dayımın karısı

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

dayımın karısı
Benim hiç sevmediğim bir dayım var. Annemin en orta düzey kardeşi. Hatta bizim ailede hiç kimse onu pek sevmez. Bu dayım bile kendine bir kadın bulmuş ve evlenmişti. Dayım öyle güzel bir kadınla evlenmişti ki gerçekten herkes buna şaşırmıştı. Yengenin muhteşem bir vücudu vardı. Hele o götü sike sike bitmezdi. Ben de onun götüne dokunabilmek için fırsat kollardım. 31 çekerken falan hep onun götünü hayal ederdim. Hatta dayımın o götü siktiğini düşündükçe kafayı yiyecek duruma geliyordum. Yengem ile aram daima çok aşırı iyi olmuştu. Onunla devamlı konuşup dertleşirdim fakat onu sikmekten yanaydım tabi. Onun benimle muhabbet ederken ki konuşma çeşidi beni azdırıp mahvederdi ve kendimden geçen mastürbasyonlarıma sebep olmuştu. Onun o türbanını fırlatıp koca memelerine saldırmak çok aşırı istemiştim gerçekten. Dayım ile evliliklerinin 3 . yıllarına girmişlerdi ve hala güzelliğini koruyordu yengecim benim. Yengemin bu vücudunu bu adamın kullanmak beni üzüyordu açıkçası lakin elden bir şey gelmiyordu işte. Bir süre sonra dayımın işleri boka sarmış ve köt gitmeye başlamıştı. Dayımın işlerinin kötüye gitmesi aile içi travmalara sebep olmuş ve benim güzel götlü yengemin çalışmaya karar vermesiyle nihai bir karara sebep olmuştu. Bu karar ile benim yengemi sikme hayallerim bir kat daha da artmıştı tabiki.

Yengem temizlik işlerine başlamıştı ve her gün bir eve gidip geliyordu. Yengemin bu güzel götü aklımdan çıkmıyor daha da etkisini arttırarak benim rüyalarıma girmesine sebep oluyordu. Annemin ufak bir kaza geçirmesiyle ev işleri aksamıştı ve temizlik yapan yengemde bulmuştuk benimde gayretlerimle çareyi. Yengem tamam hafta sonu evi bırakın bana hallederim demişti. Yengem hafta sonu geldiğinde evde bir tek ben vardım. Yengem türbanını taraf bağlamış sexi bir şekilde temizlik işlerini yapıyordu. Onun bu sexi hali beni delirtmişti.yengem o güzel götünü tezgaın altını silerken meydana çıkarmıştı ve benim kendimden geçmeme sebep olmuştu. Arakdan onun koca götüne yasladığım yarrağımla yengem ayağa kalkıp ne yapıyorsun demişti. Ben de pardon yenge dayanamadım dendiğinde bu ne diyerek kalkan yarrağımı sıvazlayarak çıkarmıştı pantlonumu. Sonra gözlerini daha da açarak bu ne biçim iri bir yarrak diyerek sen bununla beni öldürmeyi mmi olmadan sikmeye mi planlıyordun diyerek gülünce ben de sadece sikecektim yenge dedim.
Yengem zaten orta düzey tıfıl dayından hayır yoktur madem istiyorsun sen sik amcığımı diyerek beni yatak odasına götürüp yarrağımı eliyle okşamaya ve emmeye başlanıyor. Biraz sonra sırılsıklam öpücüklerle ıslanmış olan yarrağım tüm dölleri dışarıya boşalmıştı. Yengem dölleri temizleyip yine kafasına tükürük atıp yarrağımı sıvazladıktan sonra çırılçıplak kalarak karşımda amcığını yarrağıma getirerek hazır mısın şimdi yengeni çatır çatır sikeceksin tamam mı diyerek üstüne oturdu ve deliler bunun gibi yarrağımın üstünde zıplıyordu. Yengemin bu deli hareketleri ve sıcacık amcığı içinde terliyen yarrağımın verdiği zonklama ile bende kendimden geçip yengemin amcığına katı bir şekilde yarrağımı sokup çıkarmaya başlamıştım. Yengem ahhh ahhh ohh diye kucağımda zıplarken bir anda onu çevirip altıma alarak bacaklarını iyice açan yengemin amcığından çıkan yarrağımı yine doğrultarak yine sıcacık amcığına bir hamlede girmiştim. şap şpaş paşpap p şap diye amcığını sikiyrodum yengemin ve altımda inliyordu yengem. Dudaklarımız kavuşmuş ve kendimizi deliler bu gibi bırakmıştık. Yengemin sıcacık amcığının verdiği haz beni bitirmişti ve çok fazla geç olmadan (yaklaşık 15 dakika ) sonra sıcacık amcığını dölleri ile doldurmuştum ve yengem ohhh ne güzel siktin yengeni aferim diyerek dudaklarımı yine öperek beni sevmişti. O gün birkaç defa daha sağda solda sikerek yengemi iyi benzetmiştim

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Hacı Amcaya Göt Verdim-2

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Hacı Amcaya Göt Verdim-2
…Göğsüne başımı dayamıştım. “Şimdi bu ilk diye erken oldu. Biraz dinleneyim normalde uzun sikerim seni de bağırta bağırta sikecem” dedi…
Biraz dinlendikten sonra Hacı amca bana “hadi geç bakalım yatağa” dedi. İyice azıtmıştım işi. hiç yapmadığım şeyler yapıyordum. Dudaklarımı büzüp “Bononöö önce sen geeç” dedim. Böyle davranmam hoşuna gitmişti. Ayağa kalktım. Kendimi okşamaya ve hafif hafif salınmaya başladım. Dans eder gibi. Siki saniyesinde kazık gibi olmuştu. Tamamen soyununca da aslında bir gorile göt vereceğimi anladım 🙂 göğüs uçlarından hafif hafif emerek başladım bu kez. göbeğine doğru küçük öpüşlerle indim. Kafamı tuttuğu gibi löp diye ağzıma verdi. “Ay bu adam sakso çektirmekten başka birşey bilmiyor galiba” derken “geç yatağa” diye tekrar emretti. Ve ekledi: “Domal.” Bu emirler o kadar çok içimi gıcıklamıştı ki “mmmmm” diyebildim sadece domalırken. Arkada birşeyler yapıyorken içime girecek zannedip elimden gelebilen tek şeyi yaptım: “nolur yavaş gir, yalvarıyorum aşkım..” Dudaklarımı büzmüş, ellerimle yatağın çarşafını kavramıştım ki külotlu çorabımı indiriverdi..Birdenbire o çember sakallı suratını göt deliğime dayadığında zevkin en üst noktasında uçmaya başlamıştım. İştahla, hem de çok büyük bir iştahla deliğimi şapır şupur yalıyor, dilini içeri sokup kıvırıyor ve tabii beni de kıvrandırıyordu…Yaklaşık 5 dakika sadece elledi, yaladı parmakladı ve dilledi. Göt lalem açık olmadığı için korkuyordum ama adam işi biliyordu resmen. Doğrulunca anladım, artık girecekti.. Önce sürtündü. Daha sonra da o kocaman kafayı deliğime dayayıp zorlamaya başladı. İnliyordum. Canım çok yanmıştı. “Dur” diye bağırıyordum. “Ahh çok acıdı dur nolur”.. Sadece kafasını soktuktan sonra geri çıktı. ben tam nefes almaya hazırlanırken deliğime tükürdü ve 20 cm civarındaki o hayvan gibi yarrağını hart diye soktu içime. Gözümde şimşekler çakmıştı. Saniyeye 2 vuruş denk getirerek ve her seferinde köküne kadar girip çıkarak götümü sikmeye başladı.Kuzenimle küçük utangaç bir sikişme haricinde tecrübem yoktu. Doruklardaydım.. Beni sikerken bir yandan “sana hanımım diyeyim mi” “ohh sen benim dostum ol seni hep sikeyim olur mu” diye şeyler söylüyordu… Öyle bir halde ne cevap verilebilirdim ki 🙂 sürekli: “ohh de kocacım, hanımın yap beni sik ahh” gibi şeyler hatırlıyorum.
bir süre doggy siktikten sonra içimden çıkıp beni sırt üstü yatırdı ve misyonere geçtik. Buna da bayılmıştım. Çünkü hem içime girerken resmen bam güm sesler çıkartıyor, hem memelerimi yalıyor, boynumu emiyor ve kulağıma “sen benim hanımım ol” diye inliyordu. “Olurum aşkım, kocacım” diye karşılık verirken; “yalnız ben gıskanırım gısıtlarım yasah da goyarım” dediğinde teklifinin ciddi olduğunu ve şehvetle söylenmediğini anladım. Hem çatır çatır sikiliyo oluşum hem de sersemlemem sebebiyle birşey diyemedim. bunun üzerine hacı amca “ben sana kadınlığını yaşatırım, hediyeni eksik etmem kira da vermezsin evin işlerini yaparsın her gece sikerim paradan yana seni mağdur etmem” diye ara vermeden saydırmaya başladı. Ancak kimse bilmeyecekti. Şartı buydu. Üzerimdeydi, bacaklarımla vücudunu kavrayıp kendime çektim, ellerim sırtındaydı… bastırıyordum. “peki” dedim… “olur..”
Kulak mememe yapışıp emmeye başladı ve hızlandı. artık göt deliğim uyuştuğu için sadece zevk duyuyordum acı değil… Öpüşmeye (pardon bademcik ameliyatına 🙂 ) başladığımız anda içime boşalıverdi. Sadece inleyebiliyordum… Yanıma uzandığında zorlukla ayağa kalkıp titreyen bacaklarıma o gün aldığım bir başka külodu ve daracık ince siyah taytımı giyip koynuna girdim.eli götümdeydi. ” Of ne süper götün var sikmeye doyamam ben bunu” dedi… Uzun uzun konuştuk o gece uyumadan. Artık başka bir hayatım oluyordu. Ben onun memleketinden gelen yeğeni gibi davranacaktım. Herkes bizi böyle bilecekti. Ama yalnız kaldığımızda karı-kocaydık artık. Ev işleri, temizlik, yemek…Kira vermeyecektim. Ayrıca büyük bir alışveriş, iç çamaşırları vs vs. alacaktık. Bir kadın gardrobu düzecektik. Tek bir sorun vardı, okula devam etmeme karşıydı. Bırakmak istemiyordum ama artık vazgeçmek mümkün değildi. Ona ilk yalanımı orada söyledim. gidip 2 yıllığına kayıt dondurdum ve evimin kadını olmak üzere hazırlanmaya başladım… Elbette yaşayacaklarımı tahmin bile edemezdim…
(devamı gelecek)

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

%100 Gerçek Ensest Anilarım Bolum: 26 Ozge Yengem

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

%100 Gerçek Ensest Anilarım Bolum: 26 Ozge Yengem
Yanıma cennet geldi. Özge’ye dönüp baktığımda düşünceli gözlerle beni izliyordu.

Cennet;

– Sorun ne tatlım?
– Bir şey yok canım sıkıldı sadece.
– Dolu dolu bir hafta geçirdik. Neden sıkılıyor canın?
– Özge
– Yine mi yeter artık ama Özge Özge bizde varız burada, kendimi değersiz hissediyorum.

Gülümsedim dudaklarından öptüm. Beline sarıldım. Oda bana sımsıkı sarılarak, şefkatli ses tonuyla;

– Bundan sonra seninim.

Yüzüne bakakalmıştım.

– Bakma öyle ciddiyim, seninim. Artık dul bir genç kadın olduğuma göre, istediğin zaman evime gelip, istersen ömrünün geri kalanını orada geçirebilirsin.
– Teşekkür ederim Cennet. Hayatımda gördüğüm en iyi niyetli orospusun.

Kalçalarını sıktırıp boynunu emerek, dudaklarını öptüm. Gülüyor, kendinden geçiyordu. Özge yanımıza geldi tekrar girdi aramıza. Kolumdan çekti kenarı.

Cennet;

– İyi alıştın ha kara kedi gibi araya girip durmaya.

Özge sert ses tonuyla;

– Kes sesini sen!
– İyi ayol, ne bağırıyorsun.

Aysel’in yanına gidiyordu Cennet, Zeki Aysel yengemin dizine yatmış uyuyor, Aysel yengem yorulmuş, etrafı izliyordu.

Özge;

– Ne demek istedin sen?
– Ne konuda?
– Kuzey çıldırtma beni yurt dışına gitme konusunda.

Kolundan tutup sıktırdım;

– Ya ne yapacaktım? Beni bağlayan bir şey mi kaldı amına koyduğumun yerinde?
– Ama hani sana danışacaktım birisiyle olurken?
– Ya ister danış, ister danışmadan boynuzu tak, ama boynuz takamazsın artık siktiğim sıradan kadınlardan birisin. Canım istedikçe sikeceğim bir kadınsın. İşte sırf bu yüzden gitmek istiyorum buralardan.

Özge’nin gözleri dolmuş ağlamaya başlamıştı. Sandalyeye oturup ağlamaya başladı. Yanına gittim oturdum.

Özge;

– Keşke diyorum, keşke yapmasaydım. O gün aldatmasaydım seni, güvenini, aşkını sarsmasaydım. Seninle evlenip kadının olsaydım.
– Namuslu bir kadın olamazsın sen. İçinde her zaman o istek olacaktı. Rüyanda sayıklıyordun.
– Neyi?
– Mehmet’i neyi olacak. Nereden öğrendiğimi sormadın mı hiç kendine.
– Fırsatım bile olmadı ki Kuzey gerçekten seviyorum seni.
– O yüzden mi memelerini emerken, “Mehmet dur yapma burada olmaz” dedin.

Sandalyeyi tutup fırlattım ayağa kalktım. Özge hıçkırarak ağlıyordu;

– Ömrümün sonuna kadar unutmayacağım bir kazık attın bana, aslında o Mehmet’in siktiği, yaladığı amın yüzüne bakmak bile istemiyorum ama…

Özge ağlayarak;

– Ama?…
– Amına koyayım senin Özge! Senin ben ta amına koyayım!

Masaya tekme atmıştım. Bizimkiler tüm gözleri üstümüze çevirmiş, izliyorlardı. Yanından uzaklaştım uzak bir yere gittim. Sigaramı yaktım içiyordum o ara Esma yanıma geldi;

– Ne o burnundan soluyorsun yine?
– Özgeyle ne konuştunuz?
– Ne zaman?
– İlk gün.
– Hiç canım sakinleşmesi için birkaç şey söyledim.
– Sence Özge söylediklerinde gerçek mi?
– Tatlım ben seninle konuştuğumda sana söylemiştim. Zevklerin sınırı, çizgisi yoktur. Zirvesi vardır. Özge bile bu zirveyi zorda olsa kaldırdı. Bu saatten sonra namuslu bir kadın olmasını beklemen yanlış olur.
– Nasıl yani?
– Şöyle yani, burada yaşadıklarını hiçbir zaman unutamayacak,, belki de buradan bazı kişilerle yine görüşecek. Yani ona olan aşkını kıskançlıkla korumaya çalışma. Bugün senin yarrağını yer, yarın başkasının, ondan sonra ki gün başkasının. Artık Özge’yi durdurmaya çalışma gözü açıldı, bu zevki tattı bir kez. Ayrıca çok bencilsin. Sikmediğin kişi kalmadı, Özge siktirince mi tüm bu sorun?
– Ama o evli genç kızı var, bir gün delikanlı olacak oğlu…
– Tatlım benim üniversite çağında oğlum var, onunla her gün seks yapıyorum biliyorsun.
– Ne yani Özge de sen gibi mi olacak.
– Hayır bilemem tabi kesin konuşmayayım, ama oğlu Berkant gibi olacak.
– Nasıl ya anlamadım?
– Tatlım, o çocuk ergenliğe girdiğinde annesinin hareketlerinin farkına varmayacak mı sanıyorsun? Siki annesi için o kadar çok kalkacak ki.
– Tıpkı benim zamanında ona kalktığı gibi mi?
– Daha kötüsü, sen gece onun koynunda yatma şansı bulamadın, tüm gün yanında olamadığın zamanlarda oldu. Ve şuan Özge dul.
– Anlamıyorum şuan hiçbir şey.
– Bak aşkım sana sadece şunu söylüyorum. Normal insan olmaya çalışma. Kimseden de normallik bekleme. Bu gece güzelce uyu, ve olayları analiz et. Dediğimi anlayacaksın. Fantezi dünyasında yaşıyoruz. Şu doğru bu yanlış diye düşünme. Sana tek diyeceğim budur. Kimsenin hayatına karışıp üzme. Kısaca sik ve geç, arkasını sorgulama. Görüşürüz bebeğim.

Yanaklarımdan öpüp ayrıldı yanımdan. Resmen kadın patroniçe gibiydi. Özge tekrar yanıma geldi. Ağlıyordu. Boynuna sarılıp, dudaklarından ateşli bir şekilde öptüm.

Özge;

– Geldik hadi gidiyoruz.
– Üzülme, sil göz yaşlarını. Gitmiyorum bir yere.
– Nasıl yurt dışı?
– Küçüklüğümden beri hayalini kurduğum o amı bırakıp gidemem. Ama bir şey istiyorum?

Özge’nin gözlerinin içi gülüyor. Neşeli bir şekilde göz yaşlarını silerek konuşuyordu;

– Tabi ne istiyorsun?
– Şu danışma fikrini bana da sor, yiyeceğin yarrağın bir değeri olsun ucuz insanlarla yatma.

Dudaklarımı öpüyor, boynuma sarılıyordu. Belinden sarılıp bizimkilerin yanına gittim. Zeki hala Aysel yengemin dizinde uyuyordu.

Ben;

– Zeki kalk lan geldik.
– Ya dur hacı gülle az daha uyuyim.
– Zeki dayı geldi götümü sik diyor.

Zeki fırlayarak kalktı yattığı yerden. Gözlerini ovuşturdu.

– Ya sikerim dayı sal artık sal bitti parti amına koyduğum. Ya hacı gülle aklımı aldın amına koyayım.
– Hadi lan ağlama kalk gidiyoruz.

Aysel yengemin elinden tutup kaldırdım. Dudaklarını öpüyordum yanımda Özge bize bakıyordu. İkisini de yanıma çektim.

– Bir ara sizle grup yapalım.

Kalçalarını sıktırdım ikisinin de. Cennet içeriden bavulunu sürükleyerek geliyordu.

Aysel;

– Cennette gelsin ama. Çok sevdim kızı, ayrıca özgeden daha güzel am yalıyor.

Özge Aysel’in koluna vuruyordu. Gülerek başımla onayladım. Cennet yanımıza geldi.

– Ben gidiyorum. Söylediğimi unutma kapım her zaman açık.
– Merak etme. Bir tanemsin.

Dudaklarını sıkı sıkı öptüm.

– Tek gitme bırakalım seni.
– 3 tane erkeğim var merak etme.

Ferhat, Mete arkadan bavuluyla geldi.

– Aynen, biz direk cennet’in evine gidiyoruz. Partiye biraz da orada devam edecez.

Zeki;

– Bensiz parti olmaz hacı gülle.

Ben;

– Tamam beyler görüşürüz. Bizde bir taksi çağırıp gideriz eve.

Arkadaşlarımla ve Cennetle vedalaşıp gemiden indirdim. Yanımızdan Mehmet geçiyordu. Adamın yürümeye hali kalmamış, perişan haldeydi. Yüzümüze bile bakmadan, arkasını bile dönmeden gemiden inip gitti Mehmet. Arkasından intikam dolu gözlerle bakıyor, o adamı gördükçe kan tepeme sıçrıyordu. İki yengemin de beline sarıldım ileride ki durağa kadar yürüdük. Bir taksiye binip Özge ile olduğumuz eve geçtik. Kapıyı Gülizar açmıştı. İzmir’in havasını bilen bilir. Nemi çok, boğuk, daraltıcı bir sıcakları vardır. Gülizar bundan etkilenmiş olmalı. Daracık giyinmiş, yaşına göre büyük göğüsleri meydanda uçları resmen gözümün içine bakıyordu. Annesinden almış memelerini belliydi. Ama dedim ya Gülizar’a asla o gözle bakmıyordum. Çok güzel bir kızdı. Aklımdan herhangi bir şey geçmiyor, haliyle gözüme o seksiliği, çıtırlığı çarpıyordu sadece. Eve girdik. Bavulları kenarı bıraktım. Aysel yengem duş alıp hemen uyuyacağını söyledi. Bende üst kata çıktım duş alacaktım. Özge Baran’a bakmak için Gülizar ile odaya girdi. Duşa girdim, hızlı bir şekilde yıkanıp çıktım ama havlu yoktu odamda. Kapının önünden kafamı uzatıp bağırdım

– Özge havlu verir misin ıslak kaldım?
– Aferin kuzey ya Baran’ı uyandırdın!

Ben nasılsa Özge getirecek diye kapının arkasından çekildim, üstümde hiçbir şey olmadan boy aynasından sakalıma bakıyordum. Kapı açılınca, kapıya doğru gittim;

– Kızım nerde kaldın ıslattım her yeri ya!

Kafamı kaldırdığımda karşımda Gülizar vardı. Çırılçıplak kızın karşısındaydım. Açıkçası, o duşta Özge’ye bir posta kayarım diye sikimi sıvazlayıp sertleştirmiştim de. Ama gülizar’ın geleceğini nerden bilebilirdim ki. Panik olmuş, donup kalmıştım.

– Kızım ver şu havluyu Özge niye getirmedi?

Gülizar kafasını yan tarafa çevirdi, bir eliyle gözünü kapatıp havluyu bana uzattı;

– Abi pardon birden girmemem lazımdı.
– Yok sorun değil çık hadi.
– Tamam abi.

Eliyle yüzü kapalı kapıyı arıyordu. Havluyu belime sardım;

– Aç gözünü aç sardım havluyu.

Yüzüme bakıp güldü çıktı odadan. Ellerimle saçlarımı topladım. Ulan kız her şeyimi gördü, hay amına koyayım diyordum. Bir taraftan da hoşuma gitmişti açıkçası, onun bu gülümsemesi, utanması. Ulan ne yapıyorsun kuzey kendine gel dedim kendime. Aşık olduğun kadının kızı o, hadi her şeyi siktir et, elinde büyüdü o çocuk, ne düşünüyorum ben amına koyayım!. Sırt üstü yatağa zıplayarak uzandım. Gözlerimi kapattığım gibi uyumuştum. Rüyamda Gülizar’ı görüyordum. Rüyam şöyle geçiyordu.

“Gülizar okuldan gelmiş, altında kısa eteği, üzerinde memelerini gösterecek kadar açık bir gömleği ile eve girmiş, ben duştayken beni izliyordu. Göz göze geldik. Konuşmuyorduk. Ben yıkanmaya devam ediyordum. Gülizar o ince bacaklarıyla kırıtarak yanıma geldi, duşun altına o şekilde girdi. Üzeri ıslandıkça beyaz gömleğinden yeni olgunlaşmaya başlamış, ama annesi gibi olgun, kocaman greyfurt büyüklüğünde memeleri belli oluyordu. Pespembe meme uçları sertleşmiş, gömleği zorluyordu. Eline sikimi almış sıvazlıyor, çömelmiş, suyun altında sikimi lolipop yalar gibi yalıyordu. Taşşaklarımı emiyor, kasıklarımı yalıyordu. Ayağa kaldırdım. Taş gibi sert memelerinin hepsini ağzıma alıp emiyordum. Eteğini sıyırdı attı kenarı, içinde külot yoktu, tap taze, kılsız, bembeyaz bir amı vardı. Burnumu içine sokup kokluyordum. Daha am deliği olgunlaşmamış bile, sidik deliği belirgin olan bir amı vardı, zayıf olmasına rağmen kabarık, etli amcığı vardı. Pembe dudaklara sahip, döllenmiş gibi sulanıyordu o taze amı. Dilimle o sularını yalıyor, tazecik am kokusu eşliğinde amını yalıyordum. Yüzünü bana döndü ve tekrar yalamaya başladı. Çok iştahlı yalıyor, ağzının içine sikimin kafasından başka bir şey sokamıyordu. Hayatımda hiç boşalmadığım kadar boşalmaya, böğürerek inlemeye başladım.”

Gözlerimi açtım. Sikimi hala birisi yalıyordu. Yoksa? Gülizar? Pikeyi kaldırdım Özge sikimi emiyordu. Ağzında döllerim vardı. Yan taraftan bir peçete alıp döllerimi ona tükürdü, dudaklarının kıyısından döllerim akarak konuşuyordu;

– Of kuzey seni görende yıllardır boşalmadı sanar. Doldurdun ağzımın içini.

Sitemkar tavırlar söylüyor ama hoşuna gittiği yüzünden belli oluyordu. Saçlarından tutup üstüme çektim. O memelerini ağzıma alıp emmeye başladım;

– Rüyamda da seni sikiyordum o yüzden boşaldım bu kadar.
– Nasıl sikiyordun?
– İşte böyle…

Memelerini emiyor, kalçalarından tutup suratıma oturtuyor, amını yalıyordum. Elini arkaya atmış, oluk oluk boşaldığım halde inmemiş sikimi sıvazlıyordu. Nasıl insin rüyamda Gülizar’ı sikiyordum. Özgenin kalçalarından tutup kaldırdım. Yatağa domalttım. Amına sokup çıkarttıkça sanki altımdaki Gülizar gibi hayal ediyor, rüyamı gözümde canlandırıyordum. Tüm bunları yaparken daha çok azıyor, Özge’yi her zamankinden daha güzel sikiyordum. Çok geçmeden tüm döllerimi amına akıtmıştım. Özge’nin bacakları titriyor, öküz gibi böğürüyordu. Yanına yığıldım. Dudaklarımı emiyordu;

– Dün gece ne yedin içtin aşkım sen? Uzun zamandır böyle sikmemiştin, parti hariç.
– Özledim demek ki yatağımız da seni sikmeyi. Aysel nerede Gülizar gitti mi okula?
– Aysel erkenden gitti. Abim geldi aldı. Cevat hastalanmış doktora gittiler.
– Hadi ya neyi varmış ki?
– Ateşlenmiş aşkım.
– Hmm Gülizar?
– Hazırlanıyordu kahvaltı edelim hadi kalk.
– Tamam.

Dudaklarımdan öptü ve üstünü giyinip aşağıya indi. Bende üzerimi giyinip arkasından gidiyordum. Gözüm Gülizar’ın kapısına takıldı. Özge mutfakta bir şeyler hazırlıyor, beni görmüyordu. İçim içimi kemiriyordu aralık kapıdan bakmak için. Tam kapıya yanaştım, Gülizar çıktı birden karşıma.

– Abim baran uyuyor mu?
– Uyuyor.
– Dur bir bakayım özledim keratayı.

Gülizar kahvaltı masasına gidip oturdu. Odasına girmiştim. Asıl amacım tabii ki de baranı sevmek değildi. Rüyanın etkisinden çıkamamıştım. Etrafta kirli çamaşırını arıyordum. Gülizar dağınık bir kız olduğu için bulmam zor olmadı. Yatağının üzerinde sutyeni, külotu vardı. Beyaz önü dantelli sutyen giyiyordu çıtırım. Elime alıp kokladım. Mis gibi kokuyordu. Bu koku hiçbir kadında yoktu. İlayda’da bile yoktu. Külotunu elime aldım Özge içeriden bağırdı;

– Kuzey hadi kahvaltı hazır çayın soğuyor gel!

Baran uyuduğu için karşılık veremedim. Külotunu cebime sokup çıktım odadan.

– Günaydın dünya güzelleri…

Diyerek önce Özge’nin yanaklarından, daha sonra Gülizar’ın yanaklarından öpmüştüm. Gülizar yanaklarını bana doğru getirmişti rahat öpmem için. Aynı zamanda kahvaltısını yapıyordu. Çok tatlı görünüyordu. Kucaklayıp yatırmak istiyordum masaya. Ama yapamazdım. Bunları düşündükçe içime pişmanlık düşüyordu. Özge yengeme hiç hissetmediğim Aysel yengem de hiç hissetmediğim müthiş bir pişmanlık. Gülizar’ın yanaklarını öperken gözlerimle askılının arasından memelerini süzüyordum. Pişman olup geri çekiyordum gözlerimi. Kahvaltımı yapıp babamlara gittim. Yolda sürekli içimde müthiş bir pişmanlık ve aynı zamanda tarif edilemez bir zevk vardı. Ben ne yapıyordum? Sırf sikini Mehmet gösterdi kıza diye, Mehmet’i onca erkeğe siktirmiştim. Kendime ne yapacaktım? Ya Özge duysa? Mehmet’e o kadar sert ceza vermedi aslında, ama benden imkansızdı böyle bir şey beklemesi. Her ne kadar psikopat gibi kadını grup seksin içine atsamda, yine de yanında ben vardım. Gülizar’a bu gözle bakacağımı asla düşünmezdi. Aklımı kemiriyordu bu düşünce. Babamların evine geldiğimde merdivende annemle bir adam oynaşıyordu. Kim ulan bu adam diye bakıyordum. Merdivenin altından yukarı kafamı kaldırdığımda bir adam kapının önünde annemin götünü okşuyor, annem ayakkabısını giyerken domalıyor adam anneme dayıyordu. Annem güzel bir kadın değildir bu yüzdendir hiçbir zaman ona karşı ilgim olmadı. Övünmek için yada başka bir şey için söylemiyorum ama Özge yengem, Aysel yengem gibi özellikle tazecik İlayda, ve Cennet hoca o partilerde ki annem yaşında ama anneme bin basan güzel kadınlarla olduğum için belk**e, ergenliğimde de Özge yengemle olduğum için asla bu gözle bakmadım. Bu manzara karşısında da asla o gözle bakmadım. Sadece şok oldum. Annemden bunu asla beklemezdim.

Merdivenlerden iniyorlardı. Merdivenin altına girip saklandım. Adam annemin götüne elini atmış mıncıklayarak çıktılar. Bir dobloya binip uzaklaştılar. Eve gittim kapıyı çaldığımda babam açtı kapıyı;

– Hoş geldin oğlum.
– Hoş bulduk baba kapıdan çıkan kimdi annemin yanında ki adam?
– Medikalde bir iş buldu annen sıkılmış evde, patronuydu oda. Onunla gezip ürün satıyorlar.
– Ne zaman buldu bu işi?
– Sen partiye gittikten sonra.
– İyi de çalışmasına gerek var mıydı?
– Geç paşam geç. Bundan sonra çalışması daha iyi.
– Hayırdır baba ne oldu?

