Gün: 5 Ocak 2024

Bir Ayak Fetişi Serüveni

No Comments

Bir Ayak Fetişi Serüveni
Bir Ayak Fetişi Serüveni

Benim adım Tarık. 18 yaşındayım. Boyum 1.78 kilom da 72. Ben kendimi bildim bileli çok utangaç birisi olmuşumdur. Annemin babamın yanında bile çekingen tavırlar sergiliyordum. Bu huyum hiç değişmedi. İlkokulda biraz arkadaşım vardı. Onlarla çok takılmıyordum ama en azından varlardı işte. Kızlarla bırakın konuşmayı merhaba merhabam bile yoktu. Yıllar geçtikçe arkadaşlarım hep azaldı. 8.sınıftayken neredeyse hiç arkadaşım kalmamıştı. Teog denen sınav yaklaşıyordu ama sınıftakiler sürekli gezip tozuyorlardı. Ama ben hiç onlarla gezemedim. Onlar beni davet etmemişti, ben zaten gidip kendimi davet ettiremezdim. Ben de onlarla gezmek istiyordum ama olmuyordu işte. Terslenme korkusu, çekingenlik beni bunu yapmaktan alıkoyuyordu. Kimsenin de benim bu bariyerlerimi aşmak için çaba göstermek gibi bir derdi yoktu. Ben de yapabileceğim tek şeyi yaptım ve kendi kabuğuma iyice çekildim ve ders çalıştım. İstanbulun çok iyi anadolu liselerinden birine yerleştim. O yaz tatilinde annemle biraz atıştık. Benimle “Senin neden hiç kız arkadaşın yok, bu yaşına geldin hala seni bir kızla görmedim.” Diye kızıyordu bana. Tabi ki o da oğlunu kızlarla birlikte görmek istiyordu ama ne yapabilirdim ki? Gidip kızlarla konuşacak cesarete sahip değildim. Liseye geçtiğimde annemle babam artık bir şeylerin değişeceğine ve benim açılacağıma inanıyorlardı ama durum böyle olmadı. Lisede de hiç arkadaşı olmayan, arkadaki, o kimsenin varlığından bile haberdar olmadığı o çocuktum. Böyle olmak istemiyordum ama bu durumu tersine çevirecek güç de yoktu içimde. Kendimi çok aşağılık hissediyordum. Dışlanmış ve ezik. Yürürken sürekli başıma öne eğerek yürüyordum. Yanımda bir çocuk oturuyordu. Başlarda onunla az da olsa muhabbet ediyordum ve bu bana çok iyi geliyordu ama birkaç hafta sonra benim yanımdan kalktı ve bir grup arkadaşıyla birlikte başka bir yere oturdu. Bana gelmek ister misin bile demedi. Ki muhtemelen gelmemi istemiyordu. Benim gibi silik bir tipi kim yanında istesin ki? Artık erkeklerden yana bir iletişim kurma şansım kalmamıştı. Sınıfta çok güzel kızlar vardı ama bırakın yanlarına gidip onlarla arkadaş olmayı, kafamı gömdüğüm sıradan kaldırıp onların gözünün içine bile bakamıyordum. Birçok gecem yalnızlıktan ağlayarak geçti. Sürekli “Ben neden diğer çocuklar gibi değilim?” Diye sessiz sessiz ağlıyordum. Ağlamam bile kendini toplumdan saklıyordu. Günler aylar bu şekilde geçti. Ben bu yalnızlığın getirdiği boşlukta hep ders çalışıyordum ve matematiğim müthişti ama fen derslerinde çok iyi değildim. Matematiğim iyiydi iyi olmasına ama matematik sınavlarında genelde bir kızın yanına denk geliyordum. Stresten ve çekingenliğimden resmen yutkunamıyordum ve o haldeyken sınavdan çok yüksek notlar da alamıyordum. Bir keresinde kalemimin ucu bitti. Ama ben yanımdakine dönüp de “uç verir misin?” Diyemedim. Diyemedim işte. Eğer hoca fark edip bana uç bulmasa boş kağıdı teslim edip çıkacaktım sınıftan. İşte bu böyle devam etti. 10.sınıfın sonunda alan seçimi yapıldı ve ben sayısalı seçtim. 11.sınıfa geçerken sınıflar karıldı ve yanıma daha önce hiç görmediğim Ali diye bir çocuk oturdu. Ali benden biraz daha kısa, fit bir vücuda sahip, sarışın ve çok yakışıklı bir çocuktu. Onu görür görmez ondan nefret etmiştim. Benimle dalga geçen, sınıfın popüler çocuğu olacak diye düşünüyordum. Ama öyle olmadı. Ali benimle arkadaş olmaya çalışıyordu. Başlarda ben onu kendimden uzaklaştırmaya çalıştım ama çabalarım başarısız oldu. Onunla çok iyi anlaşıyorduk. Sürekli muhabbet ediyorduk. Gülüp eğleniyorduk. Aliyle karakterlerimiz tamamiyle zıttı ama bu bizim avantajımızaydı. Resmen birbirimizi tamamlıyorduk. Muhteşem bir ikili olmuştuk. Okulda, okuldan sonra, gece fark etmeksizin sürekli ya birlikteydik ya da telefondan konuşup mesajlaşıyorduk. Benim duvarlarımı yıkmıştı Ali. Gidip diğer insanlarla muhabbet başlatacak seviyeye kadar getirmişti beni. Başlarda çok zorlansam da onun beni zorlamasıyla birkaç arkadaş bile edindim kendime. Ama hiçbiri Ali’nin yerini tutamazdı. 11.sınıf hayatımın o zamana kadarki en güzel yılı olmuştu. Gidip yanlarına konuşamasam da en azından kızlara bakabiliyordum. Kendimin de bir erkek olduğunu ve kadınlardan hoşlandığımı hatırlamıştım sanki. Sanki bunun daha önce farkında değilmişim ya da bunun bir önemi yokmuş gibi. 11.sınıf da bu şekilde bitti. 12.sınıfa geçtiğimizde sınıflar tekrardan karıldı ama çok şükür ki Aliyle aynı sınıfa düşmüştük. Okulun ilk günü bahçede toplandık. Aliyle aramızda bir özlem giderme durumu olmadı çünkü zaten yaz tatili boyunca birlikteydik. Herkes sıra oldu. Sıra olurken bir kız gözüme takıldı. Bizim sınıfın sırasına giren, 1.68 boylarında, yeşil gözlü, kahverengi saçlı, muhteşem bir kızdı. Belki de bana öyle geliyordu ama sanırım bu kız hayatımda gördüğüm en güzel kızdı. Ama sanki onun bu güzelliğini bir tek ben fark etmişim gibi geliyordu. Hayatımda ilk defa gerçekten bir kızın yanına gidip onunla konuşmaya yeltendim. Hatta biraz gittim ama olmadı. Utangaçlığım ağır basmıştı. Hemen bunu Aliyle konuştum. “Ben bu kıza aşık oldum kanka, bir şey yapmamız lazım.” Dedim. Elini omzuma koydu “Sen hiç merak etme kardeşim, o iş bende.” Dedi. Ali öyle dediyse tamamdır benim için. Ona güvenim sonsuz. Müdür kürsüye çıktı geleneksel boşunu yaptı ve sınıflara geçmeye başladık. Benim tutulduğum kız arkadaşıyla birlikte en sağ en öndeki sıraya oturdu. Ali hemen koştu ve onun bir arkasındaki sıraya oturdu ve beni yanına çağırdı. Ben de gidip oturdum. Önce herkes yanındakiyle muhabbet ediyordu ama Ali bir şekilde önümüzdeki kızlarla bizim muhabbetimizi birleştirdi. Ali’nin de böyle bir yeteneği vardı işte. Ve ben aşık olduğum kızın ismini de öğrenmiş oldum. Pelin. O gün zaten hocaların yarısının gelmemesinde ve gelenlerin de bizi serbest bırakmasının yarattığı boşlukta dördümüz çok iyi kaynaştık. Daha doğrusu Ali bizi kaynaştırdı. Artık biz dörtlü bir grup olmuştuk ve sürekli beraber takılıyorduk. Ben ne zaman Pelin’e baksam onun gözlerinde kayboluyordum. Pelinin matematiği çok iyi değildi ama o da fen derslerinde çok iyiydi. Ben ona matematikte anlamadığı yerler konusunda yardımcı oluyordum o ise bana fen derslerinde. İkimiz dörtlü gruptan yavaş yavaş kopup beraber de vakit geçirmeye başlamıştık. Her şey çok güzeldi. 12.sınıfa gidiyorduk. Üniversite sınavına çalıştığımızdan zaten öyle kafeye ya da sinemaya falan gitmemiz çok zordu ama en azından onu ders çalışmaya davet etmek istiyordum. Birkaç kez edecek gibi olduysamda bir türlü başaramadım. Davet etsem kabul edecekti bunu gözlerinde görebiliyordum ama işte, edemiyordum. Sonra bir gün bana kimyadan anlamadığım bir yeri anlatırken “Ya Tarık, bunu şu an hiç anlatasım yok. İstersen akşam bize gel hem ben sana bunu anlatırım hem sen de bana şu değişken değiştirmeyi anlatırsın. Gelmek ister misin?” Dedi suratında bir gülümsemeyle. Gelmek ister miyim. Bu ne saçma bir soruydu böyle. Resmen içimde havai fişekler patlıyordu. Yüzümde saklayamadığım bir gülümseme oldu. İçim sıcacık olmuştu. Hani neredeyse mutluluktan gözlerim yaşaracaktı. “Tabi gelirim.” Dedim gülerek. O da güldü. “Akşam görüşürüz o zaman.” Dedi. Ben hemen koşup heyecanlı heyecanlı bunu Ali’ye anlattım. Ali de diğer kızı çoktan götürmüştü bu arada. Anlattıklarımı dinlerken onun da yüzü gülüyordu. Benim başıma gelen bir şeyden bu derece mutluluk duyan bir arkadaşa sahip olduğum için dünyanın en şanslı insanıymışım gibi hissediyordum. Akşam eve gittiğimde yüzüm hala gülüyordu. Gitmek için sabırsızlanıyordum. Ali’nin tavsiyesi üzerine üzerime rahat bir şeyler giydim ve Pelin’in attığı konuma gittim. Eve vardığımda zile basıp basmamak konusunda tereddüte düşmedim desem yalan olur. Ama sonunda ilk kez utangaçlığımı yendim ve “Neyse ne.” Diyerek zile bastım. Pelin için değerdi. Çok rahat ama bir o kadar da şık bir kıyafetle Pelin açtı kapıyı. “Hoşgeldin”. Dedi. Onu ilk defa okul kıyafetinden başka, hele bu kadar güzel bir kıyafetin içinde görünce bir süreliğine nutkum tutuldu ama sonra toparladım ve “Hoş bulduk.” Dedim. Ayakkabılarımı çıkardım ve içeriye geçtim. “Merak etme şu an evde bir ben bir de annem var. Babam da ablam da şu an şehir dışındalar. Rahat ol biz bizeyiz yani.” Dedi. Ben sadece gülümseyerek kafa salladım. Direkt Pelin’in odasına geçtik. Odası çok güzel ve çok düzenliydi. Her şey yerli yerindeydi. Çalışma masasına geçtik ve ders çalışmaya başladık. Birkaç saat boyunca hem ders çalıştık hem de sohbet ettik. Her şey muhteşemdi. Bir süre sonra ikimiz de yorulduk ve bir ara vermeye karar verdik. Odadan çıkıp salona televizyon izlemeye gittik. Salondaki büyük koltukta Pelin’in ablası yüz üstü uzanmış, bacaklarını dizlerinden büküp ayaklarını tabanları yukarıya bakacak şekilde havada çaprazlamış, göğüsünün altına bir yastık almış biriyle mesajlaşıyordu. Ablası 175 boylarında, mavi gözlü, kızıl saçlı ve muhteşem bir fiziğe sahip, afet gibi bir kadındı. 21-22 yaşlarında olsa gerekti. Onun uzandığı koltuk tam televizyonun karşısında, televizyona doğru bakıyordu. Bu koltuğun solunda aynı bunun gibi büyük ama yan duran bir koltuk vardı. Ama onun üstünde üstü örtülü mantılar vardı. Ablasının olduğu koltuğun sağında ise yine yan duran ama tekli bir koltuk vardı. Pelin şaşkın bir şekilde “Abla? Sen Eskişehirde değil miydin? Nasıl, ne zaman geldin? Okulun yok mu?” Dedi. Ablasının adı Selma’ydı. Selma abla “Bizim fakültenin hocalarının katılması gereken bir şey varmış, bir hafta tatilim de sen onu boşver şimdi. Vay be. Küçük kardeşim büyümüş sevgili yapmış, o da yetmemiş onu eve atmış. Hey yavrum hey kimin kardeşi be!” Dedi. Sevgilisi deyince ben tam kem küm edip kendimce itiraz etmeye çalışacaktım ki Pelin bana hiç fırsat vermeden “Evet sevgilim evimde ders çalışmaya geldi ne var bunda? Aslan gibi çocuk bak.” Dedi. Benim resmen yüzümde çiçekler açmıştı onun bu söylediklerinden sonra. Sonra Pelin hızla yürüdü ve tekli koltuğa oturup televizyonu açtı. Aslında tam oturdu denemez. Başını koltuğun kollarından birine dayayıp bacaklarını diğer kolun üzerinden aşağıya sarkıttı. Televizyona doğru uzandı yani. Ben de gidip Selma ablanın ayaklarının yanına oturmak zorunda kaldım. Selma abla “Neden öyle koştun kız?” Dedi. Pelin de “Saatlerdir yollardasın. Ayaklarının kokusu odanın diğer tarafına kadar geliyordu bir de kaynağının yanına mı oturacaktım. Ben de Tarık oturmasın diye önce davrandım.” Dedi gülerek. Selma abla biraz sinirlendi. “Hadi lan ordan benim ayaklarım gül bahçesi gibi kokar bir kere.” Dedi. “Ya tabi tabi. Benim burdan burnumun direği kırıldıysa Tarık’ı tahmin bile edemiyorum..” Dedi Pelin. Selma abla ayaklarının tabanını suratıma doğru eğdi ve burnumun dibine kadar getirdi. Tabanları gözlerimin önündeydi. “İnanmıyorsan sevgiline soralım. Canım kokla bakalım ayaklarım nasıl kokuyor.” Dedi. Tabanları çok pürüzsüzdü. Ayakları çok biçimliydi. Ayağının her bir parçası, her bir kıvrımı kendini belli ediyordu. Parmakları da çok biçimli ve düzgün duruyorlardı. Kıpkırmızı ojeliydi hepsi. Ve ayağı çok terliydi. Bakınca saatlerce ayakkabı içinde kalmış olduğu belli oluyordu. İstemsizce burnumu yaklaştırdım ve çok derin bir nefes aldım. Ayakları ter kokuyordu ve gerçekten çok ağır bir kokuydu bu. Öyle ki koku resmen başıma vurmuştu. Sanki koku beynimdeki bir şeyleri açtı gibi hissettim. Bir an başım döndü. Ama. Ama bu koku daha önce hiçbir şeyin vermediği kadar zevk vermişti bana. Bir anda penisim dimdik oldu ve tamamen kendi irademin dışında bir kez daha ciğerimin son raddesine kadar kokladım ve “Ohh.” Dedim. Kendime inanamıyordum. Resmen bir kadının ter kokan ayaklarını kendi isteğimle kokluyordum ve daha da utanç verici olanı bundan zevk alıyordum. Üstelik ayakları çok ağır ter kokuyordu ama bu koku beni mest ediyordu. Kendimi çok aşağılık hissetmiştim. Sonuçta koklamaktan hoşlandığım şey bir kadının saatlerce ayakkabısında tuttuğu terli ayaklarıydı. Ayak ya ayak. Vücudunun en pis yeri. Ama o koku beni o kadar etkilemişti ki kendimi kaybedip “Muhteşem kokuyorlar. Gerçekten muazzam.” Dedim. Pelin şaşkın şaşkın bana bakarken Selma abla kahkaha atıyordu. Selma abla “Ben sana ne dedim. Bak sevgilin ayaklarımın kokusunun müptelası oldu. Kimse benim hakkımda kötü bir şey söyleyemez zaten. Ayaklarımın kokusu hakkında bile.” Dedi. Penisim neredeyse pantolonumu delecekti o derece kalkmıştı. Ben neden bu kokudan , bu sözlerden zevk alıyordum. Selma abla gözümde büyüyordu resmen. Kendimi nedensizce onun altında olmalıymışım gibi hissediyordum. Ne kadar da aşağılık bir düşünceydi bu böyle. Bir kızın terli ayak kokusu benim neden hoşuma gitmişti anlam veremiyordum ama delicesine sevmiştim o kokuyu ve tabanlarının görüntüsünü. Verdiğimiz aranın geri kalanımda Pelin televizyon izledi, Selma abla telefonuyla mesajlaştı ben ise anlamsızca Selma ablanın ayaklarının kokusunu koklayarak kendimden geçtim. O gün eve gittiğimde bu konu üzerine kafa yormamaya karar verdim. Herhalde ayağının kokusu bana geçmişteki bir şeyi hatırlatmış olmalıydı. Yoksa benim bir kadının terli ayak kokusunu sevmem mümkün değildi. Tabii ki de değildi. Bu kadar alçalamazdım. O gece sevdiğim kızın benden sevgilim diye bahsetmesi ve onunla gece boyunca ders çalışmamızın verdiği mutlulukla melekler gibi uyudum. Bir sonraki gün okulda değişik bir şey olmadı. Her şey normal, tıkırında işliyordu. Pelinle çok güzel vakit geçiriyorduk ve bu beni mutluluktan havalara uçuruyordu. Dün gece yaşananları, özellikle de Pelin’in benden sevgilim diye bahsettiğini Ali’ye anlattığımda o da en az benim kadar mutlu olmuştu. Onun diğer kızla olan ilişkisi zaten yolundaydı sormaya gerek yoktu. Ali bu konularda doğuştan yetenekliydi. Bugün tekrar gidecektim. Eve gidip üzerimi değiştirdim, yemeğimi yedim ve hızlıca yola çıktım. Geç kalmak istemiyordum. Onların evine vardığımda bu kez kapıyı Pelin’in annesi açtı. Annesi benden çok az uzun, ne zayıf ne şişman tam kıvamında kiloda, Sapsarı saçlı, Selma abla gibi mavi gözlü, 45 yaşında ama kesinlikle yaşını göstermeyen 20 lik kızlara taş çıkartacak derecede güzeldi. Annesi gülümseyerek ”Hoşgeldin delikanlı. Benim adım Tülin, Pelin’in annesiyim.Yahu sen amma yakışıklıymışsın bizim kız seni nasıl tavlamış helal olsun.” dedi. Ben hemen araya girerek ”Estağfirullah Tülin teyze. Sizin kızınız her şeyin en iyisini hak ediyor.” dedim. Bunu dediğimi duyunca birden ciddileşti ve ”Aferin çocuk, seni test ettim ama başarılı oldun. Benim kızımla birlikte olduğun için ne kadar şanslı olduğunun farkında mısın değil misin bilmem gerekiyordu. Kızımla iyi geçinmeye çalış ve sakın şunu unutma: Eğer kızımı üzersen seni böcek gibi ezerim.” dedi. Ben yutkunamıyordum. Birden güldü ve ”Hadi içeri geç Pelin seni bekliyor. Ben şimdi çıkıyorum siz keyfinize bakın.” dedi. Ben sadece kafa sallayabildim. İçeri Pelin’in yanına geçtim. Annesi de gidince ev boş kalmıştı. Bir süre ders çalıştıktan sonra dış kapı açıldı ve bağırışma sesleri eşliğinde biri eve girdi. Giren kişi Selma ablaydı ve biriyle çok sert tartışıyordu. Pelin bana bakıp ”Sen boşver bizlik bir durum yok, ona yardımcı olamayız en iyisi onu yalnız bırakmak.” dedi. Ama ben böyle bir şey yapamazdım. Karakterim böyle değildi. Bir süre sonra bağırışmalar kesildi. Biz bir süre daha ders çalıştık sonra ben lavaboya gitmem gerektiğini söyledim ve odadan çıktım. Selma abla salonda büyük koltuğun üzerine yüzüstü uzanmış ağlıyordu. Onu öyle görünce dayanamadım ve gidip yanına ayaklarının dibine oturdum. Dediğim gibi normalde asla kızlarla gidip konuşamam ama birincisi bu kadın sevgilimin ablasıydı ve daha da önemlisi birini üzgün görmeye dayanamıyorum. Özellikle de bu kişi değer verdiğim birisiyse. Ben oturunca göz yaşlarını sildi ve ”Beni yalnız bırakır mısın?” dedi. Bırakamazdım. Değer verdiğim birini o halde bırakamazdım. ”Kötü bir şey mi oldu? Benimle her şeyi paylaşabilirsin, yükün hafifler. Ben mal gibi dinlerim.” dedim gülerek. ”Gerçekten mi?” dedi ve anlatmaya başladı. En yakın arkadaşı Selma ablanın sevgilisini onu aldatırken yakalamış hatta fotoğraflarını bile çekmiş. Telefonda da en yakın arkadaşıyla tartışıyormuş. ”O öyle bir şey yapmaz sen bizim aramızı bozmaya çalışıyorsun!” gibisinden. Sonra arkadaşı fotoğrafları atınca tabi şüphe yerini su götürmez bir gerçeğe bırakmıştı. Bana anlattıkça rahatlıyordu ama yüzü bir türlü gülmüyordu. Sürekli espri yapmaya çalışıyordum ama güldürmeyi bir türlü başaramıyordum. Son esprimden sonra ”Beni güldürmeye çalıştığının farkındayım, çabanı da takdir ediyorum ama şu an bu mümkün değil kusura bakma.” dedi. Ben de biraz düşündükten sonra suratımda sinsi bir gülümsemeyle ”Eğer esprilerimle güldüremiyorsam, ben de başka şekilde güldürürüm.” dedim ve bacaklarını sol kolumla sarıp diğer kolumla ayaklarını gıdıklamaya başladım. Selma abla kahkaha atarak çırpınıyordu. Yüzüstü yattığı için yeterince kuvvetli çırpınamıyordu ama. Gülmekten gözünden yaşlar geliyordu artık. Sonra sırt üstü döndü ve çok daha kuvvetli çırpınmaya başladı. Bacaklarını zapt etmem mümkün değildi ki edemedim de zaten. Sağ bacağını kolumdan kurtardı ve bir anda suratıma doğru getirmeye başladı. Tabi çok hızlı gerçekleşiyordu bu olay. Tabanının suratıma geldiğini görünce bi tuhaf oldum ve her nedense ayağını tutmak için veya suratımı çekmek hiçbir hamle yapmadım. Gelişini öylece seyrettim sadece. Tabanı yavaşça suratıma temas etti. Üst tarafı yanağımda topuk tarafı dudaklarımın üzerindeydi. Yumuşacık ayağının sıcaklığını suratımda hissediyordum. Ayakları çok terliydi ve o terleri suratımda gayet rahatlıkla hissedebiliyordum. Bir sessizlik oldu. Selma abla gözlerimin içine ”E hadi terli ve pis kokulu ayağımı suratından çekmeyecek misin?” der gibi bakıyordu. Penisim daha önce hiç olmadığı kadar kalktı ve resmen kitlenmiştim. Tek yapmam gereken ayağını suratımdan çekmekti ama yapamıyordum. Öylece kalakalmıştım. Tamamen kontrolüm dışında ayağının o çok keskin ter kokusunu ciğerimin son raddesine kadar çektim. Koku o kadar güzel geliyordu ki bana gözlerim kayıyordu neredeyse. Selma abla terli ayağını kokladığımı görünce resmen bir kahkaha patlattı. Onun o gülüşünden sonra iyice yerin dibine girmiştim. Evet ben her zaman silik bir tiptim ama daha önce hayatımda kendimi hiç bu kadar ezik ve aşağılık hissetmemiştim. Yer yarılsa da içine girsem diye düşünüyordum. Ama derinlerde bir yerlerde ait olduğum yerdeymişim gibi hissediyordum. Kadınların ayağının altında. Selma abla yumuşacık tabanını suratımın her yerinde gezdirmeye başladı. Hayatımda hiçbir şeyden bu kadar zevk almamıştım. Bir süre sonra yumuşacık tabanına ve derin derin kokladığım keskin ter kokusuna dayanamadım ve hayatımın en güçlü boşalmasını yaşadım. Titreyerek boşaldım resmen. Pantolonum göle dönmüştü. Aslında Selma abla pantolonumu göremiyordu ama suratımın aldığı ifadeden ve titrememden boşaldığımı çok rahatlıkla anlamıştı. Çok şiddetli bir kahkaha daha patlattı. ”İnanamıyorum resmen ayağımla boşalttım seni. Çok eğlenceliydi ya. Erkekleri ayaklarımla bu hale getirebileceğimi baştan bilseydim, şimdi kapımda onlarca köpeğim olurdu. Vay be demek ayak fetişin var.” dedi. Ne demek ayak fetişi. Hayır ben bunu kendime yediremezdim. Benim hiç öyle bir sevdam olmamıştı. Bunu da ona açıklamam gerekiyordu. ”Selma abla benim ayak fetişim falan yok. Ayaklardan hoşlanmıyorum az önce ne oldu anlamadım ama öyle bir şey…” derken tabanını suratıma dayadı. Elden ayaktan kesilmiştim resmen. Bir anda istemsizce ayağını derin derin koklamaya başladım. ”Sanki bir şey söylüyordun kusura bakma, ayağım suratına geldi. Ama eğer konuşmaya devam etmek istiyorsan istediğin an ayağımı suratından çekebilirsin.” dedi. Ya ayağını çekmem lazım. Bu kadar da aciz olamam artık. Bir kadının ayağını nasıl suratımdan çekemem yahu! Ben nasıl bu kadar aşağılık olabilirim. Ama öyleydim işte. Çekemedim. Cevap olarak sadece derin derin koklamaya devam ettim. ”Ben de öyle düşünmüştüm. Şimdi terli ayağımı kokla, sinüslerine kadar çek. Beyninin her zerresine işlemesini istiyorum bu kokunun. Hiç aklından çıkmasın.” dedi. Ben deliriyordum resmen. Kendimi çok aşağılık hissediyordum ama bu his nedensizce hoşuma gidiyordu. Bir süre sonra ”Yeterince kokladın. Artık beyninin her zerresine sirayet etmiştir müthiş ayaklarımın kokusu. Şimdi de bir tadına bak bakalım. Ayaklarımı yala!” dedi. O öyle der demez vücudum beynimden önce davrandı ve hemen yalamaya başladım. Ayağındaki terin o tuzlu tadı ağzıma geliyordu ama müthiş bir tattı bu. O an hayatta tek yapmak istediğim şey ayaklarını yalamaya devam etmekti. Yaladıkça yaladım. Topuktan parmaklara kadar her yeri tertemiz ettim. Kıpkırmızı ojeli parmaklarını buruşana kadar emikledim. Aman Allahım muhteşem bir şeydi bu. Sonra bana ”Ağzını aç!” dedi. Hemen ağzımı kocaman açtım. Sağ ayağını parmaklarından ağzıma soktu. Ağzım genişti 5 parmağını birden alabilmiştim. Sonra diğer ayağını da penisime dayadı. Boşalmamdan dolayı penisimin etrafındaki döller penisimi kayganlaştırıyordu zaten. Ayağıyla penisimi ovmaya başladı. Ağzımdaki ayağını da ağzıma sokup çıkartmaya başladı. Zevkten resmen çıldırıyordum. Bir süre sonra tekrardan dayanamadım ve çılgınlar gibi boşaldım. Bir kahkaha daha patlattı. ”Ben ne muhteşem bir varlığım ya! Erkekleri ayaklarımla bile boşaltabiliyorum. Vücudumun en pis yeriyle. Ama zaten erkekler de oraya layık. Ayaklarımın altına. Sizden bana ancak paspas olur başka da bir şey olmaz. Oh be keyfim yerine geldi. Sevgili de neymiş. Erkekleri ayaklarımla köpeğim yapabilecekken kim takar sevgiliyi. Benim isteklerimi yerine getirirsin değil mi Tarık bey?” dedi. Bana cevap vermek için süre tanımadan parmaklarıyla burnumu sıkıştırdı ve başımı yukarı aşağı eğerek kendini onaylattı. ”Ama sen dua et kız kardeşimin sevgilisisin sana çok yüklenmeyeceğim. Ama diğer erkeklere yapacağımı biliyorum ben. Hadi şimdi git temizlen, kız kardeşimi yalnız bırakma.” dedi ve ayağıyla suratımı itti. Hemen banyoya gittim. Aynada kendime bakamıyordum. Kendimden utanıyordum. O kadar aşağılık hissediyordum ki yer yarılsa içine girerdim. Ama bir yandan da benliğimi bulmuşum gibi hissediyordum. Donum sırılsıklam olmuştu onu çıkardım. Pantolonumda çok bir şey yoktu don hepsini toplamıştı. Ben de donsuz bir şekilde Pelin’in yanına gittim. Bana ”Nerde kaldın be Tarık, seni bekleye bekleye ağaç oldum.” dedi. Ben de ”Ya kusura bakma, midemi üşütmüşüm galiba karnım fenaydı.” dedim. Gözlerindeki acıma duygusunu görmüştüm. ”Geçmiş olsun.” dedi. Ben de kafa salladım. Bir süre daha ders çalıştık sonra ben eve gittim. Yatağa girdiğimde uyuyamıyordum. Durmadan yaşadıklarımı kafamda döndürüp döndürüp duruyordum. Sonra uyuya kalmışım.

Categories: Uncategorized

4- Ağva

No Comments

4- Ağva
Cumartesi sabah erkenden ozan aldı beni , süper mini şortum beyaz askılı ile yürüyordum ona doğru. Ozanın yüzünde ki sinsi gülümsemeyi görmek içimi hoş etmişti . Arabaya biner binmez öpücük banyosuna tutuldum . Yol boyu bacaklarıma elliyor fakat havadan sudan konuşuyorduk. Dün gece ki meyhane tuvaleti veya bu teşhircilik olayları hakkında hiçbirşey konuşmadık.
1 Saatlik yol sonunda otelimize vardık , denize sıfır butik bir oteldi , kendi restoranı ve sahili vardı.
Oda anahtarımızı aldık , görevli hemen çantalarımızı aldı yardım etmek istedi , ozan tamam biz gidelim arkadaş arkadan getirsin dedi , ben önden ilerliyor hemen arkamda ozan , en en arkadan görevli geliyordu . Lobi , koridorlar heryer de ayna vardı o yüzden arkamdakileri çok iyi görüyordum, ozan da görevlide sadece götüme bakıyordu , aşık olduğum çocuk bundan rahatsız olmuyor hatta bundan zevk alıyor bu durum benimde hoşuma gitti aslında. Şortumu biraz daha yukarı çektim , daha da kıvırmaya başladım ( ikisinin de yüz ifadesini çok merak ediyorum ). Odaya girdik görevli içeriye çantaları bıraktı , ozan bahşiş verdi teşekkür etti çıktı.
Odamıza yerleştik , üstlerimizi değiştirdik denize indik hemen. Tüm gün bira içip güneşlendik , havadan sudan konuşuyorduk aslında ozan ile açık açık konuşmak istiyordum fakat cesaret edemiyordum. 10 – 15 metre uzağımızda 40 lı yaşlarında ki bir abla üstsüz güneşleniyordu bu durumu fırsat bilip ozana ;
E – üstsüz güneşlenmek büyük cesaret
O – bencede
E – bende çok isterim fakat malum türkiye şartları
O – gerçekten istermisin üstsüz güneşlenek , rahatsız olmaz mısın ? Amaç heryerinin yanması ise solaryum var bence üstsüz güneşlenmek sadece teşhircilik oluyor
E – oo ozan beey ne kadar da felsefe yaptın , izin verir misin vermez misin ?
O – İstanbul da istemem belki şartlar uygun olursa neden olmasın
E – hoşuna gider ama senin
O – benim ne hoşuma gider ? güneşlenen açan gösteren sensin
E – hiç inkar etme , bana bakılması çok ama çok hoşuna gidiyor senin , tahrik bile oluyorsun. Karşımda ki çocuklar bana bakıp fısır fısır konuşsa sikin kalkar , hatta sen uzakdasın benim yanıma geldi bir erkek benimle konuşuyor , bu seni tahrik eder hatta bakayım kalkmış ? ( evet kalkmıştı )
O – çok biliyorsun hayatım sen çok.
Dedi ve kalktı, bira almaya gitti. Konuşma sırasında bile siki kalkabiliyordu. Konusu artık açıldığına göre akşam bu işi çok ama çok ayrıntılı konuşmak gerektiğine karar verdim.

