… Hadi siktir git odana da uyuyalım, dinlenelim biraz… Daha bunun yarını da var. Yengen burda, amcığı kaçmıyor. İstediğin zaman istediğin kadar sikersin yengeni bebeğim….” dedim.

“Ne yapayım yenge? Doyamıyorum sana… Okşamaya, sikmeye doyamıyorum bir türlü…“ dedi dudaklarımı öperken… Ben de sarılıp sevgiyle öptüm kaynımı…

“Hadi git artık… Bırak beni, yoksa babanlar namaza kalktığında seni burda yakalayacak. Hadi Erdal’ım, hadi aşkım… Erkeğim benim… Boğam… Güçlü erkeğim…”

Sonunda giyinip gitti. Benim halim kalmamıştı, örtüyü üzerime çekip uykuya bıraktım kendimi… Sabah uyandığımda baktım, gece amımdan akan spermler yatağı göl gibi yapmış. Kimse görmeden kalkıp çarşafları çıkardım, makineye attım. Duşumu alıp temizlendim. Kahvaltı masasını hazırladım. Kayınvaldemler bahçeye gitmişlerdi, akşama ancak gelirlerdi. Koca evde kaynımla ikimiz yalnızdık.

Erdal’ın odasına gittim. O kadar gürültüme rağmen hala uyuyordu. Uzun sarı saçları yastığa serilmiş, beline kadar çarşaf örtülü vaziyette, üstü çıplak yatıyordu. ,Geniş göğsü inip kalkıyordu. Sevgiyle uyumasını seyrettim bir süre… Öyle güzel uyuyordu ki…

İçimdeki orospu da uyandı erkeğimi seyrederken… Üstümde ne varsa çıkardım. Çırılçıplak, yılan gibi yatağa süzüldüm, ayak ucundan çarşafın altına, bacaklarının arasına girdim. Kerata, altına da bir şey giymemiş, öylesine çıplak, dal taşak yatıvermişti. O da benim gibi çırılçıplak uyuyordu azgın şey…

Çarşafın altında, aralık duran bacaklarının arasında mevzi aldım. Uyuyup duran küçük Erdal’ı okşaya okşaya uykusundan uyandırdım. Baş kaldıran sikinin başını ağzımın içinde emerken ufaklık da sertleşti, son şekliyle akşamki büyük halini aldı. Kan damarları şiştiğinde kaynım da uyanmış, kıpırdanmaya başlamıştı. Ben sikini emerken çarşafı kaldırıp bana baktı…

Gözleri şaşkın şaşkın açılmıştı. Bakıştık. İçimden gülmek geldi, gülmedim. Onun maviş gözlerinin içine baka baka işime, sikini yalayıp emmeye devam ettim. Ben emdikçe karın kasları dalgalanıyordu adeta…

Arada sikini ağzımdan çıkarıyor, tükürükleyip avucumun içinde sıvazlıyor, otuzbir çektiriyordum. Sonunda taşaklarını okşayıp yalarken, ıslak parmağımla arka deliğini zorlarken kasılmaya başladı. Sikinin başını hapsedip ne varsa yuttum hepsini… Bitene kadar…

Boşalması bittiğinde üstüne tırmandım. Spermli dudaklarımla dudaklarını öptüm…

“Günaydın aşkım…” dedim mutlulukla… “Ben kahvaltımı yaptım.” Sarılıp yana devrildim, kaynımı üstüme çektim. Bacaklarımı aralayıp başını kasıklarıma bastırdım.

“Sıra sende bebişim… Ben de sana suyumdan içireyim… Sonra menüde neler var, bakarız beraber, olur mu?”

Kaynımın dili amımı okşamaya başladığında zevkle içimi çektim. Mutluluk bu olsa gerek diye düşündüm. Gerçek kahvaltıyı bir iki saat sonra yapabildik. O gün akşam büyükler gelene kadar durup durup seviştik kaynımla… Durup dinlenip odalarda, çıkıp dolaşıp tenhalarda seviştik. Kocam köye, bizi almaya gelene kadar ne samanlık bıraktık, ne dere kenarı… Birbirimizi doyurduk.

Şimdiyse ben yine abisinin yatağındayım, Erdal yine peşinden koşan kızların gönlünü yapıyor. Zaten normalde olması gerektiği gibi… Arada bir fırsat bulabilirsek, yengesini de iyi ediveriyor.

Fakat o köyde yaşadığımız sikişin tadı hala damağımda… Bayram seyran olsa da köye gitsek, dağ bayır gezip çimenlerin üstünde, su kenarında doya doya, bağıra çağıra, feryatlarımız dağlarda yankılanarak sikişsek diye bekliyorum.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

KÜÇÜK KASABANIN KAHPESİ. 5

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

KÜÇÜK KASABANIN KAHPESİ. 5
Cafer’le sevişip evden gönderirken komşu kadına yakalandığımız o andan sonra hayat cehennem oldu. Cafer’i arayıp anlattım durumu, ağladım hüngür hüngür… Cafer durdu, durdu,

“Kaçalım…” dedi sonunda… “Bir iki parça bir şey al yanına… Kimliğini al… Bana gel… Sikeyim anasını… Ben de sensiz yapamam… Dünya umurumda değil Güllü… Bırak gel bana… Gidelim buralardan…”

Dediği gibi yaptık… Arkamızda birer eş, ikişer üçer çocuk bıraktık öylece… Arkamızda kaldı her şey… İş… Sorumluluklar… Benim ruhsuz kocam… Onun örtülü şişman karısı… Çocuklarımız…

Elele atladık gittik… İzmir garajına, ordan İstanbul otobüsü, Bursa’da indik. Tekrar bir minibüs, küçük bir beldede arabadan indiğimizde akşam olmuştu. Belde dışına yürüdük elimizde çantalarla… Bir evin kapısını çaldı. Çıkan adamla sarmaştılar. Asker arkadaşıymış. Beni de tanıştırdı adamla,

“Karım…” dedi. “Gül… Kaçırdım. Sana geldim toprağım…”

“Hoş gelmişsin yenge… Buyrun, başım üstüne…” dedi adam, içeriye girdik. İki gün kaldık orada, sonra iki göz bir ev tuttuk, arkadaşının verdiği fazlalık yatak, kırık dökük bir iki eşya…

İlk gece sabaha kadar uyutmadık birbirimizi… Bahçenin ortasında bir ev… Bağıra bağıra seviştik. O yer yatağı cennet gibi geldi bize… Sonraki geceler de… Erkeğimin koynunda uyumak… Öyle güzel geldi ki bana… Kimseden korkmadan… Bizi karı koca bilen insanların arasında, kimseden çekinmeden el ele, dudak dudağa yaşayabilmek… Kapımızı çekip istediğimiz gibi sevişebilmenin, istediğimizi yapabilmenin verdiği mutluluk…

Bir yandan haberler geliyor. Bulamasınlar diye cep telefonu kullanmıyoruz. Postaneden arıyorum tanıdıkları, arkadaşları, haber almaya çalışıyorum. Benimki gittiğimi anlayınca kıyameti koparmış önce… Çocuklar, komşular birer birer dökülmüşler, bildiklerini anlatmışlar.

Kendi sabah çıkınca eve damlayan arkadaşını, komşu amcayla yapılan sabah kahvaltılarını, oğlanın evde ikimizi yalnız yakalamasını, güpegündüz evimizden çıkan erkeği, kahvede okey oynadığı, çay ısmarladığı, içki içtiği can arkadaşının gidip karısını becerdiğini, hepsini öğrenmiş.

Çalıştığım yere gidip şefe anlatmış her şeyi, en ince detayına kadar, bir güzel seks hikayesi tadında boşanma dilekçesi yazdırmış. Ben onu en yakın arkadaşıyla aldatmışım da, sevgilimi eve almışım da, kaçarken evdeki paraların hepsini götürmüşüm de, oğlum şahitmiş, komşu şahitmiş de…

Bu arada yana yakıla beni arayıp dururken, her önüne gelene anlatıyormuş nasıl boynuzlandığını salak herif… İki tane erkek çocuğu var aptalın, gizle bazı şeyleri, kendine sakla birazını değil mi? O anlatıp durdukça annelerinin orospu olduğunu duymayanlar da öğreniyormuş sayesinde… Beni bulup vuracakmış, çocuklar için yapmıyormuş falan…

Bir gün çocukların sesini duyabilmek için evi aradım, kaynanam çıktı telefona… Nefret ettiğim tek insan… Evliliğim boyunca bana etmediği kötülük kalmayan kadın… Beni telefonda yakalayınca ağzına geleni söyledi. Bana çektirdiği tüm acının intikamını aldım o iki dakikalık görüşmede…

“Oğlum seni hanım yaptı. Köyden çıkardı, apartmanda yaşattı. Arabanız vardı, paran vardı. Herkes seni merak ediyor, neden bunu bize yaptığını… Rahat mı battı sana kaltak, elin beş paralık pazarcısına, çulsuzuna kaçtın orospu?” demez mi? Kendimi kaybettim,

“Ulan kaynana…” diye ağzımı açıverdim. “Sen oğlunun parasına bakacağına pantolonunu indir de bir bak bakalım, çükü kaç santimmiş? Kocanın altına yatıp oğlunu yaparken malzemeden çalmışsınız ulan… Beş santimlik pipisi vardı da ne diye benimle evlendirdin oğlunu, hayatımı kararttın?”

“Terbiyesiz…” diye araya girecek oldu, lafı ağzına tıktım. Neye uğradığını şaşıran kadına konuşma şansı vermiyor, makineli tüfek gibi saydırıyor, ağzıma geleni söylüyordum. Kendimi kaybetmiştim.

“Her şey para demek değil. Kadınlığımı yaşatmadı bana senin oğlun, bir güler yüz göstermedi. Ne güleryüz gösterdi, ne de adam gibi, erkek gibi sikti beni senin kıymetli oğlun… Oh, iyi ki yaptım. İyi ki kaçtım. O beğenmediğin beş paralık pazarcının sayesinde amcığım bayram yaptı. Öküz oğlunun bamya gibi çükü yerine kol gibi yarak giriyor amcığıma… Ohhh… Erkek neymiş anladım artık… Safam olsun…”

Herhalde morarmıştır telefonun öbür ucundaki kaynanam… Suratına kapatıverdim telefonu… Orospu ha? Postanedekilerin şaşkın bakışlarına aldırmadan, topuklarımı vura vura çektim gittim. İçim soğumuştu biraz…

image
Ve bir zaman geçtikten sonra… Küçücük bir yer… Herkesin tarlası tapanı var, işyeri yok, bizde meslek yok, iş yok… İkimiz de bakınıyoruz, yok yok… İş olmayınca para yok.

Günler geçtikçe yanımıza aldığımız para suyunu çekti. Bir ay sonra utana sıkıla parasının bittiğini söyledi. Bileziğimi verdim, gidip bozdurdu. Onun parası bitince bir bilezik daha… Kocamın turistlerden aldığı bahşişler, tin tin saklayıp biriktirdiği, çıkarken son anda zulasından aldığım üç beş dolarlar, avrolar da arkasından gitti. Bir iki ay da onlarla geçindik. Arkadaşı bizden züğürt, yardım isteyemedi.

Neyse… Kayınvaldeme “para her şey değil” dedim o öfkeyle ama, seks de her şey değilmiş aslında… Biz iki kaçak sevgili, kaldık gerçeklerle baş başa… Açlık sofuluğu bozarmış, bizim de aşkı bozdu. Tartışmalar, iğnelemeler, kavgalar hatta… Gece yatakta sevişmeler bitti, sırt dönüp küs yatmalar başladı.

“Siktir git” dedi sonunda bir gün… “Param için mi geldin benimle? İş yok işte, sen görmüyor musun? İş var da ben mi çalışmadım?”