Babam sırtımı sıvazladı. Balkona geçip oturduk;

– Baba sıkıntılı bir durum mu var?
– Var paşam. Kum gemisine ortak olmuştum ya
– Evet baba?
– Oradan çok güzel paralar kazandık başta o yüzden çiftliğe, Özge ile senin eve alacak para kazandım.
– Eee?
– Eee’si bir ihale vardı, bu ihayeleyi kazanmak içinde 2 milyon tl gibi bir fiyat gerekliydi. Bende borç harç buldum bir yerlerden. Borç aldığım kişi karşı ihalenin sahibinin tanıdığıymış, işin içine girdi. Ev araba herşey gitti elimizden, kaybettik ihaleyi. Elimde 2 milyon para kaldı onu geri verdim faizine ancak tüm evleri, arabaları satmam gerekti.
– Baba? Sen? Bir dakika ya şaka de ne olur. Baba yapma bak üniversitem var daha.
– Oğlum biliyorum ama elimizde hiç para kalmadı.
– Nasıl kalmadı ya? Ne zaman satılıyor evler?
– Satıldı zaten boşaltmamız için 2 haftamız var.
– 2 hafta mı? Baba sen ne diyorsun ya?
– Maalesef.
– E çiftlik?
– O elimizde ama onunda geliri çok iyi değil. Yani yaşantımız bu kadar güzel olamayacak. Üniversiteye gene gidersin paşam hallederiz sıkıntı etme sen. Sadece sizin düğün işi uzayacak. Şuan yapamayacağız.
– Tamam baba arabam da gitti mi?
– Yok onu satmadım garajda.
– Vay be elimizde kala kala benim kara mamba mı kaldı?

Babam gülüyordu.

– Aynen bir tek kara mamban kaldı benzin alacak para olmayınca su katarız artık.

Kahkaha atarak ayrıldım yanından. İçeride mektup gibi bir zarf vardı. Elime aldım inceledim askerlik belgesiydi bu.

Askere cagiriyorlardi. Celp belgesiydi bu. Peki ya universite? O ne olacaktı? Sikerim anasını avradini herşeyin dedim. İlk önce arabami satmam gerekiyordu. Babamin calisma odasina gidip arabamin ilanlarina baktim. Yaklasik 3 5 aşağıya ilana koydum. Arabami satip askerliğime gidecek. Universitemi askere gideceğimi bildirip donduracaktim. Ilani verir vermez disariya kostum. Arabama son kez binip askerlik subesine gittim. Gerekli evraklari, tüm bilgileri almistim. Artik gerekli olan tek sey şu evraklari aile hekiminde muayene olup imzalatmakti. Onlari da hallettigimde akşam olmustu. Cok yorulmustum. Telefonuma bakmamistim bile. Herkes aramıştı beni. Ani karar verdim. Pisman miydim? Hayir amina koyayim neden pisman olayim. En azindan 1 sene boyunca kafam dinc olacakti. Kendi evime gittim kapiyi caldim. Ozge yemeği hazırlamış beni bekliyormuş

– Kuzey neredeydin? Arıyorum acmiyorsun telefonlarimi?
– Kusura bakma askerlik isini halletmem gerekiyordu.
– Ne askerliği?

Iceriye gecip oturdum. Özge telaşla yanima geldi.

– Bildigin askerlik. Celp belgesi gelmiş askere çağırıyorlar. Al bak.

Evraklari ona uzattim. Inceliyordu.

– Ya sen ciddisin. Peki ya okulun, eğitimin ne olacak?
– Askerden gelince devam edeceğim. Babam battı gibi birsey. Bu ev, araba hep satildi. Elimizde sadece çiftlik kaldı. Artik tek gelirimiz orası. Onu da babam satmak istemiyor. Senin ailen de oradan geçim sağlıyor çünkü.
– Sen de çareyi kaçmakta mi buldun? Peki ben ne olacağım?
– Sana birşey olmaz.

Kulağına egilip fisildadim.

– Yiyecek yarrak bulursun nede olsa.
– Kuzey mesele o değil. Ben sensiz ne yapacağım diyorum sana?

Kolumu omzuna atip cektim kendime. Sariliyordum, Ozge ağlıyordu. Herkes icin en iyisi bu hem askerligim aradan ciksin istiyorum onumde durmasinm diyerek teselli ediyordum onu. Gülizar kapiyi anahtariyla acip girdi içeriye. Özge omzumda agliyor gördü.

– Anne iyi misin? Neden ağlıyorsun? Abi?

Özge:

– Abin askere gidiyormuş.

Gülizar ile göz göze gelmiştik. Gözleri dolmuştu resmen. Kosarak bana sarıldı.

– Abi okulun yok mu neden gidiyorsun?
– Herkes için en iyi durum bu canım.

Özge’nin elini tutuyordum bir taraftan. Yemek masasina geçtik. Kimse bir lokma yemedi.

Özge:

– Sizinkilere söyledin mi peki?
– Sonra söylerim.

Gülizar:

– Şey ben simay ablamla konusurken söyledim bilmiyorlarmis bize geliyorlar şimdi.

Gülizar telefonda kardesimle mesajlasirken söylemiş. Bizimkiler eve geliyordu konuşmak için. Kisa zaman geçti kapı çalmıştı. Gülizar koşup kapiyi acti. Annem aglayarak ustume kosuyordu. O gordugum manzaradan sonra sarilmak bile istemiyordum anneme. Boynuma sarilip ağlıyordu. Babam ayakkabilarini cikartti koydu kenariya. Simay yanima oturdu.

Annem:

– Kuzum nereden çıktı bu şimdi?
– Anne nasil olsa gidecegim. Ha bugün ha sonra ne fark eder.
– Kuzum oyle de acelesi mi vardı.

Anne bile demek gelmiyor soğuk davraniyordum. Babam arkama gecip ellerini omzuma atti.

– Ne de olsa Vatan borcu. Elbet ödenecek. Oğlan haklı hanım. Gitsin gelsin yasi geçmeden. Okulu ne yaptin paşam?
– Kazandığım universiteye gidip askere gitmek istedigimi soyleyip, şu belgeleri vereceğim. Bir yıl boyunca sure taniyacaklar. Sadece o yilin kayit ucretini odeyecegim onlara.
– Parayı nasil bulacaksin paşam hic yok bende.
– Kara mambayi sattim baba. Ilana koydum alirlar elbet.

Babam daha çok üzülmüştü. Arkasini dönüp mutfaktan balkona çıktı. Özge ile annem sanki evden cenaze çıkmış gibi ağlıyordu. Telefonum çaliyor. Mete arıyordu.

– Alo kanka neredesin?
– Evdeyim moruk.
– Cenneti aldik bara geçeceğiz. Gelmek ister misin?
– Valla cok iyi olur hem konusacaklarim var sizle.
– Hayirdir ne konuscaz?
– Gelince konuşuruz.
– Tamam 15 dakikaya sizin evdeyiz.

Evdekilere cikacagimi söyledim. Yukarıya çıkıp giyindim. Dis kapiya çıkıp sigarami yaktigimda cocuklar gelmişti. Arabanin camindan Zeki kafayi çıkarttı.

– Hist haci gülle. Bak kim var burada.
– Kim var Zeki?
– Sarışın bil bakalim kim?
– Merve mi?
– Oğlum o kızıl yapti saclarini o değil.

Gülerek arabaya yaklastim. Kapiyi zeki açtı. İçeriye girdigimde sarisin olan Ilayda idi. Gorunce şaşırmıştım.

Ilayda:

– Selam kuzey.

Şaşkın surat ifadesiyle.

– Selam İlayda? Sen yurt dışında değil miydin?
– Evet, dün döndüm. Sınav sonuçlarımız açıklanmış baktın mı?
– Hayır ne zaman açıklandı?
– Dün. Öğrenci numaranı ver bakalım hemen.
– Tabi bakalım.

Çok heyecanlanmıştım.

Ferhat;

– Kanka biz zeki ile mezuna kaldık. Seneye bir daha deneyeceğiz.

Zeki arkasına yaslanıp İlayda’nın omuzlarına attı kolunu;

– Baba taşşaklı, babanın taşşaklara el arabası lazım. Hişt kuzeyin oğlu git şurdan el arabası kap gel taşşaklarımı taşıyıver be hadi hacı gülle.
– Taşşağını siktirtme Zeki. Ne oldu amına koyayım? Nereyi kazandın?

Zeki elinde ki kağıdı gösterdi. Gözlerim yuvalarından çıktı resmen;

– Ananın amına koyayım bu ne lan? Ne yaptın piç bu sıralama ne?

Zeki ilk 2500 kişinin arasındaydı sıralaması. Puanını okuyamadım bile. Sayısalda full çekmişti.

Zeki;

– Söylüyorum oğlum size. Babanın taşşaklara beton döksen yetmez. Hey yavrum hey.
– Vay amına koyayım be!

İladya;

– Kuzey!
– Kızım ne bağırıyorsun korktum ne oldu?
– Kuzey! İnanamıyorum! Harikasın tebrik ederim!

Kucağında ki laptopu kenarı fırlattı. Kucağıma oturup boynuma sımsıkı sarılıyordu.

– Kızım ne bu sevinç nereyi kazandım? Sıralamam kaç?

Kucağımdan indi. Laptopu eline alıp ekranı gözüme sokuyordu. Çok şaşırmıştım ellerimle ağzımı kapatıp;

– Vay ananı avradını sikeyim bu ne lan! Şaka mı abi bu oha lan!

Zeki;

– Ne oldu ki? Ver bakayım? Ooofofff ananı sikeyim ananı bu ne! Hişt hacı gülle hadi iyisin iyi, benim taşşaklar ezildi bak şimdi. Seninkilere el arabası da yetmez ama olsun.

İlk 1000 kişi arasına girmiştim sıralamada. Kendime hayret ediyordum. Ama sevincim fazla uzun sürmedi.

– Ferhat kanka sağa çeksene.
– Ne oldu kanka
– Çek kanka sen bir yere toslamanı istemiyorum yine.
– Tamam kanka çektim.

Ferhat arabayı kenarı çekti. Konuşmaya başladım;

– Ben bu sene gitmeyeceğim üniversiteye. Askerlik belgem gelmiş. Şubeye gidip konuştum. Okulu seçince orayla da konuşacağım. Askere gidiyorum bu yıl.

Herkes şok olmuş, dut yemiş bülbüle dönmüşleri. Aval, aval yüzüme bakıyorlardı.

Zeki;

– Mete Kuzeyin oğlunun kafasına bakıver yarıldı mı? Ne diyon hacı gülle sen?

Mete;

– Yok kanka kafası temiz, klorak mı içtin oğlum?

Ferhat;

– Rahat mı battı bilader?
– He amına koyayım rahat battı. Sorma o kadar rahatım ki. Götümden girdi ağzımdan çıktı.
– Dur kanka sinirlenme hemen. Gidince konuşuruz.

İlayda siğim, siğim ağlıyor. Konuşmuyordu. Bara gidene kadar konuşmadı hiç kimse. İlayda pencereden kafasını uzatmış, sessiz, sessiz ağlıyordu. İlayda’nın yanına gidip oturdum. Yol boyunca saçlarını okşuyordum. Bara gelmiştik. Arabadan indik, içeride ki atmosfer harikaydı. Kafayı dağıtmaya çok ihtiyacım vardı. Bir köşeye geçip oturduk, içkilerimizi söyledik. Babamın iş durumundan bahsettim arkadaşlarıma. Hepsi de çok üzülmüştü. Baya bir süre konuştuk, içkilerimizi içtik. İlayda’ya sürekli sarılıyor, öpüyordum. Ayrılmıştık sevgilim değildi ama tadı damağımda kalmıştı açıkçası. Elinden tutup piste kaldırdım. Doyasıya kadar pistte öpüşüyorduk. Artık hızımızı alamadık. Barın tuvaletine soktum İlayda’yı. Kucağıma alıp duvara yasladım. Deliler gibi öpüşüyorduk.

Üzerinde ki ince askılı bluzdan memelerini çıkarttım onları emiyordum. Çok özlemiştim bu memelerin tadını. Altındaki eteği sıyırıp yukarı çekti. Külotunu yarı yere kadar sıyırdı. Pantolonumun kemerini çözüp aşağıya sıyırdım. İlayda eğildi. Boxerın kıyısından sikimi çıkartıp yalamaya başladı. Artık ısırmıyor hatta mükemmel yalıyordu. O acemiliği atmıştı üzerinden. İlayda sikimi yalarken, saçlarını okşuyor, sikimi boğazına kadar bastırıyordum. Saçlarından tutup kaldırdım, domalttım İlayda’yı . kalçalarını ayırıp o mis gibi kokan, ıslanmış amını yalamaya başladım. Sarı sarı tüyleri vardı amında. Ben yaladıkça dudaklarımı gıdıklıyordu. Daha fazla dayanamadım çok tatlı bir amı vardı. Sikimi amına bastırdığımda ilk günkü gibi dardı amı. İnlememek için koluyla ağzını kapatıyordu. Sikimi iyice soktum o dar amına. Git gel yapmaya başladım. Baya bir süre git gel yaptıktan sonra sikimi içinden çıkardım. Amının dudaklarına volkan gibi patlamıştım. Tüm döllerim amından yere damlıyor, süzülüyordu. Eline peçete alıp amını temizledi. Pantolonumu giydim. Oda külotunu yukarı çekti ve eteğini indirdi. Memelerini tekrar içine sokup üzerini düzeltti. Dudaklarımdan öpüp, elimden tuttu. Tuvaletten çıkmıştık bizimkilerin yanına gittik hafif çakır keyif olmuşlar. Zeki barda bir kadın bulmuş onunla dans ediyordu.

Zeki;

– Hacı gülle, siktir et askerliği bak ortam şahane orda göt mü sikecen napacan amk?

Yerime geçip oturdum. İlayda kucağıma oturuyordu. Sırtını, bacaklarını okşuyor. Kollarını öpüyordum. Sabaha kadar bu şekilde eğlendik. İçmeyi bıraktık bir zaman sonra bir kafeye gidip türk kahvelerimizi, sodalarımızı içtik. Yemek yedik. Gün ağarmış sabah olmuştu resmen. Biz de ayılmış kendimizdeydik ama çok yorgunduk. Arkadaşlarıma kendim gideceğimi söyledim. Onları uğurladım ve telefonumu çıkartıp Aysel yengemi aradım.

– Alo yenge uyandın mı?
– Çoktan kahvaltı yapıyorum ne oldu kuzum?
– Müsaitsen yanına geleceğim hasret giderelim biraz.
– Ihm bir dakika. Kuzum sofradayız. Müsait değilim aslında.
– Daha iyi ya. Heyecan olur biraz.
– Deli çocuk iyi gel madem.
– Gelme desen gelmeyeceğim sanki…
– Gelirsin sen. Hadi kahvaltıya dönüyorum
– Afiyet olsun yengelerin en ateşlisi

Yengem gülerek telefonu kapattı. Bir taksi buldum ve köye doğru gitmeye başladım. Biraz uyumuştum takside. Taksicinin sesiyle uyandım;

– Kardeş köye geldik nereye bırakayım.
– Şu soldan gir tekin çiftliği var orada inecem
– Tamam.

Gözlerimi ovuşturdum. Taksicinin parasını verip indim taksiden. Çiftliğe girdim. Evin kapısını çalıyordum açan yoktu. Aysel yengemi aradım telefonla;

– Yenge neredesiniz?
– Kuzum ahırdayım. Abinler bahçede.

Telefonu kapattım önce bahçeye uğrayıp selam verdim herkes bahçeye bir şeyler ekiyor, güllü nenem tavukları güdüyordu. Hayvanlara bakacam diyerek ayrıldım yanlarından. Aysel yengen de orada dedi güllü nenem tamam hem onu görürüm dedim ahıra gidiyordum.

Ahırın kapısını açtım içeriye girdim. Aysel yengem saman balyaları ile uğraşıyor, altında incecik şalvarı kalçaları bir oyana, bir buyana sallanıyordu. Eğilip kalktıkça göt ayrımı belli oluyordu şalvar üzerinde. Arkasına gidip sikimi götüne yasladım. İrkilmişti;

– Ayy! Kuzey senmiydin korkuttun.
– Başka birini mi bekliyordun?

Elimle götünü okşuyor, beline sarılıp sikimi iyice bastırıyordum.

– Yok bu kadar sert bir sik yok bizim ailede. Dur kuzey giren oluverir.
– Bir şey olmaz gel bakayım şöyle köşeye özledim kız o ateşli amını.
Yengemi belinden tutup samanların arkasına çektim içeriye birden giren olursa toparlanacak zamanımız olurdu en azından. Gözüm dönmüştü zaten. Bağrı açık, götü meydanda, altında şalvar, kafasında yazma. Böyle daha seksi görünüyordu ateşli yengem.

Altındaki şalvarı sıyırmaya çalışıyordum. Dur yapma gelen olur diyerek izin vermiyordu. Yazmasıyla birlikte saçlarını tutup domalttım önüme. Altında ki şalvarı külotuyla birlikte dizlerine kadar sıyırdım. Burnumu amına dayadım. Aç kurt gibi götünü, amını yalıyordum. İş yapmaktan terlemiş, yapış yapış olmuştu apış araları. Ben yaladıkça saman balyalarını sıkıyor, dur yapma diyordu ama nafile. Köpek gibi yalıyordum o terli amını. Kıllanmıştı iyice amı, kesmemiş. Ağzıma kılları gelip duruyordu, kötü kokmuyor, aksine kıllı olduğu için daha çok terlemiş, tüm sularını yalayarak emiyordum amının dudaklarını, yalıyordum kasıklarını. Kalkan sikimi çıkarttım ve birden kökledim amına. “ahh dur yavaş” diye inledi. Hızlı hızlı sokup çıkartıyordum amına. Amı çok ıslanmış, terle karışık ahırda, “şap şap” kasıklarına vurma seslerim duyuluyordu. “yavaş gelen olacak off içimi oydun” diyordu. Ama dinlemiyor, o böyle dedikçe daha sert sikiyordum. Bir süre bu şekilde siktikten sonra belinden tutup çektim önüme çömelttim. Ağzına sikimi verip yalatmaya başladım. İştahlı bir şekilde yalayarak boşaltıyordu beni. Kafasını çekmek istedi ama izin vermedim. Kafasından tutup bastırıyor, tüm döllerimi ağzına akıtıyordum. Ağzına iyice boşaldıktan sonra kafasını bıraktım. Bacaklarıma vuruyordu. Ağzında ki dölleri kenarıya tükürdü. Başında ki yazmayı çıkarttı, ağzını sildi. Gözlerimin içine bakıyordu;

– Ne hayvansın kuzum sen ya
– Özledim diyorum değil mi?

Kapı açılmıştı. Apar topar sikimi içime soktum. Balyayı taşımaya çalışıyor gibi yaptım. O ara Aysel yenge şalvarını üzerine geçirip yazmayı donunun içine soktu. Balyayı sırtlandım.

– Yenge nereye koyayım bunu
– Köşeye koy kuzum.

İçeriye güllü nenem gelmişti;

– Hay maşallah kuzeyime bak. Yavaş annem incitme belini. Aysel kızım hadi çay koy da içelim. Baban çay istiyor.
– Tamam anne.
– Yenge dur bende geleyim Cevatı seveyim biraz.
– Git kuzum git, çaydanlığı getirirsin yengene.

Güllü nenem hayvanların yanına geçti. Aysel yengemle yan yana yürüyerek eve gidiyorduk. Bahçeye baktığımda hala bahçeyi belliyorlardı.

Cevat dede;

– Paşam bir şişe buz kap gel sana zahmet dolaptan.
– Tamam dede.

Aysel yengemin bacaklarını elliyordum yürürken. “yapma öküz” diye fısıldıyordu. “doymadım bir posta daha atayım mı” diye sorduğumda yüzü gülüyordu. Telefonum çalıyor Özge yengem arıyordu;

– Tatlım neredesin?
– Çiftlikte.
– Orada ne yapıyorsun?
– Sıkıldım dolaşmaya geldim.
– Öğlen oldu gelmedin merak ettim.
– Aramayı unutmuşum sarjım yoktu.
– Tamam tatlım sorun değil, Aysel yanında mı?
– Evet.
– Verir misin.
– Tabii

Aysel yengeme uzattım telefonu. Bir şeyler konuşuyorlardı. Aysel yengem yavaş yavaş geliyordu. Cevat dede su istediği için koşarak eve gittim dolaptan suyu kaptım. Bir an önce suyu verip eve tekrar dönüp Aysel yengemi sikmeyi istiyordum tekrar. Suyu alıp çıktım evden bahçeye koşuyordum. Aysel yengem hala telefonda konuşuyordu. Suyu verdiğimde geri döndüm. Aysel yenge bahçede değildi. Eve gittim, mutfağa girmiş, çay suyu koyuyordu tüpe. Arkasına geçip beline sarıldım.

– Kuzey dur bak valla gören olacak korkuyorum.
– Herkes çalışıyor sen gibi yarrak mı yiyor? Kim görecek.

Tekrar altından şalvarı sıyırdım. Arada bir pencereye kafasını uzatıp gelen giden varmı diye göz ucuyla bakıyordu. Kucakladım masaya oturttum Aysel yengemi. Bacaklarını araladım amını yalıyordum.

– Şu kılların bile tahrik ediyor beni.
– Gidemedim özgelere, Gülizar alıyordu kılları.
– Gülizar mı temizliyo senin amını?
– Evet ben alamıyom ağda ile.
– Off ağda mı yapıyorsun birde kaymak gibi oluyor mu?
– Hemde nasıl bal dök yala.
– Bala gerek mi var, bak yaladıkça bal damlıyor amından.
– Salak.

Diyerek kafama vurdu. Arada kafasını geriye atıp pencereden bakıyordu. Ben de o ara sikimi tekrar çıkardım bacaklarını belime doladım ve amına pompalamaya başladım. İnlememek için kendini zor tutuyor, sürekli pencereden dışarıyı gözetliyordu. Üstünde ki tişörtü sıyırdım. Memelerini ısırıyor emiyordum. Yengem kısık sesle “ahh offf” diyor, pencereye bakmayı ihmal etmiyordu. İyice hızlandım memelerini emerek amına pompalıyor, yengem zevkten kafamı bastırıyor, memelerini ağzıma sokuyordu.

Bu şekilde çay suyu kaynayıp taşana kadar siktim amından. Sikim patlayacaktı artık, Aysel yengem orgazm oluyor, kafasını geriye atıp kısık sesle böğürüyordu “ohh off bittim” ben hızlı hızlı amını sikmeye devam ediyordum.

Mutfağın kapısı birden açılmıştı. O anki korkuyu hiçbir şeye değişemem. Sikim amının içinde kalmış, Aysel yengem kafamı bastırıyor, kapıya bakıyor, memelerinden ağzımı çıkartıp kafamı kapıya uzattım. Yengem masasın üstünde bacaklarını belime dolamış, sikim amında, memeleri dışarıda, birine yakalanmıştık, kapıda şuanlık sadece gölge gözüküyor, bizi izliyordu…

26. BÖLÜM SONU

DEVAM EDECEK…

LÜTFEN DEĞERLİ YORUMLARINIZI ESİRMEYİNİZ!…

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

KAYIT-I Sinem-3:

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

KAYIT-I Sinem-3:

I’i buradan: http://xhamster.com/user/GloriousXXX/posts/423615.html
II’yi de buradan: http://xhamster.com/user/GloriousXXX/posts/424357.html

okuyabilirsiniz ama okumanız şart da değil 🙂 herkes öncesine link veriyor diye şeyettim..

“çok kötüsün” demişti ya hani.. İyi çocuktum aslında… o da biliyordu zaten…

Hayatımın yazını yaşıyordum, aletim elimin şeklini unutmuştu artık (yalan, günlük mast’a devam, kolay mı o yaşın libidosunu doyurmak).. Ama Allahı var her gün ya gündüz ya gece, bazen ikisi birden birlikteydik.. Sadece benim için de değil tabi bu olanlar.. Sinem hiç bilmediği sularda yüzüyordu, benim ona olduğumdan fazla o da bana açtı.. Bir gün evdeyken, aşkım sende porno film var mı?” diye sordu.. Ağzına aldığında doğru yapıp yapmadığını kontrol etmek istiyormuş.. “Yok bebeğim, olsa da zaten yazlıkta video yok, kışlıkta hepsi” dedim.. Aslında evde porno da vardı, eski tip sadece player’ı olan video oynatma cihazı da.. Sanırım komplex yaptım, porno endüstrisinin özenle seçilmiş big-dick’lerini görüp sonra bana dönüp “bunlar aletse seninki ne?” veya tam tersi “sendeki yorrack’sa bunlar ne?” tarzı bir tribe girer mi diye.. gençlik işte…

Temmuz ayı bu şekilde bitti.. Ağustos başında bir gün Sinem bana; dersane kaydı için şehre gideceğini, sınıf tespiti için deneme sınavı da olacağını, eğer istersem o günü birlikte geçirebileceğimizi söyledi.. Havalara uçtum… Zira bir sürü şey yaşadık ama benim annemler bizim siteyi, onun anneleri onların siteyi terk etmediği için hiç ev muhabbeti yaşayamamıştık daha… Anneler olmasa komşular vs.. sıkıntıydı yani hep… hayalimi süslüyordu uzun zamandır bembeyaz çarşaflar, loş oda ışığı, çırılçıplak Sinem, ben de tabi…

Ertesi gün sabahın sikinde babam yola çıkar çıkmaz anneme dağ-tepe gezme planımız olduğu yalanını sallayıp normal kıyafetlerle çıktım hemen evden… minibüsle bunların sitenin önüne gittim, sahil yolunda Sinemlerin evin terasını gören bir banka oturdum.. 2-3 dk sonra balkona çıktı beni gördü, eliyle işaret edip bir sonraki durağa gönderdi… 10dk sonra uzaktan gördüm kendisi aşağı indi, durağa gelen şehir minibüsüne bindi, 50 metre sonra da ben el ettim bindim… Baktım aşkım en arka dörtlüde cam kenarına oturmuş, zaten ondan başka 2-3 kişi var.. gittim yanına oturdum, muhtemelen Sinem tek binince askılısına şortuna bakıp iç geçiren gençten şoför ben gidip yanına şlağ diye öpünce bok gibi kaldı.. neden sonra fark ettim ki şoför köyün gençlerinden tanıdığım bir çocuk, 1-2 defa ev partilerinde bira içmişliğimiz var; selamlaştık, yanına gittim motor üstüne 1-2 dk konuştuk, “yengen olur” uyarısını da nazikçe yaptım arada ? döndüm aşkımın yanına…

Sol camdan sevgilimin üzerine güneş vuruyordu, hemen her gün güneş altında kayıkta ve sürekli taze yanık halinde olduğundan biraz rahatsız edince yer değiştirdik… şoför arkadaş önden seslendi “perde var arkanda dibinde, çeksene” diye.. onu da çekince rahatladık… Tabi rahatlar rahatlamaz eller oynamaya başladı alttan.. arka dörtlünün sağ köşesinde bir amca var ama, amca biner binmez sanki off tuşuna basmışsın gibi uykuya daldı kafayı cama koyup (gölgede tabi amk çocuğu).. bu sırada sahil şeridi bitti, başka binen olamaz şeklinde minibüs yaklaşık 40dk sürecek yola doğru hızlandı.. kaldık bizbize..

Sinem hafifçe omzuma yaslandı.. yanındaki hasırımsı çantayı olabildiğince dik şekilde amcayla aramızdaki boş koltuğa koydu, siper de aldık yani.. ben elimi dizine koydum, Sinem sol ayağını iki koltuk arasındaki boşluğa sıkıştırdı, sıkıştırınca bacaklarının arası açıldı, açılınca elim arasına düştü (veya düşürdüm) ? ufak ufak okşamaya başladım sevgilimi… ben okşadıkça o bacaklarını biraz daha aralıyor, bir an evvel kukusuna ulaşmamı sağlamaya çalışıyordu.. askılı bluzun içinde göğüsleri sıkışmış, yukarı doğru kabarmıştı. Her zamanki bikini yanığının yanında, sadece bana özel zamanlarda yanan ve artık pembeleşmiş göğüsleri de görünüyordu.. acaip tahrik ediciydi.. elimi iyice aşağı indirdim sağ bacağından kısmen şortunun paçasından içeri soktum.. baş parmağı arandı, arandı.. sonunda buldu.. yanıyordu yine.. o yanınca ben de deliriyordum tabi her zamanki gibi.. sinem de aynısını yapıp benimkinden daha küçük elini şortumun paçasından komple içeri soktu.. o da hedefine ulaştı… yüzlerimize hiç bakmadan birbirimize dokunmaya başladık… ben başparmağımı iyice ısaklığına gömmeye başladığımda artık nefes alışı değişmeye başladı Sinem’imin.. dudaklarını ısırmaya eliyle skimi koparma denemelerine başladı…

Yandaki amcanın horlamasına, minibüsün içine giren asfalt ve rüzgar sesine, ön sıranın boş olmasına güvenip bir adım ileri gideyim dedim.. Önce şortumu aşağıya sıyırıp ufaklığı komple dışarı aldım; sonra boştaki elime Sinem’in koltukaltından içeri gidip koca göğüslerini okşamaya başladım.. tabi etkisi oldu bütün bunların; Sinem önce dudağını ısırırken sesler çıkartmaya başladı; devamında da iki eliyle sickimi ve toschacklarımı avuçlamaya.. kolumu arkasına atarak hafif aşağı bastırmaya başladım, ortam net müsaitti ağzına alması için.. istekliydi de.. ama arkadaki amca ve yolculardan tırsıyordu sanırım ki ne kadar sinyal versem de kafasını indirmedi… “sen ileri gitmezsen ben giderim” dedim ve kolumu çekip bu defa belinden doktum şortunun içine.. hemen külotunu bulup onu da bypass ettim ve klitorisinden başlayıp kuyruk sokumuna kadar giden vadiye daldım istekle… sırılsıklamdı, ateş gibiydi, kaygandı.. asıl önemlisi orada yaptığım her parmak hareketi, skimi kavrayan eli kasıp gevşetiyordu.. birkaç gündür pembe arka deliğini yalamamdan, dilimi içine sokmamdan aldığı zevki bildiğim için, bir parmağımla da (baş parmağım ama) oraya baskı yapmaya başladım.. deliriyordu zevkten.. hafif aşağıya indi başı.. saçları çarpmaya başladı aletime.. işaret parmağımın ucu ile şişmiş klit’ine parmağımın baş parmağa bakan yüzü ile bütün ıslaklığına, son olarak baş parmağımla da götüne aynı anda basıyordum… bir taraftan da omzumla “al ağzına artık amk” baskısı yapıyordum.. başı indi.. indi.. önce her zamanki gibi bir öpücük kondurdu, sonra da benim o ana kadar bildiğim kadarıyla dünyanın en sıcak diliyle buluştu skim.. bu sırada kendimi kaybetmek üzereydim, başparmağımla götüne yaptığım baskı sanki daha da zevk almasını sağlıyordu, arttırdım tabi.. işaret parmağımın sivri boğumunu yarıya kadar amına gömmüş baş parmağım dikine göt deliğini zorluyor; işaret parmağımın ve orta parmağımın ucuyla da patlamak üzere olan klitorisini zorluyordum.. bu sırada Sinem de girdiğimiz ufak tefek çukurların etkisiyle bazen boğazına da değen skimi dibine kadar ağzına almış sıkı sıkı vakumlayarak emiyor, dilini de iyice küçülttüğü ağzının içinde sikimin etrafında gezdiriyordu…

Tam o an, ayarlasan denk gelmeyecek şekilde ana yol köprüsüne gelen minibüs, fazla yavaşlamadan sola doğru uzun çıkışı dönerken, Sinem de merkezkaç kuvvetinin etkisiyle sağa doğru, elimin-parmağımın üstüne basmaya başladı bütün vücuduyla… başparmağım zaten limite yakın baskı yaparken şimdi iyiden iyiye zorlamaya başlamıştı ki, girdiğimiz bir çukur kaçınılmazı ilan etti, parmağım ¼ saniye içerisinde köküne kadar gömüldü aşkımın poposunun hiç keşfedilmemiş derinliklerine.. Sinem de bu defa hiçbir orgazmında olmadığı kadar ciddi bir elektroşok yaşadı doğal olarak.. Ağzı dolu olduğu için dışarı fazlaca bir ses çıkmadı ama, dişlerinin skimin kökünde yaptığı iz de 15 gün falan geçmedi.. Ama allahı var saçma sapan hareketler yapıp ele vermedi bizi.. o böyle yapınca ben de parmağımı sabit tutup diğer parmaklarımla amına daha fazla baskı, olası acıyı azaltacak daha fazla zevk noktası arayışına girdim-ki 10 bilemedin 15 saniye sonra daha da istekli olarak yeniden başladı yalamaya ve vakuma..