Akşam üstü odalarımıza gittik , biraz uzandık , akşam için hazırlandık.
Akşam yemeğinde güzelce içircektim ozana ve akşam rahat rahat konuşmaya karar vermiştim.
Akşam için bana aldığı mini eteğimi ve beyaz bluz giydim , Ozan kendisi istemişti etek giymemi. Rakılar içiliyor biz havadan sudan konuşuyorduk. Geçenler veya çevremiz de ki masalar gerçekten bacaklarıma bakıyordu ama bu bildiğiniz bakmak da değil. Öküz gibi sikmek istermiş gibi bakıyorlardı. Kadınlarda ki nefret bakışlarını görebiliyordum. Normalde rahatsız olurdum ama ozandan dolayısı mı bilmem çok da hoşuma gitmeye başlamıştı , bütün bacaklarımı otele sergilemek .

Gece 10 gibi bir büyüğü bitirmiş ikimizin de kafalar güzeldi . otelin barından 2 adet bira alıp sahile gittik, çok kararıydım ozan ile konuşmak istiyordum.
Şezlonglara oturduk denizi izliyor bira içiyorduk , artık daha fazla dayanamıyordum ve konuşmaya kararlıydım ,

E – ozan sana bir şey soracağım , bana kızma alınma ama açık açık konuşalım
O – sor aşkım
E – benim açık giyinmem ama aşırı açık giyinmem , insanların bana bakması senin hoşuna gidiyor mu veya bundan tahrik mi oluyorsun
O – tamam açık konuşalım , evet
E – sence biraz garip değil mi , orospumuyum ben yada sen çok mu açıksın gevşeksin
O – hoşuna gitmese yapmazsın demek ki senin de hoşuna gidiyor
E – senin tahrik olman , biraz heyecan yapman evet gidiyor
O – açık konuşuyoruz ezgi sende dürüst ol
E – evet bakılmak , istenmek gidiyor ama kendimi bazen orospu gibi hissediyorum hepsini geçtim bunun sonu ne ?
O – biz ne zaman birşeyin sonunu düşündük , hayvan gibi içeriz araba ile eve döneriz sence yapılan doğru mu ?
E – ne alaka şimdi
O – hayatım sana bakmaları , senin istenmen hoşuma gidiyor
E – o bakanlar beni istiyor , sikmek istiyor belki de 31 çekiyorlar beni düşünüp ve bu seni tahrik mi ediyor , cuckold musun sen ne bu şimdi ozan
O – rahatsız olduysan söylersin yapmam , yapmayız . Hatta ne yaptık ki , etek giydin şort giydin , başkasıyla mı ol dedim sana sadece kısa giyinmen ve insanların seni beğenmesi bakması hoşuma gidiyor. Durum bu !
Kısa bir sessizlik oldu , ikimizde düşünüyorduk. Konuşmaya başlayan ozan oldu ,
O – rahatsız mısın bu durumdan
E – hayır değilim , benimde hoşuma gitmedi desem yalan olur sadece işin sonu ürkütüyor
O – aşkım biz herşeyi konuşabiiyoruz. İstemeden zorla hiçbir şey yapmayız . Canımız isterse istediğimizi yaparız
E – tamma haklısın peki ne istiyor canın veya ne zaman bana hayır dur dersin
O – anlamadım
E – mesele club de bir erkekle dans etmem , bana dayaması ellemesi benim onu ellemem veya öpüşmemiz veya önünde sevişmemiz ….
O – dur ezgi dur ne yaptın yaa hemen siktirdin kendini . Sen bunu mu istiyorsun
E – hayır belki evet ben hiç grup seks yapmadım ama dur yani konu bu deği
O – konu ne
E – dur tamam şuan çok konuştuk yeter , azdım ben odaya gidelim mi
O – ben sabah dan beri azgınım bekle bira daha ne güzel konuşuyoruz
E – ben çok ama çok ağırdan almak istiyorum , yavaş yavaş , seninle herşeyi yaşarım ama çok yavaş gidelim , bize bir şey olmasın
O – tamam kontrol sende
E – hiç grup seks yaptın mı sen
O – hayır aynı gece birden kızla birlikte oldum veya bir kızı bir gecede 2 3 kişi birlikte oldu ama grup seks yapmadım
E – ben bir kız ile birlikte olmak çok isterdim ama ben seni bir kız ile paylaşmaya hiç hazır değilim
O – bende seni bir erkek ile paylaşmaya hazır değilim. Böyle düşünmeni istemiyorum sadece teşhircilik hoşuma gidiyor , seni teşhir etmek..
E – tamam ozaman bekle ve gör
Dedim kalktım , otelin sahile yakın barı oturduğumuz yerden gözüküyordu , bara doğru gittim zaten biralar bitmişti. 2 adet fıçı bira istedim , ödemesini yaptım fakat sevgilim de benimde kafamız iyi dökmek istemiyoruz bize biraları getirirmisin dedim. Çocuk isteksizce evet dedi ve döndüm ozanın yanına geldim.
E – hiçbir şey deme sadece ize
O – ne oluyor kızım
E – izle
Çocuk biraları ize doğru getiriyordu . şezlongda yarı dik şekilde oturuyordum , bacaklarımı büktüm ve açtım . Barmen aramız da ki masaya biraları koyarken resmen amıma bakıyordu zaten benimde amacım buydu , biraları verdi afiyet olsun dedi gitti , ama yavaş hareketlerini ikimizde fark etmiştik .
O – sen beni çıldırtcakmısın ?
E – hoşuna gitmedimi
O – rezil olmadık mı sence ?
E – bananen , ben o çocucğa bacaklarımı göstermek istedim ve sevgilimi çok fazla azdırmak istedim
O – becerdin de
E – artık odaya gitmek istermisin ?
O – hadii
Biraları aldığımız gibi odaya doğru yürümeye başladık. Barın önünden geçerken çocuk ikimize bakıyordu , iyi geceler dedim barmen sadece kafa salladı.
E – götümü ellesene biraz istersen eteği kaldır ama sen bilirsin
Ozan direk bacaklarıma elini attı , yavaşça yukarıya çıkardı , eteğimi kaldırmıştı eve tüm götümü çocuğa gösterdi.
E – hayal etmesine yardımcı olduk
O – kafam güze yoksa asla yapmam bunu
E – hoşuna gidiyor kabul et
O – seni çok fena sikicem birazdan hakettin bunu
E – bencede hakettim aşkım

Evet bu hikaye burada bitmedi , sevişmemiz ve sevişme sırasında ki diyalog , barmeni odamıza çağırmamız ve diğer gün o barmen ile konuşmamız ve yolda ki yaramazlığımızı bir sonra ki hikayede anlatacağım.
*
*
*
*
Arkadaşlar bu hikaye serisi %100 gerçektir. Kurmaca değildir. Bazı mesajlarınıza cevap veriyoruz. Bazen ben bazen ozan veriyor. Gelen mesajlar da birkaç soru var onları sizin için buradan cevaplayayım.
Twitter adresimiz yok.
Şuan için kimseyle görüşmüyoruz . ( tek erkek veya çift olarak )
Fotograf video işini şuan düşünmüyoruz . İlerleyen günlerde neden düşünmediğimizi anlayacaksınız. İfşalandığımız bir durum oldu bunu ilerleyen hikayelerde anlatacağım.

İyi Günler…

Categories: Uncategorized

İlk…

No Comments

İlk…
Merhaba ben cd selide ilk anal ilişkimi anlatacagım.
Netten biriyle tanıştık uzun süren gorusme uzerine evli olan x evinin bos oldugunu ve gelebileceğimi soyledi.kalçalarım onum arkam heryerim tertemidi hazırdımda..netten cıkıp bulusmaya gittim ve evinin yakınlarında bulustuk.. eve gidince ben giyinmek için can atıyordum. beni yatak odasına goturdu..daha sonra ben soyundum.. altıma guzel beyaz bir tanga, beyaz çorap beyaz bir sutyen taktım
cok hosuma gidiyordu… daha sonra ustume beyaz mini geceliğide giyip yanına gittim.. O soyunmus beni bekliyordu.. once kucağına oturdum elleri bcaklarımda gezindikce cıldırıyorudum.. sonra sakso yapacaktım ama dayanamadım tabi.. tanganın deliğime sürtünmesi dahada istetiyordu beni.. hemen domaldım geceliğimi skaldırdı. tangamı sıyırdı ve derin bir off cekti.. dolgun tertemiz kalcalarım karsısındaydı.. aletini ıslatıp deliğimde gezdiriyordu.. sonra yavasca deliğime sokmaya başladı.. derin bir ohh ile aldım içime.. oncedende çeşitli nesnelerle buyuttugum deliğim zorlanmadı ve tamamını içine aldı…daha sonra gidip gelemeye basladı ben inliyor vur diyordum…belimden sıkıca tutup kokleyerek vurmaya başladı…inlemeye başladım (kadın gibi inlerim) ve o da fazla dayanamadı içime boşalttırmadım ama kalçalarıma ve deliğimi akıttı… hartika bir zevkti.. spermleri deliğimden akıyordu… ve güzel bir anı olarak kaldı ilk anal sexim…
arkadaşalr ben bu olayı afyonda yasadım ve eğer isteyen varsa ulaşsın yalnız yeri ve kıyafet imkanı olan A lar tercihimdir.. mutlu kalın…

Categories: Uncategorized

Evli Hatunla ilk anlarımız…

No Comments

Evli Hatunla ilk anlarımız…

Size başımdan geçen bir anımı yazmak istiyorum. Malum ülkemizde facebook bi tanışma mecrası olarak kullanılıyor. İhtiyacı olan erkek ve kadınlar facebook üzerinden insanlarla tanışıp istediklerini yapabiliyorlar. 2-3 yıl kadar önce facebook üzerinden arayışımı belirten bir yazı yazmış ve bazı sayfalarda yayınlamıştım. Aynı yazıyı bir kaç gün devam ettim yayınlamaya. Bu arada sohbet için gelen kadınlar oluyor sohbet ediyorduk. Genelde bilirsiniz bu sohbetlerden birşey çıkmaz. Bir gün birisi selam verdi. Fotosuz bir profil. Kadın olduğuna bile inanmadım ilk başta. Şansımı denemek için sohbete devam ettik. Bir kaç gün normal şekilde sohbet devam etti. İkimizde ne için orda olduğumuzu ve ne istediğimizi bilsek de ilk adımı atmıyorduk. Samimiyetimiz ilerledikçe sohbetimiz de samimi bir hal alıyordu haliyle.Bu şekilde devam ederken bir sonraki adımı atarak telefonlaşmaya başladık. Sonuç belli gibiydi. İkimizde istiyorduk. Ama o evli ben evli ve bunun bir çekincesi vardı.
Sonunda evine davet etti bir gün. Sabah erken bir saatte evine gittim. Kapıyı çaldım.Komşuları görmesin diye eve bir girişim vardı evlere şenlik 🙂
Neyse çok samimi bir şekilde sarıldık. Oturma odasına davet etti. Oturduk sohbet ettik normal bir şekilde. Çok tedirgin olduğu her halinden belliydi. İlk adımı atmak istiyor ama tabuları, evliliği bir çok şey engelliyordu onu. Farkındaydım. Fakat onun dengesini bozmamak için eğer huzursuz ediyorsam gidebilirim dedim ona. Gitmemi istemedi fakat bir şey de yapamayacağım özür dilerim dedi.
Önemli değil o an için. Eğer üstüne gitseydim ters tepecekti. Çok sıcak ve samimi bir sohbet yaptık. Biliyorum bu okuduklarınız masal ya da hikaye gibi gelecek size ama bu birebir yaşanmış bir anı.
Hiç bir şey yapmasak da dudaklarını tatmak istediğimi söyledim. Çekinerek kabul etti. Sanki ilk kez öpüşüyormuş gibiydi. Acemice hareketleri vardı. Dİlini dudaklarımın arasına alıp emdim. İLk kez böyle bir şey yaşamış olmasının şokuyla öyle bir inledi ki boşaldığını zannettim nerdeyse 🙂
Ellerim ister istemez göğüslerine gitti. Minicik ama dimdikdiler. Uçarı fındık tanesi gibi olmuştu. İp yaydan çıkmak üzereydi. Sütyeninin içinden göğüsleirni okşarken dilini dudaklarını emmeye devam ediyordum. Hem devam etmek istiyor hem de istemiyordu. Bir süre beni durdurdu. O kolutkta göğüsleri dışarı çıkmış uzanmış yatarken ben ereksiyon olmuş halde kalmıştım. Yine gitmemi isteyip istemediğini sordum. İstemedi.
Ben de yine dudaklarına yumuldum. Öpüşmek artık yetmeyecekti ikimize de. Elimden tuttu. Yatak odasına çekti beni.
Girdik ayakta öpüşmeye devam ediyorduk. Kemerimi çözmesini istedim. Önümde diz çöktü. Pantolonumu ve boxerimi çıkarttı. Aletim dimdik önündeydi. Ağzına almasını söyledim. Kocasına hiç yapmadığnı ama merak ettiğini söyledi. Ağzına aldı. Acemi de olsa istekli olduğundan çok zevkle alarak emiyordu sikimi.
Uzun uzun emdi yaladı sikimi. Sıra bende dedim ve göğüslerinden yalamaya emmeye başladım. Uçları siyah üzüm tanesi gibiydi iri ve dik. Minicik göğüslerinin emmek çok zevkliydi. Yavaşça aşağılara indim. Amına geldiğimde sularına silimi daldırdım ilk önce. Yasak meyve çok lezzetliydi o an. Belki de dünya üstündeki en tatlı şeydi benim için. Yalamaya doyamadım. Ben yaladıkça her dil darbemde ayrı bir zevk dalgası sarıyordu bedenini. Titremeleri inlemeleri artık zaptedilemez bir hal almıştı. Artık zamanı geldi diyerek bacaklarının arasında yerimi aldım. Hedefi bulmam çok zor olmadı. Bir hamlede derinliklerine doğru dalışa geçtim.Sıcacık ve sırılsıklamdı. O kadar tatlıydı ki çine girip çıkmak. Hani anlatılmaz yaşanır derler ya. Aynen öyle.
Her pozisyonda uzun uzun siktimm o gün onu.
Kocasının hiç sikmediği götünden bile. Özellikle götünden sikerken çok müthiş zevk aldı. BUnu da bir sonraki yazımda paylaşırım.

Categories: Uncategorized

Gloryhole Deneyimi 2

No Comments

Gloryhole Deneyimi 2

Daha once ilk kez gloryhole ortamina gidip oral seks ile tatmin olusumu Ilk Gloryhole Deneyimim hikayesinde anlatmistim. Bu kez isler bir adim daha ileriye gitti.

Bahar aylarinda tatil icin Avrupa’da bir sehirdeydim. Yeni bir gloryhole heyecani icin sabirsizlaniyordum. Dogru mekani sectikten sonra emin adimlarla iceri girdim. Dolaplara tum esyalarimi birakip cebime sadece iki tane prezervatif biraktim. Her seye hazirlikliydim. Aletim de popom da tamamen tirasliydi.

Iceri girip koridorlarda yurumeye basladim. Gozumun icerideki karanliga alismasi icin birkac dakika acele etmeden etrafta sadece turladim. Gozum koridorda gezen diger kisileri, odaciklarin basinda ve koselerde bekleyen kisileri secmeye basladiginda herkesi tartmaya basladim. Mekandaki en genc ve en citir bendim, bu yuzden herkesin gozu uzerimdeydi.

Bir iki kisi pesime takildi ve bir odaya girmemi beklediler, onlarin tersine yuruyerek ilgilenmedigimi belli ettim. Koridorun bir kosesinden donerken orada bekleyen yasca benden buyuk bir adam popomu avucladi. Orali olmadan yurumeye devam ettim. Iceride yaklasik bir 10 kisi vardi ama henuz kimse ilgimi cekmemisti. Ne aletinin iri oldugunu dusundugum biri vardi iceride, ne de agzini kullanmak isteyecegim bir citir. Ara ara kapisi kapali odacikler goruyor, yan odaya girip aradaki pencereleri acik mi diye kontrol ediyordum.

Turlamaktan yorulmustum, ben de odalardan birinin onunde kapiya yaslanip sortumun uzerinden aletimi sivazlamaya basladim. Cok gecmeden genc bir adam gelip onumde turdu, onumdeki sisikligi fark etti ve elini sortumun uzerinden aletimin uzerine koyarak tepkimi olctu. Ben ellerimi cekip dokunmasina izin verince bana iyice yanasip avuclamaya basladi. Ben de bunu tutup hemen onunde durdugumuz odaya soktum.

Heyecanliydim. Normalde bu tip mekanda iki taraf yan yana odalara girer ve her sey duvar arkasindan yapilir. Adamla birlikte ayni kabindeydik ve kapiyi kitledik. Ben kabinin icindeki basamaklardan yukari ciktim ve tek hamlede altimdakilari indirdim. Aletim sertlesmeye baslamisti bile. Hic vakit kaybetmeden aletimi kokunden tuttu ve agzina aldi. Agziyla git-gellere basladi, resmen agzini sikiyordum. O sirada girdigimiz kabinin duvarlarinin bir bolumunun renkli yari saydam plastik oldugunu ve oradan birinin avcuyla yuzunu yapistirip biri izledigini fark ettim. Tabi bu beni daha da heyecanlandirdi. Agzini daha da hizli sikmeye basladim ama bosalmaya yakin bile degildim.

Adam bu durumu fark etti. En alt basamakta bana arkasını dondu ve arkasi donuk bir bicimde benim bulundugum iki ust basamaga dogru cikti. Ne yapmaya calistigini anlarken fark ettim ki alti tamamen ciplakti. Ben o karanlikta agzini sikerken o altindakileri indirmis ve hatta parmaklayarak kendini hazirlamisti. Yuvarlak poposunu biraz avucladip ve parmaklarimi deligine dogru kaydirdim. Inanilmazdi. Sicak ve ipislak. Amcik gibiydi ve onu bana sunmaya hazirdi.

Aletim dimdik poposunun arkasinda duruyordu ama korunmasiz boyle bir seye kalkisamazdim. Hemen cebimdeki prezervatiflerden birini cikardim ve o karanlikta zor olsa da takmayi basardim. Kalin aletimle poposu birkac kez tokatladiktan sonra girmeye hazirlaniyordum ki bacaklarinin arasindan elini uzatarak aletimi yakaladi ve onu deligine kendi yonlendirdi. Yarim saniyede tamamen dibindeydim. Pompalama fasli basladi. Olanlara saskindim. Yan kabindeki biriyle oral beklentisiyle girdigim mekanda ayni kabinde birini sikiyordum, ustelik deligi mukemmeldi. Harika hissediyordum. Ben iki kolumu yana acmis yan duvarlardan destek alarak pompalarken o da onundeki kapali olan kapidan destek alarak kendini ritmik bir sekilde bana itiyordu. Birkac dakika pompaladiktan sonra icindeyken bosalmaya basladim. Tamamen bosalip pompalamayi durdurdugumda hemen tekrar onumde diz coktu, prezervatifi dikkatli bir bicimde kendi cikardi ve aletimi agziyla temizlemeye basladi. İyice temizledikten sonra don ve sortumu bir kerede yukari cekip kendimi toparladim.

Bana kendi dilinde tesekkur etti. Ben de tesekkur ederek kabinden ciktim. Tabi kabinin onu seslerimizden oturu doluydu. Kimseye pas vermeden emin adimlarla yuruyerek mekani terk ettim. Harika bir seksti.

Categories: Uncategorized

Mükemmel bir anne (ALINTI)

No Comments

Mükemmel bir anne (ALINTI)
Mükemmel Bir Anne
Odanın içine gün ışığı henüz dolmuş, sarı perdelerden süzülen ışık odayı sonbahardaki ağaçların rengini anımsatan sarımtrak bir renge bürümüştü, açık pencereden içeri dolan rüzgar tülü oynatıyor ; sephanın, kitaplığın, halının üzerinde geziniyordu.

Bu yaz sabahının diğer sabahlardan hiçbir farkı yoktu. Her sabah aynı vakitte kapının önünden geçen kapıcı, araba sesleri, işe yetişmeye çalışan insanlar, bir hengame…

Belki gün aynıydı ama benim için aynı şeyi söylemek pek mümkün değildi yıllık iznime çıkmıştım, babam arazi işleri için memlekete gitmiş, bunu fırsat bilen, ayrı olduğu, annem akrabaların yanından gelip geçici bir süre tekrar bizim evde kalmaya başlamıştı.

Bu da benim için birbirinin aynı geçen günlere bir farklılık katmış, monoton hayatımı biraz olsun hareketli kılmıştı. İşte böyle hisler içinde güzel bir yaz günü dinlenmiş bir zihinle uyanmıştım.

Gözlerimi ovuşturdum, şöyle bir gerindim ; odadan çıkıp salona geçtim. Perdeleri açtıktan sonra kapıya yöneldim gazeteyi ve ekmeği aldım. Mutfakta bir bardak su içip, ekmeği ekmekliğe yerleştirdikten sonra odama geçtim. Yine tüm gece sıcaktan terlemiş, sırılsıklam olmuştum. Şortumu elleyince sıkılmış bir ifade ile yüzümü buruşturdum annem henüz kalkmamıştı yeni bir şort almak için kaldığı yatak odasına girdim.

Annem uyuyordu. Hava sıcak olduğundan üzerindeki ince pikeyi atmıştı. Şortu alıp döndüğümde yatağa doğru şöyle bir baktım. Annemin geceliği sağ bacağından neredeyse kalçasına kadar sıyrılmıştı. Hafif yan vaziyette yüzü koyun yatıyordu. Sağ bacağını hafif karnına doğru çekmişti. Sıyrılan gecelikten dolgun, beyaz baldırı meydana çıkmıştı. Etli ve biçimliydi, hiçbir pürüz yoktu.

Annemin sıkı kalçalarını gördüm…
Doğal olarak bakmaktan rahatsız olmuştum. İçimi bir sıkıntı kapladı. Ama nedense belk**e sabah sabah böyle bir görüntüyle karşılaşmış olmaktan kendimi alamadım ve göz ucuyla tekrar baktım. Sanki başka biri annemi böyle açık saçık bir pozisyonda görebilecekmiş gibi bu geceliği düzeltme ihtiyacı hissettim. Sanırım birazda kendimden utanmıştım. Elimle geceliğin kenarından tuttum, aşağı doğru çekerken eteklik kalçasına o kadar yakındı ki hafifçe havalandı. O anda annemin küçük yuvarlak ve sıkı kalçalarını gördüm. Yuvarlak bir karpuzu andıran götü kavisli ve biçimliydi, içine kırmızı dantelli string bir külot gitmişti. Bu yüzden tüm hatlarını görmüştüm. İki yuvarlağın arasında kaybolan külotun bacak arasına doğru belirginleşen kısmındaki ortası yarık kabarıklığın amcığı olduğu rahatlıkla anlaşılıyordu. Kenarlarından kısa süre önce kestiği kıllar taşmıştı.

Tüm bu anlattıklarım birkaç saniye içinde oldu. Öyle büyük bir rahatsızlık hissettim ki geceliğin etekliğini hızla çektim. Annem o anda. Sırt üstü döndü. Gözlerini bile açmadan :

– Oğlum… ?
– Üzerin açılmış da anne, onu örttüm.
– Hımmm saol, bende kalkacağım az sonra.

Odadan çıktığımda o ana kadar hiçbir hareketlenme olmamasına rağmen hemen ereksiyon oldum. Moralim bozulmuş, yaptığım hiç hoşuma gitmemişti.

Salona geçip gazeteyi okumaya başladım. Gündemdeki transfer haberlerini veriyor. Ülke ekonomisinin kötüye gittiğinden bahsediyordu. Dolar yine fırlamış, hisse senetleri değer kaybetmişti. Eskisine nazaran daha çok çalışıyor ama daha az kazanıyorduk. Bütün toplumda bir sinir harbi, asabiyet başgöstermişti. Toplum olarak hasta bir güruh haline gelmiştik.

Yinede gelen yaz her yanı şenlendirmiş, insanlar somurtmak yerine daha çok gülmeyi, gezip tozmayı tercih eder olmuştu. aradan ne kadar süre geçti bilmiyorum.

Annemin mutfaktaki gürültüsüyle irkildim. Çayı ocağa koymuştu. Kafasını uzatıp günaydın dedi. Banyoya geçti.

Bir süre sonra mutfaktan kahvaltının hazır olduğu konusunda seslendi. Banyoya girip elllerimi yıkamaya başladım. Elimi yüzümü kuruladıktan sonra yeşil çamaşır sepetinin içinde annemin kırmızı külodu gözüme ilişti. Demek çıkarmıştı. Ellerimi yıkayıp çıktım.

Kahvaltı boyu aileden, gideceği yerlerden, işyerinden konuştuk. Önce alışverişe çıkacağından bahsetti, ardından akşam için yemeklik bir şeyler bakacakmış, belki eski işyerinden bir kızla buluşabilirmiş… Oysa ki benim aklım tuvalete takılı kalmıştı. Gözümün önüne bir annemin kalçaları birde altındaki o kırmızı külodun çamaşır sepetinin içine fırlatılmış hali geliyordu. Aniden bir şimşek gibi gözümün önüne gidip gelen bu görüntüler iştahımı kapamıştı. Bir yandan gazete okuyup sordum :

– Duş yapacakmısın ?
– Hayır dün yaptım…
– O zaman ben gireyim her gün yıkanmassam bu sıcakta yapış yapış oluyorum…
– Beni iki günde bir idare ediyor ama günlük çamaşır değiştiriyorum bende rahat etmek için.

Öğlene doğru annem ütüye başlamıştı. Bilgisayar oynarken, bakkala gidip geldiğimde, dergileri okurken üzerimde sürekli bir rahatsızlık hali vardı ve aklım hep banyodaki çamaşır sepetindeydi.

Külodu avucuma aldım…
Yüzümü buruşturup, elimi şöyle bir salladıktan sonra tuvalete girdim. Acele etmeden yüzüme baktım, gıdıma bakıp sakalları kontrol ettim. Elimi yıkadım. Sonra arkamı dönüp çamaşır sepetinde duran külodu alıp çamaşır makinesinin üzerine yapılmış üzerinde diş macunu, tarak benzeri banyo malzemelerinin bulunduğu komidine koydum. İpten olan kısımlarını iki yandan tutup çektim. Kıvrılmış olan külot yine kıvrıla kıvrıla açıldı. Kenarları sateni andıran ipti. Kenardaki iplerden daha kalın ve düz bir kısmı kalçaların arasına giren kısmıydı. Önünü kapatan kısmın üst kısmında bir kurdela vardı. Dantel işlemeleri sıkı bir şekilde örülmüştü. Elimi yüzeyinde gezdirdim. Tam amın üzerine gelen kısıma bir kaç tane kıl takılmıştı. Bunlar annemin amının kıllarıydı. Fakat ben o an için bunun başka bir kadının külodu olduğunu hayal ediyordum.

Elim pütürlü yüzeyde gezindikça yarağım kalınlaşmış, kalkmıştı. Külodu avucuma aldım. Diğer elimle pijamamı sıyırdım bir elimle sikimi sıvalarken diğer elimle külodu burnuma doğru götürdüm. Dantelleri yüzüme değiyordu. Gözümün önüne annemin altındaki hali geldi gitti. Sıvazlama hareketim hızlanmıştı. Kokladığımda parfüm gibi kokuyordu. İnsanın başını döndüren bir kokusu vardı. İç kısmını çevirdim. Dudaklarıma değdirirken birden dilimi iç kısmına sürttüm. Tatlıyla ekşi arası hoş bir tat ağzıma dolarken şiddetle kasılarak boşalmaya başladım. O beş on saniye içinde hayatımın en müthiş orgazmını yaşamıştım. Boşalırken neredeyse tüm dilimi hafif nemli yüzeye bastırmıştım. Annemin amının tadı ağzıma yayılırken gözkapaklarım kapanıp açılıyor kendimden geçiyordum. Ne yaptığımın farkına anca iki dakika sonra kendime geldiğimde vardım.

Aslında bu bir iç hesaplaşmaydı. Bir yandan kendime kızıyor diğer bir yandan aklıma geldikçe heyecanlanıyordum. Hemen karara bağlanacak bir konu değildi bu, üzerinde uzun süre düşünüp içimi rahatlatmam gerekiyordu. Ama yapamıyordum. Aklım bunalmıştı.

Bilgisayara bir porno taktım…
Düşündüğümde beni asıl rahatsız edenin annemin bacaklarına ve kalçalarına bakmış olmamdı. Yoksa neticede o külot başka birininde külodu olabilirdi. Annemle bir alakası yoktu. Esk**en beri iç çamaşırlarını severdim. Bu açıdan baktığımda kendimle barışıyor ama bir süre sonra zihnimde annemin külodundan aldığım tad, dilimden çekip çıkarttığım iki üç tane kıl dağılıyordu. Çok tecrübeli değildim ama kadınların oralarının farklı farklı koktuğunu ve tadının değişik olduğunu duymuştum. Bu seferde yine kızıyor, bir daha yapmayacağıma kendi kendime söz veriyordum.

Annem 45 yaşındaydı, minyon, kısa boylu zayıf, siyah saçları, kahve rengi gözleriyle kumral denilebilecek bir kadındı. Küçük tavuk her zaman piliç misali diriydi. Yaşını çok göstermezdi. Babamla bir süre önce ayrılmış ve bir daha görüşmemişlerdi. İkisiyle farklı zamanlarda bir araya geliyordum.

İki gün geçmişti bu iki gün boyunca önemsiz günlük işler, akşam yürüyüşleri yaptık. Akşam vakti annem çarşıya çıkacağını söyledi evde tek kalmıştım. Bir süre televizyon izledim. Sonra sıkılınca odama geçip bilgisayara bir porno taktım, filmde iri yarı bir zenci en fazla yirmi iki yaşındaki bir kızı götten sikiyordu. Masturbasyon yapmaya başladım çok heyecanlanmıştım. Birkaç gündür içimi ürperten arzular tekrar meydana çıkmıştı. arzular ve zevk insanı ele geçirdiğinde uğranan o bilinç kaybı beni sarmış o ana kadar utandığım duygularım bana mantıklı ve açıklanabilir gelmeye başlamıştı. Aklıma annemin çantası geldi diğer iç çamaşırları onun içinde olmalıydı, onları görmeliydim.

Her yanımı ateş bastı. İçimden kopup gelen bir heyecan fırtınası, kalp atışlarımı hızlandırmıştı. Sikim irileşmiş, taşaklarım şişmişti. Biraz istemeyerek de olsa annemin kaldığı odaya girdim. Önce küçük spor çantayı karıştırdım. İçinde tişörtler ve çoraplar vardı… birde makyaj malzemeleri ; büyük bavula yöneldim, açtığımda içinde annemin günlük kıyafetleri, şortları, pijaması ve geceliği vardı kenardaki fermuarlı gözü açtığımda gözüme kahverengi kumaş bir torba ilişti, bağcığını çözdüm ; ilk gördüğüm beyaz dantelli bir külottu o anda kalbim duracak gibiydi… bu nasıl bir heyecan nasıl bir zevkti böyle bir şey yaşamamıştım… elimi göze sokup ne var ne yoksa çıkarmaya başladım.