“Senin paran vardı da, bende para yok muydu? Bileziklerim, dolarlarım gitti benim de…” dedim.

“Vayy… Öyle mi olduk şimdi?” dedi. Film koptu. Kapıyı vurup gitti. Gelmedi. Onun yerine asker arkadaşı geldi. Ben kapıyı açar açmaz içeriye daldı davetsiz…

“Cafer yok mu yenge? Bir ihtiyaç var mı diye bakmaya geldim.” dedi. Dedi ama, gözleri fıldır fıldır, şeytan gibi bakıyor. Yok dedim, zor gönderdim. Akşamına kapı çalındı. Cafer diye koşup açtım, yine o adam… Gözleriyle soyuyor beni kapıda… Yine aynı soru,

“Bir ihtiyaç var mı?”

“Hayrola, pek sık gelmezdin sen böyle?” dedim. Bocaladı,

“Hayır yani… Cafer’in yokluğunda… İhtiyacın vardır diye…”

Cafer beni mi deneyip test ediyor, o yokken ne yapacağım diye mi bu adamı gönderiyor nedir? Yoksa bu adama anlattı her şeyi, bu salak da benden faydalanmayı mı kuruyor kendi aklınca? Ümüğüme çökmek mi istiyor? Bilemedim. Adamı gönderdim.

image
Kara kara düşünüyorum. Ne yapacağım ben? Elimdeki para üç gün ancak idare eder beni, sonra açım. Ev sahibi kira isteyecek yakında… Ertesi gün oldu, Cafer yine yok. Anlaşılan gelmeyecek artık… Çocuklar burnumda tütüyor geldiğimden beri, hasret bir yandan… Ağlamaktan gözlerim şişti.

Sabah kararımı verdim. Telefon açtım. Büyük oğlum çıktı. Sesimi duyduğuna o kadar sevindi ki… Ben de öyle… Ağlamaya başladım. Kocam aldı telefonu sonra, ağlamamı duymuş,

“Cafer gelmiş, buralarda dolaşıyor Güllü… Sen nerdesin, ne yapıyorsun?”

Kem küm ettim, susup kaldım. Orospu çocuğu, kahpenin evladı, beni burda piç gibi bırakıp karısına gitmiş demek… Belki de arkadaşına pasladı beni, siksin diye… “Gel…” dedi kocam… “Çocuklar seni çok arıyor…”

“Sen?” dedim. “Sen beni kabul edecek misin? Kötülük ettim sana…” Anasına söylediğim sözler geliyordu aklıma, kol gibi yarak yemelerim falan… Kadın oğluna hepsini bir bir söylemiştir mutlaka… Ama yine de gel diyor.

“Kötülük ettin, evet…” dedi. “Ama… Çocuklar da özledi. Gel artık…” Sustu, konuşmadı bir an… Sessizlik… “Çocuklarımın anası, benim karımsın… Boşama dilekçesi yazdırdım. Elim varmadı, gidip veremedim.”

“Biliyorum Hasan… Haberim var. Ama nasıl olur? Herkes biliyor…”

“Ben de özledim seni… Gel artık Güllü… Ne olduysa oldu. Her şeyi geçmişte bırakalım, unutalım. Gel…”

“Hasan…” dedim. Ezile büzüle… “Yol parası göndersene bana biraz… Ya da sen gel beni al burdan…” Evde ne varsa alıp gittiğimi yüzüme vurmadı, bileziklerimi takılarımı ne yaptığımı da sormadı. Biliyordu durumu, anlamıştı,

“Yarın patrondan avans alayım, postaneden yollarım sana, merak etme… Yeter ki gel sen…”

Eve döndüm, kapıda ev sahibi beni bekliyor. Orta yaşlı, körük çizme giymiş, kasketli, pala bıyıklı bir adam… Daha önce Cafer muhatap oldu hep, benimle konuşmazdı. Baştan aşağıya süzdü şöyle bir, yüksek sesle,

“Hanım, kocan yok mu? İki ay oldu kirayı getirmedi.” Gören var mı diye bakındım etrafa, rezil olmaktan bıktım artık,

“Gel, içerde konuşalım.” diyerek içeri aldım adamı… Belki acır, halden anlar diyerek paramın olmadığını, kocamın beni bırakıp gittiğini anlattım uzun uzun… Bir yandan bakıyorum, bunun da gözü göz değil. Hiç acıyacak göz yok adamda… Durmadan beni süzüyor, gözü diz üstü eteğimde, memelerimde, bacaklarımda dolanıyor hep…

“Yarın memleketten para gelecek, onunla öderim kiranı, merak etme…” dedim.

“Gece kaçmayacağını nerden bileyim senin…” dedi kaba kaba… Elini pantolonun önüne götürmüş. Orman ayısı… Nerden içeri aldım bu ayıyı bilmem ki… Hay aptal kafam… Hata üstüne hata… Niyeti bozmuş bu adam…

“Nasıl inandırayım peki? Ne yapmamı istiyorsun?” dedim. Ayağa kalktı, yanıma geldi. Çizmeler ayağında, tok tok ses çıkarıyor. Sedirde oturuyorum, önümde dikildi.

“Senden ille de para isteyen yok güzelim…” dedi. “Anlaşırız… Sen parasız evimde kaldın, ben de sende kalayım bu gece, bir aylık kirayı düşelim… ”

“Yapma bunu bana…” diye yalvardım. Çaresizdim. Yanıma oturup sarıldı. Yanaklarımı dudaklarımı öpmeye çalışıyordu. Limon kolonyası kokuyordu adam… Hazırlık yapmıştı anlaşılan, traş olmuş, süslenmiş gece için… “Yapma… Evliyim ben, kocam var… Yarın gelecek.” Uzaklaştırmaya çalıştım, gücüm yetmedi. Kollarından kurtulamadım.

image
“Boşuna çırpınma güzelim…” diye homurdandı adam… Çekti kucağına oturtuverdi beni… Bacaklarımı okşuyordu… “Kocam dediğin adam dostun senin… Giderken asker arkadaşına anlatmış her şeyi… Asıl kocanı, çocuklarını bırakıp bununla kaçmışsın yarak sevdasına… Onda olan bizde de var sultanım… Hele bırak kendini… Biraz da ben sikivereyim seni güzelim… Ne kira isterim senden, ne muhtaç ederim… Ohhh… Bal kaymağım benim… Yerim seni ben…”

Gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı. Piç… Allah bilir bu adamlara satmıştı beni… Satılık orospu gibi bırakıp gitmişti bu adamlara… Seviyorum dediği kadınını… Pezevenk… Kahpe dölü…

Yapacak bir şeyim, umarım yoktu. Bu gece bir aylık ev kirasına karşılık bu adamın altına yatacaktım çaresiz… Zaten hayır desem tecavüz edecek, adamın gözü dönmüş. Bu kadar da büyütmeye gerek yok diye düşündüm. Alt tarafı yabancı bir erkeğin sikini yiyecektim. Sanki bugüne kadar Cafer’le yaptığımdan ne farkı var ki… Orospunun tekiydim ben… Bir an önce olsun bitsin bari…

“Lanet olsun. Peki, tamam…” dedim. “Dur yatağı sereyim de, adam gibi yap bari…”

Yer yatağını serdim ortaya… Elbisemi çıkardım yavaş yavaş düğmelerimi açarak… Gözleri parlıyor, sikini okşaya okşaya soyunmamı seyrediyordu oturduğu yerden… Ben de ağırdan alıyor, karşısında striptiz yapıyordum. Elbiseyi çıkardım. Beyaz kombinezonumu da sıyırdım. Sütyen külot kaldı.

“Çıkarayım mı bunları da, ister misin?”

“Hee… Çıkar hele…” dedi. Sütyeni çıkardım, memelerim fırlayıverdi. “Ohhh…” diye inledi herif… “Pek de güzelmişsin kız… Akça pakça… Maşallah… İlik gibisin anam avradım olsun…” Külodumun beline parmaklarımı takıp kıvıra kıvıra çıkarırken sordum,

“Senin avrat böyle değil mi? Elin karısına göz koyuyorsun, sikicem diye tutturuyorsun.”

“Nerdee… Bizim avradın memeleri göbeğine değiyo, göbeği ondan önce gidiyo… Gece lambayı söndürmeden altıma yatmaz. Senin gibi avradım olsun, bi milyar borcum olsun, yavrum benim… Offf… Şu kaymak gibi amcığa bak… Mis gibi…” Orospuluğu ele aldım ben de iyice…

“Hadi sen de soyun bari… Karşıdan mı bakacaksın hep? Ben de senin sikini göreyim bakayım, nasılmış?”

Kalktı, üstünde ne varsa bir çırpıda soyunup sedirin üstüne attı. Altındaki içliği çıkardığında kalkmış siki ortaya çıktı. Yine hatırı sayılır bir aleti vardı adamın…. Fena değildi doğrusu… Yanına gidip kasketini başına taktım tekrar… Körüklü çizmeleri işaret ettim,

“Şunları da giysene ayağına… Öyle sik beni…” dedim. Güldü,

“Fantazi ha? Tamam…” dedi. Çizmelerini giydi tekrar… Biraz komiğime gitti önce, sonra içim kabardı. Yanına gidip sarıldım. Çıplak bedenlerimiz birleşti. Siki karnıma battı. Pala bıyıkları da boynuma… Öpüştük biraz… Sonra sedire doğru ittim adamı, oturdu. Başında kasket, ayağında körüklü çizme, kasıklarında sertleşmiş siki… Fazla uzun değil ama, kalın… Değişik…

Önünde diz çöktüm. Bacaklarının arasına girdim. Kalın aleti elime alıp şöyle bir okşadım. Taşaklarıyla tartar gibi yaptım.

“İyiymiş…” dedim. “Kalın kalın… Tam bana göre…”

“İyidir…” dedi o da… “Karıları bağırtır bu, can yakar…”

“Bakalım, görücez…” dedim, eğilip yalamaya başladım sikini… İnledi. “Senin karı bunu yapmıyordur sana…” dedim yalarken…

“Nerdee?” dedi inleyerek… “Karşıdan görse abdes almaya koşar. Bırak eline almayı, yalamayı…”

İyice yaladım, parlattım sikini… Ağzımın içine alıp emdim, inlettim. Sonra kalktım, kucağına oturdum sırtımı dönüp… Dizlerine tutunarak kalçalarımla okşadım aletini biraz… Bacaklarımın arasına girdi sokmadan… Döndüm, boynuna sarıldım, kucağına tırmandım. Memelerimi ağzına verip emdirdim uçlarını… Bu arada sikinin üstüne oturmaya başladım.

image
“Ohhh… Hakkaten kalınmış…” dedim. “Baya kalın… Zor giriyor içime…” Yamyam gibi saldırıyordu memelerime… “Yapma…” diye tersledim. “Sakın çürüteyim deme… Asıl kocama gidicem yarın… Çürük görmesin bir yerimde…”

Cevap yerine homurdandı ayı… Pala bıyıklarını gerdanıma sürte sürte memelerimin uçlarını emdi vantuz gibi… Zevk almaya başlamıştım. Bu arada gazoz şişesi gibi kalın aleti içime almayı başarabilmiştim. Oturup kalkmaya başladım.