Bir yandan verdiği hisle ikinci aletim konumundaki başparmağım, diğer yandan Sinem’in artık ustalaşmaya başladığı blow-job, bir yandan yasak işin hazzı… çok fazla dayandığımı sanmıyorum.. 1 dakika içinde falan kasılmaya başladım.. hemen ardından da sevgilimin boğazının derinliklerine fışkırmaya..

Gözümü açtım.. kafamı kaldırdığımda şoförün aynadan bana bakışını yakaladım.. ben bakana kadar “naapıyorlar amk acaba” bakışı vardı ama, gözünü yakalayınca önce önüne döndü, sonra bana bakıp göz kırptı “eferim ortak” gibilerden.. Ona n’ooluyorsa artık..

Toparlandık.. Amca hâla uyuyordu.. Sinem’e boşalıp boşalmadığını sordum; iki defa direkten döndüğünü, ama yine de çok güzel olduğunu söyledi.. ne kadar acıdığını sorduğumda ise, “önce kakam gelmiş gibi rahatsız etti ama aslında acıdı diyemem” dedi..

O günü komple yazacaktım aslında ama; bu bölümü bile epey uzun sürdü yine.. Siz bununla idare edin şimdilik; ben de günün kalanını yazayım.. Görüşmek Üzere

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Eski nişanlım – Part 1

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Eski nişanlım – Part 1
Merhaba xhamster.com hikaye severleri, ben İstanbul’dan mehmet (gerçek ismim değil.) Sizlere bundan 6 sene önce nişanlanıp 1.5 sene nişanlı kaldığımız nişanlımla aramda yaşananları aktaracağım. (Şuan yıl 2017)

Kendimden bahsetmem gerekirse 28 yaş, 1.82 boy, 83 kilo ve normal bir vücuda sahip, esmer ve 3 erkek kardeşin en büyüğüyüm. Sikim bazı hikayelerde uydurulduğu gibi uzun değil. Sadece 16 cm ve elimle avuçladığım zaman benim elime tam sığan bir kalınlıkta. Nişanlım Merve ise (gerçek ismi değil) benden 6 yaş küçüktü ve nişanlandığımız sıralarda 16 yaşındaydı. 1.75 boyunda, kumral, beyaz tenli ve boyuna göre  normal kilosuyla tam bir köylü kızıydı. Hafif basenli ve mandalina büyüklüğündeki göğüsleri benim azmama yeten şeylerdi. Güzelliği de benim için bir mankenden daha güzel ve doğaldı (makyaj yapmazdı). 3 erkek ve 1 kız  kardeşlerinin en küçüğüydü. Hikayeye geçmeden önce uzun olacağını belirtmek isterim. Çünkü daha iyi anlamanız için bazı yerlere de değinmek istiyorum. Bu yüzden partlara ayırdım.

Nişanlımla tanışmamız biraz tesadüfe dayalı. Memleketten akrabamın oğluyla evlenen ablasını referans alarak kız kardeşini bana alma düşüncesi oluşan ailem durumu bana söylediğinde hayırlısı diyerek geçiştirdim. Çünkü esk**en birçok kız arkadaş edinmiş ve hepsiyle bir şekilde hayal kırıklığına uğrayarak ayrıldığım için bu durum benim için olursa olsun olmazsa da zaten sikimde değil edasındaydı. 22 yaşına kadar hiçbir şekilde hiç kimseyle cinsel teması olmayan benim de cinsel arzularım vardı ama muhafazakar bir ailenin ferdi olduğum için öyle yetişmemden de olsa gerek cinselliği sadece evleneceğim kişiyle yaşamayı bekledim. Babam anneme göre biraz açık sözlü ve rahat olduğu aynı zamanda yer yer bize arkadaş gibi yaklaştığı için bazen bana;

 +Oğlum bak büyüdün ve bu yaşa geldin. Senin de cinsel isteklerinin olduğunu gizli gizli porno seyretmenden biliyorum. İstersen seni karıya göndereyim, en azından hem açlığını giderir hem de tecrübe sahibi olursun.

Ben de;

-Yok baba ben evlenmeden kimseyle birlikte olmam. Sen de biliyorsun ki bu zinaya giriyor. Çok büyük günah. O yüzden sabredeceğim.

+Sen bilirsin oğlum. Ama teklifim her zaman için geçerli kararını değiştirirsen gel ve bana söyle.

-Sağol baba değişmez ama tamam söylerim.

Annemle böyle konuları hiç konuşamazdım. Çünkü dedim ya yetişme tarzı biraz da bayanlara karşı “Ya terslerse
Ya bişey derse.” korkusuyla yaklaşamaz kılıyordu beni. Eski sevgililerimle tanışmalarımı da ya bir arkadaşım vasıtasıyla ya da mektupla yapıyordum. Çekingen tavrım yüzünden hiç birine direk ilan-ı aşk yapamadım. Ayrıca hepsine evleneğim kız gözüyle baktım.

Neyse gelelim asıl konuya…
Ailem mervenin de isteğini öğrendikten sonra bana telefon numarasını vererek nişandan önce biraz tanışmamızı istedi. Ben her ne kadar telefonla tanışmanın bir anlam ifade etmeyeceğini düşünsem de içimdeki cinsel açlık beni bunu kabullenmeye zorladı. Zaten annem önceden çektiği fotoğrafı bana gösterdikten sonra benim Merveyi istemem daha da arttı.

 Telefonla tanışmamız kısa sürdü ve bu zaman zarfında daha birbirimize canlı canlı görmeden aşkım, canım, bebeğim.. gibi sözlerle hitap etmeye başladık. Bunun bir sebebi de benim bir an önce merveyle evlenmek istememdi. O günden 3 ay sonra yani kurban bayramı tatilinde memlekete gidip nişan takma kararı aldık.  Artık ikimizde o günü iple çeker olduk. Çünkü birbirimizi canlı görmeyi herşeyden çok istiyorduk. Maddi durumumuz iyi olmadığından nişan için kredi çekmek zorunda kaldık. Neyse ki çalıştığım iş yerinin anlaşmalı olduğu banka iş yerini kefil alarak bana istediğim parayı verdi.

Sonunda o gün geldi ve bir araba kiralayarak yola çıktık. Memlekete vardığımızda direk ilçeye geçerek oradaki evimizde kaldık. Artık nişanlanacağım kız bana sadece 14 km’lik uzaklıktaki köydeydi. Bu mesafe bile bana çok geliyor bir an önce sevdiğime kavuşmanın heyecanı ile ertesi sabaha kadar uyuyamayarak sabırsızlıkla bekliyordum. Beklediğim zaman geldi ve onlara geldik. Benim heryerim zangır zangır titriyordu ta ki sevdiğimi görene kadar.
Onu görünce içimdeki kor ateş körüklenmiş, durdurulması zor bir yangına dönüşmüştü. Onu sarıp koklamak ve öpmek için tek engel ailelerimizdi ki benim ailem kadar onun da ailesi muhafazakardı. Aileler arasında tanışma faslından sonra nişanlım çekingen tavırlarıyla elindeki kahveleri dağıtmak için en sonunda içeri girdi. Zaten titreyen elleri benim kahvemi verirken daha çok titremeye başladı. Ama tahmin ettiğimden farklı olarak kahve bibersizdi. 🙂

Ben kimsenin yüzüne bakamadan kahvemi yudumlarken babasının sorusuyla irkildim;

+Damat bey oğlum (beni çoktan kabullendikleri için böyle hitab ediyor.) İşler nasıl gidiyor, ne işle meşgulsün?

-Bir fabrikada makina programcısı olarak çalışıyorum efendim. İşler bayağı yoğun.

+İyi iyi güzel. Maaş ne veriyorlar sana kızıma bakabilecek misin bakalım koca İstanbul’da?

-Emin olun kızınıza iyi bakacak kadar yüksek maaş alıyorum efendim. Bundan şüpheniz olmasın.

+Peki madem öyle olsun. Kızım Merve gel bakalım.

Merve geldi ve;

-Efendim baba. (Titrek bir sesle)

+Ne dersin evleneceğin kişi sence sana layık mı?

-Siz daha iyi bilirsiniz babacım ama ben onunla tam manasıyla tanışmış değilim.

+Nasıl yani?

-Bu zamana kadar telefonla konuştuk sadece onunla daha yüz yüze görüşmüş değiliz.

+Hmmm iyi bakalım. Hanım çocukları yan odaya al da bir konuşsunlar bakalım. Damat bey benden geçti kızım da kabul ederse nişan takabiliriz.

Zaten ikimizin de isteği tam olarak buydu.  Telefonla konuşurken bir yolunu bulup başbaşa kalmak için bir bahane bulmamız gerekiyordu ve o da büyük elden yani babasının rızasıyla oldu.
Yan odaya geçip annesi gittikten sonra kapıyı kapadım ve kapı tam çaprazımızda kalacak şekilde oturduk ki kapıya biri gelirse görelim diye. İkimiz de çekingen olduğumuz için birinin lafı açması lazımdı çünkü ilk defa başbaşa kalıyor ve birbirimizi daha iyi süzebiliyorduk. Lafa ben başladım;

+Nasıl sence telefonda gördüğün kadar iyi miyim? (Kendimi pek yakışıklı bulmam)

-Hayallerimdeki erkek tipisin aşkım. Peki sence ben nasılım?

+Ben sana kurban olurum ya gel buraya.

Birbirimize sarıldık ve iki acemi yine ürkek bir tavırla öpüşmeye başladık. Ben bir yandan kapıyı gözetliyor bir yandan da Merve ile öpüşürken vücudunun her yanını elbisesi üzerinden  (üzerinde soğuk olduğu için renkli bir kazak altında da vücudunu saran siyah bir pantolon vardı) okşuyordum göğüslerini kalçalarını ve bazen amını içimdeki cinsel açlığın verdiği heyecanla. Merve ise sadece bana sarılmış anın tadını çıkarmaya çalışıyordu. Bu şekilde 10 dakika kadar öpüştük sonra içerdekileri fazla bekletmemek için toparlanıp çıktık.
İçeri girince babası;

+Ne diyorsun kızım tamam mı?

-Evet baba ben Mehmet ile evlenmek istiyorum. Kararımı verdim.

 zaman yarın isteme faslıyla beraber nişanı da takarız, öyle değil mi dünür?

-Aynen dünür şu oğlanı bir evlendirelim ben de rahatlıcam artık.

Neyse ertesi gün oldu gündüzden yüzükler, takılar,  tatlılar vs. alındı. Yüzükleri almaya il merkezine gitmiştik. Tabi ben giderken arka koltukta mervenin annesi yanımızda olmasına rağmen boş durmamış yine sessizce öpüşmeye başlamıştık. Bu şekilde daha zevkli oluyordu. Yakalanma korkusu olmasına rağmen. Üstelik annemle babam önde oturuyor ki bizi dikiz aynasından görmemeleri mümkün değil. Neyse bu kısmı fazla uzatmaya gerek yok, o gün akşam nişan takıldıktan sonra tatlılar yendi, fotoğraflar çekildi. Çok kalabalık bir nişan olmuştu. Ertesi gün İstanbul’a gitmek için yola çıktık. Nişanlım gitmemi istemiyordu ama mecburdum, çalışmam lazımdı…

Bir sonraki partda görüşmek üzere arkadaşlar hoşçakalın.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Çikolata Yüzünden Seks Manyağı Ol

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Çikolata Yüzünden Seks Manyağı Ol

u.
Birden elimdeki yarağı kalp gibi atmaya, ucundan beyaz bir
sıvı fışkırmaya başladı. “Ohhhh,
bitirdin beni küçük kevaşeee, ohhhhhh!” diye inledi. Sonra da siki
elimin içinde yavaş yavaş küçülmeye başladı. O an korku
ile ellerimi çektim. Durmuş ağa gözleri kaymış bir
şekilde, “Aferin sana, çok memnun ettin beni!” deyince çocukça
sevindim. “Hadi üstünü başını düzelt, ellerini de derede
yıkayıp, sularını götür, annen merak etmesin!” dedi.
Ben dediklerini yaparken, o da toparlandı ve “Yarın öğleden
sonra su doldurmaya gel, bak sana neler getireceğim!” deyip
yanımdan uzaklaştı.

Sabah oldu,
herzamanki koşuşturma içinde öğleden
sonra olmasını bekliyordum. Öğleden sonra anneme,
“Anne dereden su getireceğim!” dedim. Annem de, “İyi
olur, akşam hepimiz yıkanırız, 5-6 sefer ediver
kızım!” dedi. Kovaları alıp hemen dere kenarına
koştum. Etrafa bakındım ama kimsecikler yoktu. 3 sefer eve
gittim geldim, halen Durmuş ağa gelmemişti. Dere kenarına
4. varışımda Durmuş ağa oradaydı, beni görünce
sırıtmaya başladı. Eliyle ‘Gel’ işareti yaptı.
Hemen yanına koştum. “Hele bir gel şu tarafa geçelim, bak
sana ne vereceğim!” deyip, elimden tutarak beni biraz ilerideki
çalılıkların arkasına götürdü. Bizi burada kimsenin
görmesine imkan yoktu. Sonra elini cebine atıp bir şey çıkardı,
o an gözlerim parladı. Bu Gofretli çikolatalardandı, daha önce
Hülya’nın elinde, birde muhtarın oğlu Ali yerken görmüştüm.

Çikolatayı
bana uzattı, ama ben tam alacakken çekti. Ben saf saf yüzüne bakarken,
“Hele şu entaririnin üzerini bir sıyırıver küçük
yosmam benim!” dedi. Ne dediğini tam anlamamıştım, ama
hemen yaka düğmelerimi çözüp, entarimin üstünü atletimle beraber belime
sıyırıverdim. Durmuş ağa çikolatayı elime
verirken, kendi de bana iyice sokuldu. Kısacık boyumla göğsüne
anca yetişiyordum. Ben çikolatayı yerken, o dizlerinin üzerine çöküp,
belimi sıkıca kavradı ve dünkü gibi göğüslerimi
ağzının içine alıp uçlarını emmeye
başladı. Biryandan da, “Çok tatlısın, tazeciksin,
ohhhh!” diye mırıldanıyordu. Ben halen yavaş
yavaş çikolatamı yiyordum.

Sonra elleri
entarimin eteğinden içeri süzülüp minicik kalçalarımı
sıkıp okşamaya başladı. Halen göğüslerimi öpüp
yalıyor, tamamını ağzının içine alıp
alıp çıkarıyor, bu sırada da sürekli
şapırtılı sesler çıkartıp, “Çok
güzeller, her yerin minicik orospu, deli oluyorum sana!” diye
mırıldanıp duruyordu. Bir süre göğüslerimi göbeğimi
öpüp durdu, bu arada elleri sürekli kalçalarımı,
kasıklarımı okşayıp duruyordu. Ben de o sırada,
hem çikolata yemenin verdiği mutlulukla, hem de okşanmanın ve
öpülmenin verdiği o değişik duyguyla, içimde bir şeylerin
kıpırdanmaya başladığını hissediyordum. Yine
bacak aramda değişik birşeyler oluyordu, sonra amımın
sulandığını hissettim. Bir an işedim sandım. Ama
çok değişik bir duyguydu bu.

Sonra
Durmuş ağa kulağıma yanaşıp, “Aferin çabuk
öğreniyorsun, kısa süre sonra çok iyi öpüşürsün sen!”
dediğinde, kendimi sanki çok önemli bir şey yapmış gibi
hissettim. O anda gözüm sikine takıldı, dünkü gibi kocaman
olmuş, başı mantar gibi şişmiş, dimdik duruyordu.
“Hadi okşa sikimi! Dün yaptığın gibi yapacaksın,
hadi mutlu et ağanın kalkmış yarağını, küçük
meleğim!” dediği anda ellerim birden sikini kavrayıp
sıvazlamaya başladı. Bir süre daha göğüslerimi öpüp
okşadı, bu sırada bacaklarımı ve
kasıklarımı da sürekli okşuyor, hafif hafif
sıkıyordu.

Dilimle önce
biraz yaladım, çikolatanın tadı ağzıma gelince çok
hoşuma gitti ve dondurma yalar gibi hızlı hızlı
yalamaya başladım. Aynı zamanda da sikinin gövdesini iyice
kavramıştım ve sürekli yukarı aşağı
okşayıp duruyordum. “Aferin küçük yosmama, ohhh yala
ağanın sikini, bak nasılda mutlu ediyorsun beni, ohhhhh!”
diye inleyip, sikinin başına biraz daha çikolata sürdü. “Hadi
şimdi ağzını kocaman açıp sikimin
başını ağzına al!” dedi. Ağzımı
kocaman açıp, sikinin kafasını ağzıma aldım, ama
çok büyüktü, bütün ağzımı doldurmuştu, burnumdan zor nefes
alıyordum. Ağzımın içi tekrar çikolata tadı ile
dolmuştu. Sonra şeker emer gibi emmeye başladım.

Durmuş
ağanın elleri sürekli her tarafımı okşuyor, nerem denk
gelirse öpüyordu. Vücudumu tekrar ateş basmıştı. Onun
sikini okşayıp yalamak bende değişik duygulara neden oluyordu,
adını koyamadığım ama hoşuma giden
duygulardı bunlar. Durmuş ağa, “Dilinle etrafını
yala, ohhhhh, ucunu ağzına sokup çıkar, em onu, em
yarağımı küçük orospu!” diye mırıldanırken,
ensemden tutmuş sikine bastırıyordu. Dediklerini pek anlamıyordum,
ama anladığım kadarıyla ne derse yapmaya
çalışıyordum. Durmuş ağa yavaş yavaş belini
oynatmaya başladığında, sikinin gövdesi elimde, ucu
ağzıma girip çıkıyor, siki ağzıma girdiğinde
ucunu emiyor, hafif çıktığında dilimle yalıyordum.

Durmuş
ağa, “Bak birazdan beni çok mutlu edeceksin, ağanın beyaz
beyaz dölleri akacak, sakın kaçırma ağzını, yut
onları, tamam mı küçük orospum benim?” dedikten sonra, belini
daha hızlı oynatmaya başladı. Artık yarak
gırtlağıma kadar girip çıkıyordu, bu biraz midemin
bulanmasına neden oluyordu. Ama ben halen sikini yalayıp, emmeye ve
okşamaya çalışıyordum. Bir süre sonra Durmuş ağa,
“Ohhhhhh, ağzını siktiğim küçük yosmaaa, al sana
ağanın dölleri, ohhhhh, amını da sikip dölleyecem senin,
ohhhhh, ağzını sikeyimmm senin, ıhhhhhhhh!” diye,
inleyip hırladı ve sikinden beyaz bir sıvı
fışkırmaya başladı. Sikini ağzıma ittirip
ensemden bastırınca, ağzım o sıvıyla
dolmuştu. Çoğunu yutmuştum o sıvının, ama
tadı değişik gelmiş, midem bulanmıştı.
Kafamı hemen çektim, öğürmeye başladım.

“Durmuş
amca midem bulandı!” dediğimde, “İlk kez
tadıyorsun ya ondan, onlar benim döllerimdi, ağzını sikip
döllerimi yutturdum sana, ohhhh, çok zevk verdin bana orospum, zamanla
aışırsın küçük fahişem benim!” dedikten sonra
beni kucağına oturtup, sağ eli ile belimi sıkıca
kavradı. Kucağında ufacık kalmıştım.
“Bak şimdi ben de seni mutlu edeceğim! Hele bir tadını
al, ondan sonra hep peşimde koşacaksın!” dedikten sonra
omuzlarımı, göğüslerimi öpmeye başladı. Sonra
diğer elini donumun içine kaydırdı. Donum
sırılsıklamdı, “Ağam donum ıslak, utanıyorum!”
dedim. “Utanma meleğim, o senin zevk suyun, amın keyiflenince
böyle ıslanır, sikilip boşalmak ister!” dedikten sonra,
elini donuma yice sokup, parmağı ile amımın deliğini
okşamaya başladı. “Bak buraya am denir, eğer sikimi
buraya sokup boşalırsam, amını sikmiş olurum!”
dedi. Sonra kafasını göğüslerime gömüp göğüslerimi
ağzının içine alıp uçlarını emmeye
başladı. Göğüslerim ağzının içinde yok olurken,
eli de amımı daha hızlı okşamaya başladı.

Durmuş
ağa, “Bu yaşadığına boşalmak denir,
işte sen de beni boşalttığında böyle hissediyorum! Nasıl,
mutlumusun?” dedi. Halen kollarım boynunda sarılı idi,
başım omuzunda duruyordu. O ise yavaş yavaş vücudumu
okşuyordu. Bu duygu bile çok güzeldi. “Durmuş amca çok güzeldi, birdaha
yap!” diye inlemeli bir sesle kafamı kaldırıp ona
baktım. Durmuş ağa bir kahkaha atıp, “Ben sana demiştim
küçük kaltak, hele bir tadını al ondan sonra vaz geçemezsin diye! Amcığının
ateşi sönmedi galiba, ama şimdilik bu kadar yeter, sonra gene
yaparız!” dedikten sonra dudaklarıma yapıştı. Bir
süre öpüştükten sonra beni kucağından indirip, üstünü giyinmeye
başladı. Ben de üzerimi giyindim.

[Nilüfer] ALINTI!

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Suriyeli Kiracılarım! (4 Bölümlü Hikaye)

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Suriyeli Kiracılarım! (4 Bölümlü Hikaye)

Merhaba, adım Mehmet. 53 yaşındayım, karım Hatice ise 50 yaşında. 30 yıllık evliyiz. İki oğlum bir de kızım var ve üçü de evli. Beş de torunum var. Karımla bazen haftada bir, bazen de iki haftada bir sikişiyorum. 30 yıllık evliliğin ardından haftada bir sikişmek nispeten iyi sayılabilirse de, benim için yeterli olmuyor. 53 yaşında olsam da kendimi ruhen ve bedenen daha genç hissediyorum.

Karımı da halen çok seviyor ve arzuluyorum, mümkün olsa onu her gün sikmek isterim. Ancak hayat bana bunu yapma imkânı vermiyor. Bazen torunlar, çocuklar ve gelinler gelip bizde kalıyorlar, yada karım onların yanına gidiyor, torunlara bakmak için kalıyor. Tabii bu durumda benim istediğim gibi her gün sikişmek de mümkün olmuyor. Ancak karım kapalı, dini bütün bir kadın ve kocası olarak onun üzerinde sahip olduğum hakları bildiğinden ben ne zaman istersem ilişkiye giriyor.

Alt katımdaki boş daireyi geçen ay Suriyeli bir aileye kiraya verdim. Aslında bunu yapmayı hiç istemiyordum. Çünkü daha önce de Suriyeli bir aile oturmuş ve evin içine etmiş, üstelik birkaç aylık kirayı da ödemeden kaçıp gitmişlerdi. Daire Türk bir ailenin oturacağı halde değildi. Epey zaman boş kaldıktan sonra mecburen yine bir Suriyeli aileye vermek zorunda kaldım. Az da olsa oradan gelecek kiraya ihtiyacım vardı.

Kiracım Selman adında kırklı yaşlarında biri, bir konfeksiyonda çalışıyor. Beş kızı ve bir de oğlu var. İki oda bir salondan ibaret dairede, karısı, annesi ve 6 çocuğuyla beraber, toplam 9 kişi oturuyorlar. Karısı ondan daha genç gösteren bir kadın. Siyah bir pardesü giymiş, başını da siyah bir türbanla sıkıca bağlamış halde görüyorum onu her zaman. Beni gördüğünde yüzünü başka tarafa çeviriyor. Kızları da aynı anneleri gibi giyiniyor, ancak kızlarının yüzü de kapalı oluyor ve sadece gözleri görünüyor.

Bir gece saat ikiye doğru işemek için kalktım. Çişimi yaparken gelen seslere bakılırsa alt katta da birilerinin ayakta olduğunu fark ettim. Banyonun penceresi küçük bir aydınlatma boşluğuna açılıyordu ve sesler oradan geliyordu. Nedendir bilmem ama durup dinlemek istedim. Maşrapaya akan suyun sesine Arapça konuşma sesleri karışıyordu. Tabii ne konuştuklarını anlayamıyordum. Ancak konuşanlardan birinin Selman olduğunu anladım, diğeri de karısıydı.

Bir dakika kadar sonra sesler azaldı, ancak daha sonra başka türlü sesler gelmeye başladı. Pencerenin mandalını çekip açtım ve kulağımı yaklaştırdım. Dikkat kesildim iyice. Yine arada sırada Arapça sesler geliyor olsa da, bunun haricinde inleme sesleri geliyordu. “Ohhh, ohhh, uhhh, ayyy…” seslerine tok bir ses eşlik ediyordu.

Kalbim heyecanla atmaya başladı. Gecenin bu saatinde Selman karısını banyoda sikiyordu. Kadının Arapça bir şeyler dediğini duyabiliyordum, yazık ki ne olduğunu anlayamıyordum. Ancak çıkardığı iniltileri anlamak için dil bilmeye gerek yoktu. Muhtemelen Selman ayakta domaltmıştı karısını ve kasıklarının karısının kasıklarında ve kalçalarında, götünde çıkardığı sesleri hemen fark ediyordum. Bu sırada sikimin sertleşip kalktığını gördüm. Bir elimle sikimi sıvazlarken kulağım aşağıdan gelecek seslere odaklanmıştı.

Kadından ve Selman’dan gelen iniltiler ve sikişmenin doğal sesleri hızlanmaya, artmaya başlamıştı. Onlar sikişirken ayakta boşalacak hale gelmiştim. Derken bir süre sonra kesildi sesler. Sikişmeleri 2-3 dakika kadar sürmüştü. Sonrasında yine maşrapaya akan suyun sesi, Arapça konuşmalar derken sesler tamamen kesildi.

Sikim kazık gibi olmuştu. Gecenin o vakti 31 çekmemek için kendimi zor tuttum. Yatağa girip hiçbir şeyden haberi olmayan karımın dolgun vücuduna sarıldım.

En son sikişmemizin üzerinden on gün kadar geçmişti. Elimi geceliğinin altından soktum ve kalçalarını okşadım. Gecenin serinliğine karşın karımın vücudu sıcacıktı. Aşağıdaki sikişmenin üzerine bir de karımın dolgun kalçası eklenince sikimin sertliği ve azgınlığım daha da arttı.

Karım az sonra uyandı. Kalçalarında gezinen elimi tuttu yorganın altından ve “Ne oldu, azdın mı gece gece?” dedi. “Çok azdım, çok azdırdın beni, on gün geçti, çok özledim seni!” dedim. Hemen geceliğinin ön kısmındaki düğmeleri açtım ve beyaz koynunu öpmeye başladım. Karım, “Çok uykum var, sabah yap!” dediyse de, “Olmaz, şimdi yapalım, çok azdım, sabahı bekleyemem!” dedim.

Geceliğinin altında beyaz atleti vardı. Atleti sıyırdım ve ortaya çıkan memelerini öpmeye, emmeye başladım. Memeleri yaşından dolayı sarkmış olsa da onları öpmeyi, emmeyi, yalamayı çok seviyordum. Sokak lambalarının ışığının aydınlattığı yatak odasında karımın etli meme uçlarını emerken, o da tava gelmiş, saçlarımı, omuzlarımı okşuyordu.

Bir elim altta kalçalarını okşarken diğeriyle memelerini avuçluyordum. Aklım Selman’ın karısındaydı. 6 çocuk doğurmasına karşın halen daha taş gibi sayılırdı. Giydiği uzun siyah pardesünün altında dolgun vücudu belli oluyordu. Arap olmasına karşın esmer tenli değildi, bembeyaz bir yüzü vardı. Selman fakirdi, ama kadın yönünden şanslı bir erkekti.