Önce ön kısmı dantelli ve işlemeli tam amın üzerine gelen kısımından geri kalan kısmı da kumaş olan beyaz bir külot çıkarttım, onu yatağın üzerine bıraktım ; yanında kırmızı tanga dantelli ve işlemeli, kenarları ipten külodu koydum. Şimdide elime siyah kadife bir tanga gelmişti. Parmaklarımı sürttürdüm. İnsanın içini gıcıklıyordu. Simsiyah ve düzdü sadece tam orta kısmına bir siyah fiyonk iliştirilmişti. Ardından ten rengi şortu andıran bir külot çıkarttım, bir iki tane de düz pamuklu.

Gelen annemdi…
Ter boşanmıştım. Anlımdan süzülen terler çeneme akıyordu. Tülden leopar desenli giyildiğinde am, göt ne varsa gösterecek bir külot vardı. Kenarlarına yan yana iki lastik ip atılmıştı. En altta sütyenler vardı. Her birinin tek tek sütyenlerini çıkarttım. Sikimi çıkarmış sıvazlıyordum. Külotların üzerinde gezinmeye başladım. Çok dayanamayarak şiddetle fışkırtmaya başladım. İç çamaşırlarına gelmesin diye halıya dönmüştüm. Çok müthiş bir boşalma yaşadım. Sarsılmıştım resmen, yığılıp kaldığımda midem ağzıma geldi. Ya annem anlarsa, sırası neydi külotların. Panik olmuştum. Ne kadar katlarsam katlayayım. Aynı halini bulamıyordum, yarım yamalakta olsa torbayı doldurdum. Beş dakika geçmiştiki kapı çalındı…

Gelen annemdi, yüzüm kızarmış bir halde kapıyı açtım. Elinde alışveriş torbaları vardı. Nasıl olduğumu sordu. Geçiştirdim. Akşam olmak üzereydi. Güneş uzaktaki apartmanların arkasında kaybolurken. Anneleri dışarıda oynayan çocukları yemeğe çağırıyordu.

Aradan bir iki saat henüz geçmişti. Telefon çaldı… Annem arayanın abim olduğunu ve bizi çağırdığını söyledi. Başım çok kötü ağrıyor dedim. Sen git. Oğlum ben bu vakitte nasıl gideceğim dedi. Atlarsın bir taksiye gidersin dedim. Annem odaya geçip hazırlanmaya başladı. Onbeş dakika sonra hazırdı. Yola kadar geçirdim.

Evde tek kaldığımda üzerimde sarhoşluk benzeri bir hal vardı. Olaylar çok hızlı gelişmişti. Tuhaf fikirler tekrar aklıma gelmeye başladı. İlk seferde yakalanmadığım içimi bir ürpeti kapladı. Evet tekrar istiyordum. bir an ne olduğunu anlamadan kendimi yine o bağcığı çözerken buldum. Fakat açtığımda siyah kadife tangası yerinde yoktu. Evet annem az önce hazırlanırken onu giymişti. Annemin altında hangi külodun olduğunu bilmek beni bilinmez duygulara sürüklemişti.

Diğer çamaşırlarla biraz oyalandıktan sonra, hepsini yerine koydum. Yatağa geçtim. Bir yandan masturbasyon yapıyor diğer taraftan düşünüyordum. Annemin şu an benim birkaç saat önce her yerini yaladığım, sikimi sürttüğüm külodu giyiyordu. Benim dilimin değdiği yerlere annemin amcığı, göt deliği değiyordu. İrkildim derin bir vicdan azabıyla birlikte iyice sertleşmiştim. Aklımdan geçirdiğim söz bende güçlü bir arzu uyandırmıştı. Annemin göt deliği… amcığı, evet o benim annemdi ama aynı zamanda bir kadındı. Birden şimdiye kadar anneme hiç kadın gözüyle bakmadığım aklıma geldi. Şimdiye kadar akrabalarımızın kızlarını, arkadaşlarımın kız kardeşlerini, okuldaki hocalarımı, en akla gelmeyecek kişileri bile düşünüp otuzbir çekmiştim. Ama annem, belk**e bu yasaklı vucudu düşünmek bu yüzden bana büyük zevk vermişti. Fakat birden bire hiç kimse kendi öz be öz annesine ilgi duymazdı. Mutlaka sebepleri olmalıydı. Geçmişi düşündüğümde bu yap boz’un parçaları yerli yerine oturuyordu.

Annem çok küçükken bizi kadınlar hamamına götürürdü, tüm kadınlar çırılçıplak olurdu. Tabi annemde o zamana ait hiçbir şey hatırlamıyordum ama mutlaka bir şeyler bilinç altıma yer etmişti.

Ne zamanlarda annemin memelerini, götünü gördüğümü düşündüm. Şu yaşıma kadar annemin bir çok kez vucudunu görmüştüm. Neden şimdiye kadar dikkatimi çekmemişti ? Hep kafamı çevirmiştim. Ama o anlık görüntülerde kahve rengi dut gibi bir meme ucu, kavun gibi diri bir kalça, baldırlar. Annemin vucudunun kesitleri gözümün önüne gidip geliyordu.

Tabi ya annemle babamın birlikte olduğu zamanlardaki doyumsuz seks hayatları. Babam benim yanımda annemin göğüslerini sıkar, götünü okşardı.

Mesela kahvaltıda olduğumuz bazı zamanlarda elini annemin bluzunun içine sokar annemin memelerini sıkıştırırdı. Annemin göğüsleri sütyeninden fırlar. Eliyle bluzunun üstünden düzeltirdi. Hatta bir kere tam düzeltirken bluzu göğsüne yapışmış, dik ve dutu andıran göğüs ucu tamamen ortaya çıkmıştı.

Yemekler yapılırken annemin arkasına geçer sürtünürdü. Düşündükçe aklıma geliyordu. gece odada sikişirken yatağın çıkarttığı düzenli gıcırtı annemin derinden gelen inlemeleri, ara sıra duyduğum küfürler.

Bir kere yanlışlıkla odalarına dalmıştım. Babamın aleti annemin tam avucundaydı… evet tam avucunda.

Babamla oturur saatlerce porno film izlerlerdi. Sonrada seks yaparlardı.

Fantezilerimi süsleyecek olan annemi…
Ya annemin mor renk tül sabahlığı, normalde vucuduna oturan, biçimli göğüslerinin kavislerini meydana çıkaran bu sabahlık. Işık altında yada gün ışığında içini olduğu gibi gösterirdi. Annem bir gün ütü yapıyordu. Odanın ışığı açıktı. Diri ve dik memeleri kahve rengi halesi ve dut gibi dikik meme ucu mor renk tülün altında olduğu gibi ortadaydı. Bana dönüp “şu ışığı kapasana her tarafım meydanda demişti”. Evet anne her yerin meydandaydı.

Annemde iyi sikilir dedim. Amcığını yalardım, sonra da memelerini. İçine yarağımı sokardım, köküne kadar, domaltır öz annemi götten sikerdim. Ohhhhh sikimi yalatırdım. Yala anne hadi yalaa… taşaklarımıda yala… ohhh anneciğim ne biçim bir orospuymuşsun sen… o külotlar ne öyle… bizde seni namuslu bilirdik… fahişe gibi iç çamaşırların var… ahhh anne sikiş benimle… .

Dölerim yatağın üzerine süzülmeye başlamıştı. Çok uzun bir süre fantezilerimi süsleyecek olan annemi ilk defa düşünüp bu şekilde masturbasyon yapmıştım.

Sakinleştiğimde… ne yapıyorsun yaa o senin annen diyerek kendi kendime kızdım. Oysaki az önce kurduğum argo cümleler kaç gündür kafamın içinde yer alan soruların cevabını da veriyordu :

Annemi o sabah gördüğüm tahrik edici durum karşısında, iç çamaşırlarıyla haşır neşir olarak ve onun vucudunu düşünerek annemin kadınlığının kabullenmem içimde yatan lavların taşmasına, yıllardır içimde biriktirdiğim, kendimden bile sakladığım arzular ve tutkuların açığa çıkmasına yol açmıştı. Belk**e yıllardır annem gibi minyon kızların ve kadınların beni tahrik etmesi bundandı.

Aradan geçen birkaç günde suçluluk duygusuyla ne annemle doğru düzgün konuştum ne de onu düşünerek kendime zevk verdim. Anneme esk**en olduğu gibi davranıyor, birkaç gün önce aklıma gelenleri yok varsayıyordum.

Öğlene doğru annem temizliğe girişmişti, altında mavi bol şortu vardı yerleri siliyordu. Kapının önüne geldiğimde annemi domalmış bir vaziyette gördüm. Küçük götünün yuvarlakları meydana çıkmış, külodunun izi belli oluyordu. Bacakları iki yana açıktı. Baldırları terden ıslanmış ve gerilmişti. Süt gibi beyaz ve pürüzsüzdüler. Annem yerleri sildikçe kalçası ileri geri hareket ediyordu. Benim kapının önünde durduğumu fark etmemişti. İşte belki birkaç gün önce olsa annemi umursamayacak, bu görüntüden tahrik olmayacaktım. Hafifçe geriye çekilip eşofmanımın içine elimi soktum ve sikimi okşamaya başladım. İnanamıyordum annemin götüne baka baka otuzbir çekiyordum. Annem ileri yatıyor, sonra geriliyordu kalçası oynarken götünün arasına doğru girmiş külodunun kıvrıldığını anlayabiliyordum. Kalbim hızla atmaya başladı. Annemin bana döneceğini hissedince parmak uçlarıma basıp odama girdim.

Şimdi odamda annemin o halini düşünüyordum. Hayalimde… anneme arkadan yaklaştım, şortunu ve ardından külodunu indirdim. Diz çöküp yarağımı amına yerleştirdim. Ellerimle de memelerini avuçladım. Fantezime göre annem bu sırada yerleri silmeye devam ediyordu. İleri geri hareket ettikçe sikim amına girip çıkıyordu.

Annem içeride temizlik yaparken ben onu düşünüp asılıyordum. Bir kez daha sarsılarak boşaldım. Hiçbir şeyi düşünmek beni böyle orgazm etmiyordu.

Annemin göğüsleri…
Annem seslendi, tül takılması gerekiyormuş. İçeri gittiğimde ne o terlemişsin diye sordu. Şınav çekiyordum dedim. Koltuğun üzerine basıp yükseldim. Yukarı çıktığımda annemin askılıklı beyaz tişörtünden portakalı andıran memelerini uçları haricinde olduğu gibi gördüm. Terlemiş, ıslanmışlardı. İnerken dengemi kaybetmiş gibi yalpaladım ve annemin göğsüne tutundum. Ohhh memesi yumuşacık ve dolgundu. Meme ucu bir mermi gibi elime batmıştı. Annemde refleksle belime dolanmıştı. Annemin göğüsleri benim çıplak göğsüme dayanmış bir anda sarmaş dolaş olmuştuk. İkimizde güldük. Ben hızlıca odama geri döndüm.

Çok tehlikeliydi. Annem babamla renkli bir seks hayatı olmasına rağmen bana ve abime karşı her zaman tutucu olmuş, dış çevredede hanım bir insan olarak bilinmişti. Ve sanırım bana seks açısından bir istek beslemesi imkansızdı. Kendisine baktığımı yada yaptıklarımı hissederse başım belaya girebilir, çok fazla kızabilirdi yerin dibine geçerdim. Zaten gerçek hayatta annemle ilişkiye girmek aklımın ucundan bile geçemezdi. Bu ensest düşünce benim için fantezi olarak kalacaktı. Bundan sonra annemi düşünecektim ama onu ne gözetleyecek nede dokunacaktım.

On gün böyle geçti. Annem akrabalara dönmüş babamda akşam geliyordu. Babam döndüğünde hayatım eski haline döndü. Yine gelir gelmez başımı ağrıtmaya başladı. Annen hiç eve geldimi, benim hakkımda konuştunuzmu, geri dönecekmi… .

İşe gidip gelmeye başlamıştım. Annemle ya abimlerde ya işyerinde yada akrabalarda görüşüyorduk. Aradan bir seneye yakın geçmişti. Bu süre içinde zaten annemle kısıtlı sürelerde on beş günde bir görüşür olduk. Gizli dünyamda anneme ilgim üst noktalara ulaşmıştı ensest vcd’ler alıyor, internette ensest resimler indirip sitelere giriyor, başka ensestlerle chat yapıyordum. Masturbasyon yaparken artık yanlızca annemi düşünüyordum. Onu sikmediğim pozisyon hayal etmediğim hal kalmamıştı.

Ensest ilişki yaşamak…
Babam aradan geçen onca zamana karşı hala annem hakkında kafamı ütülüyordu. Sürekli ardı arkası gelmeyen sorular… surat asmalar, bazen tartışmalar iyice canımı sıkıyor ; bunalıyordum. Artık babam ne zaman bana ne zaman annemden bahsetse ve beni kızdırsa odama çekiliyor annemi siktiğimi ben sikerken de babamın izlediğini düşünüyordum. Bu bir çeşit intikamdı. Böylece bütün sinirim geçiyordu.

Bütün bunlar olurken gerçek hayatla bu düşüncelerimi tamamen ayırmıştım. Onlar farklı dünyalardı asla bir olamazdı. Ensest ilişki yaşamak öyle hikayelerde olduğu gibi birden bire, kolayca olabilecek bir şey değildi. Çoğunlukla okuduğum hikayelere gülüyordum ne kadar basit anlatımlıydılar ve herşey ne kadar kolay gerçekleşiyordu. Oysaki gerçek hayatta bir red edilme yada fark edilme ömür boyu sürecek bir rezilliğin kapılarını sonuna kadar açabilirdi. İşte bu halde aylar geçiyordu.

Bu arada, hayatın garip bir oyunu, son zamanlarda annemde bazı gözle görülür değişiklikler başlamıştı, onu her gördüğümde üstüne başına yeni birşeyler almış oluyordu. Aldıkları genelde askılıklı bluzlar, dar kotlardı ; gittikçe dişiliğini ön plana çıkartıyordu. Artık hayata bakışı değişmiş o karamsar, yorgun kadın gitmiş yerine hayat dolu, gezen, dolaşan, özgür bir kadın gelmişti ; yıllarca babamın baskısı altında yaşayan annem sanırım özgür geçen aylardan sonra kendini bulmuş, rahatlamıştı.

Annemle ilişkimiz ise nasıl olduğunu anlayamadan yeni bir boyuta girmişti. Bana iltifatlar ediyor ne kadar yakışıklı olduğumu söylüyordu. Birlikte bir yerlere gitmekten bahsediyordu. Beni öpüşü bile değişmişti sanki daha ıslak ve sanki şehvetli öpüyordu.

Birlikte kaldığımız zamanlarda aynı yatakta yatmak istiyor ve geneldede yatıyordu. Bu da beni çok zor durumda bırakıyordu.

Neden böyle olmuştu birkaç sebebi olabilir diye düşünüyordum. belki kafamı bu düşünceye fazlaca taktığımdan her hareketini öyle yorumluyordum. Yada annem kendine laf etmeyeyeyim diye bana daha yakın ve ilgili davranmaya başlamıştı. Samimi olması gibi bir ihtimalde vardı tabiki.

Annem işyerime gidip geldikçe istem dışı mahrem yerlerine bakıyordum. Bir gün pembe askılıklı bir t-şört giymişti. Gögüslerinin kenarları görünüyordu. Annem telefon açmak için eğilmişti. Aramızda masa vardı. Fazla olmasada göğüslerinin bir kısmı daha ortaya çıkmıştı. aletim hareketlenmişti. Annem aniden başını kaldırınca beni görür gibi oldu ama tam emin değildim.

Görüşmelerimiz seyrekti, bazen üç haftayı bulduğu oluyordu. Bir iki hafta sonra tekrar geldiğinde üzerinde siyah bir gömlek, altında mavi dar bir kot vardı. Gömleğinin üç düğmesi açıktı. Memelerinin kenarları ve siyah sütyeni görünüyordu. Yine telefon etmek istedi eğildi, Ben sütyenini ve portakalı andıran beyaz memelerinin sütyeninden taşan kısımlarını olduğu gibi görmüştüm. Aklıma bir an geçen hafta benim ona baktığımı anladığını ve bu hafta daha açık giyip bana baktırmak niyetinde olabileceği geldi. Ürperdim.
Yemeğe çıktık.

Sürekli konuşuyor neyi neden yaptığını anlatıyordu. Bir ara kafamı kaldırıp yüzüne baktım.

– Anne bana açıklama yapmana gerek yok, ben zaten herşeyi biliyorum.
– Olsun oğlum yinede daha iyi anlaman için anlatıyorum.
– Anlamıyorsun anne yaa ilgilenmiyorum istediğini yap, yani rahatsın işte istediğini yapabilirsin yani ne bileyim hayatında başka bir erkekde olabilir bu beni ilgilendirmiyor.
– Yok canım daha neler yok oğlum öyle bir şey.
– Dedimya fark etmez neticede 45 yaşındasın ihtiyaçların olabilir, karşılamak zorundasın.
– … …

Herhangi bir cevap vermedi. başka bir konuya geçtik bu benim ona cinsel konularda ilk yaklaşma çabamdı, olumsuz bir tepki almamıştım. Fakat olumluda değildi. Yinde üstü kapalıda olsa annemin seks hayatından bahsetmek beni heyecanlandırmıştı.
İçimdeki ensest arzular bazen köreliyor bazen hiç kalmıyor kimi zamanda doruğa çıkıyordu. Ama tercihim her zaman üst düzeyde olması yönündeydi çünkü annemi düşünmekten çok ayrı bir keyf ve zevk alıyordum. Çoğu zaman bir yada iki hafta masturbasyon yapmıyordum. Böylece azgınlaşıyor. Annemle ilgili farklı fanteziler kuruyordum. Özellikle böyle zamanlarda annemle görüşürsek onu görmek bile beni ereksiyon ediyor. Memelerini görsem yada yanlışlıkla ! hafifçe dokunursam boşalacak hale geliyordum. Yine bir haftadır hiçbirşey yapmamıştım. Annem akşam abimlerde kalacaktı. Benide çağırdılar.

Abimlerde yemek yendi, tv izlendi ve yatma vakti geldi.

Annemle yine birlikte yatacağımız için bir plan yaptım. Gece yarısı o uyurken sanki uyku sersemi atmışım gibi elimi kalçasına atacak ve elleyecektim.
Yatağa girdim. Annemin altında krem rengi ayak bileğine kadar bir dar tayd vardı. Küçük götünün yuvarlakları yine meydana çıkmıştı. Giydiği klasik külodun çizgileri kalçalarının kenarlarında belirginleşmişti. Işığı söndürdü ve oda yatağa girdi. Vaktin iyice geçmesini bekliyordum. Bu sırada annemi karım gibi hayal ediyor fantezi kuruyordum.

Annem yanımda yatıyordu…
Gece yarısı olduğunda uygulamaya geçtim ve soldan sağa dönerken elimi tam kalçasının üzerine koydum. Oohhhhhh yumuşacıktı. Sıkmamaya özen göstedim. Yarağım gemici direği gibi olmuştu. Uzun zamandır bakmakla yetindiğim göt şimdi elimin altındaydı. Hiç kıpırdatmadım. Biraz ucuz bir tabir ama sevgili annemde de tam sikilecek göt vardı. Bir süre sonra korkarak elimi çektim ama tam yanına yere koydum. Beş on dakika geçmeden annem döndü ve tam elimin üzerine kalçası geldi. Ohhhhhh ölüyorum sandım… bir an kalp atışlarımı duyacak diye korktum. Annemin götünün ağırlığı elimin üzerindeydi. Dayanamadım sol elimle sikimi çıkarıp 31 çekmeye başladım. Annem yanımda yatıyordu. götü elimin üzerindeydi. Ve ben yarağımı okşuyordum. O an üzerine attırmak istedim. Boşalmaya başlamıştım. Kenara doğru çekilip küloduma attırdım. Gelişmeler ardı ardına geliyor ben baştan çıkıyordum. Basit bir cinsel açlık ve ilgiden başlayan olaylar ne boyutlara ulaşmıştı.

Ertesi gün annem çok normal davrandı. Annemin rahat ve yakın tavırları sayesinde onunla ilişkiye girebileceğimi düşünmüştüm. Fakat bir aile faciasına yol açmak ise çok kolaydı. Dikkatli ve temkinli olmak durumundaydım. Annemin ilgisini ortaya çıkaracak yada bana karşı ilgisini arttıracak bir takım planlar düşünmeye başlamıştım.

Bir hafta sonu yine abimlerde kalacaktık. sabahtan başlayarak sürekli sırtımın ağrıdığını söylüyordum. Akşam üstü tahmin ettiğim gibi abimler alışverişe çıktılar annem ve ben kalmıştık. Daha önceden hazırladığım kremi alıp annemin yanına gittim. Anneme sırtımın ağrısının geçmediğini biraz sırtımı ovup ovamıyacağını sordum. Doğal olarak kabul etti. T-şörtümü çıkardım sadece boxerımla kalmıştım annem elini sırtımda gezdirmeye başladı. Bense seviştiğimizi hayal etmeye başladım. Elleri vucuduma değdikçe sertleşmiştim onu tahrik etmek için hafif hafif sanki ağrıdanmış gibi inliyordum. Oflamaya başlamıştım :

– Offf offf evet anne çok iyi orası biraz yukarı uhmmm çok iyi.
– Nasıl daha iyimi.
– Evet anneciğim bastır biraz ahhhh işte bu iyi geldi, ohhhhh harikasın!!!

Harikasın diye inleyince. Annem birden hadi bakalım yeter diye çekildi. Doğruldum. Şakayla karışık istersen bende sana süreyim dedim. Aldığım cevap kısa ve netti. Hayır. Fakat bunu söylerken gözü boxerimden rahatlıkla belli olan iyice kalınlaşmış ve irileşmiş yarağıma takılmış. Ama bakışlarını hemen kaçırmıştı.

Ne zamandır kolladığım fırsat birkaç gün sonra geldi. Babam tekrar memlekete gidecekti. Anneme telefon açıp üç günlük iznini o günlere alması için sözleştik. Annemin sorun çıkarmaması hoşuma gitmişti.

Birkaç gün sonra evde yine yalnız kalmıştım. Akşamüstü annem geldi. Elinde alışveriş torbaları vardı.

Akşam güzel bir sofra hazırladık. Annem kendine votka bana bira almıştı. Annemin üzerinde kırmızı bir bluz altında beyaz bir şort vardı. Kırmızı bluzundan içine giydiği siyah sütyen belli oluyordu. Sütyenin omuzlarındaki lastikleri bluzun omzu genişledikçe ortaya çıkıyor içimi gıcıklıyordu. Beyaz şortundan hiçbir külot izi belli olmamasından içine yine tanga türü bir şey giydiğini anlayabiliyordum. Hafta sonu denize gittiğinden hafifçe esmerleşen baldırları etli ve pürüzsüzdü.

İçtikçe daha çok konuşuyor şakalaşıyorduk. İyice sarhoş olunca onu sikebilirim diye düşündüm. Konuyu yavaş yavaş erotizme getiriyordum. Televizyondaki mankenlerden konu açıldı :

– Ne kadar uzun bacakları var.
– Bırak anne yaa hepsi pörsümüş…
– Olurmu canım şuna baksana…
– Bu yaşta vucutlarına bak televizyondan göründüğü gibi değil hepsi hayat kadını gibi… tabi mesleğini namusuyla yapanlar çoğunluktadır belki ama parayla çalışanları da varmış.

Annem gülerek :

– Sen hayat kadınlarıyla çok haşır neşir oluyorsun galiba aman dikkat et hastalık kapma
– Aman açtırma ağzımı… sanki veren varda yapmıyoruz.
– Neyi veren ?
– Nınını
– Neyi ?
– Önündekini…
– Terbiyesiz çocuk… kime çektinki sen böyle…
– Bilmem ki…
– Valla oğlum yaşın genç önlemini aldıktan sonra hayatını yaşayacaksın, bunu bilir bunu söylerim.
– Aynı şey senin için de geçerli anne bu hayat zevk almak için, rahat etmek için var.
– Nerde oğlum baksana bizim dere çağlıyor, suları akıyor boşa… derede kuruyacak bu gidişle.
– Ne deresi anne yaaa.
– Hiiiç bizim köydeki dere diyorum.
– Haa, bizim ağaçtaki dalında kabuğu soyuldu artık asılmaktan.
– Hangi ağacın ?
– Bizim köydeki ağacın ; hani onun kalın uzun bir dalı vardı ya asılıp sallanırdım ona onu diyorum.
– Öylemiii… .
Televizyona dönerek :
– Offf kızdaki vucuda bak.
– Benden meraklısın anne yaa kaçırmıyorsun hiçbirini.
– Bende böyle vucut olacak… .
– Amann ne güzel bak yaşını göstermiyorsun. Piliç gibisin işte. Vucudunda diri.
– Yok be oğlum yaşlandık artık.
– Bırak şimdi taş gibisin be anne.
– Beğeniyormusun beni ? Ciddi ciddi bir kadın olarak yani…
Güldüm :
– Tabi canım hastayım sana… annem olmasan.
– Annen olmasam neremi beğenirdin en çok ?
– Hımm bir düşüneyim memelerini sanırım bir de kalçalarını…
– Yok be küçücük onlar.
– Ben küçük severim.

Bu konuşmaları iyice sarhoş olmuş bir halde yapıyorduk. Neredeyse sarhoşluktan kendimizden geçmiştik. Arsızlaşmış azmıştık. Annemin meme uçları belirginleşmiş, bacaklarını birbirine kenetlemişti. Kimbilir belk**e zevk sularının bacaklarından süzülmesini engellemeye çalışıyordu. Benimse kasıklarım ağrımaya başlamış. Dokunsam boşalacak bir hale gelmiştim.

– Görsen beğenmessin.
– Göster o zaman.
– Sen benim oğlumsun ayıp…
– Peki sen benim hakkımda ne düşünüyorsun.
– Humm bence sen çok seksi bir erkeksin. kızlar eminim sana deli oluyorlardır. Bizim işyerinde beraber çalıştığım kız resmini gördü çok beğendi seni. Bir görsen daracık giyiniyor. İçine don sütyen bile giymiyor bazen ama bebek gibi kız.
– Aman anne beni deli mi etmek istiyorsun… zaten zor durumdayım.
– Oğlum zor durumdaysan gidip göreceksin işini. şiiişşt yanlız bak söyledim… hastalık kaparsın kılıfını tak…
– Amann o da en sevmediğim şey… bütün zevkini yok ediyor işin…
– Niye oğlum hassası var binbir çeşidi var… renklisi bile var neler yaptılar yahu, ne işe yararki renklisi…
– Fantezi herhalde… Tatlı olanlarıda varmış…
– Iyyy hayatta ağzıma almam plastiği ne iğrenç…

Annem bacak bacak üstüne atıp şortunun iyice kasıklarına doğru sıvadı, baldırlarının üst kısmı tamamen meydana çıkmıştı. Bir peçete alıp “ooff amma sıcak” oldu diyerek boynunu memelerinin kenarlarını silmeye başladı. Elini kenarlara doğru soktukça ortaya çıkan memeleri titriyor, içe doğru gömülüyordu. İçkisinden bir yudum aldı derin bir iç çekti.
– Ooo konu nerelereden nerelere geldi. Ne diyeceğim sana yarın tavernaya gidelimmi ?
– Aman anne ne yapacağız orda…
– Ne yapacağızı varmı eğleniriz…
– Tamam bakarız…
– Ben bir işyeyim…

Annem tuvalete geçti. Bende parmaklarımın ucuna basarak tuvalet deliğine gözümü dayadım. Annem o sırada klozete oturmuştu. Tıssssssssssssssssssss diye bir ses geldi. Ooooohhh işiyordu. Kalçalarının kenarlarını ve bacaklarının tamamını görüyordum. O an sertleşmiş sikime dokunsam. Boşalabilirdim. Ama yapmadım çünkü bu akşam annemi sikecektim. O da istiyordu biliyordum. Alkolün verdiği bir cesaret vardı. Annem kalktı o an ilk defa amcığını görecektim. Fakat annemin amı orman gibi kıllıydı. Bir tuvalet kağıdı koparıp kılların üzerinden amcığına doğru bastırdı. Annemin altını çıplak ilk defa görüyordum. Kasıklarına kadar dağılan kıllar her yanı kaplamıştı, baldırları hafif kırmızıydı. Mayo izi olan yer bembeyazdı. Altına kadife tangasını giymişti önce onu çekti arkasını döndü. Şortunu çekmek için hafifçe eğilince dolgun götünün arasından yarılmış bir sulu şeftaliye benzeyen amcığını gördüm. Tanganın ipi tamamen içine girmişti. Amının dudakları iki yana açılmış yaprağı andırıyordu. Hızla şortunu çekti.

Annem odama girdiğinde…
O gece işi neden bitirmedik bilmiyorum. İkimizde sarhoştuk, azgındık. Annem tuvaletten çıkar çıkmaz odasına gitmiş üzerini bile değişmeden yatıp uyumuştu. Belk**e çok sarhoş olduğundan sızıp kalmıştı ya da annelik içgüdüleri ağır basmıştı… toplumun en büyük tabusunu, dini sorumlulukları, ahlaki değerleri bir kalemde silip atmak kolaymıydı, peki ya oğlunun koynuna giren kadın olmak, ucuzlamak, basitleşmek ne kadar kolaydı. İlk adımı benim atmam gerekiyordu ama bende bu cesaret yoktu. Ama artık annemden emindim ve onu baştan çıkarmak için bir kaç düşüncem daha vardı.

Sabah olduğunda akşamki cesaretimden eser kalmamış bir vaziyette uyandım, vakit daha erkendi. Altımda boxerim vardı. Dün geceki konuşmalar ve annemin tuvaleyeki hali aklıma gelince yarağım kalınlaştı. Annem sabahları genelde perdeleri açmadan odam havalansın diye camları açardı. Yine geleceğini düşünerek sikimi boxerin düğmeli yerinden çıkarttım. Amacım annem odama girdiğinde rüyamda ereksiyon olmuşum ve sikim boxerimdan fırlamış sanmasıydı. Çok beklemeden yaklaşık bir on dakika sonra yarağım dimdikken annem içeri girdi. Tek bacağımı yana doğru atmış iyice meydana çıkartmıştım. Gözümü iyice kısmıştım ama ortamı görebiliyordum. Annem daha odaya girer girmez benim aleti fark etti. Başını iki yana sallayıp camları açtı. Sonra gereksiz yere masanın üzerini toplamaya başladı. Odada oyalanıyor dönüp dönüp sikime bakıyordu. Yanıma kadar geldi. Annem gözlerini yarağıma dikmişti. Yanımdaki pikeyi alıp üzerimi örttü. Pikeyi örterken elini sikimin o kadar yakınından geçirmiştiki, kalbim duracak sandım.

Annem çıktıktan sonra on onbeş dakika sonra bende altımdan boxerimi sıyırdım. Duşa girecektim ve evin içinde çırılçıplak geziyordum. Tam tahmin ettiğim gibi annemle koridorda karşılaştık. Annemin gözleri açıldı. Elimle yarağımı kapadım ama başını bilerek açıkta bırakmıştım.

– Oğlum bu ne hal.
– Sen uyandınmı yaa anne bende duşa girecektim, bakmasana.
– Bir bornoz giysene yavrum üstüne.
– Ne bileyim ya kusuruma bakma.

Elimi sikimden çekip arkamı döndüm. Annem arkamıda görmüştü. Banyoya girdiğimde zevkten dört köşeydim, anneme her yerimi göstermiştim, bundan daha büyük bir keyf olabilirmiydi.

Akşam olduğunda tavernaya gitmek için hazırlanıyorduk. Annem kırmızı bir gömlek giymişti. Altında ise baldırlarını ve kalçalarını sımsıkı saran beyaz kumaş bir pantolon vardı.

Mavi, kırmızı neon ışıklar ; basık bir tavan. Beyaz üzerine sarı masa örtüleri, takım elbise giymiş papyonlu gül satan bir kız, sıra sıra duran garsonlar, bol aynalı geniş pist, kabartma işlemeli bir sahne, eski Türk Filmlerinden fırlamış gibi duran kırmızı bir halı bu küçük tavernayı tipik hale getiriyordu.