“Ohhh… Senin de amcığın daracıkmış be gülüm… Çok güzelmiş… Oh orospum… Ne de güzel sikişiyosun… Ahhh…”

“Evet, güzel sikişirim ben…” dedim oturup kalkarken… Sularım süzülüyordu kalın yarak amıma girip çıktıkça… “Hem zevk alırım, hem zevk veririm. Yaşamaya geldik dünyaya… Zevkler tatmaya… Hadi, yatağa gel, sen sik beni biraz da…”

image
Kucağından kalkıp yer döşeğine yattım sırt üstü… Bacaklarımı açıp bekledim. Tepeme dikildi, elindeki ıslak sikini okşaya okşaya bana baktı. Kasketiyle, çizmeleriyle hoşuma gitti. Ellerimi uzattım,

“Gel…” dedim. “Sik beni… Çizmelerinle sik…” Hemen geldi, tekrar girdi içime… Pompalamaya başladı. Beline bacaklarımı sardım. Boynuna kollarımı… Başındaki kasketi fıydırtıp attım, dudaklarını öptüm. Pala bıyığı izin verdikçe tabi… Fazla dayanamadı ağa, bacaklarımın arasında kasıldı, boşalmaya başladı.

Bitince yanıma uzandı, kendine gelmeye çalıştı bir zaman… Ben boşalmamıştım. Biraz izin verdim dinlenmesi için… Sonra eğilip pörsümüş sikiyle uğraşmaya başladım. Ağzımın içinde canlandı yılanı… Taşaklarını okşaya okşaya iyice sertleştirdim.

image
Sonra da kucağına tırmandım. İçimden akan döller kasıklarına süzülüyordu. Aldırmadan sikinin üstüne oturdum. Döllerin kayganlığı sikinin girmesini kolaylaştırıyordu. Sonunda kalın aletin tamamını aldım içime, oturup kalkmaya başladım.

Belki yirmi dakika uğraştım üstünde… Onun da gelmesini bekliyordum. O kasılırken ben de kendimi koyverdim artık… Bağıra bağıra orgazmın kollarına bıraktım kendimi…

“İster misin bir daha?” dedim yanında yatarken…

“Yok, sağol, yetti bu kadarı…” dedi. “Orospulara da gittim bu yaşa kadar ama, senin gibi sikişenine rastlamadım. Çok güzeldi. İliklerimi sıyırdın valla…”

“Ödeştik mi şimdi ağam? Kira borcu bitti mi?”

“Bitti lan kahpem, bitti… Kira borcu laf mı, sana ev feda olsun yavrum. İstediğin kadar otur.”

Kalktı, giyindi, çıkıp gitti. Tavandaki çiğ sarı ışığın altında yatakta uzanmış yatıyordum yorgun argın… Duşa gittim kalkıp, banyo yaptım. Çıkıp saçlarımı kuruluyordum baş havlusuyla, pencereye vuruldu.

“Ayyy…” diye bir çığlık attım korkuyla, baş havlusuyla çıplaklığımı örtmeye çalıştım, ne kadar örtebilirsem… Kasıklarımı örtsem memelerim açıkta kalıyor, onları örtsem üçgenim meydana çıkıyor.

Cafer’in asker arkadaşı pencerede… Sırıtarak bakıyor. Çekildi sonra, kapı vuruldu bu kez…

“Git başımdan…” diye bağırdım hırsla…

“Aç şu kapıyı…” diye seslendi. “Yoksa kırar girerim içeriye… Bir saattir penceredeyim, sizi seyrettim. Aç kapıyı…”

Çaresiz dediğini yaptım, gidip kapıyı açtım. İçeriye girip kapattı hemen… Ağzı sulanarak bana bakıyordu, çıplaklığıma… Islak saçlarımla, çırılçıplak bedenimle nasıl iştah açıcı görünüyorsam gözüne…

“Ne yani?” dedim. “Sen de mi istiyorsun?”

“Evet… Ben de istiyorum. Seni pencereden dikizledim bir saattir, nasıl sikiştiğini seyrettim. Taşaklarım şişti. Patlamak üzereyim.”

“Hani asker arkadaşlığı, yenge demeler? İnsan arkadaşının karısına sarkar mı?” diye çıkıştım. Sanki aylar boyu kocasının arkadaşıyla sikişen ben değilmişim gibi…

“Birincisi siz karı koca değilsiniz. İkincisi seni defterden sildi artık o… Üçüncüsü…”

Durdu, beni seyrediyordu hayran hayran… Önündeki kabarıklığı okşadı bastırmak ister gibi… Güzellik, seksilik başa bela anasını satayım. Beni gören her erkeğin siki kalkıyor işte, aklına sikmekten başka bir şey gelmiyor. Beğenilmek, istenmek de güzel aslında ama…

“Eee? Üçüncüsü?” Yanıma geldi, elimdeki minicik baş havlusunu alıp fırlattı. Ellerimden tutup şöyle bir çıplaklığımı seyretti…

image
“Üçüncüsü… Öyle güzel karısın ki… Öyle sikişkensin ki… Sikişmene de gerek yok. Önümde yürüsen yeter… Her yerin ayrı oynuyo senin… Bıngıl bıngıl kalçalarınla, koca memelerinle adamı bitirirsin yavrum…” Güldüm ister istemez,

“Ne yapayım canım? Allah böyle yaratmış işte…” dedim.

“Yaratmış evet… Tam yaratmış… Güllü… Hani sen arkadaş karısı diyosun ya… Ulan değil arkadaş karısı, bacım olsan sikerim seni… O derece… Hastayım sana… Cafer ilk getirdiği günden beri hastayım kız kahpe… Bi kere sikmeden bırakmam seni, ölürüm senin için…”

Güldüm. Yanına gidip sarıldım. Çırçıplak bedenimle onun kollarının arasına girdim. Ayaklarımın üstüne yükselip dudaklarını öptüm.

“Ölmene gerek yok…” dedim. “Madem çok istiyorsun… Geldiğimizden beri o kadar iyilik ettin bize… Bari borcumu böyle ödeyeyim sana… Her ne kadar sen arkadaşının emanetine ihanet etsen de… Soyun hadi… Sen de sik beni… Asker arkadaşının kapatmasını sen de sik…”

Yatağa uzanıp o gecenin ikinci sikicisini bekledim bacaklarım ayrık… Soyunup geldi. Bunun da ince, fakat uzun bir siki vardı. Amımı yalayıp ateşlendirdi bir süre, sonra da o uzun inceyi amıma soktu. Gidip gelmeye başladı.

Ah orospu Güllü ah… İçine yarak girdi mi, kimin diye bakmıyordu hiç… Kaçıncı bu demiyordu. Yine ıslanmış, sulanmıştı. Yağ gibi kayıyordu içimde… Diplerimi diplerimi okşuyordu uzun sikinin başı… İnledim zevkle,

“Ohhh… Güzell…” Kalçalarından tutup kendime çekiyordum. İnip kalkıyordu kalçaları. Sertti. Kaslıydı. Üstümdeki üçgen vücuduyla, pazularıyla göz dolduruyordu.

“Hoşuna gitti mi?” diye sordu. “Güzel sikiyor muyum?” Boynuna sarıldım,

“Evet canım… Güzel sikiyorsun… Arkadaşının siki hayvan gibiydi. Canım yanıyordu her seferinde… Senin sikin zevk veriyor, sadece zevk… Ooohhhh…”

“Biliyorum…” dedi. “Çok karı siktik beraber askerdeyken… Çarşı iznine çıkar, karı kız tavlardık. O önden girerdi, ben arkadan… Onun kalın alet ön tarafı doldurur, benim ince yarak kadınların göte daha rahat girerdi. Kadınları zevkten öldürürdük ikimiz beraber…”

image
“Bak sen yaramazlara…” dedim. Aklıma düştü sonra, “Benim arkam hala kız oğlan kız, biliyor musun?”

“Gerçekten mi? Hiç götten yemedin mi?”

“Hayır, ayıp dedim, günah dedim, sikin kalın dedim, yemedim hiç… Sen madem ustasın, hallet şunu… Ben de tadını alayım” İçimden çıktı,

“Domal canım, seni götünden de sikeyim…” Talimatını yerine getirirken,

“Terbiyesiz” diyerek güldüm arsız bir orospu gibi… “Nazik ol biraz…”

Usta işini yaptı. Götümün deliğini yaladı, kremledi, tükürükledi, alıştırdı iyice, sonra da kızlığımı bozdu. İnce uzun alet cop gibi arkama girerken canım yandı yine de… Eee, ilk defa arkamdan alıyordum. Hoşuma gitti. Elleriyle kalçalarıma yapışmış, yavaş yavaş giriyor, yavaş yavaş çıkıyordu… Sikini bir bilezik gibi saran büzüğümden zevk alıyordum. Girmesi de, çıkması da uzun sürüyor, o uzun temasın verdiği zevk inletiyordu beni…

“Sen de amcığını parmakla bir yandan…” dedi. “Bızırını okşa… Daha çok zevk alırsın.”

image
Doğruymuş. Önümden arkamdan aldığım zevk bitirdi beni… Kasılmalar başladı. Ben kasılırken sikini sağmalarıma dayanamadı, o hızlandı, döllerini içime püskürttü.

Sabaha kadar sikti beni asker arkadaşı… Alacakaranlıkta kapıdan dışarıya süzülürken horozlar ötmeye başlamıştı. Bense yatakta serilip kalmıştım yorgunluktan, uykusuzluktan… Sikilmiş, bitmiş…

Orospuydum ben… Kocam beni bu halimle, en yakın arkadaşıyla boynuzlayıp kaçan karısını yine de kabul etmişti. Başka erkek olsa bırak kabul etmeyi, çekip vururdu. Bense onun bu iyiliğinin üstüne bir gecede iki erkekle sevişmiştim. İki değişik yarak yemiştim bir gecede…

Neyse diye düşündüm yattığım yerde… Bunlar da bir hatıra kalır bana… Kocam bamyasıyla beni sikerken bu geceyi anarım ilerde…

Cafer’in kalın siki, ev sahibinin çizmeleri, asker arkadaşının copu… Kendimi avuturum bu anılarla, yaşadığım zevklerle… Uzun, yalnız gecelerimde mastürbasyon yaparken, hayal kurarken… Nasıl dibime kadar sikildiğimi hatırlarım…

Kocamın bamyası…? Offf… Neler bekliyor beni acaba?

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Alman turist diye karımı siktirdim

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Alman turist diye karımı siktirdim
Uzun yıllar Yurtdışında (Almanyada) yaşadıktan sonra karımla Türkiyeye kesin dönüş yaptık.Adım Emin 42 yaşındayım Karım Berrin ise 37 yaşında, balık etinde, göğüsleri muhteşem büyüklükte, sarışın ve çekici bir kadın. Karımla seks hayatımız çok iyi denilecek düzeyde, fakat son zamanlarda karımla sevişirken onun başka bir erkek tarafından sikilmesini hayal edip müthiş orgazm oluyordum. Karım yatakta tarifi olmayacak kadar güzel sevişiyor, bu güzellikleri başka bir erkeğe yaşatıp, o erkeğin altında inleyerek boşalması fikri beni çıldırtma noktasına getiriyordu.