Sikimin sertliği son raddeye gelmişti, artık karımın amına girmek için sabırsızlanıyordum. “Çıkar külotunu, aç bacaklarını!” dedim emreden bir sesle. Karım hiç sesini çıkartmadan iki eliyle külotunu sıyırıp çıkardı ve yatağın yanına, yere bıraktı. Bacaklarını iki yana açarken ben de üzerimizdeki yorganı iyice açtım, eşofmanımın altını ve külotumu çıkardım. Karımın bacaklarının arasında yerimi aldım.

Sikimi sıvazladım bir süre daha ve sonrasında yavaşça üzerine eğildim. Sikimi amının üzerine sürttüm, karım bundan çok hoşlanıyordu. Ben sikimi amına sürterken o da bir eliyle sikimi tuttu. Amının üzerinde alınmamış bir miktar kıl vardı ve sikime batıyordu kıllar. O nedenle daha fazla bu şekilde devam etmek istemedim.

Sikimi çekerken karım eli sikimde olduğu halde, “Az daha yap!” dedi. “Kılların batıyor, niye tıraş olmadın?” dedim bunun üzerine. Karım, “Olurum sonra, sen yapsana!” dedi, bu sırada sikimi sıkıca kavramıştı. Gece vakti onu üzmek istemediğimden bir süre daha devam ettim. Sikimi kıllı kasıklarına, etli ve sarkık am dudaklarına sürttüm. “Tamam mı, yeter mi?” dediğimde, “Tamam tamam!” dedi çabuk olmamı isteyen bir sesle.

Az sonra sikim karımın amının dudaklarıyla buluştu önce, ardından da içinin tatlı sıcaklığıyla. İyice uzandım üzerine, sikim amının en derinlerine kadar giriverdi hemen. Hızlı hızlı sikmeye başladım. Aklım Selman’ın karısındayken altımda karımı sikiyordum. Karımın elleri sırtımda, belimde, götümün yanaklarında gezinirken dudaklarından hafif iniltiler çıkıyordu. Alt kattaki kiracıların duymaması için olabildiğince sessiz olmaya çalışıyor, aldığı zevki fısıltılı seslerle belli ediyordu.

Ama ben onun gibi değildim. Zaten alt kattaki sikişmenin sesleri beni azdırmıştı. Şimdi de karımı var gücümle sikerken zevkten inliyordum. Karımın koca memeleri sikişmenin etkisiyle göğsümün altında sallanıp duruyordu. İki elimle kavradım onları ve avuçlayıp sıkmaya başladım.

Karım bacaklarını iki yana daha da açarken amına rahatça sokup çıkarıyordum sikimi. Altımızda karımın doldurduğu yün yatak vardı, yataktan ses çıkmasa da altındaki bazadan ağır ağır gıcırdama sesleri geliyordu.

Karım bacaklarını kaldırdı havaya ve belime doladı. Belimi ve götümü oynattıkça, kaldırıp indirdikçe sikim amının en derinlerine kadar girip çıkıyordu. 30 yıldır siktiğim amından halen daha keyif alıyordum. 30 yıl sikimi içine almış, üç çocuk çıkarmıştı ama halen daha tatlıydı amı.

Pompaladıkça terli kasıklarımızdan sesler gelmeye başladı. Selman’ın karısını sikerken çıkan seslerin benzeriydi bu sesler. Karımın memelerine asılmıştım deli gibi, hamur gibi sıkıyordum. Havadaki bacakları yaylanıp duruyordu. Ellerimi memelerinden çektim ve alttan kalçalarını tutup kaldırdım, omzuma attım. Bu şekilde daha sert ve güçlü sikmeye başladım.

Ancak karım bundan hoşlanmamıştı, “Yavaş ol, millet duyacak!” dedi heyecanla. “Sikerim milleti!” dedim ve sikmeye devam ettim. Karım bu sözlerimden sonra başka bir şey demedi ve kendini sikişmenin akışına bıraktı. İki eliyle yataktan tutunmuştu. Geceliğinin açık olan ön kısmından taşan memeleri pompaladıkça deli gibi sallanıyordu.

Kasıklarımızın çarpışmasından çıkan güçlü ve tok sesler bütün odayı çınlatır hale gelmişti. Sikim amının içinde gidip gelirken omzumdaki bacaklarını, kalçalarını okşuyordum bir taraftan da. Bir süre bu pozisyonda devam ettikten sonra amından çıktım ve “Domal hadi, biraz da öyle sikeyim!” dedim.

Karım bir şey demeden doğruldu çabucak ve geceliğinin eteklerini belinde toplayarak köpek gibi domaldı. Pencereden içeri vuran sarımtırak sokak lambasının ışığında karımın bembeyaz kalçalarını, götünü görmek sikimin sertliğini kaybetmesine engel oluyordu. Sikimin üzeri amının sıvıları ile kaplanmış, ıslak ve kaygan bir haldeydi. Kısa bir süre sıvazladıktan sonra karımın halen açık duran amına arkadan girdim.

Karım belini iyice eğmiş, yüzünü yastığa yapıştırmış haldeydi. Bu pozisyonda sikilmeyi çok seviyordu. Götünün yanaklarını kavradım ve güçlü bir şekilde sikmeye, pompalamaya başladım. Karımın götünün etli, dolgun yanakları, belinin etleri löpürdüyor, titriyordu. Çıkan sesler ise daha güçlü ve yoğundu.

Karımdan da iniltiler gelmeye başlamıştı şimdi. “Ahhh, ahhh, uhhh, ıhhh…” sesleri yüzünü yapıştırdığı yastık nedeniyle boğuk da olsa anlaşılıyordu. Bir elini alttan amına atmıştı, ben sikerken o da amını ovalıyordu. Ellerim götünün yanaklarında, belinde, kalçalarında geziniyor ve sikim bu pozisyonda amının en diplerine girip çıkarken aldığım keyif daha da artıyordu.

Kıllı göt deliğine başparmağımla bastırdım. Karım 30 yıllık evliliğimizde amını bana sayısız kez sunmuş olsa da, götü konusunda cimri davranıyordu. Hele ilk yıllarımızda isteklerime büyük bir şiddetle karşı çıkmıştı. Ancak son senelerde, çocuklar da evlenip gittikten sonra (Eğer bana götten vermezsen başka kadınlara giderim, hatta seni boşarım!) deyince razı gelmiş ve bu sayede götünün tadını almaya başlamıştım. Amının genişliğine inat göt deliği bir bakirenin amı kadar dardı. Ama yine de götünü her zaman vermiyor, bunun için kendini hazır hissetmesi gerektiğini söylüyordu.

Aklım Selman’ın karısındaydı yine. Siktiğim karım olsa da sikmek istediğim o kadındı. Adının ne olduğunu bile bilmiyordum üstelik. Boşalmaya yaklaşırken yorulduğumu hissettim. Bir süre sikim amında olduğu halde bekledim. Karım, “Geldin mi?” diye sordu bu sırada. “Yok, az kaldı!” dediğimde, “Hadi be, dizlerim ağrıdı!” deyince, “Sikerim şimdi dizini!” dedim sinirle. Yeniden amında çalışmaya başladım.

Şimdi daha büyük bir güçle pompalıyordum. Bazanın gıcırtıları artmaya başlamıştı. Karımdan da boğuk iniltiler geliyordu. Kalbimin güçlü ve hızlı atışlarını boyun damarlarımda hissediyordum. Her yerim elektriğe tutulmuş gibi titrerken birden bire büyük bir güçle boşalmaya başladım. Boşalırken de amına sokup çıkardım sikimi. Döllerim oluk oluk on günlük bir aranın ardından karımın amına akıyordu.

Amında bir süre daha bekledikten sonra çıkardım sikimi. Karım da doğruldu bu sırada ve “Yavaş ol dedim sana!” dedi. “Sikerim yavaşını senin!” dedim. Kalbim halen güçlü bir halde atıyor, göğsüm şiddetle inip kalkıyordu.

Karım yataktan kalkıp banyoya geçerken, ellerimi başımın altına koyup tavana diktim gözlerimi. Daha önce de karımı sikerken, aralarında gelinlerimin de olduğu başka kadınları, kızları hayal ettiğim olmuştu. Ama şimdi bir fark vardı, Selman’ın karısını sadece hayal etmekle yetinemeyeceğimi biliyordum.

Ne yapıp edip onu sikmenin bir yolunu bulmam gerekiyordu…

Suriyeli Kiracılarım! (2. Bölüm)

Birkaç gün sonra kahvaltı sırasında karım evin temizliğine yetişemediğini, artık gelinleri çağırmak da istemediğini söyledi. “Ee, ne olacak peki?” diye sorduğumda, “Bu bizim kiracının karısını çağırırım, ucuza da gelir. Bizimkiler 100-150 liradan aşağı gelmiyor. Zaten durumları kötü, hiç olmazsa yardımımız dokunur!” deyince, “İyi, sen bilirsin!” dedim…

Ertesi gün akşamüzeri geldiğimde evin pırıl pırıl olduğunu gördüm. Karım kadından çok memnun kalmıştı. Bu arada kadının adının Gülsüm olduğunu öğrendim. Karım, “Bende para yoktu, sen aşağı inip versene kadının parasını, 50 lira!” deyince içimde bir şeyler canlandı. Heyecanla aşağı inip kapıya vurdum. İçerden Arapça sesler gelirken kapı açıldı. Selman’ın oğlu açmıştı kapıyı. 5-6 yaşlarında ya var ya yoktu.

“Annen evde mi?” diye sordum birkaç kez. Çocuk içeri geçerken az sonra kapıda annesi, yani Gülsüm belirdi. Kendisine ilk defa bu kadar yakındım. Birkaç gece önce kocasıyla banyoda sikişen kadın şimdi tam karşımdaydı. Başında yine siyah türbanı vardı, ancak pardesü yoktu. Siyah, tek parça bir elbise giymişti, eski ve biraz dar görünen elbise vücudunun kıvrımlarını belli ediyordu. Özellikle memelerinin iriliği gözümden kaçmadı. Zeytin tanesini andıran gözleri beyaz yüzünü boncuk gibi süslemişti. Gözlerinin altına sürme çekilmiş gibiydi. Parayı uzattım, “Kusura bakmayın, hanım verememiş…” dedim.

O sıra arkasında bir kadın belirdi. Selman’ın annesiydi bu, ilk defa görüyordum kendisini. Oldukça şiveli ama yine de anlaşılır bir Türkçeyle, “Gelinim anlamaz Türkçe!” dedi. Ben sadece Selman Türkçe biliyor sanıyordum, ama annesi de biliyordu demek ki. “Siz Türkçeyi nerden biliyorsunuz?” diye sorunca, kadın, “Ben zamanında Urfa’dan gelin gittim Suriye’ye.” dedi.

Selman’ın annesi en fazla 60 yaşında gösteren bir kadındı. Ben daha yaşlı zannediyordum oysa. Uzun boylu ve yapılı bir kadındı. Çiçekli uzun bir elbise vardı üzerinde. Başını ise büyük, beyaz bir yazma ile bağlamıştı. Kadının gelinininkilerden de büyük ve dolgun memeleri vardı. “Buyurun bir kahve için!” diyerek yaptığı davete, “İnşallah başka zaman!” diyerek karşılık verdim. Yukarı çıkarken sikimin sertleştiğini fark ettim.

Gece olup da yatağa girdiğimde karıma sarıldım hemen. Karım, “Ne oldu?” dedi şaşırmış gibi. “Özledim seni!” deyince, “Bu gece yapmayalım Mehmet, her yanım ağrıyor valla, akşama kadar temizlik yaptık!” dedi. “Ben senin kocanım, öyle temizlik falan anlamam!” dedim ve bir elimi geceliğin altından sokup kalçalarını okşamaya başlarken diğeriyle de memelerini avuçladım.

Boynunu, yanaklarını, dudaklarını deli gibi öpüyordum. Bakımlı sayılacak bir kadın değildi karım ve bu yüzden yanaklarında, çenesinde ve dudaklarının üzerinde tüyler olurdu her zaman. Ama buna karşın bacaklarında ve kalçalarında kıldan tüyden eser yoktu.

Sikim kazık gibi olmuştu çoktan. Etli meme uçlarını dilliyor, ısırıyor, emiyordum. Karımın memelerine kıyasla Gülsüm’ünkiler daha büyüktü. Onun memelerini emdiğimi, yaladığımı hayal ettim. İlk başta isteksiz davranan karım yorgunluğuna rağmen karşılık vermeye başlamıştı. Alttan elini sokmuş ve sikimi sıvazlıyordu.

“Ağzına alsana!” dediğimde, “Tamam, ama sen de benimkini alacaksın!” dedi heyecanla. “Tıraş oldun mu sen?” diye sorduğumda, “Oldum, hem de kaymak gibi yaptım!” dedi. “O zaman şöyle gel, şu üstündekileri de çıkart!” dedim. Az sonra ikimiz de çırılçıplak bir haldeydik. Yorganı kaldırdım iyice. Karıma, üzerime ters şekilde uzanıp sikimi ağzına almasını söyledim. Hemen dediğimi yapıp sikimi somurmaya başlarken, ben de onun gerçekten kaymak gibi görünen amını dillemeye başladım.

Karımın etli amının içine dilimi soktum. Islak ve kaygan amının içi fırın gibi yanıyordu. Bu arada kendisi de sikimi deli gibi somuruyordu. Gece vakti müthiş bir 69 deneyimi yaşıyorduk. 30 yıllık evliliğimiz boyunca cinsellik yönünden ikimiz de deneyim kazanmış, birbirimizi nasıl mutlu edeceğimizi öğrenmiştik.

Amını dilleyip yalarken, sol elimin işaret parmağını göt deliğine soktum. Karımdan herhangi bir tepki gelmedi. Kıllı göt deliğinin içinde ileri geri hareket ettirdim parmağımı. Kasıklarını öptüm, yaladım, dilledim. Amından zevk sıvıları akmaya başlamıştı, dudaklarım ve çenem ıslanmıştı iyice. Dolgun göt yanaklarını sıkıyor, yoğuruyordum bu arada. Karımın saksosu sikimi daha da sertleştirmiş, şişirmişti. Artık bir an önce amına girmek için yanıp tutuşuyordum.

“Tamam, hadi, bu kadar yeter!” deyince karım sikimi emmeyi bırakıp üzerimde doğruldu. “Ben üste çıkayım mı?” deyince, “İyi, hadi geç o zaman!” dedim. Sikim kazık gibi bir halde dikilmiş, tavana bakıyordu. Karım ayaklarını iki yanımdan yatağa koyup işer gibi çömeldi, eliyle kavradığı sikimi odanın loş karanlığında amına sokmak için hizaladı. Az sonra sikim karımın ıslak, yağlanmış gibi kayganlaşmış amına ağır ağır girdi.

Karımdan derin bir, “Ohhh…” iniltisi çıkarken, bir süre sikim amının içindeyken oturur vaziyette kaldı. Ellerini tuttum, az sonra götünü indirip kaldırarak sikimi amına sokup çıkartmaya başladı. Müthiş bir zevk alıyordum yine. Karımın kasıkları, götünün yanakları kasıklarıma ve taşaklarıma çarpıyor, ortaya çıkan sesler odada yankılanıyordu. Karımın iri, sarkık memeleri her bir hareketiyle sallanıyordu.

“Ihhh, ıhhh, ahhh, ımmm, ayyy, ohhh, ohhh…” sesleri karımın dudaklarından dökülüyor, benden de buna benzer sesler çıkıyordu. Karım bazen yavaş bazen hızlı bir şekilde oturup kalkmaya, sikimi amının en derinlerine sokup çıkartmaya devam etti bir süre. Sonrasında, “Dizlerim ağrıdı…” deyince, “Şöyle gel!” dedim ve belinden tutup bana doğru eğilmesini istedim.

Karım öne doğru eğildi dediğim gibi yaparak, dizlerini yatağa dayadı ve ellerini omuzlarıma koydu. Sikim halen amının içindeydi. Belimi kaldırdım, bacaklarımı dizlerimden bükerek iki yana açtım biraz ve bu şekilde alttan pompalamaya başladım. Kasıklarım, taşaklarım karımın dolgun göt yanaklarına çarptıkça ses patlamaları yaratıyordu. Sikim iyice kayganlaşmış amının içinde gidip geliyordu.

Sarkık memeleri pompaladıkça deli gibi sallanıyordu. Dudaklarından yine zevk iniltileri çıkmaya başlamıştı. Kalın, etli belinden tutuyordum sıkıca. Göt yanaklarının sikimin her bir darbesiyle löpürdediğini fark ediyordum. Altımızdaki bazadan gıcırdama sesleri gelmeye başlamıştı yine. Alttaki odada kimin kaldığını bilmiyordum. Selman karısıyla mı kalıyordu, yoksa çocuklar yada annesi mi kalıyordu bilmiyorum, ama eğer derin bir uykuda değillerse, yukarda karı koca bizim ne yaptığımızı bilmemeleri imkânsızdı.

Pompaladıkça boşalmaya yaklaşıyordum. Ellerimi göt yanaklarına attım ve karıma öne doğru biraz daha eğilmesini söyledim. Götü biraz daha havaya kalkarken daha büyük bir güç ve istekle sikiyordum. Odanın içinde sikişimizin sesleri yankılanıyordu resmen. Geçen sefer yavaş olmamı söyleyen karımdan bu kez hiçbir itiraz gelmiyordu. Var gücümle kendisini sikmeme sesini çıkartmıyordu.

Sonunda sarsıla sarsıla boşalmaya başladım. Boşalırken de pompalamaya devam ettim. Müthiş bir zevk dalgası her yanımı kaplarken karımdan derin ve hırıltılı iniltiler geliyordu. İkimiz de yorulmuştuk. Karım üzerime yığılmış haldeydi. Ne kadar dölüm varsa amına akıttım. Sıkıca sarıldık birbirimize.

Karım bir ayağını kaldırıp üzerimden kalktı ve yanıma uzandı. Başını göğsüme koyarken, “Çok yoruldum…” dedi. Çıplak bir halde o şekilde kaldık. Karıma, “Yıkanmayacak mısın?” diye sorunca, “Yorgunum, sabah yıkanırım…” dedi. “İyi o zaman, ben de sabah yıkanırım!” dedim, yorganı çektim üzerimize ve güzel, derin bir uykuya daldık…

Aradan geçen zamanda Gülsüm ve Selman’ın sikişmelerine kulak misafiri olmak istesem de, o ilk gecenin haricinde başka bir tanesine denk gelemedim. Karımla sikişmelerim ise son sürat devam ediyordu. Her seferinde siktiğimin karım değil de Gülsüm olduğunu düşünüyordum. Bu şekilde daha büyük zevk alıyordum…

Bu arada Selman’ın kira ödemeleri aksamaya başlamıştı. İşyerinden maaş alamadığını, geciktirdiklerini söylüyordu. Ben de her seferinde, “Tamam!” deyip bekleyeceğimi söylüyordum. Ama sonraki zamanlarda Selman önceki kiracıları aratır oldu. Üç aylık birikmiş kirası vardı, “Ne zaman vereceksin?” diye sorduğumda oyalayıcı cevaplar verdi. Benim de bir an tepem atınca küfür ettim. Selman en kısa zamanda vereceğini söyleyip giderken yaptığımdan pişman oldum.

Birkaç gün sonraydı. Karım küçük oğlumun evine gitmişti. Oğlum iş için şehir dışına gitmiş, karım da orada kalıyordu. Bu yüzden belki bir hafta daha kalacaktı orada. Akşam kapım çalınca açtım, gelen Selman’ın annesiydi. Adının Münire olduğunu öğrenmiştim, “Buyurun Münire Hanım?” deyince mahcup ve utangaç bir halde, “Beyim, az konuşalım mı senle?” dedi. İçeri davet ettim. Tek gelmesine şaşırmıştım.

Münire Hanım içeri geçti, oturmaya çekiniyordu. “Buyurun, çekinmeyin, oturun!” deyince anca oturdu. Üzgün ve titreyen bir sesle, “Beyim, kusura bakma, kaç zamandır kira veremedik. Çok borçlandık sana biliyorum. Benim oğlanı çıkarmışlar işten, içerde biriken parasını da alamadı. Eline, ocağına düştük, bu kışta kıyamette bizi kapıya koyma. Biliyorum senin için de zor, ama elimizden keşke bir şey gelse. Utandığı için kendi gelip söyleyemedi, ben geldim onun yerine. Eline, ocağına düştük…” dedi şiveli şiveli.

Biriken kiraları alacağımı düşünürken, şimdi bir bardak su içmem gerektiğini söylüyordu Münire Hanım bu dedikleriyle. “Ee, nasıl olacak peki, ne zaman alır parasını, kirayı ne zaman getirir?” dedim, kiradan gelecek para benim için önemliydi çünkü. Münire Hanım bileğinden bir bilezik çıkarıp, “Bunu al şimdilik, ne kadar eder bilmem, sen hesaplarsın…” diyerek uzattı.

Verdiği bilezik ince, teneke gibi bir şeydi. Doğru düzgün bir para etmezdi. “Bununla ne olacak ki, bir aylık kira bile değil bu, siz adam mı kandırıyorsunuz?” dedim sinirle. Münire Hanım, “Vallahi beyim, olan paramız bu, evde çocuklar iki gündür aç, azcık para vardı, onunla da ekmek, peynir aldık…” dedi. Yüzündeki ifade çok kötüydü, yalan söylemediği belliydi.

“Benim oğlan iş arıyor şimdi. Hayırlısıyla bir işe girsin, bu içerdeki parasını alsın hemen verir senin kiranı, mahcup etmez seni. Kurban olduğum, o zamana kadar idare et bizi, çoluk çocuk aç. Bir de sen bizi atma dışarı, vallahi o zaman iyice perişan oluruz…” dedi. Bu son sözlerini söylerken ağlıyordu. Kadının bu hali ve konuşması karşısında yapacak bir şeyim yoktu. Verdiği bileziği geri uzattım, cüzdanımdan da biraz para çıkarıp verdim. Almak istemeyince zorladım. Münire Hanım elimi öpmeye kalktı, benden büyük bir kadının bu şekilde davranması karşısında utandım. Dua ede ede gitti. Kira almayı beklerken üstüne para veriyordum.

Ertesi akşam işten döndüğümde kapım çalındı. Açınca karşımda Münire Hanım’ı gördüm yine. “Müsait miydin beyim?” deyince, “Tabii, buyurun!” dedim ve içeri davet ettim. Kirayı mı getirmişti, yoksa dün verdiğim paranın üzerine başka para mı isteyecekti bilmiyordum.

İçeri geçti, utana sıkıla, “Şey beyim, sana diyeceğim vardı kusura bakmazsan…” deyince cebimden yine para çıkacağını anladım. “Nedir?” dedim sıkıntıyla. “Bizim cereyan kesildi bugün, adamlar kesti. Birikmiş borcu vardı, ödeyemedik. Aşağıda karanlıkta oturuyoruz. Sen de varsa versen de ödesek…” dediğinde sinirlendim. “Ulan zaten üç kuruş paraya oturuyorsunuz, onu da veremiyorsunuz. Üstüne bir de benden utanmadan para istiyorsunuz!” dedim.

Münire Hanım’ın suratı kıpkırmızı oldu birden. “Sen de haklısın beyim…” dedi. “Seni göndereceğine o pezevenk oğlun gelsin!” dedim. Suratı bu sözüm üzerine daha da kızardı. “O yok burda, onun için ben geldim…” deyince, “O nereye gitti?” dedim. “Bilmiyorum, dün akşam çıktı, daha da gelmedi. Senin verdiğin parayı da aldı gitti, sabahtan beri aç açına oturuyoruz…” deyince daha da kızdım. Yanında oğluna epey bir küfür savurdum.

Münire Hanım tek kelime etmedi küfürlerime karşılık. “Haklısın beyim, sen de haklısın…” dedi başı öne eğik halde. Sonra da, “Sen gene de bir büyüklük yap, bir babalık yap bize. Bana değilse de bu gariplere acı. Ne olur versen para da hiç olmazsa şu cereyanı açtırsak…” dedi. Daha bir önceki kiracının sıkıntısını atamamıştım, kiradan hariç elektrik ve su parasını da üzerime yıkıp kaçmıştı. Şimdi yeniden aynısıyla karşılaşmak canımı fena halde sıkıyordu. Selman’ın elektriği üzerine almasında ısrarcı olmuştum, ama para gene benden çıkacak gibiydi.

“Ne olur beyim, elini ayağını öpeyim, kurban olduğum. Ne istersen yaparım, sen şu cereyanı açtır hele, borcunu da ben öderim. Bulur buluşturur gene veririm ben…” dedi. “Sen nasıl ödeyeceksin, neyin var senin?” dedim.

Münire Hanım ayakta duruyordu, bu sözlerimden sonra yanıma yaklaştı ve “Ne istersen yaparım beyim…” dedi. Bu sözlerinde bir şeyler vardı, ama tam emin olamıyordum. “Ne yaparsın?” diye sorduğumda, yine, “Ne istersen…” dedi. “Yani? Açık konuşsana be kadın!” deyince, “Eğer istersen sana karılık ederim…” dedi.

Ben Selman’ın karısını sikmeyi arzu ederken, birdenbire annesi ortaya çıkmıştı…

Suriyeli Kiracılarım! (3. Bölüm)

Münire Hanım’ın sözleri karşısında heyecanlandım ister istemez. “Sen ciddi misin?” diye sormadan edemedim. “Eğer sen de istersen olur…” dedi yine. Aklımda varsa yoksa gelini Gülsüm vardı, ama payıma Münire Hanım düşmüştü. Canımı sıktı bu durum.

“Kaç yaşındasın sen?” diye sorduğumda, “66.” dedi. Oysa daha genç gösteriyordu. Ben onu daha genç zannederken benden 13 yaş büyük çıkmıştı. Bir sigara yakıp derin birkaç nefes çektim.

Karşımda ayakta duruyordu. Üzerinde kol kısımları dantelli siyah tek parça uzun bir elbise vardı. Başını da parlak siyah bir türbanla bağlamıştı sıkıca. Elbisesinin altında koca memeleri bütün ihtişamıyla kendini belli ediyordu. Siyah elbise yapılı vücuduna dar geliyor ve memelerinden hariç kalçaları ve göbeği de beliriyordu.

“Beni memnun eder misin, kendine güveniyor musun?” diye sordum. Yüzü kızardı, kendisiyle alay ettiğimi düşünmüş olmalı ki titreyen sesiyle, “İstemezsen giderim…” dediğinde, “Az bekle!” dedim. Ayağıma gelen fırsatı kaçıracak değildim. Karımın yokluğunda benden büyük de olsa bir kadını sikme şansını geri tepecek halim yoktu.

Münire Hanım evini, barkını, yurdunu geride bırakıp gelmiş aciz bir kadındı. Bu yaşında borcuna karşılık bedenini satmayı göze alıyordu. Düşene tekme vurulmaz sözünün ne anlama geldiğini biliyordum. Ama içinde bulunduğum durumda bu söze uygun hareket edecek iradem ve nefsim yoktu.

“Seninle anlaşalım. Karım evde yok. Belki bir hafta daha gelmeyecek. O gelene kadar bana karılık edeceksin. Her akşam geleceksin, karım gelene kadar, tamam mı? Karım eve geldikten sonra da fırsat bulunca çağırırım seni. Eğer bir kere bile gelmezsen kendinizi kapının önünde bulursunuz. Anladın mı, kabul ediyor musun?” dedim.

Münire Hanım elleri yine önünde kenetli halde, yüzüme bakmadan, “İyi, tamam…” dediğinde, “Şöyle içeri geç!” diyerek yatak odasını gösterdim. Televizyonu kapattım ve yatak odasına geçtim. Münire Hanım yatağın önünde ayakta duruyordu. “Ne bekliyorsun, soyunsana!” dediğimde başındaki türbanını açtı önce. Yarıdan fazlası ağarmış saçları çıktı ortaya. Sonrasında elbisesinin önündeki birkaç düğmeyi açıp elbiseyi de başının üzerinden çıkarttı. Dizlerinin altına gelen çiçekli uzun bir don vardı altında. Üstüne ise beyaz bir tişört giymişti.

Tişörtü altındaki atleti ile başının üzerinden çıkardığında devasa memeleri çıktı piyasaya. Bir ineğin memesini andırırcasına iki koca karpuz gibiydi memeleri, sarkmıştı, meme başları sütlü çikolata renginde ve bir çay tabağı kadar vardı. Etli ve kararmış meme uçları ise iri bir zeytin tanesi kadardı. Görüntü sikimi sertleştirirken çiçekli donunu da sıyırdı aşağı. Kasıklarında ve amının üzerinde alınmamış, uzamış ve aynı saçları gibi ağarmış kıllar vardı. Epeydir tıraş olmadığı belliydi Münire Hanım’ın. Karnında ve göbeğinde de uzamış siyah tüyler vardı. Kılların ve tüylerin siyahlığına inat vücudu un gibi beyazdı.

“Ne zamandır tıraş olmadın sen?” diye sordum. “Çok oldu…” diye yanıtladı, ardından, “Sen de soyunsana…” dedi acelesi varmış gibi. Bakışları arasında soyunurken, “Gülsüm biliyor mu bu işi?” diye sordum. Önce cevap vermedi, ama sonra, “Nerden bilsin?” dedi. Sorumdan hoşlanmadığı belliydi.

Çırılçıplak kalırken ara ara bakışları sikime kayıyordu. Çoktan sertleşmiş ve kalkmış olan sikim birazdan onun kıllı, geniş amına girecekti. Yatak örtüsünü ve yorganı açtım, “Hadi gir!” dediğimde Münire Hanım yatağa uzandı. Kocaman, cüsseli vücudu yatağın yarısını kaplamış, devasa memeleri iki yanına sarkmıştı.

Yanına uzandım ve bir şey demesini, yapmasını beklemeden memelerine yumuldum. Etli uçlarını dillemeye, ısırmaya başlarken sağ elimle de alttan kıllı amını okşuyordum. Sık bir çalıyı andıran kılların ortasında amının etli dudaklarını parmak uçlarımla sıkıyor, parmaklarımı amının içine sokup çıkartıyordum.

Münire Hanım yaptıklarıma herhangi bir karşılık vermeden hareketsiz bir halde yatıyordu sadece. Uzun zamandır banyo da yapmıyordu muhtemelen, üzerinden pek de hoş olmayan bir koku geliyordu çünkü. Ancak o azgınlıkla bunu dikkate alacak halim yoktu.