Fiks menü alıp oturduk. Yemekler gelirken annem rakı ben votka içiyordum. Bir süre sonra şarkıcı sahneye çıktı. Hiç sevmediğim ama oynak parçalar çalıyordu. Aradan geçen saatlerde yine annemle yine çakır keyf olmuştuk. Bir ara annem kalkıp oynamaya başladı. Gördüğüm görüntü karşısında dehşete düştüm. Pistin ortasında onlarca insan dans ediyordu. Annem kıvırttıkça sahnede dolaşan parlak ışık vucudunda geziniyordu. Ama o ışığın etkisiyle annemin ince kumaş pantolonundan götü ve kıçına geçirdiği kırmızı tanga külotu olduğu gibi görünüyordu. Slow bir müzik başlayınca tekrar yanıma gelip oturdu. Yüzümde muzip bir gülümseme vardı:

– Anneciğim…
– Ne var ?
– Hani dün senle konuşmuştuk ben sana bana şakayla poponu gösterirmisin demiştim ya…
– Öyle mi dedim ?
– Hıı ama gerek kalmadı…
– Neden…
– Çünkü sen dans ederken sahnede ışık vurdukça her tarafın olduğu gibi göründü zaten…
– İnanmıyorum ciddimisin lan ! Şaka yapma bak… .
– Cidden külotun kırmızı değilmi tanga tipi.
– Evet… desene rezil oldum… ayyy kalkmam ben yerimden artık.
– Bırak canım kimse fark etmez hem etse ne olur millet neler giyiyor. Kimse bakmaz kıçına.
– Beğenmedin yani…
– Yok canım dikkat atmez dedim taş gibi yoksa taşş maşşallah.
Gülüştük.
– Dans edelimmi anne…
Ağır bir müziğin eşliğinde dans etmeye başladık.
– Her tarafım görünüyor yaa sende dansa kaldırdın.
– Aman… baksana millet donsuz geziyor.
Kafasını çevirdiğinde orta yaşlı mini etek giymiş sarışın kadını gördü. kadın derin dekolteli bir bluz giymişt.
– Off çok seksiymiş be. Gidip konuşsana yanına.
– Hadi yaa sonrada yanındakiler oysun dimi beni. Hem bakmaz o bana
– Neden bakmasın aslan gibi çocuksun… senden iyisinimi bulacak. Off off olamadık şöyle kısrak gibi bir hatun…
– Niye öyle diyorsun anneciğim bazıları tay sever!!!
Annemin vucudu elimin altındaydı. Çok fena olmuştum. İstem dışı kasılmış, gerilmiştim.
– Ama sende çok kötü bakıyorsun bu kadına, baksana kasıldın, gözlerin falan kayıyor, dur bakiimm kaldırdınmı yoksa sen!!!

Daha annemin ne dediğini anlamadan annem dibime kadar sokulup göbeğinin alt kısmına doğru sikime bastırdı.

– Hımmmm… tam tahmin ettiğim gibiAyıp bee.
– Oh anne evettt…
Müziğin ritmiyle sağa sola hareket ediyorduk. Bu hareket sırasında annem göbeğini bana doğru bastırıp kasığına doğru sürttürüyordu. Sonrada kasığında tekrar göbeğine…
– Uhhh anne işte böyle.
– Ne olduki oğlum dans ediyoruz işte
– Pufhhh evett anne dans ediyoruz.

Terlemiştim ve neredeyse kendimden geçiyordum. Pist çok kalabalık olduğundan birde sürtünmemiz sanki dansın kendi ritmindenmiş gibi göründüğünden kimse ne yaptığımızı anlayamazdı. Artık ok yaydan çıktı diye düşündüm. bu nedenle dudaklarımı annemin dudaklarına doğru götürdüm. Fakat annem kendini geriye doğru çekti.

– Şişşşş ne yapıyorsun. Ben senin annenim. Hadi yeter bu kadar dans oturalım.
– Az önceki sadece dansmıydı sence anne.
– Evet oğlum dans
– Danstı yani.
– Evett ne olabilirki başka.

Annemin ne dersem diyeyim analamamazlıktan geleceğini anlamıştım. Sesimi çıkarmadım. Yarım saat kadar sonra program bitti eve döndük.
Evde annem üzerini değişmek için odaya girdi. Su almak için odasının önünden geçerken kapısını ardına kadar açık bıraktığını gördüm. Sırtı dönüktü. Altında pantolonu vardı üstünü ise çıkartmıştı. Siyah sütyeninin sırt lastiğini ve pürüzsüz sırtını görünce kapının önünde hareketsiz kaldım. Annem yüzünü hiç bu tarafa dönmüyor. Sırtı kapıya dönük soyunuyordu. Ve eminimki bunu bilerek yapıyordu. Pantolonun indirdi. Bir kez daha iri kavunu andıran kalçalarını ve o iki topaçın arasında kaybolup giden külodunu görmüştüm. Annem külot sütyen önümdeydi. Dantelli siyah sütyen yine dantelli kırmızı küloduyla karşımda duruyordu.

O yüzünü bana dönmeden kendimi odama zor attım. Duavara yaslanıp sayıkladım :
“Offf sik işte orospuyu… fahişe, fahişe, fahişe!!!! istiyor işte orospu git sik!!! domalt gir götüne oooff!!!

Annem başını göğsüme yasladı…
Biraz sakinleşince içeri geçtim. Dolaptan sabah aldığımız buz gibi beyaz şarabı çıkarttım. Yanına armut, elma, muz, ve üzümden oluşan bir meyva tabağı hazırlamıştım. Romantik bir müzik açtım. Işıkları söndürüp mum ve tütsü yaktım. Odanın içi iyice loşlaşmıştı, mum alevinden çıkan ışık esen hafif rüzgarla dalgalanırken, tütsünün egzotik kokusu odaya yayılıyordu.

Annem odaya girdi. Elini yüzünü yıkamış, üstüne beyaz uzun geceliğini giymişti. İçinde sütyen olmadığı yuvarlak memelerinin serbestliğinden ve hafifçe çıkık olan göğüs uçlarından anlaşılıyordu. Kanepeye oturdu. Bacak bacak üstüne atınca yırtmacı sıyrılıp baldırlarının üst tarafı meydana çıktı, vucudunu geri doğru atmıştı. Bir kadeh ona bir kadehte kendime doldurdum. Bir süre sonra müzik ve alkolün etkisiyle anneme dans edelim mi ? diye sordum. Önce biraz tedirgin, ürkek sallanmaya başladık. Sonra biraz daha yaklaştık. O ellerini boynuma dolamıştı, benim bir elim sırtında diğer elim ise belindeydi. Bir süre sonra vucutlarımız birbirine kenetlenmişti. Annem başını göğsüme yasladı. Ellerimi vucudunda gezdirmeye başladım.
– Oğlum…
– Efendim
– Aletin kalktı.

Gözlerimin içine baktı :
– Bana da mı ?
– Evet anne…

Başını iki yana sallayıp parmak uçlarını dudaklarıma götürdü.

– Olmaz…

Biraz daha yaklaşmaya çalıştım. Ama beni ittirdi. Başımı öne eğdim, suratımı astım. Elimi anlıma götürüp, saçımı düzelttim. Amacım kendime acındırmaktı. Odama geçtim. Emindimki annemin yüreği parçalanmıştı.
Bilgisayarı açıp daha önce hazırladığım. Taboo 3 ‘ ü başlattım. Filmi izlerken annem içeri girdi. Bana baktı :

– İçeri gelmeyecekmisin ?
– Burada oturalım.
Mavi ekrana doğru baktı :
– Bunlarımı izliyorsun ?
– ….
Arkasını dönüp gidiyordu.
– Anne.
– ???
– Otursana birlikte izleyelim.
– Dul bir kadın olduğumu unutuyorsun ?
– Otur bak bu film konulu senin durumundaki bir kadının bulduğu çözüm var.
– Oğlum, benim durumumun tek bir çözümü var neyse konuşturma beni şimdi. Bunları izletip günaha sokacaksın beni.

Yanıma ilişti. Filmi baştan başlattım. Taboo 3 de annem yaşlarındaki dul bir kadının hikayesi vardı. kadın cinsel açlık çekiyordu. Bir oğlu vardı. Oğlunun en yakın arkadaşının annesi bu kadının yakın bir arkadaşıydı ve kendi oğluyla ilişkiye giriyordu. kadın bir gün yakın arkadaşını oğlunun arkadaşı yani diğer kadının kendi oğluyla sevişirken yakaladı. Ve sonra önce arkadaşının oğluyla gelişen olaylar neticesindede kendi oğluyla ilişkiye girdi.
Annemin lise düzeyinde ingilizcesi vardı. kadının kendi oğluyla ilişkiye girmesinin bitiminde elini boynuna götürüp terini sildi. Biraz hırıltılı bir sesle:
– Oğlum sapık bunlar… günahkar…
– Neden anne başka adamlarla ilişkiye girmek de öyle değilmi ? Anne ve oğul herşeyi paylaşırken bunu neden paylaşmasın. Birbirlerinin ihtiyaçlarını karşılıyorlar.
Yutkundu :
– Sendemi böyle şeyler hissediyorsun ?
– Anne dayanamıyorum seni istiyorum ben. Hemde çok uzun zamandan beri, biliyorum sende beni istiyorsun.
– Hayır. Nasıl böyle bir şey düşünürsün. Sen çekicisin, seksisin, yakışıklısın ; bana bakman, seni tahrik etmek hoşuma gidiyor ama sen benim oğlumsun. Beni düzmene izin veremem.
Bak anne oğlun olarak sana karşı vazifelerim var. İhtiyaçlarını karşılamalıyım. Anne olarakda senin bana karşı vazifelerin var sen her zaman çok iyi bir anne oldun, ihtiyaçlarımın büyük bir kısmını her zaman karşıladın sana minnettarım ama benim için yaptığın onca şeyden sonra ancak bana kendini verirsen harika bir anne olacaksın, ancak o zaman mükemmel anne olabilirsin.
– Allah aşkına sen bu söylediğine inanıyormusun ?
– Anne anlamıyormusun ihtiyacım var. Sana bir kere girmezsem kafayı üşüteceğim. Bunu mu istiyorsun.

Elinden tutup kaldırdım. ”Hadi dans edelim anneciğim”. Müzik açtım. Bedenlerimiz yine kenetlenmişti. Ellerimi vucudunda gezdirneye başladım. Annemin yüzü ağlamaklı bir hal almış. Başını kimi zaman iki yana sallıyor kimi zamansa geriye atıyordu. Meme başları iyice irileşmişti. Sol elimle memesini sıkıp ucunu iyice belirginleştirdim.

– Lütfen şu meme uçlarına bir bak neredeyse geceliğini parçalayacak…

Bu sırada sağ elimi etekliğinin içine sokup amına attım. Annemin amı köpürmüş. Klasik düz beyaz külodu sırılsıklam olmuştu. Annem ıhhh la ohh orası bir ses çıkarttı. O anda gergin vucudu gevşedi ve kendini bana bıraktı.
– Ohhh şu haline bir bak.
– Oğlummm günaha gireceğiz.
– Oh anne bütün günahı bana.
– Bak bir kere sadece bir kere başka hiç bir zaman istemeyeceksin. Sonra abdest alıp tövbe deceğiz!!!
– Anneciğim bir kere tamam bir kere…

Anneminle dudaklarımız birleşmişti. Dilini emiyordum oda dudaklarımı ısırıyordu. Çenesini boynunu öptüm. Geceliğini bir çırpıda çıkarttım. Oda altımdan şortumu sıyırıp sikimi avuçladı. Yatağa yatırdım külodunu çıkartım tüm vucudunu emmeye başladım. Baldırlarını, göbeğini, memelerini, meme uclarını, boynunu ; dilim tüm vucudunda geziniyordu. ”Cehennemde yanacağız” diye inledi. ”Cehennem alev gibi yakıcı ve sıcaktır tıpkı senin amın gibi cayır cayır yanıyordur anneciğim” diye cevap verdim ve yarağımı kıllı amına tek hamlede soktum.

– Ohhhhhhhh yarakkkkkkkkkkkkkk!!!!!!

Anneme saydırmaya başlamıştım yarağım amcığına girip çıkıyordu annem kollarını iki yana açmış yatağı çekiştiriyordu. Yarağım girip çıktıkça el şaklatması gibi bir ses odanın içine yayılıyordu. Annem bacaklarını belime dolayıp, hafifçe havalandı. Bu ufak tefek kadın ben geçirdikçe yataktaki maharetini ortaya koymaya başlamıştı. Şimdi oda kalçalarını ileri geri sallamaya başlamıştı. Memeleri sağa sola pervasızca sallanıyor, birbirine çarpıyordu. Annemin tırnaklarını sırtımda hissettim “arrrrggggghhhhhhhh geliyorummmm!!!!!!”Kafasını iki üç kere yastığa gerisin geri vurdu ve yığıldı kaldı. Gelmek üzereydimki eliyle sikimi tutup iki kere sıvazladı. Şiddetle göbeğinden memelerine kadar fışkırttım. Üzerine yığılıp kaldım.

Uyuyup kalmışız, vakit ne olduğunu anlamadan öğlen olmuştu. Göz kapaklarımı araladım. Annemle aynı yatakta çırılçıplak yatıyorduk. Sarhoşluğun verdiği derin baş dönmesi ve kendinden geçme kalmamıştı. Ben istediğimi almıştım. Ama bu kadarıyla yetinebileceğimi hiç sanmıyordum. Acaba annem ne tepki verecekti. Bir ara kalkıp giyinmeyi bile düşündüm. O sırada annemde göz kapaklarını araladı. Üzerimizde bir pike sırt üstü yan yana yatıyorduk.

Günaydın dedim. Günaydın dedi :
– Nasılsın anne.
– Nasıl olayım oğlu tarafından sikilmiş gibi.
– Yani ?
– Yani zevkten gebermiş ama kirli, ahlaksız.
– … .
– Babana sapık derken başıma gelene bak.
– Nasıl yani ?
Kolunu üzerime ayağınıda ayağımın üzerine attı. Sessiz ve sakin bir tonda konuşmaya başladı :

– Baban onunla yaparken bana hep seni hiç abilerin siktimi yok şu abin siktimi bu abin arkadan girdimi diye konuşur zevk alırdı.
– Nasıl yani dayılarımın seni düzdüğünü mü düşünürdü ?
– Evet. Hatırlarmısın esk**en bir adam vardı bize gidip gelirdi.
– Evet.
– Bir kerede beni sarhoş edip onun koynuna soktu.
– Siktimi adam seni.
– Hayır ama her yanımı elledi. Amımı yaladı.
– Ya babam.
– Sandalyede oturup bizi izledi.
– Sen git bu sebeplerden adamdan boşan sonrada oğlunun koynuna gir iş mi ?
– Ama anne…
– Boşverr hadi bakalım bin bana gece bir bok anlamadım birde gündüz gözüyle görelim senin aleti. Bende kaşınıyordum. Sende kaşıdın işte. Artık kocam da oğlumda sensin.

Zaten kalkmış olan yarağımı annemin amına sürtmeye başladım. Annem “ off hadi memelerimi em” dedi. Göğüslerini yalamaya başladım. Bir süre sonra annemin amı sulandı. Meme uçlarını emerken yavaşça içine kaydırdım. ”Evladım!!!” diye inledi annem. Geceki kadar ateşli değildik ama iyi sikişiyorduk. Yaklaşık yirmi dakika bu pozisyonda girip çıktım. Kimi zaman yavaşlıyor kimi zaman hızlanıyordum. Annemin götünü avuçladım. Sırtını iyice yere bastırıp ittirdim. ”Ahh anne attıracağım”. ”dur oğlum içime değil ayyyyyyyyyyyy patlat içime bende geliyorum!!!!!!”.

Annem bana zaten güvenli günlerinde olduğunu hamile kalmasının zor olduğunu anlattı. Zaten hiç gelmeye niyeti yokken amcığına fışkırtmam öyle bir zevke getirmişki onu o anda anında onunda beli gelmiş.

Bir insan annesiyle yattığında bundan sonraki seks yaşamı tek düze geçecek her seferinde annesinin üzerine çıkacak on beş dakikada işi bitirip uyuyacağını sanıyor. Bende öyle sanmıştım. Ama annemin buna hiçde niyeti olmadığını az sonra öğrenecektim.

Bana döndü :
– Amım çok kıllı değilmi ?
– Evet anne orman gibi kaç aydır kesmiyorsun… ?
– Çokk üşeniyorum… bana yardım edermisin ?
– Kesmeyemi tabi neden olmasın…

Annem klozete oturup bacaklarını iki yana doğru genişçe açtı. Traş köpüğüyle kıllarını iyice köpürttüm. Tüm kılların üstü bembeyaz köpük olmuştu. Annem traş bıçağını yaklaştırdığım sırada gülerek”amımı kesme lan sakın”dedi. Yukarıdan aşağı doğru tek hamlede indirdim. Yukarıdan aşağı bir jilet boyu kadar alan tertemiz olmuştu. Kıllar çok uzun olduğu için bıçağı sık sık yıkıyordum. Ben kestikçe annemin amı gün gibi ortaya çıkıyordu. Annemin amı nasıl ?Annemin amı bir kere genişti, dudakları hafif sarkmış, yaprak gibi kıvrılmıştı. Klitorisi iri ve biçimliydi.

Annemin kasıklarına kadar başımı kokmuş itinayla ince detaylarıda traşlıyordum. Annemin amı hoş bir ter kokusuyla birlikte sabun kokuyordu. Bir süre sonra işim bitmişti. Ilık su döküp duruladım, yıkadım. Ama sikimde dikilmişti. Annem bunu görünce eline alıp biraz okşadı. Ayaktaydım. Sikimi ağzına soktu. ”ohh anne” diyebildim. Köküne kadar yalıyordu. Annemi azğından sikeceğimi hiç ummamıştım. Annemse aşağılarda taşaklarımı sıvazlamakla meşguldü. Sonra taşaklarımıda yalamaya başladı. Daha sonra sikimin kafasını hafifçe ısırıp, vakumlamaya başladı. Çok dayanamayıp ağzına boşalmaya başladım. Ufalan sikimi ağzından çıkarttı. tıpkı porno filmlerde olduğu gibi dilini çıkartıp bana gösterdi. Dilinin üzeri ağzı döl doluydu. Suratını ekşitip hepsini yuttu.

Aradan neredeyse iki ay geçmişti. O iki ay boyunca annemle yanlızca telefonda görüşmüştük. O günden ve ertesinden hiç bahsetmemiştik.

Annemin altında…
Annem sabah telefon etti ve öğlen işyerimde olacağını söyledi. Öğlen geldiğinde annemde odamın kapısında öründü yemek yedik. Daha sonra kahvelerimizi alıp odama geçtik. Annemin altında klasik kesim keten kahve rengi bir etek. Üzerinde yine keten daha açık kahve bir gömlek vardı. ”Neler yapıyorsun bakalım” dedi. ”Ne olsun anne işte bildiğin gibi, sana hasretim bir tek” diye cevap verdim. ”Özledin mi beni ?”. ”Evet çok özledim anneciğim””Tabii, benim gibi annesi olsa herkes özler, anasını satayım önceden haftada bir aradın şimdi iki günde bir arıyorsun”. Annem kahvesinden bir yudum daha aldı. ”Nasıl idare ediyorsun 31 ‘ mi çekiyorsun”. ”Valla anne iki aydır elimi bile sürmedim, en son seninle işte, ya sen ne yapıyorsun”dedim. ”Bende öyle”. ”Azgınsın o zaman””Evet tıpkı senin gibi. ”Ya anne ne yapacağız otele falanmı gitsek ne yapsak””Bilmiyorum, olmassa gideriz ama bu gece abinlerdeyim sende gel görüşelim, o işi haftaya yaparız””offff dayanamam ben”.

O anda aklıma azgınlıktan işi odamda bile bitirebileceğimiz aklıma geldi. İşyeri öğlen olduğu için tenhaydı. Ama her an biri gelebilirdi. Bu çok riskli oldurdu. Sordum :
– Ne giydin içine ?
– Beyaz dantellileri…
– Ohhh…

Anneme gelsene diyerek odanın kenarına çektim. İkimizde ayaktaydık. Eteğinin havalandırıp ellerimi kalçalarına attım, okşamaya başladım. Sıkıyordum. Pürüzsüz, yumuşak, etli kalçaları avuçlarımdaydı. Külodunun dantellerini hissediyordum. Hastayım senin şu kalçalarına dedim. götçü’sün yani dedi. Ohh evet götçüyüm. Birazda amını okşadım. Hemen sulanmış ıslanmıştı. Kimse gelmeden yerimize oturduk.

Akşam abimlerde her zamanki gibi yemek yenildi. biraz sohbet edildi ve tv izlendi. Tam sevdiğimiz bir dizi başlamıştıki. Kapı çalındı. Abim camdan baktığında bize döndü.
– Babam.
Annem panik oldu :
– Amannn hayatta görmek istemiyorum.

Babam benide bu gece mesaide sanıyordu. İkimizde abimlerin yatak odasına geçtik. Buzlu camlı kapıyı sıkı sıkıya kapatıp, anahtarını çevirdimArdından otomatın, bir süre sonra da babamın sesi duyuldu. Oturma odasına geçtiler. Sohbet sesleri az da olsa duyuluyordu.

Annem:
– 2 saatte gitmez şimdi bu dedi.

Karanlıktaydık. Babamların evden çıkmak için bu kapının önünden geçmeleri gerekiyordu. Benim yüzüm kapıya dönüktü. Karaltılarını görebilirdim.

Elimi annemin amına attım. Ne yapıyorsun diyecek oldu. Ama sesini çıkartamadı. Yatağın kenarındaydık. Yat diye fısıldadım. Sırt üstü uzandı, ayakları yere değiyordu. Bacaklarının arasına geçip. Dizlerimin üstüne çöktüm. Karanlıkta parlayan beyaz külodunu kalçalarını hafifçe havalandırıp çıkardım. Çıkardığım külodu annemin eline tutuşturdum. Eteğini yukarı doğru sıyırdım. Amcığı karşımdaydı. İştahla yalamaya başladım. Hoş bir tadı vardı. güzel kokuyordu. Bir süre sonra vıcık vıcık oldu. Dilimi bir organ gibi kullanıp. İçine sokup çıkartıyor, klitorisini emiyor ; ısırıyordum. Annem bir eliyle kafamı kasıklarına bastırıyor. Diğer eliylede çığlık atmamak için kendi külodunu ağzına tutuyordu. Ellerimi iki yanına koyup yükseldim. Annemin genişlemiş amcığına soktum, girip çıkmaya başladım. Annem altımda kıvranıyordu.

Salonda babam, abim ve yengem otururken ben abimlerin yatak odasında annemi düzüyordum. Bir ara sesler salona gidecek diye yavaşladım. Neyse ki yatak kaliteliydi ki tek ses çıkmıyordu. Hızlanmaya başladım. Bir yandan annemin memelerini emiyor öte yandan göt deliğini okşuyordum. Annem zevkten çarşafları çekiştiriyordu.

Bir süre sobra salondan sesler gelmeye başladı. Babam kalkıyordu. Annemin içinden çıkmak için hamle yaptım. Annem ise bacaklarını bacaklarıma doladı ve amcığını sikime doğru ittirdi. Diğer bir yandan elleriyle kalçalarımı kendine bastırdı. Derin bir kasılma ve titremeyle boynuma dolandı.

Annemin kulağına eğilip…
Abimler ve babam tam kapının önündeydi. Karaltılarını görüyor, seslerini duyuyordum. Annemin bastırmasına dayanamayıp bende içine boşalmaya başladım. Annem sırt üstü yığılıp kaldı, kolları iki yana düştü, işi bitmişti. Bir kaç saniye sonra bende bitirdim. Hızlıca kalktım. Şortumu çektim. Annem eteğini çekiştirip, külodunu elime tutuşturdu. O an ki panikle külodu cebime soktum. Kapı tıklatıldı, yengemin sesini duyduk. Gitti dedi. Soluğumuz yerine gelmişti. Ama az kalsın yakalanıyorduk. Annem kıpkırmızıydı.

Bir kaç espri, konuşma geçistirmiştik. Annemin kulağına eğilip :”Yine içine boşaldım, başımıza bir iş gelecek” dedim. O ise : “Yok be oğlum ilişkiye girdiğimiz günden sonra doğum kontrol hapı kullanmaya başladım. ” dedi. Derin bir nefes almıştım.

Gece oldu ve yatma vakti geldi. Bize yine aynı odada yatak ayarlamışlardı. Ben önce yattım annem pijamasını giyip gelmişti. Yanıma yatınca elimi baldırlarına attım. Elimi ittirdi. Sikişmeyecekmiyiz diye sordum. Herkesin uyumasını beklememi söyledi. Yorgunluktan uyuya kalmışım. Ne kadar uyudum bilmiyorum. Sikimin okşanması hissiyle gözlerimi araladım. Annem yarağımı eline almış sıvazlıyordu. Uzun uzun öpüştük. Dudaklarını dilini emdim. Elimi bacak arasına attığımda pijamasını ve külodunu çıkardığını fark ettim. Kayısı gibi amcığı elime gelmişti. Saate baktım dördü geçiyordu. Aşağı kaydı, şortumu çıkarıp sikimi ağzına aldı.

İnsan annesini hiç o halde düşünmediğindenmidir nedir ? Ağzının mahareti karşısında hayrete düşüyor, annemin yalamak konusunda bir orospudan aşağı kalır hiçbir tarafı yoktu. vucudmu emerek ykarıya çıktı. yarağımı amına sokacaktıki kulağına fısıldadım :
“Götten girmek istiyorum”, “ Olmaz!!!”, “ Neden ? “, “Hem abinlerdeyiz hemde ne zamandır almadım arkadan”, “Ne farkeder sana girmemi istemiyormusun”, “ Ohhh evet oğlum ama önden yap hadi”, “Anneciğim yarağımı köküne kadar göt deliğine sokmak istiyorum” “ Ohhhhh çıldırtma beni”. Usulca kıçını bana döndü. ama önce parmağınla alıştır dedi. göt deliği küçücük ve pütürlüydü. Parmak uçlarımla alıştırmaya başladım. İşaret parmağımın birazını sokunca kasıldı.

Biraz daha ittirdim. Yatağı parçalayacakmış gibi sıktı : “arrggghhh oğlum!!!! yapamayacağım çok acıyor”, “ Hadi anneciğim alırsın, gevşe biraz rahat bırak kendini”. Kasılması hafifçe geçti, kalçalarını okşayıp, gevşe diye fısıldadım. Sikimi deliğine dayamıştım. Kafası girince gerisi ağır ağır içine kaydı. Annem “ohhhhh girdin götüme “ diye inledi. Annemin topaç gibi götüne saydırmaya başladım. Daracık göt deliği sikimi sarmıştı. Kısa sürede gelecek duruma gelmiştim. ”Ohhh anne harika bir götün var, ohhhh ohhhh aahhımmmm geleceğim ben sende gelebilirmisin”, “ ahhhh götten gelemem ben oğlum sen gel çok acıyor… ”, “Ohhh anamın götünü sikiyorum, oaahhıhhh anacığım ne güzel götün var ohhh siktim götünü ahhhh ohhh geliyoooooooorumm… ne göt varmış sende orospu!!!!”. Döllerimin tamamını arka deliğe akıttıktan sonra. Annemin amcığını yarım saat kadar yaladım, o da boşaldı.

Annemle görüşemediğimiz dönemde sık sık Erotik telefon görüşmeleri yapıyorduk. Yatağıma uzanmış annemle sohbet ediyordum. Konuşmamızın geneli bizim karı koca olmadığımız bu sebeple bir karı ve kocanın arasında asgari ölçüde bulunması gereken kıskanma, evlilik ahlakı gibi olayların bizim aramızda olmadığı istediğimiz fanteziyi gerçekleştirebileceğimiz yönündeydi. Anneme bana fantezilerini anlatmasını ve bunları uygulayabileceğimizi söylemiştim. Annem :

– Tabi oğlum yaa her kadın gibi benimde fantezilerim var ama zaten seninle bir ilişkim var ve bu bile bana fazla aslında. Yani ne bileyim bu zevk, seks deryası içinde kaybolup gitmek, iyice ahlaki değerlerden kopmak istemiyorum açıkçası.

Saatlerce bunun hakkında konuştuk neticede sınırlamaya karar verdik. Sadece bir kereye mahsus üç fantezi gerçekleştirecek, bunu sadece ilerki sevişmelerimizde hatırlayıp zevk almak için yapacaktık. Konuşmaya başladık. Anlat bakalım dedi :
– Hayır yaa, sen söyle önce anne.
– Olmaz sen söyle…
– Lütfen sen başla…
– Oğlum utanırım sen aklındakini söyle ben olur olmaz diyeyim.
– Off peki ne bileyim yani… işte başka birisiyle, yani başka bir erkekle yapman.
– Nasıl sen ve başka bir erkek mi.
– Hayır sadece o yapacak ben izleyeceğim.
– Gizlice ?
– Hayır açık açık. Sandalyede oturarak.
– Hımmmm hatta beni nasıl düzeceğini sen söylersin şöyle yap böyle yap diye.
– Gittimi hoşuna ?
– Ohh evet, ıslandım. Peki bu beni düzecek adam zenci olsa ?
– Evet… olur.
– Bulabilirmiyiz zenci ?
– Sanırım. Elde var bir sende sıra.
– Evet ben birde hep şeyi düşünürdüm. Sen aslında özellikle o yüzden tahrik ederdim. Bana tecavüz ettiğini.
– Seni zorla siktiğimi mi?
– Evet. Buda iki olsun.
– Gelelim üçe.
– Üçde benim sırrım olsun.
– Tamam anne sen bilirsin.

Bir hafta sonu kararlaştırdığımız ilk fantezi için buluştuk. Oturduğumuz yerden çok uzak semtteki barlara gidecek ve bir adam bulacaktık. İş otelde bitecekti. Anneme baktım akşam çıktığımızda bu kot ve tişörtle olmaz dedim. Sana seksi iç çamaşırları ve kıyafetler almalıyız dedim. Annem buna sevindi : “Evet oğlum bana iç çamaşırı beğen, zaten açık saçık giyinmek hep hayalimdi biliyorsun baban hiç izin vermezdi”

Zaten kalçaların küçük…
Çok büyük ve yine bizi kimsenin tanımayacağı bir alışveriş merkezine gittik. Bir biri ardına dizilmiş mağazalardan oldukça iyi bir iç çamaşı mağazasına girdik. İçeride biri yaşlı üçü genç kız dört kadın vardı. Bize doğru yakşalana annem iç çamaşırı bakacaktık dedi. kız ne tür bir şey bakmıştınız diye sordu. Modellerinizi görebilirmiyim diye sordu. kız annemi dükyanın öteki tarafına doğru götürdü. Ben mayaolara bakıyordum. Annem yüksek sesle seslendi : “ Oğlum baksana”. Bende yine dördünün duyacağı bir şekilde : “Efendim anne” “ Gel bak şu modellere”. Bizim anne oğul olduğumuzu anlamalarını istiyorduk. Bu bize ayrı bir zevk ve heyecan veriyordu. Satıcı kızın suratı bir tuhaf olmuştu. Annem ne dersin şu güzelmi diye kırmızı dantelli bir külot gösterdi. Burun kıvırdım.

– Ya anne bunlar iyi değil. String olsun. Dantelli olursa aa birde mor renk bence mükemmel olur.