Bu durumu bir gün sevişirken söyledim, “Karıcığım, başka bir erkeğin seni sikmesini istermisin?” diye. Karım önceleri, “Hayır.” dese bile, sevişirken bu tür fantazilerin hoşuna gittiğini söyledi. Karımın ailesinin bodrumda bir yazlığı var, ailece gittiler. Fakat ben işlerimden dolayı İstanbulda kalmak zorundaydım. Yorucu bir iş gününden sonra eve geldim, bir pornofilmi koydum izliyordum. Filimde iki erkek, sarışın balık etinde olan, karıma benzeyen bir kadını sikiyorlardı. Karımı hayal ederek masturbasyon yaparken, karım aradı. Telefonda karıma izlediğim filmi anlatıp, kendimi tatmin ettiğimi söyledim. Karımın cevabı beni çok heycanlandırmıştı, “Başka bir erkek tarafından sikilmemi çok mu istiyorsun?” dedi. Sadece, “Evet!” diyebildim. “Hadi gel, bul birini ozaman!” dedi.
Heyecandan kalbim duracaktı, hemen kalkıp banyo yaptıktan sonra atladım arabama Bodrum’a doğru yola çıktım. Sabah yazlığa vardığımda herkes şaşırmıştı. Güzel bir kahvaltı hazırladılar. Öğlene doğru karımla denize gittik. Karımın bronzlaşmış teninin üzerinde bikini harika duruyordu, kumsaldaki erkeklerin karımı gözleriyle siktiğinden emindim. Karımda bunun farkındaydı ve bu bakışlardan son derece memnundu. Akşam yemeğinden sonra üzerine ince bir elbise giyindi, içindeki tanga külodu belli oluyordu, sütyen takmamıştı. Gözlerimi karımdan alamıyordum, çok seksi olmuştu. Barlar sokağına gitmek üzere yazlıktan ayrıldık. Bir iki Bar dolaştıktan ve birkaç duble içk**en sonra kafamız bir hayli güzel olmuştu. Karımla Almanca konuşuyorduk. Sahildeki Cafelerden birinde birer kahve içerken, yan masadaki 35-40 yaşlarında birinin devamlı karıma bakıp pantolonunun üzerinden sikini düzeltmeye çalıştığı gözümden kaçmamıştı.
Kahvelerimizi içtikten sonra kalktık, yavaş yavaş yürümeye başladık. Arabamızın olduğu otoparka giderken, Cafedeki o adamın bizi takip ettiğini fark ettim. Dönüp adama, “Birşey mi var?” diye sordum. “Yanındaki turist Fransız değil mi, kendisini bir yerden tanıyorum da…” diye cevap verdi. Yalanın böylesi gülünçtü, kendisine yanımdaki kadının Alman turist olduğunu, kendisiyle yeni tanıştığımızı ve kadının çok azgın olduğunu, aslında ikimizi de idare edebileceğini söylediğimde, adamın gözleri parlamaya başladı. Adam sikini sıvazlayarak, “Hadi, ormana götürüp sikelim ozaman!” dedi. Arabaya bindiğimizde karım yanıma oturdu, ismini dahi sormadığım adam karımın arkasına geçti oturdu. Çevre yoluna çıkmıştık, sağ elimle karımın bacaklarını okşuyordum. Karımın eteğinin altına elimi soktuğumda amının ıslandığını hissettim. Orta parmağımı karımın amına sokup çıkarıyordum, karım içkininde etkisiyle gözlerini kapamış, hafif hafif inliyordu.
Arkadaki adam bunları görmüş, dayanamayıp arkadan ellerini karımın göğüslerine attı, okşamaya başladı. Ormana varana kadar karım bir kez orgazm olup boşalmıştı. Arabayı ormanın içine çekip ışıklarını söndürdüm. Adam karımı arabadan indirdi, motor kapağına oturtup, elbisesinin askılarını indirdi, karımın göğüslerini yalıyordu. Karım da adamın fermuarını açtı, elini içine sokarak adamın sikini çıkardı ve okşamaya başladı. Adamın siki kazık gibiydi. Karım motorkaputundan inerek adamın önünde diz çöktü ve adamın sikini yalamaya başladı. Adam fazla dayanamayıp karımı kaldırdı, motorkaputuna domalttı, elbisenin eteğini karımın beline kadar toplayıp, tangasını yırttı. Karımın amını iştahla yaladıktan sonra, o kocaman sikini karımın ıslak amına sürtmeye başladı. Ben gördüğüm manzara karşısında çıldırmak üzereydim, sikim taş gibi olmuş, ama aynı anda da kışkançlık duyguları başlamıştı.
Adam sikini karımın amına soktuğunda, karım önce bir çığlık attı, fakat az sonra zevkten inlemeye başladı. Karımı hiç böyle inlerken duymamıştım. Adam yarağını karımın amına sokup çıkarırken, karım birara bana dönüp, Almanca, “İstediğin bu muydu kocacığım? Bak, elin adamı nasıl sikiyor karını!” dedi. Ben de Almanca, “Harikasın karıcığım!” deyip sikimi sıvazlamaya devam ettim. Adam karımı 15 dakika siktikten sonra titreyerek karımın amına boşaldı. Adam daha sikini karımın amından çıkarmadan karım da sarsılarak orgazm oldu. Adam kenara çekilip bir sigara yaktı. Karımı sikme sırası bana gelmişti. Önce karımın ağzına sikimi verip yalattıktan sonra, karımın o spermle dolmuş amını bir de ben güzelce siktim, spermle doldurdum.
Sonra arbamıza binip adamı Bodrum’a yakın bir yerde bırakıp, yazlığa döndük. Yazlıkta karımla duş alırken, halen karımın amından spermler akıyordu. Sonra odamıza gidip, yaşadıklarımız hayal ederek ertesi gün öğlene kadar sikiştik…

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Arabam Satılık

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Arabam Satılık
Alıntıdır….

Merhaba, başımdan gelen bir olayı size anlatmak istiyorum. Kocam sonunda dırdırımdan pes ederek bana ait olan arabamı yenilemeye karar vermişti. Arabam beni istediğim yerlere ulaştırıyordu ancak çok eskiydi ve bazı aksakları vardı. Bu nedenle daha yeni, fonksiyonlu ve konforlu bir araba istiyordum, böylece birden fazla arkadaşımla da gezebilecektim çünkü arka koltukları olmadığı için yanıma sadece bir kişi alabiliyordum. Arabamın aksakları var derken de, tehlike yaratacak anlamda değil fakat örnek vermek gerekirse, ön kaputu açmak için direksiyonun altına başını sokarak daha önce var olan kol yerine, dar bir delikten elini sokarak orada mevcut olan bir kabloyu çekmeniz gerekiyordu.

Yani benim çok sıklıkta kullandığım bir şey değildi bu ancak kocam arabamın yağını veya suyunu kontrol etmesi gerektiğinde kaputu açmak için hep beni çağırmak zorunda kalıyordu çünkü deliğin darlığından ancak benim elim sığıyordu. Buda benim canımı çok sıkıyordu çünkü hem işimi gücümü bırakıp bununla uğraşmam gerekiyordu hem de sert kabloyu çekmek parmaklarımı acıtıyordu.

Bir başka sevmediğim yönü ise, bahsettiğim gibi, içi çok dar olmasıydı ve arkada koltuğu olmamasıydı çünkü ufak kargo araç tipiydi. Kocam, arabamı belirlediği ücrette satıldığı taktirde, bana o zaman başka araba alacağına söz vermişti. Ancak, bu ücretin altına düşmeyeceği için işim çok zordu o nedenle ne yapıp ne edip arabamı bir şekilde bir başkasına pazarlayıp satmam gerekiyordu. Aklımda çok şeker yeni bir Mini vardı fakat dediğim gibi, önce ilk hedefimizi başarmak gerekiyordu.

Kocam gazeteye koyduğu ilandan birçok kişi aramıştı fakat kocam pazarlığı reddedince bunlardan sadece bir kaçı arabamı görmeye gelmişti. Ancak, onlarda arabayı gördükten sonra vazgeçmişlerdi. Moralim çok bozuktu ve ısrarlarıma rağmen kocam fiyatta değişiklik yapmamakta kararlıydı. Bir bakıma da haklıydı çünkü bu satıştan alacağı parayla ve elindeki birikmiş parayla benim istediğim arabayı ancak alabiliyordu.

Hafta arası bir gün, müstakil evimizin arka bahçe girişini su hotumu ve süpürgeyle temizliyordum. Bunu en az haftada bir yapmaya çalışırım ve toz kalkmaması için bol-bol su kullanıyorum. Dediğim gibi, evimiz müstakil olduğu için, arka bahçemiz sadece bize ait o nedenle temizlik yaparken kimse beni göremediği için çok rahat giyinebiliyorum. Temizlik yaparken her zaman çok mini olan eski beyaz tenis eteğimi giyiyorum. Bu eteğimi kocamla tenis oynamak için birkaç yıl önce almıştık ancak aşırı kısa olmasından dolayı dışarıda, tenis kortunda giymekten vazgeçmiştim ve onun yerine daha uygun bir şort almıştım.

Asında kapalı bir insan değilim ve zaman-zaman da mini etek veya elbise giyerim fakat bu etek gerçekten çok kısaydı ve ayakta dururken bile kalçalarımı ancak örtebiliyordu. Ayrıca, çok hafif ve pileli oluğu için, topa vurmak için koşup sektikçe etek sürekli yukarı havalanıyordu. Topu yerden almak için eğildiğim zaman ise popomu ortaya çıkarak etek nerdeyse belime kadar toplanıyordu. Doğruyu söylemek gerekirse vücut olarak hiç sıkıntım yok, kalçalarım yuvarlak ve dışa atıktılar o nedenle kocam kalçalarıma hayrandır ve inanılmaz seksi olduklarını söyler. Bacaklarım zaten uzun, seksi ve pürüzsüzdür, belim incecik ve göğüslerimde orta boydur, ancak ufak vücuduma göre dolgun ve normale göre daha iri görünüyorlar. Fakat yinede, yerine göre dışarıda giydiğim kılık kıyafetime özen göstermeye çalışırım.

Bu giydiğim tenis eteğinin bir özeliği daha var o da eteğin içine özel olarak dikilmiş ve kendinden ayrılmayan külotu olmasıdır. Genelde tenis etekleri bu şekilde oluyor ve belli bir oranda eteğin hafifliğinden ve de kolayca açılmasından dolayı frikik vermeyi önlüyor. Yani, kalçaları örtmekle görevlidir. Ancak, benim eteğe ait bu külotun kasık kısmı maalesef çok ince ve boldu. Kumaşın arka kısmı ise normale göre kısa olduğundan sürekli tanga gibi kalçalarımın arasına kaçıyordu.

Açıkçası, eteği sporda giymemek için bir başka sebepte buydu çünkü külot kumaşı değildi ve sadece külot şeklinde kesilmiş ince bir bez parçasıydı o nedenle kalçalarımı veya ayıptır söylemesi, mahrem bölgemi örtme görevini pek yapmıyordu. Fakat temizlik yapmak için giymek hiç sorun değildi ve bu kendinden iç çamaşırlı tenis eteğimi giydiğim zaman ilaveten başka külot giyme ihtiyacı görmüyordum. Üstelik temizlik yaparken basınçlı su hortumundan ister istemez her tarafım ıslanıyordu ve kimse halimi görmediği için içimde gayet rahattım.

Üstten ise ince ve dar penye kumaşından açık mavi olan straplez bir badi giyiyordum. Yani alttan göğüslerimin yarısını örten ve üsten tamamen açık ve dekolteli olan bir badiydi. Sanırım İngilizcesi “tube top” deniyor ve üst kısmı göğüs başlarımın hizasına kadar çıkıyordu. Yani, geniş bir kemer veya kuşak gibi düşünülebilinir o nedenle yanlışlıkla kumaşı alttan hafifçe çeksen, göğüsler aniden dışarı fırlayabilir. Tabi haliyle bu badinin altında sutyen de takmıyordum.

Ben her zaman yaptığım gibi suyla her tarafı yıkayıp süpürgeyle de mermerleri temizliyordum ki telefon çaldı. Telefon kapanmadan aceleyle ıslanmış kıyafetlerimle ve de ıslak tanga terliklerimle evin içerisine girdim ve hemen telefonu yerinden kaptım. Telefondaki kocamdı ve acilen arabanın anahtarlarını alıp gelecek olan müşteriye arabayı göstermemi istedi.