Memelerini dillemeye, yalamaya, ısırmaya devam ediyordum. Kıllı amına dört parmağımı birden sokup çıkartıyor, amını ovalıyordum. Sikim kazık gibi bir haldeydi. Amına girmek için sabırsızlanıyordum, ama biraz daha sabretmek, etinin tadına varmak istiyordum.

Memelerinden sonra boynunu, göğsünü, yanaklarını ve yüzünü öptüm uzun uzun. Münire Hanım aynı bir odun gibi duruyordu yine. En sonunda dayanamayıp, “Senin hoşuna gitmiyor mu?” diye sordum. Şiveli konuşmasıyla, “Sen yapsana, ne edecen beni?” dedi. “Sen de katıl, böyle olmaz, öküz gibi durma!” dedim.

Ağarmış saçlarını okşadım. Gençliğinde güzel bir kadın olduğu belliydi. Alnını öptüm, ardından dudaklarını öpmeye başladım. Etli dudaklarını emdim, dudaklarının üzerinde aynı karımınki gibi siyah tüyler vardı ama Münire Hanımınkiler daha uzundu. Yanaklarında ve çenesinde kısa kalan tüyler bu noktada epey uzundu. Ancak yapacak bir şeyim olmadığından işime devam ettim.

Münire Hanım sözlerim karşısında tepkisiz kalmadı ve sağ elini sırtıma attı. Çıplak sırtımda nasırlı, güçlü elleri dolaşırken önce ürperdim ama sonra hoşuma gitmeye başladı. Koltuk altlarındaki kıllar da uzamıştı, oradan da ter kokuları yükseliyordu. Ancak normal bir ter kokusundan ziyade sanki baharat kokusuna benziyordu. Rahatsız etmeyen bir kokuydu.

Dudaklarını emdim uzun uzun. “Ağzını arala!” deyince bir miktar açtı, oluşan boşluğa dilimi soktum. Münire Hanım şaşırmış gibiydi. Dilim ıslak ve sıcak ağzının içinde geziniyor, dişlerine ve diline dokunuyordu. Ağzından da nahoş bir koku geliyordu. Akşam vakti soğanlı bir yemek yemişti anlaşılan ve soğan kokusunu alıyordum. Bir ara dilim dişlerinin arasında kaldı, dilimin ucunu ısırmıştı, belki heyecandan, belki şaşkınlıkla. Ama canımı yakmaya yeten bir ısırıktı.

“Dikkat et biraz!” deyince, “Az dur hele…” dedi Münire Hanım ve şaşkın bakışlarım arasında ağzını açtı. Elini soktuğu ağzından takma dişlerini çıkardı, dişleri yatağın yanındaki komodinin üzerine bırakırken bakışlarım dişlerin üzerindeydi. İnsanın içini kaldıran bir görüntüydü. İlk defa böyle bir şeyle karşılaşıyordum.

Takma dişler ağzından çıkınca Münire Hanım’ın yanakları içe geçmiş, avurtları çökmüştü. Ağzını yeniden aralarken dilimi tekrar soktum içine. Dişlerinin yerinde şimdi derin bir çukur vardı, dilim diline değiyordu. Dişler çıkınca nahoş koku da azalmıştı.

Yüzünü, yanaklarını, boynunu öptüm, yaladım. Yaşından dolayı yumuşamış, sarkmış boyun etlerini emdim memeleri gibi. Sağ elimse kıllı amını okşamaya devam ediyordu. Dört parmağımla amını deli gibi yoğuruyor, am dudaklarını sıkıyordum. Etli, dolgun kalçalarını okşadım, tüylü karnında gezindi ellerim. Tüylü karnına inat kalçaları karımınkilere benzer şekilde kaymak gibiydi.

Bunlar olurken Münire Hanım’ın eli sırtımda gezinmeye devam ediyordu. Sırtımdan sonra belime attı elini, yavaş yavaş tava geliyordu. Yeniden memelerini emmeye, yalamaya başladım. Meme başlarını, uçlarını yaladım, dilledim. Münire Hanım’ın hoşuna gitmeye başlamıştı artık. Şimdi iki elini sırtımda, belimde gezdiriyor ve güçlü elleriyle beni kendine çekmeye çalışıyordu. Omuz başlarımı öpmeye başlamıştı bu arada. 66 yaşındaki kadın zevk almaya başlamıştı. Onun bu hali, davranışları hoşuma gitti, benim de istediğim buydu.

Artık daha fazla devam edecek halde değildim. “Şu bacaklarını aç!” dediğimde, kalın, güçlü bacaklarını iki yana olabildiğince açtı. Amının etli dudakları kıl yumağının arasında bile belli oluyordu. Bacaklarının arasına girdim ve kalkık sikimi amının kıllarına sürttüm. Karımın amının kısa ve sert kıllarına karşılık Münire Hanım’ın uzun kılları yumuşak kalıyordu. O nedenle hoşuma bile gitti bu kılların içinde sikimi gezdirmem.

Bir süre daha devam ettikten sonra derin ve geniş amına yavaş yavaş sokmaya başladım sikimi. İlk anda hafif bir ürperti gibi gelen soğukluğun ardından yakıcı bir sıcaklık hissettim sikimde. Sikim koca amının içinde kısa bir sürenin sonunda taşaklarıma kadar içindeydi. Değil sikimi, kolumu soksam içine alacak bir amı vardı Münire Hanım’ın.

Bir süre bekledim içinde. Gözlerini gözlerime dikmişti. Ellerim koca memelerinin üzerindeydi. Ağır ağır sikmeye başladım. Kıllı amının içinde sikim çok rahat halde gidip geliyordu. Altımızdaki bazadan derin ve yoğun gıcırtılar gelmeye başlamıştı. Münire Hanım’ın elleri sırtımda ve belimde geziniyordu yine.

Bir süre daha ağır ağır siktikten sonra hızlanmaya başladım. Gıcırtılar artarken kasıklarım ve taşaklarım Münire Hanımın kasıklarına çarpıyor ve şiddetli sesler çıkıyordu. Sikim amının ulaşabildiği en uç noktalara kadar girip çıkıyor, gidip geliyordu. Ama o noktaların da ilerisinde daha derin yerlerin olduğunu biliyordum. Münire Hanım’ın amı derin ve karanlık bir mağara gibiydi, o en dip noktaları şimdiye kadar bir adamın yarağı keşfetmiş miydi acaba? Oraya kadar ulaşan bir yarak yemiş miydi kim bilir?

Artık onu sikmiyor üzerinde tepiniyor gibiydim. Var gücümle pompaladıkça Münire Hanım’ın etli, dolgun vücudu aynı büyüklükte bir güçle beni geri itiyordu sanki. Koca memeleri üzerindeki ellerime rağmen deli gibi sallanıp löpürdüyordu. Bazanın gıcırtıları karımla sikiştiğim zamanlarınkini çok aşan bir haldeydi artık.

Boşalmaya gittikçe yaklaşıyordum. Her yanım uyuşmaya başlamıştı. Sinirlerim çekiliyordu sanki, kalbimin şiddetli atışlarını hissediyordum. Münire Hanımınsa dudaklarındaki belli belirsiz titremeler haricinde verdiği başka bir tepki yoktu. Bir de dişsiz ağzındaki boşlukta hareket ettirdiği dilini dışarı çıkarıyordu ara ara.

Dizlerinden büktüğü kalın ve ağır bacaklarını havaya kaldırdı bir zaman sonra. Pompaladıkça bacaklarının havadaki yaylanması hoşuma gidiyordu. Memelerinden çektiğim ellerimi dizlerinin arkasına attım ve bacaklarını biraz daha kaldırdım havaya.

Bu şekilde daha güçlü bir şekilde sikmeye başladım. Ses patlamaları odanın içinde yankılanıyordu. Memelerinin sallanışlarını önlemek için elleriyle onları kavramıştı, ama buna rağmen bıngıl bıngıl oynuyordu memeleri. Sikimin her bir darbesiyle koca vücudu ileri geri yaylanıyor, kat kat kalınlaşmış yağlı etleri titriyordu.

Derken boşalmaya başladım. Kıllı ve derin amına ne kadar dölüm varsa bıraktım, bırakırken de sokup çıkarmaya devam ettim. Büyük bir enerji boşalması yaşamış gibiydim sikimi amından çıkartırken. Sikimden akan döllerimi amının kıllarına akıttım.

Kalp atışlarım normale dönerken yanına uzandım. Münire Hanım hiçbir şey demeden kalktı ve yerde duran uzun donuyla amının kıllarına bulaşan döllerimi sildi.

Karımı daha önce de aldatmıştım, ama bu gece ilk defa kendi yatağında bir kadını sikmiştim. Ve bu da kiracımın annesine nasip olmuştu. 66 yaşında da olsa bana zevk vermişti Münire Hanım. “Hoşuna gitti mi?” diye sordum. Cevap vermek yerine üzerini giyindi çabucak, komodinin üzerinde duran takma dişlerini alıp taktı.

Tam çıkacakken, “Az bekle!” dedim. Cüzdanımı çıkardım, içinden 20 lira alıp uzattım. Bir paraya bir bana baktı, sonra da parayı alıp avucunun içinde sıktı ve bir şey demeden çıkıp gitti.

Merdivenlerden inerken kapının deliğinden baktım. Selman’ın sesini duydum bu sırada. Yüzünü göremiyordum, ama aşağıda olduğuna emindim. Annesine Arapça bir şeyler söyledi, annesi de ona. Ne dediklerini bilmiyordum elbette.

Münire Hanım Selman’ın dün akşam çıkıp gittiğini ve henüz eve dönmediğini söylemişti. Yalan söylemişti, Selman bu şekilde söylemesini istemişti muhakkak. İyi ama Münire Hanım (İstersen sana karılık ederim…) derken Selman bundan haberdar mıydı? Oğlu borçlarına karşılık annesini mi siktirmişti bana?

Ertesi akşam eve geldim. Münire Hanım’ı beklemeye başladım. Saat dokuza doğru kapıya vuruldu. Açınca Münire Hanım’ı gördüm. İçeri geçti, kendiliğinden yatak odasına geçecekken, “Az dur!” dedim. “Ne oldu?” diyerek bana baktı. “Selman geldi mi?” diye sordum. Münire Hanım, “Yok, Allah onun boyunu devirsin, hangi cehenneme gitti bilmiyorum…” dedi.

“Bana bak, bana yalan söyleme. Dün akşam sen gittikten sonra o pezevengin sesini duydum. Seninle konuştu, Arapça bir şeyler konuştunuz. Seni o mu gönderdi?” dedim. Sözlerim karşısında yüzü pancar gibi kızardı. “Yok beyim, vallah evde değil, sen başkasının sesini duydun herhalde…” dedi, ama yalan söylediği çok belliydi.

“Ağzına sıçarım senin, oğlun sana pezevenklik mi yapıyor lan orospu?” dediğimdeyse, “Tövbe bismillah, o nasıl söz beyim?” dedi bir eliyle ağzını kapatırken. “Bu gece burada kalacaksın, nasılsa karım evde yok. Seni sabaha kadar sikecem, eğer gitmeye kalkarsan ağzına sıçarım!” dedim.

Münire Hanım şaşırmış ve korku dolu gözleriyle bana bakarken onu sabaha kadar sikmenin planlarını yapmaya başlamıştım…

Suriyeli Kiracılarım! (4. Bölüm)

Dairenin kapısını kilitlerken, “Vallah kalamam beyim sabaha kadar, dünkü gibi yap, bırak gideyim…” dedi yalvaran gözlerle bakarak. “Dünkü gibi olmayacak, sabaha kadar dedim sana, seni buraya oğlunun gönderdiğini biliyorum, bana numara yapma!” dedim.

Selman için, “Allah onun belasını versin, beni bu yaşta ne hale soktu!” dedi öfkeden titreyen sesiyle. Gözlerinden yaşlar süzülüyordu, “Bırak da gideyim beyim, kurban olduğum…” diyordu sürekli. Ama onu bırakacak değildim.

“Ağlayıp durma, faydası yok!” dedim sözlerine karşılık. Münire Hanım en sonunda bir işe yaramadığını fark edince ağlamayı kesti. Beni etkileyemeyeceğini anlamıştı. “Yatak odasına geç!” dedim. Bir süre şaşkın bir halde ayakta durduktan sonra yatak odasına geçti.

Bugün dünkünden farklıydı. Uzun ve bol siyah bir etek giymişti. Üzerinde ise çiçekli, uzun kollu bir gömlek vardı. Başını ise siyah büyük bir türbanla bağlamıştı. Türbanın altından parlak kırmızı bonesi görünüyordu. Gömleğin altından sutyensiz koca memelerinin oynamaları belli oluyordu. Gözlerinin altına aynı gelini Gülsüm gibi sürme çekmişti ayrıca. Kendini beğendirmek, etkilemek için yapmıştı bunları.

“Ne bekliyorsun, soyunsana!” dediğimde üzerindekileri çıkartmaya başladı. Eteğini aşağı indirdiğinde dünkü gibi uzun bir don giymediğini, onun yerine kalçalarını sıkmış ve tayt gibi görünen beyaz paçalı bir külot giydiğini gördüm. Amının izi beyaz kalçalarını, kasıklarını sıkan külotun üzerinde belirmişti. Gömleğin düğmelerini açtı tek tek ve çıkarttı. Gömleğin altında ince askılı beyaz bir atlet vardı ve memeleri içine sığmamıştı. Atlet de külotu gibi dar gelmişti üzerine. Belki de bu atlet ve külot onun değil Gülsüm’ündü, onunkileri giyip gelmişti.

Atleti başının üzerinden zorlukla çıkardığında memeleri sallanıp löpürdedi. Sonunda sıra külotuna gelmişti. Lastiklerinden tutup sıyırırken amındaki kılları aldığını gördüm. Tıraş olup da tamamen temizlememişti, muhtemelen uzamış kılları makasla kesmişti, ama dünküne göre daha güzel görünüyordu bu şekilde. Uzun kıllardan pek belli olmayan amının derin yarığı şimdi karşımdaydı. Kararmış ve etli amının dudakları da düne göre daha net görünüyordu. Külotu tamamen çıkarınca ben henüz bir şey demeden yatağa girdi.

Sikim kazık gibi olmuştu bile. Bir çırpıda soyundum ve yatağa girdim. Ellerim dolgun vücudunda gezinmeye başladığında elimin soğukluğunun onu ürperttiğini fark ettim. İri memelerini sıkıp yoğurdum, kalçalarını okşadım. Dudaklarım etli meme uçlarıyla buluştu az sonra. Onları emiyor, dilliyor ve küçük küçük ısırıyordum. Dün yatakta kazık gibi duran Münire Hanım bugünse ilk andan saçımı, sırtımı okşamaya başlamıştı.

İki devasa memesini uzun uzun elledim, yaladım, öptüm. Belki de memelerinin bu kadar büyük ve sarkık olmasının sebebi uzun seneler boyunca kocasının ellemesiydi. Kim bilir kaç çocuk doğurmuştu? Selman’ın başka kardeşinin olup olmadığını bilmiyordum, o söylememiş ben de sormamıştım hiç.

Memelerinde gezinen elimi aşağılara kaydırdım. Tüylü karnını, göbeğini okşadım. Kasıklarına ulaştı sonrasında elim. Dünkü gibi ormanı andıran kılların yerinde şimdi küçük yeşil çayırlar var gibiydi. Kıllar kısa olmasına rağmen yumuşaktı yine de.

Amını hissettim parmak uçlarımda. Kıl yumağının engel olduğu güzellikler şimdi elimin altındaydı. Amının yarığını okşadım, etli dudaklarını sıktım ufak ufak. Sonra da dünkü gibi dört parmağımı soktum içine. Bu anda Münire Hanım’ın dudaklarından, “Ihhh…” diye bir inilti çıktı. İki gündür ilk defa bir inilti çıkartmıştı. Hoşuna gittiğini anladım. Parmaklarımı amının içine yavaş yavaş sokup çıkartıyordum. Amında ıslaklık yoktu, ama içi o kadar genişti ki, ıslanmasına gerek yoktu.

Dilim ve dudaklarım ise memelerinde geziniyordu yine. Saçlarımı okşuyor, belimde, sırtımda nasırlı kalın parmaklarını hissediyordum. Bacaklarını iki yana açtı biraz, bu şekilde parmaklarımı amına daha rahat sokup çıkartabilecektim.

Memelerinden sonra yüzünü, yanaklarını, alnını öptüm. Boynunun etlerini emdim yine. Kulaklarını dilledim, içine dilimi soktum, kulak memelerini emdim tıpkı memelerini emiyormuşum gibi. Kulak memelerinde derin bir yarığı andıran küpe delikleri vardı. Kulaklarını bu şekilde dilleyip emmemden çok hoşlanmıştı. Beni kendine bastırıyor, çekiyordu Münire Hanım.

Üzerinden dünkü gibi ter veya nahoş bir koku gelmiyordu. Onun yerine beyaz kalıp sabunun kendine has kokusunu alıyordum. Koltuk altlarında da uzamış kıllar yine aynı şekilde dursa da ter kokusu yoktu.

Sıra dudaklarına geldiğinde, yine, “Ağzını arala!” dedim. Dediğimi yapınca dudaklarını emmeye başladım. Etli dudaklarını uzun uzun emdim, dudak altında ve üstünde bulunan tüyler dudaklarıma ve dilime batıyordu, ama benim için sorun değildi bu. 30 yıllık karımdan aşinaydım sonuçta. İlginç olansa Münire Hanım’ın dünkü gibi acemi davranmamasıydı. Ağzının içine soktuğum dilimi diliyle karşılamıştı, ne yapacağını biliyordu. Ağzından dün gelen hoş olmayan, soğan kokusunun yerinde şimdi ilginçtir karanfil kokusu vardı. Münire Hanım birkaç karanfil tanesini ağzına atıp çiğnemişti anlaşılan. Dünkü eksiklerini tamamlamaya çalışmış, bunda da başarılı olmuştu.

“Dilini çıkar!” dediğimdeyse çıkardı dilini ağzından. Islak, pembe dilini emdim. “Sen de yap!” deyince Münire Hanım dilimi emdi, vakumladı hatta. Sonrasında dillerimiz yeniden buluştu. Büyük bir keyif almaya başlamıştım. Benimle zorla değil, isteyerek birlikte olmasını istiyordum çünkü.

Üstte dillerimiz birbirine aşkla kenetlenmişken, altta da ilginç şeyler olmaya başlamıştı. Münire Hanım’ın nasırlı sağ elini sırtımdan çekmiş ve altta sikimi tutmuştu. Sikimi okşuyor, sıvazlıyordu. Bu andan sonra aldığım keyif katlanarak artmaya başladı. Sağ elim amında, sol elim memelerindeydi. Dudaklarım ve dilim onun etli dudaklarında, pembe dilinde gezinirken, onun sol eli sırtımda ve belimde, sağ eliyse sikimdeydi.

Okşamaları sertti, elinin kalın ve güçlü parmaklarının arasında sikimi sertçe sıkıyor, sanki bir ineğin memesini sağmaya çalışıyordu. Sikim amına girmek için geriye saymaya başlamıştı artık. İçine dolan kanla iyice şişmiş ve sertleşmişti. Yine de amına sokmadan önce yapmam gereken birkaç şeyin daha olduğunu düşünüyordum.

Bakışları arasında, “Bacaklarını arala biraz daha!” dedim. Yorganı üzerimizden çektim. Münire Hanım’ın yaşlı, etli amını ağzıma alıp emmek, yalamak istiyordum. Bacaklarının arasında yerimi aldım az sonra ve yine şaşkın bakışları arasında yavaşça eğilerek amına aynı bir dondurmaya yapar gibi dil darbeleri atmaya başladım.

Amından, aynı üzerinden olduğu gibi sabun kokusu geliyordu, üstelik koku daha yoğun bile sayılabilirdi. Amının kararmış etli dudaklarının üzerinde gidip gelen dilim onun koca gövdesini elektrik çarpmış gibi titretti. “Ayyy…” diye attığı küçük iniltinin ardından dizlerinden büktüğü bacaklarını iki yana daha da ayırdı. Saçlarımı okşamaya başlamıştı. Amının derin yarığında gezdirdim dilimi. Am dudaklarını emdim uzun uzun.

Sonrasında içine soktum dilimi. Kararmış dudaklarına inat amının içi kızıl, pembe bir renkteydi. Canlı rengine yakıcı bir sıcaklık eşlik ediyordu. Pembe kızıllığın içinden amının uzamış ve etli dili çıkıntı yapmıştı. Dudakları gibi dilini emmeye başladım bu kez. Ve bu anda Münire Hanım’ın iri gövdesinin yatak üzerinde çırpınışları başladı. Amının dilini emdikçe kadının koca vücudu sarsılıyordu. Saçlarımda gezinen eli okşamaların yerine şimdi saçlarımı çekiyordu.

Uzun uzun dilledim amının dilini, yaladım, emdim, vakumladım. Dilimi bu kez amının içlerine sokmaya başladım. Soktukça dilim amının içinde ilerliyordu. Dilimi uzatabildiğim kadar uzattım. Ben uzattıkça Münire Hanım’ın amı içine alıyordu dilimi. Amının yakıcı sıcaklığı da dilim içerilere girdikçe artıyordu. Dilim ve dudaklarım amı ile bütünleşmiş adeta bir olmuştu.

Başım iki koca kalçasının arasında sıkışmıştı. Aldığı zevkle kalçalarını kasıyor, başıma büyük bir güçle bastırıyordu. Bu şekilde devam edemeyeceğimi anlayınca kalın bacaklarını tuttum alttan ve omuzlarıma attım. Büyük bir güç binmişti omuzlarıma, ama en azından daha rahattım. Dizlerimin üzerine çökmüş haldeydim, rahat etmek için öne doğru biraz kaydım. Bu sayede Münire Hanım’ın omuzlarımdaki bacakları havaya kalkarken amını daha rahat dilleyebilecektim.

Amının üzerindeki kılları hemen hemen eşit bir seviyede makasla kesmişti, ama kasıklarında yer yer uzun kıllar vardı halen. Ancak uzun ve kıvır kıvır olmuş kıllar sanki pamuk gibi yumuşaktı. Dilime, dudaklarıma, yanaklarıma batsa da rahatsızlık vermiyordu.

Amının içindeki dilimi bir yarak gibi kullanıyordum. Karımın amına da bu şekilde sokuyordum dilimi ve bundan büyük zevk alıyordu her seferinde. Bir süre sonra Münire Hanım’ın kalın bacaklarının ağırlığını daha fazla taşıyamayacağımı fark ettim. Ayrıca amını da daha fazla dillemek istemiyordum. Onun şimdiye kadar görmediğim bir yönünü keşfetmeye gelmişti sıra.

Bacaklarını aldım omuzlarımdan ve “Dön şöyle, dizlerinin üzerinde domal!” dedim. Münire Hanım bir şey demeden kalktı ve dediğim gibi yaparak köpek gibi domaldı. Bembeyaz göt yanaklarının üzerinde de aynı karnında olduğu gibi siyah tüyler vardı ama çok değildi. Oldukça derin göt yarığında ise boydan boya siyah kılların hâkimiyeti vardı.

Göt yanaklarını tuttuğumda etleri titreyip löpürdedi hemen. Bir süre ovaladım onları, yoğurdum, öptüm. Ardından tutup ayırdım iki yana iyice. Derin göt yarığı iki yana açıldığında kıl yumağının arasında götünün derin ve karanlık bir çukuru andıran deliği çıktı meydana.

Göt deliğinin ağzı kıllarla kaplanmıştı. Amının kıllarını keserken göt deliğindekileri unutmuştu Münire Hanım. Ama o kılları tek başına alması mümkün değildi elbette. Göt yarığında terden kaynaklı bir ıslaklık vardı. Güneş görmeyen sık ağaçlarla kaplı bir ormanın tabanı gibi sürekli ıslaktı sanki. Yatak çarşafının ucuyla bu derin yarıktaki ter damlacıklarını sildim. Göt deliğinden hafiften bir osuruk kokusu geliyordu, bunun dışında aynı sabun kokusu da geliyordu burnuma. Çarşafın ucuyla göt deliğinin ağzını da sildim. Münire Hanım’ın başını yana çevirip bana bakmaya çalıştığını gördüm. Götünün çukur gibi deliğine bakılırsa daha önce götten sikildiği anlaşılıyordu. Normal haline göre oldukça genişti çünkü.

Karımı ilk kez o 45 yaşındayken, büyük oğlumun evlendiği gece götünden sikmiştim. Oğlumun gelinimi siktiği gece, karım da bana götünü sunmuştu. O günden beri yaklaşık 5 yıl geçmiş, o 5 yılda da götünü iki üç ayda bir siktirir olmuştu. Basit bir hesapla karımın götünü şimdiye kadar 15-20 kez sikmiştim, ama halen daha göt deliği dardı ve sikimi sokarken zaman zaman sabun kullandığım oluyordu.

Ama Münire Hanım’ın göt deliğine bakılırsa değil 15-20, belki 150-200 kez sikilmiş gibi görünüyordu. Göt deliğinin etrafındaki uzun, ağarmış kıllara aldırmadan dilimi değdirdim deliğin ağzına. Münire Hanım yaptığım şey karşısında şaşırmış bir halde başını geriye attı. Yoğun şivesiyle, “Ne ediyon beyim?” dedi.

“Sen dön önüne, konuşma!” dedim yanıt olarak. Münire Hanım önüne dönmek yerine merakını yenemeyip bakmaya devam etti. Göt deliğinin içine giriyordu dilim. Dilimin ucunu deliğin ağzında gezdirmeye, içine sokup çıkarmaya devam ettim bir süre daha.

Bu arada sikimin sertliği, kalınlığı son noktasına ulaşmış gibiydi. Balon gibi şişmiş nerdeyse patlayacak bir hale gelmişti. Münire Hanım domalmış bir halde dururken amına bu şekilde girecektim. Götünü dillemeyi bıraktım, sikimi sıvazladım bir süre. Göt yarığına sürttüm, kılların sikime batarken yaşattığı keyif tarifsizdi. Bundan Münire Hanım da hoşlanmıştı anlaşılan.

Aynı yoğun şivesiyle, “Büzzüğümden mi sikecen?” dedi. “Daha önce siktirmişsin belli ki!” dedim. “Hee, bizde adettir…” diye karşılık verdi. Nasıl bir adet olduğunu anlamadım, ama benim işime yarayacağı belliydi. Karımın verme konusunda cimri davrandığı götünün yerine şimdi Münire Hanımınkini sikebilecektim. “O da olacak, sabret!” dedim ve sikimi arkadan amına sokmaya başladım.

Sikim amının derinliklerine ulaşırken öne doğru kaydım dizlerimin üzerinde. Az sonra taşaklarımı bile içine alacak kadar girmişti sikim amına. Bir süre bekledim o şekilde. Ardından önce yavaş sonra hızlı tempoda sikmeye başladım. Kasıklarımın göt yanaklarına, kıllı kasıklarına çarpmasından kaynaklanan sesler gelmeye başladı hemen.

Münire Hanımın etli, dolgun ve yumuşak göt yanakları deli gibi oynuyor, bıngıl bıngıl sallanıyordu. Elleriyle yataktan destek almış başını bazen yana çevirip bakmaya çalışıyordu. Pompaladıkça sikim amının içinde sanki boşluktaymış gibi gidip geliyordu.

Bu anlarda Münire Hanım’dan, “Vığhhh, vığhhh…” diye garip sesler gelmeye başladı. Arapça bu şekilde mi inliyor acaba diye düşündüm bir an. Daha da hızlandıkça çıkardığı sesler artmaya başladı. Bu arada kendisi de ellerinden destek alarak dizleri üzerinde öne arkaya doğru yaylanmaya başlamıştı. Bu şekilde kendini bana bastırıyor, sikişmemize katkı sağlıyordu kendince. Çok hoşuma gitmişti bu davranışı.

Ellerim göt yanakları üzerinde, kalın ve etli belinde geziniyordu. Devasa, sarkık memeleri pompalamalarım ve onun sallanışları nedeniyle ileri geri, sağa sola çıldırmış gibi oynuyordu. İçi sütle dolmuş bir Hollanda ineğinin memelerinden farkı yoktu memelerinin. Eğilip alttan tuttum ikisini de. Ancak ellerim memelerini kavramaya yetmiyor, küçük kalıyordu. Her bir yarak darbemle beraber memeleri ellerimin arasında kaçıp kurtulmaya çalışıyor, sallanmaya devam ediyordu.

Sağ elimin başparmağını göt deliğine soktuğumda Münire Hanımdan bir tepki gelmedi. Fark etmemişti belki de. Kendini ileri geri sallamaya bana yaslamaya devam ediyordu sürekli. Çıkardığı garip iniltileri de son sürat devam ediyordu.

Altımızdaki baza yaşadığımız müthiş sikişme nedeniyle ağır ağır gıcırdıyordu. Münire Hanımın kasıklarına, göt yanaklarına çarpan kasıklarımın ve taşaklarımın sesi bu gıcırtıları geride bırakıyordu. Aşağıdaki Selman’ın, annesi sikilirken çıkan sesleri duymaması mümkün değildi. En çok da o pezevengin duymasını istiyordum zaten. Borcuna karşılık 66 yaşındaki annesini göndermişti pezevenk. Ama yine de bunun için ona kızmak yerine teşekkür etmem gerekliydi. 66 yaşında da olsa annesi bana müthiş bir zevk yaşatıyordu.

Zaman ilerledikçe boşalmaya yaklaşıyordum. Aynı dünkü gibi sinirlerimin gerildiğini hissettim. Aynı zamanda baldırlarıma kramp girmiş gibiydi. Son bir gayretle daha şiddetli ve hızlı halde sikmeye başladım. Münire Hanım koca gövdesine rağmen yarak darbelerimle baş edemeyeceğini anladığında dirseklerini kırdı ve kollarını dayadı yatağa. Bu halde başını iyice eğmiş, yastığa yapıştırmış gibiydi. Hırıltılı ve yoğun iniltileri çıkartmaya devam ediyordu, ama kendini bana yaslamayı bırakmıştı.