Satıcı kız mor üzeri dantelli yer yer trasparan bir külot getirdi. Satıcı kıza baktım. Yanlız en küçük boy olsun lütfen dedim. Annem:”oğlum öyle sıkar dedi”, “ zaten kalçaların küçük külotta kalçalarından biraz küçük olursa daha dolgun ve iri durur”

Diğer kadınlarda kulak kabartmışlardı. Biz neydik anne oğul gibi gezinen olgun kadın ve onun jigolosumu, rahat modern bir ailemi, geniş meşrepli arsız iki kişimi ; sanırım en son akıllarına gelecek şey benim annemi siktiğim di. Evet onlar bilmiyordu ama şu gördüğünüz ufak tefek kadın benim annem, ve ben onu amından, götünden, ağzından defalarca siktim. Artık o kadar çok sikiştik ki fantezi arıyoruz. Ve siz sevgili satıcı bayanlar istemeyerek de olsa bu fanteziye hizmet ediyorsunuz.

Sarışın satıcı kıza baktım. Uzun boylu ve güzeldi. Altında dar bir tayt vardı. İçindeki kıçına kaçan külot belli belirsizdi. İri, dolgun çıkık kalçalarına baktım. İnsanın böyke bir afetle seks yapmak istememesine imkan yoktu. Acaba abisi yada erkek kardeşi varmıydı. Onlarda her gün gördükleri şu kalçalar, diri göğüslere benim baktığım gibi, kendilerine itiraf edemeselerde, bakıyorlarmıydı. Yada babası annesine binerken, hala bir seks hayatları varsa, bir an bile kızının götü gözünün önüne gelmiyormuydu. Bence kim olursa olsun bu kıza baktığında kaldırırdı. Aileden biri olsa bile.

Annemin sesiyle irkildim.
– Oğlum bakarmısın ?
– Efendim Anne ? Tamam geliyorum.

Annem kabinin perdesinden kafasını uzatmış beni çağırıyordu. Kabinin perdesinden kafamı içeri uzattım. Annem kabinde çırılçıplak soyunmuştu. Altına avuç kadar külodu giymişti. Külot amına iyice yapışmış yarığını meydana çıkarmıştı. Annemin çıplak meme uçlarına baktım dut gibi irileşmişti. Arkasını döndü. İnce ip götünün içinde kaybolmuştu. Kalçalarını ikiye aralayıp neredeyse göt deliğine girmiş mor dantelli ipi gösterdi.

Eğer zevkin ne olduğunu öğrenmek istiyorsanız bir iç çamaşırı dükkanına gidip annenizi çırılçıplak bir kabine sokun el kadar bir külot giydirip seyredin. ”ohhh orospu” diye fısıldadım.

Beş dakika sonra annem kabinden çıktı. Külodu masaya koydu. ”Bunu alalım”. Satıcı kız sütyen düşünürmüsünüz diye sordu, annem kafa sallayıp hayır dedi. O küçücük şeye dünyanın parasını ödedik.

Oradan çıkıp kıyafet reyonlarına baktık. Girdiğimiz bir mağazdan anneme dizinin neredeyse bir karış üstünde pileli bir etek aldık, annem oturduğunda baldırlarının üst kısmı meydana çıkıyor, bacaklarını hafifçe araladığında apış arası görünüyordu. Annem kabinde altına daracık mor külodunu giydi. Birde askılıklı hafif bol bir body aldık. Kabinin içinde anneme baktığımda altında eteği, sütyensiz bol body’siyle seks filminden fırlamış gibi görünüyordu. Pahalı kıyafetlerle ucuz bir orospu gibi görünüyordu. Hepsini paket yaptırdık.

Bu gece anname kayacak…
Gece barlar sokağına girdiğimizde bakan dönüp bir daha bakıyordu. Annem bana nereye gideceğimizi sordu. Bende reggy müzik çalınan zencilerin çokça olduğu bir bara gideceğimizi söyledim. Barın kapısından geçtik. İçerisi her zamanki gibi afrikalı kaynıyordu. Çalan benim pek hoşuma gitmeyen reggy müziği konuşmayı nerdeyse imkansız hale getirirken, insanlar yinede sohbet etmeye çalışıyordu. İçerisi oldukça karanlıktı. Ortalıkta gezinen kırmızı, mavi, sarı ışıklar sürekli yer değiştiriyordu. Annem bara oturup bacak bacak üstüne attı. Bir kaç göz hemen üzerinde toplanmıştı. Bu gece anneme kayacak birini bulmak hiç de zor olmayacak gibi görünüyordu.

Vakit ilerleyip biz içkileri peşi sıra içerken, ortam iyice ısınmış, kalabalıklaşmıştı. Hızlanan müzikle birlikte annem kalkıp kalabalığın arasında dans etmeye başladı. Annem sallandıkça birbirine değen göğüsleri hafifçe eğildiğinde meydana çıkıyordu. Önce çekine çekine ona yaklaşanlar pervasız tavırları nedeniyle cesaret almıştı. Bir süre sonra annem iki üç tane zencinin arasında kaldı. Zencilerden biri anneme iyice sokuldu. İri yapılı ve kaslıydı. Annem ellerini adamın beline doladı. Zenci hemen tepki verdi. Elini annemin kalçasının biraz üstüme attı. Annem kasıklarını adamın bacağına yasladı. Zenci bundan cesaret alıp annemin götünü avuçladı. Annem memelerini adama sürtüyordu. Müziğin ritmi eşliğinde ileri geri hareket ederken. Resmen sikişiyor gibiydiler. Zaten az sonra öpüşmeye başladılar. Annem adamın dudaklarını emiyor dilini yalıyordu. Adam annemi elinden tutup kuytu bir köşeye götürdü.

Annem zenciyle barın karanlık bir köşesine oturmuştu. Zenci elini annemin bacaklarına attı. Siyah iri elleri annemin süt gibi beyaz baldırlarını yoğuruyordu. Annem ise pantolonunun üzerinden adamın organını sıkmakla meşguldü. Zenci etrafına şöyle bir bakındı. Bu underground ortamda kimse kimseyle ilgilenmiyordu. Ve elini annemin eteğinin içine attı. Annem zevk içinde kasıldı. Annem benim rahatça görmem için bacaklarını aralayınca eteği iyice sıyrıldı. Adam annemin külodunu kenara çekiştirmiş üç parmağını birden annemin amına sokup sokup çıkarıyordu.

Zamanı gelmişti. Yanlarına yaklaştım. Adam git başımızdan der gibi baktı. Annem ingilizce o benim oğlum dedi. Adamın surat ifadesi birden değişti. Adama annemi sikmek isteyip istemeyeceğini sordum. İsterim dedi. otele gitmeyi teklif ettik. Zenci ise önce ıslak parmaklarına dilini değdirdi annemin amının çok tatlı olduğunu söyledi. Adam ona gitmemizi istiyordu.
Ne kadar süre konuştuk bilmiyorum. Adam nedense çekinmişti. Bilmediği bir yere gitmek istemiyor hatta korkuyordu. Razı edemeyeceğimizi anlayınca. Başka adam mı yok diyerek kalkıp gitti..

Annem başka bir zenciyle daha yakınlaştı ama ardından hemen uzaklaştı. Ne oldu diye sordum. Adam ter kokuyordu dedi. Bu arada diğer zenci arkadaşlarına bizi gösterip bir şeyler anlatıyordu. Üç dört zencinin bakışları üzerimizde toplanınca tedirgin olduk. Ortam tehlikeli bir hale bürünmüştü. Bu zencilerin içinde çeşit çeşit adam vardı uyuşturucu satan, kadın satan esrarkeş eroinman. Böyle birine çatmaya ve başımızın belaya girmesine imkan vermeden oradan hızla çıktık.

Taksiye atlayıp başka bir semtteki. Dinleti müziği yapan, kırmızı loş ışıklı bir bara girdik. Burası daha çok sohbet etmek isteyenlerin seçtiği bir bardı. İçeri birlikte girdik ama ben bara annem tek başına bir masaya oturdu.

İçeride genelde çiftler vardı. Birkaç tane bayan bir ik**e adam. Tabi ki yabancı ve zenci hiç yoktu. Annemin karşısına sarışına çalan uzun boylu bir adam oturdu. Annem bara benim yanıma doğru yürüdü. Boyu kısa olduğundan hafifçe yükselip barmene seslendi. Kalçaları dışa doğru çıkmış, eteği havalanmış neredeyse kalçalarının hizasına gelmişti. Eğildiği için memeleri olduğu gibi görünüyordu. Barmen geldi içkiyi doldurdu. Annemin memelerini süzdükten sonra arkasından götüne doğru baktı. Annem masaya döndükten sonra kendine bakan adama doğru bacaklarını araladı. Adam annemin amına yapışmış külodunu olduğu gibi görüyordu. Adam gereksiz bir cesaretsizlikle anneme yaklaşamıyordu. Annem bir sigara yakınca. Anneme doğru eğilip sigarasını yaktı. Bir süre konuştular. Annem bir ara beni işaret etti.

Adam biraz ürkek tavırlarla yanıma yaklaştı : ”Afedersiniz”, “Ne vardı”, “Şuradaki bayanla konuştum, bu geceyi onunla geçirebilmek için sizinle konuşmam gerektiğini söyledi”. Adama “nasıl iyi sikebilirmisin ? “ diye sormayı düşünürken adam şok olacağım bir cümle sarf etti. ”Saati ne kadar ?”. Adam annemi orospu benide pezevengi sanmıştı. Bozuntuya vermedim : ”Yaparız sana birşeyler, standart fiyat 100 dolar”, “Saati mi ?”, “Geceliği artı otel masrafı”, ”Peki nasıl muameleli mi ?, iyimidir yatakta”, “İstediğin gibi kullan önden, ağzından ; arkadan bin, baksana ufak tefek hatun evir çevir geçir”, “Tamam uygundur”. Adamın fiyatı çok ucuz bulduğunu sezmiştim.

“Yalnız fiyatın bu kadar uygun olmasının şartı var”, “ Nedir ? “, “İşi yaparken bende odada olacağım”. Bir süre düşünüp peki dedi. Dışarı çıkıp taksi çağırmasını istedim. Annemle çıkarken merakla fısıldadı : “Ne konuştunuz ?”. Cevap verdim”Seni o adama bu geceliğine sattım”. Annem ise bana amının sulandığını söyledi.

Oldukça lüks olan otel odasında. Ben, annem ve adam vardık. Çift kişilik yatağın yanına bir sandalye çekip oturdum. Annem yatağa oturdu. Adam bana dönüp “Buradamı oturacaksın”, “… ”.

Annem adamı yatağa yatırıp…
Annem adamın elinden tuttu memelerini okşatmaya başladı diğer yandan eteğinin altından külodunu çıkarıp adama koklattı. Baştan çıkan adam gerildi. Annem adamı yatağa yatırıp pantolonunu ve külodunu çıkardı. Adam yarım sertleşmişti. Bu haliyle bile siki hayvan siki gibiydi. Annem ağzına aldı. Yukarı aşağı emerken diğer yandan adamın taşaklarını sıkıyordu.

Bir süre sonra adamın devasa yarağı annemin küçük ağzına sığmayacak hale geldi. Annem yarağı ısırmaya başladı. Kafasını emiyor gövdesinde dilini gezidiyordu.

Ben ise diplerindeki sandalyeye oturmuş adamın annemi sikişini izliyor pantolonumun üstünden sikimi sıkıyordum. Annem adamın taşaklarını emmeye başladı. Sarı tüylü taşakların kıllarını emiyor çekiştiriyordu. Bir ara adam annemin ağzına neredeyse tamamen soktu.

Annem “arggghhhhhhh” diye inledi. Ağzından çıkınca ”oohh boğazıma girdi ”. Adamla annem çırılçıplak kalmış çılgın gibi sevişiyorlardı. Annemin bacaklarını aralayıp yarağını tek hamlede sırılsıklam olmuş amcığına köküne kadar yerleştirdi.

Annem çığlığı bastı. ”oooooohhhhhhhhhhh harika!!!!!!!!!!”. Bende fermuarımı çözmüş sikimi okşamaya başlamıştım. Damarlı, uzun ve kalın yarağı annemin amında bir görünüyor. Sonrada yarığın içinde kayboluyordu. Adamın sadece hızlı ve keskin soluğu duyuluyordu.

Annem ise :
– ohhhh, hımmmm…
– evetttt geçirr işte böyle ohhh evevvtt ııııhhh ıhhhhhhh ahhh daha hızlı…
– sağa kay biraz ahhh canım yanıyor eve şimdi iyi geçirrrr
– ohhh uuhhhhhhmmmmmm hayvannn ohhh hayvan gibisinn,
– sik beniii ohhh offffffff.

Küçük kalçaları yarağın üzerinde yukarı aşağı inip kalkıyor, arasıra sağa sola çeviriyordu. ”Geliyorummmmm, geliyorummm” diye inledi. Annem sarsılarak boşalmaya başladı. Adamda bir hareket yoktu anamı hayvan gibi sikmeye devam ediyordu. Annem “durma sakın durma sik beni diye inledi”.

Annemin am sularına bulanmış yarağını amdan çıkarıp ağzına verdi. Annem şimdi tekrar yalıyordu. Evet zenciye niyet etmiştik ama bu adam çok daha iyidi. Annem yarağı kavradığı gibi memelerinin arasına sıkıştırdı.

Şimdi göğüslerinin arasında gidip geliyordu. İri yarak annemin yuvarlak memelerini sıkıltırdıkça dışarı taşıyor, sağa sola çarpıyordu. Adam annemi yan çevirip iki bacak arasına girdi. O pozisyonda yerleştirdi.

Annem “oooohhhhhhhh”. Herif geçirdikçe lap lap diye diye ses çıkıyor annemin başta kalçaları tüm vucudu titriyordu. Annemin her yanı uyuşmuş gözleri kapanmıştı. Adam saydırmaya başladı. Annem bağırdı “ohhhhhhhh geçir erkeğimmmmmm”.

Adam bu kez annemi domalttı annemin saat gibi atan göt deliğine kafasını dayadı. Annem inledi “çok iri alamam”. Adam “Orospulukta alamam varmı fahişe” diye inleyip. Köküne kadar geçirdi. ”Ahhhhrrrrgggggggggg”. Ben kasılmış ve kendimden geçmiş bir halde annemin düzülüşünü izliyordum. Adam annemi kelimenin tam anlamıyla sikiyordu.

Annem çığlık atarak…
Annemin acı çığlıkları ohhlara harikalara geçirlere dönmüştü. Annem domalmaktan yorulmuş olacakki Adamın yarağı götünden çıkmadan yüz üstü uzandı. Adam yine hızlandı. Tam bir azgın boğa gibiydi.

Yatağa sırt üstü uzandı, annemin sırtını kendine doğru çevirdi. Annemin arkası adamın yüzüne dönüktü, o vaziyette sikinin üzerine oturdu. Adamın siki annemin amına tersten girmişti. Adam bir yandan annemin kalçalarını tokatlıyor diğer yandan annemin göt deliğini parmaklıyordu. Annem çığlık atarak bir kez daha geldi. Adamında dayanacak takati kalmamıştı. Sikini çekti ve annemin suratına boşaldı. Tazzikli fışkırtıyordu.

Bende dayanamayıp annemin suratına attırmaya başladım. Annemin yüzü döl içinde kalmıştı. Gülmeye başladı dilini dudaklarında şöyle bir gezdirip yalayabildiği kadar döl yuttu.

Annemin ilk ve son kez yabancı bir erkekle sikiştiği o gün ilerki sevişmelerimizde bize derin bir fantezi dünyasının kapılarını açmıştı. Aradan bir kaç hafta geçmişti. Annemle karşı tarafta oturan bir akrabamızın çocuğunun sünnet düğününe gitmek için buluşmuştuk.

Siyah rugan ayakkabıları, süper ince siyah naylon çorabı, diz hizasında siyah düz kesim eteği, beyaz gömleği, boynundaki sade gümüş kolyesi, düz taranmış saçları ve hafif makyajıyla annem bir memur edasıyla düğüne gitmeye hazırdı. Pek vaktimiz kalmamıştı. Acilen çıkmamız gerekiyordu. Bende takım giymiştim. Annem ayakkabısınının ilmeğini takmak için eğildiğinde elimi kalçasına attım. Elimi tutup çekti. ”Şişşt yaramazlık yok, biliyorsun çok az vaktimiz kaldı acele etmeliyiz, kuzeninin sünnetine geç kalırsak çok ayıp ederiz, kaç gün önceden haber verdiler.”

Annem fantezi yapmak istediğimi…
Elimi bacağına attım. Elimi yine hafifçe çekti. Onu kızdırmak istiyordum. Bilerek hoşuna gitmeyecek şeyler söylemeye başladım. ”Biliyormusun anne dayımın karısının götüne hastayım, dibine kadar geçirmek isterdim ona”, “Oğlum !”, “Ne var anne asıl ya kızı ohh aynı annesi gibi küçücük ama ne koyulur ona biliyormusun”, “Terbiyesizlik etmede yürü”, elimi annemin memelerine attıp sıktım “Ne dersin anne amı kıllımıdır daha bu yaşta”, annemin sinir kafasına çıkmıştı önce elbisemi buruşturuyorsun diye çıkıştı, susmadım kulağına fısıldadım “ohhh üçünüzü aynı yatakta sikmek isterdim”, “Oğlum!!! bunları baştan konuşmuştuk, sen sapıklığı ele almak istiyorsun anlaşılan sesini kes yürü!!!”.

Hırsla elini kapının koluna attı. Elini sıkıca kavrayıp geri çektim. Bana doğru hışımla döndü. O anda anneme bir tokat yapıştırdım. Savruldu, çamaşırlığın dibine geçti. Eteği bacaklarından sıyrılmış baldırları meydana çıkmıştı. ”Ne yapıyorsun” diye haykırdı. ”Orospu altımda inlerken böyle demiyordun ama“ ”Ne yapıyorsun sen ya delirdinmi” ”Ne mi yapıyorum o dar amına geçireceğim, sikeceğim seni kancık!!!”. Annem fantezi yapmak istediğimi anlamıştı. ”Oğlumm şimdi fantezinin sırası değil geç kalacağız ayıp olacak”. ”Siktir orospu fanteziymiş oğlunum ulan ben senin insan hiç öz oğluna siktirirmi kendini, yarrak hastası fahişe, senin gibi annenin götüne koyayım ben”. Annemi saçından ve kolundan sürekleyip, hafif hafif tekmeleyerek yatağa yatırdım. Çırpınıyordu ağzının üstüne bir iki tokat daha geçirdim. Ellerimle gömleğini iki yakasından tutup, ikiye ayırdım bütün düğmeleri kopmuştu.

Memelerinden biri kırmızı sütyeninden dışarı fırladı. Sağ dizimi omuzuna bastırıp sütyenini çekip kopardım. Sırtını çevirdim annemin gücü tükenmişti sağ bileğinden sütyeniyle yatağa bağladım. Kravatımı çıkartıp diğer elinide kravatımla bağladım. Üst kısmı tamamen çıplaktı. Altında eteği, çorapları ve ayakkabıları duruyordu.

Eteğini beline sıyırdım. Altında g-strig dantelli kırmızı külodu vardı. Çekip çıkarrtım. İki yana çektiğimde kolayca koptu. Annemin sırtına çıkıp dantelli amına ve götüne gelen kısımları ağzına gelecek şekilde annemin ağzını bağladım kenarlarını birbirine düğümledim. Süt beyazı kalçaları ve kıllı amı karşımdaydı. Kıllarını okşamaya başladım :

– Oropu neden kesmiyorsun bu kılları, ohhh çok uzamışlar ama.

Birşeyler mırıldandı ama ağzı bağlı olduğundan bir şey anlaşılmıyordu. Sikimi göt deliğine sürtmeye başladı. Kafasını istemiyormuş gibi iki yana salladı. Kuru kuruya götüne soktum. Çok zorlanmıştım. Zor giriyordu götüne. Annem çığlığı bastı.

Annemi saatlerce bağlı tuttum o yatakta bağlıyken ben televiyon izliyor yemek yiyordum. Sikim kalkınca tekrar sikiyordum. sabaha kadar defalarca tecavüz ettim.
Sabaha karşı annemi çözdüm. Annem bitkin bir halde bana baktı ve sarıldı. Dudaklarıma bir öpücük kondurup canım oğlumm harikaydın diye fısıldadı.

Sonbahar gelmişti. Kısalan sadece günler değil yaşamımız içinde kendimize ayırdığımız paydı da aynı zamanda. Kış yaklaştığında kendimizi daha çok işimize veriyor. arzularımızdan ve tutkularımızdan uzaklaşıyorduk. Oysa ki farkedenler için sonbaharın daha yakıcı, tuzlu, bir tadı vardır.

Daha küçük bir çocukken resim kağıdına yarım yamalak çizdiğim, özensizce boyadığım resimler, ünlü bir yazarın oldukça kalın kitabında tasvirlediği, bir şarkıda ; şiirde anlatılanlar gibi değildi sonbahar.

Belki sonbaharda ağaçların yaprakları dökülür, çöpçüler onları süpürür diye anlatıldığı için o dikdörtgen resim kağıdına hiç görmediğim birşeyleri çiziktiriyordum, yazar kendini çok derinden etkileyen bir aşk yaşadığı için ve bu aşk sonbahara denk geldiği için öyle tasvirlemişti, yazılan o şarkı ve şiirler kafiye olsun diye yazılmıştı.

Bence sonbahar üzerine yapılan hiçbir anlatım, tasvir, yazın sonbaharın kendisinden daha gerçek olamaz.

İşte benim sonbaharım böyleydi.

Annem hava soğudu diye hayıflandı. Kafamı salladım. Ayağa kalktım. Bana dönüp çayını bitirmedin nereye gidiyorsun diye sordu. Bitireceğim dedim, sıkıştım sadece ; Aynanın karşısına geçip kirli sakalıma baktım. Üzerimde pijamam vardı. Daha henüz girmiştim ki annem peşimden geldi. Ne var dedim. Güldü bende sıkıştım dedi.

Ağzı çişimle dolmuş…
Yanıma doğru geçip elini pijamamın içine sokup henüz küçük olan sikimi eline aldı. Biraz sıktı. Ellerini taşşaklarıma kaydırdı. aletim hemen hareketlenmiş. Yarım kalkık hale gelmişti. Kolzetin yanına diz çöktü. Ağzına alacağını düşündüm, yapma çişim var dedim. İyi ya dedi. ”Hadi ağzıma işe!!!”. Sikim kalkmıştı. Çok hoşuma giderdi ama kalkıkken yapamam dedim. Bir süre bekledik. Tekrar yumşamıştı. Annem bir eliyle taşaklarımı sıvazlıyor diğer eliyle sikimi aşağı yukarı çekiştiriyordu. Bir taraftanda küçükken yaptığı gibi çişimi yapabilmem için “çişşşşşş, çişşşşşşş” diye bir ses çıkartıyordu.

Çok sıkışmış olduğumdan önce birkaç damla ardından tazzikle işemeye başladım. Annem önce bir kahkaha attı. Ardından : “ohhhhh evetttt işe hadi” diye fısıldadı. Ağzını sonuna kadar açmıştı. Ağzı sarı ve sıcak çimle dolmuş taşıyordu. Taşan çiş dudaklarından süzülüp giyinik olduğundan pembe trikosunun üzerine boşalıyordu. Kafasını eğip ağzındaki tüm çişi üzerine boşalttı. Sikimi yüzüne tuttu. Suratına işiyordum. Boynuna, yanaklarına, çenesine ; altındaki taytı bir çırpıda çıkarttı. Benide soymuştu. Banyo halısının üzerine uzandım amını tam göğsümün hizasına getirdi. Tısssss diye bir ses duydum.

Tazzikler göğsümden başlayıp, yarağıma kadar işedi. O ekşi sıcaklık karşısında ürpermiştim. Yarağımın üzerine işiyordu. Çişi bitince çişli sikimi amcığına soktu. Her tarfımız çiş içindeydi ve sikişiyorduk. Ohhh anneciğim diye inledim. Yarağım amına girip çıktıkça. Çişlerimiz birbirine karışıyordu. Hiç umursamadan öpüşmeye başladık. Çişli ağzını emiyordum. Diğer bir taraftanda götünü parmaklamaya başlamıştım. Hırıltıyla karışık inliyordu. Memelerini ısırdım. Ayağa kalktık annemi kucağıma almış. Kucağımda geçiriyordum. Boynuma asılmıştı. Yarağımın üzerinde zıplatıyordum. Annemin yarığına girip çıkan yarağım köküne kadar giriyordu. Annemi tam küvetin kenarına domalttım.

Amından çekip çıkarttığım sikimi küçük deliğine yaslayıp ittirdim. Annemin kolları küvetin içindeydi zeminden destek alıyordu. götü havalanmıştı. Ellerimle kalçalarını sıkı sıkıya yakalamış ata biner gibi biniyordum anneme. göt deliği dar ve sıkıydı. Çok fazla götten yemediğinden taze kalmıştı. Ohh anne götün harika diye inledim. Vur vur daha sert vur diye çığlık attı. Dibine kadar geçirip fışkırtmaya başladım. Annem benim işim bitmedi diye fısıldadı klozete oturup bacaklarını aralayarak küvete dayadı Yalamaya başladım ekşi ama güzel bir tadı vardı. Yalıyordum yalıyordum bir türlü gelmiyordu. Uzun süre yaladım nihayet annem titreyerek geldi.

Güzel bir banyo yaptık. İyice temizlendik. Sonrada yatağa geçip sikişmedik ama bir süre seviştik. Uykuyla uyanıklık arasında gidip geliyordum. Açık pencereden içeri dolan rüzgar tenimizde geziniyordu. İçeriye kış güneşi dolmuştu.

Annem ayağa kalktı. Mor tülden geceliğinden tüm vucudu ortaya çıkmıştı. Vucuduna güneş ışığı vurmuştu. Kafamı kaldırıp şöyle bir baktım. O benim annemdi. Yıllarca saçını süpürge etmiş beni bakmış büyütmüştü. Bana verebileceği herşeyi vermişti. Fakat artık dört dörtlük bir anneydi. Karşılayabileceği tüm ihtiyaçlarımı karşılayan mükemmel bir anneydi. O benim annemdi. Mükemmel bir anne

Categories: Uncategorized

Berdel (1) Anneme Karşılık Zeynep Teyze!

No Comments

Berdel (1) Anneme Karşılık Zeynep Teyze!
Köyümüz bir sabah bir haberle çalkalandı. Haberin kaynağı bizim evdi. 35 yaşındaki annem komşumuzun 25 yaşındaki oğluyla kaçmıştı. Birlikte kaçtıklarını onları arabaya binerken gören bir köylümüz sayesinde öğrendik. Babam peşlerine düşüp ikisini de bulup öldürmek istedi ama amcalarım araya girip onu bu kararından zor da olsa vazgeçirdiler. Ancak hep birlikte annemin beraber kaçtığı Faruk Abinin evini basıp annesiyle babasına meydan dayağı çektiler. Babası Hamit Amca ve annesi Zeynep Teyzenin suratları tanınmaz hale gelmiş, evlerinin bütün camı çerçevesi aşağı inmişti.

Babam bu haberle perişan olmuştu. 20 yıllık karısının, oğlunun annesinin, bunu yapması onu insan içine çıkamaz hale getirmişti. Köyde herkesin çekindiği sert bir adamdı ama karısının davranışı ona ‘Boynuzlu’ lakabının takılmasına yetmişti. Kimseyle konuşmuyor, ağzını bıçak açmıyordu. Ben de öyleydim. Her yerde utanç içinde başım eğik halde yürüyor, insanlarla konuşmaya utanıyordum.

Sonraki günlerde annemle Faruk Abi arasında uzun zamandır bir şeylerin olduğunu öğrendik. Yeni, birdenbire olan bir ilişki değilmiş bu. Meğer köyde bazılarının bundan haberi bile varmış. Hatta iki yengemin bile bunu bildiğini kendi aralarında yaptığı bir konuşmada duydum. Annemle Faruk Abinin gizli gizli buluştuklarını şahit olduğum konuşmalarında söylediler. Ama annem ilişkisini gizlemeyi başarmıştı bizden. Başkaları öğrenmiş ama babamla ben kör ve sağır kalmıştık. Bunu öğrenmek babamın öfkesini ve nefretini büsbütün artırmıştı.

Dedikodunun, insanların arkasından konuşmanın ve iş çevirmenin gırla gittiği bir köydü bizimkisi. Şimdi de insanların tek konusu biz olmuştuk. Köyde daha önce de çarpık ilişkiler yaşanmıştı. Evli adamların ve kadınların aşk yaşamalarına yabancı sayılmazdık. Hatta en yakın örnek olarak büyük yengemle küçük amcamın bir zamanlar aşk yaşadıklarını biliyordum. Aile arasında sorunlara neden olan bu olayı dışarıya yansıtmadan çözmeye çalışmıştı dedemle babaannem.

Bazı adamların aralarında karılarını değiş tokuş yaptığını da işitmiştim. Birbirlerinin karılarını sikiyorlardı ve hepsi bilinen şeylerdi, ama su yüzüne çıkmadan gizli kapaklı yapılıyordu. Herkes işine gelmediği durumlarda üç maymunu oynuyordu.

Annem köyün en güzel kadınıydı, bütün köylü kadınların ortak düşüncesiydi bu. Babam onu daha çocuk yaşta komşu köyden kaçırmıştı. Beyaz tenli, ela gözlü, uzun boyluydu. Geçirdiği bir hastalık nedeniyle benden başka çocuğu olmamıştı. Bu nedenle diğer çok çocuklu köy kadınları gibi erken yaşta çökmemiş, güzelliğini korumuştu. Ama bu durum deyim yerindeyse babamın ondan nefret etmesine sebep olmuştu. Tek çocuklu olmak yaşadığımız köyde küçük düşürücü bir durummuş gibi algılanıyordu. Annemin akrabalarımız içindeki lakabı dölsüzdü.

Kendimi bildim bileli annemin babamdan dayak ya da hakaret yemediği bir gün yok gibiydi. Ancak buna rağmen babam ikinci bir kadın almayı istememişti hiç. Dedem ve babaannemin tavsiyelerine karşın, “Onun gibi güzelini alamadıktan sonra yeni karı almışım ne faydası var?” diyordu hep…

Birkaç hafta sonraydı. Babam bir köşede sessiz sessiz otururken aniden kalktı, duvardaki av tüfeği ve fişekliği alıp hızla evden çıktı. Nereye gittiğini tahmin ettiğim için hemen amcamları aradım. Babam Faruk Abinin evini basarken amcamlar da geldi. Evden sesler, feryatlar geliyordu. Faruk Abinin annesinin çığlıkları yükseliyordu göğe. Bütün köy halkı evin önünde toplanmıştı.

Derken babam bir elinde tüfek diğer elinde Faruk Abinin annesi Zeynep Teyze olduğu halde evden çıktı. “Madem senin oğlun benim karımı kaçırdı, sen de karını bana vereceksin!” diye bağırıyordu. Kadının elinden sıkı sıkı tutmuş onu peşi sıra sürüklüyordu. Zeynep Teyze salya sümük ağlıyor, babamın elinden kurtulmaya çalışıyor, ama bir şey yapamıyordu. Hamit Amca ise amcalarımın kolları arasında çırpınıp duruyordu. Kızları da feryat figan ağlıyordu.

Köylülerin bakışları arasında babam kadını bizim eve götürdü ve evin alt katındaki ahırda ellerinden kalın direğe bağladı. O akşam dedem ve amcamlar bize gelip uzun uzun konuştular. Babamın kadını eve getirmesinden rahatsız olmuştu dedem. “Senin kadınla ne işin var, o kadınla ne yapacaksın, bizi iyice rezil kepaze edeceksin!” diye çıkıştı babama. Ancak babam çok öfkeliydi. “O benim karımı kaçırdı, ben de onun anasını sikecem!” deyip duruyordu.

Amcalarım ilk başta babama hak veriyordu, ama sonra dedemin tarafını tuttular. “Başımıza iş alırız abi, gönder gitsin bunu. Hem bu karıyla ne işin olacak senin, ahı gitmiş vahı kalmış, gencecik kızları var, alacaksan onlardan birini al!” dediler ağız birliği etmişçesine. Babamsa, “Öyle olacak zaten, berdel yapacam, ama önce bu karının tadına bakacam!” dedi onlara. Çıkarken dedem, “Sinirin yatışacaksa sik bunu, ama burada tutma fazla, gönder gitsin!” dedi babama alçak sesle. Duymayacağımı sanmışlardı ama duymuştum kapı eşiğinden.