Ben bir anda afalladım ve ne yapmam gerektiğini bilmedim çünkü üstüm başım misafir karşılamak için hiç uygun değildi. Kocam tabi ki kıyafetimi bilmediği için hızlı-hızlı konuşup, “adam şimdi aradı çok istekli görüyor ve bizim mahalledeymiş, acilen arabayı görüp işine yetişmesi lazım. Ha bu arada, arabayı denemek isterse kesinlikle yalnız bırakma sende mutlaka yanında ol, ben şimdi acilen toplantıya giriyorum” dedi ve bana söz bırakmadan telefonu kapadı. Böylece ister istemez arabayı gösterip tanıtmak bana düştü.

Telefonu yerine koymamla hemen ardından kapı zili çaldı. Ben şok içinde ne yapacağımı bilmeden panik bir halde ve de her tarafım ıslak bir şekilde kaygan plaj tanga terliklerimle bir sağa koştum bir sola sonrada hiç düşünmeden kapıya yönlendim çünkü bu fırsatı da kaçırmak istemiyordum. Kıpıyı açınca karşımda uzun boylu göbekli kirli sakallı esmer iri yapılı iki tane adam gördüm. Adam doğulu bir şiveyle, “merhaba yenge, biz arabayı görmeye geldik” dedi fakat gözleri ise dikkatle her tarafımı inceliyordu. Adamların karşısına bu pasaklı halimle çıktığımdan dolayı beni o şekilde süzmeleri normaldi, sonuçta bu benim suçumdu. Ben uzanıp kapı girişindeki anahtarlıktan anahtarları hemen aldım ve arabamın bulunduğu yan tarafındaki garaj girişine yürümeye başladım, onlarda arkamdan beni takip etti.

Tabi olaylar o kadar hızlı gelişmişti ki ben hiç üstümü başımı değiştiremeden bir anda kendimi arabamı satış için sunarken buldum. Haliyle, sanırım arabadan fazla daha çok ilgi odağı bendim fakat bu müşterileri de kaybetmek istemiyordum ve ne yapıp edip adamlar pazarlık yapmadan arabamı satın almaları için ikna etmeliydim. Bu nedenle de pasaklı halimi kafamdan silmek zorundaydım, aksi taktirde müşterileri memnun edemeden kaçıracaktım. Bu satış benim için çok önemeliydi o nedenle hemen işe koyuldum.

Mahmut isimli müşteriye “buyurun anahtarları siz alınız, arabayı çalıştırabiliriniz” dedim. Adam anahtarları elimden alarak kapıyı açtı ve uzun boyundan dolayı şoför koltuğunu geriye çekti ve oturdu. Yolcu tarafına ise Ali isimli diğer adam oturdu fakat arabam bu iki adama göre gerçekten çok ufak görünüyordu çünkü iri ve uzun olmalarından dolayı arabama anca sığabilmişlerdi. Ortam çok sıkışık olduğu halde ben yinede adamlara ne kadar çok yakıştığını ve bu araba tam onlara göre diye ikna edici sözler söylüyordum. Ardından Mahmut Bey direksiyonun altına elini uzanıp ön kaputu açmaya çalıştı fakat doğal olarak çekmek için kolu bulamıyordu.

Ben bunu görünce paniklerdim ve “dur ben size onu açarım siz hiç zahmet etmeyiniz” deyip arabadan inmesini istedim. Adam bunu büyük bir eksiklik olarak görebilirdi ve arabamı almaktan vazgeçebilirdi o yüzden duruma hemen müdahale etmem gerekiyordu. Zaten o dar delikten elini imkanı yok sokmazdı. Adam arabadan indi ve ben hemen yere çöktüm ve yapacağım işlemi görebilmek için kafamı direksiyonun altına soktum. Dengemi sağlayabilmek için bir elimle fren ayakçısını tutundum diğer elimi de kaputu açan kabloyu bulmak için delikten içeri soktum.

Tabi çok uygunsuz ve dengesi zor sağlanan bir pozisyondu o yüzden bir dizimi şoför koltuğunun üzerine dayayıp diğer ayağımı da arabanın dışında bırakarak dengemi sağlamaya çalışıyordum fakat ben bunu çok kolaymış gibi göstermeye çalıştığımdan adama, “bakın çok kolay, siz hiç merak etmeyiniz” diyordum. Aksi pozisyonumdan dolayı kıçım havada adamlara doğru dikilmişti ve kafamda arabanın direksiyonun altında olduğundan adamların nere baktığını tam olarak göremiyordum fakat hemen dibimde olduklarını biliyordum çünkü aynı anda da sohbet ediyorduk ve ben maalesef halen daha ıslak olduğum için haliyle, nefeslerini ıslak cildimin üzerimde kolaylıkla hissedebiliyordum.

Bu sanırım çok normaldi çünkü ne yaptığımı görebilmeleri için bana çok yaklaşmışlardı, hatta bir tanesi dengede durabilmem için bana yardımcı olmak için kolunu karnıma dayadı, yani tam göğüslerimin altına yerleştirdi. Böylece bende vücut ağırlığımı hafifçe koluna bıraktım ve benim için kolaylık olmuştu. İki adamda iyi niyetlerini ortaya koyarak bana yardımcı olmaya çalışıyorlardı fakat beni tutan Ali Bey mi Mahmut Bey mi göremiyordum. Diğer adam ise koltukta dayalı olan dizimi rahat ve yerinde sabit tutabilmem için ayak bileğimden sıkıca tutmuştu.

İkisini de destekleri için teşekkür ettim ve aynı anda da oyalamak için konu açmaya çalıştım çünkü o sinir bozucu kabloyu bir türlü çekemiyordum. Dediğim gibi, adamlar hemen dibimde oldukları için konuşurken nefeslerini doğal olarak üzerimde hissedebiliyordum ve onlara sürekli “birazdan olacak” diyordum. Onlarda bana “evet arabanızı çok beğendik çok az kullanılmış görünüyor” diyorlardı. Bende bu kabloyu başarışta çekene kadar sohbeti uzun tutmaya çalışıyordum.

“evet, arabamı sadece gerektiği zaman kullanırım ve çok iyi bakarım”
“evet, kesinlikle çok iyi bakmışsın, buradan araban çok temiz görünüyor”
“teşekkür ederim, temizliğini hiç ihmal etmiyorum”
“belli, kaportada hiç pürüz yok, nefis görünüyor”
“umarım arabamı beğendiniz ve de kusura bakmayınız, ben biraz yeteneksiz çıktım bu konuda fakat birazdan başaracağım”
“Hiç sorun değil sen keyfine bak ve acele etme, bizde burada senin arabayı inceliyoruz zaten, evet gerçekten çok beğendik, fakat yardım istiyorsan seslen çünkü senin bu delik çok dar görünüyor”

“evet ya, çok dar ama teşekkür ederim çünkü ancak benim elim sığıyor buraya, sizinki kalın, ama merak etmeyiniz kocam ilk fırsatta tamir edecektir bunu”
“önemli değil yenge, istersen bu deliği bizde tamir edebiliriz fakat sanırım bizimki bu deliğe çok kalın gelir, sığmaz mı diyorsun?”
“evet, sizinki kalın olduğu için zor sığar ve canınızı acıtırsınız”
“peki sizin canınız acımaz mı?”
“azacık canım acıyor çünkü bu kabloyu çekmek için gücüm yetersiz fakat birazdan başaracağım”
“dur bizde sana yardım edelim o zaman”

Bunun üzerine ayak bileğimi tutan adam ayağımı bıraktı ve deliğin içindeki olan kolumu tutmak için üzerime, yani sırtımın üzerine yaslandı. Doğal olarak ortam çok dar olduğu için gidebilecek başka yeri yoktu ve ister istemez kalçalarımın üzerine dayanmak zorunda kaldı. Öbür yandan ise beni karnımdan, yani koluyla tam göğüslerimin altından destek veren adam ise boşta olan elini bacaklarımın arasından kasık bölgeme çok yakın bir yerden tutu ve bana “sen hazır olunca söyle aynı anda çekmen için sana yardımcı olacağız” dedi.

Bende “hazırım” dince ikisi aynı anda yüklenmeye başladı. Kolumu tutan adam acıtmadan kolumu hafifçe çekiyor fakat dengesini sağlayabilmek içinde ister istemez kalçalarıma hafifçe yükleniyordu. Öbür adam ise karnımdan koluyla bir ileri bir geri hareketler yapıp arkadaşına destek vermeye çalışıyordu. Ancak, diğer eliyle de kendi dengesini sağlayabilmek için, ister istemez kasık bölgemi sıkıp-sıkıp bırakıyor fakat bahçe temizliğimden halen daha altım ıslak olmamdan dolayı, eli yavaş-yavaş ıslaklık nedeniyle daha da yukarı kayıyordu.

Herkesin bu istikrarlı çabasına rağmen o sinir bozucu kabloyu yeterince güç sarf edemediğim için halen daha açamamıştım kaputu fakat kimsenin de morali bozulmaması için ve arabam yüzdende rezil olup müşteriyi kaybetmemek için de, adamlara “oluyor merak etmeyiniz, biraz daha gayretle olacak şimdi, siz merak etmeyiniz” diyordum. Ancak, bunu dememle adamlar daha da hırslanıp destek olabilmek için daha sert ve hızlı yüklenmeye başladılar.

Üzerimde dayalı ve de kolumu tutan adam kendi kasıklarını kalçalarımın üzerine dada yapıştırarak benim kabloya hamle yapabilmem için aynı anda kolumu çekiyor fakat aynı anda da kolumu çekebilmesi için kalçalarıma kendi önüyle sertçe yüklenip vuruyordu. Adamın önüyle kalçalarıma aldığım bu ufak darbelerden dolayı, doğal olarak benim o ince hafif tenis eteğim tamamen açılıp belime kadar yukarı katlanmıştı.

Eteğin kendi iç çamaşır olan kısım ise sert sürtünmelerden dolayı tamamen yerinden kopup kendisinden eser kalmadığını hissettim çünkü vajinamı sözde kapatan ve kalçalarımın arasındaki o ıslak yapışık kumaşı artık hissedemiyordum. Bunun yerine, kimsenin elinde olmayan sebeplerden dolayı maalesef artık kabak gibi meydanda olan iki deliğime arkamdaki adamın önü dayalıydı. Allahtan ki pantolon giyiyordu. Diğer adam ise olaya ayak uydurabilmek için o da hareketlerini hızlandırıp artık kolunu ve ellerini de kullanarak beni daha hızlı ileri geri hareket ettiriyordu.

Fakat bu durum karşısında istenmeyen kazalar olabiliyordu çükü hızlı kol hareketiyle ince ufak badim aşığa doğru kayarak karnıma kadar indi ve kolu ve elli artık çıplak göğüslerimin üzerinde hareket ediyordu. Fakat en kötüsü ise, kasık bölgemde olan eli yanlışlıkla mahrem bölgeme dayandı ve hepimizin o istikrarlı ve odaklanmış çabalarımızdan dolayı adam fark etmemiş olmalı ki yanlışlıkla başparmağı ıslak vajinamın için kaydı.

O an kanım dondu ve ayak parmaklarım uyuşmaya başladı. Kendimi ve adamları böyle bir duruma nasıl soktuğumu anlamamıştım ve onları zor durumda bıraktığım için kendimden çok utanıyordum. Adama ne yapıyorsun çeksene parmağını içimden diyemezdim çünkü bu onun suçu değildi ve onlar bana sadece yardımcı olmaya çalışıyorlardı. Üstelik başparmağı vajinama girdiğini fark etmemiş olmalıydı yoksa aksi takdirde özür dileyip elini oradan çekerdi.

Adamları mahcup ve rencide etmeden bu durumdan kurtulmak için kabloyu artık çekip açmam gerekiyordu fakat konsantre olmakta zorlanıyordum çünkü popom arkamdaki adamın sert vuruşlarından sürekli öne geriye gidiyordu, çıplak göğüslerim ise diğer adamın kolunun ve ellerinin üzerinde resmen dans ediyordu ve vajinamın içindeki başparmakta kalınlığından ve büyüklüğünden beni kocamın penisinden daha çok zorlayıp terletiyordu.