Bembeyaz göt yanaklarının löpürdemeleri sikim amının içinde olduğu halde beni daha da azdırıyordu. Sikimi amından sokup boğazından çıkarmak istiyordum. Amından osurmaya benzer sesler gelmeye başlamıştı artık. Kocaman amı sikimle beraber hava da alıyordu içine, amı adeta bir körük gibi çalışıyordu. Amının seslerine göt deliğinden gelen osuruklar karışmaya başladı. Kadın sikilirken resmen osuruyordu. Münire Hanımın hem ağzından, hem amından, hem de göt deliğinden sesler çıkıyordu.

Sonunda kendimi kaybedercesine boşalmaya başladım. Döllerim bir günlük aranın ardından yeniden Münire Hanımın amı ile buluşurken gözlerim kapanıyor, bilincim gelip gidiyordu. Boşalırken sikimin tatlı bir şekilde gıdıklandığını hissediyordum. Daha doğrusu sikimin içindeki damarlarda, döllerimin aktığı hortumlarda tatlı bir yanma yaşıyor gibiydim. Bazen işerken oluyordu böyle, ama şimdi Münire Hanımın yıllanmış amcığına akıtırken oluyordu, çok hoşuma gidiyordu.

Boşalmam bittiğinde sikimi amının içine bastırdım iyice. Kalan son birkaç dölümü de ziyan etmek istemiyordum. Sikimi çıkardığım vakit Münire Hanımın amının döllerimi bir sünger gibi emdiğini gördüm. Tek bir damla bile yoktu sikimden akan. Aynı şekilde amından dışarı akan bir döl damlası da yoktu.

Ayağa kalkarken Münire Hanım da doğruldu. Sikişme esnasında ben farkına varmadan takma dişlerini çıkarıp yastığın üzerine koymuştu. Dişler, karımın uzun, içi yün dolu yastığının üzerinde duruyordu. Ağzından tükürük akıyordu. Aynı dünkü gibi yanakları içe geçmişti. Dünküne inat yüzü gülüyordu bu kez.

“Hoşuna gitti mi?” diye sorduğumda, ellerini birleştirip, “Şükran, Şükran…” dedi birkaç kez. Arapça teşekkür ediyordu. 66 yaşındaki kadın kendisini siktiğim için bana teşekkür etmişti. Gururumu okşadı bu hareketi. Karımın yokluğunda bana güzel bir sikiş ziyafeti çektiği için ben de ona teşekkür ettim.

“Yıkanalım mı?” dediğimde başını salladı. Birlikte banyoya geçtik…
isterseniz davamı gelecek :D..

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

inşaatta saatlerce

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

inşaatta saatlerce

Merhaba adım Tuğba… Şu anda 20 yaşımdayım. Bundan 2 yıl önce yaşadığım bir olayı yazıyorum. Bu hikaye gercektır bizzat ben yaşadım. O zamanlar 18 yaşındaydım. Kızıl saçlı ela gözlüyüm. Boyum 155 civarıydı. Göğüslerim küçüktü yumurta kadardı. Ama kalçalarım dışarı çıkık ve dolgundu. Henüz orta ikiye gidiyordum. Okula gitmek için evden çıkmıştım. Okulum evimize çok uzak sayılmazdı bende genellikle yürümeyi tercih ederdim. Gene birgün yürüyordum. Yolumun üstü inşaat halinde binalarla doluydu tenha bir sokaktı. Yürürken bir ara belimde soğuk bir cisim hissettim aniden birisi koluma girdi ve sıkıca kolumu kavradı. Bana “sakın bağırma kaşar yoksa canını yakarım” dedi. Bende başımla onayladım. Sonra etrafa baktı kimsenin olmadığından emin oluncada çekiştire çekiştire bir inşaata götürmeye başladı beni… Direnmeye çalıştım ama belime dayadığı bıçak canımı yakmıştı direnmeyi bıraktım. İnşaata girmiştik. Artık beni bir alt kata indirdi ve bir odaya soktu. Korkudan dizlerim titriyordu. Omzuma bastırıp eğilmemi istedi. Eğildim, tam önünde diz çökmüş ona bakıyordum. Elimi sıkıca tutup pantolonunun üstüne getirdi ve pantolonunun üstünde elimi gezdirmeye başladı. Kabarıklığı hissedebiliyordum. Bu korkumu daha da arttırmıştı. Beni sürekli izlediğini, yürüyüşüme hayran olduğunu, kalçalarıma bakmaktan gözlerini alamadığını, bazen rüzgarlı havalarda arkadan eteğimin açıldığını görünce aletinin hemen kaçtığını, geceleri beni ağzımdan becerip dudaklarıma akıttığını hayal edip gecelerce boşaldığını söylüyor, bir yandan da elimi pantolonunun üzerinden aletinin üstünde gezdirmeye devam ediyordu. Organı artık çok büyümüş olmalıydı. Sanki deminkinden 3-4 kat daha büyük ve sert bir şeyi elimde hissediyordum. “Küçük fahişe daha fazla dayanamayacağım. Fermuarımı indir ve artık ağzına al şunu” dedi. “Amca nolur beni bırak” diyor yalvarıyordum. Bana “Söz ağzına sokup sokup çıkarıcam” rahat durursam işi bitince bırakacağını söylüyor sadece alabildiğim kadarını ağzıma almamı onu boşaltmamı söylüyordu. Artık korkudan hüngür hüngür ağlıyordum. Bana zarar vermesin diyede dediğini yaptım. Fermuarını indirdim ve aleti birden dışarıya fırladı. Burnumun ucundaydı “Öp onu” dedi. Bense sadece ağlıyordum. “Kaşar öp onu dedim” diye bağırdı. Bense isteksizce başını öpüp kafamı hemen çektim. Aletini yanaklarıma sürtüyordu. “Ağzına da al bakalım kaşar” dedi. Kafamı iki yana salladım “hayır” der gibi. Bu seferde aletini dudaklarıma dayadı. Ağzımı açmadığım için aleti dudaklarımı aralasa da dişlerime dayanmış içeri giremiyordu. Aletini dişlerime bir diş fırçası gibi sürüyor ama sokamıyordu. “Hadi çıtır kız al şunu ağzına” desede ağzımı açmıyordum ellerine saçlarımı dolayıp kafamı bir ileri bir geri çekiyor, organını yüzüme sürüyor, adeta yüzümü beceriyordu. Saçlarımı çekerek yaptığı için canım çok acımıştı. O acıyla bağırınca organını ağzıma yerleştirdi. Saçlarımdan çekerek ağzıma sokup çıkarıyordu. Bende artık olacakları kabullenmiştim. O ağzıma gidip gelirken ben gözlerimi kapatmış ağlıyordum. Daha önce hiç ilişkiye girmemiştim. Oysa şimdi bir amca benim ağzıma sokup çıkarıyordu. Hemde bunu bana tecavüz ederek yapıyordu. Ve beni ağzımdan çok sert beceriyordu kafam arkadaki duvara çarpıyordu ama o hala hızla sokup çıkarıyordu taşakları çeneme çarpıyor saçlarımdan kendine çeke çeke gırtlağıma kadar sokuyordu. Sallanmaktan basım donmuştu. Giderek dahada hızlanıyor daha hızla tamamına kadar sokuyordu. Sonra yavaşlamaya başladı. İyice yavaşladı ve tamamen durdu organının tamamı ağzımda harekesizce bir müddet durdu tamamı ağzımda olduğu için zor nefes alıyordum ve birden ağzıma kesik kesik sıcak birseyler fışkırmaya başladı. Boğazıma yapışıp kalıyordu o amca ise kıpkırmızı olmuş inliyordu. “Hadi küçük fahişe yut onları” diyor. İlk fırlayanlar kadar olmasa da hala kesik kesik ağzımın içinde fışkırıyordu ve yutmamı istediği şey obunu söylemeden boğazımdan aşağıya süzülmeye başlamıştı bile. Aletini küçülene kadar ağzımdan hiç çıkarmadı. Ellerini saçlarıma dolamış penisi ağzımda bir süre öylece bekledi spermleri boğazımdan süzülmeye devam ediyordu. Çıkardığında organı küçücük olmuştu penisini yanaklarıma sürtüyordu sürttükçe penisi tekrar sertleşmeye büyümeye başlamıştı. Ağzımda kalan bolca dölü tam tukurucekken “Onları, tatmanı istiyorum. Yut onları küçük kaşar” dedi. Basımı iki yana sallayarak “hayır” dedim. Ağzımdaki spermler yüzünden ne dedigim anlaşılmıyordu bile… “Hadı kaşar yut bakalım” dedi. Mecburen yutkundum yutkundum zorla yuttum. Amca tamam artık istediğini yaptım nolur bırak beni gidiyim dedim küçük kız seni bırakıcam ama lütfen son bir kez daha yapıyım nolur dedi olmaz hani boşalınca bırakacaktın dedim ben senin dudaklarına yüzüne boşaldığımı hayal ederdim ama hepsi miğdende yüzenede boşalırsam hemen bırakıcam söz dedi. Ağzımı açmamı istedi aleti burnumun ucunda duruyor dudaklarıma degıyordu kocaman olmuştu gözlerini yummuş hadi ufaklık al ağzına dedi bende hemen anibir hareketle kalkıp koşmaya başladım. O da peşimden odadan bile çıkmadan saclarımdan yakaladı ve çok sert bir tokat attı. Bayılmış olmalıyım gözümü açtığımda yerde yatıyordum kollarım ve bacaklarım iki yana acık bağlı buldum kendimi… Sesler geliyordu bir süre sonra içeriye birkaç amca girdi saydığımda 7 kişi olduklarını görünce yıkılmıştım. Bir tanesi “küçük bu daha” diyip dışarı gitti diğerleride fermuarlarını indirmeye başladılar ben yalvarmaya ağlamaya başladım ama onlar fermuarlarını indirmiş yanıma oturmuşlardı bile. Bana acıyan kimse yoktu beni buraya getiren adamda fermuarını indirip iceri girdi. Tekrar 7 kişi olmuslardı herkes aletleri dışarıda yanımda oturuyor oramı buramı mıncıklıyor opuyorlardı. 3 tanesıde başucumda organlarını kaldırmak ıcın yüzüme yanaklarıma suruyor sertlesıyorlardı. Aglamaktan gozlerım kızarmıstı bırtanesı bacaklarımın arasına gecmıs bacaklarımı oksuyordu. Dıgerlerıde kalçalarımı gotumu oksuyor amımı parmaklıyorlardı. Gomlegimin dugmelerini acıp gögüslerimi yalıyor, okşuyor, öpüyorlardı. Bir amcada bacaklarımın arasına gecmiş iplerı cozuyordu. İplerı çözünce onu tekmelemeye başladım ama bacaklarımın arasına gecmıştı bıle külotumu tutup aşagıya çekerek çıkardı. Aletini gotume dayadı. Sıpsıcak kalın penisini gotumun deliginde hissediyordum. Bende tekmelemeye calısıyordum birden bana hızla yuklenmesiyle penisinin tamamını gotume yerleştirdi. Yara yara icime girip cıkıyordu. Deligim yırtıldı sandım o acıyla attıgım çığlık yankılanıyordu. Çektigim acı tarifsizdi. Daha fazla dayanamayıp acıyla bayılmışım. Kendime geldigimde baska birisi bacaklarımı omzuna almıs beni onumden beceriyordu artık kendimi teslim etmistim. Tepki vermeden hareketsizce ölü gibi yatıyordum. Bir kişi sag elimi almış penisinin ustune koymuştu birbaşkasıda sol elime veriyordu bir digeride kafamı tutup yana cevirdi yarragını dudagıma dayadı “Agzını aç fahişe” dedi. Tepki vermedım agzımı acmamı emretti. Actım yavaşca iceri itti. Gırtlagıma kadar sokup cekıyor sonra bir daha itiyordu bacaklarımın arasındaki işini bitirmiş icime patlıyordu. İcimi ılık ılık doldurduğunu hissediyordum. Yerini hemen birbaskası alıyor isini goruyordu. Simdi ise bacak aramdaki bacaklarımı beline doluyor. Hic zaman kaybetmeden bana hızla gırıyor cekıyor hızla bır daha gırıyor cekıyor bır daha bır daha giriyordu. O da icime bosalınca yerine baskası geciyordu. Agzımda gidip gelen ise hala gırtlagıma kadar sokup cıkarıyordu. Cıkarırken penisi dişlerime surtuyor dişlerim kamaşıyordu. Bacaklarımın arasındaki de gittikce dahada hızlanmaya basladı. Belimden tutarak yarragını bana sonuna kadar soktu oda titreyerek icime ard arda döllerini patlıyordu hemen arkasından ağzıma gidip gelen amcada yarragını bogazıma kadar itip tamamını soktu taşakları burun deliklerimi kapattıgı icın zor nefes alıyordum saclarımdan kavradı titreyerek bogazımdan asagıya agzımda kesik kesik patlamaya basladı yutmanı istiyorum. “Sürtük seni kucuk orospu” diye inliyor migdeme dogru spermlerini boşalıyordu. Bacaklarımın arasında yerini alanda bacaklarımı omzuna kaldırıyor. Keser sapı gibi aletinide gotume dayıyordu. Aletini gotume dayayınca gozlerimden yaşlar bosaldı. Daha sesli agladımı gorunce “Seni okullu kaşar. Uniformalarınızın eteklerini yukarı cekip kalcalarınız salına salına yuruyun kıcınızı daracık kotlarla ortaya cıkarın erkekleri dimdik edin sorada zırlayın” dedi ve yarrağını kıcıma dayadı o buyuk ve sıcak organı yıne hıssedıyordum ve bana yuklenerek yavasca organını amıma soktu o buyuk kalın ve sıcak penisi artık icimde hissediyordum. Ellerime veriyor agzıma gidip geliyor beni hıc bos bırakmıyorlardı arkamda gidip gelen gittikce dahada hızlanıyor bana daha hızlı sokuyor gelıyorum. “Kaltak gelıyorum” dıye ınlıyor bense acıdan ayılıp ayılıp bayılıyordum. Gozlerimde aglamaktan yaş kalmamıstı bir yandan agzıma gidip gelen “Fahişe geliyorum. Surtuk yut onları” biryanda beni arkadan beceren “Orospu geliyorum! Kaltak offff” diyerek inliyor. Bana daha sert sokuyorlardı. Agzımdaki penis cok kalındı nefes bile zor alıyordum ama o hepsini sokmaya calısıyor ve sokuyordu da… Beni soymadan okul uniforfam ustumde 7 amele bir ınsaatte beni beceriyordu. Buna inanamıyordum arkamdaki dahada hızlanmıs bacaklarımı sıkmaya baslamıstı. Sonra “Daha fazla dayanamıycam kaşar” dıyerek aletini kokune kadar icime sokup titreyerek icimde boşalmaya başladı Agzımdak**e agzımdan penisini cıkardı belime sarılıp beni havaya kaldırdı penisi dimdik ve cokta kalındı beni yavaşça kucağına oturttu aleti altımda dik ve sabit duruyordu beni tam üstüne getirdi. Yarrağını eliyle tutup götüme hizaladı ve kollarını belime sarıp beni ustune yavaşca oturttu. Yarragı gotume yavasca gomuluyordu. Yarragı gotumu yara yara iceri girdi. Bende artık bitmiştim. Hiç kuvvetim kalmamıştı. Başım omzuna düşmüş kucagında aleti icimde oturuyordum. Beni hoplatarak sikmeye basladı Kucagından bir kaldırıyor aleti gotumden cıkıyor. Bir oturtuyor tekrar tum yarragı gotume gömülüyordu. Kalçalarımdan tutarak aletini bana daha hızlı sokmaya başladı. Gıderek dahada hızlanıyor aletının tumuyle ıcıme tekrar tekrar gırıyordu. Ben acıdan dislerimi sıkıyor dudagımı ısırıyordum. Çok kalındı acıyla kendimden geçiyordum. Giderek dahada hızlandı “Hadi şıllık otur otur bosalmak uzereyim” dıyor kıçıma sokuyor cıkarıyor sokuyor cıkarıyor sokuyor sokuyor… Beni aletinin uzerine oturtarak kıçıma aletini saplıyordu giderek kıçıma daha hızlı sokmaya basladı. Sonra bırden durdu oda hıc kımıldamıyordu bende onun kucagında basım omzunda yarrağının tamamı içimde üstünde oturuyordum taşaklarını götümde hissediyordum o kocaman yarragın hepsini icime almıştım. Yarragı icimde sanki bir kalp gibi atıyordu bu atışlar götümde yankılanıyordu. “Kaltak geliyorum seni küçük fahişe geliyorum boşalıcam offff şıllık içine boşalıcam” diye ınlıyor. Birden yarrağından içime birşeylerin sıcak sıcak patladıgını hissettım bu şey icimi dolduruyordu. Hepsini icime bosalmıstı beni o isini bitirince baskası kolumdan tutup gelbakalım kucuk kaşar birazda buna otur diyip kendi kucagına çekti ve beni aletinin üstüne oturttu O da penisini kıçıma sapladı belk**e saatlerce kucaktan kucağa oturdum bu şekilde… Beni hoplata hoplata saatlerce becerdiler. Simdi ise bir masanın üstüne yatarak ayakta domalmış arkamdan beceriliyordum. Ağzımda da sıradaki kişinin organı digerleride penislerini gögüslerime sürüyor ellerime veriyorlardı. 31 cekiyorlardı agzımdakinin penisi tamamen sondugu icin organını tasaklarıyla beraber komple agzıma sokmuştu. Penisi kalkmaya baslayınca çıkarıp sadece taşaklarını ağzıma sokmuştu. Peniside yüzümdeydi aletinin sıcaklıgını yüzümde hissediyordum. Birtanesı düğmelerimin yarısı açık olan gomleğimin üzerinden inleyerek gögüslerime fışkırmaya başladı. Ardındanda ağzıma gidip gelen “Yut yut fahişe” diye mırıldanıyor ağzımda boşalıyordu. Dişlerim dölle kaplıydı. Spemleri boğazımda birikmiş aşagı dogru süzülüyordu. Daha fazlasını yutamıycaktım artık miğdem spermle doluydu o kadar fazla yutmuştum ki artık kusmak uzereydım. Arkamdaki amcada aletini kıçıma saplamaya devam ediyor beni sertce beriyordu. Yanımda aletini sıvazlayan kişide karnıma dogru haykırarak boşalıyor. Bütün spermlerini karnıma bırakıyordu. Gömlegim hep döl olmuştu. Başucumda 31 çekenlerden bır başkasıda boynuma dogru fışkırmaya başladı. Çenem kulaklarım sperm olmuş enseme doğru akıyordu hemen ardından arkadasıda yuzume bosalmaya basladı. Anlım gozlerim sperm olmuştu. Göz çukurlarım dölle kaplanmıstı bulanık görüyordum gözlerim acıyordu. Spermleri gözlerime girmisti. Başucumda aletine asılan adamda “Geliyorum bebeğim gelll” diye daha lafını bitiremedem yüzüme patladı saçlarım yanaklarım sperm doldu. Yüzümden sıcak spermleri akıyordu. Boyun boşlugumda spermler birıkmis göğüslerime karnıma koltuk altlarıma süzülüyordu. Beni arkada kıçımdan düzen amcada “Ohh ohh geliyorum kaşar gelıyorum” diye sayıklıyor, yarragını kıçıma gömüyordu. Bana sokuyor cıkarıyor sokuyor sokuyor hep sokuyordu. Üstume ilk boşalan amcada hala doymamış kalın damarlı ve sıcak yarrağını elime veriyor; “Okullu kaltak küçük orospu seni” dıye mırıldanıyor, yarrağının sıcaklıgını ve kalp gibi atışını elimde hissediyordum. Arkamdaki amcada gittikce dahada hızlanıyor kıçıma daha hızlı saplıyordu ve giderek yavasladı daha yavaş soktu. Kıçıma her sokuşu daha yavaş oldu ve aletinin tamamı içimde durdu aleti içimde atıyordu. dizleri titremeye başlayınca geliyorum kaşar dıye ınleyerek penisini içimden hızla çıkararak popoma boşalmaya başladı o sıcak spermlerı kalçalarımda hissedıyordum eteğimde hep döl olmuştu tüm vücudum dölle kaplanmış heryerimden spermleri akıyordu elime veren amcada gozlerimin içine bakıyor hemde elime veriyordu derken bir sıcaklık hissettim avucumda gözlerimin içine bakarak avucuma boşalmaya başladı. Avucum o sıcak spermle dolmustu. Kollarımdan suzuluyor koltuk altıma kadar iniyordu. Herkes aletlerini yerine koyup fermuarlarını cekiyor kimi penislerinin ucundakilerini etegime gomlegime silip sonra femuarlarını cekiyorlardı artık işlerini görmüş. Beni orada öylece bırakıp gittiler onlar gittikten sonra orada kıpırdamadan oylece durdum sanırım. Küçük bir şok yaşıyordum 7 amele tarafından kullanılmıştım beni saatlerce becermişlerdi hiç kımıldamıyordum herşeyimi kaybetmiştim artık bozulmuştum. Dakikalarca orada o vaziyette beni bıraktıkları gibi duruyordum hala kendime gelememiştim. Sanki parmagımı kımıldatıcak kadar bile gücüm yoktu hala hala şoktaydım bir ara yanıma 2 kisinin geldigini gördüm. 2 tane tinerciydi ellerinde tiner vardı beni o halde görünce yanıma geldiler birtanesi “Şuna bak lan galiba bu çocuğa tecavüz etmişler” dedi olum “hemde daha cocuk lan” dedi o onları söylerken arkadaşı arkama geçmiş fermuarını indiriyordu bile. Tinerden kafayı bulmuş olmalıydıki birseyler söylüyor ama ne dedigi bile anlaşılmıyordu sonra dışarı cıkardığı organını amıma dayadı arkadaşının bırak daha çocuk diye söylenmesine aldırmayarak içime girdi. Artık bir tinercinin yarrağı içimdeydi ve bana gidip geliyordu ben hiç tepki bile veremiyordum. Yıkılmıştım hala yaşadıgım şoku üzerimden atamıyordum. Bir ölüden farksızdım. Arkamdak**e keyifle beni beceriyordu. Vanım oncekiler gibi yanmıyordu artık alışmıştım. Yarrağı amımda kayboluyordu penisini içime sonuna kadar sokuyor çıkarıyor hızla sonuna kadar bırdaha sokuyordu. Amıma 3 4 dakika daha gidip geldi ve durdu dizleri titremeyeye başladı ve içime adeta fışkırdı. İçimde ardı ardına patlıyordu. İçim sımsıcak olmuştu spermleri adeta içimi doldurmuştu yarrağını iyice içime bastırdı ucunda kalanlarıda içime boşalıyordu taşakları kalçalarıma değiyordu sanırım penisinin hepsi içimdeydi yavaşça yarrağını içimden çıkardı yerine koydu fermuarını çekti Arkadasına hadilangel sik ıste kaşarı dedi arkadaşıda arkama geçti fermuarını indirdi tam göt deliğime dayadı büyük bir sıcaklık hissettim sanırım kocamandı yavaşça itti başı girdi biraz daha yüklenince yavaş yavaş icime gömülmeye başladı dişlerimi sıktım canım yanıyordu artık biraz daha hızlanmaya başladı kocaman bir yarrak kıçımdaydı ve canım çok fazla yanıyordu. O kıçıma soktukça istem dışı ıhh ıhh diye mırıldanıyordum. Arkamda bana yüklendikce kocaman bir şey içimi yara yara ilerliyordı. 15-16 cm uzunluğunda çok kalın damarlı başı çok iri sıcak kocaman birşeydi bana her yüklenişinde kıçıma aletinin tamamını sokuyordu her yüklenişinde aleti sanki kıçıma saplanıyordu. Gittikce hızlanıyor beni becerirken kalçalarımdan çıkan şak şak sesleri inşaatte yankılanıyordu. O ise hızla yarrağını kıçıma sokuyor çıkarıyor sokuyor sokuyor sokuyor her seferinde sonuna kadar sokuyordu. Tamamını kıçıma soktukca taşakları kalçama çarpıyor bana her girdiğinde taşaklarını kalçamda hissedıyordum. Bir müddet daha arkamda gidip geldikten sonra durdu yarrağı kıçımda yankılanıyordu. Onun dizlerı titriyor bense hem dudagımı ısırıyor hem aglıyordum. Penisini icimden çekip kalçama dogru tuttu başını sıkıyordu bıraktığında bolca sperm popoma ve okul eteğime kesik kesik fırlamaya başladı. Onlarda beni o halde bırakıp gittiler o halde inşaatte bir müddet hareketsiz dona kaldım yine kımıldamadan beni bıraktıkları gibi duruyordum üstüm başım batmış kıyafetlerim spermden yamyaş olmuş tüm vücudumda sperm vardı. Yüzümdeki saçlarımdaki spermler kurumuş kaskatı olmuş saçlarım. Spermle birbirine yapışmış ağzımda hala sperm vardı yavaş yavaş kendime gelmeye baslamıştım. Beni az önce kıçımdan beceren tinercinin aleti çok kalın oldugu için kıçım hala sızlıyordu. Artık hıçkırarak ağlıyordum neler oldugunu anlamaya çalışıyordum. Kafam allak bullak olmuştu. Az once de 2 tinerci tarafından düzülmuştüm. Bacaklarımdan aşagıya demin beni beceren adamın dölleri akıyordu biraz daha kendime gelince doğruldum etegimi duzelttim gömlegimin dügmelerini ilikledim. Yerden kilotumu aldım giydim bir an önce oradan uzaklaşmak kaçmak istiyordum. Ama kendime çeki düzen vermeliydim elbiselerim bacaklarım gögüslerim kollarım boynum yüzüm saçlarım gözlerim heryerim spermdi. Ağzımın kenarından spermler hala süzülüyordu. Ama hemen çıkmak istedim yine onlar gelebilirdi. Hızlı adımlarla oradan uzaklaştım yürürken götümdeki döller yüzünden göt kenarlarımın yürüken kaydıklarını hissediyordum. Kıçım vıcık vıcık olmuştu. Kıçımdaki acıdan yürüyüşüm bile degisti. Tam çıkışa gelirken yuttuğum spermler yüzünden kustum. Migdem sperm doluydu bu olayın şokunu üzerimden atmam hic kolay olmadı… Su anda kendımı cok yanlız hıssedıyorum. Erkek arkadaslarım benı hep kullandılar.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

BUSE 3

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

BUSE 3

DELİ GİBİ ÖPÜŞMEYE BAŞLADI SAHİBİM OL İSTİYORUM ERKEĞİM DEDİĞİNDE BİR ÇIRPIDA ALTIMA ALDIM VE EMMEYE BAŞLADIM . YİNE KASILMAYA BAŞLADI HADİ ERKEĞİM KADININ YAP BENİ DEMESİ İLE BİRLİKTE ÜZERİNE UZANDIM DUDAĞINA BUSE KONDURARAK KENDİNİ BANA BIRAK RAHAT OL DEDİĞİMDE ERKEĞİM OL BENİM ARTIK DEDİ. FIRÇALAR GİBİ SÜRTÜYORDUM İYİCE ISLANMIŞ HAZIR HALE GELMİŞTİ.
YAVAŞ HAREKETLER LE İÇİNE GİRMEYE BAŞLADIM BAĞIRMAMASI İÇİNDE SÜREKLİ ÖPÜYOR RAHAT OLMASINI SÖYLÜYORDUM . YARISINI SOKMUŞTUM AMA BEKLEDİĞİM GİBİ ACI ÇEKMEMİŞTİ BİR ANDA HEPSİNİ SOKMUŞTUM . ZEVKLE KARIŞIK ACININ VERDİĞİ BİR SES ÇIKARDI KANAMA OLDUĞUNU DÜŞÜNEREK BIRAKACAKTIM. DIŞINA ÇIKTIM BAKTIM KAN YOKTU .NASIL YANİ KIZ DEĞİLMİSİN SEN DEDİM DOĞRULDU BAKTI. NE DEMEK BU DEDİM? ANLAMADIM DEDİ, KANAMA OLMADI DEDİM. MÜMKÜN DEĞİL DEDİ TEKRAR YATIRDIM BİR DAHA GİRDİM YİNE BİRŞEY YOKTU .BENİMLE DALGAMI GEÇİYORSUN SEN DEDİM YEMİN ETTİ İLK KEZ SENİNLE BİRİKTE OLUYORUM DEDİ.
ELASTİKTİ VE BUNA DAHA ÇOK SEVİNMİŞTİM. İŞİME DEVAM ETTİM AKSİ TAKDİRDE KANAMA OLSAYDI BIRAKMAK ZORUNDA KALACAKTIM. AYAKLARINI BELİME DOLAMIŞTI BEN İSE RITMIK BİR ŞEKİLDE GİDİP GELİYORDUM. KUCAĞIMA ALDIM AYAĞA KALKTIM KUCAĞIMDA AYAKTA SİKMEYE DEVAM ETTİM BAŞINI BOYNUMA KOYUYOR AŞKIM DEVAM ET DİYORDU DARACIK OLAN AMCIĞI O KADAR ZEVK VERİYORDUKİ BANA. DAYANAMADI VE YİNE KASILARAK BOŞALDI YATAĞA UZANDIM ÜZERİNE OTURMASINI İSTEDİM YÜZÜ BANA DÖNÜK ŞEKİLDE BİR BEBEĞİ TUTAR GİBİ NARİN DAVRANIŞLARLA İÇİNE ALMAYA BAŞLADI. YÜZÜNDE ACI İLE KARIŞIK ZEVK VARDI DAHA DA ÖNEMLİSİ ÇOK MUTLU GÖRÜNÜYORDU. AŞKIM İŞİNİ İYİ BİLİYORSUN TATLIM GİBİ SÖZLERLE BENİDE MUTLU EDİYOR DAHA FAZLA ZEVK ALMAMI SAĞLIYORDU. NORMALDE KENDİMİ KONTROL EDEBİLEN İSTEDİĞİM ZAMAN BOŞALAN BİRİYİMDİR AMA SÖZ KONUSU BUSE OLUNCA İŞLER DEĞİŞMİŞTİ. KUCAĞIMDA İNİP ÇIKIYOR BEN İSE DOĞRULARAK ÖPÜYOR MEMELERİNİ VE BOYNUN YALIYORDUM . DAHA FAZLA DAYANAMAYACAKTIM . POZİSYON BOŞALMAM İÇİN TEHLİKELİYDİ HEMEN ALTIMA ALDIM BİR KAÇ GİT GELDEN SONRA GÖBEĞİNE BOŞALDIM .YİNE YÜZÜNÜ ÇEVİRMİŞTİ. AMA KAÇAMAK BAKIŞLAR ATIYORDU . PEÇETE İLE TEMİZLENDİKTEN SONRA KOLLARIMA YATARAK AŞKIM ERKEĞİM BENİM DİYEREK ELLERİNİ VÜCUDUMDA DOLAŞTIRIYOR SEVGİ VE AŞK SÖZCÜKERİ SÖYLÜYORDU. GÖZLERİNİN İÇİ GÜLÜYORDU BİR KADINDA DAHA NE ARANABİLİRDİKİ SAAT SABAHIN BEŞİ OLMUŞTU.DAHA FAZLA DAYANAMADI VE UYUDU KOLLARIMDA . OLANLARIN HAYAL OLUP OLMADIĞINI DÜŞÜNUYOR UYUMASINI İZLİYORDUM DİĞER ELİMLEDE GÖĞÜSERİ İLE OYNUYARAK BENDE UYUMUŞUM. SABAH ÖPEREK UYANDIRDIĞINDA SAAT 8 OLMUŞ İŞE GEÇ KALMIŞTIK. 9 DAKİ TOPLANTIYA YETİŞMEK İÇİN HIZLICA HAREKET ETMEMİZ GEREKİYORDU . İŞE BERABER GİDECEKTİK AMA BUNDAN BİRAZ RAHATSIZ OLMUŞTUM İŞ YERİNDE KİMSENİN BİRŞEY ANLAMAMASI GEREKİYORDU. BU DÜŞÜNCE İLE DUŞA GİRDİM ÇIKTIĞIMDA TAKSİ ÇAĞIRDIM BEN ÇIKIYORUM DEDİ VE EVDEN ÇIKTI. ODAYA GİRDİĞİMDE KOMİDİNİN ÜZERİNDE DURAN FOTOĞRAF DİKKATİMİ ÇEKMİŞTİ. MASAMDA ÇALIŞIRKEN BEN FARKINDA OLMADAN ÇEKİLMİŞTİ GECE BENİ ODAYA NİÇİN ALMAK İSTEMEDİĞİNİ ŞİMDİ ANLAMIŞTIM :))

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Bakire Götümü Kocamın Hoyrat Yeğeni

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Bakire Götümü Kocamın Hoyrat Yeğeni

Bakire Götümü Kocamın Hoyrat Yeğeni Sikti! (1) (Maviş 28 Y., Balıkesir / Türkiye)

Merhaba. Herşey, kocamın yeğeni Engin’in bizim yaşadığımız şehirde iş bulmasıyla ve kocamın da Engin’in maddi durumunu toparlayıncaya kadar bizimle kalabileceğini söylemesiyle başladı. Ben 28 yaşındayım, sarışınım ve zayıfım, ama 95 beden göğüslerim var. Kocam benden 21 yaş büyük, ama bu yaş farkı bizim için hiçbir zaman sorun olmadı. Kocamla, değişikliğe tamamen kapalı bir sex yaşantımız olsa da, haftada bir yada iki sefer ben de orgazm oluyordum.