Zeynep Teyzeyi çocukluğumdan beri tanıyordum. Bana karşı hep sevecen biri olmuştu. Ancak şimdi aşağıda ellerinden bağlı halde ağlıyor, inliyordu. Kocası Hamit Amcanın ikinci karısıydı. Hamit Amcanın ilk karısı Faruk Abi henüz küçükken ölmüş, o da Zeynep Teyze ile evlenmişti. Ondan da dört kızı olmuştu. Karı koca kendi hallerinde sessiz sakin yaşayan bir aileydiler. Küçük bir tarlaları birkaç da inekleri vardı, durumları iyi sayılmazdı. Babam karısını kaçırmıştı ama Hamit Amca buna karşı bir şeyler yapabilecek cesarette birisi değildi…

Babam da amcamlarım ve dedemle birlikte çıkınca aşağı indim. Zeynep Teyze ellerinden tavandaki kalın kütüğe bağlıydı. Yüzü gözü yediği dayağın etkisiyle morarmış ve şişmişti. İpler bileklerini sıkmış ve kanatmıştı. Beni görünce, “Reşit evladım, Allah rızası için su getir, ne olur yavrum, yandım susuzluktan!” deyince koşarak eve çıktım. Bir sürahi su ve bardakla indim aşağı.

“Ellerimi çöz yavrum, Allahını seviyorsan ellerimi çöz!” dedi gözleri yaşlı halde. “Olmaz Zeynep Teyze. Babamdan izinsiz yapamam. Öldürür beni. Sen suyunu iç, açsan bir şeyler de getireyim ama ellerini çözemem!” dediğimde bir şey demedi. Üç bardak suyunu ellerimle içirdim. Aç olduğunu söyleyince yeniden eve çıkıp büyükçe bir lavaş ekmeğin arasına peynir koyup yanına indim. Dürüm yaptığım ekmeği de ellerimle yedirdim. “Allah razı olsun yavrum, Allah ne muradın varsa versin!” dedi titreyen sesiyle.

En fazla 39-40 yaşında, uzun boylu, yapılı güzel bir kadındı Zeynep Teyze. Beyaz tenli, yeşil gözlüydü, köy kadınlarına pek benzemeyen tipte biriydi. Babamdan yediği dayaktan dolayı başındaki büyük türbanı açılmış, siyah uzun saçları açığa çıkmıştı. Çiçekli basma şalvarla gömlek vardı üstünde. Gömleğinin üst düğmeleri kopmuştu, beyaz koynu ve altındaki beyaz atleti görünüyordu. Şişkin memelerinin çatalı da görünüyordu, ama o anda kadının bunu düşünecek, anlayacak hali yoktu. Eski yeşil lastik ayakkabılar vardı ayağında.

Babamın bana seslendiğini duyunca yukarı çıktım. Ne yaptığımı anlayınca suratıma sert bir tokat attı. “Bir daha o karının yanına inersen seni gebertirim!” diye parmağını sallayarak üzerime gelince, “Tövbe baba, bir daha gitmem, tövbe valla!” dedim geri kaçarak. Annem senelerce babamdan dayak yemişti, arada benim de yediğim olmuştu. Baba dayağının ne olduğunu bildiğim için odama girdim.

Yarım saat kadar geçmişti. Kapıyı açıp baktım içeri. Büyük odanın ışığı yanıyordu ama babam yoktu. Ahırdan sesler geliyordu. İneklerin sesinin arasında babamın bağırışlarını ve Zeynep Teyzenin şiddetli iniltilerini işitince ahıra inen merdivene yöneldim. Basamakları sessizce indim. Ahırın ışığı yanıyordu. Babam Zeynep Teyzenin karşısına geçmiş, ona hakaretler ediyor, yüzüne tokatlar atıp tükürüyordu. Zeynep Teyze ise ağlayarak babama kendisini bırakması için yalvarıyordu. Onların seslerinden rahatsız olan inekler de ses çıkarıp duruyordu.

Babamdan çok korktuğum için ses etmemeye dikkat ederek saman balyalarının arkasında bir yere saklandım. 5 metre ya var ya yoktu aramızda, net olarak görüyordum onları. Babam zavallı kadına işkence ediyor, yüzünü sıkıp saçlarını çekiyor, tokatlar atıyordu ha bire. Bu durum böyle devam edecek sanırken babam birden Zeynep Teyzenin üstündeki çiçekli gömleği yakasından tutarak çekince gömleğin kalan bütün düğmeleri koptu ve cart diye yırtıldı, altındaki beyaz atleti çıktı açığa. Zeynep Teyze yalvarıyor, babama durmasını söylüyor ama babam onu dinlemiyordu.

Babam güçlü elleriyle beyaz atletini de kolayca yırttı Zeynep Teyzenin. Şişkin ve sarkık büyük memeleri birden açığa çıkınca babamın yüzünün şekli değişiverdi. Zeynep Teyze ise yaşadığı utançla yerinde debelenip kurtulmaya çalışıyor, ayaklarını sağa sola savuruyordu. Elleri hayvanları bağladığımız iplerle sıkı sıkıya bağlı olduğundan çözülmesi mümkün değildi. Zeynep Teyzenin debelenip durması yuvarlak ve büyük beyaz memelerinin löpür löpür sallanmasına sebep oluyordu. Memelerinin erik gibi kara ve büyük uçları, koyu pembe kocaman başları vardı.

Babam, “Vay amına koyduğumun orospusu, bunlar ne böyle?” diyerek Zeynep Teyzenin memelerini koca, nasırlı elleriyle vahşice sıktı. Zeynep Teyze delirmiş gibi çırpınırken babam suratına çok sert bir tokat attı. Tokadın sesi bütün ahırı çınlatırken Zeynep Teyze kum torbası gibi sallandı havada. Bayılır gibi olup sesi kısıldı. Derken babam başındaki eski büyük türbanını aldı, rulo haline getirdiği türbanla ağzını sıkıca bağladı. Sonra da Zeynep Teyzenin beli lastikli şalvarını ayaklarından çıkardı. Zeynep Teyze sert tokadın etkisinden çıkamamıştı halen.

Bembeyaz ve kalın bacakları, kalçaları açığa çıkarken gözlerimi kırpmadan karşımdaki manzaraya bakıyordum. Üzerinde kalçalarını ve götünü sıkan paçalı beyaz külotu ve dizlerine gelen kalın siyah çorapları kalmıştı. Babam paçalı külotunu da sıyırdığında kalbim deli gibi atmaya başladı. Zeynep Teyzenin amı karşımdaydı. Hafiften koyulaşmış, ama temiz ve tıraşlıydı amı. Baygın gibiydi ama ara ara kendine gelir gibi olup sallanıyordu yine. Babam ise karşısındaki manzaradan dolayı çok keyifliydi.

Heyecanla Zeynep Teyzenin vücudunu izlerken o da soyunmaya başladı. Saniyeler sonra çıplak kaldı. Kocaman yarağı sertleşmiş, kalkmıştı. Ahırda banyo yapmasına ve annemle sikişmelerine pek çok kez şahit olmuştum, o yüzden babamın yarağı benim için yabancı değildi, ama bugün başka bir durum söz konusuydu.

Koca nasırlı sağ eline tükürüp yarağını sıvazladı Zeynep Teyzenin karşısında. Zavallı kadın başına geleceklerden habersiz öylece duruyordu. Ağzından ara ara anlamsız sözler çıkıyor ve sayıklıyordu. Babam önüne geldi ve Zeynep Teyzenin bacaklarını kavradı, ardından da havaya kaldırdı. Zeynep Teyzenin ayakları yerden kesilmişti şimdi, bağlı olduğu ip ve babamın elleri onu havada tutuyordu. Babamın sallanan yarağının Zeynep Teyzenin kalçalarının arasında gözden kayboluşunu izlerken babamdan yoğun bir inilti ve hırıltı çıktı. Zevke gelmişti. Bu sırada Zeynep Teyzenin iç çeker gibi bir sesle kendine geldiğini gördüm, ama artık çok geçti onun için.

Babamın götü ve kalçaları kasılıp gevşemeye başladı. Olduğu yerde belini ve götünü oynatarak Zeynep Teyzeyi ayakta sikiyordu. Zeynep Teyze ağzında türbanı olduğundan ancak anlamsız sesler çıkartabiliyordu. O sesler de rahatsız olan ineklerin sesleri tarafından bastırılıyordu. Babam sert ve güçlü şekilde abanıyor, Zeynep Teyzenin amına sokup çıkarıyordu yarağını. Her bir köklemesiyle Zeynep Teyze havada sallanıyor, arkaya doğru zıplıyordu, ama babam sıkıca tutmuştu onu bacaklarından ve geriye gitmesine engel oluyordu.

Saniyeler ilerlerken babam ellerini Zeynep Teyzenin dizlerinin arkasından kalçalarına doğru kaydırdı, sonra da götünü avuçladı. Daha net görebilmek için biraz daha sağa doğru kaydım ben de. Babamın kaba ellerinin Zeynep Teyzenin güneş görmemiş, büyük ve yağlı göt yanaklarını sıkmasını nefes almadan izliyordum. Serbest kalan bacakları babam kökledikçe havada sallanıp duruyordu. Aynı şekilde iri memeleri de sallanıyordu. Kadının canhıraş çığlıkları ağzındaki türbanı tarafından engelleniyordu. Gözlerinden sicim gibi yaşlar boşanıyordu bu sırada.

Babamsa halinden çok memnun gibiydi. Annemi de bu şekilde siktiğini görmüştüm yıllar önce. Ama o zaman annemin elleri bağlı değildi. Tavana asılı büyük kancaları sıkı sıkı tutmuştu annem. Kurban keserken hayvanı astığımız kancalardı. Babam kökledikçe annem havada hoplayıp zıplıyor, kancalar gacır gucur sesler çıkarıyordu.

Ancak Zeynep Teyze anneme nazaran daha yapılı ve ağır bir kadın olduğundan babam bir müddet sonra yoruldu. Kendini geri çekerken yarağı da Zeynep Teyzenin amından çıktı. Sonra da ellerini götünden çekip onu yere bıraktı. Zeynep Teyzenin ayakları yerle temas etti ama bu onu sakinleştirmedi elbette. Yine debelenmeye, bağlı olduğu iplerden kurtulmaya çalıştı ama nafile bir çabaydı hepsi.

Babam birkaç saniye sağa sola bakındı, bir şey arıyor gibiydi. Beni görmesinden çekindiğim için başımı eğdim iyice. Yerdeki ot çuvalının üzerinde duran bağ bıçağını gözüne kestirdi. Onunla Zeynep Teyzenin ellerini bağladığı ipleri kesti ancak elleri çözülmüş değildi. Yukarıdan, kütüğe yakın yerden kesmişti ipleri. Zeynep Teyzenin kolundan tuttu ve onu çuvallara doğru itti. Zeynep Teyze kıç üstü yere düşerken benden tarafa döndü yüzü. Gözleri kan çanağına dönmüştü. Salya sümük bir halde ağlıyordu.

Bu sırada babam hemen çaprazımda duran iki saman balyasını üst üste koydu. Sanki onlarla bir yatak yapmaya çalışıyordu. Kendi kendine sesli bir şekilde, “Tamam, böyle daha iyi!” dediğinde gerçekten de bir yatak yaptığını anladım. Ama küçük bir yataktı bu. Yerde duran Zeynep Teyzeyi kolundan tutarak kaldırdı. Kadının çıplak vücudu saman, ot ve hayvan pisliğine bulanmıştı. Ancak bunlar babamı durdurmaya yetmiyordu. Zeynep Teyzeyi omzundan bastırarak saman balyasının üstüne yatırdı. Zeynep Teyze serbest haldeki ayaklarını sağa sola savurup duruyor, babamdan kurtulmaya çalışıyordu, ama babamın elinden kurtuluşu imkansızdı.

Babam, “Dur ulan orospu!” diyerek kadının sol kalçasına şiddetli bir yumruk indirdi. Zeynep Teyzeden derin bir inilti çıktı ağzındaki türbana rağmen. Hareketleri yavaşlarken ayakları da hareketsiz kaldı. Babam her iki ayağını da kaldırdı ve Zeynep Teyzeyi kendine doğru çekti. Halen bağlı olan elleri ise başının yukarısında kalmıştı. Babamın kıllı yarağı büyük ve kalın bir sopa gibi sallanmaya devam ediyordu. Zeynep Teyzenin kaldırdığı bacaklarını geriye attı ve iki yana açtı. Kadının kızarmış amı net şekilde karşımdaydı. Amının kalın ve büyük kahverengi dudakları vardı. Amından çişe benzer bir sıvı akmış ve kasıklarını, kalçalarını ıslatmıştı. Belki de korkudan altına işemişti Zeynep Teyze.

Babam sallanan yarağının kafasına tükürdü başını eğerek. Ağız dolusu tükürük yarağının kafasına denk geldiğinde öne doğru bir iki adım attı. Yarağını Zeynep Teyzenin amına bastırdı. Çaprazımda kaldıklarından yarağının girişini göremedim ama Zeynep Teyzenin debelenmeye başlamasından belki de dibine kadar girdiğini anladım. Ayaktayken tamamen girmeyen babamın yarağı şimdi en dibine kadar Zeynep Teyzenin amındaydı. Babam başını geriye atıp yabani bir hayvan gibi böğürdü. Bu sese inekler de kayıtsız kalmadı. Babamın sesine onlar da karşılık verdiğinde ahırın içi konser salonuna dönüştü kısa bir süre için.

Babam ağır ama kendinden emin hareketlerle Zeynep Teyzenin amına sokup çıkartmaya başladı yarağını. Kadının bacakları havada bir pergel gibi açılmıştı ve babam ayak bileklerinden sıkı sıkı tutuyordu. Dizlerine gelen kalın çorapları debelenmeleri sonucu bileklerine kaymıştı Zeynep Teyzenin. Ayağındaki lastik ayakkabılar ise çoktan düşmüştü yere.

Babamın yavaş hareketleri giderek hızlanmaya başladı. Beli ve götü ileri geri gidip geliyordu durmadan. Zeynep Teyzenin amı balyalar sayesinde tam yarağının hizasına gelmiş, bu da babamın hareketlerini seri bir şekilde hızlandırmasına olanak vermişti. Zeynep Teyze başını sürekli dik tutmaya çalışıp babama bakmaya çalışıyordu. Belki de bakışlarıyla babamı durdurmaya çalışıyordu ama olacak iş değildi bu. İniltileri ise devam ediyordu.

Babamın yarak darbeleri Zeynep Teyzenin geniş kalçalarını ve karnının etlerini titretiyordu sürekli. Memeleri de sağa sola, yukarı aşağı hiç durmadan sallanıp duruyordu. Uzun, beline inen siyah saçları saman balyalarının kenarından sarkmış, sikişin şiddetinden rüzgarlı havadaymış gibi sallanıyordu. Babam kimi zaman hızlanıp kimi zaman yavaşlıyordu, Zeynep Teyzenin kalın bileklerini tutuyor ve havadaki bacaklarını ileri geri oynatıyordu.

Babamın sikiş konusunda deneyimli bir erkek olduğu her halinden belliydi. Daha milli bile olmamıştım ve babamın Zeynep Teyzeyi sikmesini gözlerimi kırpmadan, nefes almadan izliyordum. O güne dek sadece 31 çekmiştim, anneminkini saymazsak am gördüğüm olmamıştı. Bu yüzden yarağım demir gibi olmuştu çoktan. Sağ elimi yarağıma atıp okşamaya başladım, babam gibi ben de zevke gelmiştim çünkü.

Babam bir zaman sonra yavaşladı, yarağını Zeynep Teyzenin amına iyice bastırdı. Boşaldığını sandım ama yanılmıştım. Zeynep Teyzenin ayak bileklerini bırakıp kalçalarını kavradı ve kendine doğru biraz daha çekti. Zeynep Teyze saman balyasının üstünde kaydı, saman balyası ile sadece sırtı temas ediyordu şimdi, beli boştaydı. Havadaki bacaklarını omuzlarına dayadı babam ve bu şekilde sikmeye başladı. Babamın kasıklarının Zeynep Teyzenin amına ve kasıklarına çarpmasından çıkan sesler ahırın içinde çınlıyordu.

Babam gittikçe hızlanıyordu, yarağına motor takılmış gibi yükleniyordu kadının amına. Zeynep Teyze yine başını dik tutmaya çalışıp babama yalvaran gözlerle bakıyor, inliyordu ama bunların tesiri olmuyordu. Koca memelerinin sallanışları daha da hızlanmıştı. Dik tutmaya çalıştığı başı da ileri geri sallanıyordu. Babam kalçalarından sıkıca tutmasa Zeynep Teyze saman balyasının üstünden yere düşecekti.

Sıcak yaz gecesinde ahır hayvanların sıcaklığıyla beraber hamama dönmüştü resmen. Babamın çıplak, kıllı vücudunda ter damlacıkları oluşmuştu. Aynı şekilde Zeynep Teyze de terlemişti. Terli beyaz vücudu parlıyordu arkadan vuran ışığın altında.

Saniyeler birbirini kovalarken babamın boşalmaya yaklaştığını anladım. Kaslı ve kıllı götü, kalçaları durmadan kasılıp gevşiyordu. İnekler yaşananlardan rahatsız olmuş gibi sesler çıkartırken babam da onlar gibi böğürtülü sesler çıkartmaya başladı. Her bir yarak darbesi Zeynep Teyzenin kasıklarında patlıyor, bir davulun sesleri gibi sürekli ‘Şop şop şop şop!’ sesleri kulağıma geliyordu. Zeynep Teyzenin havadaki bacakları durmadan babamın omuzlarına çarpıyordu.

Sonunda babam bir öküz gibi böğürerek Zeynep Teyzenin amına boşaldı. Kendinden geçmiş gibi inliyordu, başını arkaya atmıştı. Birkaç kez yüklendi amına, sanki tek bir döl damlasını bile ziyan etmek istemiyordu. Birkaç saniye o şekilde kaldıktan sonra çıktı Zeynep Teyzenin amından. Kendini geri çekerken tuttuğu bacaklarını da bıraktı. O halde Zeynep Teyze saman balyasının üstünde duramadı, elleri de bağlı olduğundan sol yanı üstüne düştü. Allahtan yerde samanlar vardı, kadının bir yeri kırılabilirdi yoksa. Yine de Zeynep Teyzeden acı bir inilti çıktı.

Babamın döllerle kaplı yarağı yavaş yavaş sertliğini kaybetmeye başlarken yerdeki Zeynep Teyzenin yırtık gömleğiyle sildi. Gömleği kadının üstüne attıktan sonra kendi gömleğinin cebinden sigara paketini aldı ve bir sigara çıkarıp yaktı. Babam sigarasını içerken yere düşen Zeynep Teyze de doğruldu ve kalktı ayağa. Bir şeyler söylemeye çalışıyor ama ağzı bağlı olduğundan ne dediği anlaşılmıyordu.

Babam sigarasını söndürüp Zeynep Teyzenin ağzına bağladığı türbanı çözdü. Kadın o an bir çığlık atacak gibi olunca babam hemen ağzını sıktı. “Sesini çıkartırsan seni de çocuklarını da gebertirim!” diye tehditte bulundu. Babamın yüzü korkunç bir hal almıştı o anda. Sanki dediğini yapacak gibi bir ruh hali vardı üstünde. Birkaç defa tekrarladı aynı sözü ve Zeynep Teyzeden başıyla onay aldıktan sonra da çekti elini ağzından.

Az önce çığlık atacak gibi olan Zeynep Teyze şimdi süt dökmüş kedi gibiydi. Bağlı ellerini kaldırıp, “Ağam, kurban olam bırak gideyim, ben ne ettim sana da beni kirlettin, ne ettim ben sana?” dedi gözleri yaşlı yalvaran bir halde. “Sen etmediysen bile oğlun etti. Ben de intikamımı alıyorum senden!” dedi babam sinirle. Sonra da onu geriye itti.

Ot çuvallarının üstüne attığı kıyafetlerini giyinirken Zeynep Teyze ağlıyordu. Çırılçıplak vücudundan gözlerimi alamıyordum. Dört çocuk doğurmasına, köy hayatının onca ağır iş yüküne rağmen vücudu çok deforme olmamıştı. Temiz ve tıraşlı amının etrafı epey ıslaktı, babamın döl damlaları kasıklarına bulaşmıştı. Beyaz, büyük memeleri kızarmıştı babamın hoyratça sıkmaları sonucu. Kasıklarında ve kalçalarında da kızarıklıklar oluşmuştu. Sırtında saman balyasının izi çıkmıştı çizgi çizgi.

Babam giyindikten sonra yeniden Zeynep Teyzenin ağzını sıktı ve “Bir zaman misafirim olacaksın, senin tadını iyice aldıktan sonra sıra kızlarına gelecek!” deyince Zeynep Teyze başını sallamaya başladı, ancak babama direnecek kuvveti yoktu. Babam elini çektiğinde ağzından derin ama yorgun bir hırıltı çıktı, ağlamaya çalışıyor ama yapamıyordu. “Yapma Ağam, kızlarımdan ne istiyon, onların ne günahı var?” diyordu, ama babam onu dinlemiyordu bile. Zeynep Teyzeyi kalın direğe bağladı önceki gibi.

Ancak Zeynep Teyzenin ağzı açılmıştı ve susacak gibi değildi. Babama yalvarıp duruyordu. Babam yeniden ağzını bağladı bunun üzerine. Sonra da ahırın yanan lambasını söndürüp arka kapıdan dışarı çıktı, kapıyı kapattı. Lamba sönünce içerisi zifiri karanlığa gömüldü. Duvarlardaki tek tük deliklerden ve ahşap kapının aralığından ince çizgiler halinde ışık vuruyordu sadece.

Yerimden kalktım, dizlerim ağrımıştı. Bir müddet gözlerim karanlığa alışana kadar bekledim. Zeynep Teyzeyi seçebiliyordum şimdi o karanlıkta. Çırılçıplak halde, dolgun beyaz vücuduyla deniz feneri gibi aydınlatıyordu içeriyi. Aynı zamanda iniltileri de devam ediyordu. Yarağımın sertliği geçmişti ama boşalacak noktaya gelmiştim. Eve çıkıp 31 çekmekti amacım. Sessiz olmaya çalışarak birkaç adım atmıştım ki ayağım yerdeki bir şeye takılınca düşecek gibi oldum. Çıkan ses sonucu Zeynep Teyzenin iniltileri çoğaldı.

Beni fark etmişti. Geriye dönüp bakınca başıyla beni takip ettiğini fark ettim. Cebimdeki telefonu çıkarıp fenerini açtım. Ona doğru birkaç adım attım. Yaşlı gözleriyle benden yardım istiyordu. Önüne gidince gözleriyle ağzındaki türbanını ve ellerini çözmem için işarette bulundu. Babamdan korktuğum için bunu yapamazdım. “Kusura bakma Zeynep Teyze, babam öldürür beni, yapamam!” dedim onun her işaretine karşılık. Bu sırada çırılçıplak vücuduyla aramda yarım metrelik mesafe vardı. Kadıncağız benden yardım istiyordu, o andaki halini, çıplaklığını unutmuş gibiydi. Telefonun feneri altında hareket ettikçe sallanan memelerini, beyaz karnını, kasıklarını, kalçalarını izliyordum.

Ahırda sadece ikimiz vardık. Babam büyük ihtimalle amcalarımdan birinin evine gitmişti, ne zaman döneceği belli değildi. Milli olma fırsatı ayağıma gelmişti. Beni milli edecek olan da Zeynep Teyzeydi. Kadının bu hali ne kadar üzüntü verici olsa da, ayağıma gelen şansı değerlendirmekten başka yapabileceğim bir şey yoktu…

[Reşit]

Categories: Uncategorized

Hem Beni, Hem De Sevgilimi (alıntı)

No Comments

Hem Beni, Hem De Sevgilimi (alıntı)

Bir dönem kız arkadaşım beni çok kıskanıyor ve sıkıyordu. Gerçi bende onu çok kıskanıyordum ama o kadar çok sıkmıyordum çünkü hep fantezilerimde onun beni başkasıyla boynuzlaması, başka biriyle yakalamayı ve onlara katılmayı düşünüyordum. Ne var ki başka bir şey isteseymişim keşke çünkü başıma gelen olay fantezimden bile iyiydi… Kız arkadaşımı takip edip böyle bir fırsat kollamaya karar vermiştim. Her şeyde umduğum gibi oldu.

Okula gittiğini sandığım ve böyle söylediği bi gün onu başkasının hem de oldukça yakışıklı herkes tarafından arzulanan tam bir delikanlının arabasına binerken gördüm ve kıskançlık duygusu beni daha da azdırıyordu. Artık ne olursa olsun arzularıma ulaşmayı hedefliyordum. Bende bir taksiye atlayıp arkalarından takibe koyuldum.

Onların durduklarını gördüm ve biraz gerilerinde bende indim. İyi muhitte lüks bir apartmandı burası. Hemen arkalarından takip ettim ve kapıya dayandım ve kapıyı kız arkadaşım açmıştı ve belki de hayatının şokunu yaşıyordu ne diyecek bir şeyi vardı ne de ne desem bana itiraz edecek cesareti. Artık bu durumdan faydalanmalıydım ve öylede yaptım. Ne çocuk ne de benimki itiraz edemezlerdi ve etmediler de.

Bende uzatmadan ondan intikam almam gerektiğini ve bunu da hemen yapacağımı söyledim. Mecbur kabullendiler. Ben de şimdi yatak odasına gidiceğiz ve benim gözümün önünde sevişeceksiniz dedim. Zaten bunu ben olmasam da yapacaktınız ve yinede ben yokmuşum gibi davranın dedim ve çocuk benden korkmuştu. Aynı zamanda da hoşuna gidiyordu. Hangi erkeğin hoşuna gitmez ki sevgilisinin önünde kızı evire çevire sikmek. Hem de bakire olduğunu iddia eden bir kızı.

Yarı korku ve yarı kabullenmişlikle ikisi de yavaş yavaş soyunmaya başladılar ve artık içlerinden geldiği gibi davranmaya başlamışlardı ve bu beni çıldırtıyordu. Daha işin başında ölmek üzereydim. Buse’nin üzerinde benim aldığım kırmızı badisi vardı ve altında yazın etkisi ve sevmediğinden de südyeni yoktu. Zaten pek de giymeyi sevmezdi. Badisini kemal çıkartıyodu. Buse`nin altındada dar bi tayt vardı. Bütün hatalarını ortaya çıkarıyordu. Ilk önce badisini çıkardı ve bembeyaz daha güneş yüzü görmemiş diri hafif de terlemiş göğüsleri çıktı. .

Sadece tangası kalmıştı Arkasından kemal sapıtmışçasına taytını çıkarmaya çalışıyordu. Taytını da çıkarmıştı ve altında sadece siyah bir tangayla kalmıştı. Buse ve ben delirmek üzereydim. Bu arada hızlı bir şekilde Kemal’de soyunmuştu. Buse’nin de sadece tangası kalmıştı. Ben onu da çıkarmasını istedim ve hemen çıkardı. Bu arada ben de patlamak üzere olan yarrağımı çıkarmış 31 çekmeye hazırlanıyordum. Birden bire arlarına girip onları ürkütmek istemiyordum.

Şimdi ikiside çırılçıplaktı ve kemal buseyi yatağa domaltmış sikini götüne sürtüyor bir yandan da diri ve bembeyaz göğüsleri sıkıyor buseyi çıldırtıyordu, tabi beni de. Herifin yarrağı neredeyse benimkinin iki katıydı ve busede sanki o büyüklüğe çok alışık davranıyordu. Belli ki bu ilk değildi. Kemal yavaş yavaş buseyi kıvama getiriyordu. Buse uzanmış Kemal’de onun üstünde o koca yarağını Buse’nin pembe amının üstünde gezdiriyor yavaş yavaş tam sertleşmemiş sikini bir kol büyüklüğüne getiriyordu. Artık ikisinde de dayanacak güç kalmamıştı ve tam benim sıramdı. Bende soyundum ve yavaşça yanlarına iliştim. Bu sefer buseyi o koca kıçını önüme domalttım sikimi çıkarttım ve hafif hafif itelemeye başladım.

Sonra kemal de Buse’nin altına uzandı ve göğüslerini yalamaya başladı. Hepimiz patlamak üzereydik. Buse deli gibi inliyordu ve ben Buse’nin arkasından daha önce hiç yarak girmemiş göt deliğini öfkemle ve bu fırsatla patlatmayı düşünüyordum. Biraz sikimi ıslattım ve Buse’nin götünü de yaladım.

Yutarcasına köklemiş. Her yer ıpıslak olmuştu. Sonra kazık gibi olmuş sikimi götüne birden bire iteledim ve buse avazı çıktığı kadar bağırmaya yeltendi ki kemal koca yarağını Buse’nin boğazına kadar sokuverdi. İlk başta zorlanan Buse bir süre sonra alışıverdi ve ikimizi birden idare edebiliyordu. Ağzında koca bir yarrağı yutarcasına köklemiş ve bir yandan da götü sikiliyordu. Deli gibi sikiyorduk Buse’yi. Ben götünü ve Kemal ağzını hatta boğazını.

Ben tam boşalmak üzereydim ki birden kemalin performansı ve çekiciliği dikkatimi çekti ve bugün benim günümdü hemen durdurdum ve soluksuz kemalin o patlamaya yüz tutmuş yarağını ağzıma alıverdim ve deli gibi emiyordum. Kemal şaşırmıştı ama baştan beri susuyor korkuyor ve hoşlanıyordu da. Buse de şaşırmıştı bu duruma. Biraz kemali delirttikten sonra bu sefer önüne ben domaldım ve sporla uğraşma bahanesiyle aldığım kıllarım sayesinde bembeyaz ve biraz da dolgun olan kıçımla buseden daha cilveliydim.

Kemal`in sırılsıklam olan siki ve benim gençliğimden alışık olan kıçım koca yarağın hepsini alıverdi ve zevkten çıldırmak üzereydim. Kemal bana acı bir zevk veriyordu ve deli gibi sıcacık siki içimde eritiyordum. Kemal boşalmak üzereydi ki bu sefer kemal beni ben buseyi deli gibi sikiyordum.