Vücudumu ve hislerimi artık kontrol edemiyordum ve çok acayip olmuştum. Başım dönmeye ve içimi bir sıcaklık basmaya başlamıştı ki aniden istem dışı kasılarak adamın parmağının üzerine kontrolsüzce orgazm olup boşalmaya başladım. Bu ani boşalmamla birlikte bilinçsizce üzerine yüklenmeye çalıştığım kabloyu sertçe çekmiş olmalıydım ki ön kaput aniden tak diye açılıverdi.

Kaputun açılmasıyla bir an afalladım ve ardından adam parmağını içimden çıkardı, diğer adamda üzerimden kalktı ve beni ikisi de kolumdan nazikçe tutarak ayağa kaldırmaya çalıştılar. Ayağa kalkınca yavaşça kendime geldim ve bir anda ikisinin de çıplak göğüslerime baktığını fark ettim. Bunu durum karşısında göbeğime kadar düşen dar badimi hemen yukarı çekerek göğüslerimi tekrar bu ince kumaşla örtmeye çalıştım fakat yinede üsten çok dekolteydi.

Adamlara karşı çok mahcup olmuştum ve bu kaput yüzünden onları da seferber etmiştim. Üstelik bana yardımcı olmaya çalışan ve yanlışlıkla vajinamın içine parmağı kaçan Mahmut Bey olmalıydı çünkü maalesef başparmağının üzerinde bana ayıt organım sıvılarımı görebiliyordum ve fark etmemesi için dua ediyordum. Ancak, Mahmut Bey parmağının üzerindeki ıslaklığı fark etmiş fakat Allahtan ki ne olduğunu anlamamış çünkü vajinamdan ıslanmış parmağını kendi ağzına götürerek emmeye başladı. İçim çok rahatlamıştı çünkü yüz ifadesinden anladığım kadarıyla tadını çok beğenmişti ve ‘bu ne’ diye kimseye bir şey sormadı.

Adamlar ön kaputu açarak içine bakmaya başladılar, sonrada kapatarak tekrar arabaya bindiler. “yenge biz bir tur atıp gelelim” deyince ben aniden, “dur bende geliyorum” dedim ve bende arabaya binmeye çalıştım çünkü kocamın bana özelikle ‘arabayı kullanmak isterse, yalnız bırakma diye’ tembihlediğini hatırlıyordum. Yalnız bir sorun vardı o da üçüncü bir kişi için yer olmamasıydı. Sonuç olarak arabayı test etmek için ikisi de binmek zorundaydı.

Ali Bey “yanıma gel, bir şekilde sıkışırız madem gelmek istiyorsun” dedi. Maalesef başka seçeneğim yoktu ve arabaya bir şekilde sığamam gerekiyordu. Ali Bey yolcu tarafından kapısını açtı ve “gel yenge, senin içinde sorun değilse kucağıma oturabilirsin çünkü burada başka yer yok gibi görünüyor” dedi. Mecburiyetten, “rica ederim, tabi ki benim içinde sorun değil” diye yanıt verdim ve içeri sıkışarak Ali Beyin kucağına oturmaya çalıştım. Ancak, ortam düşündüğümden daha da sıkışıktı çünkü Ali Bey maşallah çok büyük ve iri yapılı bir adamdı.

Koltuğunu en geriye çektiği halde göbeği ve cüssesi beni resmen ön torpidoya yapıştırmıştı ve ayaklarımı bile koyacak yer kalmamıştı. Dediğim gibi, Ali Beyin uzun ve iri bacaklarından dolayı ayakları tamamen aşağıdaki boşluğu doldurmuştu ve kucağına oturunca popom göbeği ve torpidonun arasına anca sığmıştı. Bu durumdan dolayı maalesef benim kendi ayaklarıma yer kalmadığı için sırtım şoföre dönük bir şekilde ayaklarım arabanın dışarıda kaldı.

Bunun üzerine Mahmut Bey durumu fark edince, ilk önce ayaklarımı kendisine doğru, yani şoför koltuğuna doğru uzatmamı sonrada popomu Ali Beyin kucağına yerleştirmemi istedi. Böylece bir şekilde arabaya sıkışarak kapıyı kapatabilecektik. Bu tek çözüm olduğu için arabadan tekrar indim çünkü bunu yapabilmek için ilk önce şoför tarafından girmem daha kolay olacaktı. Ali Bey kapısını kapattı ve Mahmut Beyde arabadan inerek şoför tarafından girip Ali Beyin kucağına oturmama yardımcı oldu.

Tekrar Ali beyin kucağına oturunca sırtımı yolcu kapısına, yani pencereye doğru dayadım. Böylece kucağına yan oturmuş oldum fakat bu seferde ayaklarım şoför kutlunda kalarak Mahmut Beyin koltuğunu işgal etmeye başladım. Bunun üzerine, Mahmut Bey yine kibarca ve anlayışlı davranarak, “yenge, sığmamız için, bacaklarını biraz geriye katla ve ayaklarını kucağıma koy, böylece hepimiz sığmış oluruz” dedi.

“Peki” diyerek ayağımdaki terlikleri çıkartmaya çalıştım çünkü adamın üzerine basmak zorunda kalacaktım. Parmak arası plaj terliklerimi bu sıkışık ortamda eğilip çıkartmakta zorlanıyordum çünkü eteğim aşırı kısaydı ve altımda artık külot diye bir şey kalmamıştı, o nedenle oramı buramı göstermemek için çabalıyordum.

Zorlandığımı gören Mahmut Bey “dur ben sana yardım edeyim” deyip ayak bileğimden tutup bacağımı yukarı kaldırdı. Sonrada yavaşça terliği ayağımdan aldı ve pedikürlü pembe ojeli ayak parmaklarıma bakarak “yenge, ne tatlı ayaklarınız var öyle” dedi. Adamın nazik yorumundan dolayı hem biraz utandım hem de gururlandım. Ayni şekilde öbür ayağımı da havaya kaldırarak hayran-hayran ayağımdan ufak terliğimi çıkarttı ve ardından koltuğuna oturdu.

Ancak, bu seferde ayaklarım onun göbeği ve direksiyon arasına sıkıştı ve bu bir şekilde araba kullanmasına engel olacaktı. İlk başta planımız ayaklarımı kucağına koymaktı ancak kucağı ve direksiyon arasında da çok az bir mesafe olduğundan sadece bir ayağımı sığabiliyordu. Mahmut Bey yardımcı olarak, “yenge, sağ ayağın kucağıma kalsın, sol ayağını da omzuma daya” dedi.

Bu sol ayağım için çok komik ve tuhaf bir yer olacaktı ve de adama ayıp olur diye biraz çekiniyordum açıkçası, fakat Mahmut Bey bu konuda çok ısrarcıydı ve kendisi için hiç sorun olmayacağını belirti. Fazla seçeneğimde olmadığı için sağ ayağımı kucağına sıkıştırdım sol ayağımı da dediği gibi omzunun üzerine yerleştirdim.

Gerçekten çok komik bir görüntüydü bu çünkü küçük narin ayak parmaklarım ister istemez Mahmut Beyin kulağına değiyordu fakat bu ona bir rahatsızlık vermediğini söylemişti, benim de içim çok rahatlamıştı. Ali Bey içinde durum çok farklı değildi çünkü adamın kucağına sıkışmıştım ve ikimiz için de kıpırdayacak yer yoktu. Ben Mecburen sol kolumu Ali Beyin boynuna atmak zorunda kaldım o da sağ koluyla arkamdan belime attı ve mecburen elini açılan mini eteğimden sağ bacağıma, yanı yan kalçama kondu.

Ancak, o yetmezmiş gibi ister istemez göğüslerimle de ona rahatsız veriyordum çünkü kaçacak yerim olmadığı için maalesef çenesini göğüslerimin hemen üzerine dayanmak zorunda kaldı. En sonunda, Mahmut Bey arabayı çalıştırarak birinci vitesi attı ve yola çıktı. Ancak, vites topuzu bacaklarım arasında kaldığı için Mahmut Beyin her vitesi değiştirmesiyle bacaklarımı daha fazla açarak kucağındaki ayağımı adamın kasıklarına daha da bastırmak zorunda kalıyordum. Tabi, bacaklarımı sürekli açmak zorunda kaldığım için mahrem bölgemi ufacık eteğimle kapatmakta zorlanıyordum ve ikisi de bacak aramı net bir şekilde görebiliyordu. Tabi bu tamamen benim suçumdu ve bu nedenle onları baktıkları için yadırgayamazdım.

Mahmut Bey kırmızı ışıkta durunca konuşmak için ağzını tam açıp kafasını bize doğru çevirdi ki yanlışlıkla adamın kulağında dayalı ayak parmaklarım aniden ağzının içine giriverdi. Bir an ikimizde ne olduğunu anlamadık ve böyle şaşkın bir şekilde şirin ayak parmaklarım 5 saniye kadar adamın ağzında kaldı sonra çok özür dileyerek ağzından çektim ayağımı. Yüzüm utançtan kıp kırmızı olmuştu fakat iki adamda bu durumu çok komik bularak kahkaha atmaya başlamışlardı. Mahmut Bey rahatsız olup sinir olmadığını görünce benimde yüzüme bir tebessüm geldi ve onlar gibi kahkaha atıp gülmeye başladım.

Mahmut Bey ilk başta çok utandığımı fark ettiği için, mahcup olmamam için “ya yenge canını sıkma olur böyle kazalar, bak benim için sorun değil, şikayetçi de değilim çünkü ayakların gerçekten çok güzel kokuyor ve belikli çok bakımlılar. Bak ben ne kadar rahatım ispat edeyim” diyerek tekrar ayağımı ağzına alarak pembe ojeli şirin ayak parmaklarımı bu sefer ıslak ağzıyla soğurmaya başladı. Bunun üzerine ben ve Ali Bey tekrar gülerek kahkaha atmaya başladık. Ortam artık yumuşamıştı ve yeşil ışıkla yolla devam ettik.

Mahmut Bey arabayı bir de toprak yolda denemek isteyince ilk buluğu toprak yola saptı. Arabam ufak olduğu için taşlı çukurlu yoldan baya bir sarsılmaya başlamıştık ve on nedenle kontrolsüzce yukarı aşağı sallanan göğüslerim Ali beyin suratına çarpmaya başladı. Sağ ayağım Mahmut Beyin kasıklarında titremeye, popom ise Ali beyin kucağında oynamaya başlayınca da kalçalarımın arasında sertçe büyüyen bir kabarıklık hissetmeye başladım. Aynı şekilde sağ ayağımın altında da Mahmut Beyin sertleşen aletini hissediyordum fakat sonuç olarak bu onların elinde olan bir şey değildi ve onları mahcup etmemek için hiçbir şey yokmuş gibi davranmaya karar vermiştim.

Araba hızla çukurlu toprak yolda devam ettikçe benim göğüsler kontrol dışına çıkıp çılgınca dans edip ufak dar badim de sarsıntıdan yine aşığa kayıp karnıma yapıştı. Böylece sol göğüs uçum Ali beyin suratına ve ağzına çarpmaya başlamıştı fakat kollarım sıkışmış oluğu için badimi yukarı çekemiyordum. Üstelik çeksem de tekrar açılacaktı o yüzden yine hiç bir şey olmamış gibi davranıyordum. Ancak, eteğim çok kısa olduğu için çıplak kıçımın arasındaki kaya gibi sertleşen alet adamın pantolonunu baya zorladığını hissedebiliyordum ve arada pantolonu olmasa bir yerime kesin kayabilirdi.