Kocamın yeğeni Engin benden 3 yaş büyük ve iyi bir çocuktu. Yanımıza taşınalı henüz bir hafta olmuştu ki, birgün ben çarşıdan geldiğimde, onun evde olduğunu farkettim. İşten erken gelmişti. Hastalanmış olabileceğini düşünerek odasına çıktım. Engin daha yeni duştan çıkmış, üzerinde sadece boxeri vardı. “Ne oldu, hastamısın?” diye sordum. “Kendimi iyi hissetmiyorum…” dedi. Yanına yaklaştım ve elimi alnına götürdüm, ateşi vardı, “Yanıyorsun sen!” dedim. Kolumu tuttu, “Evet yanıyorum ve sende söndüreceğim ateşimi!” diyerek belime sarıldı. Şok olmuştum, böyle birşeyi asla beklemezdim ondan…

Kaçmaya çalışırken ayağım halıya takıldı ve yere düştüm. Engin de üstüme abandı. Benim üzerimde kot pantolon olmasına rağmen sikinin sertliğini hissetmiştim. “Yapma lütfen!” dediğim halde, Engin kazağımı sıyırıp, göğüslerimi okşamaya başlamıştı bile. Kurtulmaya çalışıyordum, ama bu mümkün değil gibi gözüküyordu. Engin tam pantolonumu çıkartmak için üzerimden doğrulduğunda, elinden kurtuldum ve kaçarak odama inmeye başladım, o da peşimden geliyordu. Heyacandan ve korkudan kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Kendimi odaya kilitledim ve “Engin lütfen git, dayın duyarsa ikimizi de öldürür!” dedim. Gerçekten de daha önce hiç böyle birşey düşünmemiştim. Engin birkaç dakika daha kapının önünde homurdanıp gitti.

2 saat sonra kocam eve geldiğinde odadan çıktım, kocama hasta olduğumu söyleyip geri odama döndüm. Onlar da akşam yemeği için dışarıdan birşeyler getirtip, yediler, geç saate kadar oturdular. Yatma vakti olupta kocam yatağa girdiğinde, birşey söylemeden kocama sarılıp okşamaya başladım. Sikini çıkartıp emmeye başladığımda, “Hani hastaydın?” dedi, ama zevk aldığı için de devam ettik. Bugünkü olaydan o kadar etkilenmiştim ki, kocamın her yaptığı hareketten daha fazla zevk alıyordum. Sesimi Engine duyurmak istercesine yüksek sesle inliyordum. O gece kaç kez orgazm oldum bilmiyorum. Kocam, “Bugün sende birşey var, çok azmışsın!” dedi. Gerçekten de öyleydi, bu durum beni çok azdırmıştı. Çok utanıyordum, hemde kendime kızıyordum, ama elimde değildi. Kafama koymuştum, Engin’le böyle bir olay tekrar yaşanırsa, ki ben yaşanması için elimden geleni yapacaktım, yine kaçmaya çalışacaktım, ama fazla da direnmeyecektim.

Sabah kocam yine erkenden çıktı, Engin Cumartesileri çalışmıyordu, yani fırsat bu fırsattı. İçime çamaşır giymeden beyaz saten geceliğimi giydim, üstüme de sabahlığımı aldım. Kahvaltı hazırlayıp Engin’e seslendim. Engin, dünün utancından mı, yoksa bana hırsından mı bilmiyorum, yüzüme bile bakmıyordu. Ona, “Seni affettim, merak etme dayına da birsey söylemeyceğim!” dedim. Hiçbirşey demedi, oturdu ve kahvaltısını yapmaya başladı. Ben sağında solunda dolaşıyor, eğilip dolaptan birşeyler alıyor, frikikler veriyordum, gelip geçerken vücudumu ona sürtüyordum. Bir anda hışımla kalktı ve “Yeter artık!” diye bağırdı. Ben ne olduğunu anlamamış gibi yapıp, “Ne oldu?” diye sorduğumda, koluyla masanın uzerindekileri yere savurup, beni masaya yatırdı…

Bu defa numaradan kurtulmaya çalışıyordum. Tezgahın üstündeki bıçağa uzanıp aldı, geceliğimi göbek hizamdan yukarıya doğru kesti. Memelerimi deli gibi avuçluyor, yalıyor, emiyordu. Sonra eşofmanını indirip, zaten heyacandan ıslanmış amıma bir hışımla geçirdi sikini ve sikmeye başladı. Zevkten deliriyordum, sadece, “Yapma, yapma!” diyebiliyordum. Engin ise, “Seni sike sike bayıltacağım! Seni orospum yapacağım!” diyor ve hızlıca sikiyordu beni. Şimdi de memelerimi ısırmaya başlamıştı. Ben bağırınca, “Bağır küçük orospum, dilediğince bağır!” diyordu. Zaten bağırıyordum, inliyordum, bacaklarımı onun beline dolamış, zevkten uçuyordum. Beni öyle ne kadar sikti, ben kaç kez orgazm oldum bilmiyorum, ama sikilmekten hiç böyle zevk almamıştım. Sonunda o da boşaldı ve içime bütün döllerini fışkırttı. İçimden çıkmadan, biraz önce geceliğimi kestiği bıçağı çıplak tenimde gezdirirken, “Sen benim orospumsun ve ben her istediğimde seni sikeceğim, tamam mı?” dedi. Böyle bir zevke hayır diyemezdim.

Ben artık Engin’in kölesi olmuştum, onun tabiriyle ‘Küçük orospusuydum’. Şu ana kadar, hep ailemin birtanecik kızı olarak hep el üstünde tutuldum, tüm arkadaşlarımın, helede erkek olanların arasında hep iltifatlar aldım. Kocamın da gençlik aşısıydım ve kocam da beni el üstünde tutuyor, devamlı iltifatlar ediyordu. Ama Engin beni adi bir orospuymuşum gibi sikiyor ve benimle doğru düzgün konuşmuyordu bile. Yine de ben bu durumdan oldukça memnundum.

Bir Cumartesi sabahı kocam da işe geç gidecekti. Kahvaltı hazırlıyordum. Engin geldi, buzdolabından birşey aldı ve masaya oturdu, “Yanıma gel!” dedi. Yanına gittim. Geceliğimin altından elini sokup, amımı avuçlamaya, parmaklamaya başladı. “Yapma, dayın birazdan gider, bekle biraz!” dedim. “Sus!” dedi, vıcık vıcık olmuş amımı parmaklarken, “Dayıııı, kahvaltıya gelmiyormusun?” diye seslendi. Kocam da, “Elimi yüzümü yıkayıp geliyorum!” dedi. Hem heyacandan hem zevkten mahvolmuştum. O sırada Engin eliyle bacaklarımı ayırıp, külodumu yana çekti ve amıma birşey soktu. Birden irkildim, buzgibi soğuktu soktuğu şey. “Bu ne?” diyebildim. “Salatalık orospum, salatalık! Dayım gidinceye kadar bu salatalık sikecek seni. Çıkarmak yok, tamam mı?” dedi. “Tamam…” dedim sadece.

Kocam geldi bu arada. Çaylarını koydum. Kocam, “Hadi yavrum sen de otur, kahvaltını yap!” dedi. Amımdaki salatalıktan oturamıyordum ki. “Ben sonra yaparım!” dedim. Mutfakta oyalanıyordum ve amımın suları bacaklarıma süzülüyor, arada bir de kasılıp kalıyordum, ben hareket ettikçe salatalık amımda bir yerlere değiyor, beni delirtiyordu. Kocam kahvaltısını bitirip kalktı. Giderken bana, “Canım, bugün pek iyi değilsin galiba, yat dinlen, yemeği falan da düşünme!” dedi. Kocamı kapıya kadar geçirdim. Engin de arkamdan gelmiş, gülüyordu. Kapıyı kapatınca, “Çıkartayım mı artık salatalığı?” dedim. “Hayır çıkartma, yürü, yatakodasına gidiyoruz!” dedi.

Yatakodasına girince beni yatağa yatırıp, amımdaki salatalığı tuttu ve ileri geri yapmaya, adeta salatalıkla sikmeye başladı. İyice delirmiştim artık, zevkten inliyordum. Sonra salatalığı amımdan tamamen çıkarıp, beni yatağa domalttı ve sikini amıma bir hışımla soktu. Amımı hızla sikerken, bir yandan da kalçalarıma kıyasıya şaplaklar atıyordu. Canım yanıyordu, ama zevkten de deliriyordum. Bana sürekli, “Sen kimin orospususun? Senin sikicin kim?” diye bağırıyordu. Onun bu konuşmaları bile beni kudurtuyordu. Kocamla sevişirken, kocam hep, “Güzel karım, yavrum, canım, aşkım!” falan derdi. Güzel sözler duymak güzeldi, ama sikilirken argo sözler duymak daha tahrik ediciydi.

Cumartesileri tamamen Engin’e aittim, beni evin istediği yerinde, istediği şekilde sikiyordu. Bizim yatağımızda, onun kendi yatağında, oturma odasında, kanepede, yerde halının üzerinde, banyoda, mutfakta, masanın yada tezgahın üstünde… heryerde sikiyordu. Bazen onun geciktirici falan kullandığını düşünüyordum, çünkü bütün gün hiç durmadan beni sikiyor ve sadece 2 yada 3 kez boşalıyordu.

Yine bir seferinde beni mutfakta yerde sikerken, “Bu gece dayıma kendini siktireceksin, ben de sizi izleyeceğim, tamam mı?” dedi. “Saçmalama, olmaz öyle şey!” dedim. Memelerimin uçlarını sıktı, canımı acıtıyordu. “Senin sikicin kim?” dedi. “Sensin!” dedim. “Ozaman dediğimi yapacaksın!” dedi. Nekadar karşı çıksam da, ogün yatakodamıza bir kamera yerleştirdi. Kamera çektiği görüntüleri canlı olarak onun Laptopuna aktaracakmış…

Akşam yemekler yendi, TV seyredildi, çaydı kahveydi derken, Engin, “Ben yatıyorum!” deyip odasına gitti. Biz de biraz oturduktan sonra odamıza gidip yattık. Kocamı öpmeye ve azdırmaya başladım. Adeta Engin’e, kocam da beni iyi sikiyor diye ispatlamak istiyordum. Kocam da bana karşılık verdi ve soyunduk. Kocam amımı yalamaya başladı, zaten çok iyi yapardı bunu. Engin benim amımı hiç yalamamıştı. Kocam, “Canım karıcığım, aşkım, sende eriyorum, sana bayılıyorum!” diyerek amımı yalıyor, beni delirtiyordu. Engin’in de bizi izlemesi beni dahada heyacanlandırıyordu.

Kocam amımı yalayarak beni orgazm ettikten sonra doğruldu ve sikini amıma yavaşça, yine o güzel sözleriyle soktu. Yavaş yavaş, tadını çıkararak sikiyordu beni. Bu arada kocam, Engin’in hoyratça sıktığı, o fırça gibi kirli sakallarını sürterek acıttığı memelerimi nazikçe öpüyor, yalıyor, emiyor ve kokluyordu. Ben 2. kez orgazm oluyorken, kocam da sıcacık döllerini içime akıttı. Biraz daha öpüşüp koklaştıktan sonra kocam banyoya gitti. Az sonra Engin odaya girdi. Yataktan doğrulmadım bile. Elini amıma attı, avuçlarken, “Benim altımda daha çok inliyorsun, seni en iyi ben sikiyorum!” dedi ve gitti. Aslında doğru söylüyordu, onunla yaşadığım orgazmlar daha başkaydı. Engin’in söylediklerini düşünüp durdum bütün gece. Ben Mazoşist idim galiba. Acıdan, hakaretten daha çok zevk alıyordum…

Pazar günü kocam da evde olduğu için, Engin’le birkaç elleşmeden öteye gidemedik. Engin’in o umursamaz tavırları beni delirtiyordu. Pazartesi günü Engin işten geldiğinde, yalnızca bir iki saatimiz vardı. “Seni götünden sikeceğim!” dedi. “Hayır olmaz!” dedim. Amımı bile sikerken hayvan gibi sikiyordu, hiç sikilmemiş götümü paramparça eder diye düşünüyordum. “Sikeceğim lan!” diye bağırarak beni zorla domaltmaya çalıştı. Ama ben bütün gücümle karşı geldim, domalmadım. O da, “Tamam lan orospu, bir daha amından da sikmeyeceğim seni!” deyip kalktı üzerimden ve odasına gitti. Nasılsa dayanamaz diye düşünüp, götümü kurtardığıma sevinerek yemek hazırlamaya koyuldum.

Gerçekten de ondan sonraki günlerde, bırakın beni sikmeyi, dokunmayı, yüzüme bile bakmadı. Kedi yavruları gibi ona sürtünüyor, beni sikmesi için normalde bütün tahrik olduğu şeyleri yapıyordum, ama o hiç oralı bile olmuyordu. Hele birgün, banyodan yeni çıkmıştı, odasında kurulanırken yatağa yatırdım ve heryerini yaladım. Taşaklarını, götdeliğini yaladım (normalde bayılırdı ve kudururdu bu yaptığıma). Sönük sikini emiyordum, ama onda hiçbir kıpırdanma yoktu. Nasıl sikine söz geçirebiliyordu, anlamamıştım. En sonunda, “Boşuna uğraşma, ben istersem kaldırırım!” dedi ve beni iterek ayağa kalktı, üzerini giyindi. Deliriyordum artık, karşısında beni sikmesi için kıvranıyordum, ama o beni tınmıyordu bile.

Pes etmiştim sonunda, Cumartesi günü kocam işe gittikten sonra odasına çıktım, “Kalk hadi, götümü de sik, amımı da sik, ama yeterki sik!” dedim. O ise umursamaz bir tavırla, “Git kahvaltı hazırla!” dedi. Merdivenlerden uçarak inip mutfağa girdim, kahvaltısını hazırladım. Sonunda beni sikeceği için çok mutluydum. Az sonra mutfağa girdi ve aceleyle kahvaltısını yaptı kalktı. Cilve yapıp duruyordum, ama o, “İşim var, gitmem lazım, bir iki saate gelirim!” deyip çıktı. Sikmeden gittiği için üzülmüştüm, ama önümüzde daha koca bir gün vardı, kocam gelinceye kadar beni sikerdi nasıl olsa diye kendimi teselli ettim…

İki saat sonra kapı açıldığında nasıl bozulduğumu anlatamam. Engin’in yanında bir kız vardı. Resmen göt olmuştum. Bizi ayaküstü tanıştırdı ve kızla yukarı odasına çıktı. Kısa bir süre sonra da odasından sesler gelmeye başladı. Kızı inlete inlete sikiyordu. Daha iyi duyabilmek için yukarı çıktım. Kapı açıktı, ama kıskançlıktan bakamıyordum içeri. Sadece seslerinden bile deliriyordum zaten. Kıza, “Canım, çok iyisin!” diyordu (bana hiç dememişti oysa). Taşaklarının amına vurduğundaki sesi duyuyordum, kızın inlemelerini, çığlıklarını, Engin’in de belli belirsiz inlemelerini duyuyordum. Amım sırılsıklam olmustu, ama kendimle oynamıyordum, çok kıskanmıştım deliriyordum sinirden. Bilerek gürültü yaptım ve aşağı indim. Kız, “O ses neydi?” dedi, ama Engin, “Önemli değil canım!” deyip kızı sikmeye devam etti.

Kocamın eve gelme saati yaklaşana kadar kızı sikti. Sonra aşağı geldiler. Kız, “Ben gideyim…” falan dedi. Ben de biran önce gitsin istiyordum zaten. Ama Engin’de bir ısrar, bir ısrar, “Kal canım, dayımla tanış, yemek yiyelim!” diye. Uyuz oluyordum, ama yalandan da olsa, “Tabi tabi, iyi olur…” falan diyordum. Kız da, “E tamam ozaman, kalayım!” dedi. Engin’e baktım, çok keyifliydi. Bana, “Dayımı ara, gelirken Rakı getirsin içelim bu akşam!” dedi. Ben de istemeye istemeye aradım. Kocam da, Engin’in bir kız arkadaşı olduğunu duyunca pek keyiflendi.

Akşam yemek yendi, Rakılar içildi, muhabbetler yapıldı. Sonra Engin kızı evine bırakmaya gitti. Biz de bu arada yatmaya gittik. Yatağımıza girer girmez kocama yanaştım, elimi sikine attım, “Canım çok istiyor seni!” dedimse de, o hemen uyudu. Yatakta resmen kıvranıyordum, hem bugünkü sikişme seslerinden, hem kıskançlıktan, hemde Engin’in umursamaz davranışlarından. Amımla oynayıp orgazm olduktan sonra ben de anca uyuyabildim.

Nekadar uyuduğumu hatırlamıyorum, amımda hoyrat bir dokunuş hissettim, hemen açtım gözümü. Engin’di. O an sevinçten ve heyecandan ölebilirdim herhalde. Kocamın yanımda horlaya horlaya uyuyordu. Engin kulağıma fısıldayarak, “Sikeyim mi seni?” diye sordu. Ben de fısıltıyla, “Sik!” dedim. “Götünü de sikeyim mi?” dedi, “Sik!” dedim. Artık beni parçalasa bile umrumda değildi. “Odama gel!” deyip gitti. Hemen kalktım, uçarak odasına gittim. Engin yatağa yatmış, kalkık sikini sıvazlayarak beni bekliyordu. Kapıyı kapayıp yanına gittim, “Aşkım, sikicim!” dedim, dudaklarına yumuldum. Engin beni üzerinden iterek, “Öp lan ayaklarımı, özür dile benden orospu!” dedi. Ayaklarının heryerini öptüm, durmadan da özür diledim. Saçımdan tutup beni yukarı çekip, “Artık ne dersem yapacakmısın lan?” dedi. “Ne dersen yapacağım, söz!” dedim. “Yala lan sikimi!” dedi.

Kendimi ona ispat etmek istercesine yalıyordum, emiyordum sikini. Taşaklarını, götünün deliğini, heryerini yaladım bu defa. Siki kazık gibi olmuştu, ben zaten sırılsıklamdım. Kolumdan tuttu ve “Domal!” dedi. Hemen domaldım. Direkt götüme sokacak diye düşünüyordum, zaten artık umrumda da değildi, siksin de nasıl isterse, neremi isterse siksin diyordum. Bu düşüncelerle birde baktım ki amımı götümü yalamaya başladı. Aman Tanrım, ilk kez amımı yalıyordu. Dilini amıma sokuyor, ordan çıkarıp götümü zorluyordu diliyle. Boşalmıştım bile, ama o halen yalamaya devam ediyordu, amımın sularını yalayıp yutuyordu. “Orospuuummm, amın çok tatlıymış!” dedi. Tanrım, bu ne büyük iltifattı!

Doğruldu, sikini soktu amıma, sikmeye başladı. Bu arada kalçalarımı tokatlıyor, saçlarımdan asılıp kafamı kendine dogru çekip beni öpüyordu. Evet, öpüyordu. Ben yine orgazm olmuş titrerken, sikini amımdan çıkarttı ve götümün deliğine sürtmeye başladı. “Krem sürelim!” dedim. “Ne kremi lan, böyle sikeceğim seni!” dedi. Sikini amıma sokup ucunu ıslatıyor, sonra o ıslaklığı götümün deliğine sürüyordu. Bir süre sonra sikinin başını götüme soktuğunda, ölüyorum diye düşündüm, Tanrım, bu nasıl bir acıydı. “Yastığı al, ona kapan!” dedi ve bir hışımla kalanını da soktu götüme. Tarif edilemez bir acıydı. Bir süre sonra hızlıca sikmeye başladı götümü. Taşakları amıma çarpıyordu ve ben şaşırarak, nasıl bu kadar acıdan zevk aldığımı düşünüyordum.

Bir süre sonra amımın dudaklarında bir sertlik hissettim. Ben daha, “O ne?” diyemeden, amıma birşey soktu. “Salatalık orospum, salatalık!” dedi. Amımda salatalık, kendisi götümü sikerken, aynı zamanda da klitorisimi okşuyordu. Artık zevkten deliriyordum ve orgazm olurken nefes bile alamıyordum. Bu şekilde götümü epeyce bir süre sikti. Sonra birden sikini götümden çıkarıp, saçımdan asıldı, “Dön, ağzını aç!” deyip, ağzıma verdi ve şiddetle boşaldı, “Hepsini yut orospum, yut hepsini!” dedi. Hepsini yuttum ve sikini yalayarak temizledim. Sonra beni ayağa kaldırdı, belime sarılıp dudaklarımdan öptü ve götüme şaplak atıp, “Hadi git şimdi!” dedi.

Zevkten uçarak indim aşağı. Odaya girdiğimde kocam halen uyuyordu. Ben de günlerin hasretini bitirmiş olarak yattım, keyifle uyudum.

[Maviş]

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

baldız baldan tatlıdır ( ALINTIDIR…)

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

baldız baldan tatlıdır ( ALINTIDIR…)
. İsmim Adnan, 31 yaşındayım, 5 yıllık

evliyim ve eşimle gayet güzel bir cinsel yaşantımız var.

Eşimle evlendiğimizde baldızım Pelin 18 yaşında,

minyon, çıtı pıtı, göğüsleri ve kalçası varla yok

arası, 45 kilo, 1.50 boylarında, tam benim istediğim gibi

kızdı. Nişanlılık döneminde bize çok

yardımcı olmuştu, evden çıkarken

yanımıza Pelini vermeden dışarı göndermiyorlardı.

Biz de Pelini biryerlere bırakıp, arkadaşımın evine

gidiyor, eşimle işimiz bitince, baldızı

bıraktığımız yerden alıp evlerine

bırakıyordum. Anlayacağınız evlenmeden önce

eşimle işi bitirmiştik, yani sikişmiştik. Ama bir

aksilik çıkarmasın diye bunu Pelinden gizliyorduk. O sadece

öpüştüğümüzü falan sanıyordu, çünkü

ablası ona öyle anlatıyordu.

İnsan oğlunun tabiatından olsa gerek, ben de,

baldızına ilgi duyan birçok enişte gibi, baldızım

Peline ilgi duyuyor ve arzuluyordum. Bana göre gerçekten baldız baldan

tatlıydı ve ona da sahip olmak istiyordum. Eşimle

sevişirken ve sikişirken hep baldızımı hayal

ediyordum, ama bana hep imkansız gibi, olmaz gibi geliyordu ve sadece

hayallerimi süsleyerek kalacak gibi geliyordu. Hem nişanlılık

döneminde hem evliliğimiz süresince baldızıma maddi manevi, her

konuda destek olurdum. Durumum iyi olduğu için, neredeyse onun tüm parasal

ihtiyacını ben karşılıyordum

ve kendimce baldızıma ileriye dönük yatırım

yapıyordum. Ben baldızımı baldız da beni çok severdi.

Baldızımın utangaç bir yapısı vardı,

bildiğim kadarıyla da bugüne kadar kimseyle çıkmadı.

Eşimle evlendikten sonra, baldız haftasonları bizde kalır,

baldız eşim ve ben beraber takılırdık.

Baldızın bizde kaldığı geceler sikim

herzaman kalkar, hırsımı eşimden çıkartır,

eşimi sikerken baldızın sesimizi duymasını

sağlardım, fakat bilmiyorum bunda da ne kadar etkili olurdum.

Günler ilerledikçe baldızımı sikmek

bende saplantı haline gelmişti. 18 yaşına girmek üzereydi

ve vücudu dahada güzelleşiyordu. Baldızsız bir gün geçiremez

olmuştum, baldızın sesini duymadan, kendini görmeden

yapamıyordum ve bu durum beni korkutuyordu. Emin olmadan

yapacağım bir hareket ise telafisi olmayan bir sonla bitebilir ve eşimi

kaybedebilirdim. Bu dönemde de internette sürekli Enişte Baldız

itirafları, Baldızını siken Enişte Hikayeleri okumaya

başlamıştım, oradan bir tüyo bulabilirmiyim,

başkaları baldızlarını nasıl sikmiş veya

sikiyor diye. Cuma akşamıydı,

eşimle yemek yedik. Apartmanda yaşlı ve yalnız yaşayan

bir teyze vardı, eşim, “Ben Nejla teyzeye bir bakayım, yemek

falan götüreyim.” dedi ve evden çıktı. Ben de hemen Laptoptan yine

Baldız hikayeleri okumaya koyuldum. Tam

okurken kapı çaldı, ben eşimin geldiğini düşünerek

Laptopun kapağını kapattım, Boxerimla kapıyı

açtığımda eşim değil de baldızım Pelin

karşımda duruyordu…

Tokalaşıp öpüşüp içeri aldım,

ablasının komşuya gittiğini, salona geçmesini, üzerime

eşofman giyip geleceğimi söyledim. İçeri geri döndüğümde

baldızım Laptopumu açmış, okuduğum

Baldız hikayesini görmüş ve “Enişte utanmıyorsun beni

arzulamaya? Ben senin ilgini çekecek ne yaptım? Ben size hep gıptayla

baktım, ablamla ikinizin çok mutlu olduğunuzu düşündüm!” dedi.

Mahvolmuştum, utancımdan ve korkudan yerin dibine girdim, ne

diyeceğimi bilemedim. Kendimi toparladım ve “Bak Pelin burada

okuduklarımın senle alakası yok, ben seni hiç böyle görmedim!

Ablan duyarsa yanlış anlar!” dedim olayı kapatmaya

çalıştım. Pelin de, “Ablama söylemem, ama böyle birşey hissedersem

bozuşuruz seninle!” dedi ve sustu. Zaten 10 dakika sonra da eşim geldi…

Baldız eşime

birşey anlatmadı, fakat bu olaydan sonra benden

uzaklaşmaya başladı. Benim evde olmadığım

zamanlar gelip gidiyormuş, beni aramıyor

sormuyordu, zaten bende de onu arayacak yüz kalmamıştı.

Eşimin Pazar günü altın günü vardı ve o hafta annesinde

olacaktı, “Adnan beni annemlere bırakırmısın, bu

sıcakta otobüsle gitmeyeyim!” dedi, ben de götürdüm. Kaynanamlara vardık,

ayıp olmasın diye kapıdan merhaba deyip

çıkayım dedim. O sırada baldızımla

kapıda karşılaştık. Baldızım, “Enişte geçerken

beni de arkadaşıma bırakabilirmisin, arkadaşımın

doğumgünü var.” dedi. Eşim de, “Tabi bıraksın!” dedi.

Arabaya bindik, hiç konuşmadan gidiyoruz Pelinle. Kaynanamlardan epey

uzaklaşmıştık ki, baldızım,

“Enişte, müsait bir yerde dur da konuşalım!” deyince

şaşırmıştım. Arabayı uygun bir yere çektim,

durdum…

Baldız, “Enişte o günden beri neden böyle hikayeler okuduğunu düşünmeden edemiyorum,

ablam sana yetmiyor mu?” dedi. “Ablanla ilgili değil, boşver, nereye

gideceksen bırakayım!” dedim. “Bir yere gitmeyecem, seninle

buluşmak için uydurdum!” dedi. Daha da

şaşırmıştım, “Nasıl yani?” dedim. “Bak

enişte sana dürüst davranacağım, seni ve ablamı çok

seviyorum, bugüne kadar senin bir yanlışını

görmedim, ablamı da bildiğim kadarıyla hiç

aldatmadın. O günden sonra ben de Enişte Baldız hikayeleri

okumaya başladım. Ve anladım ki, seks

fantazisi olan tüm erkekler baldızlarıyla sevişmek istiyorlar.