Artık zevkten ölmek ve çıkardığımız sesten bir kat daha delirmek üzereydik. Ben daracık Buse’nin götüne kemal de zaten alışık olan benim götümü sikiyorduk ve ben boşalmıştım Buse’nin yanan götüne. Sıra kemaldeydi ve kemal sikini çıkardı ve kendi isteğiyle sikini ağzıma götürdü. Biraz daha kemali muameleden çıldırttım. Nihayet kemal buseyle benim yüzüme fışkırtıyordu ve biz deli gibi hiç birini telef etmemeye çalışıyorduk. Hepsini yuttuk ve kemal de sonuna kadar boşalmıştı. Bu değişik versiyonlarıyla gece boyunca ve daha nice geceler Kemal beni ben buseyi durmaksızın sikiyorduk. Hem sikilip hem de sikiliyordum daha ne isteyebilirdim ki…

Categories: Uncategorized

cocuğu Olmuyor diye Karısını bana Hediye Etti

No Comments

cocuğu Olmuyor diye Karısını bana Hediye Etti
selamlar ben ilker umarım hayatınız her zamankinden daha güzel ve daha renkli olur. benim hikayem geçen ocak ayında internette sohpet kanallarının birinde sohpet ettiğim yaşça benden biraz büyük adı ahmet(tabi ismi takma burada yazmıyorum) ile sohpet ediyor dertleşiyorduk Ahmetle hiç yüz yüze görüşmemiş sadece sohpet kanallarından arkadaşımdı kendisi 43 yaşında bir şirkette çalışan biriydi sohpetin ilerleyen zamanlarında söz döndü dolaştı kendisinin aile yaşantısına gelmiş idi kendisi ve eşi mutaassıp bir aileden geldiklerini çocukları olmadığı için durmadan aile tarafıdan baskı yediğini anlattı. Bunun her ailenin başına gelebileceğini söyledim. Ahmet benle yazarken benle dışarıda buluşup yüz yüze görüşmek istediğini söyledi aynı kentte olduğumuzdan bende kabul ettim teklifini ve Ak Merkezin kafesinde buluşmayı teklif etti ve akşam verdiği saatte orada buluşmamızı rica ettiğinde bende kabul ettim ve konuşmayı bitirdik mesai bitip eve döndüğümde duşumu alıp kıyafetlerimi değiştirip buluşma yerine oğru arabamla gittiğimde önceden aldığım telefon numarasını çaldırdığımda kafenin diyer ucunda 40 45 yaşlarında oldukça düzgün giyimli bir adam telefonunu açıp ayağa kalktığında ellerimizi sallayıp onun oturduğu masaya yönelim ve tokalaşarak masasına oturdum ve birer coca cola isteyerek sohpete başladık bana bakıp yaşıma göre oldukça atletik ve genç göründüğümü söyledi teşekkür edip kendisinde fena olmadığını söylediğimde iç çekerek ,yıllarca eşiyle monoton yaşantıdan bıktığını artık Çocuk istediğini söyledi ve tedavilerin işe yaramadığını kendisini kısır olduğunu bu yüzden cocuğu olmadığını anlattı. Karısının Başka bir erkekle yatıp ondan cocuk sahibi olmasını bunu tek çare olduğunu söyleince şaşırdım. Karın bu duruma ne diyor diye sorunca onca senelik evliliklerinde ne kendisinin nede eşinin sıradan bir sexs hayatı bile yaşamadıklarını eşi ile fantazi olsun diye bazen yatakta başka isimler söyleyerek fantazi yapmayı istediğini eşinin bu ufacık fantaziye bile büyük tepki verdiğini Böyle bir şeyi hayatta kabul edemeyeceğini söyledi. kendisine eşinin alkol alıp almadığını sorduğumda eşinin kapalı bi bayan olduğunu değil alkol almayı ben hafiften üstüme alkol koksa evde çıngar çıktığını anlatıyordu ve artık tak dediğini ne yapıp edip cocuk istediğini anlattı. Karısıyla benim yatabileceğimi söyleyice sevindi ve o gece evine davet etti. Birkaç saat sonra gelmemi söyledi. Evine gidince kapıyı Ahmet açmış içeri girip ayakkabılarımı çıkarmış Ahmetle beraber oturma odasına geçtiğimizde eşi züleyha hanımda diğer odadan gelmiş idi aman allahım karşımda uzun boylu başı kapalı beyaz tenli ve gözleri kahvereng 20lı yaşlarda bir güzeli görünce biraz afallasamda elimi uzatıp ben kenan dediğimde hiçbişeyden haberi olmayan kadın elini uzatmayıp sadece hoşgeldiniz deyip bişeyler hazırlamak için mutfağa gittiğiğinde tarığa çokgüzel bi karın var eminmisin paylaşmak istediğine deyince bugece istediğini yap dedi ,,,ben nasıl yapacağımı bilmeme rağmen bu güzelliği sikmin üzerinde inlerken duymak istiyordum ve heyecan kulaklarıma vurmuş idi türbanlı kadıncağız hiçbişeyden haberi olmadan hoşgeldiniz deyip beni içeri girmiş ve mutfakta bize yemek hazırlarken ben tarığa eşini nasıl ve nerede sikmemi istediğini sorduğumda istediğim yerde sikebileceğimi ama ilk sikişin başka odada olmasını istediğini söyledi ilerleyen saatlerde yanımıza geleceğinisöyledi bende tamam demiş havadan sudan konuşmaya devam ederken kapalı hatun yemeği masaya getirmiş bizi buyur etmişidi Ahmet ve züleyha yan yana oturmuş bende karşılarında oturmuş yemeğe başlamıştık ama ne benim nede tarığın aklı yemekte değil züleyhada idi önce ayağımı uzatıp hafifçe uzatıp sanki değmişçesine züleyhanın ayaklarına dokunmuş sonra bikaçkere daha ayaklarımı masanın altından züleyhanın ayaklarına değdirdiğimde züleyhanın yüzü kızarmış idi ve ayağa kalkıp mutfağa gidip çayı koyacağını söylemişti benle Ahmet göz göze geldiğimizde Ahmet kısık sesle gördüm ayaklarına dokundun devam et dedi sonra züleyha çaylarla gelmiş yüzünün kızarıklığı geçmiş halde ama yüzüme hiç bakmadan elindeki tepsiyle çayı bana uzatmışidi çayları alıp karşılıklı beraber sohpete devam etmişken söz döndü dolştı aile hayatına gelmişti ve ben hayatın monoton güzel olmayacağını falan bahsederken züleyha sıkılmış olmalıki afedersiniz biraz uykum var rahatsızım galiba diyerek yatak odasına giderken Ahmet canım sen istersen uyu biz kemalle biraz sohpet edeceğiz belki sohpetimiz uzar senide rahatsız etmeyelim demiş züleyhada uyumaya yatak odasına gitmişti ve biz Ahmetle oturma odasında kalmıştık Ahmet biraz bekleyelim istersen züleyha biraz dalsın sonra başlarsın tamam deyip Ahmetle sohpete devam ettik. Ahmet züleyhanın yanına gitmemi uykusunun ağır olduğunu ve gelenin kendisi olduğunu sanacağını ve orada benim işi bitirmemi istedi bende tamam deyip usulca yatak dasına züleyhanın yattığı odaya yöneldim kapıyı hafifçe aralayıp içeri girdim ve kıyafetlerimi çıkarıp gecelikle yatakta uyuyan züleyhanın yanına sokulduğumda kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu tamam kocası izin vermişti ama nihayetinde kadının haberi yoktu ..züleyha geceliği içerisinden görünen beyaz teni ile beni mest etmiş teninin kokusu beni dahada heyecanlandırmışken hafif hafif ellerimle bacaklarını okşamaya başlamıştım enson elimi amına attığımda kilotunu yana sıyırıp elimle amını okşamaya başlamış züleyha yarı uykulu halde yanındakinin kocası olduğunu sanarak hafifçe kalçalarını bana dahada yasladığında kazık gibi olmuş sikim züleyhanın kilotunu yırtarcasına basınç yapmışken elimle kilotunu yana çekip kadının amının dudaklarına sürmeye başlamış ve hafif hafif deliğine doğru sokarken oldukça dar olan amına giren yarrağım birkaç gidip geldikten sonra zorlanarakta olsa alışan amın içinde ritmik halde giderken züleyha yarı uykulu halde mırıldanarak kocacığım nekadar şişmiş senin yarrağın diyerek arkasını dönüp dudaklarıma iştahla sarılıp tiz bir çığlık atarak ayrılması birolmuş yataktan kendini atarak odanın bi köşesine koşup heyecanla bana baktığında bende ne yapacağımı şaşırmış halde sessiz ve utangaçça ona baktım bi süre öyle durduktan sonra Kocan cocuk yapmak icin beni cağırdı dedim. Yapcağını biliyordumda hiç bu kadar ileri gideceğini düşünmemiştim dedi züleyha. artık olan oldu bari bu gecemize bakalım diyerek yanıma yaklaştı ve dudaklarıma yapışarak hadi sik beni erkeğim kocamın senelerdir sikemediği kadar güzel sik beni dyerek sikimi emmeye başladı ben şaşırmış kapalı kadının bukadar rahat sikimi emmesine hayret emişssemde işime geldiğinden hiç sesimi çıkarmadım ve yalamasını seyrederken oda bana bakıyordu sonra bana dönerek beni öyle bi sikki kocam am nasıl sikilir görsün. Sonra yanımda getirdiğim içk**en birkaç bardak verdim ilk başta isteme ama israr edince dayanamadı ve içti 2 bardaktan sonra sızdı. Ben ise kocasını cağırdım ve kameraya cekmek icin izin istedi oda taibki dedi. Züleyha sızmışken ben durmadan devam ettim züleyha bir yadan sayıklıyor bir yandan uyuyordu ve birkaç kere içine boşaldım. Bu sırada züleyha uyanmaya başlaıp kocasını görünce cok şaşırdı ve boynzlusun artık dedi. Ben ise 4 posta urmuştum ama o kıza daha vuracaktım. Ama gücüm kalmadı sızdığındna hiç hiçbir şey histmediğini biraz daha yapamı söyledi bende devam ettim. İçine boladığım esnana züleyha titremeye başladı ben ilk korktum kocasıda yanında gögsüleri okuyordu. Züleyha boşalıyormuş meğer boşalması tazikiyle benim sikim dışarı cıktı ve amına ağzımı getiridim cok tatlı bir am suyu vardı. Hayatımda ilkkez boşaldım dedi. Züleyhala arada görüşüyoz apartmanı beni Kardeşi sanıyor. Bu hikayede 2sini izniyle paylaştım. Hamile olup olmadığı şuan bilmiyorum

Categories: Uncategorized

dayımın karısı

No Comments

dayımın karısı
Benim hiç sevmediğim bir dayım var. Annemin en orta düzey kardeşi. Hatta bizim ailede hiç kimse onu pek sevmez. Bu dayım bile kendine bir kadın bulmuş ve evlenmişti. Dayım öyle güzel bir kadınla evlenmişti ki gerçekten herkes buna şaşırmıştı. Yengenin muhteşem bir vücudu vardı. Hele o götü sike sike bitmezdi. Ben de onun götüne dokunabilmek için fırsat kollardım. 31 çekerken falan hep onun götünü hayal ederdim. Hatta dayımın o götü siktiğini düşündükçe kafayı yiyecek duruma geliyordum. Yengem ile aram daima çok aşırı iyi olmuştu. Onunla devamlı konuşup dertleşirdim fakat onu sikmekten yanaydım tabi. Onun benimle muhabbet ederken ki konuşma çeşidi beni azdırıp mahvederdi ve kendimden geçen mastürbasyonlarıma sebep olmuştu. Onun o türbanını fırlatıp koca memelerine saldırmak çok aşırı istemiştim gerçekten. Dayım ile evliliklerinin 3 . yıllarına girmişlerdi ve hala güzelliğini koruyordu yengecim benim. Yengemin bu vücudunu bu adamın kullanmak beni üzüyordu açıkçası lakin elden bir şey gelmiyordu işte. Bir süre sonra dayımın işleri boka sarmış ve köt gitmeye başlamıştı. Dayımın işlerinin kötüye gitmesi aile içi travmalara sebep olmuş ve benim güzel götlü yengemin çalışmaya karar vermesiyle nihai bir karara sebep olmuştu. Bu karar ile benim yengemi sikme hayallerim bir kat daha da artmıştı tabiki.

Yengem temizlik işlerine başlamıştı ve her gün bir eve gidip geliyordu. Yengemin bu güzel götü aklımdan çıkmıyor daha da etkisini arttırarak benim rüyalarıma girmesine sebep oluyordu. Annemin ufak bir kaza geçirmesiyle ev işleri aksamıştı ve temizlik yapan yengemde bulmuştuk benimde gayretlerimle çareyi. Yengem tamam hafta sonu evi bırakın bana hallederim demişti. Yengem hafta sonu geldiğinde evde bir tek ben vardım. Yengem türbanını taraf bağlamış sexi bir şekilde temizlik işlerini yapıyordu. Onun bu sexi hali beni delirtmişti.yengem o güzel götünü tezgaın altını silerken meydana çıkarmıştı ve benim kendimden geçmeme sebep olmuştu. Arakdan onun koca götüne yasladığım yarrağımla yengem ayağa kalkıp ne yapıyorsun demişti. Ben de pardon yenge dayanamadım dendiğinde bu ne diyerek kalkan yarrağımı sıvazlayarak çıkarmıştı pantlonumu. Sonra gözlerini daha da açarak bu ne biçim iri bir yarrak diyerek sen bununla beni öldürmeyi mmi olmadan sikmeye mi planlıyordun diyerek gülünce ben de sadece sikecektim yenge dedim.
Yengem zaten orta düzey tıfıl dayından hayır yoktur madem istiyorsun sen sik amcığımı diyerek beni yatak odasına götürüp yarrağımı eliyle okşamaya ve emmeye başlanıyor. Biraz sonra sırılsıklam öpücüklerle ıslanmış olan yarrağım tüm dölleri dışarıya boşalmıştı. Yengem dölleri temizleyip yine kafasına tükürük atıp yarrağımı sıvazladıktan sonra çırılçıplak kalarak karşımda amcığını yarrağıma getirerek hazır mısın şimdi yengeni çatır çatır sikeceksin tamam mı diyerek üstüne oturdu ve deliler bunun gibi yarrağımın üstünde zıplıyordu. Yengemin bu deli hareketleri ve sıcacık amcığı içinde terliyen yarrağımın verdiği zonklama ile bende kendimden geçip yengemin amcığına katı bir şekilde yarrağımı sokup çıkarmaya başlamıştım. Yengem ahhh ahhh ohh diye kucağımda zıplarken bir anda onu çevirip altıma alarak bacaklarını iyice açan yengemin amcığından çıkan yarrağımı yine doğrultarak yine sıcacık amcığına bir hamlede girmiştim. şap şpaş paşpap p şap diye amcığını sikiyrodum yengemin ve altımda inliyordu yengem. Dudaklarımız kavuşmuş ve kendimizi deliler bu gibi bırakmıştık. Yengemin sıcacık amcığının verdiği haz beni bitirmişti ve çok fazla geç olmadan (yaklaşık 15 dakika ) sonra sıcacık amcığını dölleri ile doldurmuştum ve yengem ohhh ne güzel siktin yengeni aferim diyerek dudaklarımı yine öperek beni sevmişti. O gün birkaç defa daha sağda solda sikerek yengemi iyi benzetmiştim

Categories: Uncategorized

Hacı Amcaya Göt Verdim-2

No Comments

Hacı Amcaya Göt Verdim-2
…Göğsüne başımı dayamıştım. “Şimdi bu ilk diye erken oldu. Biraz dinleneyim normalde uzun sikerim seni de bağırta bağırta sikecem” dedi…
Biraz dinlendikten sonra Hacı amca bana “hadi geç bakalım yatağa” dedi. İyice azıtmıştım işi. hiç yapmadığım şeyler yapıyordum. Dudaklarımı büzüp “Bononöö önce sen geeç” dedim. Böyle davranmam hoşuna gitmişti. Ayağa kalktım. Kendimi okşamaya ve hafif hafif salınmaya başladım. Dans eder gibi. Siki saniyesinde kazık gibi olmuştu. Tamamen soyununca da aslında bir gorile göt vereceğimi anladım 🙂 göğüs uçlarından hafif hafif emerek başladım bu kez. göbeğine doğru küçük öpüşlerle indim. Kafamı tuttuğu gibi löp diye ağzıma verdi. “Ay bu adam sakso çektirmekten başka birşey bilmiyor galiba” derken “geç yatağa” diye tekrar emretti. Ve ekledi: “Domal.” Bu emirler o kadar çok içimi gıcıklamıştı ki “mmmmm” diyebildim sadece domalırken. Arkada birşeyler yapıyorken içime girecek zannedip elimden gelebilen tek şeyi yaptım: “nolur yavaş gir, yalvarıyorum aşkım..” Dudaklarımı büzmüş, ellerimle yatağın çarşafını kavramıştım ki külotlu çorabımı indiriverdi..Birdenbire o çember sakallı suratını göt deliğime dayadığında zevkin en üst noktasında uçmaya başlamıştım. İştahla, hem de çok büyük bir iştahla deliğimi şapır şupur yalıyor, dilini içeri sokup kıvırıyor ve tabii beni de kıvrandırıyordu…Yaklaşık 5 dakika sadece elledi, yaladı parmakladı ve dilledi. Göt lalem açık olmadığı için korkuyordum ama adam işi biliyordu resmen. Doğrulunca anladım, artık girecekti.. Önce sürtündü. Daha sonra da o kocaman kafayı deliğime dayayıp zorlamaya başladı. İnliyordum. Canım çok yanmıştı. “Dur” diye bağırıyordum. “Ahh çok acıdı dur nolur”.. Sadece kafasını soktuktan sonra geri çıktı. ben tam nefes almaya hazırlanırken deliğime tükürdü ve 20 cm civarındaki o hayvan gibi yarrağını hart diye soktu içime. Gözümde şimşekler çakmıştı. Saniyeye 2 vuruş denk getirerek ve her seferinde köküne kadar girip çıkarak götümü sikmeye başladı.Kuzenimle küçük utangaç bir sikişme haricinde tecrübem yoktu. Doruklardaydım.. Beni sikerken bir yandan “sana hanımım diyeyim mi” “ohh sen benim dostum ol seni hep sikeyim olur mu” diye şeyler söylüyordu… Öyle bir halde ne cevap verilebilirdim ki 🙂 sürekli: “ohh de kocacım, hanımın yap beni sik ahh” gibi şeyler hatırlıyorum.
bir süre doggy siktikten sonra içimden çıkıp beni sırt üstü yatırdı ve misyonere geçtik. Buna da bayılmıştım. Çünkü hem içime girerken resmen bam güm sesler çıkartıyor, hem memelerimi yalıyor, boynumu emiyor ve kulağıma “sen benim hanımım ol” diye inliyordu. “Olurum aşkım, kocacım” diye karşılık verirken; “yalnız ben gıskanırım gısıtlarım yasah da goyarım” dediğinde teklifinin ciddi olduğunu ve şehvetle söylenmediğini anladım. Hem çatır çatır sikiliyo oluşum hem de sersemlemem sebebiyle birşey diyemedim. bunun üzerine hacı amca “ben sana kadınlığını yaşatırım, hediyeni eksik etmem kira da vermezsin evin işlerini yaparsın her gece sikerim paradan yana seni mağdur etmem” diye ara vermeden saydırmaya başladı. Ancak kimse bilmeyecekti. Şartı buydu. Üzerimdeydi, bacaklarımla vücudunu kavrayıp kendime çektim, ellerim sırtındaydı… bastırıyordum. “peki” dedim… “olur..”
Kulak mememe yapışıp emmeye başladı ve hızlandı. artık göt deliğim uyuştuğu için sadece zevk duyuyordum acı değil… Öpüşmeye (pardon bademcik ameliyatına 🙂 ) başladığımız anda içime boşalıverdi. Sadece inleyebiliyordum… Yanıma uzandığında zorlukla ayağa kalkıp titreyen bacaklarıma o gün aldığım bir başka külodu ve daracık ince siyah taytımı giyip koynuna girdim.eli götümdeydi. ” Of ne süper götün var sikmeye doyamam ben bunu” dedi… Uzun uzun konuştuk o gece uyumadan. Artık başka bir hayatım oluyordu. Ben onun memleketinden gelen yeğeni gibi davranacaktım. Herkes bizi böyle bilecekti. Ama yalnız kaldığımızda karı-kocaydık artık. Ev işleri, temizlik, yemek…Kira vermeyecektim. Ayrıca büyük bir alışveriş, iç çamaşırları vs vs. alacaktık. Bir kadın gardrobu düzecektik. Tek bir sorun vardı, okula devam etmeme karşıydı. Bırakmak istemiyordum ama artık vazgeçmek mümkün değildi. Ona ilk yalanımı orada söyledim. gidip 2 yıllığına kayıt dondurdum ve evimin kadını olmak üzere hazırlanmaya başladım… Elbette yaşayacaklarımı tahmin bile edemezdim…
(devamı gelecek)

Categories: Uncategorized

%100 Gerçek Ensest Anilarım Bolum: 26 Ozge Yengem

No Comments

%100 Gerçek Ensest Anilarım Bolum: 26 Ozge Yengem
Yanıma cennet geldi. Özge’ye dönüp baktığımda düşünceli gözlerle beni izliyordu.

Cennet;

– Sorun ne tatlım?
– Bir şey yok canım sıkıldı sadece.
– Dolu dolu bir hafta geçirdik. Neden sıkılıyor canın?
– Özge
– Yine mi yeter artık ama Özge Özge bizde varız burada, kendimi değersiz hissediyorum.

Gülümsedim dudaklarından öptüm. Beline sarıldım. Oda bana sımsıkı sarılarak, şefkatli ses tonuyla;

– Bundan sonra seninim.

Yüzüne bakakalmıştım.

– Bakma öyle ciddiyim, seninim. Artık dul bir genç kadın olduğuma göre, istediğin zaman evime gelip, istersen ömrünün geri kalanını orada geçirebilirsin.
– Teşekkür ederim Cennet. Hayatımda gördüğüm en iyi niyetli orospusun.

Kalçalarını sıktırıp boynunu emerek, dudaklarını öptüm. Gülüyor, kendinden geçiyordu. Özge yanımıza geldi tekrar girdi aramıza. Kolumdan çekti kenarı.

Cennet;

– İyi alıştın ha kara kedi gibi araya girip durmaya.

Özge sert ses tonuyla;

– Kes sesini sen!
– İyi ayol, ne bağırıyorsun.

Aysel’in yanına gidiyordu Cennet, Zeki Aysel yengemin dizine yatmış uyuyor, Aysel yengem yorulmuş, etrafı izliyordu.

Özge;

– Ne demek istedin sen?
– Ne konuda?
– Kuzey çıldırtma beni yurt dışına gitme konusunda.

Kolundan tutup sıktırdım;

– Ya ne yapacaktım? Beni bağlayan bir şey mi kaldı amına koyduğumun yerinde?
– Ama hani sana danışacaktım birisiyle olurken?
– Ya ister danış, ister danışmadan boynuzu tak, ama boynuz takamazsın artık siktiğim sıradan kadınlardan birisin. Canım istedikçe sikeceğim bir kadınsın. İşte sırf bu yüzden gitmek istiyorum buralardan.

Özge’nin gözleri dolmuş ağlamaya başlamıştı. Sandalyeye oturup ağlamaya başladı. Yanına gittim oturdum.

Özge;

– Keşke diyorum, keşke yapmasaydım. O gün aldatmasaydım seni, güvenini, aşkını sarsmasaydım. Seninle evlenip kadının olsaydım.
– Namuslu bir kadın olamazsın sen. İçinde her zaman o istek olacaktı. Rüyanda sayıklıyordun.
– Neyi?
– Mehmet’i neyi olacak. Nereden öğrendiğimi sormadın mı hiç kendine.
– Fırsatım bile olmadı ki Kuzey gerçekten seviyorum seni.
– O yüzden mi memelerini emerken, “Mehmet dur yapma burada olmaz” dedin.

Sandalyeyi tutup fırlattım ayağa kalktım. Özge hıçkırarak ağlıyordu;

– Ömrümün sonuna kadar unutmayacağım bir kazık attın bana, aslında o Mehmet’in siktiği, yaladığı amın yüzüne bakmak bile istemiyorum ama…

Özge ağlayarak;

– Ama?…
– Amına koyayım senin Özge! Senin ben ta amına koyayım!

Masaya tekme atmıştım. Bizimkiler tüm gözleri üstümüze çevirmiş, izliyorlardı. Yanından uzaklaştım uzak bir yere gittim. Sigaramı yaktım içiyordum o ara Esma yanıma geldi;

– Ne o burnundan soluyorsun yine?
– Özgeyle ne konuştunuz?
– Ne zaman?
– İlk gün.
– Hiç canım sakinleşmesi için birkaç şey söyledim.
– Sence Özge söylediklerinde gerçek mi?
– Tatlım ben seninle konuştuğumda sana söylemiştim. Zevklerin sınırı, çizgisi yoktur. Zirvesi vardır. Özge bile bu zirveyi zorda olsa kaldırdı. Bu saatten sonra namuslu bir kadın olmasını beklemen yanlış olur.
– Nasıl yani?
– Şöyle yani, burada yaşadıklarını hiçbir zaman unutamayacak,, belki de buradan bazı kişilerle yine görüşecek. Yani ona olan aşkını kıskançlıkla korumaya çalışma. Bugün senin yarrağını yer, yarın başkasının, ondan sonra ki gün başkasının. Artık Özge’yi durdurmaya çalışma gözü açıldı, bu zevki tattı bir kez. Ayrıca çok bencilsin. Sikmediğin kişi kalmadı, Özge siktirince mi tüm bu sorun?
– Ama o evli genç kızı var, bir gün delikanlı olacak oğlu…
– Tatlım benim üniversite çağında oğlum var, onunla her gün seks yapıyorum biliyorsun.
– Ne yani Özge de sen gibi mi olacak.
– Hayır bilemem tabi kesin konuşmayayım, ama oğlu Berkant gibi olacak.
– Nasıl ya anlamadım?
– Tatlım, o çocuk ergenliğe girdiğinde annesinin hareketlerinin farkına varmayacak mı sanıyorsun? Siki annesi için o kadar çok kalkacak ki.
– Tıpkı benim zamanında ona kalktığı gibi mi?
– Daha kötüsü, sen gece onun koynunda yatma şansı bulamadın, tüm gün yanında olamadığın zamanlarda oldu. Ve şuan Özge dul.
– Anlamıyorum şuan hiçbir şey.
– Bak aşkım sana sadece şunu söylüyorum. Normal insan olmaya çalışma. Kimseden de normallik bekleme. Bu gece güzelce uyu, ve olayları analiz et. Dediğimi anlayacaksın. Fantezi dünyasında yaşıyoruz. Şu doğru bu yanlış diye düşünme. Sana tek diyeceğim budur. Kimsenin hayatına karışıp üzme. Kısaca sik ve geç, arkasını sorgulama. Görüşürüz bebeğim.

Yanaklarımdan öpüp ayrıldı yanımdan. Resmen kadın patroniçe gibiydi. Özge tekrar yanıma geldi. Ağlıyordu. Boynuna sarılıp, dudaklarından ateşli bir şekilde öptüm.

Özge;

– Geldik hadi gidiyoruz.
– Üzülme, sil göz yaşlarını. Gitmiyorum bir yere.
– Nasıl yurt dışı?
– Küçüklüğümden beri hayalini kurduğum o amı bırakıp gidemem. Ama bir şey istiyorum?

Özge’nin gözlerinin içi gülüyor. Neşeli bir şekilde göz yaşlarını silerek konuşuyordu;

– Tabi ne istiyorsun?
– Şu danışma fikrini bana da sor, yiyeceğin yarrağın bir değeri olsun ucuz insanlarla yatma.

Dudaklarımı öpüyor, boynuma sarılıyordu. Belinden sarılıp bizimkilerin yanına gittim. Zeki hala Aysel yengemin dizinde uyuyordu.

Ben;

– Zeki kalk lan geldik.
– Ya dur hacı gülle az daha uyuyim.
– Zeki dayı geldi götümü sik diyor.

Zeki fırlayarak kalktı yattığı yerden. Gözlerini ovuşturdu.

– Ya sikerim dayı sal artık sal bitti parti amına koyduğum. Ya hacı gülle aklımı aldın amına koyayım.
– Hadi lan ağlama kalk gidiyoruz.

Aysel yengemin elinden tutup kaldırdım. Dudaklarını öpüyordum yanımda Özge bize bakıyordu. İkisini de yanıma çektim.

– Bir ara sizle grup yapalım.

Kalçalarını sıktırdım ikisinin de. Cennet içeriden bavulunu sürükleyerek geliyordu.

Aysel;

– Cennette gelsin ama. Çok sevdim kızı, ayrıca özgeden daha güzel am yalıyor.

Özge Aysel’in koluna vuruyordu. Gülerek başımla onayladım. Cennet yanımıza geldi.

– Ben gidiyorum. Söylediğimi unutma kapım her zaman açık.
– Merak etme. Bir tanemsin.

Dudaklarını sıkı sıkı öptüm.

– Tek gitme bırakalım seni.
– 3 tane erkeğim var merak etme.

Ferhat, Mete arkadan bavuluyla geldi.

– Aynen, biz direk cennet’in evine gidiyoruz. Partiye biraz da orada devam edecez.

Zeki;

– Bensiz parti olmaz hacı gülle.

Ben;

– Tamam beyler görüşürüz. Bizde bir taksi çağırıp gideriz eve.

Arkadaşlarımla ve Cennetle vedalaşıp gemiden indirdim. Yanımızdan Mehmet geçiyordu. Adamın yürümeye hali kalmamış, perişan haldeydi. Yüzümüze bile bakmadan, arkasını bile dönmeden gemiden inip gitti Mehmet. Arkasından intikam dolu gözlerle bakıyor, o adamı gördükçe kan tepeme sıçrıyordu. İki yengemin de beline sarıldım ileride ki durağa kadar yürüdük. Bir taksiye binip Özge ile olduğumuz eve geçtik. Kapıyı Gülizar açmıştı. İzmir’in havasını bilen bilir. Nemi çok, boğuk, daraltıcı bir sıcakları vardır. Gülizar bundan etkilenmiş olmalı. Daracık giyinmiş, yaşına göre büyük göğüsleri meydanda uçları resmen gözümün içine bakıyordu. Annesinden almış memelerini belliydi. Ama dedim ya Gülizar’a asla o gözle bakmıyordum. Çok güzel bir kızdı. Aklımdan herhangi bir şey geçmiyor, haliyle gözüme o seksiliği, çıtırlığı çarpıyordu sadece. Eve girdik. Bavulları kenarı bıraktım. Aysel yengem duş alıp hemen uyuyacağını söyledi. Bende üst kata çıktım duş alacaktım. Özge Baran’a bakmak için Gülizar ile odaya girdi. Duşa girdim, hızlı bir şekilde yıkanıp çıktım ama havlu yoktu odamda. Kapının önünden kafamı uzatıp bağırdım

– Özge havlu verir misin ıslak kaldım?
– Aferin kuzey ya Baran’ı uyandırdın!

Ben nasılsa Özge getirecek diye kapının arkasından çekildim, üstümde hiçbir şey olmadan boy aynasından sakalıma bakıyordum. Kapı açılınca, kapıya doğru gittim;

– Kızım nerde kaldın ıslattım her yeri ya!

Kafamı kaldırdığımda karşımda Gülizar vardı. Çırılçıplak kızın karşısındaydım. Açıkçası, o duşta Özge’ye bir posta kayarım diye sikimi sıvazlayıp sertleştirmiştim de. Ama gülizar’ın geleceğini nerden bilebilirdim ki. Panik olmuş, donup kalmıştım.

– Kızım ver şu havluyu Özge niye getirmedi?

Gülizar kafasını yan tarafa çevirdi, bir eliyle gözünü kapatıp havluyu bana uzattı;

– Abi pardon birden girmemem lazımdı.
– Yok sorun değil çık hadi.
– Tamam abi.

Eliyle yüzü kapalı kapıyı arıyordu. Havluyu belime sardım;

– Aç gözünü aç sardım havluyu.

Yüzüme bakıp güldü çıktı odadan. Ellerimle saçlarımı topladım. Ulan kız her şeyimi gördü, hay amına koyayım diyordum. Bir taraftan da hoşuma gitmişti açıkçası, onun bu gülümsemesi, utanması. Ulan ne yapıyorsun kuzey kendine gel dedim kendime. Aşık olduğun kadının kızı o, hadi her şeyi siktir et, elinde büyüdü o çocuk, ne düşünüyorum ben amına koyayım!. Sırt üstü yatağa zıplayarak uzandım. Gözlerimi kapattığım gibi uyumuştum. Rüyamda Gülizar’ı görüyordum. Rüyam şöyle geçiyordu.