Bu tahlilsiz durumdan dolayı bende adamlarda baya zor durumdaydık çünkü aksilikler üst üste geldikçe adamların aletleri kontrol edilmez duruma girmişti ve belli ki acı çekiyorlardı çünkü ayağımla ve kıçımla pantolonları delinecekmiş gibi hissediyordum. Hallerini acıyıp biraz durup dışarıda hava alma teklifi ettim, belki o şekilde onlar içinde kendilerine gelme imkanı olurdu bu. Teklifimin üzerine Mahmut Bey kenara çekip abayı durdurdu, açıkcası buna bende çok sevinmiştim. Ancak, “biraz dinlensek iyi olur haklısın fakat arabadan inmezsek daha iyi olur sonra tekrar girmekte zorlanabiliriz” dedi. Bu konuda çok haklıydı.

Birkaç dakika soluklandıktan sonra Mahmut Bey daha fazla dayanamayarak itiraf etti ve “Ya yenge kusura bakma ve yanlış anlama ama benim yarak çatlayacak birazdan, iznin varsa pantolondan dışarı çıkartmam lazım” dedi. Ben şaşkınlıkla utanmayla arası “Mahmut Bey esas siz lütfen kusura bakmayınız, hep benim yüzümden oldu, sizi anlayışla karşılıyorum” söylememle Mahmut Bey aniden fermuarını açtı ve ayağımın arasından kocaman aleti dışarı fırlaya verdi. Halbuki ‘ben ineyim öyle çıkart sonra rahatlayınca tekrar gelirim’ diyecektim fakat lafımı bitiremeden artık olanlar olmuştu ve yapacak bir şey yoktu.

Adam beni yanlış anladığı için artık ayağıma dayalı, hatta ayağımdan daha da büyük kocaman bir alet vardı. Çok unlanmıştım fakat onu da zor durumda bırakmamak için sadece masum ve şirin bir şekilde gülümsemek zorunda kalmıştım. Ancak, zor durumda kalan bir tek Mahmut Bey değildi. Olaylar böyle gelişince, Ali Beyde içinden çıkarak “ne iyi ettin lan Mahmut, benim yarakta parçalanıyor burada, dur bende çıkartıp rahatlayım” demez mi? Şokumdan ağzım kiriktendi ve nasıl tepki vereyim bilemedim çünkü vajinama ve arka deliğimin üzerine zaten dayalı bir vaziyetteydi ve ten temasını sadece bir pantolon ayırıyordu.

Ali Bey benden bir hareket veya tepki görmeyince, bir sorun olmazmış gibi sanıp kocaman elini kıçımın altına atarak beni hafifçe yukarı kaldırdı. Sonra da diğer eliyle fermuarını açtı ve dışarı roket gibi kocaman ve kaya kadar sert bir alet fırladı. Bacaklarımın arasından ne kadar dimdik ve hiç sağa sola oynamadığını görebiliyordum. Sanki taş kesilmiş gibindi. Fakat en korktuğum şey, ben artık nereye oturacak olmamdı. Bu konuda fazla merak etmeme gerek kalmadı çünkü Ali Bey beni tekrar kendi aletinin üzerine indirmeye başladı ve tam aletinin başı vajinamın girişime dayandığı anda durdu. Allahtan ki elini tamamen çekerek ağırlığımı aletinin üzerine bırakmadı ve yarı yolda tutmaya devam etti.

Çok korkmuştum çünkü beni böyle kocaman bir aletin üzerine aniden bir bırakmış olsaydı, kesin parçalanırdım. Halen daha şok içindeydim ve korku ve heyecan arası bir duygu basmaya başlamıştı beni. O kadar bir gerilmiştim ki kasılıp kaldım ve ağzımı açıp konuşamıyordum bile. Bu gelişen olaylar üzerine, aniden Mahmut Beyin tekrar sesli-sesli kahkaha attığını duydum ve Ali Beyin haline gülerek “yaa arkadaş, sana ne oldu böyle, nasıl böyle bu hale geldin” diye alay etmeye başladı. İkisi de olayı şakaya vurarak, beni de biraz rahatlatmaya çalıştılar. Onlarla uyum sağlayabilmek için bende gülmeye çalıştım. Çok korkmuştum fakat onlarında başka seçenekleri yoktu ve yapabilecek tek şey bu anormal duruma gülmekti.

Biraz dinlendikten sonra Mahmut Bey, arabayı tekrar çalıştırarak yola devam etmeye karar verdi. Ancak bu dinlenme kimsenin işine yaramamıştı çünkü iki adamın da aleti halen daha sert ve dimdikti. Ufak şirin ayağım mecburen Mahmut Beyin kocam aletinin üzerinde dayalı duruyordu ve ayak tabanım arabanın sarsıntısından üzerinde titreyip oynadığı için kocaman başının içinden pembe ojeli ayak parmaklarımın üzerine zevk sıvıları akıyordu. Bu durum karşısında ayaklarım üzerine süzülen sıvılardan dolayı daha da kayganlaşarak adamın aletini resmen okşuyor, yağlı masaj yapıyor gibindi.

Öbür yandan ise, tam vajinamın girişimde kocaman bir yarak dayalıydı ve vajina dudaklarım hafif açılarak Ali Beyin yarağının başının üst kısmını hafifçe kucaklamıştı bile. Fakat içine girmesi mümkün değildi çünkü beni kalçalarımdan sıkıcı kavramış havada tutuyordu. Ancak, çukurlu yoldan dolayı benim çıplak göğüslerim yine Ali Beyin suratına sertçe çarpıyordu. Çok mahcup oluyordum fakat onları engelleyemiyordum ve Ali Beyden sürekli özür diliyordum. O da, “yenge, rahatsız oluyorsan suratıma çarpmamaları için onları ağzımla sabitleyebilirim” dedi. O an bu nasıl olacak diye düşünmemiştim fakat sabitlenmeleri konusu iyi bir fikre benziyordu o yüzden yardım teklifini hiç düşünmeden kabul ettim.

Kabul etmemle, Ali Bey aniden göğüs başlarımı dudaklarının arasına aldı ve sıkıca emerek onları oynamamaları için sabitlemeye çalışıyordu. Tabi benim göğüs uçlarım çok hassas olduğu için hormonlarım baya uyarılıyordu ve adam resmen göğüslerimi ağzıyla sıkıştırıp yalayıp emmiyordu. Bunu yaptıkça ben ister istemez etkileniyordum ve vajinamın sulanmasını engelleyemiyordum. Bu bir süre böyle devam edince benim sıvılarım bu sefer adamın aletinin üzerini ıslatmaya başladı ve araba sekip sarsıldıkça adamın kocaman aleti içime doğru yavaş-yavaş ve santim-santim kaymaya başladı.

Ben bunu hissettikçe, “Ali Bey beni havaya kaldır” diyordum o da beni kaldırarak yarağının ucuna kadar getirip tekrar sarsıntıdan içime doğru giriyordu. Sadece birkaç santimi girdiği halde beni çok zorluyordu ve vajinam bu güne kadar hiç esnemediği kadar esniyordu. Ali Bey beni her yukarı kaldırışında inişim daha da derine giriyordu ve içim baya kayganlaşmıştı. Adam içime çok yavaşça giriyor fakat aniden yukarı çektiği halde ben baya kendimden geçiyordum ve farkına varmadan ayağım Mahmut Beyin aletini baya bir okşuyordu ve halen daha omzunun üzerinde olan diğer ayağım ise adamın suratında ve arada da ağzında geziyordu. Sanırım topraklı yol bitmişti ki aniden Mahmut Bey frenlere asıldı.

Arabanın ani durmasıyla ben Ali Beyin ellerinden yanlışlıkla kaçtım ve adamın kocaman aleti yanlışlıkla oldukça ıslak vajinama tamamen giriverdi. O kadar bir kalındı ve derine girmişti ki ben aniden çığlık attım ve gözlerim fal taşı gibi açıldı. Bir süre böyle kaldıktan sonra sanırım vajinam içimdeki yarağa alışmış olmalıydım ki gevşemeye başladım.

Ali Bey hafifçe gevşediğimi ve sakinleştiğim görünce, hiç bir şey söylemeden beni bu sefer kucağında zıplatarak içimde gidip gelmeye başladı. İpler artık kopmuştu ve adam beni resmen sikiyordu. Diğer yandan ise Mahmut Bey ayaklarımı, bacaklarımı ve yetişebildiği her yerimi yalayıp emmeye başlamıştı. Ben artık transa geçmiş gibindim ve tek yapabildiğim şey yüksek sesle inlemekti, gerçekten kendimi ve duygularımı kontrol edemiyordum ve vücudum artık benim kornolumun dışında ele geçirilmiş gibindi.

Adamlar beni artık diledikleri gibi kullanıyorlardı ve bir anda kendimi arabanın dışında ön kaputun üzerinde buldum. Bu seferde Mahmut Bey sırtımı kaputun üzerine dayamış bacaklarımı da omuzlarının üzerine alıp vajinamın içine sertçe giriyordu. O kadar büyük, uzun ve kaya gibi sert bir yarağı vardı ki bu şekilde komple içime sığıyor olması inanılmazdı fakat o kadar ustaca sokuyordu bana ki çılgına dönmüştüm ve adam beni aletinin altında çığlık attıra-attıra resmen dans ettiriyordu.

Mahmut Bey bir süre içime böyle pompaladıktan sonra beni güçlü kollarıyla arabanın üzerinden kaldırarak hiç yere bırakmadan Ali Beyin kollarına attı ve o da beni bir hamlede yarağını tekrar içime geçirerek sikmeye devam etti. Bacaklarım beline sarılmış bir şekilde beni resmen havada sikiyordu ve aynı anda da göğüslerimi emiyordu.

Boşta olan Mahmut Bey ise arkama diz çökerek kaba elleriyle kalçalarımı hafifçe ikiye ayırdı ve ıslak ve kıvrak diliyle göt deliğimi yalamaya başladı. Yaladıkça aynı anda da parmağı ile girişini zorluyordu ve göt deliğimin üzerine tükürerek parmağının girmesini sağlıyordu. Hayatımda hiçbir şey göt deliğime girmemişti bu güne kadar ve kocamı bile arka deliğime yaklaştırmıyordum fakat artık çok savunmazsızdım çünkü havada Ali Beyin kucağında sikiliyordum ve artık iyice ıslanmış göt deliğimin içinde de girip çıkan kalın bir parmak vardı.

Acıyla karışık duygular içinde adamlar iki deliğimi doldurmuştu ki bir and göt deliğimde parmak yerine bu sefer Mahmut Beyin kocaman yarağı yer aldı. Olanlara inanamıyordum. Adamlar beni havada tost yapmış bir şekilde ikisi aynı anda biri amıma diğeri de göt deliğime vahşice giriyorlardı. Hayatımda hiç bu şekilde sikilmemiştim ve bunun dev gibi iki tane yabancı adam tarafından yapılmış olması da başka bir olaydı.

Aldığım bu uç noktadaki uyarılmadan dolayı çıldırıyordum fakat beni tedirgin edip ürküten nokta ise kocam dışında ilk kez başkaları mahremiyetimi elle geçirmiş olmasıydı. Ama bunu ne ben nede adamlar kasıtlı yapmamıştı ve olaylar kendi başına bazı giden aksilikler yüzünden bu boyuta gelmişti.

Zevk almak istemiyordum fakat kendimi tutamıyordum ve aniden kasılarak orgazm olmaya başlamıştım. Böyle olunca çığlıklarım artmıştı ve iki deliğimin içindeki kasılmalar adamların yaraklarını sıkıca yumruk içi gibi kasıp-kasıp bıraktığı için ve amım ve göt deliğim yaraklarını masajlıyormuş gibi yaptığı için, onlarda daha fazla dayanamayarak tazyikli döllerini içime fışkırtmaya başlamışlardı. İçim daha önce hiç bu kadar doldurulmamıştı, ne bu kadar büyük ve uzun yaraklarla ne de bu kadar çok dölle.