Hatta okuduklarımda, kendisini eniştesine sunan baldızlar da var.

Hem senin hem kendi merakımı gidermek için,

seninle sadece bir kereliğine yüzeysel olarak, ileri gitmeden

sevişeceğim! Sizin eve götür beni!” dedi. Duyduklarıma

inanamadım, inanın eve nasıl gittiğimi bile

hatırlamıyorum.

Eve kendimizi zor attık, direk yatak odasına geçtik.

Baldızım, “Bak enişte tekrar söylüyorum, ileri gitmeyeceksin ve

bunu sadece birkere yapacağız ve bu aramızda

mezara kadar sır olarak kalacak! Tamam mı?” dedi. “Tamam!” dedim ve

yavaşça öpüşmeye başladık. Baldız o kadar acemiydi

ki, öpüşmeyi bilmediği her halinden belliydi.

Baldızı ürkütmemem gerektiğini biliyordum ama heyacandan da

ölüyordum. Baldızın da benden kalır yanı yoktu. 20 dakikaya

yakın öpüştük. Baldızın yanakları ve dudakları

kıp kırmızı olmuştu. Yavaşça yatağa

uzatıp bacaklarının arasına girerek sikimin sertliğini

hissetmesini sağladım. Baldızın Bodysini çıkartmaya

çalıştığımda utandı, “Yapma enişte!” dedi.

Ben de, “Bak Pelin senin istemediğin hiçbirşeyi

yapmayacağım, sana söz veriyorum, sadece çıplak

sevişeceğiz!” dedim. “Sözüne güveniyorum enişte!” diyerek

kabul etti.

Sütyeniyle

kaldığında, elma büyüklüğünde memelerini okşadım.

Boynunu omuzlarını öptüm yaladım. Memelerini sütyenden

çıkartıp dakikalarca yaladım, emdim. Göbeğinden sonra

artık sıra amına gelmişti. Sadece

baldız değil, ben de heyacandan ölecektim. Pantolonunu

çıkarırken itiraz etmedi, küloduyla beraber çıkardım.

Öpüşmemiz esnasında baldızın amı

sulanmış, külotu su içinde kalmıştı, resmen

işemiş gibiydi. Tazecik amı

muhteşem birşeydi, tertemizdi ve misler gibi kokuyordu.

Baldızın amını yavaş

yavaş dillemeye ve yalamaya başladığımda, baldız

saçlarımı tutuyor, “Yapma enişte!” diyordu. Ama heyecandan

ikimiz de ölmüştük. Uzun bir süre amını

ve Klitorisini yaladım emdim, dilimi kızlık zarına kadar

sokmuştum amına. Çok küçük amı

vardı ve baldızın amını yalarken ben de külotuma

boşalmıştım. Baldız da uzun sürmeden kasılarak

titreyerek ilk defa Orgazm oluyor ve saçlarımı daha sert çekiyor,

canımı yakıyordu. “Nasıl aşkım?” dedim. “Harikaydı,

ilk defa böyle oluyorum, çok zevk aldım!” dedi. “Sen de benimkini yalamak

istermisin?” dedim. “Tamam!” dedi ve beni soymaya başladı. Çok

heyacanlı olduğu her halinden belliydi, külotum kalana kadar soydu…

Ben yatağa uzandım ve baldız benim üzerime gelerek

dudaklarımdan başladı, göbeğime kadar acemi bir

şekilde beni yalıyor, benim içim gıdıklanıyordu.

Yattığım yerden doğrularak, “Benimkini görme zamanın

geldi!” dedim. Yavaşça Boxerimi indirdi. Yarağımı görünce

baldızın yüzündeki ifadeyi görmeniz lazımdı, çok korktu,

“Enişte bu ne böyle? Bu nasıl giriyor ablama? Nasıl alıyor

bunu içine?” dedi. Aslında yarağım o kadarda büyük değil,

ama kalın, kısa bir sopa gibi. İlk defa

bir yarak gördüğü için korkmuştu. Az önce küloduma

boşaldığım için banyoda yıkayıp

geldim ve “Hadi aşkım yala yarağımı!” dedim.

“Nasıl yapacam bilmiyorum ki?” dedi. Elini

tuttum, yarağıma götürdüm ve sıvazlatmaya başlattım,

“Tıpkı dondurma yalar gibi yalayacaksın!” dedim. Baldız

acemice dilini yarağımın üzerinde gezdirmeye

başladığında, ben de tarif

edilemez duygular yaşıyordum. Ağzına almasını

söylediğimde yüzü ekşidi, “Yapamam, çok büyük!” dedi.

“Yaparsın! Ablan ağzına bunun tamamını

alıyor!” dedim. Baldız istemeye istemeye ağzına verdim.

Midesi kalkıyor, kusacak gibi oluyor, ben de üzerine fazla gidemiyordum.

Ama aldığım zevkin tarifi yoktu. 5 dakika yalattıktan sonra

ağzından çıkardım ve göğüslerine boşaldım…

O gün baldıza 69 pozisyonunu

da öğrettim ve 2 defa da o şekilde birbirimizi boşalttık ve

gayet mutlu bir şekilde, birbirimizden memmun kalarak orada noktaladık.

O gün baldıza söz verdiğim için ileriye gitmedim ve bir daha bu konu

hakkında hiçbirşey konuşmadım ve imada bulunmadım.

Fakat baldızımı aklımdan çıkaramıyor, onu daha

çok arzuluyordum. Baldızı her düşündüğümde sikimin

başı zonkluyordu ve hırsımı yine karımı

sikerek çıkarıyordum. Aklımda hep baldızım vardı,

acaba o da benim gibi yanıp tutuşuyormuydu? Kafam

darmadağındı. Yalnız, bütün bu duygular içindeyken

baldızımın hareketleri bana olumlu gelmeye

başlamıştı, bize geldiğinde ablasına

çaktırmadan önüme bakıp hafif tebessüm ediyordu. Ben de bozuntuya

vermiyor, eşime yakalanmaktan çok korkuyordum. Uzun bir zaman

baldızımla rutin bir şekilde (eskisi gibi normal)

yaşantımız devam ediyordu. Aradan uzun zaman geçti ve ikimiz de

birbrimize hiçbirşey söyleyemedik. Baldız istese bile, hamleyi benim

yapmam gerekiyordu, çünkü baldızım çok utangaç bir yapıya

sahipti.

Bir gün kaynanamlara oturmaya gitmiştik. Eşimin Boludaki amcası

ameliyat olmuştu, kaynanam, “Biz 2 hafta sonra Boluya geçmiş olsuna gidecez,

isterseniz siz de gelin.” dedi. Ben de

işlerimin olduğunu, dilerse eşimin onlarla gidebileceğini

söyledim. Eşim de kabul etti. Bu arada kayınbabam,

“Pelinin Dersanesi var, o gelemez, sizin evde kalsın.” diye teklif edince,

içimden bir oley çektim (Eşimin ailesi bana çok güvenir), “Tamam!” dedim.

Aradadan 2 hafta geçti, Cuma günü eşim işyerinden beni aradı,

“Babamlar Boluya bugünden gidelim, 2 gece kalıp Pazar günü dönelim diyor,

ne yapayım?” dedi. Ben de, “Sen bilirsin, git istersen!” dedim. “Tamam,

ozaman akşam Pelini Dersaneden sen

alırsın!” dedi, ona da tamam dedim. Ama heyacandan kalbim duracak

gibiydi, sikim yine taş gibi olmuş, belki bu

akşam hayatımın golünü atabilirdim. Cepten Pelini

aradım akşam Dersaneden çıkış

saatini sordum ve onu almaya geleceğimi söyledim.

Akşamı zor ettim, çeşitli hayaller kurup

baldızıma sahip olmayı düşündüm.

Saat 17:30 gibi Dersanenin önündeydim. Baldızım yanında kendi gibi

çıtı pıtı bir kızla geldi, arabaya bindiler. Kısa

bir tanışma faslından sonra isminin Hacer olduğunu

öğrendim. Baldızım daha önce bana Hacerden bahsetmişti,

sırdaşım en yakın arkadaşım diye. “Enişte,

Hacer de bizimle kalacak bu gece!” deyince, başımdan

aşağı kaynar sular döküldü, içimden (Bu da nerden

çıktı şimdi, bir çuval inciri berbat ettin baldız) diye

düşünürken, benim betim benzim atmış, suratım yerlerde idi.

Baldızım, “Hayırdır enişte, yoksa Hacerin bizimle

kalmasında bir sorun mu var?” dediğinde, kendime gelip, “Yoo,

kalsın ne sorun olacak ki?” diyebildim.

Baldızım o anda bir kahkaha attı ve “Şaka yaptım

enişte, gerçekten kalacaktı da annesi izin vermedi!” dedi. Biraz

olsun rahatladım ve kendi kendime (Bu kız benimle oynuyor mu acaba?)

diye düşünmeden edemedim. Hacerin evi bizim evin istikametindeydi, onu

evlerine bırakıp, baldızımla bizim eve geldik. Eşimi

cepten aradım, Boluya varmışlar, ben de amcasına telfonda

geçmiş olsun dedim, kapattım.

Baldızımla karnımızı doyurduk. TV izlerken baldız

birden, “Enişte sen çok iyi bir insansın ve gerçekten sözünün eri

birisin, seni herzaman çok takdir ediyorum ve sana hayranım, bunu

biliyorsun değil mi?” dedi. Teşekkür ettim. Baldız,

“Aramızda yaşananlardan sonra söz verdiğin gibi benden

hiçbirşey istemedin ve üzerime gelmedin, isteseydin bana o gün sahip

olabilirdin ama yapmadın. Nasıl dayandın bunca zamandır?”

dedi. Bende gülerek, “Nasıl dayandığımı gelde bana

sor, seni düşünmediğim arzulamadığım bir günüm bile

olmadı!” dedim. Baldız kafasını öne eğerek, “Enişte

ben de seni çok arzuluyorum, tamam ileri gitmedik ama, yine de ilk

erkeğimsin, ilk defa biriyle böyle şeyler yaşadım, ben de

senden farksız değilim!” dedi. O an içimde fırtınalar

kopmuş, aşırı tahrik olmuştum, “Bak Pelin istersen

yine birşeyler yapabiliriz, hatta busefer biraz daha ileri gidebiliriz, bu

2 gün bizim için çok güzel bir fırsat, birdaha elimize böyle bir

fırsat geçmeyebilir!” dedim.

Baldız başını

tekrar öne eğerek, “Enişte tamam da ben bakireyim, nasıl olacak?

İleride başıma sorun olur bu!” dedi.

Ben de gülerek, “Kızım senin iki tane deliğin var,

kızlığına dokunmam, onu evleneceğin kişiye

sakla, arkadan ver, bana o da yeter!” dedim. Başını

kaldırdı, gözlerimin içine bakarak, “Arkadan olmaz, çok

günahmış, hemde çok acıyormuş!”

dedi. “Sen nerden biliyorsun acıdığını?”

dedim. “Boşver… Yapalım, fakat canım çok yanarsa

bırakırım! Ama önce duş almak istiyorum, çok terledim!”

dedi. Baldız ne dese tamam demekten başka çarem yoktu. “İstersen

beraber duş alalım, birbirimizi

yıkayalım!” diye teklif ettim, baldız, “Birlikte olmaz,

utanırım!” deyince üzerine gitmedim ve “İyi ozaman sen

duşunu al gel, sonra ben girerim!” dedim. Baldız banyoya gitti 10-15

dakika sonra eşimin bornozuyla çıka geldi ve ben banyoya gittim. Soyunurken

kirli sepetinde baldızımın az önce çıkardığı

külotunu gördüm. Elime aldım, sırıl sıklam olmuştu ve

çok güzel bir kokusu vardı. Alel acele duşumu alıp bornozumla

çıktım…

Baldızımı salondan

kucağıma alıp yatak odasına götürdüm. Hiçbirşey

konuşmadan uzun uzun dudaklarını, boynunu ve kulak memesini ve

küçücük göğüslerini bir saate yakın yaladım. Bu anın

bitmesini hiç istemiyordum. Baldızım da gözlerini kapatmış,

bulutların üzerinde geziniyor, hafif hafif inliyor, ellerini çarşafa

geçirmiş, aldığı zevkin tadını

çıkarıyordu. Yavaş yavaş baldızın küçücük

amcığına inip, am dudaklarını

açıp pembemsi amcığına baktığımda, içi

seller sular içinde kalmış, amından süzülen sular

çarşafı ıslatmıştı. Bu manzara beni daha da

tahrik etmiş ve dayanacak gücüm kalmamıştı.

Baldızım da benden farksız değildi, bilmediği

duygularla Orgazm olmuştu. Klitorisini dişlerimin arasında

ezdiğimde şiddetli kasılarak minicik bedeni altımda

tir tir titriyor, kendini kasıyor, elleriyle

başımı amına dahada bastırarark nefes almamı

zorlaştırıyordu. Baldızın Orgazmı

geçtiğinde, ters çevirerek 69 pozisyonuna getirdiğimde, sikimi öyle

bir kavrayıp yalaması vardı ki, bu

sefer ben tarif edilemez duygulara kapılmıştım.

Baldız acemiliğinden

dişleriyle sikimin başını farkında olmadan

acıtıyor, canımı yakıyordu. Fakat

büyüyü bozmamak için sesimi çıkartamıyordum. Fazla dayanamadım

ve “Pelinim gelmek üzereyim, ağzına

boşalacam!” dediğimde sikimi hemen ağzından

çıkarttı. Bozulmuştum! Doğruldum, “Bak aşkım, ben

senin amının suyunu yaladım yuttum, sen

de benimkini yut!” dedim ve baldızın başından iki elmile

tutarak tekrar ağzını sikmeye başladım. Fazla derine

girmeden ağzına yarısını sokup çıkarıyordum.

Daha fazla dayanamadım başından sıkıca tutarak oluk

oluk ağzına boşalmaya başladım. Pelin debelenip,

sikimi ağzından çıkarmaya çalışıyordu, ama

aldırış etmeden son damlasına kadar boşaldım

ağzına. Bu yaptığıma busefer Pelin çok bozulmuş,

suratı ekşimiş, döllerimi yutarken zor

yutkunuyordu. Boşalmam bitip sikimi ağzından çekince,

doğruca Lavaboya koştu. Galiba midesi bulanmış,

yuttuklarını çıkarıyordu. Ağzını

yıkayıp tekrar odaya geldi ve kızgın bir

şekilde, “Enişte, birdaha bunu yapma! Tadı hiç hoş

değil, bayat yumurta gibi!” dedi. “Tamam aşkım son!” dedim…

Baldızı yüz üstü

yatağa yatırdım, göbeğinin altını

yastıklarla takviye yaparak muhteşem göt

deliğini ortaya çıkarttım. Baldızın göt delği o

kadar küçüktü ki, varla yok arası kırmızı

bir nokta gibi duruyordu. Bu manzara beni acaip tahrik edip sikimin

kalkmasına yetmişti. Şunu da biliyordum ki,

baldızın götünü sikmem hiçte kolay olmayacaktı, işim

bayağı zordu. Yumuşaması için götünün deliğini

yalamaya başladım ama ne mümkün, daha serçe parmağımı

sokmaya çalıştığımda “Ayy canım yandı!”

deyip ileri çekiliyordu. Komodinin çekmecesinden eşimin

kullandığı bebe yağını aldım ve

baldızın götüne biraz akıtarak yavaş yavaş küçük

parmağımı sokmaya başladım. Götünün deliği biraz

olsun esnemişti ve baldız artık altımda debelenmiyordu.

Yaklaşık yarım saat uğraştıktan sonra biraz daha

alışınca, bebe yağıyla sikimi bir güzel

yağladım ve götünün deliğine hafiften

bastırdım. Ama ne mümkün, yine canı yanıyor,

bağırıyor ve kendini ileri kaçırıyordu…

Baldızın

kafasını yastığa bastırdım ve iki eliyle götünün

yanaklarını ayırmasını sağladım. Böylece

götünün deliği biraz daha ortaya çıkmıştı. Yavaş

yaparsam baldızımın götüne asla giremezdim,

birden sokmalıydım, bu onun canını çok

acıtacaktı, fakat başka türlüde olmayacaktı. Sikimin

başını göt deliğine dayadım

ve birden yüklendim. Sikimin tamamına yakını götüne

girmişti, ama baldızım da, “Yandım anam! Ölüyorum! Nolursun

çıkart enişte! Dayanamıyorum! Bayılacam!” diye

bağırıyor, odanın içini inletiyordu. Hiç hareketsiz üzerine

abandım kaldım. Sikim sanki

kırılacak gibi zonkluyordu. Baldız, “Enişte

yalvarırım çıkart, ölecem!” derken gözlerinden yanaklarına

doğru yaşlar süzülüyordu. 4-5 dakika

hareketsiz durdum, ama nafile, baldız altımda halen

cıyaklıyordu. Baldızı kendime çekerek yavaş yavaş

git gellere başladım. Baldız yırtınıyor, inliyor

ve ağlıyor, “Enişte nolur yeter bu kadar, başka zaman

yapalım! Çıkart!” diyordu…

O anda çıkarırsam

baldızın götünü bir daha asla sikemeyebilirdim,

“Birazdan geçer aşkım, kendini sıkma aşkım,

rahat ol, bak yavaş yavaş yapıyorum!” diye baldızı teselli etmeye

çalışıyordum. Baldızın götünü 5 dakika yavaş ve

ritmik bir şekilde sikerken, sikime bir sıcaklık geldi. Kesin

götü yırtılıp kanamıştı, içinden

çıkarırsam kanı görebilir diye düşünerek sikmeye devam

ettim. Baldızın götünü sikerken tarif edilemez zevk alıyordum.

Baldızım ise acıdan resmen

böğürüyordu, buna rağmen devam ettim. 10 dakika sonra ise iyice

hızlandım ve “Geliyorum!” diyebildim. Baldızın birşey

demeye mecali dahi kalmamış, altımda acıdan

adeta baygın yatıyordu. Boşalırken elimde olmadan ben de

böğürerek içine fışkırtmaya başladım. Hiç bu

kadar çok boşalmamıştım. Sikimi yavaşça götünden

çıkardığımda sikim kanla

karışık döllerime bulanmıştı. Baldızın

göt deliği bayağı bir açılmıştı ve döllerim

götünden çıkarak çarşafa akıyordu. Ben kalkıp banyoya

giderken, baldızım halen sızlanıyordu…

Duşumu aldım geldim, baldızın

yanına uzandım, sırtını okşayıp öptüm ve “Seni

çok seviyorum aşkım, beni dünyanın en mutlu erkeği

yaptığın için teşekkür ederim!” dedim. Baldız cevap

vermeden sadece omuzlarını çekiştirdi. Baldız bir saate

yakın konuşmadan ve hareket etmeden öylece yüzüstü yattı, ben de

ayaklarından ensesine kadar her yerini okşadım, öptüm, defalarca

onu sevdiğimi söyledim. Sonunda baldız bana

doğru yan dönünce, “Nasıl oldun aşkım?” dedim. “Biraz

daha iyi… Hacer acıyacağını

söylemişti, ama ben bukadar çok acıyacağını tahmin

etmemiştim!” dedi. O gece baldızın götüne dokunmadan,

amını yalayarak birkaç kez daha Orgazm edip

kendimi affettirdim ve birbirimize sarılarak güzelce uyuduk. Ertesi gün

uyandığımızda götünün acısı

birazda olsa geçmişti ve baldız götünü sikmemi kendisi istedi. Bu

sefer banyoda sabunlu sabunlu siktim baldızın götünü. Orospu götten

sikilmenin zevkini almıştı artık, gün boyunca 3 kez daha

siktirdi götünü bana. Yalayarak kaldırdığı sikimin üstüne

kendiliğinden oturuyor ve zorlanmadan köküne kadar alıyordu götüne…

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Teyzemin yardımları -3

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Teyzemin yardımları -3
Teyzemin yardımları -2 ‘nin devamı;

bir kaç dakika sonra kapımı sessizce açıp odalarına doğru sessizce yürüdüm. kapı hafif aralıktı ve ışıkta açıktı. eniştem sırtüstü yatmış teyzem onun üstünde sevişmeye başlamışlardı bile. teyzem kırmızı sexy geceliğini giymiş kalçalarının ve göğüslerinin yarısı dışardaydı. eniştem kalçalarındı okşuyor ve öpüşüyorlardı.

Hafif loş ışıkta teyzemin vücudu kusursuz görünüyordu. Kapı aralık ve canlı canlı sex izliyordum. Sürekli izlediğim porno videolardan çok farklı ve adrenalin doluydu. O an ki heyecanımı sizlere anlatamam, yaşayanlar biliyordur eminim.

Sevişmeye devam ediyorlardı. Dudakları birleşmiş, nefes almakızın öpüşüyor ve birbirlerini okşuyorlardı. Eniştem ellerini babydolun altından geçirerek teyzemin bembeyaz yuvarlak kalçalarını okşuyor, sıkıyor ve adeta elleriyle yoğuruyordu.

Bir süre böyle devam ettikten sonra 69 poziyonuna geçtiler. Eniştem yine sırtüstü yatıyordu ve teyzem, eniştemin kafasını bacaklarının arasına alarak, eniştemin kısa ama kalın aletini yalamaya başlamıştı.

Eniştemin görüş seviyesi sıfıra düştüğü için, teyzem daha rahat hareket ediyor. Arada bana göz kırpıyordu. Eniştemin aletini ağzına öyle bir alıyordu ki istemeyenin bile canı ister hale gelirdi. Diliyle ucunu yalıyor, eliye sımsıkı tutarak sertleşmesini ve ıslanmasını sağlıyordu. Ucundan akan o sıvıları bana göz kırparak yalıyordu.

Yatağın üzerinde bulunan tangasını, eniştemin aletine sürterek sıvıların bulaşmasını sağladı ve kapıya doğru fırlattı. Kapı aralığından elimi sokarak aldığım bu kırmızı tanga hemen koklamaya başladım. Teyzemin bal kutusunun kokusuna karışmış, eniştemin sıvıları vardı. Bir yandan kokluyor bir yandan yalıyordum.

Çıldıracak gibiydim, hem eniştemin hemde teyzemin yerinde olma isteği çok karmaşıktı. Kalbim çok hızlı atıyor, dizlerimin bağı çözülüyordu. Bir taraftanda kendime masturbasyon yapıyor, yaşadığım anın zevkini çıkarıyordum.

Eniştem, teyzemin bal kutusunu öyle vakumluyordu ki, bir an boğulacak sandım. Bal kutusuyla ilgilenirken iki yanında duran ojeli, pembe topuklu, bembeyaz ayaklarla hiç ilgilenmiyordu.

Oysa ki ben, yalanmadık hiç bir yerini bırakmazdım 🙂

Artık arının bal kutusuna girme vakti gelmişti. Yalnız, çocuk yapmak istemedikleri için teyzem çekmeceden prezervatif çıkardı ve eniştemin aletine bir çırpıda takıverdi. Eniştem hala sırt üstü yatıyordu ve teyzem bacaklarını açarak aleti tam bal kutusuna hizaladı ve yavaş yavaş oturmaya başladı. Aletin her girdiği santimde ben daha da kötü oluyordum.

Daha fazla tutamadım kendimi ve teyzemin bana atmış olduğu tangaya boşalmaya başladım. Soluk soluğa kalmıştım, nefes alışverişlerimi duymamaları için elimden geleni yapıyordum. Boşaldıktan sonra tangayı içeriye doğru kapının kenarına bıraktım ve izlemeye devam ettim.

Teyzem iyice hareketlenmiş soluk soluğa kalmıştı. Eniştemin taşakları, teyzem her gidip geldiğinde dalgalanıyor ve kalçasının aralarında geziniyordu. Eniştem boş durmuyor teyzemin göğüslerini emiyor ve okşuyordu. Arada bir zevkten ısırıyordu sanırım çünkü teyzem sessizce ısırma ısırma dediğini duyuyordum.

Eniştem dizlerinin üstünde durarak, teyzeme domalmasını söyledi. Teyzem hemen domalıp, kalçalarını açtı ve belini bükerek o muhteşem bal kutusunun ortaya çıkmasını sağladı. Öyle tatlı ve güzel görünüyordu ki, tamamen ıslanmış birazda kızarmış bir bal kutusu duruyordu. Tam hedefte 🙂

Eniştem hiç zaman kaybetmeden sert bir giriş yaptı. O incecik parmaklarıyla ittirerek offf yavaş ol aşkım diyen teyzemin sesi yankılandı odada. Eniştem hiç aldırış etmeden teyzemin zarif kollarından tutup kendine çekerek tıpkı at sürer gibi teyzemin bal kutusuna girip çıkıyordu. Teyzem başını yastığa bastırarak inleme seslerinin birazda olsa azaltmaya çalışıyor. Eniştem durdurak bilmeden gittikçe kızaran bal kutusuna girmeye devam ediyordu.

Daha sonra eniştem, teyzemi bir çırpıda sırt üstü yatırdı ve bacaklarının arasındaki yerini aldı. Hızlı bir şekilde girip çıkmaya devam ediyor. Teyzemin titremeleri artık dahada belli oluyordu. Teyzem boşalırken kendini iyice kasıyor ve bacakları sert bir şekilde titremeye başlıyordu. O kasılma anında o güzel ayaklarını yalamak ne güzel olurdu.

Bu arada bu muhteşem görüntüler içerisinde kendimi unutmuyor masturbasyonuma devam ediyordum.

Eniştem bir türlü boşalmak bilmyordu. Artık iyice yorgun düşmüştü gidip gelmekten. Yine sırt üstü yatıp teyzemi kucağına aldı. Eniştem ayaklarını iyice uzatıp teyzemi kucağında zıplatmaya başlamışştı. Teyzem kalçalarını her hareket ettirdiğinde o muhteşem kalçaları öyle bir dalgalanıyordu ki .. Eniştem daha fazla dayanamayıp derin bir ohhh çekerek boşalmaya başladı.

Teyzemen hemen 69 pozisyonuna geçerek bal kutusunu enişteme yalatmaya başladı. Neden böyle bişey yaptığını daha sonra anladım. Eniştemin içine boşalmış olduğu prezervatifi çıkardıve kapının kenarına doğru attı. Çok heyecanlı ve şaşırmış durumdaydım. İçimdeki bir ses onu yerden alıp emmem gerektiğini söyledi ve aynen öyle yaptım. ÖNce biraz kokladım muhteşem kokuyordu. Sonra spermleri dökmeden ağzımın içine aldım prezervatifi. Biraz yaladıktan sonra içindeki spermeleri ağzımın içine boşaltmaya başladım. Ya yok böyle bi zevk böyle bi heyecan 🙂 Sonra nedense kendi aletime taktım onu ve öyle masturbasyon yapmaya devam ettim.

Teyzem ben duşa gircem dedi ve yataktan kalktı. O sırada parmak uçlarıma basarak odama geçtim, kapıyı sessizce kapattım. Yavaşça odanın kapısı açıldı. İçeriye giren teyzemdi. Çok kısık bi sesle, Nasıldı beğendin mi dedi. evet dedim sana ne kadar teşekkür etsem az dedim. Elinde getirdiği kırmızı tangasını gösterdi, buna sen mi boşaldın dedi evet dedim. kapının oraya attığım prezervatif nerde dedi . bende dedim ve aletimi gösterdim. güldü sen mi taktın dedi 🙂 o zaman dedi elindeki ıslak boşaldığım tangayı ayak parmaklarına sürdü. bak dedi enişten bu güzel ayakların kıymetini bilmiyor ilgilenmiyor bari sen ilgilen dedi ve yalamamı ve masturbasyon yaparak prezervatife boşalmamı istedi. Hızlı bir şekilde ayak parmaklarını alıyor öpüyor kokluyor ve boşalmak için olağan gücümü harcıyordum. Daha fazla dayanamadım ve boşalmaya başladım. Teyzem gülüyor aferin sana diyordu. Şimdi onu verde enişten görmeden çöpe atayım dedi aldı ve gitti.

Hala tir tir titriyordu dizlerim. Yatağa uzandım sanki dünyalar benim olmuş gibiydi. O ne zevkti o ..

to be continued .. 🙂

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized
istanbul travesti istanbul travesti istanbul travesti ankara travesti Moda Melanj kuşadası escort bayan çankaya escort mecidiyeköy escort beylikdüzü escort istanbul escort ankara escort bayan Hacklink Hacklink panel Hacklink panel bursa escort ankara escort Ankara escort bayan Ankara Escort Ankara Escort Rus Escort Eryaman Escort Etlik Escort Sincan Escort Çankaya Escort hurilerim.com Escort Antalya Escort Alanya Escort Antalya Merkez Escort Antalya Otele Gelen Escort Antalya Rus Escort Belek Escort Fethiye Escort Kemer Escort Kepez Escort Konyaaltı Escort beylikdüzü escort antalya rus escort escort keçiören escort etlik escort çankaya escort mamasiki.com bucur.net hayvanca.net lazimlik.net cidden.net Escort bayan Escort bayan escortsme.com anadoluyakasikadin.com kadikoykadin.com atasehirkadin.com umraniyekadin.com bostancikadin.com maltepekadin.com pendikkadin.com kurtkoykadin.com kartalkadin.com istanbulspor.net şişli escort istanbul escort mecidiyeköy escort beşiktaş escort taksim escort fındıkzade escort çapa escort fatih escort topkapı escort escort şişli escort bayan bayrampaşa escort merter escort escort mecidiyeköy bursa escort warez forum Bonus veren siteler Bonus veren siteler ankara travesti By Casino bursa escort görükle escort bursa escort bursa escort bursa escort bursa escort ankara escort kayseri escort kuşadası escort kocaeli escort konya escort kütahya escort manisa escort mardin escort mersin escort muğla escort nevşehir escort rize escort sakarya escort samsun escort şanlıurfa escort sivas escort tekirdağ escort trabzon escort tunceli escort uşak escort van escort yalova escort çorlu escort gebze escort gümüşhane escort izmir escort kilis escort kırklareli escort karabük escort karaman escort kars escort kıbrıs escort kırşehir escort malatya escort niğde escort ordu escort osmaniye escort sinop escort tokat escort yozgat escort zonguldak escort