“Gülizar okuldan gelmiş, altında kısa eteği, üzerinde memelerini gösterecek kadar açık bir gömleği ile eve girmiş, ben duştayken beni izliyordu. Göz göze geldik. Konuşmuyorduk. Ben yıkanmaya devam ediyordum. Gülizar o ince bacaklarıyla kırıtarak yanıma geldi, duşun altına o şekilde girdi. Üzeri ıslandıkça beyaz gömleğinden yeni olgunlaşmaya başlamış, ama annesi gibi olgun, kocaman greyfurt büyüklüğünde memeleri belli oluyordu. Pespembe meme uçları sertleşmiş, gömleği zorluyordu. Eline sikimi almış sıvazlıyor, çömelmiş, suyun altında sikimi lolipop yalar gibi yalıyordu. Taşşaklarımı emiyor, kasıklarımı yalıyordu. Ayağa kaldırdım. Taş gibi sert memelerinin hepsini ağzıma alıp emiyordum. Eteğini sıyırdı attı kenarı, içinde külot yoktu, tap taze, kılsız, bembeyaz bir amı vardı. Burnumu içine sokup kokluyordum. Daha am deliği olgunlaşmamış bile, sidik deliği belirgin olan bir amı vardı, zayıf olmasına rağmen kabarık, etli amcığı vardı. Pembe dudaklara sahip, döllenmiş gibi sulanıyordu o taze amı. Dilimle o sularını yalıyor, tazecik am kokusu eşliğinde amını yalıyordum. Yüzünü bana döndü ve tekrar yalamaya başladı. Çok iştahlı yalıyor, ağzının içine sikimin kafasından başka bir şey sokamıyordu. Hayatımda hiç boşalmadığım kadar boşalmaya, böğürerek inlemeye başladım.”

Gözlerimi açtım. Sikimi hala birisi yalıyordu. Yoksa? Gülizar? Pikeyi kaldırdım Özge sikimi emiyordu. Ağzında döllerim vardı. Yan taraftan bir peçete alıp döllerimi ona tükürdü, dudaklarının kıyısından döllerim akarak konuşuyordu;

– Of kuzey seni görende yıllardır boşalmadı sanar. Doldurdun ağzımın içini.

Sitemkar tavırlar söylüyor ama hoşuna gittiği yüzünden belli oluyordu. Saçlarından tutup üstüme çektim. O memelerini ağzıma alıp emmeye başladım;

– Rüyamda da seni sikiyordum o yüzden boşaldım bu kadar.
– Nasıl sikiyordun?
– İşte böyle…

Memelerini emiyor, kalçalarından tutup suratıma oturtuyor, amını yalıyordum. Elini arkaya atmış, oluk oluk boşaldığım halde inmemiş sikimi sıvazlıyordu. Nasıl insin rüyamda Gülizar’ı sikiyordum. Özgenin kalçalarından tutup kaldırdım. Yatağa domalttım. Amına sokup çıkarttıkça sanki altımdaki Gülizar gibi hayal ediyor, rüyamı gözümde canlandırıyordum. Tüm bunları yaparken daha çok azıyor, Özge’yi her zamankinden daha güzel sikiyordum. Çok geçmeden tüm döllerimi amına akıtmıştım. Özge’nin bacakları titriyor, öküz gibi böğürüyordu. Yanına yığıldım. Dudaklarımı emiyordu;

– Dün gece ne yedin içtin aşkım sen? Uzun zamandır böyle sikmemiştin, parti hariç.
– Özledim demek ki yatağımız da seni sikmeyi. Aysel nerede Gülizar gitti mi okula?
– Aysel erkenden gitti. Abim geldi aldı. Cevat hastalanmış doktora gittiler.
– Hadi ya neyi varmış ki?
– Ateşlenmiş aşkım.
– Hmm Gülizar?
– Hazırlanıyordu kahvaltı edelim hadi kalk.
– Tamam.

Dudaklarımdan öptü ve üstünü giyinip aşağıya indi. Bende üzerimi giyinip arkasından gidiyordum. Gözüm Gülizar’ın kapısına takıldı. Özge mutfakta bir şeyler hazırlıyor, beni görmüyordu. İçim içimi kemiriyordu aralık kapıdan bakmak için. Tam kapıya yanaştım, Gülizar çıktı birden karşıma.

– Abim baran uyuyor mu?
– Uyuyor.
– Dur bir bakayım özledim keratayı.

Gülizar kahvaltı masasına gidip oturdu. Odasına girmiştim. Asıl amacım tabii ki de baranı sevmek değildi. Rüyanın etkisinden çıkamamıştım. Etrafta kirli çamaşırını arıyordum. Gülizar dağınık bir kız olduğu için bulmam zor olmadı. Yatağının üzerinde sutyeni, külotu vardı. Beyaz önü dantelli sutyen giyiyordu çıtırım. Elime alıp kokladım. Mis gibi kokuyordu. Bu koku hiçbir kadında yoktu. İlayda’da bile yoktu. Külotunu elime aldım Özge içeriden bağırdı;

– Kuzey hadi kahvaltı hazır çayın soğuyor gel!

Baran uyuduğu için karşılık veremedim. Külotunu cebime sokup çıktım odadan.

– Günaydın dünya güzelleri…

Diyerek önce Özge’nin yanaklarından, daha sonra Gülizar’ın yanaklarından öpmüştüm. Gülizar yanaklarını bana doğru getirmişti rahat öpmem için. Aynı zamanda kahvaltısını yapıyordu. Çok tatlı görünüyordu. Kucaklayıp yatırmak istiyordum masaya. Ama yapamazdım. Bunları düşündükçe içime pişmanlık düşüyordu. Özge yengeme hiç hissetmediğim Aysel yengem de hiç hissetmediğim müthiş bir pişmanlık. Gülizar’ın yanaklarını öperken gözlerimle askılının arasından memelerini süzüyordum. Pişman olup geri çekiyordum gözlerimi. Kahvaltımı yapıp babamlara gittim. Yolda sürekli içimde müthiş bir pişmanlık ve aynı zamanda tarif edilemez bir zevk vardı. Ben ne yapıyordum? Sırf sikini Mehmet gösterdi kıza diye, Mehmet’i onca erkeğe siktirmiştim. Kendime ne yapacaktım? Ya Özge duysa? Mehmet’e o kadar sert ceza vermedi aslında, ama benden imkansızdı böyle bir şey beklemesi. Her ne kadar psikopat gibi kadını grup seksin içine atsamda, yine de yanında ben vardım. Gülizar’a bu gözle bakacağımı asla düşünmezdi. Aklımı kemiriyordu bu düşünce. Babamların evine geldiğimde merdivende annemle bir adam oynaşıyordu. Kim ulan bu adam diye bakıyordum. Merdivenin altından yukarı kafamı kaldırdığımda bir adam kapının önünde annemin götünü okşuyor, annem ayakkabısını giyerken domalıyor adam anneme dayıyordu. Annem güzel bir kadın değildir bu yüzdendir hiçbir zaman ona karşı ilgim olmadı. Övünmek için yada başka bir şey için söylemiyorum ama Özge yengem, Aysel yengem gibi özellikle tazecik İlayda, ve Cennet hoca o partilerde ki annem yaşında ama anneme bin basan güzel kadınlarla olduğum için belk**e, ergenliğimde de Özge yengemle olduğum için asla bu gözle bakmadım. Bu manzara karşısında da asla o gözle bakmadım. Sadece şok oldum. Annemden bunu asla beklemezdim.

Merdivenlerden iniyorlardı. Merdivenin altına girip saklandım. Adam annemin götüne elini atmış mıncıklayarak çıktılar. Bir dobloya binip uzaklaştılar. Eve gittim kapıyı çaldığımda babam açtı kapıyı;

– Hoş geldin oğlum.
– Hoş bulduk baba kapıdan çıkan kimdi annemin yanında ki adam?
– Medikalde bir iş buldu annen sıkılmış evde, patronuydu oda. Onunla gezip ürün satıyorlar.
– Ne zaman buldu bu işi?
– Sen partiye gittikten sonra.
– İyi de çalışmasına gerek var mıydı?
– Geç paşam geç. Bundan sonra çalışması daha iyi.
– Hayırdır baba ne oldu?

Babam sırtımı sıvazladı. Balkona geçip oturduk;

– Baba sıkıntılı bir durum mu var?
– Var paşam. Kum gemisine ortak olmuştum ya
– Evet baba?
– Oradan çok güzel paralar kazandık başta o yüzden çiftliğe, Özge ile senin eve alacak para kazandım.
– Eee?
– Eee’si bir ihale vardı, bu ihayeleyi kazanmak içinde 2 milyon tl gibi bir fiyat gerekliydi. Bende borç harç buldum bir yerlerden. Borç aldığım kişi karşı ihalenin sahibinin tanıdığıymış, işin içine girdi. Ev araba herşey gitti elimizden, kaybettik ihaleyi. Elimde 2 milyon para kaldı onu geri verdim faizine ancak tüm evleri, arabaları satmam gerekti.
– Baba? Sen? Bir dakika ya şaka de ne olur. Baba yapma bak üniversitem var daha.
– Oğlum biliyorum ama elimizde hiç para kalmadı.
– Nasıl kalmadı ya? Ne zaman satılıyor evler?
– Satıldı zaten boşaltmamız için 2 haftamız var.
– 2 hafta mı? Baba sen ne diyorsun ya?
– Maalesef.
– E çiftlik?
– O elimizde ama onunda geliri çok iyi değil. Yani yaşantımız bu kadar güzel olamayacak. Üniversiteye gene gidersin paşam hallederiz sıkıntı etme sen. Sadece sizin düğün işi uzayacak. Şuan yapamayacağız.
– Tamam baba arabam da gitti mi?
– Yok onu satmadım garajda.
– Vay be elimizde kala kala benim kara mamba mı kaldı?

Babam gülüyordu.

– Aynen bir tek kara mamban kaldı benzin alacak para olmayınca su katarız artık.

Kahkaha atarak ayrıldım yanından. İçeride mektup gibi bir zarf vardı. Elime aldım inceledim askerlik belgesiydi bu.

Askere cagiriyorlardi. Celp belgesiydi bu. Peki ya universite? O ne olacaktı? Sikerim anasını avradini herşeyin dedim. İlk önce arabami satmam gerekiyordu. Babamin calisma odasina gidip arabamin ilanlarina baktim. Yaklasik 3 5 aşağıya ilana koydum. Arabami satip askerliğime gidecek. Universitemi askere gideceğimi bildirip donduracaktim. Ilani verir vermez disariya kostum. Arabama son kez binip askerlik subesine gittim. Gerekli evraklari, tüm bilgileri almistim. Artik gerekli olan tek sey şu evraklari aile hekiminde muayene olup imzalatmakti. Onlari da hallettigimde akşam olmustu. Cok yorulmustum. Telefonuma bakmamistim bile. Herkes aramıştı beni. Ani karar verdim. Pisman miydim? Hayir amina koyayim neden pisman olayim. En azindan 1 sene boyunca kafam dinc olacakti. Kendi evime gittim kapiyi caldim. Ozge yemeği hazırlamış beni bekliyormuş

– Kuzey neredeydin? Arıyorum acmiyorsun telefonlarimi?
– Kusura bakma askerlik isini halletmem gerekiyordu.
– Ne askerliği?

Iceriye gecip oturdum. Özge telaşla yanima geldi.

– Bildigin askerlik. Celp belgesi gelmiş askere çağırıyorlar. Al bak.

Evraklari ona uzattim. Inceliyordu.

– Ya sen ciddisin. Peki ya okulun, eğitimin ne olacak?
– Askerden gelince devam edeceğim. Babam battı gibi birsey. Bu ev, araba hep satildi. Elimizde sadece çiftlik kaldı. Artik tek gelirimiz orası. Onu da babam satmak istemiyor. Senin ailen de oradan geçim sağlıyor çünkü.
– Sen de çareyi kaçmakta mi buldun? Peki ben ne olacağım?
– Sana birşey olmaz.

Kulağına egilip fisildadim.

– Yiyecek yarrak bulursun nede olsa.
– Kuzey mesele o değil. Ben sensiz ne yapacağım diyorum sana?

Kolumu omzuna atip cektim kendime. Sariliyordum, Ozge ağlıyordu. Herkes icin en iyisi bu hem askerligim aradan ciksin istiyorum onumde durmasinm diyerek teselli ediyordum onu. Gülizar kapiyi anahtariyla acip girdi içeriye. Özge omzumda agliyor gördü.

– Anne iyi misin? Neden ağlıyorsun? Abi?

Özge:

– Abin askere gidiyormuş.

Gülizar ile göz göze gelmiştik. Gözleri dolmuştu resmen. Kosarak bana sarıldı.

– Abi okulun yok mu neden gidiyorsun?
– Herkes için en iyi durum bu canım.

Özge’nin elini tutuyordum bir taraftan. Yemek masasina geçtik. Kimse bir lokma yemedi.

Özge:

– Sizinkilere söyledin mi peki?
– Sonra söylerim.

Gülizar:

– Şey ben simay ablamla konusurken söyledim bilmiyorlarmis bize geliyorlar şimdi.

Gülizar telefonda kardesimle mesajlasirken söylemiş. Bizimkiler eve geliyordu konuşmak için. Kisa zaman geçti kapı çalmıştı. Gülizar koşup kapiyi acti. Annem aglayarak ustume kosuyordu. O gordugum manzaradan sonra sarilmak bile istemiyordum anneme. Boynuma sarilip ağlıyordu. Babam ayakkabilarini cikartti koydu kenariya. Simay yanima oturdu.

Annem:

– Kuzum nereden çıktı bu şimdi?
– Anne nasil olsa gidecegim. Ha bugün ha sonra ne fark eder.
– Kuzum oyle de acelesi mi vardı.

Anne bile demek gelmiyor soğuk davraniyordum. Babam arkama gecip ellerini omzuma atti.

– Ne de olsa Vatan borcu. Elbet ödenecek. Oğlan haklı hanım. Gitsin gelsin yasi geçmeden. Okulu ne yaptin paşam?
– Kazandığım universiteye gidip askere gitmek istedigimi soyleyip, şu belgeleri vereceğim. Bir yıl boyunca sure taniyacaklar. Sadece o yilin kayit ucretini odeyecegim onlara.
– Parayı nasil bulacaksin paşam hic yok bende.
– Kara mambayi sattim baba. Ilana koydum alirlar elbet.

Babam daha çok üzülmüştü. Arkasini dönüp mutfaktan balkona çıktı. Özge ile annem sanki evden cenaze çıkmış gibi ağlıyordu. Telefonum çaliyor. Mete arıyordu.

– Alo kanka neredesin?
– Evdeyim moruk.
– Cenneti aldik bara geçeceğiz. Gelmek ister misin?
– Valla cok iyi olur hem konusacaklarim var sizle.
– Hayirdir ne konuscaz?
– Gelince konuşuruz.
– Tamam 15 dakikaya sizin evdeyiz.

Evdekilere cikacagimi söyledim. Yukarıya çıkıp giyindim. Dis kapiya çıkıp sigarami yaktigimda cocuklar gelmişti. Arabanin camindan Zeki kafayi çıkarttı.

– Hist haci gülle. Bak kim var burada.
– Kim var Zeki?
– Sarışın bil bakalim kim?
– Merve mi?
– Oğlum o kızıl yapti saclarini o değil.

Gülerek arabaya yaklastim. Kapiyi zeki açtı. İçeriye girdigimde sarisin olan Ilayda idi. Gorunce şaşırmıştım.

Ilayda:

– Selam kuzey.

Şaşkın surat ifadesiyle.

– Selam İlayda? Sen yurt dışında değil miydin?
– Evet, dün döndüm. Sınav sonuçlarımız açıklanmış baktın mı?
– Hayır ne zaman açıklandı?
– Dün. Öğrenci numaranı ver bakalım hemen.
– Tabi bakalım.

Çok heyecanlanmıştım.

Ferhat;

– Kanka biz zeki ile mezuna kaldık. Seneye bir daha deneyeceğiz.

Zeki arkasına yaslanıp İlayda’nın omuzlarına attı kolunu;

– Baba taşşaklı, babanın taşşaklara el arabası lazım. Hişt kuzeyin oğlu git şurdan el arabası kap gel taşşaklarımı taşıyıver be hadi hacı gülle.
– Taşşağını siktirtme Zeki. Ne oldu amına koyayım? Nereyi kazandın?

Zeki elinde ki kağıdı gösterdi. Gözlerim yuvalarından çıktı resmen;

– Ananın amına koyayım bu ne lan? Ne yaptın piç bu sıralama ne?

Zeki ilk 2500 kişinin arasındaydı sıralaması. Puanını okuyamadım bile. Sayısalda full çekmişti.

Zeki;

– Söylüyorum oğlum size. Babanın taşşaklara beton döksen yetmez. Hey yavrum hey.
– Vay amına koyayım be!

İladya;

– Kuzey!
– Kızım ne bağırıyorsun korktum ne oldu?
– Kuzey! İnanamıyorum! Harikasın tebrik ederim!

Kucağında ki laptopu kenarı fırlattı. Kucağıma oturup boynuma sımsıkı sarılıyordu.

– Kızım ne bu sevinç nereyi kazandım? Sıralamam kaç?

Kucağımdan indi. Laptopu eline alıp ekranı gözüme sokuyordu. Çok şaşırmıştım ellerimle ağzımı kapatıp;

– Vay ananı avradını sikeyim bu ne lan! Şaka mı abi bu oha lan!

Zeki;

– Ne oldu ki? Ver bakayım? Ooofofff ananı sikeyim ananı bu ne! Hişt hacı gülle hadi iyisin iyi, benim taşşaklar ezildi bak şimdi. Seninkilere el arabası da yetmez ama olsun.

İlk 1000 kişi arasına girmiştim sıralamada. Kendime hayret ediyordum. Ama sevincim fazla uzun sürmedi.

– Ferhat kanka sağa çeksene.
– Ne oldu kanka
– Çek kanka sen bir yere toslamanı istemiyorum yine.
– Tamam kanka çektim.

Ferhat arabayı kenarı çekti. Konuşmaya başladım;

– Ben bu sene gitmeyeceğim üniversiteye. Askerlik belgem gelmiş. Şubeye gidip konuştum. Okulu seçince orayla da konuşacağım. Askere gidiyorum bu yıl.

Herkes şok olmuş, dut yemiş bülbüle dönmüşleri. Aval, aval yüzüme bakıyorlardı.

Zeki;

– Mete Kuzeyin oğlunun kafasına bakıver yarıldı mı? Ne diyon hacı gülle sen?

Mete;

– Yok kanka kafası temiz, klorak mı içtin oğlum?

Ferhat;

– Rahat mı battı bilader?
– He amına koyayım rahat battı. Sorma o kadar rahatım ki. Götümden girdi ağzımdan çıktı.
– Dur kanka sinirlenme hemen. Gidince konuşuruz.

İlayda siğim, siğim ağlıyor. Konuşmuyordu. Bara gidene kadar konuşmadı hiç kimse. İlayda pencereden kafasını uzatmış, sessiz, sessiz ağlıyordu. İlayda’nın yanına gidip oturdum. Yol boyunca saçlarını okşuyordum. Bara gelmiştik. Arabadan indik, içeride ki atmosfer harikaydı. Kafayı dağıtmaya çok ihtiyacım vardı. Bir köşeye geçip oturduk, içkilerimizi söyledik. Babamın iş durumundan bahsettim arkadaşlarıma. Hepsi de çok üzülmüştü. Baya bir süre konuştuk, içkilerimizi içtik. İlayda’ya sürekli sarılıyor, öpüyordum. Ayrılmıştık sevgilim değildi ama tadı damağımda kalmıştı açıkçası. Elinden tutup piste kaldırdım. Doyasıya kadar pistte öpüşüyorduk. Artık hızımızı alamadık. Barın tuvaletine soktum İlayda’yı. Kucağıma alıp duvara yasladım. Deliler gibi öpüşüyorduk.

Üzerinde ki ince askılı bluzdan memelerini çıkarttım onları emiyordum. Çok özlemiştim bu memelerin tadını. Altındaki eteği sıyırıp yukarı çekti. Külotunu yarı yere kadar sıyırdı. Pantolonumun kemerini çözüp aşağıya sıyırdım. İlayda eğildi. Boxerın kıyısından sikimi çıkartıp yalamaya başladı. Artık ısırmıyor hatta mükemmel yalıyordu. O acemiliği atmıştı üzerinden. İlayda sikimi yalarken, saçlarını okşuyor, sikimi boğazına kadar bastırıyordum. Saçlarından tutup kaldırdım, domalttım İlayda’yı . kalçalarını ayırıp o mis gibi kokan, ıslanmış amını yalamaya başladım. Sarı sarı tüyleri vardı amında. Ben yaladıkça dudaklarımı gıdıklıyordu. Daha fazla dayanamadım çok tatlı bir amı vardı. Sikimi amına bastırdığımda ilk günkü gibi dardı amı. İnlememek için koluyla ağzını kapatıyordu. Sikimi iyice soktum o dar amına. Git gel yapmaya başladım. Baya bir süre git gel yaptıktan sonra sikimi içinden çıkardım. Amının dudaklarına volkan gibi patlamıştım. Tüm döllerim amından yere damlıyor, süzülüyordu. Eline peçete alıp amını temizledi. Pantolonumu giydim. Oda külotunu yukarı çekti ve eteğini indirdi. Memelerini tekrar içine sokup üzerini düzeltti. Dudaklarımdan öpüp, elimden tuttu. Tuvaletten çıkmıştık bizimkilerin yanına gittik hafif çakır keyif olmuşlar. Zeki barda bir kadın bulmuş onunla dans ediyordu.

Zeki;

– Hacı gülle, siktir et askerliği bak ortam şahane orda göt mü sikecen napacan amk?

Yerime geçip oturdum. İlayda kucağıma oturuyordu. Sırtını, bacaklarını okşuyor. Kollarını öpüyordum. Sabaha kadar bu şekilde eğlendik. İçmeyi bıraktık bir zaman sonra bir kafeye gidip türk kahvelerimizi, sodalarımızı içtik. Yemek yedik. Gün ağarmış sabah olmuştu resmen. Biz de ayılmış kendimizdeydik ama çok yorgunduk. Arkadaşlarıma kendim gideceğimi söyledim. Onları uğurladım ve telefonumu çıkartıp Aysel yengemi aradım.

– Alo yenge uyandın mı?
– Çoktan kahvaltı yapıyorum ne oldu kuzum?
– Müsaitsen yanına geleceğim hasret giderelim biraz.
– Ihm bir dakika. Kuzum sofradayız. Müsait değilim aslında.
– Daha iyi ya. Heyecan olur biraz.
– Deli çocuk iyi gel madem.
– Gelme desen gelmeyeceğim sanki…
– Gelirsin sen. Hadi kahvaltıya dönüyorum
– Afiyet olsun yengelerin en ateşlisi

Yengem gülerek telefonu kapattı. Bir taksi buldum ve köye doğru gitmeye başladım. Biraz uyumuştum takside. Taksicinin sesiyle uyandım;

– Kardeş köye geldik nereye bırakayım.
– Şu soldan gir tekin çiftliği var orada inecem
– Tamam.

Gözlerimi ovuşturdum. Taksicinin parasını verip indim taksiden. Çiftliğe girdim. Evin kapısını çalıyordum açan yoktu. Aysel yengemi aradım telefonla;

– Yenge neredesiniz?
– Kuzum ahırdayım. Abinler bahçede.

Telefonu kapattım önce bahçeye uğrayıp selam verdim herkes bahçeye bir şeyler ekiyor, güllü nenem tavukları güdüyordu. Hayvanlara bakacam diyerek ayrıldım yanlarından. Aysel yengen de orada dedi güllü nenem tamam hem onu görürüm dedim ahıra gidiyordum.

Ahırın kapısını açtım içeriye girdim. Aysel yengem saman balyaları ile uğraşıyor, altında incecik şalvarı kalçaları bir oyana, bir buyana sallanıyordu. Eğilip kalktıkça göt ayrımı belli oluyordu şalvar üzerinde. Arkasına gidip sikimi götüne yasladım. İrkilmişti;

– Ayy! Kuzey senmiydin korkuttun.
– Başka birini mi bekliyordun?

Elimle götünü okşuyor, beline sarılıp sikimi iyice bastırıyordum.

– Yok bu kadar sert bir sik yok bizim ailede. Dur kuzey giren oluverir.
– Bir şey olmaz gel bakayım şöyle köşeye özledim kız o ateşli amını.
Yengemi belinden tutup samanların arkasına çektim içeriye birden giren olursa toparlanacak zamanımız olurdu en azından. Gözüm dönmüştü zaten. Bağrı açık, götü meydanda, altında şalvar, kafasında yazma. Böyle daha seksi görünüyordu ateşli yengem.

Altındaki şalvarı sıyırmaya çalışıyordum. Dur yapma gelen olur diyerek izin vermiyordu. Yazmasıyla birlikte saçlarını tutup domalttım önüme. Altında ki şalvarı külotuyla birlikte dizlerine kadar sıyırdım. Burnumu amına dayadım. Aç kurt gibi götünü, amını yalıyordum. İş yapmaktan terlemiş, yapış yapış olmuştu apış araları. Ben yaladıkça saman balyalarını sıkıyor, dur yapma diyordu ama nafile. Köpek gibi yalıyordum o terli amını. Kıllanmıştı iyice amı, kesmemiş. Ağzıma kılları gelip duruyordu, kötü kokmuyor, aksine kıllı olduğu için daha çok terlemiş, tüm sularını yalayarak emiyordum amının dudaklarını, yalıyordum kasıklarını. Kalkan sikimi çıkarttım ve birden kökledim amına. “ahh dur yavaş” diye inledi. Hızlı hızlı sokup çıkartıyordum amına. Amı çok ıslanmış, terle karışık ahırda, “şap şap” kasıklarına vurma seslerim duyuluyordu. “yavaş gelen olacak off içimi oydun” diyordu. Ama dinlemiyor, o böyle dedikçe daha sert sikiyordum. Bir süre bu şekilde siktikten sonra belinden tutup çektim önüme çömelttim. Ağzına sikimi verip yalatmaya başladım. İştahlı bir şekilde yalayarak boşaltıyordu beni. Kafasını çekmek istedi ama izin vermedim. Kafasından tutup bastırıyor, tüm döllerimi ağzına akıtıyordum. Ağzına iyice boşaldıktan sonra kafasını bıraktım. Bacaklarıma vuruyordu. Ağzında ki dölleri kenarıya tükürdü. Başında ki yazmayı çıkarttı, ağzını sildi. Gözlerimin içine bakıyordu;

– Ne hayvansın kuzum sen ya
– Özledim diyorum değil mi?

Kapı açılmıştı. Apar topar sikimi içime soktum. Balyayı taşımaya çalışıyor gibi yaptım. O ara Aysel yenge şalvarını üzerine geçirip yazmayı donunun içine soktu. Balyayı sırtlandım.

– Yenge nereye koyayım bunu
– Köşeye koy kuzum.

İçeriye güllü nenem gelmişti;

– Hay maşallah kuzeyime bak. Yavaş annem incitme belini. Aysel kızım hadi çay koy da içelim. Baban çay istiyor.
– Tamam anne.
– Yenge dur bende geleyim Cevatı seveyim biraz.
– Git kuzum git, çaydanlığı getirirsin yengene.

Güllü nenem hayvanların yanına geçti. Aysel yengemle yan yana yürüyerek eve gidiyorduk. Bahçeye baktığımda hala bahçeyi belliyorlardı.

Cevat dede;

– Paşam bir şişe buz kap gel sana zahmet dolaptan.
– Tamam dede.

Aysel yengemin bacaklarını elliyordum yürürken. “yapma öküz” diye fısıldıyordu. “doymadım bir posta daha atayım mı” diye sorduğumda yüzü gülüyordu. Telefonum çalıyor Özge yengem arıyordu;

– Tatlım neredesin?
– Çiftlikte.
– Orada ne yapıyorsun?
– Sıkıldım dolaşmaya geldim.
– Öğlen oldu gelmedin merak ettim.
– Aramayı unutmuşum sarjım yoktu.
– Tamam tatlım sorun değil, Aysel yanında mı?
– Evet.
– Verir misin.
– Tabii

Aysel yengeme uzattım telefonu. Bir şeyler konuşuyorlardı. Aysel yengem yavaş yavaş geliyordu. Cevat dede su istediği için koşarak eve gittim dolaptan suyu kaptım. Bir an önce suyu verip eve tekrar dönüp Aysel yengemi sikmeyi istiyordum tekrar. Suyu alıp çıktım evden bahçeye koşuyordum. Aysel yengem hala telefonda konuşuyordu. Suyu verdiğimde geri döndüm. Aysel yenge bahçede değildi. Eve gittim, mutfağa girmiş, çay suyu koyuyordu tüpe. Arkasına geçip beline sarıldım.

– Kuzey dur bak valla gören olacak korkuyorum.
– Herkes çalışıyor sen gibi yarrak mı yiyor? Kim görecek.

Tekrar altından şalvarı sıyırdım. Arada bir pencereye kafasını uzatıp gelen giden varmı diye göz ucuyla bakıyordu. Kucakladım masaya oturttum Aysel yengemi. Bacaklarını araladım amını yalıyordum.

– Şu kılların bile tahrik ediyor beni.
– Gidemedim özgelere, Gülizar alıyordu kılları.
– Gülizar mı temizliyo senin amını?
– Evet ben alamıyom ağda ile.
– Off ağda mı yapıyorsun birde kaymak gibi oluyor mu?
– Hemde nasıl bal dök yala.
– Bala gerek mi var, bak yaladıkça bal damlıyor amından.
– Salak.

Diyerek kafama vurdu. Arada kafasını geriye atıp pencereden bakıyordu. Ben de o ara sikimi tekrar çıkardım bacaklarını belime doladım ve amına pompalamaya başladım. İnlememek için kendini zor tutuyor, sürekli pencereden dışarıyı gözetliyordu. Üstünde ki tişörtü sıyırdım. Memelerini ısırıyor emiyordum. Yengem kısık sesle “ahh offf” diyor, pencereye bakmayı ihmal etmiyordu. İyice hızlandım memelerini emerek amına pompalıyor, yengem zevkten kafamı bastırıyor, memelerini ağzıma sokuyordu.

Bu şekilde çay suyu kaynayıp taşana kadar siktim amından. Sikim patlayacaktı artık, Aysel yengem orgazm oluyor, kafasını geriye atıp kısık sesle böğürüyordu “ohh off bittim” ben hızlı hızlı amını sikmeye devam ediyordum.

Mutfağın kapısı birden açılmıştı. O anki korkuyu hiçbir şeye değişemem. Sikim amının içinde kalmış, Aysel yengem kafamı bastırıyor, kapıya bakıyor, memelerinden ağzımı çıkartıp kafamı kapıya uzattım. Yengem masasın üstünde bacaklarını belime dolamış, sikim amında, memeleri dışarıda, birine yakalanmıştık, kapıda şuanlık sadece gölge gözüküyor, bizi izliyordu…

26. BÖLÜM SONU

DEVAM EDECEK…

LÜTFEN DEĞERLİ YORUMLARINIZI ESİRMEYİNİZ!…

Categories: Uncategorized
istanbul travesti istanbul travesti istanbul travesti ankara travesti Moda Melanj kuşadası escort bayan çankaya escort mecidiyeköy escort beylikdüzü escort istanbul escort ankara escort bayan bornova escort balçova escort mersin escort Hacklink Hacklink panel Hacklink panel bursa escort ankara escort burdur escort çankırı escort düzce escort gümüşhane escort karaman escort kırıkkale escort kırklareli escort kırşehir escort nigde escort ordu escort sinop escort tokat escort yozgat escort zonguldak escort bursa escort malatya escort fethiye escort alanya escort manavgat escort karabük escort osmaniye escort marmaris escort batman escort Ankara escort bayan Ankara Escort Ankara Escort Rus Escort Eryaman Escort Etlik Escort Sincan Escort Çankaya Escort hurilerim.com Escort Antalya Escort Alanya Escort Antalya Merkez Escort Antalya Otele Gelen Escort Antalya Rus Escort Belek Escort Fethiye Escort Kemer Escort Kepez Escort Konyaaltı Escort beylikdüzü escort antalya rus escort escort anadolu yakası escort otele gelen escort keçiören escort etlik escort çankaya escort mamasiki.com bucur.net hayvanca.net lazimlik.net cidden.net Escort bayan Escort bayan escortsme.com anadoluyakasikadin.com kadikoykadin.com atasehirkadin.com umraniyekadin.com bostancikadin.com maltepekadin.com pendikkadin.com kurtkoykadin.com kartalkadin.com wbahis