Benim artık ne ayakta duracak ne de konuşacak halim kalmamıştı. Arabam van tipi oluğu için beni dikkatlice arka bagaja baygın bir şekilde koydular ve eve geri dönmek için yol almaya başlamıştık. Eve vardığımızda az çok kendime gelmiştim ve elimden tutarak beni bagajdan indirdiler. Destek gerekmeden çıplak ayaklarımın üzerinde durdum çünkü terliklerim nerde olduğunu bilmiyordum fakat fazlada omurumda değildi. Ancak yinede dizlerim titriyordu ve iki deliğimde acıdan zonkluyordu fakat aynı zamanda da iki deliğimde çok hassas olmuştu ve en ufak bir dokunuştan bile tekrar boşalabilirdim.

Ben halen daha bu adamlara arabamı satmakta niyetliydim, üstelik bu olanlardan sonra eğer arabamı almayacak olsalar kesin sinirimden çıldırabilirdim. O nedenle onları evimin arka bahçesine davet ettim ve limonata ikram ederek beraber bahçe sandalyelerine oturduk ve satın alma konusunu tekrar açtım. Olanlar olmuştu artık ve ben bu saatten sonra çekingen, tutucu ve utangaç olacak durumda değildim o yüzden iki adamın karşısına kıyafetimi değiştirmeden minicik eteğimle oturdum ve güzel seksi bacaklarımı bacak-bacak üstüne atarak adamlara kur yapmaya başladım.

Haliyle, onlarda sırıtarak beni baştan tırnağa kadar süzüyorlardı. Onları tekrar azdırmak veya zor durumda bırakmak gibi bir niyetim yoktu fakat bu olanlardan sonra kendimi saklayıp, örtüp utanmanın da bir anlamı yoktu. Sadece rahat ve iyi niyetli bir şekilde davranarak artık arabamı satın almalarını istiyordum.

Adamlar oturdukları yerden bahçemize ve ortama bakınarak “ne güzel ve bakımlı bir bahçemiz var” dediler. Bende hafta da bir bahçıvan geldiğini ve benimde sürekli temizliğine ve bakımına özen gösterdiğimi belirttim. Arka bahçemiz çok güzel, bol çiçekli ve ağaçlı kalabilmesi için gerçekten çok emek gerektiriyordu. Mahmut Bey kendilerinde bu bahçe işinden anladıklarını ve istersem bundan sonra bahçe bakımını kendileri yapma teklifinde bulundular. Bende bu konuda kocamla konuşmaları gerektiğini ve benim için bir sakınca olmadığını söyledim. Benim için en önemlisi, fiyatta pazarlık yapmadan arabamı satın almalarıydı ve bunu onlara net bir şekilde belirttim.

Adamlar arabamı kesinlikle satmaya ihtiyacımın olduğunu ve bu fiyata başka kimseye satamayacağımı bildikleri için bu durumu avantajlarına kullanmaya çalışıyorlardı. Bende bu müşterileri elimden kaçırmamak için mecburen uyum göstermek zorundaydım. İki adam bana “yenge sen çok etkileyici bir kadınsın, sana hiç hayır der miyiz” söyleyerek bacaklarıma bakıp sırıtıyorlardı. Bende kibar olmak için onlara karşılık olarak geri gülümsüyordum çünkü başka çarem yoktu. Ali Bey gözlerini bacaklarımdan ayırmadan, “yenge, amınızı sikerken canınızı çok acıtmadık inşallah” dedi.

Çok ağır doğulu bir şiveyle argo, kaba ve açık konuşuyorlardı. Çok eğitimli tipler olmadıklarını ve konuşma tarzlarının böyle olduğu bildiğim için anlayışla karşılıyordum. Bu olanlardan sonra, kendilerini kötü hissetmelerini istemiyordum çünkü işler çığırından çıkması da onların suçu değildi o yüzden bende onlara, “Ya Ali Bey, biraz acıyor ama önemli bir şey değil, siz dert etmeyiniz” dedim.

Bunun üzerine, Ali Bey “hiç olur mu yenge, sen aç bakayım bacaklarını bir göz atalım durumuna, belki hızlı iyileşmesine yardımcı olabiliriz” dedi. Bunun iyi fikir olacağını düşünmüyordum fakat onlara ters bir şey de söylemek istemiyordum o yüzden oturduğum yerden dizlerimi biri birinden ayırarak bacaklarımı iyice araladım ve hassas ve sertçe kullanılmış narin deliğimi onlara sergiledim. Karşımda oturan Ali Bey yerinden kalkarak bacaklarımın arasına diz çöktü ve daha da yakından bakarak “hmm, yenge senin bu am kıpkırmızı olmuş” dedi.

Bunu demesiyle bende kafamı aşağı eğerek ufak deliğime bir göz attım, gerçekten kabarmış am dudaklarım ve ufak deliğim nerdeyse domates gibi kızarmıştı. Ali Bey “dur ben sana merhem gibi olurum şimdi” diyerek aniden dudaklarını amıma yapıştırdı ve yalayıp emmeye başladı. Benim amım zaten çok hassas bir durumdaydı ve ufak bir dokunuştan bile tekrar boşalabilirdim ki adam beni yeniden doruk noktasına çıkartarak zevkten çıldırtıyordu ve ben bunu hiçbir şekilde engelleyemiyor ve onu durduramıyordum.

Bunu fırsat bilen Mahmut Bey ise hiç vakit kaybetmeden aniden kocaman sikini suratıma çarptı ve ağzıma sokmaya çalıştı. Ben o an sağlıklı düşünemediğim için ve bütün hormonlarım tekrar altüst olduğu için, hiç düşünmende ağzımı açtım ve adamın kocaman sikini yumuşak dudaklarımın arasına alarak yalamaya başladım. Ali bey ufak deliğimi daha sert emdikçe bende istem dışı Mahmut Beyin yarağını bir o kadar daha sert emip yutuyordum.

Tam bu sırada yanımızdaki bahçe masasının üzerinde duran cep telefonum çalmaya başladı. Gözümün ucuyla baktım, arayan kocam olduğunu gördüm ancak bir şey söyleyip yapana kadar Mahmut Bey bana hiçbir şey sormadan siki halen daha ağzımdayken uzanıp telefonu aldı ve kocama konuşmak için alo dedi. Ben bir yandan adamın sikini emiyorum, diğer yandan amım yalanıyor, öbür yandan da korkuyla gözlerim fal taşı gibi Mahmut Beye bakıyordum. Adam kocamla konuşamaya başlayınca, ilginç olan şey benim halen daha adamın sikini ağzımdan çıkartmayıp yalayıp yutmamdı.

Mahmut Bey kocama, “Ağabey, yengenin arabasını Ali ve ben baya kullandık, yol tutuşu çok iyi ve az kullanılmış olduğu belli. İçi biraz dar geldi bize ama sorun değil hepimiz buna zamanla alışabiliriz. Yengenin arabasına iki ön girişten ve birde arka kapıdan girdik, üç girişi de mükemmel ve ilk başta zorlanmış olsak da şimdi alıştık ve kolay girebiliyoruz”. Kocamda karşılıklı bir şeyler diyordu ama ne dediğini bilmiyorum fakat Mahmut Beyde karşılığında “evet, evet, çizik ve batıklık yok, kaporta jilet gibi ve pürüzsüz, çok yakından bakarak inceledik ve gördüklerimizi çok beğendik” diyordu.

Sanırım konu para konusuna gelmişti çünkü Mahmut Bey kocama “biraz indirim olmaz mı” söyler söylemez ben Mahmut Beyin yarağını daha sert emerek gırtlağıma kadar soktum ve onu zevkten çıldırtarak sözünü yarıda kesmesini sağladım. Bu sefer, “aslında fiyatı değiştirmeden anlaşabiliriz” dedi ve anlaşma olarak bundan sonra bahçe işlerinin kendileri yapması şartıyla arabamı hemen alacaklarını söyledi. “Haftada bir gelip biz temizleyeceğiz bu güzel bahçenizi ve onu güzelce sulayıp halledeceğiz…

Hm bizim amele adamları da getiririz hep bir elden işi daha temiz ve hızlı hallederiz. Eminim yengede bundan memnun kalacaktır çünkü onun bu güzel çiçekleriyle hepimiz ilgileneceğiz. Halen daha amı mı yalayan Ali Bey ise kafasını kaldırıp telefona doğru, “yengenin arka bahçesini şahsen ben temizlemek isterim” diye seslendi ve dilini bu sefer kızarmış göt deliğime yapıştırarak yalamaya başlamıştı.

Tam bu sırada Mahmut Bey doruk noktasına gelerek ağzımın içine boşalmaya başladı ve aynı anda da “sonrada bütün bahçeni güzelce sularız öyle gideriz” diyordu kocama. Telefonda anlaşarak konuşmalarını bitirdiler. Ben o an Ali Beyin dilinin üzerine kaç kere boşalmıştım bilmiyorum ama o hazla ağzımdaki döllerin birçoğunu yutmuştum bile ve ağzımdan taşan geriye kalanlar da dudaklarımdan ve çenemden süzülerek göğüslerimin üzerine akmıştı.

Hayatımda hiç yapmadığım ve hiç bu kadar yoğun ve aşırı azıp zevk almamıştım ama bunu isteyerek yapmamıştım. Adamlarda perişan bir halde olduğumu görüyorlardı o nedenle bana teşekkür ederek gidip bir duş alıp dinlenmemi tavsiye ettiler. Kocamla anlaştıklarını ve arabamı satın alacaklarını söylediler o yüzden gönül rahatlıyla bu olanları unutmamı istediler.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized
istanbul travesti istanbul travesti istanbul travesti ankara travesti Moda Melanj kuşadası escort bayan çankaya escort mecidiyeköy escort beylikdüzü escort istanbul escort ankara escort bayan Hacklink Hacklink panel Hacklink panel bursa escort ankara escort Ankara escort bayan Ankara Escort Ankara Escort Rus Escort Eryaman Escort Etlik Escort Sincan Escort Çankaya Escort hurilerim.com Escort Antalya Escort Alanya Escort Antalya Merkez Escort Antalya Otele Gelen Escort Antalya Rus Escort Belek Escort Fethiye Escort Kemer Escort Kepez Escort Konyaaltı Escort beylikdüzü escort antalya rus escort escort keçiören escort etlik escort çankaya escort mamasiki.com bucur.net hayvanca.net lazimlik.net cidden.net Escort bayan Escort bayan escortsme.com anadoluyakasikadin.com kadikoykadin.com atasehirkadin.com umraniyekadin.com bostancikadin.com maltepekadin.com pendikkadin.com kurtkoykadin.com kartalkadin.com istanbulspor.net şişli escort istanbul escort mecidiyeköy escort beşiktaş escort taksim escort fındıkzade escort çapa escort fatih escort topkapı escort escort şişli escort bayan bayrampaşa escort merter escort escort mecidiyeköy bursa escort warez forum Bonus veren siteler Bonus veren siteler ankara travesti By Casino bursa escort görükle escort bursa escort bursa escort bursa escort bursa escort ankara escort kayseri escort kuşadası escort kocaeli escort konya escort kütahya escort manisa escort mardin escort mersin escort muğla escort nevşehir escort rize escort sakarya escort samsun escort şanlıurfa escort sivas escort tekirdağ escort trabzon escort tunceli escort uşak escort van escort yalova escort çorlu escort gebze escort gümüşhane escort izmir escort kilis escort kırklareli escort karabük escort karaman escort kars escort kıbrıs escort kırşehir escort malatya escort niğde escort ordu escort osmaniye escort sinop escort tokat escort yozgat escort zonguldak escort